Ana içeriğe atla

İş dünyası uzmanlaşmayı sever

#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burçin Bozkaya oldu.

İş dünyası uzmanlaşmayı sever 

Akademisyene Sor Burçin Bozkaya

Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burçin Bozkaya

MÜ-ED: Doktora için Alberta Üniversitesi'ne başvururken nasıl süreçlerden geçtiniz? Mühendislik lisans eğitiminizden sonra doktoranızı işletme alanında yapmanızda belirleyici ne oldu?                                                  

BB: Lisans-yüksek lisans programlarını tamamladıktan sonra, akademisyen olmak isteyen kişiler doktoraya başvurmak amacıyla belli bir süreçten geçiyor. Benim ilk doktoraya başvurma niyetim aslında yüksek lisans tez hocamın yönlendirmesiyle oldu. Kanada'da, Alberta Üniversitesi'nde iletişim halinde olduğu başka bir hoca ile, onun aracılığıyla böyle bir program olduğunu ve buraya başvurup gitmek istersem destekleyebileceğini söylemişti.

Bu doktora düşünen arkadaşlara da belki bir ipucu olabilir. Çünkü doktoraya direk başvurduğunuz zaman bir sürü farklı adaylarla aynı anda değerlendiriliyorsunuz. Sonuçta akademik geçmişinize, transkriptinize, referans mektuplarınıza bakıyorlar. Biz buna solist diyoruz. Bir kontakt, bir tanıdık akademisyenin referansları üzerinden bir başvuru gerçekleştirilirse, onun kabul edilme ihtimali biraz daha yüksek oluyor. Bu doktoraya başvururken böyle bir tüyo diyebilirim. Tabi orada gerekli her türlü sınav, GMAT, TOEFL her neyse bunların hepsine girmek gerekiyor. Yıllar önce o aşamaların hepsinden geçtik.

Niye işletme? Bana her zaman cazip gelmiştir. Bir şeyi tamamen teorik görmek yerine, bir uygulama (özellikle iş dünyasında bizim bildiğimiz yöneylem araştırması, endüstri mühendisliği lisans ve yüksek lisansta benim bildiğim konular bunlardı) bunların işletme ortamında, işletme problemleri çözmek için nasıl ve ne zaman uygulanabileceğine dair farklı farklı konseptler ilgimi çekiyordu. O yüzden çok daha teknik, detaylı bir şeye girmek yerine daha uygulamalı ve işletme dünyasında işletmeleri ilgilendiren gerçek problemleri çözebilmek yolunda bir doktora olmasını tercih ettim. Tabi bağlantılar da ona göre kurulunca aslında gayet uygun düştü. Bu şekilde 1995'te doktoraya gittim.                                  

MÜ-ED: Kaliforniya'da coğrafi bilgi sistemleri yazılımı geliştiren firmada edindiğiniz deneyimler size neler kazandırdı?  

BB: Bu da enteresan bir konu aslında, çünkü doktora yapanların büyük çoğunluğu sonrasında hemen akademiye gidip akademisyen olur. Ben aslında o noktada biraz iş dünyasını tecrübe etmem gerektiğini hissettiğim için o şirkete geçtim. Yani yıllarca okuduktan sonra (lisans, yüksek lisans, doktora) hemen arkasından akademiye girip, yine aynı boyutta devam etmektense böyle bir boyut değiştirip, bir iş dünyasından tecrübe kazanmak istedim. Aslında az önce başka bir toplantıda onu da konuşuyorduk "iş dünyasına girecek bir insan için doktora yapmak zaman kaybı değil mi?" diye sordular. Ben de dedim ki "Evet iş dünyasına gittim, 6 yıl kadar bu şirkette çalıştım ama doktora eğitimimin sonuna kadar hakkını verdirttiler bana orada. Çünkü bizim şirket özünde yaptığımız şey yöneylem araştırması, endüstri mühendisliği uygulamaları, işletme problemleri vs. şirketin müşterilerine günlük hayattaki işletme ve operasyonel problemlerini çözecek teknikler geliştirmekti. Algoritmaları, yazılımları ve son derece uygulamalı geliştirdiğiniz şeyleri şirket alıyor, uyguluyor ve onun sayesinde milyonlarca dolar para biriktiriyor.

Hatta bir şirkete yaptığımız projenin uygulamasından dolayı Informs’un Practice Award adlı yarışmaya katılmıştık. O yarışmada finalist olduk, en büyük ödülü kazanamadık ama en azından finalist olduk. Bu mesela tamamen bizim doktorada öğrendiğimiz ve kullandığımız tekniklerin gerçek hayata uygulanarak, algoritma bir çözüm haline dönüştürülüp o şirkete bir kazanç ve fayda getirmesinin örneği.

Bana ne katkısı oldu? İş dünyasında gerçek problemleri çözmede öğrendiklerimi uygulama şansım oldu. Sonra akademiye gelince de inanılmaz faydası oldu. Çünkü iş dünyasını görmüş ve bu problemlerle çalışmış birisi olarak, sınıfta, derslerde, verdiğim ödevlerden ve projelerden tutun, anlattığım hikâyeler hep gerçek ve iş dünyasından ki genç arkadaşlar bunları duymayı çok seviyorlar. Onlara da iş dünyasında kendilerini neler beklediğine dair güzel tüyo oluyor. Bu açıdan çok keyifli.

Başka projeleri başlatma noktasında da faydası oldu. Yani orada öğrendiğim fikirler, bilgiler sayesinde Türkiye'de araştırma projelerine başvurdum. Hatta geldikten 1-2 sene sonra bir girişimcilik deneyimimiz oldu. Coğrafi bilgi sistemleri ve mekânsal analizler ile ilgili bir şirket girişimimiz oldu ve uzunca bir süre de devam etti. Orada edindiğim tecrübeyi hem akademik olarak, hem girişimcilik anlamında hem de iş dünyasında yıllardır kullanıyorum.

