Ana içeriğe atla

The Future Seminer Serisi devam ediyor

The Future Seminer Serisi 7 Kasım 2018 Çarşamba günü Bahattin Koç'un "Additive Manufacturing" konulu semineri ile devam ediyor.

"Additive Manufacturing" konulu seminer 7 Kasım 2018 Çarşamba günü saat 13.40'da FASS G022'de gerçekleşecek. 

The FUTURE Seminer Serisi doğa bilimleri (fizik, kimya ve biyoloji) ve teknoloji alanında devam etmekte olan araştırmaları ve son gelişmeleri inceler ve tartışır.

The FUTURE Seminer Serisi'nin 2018-2019 güz dönemi programı aşağıdaki gibidir:                                                      

14 Kasım 2018 – Serhat Yeşilyurt – Climate is Changing, What about Energy Technologies?

28 Kasım 2018 – Kamer Kaya – Blockchain

5 Aralık 2018 – Erhan Budak – Industry 4.0 and Process Twins

19 Aralık 2018 – Andrew Berry, Harvard University – Tangling the Tree of Life: Horizontal Genetic Transfer in the History of Life

Bütün seminerler İngilizce yapılmaktadır ve Sabancı Üniversitesi'ndeki bütün lisans ve lisanüstü öğrencilere ve çalışanlara açıktır.  

 

EDU’dan profesyonellere yönelik eğitimler

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU, birikimlerini ve tecrübelerini daha geniş kitleler ile paylaşmak, sürekli gelişime inanan profesyonellere güvenilir bir destek sağlamak amacıyla genel katılıma açık eğitim programlarına Kasım’da da devam ediyor.


Advanced Communication Skills for Leaders

Advanced Communication Skills for Leaders Eğitimi 7 Kasım 2018’de Point Hotel Barbaros’ta gerçekleşecek.

Güçlü liderliğin güçlü iletişimde geçtiğini bilen ve bu konuda kendini geliştirmek isteyen profesyoneller için tasarlanan program Agostina Da Cunha tarafından sürdürülecek.

Stratejik Marka yönetimi

Stratejik Marka Yönetimi Eğitimi 8-9 Kasım’da Point Hotel Barbaros’ta gerçekleşecek.

Eğitimin hedefi, katılımcıların, temel marka yönetim süreçlerine dair gerekli teorik bilgi ve pratik alt yapıyı edinmeleri, başarılı bir marka yönetimi için gerekli yapı taşlarının neler olduğunu Türkiye ve Dünya’dan örneklerle inceleyerek pazarlama dünyasında marka yönetiminin durduğu yeri ve rekabetteki dinamiklere dair bilgi ve vizyonlarını geliştirmeleridir. 

Perakendede Omnichannel Dönüşüm

Perakendede Omnichannel Dönüşüm Eğitimi 14 Kasım 2018’de, Point Hotel Barbaros’ta gerçekleşecek.

Programda; Omnichannel dönüşüm yolculuğunda farklı sektörlerden örnekler, başarılı bir dönüşüm programı için kurumların dikkat etmesi gereken noktalar ve izlemeleri gereken metodoloji belirli bir çerçeve içerisinde uygulamalı olarak anlatılacak.

Etkin Perakende Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar

Etkin Perakende Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar Eğitimi 15-16 Kasım tarihlerinde Sabancı Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde gerçekleşecek.

Eğitimde hedef, uluslararası alanda perakendenin gelişimi, güncel perakende stratejileri, perakendecilik pazar esasları konularında katılımcıları bilgilendirmek ve mağaza yöneticilerinin bireysel inisiyatiflerini etkin kullanarak aktarılan bilgileri iş yaşamında hayata geçirmelerine yardımcı olmaktır. Perakende yönetimi esaslarını teorik bilgiler ve güncel örneklemeler ışığında aktaran bu program, interaktif sunum ve bireysel çalışmalar yöntemi ile gerçekleşmektedir.

İşte Liderlik Sertifika Programı

İşte Liderlik Sertifika Programı,  üç modül / toplam dokuz günden oluşuyor. Eğitimler; 16-17 Kasım, 16 Aralık 2018, 11-12 Ocak, 9 Şubat 2019, 8-9 Mart, 6 Nisan 2019 tarihlerinde Sabancı Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde gerçekleşecek.

Ömer Uzun tarafından verilecek eğitim programı, yöneticilerin hem kendilerindeki hem de ekiplerindeki potansiyeli açığa çıkarmayı ve liderlik becerilerini geliştirmeyi; böylelikle çalışan memnuniyeti ve performansı yüksek ekiplere dönüştürmeyi hedefleyen yenilikçi ve yaratıcı bir programdır. 

Yönetim ve liderlik sorumluluğu olanlar veya bu sorumluluğa hazırlanacak bireyler için tasarlanan program, iş hayatı başta olmak üzere hayatın her alanında liderlik ile ilgili öğrendiğiniz teorik bilgileri, uygulamalar ve grup koçluklarıyla gerçek hayata taşıyarak gelişimi desteklemeyi hedefliyor.

Sanayinin Sürdürülebilirliği için Döngüsel Ekonomi

Sanayinin Sürdürülebilirliği için Döngüsel Ekonomi Eğitimi 20 Kasım 2018’de Point Hotel Barbaros’ta gerçekleşecektir.

Eğitimde, döngüsel ekonominin iş hayatındaki yeri ve önemi; bu kapsamdaki prensipler, uygulama alanları ve sürdürülebilirlik ile ilgili üst düzey bilgilendirme yapılacak.

Katılım gereksinimlerini yerine getirenlere Sabancı EDU & Sustineo SDG sertifikası verilecek.

İhrataca Stratejik Bakış

İhracata Stratejik Bakış Eğitimi 27-28-29 Kasım 2018 tarihlerinde Point Hotel Barbaros’ta gerçekleşecek.

