Ana içeriğe atla

Yıldızlararası / Interstellar filmi ve sinema üzerine

7 Kasım 2014 tarihinde vizyona giren Yıldızlararası (Interstellar) filmi, gerek sinemaseverler gerekse bilim insanları arasında bugünlerde oldukça çok konuşuluyor. İçeriği, görselliği ve kurgunun bilimsel niteliği itibari ile sinema izleyicisi film yorumlarını geniş anlatımlı makalelerden takip edebiliyor. Buna örnek olarak Evrim Ağacı’nda yer alan haber ve infografik film hakkında çok yönlü bir analiz sunuyor, buradan inceleyebilirsiniz. Ayrıca Ali Arıkan'ın Uzayda Süzülen Tohumlar: Interstellar adlı yazısını da okumanızı tavsiye ederiz.

Filmin görselliğinde belki de en etkileyici unsurlar karadelik ve uzay solucanları betimlemeleriydi. Öyle ki filmde bilimsel destek alınan Prof. Kip Thorne ve ekibi bu film icin görsel hazırlarken bir keşif yaptıklarını iddia etti. Bizler de okurumuz için film üzerine biraz araştırma yaptık. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyemiz  Astrofizikçi Ersin Göğüş’ün bu konudaki fikirlerine başvurduk. Göğüş bu iddiayı oldukça ilginç bulmuş zira filmin bir sahnesinde de görülen çalışmanın çok daha ayrıntılısını 2004-2005 yılları arasında Sabancı Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak bulunan Prof. Feryal Özel, Prof. Dimitrios Psaltis ve ekibinin Arizona Üniversitesi'nde kurdukları paralel işlemcilerle daha önceden elde etmişlerdi. Bu çarpıcı habere kaynak niteliğindeki söyleşiye buradan erişebilirsiniz: 

Interstellar filmi ve son dönemde vizyonda gösterilen diğer filmlerle ilgili görüşlerini soruduğumuz Rektörümüz Nihat Berker de şu yorumda bulundu: “Yıldızlararası” filmini, “Yüzüklerin Efendisi” filmlerini seyreder gibi seyrettim. Ancak, son aylardaki diğer filmlere geçersem, “Kış Uykusu” yaşamımda gördüğüm en iyi filmlerden biri. Sözde aydın Türkiyeli – hatta Avrupalı – erkeği çok çok iyi teşhis ediyor.  “Unutursam Fısılda” bizi üzmeden ağlatıyor sonunda, güzel.  “Kayıp Kız”ı itici buldum. Türkiye’de ve dünyada kadına karşı bu kadar şiddet uygulanırken, bir kadının böyle bir şiddeti sahtekarlıkla kurguladığı bir öykü sunmak kabul edilemez.

Global Girişimcilik Haftası etkinliklerimiz

Sabancı Üniversitesi, tüm dünyada 17-23 Kasım 2014 tarihleri arasında kutlanan Global Girişimcilik Haftası’na çeşitli etkinliklerle katılıyor. 

Sabancı Üniversitesi, Türkiye’de 17-23 Kasım 2014 tarihlerinde kutlanacak “Global Girişimcilik Haftası”na çeşitli toplantılar ve “Sosyal Etki Günü” ile katılıyor. Sabancı Üniversitesi tarafından gerçekleştirilecek etkinlikler Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu tarafından yürütülecek.


Global Girişimcilik Haftası etkinlikleri kapsamında ilk olarak Karaköy Minerva Palas’ta, 18 Kasım 2014 Salı “SUCool & Founder Institute Tanıtımı” ve “Nasıl Girişimci Olunur” başlıklı panel gerçekleşecek. 19 Kasım 2014, Çarşamba günü Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde “SUCool Tanıtımı” düzenlenecek. Etkinlikte Alibaba.com'un ilk yıllarını anlatan "Crocodile in the Yangtze" belgeselinin gösterimine filmin yönetmeni ve Alibaba.com'un eski CEO'su katılarak soruları cevaplayacak.

Global Girişimcilik Haftası kapsamında Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu 20 Kasım 2014, Perşembe günü Sabancı Center’da “Sosyal Etki Konferansı” düzenleyecek. Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu’nun JPMorgan Vakfı desteğiyle gerçekleştirdiği Sosyal Yatırım Programı kapsamında gerçekleşecek etkinlikte, Sosyal Yatırım Programı’na katılanlar arasından seçilen ve "SYP Ödülleri"ni alan girişimciler sunum yapacak, Türkiye'den bir sosyal yatırım duyurulacak ve sosyal girişimcilik ve yatırımcılık panellerini düzenlenecek.

