Ana içeriğe atla

Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni Gerçekleşti

Sabancı Üniversitesi Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni, 21 Mayıs 2019, Salı günü, Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın katılımıyla Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşti.

Törende, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Alev Topuzoğlu ve Ali Alpar; Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri Erdağ Aksel ve Ersin Kalaycıoğlu ile Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Nakiye Boyacıgiller “Emeritus Öğretim Üyesi” ünvanını aldılar.

Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni

Fotoğraftakiler (Soldan Sağa): Canan Atılgan, Özgür Kıbrıs, Nihat Kasap, Güler Sabancı, Nakiye Boyacıgiller, Yusuf Leblebici, Alev Topuzoğlu, Ali Alpar, Erdağ Aksel, Ersin Kalaycıoğlu, Haluk Bal

Törenin açış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Rektör Yusuf Leblebici yaptılar.

“Varoluş sürecinin her aşamasında, bilgi ve vizyonlarıyla ileriye taşıyacak, sizin gibi kıymetli ekiplere ihtiyaç vardı”

Güler Sabancı

Güler Sabancı konuşmasında, Emeritus ünvanı alan öğretim üyelerinin, 20. yılında olan Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren değerli katkıları olduğunun altını çizdi. 20 yıl önce yükseköğrenimde fark yaratmak ve “bir dünya üniversitesi olmak” arzusu ve inancıyla yola çıktıklarını söyledi. Güler Sabancı “Bir kurumun, özellikle de bir üniversitenin var edilmesi çok detaylı ve uzun çalışmalar ile yoğun emekler sayesinde mümkün oldu. Bu varoluş sürecinin her aşamasında, kurumların bilgi ve vizyonlarıyla ileriye taşıyacak, sizin gibi kıymetli ekiplere ihtiyaç vardı.” dedi. Güler Sabancı, Emeritus ünvanı alan öğretim üyelerine; bilgi ve deneyimlerini, özgün bakış açılarını kurmak istedikleri geleceğin üniversitesine bonkörce aktardıkları ve Sabancı Üniversitesi’nin geleceği adına yaptıkları için teşekkür etti.

“Emeritus öğretim üyelerinin katkıları Sabancı Üniversitesi’ni Türkiye’de eşi benzeri olmayan, dünyada pek az benzeri olan bir üniversite haline getirdi”

Yusuf Leblebici

Rektör Yusuf Leblebici, Emeritus ünvanı alan öğretim üyeleri ile Sabancı Üniversitesi’nin ilk günlerinden itibaren birlikte çalıştıklarını söyleyerek konuşmasına başladı. Leblebici yapılan toplantılar ayaküstü sohbetler, geliştirilen fikirler, özellikle de Emeritus ünvanı alan beş öğretim üyesinin değerli katkılarının Sabancı Üniversitesi’ni Türkiye’de eşi benzeri olmayan, dünyada da pek az benzeri olan çok farklı ve çok başarılı bir üniversite haline getirdiğini söyledi. Leblebici “Bize bu kurumu ve bu sıcak aile ortamını kazandırdıkları için, fikirleriyle, katkılarıyla, emekleriyle, alın terleriyle bugüne kadar bizi getirdikleri için arkadaşlarımıza tekrar çok teşekkür ediyorum” dedi.

“Sabancı Üniversitesi’nde akademisyen olmanın yaşattığı güzellikler çok az kişiye nasip olur”

Alev Topuzoğlu

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Alev Topuzoğlu, “Sabancı Üniversitesi’nde akademisyen olmanın yaşattığı güzellikler çok az kişiye nasip olur. Kuruluş günlerinde Karaköy’de yaşadığımız o günler, her detay üzerine saatlerce, bazen günlerce, bazen haftalarca düşünmemiz, uğraşmamız, tartışmamız ve sonunda karara varmamız, ders programlarını hazırlamamız, derslerin içeriklerine karar vermemiz, orada yaşadığımız deneyim çok az kişiye nasip olur, o müthiş bir ayrıcalıktı” dedi.

“Bir kurumu gerçekten bir kurum yapan değer, bence farklı işler yapabilmek için kendine duyduğu güven”

Ali Alpar

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Ali Alpar, zamanın insanlar ve kurumlar açısından farklı geçtiğini söyledi. Ali Alpar, “İnsanın hayatında her 20 yıl farklı bir şey, olgunlaşıyorsunuz, başka bir safhaya geçiyorsunuz. Ama kurumların hayatında, öğretim kurumlarının hayatında her bir 20 yıl farklı yıllar oluyor. Bir kurum, 20 sene içerisinde başka bir yere geliyor, ama o ilk heyecanını da taşıması kurum için önemli.” dedi.

Kurum için kendine güvenin önemine vurgu yapan Ali Alpar, Sabancı Üniversitesi’nin eski köye yeni adet getirmek vizyonuyla kurulduğunu söyledi. Kurumların, tepkiler, baskılar ve desteklerle ilk yola çıktığı noktadan farklı noktalara gelebildiğini söylerken, “O vardığımız yerde yolunuzu, yeni olaylara karşı da bir esneklik geliştirerek canlı tutmak o güvenin bir parçası.” dedi.