MÜ-ED: MIT Media Lab ile Sabancı Üniversitesi iş birliğinden bahsedebilir misiniz?

BB: 2015 senesinde başlayan bir iş birliği. 2013 yılında bir dönemlik Sabbatical iznimle MIT’ye gitmiştim. Oradaki öğretim üyeleri ile o izin sırasında tanıştım. Hem Sloan School ile hem de Media Lab’de hocalarla çalıştık. Hikâyesi çok güzel. Media Lab’e ilk gittiğim zaman bir iki ders hocaları dinlemek için gitmiştim. Ondan sonra konu konuyu açtı derken bizim burada yaptığımız çalışmalardan, şirketlerle yürüttüğümüz projelerden ve o projeler sayesinde elimizde bulunan veri tabanları üzerinde yaptığımız analitik çalışmalardan bahsedince, Media Lab’deki insanlar ilgilendiler. Acaba Türkiye’de bu projeler ve firmaların da katkısı ile bazı veri tabanları üzerinden ortak çalışabilir miyiz diye konuşuldu. İlgi gösterdiler. Takiben bir banka ile görüşmelerimiz oldu, veri tabanlarını açtılar, MIT’den bir ekip ile o veri tabanları üzerinde çalıştık bir süre. Güzel sonuçlar verdi. Bir makalemiz çıktı. Bir kitap editledik birlikte ve derken bunu resmi bir hale dönüştürelim dedik ve 2015 Mayıs’ta bu laboratuvar girişimini başlattık. Yönetim Bilimleri, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültelerimiz ve MIT Media Lab’ın bir araya gelmesiyle oluşmuş bir laboratuvar. O ilk banka ile yapılan çalışmalar da dâhil, her zaman farklı firmaların farklı veri tabanları üzerinde, onların gerçek hayat problemleri üzerinden analitik çalışmalar şeklinde birçok çalışmamız oldu. Makalelerimiz yayınlandı. Davranış analitiği diyoruz. İnsanların ürettiği büyük veri – ki bu çok çeşitli şekillerde olabiliyor- akıllı telefonunuzdaki, sosyal medya tarafındaki, yani insan tarafından üretilen her türlü dijital bilgi üzerinde bizim çalışmalarımızın olduğu bir laboratuvar. Bunlardan en çok tabii doktora seviyesinde arkadaşlar faydalanıyor. Her sene bir arkadaşımızı Media Lab’e gönderiyoruz, 6 ay orada araştırma imkânı buluyor. Masterda da fakültemiz bünyesinde bulunan iş analitiği yüksek lisans programına bağlı öğrencilerimiz kullanabiliyor. Tezlerini bu laboratuvardaki verileri kullanarak, öğretim üyelerimizden danışmanlık alarak yapabiliyorlar. Dolayısıyla birçok amaca hizmet ediyor. Hem bizim araştırma hedeflerimizi destekliyor hem de öğrencilerin bizzat gerçek problemler gerçek veri tabanları üzerinde çalışmasını sağlıyor. Heyecanla devam ediyoruz, seneye yeni bir anlaşma imzalayıp bir beş yıl daha birlikte çalışmak istiyoruz.

MÜ-ED: İş Analitiği Yan Dal programından ve sizin verdiğiniz derslerden bahseder misiniz?

BB: İş Analitiği Yan Dal programı beş senedir var. Tüm lisans öğrencilerimize açık. Özünde firmaların, hali hazırda kendi bünyelerinden biriktirdikleri veri tabanlarını ve bilgiyi, onlardan anlam çıkarmak suretiyle hem kendi işletmesine hem de topluma faydalı ürünler ve iş modelleri yaratmalarını hedefleyen bir yan dal. Amacımız bu analitik çıktıları elde edebilmeleri için olabildiğince öğrencilerimizin ilgili araçları kullanmasını hedefliyoruz. Toplam 6 ders var. Bazılarını zaten kendi ana dalınızda da alıyorsunuz. Konu olarak çok cazip ve moda olan becerileri öğreniyorsunuz. Yapay zeka, büyük veri, makine öğrenme yaklaşımları gibi popüler konuları öğreniyorsunuz. Bununla birlikte, vurgulamak istediğimiz konu klasik bir veri bilimi programının ötesinde, ona ek olarak, iş analitiği yani bir vakaya, bir iş modeline eşleştiriyoruz. Sadece tahmin için değil, faydalı olacağını umduğumuz iş modelleri de çalışıyoruz. İş analitiği hem işletme hem de veri bilimi tarafını birleştiren bir program. Bu konuşma yapıldığı dönemde 71 öğrenci bu yan dalı seçmişlerdi. Farklı fakültelerden, psikoloji, ekonomi, endüstri mühendisliğinden, farklı mühendislik alanlarından epey keyifli geçiyor. Verdiğim derslere gelince hem lisans hem de yüksek lisansta İş Analitiği derslerini veriyorum. Farklı programlarda da İş İstatistiği, Operasyon Yönetimi derslerini veriyorum. Bir dönem Location Intelligence dediğimiz, bölge bazlı veri inceleyen ders veriyordum. Ancak İş Analitiği demirbaş gibi diyebilirim.

İşletme okuyanlar kendilerine en cazip gelen bir iki konuda uzmanlaşmaya gitmeli

MÜ-ED: İşletme okuyan lisans öğrencilerine yönelebilecekleri alanlarla ilgili ne tavsiyeler verebilirsiniz?