Türkiye ekonomisinin belkemiği olarak nitelenebilecek KOBİ’ler için ihracat büyük önem taşıyor. Bu süreçte, dır. Eğitiminde kurumların ihracat aktivitelerinde beklenen başarıyı elde edebilmeleri için en önemli konular; ihracat pazarlaması, stratejik iş modelinin belirlenmesi ve ihracat teşviklerinden etkin bir biçimde yararlanılması ele alınacak.

Detaylı bilgi ve kayıt için: http://edu.sabanciuniv.edu/tr/genel-katilima-acik-egitimler

Şirin Tekinay’dan Cumhuriyet Konuşması

Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Rektör Yardımcısı Şirin Tekinay, Özel Amerikan Robert Lisesi’nin düzenlediği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Etkinlikleri kapsamında “Cumhuriyet Torunlara Emanet: Bir Mirasın Öyküsü,” başlıklı bir konuşma yaptı. 

31 Ekim 2018 Çarşamba günü gerçekleşen etkinlikte, kendisini Cumhuriyet'in torunu ve tanımlayan Şirin Tekinay, 400 öğrenciye hitap etti. Tekinay, “Cumhuriyet bize hem miras, hem de emanettir; hepimiz geleceğe, sonraki kuşaklara, henüz doğmamış olanlara borçluyuz," dedi. 

Konuşmasında Robert Koleji'ni Edebiyat Ödülü ile bitirip, çocukluk hayali olan mühendislik eğitimini aldığını aktaran Tekinay, "Robert Kolej'li olmak, çok yönlü olmaktır; edebiyat, bilim, sanat, matematik, spor gibi farklı alanlarla ilgilenmek, birden çok alanda uzmanlaşabilmektir, bu açıdan çok şanslısınız" dedi. Hayata bütünsel olarak yaklaşmak gerektiğinin altını çizen Tekinay, "kendinizi ‘sayısalcı,’ ‘sözelci’ diye tanımlamayın. Olduğunuzu sandığınızdan çok daha fazlasısınız. Örneğin, benim patentli teknolojilere yönelik çalışmalarım, eminim ki edebiyata olan ilgimle beslenmiştir." dedi. Bu çizgide, ülkemizde “sayısal” grupta toplanan STEM dallarına sanatı da ekleyerek STEAM adı verilen çok yönlü eğitim sisteminin yaygınlaşmasına çalıştığını anlattı. 

Etkinlikte Atatürk’ün ilim, irfan, bilgi paylaşımı, teknoloji üzerine söylediklerinin tarihi bağlamı içinde altını çizen Tekinay, dünyadaki Fab Lab hareketi örneklerinden bahsetti. Cumhuriyet'in torunları olarak "Açık Bilim, Açık İnovasyon" hareketlerinin gerisinde kalamayacağımızı vurguladı.  Endüstri devrimlerinin artık 4.0 gibi versiyon sayısıyla ilerlemeyip gündelik bir devinim haline gelecek kadar hızlandığını söyledi. Dayanışma ile rekabetin bir arada yürüdüğünü anlattı. 

Tekinay, Sabancı Üniversitesi'ndeki Collaboration Space'in açık erişim ve açık inovasyon hareketinin bir örneği olarak kurulduğunu aktardı. Ömür boyu öğrenmenin önemini anlatırken, Sabancı Üniversitesi’ndeki öğretimden; “sağlam temeller ve güçlü kanatlar” felsefesinden söz etti.  Öğrencilere kendilerini tanıyıp, doğru kariyer yolculuklarını planlaması için gereken özgürlüğün tanındığını söyledi. 

İPM’nin Madrid toplantıları

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Madrid’de 18 ve 19 Ekim tarihlerinde çeşitli toplantılar düzenledi.

 

İstanbul Politikalar Merkezi-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi ve Elcano Royal Institute ortaklığıyla düzenlenen “Bölgesel ve Küresel Çalkantı Döneminde AB-Türkiye İlişkileri (EU-Turkey Relations in Times of Global and Regional Turmoil)” başlıklı yuvarlak masa toplantısı 18 Ekim'de Elcano Royal Institute'da gerçekleşti. 

Elcano Royal Institute Direktörü Charles Powell’ın açış konuşmasıyla başlayan yuvarlak masa toplantısı; 2017/18 Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Atila Eralp, İPM Kıdemli Uzmanı ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Senem Aydın-Düzgit, İPM Direktörü ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Fuat Keyman, Avrupa Dış İlişkiler Servisi (EEAS) ABD ve Kanada Bölgeleri Başkanı Javier Niño Perez ve 2015/16 Mercator-İPM Araştırmacısı ve Elcano Royal Institute Analisti İlke Töygür’ün konuşmalarıyla devam etti. 

Söz konusu toplantıda ana tartışma, Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi, tam üyelik müzakereleri, göç ve mülteciler, Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği Savunma Anlaşması (PESCO), güvenlik ilişkileri, ekonomik entegrasyon ve transatlantik boyutlar konularında yapıldı. Toplantı sonrası Elcano Royal Institute ile işbirliğini güçlendirmek amacıyla İPM Direktörü Fuat Keyman ve Elcano Direktörü Charles Powell bir anlaşma imzaladı. 

İstanbul Politikalar Merkezi-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi, Asociacion Nuestra Europa ve Universidad Carlos III de Madrid ortaklığıyla düzenlenen “Çalkantılı bir Dünyada AB-Türkiye İlişkileri - İş Birliği mi Çatışma mı? (EU-Turkey Relations in a Turbulent World – Cooperation or Conflict?)” başlıklı panel ise 19 Ekim'de Universidad Carlos III de Madrid'de yapıldı. 