“Her özgürlük gibi akademik özgürlük de bir sorumluluk getiriyor”

Sabancı Üniversitesi’nin temelinde akademik özgürlükler ilkesinin bulunduğuna vurgu yapan Alpar, “Her özgürlük gibi akademik özgürlük de bir sorumluluk getiriyor. Bilim yapan insanlarının, ürettikleri bilginin sahici olması, kanıtlara dayanması, gerçeğe karşı bir sorumluluktur.” dedi. Tüm dünyada kanıtları ortada olan olguları tanımamak, alternatif gerçekler üzerine bir propaganda inşa edildiğine dikkat çeken Alpar, üniversitelerin ifade özgürlüğüne, akademik özgürlüklere destek olmalarının, bunlara alan sağlamaları son derece önemli olduğunu söyledi.

 “Sınırsız hayal kurmanın kendisi bile yeterince keyifli”

Erdağ Aksel

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Erdağ Aksel, Sabancı Üniversitesi yolculuğunun 24 yıl önce arama konferansının ardından düzenlenen toplantıya davet edilmesiyle başladığını söyledi. Güler Sabancı’nın “Yasaları, kuralları, ekonomik fizibiliteyi unutun. Hayalinizdeki üniversiteyi anlatın” cümlesinin hiç aklından çıkmadığını ifade etti. Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Heykel Bölümü, Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nün kuruluş aşamalarında çalıştığını belirten Aksel, kuralların olduğu bir ortamda çalışırken bir anda sınırsız hayal kurmanın keyif verdiğini söyledi.

“Sabancı Üniversitesi’ni sürekli değişebilecek bir üniversite olarak hayal ettik”

Her projenin hayalden başladığını sonra kağıt veya bilgisayara geçtiğini, sonra gerçekleşmeye doğru yol aldığını söyleyen Aksel, “Sabancı Üniversitesi projesinde de bu aşamaları başından, bugüne dönüşümü seyrettim. Her projede olduğu gibi hayallerle gerçekleşen arasında bayağı farklar olabiliyor. Buna çok alışığım ben aslında, çünkü ben de çalışırken hayalden başlarım, eskizlere giderim, eskizlerden yapıtı gerçekleştirmeye doğru giderken bu yol boyunca çeşitli değişiklikler olur, dönüşümler olur ve bu benim için çok tanıdık bir süreçtir. Aslında mükemmelliğe ulaşma çabasının sürecidir. Sabancı Üniversitesi’nde de bunu izliyorum.” dedi. Sabancı Üniversitesi’nin sürekli değişebilecek bir üniversite olarak hayal ettiklerini söyleyen Aksel,  “Bazen değişmesi, dönüşmesi hoşumuza gitmiyor. Bazen de dönüşmelerin işleri çok daha iyi hale, daha mükemmel hale getirdiğini görüyoruz. Ama geriye çekilip bugün baktığımda, aslında temeldeki prensipleri doğru tutturduğumuzu ve hala olduğu yerde durduklarını düşünüyorum.” dedi.

Sabancı Üniversitesi’nden gurur duyduğu birçok nokta olduğunu söyleyen Erdağ Aksel, Akademik Özgürlükler İlkesi’nin bulunmasından da gurur duyduğunu dile getirdi. “Özellikle son yıllarda akademiyanın başına gelenlerden sonra buradaki birçok meslektaşım ve ben Sabancı Üniversitesi’nde bu metnin sembolik olmadığını, bizzat şahit olduk. Kurumun bizi kolladığını bizzat farkına vardık. Bunun farkına vardıktan sonra da aslında bu aileye ait olmaktan dolayı kıvanç, gurur ve kıymet bilme duygularının hepsini bir arada yaşadık, bundan dolayı müteşekkiriz” dedi.

“Kurumları yaşatmak istiyorsanız, hangi değerleri cansiparane savunacağınıza ve öncelik vereceğinize dikkat etmeniz gerekiyor”

Ersin Kalaycıoğlu

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Ersin Kalaycıoğlu meslek hayatının farklı üniversitelerde geçmesinden dolayı daha rahat karşılaştırma yapabileceğini söyledi. Üniversite eğitimini ve yüksek lisansını İstanbul Üniversite İktisat Fakültesi'nde, o zamanki adıyla Siyaset Bilimi Kürsüsü’nde aldığını söyleyen Ersin Kalaycıoğlu, kürsünün kapanma hikayesini anlattı. Fakültenin ismini İktisat Fakültesi olarak korumaya büyük çaba harcadığını belirten Kalaycıoğlu, “Adından çok daha önemli olan; öğretim üyesi kadrosunu, araştırma potansiyelini, eğitim zenginliğini ve etrafındaki değerlerini korumak için hiçbir çaba sarf etmedi. Küçüldü, büyük bir dekadans geçirdi ve bugün maalesef esamesi okunmuyor. Dolayısıyla kurumları yaşatmak istiyorsanız, hangi değerleri cansiparane savunacağınıza ve öncelik vereceğinize dikkat etmeniz gerekiyor. Bu tabi, üniversal kurumlar için öncelikle liyakate dayalı bilim, sanat, felsefe ve genel itibarıyla insanların mantıki düşünmesini sağlayacak esasların ayakta tutulabilmesini sağlamaktır” dedi.

