18/02/2014
17/02/2014
Amerika'da belgesel yönetmenliği yapan Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı 2009 mezunumuz Beyza Boyacıoğlu'nun son calışması, kısa bir belgesel olan Toñita'nin Kulübü, New York Modern Sanat Müzesi MoMA'daki Documentary Fortnight belgesel festivaline kabul edildi.
Brooklyn’in Güney Williamsburg mahallesindeki son Porto Riko sosyal kulübünü konu alan kısabelgesel Toñita’nın Kulübü, New York Modern Sanat Müzesi’nin (MoMA) Documentary Fortnight 2014 belgesel festivalinde dünya galasın gerçekleştiriyor. Film, Amerikan Hikayeleri isimli kısa film programının parçası olarak 22 Şubat saat 14:00’de ve 23 Şubat saat 17:00’de gösterilecek. Gösterimleri, yönetmenler Beyza Boyacıoğlu ve Sebastian Diaz ile söyleşiler takip edecek.
Fragman: https://vimeo.com/85047629
Toñita'nın Kulübü, bir zamanlar Karayip asıllı göçmenlerin mahallesi olup, son on senede hızla mütenalaştırılan Williamsburg mahallesinde geçiyor. Film, kimlik, şehir ve yerinden edilme temalarını işlemek amacı ile ‘Karayip Spor Kulübü’nün dünyasına dalıyor. Gözleme dayalı sahneler ile kulübün renkli müdavimleri ve kulüp sahibi Maria Toñita’yla yapılan röportajların iç içe geçtiği hikaye örgüsü, Güney Williamsburg’un kötü şöhretli geçmişini ve mahalle sakinlerinin soylulaştırmaya karşı hislerini ortaya seriyor. Toñita'nın Kulübü aynı zamanda New York/Porto Riko melez kültürüne bir saygı duruşu olduğundan, müzik ve dans filmin önemli bir kısmını oluşturuyor. Yönetmenler, Toñita'nın Kulübü kısa filminden yola çıkan bir uzun metraj belgesel üzerinde çalışıyorlar. Toñita'nın Kulübü, 2013 UnionDocs Collaborative Studio misafir sanatçı programı kapsamında gerçekleştirildi ve UnionDocs’ın Living Los Sures projesinin bir parçası oldu. Bu çok katmanlı proje, Diego Echeverria’nın 1984 yılında yapılmış Los Sures (Güney Tarafı) belgeselini restore edip internet izleyicisiyle buluşturuyor, bir web belgeseli aracılığıyla yerel hikayelerin remiksini yapıyor ve bugünün Güney Williamsburg’unu kısa filmler ile irdeliyor.
Beyza Boyacıoğlu (yönetmen) New York, Boston ve İstanbul arasında çalışan bir belgesel yönetmeni, video sanatçısı ve film küratörüdür. New York’daki Maysles Cinema’da, belgesel ve kurmaca arası melez filmlerin incelendiği FictionNon belgesel serisini programlar. Video eserleri, MoMA (New York), The Invisible Dog Art Center (Brooklyn), Flux Factory (Queens), NoteOn (Berlin) ve Sakip Sabanci Museum (Istanbul) gibi birçok mekanda sergilenmiştir. Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programından 2009 yılında mezun olan Beyza, şu anda Harvard Üniversitesi’nde videograf ve video editörü olarak çalışıyor.
17/02/2014
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, 12-13 Şubat 2014 tarihlerinde düzenlenen İnsan Kaynakları Zirvesi 2014’te konuşmacı oldu.
“Türkiye’de İş Dünyası’nda Kadın Varlığı” başlıklı panelde söz alan Melsa Ararat, Bağımsız Kadın Direktörler Projesi kapsamında gerçekleştirilen “Türkiye’de Halka Açık Şirketlerde Bağımsız Kadın Direktörler” araştırmasını anlattı.
Dünyanın hiçbir yerinde kota uygulaması olmadan yönetim kurullarında kadın oranının artmadığını belirten Melsa Ararat, kota uygulamasıyla yönetime gelen kadınların şirketlere kazandırdığı katma değerin altını çizdi.
Melsa Ararat konuşmasında, “Kadınlar daha sorgulayıcı, etik değerlere önem veriyorlar, geleneksel yolların dışına çıkıyorlar” dedi.