Üniversite öğrencilerinin geniş katılımıyla gerçekleşen panelde 2017/18 Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Atila Eralp, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İPM Kıdemli Uzmanı Senem Aydın-Düzgit, İPM Direktörü ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Fuat Keyman, Avrupa Dış İlişkiler Servisi (EEAS) ABD ve Kanada Bölgeleri Başkanı Javier Niño Perez ve Universidad Carlos III de Madrid Öğretim Üyesi Işık Özel birer konuşma yaptı. 

Toplantıda, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geçmişi, bugünü ve bölgesel ve küresel ölçekte gerçekleşen güncel gelişmeler gölgesinde ilişkilerin aldığı pozisyon, transatlantik boyutun bu ikili ilişkiye etkisi ve gümrük birliğinin geçmişi ve güncellenmesi konusundaki fikirler tartışıldı. 

Sabancı Üniversitesi’nin yeni rektörü Yusuf Leblebici oldu

Uluslararası sıralamalarda temel bilimler, mühendislik ve teknoloji alanında düzenli olarak dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer alan Swiss Federal Institute of Technology in Lausanne (Lozan Federal Teknoloji Enstitüsü) (EPFL) Kürsü Başkanı ve Mikroelektronik Sistemler Laboratuvarı'nın Direktörü Yusuf Leblebici Sabancı Üniversitesi’nin yeni Rektörü oldu. 

Sabancı Üniversitesi’nin yeni Rektörü Yusuf Leblebici, uluslararası sıralamalarda temel bilimler, mühendislik ve teknoloji alanında düzenli olarak dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer alan Lozan Federal Teknoloji Enstitüsü'nde (EPFL) Kürsü Başkanı ve Mikroelektronik Sistemler Laboratuvarı'nın Direktörü olarak görev yapıyordu. Üniversitemizin kuruluşunda da 1999-2002 yılları arasında Mikroelektronik Program Koordinatörü olarak diploma programının geliştirilmesi görevini üstlenen Yusuf Leblebici, İsviçre’den ülkemize kazandırılan, son derece önemli ve başarılı çalışmalara imza atmış bir bilim insanı. 

Rektörlük görevini Yusuf Leblebici’ye devreden Zehra Sayers ise üniversitemizin kurucu kadroları arasında yer almış ve 20 yıldır Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyeliği, Temel Geliştirme Programı Direktörlüğü ve son olarak da Rektörlük görevlerinde bulundu. Zehra Sayers, Öğretim Üyesi olarak üniversitemizde ve aynı zamanda Almanya Hamburg'daki EMBL Laboratuvarı'nda Moleküler Biyoloji dalındaki çalışmalarına devam edecek. 

“Son derece kıymetli bir bilim insanını ülkemize kazandırdığımız için çok mutluyuz.” 

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı konu ile ilgili olarak Mütevelli Heyeti adına yaptığı açıklamada: “Üniversitemizin kuruluş yıllarında özgün ve öncü sistemimizin oluşum sürecinde de emeği geçen, değerli bilim insanı Sayın Leblebici’nin, dünya çapında başarılar kazanarak müthiş tecrübeler edindiği İsviçre’den, Sabancı Üniversitesi’ne Rektör olarak dönmesi çok gurur vericidir. Son derece kıymetli bir bilim insanını, tüm bilim camiasında saygınlığı teslim edilen Lozan Federal Teknoloji Enstitüsündeki görevinden sonra ülkemize kazandırdığımız için çok mutluyuz. Kendisinin rektörlüğünde üniversitemizin hedeflerine emin adımlarla ilerleyeceğine güvenimiz tamdır. Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti olarak Sayın Sayers’e çalışmalarından dolayı teşekkür ediyor, Sayın Leblebici’ye başarılar diliyoruz” dedi. 

Prof. Yusuf Leblebici hakkında : Yusuf Leblebici, lisans derecesini 1984'te, yüksek lisans derecesini 1986'da İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden aldı. Doktora derecesini 1990'da ABD’deki University of Illinois at Urbana-Champaign'de (UIUC) Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği bölümünde tamamladı. 1991-1999 yılları arasında, sırasıyla UIUC'de, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde ve VLSI Tasarım Laboratuvarı'nı kurup yönettiği Worcester Polytechnic Institute'ta (WPI) Öğretim Üyesi olarak görev yaptı. Ayrıca 1999-2002 yılları arasında Sabancı Üniversitesi'nde Mikroelektronik Program Koordinatörü olarak mikroelektronik diploma programının geliştirilmesi görevini üstlendi.

Prof. Dr. Yusuf Leblebici, 2002 yılından itibaren  İsviçre'deki Lozan Federal Teknoloji Enstitüsü (EPFL) Kürsü Başkanı ve Mikroelektronik Sistemler Laboratuvarı'nın Direktörü olarak görev yaptı. Başlıca araştırma konuları arasında, yüksek hızlı CMOS dijital ve karışık sinyalli tümleştirilmiş devrelerin tasarımı, VLSI sistemlerin bilgisayar destekli tasarımı, akıllı algılayıcı arayüzleri, yarı iletken elemanların modellenmesi ve simülasyonu ile VLSI devrelerin güvenirlik sorunları yer alıyor. Prof. Leblebici 2’si ders kitabı olmak uzere toplam 7 kitabın eş yazarıdır ve kendisinin uluslararası dergilerde ve konferaslarda yayınlanmış 250'yi aşkın bilimsel makalesi bulunuyor.

Yusuf Leblebici, 1995'de TÜBİTAK Teşvik Ödülü'nü, 1999'da "Joseph S. Satin Distinguished Fellow" ödülünü aldı, 2009'da ise IEEE Fellow ve IEEE Circuits and Systems Society Distinguished Lecturer olarak seçildi. 

