Sabancı Üniversitesi Ekonomi ve İşletme Kulübü (EİK) tarafından bu sene üçüncüsü düzenlenen Büyük Buluşma’19: Game Changers, e-spor, kripto paralar, FinTech Robo Advisory, E-Ticaret ve dijital perakendecilik konularındaalanının en önde gelen isimlerini biraraya getirdi.
Büyük Buluşma’19, Akbank ana sponsorluğunda 13 NisanCumartesi günü Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi The Seed'de iş dünyasından ve farklı üniversitelerden 200'ü aşkın misafirin katılımıyla gerçekleşti.
Büyük Buluşma’19: Game Changers,Sabancı Üniversitesi Ekonomi ve İşletme Kulübü başkanı Ahmet Emre Beledin’in ve Akbank Bilgi Teknolojileri Mimari ve Temel Bankacılık Uygulama Geliştirme Bölüm Başkanı Gökhan Eker’inaçılış konuşmalarıyla başladı.
Büyük Buluşma’19: Game Changers’da; Türkiye E-Spor Kurucu Başkanı Alper Afşin Özdemir, BTC Türk CEO’su Özgür Güneri, Sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş, Kolektif House kurucu ortak ve CEO’su Ahmet Onur, IBM iX Design Studio Başkanı Oğuz Kartal, Starbucks Türkiye Marka Müdürü Hazal Alyağut ve Infina Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Burak Arslanpay birer konuşma yaptı.
Büyük Buluşma’19: Game Changers’da ilham veren konuşmalardan kısa kısa…
Türkiye E-Spor Kurucu Başkanı Alper Afşin Özdemir, yapmış olduğu konuşmada E-Spor ve E-sporun geleceğini değerlendirdi.
Türkiye’nin ilk ve dünyanın 4. Kripto Para işlem platformu olan BTC Türk CEO’su Özgür Güneri, yapmış olduğu konuşmada Kripto Paralar hakkında dinleyicileri bilgilendirdi.
Sahibinden CEO’su Burak Ertaş ise E-ticaretin geleceği hakkında konuştu.
Kolektif House kurucu ortak ve CEO’su Ahmet Onur “Future of Workshop” temalı, start-up kurmak isteyenlere ilham verecek konuşmasını yaptı.
IBM iX Design Studio Başkanı Oğuz Kartal, yapay zeka hakkında yapmış olduğu konuşmasında katılımcılara geniş̧ kapsamlı bilgiler verdi.
Starbucks Türkiye Marka Müdürü Hazal Alyağut, konuşmasında kahve devriminden söz etti.
Büyük Buluşma’19, Infina Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Burak Arslanpay’ın Fintech: Öneriver RoboAdvisory konulu konuşması ile son buldu.
Etkinliklerden haberdar olmak için Ekonomi ve İşletme Kulübü'nü takip etmeyi unutmayın!
#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Özgür Kıbrıs oldu.
"Program seçme özgürlüğe sahip olan öğrenci
gelecekte daha mutlu ve başarılı oluyor"
Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Özgür Kıbrıs
MÜ-ED: Merhaba, öncelikle lisanstan sonra uzmanlaşmak istediğiniz alana nasıl karar verdiniz? Karar verirken öncelikleriniz nelerdi?
ÖK: Ben lisansta endüstri mühendisliği okudum. Okurken de çok sevmediğimi fark ettim. Sabancı Üniversitesi'nde de okumadığım için okurken değiştirme şansım olmadı. Mezun olduktan sonra hem analitik hem de daha sosyal bir alana geçmek istedim. O yüzden ekonomi alanını tercih ettim. Ben o dönem paylaşım problemleriyle (insanların kaynakları nasıl paylaştıklarıyla), insanların nasıl karar aldıklarıyla çok ilgileniyordum. Ekonomi de bunu matematiksel alanda çalışmak için çok iyi imkânlar sunuyor, o yüzden ekonomi alanında doktora yapmaya karar verdim.
MÜ-ED: Yurt dışında deneyim kazanmış olmanızın size ne gibi katkıları oldu?