Global Girişimcilik Haftası kapsamında son olarak, 21 Kasım 2014, Cuma günü, Teknopark İstanbul’da Sabancı Üniversitesi ve Teknopark İstanbul işbirliği ile “Girişimciler İçin Satış, Pazarlama ve Sosyal Medya Eğitimi” düzenlenecek.

1) Sabancı Üniversitesi SUCOOL ve Founder Institute Tanıtımı & Nasıl Girişimci Olunur Çalıştayı

Tarih: 18 Kasım 2014 Salı, 19:00 – 21:00

Adres: Karaköy Minerva Palas (Sabancı Üniversitesi Karaköy Binası) Bankalar Caddesi No:2, Karaköy, İstanbul

http://www.eventbrite.com/e/sucool-founder-institute-tantm-nasl-girisimci-olunur-workshop-tickets-13629459079?aff=eac2

2) Alibaba.com'un Hikayesi Eski CEO'sunun takdimiyle:

"Crocodile in the Yangtze" Özel Gösterimi

Tarih: 19 Kasım 2014 Çarşamba, 17:00 – 21:00

Adres: Sabancı Üniversitesi, Üniversite Merkezi Sinema Salonu, Orta Mah. Üniversite Caddesi No: 27 Tuzla, İstanbul

https://www.biletino.com/event/eventdetail/865/alibabacom-hikayesi-ozel-gosterimi

3) Sabancı Üniversitesi Sosyal Yatırım Programı - Sosyal Etki Günü

Tarih: 20 Kasım 2014 Perşembe, 09:30 – 18:00

Adres: Sabancı Center Sadıka Ana Salonu, 4.Levent, İstanbul

Sosyal Yatırım Programı: http://syp.sabanciuniv.edu/

https://www.eventbrite.com/e/sosyal-etki-gunu-social-impact-day-tickets-13088701659

4) Sabancı Üniversitesi ve Teknopark İstanbul Girişimciler İçin Satış Pazarlama ve Sosyal Medya Eğitimi

Tarih: 21 Kasım 2014 Cuma, 09:00 – 12:00

Adres: Teknopark İstanbul, Sanayi Mah. Teknopark Bulvarı No: 1 Pendik 34906, İstanbul 

http://www.eventbrite.com/e/sucool-girisimciler-icin-sats-pazarlama-ve-sosyal-medya-egitimi-tickets-13629136113?aff=eac2

Öğrencimiz Rıza Alp Güler'e 'Computer Vision Award'

ISRA VISION 'Computer Vision Award' Sabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği, Master öğrencisi Rıza Alp Güler’in oldu. 

Rıza Alp Güler'e ödülü 18 Kasım Salı saat 15.00'te, SUNUM'da düzenlenecek ödül töreni ile verilecek.

Sabancı Üniversitesi master öğrecisi Rıza Alp Güler, danışmanlığını Doç. Dr. Gözde Ünal'ın yaptığı ‘Coding Shape Inside the Shape’  başlıklı master tezi ile katıldığı yarışmada ödüle layık görüldü.

Günümüz modern üretim hatlarının gözbebeği olan yapay görme konusunda dünyanın en büyük ilk beş şirketinden biri ve yüzey tarama sistemlerinde dünya lideri olan Alman ISRA VISION AG 2011 yılından bu yana düzenlemekte olduğu ‘Computer Vision Award ‘ ile araştırmaya  gönül vermiş, kariyer tutkunlarına destek olmakta.

Üniversitemiz öğretim üyesi Prof. Dr. Aytül Erçil’in Inovent ortaklığı ile kurduğu VISTEK A.Ş.’yi satın alarak Türkiye’de ISRA VISION VISTEK olarak faaliyet gösteren şirketin öncelikli hedefi, Türkiye’nin üretim sektöründe yapay görme teknolojilerini yaygınlaştırarak sağladığı verimlilik ve kalite güvencesi ile , şirketlerin küresel rekabette öne çıkmasına önemli katkılar sağlamak. Firma, bu  çalışmaları ile aynı paralel ve önemde sürdürdüğü Araştırma-Geliştirme faaliyetleri ile de dünya genelinde  genç  girişimcilere ve sektöre sağlayacağı fayda bilinci ile bu ödül programlarını düzenlemekte.

Bu yıl Türkiye’de ilki gerçekleşen 'Computer Vision Award' Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin lisans ve master/doktora tezi sahibi genç araştırmacılarının ilgi odağı oldu. 

