Araştırma ve Lisansüstü Politikaları Direktörlüğü (ALP), Sanayi İşbirlikleri ve Teknoloji Lisanslama Ofisi’nde (İLO) Sınai Mülkiyet Hakları ve Lisanslama Sorumlusu olarak görev yapan Mustafa Çakır, 14-15 Kasım 2018 tarihlerinde European Patent Office (EPO) tarafından Brüksel’de düzenlenen Patent Information Conference etkinliğinde Sabancı Üniversitesi’ni temsil etti.
EPO tarafından düzenlenen en prestijli etkinliklerden biri olan Patent Information Conference’da, 100 milyondan fazla patent dokümanı içeren ve herkesin ücretsiz bir şekilde patent araştırması yapmasına imkân sağlayan araştırma veri tabanı Espacenet’in yeni tasarımı ve yepyeni özelliklerini içeren beta versiyonu da tanıtıldı.
Dünyanın her yerinden patent veri analiz firmaları ve eğitimcilerinin katılım sağladığı Patent Information Conference’da Mustafa Çakır, EPO tarafından iletilen talep üzerine Espacenet Beta versiyonu için hazırladığı kullanıcı raporunu ve teknik izlenimlerini aktardı. 20. yılını kutlayan veritabanı Espacenet’in yeni sitesini test ederek, yenilenen arayüz tasarımı ve özellikleri üzerine teknik değerlendirme hazırlayan Çakır, hazırladığı vaka sunumunu EPO’dan Johannes Schaaf ile birlikte konferans katılımcıları ile paylaştı.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından 6.sı düzenlenen Türkiye Kadın Direktörler Konferansı, 27 Kasım 2018, Salı günü “Yönetim Kurullarında ve İşte Dönüşüm” başlığıyla, Zorlu Holding ve Zorlu PSM’nin sponsorluğunda gerçekleşti.
Türkiye’de Yönetim Kurullarında Kadın 2018 Raporu’nun sunulan konferansta, “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülleri sahiplerini buldu. Doğuş Otomotiv, Ford Otomotiv, Tat Gıda, TAV Havalimanları Holding ve Tekfen Holding ödül alan kurumlar oldu.
Rapor sonuçlarına göre;
Kadın yönetim kurulu üyesi oranı 2017 yılındaki düşüşten sonra tekrar iyileşmeye başlayarak %15,2’ye yükseldi.
2018 yılında yönetim kurullarının tamamı erkeklerden oluşan şirketlerin oranı ilk defa %40’ın altına düştü.
2012’den itibaren kadın üyeler arasında şirketin hâkim pay sahibi ailelerin üyeleri giderek azalırken profesyonel kadın oranı arttı. Cam tavanı kırarak yönetim kurullarına seçilen 230 kadın BIST şirketleri yönetim kurulu üyeliklerinin %8,3’ünü oluşturdu.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun düzenlediği Türkiye Kadın Direktörler Konferansı serisinin altıncısı 27 Kasım 2018, Salı günü Zorlu Holding ve Zorlu PSM’nin sponsorluğunda Zorlu PSM’de gerçekleşti.
Bu yıl “Yönetim Kurullarında ve İşte Dönüşüm” temasıyla düzenlenen konferansın açış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şirin Tekinay yaptı.
Şirin Tekinay konuşmasında “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden birinin Cinsiyet Eşitliği olduğunu göz önüne alarak iş gücündeki kadın katılımını sağlamanın yolu, üst yönetimde, karar merciinde kadınların olmasından geçiyor" dedi.
AFFECT (American Female Finance Committee of the American Finance Association – Amerikan Finans Birliği Kadın Finans Komitesi) Başkanı ve University of Oxford, Saïd Business School Öğretim Üyesi Renee Adams ana tema konuşmacısı oldu.
Renee Adams konuşmasında yönetim kurullarında cinsiyet eşitliği politikalarını ele aldı. Cinsiyet eşitliği politikaları ile ilgili akademik araştırmaların yeterli olmadığına değinen Adams daha fazla akademik araştırma yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Renee Adams “Kadınların yönetim kurullarındaki temsiliyeti çoğu insanın düşündüğünün aksine çok düşük. Kadınların yönetim kurullarındaki temsiliyeti ülkeden ülkeye de büyük farklılıklar gösteriyor. Bu sorun sadece iş dünyası ile ilgili değil, bu ülkeler düzeyindeki faktörlerle ilgili” dedi.
Konuşmasında kendi araştırması hakkında bilgi veren Adams, 16 Avrupa Birliği ülkesi, ABD, Birleşik Krallık ve Japonya karşılaştırmasını aktardı. Ülke düzeyindeki faktörlerin önemine değinen Adams, “Ülkeler genelinde cinsiyet eşitliği, kültür ve kotalar önemlidir” diyerek devam etti.