Bilim ve bilimsel eğitimin el üstünde tutulduğu, iltifata tabi olduğu, marifet yaratmasının kendisinden beklenildiği bir dönemin yaşanmadığına vurgu yapan Kalaycıoğlu, önemli olanın, ağır bir bedel ödemeden, bu dönemi geçirmeyi becerebilmek olduğunun altını çizdi. Sabancı Üniversitesi’nin de şu ana kadarki performansıyla, kuruluşundaki özellikle akademik özgürlüklere, akademik özgürlüklerin yaşatılmasına, o çerçevede faaliyette bulunan öğretim üyelerine değer kazandırmakta yol aldığı için başarılı olduğunu söyledi. Kalaycıoğlu “Kurumların yaşayabilmesi için, hangi değerlerinin, kimler tarafından, ne kadar cansiparane korunabileceği uzun dönemde temel rolü oynuyor” dedi.

“Sabancı Üniversitesi’nin katılımcı, topluma karşı duyarlı olması, ilk günden dünya üniversitesi olmayı istemesi beni çekti”

Nakiye Boyacıgiller

Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Nakiye Boyacıgiller, Sabancı Üniversitesi ile biraraya gelme hikayesinin arama konferansına dayandığını söyleyerek sözlerine başladı. Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin kendisine çok yakın geldiğini söyleyen Boyacıgiller, katılımcı ve topluma karşı duyarlı bir üniversite olmasının, bilimle teknoloji geliştirirken bilginin topluma yayılmasını ve ilk günden dünya üniversitesi olmayı istemesinin kendisini Sabancı Üniversitesi’ne çeken unsurlar olduğunu söyledi.

Sabancı Üniversitesi’nin yenilikçi olmasıyla gurur duyduklarını belirten Boyacıgiller, yenilikçi olmanın riskler taşıdığının da altını çizdi. Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin de ilk zamanlar yenilikçiliğin bedelini ödediğini belirtti. Sabancı Üniversitesi’ne geldikten sonra hummalı bir çalışma dönemine girdiklerini ifade eden Boyacıgiller, “Eğitimimizle, kalitemizle, uluslararası bilinirliğimizle bir Yönetim Bilimleri Fakültesi var bugün. Ben bunu kendim tek başıma yapmadım, biz bir ekip olarak bütün arkadaşlarımızla birlikte yarattık ve geliştirdik” dedi.

Sabancı Üniversitesi’nde Yönetim Bilimleri Fakültesi dışındaki işlerde de gönüllü olarak çalıştığını söyleyen Boyacıgiller, gelecekte de kadın konusunda ve topluma faydalı olmak için birtakım derneklerde etkin rol alacağını söyledi. Dekanlığı döneminde en gurur duyduğu şeylerden bir tanesinin de İş Etik dersi olduğunu belirtirken Nakiye Boyacıgiller bu derse “İş Dünyası, Etik ve Sürdürülebilirlik” diye yeni bir isim düşündüğünü ifade etti.

Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni

Bilgi Çağı - Teknolojik Sanat Eserlerinin Geleceğe Taşınması

digitalSSM’den yeni bir konferans: 

“Bilgi Çağı - Teknolojik Sanat Eserlerinin Geleceğe Taşınması” 

Selçuk Artut  Bilgi Çağı Teknolojik Sanat Eserlerinin Geleceğe Taşınması

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin dijital arşiv platformu digitalSSM’nin fiziksel mekânı, etkinliklerine Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve sanatçı Selçuk Artut'un “Bilgi Çağı - Teknolojik Sanat Eserlerinin Geleceğe Taşınması" konulu konuşmasıyla devam ediyor.

Selçuk Artut, 23 Mayıs Perşembe günü saat 14.00’de gerçekleştireceği konuşmasında, teknoloji içeren eserler üreten bir sanatçı olarak karşılaştığı durumlardan ve üretim pratiklerinden yola çıkarak, sanat eserlerinin geleceğe taşınması konusunu ele alacak. Teknolojiyle bağlantılı tüm alanlarda olduğu gibi, günümüz sanatında da sanat eserlerini geleceğe taşıma yöntemlerinin doğurduğu sorulara konferansta cevap arayacak Artut; sürekli gelişmekte olan teknoloji karşısında, üretilen güncel eserlerin tutarlı bir biçimde korunabilmelerine dair birtakım prensiplerin belirlenebilmesi için oldukça kapsamlı ve disiplinler arası bir çalışmanın yapılması gerekliliğini de irdeleyecek.

Her ay yeni bir konuyla alanında uzman bir konuşmacıyı ağırlayan digitalSSM etkinliklerinde daha önce; Hacettepe Üniversitesi Bilgi Belge Yönetimi Bölümü’nden Prof. Dr. Yaşar Tonta’nın “Kültürel Miras Yönetiminde Bellek Kurumlarının Rolü” ve Londra’da bilgi yönetimi alanında serbest danışmanlık yapan İlkay Holt’un, “Açık Kültür, Paylaşılabilir İçerik ve Standartlar” adlı konferansları düzenlendi.

