Ana içeriğe atla

Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarında karşılaştığı problemler

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mikroelektronik Mühendisliği 2005 lisans, Sanayi Liderleri Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimi 2007 yüksek lisans mezunumuz Ergi Şener "Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarında karşılaştığı problemler" üzerine yazdı. 

Ergi Şener

Günümüzde dijital dönüşüm, doğru kurgulandığı takdirde, gelirleri artıran; müşteri deneyimini, iş süreçleri ve modellerini dönüştürerek inovasyonları tetikleyen gerçek bir rekabet silahı. Öte yandan, her geçen gün daha da hayati hale gelen bu süreç doğru yönetilmediği takdirde, şirketler açısından yok olma tehlikesini de beraberinde getirmekte… Dijital dönüşüm, önümüzdeki dönemlerde de artan bir önemle iş hayatını etkilemeyi sürdürecek. Bu uzun yolculukta, dijital dönüşümü, hareketli bir hedef olarak, sürekli olarak gelişen, değişen ve güncellenmesi gereken bir strateji olarak kabul etmek gerekiyor. Ancak, bu kadar kritik bir önemde olsa da günümüzde, işletmelerin sadece üçte biri organizasyonlarını daha dijital bir kültüre uyarlayabilmekteler.

Peki dijital dönüşüme ayak uyduran şirketlerle bu konuda geri kalanların farkı temel olarak nelerden kaynaklanmakta? MIT Sloan Management Review’de yayınlanan bir makaleden ve Leading Digital (Dijitali Yönetme) kitabından yararlanarak şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarında karşılaştığı problemleri analiz etmek istedim:

Gerçekçi olmayan beklentiler:

Organizasyonların bir bölümü, dijital dönüşümün ilk döneminde aşırı derecede iyimserdi. Yeni ve gelişen teknolojiler karşısında gözleri kamaşan; bu teknolojileri hemen alıp, sahiplenmek isteyen bu işletmeler; yeni teknolojileri yönetme konusunda hazır olmadıkları, dahası teknolojinin hızına uyum sağlayacak donanımda olmadıklarından oldukça sıkıntı yaşadılar. Bu süreci yaşayan yöneticiler, sürecin korkutucu yüzünü de tüm gerçekliğiyle görmüş oldular.

Ancak, “dönüşümün kendisinden ziyade, teknolojilere yönelik heyecana kapılmaları…” hala pek çok yönetici ya da şirketin düştüğü temel hata durumunda. Bu süreçte, ana odağın dönüşümü anlama, planlama ve yönetme olduğu anlaşılmalı. Bugün, güçlü dijital vizyonlar oluşturup, farklı takımlar arası, doğru iletişimi sağlayabilen; dijital odaklı kurgulanmış yeni iş modelleri geliştirebilen liderler, kesinlikle çok daha iyi finansal sonuçlara imza atmaktalar.

Yetersiz insan kaynağı:

Dijitalleşen ve hızlanan iş dünyasının en büyük sorunlarından biri işletmelerin bu hıza ve dönüşüme ayak uymalarını sağlayacak insan kaynağı yetkinliğine ve donanımına sahip olmamaları; mevcut çalışanlarına da yeni dünyanın getirdiği yetenekleri kazandırma konusunda sıkıntı yaşamaları. Bu fark şu anda bile oldukça büyük ve her geçen gün artmaya devam etmekte. Açıkçası, öylesine hızlı bir dönüşüm sürecinin içerisindeyiz ki, üniversitelerde bile bir takım yönetim derslerini, günümüz iş dünyasına uyarlamakta zorluk çekmekteyiz. Bunu farkettiğim için ben de Sabancı Universitesi MBA/EMBA Programı için “yeni teknolojilerin iş hayatına etkileri” ve “dijital dönüşümün sektörlere ve iş süreçlerine etkisi” üzerine dersler tasarladım ve 2018 2. Dönem itibariyle bu dersleri açmaya başlayacağım.