BB: Güzel bir soru. Tabii ben veri bilimi ile ilgili çok içli dışlı olduğum için en başa öneri olarak onu koyacağım. Bunun nedeni, bugün gerçekten çok popüler bu alan. Genç arkadaşlarımız da takdir edecektir, ilanlara bir göz attığımız zaman şu aralar analitik konusunda veri bilimi konusunda büyük bir iş patlaması var. İşverenler yoğun bir şekilde arıyorlar. MIT’ye çok sık gidip geldiğim için oradaki dünyayı da yakından görme imkânı buluyorum. Yeni kurulan şirketler, start-uplar, bunların çoğu veri analitiği etrafında kurulan şirketler. Birçok teknoloji şirketi, çok büyük veriler üretiyorlar ve bunlar değerlendirilmek zorunda. Yapay zekâ ile ilgili otonom araçlar vesaire, yakın gelecekte tam bu konularda iş gücü ihtiyacı doğuran, ilgi gören konular.

İşletmeyi, işletme olarak bitirmeyip, bunun bir adım ötesine geçmek gerekiyor. Bu da belli bir konu da uzmanlaşmak. Bahsettiğim konularda uzmanlaşmanızı öneririm. Bu yan dal ile de olabilir, yüksek lisans olarak da yapılabilir. Genelde insanlar klasik olarak MBA’ye yöneliyor, tabii işletme mezunları bu alana yönelmezler ama, yine de MBA’in artık popülaritesini yitirmeye başladığını görüyoruz. Daha uzmanlık sağlayan yüksek lisans programlarının tercih edilmeye başladığını görüyorum. Tavsiyem bu noktada işletme okuyan arkadaşlarımız için kendilerine en cazip gelen konu neyse – bu tabii yapay zekâ, veri bilimi olmak zorunda değil – o konuda mutlak uzmanlaşmaya, hatta bir iki konuda uzmanlaşmaya gitmeleri. İş dünyası uzmanlaşmayı sever ama bir şey en detayına kadar bilmek yerine bir kaç alanda makul seviyelerde uzmanlaşmış olması tercih sebebi olabilir.

 iş dünyası ile çok yakın bir üniversite

MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?

BB: Benim burada 15.yılım. Öncelikle bir akademisyen olarak araştırma, kaynak erişimi anlamında bir doygunluk yaşıyorum. Şu an başka bir üniversitede hoca olur musun diye sorsalar – tabii o zamanlar fırsat böyle oluşmuştu – Türkiye’de başka bir üniversitede hoca olmak isteyeceğimi zannetmiyorum. Çok tatminkâr bir ortam burası. Öğrenciler açısından da çok cazip. Birçok neden var. Bir tanesi zaten herkesin bildiği akademik anlamda liberal ortam. Dersleri istediğiniz gibi oluşturabiliyorsunuz. Çift ana dallar ve yan dal seçeneği sunan bir ortam. Bizler açısından bu zorlayıcı, kaynak planlamak çok zorlasa da işte tam da analitikçi hocalarımıza görev düşüyor. Bunların yanında iş dünyası ile çok yakın bir üniversite, yurtdışında da artık ciddi anlamda saygınlığı, kabul edilirliği var. Bu açılardan bence Sabancı Üniversitesi bir numara.

Akademisyene Sor: Burçin Bozkaya

Burçin Bozkaya Kimdir?

Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burçin Bozkaya hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın

#AkademisyeneSor nedir?

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. #AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.

IICEC Energy Market Newsletter - 2

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), IICEC Energy Market Newsletter'ının ikinci sayısını yayınladı. 

IICEC Energy Market Newsletter ını okumak için lütfen tıklayın.

IICEC Energy Market Newsletter Issue 2

IICEC hakkında detaylı bilgi için IICEC web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Sabancı Üniversitesi'nde isteyebileceğinizden fazla imkân var

#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kağan Kurşungöz oldu.

“Ben yapmak istiyorum dedikten sonra

fiziksel imkânlar fazlasıyla yeterli,

isteyebileceğinizden fazla imkân var burada”

#AkademisyeneSor Kağan Kurşungöz

Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği Programı 2004 mezunu

ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kağan Kurşungöz 

MÜ-ED: Merhaba, mühendislik eğitiminizden sonra matematik alanında ilerlemeye nasıl karar verdiniz?

KK: Ben matematikçi olmayı baştan beri istiyordum. İlkokuldan beri matematikçi olmak istiyordum. Ama Sabancı Üniversitesi açıldığı zaman, benim üniversite sınavına ilk girdiğim yıl, çok güzel bir kadro vardı ve iyi matematikçiler buradaydı. Rahmetli Tosun Hoca buradaydı, Albert Hoca hala burada, Alev Hoca vardı o çok yakın zamanda emekli oldu. Çok iyi matematikçiler vardı. O yüzden buraya geldim ve az öğrenci olması, daha fazla hoca olması, buranın fiziksel imkânlarının fazla olması çok büyük bir faktör oldu. Burada bilgisayar dersleri hoşuma gitti ve bilgisayar okudum. Daha sonra matematiğe geri döndüm.    

MÜ-ED: Araştırmalarınızı yaparken bir gününüz nasıl geçiyor? Hangi adımları izliyorsunuz?

KK: Araştırma yapmak benim için çok zevkli bir iş. Hatta bir kaç sene öncesinde Amerikan Matematik Derneği'nin (sadece Amerikan Matematik Derneği'nin değil birkaç kuruluşun da), en mutlu meslekler hangileri diye bir çalışması oldu. En mutlu meslek matematikçi çıkmıştı. Bu matematik yaparsanız mutlu olacaksınız anlamına gelmiyor tabii. Ama matematiği seviyorsanız bir de üstüne matematik yaparsanız artık dünya umurunuzda olmuyor, ben öyle bir insanım. Araştırma yaparken bir günüm nasıl geçiyor; çok değişken. Eğer yeni bir problem üstünde çalışıyorsam ya elle sayfalarca hesaplar yapıyorum, ya bilgisayara örnekler ürettiriyorum, bilgisayara hesap yaptırtıyorum. Ya da bazen bir makale üzerine çalıştığım oluyor. Hakemlik yaptığım oluyor. Bazen bir sonuç bulduysam bu sonucu daha güzel nasıl yazabilirim, bu ispatı daha güzel nasıl yazabilirim ya da makale haline getirebilir miyim, bu türden şeylere bakıyorum. Değişiyor yani.