Tarih  : 23 Mayıs Perşembe

Saat    : 14:00

Yer     : Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Emirgan

Detaylı bilgi için; www.sakipsabancimuzesi.org

Selçuk Artut

Selçuk Artut’un sanatsal araştırmaları ve üretimleri insan-teknoloji ilişkisinin teorik ve pratik boyutlarına odaklanıyor. Artut’un çalışmaları Dystopie Sound Art Festival (Berlin, 2018), Moving Image NY (New York, 2015), Art13 London (Londra, 2013), ICA London (Londra, 2012), Art Hong Kong (Hong Kong, 2011),10. İstanbul Bienali’nde  (İstanbul, 2007) sergilenmiş ve Artsy, Creative Applications, CoDesign, Visual Complexity, CNN GO gibi mecralarda yer aldı. Sanatçı, Medya ve İletişim üzerine doktorasını İsviçre’deki European Graduate School’da tamamladı. Şu anda, Ses ve Etkileşim dersleri verdiği Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programını yürütmektedir. 1998 yılından beri üyesi olduğu post-rock avangard müzik grubu Replikas ile birçok albüm çıkarmıştır. 2016 yılında RAW isimli canlı kodlama yöntemi ile işler üreten, ses-görüntü performansı grubunu kurdu ve dünyanın çeşitli kentlerinde performanslar vermeye devam ediyor.

35. Uluslararası Polimer İşleme Mühendisliği Konferansı

Polimer endüstrisinin öncü organizasyonlarından biri olan Uluslararası Polimer İşleme Mühendisliği Konferansı, 26-30 Mayıs 2019 tarihleri arasında İzmir Çeşme’de gerçekleşecek. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yusuf Menceloğlu’nun Türkiye temsilciliğini yürüttüğü Polymer Processing Society (PPS), bu yıl 35.si gerçekleşecek Uluslararası Polimer İşleme Mühendisliği Konferansı’nda dünyanın dört bir yanından bilim insanlarını ve mühendislerini İzmir’de bir araya getiriyor.

35. Uluslararası Polimer İşleme Mühendisliği Konferansı

Polimerlerin işlenmesi alanında uluslararası bilimsel araştırma ve yenilik platformu oluşturan PPS, düzenlediği konferans ile sektöre teknolojik ilerlemelerin paylaşılacağı bir tartışma ortamı sunuyor. Polimer sistemlerinin formülasyon, değiştirme ve şekillendirme yöntemleriyle, monomerden başlayarak son kullanıcıya hitap eden ticari ürün haline getirilmesi süreçlerinin mercek altına alınacağı konferansta, 40 farklı ülkeden toplam 500 bildiri sunulacak. Konferansa kayıt ve detaylı bilgi için https://www.pps-35.org adresini ziyaret edebilirsiniz

Konferans programı öncesinde Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) sponsorluğunda endüstriyel problemler ve yenilikler konularında 6 ana başlıkta, Rheoloji, Compounding, Extrusion, Injection Molding, Kompozit tasarımı ve prosesleri ve Kauçuk Prosesleri eğitimleri yapılacak eğitim kayıtları için PAGEV ile iletişime geçebilirsiniz pagev@pagev.org.tr 

PPS Hakkında

Polymer Processing Society (PPS), 1985 yılının Mart ayında polimer işlenmesi alanında öncü olan Akron Üniversitesi’nde (Akron, OH, A.B.D.) Prof. James White tarafından kuruldu. 1900’lerin başında kauçuk başkenti olarak anılan Akron, dünyadaki ilk akademik kauçuk kimyası dersine ev sahipliği yaptı. 1956 yılında Akron Üniversitesi’nde başlatılan polimer doktora programı yıllar içinde büyüyerek ayrı bir polimer kimya ve mühendisliği fakültesi kurulmasına öncülük etti. PPS’in de kurucu başkanı olan Prof. White’ın girişimleriyle 1983 yılında Akron Üniversitesi’nde kurulan polimer mühendisliği bölümü, polimer işlenmesi ve yeni teknolojileri alanında günümüzde en önemli araştırma merkezlerinden biri konumundadır. 

PPS, her yıl dünyanın farklı yerlerinde organize ettiği iki farklı toplantı ile uluslararası alanda polimer işleme teknolojileri alanındaki yeniliklerin paylaşılması ve tartışılmasını amaçlıyor. Bu toplantılardan biri tüm dünyaya yönelik uluslararası bir toplantı, diğeri ise Avrupa/Afrika, Asya/Avusturalya ve Kuzey/Güney Amerika bölgeleri arasında dönüşümlü olarak yılda bir yapılan bölgesel toplantıdır. PPS bölgesel toplantılarından 17. Avrupa/Afrika bölgesel toplantısı Antalya’da 2001 yılında 20-23 Ekim tarihleri arasında yapıldı. Bu yıl bölgesel toplantılardan 26’ıncısı, gene Avrupa/Afrika bölgesine yönelik olarak 20-24 Ekim 2010 tarihleri arasında Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’da gerçekleşti. PPS’in uluslararası 35. toplantısı bu yıl 26-30 Mayıs 2019 tarihinde Çeşme, Radisson Blu Resort & Spa Otel’de gerçekleşecek.  