İletişim Sorunları:

İş birimleri ve teknoloji takımları arasındaki organizasyonel çekişmeler pek çok şirkette alışkın olduğumuz bir durum.  “Hız”ın en önemli rekabet avantajlarından biri haline geldiği dijital dünyada artık iş ve teknik birimlerin fikir aşamasından itibaren, birlikte, kol kola çalışmaları başarıyı getirmekte. Steve Jobs’un da belirttiği üzere “önce müşteri deneyimi ile başlayıp, ardından teknoloji ile ilerlemek gerekiyor”; ancak müşterinin beklentisinin hangi teknoloji ile nasıl karşılanması gerektiği sorusu açık uçlu olduğu ve deneme yanılma gerektirdiği için bu süreçte iteratif bir şekilde, tasarım odaklı ilerlemek ve bu nedenle de iş ve teknik ekipler arasındaki ayrımı kaldırmak gerekiyor.

Şirket içinde dijital bir kültür oluşturamamak:

Pek çok şirket çalışanı dijital süreçlere istendiği seviyede dahil olamamakta. Dijital dönüşüm sürecinde yapılan onca çalışma ve emeğin karşılığını üst yönetim ve müşteri nezdinde istenildiği şekilde gösterememe rahatsızlığı, çalışanların dijital girişimlere karşı mesafeli yaklaşmalarına neden olmakta. Henüz şirket içerisinde tam anlamıyla, dijital bir kültür oluşturulamasa ve çalışanlar da nasıl davranmaları gerektiğine yönelik bir yöntem geliştirememiş olsalar da, müşterinin dijital beklentileri yükselmeye devam ediyor. Bir şirket içerisinde, dijital dönüşüm bir bölümün çalışmaları ile sınırlı olamayacak ya da sadece birkaç çalışanın çalışmalarına bel bağlanamayacak kadar kritik. Şirketlerin ayakta kalmaları, şirketteki her bireye dijitalleşme ile ilgili hedef vermeye bağlı. Çalışanların da bu sorumluluğu benimsemeleri gerekmekte. Dijital dönüşüm sürecini başarılı bir şekilde ilerletmek için, temelde teknolojinin gücünü, değişimi benimseyen bir organizasyon kültürü ile biraraya getirmek gerekiyor.

Teknolojideki gelişmeler, kurumların bunları uyarlama yeteneğinin çok ötesine geçmiş durumda. Teknolojiyi etkili bir şekilde entegre etmeyi başaran ve çalışanlarını bu bilinçle eğiten kurumlar ile bunu gerçekleştiremeyenler arasında zamanla bir kutuplaşma göreceğiz. Cisco’nun öngörüsüne göre, bugün faaliyet göstermekte olan işletmelerin % 40'ı gelecek on yıl içerisinde yok olacak!.. Bunların %70'i kendilerini dijital olarak dönüştürmeye çalışacak, ancak süreç içerisinde yalnızca %30'u başarılı olacak…

Feyman TV İş’te Dijital Programı’nda “dijital dönüşüm” ile ilgili paylaşımlarımı bu linkten görebilirsiniz.

SGM'de Yeni Yıl Konseri

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde bu akşam Sinema Senfoni Orkestrası, geniş repertuarıyla sanatseverlere unutamadığınız filmlerin melodilerini takdim edecek. 

 YENİ YIL KONSERİ

SİNEMA SENFONİ ORKESTRASI

13 Aralık 2018 - 20:00

SİNEMA SENFONİ ORKESTRASI

Repertuvarında yerli yabancı film müzikleri, müzikaller ve popüler eserlerin senfonik tarzda sunumları olan Sinema Senfoni Orkestrası, profesyonel anlamdaki Avrupa'nın  ve ülkemizin ilk pop senfonik orkestrasıdır.

Sinema Senfoni Orkestrası, ailesinde bulunan, aranjörler, orkestra şeflerinin yanı sıra, dünyaca ünlü şeflerle de çalışmalarını sürdürmektedir.

Değerli sanatçıların yarattığı müzik zenginliği; kimi zaman bunu destekleyen film kareleri…

Ve tabii kimi zaman da bu konseptin solist olarak bir parçası olan ülkemizin en değerli oyuncularıyla görsel ve işitsel bir şölende buluşmak üzere diyoruz.