Rektörlük Devir Teslim Töreni 

Sabancı Üniversitesi’nin dünya standartlarında bir Üniversite olmasında değerli katkıları olan Rektör Vekilimiz Zehra Sayers'in görevini, değerli bilim insanı Prof. Dr. Yusuf Leblebici'ye devretmesi vesilesiyle düzenleyeceğimiz törene tüm çalışan, emekli, mezun ve öğrencilerimizin katılımını bekliyoruz.

Tarih: 5 Kasım 2018, Pazartesi 

Saat: 11:00 -12:30 

Yer: Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, Tuzla, İstanbul

 

SUCOOL’dan teknoloji tabanlı girişimlerine yönelik eğitim programı

Sabancı Üniversitesi Teknoloji Tabanlı Girişimleri Hızlandırma Merkezi SUCOOL, 2018 yılında enerji ve temiz teknolojiler dikeyinde hem erken aşama girişimciler hem de büyüme aşamasındaki start-up’lara yönelik uluslararası programlar hayata geçirdi.

Global iş ağına dahil olma fırsatı

SUCOOL, Hollanda merkezli InnoEnergy şirketi ile yaptığı iş birliği neticesinde 2018 itibariyle yönünü Enerji ve Temiz Teknolojiler alanında çalışan erken aşama startuplara çevirdi. InnoEnergy'nin tasarladığı PRIMER Ön Hızlandırma Programı ile SUCOOL, enerji ve temiz çevre teknolojileri geliştiren girişimcilere, özel olarak ise erken aşama yatırım imkanları ve Avrupa’daki yatırımcı ağına erişim fırsatları sunuyor.

PRIMER Ön Hızlandırma Programı kapsamında henüz pazara çıkmamış bir iş fikrine sahip girişimci adayları; programında iş fikrinden ürüne ve üründen pazara giden yolda gereken iş ve gelir modeli tasarımı, ekip ve kaynak yönetimi, pazarlama ve finans gibi konularda uzmanlarından teorik ve uygulamalı eğitimler ve mentorluk desteği alacaklar.

Ücretsiz olan PRIMER Ön Hızlandırma Programı’na sektörden bağımsız teknoloji tabanlı iş fikrine sahip herkes başvuru yapabilir. Programa 8 Kasım 2018 tarihine kadar başvuru yapılabilir.

PRIMER Ön Hızlandırma Programı’nı tamamlayanlar girişimlerini çekirdek yatırıma hazır seviyeye taşıyacak. Girişimlerini büyütmek amacıyla SUCOOL programlarına başvurmak istediklerinde öncelik elde edecekler.

PRIMER Ön Hızlandırma Programı eğitimleri 8 modülden oluşuyor. Eğitimler, 17-18 ve 24-25 Kasım tarihlerinde Sabancı Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde gerçekleşecek.

Program hakkında daha detaylı bilgi ve başvuru: https://sucool.sabanciuniv.edu/primer

İletişim: sucool@sabanciuniv.edu

 

 

Geleceğe, başka fikirlere açık olup kendi alanını çok iyi öğrenerek hazırlanmak...

#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri oldu.

"Kendimi nasıl geleceğe hazırlayayım derken yapacağın en iyi şey, başka fikirlere de açık olup kendi alanını çok iyi öğrenmek..."

 Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri

 Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri 

Röportaj: Merve Üre ve Ecem Dinçdal

MÜ-ED: Merhaba öncelikle, bize matematiği kendi kelimelerinizle nasıl anlatırsınız ve akademik hayatınızın dönüm noktası ne oldu?

CG: Benim için çağrıştırdığı en büyük şey kendi kendime kalıp düşündüğüm zamanlar. Tanımlamak kolay olmasa da anahtar kelime olarak izolasyon ve düşünme geliyor aklıma, yoğun düşünme. Ayrıca zor kelimesini getiriyor aklıma ama bu kimseyi korkutmasın araştırma kısmında zorluklar olabiliyor ama güzel… Bir yandan da güzel kelimesi geliyor. Bilmiyorum herkes kendi işini böyle mi tarif eder ama işin sonunda ulaşılan tatmin, güzellik… Aklıma gelenler bunlar. Dönüm noktası ise, sanırım akademik alanda ilerleyeceğime 2.sınıfta karar vermiştim. Aldığım bir derste baya başarılı olmuştum, 1. sınıfta o kadar motive bir öğrenci değildim. 2.sınıfta ‘’dur biraz çalışayım” deyip sonuçlarını alınca tamam ben akademisyen olacağım demiştim.

MÜ-ED: 2001 yılından bu yana Sabancı’dasınız. Sizi buraya bağlayan şey nedir? Hem rektör yardımcılığınız hem de dekan yardımcılığınız süresince?

CG: Onlar çok sonra olan şeyler… 6-7 sene falan oldu tabi ama yine de. Ondan öncesinde buraya geliş hikâyemde tanıdığım akademisyenler üniversiteyi kuranlar arasındaydı ve bir de iyi okul olacağının ışığını bariz veren bir üniversiteydi. Beni bağlayan şey ise, tabi insan bir süre geçirdikten sonra o bağlılık hissi gelişiyor. Ne kadar zaman sonra oldu bilmiyorum ama buradaki kültürü seviyorum. Bunu yıllar geçtikçe daha iyi anlıyorum. Başka üniversiteler; bazılarını daha iyi biliyorum bazılarını arkadaşlarımızdan duyuyoruz, temel olarak sorunlara yaklaşım, kültür ki bu hocalarımız arasında da ya da yönetim olarak da yönetimde olmadığım zamanlarda da bunu hissediyordum.

MÜ-ED: Matematik yan dalı iş hayatında bir faktör olduğunu söyleyebilir miyiz ve hangi bölümler yapmalı?