Adams konuşmasını sonlandırırken, “Yönetim kurullarındaki çeşitliliğin daha iyi ölçülmesi gerekiyor. Potansiyel politika hedeflerinin daha açık olması gerekiyor. Kotalar tek başlarına yeterli değil. İş dünyasının politika yapıcılarla işbirliği yapması gerekiyor” dedi.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat “Türkiye’de Yönetim Kurullarında Kadın 2018” raporunu sundu. Melsa Ararat “Dünyada ve Türkiye’de yönetim kurullarında kadın oranında gözlemlenen artışlar yeterli değil. Daha önemlisi şirketlerin tepe yönetiminde kadın oranı ve kadın CEO oranı çok düşük kalmaya devam ediyor. Türkiye’de aileleri temsil eden kadın CEO’lar hariç tutulursa profesyonel kadın CEO oranının sadece yüzde 2 olduğu görülür. Bu tablonun önemli sebeplerinden birisi toplumun kadınlardan bekledikleri ile mevcut iş ortamının gereklerinin uyuşmaması. Katılımcı ve kapsayıcı bir ekonomi kadınların ücretsiz emeği üzerine kurulamaz. Bu sene yönetim kurullarına seçilen 421 kadını kutluyor, şirketlerinde her aşamada kadınların kalıcı olarak dengeli temsilini sağlayacak politikaların benimsenmesi için harekete geçmelerini ve toplumun diğer kurumlarına örnek olmalarını diliyorum” dedi.
Fotoğraf (Soldan Sağa): Ahmet C. Dördüncü, Ayşegül İldeniz, Aslı Başgöz, Karina Litvack, Lisa Katharine King, Niki Beattie
Rapor sunumunun ardından Çok Katmanlı Çeşitlilik ve Yönetim Kurullarının Etkinliği başlıklı panele geçildi. White & Case Türkiye Kurucu Ortağı Aslı Başgöz’ün yönetimindeki panelde; International Paper Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet C. Dördüncü, Zorlu Enerji ve Vestel Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül İldeniz, ENI Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Karina Litvack, Ford Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Katharine King ve Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Niki Beattie yer aldı.
Ahmet Cemal Dördüncü “Son 2 yıldır başkanlığını yürütmekte olduğum Yüzde 30 Kulüp olarak hedefimiz 2025 yılına kadar Borsa İstanbul’da işlem göre şirketlerin yönetim kurullarında kadın üye oranını yüzde 30’a çıkarmak. Bu yıl rakamların yükselmesi son derece olumlu bir gelişme olmasına rağmen maalesef yeterli değil. Kadınların yönetim kurullarında temsili için kamu, özel sektör ve STK’ların birlikte çalışması gerekiyor. Şu an bizde tavsiye niteliğinde olan kadın üye kotasını zorunlu hale getirmek önemli bir fark yaratacaktır. Aynı şekilde iş dünyasının da bu konuya ilişkin daha somut adımlar atması lazım. Kadınların hayata daha katılımcı olduğu ülkelerin ekonomik anlamda da daha gelişmiş olmasının tesadüf olmadığını hepimizin görmesi gerekiyor.” dedi.
Ayşegül İldeniz çeşitliliğin yönetim kurullarına farklı bakış açıları kazandırdığını söyledi. İldeniz “Gücün, paranın ve bilginin demokratikleştiği bir dünyada yaşıyoruz. Müşterimiz kim? diye baktığımızda her insanın hikayesinin birbirlerinden farklı olduğunu görüyoruz. Temel sorun bu farklı insanları yönetim kurulunda da temsil etmek ve orada buluşturmak. Yönetim kurulu kültürü günden güne değişiyor; eski iş yapma modelleri artık işe yaramıyor. Bunu aşmanın tek yolu farklılıkları olan insanları bir araya getirmek. Çeşitlilik için de farklı adaylara eşit şartlar ve olanaklar tanınmalı. Sadece yönetim kurullarında değil tüm kademelerde, yönetimde eşitliği benimsemeliyiz. Yetenek yönetimi üzerinden, eşit fırsatlar sunmalıyız.” dedi.
Karina Litvack kurumsal sürdürülebilirlik için çeşitliliğin önemine değindi.
Lisa Katharine King kendi şirketinin yönetim kurulunun ortaklıktan dolayı doğal olarak çeşitliliğe sahip olduğunu söyledi. İki ortağın farklı bakış açıları ve düşünce sistemlerini beraberinde getirdiğini sözlerine ekledi. King, kadınların şirket içinde yükselmesinin önemine değindi. Kadınların şirket içinde yukarıya çıkmasını sağlayan yolun oluşturulması gerektiğini belirtti.
Niki Beattie, çeşitliliğin yönetim kurullarına uluslararası bakış açısı getirdiğini söyledi. Farklı ülkelerde yönetim kurulu üyeliği yaptığını belirten Beattie, ülke düzeyinde faktörlerin farklılıklarına değindi. Beattie, kadınların iş gücüne katılımının önemine vurgu yaptı.