Orkestra şefi: Özgür Sevinç

Solist:             Deniz Çevik

 

KONSER PROGRAMI

Sil Baştan

Ederlezi (Balkan Goran Bregoviç film miziği)

Shape of My Heart (Leon filmi)

Pulp Fiction (Bang Bang Song)

Padam Padam (Edith Piaf)

Desperado (Antonio Banderas)

Those Were the Days

If A Were a Rich Man (Damdaki Kemancı Müzikali)

Parla Piu Piano (God Fother)

Skyfall (007)

Back to Black

Mavi Boncuk

Selvi Boylum Al Yazmalım

Aşkın Bahardır

Bir De Bana Sor

Anlamazdın

Bana Yalan Söylediler

Pervane

Bizim Aile

Nilüfer (Müslüm)

Sabancı Üniversitesi Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Dünya Şampiyonları Arasında

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından hayata geçirilen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Dünya Şampiyonları listesine Türkiye’den giren tek proje oldu.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, TÜSİAD’ın işbirliğiyle ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın oluşturulan ‘İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi’, UNFPA’in kendi ülkelerinde ve kendi yollarıyla toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı mücadele etmek için çalışan 16 şampiyondan oluşan listesine girdi. Proje kapsamında desteği ile şirketlerin, çalışanlarının yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamaya yönelik çalışmalar yürütülüyor.

İş Dünyası Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi, listeye Türkiye’den giren tek proje oldu. Listede ayrıca; Tunus, Peru (2 proje ile), Ekvador, Filistin, Vietnam, Endonezya, Ukrayna, Filipinler (2 proje ile), Tanzanya, Bangladeş, Hindistan, Kongo Cumhuriyeti ve Etopya’da yürütülen projeler yer aldılar. Kurumsal yönetim Forumu Kadının Güçlenmesi Projeleri Yöneticisi Sevda Alkan taltif edilen 16 lider arasında yer aldı.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi Yöneticisi Sevda Alkan,  “Birçok insan farklı aile içi şiddet türlerinin farkında değil ve nerede destek alacağını bilmiyorlar. İnsanlar bir kadının yükseköğrenime veya ekonomik bağımsızlığa sahip olması durumunda, herhangi bir şiddete maruz kalmayacağını düşünür. Bu doğru değil. İnsanların aile içi şiddet hakkındaki gerçekleri öğrenmelerini ve her yerde paylaşmalarını öneriyorum” dedi.

Kurumsal Yönetim Forumu direktörü Melsa Ararat ise, “Bu projenin başarısı katılımcı ve eyleme ışık tutan araştırmaların önemini gösteriyor. Üniversitelerin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine iş dünyasının katkısına girdi sağlayacak ve iş dünyasını akademi ile buluşturacak ortaklıklara temel hazırlayacak araştırmalara daha fazla önem vermesi gerekir kanısındayım” dedi. 

Proje Hakkında

İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) Projesi, 2013 yılında Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından çalışanların yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı iş yerlerinde destek mekanizmaları oluşturulması ve iş dünyasının yönetimsel ve örgütsel yeteneklerini kullanarak aile içi şiddeti azaltıcı en iyi uygulamaları, araç ve yöntemleri yaygınlaştırmaları üzerine tasarlandı.  Proje kapsamında 2014 yılında çalışanların aile içi şiddet hakkındaki farkındalıklarını ve şiddete maruz kalma durumlarını araştırmak üzere yirmi şirkette anket uygulandı. Anket sonuçlarına göre çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’inin en az bir kez şiddetin bir türüne maruz kaldığı ve çalışan kadınların yüzde 40’ının psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 35’inın sosyal şiddete, yüzde 17’sinin ekonomik şiddete ve yüzde 8’inin fiziksel şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Bu sonuçlara dayanarak 2015’te projenin ikinci aşamasında şirketlerin aile içi şiddetin işi, iş yerini ve çalışan kadınların işgücüne etkin katılımını olumsuz olarak etkilemesini engellemeye yönelik bir şirket politikası oluşturarak çözüm mekanizmaları yaratabilmelerini desteklemek amacıyla ‘Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet ile Mücadele İçin İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi’ oluşturuldu 2016 - 2018 yılları arasında, çoğu TÜSİAD üyesi 51 şirket, rehberi uygulayarak, aile içi şiddetle mücadele politikalarını oluşturdular.