Sabancı Üniversitesi master öğrecisi Rıza Alp Güler,  danışmanlığını Doç. Dr. Gözde Ünal'ın yaptığı ‘Coding Shape Inside the Shape’  başlıklı master tezi ile katıldığı yarışmada ödüle layık görüldü.

ISRA VISION VISTEK, gençlerin dijital görüntü işleme alanında çalışmalarını sürdürmeleri  ve bu yönde kendilerini yönlendirmeleri için elektrik, elektronik, bilgisayar, makina mühendisliği  ile matematik ve fizik bölümlerinde eğitim gören araştırma gönüllülerine yönelik  bu ödül ile Türkiye’de desteklerini önümüzdeki yıllarda sürdürmeyi hedeflemekte.

Hakan Orbay Araştırma Ödülü Töreni

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi(YBF) tarafından, 2011 yılında hayatını kaybeten öğretim üyesi Hakan Orbay anısına bu yıl ilk defa düzenlenen araştırma ödülü 14 Kasım 2014, Cuma günü, YBF’de düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek.

Ödüllerin takdiminden sonra; birincilik ödülünü alan Boston College’den Asst. Prof. Mathis Wagner, ödül kazanan makalesini anlatacağı “Immigrants versus Natives? Displacement and Job Creation” başlıklı bir seminer verecek. Yarışmada ikincilik ödülünü Dr.Haluk Çitci, üçüncülük ödülünü Dr. Aygün Dalkıran almışlardır.

Makale ödülü, finans ve mikro iktisat alanlarındaki kuramsal ve uygulamalı tüm çalışmalara açık olmakla beraber, firma kuramı, kontrat ve teşvik kuramları, şirket finansmanı ve kurumsal yönetişim alanlarındaki kuramsal ve/veya uygulamalı çalışmalar ile gelişmekte olan ülke piyasalarını anlamaya yönelik araştırmaların desteklenmesini amaçlıyor.

Her yıl düzenlenmesi planlanan araştırma ödülünün bu yılki jürisini; Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi Benan Zeki Orbay, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesin’den Öğretim Üyeleri Eren İnci ve İzak Atiyas, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Koray Deniz Şimşek, Melsa Ararat ve Nakiye Boyacıgiller oluşturuyor. 

Program

Tarih: 14 Kasım 2014, Cuma

Yer: Yönetim Bilimleri Fakültesi, 1073

Saat: 11:30 Ödül Töreni

12:30 Öğle Yemeği

Seminer: 14:00 Asst. Prof. Mathis Wagner, “Immigrants versus Natives? Displacement and Job Creation”  - SSBF 2034

“Yaşayan Kütüphane”de kitapları dinlemeye gelin

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) ile Toplumsal Duyarlılık Projeleri (TDP) Ofisi “Yaşayan Kütüphane” (Human Library) etkinliği düzenliyor. 

SSBF 2119 ve 2128 numaralı sınıflarda 18 Kasım Salı 16:00 – 20:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek “Yaşayan Kütüphane” etkinliğinde kitaplar insanlardan oluşuyor.


Bu kütüphanede de diğerlerinde olduğu gibi kütüphane görevlileri, kitaplar ve kitap katalogları yer alıyor. Okuma eyleminde kitap ile okur arasında karşılıklı iletişim kurularak kişisel bir diyaloğa giriliyor. 

Çıkış noktası “Kitabı kapağına göre yargılama!” olan bu kütüphanenin kitapları, önyargılar ve kalıplaşmış yargılarla karşı karşıya kalan, çoğu kez ayrımcılık veya sosyal dışlanma mağduru olan grupların temsilcilerinden oluşuyor. Yaşayan Kitaplar kişisel tarihlerini, tecrübelerini ve bilgilerini paylaşmaya ve okuyucuların sorularını dürüstçe cevaplamaya istekli olan kişilerden oluşuyor.

Farklı sosyal gruplardan insanlar arasında yapıcı bir diyalog kurulmasına yardımcı olmayı hedefleyen “Yaşayan Kütüphane”, günlük yaşamda bir araya gelmesi zor olan insanlar arasında iletişimi kolaylaştıran bir çeşit sosyal oyun olarak da tanımlanabilir.