15/02/2014
Sevgili SPS 102
öğrencileri,
“akran tartışma oturum”larına katılmaya çağırıyoruz.
Dönem başından beri devam
eden ADP “akran tartışma oturumu” çalışmaları, SSBF işbirliği ve SPS 102
öğretim üyelerinin denetimi ile kısıtlı sayıda öğrenciye yönelik olarak
sürdürülmekteydi. Şimdi kapılarımızı
daha fazla öğrenciye açıyoruz.
Destek’te oluşturulan akran tartışma ortamından yararlanmanız için ön şartımız,
öncelikle derslere ve ders kapsamında yapılan tartışma oturumlarına katılmanız,
okuma yükümlülüklerinizi, ödevlerinizi kendinizin yapması gibi doğal
sorumluluklarınızı yerine getirmeniz. Ayrıca akran destekli oturumlara katılan
öğrencilerin bu çalışmalara hazırlıklı gelmelerini ve aktif katılımlarını
bekliyoruz.
Hedefimiz, okumalar,
dersler ve tartışma oturumlarında rastladığınız kavram ve fikirleri
birbirinizle tartışabileceğiniz, farklı bakış açıları ve yaklaşımlarınızı görme
fırsatı bulacağınız, öğrenme sürecinizi daha zevkli kılacak ortamlar
hazırlamak. Bu oturumların tüm çalışmalarımızda olduğu gibi, derslerin ve ders
kapsamındaki tartışma oturumlarının yerini asla tutmayacağını, alternatif
oluşturmadığını ve özel ders niteliği taşımadığını tekrar hatırlatmak isteriz.
Başarısını önceki
yıllarda da kanıtlamış olan bu oturumlara kayıt
olmak için Üniversite Merkezi 1004’nolu odaya uğramanız yeterli olacaktır.
‘Öğrenmek Keyiflidir’
12/02/2014
Sabancı Üniversitesi’nden Üç Boyutlu Devrim
Dünyada ve Türkiye’de ilk defa ‘Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi’ kapsamında (3D Tissue and Organ Printing) 3B biyo-yazıcı ile canlı hücreler kullanılarak doku yapısı üretildi.
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (SUNUM), Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Üretim Sistemleri Programı öğretim üyesi Bahattin Koç ve öğrencileri; Can Küçükgül, Saime Burçe Özler, Forough Hafezi canlı hücreler kullanarak üç boyutlu biyo-basım yöntemi ile yapay doku üretmeyi başardı.
Bahattin Koç liderliğindeki 3B doku ve organ basımı proje grubunun nihai hedefi, laboratuvar ortamında bir doku veya organının bir bölümünü, anatomik yapısına uygun olarak üç boyutlu biyoyazıcı ile canlı hücreler kullanarak basmak. Projenin ileriye dönük en önemli hedefi, 3B Biyo-yazıcı ile hastanın kendi normal hücrelerini veya kök hücrelerini kullanarak, gereken doku hatta organının bire bir kopyasını üretebilmek. Böylece hastanın kendi hücreleri ile üretilen yapay doku veya organı hastanın vücudunun reddetmesi gibi bir durumu ortadan kaldırmak.
Ekip MR datalarını kullanarak, MR’daki anatomik yapıya uygun olarak Türkiye’de ve dünyada ilk kez Aort damarı doku örneğini, hücreleri ve destek yapılarını kat-kat üç boyutlu basarak oluşturuldu. Proje ekibi, ilk defa canlı hücreler kullanarak 3B bio-basım yöntemi ile aort benzeri, anatomik yapısına uygun, büyük damar dokusu üretti. Dünya’daki diğer tekniklerden farklı olarak Sabancı Üniversitesi’ndeki araştırmacılar geliştirdikleri “kendi-kendini” destekleyen 3B yapılar ile dokunun basılması ile dünyada bir ilke imza attı.
Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi hakkında
Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi ekibi, aort doku örneğini 3B olarak basmak için canlı insan fibroblast hücrelerini biyo-mürekkep olarak kullandı. İnsan damar dokusu genel olarak üç farklı hücre tipinden oluşmaktadır: Fibroblast, endotel ve düz kas hücreleri. Fibroblast hücreleri bağ dokusunun ana hücreleridir. Dokular için gerekli olan ekstraselüler matriks yapısının ve kolojen proteinin oluşumunu sağlar. Endotel hücreleri ise damarların ince iç tabakasını oluşturan hücrelerdir. Düz kas hücreleri damar, yemek borusu, bağırsak gibi iç organlarda bulunan kas hücreleridir. Bir sonraki aşama olarak fibroblastların yanı sıra endotel ve düz kas hücrelerini de kullanarak oluşturulacak damar dokusunu biyoreaktörde güçlendirmek için çalışmalar devam ediyor.
Disiplinlerarası bir çalışmanın sonucu olarak üretim sistemleri, biyoloji, nanoteknoloji, malzeme, gibi konularda çalışan yüksek lisans öğrencileri ile araştırmacıların yer aldığı dört kişilik ekip, projede ayrıca Sabancı Üniversitesi Doç. Dr. Devrim Gözüaçık ve ekibi projenin başlangıç aşamasında hücre kültürü ve moleküler biyoloji, Yeditepe Üniversitesinden Prof. Mustafa Çulha ve ekibi hücre kültürü ve moleküler biyoloji, Yard. Doç. Dr. Alpay Taralp biyomalzemeler konularında katkılarda bulundular, tıbbi konularda GATA’dan Prof. Dr. Bayram Koç projeye danışman olarak destek verdiler.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Üretim Sistemleri Programı öğretim üyesi Bahattin Koç 3B Doku ve Organ Basımı Projesini anlatıyor:
Bu çalışmaya öncelik vermemizin iki temel sebebi var: Birincisi, Aort insandaki en büyük ve tek damar olduğu için, bunun otolog greft ile tedavisi maalesef mümkün değil. Bunun tedavisi için şu anda plastikden (dacron) yapılmış sentetik damarlar kullanılıyor ve bunlar hiçbir zaman normal insan damarı gibi olmuyor. İkinci sebep, eğer 3B yapay doku veya organ üretecek isek, bu doku veya organların beslenmesi için öncelikle damar dokusunun oluşturulması gerekiyor. Bu arada birçok insanın bilmediği bir gerçek: Einstein’ın ölüm sebebi abdominal aort anevrizmasıdır. Anevrizma demek bir damarın balon gibi genişlemesidir. İleriki aşamada damar yırtılması ile iç kanamaya ve ölüme neden olabilir. Bizim çalışmamız sonucunda, abdominal aort damarı hastanın kendi hücre veya kök hücrelerini kullanarak üretilebilecek ve yapay damar bu tür hastalara nakil edilecek. Şu anda bu çalışmaların başlangıç aşamasındayız ve klinik uygulamaları uzun yıllar alabilir.
Daha önce yapılmış doku mühendisliği çalışmalarından farklı olarak, biz, 3B basımda canlı hücreleri biyo-mürekkep olarak kullanıyoruz Geliştirdiğimiz algoritmaları kullanarak üreteceğimiz dokunun anatomisine göre hücrelerin basım yollarını en optimum şekilde hesaplıyoruz. Aynı zamanda hücreleri desteklemek için, destek yapılarını belirliyoruz. Yine diğer çalışmalardan en büyük farkımız, tüm hücreler tamamen birbirini desteklemiş şekilde dokunun üç boyutlu anatomisine uygun olarak belirliyoruz. Biyoyazıcıyı kontrol etmek için komutlar dosyaya kaydediliyor. Daha sonra bu komutları kullanarak biyo-yazıcının nereye hücre, nereye destek yapısı basacağını kontrol ediyoruz.
Sonuçta ana hedefimiz anatomik yapıya yakın ve fizyolojik gereksinimleri karşılayabilecek yapay aort damar dokusunun elde edilmesini hedefliyoruz. Projede fonksiyonel organ veya doku yapmıyoruz ama birebir doku veya organın bir parçasını, geliştirdiğimiz algoritma ve programlar ile tasarlıyoruz. Daha sonra 3B biyoyazıcıyı kontrol edecek komutlar haline getirip, kat-kat canlı hücre ve biyomalzemeler ile basımını gerçekleştiriyoruz. Şu anda tam fonksiyonlu bir yapay doku üretme aşamasında değiliz ama bunun için çalışmalarımız devam ediyor.