Konferansın sonunda, “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülleri de Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Şirin Tekinay’ın katılımıyla sahiplerini buldu. Ford Otomotiv ve TAV Havalimanları yönetim kurullarındaki kadın sayısını en çok artıran şirketler olarak Özel Ödül’e layık görüldüler. Ford Otomotiv adına Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Katharine King ve TAV Havalimanları adına CFO Burcu Geriş ödüllerini teslim aldılar.
Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulları Endeksi’nde sırasıyla Doğuş Otomotiv, Tat Gıda ve Tekfen Holding ilk üçte yer aldı. Doğuş Otomotiv adına Strateji Grup Başkanı Özlem Denizmen, Tat Gıda adına CEO Arzu Aslan Kesimer ve Tekfen Holding adına Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin teslim aldılar.
Türkiye’de Yönetim Kurullarında Kadın 2018 Raporu
Sabancı Üniversitesi, Kurumsal Yönetim Forumu 2012 yılından beri yönetim kurulları ile ilgili verileri toplamakta ve raporlamakta. Yönetim kurulunda yer alan direktörler, profesyonel ve kontrol eden ailelerle ilişkili olarak sınıflandırılıyor. Bu sınıflandırma ile profesyonel kadınların cam tavan etkisini kırabilme olasılığının takip edilmesi amaçlanıyor.
2018 raporu, BIST şirketlerinin yönetim kurulları açısından cinsiyet eşitliği konusunda mevcut durumunu ve projenin başladığı 2012 yılından beri seyreden altı yıllık eğilimi ortaya koyuyor.
Raporda BIST’e kayıtlı 403 şirket üzerinde yapılan çalışma aktarıldı.
Öne Çıkan Bulgular
2018 yılında BIST’e kayıtlı şirket sayısı 403 oldu. 2018 yılına yapılan pay sahipleri genel kurullarında 403 şirketin yönetim kurullarına 2768 direktör atandı. Bu direktörlerin 817’si şirketler tarafından bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak beyan edildi. Bağımsızların oranı son yıllardan farklılık göstermeyerek yaklaşık olarak yasaların öngördüğü oran olan %30’da kaldı.
Tüm BIST şirketleri içinde 159 şirket, BIST-100 içinde 34 şirket hala tamamı erkeklerden oluşan kurullar tarafından yönetiliyor. 2012-2018 yılları arasında yönetim kurullarında en az bir kadın üyesi olan şirketlerin oranında yavaş ama olumlu bir değişim gerçekleşti, 2018 yılında yönetim kurularının tamamı erkek olan şirketlerin oranı ilk defa yüzde 40’ın altına düştü.
2017’de BIST yönetim kurullarına 421 kadın üye seçildi. 2018 yılında BIST yönetim kurullarına seçilen 421 kadın üyeden 222’si (%53) icracı olmayan ancak bağımsız olmayan üye, 131’i (%31) bağımsız üye ve sadece 68’i (%16) icracı üye oldu.
2018 yılında BIST Yönetim Kurullarında yer alan kadınların oranı %13,9’dan %15,2’ye çıkarak %9,4 oranında arttı. BIST-100 şirketlerindeki artış oranı ise %7,6 ile geriden geldi. Yine de bu artış oranları 2012’den bu yana kaydedilen en yüksek artış oranları oldu.
Yüzde 30 Kulübü Türkiye kampanyası BIST-100 şirketlerine odaklanmış ve bağımsız üyelerin seçiminde kadınlara ağırlık verilmesini önermişti. Bu odaklanmanın sonucunda BIST-100 şirketlerinde bağımsızlar arasında kadın üye oranı %8,4’ten %16,6’ya çıkarak %98 oranında arttı. Bu artış tüm BİST şirketleri için %32,2 oldu.
2012’den itibaren kadın üyeler arasında şirketin hâkim pay sahibi ailelerin üyeleri giderek azalırken profesyonel kadın oranı arttı. 2018’de 421 kadının %45,6’sı hâkim pay sahibi ailelerin üyeleri arasından seçildi. Cam tavanı kırarak yönetim kurullarına seçilen 230 kadın BIST şirketleri yönetim kurulu üyeliklerinin sadece %8,3’ünü oluşturdu. Bu oran 2012’deki %5,1 oranına kıyasla %63 artışa karşılık gelmekte.
SPK’nın önerdiği minimum kadın üye oranı olan %25’i yakalayan 105 şirket tüm şirketlerin sadece %26’sı.
En az 3 kadın üyesi olan 42 şirket tüm şirketlerin sadece %10,4’ünü oluşturdu. 361 şirket henüz toplumsal cinsiyet çeşitliliğinin etkin fayda sağlayacağı bu eşiği aşabilmiş değil.
Sonuç olarak kadın üye oranlarındaki artış başlangıç oranı çok düşük olduğu için tatmin edici değil. İcracı kadın üye oranlarındaki azalma ise altyapısal sorunlara işaret etmekte.
