Ana içeriğe atla

3 beden büyük hayalleriniz olsun!

Sabancı Üniversitesi mezunları dünyanın en önemli araştırma üniversitelerinde lisansüstü eğitimlerine devam ediyor. Geçen yıl lisans mezunlarımızın %8'i lisansüstü eğitimine yurt dışında saygın üniversitelerde devam etmeyi tercih etti. 

Mezunumuz Burak Aksar’a (MDBF, EE 2018) tercihlerini yaparken hangi süreçlerden geçtiğini, tecrübelerini ve lisansüstü eğitimine yurt dışında devam etmeyi düşünen öğrencilerimize neler tavsiye edebileceğini sorduk.

Röportaj: Melek Sarı

Burak Aksar Sabancı Üniversitesi 2018 Mezunu

Burak Aksar Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektronik Mühendisliği 2018 mezunu

MS: Şu anda hangi üniversitedesin ve ne üzerine çalışıyorsun Burak?

BA: Boston Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği üzerine doktora yapıyorum, şimdilik yoğunlaştığım alanlar Monitoring & Management of Large-scale Distributed Systems, High-Performance Computing, Machine Learning Based System Design.

MS: Boston Üniversitesi'ni tercih etmenin sebebi neydi?

BA: Boston Üniversitesi çok hızlı yükselen bir üniversite ve ortamı dolayısıyla da gerçekten harika fırsatlar sunuyor. Geniş ilgi alanlarına hitap edebilecek düzeyde bir araştırma kapasitesi var ve öğrenci etkileşiminin/işbirliğinin çok yüksek olduğu bir lokasyonda yer alıyor. Burayı seçerken kişisel olarak bir yandan kendi işimi kurmak için çalıştığımdan Boston'daki girişimcilik ortamının yardım edeceğini düşündüm.

“Kafanızdaki fikirler için aksiyon almaktan korkmayın ve her zaman 3 beden büyük hayalleriniz olsun.”

Burak Aksar Sabancı Üniversitesi 2018 mezunu

MS: Buraya kabul alınma başarını neye bağlıyorsun?

BA: Gözlemlerime göre üniversitemiz global öğrenciler yetiştiriyor yani mezunlarımızın global ortama uyum sağlamalarının kolay olduğunu ve kendilerini daha rahat ifade edebildiklerini görmekteyim. Böyle bir yapı olunca eski mezunlarımızın bıraktığı izlerin, bizleri de olumlu yönde etkilediğini düşünüyorum. Ek olarak, Sabancı'da bize sunulan disiplinlerarası yapı ve hayata farklı açılardan bakma yeteneği benim için çok önemli kazanımlardı ve tüm bunların bu süreçte bana da çok yardımcı olduğunu düşünüyorum.

MS: Yeni mezun olacak arkadaşlara verebileceğin bir tavsiyen veya önerin var mı?

BA: Akademik yanımın dışında üniversite hayatım boyunca aktif olarak müzikle ve sporla ilgilendim. Bir yandan doktora yaparken bir yandan da insanların hayatlarına dokunabilme motivasyonu ile kendi işimi kurmak için çalışıyorum.

Bu hayatta sevdiğiniz şeyleri keşfedebilmişseniz ve onları hayatınıza entegre edebiliyorsanız bence doğru yoldasınız. Kafanızdaki fikirler için aksiyon almaktan korkmayın ve her zaman 3 beden büyük hayalleriniz olsun. Son olarak ise sormak istedikleriniz ve düşündüklerinizle ilgili insanlarla iletişim kurmaktan kesinlikle çekinmeyin!

Mezunlarımızla söyleşilerimiz devam edecek...

Sabancı Üniversitesi ve GE Havacılık güçlerini birleştiriyor

Sabancı Üniversitesi ve GE Havacılık Türkiye Teknoloji Merkezi, Türkiye’de havacılık endüstrisinin gelişimine katkı sağlamak amacıyla işbirliği anlaşması imzaladı. 

GE-Sabancı Üniversitesi İmza Töreni: Yusuf Leblebici, Aybike Molbay, Mehmet Yıldız, Haluk Bal

Yusuf Leblebici, Aybike Molbay, Mehmet Yıldız, Haluk Bal

Anlaşma kapsamında havacılık endüstrisinin ihtiyacına yönelik akademik çalışmaların gerçekleştirilmesi, bu alanda yetişen iş gücünün yetkinliğinin artırılması, orta ve uzun vadede havacılık endüstrisine daha fazla ilgi uyandırılması amaçlanıyor. Sabancı Üniversitesi kampüsünde gerçekleştirilen imza törenine Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici, Genel Sekreter Haluk Bal, Araştırma Süreçlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yıldız, GE Havacılık Türkiye Teknoloji Merkezi Genel Müdürü Dr. Aybike Molbay, Sabancı Üniversitesi akademisyen ve yetkilileri ile GE Havacılık çalışanları katıldı. 