“Bilgisayar hayatın her alanında”

MÜ-ED: Bilgisayar mühendisliği için sizce hangi yan dallar daha uygun olur?

KK: Bilgisayar hayatın her alanında olduğu için "İlla şu yan dalı yapın" diyemeyeceğim. Genelde bilgisayar mühendisliği okuyan öğrenciler matematik yan dal yapıyorlar. Bunu tavsiye ederim kendim de yaptım. Ama "Ben bilgisayar okuyorum, bilgisayarla yapabileceğim milyon tane iş var." diyorsanız, var da zaten, finans yan dalı yapabilirsiniz, psikoloji yan dalı yapabilirsiniz. Yan dal listesine bakmanız lazım. İlla şu olacak diye kendinizi kısıtlamayın bence.

“MATH204 dersi, benim için rüya dersti”

MÜ-ED: Okulumuzda verdiğiniz MATH204 dersinden bahsedebilir misiniz?

KK: Öğrenciyken aldığımda MATH204 dersi, benim için rüya dersti. Daha başka bir kitap kullanıyorduk ve o derse başladığım zaman ilk 2 haftada "Benim senelerdir beklediğim matematik dersi buymuş" demiştim. Geri dönüp burada çalışmaya başladığım zaman da çok keyifle verdiğim, "Keşke bir dönem daha, seneye bir daha bu dersi versem." dediğim bir şey MATH204.

“Eğer matematik yapabiliyorsanız

her şeyi yapabilirsiniz”

MÜ-ED: Matematik okuyanlara mezun olduktan sonra ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

KK: Matematik okuyanların azımsanmayacak bir kısmı daha sonradan bilgisayara dönüyorlar. Ben biraz akıntının tersine gittim, bilgisayardan matematiğe döndüm. Bu konuda matematikçilerin görüşü şudur; eğer matematik yapabiliyorsanız her şeyi yapabilirsiniz. Matematik mezunu olanlar ya bilgisayar üstüne yüksek lisans yapıyorlar ya sadece sertifika kursuna katılıyorlar ve bilgisayarla ilgili işleri yapabiliyorlar.

İdealistseniz, rüyanızda matematik görüyorsanız,

master ve doktora yapın

Bizim aramızdan bankacı olanlar çıkıyor, benim beraber yan dal yaptığım arkadaşlardan bir tanesi sinema eleştirmeni oldu mesela, matematikçilerin arasından her türlü meslek grubu çıkabiliyor. Tabi eğer idealistseniz, rüyanızda matematik görüyorsanız, bence master yapın, doktora yapın ve akademide kalmaya çalışın. Bu çok kolay bir şey değil. Türkiye'de akademide iş bulmak çok kolay değil. Avrupa'da daha da zor. Amerika'da nasıldır bilmiyorum, senelerdir takip etmiyorum.

“Ben yapmak istiyorum dedikten sonra

fiziksel imkânlar fazlasıyla yeterli,

isteyebileceğinizden fazla imkân var burada”

MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?

KK: İlk önce şunu söyleyeyim; ben bunu katıldığım tanıtımlarda da söyledim, soran herkese de söylüyorum, bir zaman makinesi olsa binsem 1999 yılına geri gitsem, yine Sabancı'ya gelirim, yine aynı dersleri alırım, yine bilgisayar okurum, ondan sonra yine matematikçi olurum. Küçük bir üniversiteyiz. Görece az sayıda öğrenci var ve çok sayıda hoca var. Öğrencilerin hocalarla iletişimi daha fazla olabiliyor. Devlet üniversitelerinde daha çeşitli ders programı imkânları sunanlar vardır. Ama burada istediğiniz laboratuvara girebiliyorsunuz, çünkü rekabet çok fazla yok. Aynı laboratuvarı kullanacak 500 tane insan yok. Ben yapmak istiyorum dedikten sonra fiziksel imkânlar fazlasıyla yeterli, isteyebileceğinizden fazla imkân var burada. Hocalarla birebir görüşebiliyorsunuz.

Onun dışında ben kampüsü seviyorum. Kampüsün İstanbul'dan uzaklığı benim için ideal, çünkü İstanbul'da okuyan arkadaşlarınız sizin de vardır. Onlarla buluşup boğaz kıyısında çay, kahve içmeye gittiğiniz zaman sizin boğaza bakışınızla onların boğaza bakışı biraz farklıdır. Onlar her gün gördükleri için belki artık kanıksamışlardır. Ama siz boğaza çay, kahve içmeye gittiğiniz zaman manzaranın tadını hafta çıkarabiliyorsunuz.

"Sabancı Üniversitesi mezunlarının neler yaptığına bakın"

Onun dışında Sabancı Üniversitesi mezunlarının neler yaptığına bakın. İnternet sitesinde mezunlar nereye gitmiş, kaç tanesi akademide kalmış, kaç tanesi piyasada çalışmaya başlamış, yüzde kaçı mezun olduğu sene iş bulmuş, böyle istatistiklere bakın, onlar benim yerime konuşur "neden Sabancı" diye.

Kağan Kurşungöz


Kağan Kurşungöz Kimdir?

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kağan Kurşungöz hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın. 

#AkademisyeneSor nedir?

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. #AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.

İstanbul Perspektifleri Söyleşi Serisi’nin yeni konuğu Haldun Dostoğlu

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri buluşturan "İstanbul Perspektifleri Söyleşi Serisi" 30 Mayıs Perşembe günü Sanat Galerisi Kurucusu ve Yöneticisi Haldun Dostoğlu'nu ağırlıyor. 