Bahattin Koç’un 3B Doku ve Organ Basımı Projesindeki çalışmaları
Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri Mühendisliği Programı Öğretim Üyesi Bahattin Koç’un 3B yazıcı ile üretim araştırmalarına yaklaşık 16 yıl önce başladı. Doku mühendisliği ile ilgili çalışmalarına Amerika’da University at Buffalo (SUNY) de yaklaşık 7 sene önce başladı. Amerikan Savunma Sanayi (U.S. Department of Defense) tarafından desteklenen yapay deri ve yaraların iyileşmesi için scaffold adı verilen 3B destek yapılarının tasarımı ve üretimi üzerinde çalışmalar yaptı. Yaklaşık 2 yıldır da bu proje üzerinde, doğrudan canlı hücreleri 3B basımı ile yapay doku ve organ üretimi üzerinde çalışıyor.
Haber: Melek Sarı
11/02/2014
Sabancı Üniversitesi’ne yeni bir ödül: İstanbul Bölgesindeki "Girişimcilik ve Yenilikçilikte En Başarılı Üniversite"
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından "2023'e 10 Kala Ar- Ge ve Yenilikte İstanbul" hedefi ile düzenlenen "Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı"nda Sabancı Üniversitesi’ne İstanbul’daki Girişimcilik ve Yenilikçilikte En Başarılı Üniversite ödülü verildi.
Rektörümüz Nihat Berker’in katıldığı toplantı İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde yapıldı. Toplantıya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Bahçeşehir Kaymakamı Fatih Kocabaş, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ile üniversite ve sanayi dünyasından çok sayıda isim katıldı.
Bakan Işık yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2023 hedefinin 500 milyar dolarlık ihracat olduğuna bunun için de ar-ge yatırımı yapmanın zorunlu olduğuna dikkat çekti. Ar-ge yatırımı için üniversite birikiminin sanayi ile buluşması gerektiğini belirten Işık, “Üniversite, sanayii ve kamu üçlüsünün birbiri ile sıkı işbirliği içinde çalışmalarının verimli olacağını belirterek; “İnsanımızın vatanı için fedakârlık duygusunu güçlü bir organizasyonla bir araya getirirsek, gelecekle ilgili hiçbir endişemiz olmaz” dedi.
Bakan Işık, şunları kaydetti: “Sanayi ile çok daha sıkı bir işbirliği yapın, biz sizi sonuna kadar destekleyeceğiz. Sanayicimiz 10 milyar doların üzerinde TÜBİTAK’a bir proje getirdiğinde eğer bir üniversite ile birlikte değilse reddediyoruz. Çünkü bu işin sürdürülebilir olması için mutlaka bilim ayağı sağlam olmalı. Eğer bir projeye yüzde 30 oranında destek veriyorsak ve projede üniversite ayağı varsa o destek oranını yüzde 40’a çıkarıyoruz. Akademik Ar-Ge’ye çok ciddi destek veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Bakanlık olarak bu yıl Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynak 1 milyar 576 milyon liradır. İstiyoruz ki bu kaynak yıl içinde etkin bir şekilde harcansın, biz de gidelim ‘Bu para yetmedi, bizim sanayimiz Ar-Ge’ye çok önem veriyor' diyelim. Ama geçen yıl bu kaynağımızı harcayamadık. Üniversitelerimizin bu konuya daha fazla hassasiyet göstermesi gerekiyor.”
10/02/2014
Robert Bosch Vakfı, Berlin Avrupa Akademisi ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) işbirliğiyle düzenlenen “Ortak Akıllar: Alman-Türk Genç Uzmanlar Girişimi (Likeminds: German-Turkish Junior Expert Initiative)” 2014 yılı programı başvuru süreci başladı.
Program başvuruları 21 Şubat 2014 Cuma gününe kadar Sayın Gülnur Kocapınar’a gulnurkocapinar@sabanciuniv.edu adresinden yapılabilecek.