Eğitim İzleme Raporu 2017-18 yayımlandı

Eğitim İzleme Raporu 2017-18 yayımlandı 

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), on birinci Eğitim İzleme Raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, eğitime ayrılan kaynaklar, eğitime erişim, güncel öğretmen politikaları, eğitimin içeriği, eğitim ortamları ve eğitimin çıktılarına dair veriler paylaşıldı.  

Bu yıl ilk kez, öğrenimini tamamlamış ya da sürdürmekte olan gençlerin istihdam durumları, değerleri, siyasi katılım durumları gibi göstergeler de raporda yer alıyor.

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), geçtiğimiz eğitim-öğretim yılına ilişkin gelişmeleri ele aldığı Eğitim İzleme Raporu 2017-18’i kamuoyuyla paylaştı. “Tüm çocukların nitelikli eğitime erişiminde mevcut durum nedir?” sorusuna yanıt arayan rapor, yalnızca son yılın değil, geçtiğimiz yirmi yılın çıktısını değerlendirmek amacıyla, mevcut eğitim sisteminde eğitim almış ya da almakta olan gençlerin durumu üzerinde de duruyor.<--break->

 

Düzenlenen basın toplantısında konuşan ERG Direktörü Batuhan Aydagül, Türkiye eğitim sisteminin geleceği için bir yol haritası sunanGüçlü Yarınlar İçin 2023 Eğitim Vizyonu’nun Millî Eğitim Bakanlığı tarafından açıklandığını hatırlattı. Belgenin, Eğitim İzleme Raporu 2017-18’de işaret edilen sorun alanlarını gidermek için Eğitim Vizyonu’nu önemli bir başlangıç olarak gördüğünü belirten Aydagül, “Bütüncül bir şekilde üç yıllık bir planın olması geçmişte görmediğimiz bir şey. Bu açıdan kıymetli” dedi. Aydagül,  Güçlü Yarınlar İçin 2023 Eğitim Vizyonu ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

Yeterince üzerinde durulmayan bir konu Vizyon Belgesi’nin felsefesi. Belgedeki mutlu çocuklar vurgusunu kıymetli  buluyoruz. Müfredatta öğretmene rol veren, esneklik sağlayan yaklaşımdan bahsediliyor. Öğretmenin güçlenmesiyle ilgili söylem çok önemli. ERG’nin belgede gördüğü iki önemli eksik ise, geçmişten bu yana savunduğumuz kapsayıcı eğitim ve tüm öğrencilerin vidan, fikir ve inanç özgürlüğü. Bu konularla birlikte izleme yapmaya devam edeceğiz. Hayata geçirilecek hedeflerde katılımcılığın artırılarak devam etmesi, şeffaf iletişim sürmesi önemli. Kamuoyu da bu dönüşüme destek olmalı.

ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık ise ERG’nin veri temelli politika oluşturma sürecine katkı sunmayı hedeflediğini vurgulayarak Rapordaki değerlendirmeler yapılırken, kapsayıcı eğitim çerçevesi ve çocuğun esenliği temel alınıyor” dedi.

Raporun yazarlarından ERG Politika Analisti Yeliz Düşkün de, eğitim politikalarının çocuk, gençlik, kadın ve istihdam politikalarından ayrı düşünülemeyeceğini belirterek Devamsızlık çocuk işçiliği, çocuk işçiliği istihdam politikası ile alakalı. Kız çocuklarının eğitime devamı da kadın politikalarıyla alakalı. Bu açıdan eğitim politikası toplumsal dönüşümün merkezinde duruyor diye konuştu.