PPS, üyelerini uluslararası alanda endüstri ve akademiden araştırmacı bilim adamları ve mühendislerle temasa geçirerek, sürekli yeniliklerin olduğu polimer teknoloji alanında kritik tartışma ortamına yaklaştırıyor. PPS’e üyelik ve toplantılara katılım polimer işlenmesi alanında aktif herkese açıktır. 

Bildiri konuları

GENERAL SYMPOSIA

Blow Molding, Thermoforming and Rotomoulding

Extrusion and extrusion processes

Fiber, films, and membranes

Injection molding

Mixing and compounding

Morphology and structural development

Polymer blends and alloys

Polymer composites

Polymer foams

Polymer nanocomposites and nanotechnology, nanomaterials

Polymerization and synthesis

Process modeling and simulations

Process monitoring, control and sensors & Advanced complex processing

Reactive processing

Rheology and rheometry

Rubber and elastomers

 

SPECIAL SYMPOSIA

Additive manufacturing (3D printing)

Biopolymers, eco-friendly polymers and recycling

High performance polymers & High performance composite processing

Smart materials and polymers for renewable energy

 

Yuda Yürüm'ü özlemle anıyoruz...

Öğretim üyemiz Yuda Yürüm'ün vefatı dolayısıyla 22 Mayıs Çarşamba günü saat 12.00'da sinema salonunda bir tören yapılacaktır. 

Yuda Yürüm

Törene tüm akademik ve idari personel ile öğrencilerimiz davetlidir. 

SU Research Day 2019’un ardından

Sabancı Üniversitesi’nde yapılan bilimsel araştırma faaliyetleri ile ilgili paylaşımlarda bulunulması ve öğretim üyelerinin bir araya gelerek yeni araştırma fikirlerinin doğmasına imkân sağlanması amacıyla Araştırma Süreci Planlama ve Politika Geliştirme Ofisi organizasyonu ile bu sene ilki düzenlenen SU Research Day, 13 Mayıs 2019 tarihinde SUNUM’da gerçekleşti.

SU Research Day 2019

SU Research Day’in açılış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici ile Araştırmadan Sorumlu Rektör Yardımcısı Mehmet Yıldız yaptı.

SU Research Day 2019'de Yusuf Leblebici açılış konuşmasını yapıyor

Yusuf Leblebici yapmış olduğu konuşmada “Sabancı Üniversitesi olarak yeni stratejilerimiz doğrultusunda sadece Türkiye'nin en iyi üniversitesi olmakla yetinmeyip, dünya çapında tanınan saygın bir araştırma üniversitesi olmayı hedefliyoruz” dedi. Hedefimizi her zaman en yüksek seviyeye koymamız gerektiğini belirten Leblebici, bunu gerçekleştirmek için de en yüksek performansı, en iyi akademisyenleri ve en yüksek uluslararası görünürlüğü hedeflemeliyiz dedi. Leblebici konuşmasını “Üniversiteler araştırmaları ve merkezleri ile büyümeli” vurgusunu yaparak sonlandırdı. 

SU Research Day 2019'de Mehmet Yıldız konuşmasını yapıyor

Araştırmadan Sorumlu Rektör Yardımcısı Mehmet Yıldız, SU Research Day kapsamında yapmış olduğu sunumda ekosistemdeki yeni gelişmeler ve Sabancı Üniversitesi’nin ulusal destek programlarına yönelik olarak yakın zamanda sanayi ile kurduğu işbirlikleri hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Sabancı Üniversitesi’nin araştırma altyapısını ve elde edilen araştırma çıktılarına ilişkin rakam ve bütçeleri paylaşan Yıldız, bu rakamları daha da ileriye taşımamız gerektiğini vurguladı.

SU Research Day 2019'de Cengiz Kaya konuşmasını yapıyor

“Birlikte Yaratmak ve Geliştirmek” misyonuna önemli katkılar sağlayacağına inanılan etkinlikte, açılış konuşmalarının ardından Araştırma ve Lisansüstü Politikalar (ALP) Direktörü Cengiz Kaya, katılımcılara ALP destek hizmetleri hakkında bilgiler verdi.

Her yıl yapılması planlanan SU Research Day etkinliğinde Sabancı Üniversitesi’ne yeni katılan öğretim üyeleri ve araştırmacılar, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nden Junko Kanero ve Nihan Alp; Yönetim Bilimleri Fakültesi’nden Burak Gökgür ve Ulf Nilsson, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nden Ogün Adebali, Mohammad Sadek ve Emre Erdem; SU-IMC’den Eda Aydoğan, Bekir Dızman, Thomas A. Cender ve Hatice Sinem Şaş Çaycı; SUNUM’dan Catherine Hirel Aslan, Mustafa Kemal Bayazıt, Eda Goldenberg, Sibel Çetinel, Yılmaz Şimşek ve Ali Zarrabi, araştırmaları ile ilgili birer sunum yaptı.

Sunumların ardından 2017 ve 2018 yıllarında tescil edilmiş patentleri bulunan Sabancı Üniversitesi mensuplarına plaketleri Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici tarafından takdim edildi.