Genç Türk ve Alman uzmanlar arasındaki bağı güçlendirmenin yanı sıra pratik ve konu odaklı fikir, deneyim ve anlayış değişimini hedefleyen programın bu yılki teması “Dahil Olmak: Toplumsal Hareketler ve Katılım.” Mart, Haziran ve Ekim aylarında Almanya ve Türkiye’de düzenlenecek programda katılımcılar, iki ülkenin bürokrasisinden üst düzey temsilcilerle, karar alıcılarla, diplomatlarla, sivil toplum ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelme fırsatı bulacaklar.
Mart ayında kendi ülkelerinde düzenlenecek olan hazırlık panellerinde katılımcılar, program boyunca tartışılacak kapsamlı konuyu belirleyecek; üzerinde kişisel olarak çalışacakları altbaşlıkları tanımlayacaklar. Ayrıca, hazırlık panelleri sırasında kurulacak video bağlantısıyla katılımcılar, diğer ülkedeki grup üyeleri ile Almanya ve Türkiye’de yapacakları etkinlikleri ilk kez sanal ortamda değerlendirme şansına sahip olacaklar.
Haziran ayında Almanya’nın Berlin ve Leipzig kentlerinde; Ekim ayında İstanbul ve İzmir’de düzenlenecek faaliyetlere, değerli dış politika uzmanları ve uygulayıcıları da katılacaklar.
İki ülkeden 10 katılımcının seçileceği programa sosyal bilimler, ekonomi, siyaset, gazetecilik ve sivil toplum dallarında araştırma ya da yöneticilik yapan genç uzmanlar başvurabilirler.
Program başvuruları 21 Şubat 2014 Cuma gününe kadar Sayın Gülnur Kocapınar’a gulnurkocapinar@sabanciuniv.edu adresinden yapılabilecek.
Gülnur Kocapinar
İstanbul Politikalar Merkezi – Sabancı Üniversitesi
Orhanlı - Tuzla
34956 İstanbul
Tel: 0216483900/ext.3112
faks: 02164839114
e-mail: gulnurkocapinar@sabanciuniv.edu
Program, katılım ve iletişim detayları için www.ipc.sabanciuniv.edu sitesini ziyaret edebilirsiniz.
10/02/2014
MELCom International, bu yıl 36.’sını düzenleyeceği yıllık konferansını Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde yapacaktır. Konferansın yerel organizasyonu, SÜ Sakıp Sabancı Müzesi tarafından yürütülecektir.
26-28 Mayıs 2014 tarihleri arasında devam edecek olan toplantıların ardından, 29 Mayıs 2014tarihinde akademik bir gezi düzenlenecektir.
Daha önceki toplantılarda olduğu gibi konferans kapsamında aşağıdaki konu başlıkları ele alınacaktır:
- Kütüphanecilik, koleksiyon geliştirme ve satın alma politikaları
- Kataloglama politikaları ve uygulamaları
- Katalog ve bibliyografyalar
- Elektronik kaynaklar ve dijitalleştirme programları
- Orta Doğu koleksiyonlarına sahip kütüphanelerde işbirliği projeleri
- Kütüphanelerin tarihi, mülkiyetleri
- Elyazmaları, nadir kitaplar ve belgeler
- Orta Doğu araştırmalarının güncel bilgi bilimi sorunları
İlgili diğer konular
MELCom International’daki çalışma dillerinin İngilizce ve Fransızca olduğunun göz önünde bulundurulması önemle rica olunur.
Kayıt işlemleriyle ilgili sorular ve daha fazla bilgi için melcom.international@gmail.com adresine e-posta yoluyla başvurulabilir.
Konferans ücretleri
Konferans ücreti bireysel katılımcılar için 35 Euro, ticari katılımcılar için 80 Euro’dur; konferansın kayıt ücreti Euro cinsinden tahsil edilecektir. Çek kabul edilmemektedir. Öğrenciler konferansa ücretsiz olarak katılabilirler.
MELCom International, faaliyet alanına ilgi gösteren herkese açık bir kuruluştur. Daha fazla bilgi için lütfen websitemizi ziyaret ediniz.
07/02/2014
Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans mezunumuz Canan Dağdeviren Amerika’ da yaptığı başarılı çalışmalarla ismini duyurmaya devam ediyor.
Canan Dağdeviren, fizik, elektronik, kimya, malzeme, mekanik ve tıp alanlarının kapsamına giren esnek ve katlanabilir vücut içine ve deri üstüne yapıştırılabilir elektronik aletler üzerine çalışmalar yapıyor.