BIST-100 şirketlerindeki bağımsızlar arasında kadın üye oranındaki artış hedef koymanın, odaklanmanın ve akran baskısının işe yaradığını göstermekte.
İstanbul Politikalar Merkezi, Ekim 2018 itibariyle İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri biraraya getiren “İstanbul Perspektifleri” başlıklı aylık söyleşi serisini başlattı. “İstanbul Perspektifleri”nin ikinci konuğu Uğur Tanyeli oluyor.
2018-2019 döneminde her ayın son Perşembe günü gerçekleşecek söyleşi serisinin amacı, İstanbul’un kültürel dokusunun 1980’lerden bu yana nasıl şekillendiğini ve dönüştüğünü öznel hikayeler üzerinden anlamlandırabilmeyi mümkün kılacak bir tartışma platformu yaratmaktır. Kentin kültürel dokusunun dönüşümü, mimarlık, görsel sanatlar, sanat piyasası, festival kültürü, sahne sanatları boyutlarını içeren farklı perspektiflerden ele alınacaktır. Bu çerçevede katılımcılara, farklı kuşaklara ve kimliklere sahip bireyler olarak kent mekânını ve kentin kültür-sanat hayatının farklı dönemlerini nasıl deneyimlediklerine; kendi uzmanlık alanlarının kentin geçirdiği dönüşümle nasıl eklemlendiğine; kentin fiziksel ve kültürel dokusunun dönüşümünü nasıl değerlendirdiklerine ilişkin sorular yöneltilecektir.
Sizleri 29 Kasım 2018, Perşembe günü, saat 17.00’de gerşekleşecek ve Mimar, Mimarlık Tarihçisi, Öğretim Üyesi Uğur Tanyeli’yi ağırlayacağımız “İstanbul, Yakın Plan: Mimarlığın ve Kentin Son On Yılı”başlıklı ikinci buluşmaya davet ediyoruz.
İSTANBUL PERSPEKTİFLERİ SÖYLEŞİ SERİSİ “İstanbul, Yakın Plan: Mimarlığın ve Kentin Son On Yılı”
Katılımcı: Uğur Tanyeli, Mimar, Mimarlık Tarihçisi, Öğretim Üyesi Moderatör: Asuman Suner Tarih: 29 Kasım 2018, Perşembe Saat: 17:00-19:00 Yer: İstanbul Politikalar Merkezi, Minerva Han, Karaköy
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Rus Avangardı‘nın sanat ve tasarımını 500’den fazla eserle temsil eden kapsamlı “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, Sabancı Üniversitesi akademisyenleri, çalışanları ve öğrencilerine ücretsizdir.
Sabancı Holding katkılarıyla 18 Ekim 2018’de kapılarını açan ve 1 Nisan 2019 tarihine kadar devam edecek “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisi, 20. yüzyılın başında, Rusya ve dünya tarihinin dönüm noktalarıyla ivme kazanan ve şekillenen Rus Avangardı’nın sanat tarihindeki zengin yerini kapsamlı bir seçkiyle yansıtıyor.
Sabancı Üniversitesi SSM’de gerçekleştirilen sergide, gelişim çizgisiyle ve Batı sanatının avangard akımlarıyla kurduğu farklı ilişkiyle özgün bir konuma sahip olan Rus Avangardı, dönemini yansıtan 500’ün üzerinde eserle temsil ediliyor. Sanat yönetimi, Sabancı Üniversitesi SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer tarafından yapılan sergi, Selanik Devlet Çağdaş Sanat Müzesi ve George Costakis Koleksiyonu Yöneticisi Maria Tsantsanoglou’nun küratörlüğünde gerçekleştiriliyor. Rus Avangardı’nın izlediği yolu 1900’lerden 1930’ların sonuna kadar takip eden sergi Kazimir Maleviç, Vladimir Tatlin, Vasili Kandinski, Olga Rosanova, Liubov Popova gibi, dönemin belirleyici isimlerinin eserlerini bir araya getiriyor.
Günümüzde yüzü dünyaya dönük en kapsamlı Rus Avangardı koleksiyonlarından ve arşivlerinden olan, Selanik Devlet Çağdaş Sanat Müzesi’nin ev sahipliği yaptığı George Costakis Koleksiyonu, 375 eserle “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisinin temelini oluşturuyor. Sergide, Avrupa’nın tanınmış özel koleksiyonlarından ve Devrim sonrası porselen koleksiyonuyla öne çıkan Rusya Dekoratif, Uygulamalı ve Halk Sanatları Müzesi’nden ödünç alınan eserler de yer alıyor. Desenler, porselen ve metal objeler ile dantel ve elbise tasarımlarının yer aldığı bu seçki, Rus Avangardı’nın hayatı yeniden düzenlemeye yönelik idealinin kapsamını ve halk sanatıyla ilişkisinin tarihini gözler önüne seriyor. Rus Avangardı’nın dönemin kültürel atmosferinde yol açtığı dönüştürücü etki, eserlerin yanı sıra görkemli konstrüksiyonlarla ve yeniden canlandırmalarla da yansıtılıyor. Birçok sanat tarihçisinin Rus Avangardı’nın keşfedildiği yer olarak işaret ettiği tiyatro sahne tasarımları da Sabancı Üniversitesi SSM’de yeniden hayat buluyor.
“Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisi kapsamında yayınlanan katalog, tarihçi Prof. Dr. Halil Berktay, serginin küratörü Maria Tsantsanoglou, Royal Academy of Arts eski Sergiler Yöneticisi Norman Rosenthal, Münster, Picasso Müzesi’nin yöneticisi Markus Müller, Selanik Çağdaş Sanat Müzesi Yönetim Kurulu üyesi ve George Costakis’in kızı Aleki Costakis ile Rusya Dekoratif, Uygulamalı ve Halk Sanatları Müzesi ekibinin kaleme aldığı ve Rus Avangardı’nı mümkün kılan kültürel ortamı, çeşitliliği, siyasi iklimi konu alan metinlerle konuya dair temel kaynaklardan biri olacak.
Sergi süresince gerçekleştirilecek film gösterimleri, edebiyat etkinlikleri, çocuklar ve yetişkinlere yönelik atölye çalışmalarıyla, Rus Avangardı’nın farklı disiplinlerdeki üretimi derinlemesine ele alınacak.
“Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisi hakkında detaylı bilgi için Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nin web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği Programı Öğretim Üyemiz Albert Levi, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından, “Prof. Dr. Aydın Köksal Ödülleri” kapsamında bilişimci bilim insanlarını onore etmek için verilen “Bilgisayar Mühendisliği Bilim Ödülü”nün sahibi oldu.
Albert Levi, bu ödüle Bilgisayar Mühendisliği Bilim Dalı alanına yaptığı katkılar gözönünde bulundurularak seçici jüri tarafından layık görüldü.
Türkiye bilişimine yön veren TBD, bu yıl 35’incisini düzenlediği Ulusal Bilişim Kurultayı’nda (BİLİŞİM2018); bilişimin isim babası ve TBD’nin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Aydın Köksal adına 21-22 Kasım 2018 tarihlerinde bilim insanlarının ve bilişimcilerin katıldığı “Prof. Dr. Aydın Köksal Ödülleri” töreni düzenledi. Ödül; Bilgisayar Mühendisliği Bilim Ödülü, Özgün Yerli Yazılım Ödülü ve Yazılım Dışsatım Ödülü olmak üzere üç kategoride verildi.
Prof. Dr. Aydın Köksal Ödülleri Bilgisayar Mühendisliği Bilim Ödülü
Özgün bildiri, makale ya da kitap olarak yayımlanmış yapıtlarıyla akademisyenler, araştırmacılar ile üniversite ve endüstri kuruluşlarının Ar-Ge bölümlerinde çalışan bilim insanları ve çalışanların değerlendirilip ödüllendirildiği bir kategoridir. Yapıtlarda seçilen konuya göre bilimsel/teknik içerik, bilimsel/ teknik/ toplumsal katkı, nitelikli bilimsel sunuş ve bilim dili olarak Türkçenin nitelikli kullanımı değerlendirilmektedir.
Prof. Dr. Albert Levi Kimdir?
Prof. Dr. Albert Levi, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden 1991 yılında lisans, 1993 yılında yüksek lisans ve 1999 yılında ise doktora derecelerini aldı. 1999 - 2002 yılları arasında A.B.D. Oregon Eyalet Üniversitesi, Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Bilgi Güvenliği Laboratuvarı'nda doktora sonrası araştırmalarda bulundu ve aynı bölümde ziyaretçi öğretim üyesi olarak ders verdi.
2002 yılından itibaren Sabancı Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği Programı'nda öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. 2008 yılında doçentliğe, 2015 yılında ise profesörlüğe yükseltilmiştir. 2017-18 akademik yılında ziyaretçi profesör olarak Dalhousie Üniversitesi, Halifax, Kanada'da görev yapmıştır. Dr. Levi'nin araştırma alanları genel olarak bilgi ve ağ güvenliğidir. Birçok akademik ve endüstriyel projede görev alan Dr. Levi'nin 100'ün üzerinde indeksli dergi ve hakemli konferans yayını vardır. Birçok uluslararası sempozyum ve konferansın organizasyonunda görev almıştır ve Oxford Üniversitesi yayınları tarafından yayımlanan "The Computer Journal" ve Elsevier tarafından yayınlanan "Computer Networks" dergilerinin editörler kurulu üyesidir.
The Future Seminer Serisi 28 Kasım 2018 Çarşamba günü Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kamer Kaya'nın "Blockchain" konulu semineri ile devam ediyor.