İstanbul Perspektifleri Söyleşi Serisinin konuğu Haldun Dostoğlu

2018-2019 döneminde düzenlenen söyleşilerin amacı, İstanbul’un kültürel dokusunun 1980’lerden bu yana nasıl şekillendiğini ve dönüştüğünü öznel hikayeler üzerinden anlamlandırabilmeyi mümkün kılacak bir tartışma platformu yaratmak. Söyleşilerde; kentin kültürel dokusunun dönüşümü, mimarlık, görsel sanatlar, sanat piyasası, festival kültürü, sahne sanatları boyutlarını içeren farklı perspektiflerden ele alınıyor.

30 Mayıs 2019, Perşembe günü, saat 17.00’de gerçekleşecek ve Sanat Galerisi Kurucusu ve Yöneticisi Haldun Dostoğlu'nun ağırlanacağı "Sanat Piyasası Perspektifinden İstanbul'un Dönüşümü" başlıklı sekizinci İstanbul Perspektifleri buluşması tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarının katılımına açıktır.  

İSTANBUL PERSPEKTİFLERİ SÖYLEŞİ SERİSİ

"Sahne Sanatları Perspektifinden İstanbul'un Dönüşümü"

Katılımcı: Haldun Dostoğlu, Sanat Galerisi Kurucusu ve Yöneticisi

Moderatör: Asuman Suner

Tarih: 30 Mayıs 2019, Perşembe

Saat: 17:00-19:00

Yer: Sabancı Üniversitesi Minerva Palas, Bankalar Caddesi No:2 Karaköy

 

Haldun Dostoğlu Kimdir?

1951’de Ankara’da doğdu. 1976 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. 1984’te Ankara’da, 1987’de İstanbul’da Galeri Nev’in kurucu ortağı oldu. 1987 yılından beri Galeri Nev İstanbul’un sergilerini düzenledi. Mehmet Güleryüz, Alev Ebüzziya Siesbye, Nejad Devrim ve Erol Akyavaş retrospektif sergilerini organize etti. 2002’de Proje 4L’de “Günyüzü” ve 2006 yılında İstanbul Modern’de açılan “Gök Kuşağında İki Kuşak – Fahrelnissa Zeid, Nejad Devrim” sergilerinin küratörlüğünü üstlendi. Galeri Nev İstanbul’un yüzü aşkın yayınının editörlüğünü yaptı.

Siber saldırıları tespit eden yeni bir sistem geliştirildi

Mezunumuz Aydın Aysu (ME'08 ve EE'10), North Carolina State Üniversitesi’nde "Tenure-Track Assistant Professor" olarak çalışmalarına devam ediyor. Aydın’ın da aralarında bulunduğu araştırma ekibi geçtiğimiz günlerde, elektronik sistemlerdeki temel bir güvenlik zafiyetinden faydalanan siber saldırıları tespit eden yeni bir uygulama geliştirdiğini duyurdu. Aydın Aysu’ya bu çalışmanın detaylarını sorduk:

Aydin Aysu, Sabanci Universitesi Mezunu

Yeni geliştirdiğiniz siber savunma sistemi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Bilgisayar mimarilerinde işlemleri hızlandırmak için uzun zamandır kullanılan "önbellek paylaşımı", "sırasız çalıştırma", "spekülatif çalıştırma" gibi çok temel bir takım optimizasyon teknikleri mevcut. Yakın zamanda bu optimizasyon tekniklerinin siber saldırılar tarafından suistimal edilebileceğini öğrendik. Sorun çok büyük. Cep telefonlarından, bulut bilişim sunucularına kadar bütün modern işlemcilerin güvenlik sistemleri bu saldırılar tarafından ele geçirilebiliyor. Ve bu sorun donanımda olduğu için, yazılımsal güvenlik sistemlerini çaresiz bırakıyor. Varolan bütün bilgisayarları atıp, yerine "güvenli olduğunu umut ettiğimiz" yenilerini almak ise çok maliyetli bir çözüm. Meltdown ve Spectre bu tarz siber saldırıların yüksek profilli örnekleri.

Bu yeni sisteminin çalışma prensibi nasıl?

Bizim yaptığımız çalışma bu siber saldırıları saptayan yeni bir sistem üzerine. Bilgisayarınızın güç/enerji kullanımını takip edip, bu saldırıların gerçekleşmekte olduğunu otomatik olarak anlayan bir "detektör" geliştirdik. Bunu yapmak için makine öğrenmesi ve derin öğrenme tekniklerini kullandık. Temel prensip, güvenilen uygulamalar ile siber saldırıların güç/enerji kullanımındaki istatistiksel farklılıkları önceden analiz edip, bu farklılıklar üzerinde gerçek zamanda tespit yapmak üzerine. Gömülü sistemler üzerinde tekniğimizin çalıştığını gösterdik -- 99.9% olasılıkla siber saldırları tespit edebiliyoruz. Makalemiz uluslararası donanım güvenliği konferansında (HOST 2019) en iyi makale ödülüne de aday gösterildi.

Çalışma ekibi kimlerden oluşuyor?

Ekibimde 1 doktora sonrası araştırmacı, 4 doktora öğrencisi ve 2 master öğrencisi mevcut. Ayrıca yeni doktora öğrencileri de aradığımı özellikle belirtmek istiyorum.

Farklı araştırma projeleriniz de mevcut, onlardan da biraz bahsedebilir misiniz?

Evet, şu anda üzerinde çalıştığım iki farklı projem var. Birincisi yeni jenerasyon güvenlik sistemlerin donanım ve yazılımda uygulanması üzerine. İkincisi ise makine öğrenmesi ve derin öğrenme tekniklerinin siber güvenlik alanındaki uygulamaları üzerine.

İlgilenen kişilerin aaysu@ncsu.edu adresine e-mail ile ulaşması mümkün. Yeni doktora öğrencileri bu konularda çalışacaklar.