Danimarkalı bir sivil toplum kuruluşu olan Şiddeti Durdurun örgütünün 13-19 yaş arasındaki genç üyelerinin inisiyatifiyle geliştirilen ilk “Yaşayan Kütüphane” 2000 yılında Danimarka’daki Rosklide Müzik Festivali’nde düzenlendi ve festivalin atmosferini büyük oranda değiştirdi. Bir arkadaşları sokakta şiddetli bir saldırıya maruz kalmış olan genç topluluk, sıradan insanların toplumdaki şiddeti azaltabileceğini düşündü. “Şiddeti Durdurun” örgütü bu şekilde doğdu; normal koşullarda bir araya gelip konuşması zor olan insanlar arasında diyaloğu ve anlayışı yüceltecek bir etkinlik düzenleme fikrini yarattı.

Sabancı Üniversitesi’nde üçüncüsü gerçekleştirilecek olan “Yaşayan Kütüphane”, o tarihten beri aralarında Kanada, A.B.D., Singapur, İtalya, İsviçre, Yunanistan, Kıbrıs, İsveç, Tayland, Hollanda, Portekiz, Norveç, İrlanda, İngiltere, Bulgaristan, İzlanda, Austurya, Estonya, Avustralya, Sırbistan, Slovenya, Polonya, Ukrayna, Japonya, Brezilya, İspanya, Rusya ve Türkiye’nin de olduğu 60’tan fazla ülkede düzenleniyor. 

Daha ayrıntılı bilgi için: 

http://www.humanlibrarysu.org/

http://www.facebook.com/HumanLibrarySU

Tarih : 18 Kasım 2014, Salı 

Saat : 16.00 – 20.00

Yer : SSBF 2119 ve 2128 numaralı sınıflar

Akbank Girişimci Geliştirme Programı 11. dönem mezunlarını verdi

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu (SUGK) ve Akbank işbirliği ile girişimcilere destek olmak amacıyla yürütülen 5 günlük KOBİ MBA programı olan “Akbank Girişimci Geliştirme Programı” 2014 yılı mezunlarını verdi.

Katılımcılar sertifikalarını, 5 Kasım 2014, Çarşamba günü, Karaköy Minerva Palas’ta düzenlenen törenle aldı. 

Sertifika töreninin açış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu Direktörü Kutlu Kazancı yaptı. Kazancı’nın ardından Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker ve Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz söz aldılar. Törenin ana konuşmasını Aslanoba Gıda ve Aslanoba Capital’in Başkanı, son 3 senede 30 milyon dolardan fazla fonunu 30’un üzerinde girişimci ve fona yatıran girişimci ve melek yatırımcı Hasan Aslanoba gerçekleştirdi.

Sabancı Üniversitesi Girişimci Geliştirme Programı Direktörü Kutlu Kazancı, Türkiye’deki firmaların yüzde 99’unu KOBİ’lerin oluşturduğunu ve çalışanların yarısının KOBİ’lerde çalıştığını ancak Kore’de KOBİ’lerin yatırımın yüzde 35’ini alırken, Türkiye’de toplam yatırımın yüzde 6-7’sini aldığını söyledi. Kutlu Kazancı,  Kore'de ihracatın yüzde 20’sinin KOBİ’lerden gelirken Türkiye'de yüzde 8’inin KOBİ’ler tarafından yapıldığını belirterek, Girişimci Geliştirme Programı’nı KOBİ’lerin katma değerini ve büyümelerini artırmak için gerçekleştirdiklerine dikkat çekti. Programa 60’ı KOBİ olmak üzere 400 başvurunun geldiğini belirten Kutlu Kazancı, KOBİ’ler için mini MBA programı sayılabilecek 5 günlük eğitimde; yalın yönetim, liderlik, finans, strateji, inovasyon, hukuk, fikri mülkiyet, kamu destekleri ve pazarlama derslerinin yanı sıra firma ziyaretinin (Yemeksepeti.com) olduğunu söyledi. 

Kutlu Kazancı “Girişimci Geliştirme Programı ile Türkiye’deki KOBİ gündemini yakaladık. Bu yıl yüzde 10’dan fazlası İstanbul dışından KOBİ’lerle hep beraber şu sorulara yanıt aradık: Korkuyla mı yöneteceğiz? Gerçek takım arkadaşlığı kurulabilir mi? Hangi tip elemana nasıl davranacağız? Yalın dönüşümle 1,5 senede kişi başı ciro yüzde 150 nasıl artırılır? İşletme sermayemiz büyürken bizi sıkıyor mu geliştiriyor mu? Hangi ürün gruplarına odaklanacağız? Aile anayasasını nasıl kuracağız?” dedi.

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker konuşmasına tüm 

yaşamın bir girişim olduğunu belirterek başladı. Daron Acemoğlu'nun "Why 

Nations Fail?" kitabına atıfta bulunan Prof. Dr. Nihat Berker, ilerleyen 

ülkelerin girişimciliğin önünü açan ülkeler olduğunu söyledi. Prof. Dr. 