"Blockchain" konulu seminer 28 Kasım 2018 Çarşamba günü saat 12.40'ta FASS G022'de gerçekleşecek.
The FUTURE Seminer Serisi doğa bilimleri (fizik, kimya ve biyoloji) ve teknoloji alanında devam etmekte olan araştırmaları ve son gelişmeleri inceler ve tartışır.
The FUTURE Seminer Serisi'nin 2018-2019 güz dönemi programı aşağıdaki gibidir:
5 Aralık 2018 – Erhan Budak – Industry 4.0 and Process Twins
19 Aralık 2018 – Andrew Berry, Harvard University – Tangling the Tree of Life: Horizontal Genetic Transfer in the History of Life
*Bütün seminerler İngilizce yapılmaktadır ve Sabancı Üniversitesi'ndeki bütün lisans ve lisanüstü öğrencilere ve çalışanlara açıktır.
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi (SGM) sanatseverlere Aralık ayında da renkli ve keyifli bir program sunuyor.
Tiyatroadam’ın alıştığınız şenlikli tarzını konuşturduğu yeni oyunu ''MEÇHUL PAŞA'', efsanevi mizah gazetesi Markopaşa’nın masalsı günlüğünü tutan hınzır bir ortaoyunu ile perdemizi açıyoruz.
Ülkenin en iyi eğitim almış tecrübeli müzisyenleri tarafından kurulmuş, yenilikçi bir orkestra.. Sinema Senfoni Orkestrası ile sizi güzel bir müzik yolculuğuna çıkarmak istiyor, ''YENİ YIL KONSERİ'' ne bekliyoruz.
İngiliz yazar George Orwell'in 1949 yılında yayınlanan ve kısa sürede kült mertebesine erişmiş eseri ''1984'', duayen oyuncuların yorumu ile
''1984 - BÜYÜK GÖZALTI'' isimli oyunla tekrar hayat bulup seyircisiyle buluşuyor.
Sevenleriyle yeniden buluşmaya hazırlanan kadim grup ''YENİ TÜRKÜ'', çiçeği burnunda şarkılarının yanında hatıralara kızıl bir sarmaşık gibi uzanan klasikleriyle de seslenecek SGM sahnesinden..
CIP'nin düzenlediği ve yaklaşık 2000 kişinin katılacağı ''KIŞ GÜNEŞİ'' şenliğine, Sabancı Üniversitesi’nin tüm çalışanlarının çocukları da davetlidir.
Stephen King’in ölümsüz eseri, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi filmi, “ESARETİN BEDELİ” (The Shawshank Redemption) Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından Türkiye’de ilk kez sahneleniyor, bekliyoruz..
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi Aralık ayı programına web sitemizden ulaşabilir, bizi sosyal medya adreslerimizden takip edebilirsiniz.
SGM ARALIK 2018 PROGRAMI
06 Aralık MEÇHUL PAŞA (TİYATROADAM)
13 Aralık YENİ YIL KONSERİ (BOĞAZİÇİ ODA ORKESTRASI)
18 Aralık 1984 - BÜYÜK GÖZALTI (PERDECİ OYUNCULARI)
#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kıvılcım Döğerlioğlu Demir oldu.
"Öğrencilere araştırma projelerinde çalışmalarını tavsiye ediyorum"
Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kıvılcım Döğerlioğlu Demir
MÜ-ED: Merhaba, Siyasal bilimlerden sonra MBA yapmaya nasıl karar verdiniz?
KDD: ODTÜ'de Siyaset Bölümü’nde okudum. Siyaset Bilimi bana çok teorik gelmişti. Biraz uygulamalı bir şey istedim, o yüzden MBA yapmaya karar verdim.
MÜ-ED: Amerika'ya gidişiniz nasıl oldu? Sonrasında eğitiminize devam etmenizi sağlayan neydi?
KDD:Amerika’ya MBA yapmaya gittim. Master yaparken orada bir hocayla çalışma fırsatı buldum, o da beni pazarlama alanına yönlendirdi. Böylece doktora yapmaya karar verdim.
"Gözlemlerim araştırmalarımı etkiliyor"
MÜ-ED: Yaptığını işe günlük hayattan gözlemleriniz de yardımcı oluyor mu?
KDD:Tabii ki. Tüketici davranışları tamamen zaten bununla ilgili. Bizler de tüketiciyiz, bu yüzden gözlemlerim araştırmalarımı etkiliyor.
MÜ-ED: Sizce tüketici davranışları ve teknolojik gelişmeler pazarlamanın geleceğini nasıl etkiler? Dijitalleşmeyle birlikle kişiselleştirilmiş pazarlama yükselişe geçer mi?
KDD:Tabii, geçti bile. Google’da arama yapıyorsunuz, mesela bir laptop arıyorsunuz. Laptoplar geliyor sonra facebookta bir şey yapıyorsunuz, o laptoplar tekrar karşınıza geliyor. Bu bir retargeting örneği. Bir taraftan (biraz özel hayatımıza girmiş olduğu için) bazı tüketiciler bundan memnun değil, ama bizim için bir sürü çalışma alanı çıkıyor.