2. Eğitim Konferansı

Sabancı Üniversitesi’nin farklı fakülte ve programlarında eğitim veren her kademeden eğitimcinin katılımına açık olan 2. Eğitim Konferansı, 28-29 Mayıs 2019 tarihlerinde Sinema Salonu’nda gerçekleşecek.

Eğitim Konferansı 

Konferans şu anda aktif olarak eğitim veren veya ileride eğitim vermeyi düşünen ve katılım kaydı yaptıran tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarının katılımına açık. 

Eğitim konferansı hakkında detaylı bilgi için Konferans Kitapçığını inceleyebilir ve kayıt için http://teachingconf.sabanciuniv.edu/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Doğa ve İklim Söyleşileri devam ediyor

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) doğa koruma ve iklim değişikliği alanında çalışan araştırmacı, akademisyen ve sivil toplum gönüllülerini buluşturmayı amaçlayan Doğa ve İklim Söyleşileri’nin dördüncüsü 28 Mayıs Salı günü gerçekleşecek.

İstanbul Politikalar Merkezi'nde, doğa koruma ve iklim değişikliği ile mücadele alanlarını bir araya getirmek amacıyla başlatılan Doğa ve İklim Söyleşileri dizisinin dördüncü konuşmacısı,Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Algan

İPM- Doğa ve İklim Söyleşileri 4

Doğayı ve iklimi korumak için gerekli politikaların güçlenerek artması gereken günümüzde Algan, Türkiye’de uygulamaya konan çevre politikalarının nasıl bir seyir izlediğini, ulusal ve uluslararası alanda atılamayan adımların ya da atılan geri adımların sonuçlarını ve yaşanan gerilemenin doğa, iklim ve gelecek kuşaklar için ne anlama geldiğini tartışacak.

"Türkiye’de Çevre Koruma(ma)nın Tarihi" başlığı çerçevesinde yapılacak söyleşinin teması şöyle:

“2000’li yıllardan bu yana küresel düzeyde çevre politikalarında yaşanan gerilemeden Türkiye de payına düşeni almıştır. Ancak, Türkiye’de kamunun çevre politikalarındaki kırılmanın temel belirleyicisi, siyasal iktidarın ideolojik tercihlerinin ülke yönetimini bir altyapı devletine dönüştürmesi olmuştur. Doğal ve tarihi çevresel müştereklerin bilimsel bilgiye dayanmayan, çoğu kez talana dönüşen rant odaklı politikalara kurban edilmesinin sonuçları, Türkiye’nin uluslararası çevresel yükümlülüklerinin yerine getirmesini de zora sokmakta ve bu alanda yeni yükümlülükler almasını da engellemektedir”

Bu yılın dördüncü Doğa ve İklim Söyleşileri’nde sizi de aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

DOĞA VE İKLİM SÖYLEŞİLERİ - 4

"Türkiye’de Çevre Koruma(ma)nın Tarihi"

Konuşmacı: Nesrin Algan - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Moderatör: Ümit Şahin - İstanbul Politikalar Merkezi

Tarih: 28 Mayıs 2019, Salı

Saat: 18:00-20:00

Yer: Sabancı Üniversitesi Minerva Palas, Bankalar Caddesi No:2 Karaköy

Nesrin Algan Kimdir?

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunudur. Lisansüstü çalışmalarını aynı fakültede tamamlamıştır. 1984-1998 arası Çevre Müsteşarlığı, Çevre Genel Müdürlüğü ve Çevre Bakanlığında uzman ve yönetici olarak çalışmıştır. Bu dönemde çeşitli uluslararası ve ulusal hukuki düzenleme ve politika belgesinin hazırlanmasında görev yapmıştır.1998’den bu yana Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kent, Çevre ve Yerel Yönetim Politikaları Anabilim Dalında öğretim elemanıdır. Çalışma alanları denizel çevre politikaları, biyolojik çeşitlilik, uluslararası çevre hukuku, çevresel güvenlik, ekokırım olan Algan’ın bu konularda yayımlanmış çeşitli çalışması bulunmaktadır. Caz Derneği ve STGM Yönetim Kurlu üyesi olan Nesrin Algan, çeşitli gönüllü kuruluşlara da katkı vermeye çalışmaktadır.

Sabancı Üniversitesi’nden iki yeni yaz okulu

Sabancı Üniversitesi yaz okulları kapsamında bu yıl açtığı Uygulamalı Nanoteknoloji Kampı ve Teknoloji Tasarım Kampı, 1 - 12 Temmuz 2019 ve 16 - 26 Temmuz 2019 tarihlerinde olmak üzere iki dönemde düzenlenecek.

Lise Yaz Okulu 

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu kapsamında Uygulamalı Nanoteknoloji Kampı ve kontenjanları çok kısa sürede dolan Teknoloji Tasarım Kampı düzenliyor. Aktivitelerle birlikte, ikişer haftalık 2 dönem halinde düzenlenecek programlara son başvuru tarihi 1 Haziran 2019.

Bilime ve laboratuvar çalışmalarına meraklı lise öğrencilerine uygun iki haftalık bir yaz okulu programı olan Sabancı Üniversitesi Uygulamalı Nanoteknoloji Kampı; nanoteknolojiyle ilgili güncel gelişmeler ve uygulamalar hakkında bir farkındalık yaratmayı ve gelecekteki meslek seçimlerinde yönlendirici olmayı hedefliyor.

Program Sabancı Üniversitesi'nin diğer yaz okulu programlarından yoğun laboratuvar uygulamaları ile farklılaşıyor. Öğrencilere teorik bilgilendirmelerden sonra düzenli bir şekilde sunulacak olan laboratuvar uygulamaları ‘yaparak öğrenmek’ için harika bir fırsat sunuyor. Uygulamalı bilime meraklı öğrenciler, Sabancı Üniversitesi kampüsünde dolu dolu geçirecekleri iki hafta ile üniversite yaşamını da deneyimleyecekler.