Raporun hazırlandığı süreçte, Millî Eğitim İstatistikleri içerisinde yer alan okul, öğrenci, öğretmen ve derslik sayıları, eğitim bütçesi ve eğitim yatırımları gibi veriler ile Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından paylaşılan, açıköğretim liselerinde kayıtlı bulunan öğrencilerin doğum yılları ve cinsiyetlerine göre dağılımı, temel liseye nakil olan öğrenci sayısı ve temel lisedeki öğrencilerin sınıflara göre dağılımı, ikili öğretim uygulanan okul sayısı, açılması planlanan yeni derslik sayısı ve kütüphanesi ve/veya spor salonu bulunan okul sayısı verileri analiz edildi. Ayrıca çeşitli ulusal ve uluslararası kaynaklar, araştırmalar da raporda yer alan analizlerde kullanıldı.

Raporun tamamını bu linkten okuyabilirsiniz.

SUCOOL PRIMER Girişimcilerini Yatırımcılarla Buluşturdu

PRIMER eğitimlerinden mezun olan 10 girişim, 6 Aralık 2018, Perşembe akşamı, Minerva Palas’ta düzenlenecek Demoday etkinliğinde yatırımcılarla buluştu.


Sabancı Üniversitesi Teknoloji Tabanlı Girişimleri Hızlandırma Merkezi SUCOOL, 2018 yılında enerji ve temiz teknolojiler dikeyinde hem erken aşama girişimciler hem de büyüme aşamasındaki start-up’lara yönelik uluslararası programlar hayata geçirdi.

SUCOOL, Hollanda merkezli InnoEnergy şirketi ile yaptığı iş birliği neticesinde 2018 itibariyle yönünü Enerji ve Temiz Teknolojiler alanında çalışan erken aşama start-up’lara çevirdi. InnoEnergy'nin tasarladığı PRIMER Ön Hızlandırma Programı ile SUCOOL, enerji ve temiz çevre teknolojileri geliştiren girişimcilere, özel olarak ise erken aşama yatırım imkanları ve Avrupa’daki yatırımcı ağına erişim fırsatları sundu.

PRIMER Ön Hızlandırma Programı kapsamında henüz pazara çıkmamış bir iş fikrine sahip girişimci adayları; programında iş fikrinden ürüne ve üründen pazara giden yolda gereken iş ve gelir modeli tasarımı, ekip ve kaynak yönetimi, pazarlama ve finans gibi konularda uzmanlarından teorik ve uygulamalı eğitimler ve mentorluk desteği aldılar.

PRIMER eğitimlerinden mezun olan 10 girişim, 6 Aralık 2018, Perşembe akşamı, Minerva Palas’ta düzenlenecek Demoday etkinliğinde yatırımcılarla buluştu.

Demoday’ın açık konuşmasını SUCool Koordinatörü Naci Kahraman yaptı. Kahraman, konuşmasında Sabancı Üniversitesi’nin girişimcilere hangi aşamada ve nasıl desteklerde bulunduğu konusunda bilgi verdi.

Demoday’da start-up’lar kendilerine verilen dörder dakikalık sürede iş fikirlerini jüriye anlattılar. PRIMER jürisinde bu yıl; Tekfen Holding’den Selçuk Ergin, Hackquarters’tan Kaan Akın ve Pabbler’den Ceren Sungu yer aldı.

PRIMER Demoday’da sunum yapan start-up’lar:

Codeveal - Ekstra kodlama olmadan projeleri kolaylaştırma ve geliştirme platformu
Dryandry – Mayoları 10 saniyede kurutma sistemi
Forecastion – Finansal tahminlerin paylaşıldığı web temelli platform
HEL – Diz üstü bilgisayarlar için harici görüntü işleme ünitesi
Image 4 io – Web siteleri görsel yönetim sistemi
Play Decent – E-Spor turnuva platformu
Printlee – En yakın ve en uygun baskı merkezini sunan uygulama
Sigortaİhalem – En iyi sigortayı bulmayı sağlayan platform
WallGee – Fatura ve garanti belgelerini depolamayı sağlayan eletronik cüzdan
Voicestage – Amatör müzisyenler için sosyal network sitesi

Üniversite-Sanayi işbirliğinde öncü model: KTMM

Sabancı Üniversitesi ve Kordsa işbirliği ile hayata geçirilen Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi (KTMM) basında geniş yer aldı. 