"İstatistikten korkmayın çünkü veriyi anlamak ve yorumlamak çok önemli"
MÜ-ED: İşletme okuyan lisans öğrencileri için tavsiyeleriniz nelerdir?
KDD:Kendilerini ayırt etsinler. İstatistikten korkmasınlar çünkü veriyi anlamak ve yorumlamak çok önemli.
MÜ-ED: Peki sizce lisans öğrencileri mezun olduktan hemen sonra mı yoksa bir süre çalıştıktan sonra mı yüksek lisans yapmalılar?
KDD:Bizim alanlarımızda çalışmak ve deneyim kazanmak çok önemli. Master yaparken mutlaka kendi deneyimlerimizi çalışmalarımıza katılıyorsunuz.
MÜ-ED: Sabancı Üniversitesi’ne gelişiniz nasıl oldu?
KDD:Doktoramı aldıktan sonra artık ülkemde olmak istedim. Sabancı Üniversitesi de benim için en iyi adres oldu.
MÜ-ED: İkinci dönem hangi dersleri veriyorsunuz?
KDD:Pazarlamaya giriş, Marketing 301 ve Professional MBA derslerini veriyorum.
MÜ-ED: Marketing’e giriş dersi olan Marketing 301’i anlatabilir misiniz?
KDD:Tüm alanlara dokunduğu için bu giriş dersini almak önemli. Marketing, pricing, research, digital gibi tüm konulardan biraz bahsediyoruz. O yüzden bir tanıtım gibi, 301’in çok faydası olduğunu düşünüyorum.
MÜ-ED: Profesyonel MBA hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
KDD:MBA ile executive MBA arasında bir program. Genelde 5-6 senelik deneyimi olan orta düzey yönetici seviyesinde olan arkadaşlarımızın tercih ettiği bir program. Çok iyi bir seçimden gelen bir grupla birlikte işletmenin hemen hemen her dersi alıyorsunuz. Bu çok faydalı ve de alınan eğitimle birlikte ders aldığınız kişiler de iyi bir seçimden sonra geldiği için onlardan da çok fazla şey öğreniyorsunuz. Executive MBA gibi değil, (Executive MBA’de Amerika’ya gidiyorsunuz.) 1 senede bitiriyorsunuz bu programı. Bizim bu programlarda da yurt dışı bağlantısı kurma çalışmalarımız var. Genelde bir yurt dışı planı koyuyoruz. Executive MBA’den farklı olarak daha çok kariyerinde atlama yapmak isteyen orta düzey yöneticilerin geldiği program.
"Hem akademik anlamda hem kariyerle ilgili
sorular sorabilmek için çoğu öğretmenin kapısı her zaman açık."
MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?
KDD:Türkiye'de ne yazık ki seçeneklerimiz zaten çok az. Sabancı Üniversitesi’nde hocalara her an gidip soru sorabiliyorsunuz. Hem akademik anlamda hem kariyerle ilgili sorular sorabilmek için çoğu öğretmenin kapısı her zaman açık.
MÜ-ED: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir?
KDD:Hocalarıyla ilişkilerini koparmasınlar. Okudukları bölümde de öyle. Bir sıkıntı olduğunda gelsin sorsun, illa son dakikayı beklemesinler. O hata her zaman yapılıyor. Biz de lisansta yapmışızdır, ama onu yapmamak gerekiyor. Aklına bir şey takılıyorsa hemen o anda çözmeye çalışsınlar.
Bir de mezun olduktan sonra da ilişkiyi hiç kesmesinler. Çünkü benim öyle görüştüğüm öğrencilerim de var. Bence karşılıklı olarak birbirimizden çok şey öğreniyoruz. Sonrasında da iletişim bitmemeli, çekinmesinler.
"Öğrencilere araştırma projelerinde çalışmalarını tavsiye ediyorum"
Bir de öğrencilere araştırma projelerinde çalışmalarını tavsiye ediyorum. Bunu birçok hoca söylüyordur tabi ama ben de tekrarlayayım. Araştırma projelerinde arkadaşlarımız gelsin çalışsın. Hemen her zaman 3-4 tane proje aynı anda gidiyor, makaleler yazmaya çalışıyoruz, deneyler yapıyoruz. Ben kendi alanımda tüketici davranışı üzerine çalışıyorum. O yüzden bu alanda çalışma yapmak isteyenler gelsin konuşsunlar benimle. Mutlaka bir parçası onlara uygun olacaktır.