Plaket takdim edilen mensuplarımızın patentleri aşağıda listelenmiştir.  

  • Exoskeleton-Volkan Patoğlu
  • Pharmaceutical Drug Delivery System-Ali Koşar ve Osman Yavuz Perk
  • Variable Negative Stiffness Actuation- Volkan Patoğlu
  • Artificial Hollow Biological Tissue Network And Method For Preparation Thereof-Bahattin Koç, Can Küçükgül ve Saime Burçe Özler
  • Self-Healing System Comprising Longitudinal Nano/Microstructures And Method Of Production Thereof- Mehmet Yıldız, Volkan Özgüz, Yusuf Menceloğlu, Burcu Saner Okan, Melih Papila
  • An Additive For Suspensions- Yusuf Menceloğlu, Özge Akbulut, Omid Akhlaghi
  • Method For Production Of Three-Dimensional Closed Graphene-Based Nano/Micro Structures- Mehmet Yıldız, Yusuf Menceloğlu, Burcu Saner Okan
  • Stable Electrospinning Composition For Stable Nano/Submicrostructure Production And Preparation Method Thereof- Melih Papila, Yusuf Menceloğlu, Ayça Ürkmez, Kaan Bilge, Eren Şimşek ve Elif Özden Yenigün
  • Hidrodinamik Kavitasyon Esaslı Mikrokarıştırıcı- Ali Koşar
  • Multifunctional Tools For Endoscopic Surgery, Meltem Elitaş, Tamer Taşkıran, Tuğrul Tansuğ, Soheila Zeinali
  • A Polymeric Admixture For Suspensions- Yusuf Menceloğlu, Özge Akbulut, Omid Akhlaghi

Etkinlik, Sabancı Üniversitesi İç Araştırma Fonu ile desteklenmiş ve 2018 yılında tamamlanmış olan 10 projenin poster sunumları ve networking ile sona erdi.

Poster sunumu yapılan projeler ve yürütücü isimleri aşağıdaki listelenmiştir.

  • Silisyum Nanotelleri Üzerinde Polimer Sensörlerin Geliştirilmesi-Gözde İnce, Leyla Arslan
  • Ftalosiyanin/Grafen Hibrit Sistemlerini İçeren Li-Hava Bataryaların Geliştirilmesi-Selmiye Alkan, Aysegül Gürek
  • PEM tipi Yakıt Pilleri için Yüksek Aktiviteye Sahip Grafen Destekli Bimetalik Yapıdaki Elektrokatalizörlerin Geliştirilmesi-Selmiye Alkan Gürsel, Şölen Kınayyiğit
  • Nefes analizi ile diyabet hastalığının tanısı için nanoyapılı metal oksit mikrosensörlerin geliştirilmesi-Volkan Özgüz, Zafer Öztürk
  • Ru/CeO2/TiO2 ve Rh/CeO2/TiO2 katalizör sistemlerinin CO2‘in hidrojen ile indirgenerek metana dönüştüğü Sabatier sürecinin verimliliğinin arttırılmasında optimum parametrelerin bulunması-Yuda Yürüm, Ercan Özdemir
  • ANTİMİC Uygulanmış Seramik Örneklerinin Kalıntı Self Sanitize Edici Aktivitesinin EPA Test Metodu ile Antibakteriyel Etkinliğinin Değerlendirilmesi-Yusuf Menceloğlu
  • Uluslararası Sosyal Saha Çalışmaları Programı-Ersin Kalaycıoğlu
  • Development of NK cell-based TCR Gene Teraphy Products for Cancer Treatment-Tolga Sütlü
  • Küçük-molekül MCL-1 inhibitörü geliştirilmesi-Hüveyda Başağa
  • Nanoparticle-based therapeutic approach for Gaucher Disease-Özlem Kutlu

Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni

Emekli olan öğretim üyelerimizden Alev Topuzoğlu, Ali Alpar, Erdağ Aksel, Ersin Kalaycıoğlu ve Nakiye A. Boyacıgiller’in Emeritus Öğretim Üyesi olmaları şerefine, Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanımız Güler Sabancı’nın katılımıyla, 21 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleşecek törene tüm Sabancı Üniversiteliler davetlidir.

Yer: Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi

Tarih: 21 Mayıs 2019, Salı / 13:00 - 15:30

Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni

Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Türkiye'de Göç Araştırmaları Konferansı

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender),Göç Araştırmaları Derneği (GAR) işbirliği ile düzenlenen Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Türkiye'de Göç Araştırmaları Konferansı’na ev sahipliği yaptı.

Toplumsal Cinsiyet ve Göç

SU Gender’dan Kristen Biehl ve GAR’dan Didem Danış’ın açılış konuşmalarının ardından; Lülüfer Körükmez, Cavidan Soykan ve Ilhan Zeynep Karakılıç, GAR tarafından yayınlanan Türkiye'de Göç Bağlamında Dayanıklılık, Çalışma ve Toplumsal Cinsiyet raporunu tanıttılar ve göçün kırılganlaştıran, aşağı çeken yönlerinin yanı sıra güçlendiren ve ayakta durmayı sağlayan bir yanı olduğunu ve bu nedenle raporda iş hayatını odağına alan bir çalışma yaptıklarını aktardılar. 