CG: Bence matematik seven, yapmak isteyen herkes yapmalı. Yani daha çok yapan programlar var. Ekonomiciler, bilgisayarcılar daha çok yapıyor. Bunu bana yüz yüze soranlara da söylüyorum istiyorsan buyur yap. Yalnız şöyle bir durum oluyor; şu ana kadar gördüğünüz şeyle üniversite 1 ve 2. sınıf hele de lise matematiği, 3. sınıf düzeyindeki daha soyut matematik ile daha farklı şeyler oluyor. Bazı insanlar çok iyi matematik yapabiliyorlar ama o zaman da farklılık hoşlarına gitmeyebiliyor. Deneyip görmek gerek. İspat yapıyorsun mesela az önce söylediğim soyut matematikle ilgili olarak, kimisinin hoşuna gidiyor hadi daha çok yapayım diyor kimisi ise sevmiyor. Onu ancak yaparak görüyorsun. Dolayısıyla ders almak lazım. İş hayatında ise geçmişte bir mülakata girdiğinde mesela finans doktorasında Amerika’ya gittiğinde “Ooo evet reel analiz dersi almışsın.” gibi övücü şeyler duyduğunu söyleyen mezunlarımız oldu. Bilgisayarcılar için de önemli ve onların gelişimine katkıda bulunan bir şey matematik yandalı. Ama direkt iş bulmanı kolaylaştırır mı diye söyleyebileceğimi sanmıyorum. Genel olarak insanı zenginleştiren bir şey olduğunu söyleyebilirim.

MÜ-ED: Peki hocam neden Mat101 dersi vermiyorsunuz? Amfi sizi özledi.

CG: Veriyorum aslında. Bu yıl denk gelmedi sadece. Şimdiye kadar hep verdim.

MÜ-ED: Galiba yine bir ara başka hocalar veriyordu diye hatırlıyorum.

CG: Kendimi bildim bileli veriyorum galiba. Sanırım seneye dönerim.

MÜ-ED: Peki şu an başka bir bölüm okusaydınız bu ne olurdu?

CG: Bu soru Sabancı Üniversitesi’nin hoşluklarından birini aklıma getiriyor. Kendim okuduğum dönem Amerika da dahil diğer meslekler hakkında pek bir fikrim olmuyordu. Biz de bildiğiniz gibi koridorda da görüyorsunuz yanımda biyolog bir arkadaş yanında endüstrici, mekatronikçi hep iç içeyiz, öğreniyoruz bu şekilde. Zaten bunu amaçlayarak böyle bir fiziksel yapı geliştirmiş. Ben bilgisayar bilimiyle uğraşan hocalarla konuşurken o iş ilgimi çekiyor. Yaptığım işlerin de bir miktar alakası var yani matematikte uğraştığım problemlerin. Teorik bilgisayar bilimiyle biraz da elektroniğin teorik kısmıyla alakası var. Ama şu alet nasıl olur ne güzel yaparım dediğim olmuyor hiç.

"Kendimi nasıl geleceğe hazırlayayım derken yapacağın en iyi şey;

kendi alanını çok iyi öğrenmek

ve başka fikirlere de açık olup öğrenmek olabilir"

MÜ-ED: Şuanda teknoloji çağında yaşıyoruz bilgisayardan söz etmişken. Peki sizce geleceğin mesleği ne?

CG: Çok zor soru bu. Bilgisayarın ilgi çektiği açık, bizim burada da görülüyor. Bizim burada endüstri mühendisliği de senelerdir öğrencilerin çokça rağbet ettiği bir bölüm. Yani bariz birçok yerde verilen cevaplar vardır; biyoteknoloji, biyomühendislik çok net.  Bizim de burada çok ağırlık verdiğimiz ve aslına bakarsanız bilgisayarla ilgili hemen her gün gazeteyi açan birinin haberde gördüğü yapay zekâ, makine öğrenmesi gibi doğal olarak popülerleşen konular var. Ama genel olarak teknolojiyle alakalı şeylerin ileride rağbet göreceği açık. Ama bu illa bilgisayar olmak zorunda değil, elektronik ve mekatronik de olabilir. Ama bunların sosyal bilimlerle etkileşimi de git gide artıyor ve artmayı da sürdürecek. Hangi sosyal bilimler dersek de sınırı yok benim gördüğüm kadarıyla. Şu anda psikologlarla biyologlar, yapay zekâyla ilgili çalışanlar beraber çalışıyor. Gelecek senelerde belki başkaları da katılacak. Ya da business çalışanları teknolojiyle ilgilenecek data science gibi... Ama sanırım bu sorunun motivasyonu şu olmalı; kendimi nasıl geleceğe hazırlayayım derken yapacağın en iyi şey; kendi alanını çok iyi öğrenmek ve başka fikirlere de açık olup öğrenmek olabilir. Bir de belki 20 sene sonra şuan adını bilmediğin meslekler olacak öğrenebilmen adapte olabilmen için öğrenebilmeyi öğrenmen gerekir.

"Sabancı Üniversitesi’nin %40'ı ilk kayıt olurken "istediğin bölüm ne?"

sorusuna verdikleri cevapları deklarasyonda değiştiriyor."

MÜ-ED: Üniversitemizin bölüm seçme özgürlüğü hakkında öğrencilere ne gibi tavsiyeleriniz olur?