10 Aralık 2018 - Dünya Gazetesi

10 Aralık 2018 - Hürriyet Gazetesi

10 Aralık 2018 Sabah Gazetesi

10 Aralık 2018 HaberTürk

Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi Hakkında

Kordsa ve Sabancı Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirilen Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi, sanayi ve üniversitenin aynı çatı altında yer aldığı öncü bir iş modeldir. Merkez, müşteri gereksinimlerine göre kompozit teknolojileri alanında temel araştırmadan başlayıp prototip üretimi ile devam eden ve seri üretim ile sona eren araştırma geliştirme döngüsünün tüm basamaklarında hizmet veriyor. Bu süreçlerin tüm ilgili aktörleri olan araştırmacılar, tasarımcılar, mühendisler, üretim süreci sorumluları ve çalışanlar, doktora öğrencileri, doktora sonrası araştırmacılar, öğretim üyeleri, kuluçka firma girişimcileri aynı ekosistemde bulunuyor. 

Collaboration Space Aylık Eğitimlerine Başladı

Collaboration Space'ın birbirinden farklı konularda gerçekleştireceği aylık eğitim programı başladı. 

*Eğitimler tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarının katılımına açıktır.  

Collaboration Space Aralık Ayı Eğitim Programı 

CoSpace Genel Kullanım ve Güvenlik Eğitimi 

11 Aralık, 13 Aralık, 18 Aralık, 20 Aralık, 25 Aralık, 27 Aralık 2018

Saat: 13:00 

Genel alan tanıtımı ve sonrasında bulunan makine ve cihaz üzerindeki uyarı işaretlerinin anlam ve önemi, temel iş sağlığı ve güvenliği hakkında bilgilendirme içeren bir eğitim.

-0-

 SÜRK ile Arduino Starter Eğitimi

11 Aralık 2018

Saat: 20:00 

Bu workshopta Arduino yazılımının kurulumunu yaptıktan sonra Arduino ve Arduino ile birlikte kullanılabilecek komponentlerden bazılarinı tanıyacak ardindan baslangıç projeleri uygulayarak öğreninlen bilgileri pekiştirip önümüzdeki workshoplara zemin hazırlayacağız.

-0-

3D Print Eğitimi 

12 Aralık, 26 Aralık 2018

Saat: 13:00

3D Print eğitiminde katılımcıların 3D Printing teknolojisi hakkında bilgilenerek, 3D modelleme yazılımlarda ürettikleri modelleri, 3D baskıya hazır hale getirmeyi ve 3D yazıcılarda üretmeyi öğrenmeleri amaçlanmaktadır.

  -0-

Kıssa Film Kulübü ile Genel Fotoğraf ve Video Aletleri Kullanım Eğitimi

12 Aralık 2018

Saat 20:00

Bu workshopta tripodu nasıl kuracağımızı ve çeşitli açılar için nasıl kullanabileceğimizi öğreneceğiz ardından A9 fotoğraf makinasının temel özelliklerini keşfedip, temel fotoğrafçılık hakkında bilgi vereceğiz. Öğrendiklerimizi pratik yaparak kalıcı hale getirmeye çalışacağız.

 -0-

GarageBand ile Müzik Prodüksyonuna Giriş

20 Aralık 2018

Saat: 20:00 

Bu workshopta Garageband programını tanıyıp, elektronik ortamda müziğin nasıl yapıdığını görecek, müzik yapılırken kullanılan temel bileşenleri tanıyıp, seslerin düzenlenmesi ve kullanımı hakkında giriş seviyesinde bilgi sahibi olacaksınız.

Subject-Based Discussions'ın yeni konuğu Ersin Kalaycıoğlu

Subject-Based Discussions 11 Aralık 2018 Salı günü Ersin Kalaycıoğlu'nun "Types of Democratic Government and Good Governance" konulu semineri ile devam ediyor.