ÖK: Benim ilgilendiğim konular üzerinde ve çalışmak istediğim konularda dünyada en tanınmış araştırmacılar yurt dışındaki bir üniversitedeydi. O yüzden ben doktoraya başlarken yurt dışına gitmeye çalıştım. Onlarla çalışmamın da akademik kariyerime sonradan bir faydası oldu tabii. Belki yurt dışında doktora yapmanın, çalışmanın faydası insana geniş bir perspektif kazandırması, hem de araştırma alanında daha geniş bir bağlantının içine girme şansını elde etme.
"Ekonomi mezunları aslında iş hayatının her alanında her tür şirkette çalışıyorlar"
MÜ-ED: Ekonomi okuyan lisans öğrencileri daha sonra şirketlerde hangi görevleri alabilir?
ÖK: Ekonomi mezunları aslında iş hayatının her alanında her tür şirkette çalışıyorlar. Hem üretimde, hem servis alanında hem devlet hem uluslararası kurumlarda çalışan ekonomistler var. Örneğin bir petrol, ilaç şirketinde, bir bankada, bir otelcilik-turizm alanındaki şirketlerde... Bunların hepsinde, sigorta şirketlerinde çalışan ekonomi mezunları var. Aslında kabaca şey demek mümkün; parayla işi olan her türlü şirketler içinde ekonomistlere iş imkânı var.
"Oyunlar ve Stratejiler" dersi öğrencilere stratejik düşünmeyi öğretiyor
ÖK: Ben 2001'den beri Sabancı Üniversitesi'nde ders veriyorum. Herhalde en çok vermiş olduğum ders "Oyunlar ve Stratejiler" dersi. Bu üniversitedeki öğrencilere, oyun kuramına bir giriş sunuluyor, onlara stratejik düşünmeyi öğretiyor. Bunlara ek olarak yüksek lisans seviyesinde "Mikroekonomi" dersi veriyorum. Yine ekonomi ve siyaset bilimi öğrencilerine de siyasi iktisat üzerine bizim formal modelleri tanıtan bir ders veriyorum.
"Sabancı Üniversitesi’ndeki ekonomi yüksek lisansı
gerçekten insana çok kapılar açıyor"
MÜ-ED: Dekanlığınız süresince gözlemlerinizden de yararlanarak yüksek lisans yapmak isteyen öğrencilere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?
ÖK: Hem fakülte içerisindeki yüksek lisans programlarından bahsedeyim hem de ekonomi yüksek lisansından bahsedeyim. Ekonomi ile başlayayım, Sabancı Üniversitesi’ndeki ekonomi yüksek lisansı gerçekten insana çok kapılar açıyor. Dünyanın çok iyi üniversitelerine doktoraya gönderdiğimiz öğrencilerimiz oldu. Şu anda dünyanın çok iyi üniversitelerinde öğretim üyesi olarak çalışan mezunlarımız var. Ama sadece akademik eğilimi olan öğrenciler için değil; iş hayatına girmek isteyen öğrencilerimiz için de çok yararlı. Genel olarak yüksek lisans (master) dediğimiz şey öğrenciye bir alt alanda uzmanlık kazandırıyor dolayısıyla her alanda, siz eğer sonradan yüksek lisansa devam ederseniz, hem o alanı daha iyi öğreniyorsunuz hem de bir alt alanında yetkinlik kazanıyorsunuz. Bu sizin daha sonraki çalışmalarınızda, eğer doğru seçildiyse alan, sizin için çok yararlı oluyor.
"Bizim eğitim sistemimizde açık kapı politikası var,
öğrenciler öğretim üyeleriyle her zaman görüşme şansına sahipler"
MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?
ÖK: İki değişik yerden bakmak mümkün sanırım; bir öğrenciler için bir de akademisyenler için. Bence öğrenciler için Sabancı Üniversitesi birkaç sebepten dolayı çok iyi bir seçim. Bir tanesi öğrencilere okuyacakları programı seçme özgürlüğü veriyor olması. Biz öğrenciler okulumuza geldiğinde ne okumak istedikleriniz soruyoruz ve sonra da okuyacakları bölümü seçtikleri 2. sınıfta bir daha soruyoruz bu soruyu ve her iki öğrenciden birisi fikrini değiştiriyor. 18 yaşından 20 yaşına gelince, burada dersler alıp akademik ortamı görünce aslında okumak istedikleri bölümün bu olmadığına karar veriyorlar. Bu özgürlüğe sahip olan öğrenci gelecekte daha mutlu oluyor, daha başarılı oluyor. Sabancı Üniversitesi de Türkiye’de öğrencilere bu özgürlüğü veren yegâne üniversite.