Programdaki tüm dersler ve laboratuvar uygulamaları, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi SUNUM'da yapılacak. Derslerin dışında, hafta sonu şehir gezileri, spor, sanat ve kültürel etkinlikler yer alıyor.

Açıldıktan kısa bir süre sonra kontenjanları dolan Sabancı Üniversitesi Teknoloji ve Tasarım Kampı, lise öğrencilerinin, günümüzün en üst seviye donanım ve yazılımları kullanacakları, açık kaynak kodlu sistemler ile tanışacakları, Collaboration Space (yaratım atölyesi) imkanlarıyla yaratıcılıklarını ve becerilerini geliştirecekleri, eğlenceli aktivitelerle zenginleştirilmiş bir teknoloji kampıdır.

Aktivitelerle birlikte ikişer haftalık iki dönem halinde düzenlenen yatılı programda öğrenciler kendi robotlarını ve kendi bilgisayarlarını yapacaklar. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyeleri tarafından hazırlanan program süresince her iki öğrenciye bir danışman yol gösterecek.

Tüm öğrenciler program süresince üniversitenin Collaboration Space (yaratım atölyesi), bilgi merkezi, spor salonu gibi kampüs imkanlarından ücretsiz yararlanabilecekler.

Uygulamalı Nanoteknoloji Kampı’nın dönem  ücreti 5.750 TL.

 

Bilgi için liseyazokulu.sabanciuniv.edu adresini ziyaret edebilirsiniz.

Sabancı ve Graz Üniversiteleri işbirliği ile “Türkiye’nin Queer Zamanları” Atölyesi

Sabancı Üniversitesi ve Graz Üniversitesi tarafından düzenlenen, “Turkey’s Queer Times” (Türkiye’nin Queer Zamanları) başlıklı uluslararası atölye 18 Mayıs 2019 günü Minerva Han’da gerçekleşti.

Türkiye’nin Queer Zamanları Atölyesi 

Söz konusu atölyeye, Sabancı Üniversitesi ve Graz Üniversitelerinin yanı sıra Yale, Gothenburg, Central European, ODTÜ, William and Mary, Lund, Karamanoğlu Mehmetbey, Humboldt, Koç, Muğla, Bologna, Alica Salomon olmak üzere yurtiçi ve yurtdışından 14 farklı üniversiteden araştırmacı ve akademisyen katıldı. 

İleride çıkacak olan bir yayına öncülük etmesi hedeflenen “Turkey’s Queer Times” (Türkiye’nin Queer Zamanları) başlıklı atölyenin ilk oturumu Graz Üniversitesi’nden Kerem Öktem başkanlığında yürütüldü. Türkiye’de LGBTQ+ aktivizmi ve sivil toplum konularının konuşulduğu bu oturumda Yale Üniversitesi’nden Evren Savcı, Gothenburg Üniversitesi’nden Selin Çağatay, Central European Üniversitesi’nden Mert Koçak ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Dersu Ekim Tanca sunum yaptı. 

Günün ikinci oturumuna William and Mary Universitesi’nden Gül Özyeğin kolaylaştırıcılık yaptı. Katılımcıların yürüttükleri saha çalışmalarının tartışıldığı bu oturumda ise Lund Üniversitesi’nden Elif Gezgin, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nden Erdinç Kinesçi, Humboldt Üniversitesi’nden Nazlı Cabadağ ve Tunay Altay çalışmalarını katılımcılarla paylaştı. 

Son oturumun başkanlığını Sabancı Üniversitesi’nden Cenk Özbay yürüttü. Bu üçüncü oturumdaki üç sunuşta alternatif aileler, futbolda cinsiyet, kuir gelecekler gibi konular tartışıldı. Koç Üniversitesi’nden Berkant Çağlar, Muğla Üniversitesi’nden Çağlar Özbek, Bologna Üniversitesi’nden Deniz Nihan Aktan ve Alica Salomon Üniversitesi’nden Yener Bayramoğlu araştırmalarını sundu. 

2019-2020 FBE Profesyonellere Yönelik Tezsiz Yüksek Lisans Başvuruları

 

Bilişim Teknolojileri Tezsiz Yüksek Lisans Programıbilişim sektöründe hızla değişen endüstri gereksinimlerine cevap vermek üzere katılımcılarına teknik altyapı, çözüm üretme yeteneği ve rekabet gücü kazandırırken, endüstriye ise bu becerilere sahip profesyoneller kazandırmayı hedeflemektedir. Program,  bilişim teknolojileri alanında kariyer sahibi olmak isteyen bireyler ve bilişim teknolojilerinin belirli alanlarında uzmanlaşmak isteyen profesyonellerden oluşmaktadır.

 

Veri Analitiği Tezsiz Yüksek Lisans Programı çalışma hayatını aksatmadan analitik becerilerini geliştirmek isteyen profesyoneller için tasarlanmıştır. Beklenen katılımcı profili üniversitelerin mühendislik, bilgisayar bilimleri, temel bilimler, istatistik ve ekonomi gibi sayısal bölüm mezunları veya çalıştıkları kurumlarda ilgili konularda mesleki deneyim edinmiş ve büyük veri analizinde derinlemesine bir eğitim almak isteyen tüm profesyonellerden oluşmaktadır.

 

Enerji Teknolojileri ve Yönetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı’nın hedef kitlesi; mühendislik, temel bilimler, ekonomi, yönetim, siyaset, kamu politikaları gibi alanlardan ve farklı sektörlerden gelen, enerji sektöründe uzmanlaşmak isteyen, enerji sektöründe ya da farklı sektörlerde çalışma deneyimine sahip profesyoneller olarak belirlenmiştir. 