"Types of Democratic Government and Good Governance" konulu seminer 11 Aralık 2018 Salı günü saat 13.40'ta UC G030'da gerçekleşecek.

Şirin Tekeli Araştırma Ödülü sahiplerini buldu

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin (SU Gender) İstanbul İsveç Başkonsolosluğu desteğiyle; demokrasi, akademik özgürlük, toplumsal cinsiyet eşitliği ve feminizm alanlarında öncü çalışmalar yapan Şirin Tekeli anısına düzenlediği “Şirin Tekeli Araştırma Ödülü” 2018 yılı sahiplerini buldu. Ödül töreni, Şirin Tekeli’nin bıraktığı zengin mirasın yaşaması, paylaşılması ve çeşitlenmesi amacıyla düzenlenen konferans kapsamında yapıldı.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin (SU Gender) geçen yıl hayatını kaybeden Şirin Tekeli anısına İstanbul İsveç Başkonsolosluğu desteğiyle düzenlediği Araştırma Ödülü’nü kazanan genç araştırmacılar, 1 Aralık 2018, Cumartesi günü Minerva Palas’ta düzenlenen konferansla açıklandı. Türkiye’de toplumsal cinsiyet odaklı araştırmaları desteklemeyi ve teşvik etmeyi amaçlayan Şirin Tekeli Araştırma Ödülü’nü Merve Kutuk-Kuriş, Petek Onur, Caner Hazar alırken; Nazife Koçukoğlu, Cemile Gizem Dinçer, Bermal Küçük, Rüya Telli, Burcu Bakö, Cansu Tekin, Elifcan Çelebi ise Araştırma Teşvik Ödülü’ne layık görüldü.

Ödüle, doktora öğrencileri ile doktora derecesini tamamlamasının üzerinden en fazla 15 yıl geçmiş araştırmacıların başvuruları kabul edildi. Gönderilen araştırma önerileri, üniversiteler arası bir seçici kurul tarafından uluslararası akademik kriterler temel alınarak değerlendirildi. 2018 Seçici Kurulu Yeşim Arat, Fatmagül Berktay, Sibel Irzık, Deniz Kandiyoti ve Ayşe Öncü’den oluştu.

Şirin Tekeli’nin çok katmanlı mirasını genç araştırmacılarla paylaşmak istiyoruz

Konferansın açılış konuşmasını yapan SU Gender Direktörü Ayşe Gül Altınay, Şirin Tekeli’nin çok katmanlı mirasını bu ödülle birlikte genç araştırmacılarla paylaşmak ve çeşitlendirerek çoğaltmak istediklerini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

Şirin Tekeli pek çoğumuz için feminizmin ilk adıydı. Herkesi kucaklayan, tüm kadınlara ve kadınlık hallerine – en güçlü itirazlarını yaparken bile – sevgiyle yaklaşan, her sözü ve duruşuyla cesaret, heyecan ve ilham aşılayan Şirin Tekeli’nin yapmaya, kurmaya, herkesi kapsamaya, bir araya getirmeye, dayanışmaya ve hayatı derinden dönüştürmeye odaklanan feminizmi yolumuzu açmaya devam ediyor. 

Şirin Tekeli gibi Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi’ne uzun yıllar emek vermiş, aynı zamanda Türkiye’nin ilk akademik kadın çalışmaları merkezi olan İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Merkezi’nde de uzun yıllar çalışan, İstanbul Üniverstesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Fatmagül Berktay ise “Eşitliğe ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam“ temalı konuşmasında, Şirin Tekeli’nin bireysel ve entelektüel cesaretinden; ilkelerine bağlılığından; kendini eleştirmekten ve zaaflarını paylaşmaktan çekinmediğinden bahsetti, Tekeli’nin hayatı boyunca ne kadar çok kadına ilham ve güç verdiğini, hayatı dönüştürmeye odaklanan ne kadar çok alan açtığını anlattı.