Toplumsal Cinsiyet ve Göç

Konferansın birinci oturumunda gerçekleşen Karşılamalar ve Deneyimler konulu panelin moderatörlüğünü Hacettepe Üniveristesi’nden Şevkat Bahar Özvarış yaparken ODTÜ’den Cemile Gizem Dinçer, Boğaziçi Üniversitesi’nden Hasret Saygı ve Dicle Üniversitesi’nden Seda Gönül'ün konuşmacı oldu.

Türkiye’deki Uydu Kentlerde Mülteci Kadın Deneyimi konusunda söz alan Cemile Gizem Dinçer konuşmasında mülteci statüsü belirleme süreçleri ve uydu kentler ekseninde yaratılan göç yönetimi düzeninin, mülteci kadınlar için eş zamanlı olarak hem bir mağduriyet hem de bir direniş ve dönüşüm alanı yarattığını anlattı.

Mülteci ve Yerel Kadınlar Arasındaki Etkileşimin Etnografik İncelemesi konusunda söz alan Hasret Saygı da Kırşehir’de yerel kadınların ve Iraklı Türkmenlerin bir araya geldiği ev buluşmalarındaki sohbetleri merkeze alan sunumunda din, dil ve annelik gibi konular üzerinden anlık ortaklaşmalar gerçekleşse de genel anlamda bir ayrıştırma aracı olarak mülteci kimliğinin ne kadar baskın olduğunu anlattı.

 Evlilik Göçünü Toplumsal Bileşenlerle Çalışmak konusunda söz alan Seda Gönül, Suriyeli göçmen kadınların Türkiyeli erkeklerle yaptıkları evliliklerinde yaşadıkları kırılganlıkları, özellikle yasal haklara ulaşma çerçevesinde anlattı ve bu tür bir konuda saha çalışması yürütmenin sınırlılıkları üzerine konuştu.  

Toplumsal Cinsiyet ve Göç 

Karşılaşmalar ve Deneyimler konusu ile devam eden konferansın ikinci oturumunda moderatör Sabancı Üniversitesi’nden Aslı İkizoğlu, konuşmacılar University College London’dan Salim Aykut Öztürk, Düzce Üniversitesi’nden Özge Sarıalioğlu ve Central European University’den Mert Koçak oldu.

Türkiye’den Sınırdışı Edilmiş Kadınların Anlatılarında Büyüyen ve Küçülen Bir Ermenistan başlıklı bildiriyi sunan Salim Aykut Öztürk, Türkiye’ye çalışma amaçlı göç eden fakat Türkiye’nin göç ve vize politikalarının değişmesi sonrasında sınır-dışı edilen Ermenistanlı kadınların bu deneyimlerini nasıl anlamlandırdıklarını, Ermenistan’ın son yüzyıl boyunca farklı siyasal ve ekonomik nedenlerle yaşadığı ‘büyüme’ ve ‘küçülme’ süreçleri çerçevesinde anlattı.

Mülteciliğin ve Yerelliğin Karşılaşma Mekanı Olarak Esenler konusunda söz alan Özge Sarıalioğlu, Esenler’de konfeksiyon atölyelerinde çalışan yerli ve Suriyeli erkekler arasında çalışma koşulları ve sosyalleşme süreçlerindeki farklılıkları incelediği araştırması kapsamında göç süreci ile birlikte erkeklik algısında yaşanan dönüşüm ve kayıplar üzerine konuştu.

Türkiye’de Göç Eden Kimlikler: LGBTİ Mülteciliğin Yerel ve Ulusaşırı Dinamiklerin Kesişiminde İnşası konulu bildiriyi sunan Mert Koçak, mülteci statüsü belirleme prosedürlerinin getirdiği yasal tanımlamaların, cinsellik ve cinsel kimlikler ile ilgili statik temsiller üreterek bireysel hikayelerin karmaşıklığını nasıl sessizleştirdiğini kuir teorisi çerçevesinde anlattı.

Toplumsal Cinsiyet ve Göç

Kurumlar ve Söylemler konusu ile devam eden konferansın üçüncü oturumunda moderatör göç araştırma uzmanı Yasemin Kalaylıoğlu, konuşmacılar ise, Central European University’den Meriç Çağlar, ODTÜ’den Asuman Özgür Keysan ve Gökten Doğangün, Ege Üniversitesi’nden Burcu Şentürk ile Aramızda Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Derneği’nden Pınar Yıldız ve N. Ceren Erol oldu.

Toplumsal Cinsiyet Temelli Kırılganlığı Anlamak: Türkiye’de Uluslararası Koruma Altında Bulunan Mülteci Kadınların Maddi Korumaya Erişimi başlıklı sunumu yapan Meriç Çağlar, konuşmasında ulusal ve uluslararası yardım kuruluşları tarafından kullanılan ‘kırılgan grup’ değerlendirme sisteminin nasıl ekonomik bağımlılığa ve toplumsal cinsiyet rollerinin derinleşmesine katkı sağladığını ve mültecileri kendi hak ederliklerini kanıtlamaları gereken bir duruma soktuğunu anlattı.