 

Siber Güvenlik Tezsiz Yüksek Lisans Programı siber güvenlik konusunda uzmanlaşmak ve/veya alandaki kuramsal ve uygulamalı bilgi ve yeteneklerini geliştirmek isteyen profesyoneller için tasarlanmıştır. Üniversitelerin mühendislik, bilgisayar bilimleri ve mühendisliği, elektronik-elektronik mühendisliği, matematik gibi sayısal bölüm mezunları ile siber güvenlik ve bilişim sektöründe çalışma deneyimine sahip tüm profesyoneller programın beklenen katılımcı profilini oluşturmaktadır.

Programlara üniversitelerin lisans programlarından mezun adaylar başvurabilmektedir. Başvuran adayların lisans eğitimlerini en geç  9 Eylül 2019 tarihine kadar tamamlamış

olmaları gerekmektedir.

Başvuru için Gereken Belgeler :

1. Tamamlanmış Başvuru Formu ile BT, VA, ETM ve CYSEC başvuruları için özel form.  Online başvuru formunun doldurulması gerekmektedir.

2. Resmi Transkript: İlgili yükseköğretim kurumunun Öğrenci İşleri tarafından hazırlanmış, adayın aldığı tüm dersleri ve notlarını gösteren resmi belgenin kapalı zarf içinde sunulması gerekmektedir.

3. İki adet Referans Mektubu: 5 yılı aşkın süredir endüstride çalışan adaylar için her iki referans mektubu çalıştığı iş yerinden, endüstri tecrübesi 5 yılın altında olan adaylar için en az bir referans mektubu çalıştığı iş yerinden, yeni mezun adayların her iki referans mektubu da öğretim üyelerinden alınabilir. Referans mektuplarının kapalı zarf içerisinde sunulması veya online sisteme yüklenmesi gerekmektedir. Mektup örneği için tıklayınız.

4. İngilizce Yeterlilik Sınav Sonuç Belgesi: Aşağıda sağlanması gereken asgari puanları ve geçerlilik süreleri belirtilen belgelerden herhangi biri sunulmalıdır. Bu belgelerin başvuru sırasında fotokopileri kabul edilmekle birlikte, kayıt sırasında orijinalleri istenecektir.  

TOEFL: Internet - based test (IBT) : En az 78

PTE: En az 48

CAE: En az B

CPE: En az C

YDS, e-YDS ve YÖKDİL: En az 65 puan


Bu sınavların geçerlilik süreleri şöyledir: TOEFL ve PTE 2 yıl; CAE ve CPE 3 yıl; YDS, e-YDS ve YÖKDİL 5 yıldan eski olmamalıdır.

Başvuru sırasında İngilizce Yeterlilik Sınav sonuç belgesini temin edemeyen adaylar programa kabul edildikleri takdirde Sabancı Üniversitesi İngilizce Dil Ölçme Sınavı'nda (ELAE) yeterli başarıyı göstermeleri koşulu ile kabul edilirler. Sınavda başarısız olan veya sınava katılmayan adayların, lisansüstü programa devam edebilmek için yabancı dil hazırlık sınıfını başarı ile tamamlamaları gerekir. Yabancı dil hazırlık sınıfında başarısız olmaları durumunda Lisansüstü programa kayıt hakkını kaybederler.

Sabancı Üniversitesi mezunları, mezuniyetlerini takiben 2 yıl içinde Sabancı Üniversitesi yüksek lisans programlarına başvurdukları ve kabul edildikleri takdirde, İngilizce Yeterlilikten muaf tutulurlar.

5. Adayın güncel özgeçmişi (CV)

6. Başvuru amacını anlatan bir yazı

 

7. Bir adet vesikalık fotoğraf

Programlarla ilgili detaylı bilgi için:

Ece Kocayaş (Bilişim Teknolojileri / Veri Analitiği)

Merve Sarı (Enerji Teknolojileri ve Yönetimi / Siber Güvenlik)

 

 

Sabancı Üniversitesi

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi
Orhanlı, Tuzla, 34956 İstanbul
Telefon: (216) 483 9962 / 9691
Fax: (216) 483 9550
E-posta: ekaya@sabanciuniv.edu / mkirmizigul@sabanciuniv.edu 

 

http://msit.sabanciuniv.edu/tr /

http://da.sabanciuniv.edu/tr /

http://etm.sabanciuniv.edu/tr /

http://sec.sabanciuniv.edu/tr

 

 

Erken başvuru ve mülakat bilgileri:
Erken başvuru için son tarih 31 Mayıs 2019’dir. Ön değerlendirme ile mülakata davet edilecek adaylar belirlenecek ve mülakatlar 10-24 Haziran 2019 tarihleri arasında yapılacaktır. Erken başvurularda kabul edilen adaylar için kontenjan ayrılmaktadır.

Son başvuru ve mülakat tarihleri:
Başvurular için son tarih 9 Ağustos 2019’dir. Ön değerlendirme ile mülakata davet edilecek adaylar belirlenecek ve mülakatlar 19-23 Ağustos 2019 tarihleri arasında yapılacaktır.
Not:  Posta ile gönderilen başvurularda postanın üniversitemize ulaşım tarihi dikkate alınacaktır. Postadaki gecikmelerden Üniversitemiz sorumlu değildir.
 
Başvuru adresi:
Sabancı Üniversitesi

Öğrenci Kaynakları Birimi

Orta Mahalle, Üniversite Cd. No:27
Orhanlı, Tuzla , 34956 İstanbul

Telefon: (216) 483 9093
Fax: (216) 483 9073
E-posta: studentinfo@sabanciuniv.edu
 
Başvuruların Sonuçlanması: Programa kabul edilecek adaylar, belgelerin değerlendirilmesi sonucu yapılacak mülakatlardan sonra belirlenerek adaylara duyurulacaktır.

Abone ol