Nihat Berker, girişimciliğin gelişmesi için hem kaynak sağlamanın hem de 

başarıyı ödüllendirmenin önemine vurgu yaptı. 

Sabancı Üniversitesi'nin girişimciliğe verdiği öneme dikkat çeken Prof. 

Dr. Nihat Berker, "Sabancı Üniversitesi her aşamasında girişimciliğe 

önem verdi. 2003 yılında Akbank'ın desteğiyle Girişimci Geliştirme 

Programı'nı başlatmaktan mutluluk duyduk" dedi. 

Girişimcilikte KOBİ'lerin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Nihat Berker, 

kadınların da girişimci olarak iş hayatında yer almalarının değerinin 

altı çizerek "Toplumda her fert müthiş bir güç. Kadınlara girişimciliğin 

yolunu açmayan toplumlar kendilerini karınlarından vururlar. Girişimci 

Geliştirme Programı kapsamında mezun edilen 250 girişimcinin yüzde 

40'nın kadın girişimciler olması umut verici, daha da ilerleme olmalı" dedi. 

Yakın tarihin en büyük girişimcilerinden birinin Mustafa Kemal Atatürk 

olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Nihat Berker, Atatürk'ün çok genç 

yaşlardan itibaren girişimci ve yenilikçi fikirleri olduğunu ve inandıkları uğrunda büyük disiplinle çalıştığını ifade etti. Prof. Dr. Nihat Berker"Bu 

durum bize iftihar ve aynı zamanda büyük bir sorumluluk veriyor. 

Önümüzde çok güçlü bir örnek var. Biz de her yaştan gençler olarak 

girişimci olmalıyız" diyerek sözlerine son verdi. 

Girişimci Geliştirme Programı ile ilgili açıklama yapan Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz dünya ekonomisinin büyümeyi kalıcı kılacak, iş yaratacak, istikrarı getirecek fikirlere, girişimlere her zamankinden çok ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Türkiye’de girişimcilere daha fazla fırsatlar sağlanması gerektiğini ifade eden Oğuz, “Akbank olarak büyüyen ekonomilerin en önemli bileşenleri arasında haklı bir yeri olan girişimciliğin desteklenmesine büyük önem veriyoruz. Çokuluslu dev şirketlerin büyük bir kısmı başlangıçta küçük girişimler olarak doğmuştur. Bir girişimin hayata geçebilmesi için orijinal bir iş fikri ve bu iş fikrinin uygulamaya konulabilmesi için gerekli finansman ve yönetim tecrübesinin bir araya getirilmesi gerekiyor. Ancak çoğu zaman girişimcilerimiz kendilerini destekleyecek imkanlardan yoksun. Bu bakımdan işlerini büyütme fırsatı yakalayamıyorlar. İşte bu noktada girişimcilik ekosistemine değer katan birçok çözüm sunuyoruz. Girişimcilere olan desteğimiz sadece finansal destekle sınırlı değil. Akbank olarak finansman sağlayan bir kuruluştan öte kendimizi “iş ortağı” olarak konumlandırıyoruz. Bilgiye ulaşım, danışmanlık ve yönlendirme konularında da faaliyetlerimiz var. Çünkü küresel rekabet ortamında girişimcilerin finans, pazarlama ve yeni stratejiler geliştirme noktasında bilgiye ihtiyaçları var. Sabancı Üniversitesi ile birlikte hayata geçirdiğimiz “Akbank Girişimci Geliştirme Programı” ile de girişimcilerimizin işlerini daha büyüterek yarının iş dünyasında önemli bir yer edineceklerini umuyoruz. Bundan sonra da girişimcilerimizin geleceğin başarılı KOBİ’lerine dönüşmesi için yeni ürün, hizmet, finansman modelleri, bilgilendirme hizmetleri, işbirlikleri gibi geniş çözüm yelpazemiz ile onların yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.

KAGİDER Başkanı Gülden Türktan girişimciliğin yeni bir konu ve kurgu olduğunu söyledi. Gülden Türtan, para kazandıracak dengeyi, sürdürülebilirliği yakalamak için kurgunun sağlamlığının önemine vurgu yaptı. Dünya Ekonomik Forumu tarafından gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına değinen Gülden Türktan girişimcilere kendi kurgularına kadın bakış açısını taşımalarını önerdi. Pek çok izlenebilir dengede kadınların olumlu etkisi olduğuna dikkat çekerek, bunun başarının anahtarı olduğunu söyledi.