2009 yılında ilk defa verilemeye başlanan Fulbright Doktora Bursu’nu Türkiye’de kendi alanında ilk sırada kazanan Dağdeviren, 'The University of Illinois at Urbana, Champaign’de (UIUC) 'Material Sci. and Eng.' bölümde doktora eğitimi almaya hak kazandı.
Amerika’nın saygın dergileri arasında olan 'Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America (PNAS)'te yayınlanan çalışması; kalbin, akciğerin ve diyaframın haraketi ile elektrik enerjisi üreten, ve bu enerjiyi depolayan esnek, ultra ince aleti anlatmakta.
Arizona Üniversitesi'ne bağlı hastanenin kalp merkezinde, kalp boyutları insan yakın olan koyun, dana ve domuz üzerinde yaptığı deneylerden başarılı sonuçlar aldığını belirten Dağdeviren, iç organların hareketi ile elde edilen enerjinin, kalp pilini çalıştırmak için yeterli olduğunu gördüğünü kaydetti.
Dağdeviren şöyle konuştu; “Bu teknoloji, günümüzde kullanılan büyük boyutlu, maliyetli ayrıca kalp ile herhangi bir mekanik yakınlığı bulunması mümkün olmayan teknoloji için yeni kapılar açıyor. Tamamen esnek, kağıt gibi katlanabilir-bükülebilir alet, kıvrımlı hatlara sahip organlar ile sıkı kontak kurabiliyor. Bu sayede enerji verimliliği yüksek ve organların hareketini sınırlamayan bir sistem oluşturulmuş oluyor.”
Dağdeviren'in bu ay patentini aldığı çalışması, şuana kadar Amerika’ da Smithsonian Magazine, Popular Mechanics, CBS News, LA Times, BBC News, Chemical and Engineering News, New Scientist, Chemistry World gibi birçok haber portalı tarafindan yayınlandı.
Bu proje fikri ile, 2012 de 40.000 kişilik öğrenci içinde seçilerek 10 bin dolarlık 'Uluslararası Maria Pia' ödülünü kazanan Dağdeviren, önümüzdeki temmuz ayından itibaren Harvard Üniversitesi tıp fakültesinde yapay deri ve organlar üzerinde çalışmaya başlayacak.
Öğrencilik hayatı başarılarla dolu olan Dağdeviren’ in bu çalışması tıkanan kalp damarlarını veya çalışması aksayan kalbi değiştirmeye imkan sağlayacak. Dağdeviren'in araştırmasında geliştirdiği bu parçalar aynı zamanda fonksiyonel olup; basınç, sıcaklık, kan akışı gibi değerleri okuyup, kendi enerjisini kendisi üretebilecek.
Haber kaynağı: http://www.amerikaliturk.com/news/manset/55992-canan-dagdeviren-abdde-is...
06/02/2014
EDM sektöründe faaliyet gösteren önemli firmaların mühendis ve teknisyenlerini öğrencilerle biraraya getiren Teknik ve Mühendislik etkinliği dün kampüsümüzde gerçekleşti.
Mühendis adayı öğrenciler EDM sektöründe kariyer fırsatlarını bizzat sektör liderlerinin tecrübelerinden dinledi. Etkinlik kapsamındaki panellerde aktif saha mühendislerinin Tel Erozyon ve sarf malzemeleri ve servis, CNC teknik servis hakkındaki endüstriyel yorumları da ilgi ile izlendi.
Charmilles teknik servis sponsorluğunda gerçekleşen etkinlik ile öğrenciler ve sektör liderlerleri genç mühendislerin bu alandaki istihdam fırsatlarını değerlendirdi. Ayrıca panelde EDM sektörünün gelişmekte olan ülkelerin endüstriyel büyümesine hangi boyutta katkı sağladığı ve sektörün geleceği üzerine de tartışıldı.
Öğrenciler için staj fırsatlarının da yer aldığı etkinlik sonrası bir de networking workshop bölümü gerçekleşti. Teknik bir alan ile akademiyi buluşturan etkinliğin model kabul edilerek her yıl gerçekleştirilmesi planlanıyor.