Buna ek olarak öğrenci seçtiği programda katı bir yapının içinde kısıtlı değil, bizim programlarımızın çok interdisipliner bir yapısı var dolayısıyla A programında okuyan bir öğrenci B programında dersler alarak o konuda uzmanlaşma şansına sahip oluyor. Yan dal ve çift ana dal programlarımız var, bunlar hepsi Sabancı Üniversitesi’ni seçmek için sebepler. Belki bir sebep de öğrenci sayısıyla akademisyen sayısını karşılaştırırsanız, akademisyen başına düşen öğrenci sayısının gayet küçük olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla akademisyenlerle öğrenciler arası çok yakın bir ilişki oluyor, bu zaten bizim kültürümüzün de bir parçası. Bizim eğitim sistemimizde açık kapı politikası var, öğrenciler öğretim üyeleriyle her zaman görüşme şansına sahipler.
İşin bir de akademisyen tarafı var, bunun da herhalde iki önemli sebebi var; bir tanesi Sabancı Üniversitesi gerçekten araştırmaya çok önem veren, bu konuda akademisyenlerine destek veren bir kurum. Dolayısıyla araştırma öncelikli kariyeri olan akademisyenler özellikle Sabancı Üniversitesi’ni seçiyorlar. İkincisi ise üniversitenin akademisyenlere sunduğu akademik özgürlük. İnsanlar çalışacakları alanı seçerken, buraya yönlenirken çok rahat çok özgür bir ortamda karar verebiliyorlar.
Akademisyene Sor: Özgür Kıbrıs
Özgür Kıbrıs kimdir?
Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanımız Özgür Kıbrıs hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın.
#AkademisyeneSor nedir?
Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. #AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektronik Mühendisliği Programı öğrencileri Mehmet Bora Özdemir, Kadir Eren Ünal ve Yusuf Özsoy 2018 yaz döneminde Almanya'nın en önemli bilim merkezlerinden IHP-Microelectronics'te stajlarını gerçekleştirdiler.
Staj döneminde üzerinde çalıştıkları projenin sonuçlarında önemli içerikler yer aldığı için alanında saygın bir bilim konferansı olan "2019 - IEEE Topical Meetings on Silicon Monolithic Integrated Circuits in RF Systems" toplantısına öğrencilerimiz "invited talk" olarak kabul edildi.
IHP-Microelektronics’te 2019 yaz döneminde 13 öğrencimiz daha stajyer olarak orada devam eden çalışmalarda yer alacak. Yurtdışında staj yapmayı düşünen öğrencilerimize fikir vermesi için bu yaz IHP stajını tamamlayan öğrencilerimizden Kadir Eren Ünal sorularımızı cevapladı:
Staj süreciniz nasıl başladı biraz anlatabilir misin?
IHP’ye gidişimiz, burada bizim de aralarında bulunduğumuz elektronik programımız ile çalışmalarını ortak sürdüren IHP’de çalışan Mehmet Hoca (Mehmet Kaynak / EE’06 ve network öğretim üyesi) ve buradaki hocamız Yaşar Hocanın da (Yaşar Gürbüz) katkılarıyla gerçekleşti. IHP’yi tercih etmemiz ise hem yurt dışında bir tecrübe edinmek, oradaki çalışmaları görmek hem de ufkumuzu genişletebileceğini düşündüğümüz bir kurum olmasıyla başladı ve başvuru sürecinin ardından kabul aldık.
Stajınız ve IHP size neler kattı?
IHP bizim için çok çekici bir kurumdu… Orada olmak gelecekte yurtdışında çalışma hayatına atılmamızın nasıl olacağını ve bize bunun nasıl katkılar yapabileceğinizi görmemizi sağladı. Gerek clean room gerek ileri teknoloji ölçüm araçlarıyla çalışabilmemiz hem bizi hem projemizi geliştirmiş oldu. 3 ay IHP de bulunduk ve bu süreçten sonra da oradaki çalışma ekibi ile irtibatımız kopmadı, çalışmalarına buradan da destek vermeye devam ettik. Staj süresince Avrupa’nın standardını ve çalışmalarını görmemiz geleceğimizle ilgili neler yapabileceğimizi görmemizi sağladı diyebilirim. Sosyal standartlar, yaşam koşulları, kendi ayaklarımızın üzerinde yurt dışında yaşama şansı çok keyif verici bir deneyimdi.