Hasan Aslanoba konuşmasına kendi iş deneyimlerini aktararak başladı. 2012 yılından bu yana teknoloji tabanlı start-up şirketlere yatırım yaptığını söyleyen Aslanoba, bugün yurtdışındaki projeler de dahil olmak üzere 53 tane teknoloji tabanlı start-up şirkete toplamda 46 milyon dolarlık yatırım yaptığını söyledi.

Girişimcilerin teknoloji kullanmaları konusunda sabit fikirli olduğunu vurgulayan Hasan Aslanoba, her şeyin neden teknoloji tabanlı olması gerektiğini şöyle açıkladı “Teknolojiyi kullanmamak tek kolla savaşmak gibi bir şey. Bugünün dünyasında teknolojiyi, başta interneti ve mobil teknolojileri kullanmamız gerekiyor. İnternet kesinlikle, tüm alışkanlıklarımızı, ilişkilerimizi, ticaret yapma şeklimizi, öğrenmemizi, eğlenmemizi vb. değiştirecek olan muazzam bir devrim. Hala buzdağının ucunu görüyoruz aslında. Başta Amerika kıtasında olmak üzere önlenemeyen bir nükleer reaksiyon gibi inanılamaz bir enerji ortaya çıkıyor, ekonomik değer ortaya çıkıyor. Bu muazzam ekonomik enerjinin ortaya çıkmasında girişimci ruh ve sermaye bir araya gelmesi büyük bir rol oynuyor. Bu iki katalizör bir araya geldiği zaman çok büyük ekonomik değerler üretebiliyor çünkü dediğim gibi siz tek kolunuzla savaşırken o iki koluyla üç koluyla beş koluyla savaşabiliyor.” dedi. 

İnovasyon hakkında da görüş veren Aslanoba “Burada mutlaka bir şey icat etmeniz de gerekmiyor, var olan iş modellerini, yurtdışında başarılı olmuş iş modellerini tekrarlayıp, geliştirerek başarılı olabilirsiniz. İyi örnekleri alıp geliştirebilirsiniz. dünyada son derece saygı duyulan bir şey. Yeter ki yasal ortamda kalın, fikri mülkiyet haklarına dokunmayın. Herkes birbirinden iyi örnekleri alır, geliştirir, lokal şartlara adapte eder. Var olanın aynısını yapmayın, bu sizi bir yere getirmez. Önemli olan bir işi ilk sizin yapıyor olmanız, o işin uzmanı olarak sizin markanızın öne çıkmasıdır” dedi. 

Kurumsal firmaların start-up şirketlerden öğreneceği çok şeyi olduğunu ifade eden Hasan Aslanoba Girişimci Geliştirme Programı katılımcılarına şu önerilerde bulundu: “Yalın yönetim konusu son derece önemli, asla mükemmeliyetçi olmayın, hızlı olun. Eğer bir şeyin iyi gitmediğini görüyorsanız, başarısızlığı hızlı görün ve hızlıca yönünüzü çevirin bu çok önemli. O yüzden paranızı, gücünüzü, enerjinizi, ürününüzü mükemmel hale getirmeye uğraşmayın. Yalın bir yaklaşımla çok iyi çalışan ama özellikleri fazla olmayan ürünle sahaya çıkın ve pazarın nabzını bir an önce alın. Bu nedenle de ölçülebilir bir ortam sağladığı için internet ortamı çok önemli. Her davranışınız, sitenizde yaptığınız en ufak bir değişiklik kullanıcı tarafından hemen ödüllendirilebiliyor veya cezalandırılabiliyor. Start-up firmaların en ayırt edici özelliği bu çeviklik hız hareket kabiliyeti. Büyük şirketlerde var olan bir strateji uygulanıyorken küçük şirketler bir stratejinin arayışı içerisindedir. Mesela biz yatırımlarımızda 5 yıllık planlara bakmıyoruz bizim için önemli olan kurucuların kimliğidir. Daha da önemli olan çok büyük bir pazarda daha da büyük bir sorunu çözüyor olmanızdır. Pazara ilk girmenin avantajına sahip olmanız lazım. Bunun dışında girişimciler tutkulu olmak zorundadır. Dünyanın en iyi üniversitelerinde bile okusanız, enerjiniz yani tutkunuz yoksa bir metre bile ileri gidemezseniz. Dünyanın en iyi üniversitelerinde okumak, dil bilmek sizi hayata daha iyi hazırlayan şeylerdir ama tutku, asla vazgeçmemek, yılmamak, yere düştüğü zaman ayağa kalkıp tekrar koşmaya devam etmek bir girişimcinin en temel özellikleridir.”