2017’de ilk kez düzenlenen Şirin Tekeli Araştırma Ödülünü alan araştırmacıların sunum başlıkları şöyleydi:

  • Müştereği Kurmak: Türkiye'de Kolektif Mekanlarda Kadınlar
  • Ankara'daki Yerel Yönetimlerin Kadınlara Yönelik Toplum Merkezleri Üzerine Bir İnceleme
  • İttifak, Dayanışma ve Çelişki Kavramları Işığında Türkiye Kadın/Feminist Hareketleri
  • Çürüğün Üretimi: Yayla Coğrafyasında Türler Arası Karşılaşmalar ve Cinsiyet
  • Maden İşçisiyle "Ev"li: Burada Kadınlar Hiç Durmaz Kızım
  • Bir Bellek Mekanı Olarak Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nda Çalışan Kadınların Gündelik Hayatı
  • Hayatta Kalmak, Ayakta Kalmak, Adaleti Aramak: Ağır Ceza Mahkemelerinde Kadınlar
  • Osmanlı Kadın Yazarlık Alanı (1895-1908)
  • Türkiye Yayıncılık Hayatının Yeni Aktörleri Olarak Kadın Çevirmenler: Dilin, Kuramın ve Mesleğin Dönüşümü (1980-2002)
  • Bir Buluşma Yeri Olarak Ev: Aliye Berger’in Narmanlı Han’daki Atölye-Apartmanı Üzerinden 1950’ler Türkiye’sinde ‘İdeal Ev’e Bakış

Şirin Tekeli Hakkında:

Haziran 2017’de aramızdan ayrılan Şirin Tekeli, arkasında çok zengin bir miras bıraktı. 1978 yılında alanında bir ilk olarak İstanbul Üniversitesi’nde yazdığı doçentlik tezi Kadınlar ve Siyasal-Toplumsal Hayat (İletişim, 1982) ve Türkiye’de feminist kadın çalışmalarının ilk disiplinlerarası derlemelerinden olan 80'ler Türkiye'sinde Kadın Bakış Açısından Kadınlar (İletişim, 1990) kitaplarının yanı sıra, 1980’lerin başında Somut gazetesinde yazdığı ilk feminist yazılar, Fransızca ve İngilizce’den çevirdiği 20’den fazla kadın ve demokrasi odaklı kitap ve uluslararası akademik dergi ve derlemelere yazdığı makalelerle Şirin Tekeli, kadın ve toplumsal cinsiyet çalışmalarının Türkiye’de ve Türkçe’de kurulmasına ve yerleşmesine öncülük etti.

Şirin Tekeli aynı zamanda sivil toplumun, feminist hareketin ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının kurumsallaşması ve güçlenmesi yolunda atılan pek çok adımın öncüsü ve itici gücü oldu. 1985-1990 arasında Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) uygulanmasını talep eden dilekçe kampanyası, Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü, Kâriye Şenliği, Mor İğne Kampanyası ve Medeni Kanun reform çalışmalarında aktif rol oynadı. 1986’da İnsan Hakları Derneği’nin, 1989’da İstanbul Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nın, 1990’da Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın, 1993’te Türkiye Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin, 1997’de Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği’nin (KA-DER) ve Winpeace – Türk ve Yunan Kadınları Barış Girişimi’nin kurucuları arasında yer aldı.

Ayşe Gül Altınay'ın konuşma metni için tıklayınız.

Collaboration Space Warm Up Day 10 Aralık'ta gerçekleşiyor

Sabancı Üniversitesi öğrencilerine Collaboration Space'i ve SU ASSET fon desteği programını tanıtmak amacıyla düzenlenen Warm Up Day, 10 Aralık 2018 Pazartesi günü gerçekleşecek. 


Warm Up Day'de katılımcılar geçmiş dönem destek alan SU ASSET projeleri ve Co-Space kullanıcılarını yakından tanıma imkanı bulacak.  

Tüm Sabancı Üniversitesi mensupları 10 Aralık Pazartesi saat 19:30'da Collaboration Space'de gerçekleşecek Warm Up Day'e davetlidir.

SU ASSET programı hakkında detaylı bilgi için gazeteSU haberlerimizi takip edebilirsiniz. 

Abone ol