Türkiye’deki Sivil Toplum Kuruluşlarının Mülteci Kadınlara Yönelik Güçlendirme Politikaları hakkında konuşan Asuman Özgür Keysan, Gökten Doğangün ve Burcu Şentürk, Suriyeli mültecilerin yoğun olduğu İstanbul, İzmir, Adana, Konya ve Gaziantep illerinde toplamda 14 dernek ile yaptıkları araştırma çerçevesinde inanç temelli, hak temelli ve kadın odaklı hak temelli çalışan STK’ların mülteci kadınların güçlendirilmesi konusunu nasıl ve ne şekillerde ele aldıklarını anlattılar.

Eşikte Bırakılanlar: Suriyeli Mülteci Kadınlar konulu sunumu yapan Pınar Yıldız ve N. Ceren Erol, Mersin ve Hatay’da Suriyeli kadınların toplumsal cinsiyet açısından yaşadığı zorlukları medya üzerinden ele almak amacıyla 40 mülteci kadınla yaptıkları atölye çalışmasında katılımcıların yaptıkları paylaşımlar çerçevesinde Türkiye’de hem kadın hem mülteci olarak yaşadıkları zorlukları ve medya dilinin buna etkisini anlattılar.

Kadın Emeği konusu ile devam eden konferansın son oturumunda moderatör Düzce Üniversitesi’nden Emel Coşkun, konuşmacılar ise, Boğaziçi Üniversitesi’nden Canan Uçar, Central European University’den Şeyma Yetkin, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Hilal Sevlü oldu.

Emek Karşılaşmaları: Antep’te Suriyeli Kadın İşçiler konusunda söz alan Canan Uçar sunumunda Gaziantep’te ‘ev içi’ parça başı işlerden geçinmeye çalışan Suriyeli kadınların bu alanı hem mevcut patriarkal sistemle yapılabilecek en makul pazarlık olarak hem de dışarıda yaşama ihtimalleri olduğunu düşündükleri ayrımcılığa karşı bir korunma alanı olarak neden tercih ettiklerini anlattı.

Kent Periferisinde Hızlı Moda ve Artık Popülasyonlar: İstanbul Hazır Giyim Endüstrisi’nde Göçmen Kadın Emeği konulu bildiriyi sunan Şeyma Yetkin, İstanbul’un Kanarya semtinde son yıllarda Suriyeli Kürtlerin yerleşmesi ile birlikte tekrar ivme kazanan enformel tekstil endüstrisinin yarattığı ‘farklandıran içerilme’ pratiklerini ve bunun yarattığı güvencesiz koşullara karşı hem yerli hem Suriyeli göçmenlerin geliştirdikleri başa çıkma stratejilerini anlattı.

Gaziantep’teki Gündelik Hayat Deneyimleri ve Kentte Var Olma Mücadelesi başlıklı bildiride de Hilal Sevlü, Gaziantep’te dört mahallede yapılan görüşmeler çerçevesinde Suriyeli kadınların ev içi ve ev dışı üretici emeklerinin emek sömürüsü şeklinde kendilerini sınırlamasına rağmen değer yaratıcı bir mücadele olarak da açığa çıktığını anlattı.

Hakan Orbay Araştırma Ödülleri’nin altıncısına başvurular başladı

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından, 2011 yılında hayatını kaybeden öğretim üyesi Hakan Orbay anısına düzenlenen “Hakan Orbay Araştırma Ödülü” için başvurular başladı. Başvurular 28 Haziran 2019 tarihine kadar sürecek. Kazananlar 15 Eylül 2019 tarihinde ilan edilecek.

Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

Öğretim Üyelerimiz 2019 BAGEP Ödüllerini Törenle Aldı

Bilim Akademisi, Genç Bilim İnsanları Ödül Programı “BAGEP”in 2019 yılı ödülleri Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenen törende sahiplerini buldu. Bu kapsamda Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesinden (MDBF) dört, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesinden (SSBF) üç Öğretim Üyesi törende ödülünü aldı.


MDBF Öğretim Üyeleri Eralp Demir makine mühendisliği, Ogün Adebali biyoloji, Özge Akbulut malzeme bilimleri mühendisliği, Turgay Bayraktar matematik, SSBF Öğretim Üyeleri Ahmet Faik Kurtulmuş felsefe, Hakkı Yazıcı ekonomi ve Mustafa Oğuz Afacan ise ekonomi alanında Bilim Akademisi 2019 BAGEP Ödülünün sahibi oldu.

Bilim Akademisi Genç Bilim İnsanları Ödül Programı’nın (BAGEP) amacı,  en iyi genç akademisyenlerin belirlenmeleri, ödüllendirilmeleri, yeni araştırmalar için desteklenmeleri, gençlerin bilimsel çalışmalar yapmaya teşvik edilmeleri ve iyi örneklerin ödüllendirilmesi olarak belirtiliyor.

Bilim Akademisi tarafından, 40 yaşını doldurmamış bilim insanlarına verilen BAGEP Ödülü kapsamında, ödül kazanan genç akademisyenlere araştırmalarını desteklemek amacıyla iki yıl süreyle yılda 15.000 TL destek veriliyor.

 

 

Abone ol