CG: Bir kere değiştirme hakkı var dolayısıyla çok stres olacak bir şey yok. Bir de deklarasyona kadar bir sürü vakit var, ders alabiliyorsun belki daha önemlisi etrafındaki üst sınıf öğrencilerle konuşuyorsun, hocalardan fikir alıyorsun. Netleştirmeden önce olabildiğince çok insanla konuşmak bence önemli. Gerçekten hoşuna giden bir şeyi bulmak kolay değil, kendini ne kadar deklarasyonun sonuna kadar bekletirsen baya değişik dersler alabiliyorsun, bunu tavsiye ederim ve bu çok iyi bir imkan. Sabancı Üniversitesi’nin %40'ı ilk kayıt olurken "istediğin bölüm ne?" sorusuna verdikleri cevapları deklarasyonda değiştiriyorlar. Bazen istediklerine yakın bir bölümü bazen tamamen alakasız bir bölümü seçiyorlar. Bu iyi bir şey yaptığımızın kanıtı aslında. İnsanlarla deklarasyondan önce konuşmak, okumak önemli.                              

MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?                                                                                                                           

CG: Dediğim gibi kendi hissiyatımın, üniversitenin olaylara yaklaşımı hoşuma gidiyor. Bir öğrenci için başka bir üniversite çekici olabilir, ülkemizde başka iyi üniversiteler de var. Bizim program seçme özgürlüğümüzün çok önemli bir şey olduğunu düşünüyorum, gerçekten de liseyi bitirdiğinde verilen kararın çok da sağlıklı olma olasılığı yok. 2. sınıfa geldiğinde bile hala düşünüyor insan.  Söylediğim bu öğrenmeyi öğrenme geldiğimden beri Sabancı Üniversitesi’nde konuşulan bir konudur.  Birisi anlatacak ben öğreneceğim değil. Biri anlatsın ama sen kendin de öğrenmelisin. Bu yaklaşım ilk günden beri duyduğum bir şey.  Bu da yaklaşım ve kültürle alakalı. İyi bir akademik kadromuz var. Bir üniversiteyi niye tercih edersin? İyi akademisyenleri vardır, ya da iyi imkanları vardır. Sabancı Üniversitesi bunlara sahip. Ek olarak, her okulu başkasından farklı kılan kültürün olduğunu düşünüyorum. Tavsiye ederim.

Akademisyene Sor: Cem Güneri

Cem Güneri kimdir?

Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın.

#AkademisyeneSor nedir?

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. 

#AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.

Startup Class Başlıyor

Sabancı Üniversitesi Teknoloji Tabanlı Girişimleri Hızlandırma Merkezi (SUCool) ve Sabancı Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü tarafından uygulanan, girişimci adaylarının, profesyonel eğitimlerle fikirlerini geliştiren, onları yatırım imkanları ve yatırımcılarla buluşturan eğitim programı Startup Class’ın tanıtımı 1 Kasım 2018, Perşembe günü düzenlenecek. Detaylar için ve kayıt için: www.ggkstartupclass.club

Startup Class tanıtım etkinliğinde önce SUCool ve SUCool'un yürüttüğü programlardan BiGGinner ve PRIMER hakkında bilgilendirme yapılacak. Sonrasında SUCool ekibi tarafından Startup Class'ın ilk eğitimi olan “Startup Dünyasına Giriş” eğitimi verilecek. 

TÜBİTAK'tan Teknoloji Girişimcileri 200 Bin TL Hibe - BiGGinner

Son başvuru tarihi 2 Kasım olan TÜBİTAK tarafından 1512 Bireysel Genç Girişimci Destekleme Programı kapsamında teknolojik iş fikri olan girişimci adaylarına 200 Bin TL hibe verilen BiGGinner’ın son başvuru tarihi Sabancı Üniversitesi yüksek lisans ve doktora öğrencilerine özel 4 Kasım gecesine kadar uzatıldı: http://bigginner.com

Yatırımcıya Hazırlık - PRIMER Ön Hızlandırma Programı

Erken aşama girişimci adayları için SUCOOL tarafından yürütülen PRIMER Ön Hızlandırma programında iş fikrinden ürüne ve üründen pazara giden yolda gereken iş ve gelir modeli tasarımı, ekip ve kaynak yönetimi, pazarlama ve finans gibi konularda uzmanlarından teorik ve uygulamalı eğitimler ve mentorluk desteği alarak girişiminizi fon almaya hazırlayın. PRIMER eğitimleri 17-18 ve 24-25 Kasım tarihlerinde Sabancı Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde gerçekleşecek. 8 Kasım’a kadar başvurun: https://sucool.sabanciuniv.edu/primer

PROGRAM TANITIMLARI ve GİRİŞ ETKİNLİĞİ

Tarih ve Saat: 1 Kasım 18:45-21:30

Yer: Sabancı Üniversitesi Sinema Salonu (Üniversite Merkezi)

Program:

18:45-19:00: Tanışma

19:00-19:30: Sabancı Üniversitesi ve SUCool'un Girişim Destek Programları Hakkında Bilgilendirme (BiGGinner ve PRIMER)

19:30-19:45: Ara ve Sorular

19:45-21:30: Startup Dünyasına Giriş (İş fikri arayan girişimci adaylarının katılması tavsiye edilir.)

KAYIT

Etkinlik hakkında detaylar ve kayıt için: https://sucoolstartupclass.eventbrite.com

Toplumsal Cinsiyet ve Edebiyat Söyleşileri, “Sinema ve Edebiyat” ile devam ediyor

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet ve Edebiyat Söyleşileri” 2018 Sonbahar Programı’nda “Sinema ve Edebiyat” başlığıyla devam ediyor. 3 Kasım 2018 – 29 Aralık 2018 tarihleri arasında düzenlenecek söyleşilerde romanlar, sinema ve TV uyarlamaları, “toplumsal cinsiyet” perspektifiyle ele alınacak. 


Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin (SU Gender), toplumsal cinsiyet tartışmalarına katkı sağlamak üzere düzenlediği “Toplumsal Cinsiyet ve Edebiyat Söyleşileri” devam ediyor. 3 Kasım 2018 – 29 Aralık 2018 tarihleri arasında Minerva Palas’ta gerçekleşecek söyleşilerde, edebiyat tarihinde önemli yeri bulunan sinema ve televizyona uyarlanmış bazı romanların da dahil olduğu bir seçki ile, toplumsal cinsiyet kavramının eserlerde ne şekilde konumlandığını incelenecek.