Ne üzerine çalıştınız?
Çalışmalarımız microbolometre dediğimiz termal kameradaki sensörlerin ileri teknolojide yeni materyallerle gelişmesi çizimlerinin yapılması üzerineydi. Bizim açımızdan da bu projenin optimum düzeyde gelişmesi ve sonuçlarla destekli simulasyonlar yapılması üzerineydi.
Çalışmalarınızın sonuçlarını özetlemeniz mümkün mü?
Sonuçlar çeşitli alanlarda bu microbolometrenin gerek mekanik gerek ısısal değişimlerinin ölçümünü optimum dengede sağlayarak hangi şekilde olmasına ve ısı iletiminin ya da tutulmasının elektriksel akışla beraber ne kadar etkiye sahip ve hangi şekil ile bu elde edilebilir sonucuna ulaştık. Ayrıca mekanik aşamada da oluşan stresin şekle ve microbolometreye vereceği zararın etkisini ölçmek ve bu bütün simulasyonlarla sonuca ulaştık.
MDBF öğrencilerimiz 2014 yılından bu yana Sabancı Üniversitesi ve IHP - Microelectronics Ortak Laboratuvarı’nda uygulamalı araştırmalar yapıyor
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi bünyesindeki Mikroelektronik Araştırma Grubu ile Almanya‘nın en önemli bilim merkezlerinden IHP-Microelectronics'ın 2008 yılından bu yana devam eden başarılı işbirlikleri sonucunda, Frankfurt kentinde 2014 yılında hizmete alınan “More-than-Moore” konsepti üzerine kurulu Mikroelektronik - Ortak Sanal Mükemmeliyet Laboratuvarı"da Sabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği öğrencileri staj yapıyor.
Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (VAVCD) Programı Öğrencilerinin Sergisi “Sparks - Dijital Medya Sergisi 2019” Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Galerisinde 11 – 26 Nisan tarihleri arasında gezilebilir. Küratörlüğünü SSBF VAVCD Programı Öğretim Üyesi Alex Wong’un yaptığı sergide öğrencilerin Video, 3D Modelleme, Hareketli Grafikler şeklindeki yüzden fazla çalışması yer alıyor.
VAVCD Programı sınıflarında her öğrenci var olan kendi bakış açılarıyla, estetik ve uzmanlıklarını ifade etme araçlarını öğrenmek imkanına sahip olur. Sergide yer alan işlerin tamamı her öğrencinin paylaştığı halen devam eden çalışmasından oluşuyor.
Küratörüne göre “Sparks - Dijital Medya Sergisi 2019” sergisinin içerdiği tema şu şekilde ifade edilebilir: “Karl Marx ın dediği gibi, ideoloji maddidir. Bir kişinin düşünme şekli düşünür tarafından değil, maddi ortamlarının güçleri tarafından kontrol edilir. Dünyan zihnini şekillendirir. Maddi dünya değiştiğinde, siz de değişirsiniz. Başka bir deyişle: dünyayı çevremizdeki araç ve gereçlerle inşa ederiz. Düşüncelerin nereden geldiğini bilemeyebiliriz, ancak düşüncenin ifadesinin onu ifade edebileceğimiz araç ve gereçlerle sınırlı olduğunu biliyoruz. Bu yüzden bu görsel vitrin farklı çünkü aklın ve ifadenin güzelliği her insanda benzersiz ve farklı. Son elli yılda büyük sosyal ve teknolojik değişiklikler meydana geldi, sanatçılar ve tasarımcılar şimdi onlarla yola devam ediyor.