Kimya Arge-Proje Pazarında ANTIMIC Birinci Oldu!

4. Kimya Arge-Proje Pazarında 150 proje arasından, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'nde İnovent işbirliği ile yürütülen Antibiyotik Direnci ve Hastane Enfeksiyonlarına Karşı Kalıcı Geniş Spektrumlu Dezenfektan Yaklaşımı (ANTIMIC) projesi birinci oldu!

Kimya sektörünün yüksek katma değerli üretimine katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen “Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektöründe AR-GE Proje Pazarı”nın dördüncüsü Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) koordinatörlüğünde İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) ortaklığı ve TÜBİTAK desteğiyle gerçekleştirilen “4. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektöründe AR-GE Proje Pazarı”, 1 Kasım 2014 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Antibiyotik Direnci ve Hastane Enfeksiyonlarına Karşı Kalıcı Geniş Spektrumlu Dezenfektan Yaklaşımı

Proje Sahibi: Yusuf Menceloğlu

Proje Ortakları: Hikmet Budak, Ömer Hızıroğlu

Hastane enfeksiyonu değişik nedenlerle hastaneye yatan bir hastada kuluçka döneminde olmayan ve hastaneye yattıktan 48-72 saat geçtikten sonra gelişen veya taburcu olduktan sonra 10 gün içinde ortaya çıkan enfeksiyonlar olarak tanımlanıyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2007 yılında hazırladığı raporda Türkiye’de hastane enfeksiyonu oranının yüzde 5-15 arasında değiştiği kabul edilmekte. Antibiyotik direnci ise yine Dünya Sağlık Örgütü raporlarında etkin olmayan dezenfektan kullanımı ve çapraz bulaşma nedeniyle mikroorganizmaların bağışıklık geliştirdiği bilinmekte.

Bu proje ile hastane enfeksiyonuna neden olan bulaşmaların önlenmesi için hastanede kullanılan maske, eldiven, giysi, çarşaf,ayırma perdeleri, duvarlar, havalandırma filtreleri gibi hastane ekipmanlarının kalıcı antimikrobiyal malzeme ile kaplanması atık suya karışmaması sağlanıyor.

4. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektöründe AR-GE Proje Pazarı’nda dereceye giren projeler Türkiye İnovasyon Haftası’nda da sergilenecek.

2015 Mezuniyet Sınıfı Toplantısına Davet

​Sevgili 2015 Mezuniyet Sınıfı Öğrencileri,

Mezuniyet Etkinlikleri ve beraberinde 2015 Mezuniyet Sınıfını ilgilendiren tüm konuları konuşacağımız Mezuniyet Sınıfı Toplantısına hepinizi davet ediyorum.

TARİH: 17 Kasım Pazartesi 

YER: SSBF G052

SAAT: 19:30

Mezuniyetinize çok az kaldı. Yıllardır harcadığınız çabaların karşılığını alarak mezun olurken, bunu büyük bir zevkle kutlamak en doğal hakkınız.

Mezuniyet Töreni, her yıl o yılın Mezuniyet Sınıfının yani sizlerin tercihine göre değişebilen özellikleri de barındıran bir yapıda tasarlanmaktadır. Geçmiş yıllardaki Mezuniyet Törenlerinde yapılan etkinlikleri Mezun Web Sitesi üzerinden inceleyebilirsiniz. Size heyecan vereceğine inandığım Tören fotoğraflarını görmek için tıklayınız.

Sevgilerimle,

Nihat Berker

Türkiye’de Kadınların Üniversitede 100. yılı

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu ve İstanbul Kadın Müzesi işbirliğiyle, Türkiye’de kadınların üniversiteye girme hakkını elde etmelerinin 100. yılında, üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için geliştirilen politikaları,  programları ve iyi uygulama örneklerini uluslararası bir platformda tartışmak üzere 6 – 7 – 8 Kasım 2014 tarihlerinde, Karaköy Minerva Palas’ta, “Akademide Toplumsal Cinsiyet Eşitliği - Uluslararası İyi Örnekler Sempozyumu” düzenlendi.