Mesela beraber bir deney dizayn edebiliriz, data toplarken yardımcı olabilirler. Bu süreçlerde yer almak mezun olduklarında cvleri için, referans isteyebilmeleri için de çok önemli olacaktır. Referans isterken elinizde malzeme bulunabilmesi için, yani pratik olarak düşündüğünüzde, gelin şimdiden biraz çalışın, projelerde yer alın ki hocalarınıza da bir malzeme verin, yazacak bir şeyler verin. Ama benimle birlikte çalışırsan ve seni görürsem yazabileceğim şeyler artar. Telefon ettiklerinde mesela bazen, zor durumda kalıyorum çünkü hatırlamıyorum. O yüzden birlikte vakit geçirip, proje yapın ki, bize de malzeme olsun biz de onları anlatalım, paylaşalım. İşe girerken çok faydalı böyle şeyler. Genel bir referansa göre böyle spesifik şeylerin çok faydası var. Ya da işte master, doktora programına başvuruyorlar. Orada da önemli bir şey. O yüzden projelerde çalışmak lazım.
Akademisyene Sor: Kıvılcım Döğerlioğlu Demir
Kıvılcım Döğerlioğlu Kimdir?
Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kıvılcım Döğerlioğlu hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın.
#AkademisyeneSor nedir?
Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. #AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.
Sabancı Üniversitesi Aile İçi Şiddeti Önleme ve Destek Komitesi (AİŞ) ile Cinsel Tacize Karşı Önlem ve Destek Çalışmaları Komitesi 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, tüm Sabancı Üniversitesi mensupları ile aşağıdaki mesajı paylaştı.
Komiteler ayrıca, kampüsün çeşitli noktalarına konuyla ilgili bilgi broşürleri ve afişler yerleştirdiler.
AİŞ ve CTÖ Komitelerinin Mesajı
Kadın, erkek ve tüm cinsiyetlerin eşitliği başta olmak üzere, kadınların cinsiyet temelli hiçbir ayrımcılık görmemesi, evrensel insan haklarındandır. Kadına yönelik şiddet, en yaygın insan hakları ihlallerinden biridir ve kadınları yaşamlarının her alanında etkilemektedir.
Kadına yönelik fiziksel ya da psikolojik olarak zarar veren, güç, baskı ve tehdit içeren her türlü tutum ve davranış şiddet olarak kabul edilmektedir. Şiddet, her zaman fiziksel olmayabilir; psikolojik, ekonomik, cinsel şiddet ve cinsiyete yönelik ayrımcılık da kadına yönelik şiddet kapsamına girmektedir. Şiddetin örnekleri ses yükseltmekten vurmaya, çalışmaya izin vermemekten zorla para almaya, yıkıcı eleştiriden hakarete ve aşağılamaya, cinsel içerikli şakadan istemsiz cinsel ilişkiye zorlamaya kadar uzanır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmalar, dünyada her 3 kadından 1’nin hayatı boyunca fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığını göstermektedir. Dünyada yaşayan milyarlarca ve Türkiye’de yaşayan milyonlarca kadın, çeşitli türde şiddete uğramaktadır. Türkiye’de yaşayan her 10 kadından 4’ü fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını belirtmektedir.
Eğitim düzeyine bakıldığında, araştırma sonuçları beyaz yakalı kadınların %75’inin hayatlarında en az bir kez, şiddetin en az bir türüne maruz kaldığını göstermiştir.
Bütün bunlarla birlikte, dünyada ve ülkemizde şiddete karşı farkındalık günden güne artmaktadır. Sabancı Üniversitesi AİŞ* ve CTÖ** Komiteleri olarak, tüm öğrencilerimiz ve çalışanlarımız için eşitlikçi, sağlıklı, güvenli ve pozitif bir öğrenme, çalışma ve yaşama ortamı sağlanmasını amaç ediniyor ve bunun için çalışıyoruz. Bu amaçla, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve sona ermesi için üzerimize düşen tüm görevleri yapmaya hazır olduğumuzu bildirmek ve herkesi kadına yönelik şiddetin önlenmesinde aktif rol almaya davet etmek isteriz.
Üniversitemizin çeşitli yerlerinde bulunan afiş ve görsellerde; destek almak için her türlü bilgiyi bulabilirsiniz.
Şiddetin herhangi bir türüne maruz kalıyorsanız yalnız değilsiniz.
Elektronik Mühendisliği doktora öğrencileri Hasan Azgın, Ercan Kalalı ve Fakülte Üyesi İlker Hamzaoğlu 2017 yılında IEEE Transactions on Consumer Electronics dergisinde en iyi 3. makaleyi yayınladıkları için IEEE Consumer Electronics Society Chester Sall ödülünü aldılar.
Ödül 11-13 Ocak 2019’da Las Vegas, NV, ABD de yapılacak IEEE International Consumer Electronics konferansındaki ödül yemeğinde verilecek.
Hasan Azgin, Ercan Kalali, Ilker Hamzaoglu A Computation and Energy Reduction Technique for HEVC Intra Prediction IEEE Transactions on Consumer Electronics, vol. 63(1), February 2017, pp 36-43. DOI: 10.1109/TCE.2017.014728