Bu dijital medya derslerinde, öğrenciler gerçeklik ile hayal arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmayı öğreniyor. Öğrenciler 3D modelleme, animasyon ve düzenleme konularında gelişerek fikirlerini tezahür ettirmeye çalışır - SPARKS. Dijital Medya Sergisi, her öğrencinin sınırsız hayal gücünü kendi özgün şekilleriyle paylaşması ve tercüme etmesine yöneliktir. İletişim, işbirliği ve görüş alışverişini; ve en önemlisi bireysel özgünlüğe, yaratıcılığa ve ifade özgürlüğüne saygı duymayı temsil eden bir vitrindir.”
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Abdurrahman Aydemir, 15 Nisan 2019 Pazartesi Günü Bloomberg HT Yatırım Kulübü programında işsizlik oranları ile ilgili görüşlerini paylaştı.
Sabancı Üniversitesi, Yönetici Geliştirme Birimi, EDU ve Kale Grubu işbirliğiyle hayata geçirilen Geleceğin Kaleleri Lider Gelişim Programı ilk mezunlarını verdi. 7 modül ve 18 eğitim gününden oluşan programa, Grubun farklı grup şirketlerinden Kale liderleri katıldı.
Sabancı Üniversitesi, Tuzla Kampüsü’nde düzenlenen mezuniyete, Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Selda Seçkinler Oba, EDU Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen, program yürütücüleri ve Kale Grubu yöneticileri katıldı. Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay şirketleri başarılı bir geleceğe taşımak için insan kaynağının en değerli kaynak olduğuna dikkat çekti.
EDU Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen, değişimin ve söz konusu değişimin aktörü olmanın önemini vurgularken “Öğrenmek, öğrenmeyi bir yaşamsal aktivite olarak görmek, yaşadığımız değişim çağının olmazsa olmazı. Günün sonunda, öğrenen kurumlar, değişime ayak uyduran; değişime yön veren kurumlar varolacak; fark yaratacak. Kale Grubu'na bu değerli yaklaşımları ve işbirlikleri için, sektör adına önemli bir rol model oluşturdukları için teşekkür ederiz” dedi.
Konuşmaların sonrasında programı başarıyla tamamlayan katılımcılara “Başarı Belgeleri” ve hediyelerini Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay ve Kale Grubu Başkan Yardımcısı ve Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay takdim etti.
Aynı törende, uzun süren araştırma ve tasarım çalışmalarının sonucunda yine EDU ve Kale Grubu işbirliği ile ortaya çıkan Geleceğin Kaleleri Dijital Dönüşüm ve İnovasyon Akademisi’nin ilk grup katılımcıları ile ilk mezunlarını veren Geleceğin Kaleleri Lider Gelişim Programı ikinci grup katılımcıları lanse edildi. Kale Grubu için 2019 yılında da öğrenme ve gelişim hız kesmeden uzun soluklu programlarla devam edecek.
Bilgi Merkezi tarafından düzenlenen Edebiyat Etkinliklerinin yeni konuğu, "Gazetecinin Ölümü", "Kara Muska" ve "Mantolu Kadın" kitaplarının yazarı, Elçin Poyrazlar oluyor. 18 Nisan 2019 Perşembe günü saat 15.00'da gerçekleşecek olan söyleşinin konusu "Neden Polisiye Roman?".
BM Seminer Odasında gerçekleşecek olan söyleşiye tüm Sabancı Üniversitesi mensupları davetlidir.
Sabancı Üniversitesi öğrencilerine diploma programı ve yan dal/ana dal keşif yolculuğunda yardımcı olabilmek için yılda bir kez düzenlen Major Fest 17 Nisan Çarşamba günü gerçekleşecek. Program tanıtımları, mezun panelleri ve kariyer ile ilgili seminerler gibi çeşitli aktiviteleri kapsayan Major Fest’te öğrenciler, tüm programlardan öğretim üyeleri, mezunlar ve son sınıf öğrencileri ile tanışma fırsatı elde edecek.
Henüz diploma programı bildirimi yapmamış olan tüm Sabancı Üniversitesi lisans öğrencilerinin bu etkinliğe katılmalarını tavsiye ediyoruz.
Bu yıl Major Fest, 17 Nisan 2019 Çarşamba günü, öğleden sonra gerçekleşecektir. Ek kariyer planlama semineri ise 15 Nisan Pazartesi ve 16 Nisan Salı, saat 17:40’da Üniversite Merkezi Sinema Salonu’ndagerçekleşecek. Tüm etkinlikler İngilizce olacaktır.