Martin Scorsese’den önce Jane Eyre’a; toplumsal cinsiyet eserlerde nasıl konumlanıyor?

9 hafta boyunca, dünya sinema ve edebiyat tarihinin tanınmış eserlerinden Martin Scorsese’nin Masumiyet Çağı’ndan Charlotte Brontë’nın Jane Eyre’a başyapıtlar arasında gösterilen eserler incelenecek.

Söyleşiler; Sabancı Üniversitesi’nden ve farklı kurumlardan akademisyenlerin sunumlarıyla gerçekleştirilecek. Söyleşiye konu olan eserlerde, toplumsal cinsiyetin nasıl konumlandığı, rollerinin nasıl kurgulandığı ve hangi alt metin ve söylemlerle derinleştirildiği üzerinde durulacak. Bu yapıtların sinema ve TV uyarlamalarının da ele alınacağı seminerlerde, katılımcılar, söz konusu eserlerin görsel malzemeye uyarlanmış hallerini de toplumsal cinsiyet merceğiyle masaya yatırma fırsatı bulacak.

Toplumsal Cinsiyet ve Edebiyat Söyleşileri 2018 Sonbahar Programı şöyle:

Yer:    Minerva Palas, Bankalar Caddesi No:2 Karaköy

Saat:   10:00 - 13:00 

3 Kasım 2018     

Tuba Ay, Boğaziçi Üniversitesi

Film Analizine Giriş: Film Edebiyat İlişkisi ve Film Dili

 

10 Kasım 2018   

Özlem Öğüt, Boğaziçi Üniversitesi

Masumiyet Çağı, Edith Wharton (Kitap)

 

17 Kasım 2018   

Özlem Öğüt, Boğaziçi Üniversitesi

Masumiyet Çağı, Yönetmen: Martin Scorsese (Film)

 

24 Kasım 2018    

 

 

Asuman Suner, İstanbul Teknik Üniversitesi

Günden Kalanlar, Kazuo Ishiguro (Kitap),

Günden Kalanlar, Yönetmen: James Ivory (Film)

 

1 Aralık 2018    

Asuman Suner, İstanbul Teknik Üniversitesi

Brooklyn, Colm Toibin (Kitap), Brooklyn, Yönetmen: John Crowley (Film)

 

8 Aralık 2018    

 

Betül Sarı, Koç Üniversitesi

Jane Eyre, Charlotte Brontë (Kitap)

15 Aralık 2018   

 

Betül Sarı, Koç Üniversitesi

Jane Eyre, Yönetmen: Cary Fukunaga (Film)

22 Aralık  2018   

Ayşegül Turan, İstanbul Kültür Üniversitesi

Kelebekler Zamanı, Julia Alvarez (Kitap)

 

29 Aralık 2018   

Ayşegül Turan, İstanbul Kültür Üniversitesi

Kelebekler Zamanı, Yönetmen: Mariano Barroso (Film)

 

 

Katılım Ücretleri: 

Öğrenci / Öğretmen / Sabancı Üniversitesi Mensubu: 300 TL (9 Hafta) 

Yetişkin: 500 TL (9 Hafta)

                       

 

Vefatının 11. yılında değerli bilim insanımız Erdal İnönü’nün anısına

31 Ekim 2007 tarihinde aramızdan ayrılan Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Erdal İnönü’yü saygı ile anıyoruz. 

Vefatının 11. yılında değerli bilim insanımız Erdal İnönü (6 Haziran 1926 – 31 Ekim 2007)’nün anısına sarkac.org yazarı Osman Bahadır tarafından kaleme alınan yazıyı sizler ile paylaşıyoruz. 

Fotoğraf: ©Uğur Bektaş

Prof. Dr. Erdal İnönü

Prof. Dr. Erdal İnönü, bir teorik fizikçi olarak kendi uzmanlık alanında 1952-1976 yılları arasında birçok bilimsel yayın yaptı. Ancak gerek fizik tarihi, gerekse genel olarak bilim tarihi, İnönü için her zaman önemli diğer bir çalışma alanı oldu. İnönü için bilim tarihi çalışmaları, hem aktüel bilimsel çalışmaların ayrılmaz bir parçası, hem de siyasal ve toplumsal analizler yapmanın ve bir dünya görüşü oluşturmanın zorunlu bir öğesiydi.

Erdal İnönü’nün bilim tarihi çalışmalarını iki bölümde ele alabiliriz. Birincisi, henüz bir fizikçi olarak aktif çalışmalarını sürdürürken yaptığı bilim tarihi çalışmaları, ikincisi, fizikle  ve siyasetle ilgili çalışmalarını sonlandırdıktan sonra yaptığı çalışmalar.

Birinci dönem olarak nitelendirebileceğimiz 1971-1982 yılları arasındaki dönemde İnönü çok önemli üç bilimsel araştırmalar bibliyografyası yayınladı. Bunlar 1923-1966 yılları arasında Türkiye’de fizik (1971’de), matematik (1973’te) ve kimya (1982’de) araştırmalarını gösteren bibliyografyalardı. Bu üç bibliyografya ülkemizdeki öncü bibliyografyalardır ve temel bilimlerdeki araştırma metot ve geleneğinin gelişmesine hizmet etmiştir. Bu üç alandaki kapsamlı ilk bibliyografyalar olan bu çalışmalar, Erdal İnönü’nün bilimsel araştırma mantığının göstergeleri olmaları bakımından da özel bir önem taşımaktadır.