Bu kapsamda; Akademide Toplumsal Cinsiyet Eşitliği - Uluslararası İyi Örnekler Sempozyumu’nda İtalya, Avusturya, Almanya, İsviçre, Norveç, İngiltere, İsveç, Fransa ve ABD’deki üniversitelerden toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve çeşitliliği üniversitenin politikası yapmak için geliştirilmiş programlar, strateji konseptleri ve başarılı olmuş uygulama örnekleri tartışıldı. Türkiye’den de Ankara Üniversitesi’nde, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ve Sabancı Üniversitesi’nde yürütülen, akademide toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etme programları irdelendi.  TÜBİTAK gibi kurumların yurt dışındaki benzerlerinde, akademide toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik geliştirilmiş stratejiler ve politikalar ele alındı.

Sempozyumun açılış konuşmasında siyaset bilimci ve Türkiye´de 1980 sonlarındaki ikinci dalga feminist hareketin en önemli aktivistlerinden Şirin Tekeli’nin mesajını Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Ayşe Gül Altınay aktardı.

Kapanış konuşmasını ise New York Üniversitesi'nden antropolog Emily Martin gerçekleştirdi. Biyoloji Bilimlerinde Cinsiyetçi Dil: Geçmişe ve Geleceğe Bakış başlıklı bir konuşma yapan Emily Martin, kadın bedeninin bir üretim sisteminin parçası gibi algılanmasına kimsenin aldırmadığını söyledi. Kadın ve erkeğin üreme sistemlerinin farklı bir dille ele alındığına dikkat çeken Emily Martin “Erkeğin ve kadının anlatımında "çarpıcı" bir fark var” dedi. İnsan bedeninin ve hastalığın yansıtılış biçimlerini ve bunun toplumsal cinsiyetle bağını anlatan Martin, HIV’in yükseldiği, salgın olduğu dönemde doğanın biyolojide nasıl temsil edildiğine baktığını belirtti. Bağışıklık sistemiyle ilgili bazı anlatılarda 'Ford'cu üretim sistemi modelini kullanıldığının altını çizen Emily Martin, kadınların bağışıklık hastalıkları taşıması ve dezavartajlı pozisyonda oldukları algısının yüksek olduğunu ifade etti.

Sempozyum’a paralel olarak 7 Kasım – 21 Aralık 2014 tarihleri arasında, Yunanistan Başkonsolosluğu Sismanoglio Megaro’da “Kadınların Üniversitede 100 Yılı - İnas Darülfünunu / Kadın Üniversitesi 1914 – 1919”  adlı sergi görülebilecek.

“Benim ülkemde kadınlar ve erkekler eşit olacak”

 Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde sabah saat 08.45'te başlayan Atatürk'ü Anma ve Anlama töreninde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü  andık.


Öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz ve çalışanlarımızın katıldığı  törende, Ata'ya saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından Rektörümüz Prof. Dr. Nihat Berker ve konuk Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın konuşmaları ile devam etti.

Girişimcilik ve yenilikçilik vizyonun temsili: Atatürk

Rektörümüz Nihat Berker konuşmasında: "Tüm dünyada hala hem sevilen hem de saygı duyulan dünya ölçeğinde tek lider Atatürk’tür. Dünya üzerinde kadın- erkek eşitliği henüz konuşulmazken ilk Atatürk tarafından gündeme getirilmesi onun dünya ölçeğinde, vizyoner bir lider olduğunun göstergesidir. 1916’da Carlsbad’ta bir hastanede kendi el yazısı ile: “Benim ülkemde kadınlar ve erkekler eşit olacak” demiştir. 

Günümüzün popüler terimleri Girişimcilik ve Yenilikçilik Atatürk’ün vizyonunda yer alıyordu, hepimiz ondan öğrendik. Ayrıca bilim insanları olarak Atatürk’ün dört ana felsefesini benimsiyoruz; akla güvenmek, kendine güvenmek,  gençliğe güvenmek ve hiçbir zaman pes etmemek” dedi.  Nihat Berker konuşmasında kişisel olarak da zorluklarla baş etmesi gereken durumlarda Atatürk’ün mücadeleci özelliğinin kendisine her zaman ilham verdiğini de vurguladı.

Sürdürülebilir medeniyet

Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya konuşmasında, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün medeniyet ve Türk modernleşmesi üzerindeki etkilerinden bahsetti. Çetinsaya, son dönem Osmanlı ve erken dönem Türkiye Cumhuriyeti düşünürlerinin medeniyet üzerine fikirlerini ve Atatürk’ün medeniyet üzerine demeçlerini paylaştığı konuşmasında, medeniyetin çağa uygun olarak süreklilik ve devamlılığı hakkında görüş vererek konuşmasını tamamladı. 

Abone ol