İlk dönemde İnönü’nün ayrıca Türkiye ile Ortadoğu’daki Arap ülkelerinin, fizik araştırmalarına son 50 yıldaki katkılarını karşılaştıran bir çalışması (1973) ile 1961-1971 yılları arasında Türkiye’li araştırmacıların matematik, mekanik, astronomi, fizik, jeofizik ve kimya dallarında en az 9 atıf almış uluslararası yayınlarının listesini veren bir makalesi (1973) vardır. Bu dönemdeki çok önemli bir başka çalışması ise temel bilimlerde Türk bilim insanlarının yaptığı ilk doktoraları saptayan kitap bölümüdür (1974).

Erdal İnönü’nün bilim tarihi çalışmalarının ikinci dönemi, fizikle ve siyasetle ilgili çalışmalarını bıraktıktan sonra yaptığı çalışmaları kapsayan dönemdir. Bu dönemde, fizik çalışmalarını bıraktığı fakat henüz siyasi çalışmalarını bırakmamış olduğu yıllardaki ilk çalışması, 1992’de yayınlanan Mehmet Nadir, Bir Eğitim ve Bilim Öncüsü (TÜBİTAK) adlı kitaptır. Daha sonraki dönemde, 1996-2006 yılları arasında bilim tarihinin çeşitli konularında İngilizce ve Türkçe olarak yazmış olduğu 20 makalesini görüyoruz. Bu makaleler, Türkiye’de fiziğin ve bilimin gelişim tarihi, Descartes’ın Cumhuriyet kuşaklarına etkisi, bazı bilim insanlarının tanıtılması (Cahit Arf, Mehmet Nadir, Salih Zeki vb.), matematik felsefesi, Atatürk ve bilim, bilimsel devrim vb. üzerinedir. İnönü’nün yayınladığı anı kitaplarında da bilim tarihiyle ilgili pasajlar vardır.

Erdal İnönü ayrıca, 1968-1971 yılları arasında ODTÜ’de ve 2002-2007 yılları arasında da Sabancı Üniversitesi’nde bilim tarihi dersleri verdi. Hazırladığı astronomi-astrofizik bibliyografyası ile yer bilimleri bibliyografyası ise genişletilerek ölümünden sonra 2009’da ve 2012’de yayınlandı.  Erdal İnönü’nün en son yayınlanan bilim tarihi kitapları ise, Üçyüz Yıllık Gecikme (Büke Kitapları, 2002), Bilimsel Devrim ve Stratejik Anlamı (TÜBA, 2003; Cumhuriyet kitapları, 2010) ve Türkiye’de Temel Bilimlerde İlk Araştırmacılar (Büke Kitapları, 2007) adlı kitaplardır. Üçyüz Yıllık Gecikme ile Bilimsel Devrim ve Stratejik Anlamı adlı kitaplarında Erdal İnönü, esas olarak bilimin gelişme koşullarının ve bilimsel devrimlerin yarattığı sosyal sonuçların neler olduğunu ortaya koymaya çalışmaktadır.

İnönü bu kitaplarında, bilim tarihi çalışmalarından çıkardığı sonuçları siyasal bir bakış açısı düzeyine yükseltmekte ve iki önemli sonuca ulaşmaktadır:

Birincisi, temel bilim araştırmalarına girilmeden ve bu alanda başarı kazanılmadan başka ülkelere bağımlılıktan kurtulmak ve toplumsal ilerlemeyi sağlamak mümkün değildir [1].

İkincisi, sürekli, kalıcı ve bu yüzden daha önemli olan, siyasal devrimler değil bilimsel devrimlerdir.

Erdal İnönü’nün bilim tarihi çalışmalarının genel bir değerlendirmesini yaptığımızda şunları söyleyebiliriz: Hazırladığı temel bilimlerle ilgili bibliyografyalarla ülkemizde bibliyografya olmadan bilimsel çalışma olamayacağı bilincine çok önemli katkılarda bulunmuştur. Ayrıca yeni araştırma yapacak olanlara bu eserleriyle tezlerinin çerçevelerini oluşturmaları için temel sağlamıştır.

Öte yandan bilim tarihiyle ilgili analizlerinden hareket ederek temel bilim araştırmalarının ve bu alanda kazanılacak başarıların toplumsal ve siyasi gelişmede de büyük önem taşıdığı sonucuna varmış ve uygarlık tarihinde de asıl belirleyici gücün bilimin gücü olduğu fikrini savunmuş, bu fikrin yaygınlaşmasına çalışmıştır. Şu sözleri onun bilimsel devrimlerle siyasal devrimler arasında nasıl bir farklılık gördüğünü açık olarak göstermektedir:

“Bilimsel devrim, 16. ve 17. yüzyıllarda dünyaya her alanda egemen olma yolunu insanlara açan, geçerli, kalıcı bilgiler üretme yöntemini öğretti ve bu yöntem hala tükenmedi. 17. yüzyıldan sonra gerçekleştirilen tüm bilimsel atılımlar ve onların getirdiği sanayi devrimi, atom çağı, uzay çağı, bilgi çağı, hep bilimsel devrimle gelen yeni bilgi üretme yönteminin uygulanmasıyla elde edilen gelişmeler. Böylece bilimsel devrim bitmiyor, hep devam ediyor. Onun için siyasal devrimlerden farklıdır, daha kalıcı, daha önemlidir.” [2]

Erdal İnönü’nün, bilim tarihi çalışmalarıyla, bilim kültürümüze olan katkılarının yanı sıra vardığı en özgün iki sonucun bu iki tezde biçimlendiğini söyleyebiliriz.

Vefatının 11. yılında değerli bilim insanımız Erdal İnönü (6 Haziran 1926 – 31 Ekim 2007)’nün anısına

Osman Bahadır

kaynak: https://sarkac.org

Abone ol