GE-Sabancı Üniversitesi imza töreni toplu foto

İmza töreninde konuşan Araştırma Süreçlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof Dr. Mehmet Yıldız;

“Sabancı Üniversitesi kuruluşundan bu yana ülkemizin sanayisine önemli katkılar sağlamayı hem akademik anlamda hem de teknolojik anlamda her zaman dünyasının önemli bir yerine koydu. Ülkemizin güzide kurumları ile hem teknolojik anlamda hem de bilimsel anlamda bu yoldaki ilerlememizi güçlendiriyoruz.” dedi.

Mehmet Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Üniversitemizin özellikle sanayi ile olan etkileşimi son yıllarda farklı bir evreye girdi. Mevcut akademik üretkenliğimizin içinde aynı zamanda teknolojik üretkenliği de değer zincirimize dahil ettik. Bu bağlamda yeni merkezler oluşturmaya başladık. İlk merkezlerimizden biri Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Merkezi (SUNUM)dir. Bu merkez, ülkemizde nanoteknoloji ve uygulamaları anlamında, özellikle sağlık, havacılık ve uzay ve enerji alanında ciddi bir farklılık oluşturdu. Diğer önemli bir merkezimiz SUIMC Sabancı Üniversitesi Integrated Manufacturing Center (Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi), sanayi ile içiçe üretme kurgusu ile ilk girişimini kompozit alanında Kordsa şirketi ile oluşturdu. Merkezin mevcut kabiliyetleri içerisinde hem kompozit malzeme teknolojileri hem de ciddi bir eklemeli imalat teknolojileri kabiliyetleri var. Elbette bu yapı Kordsa şirketi ile sınırlı değil, farklı iş ortaklıkları içinde GE ile de bu alanda önemli çalışmalarımız var.

Merkezlerin ötesinde üniversitemizin mevcut yapısı içinde Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde havacılık sektörünün ilgisini çekebilecek pek çok çalışma da yapılmaktadır. Özellikle malzeme sistemleri ve havacılık teknolojileri alanında çalışmalarını yürüten çok kıymetli akademisyenlerimiz, bilim insanlarımız, güçlü ekiplerimiz var. GE Havacılık işbirliği kapsamında da arzumuz her iki kurumun mevcut kabiliyetlerini geliştirerek yeni yönlere gitmek. Sabancı Üniversitesi olarak GE Havacılık ile birlikte iyi yönlere, iyi yollara yelken açacağımızı düşünüyorum.” dedi.

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici:

“Sabancı Üniversitesi ile GE Havacılık Türkiye Teknoloji Merkezi arasındaki işbirliğini artırarak güçlendirmeyi hedefleyen söz konusu anlaşma üniversite- sanayi işbirliğinin en güzel örneklerinden biri olma özelliğini taşıyor. Bugün imzalanan protokol GE ile zaten var olan üniversite sanayi işbirliklerimizi  ve yoğun çalışmalarımızı bir sonraki seviyeye taşıyacak önemli bir adım. Bu bizim için gerçekten çok önemli çünkü üniversite öğrencilerimizin sanayi ile daha yakın işbirliği içinde çalışmaları bizim için büyük değer taşıyor.

Üniversitemizde yapılmakta olan teorik düzeydeki çalışmaların gerçek sanayi ihtiyaçları ile birleştirilmesi, yapılacak olan çalışmalarda ve tez çalışmalarının tanımında doğrudan doğruya sanayi projelerinin gereksinimlerinin dikkate alınarak kurgulanması ve mezunlarımızın doğrudan doğruya bu şirketlerde ve sanayi kuruluşlarında görev alabilmeleri, öğrencilerimiz için staj olanaklarının sağlanması bizim için çok önemli. Sanayi ile olan ilişkilerimizi ve sanayi ile bire bir ortak çalışmalarımızı sürdürmek ve güçlendirmek istiyoruz.

Bir teknoloji şirketi olan GE’nin temeli araştırma - geliştirmeye dayanıyor. Sabancı Üniversitesi de 2012 yılından itibaren açıklanan “Üniversitelerarası Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksi”nde neredeyse her yıl birinci sırada yer almaktadır. Çeşitli uluslararası üniversite sıralamalarında da her zaman önde gelen, güçlü akademik ve teknolojik altyapısıyla, üniversitede üretilen bilimin yine güçlü sanayi işbirlikleri ile topluma fayda sağlamasına büyük önem vermektedir. Dolayısıyla teknoloji geliştirmek, her iki kuruluşun da temel ortak noktalarından biridir. Bu anlaşma ile birlikte süregelen işbirliğimizin güçlenerek devam etmesini diliyorum.” dedi.

GE Havacılık Türkiye Teknoloji Merkezi Genel Müdürü Dr. Aybike Molbay konuşmasında,

“GE Havacılık olarak Türkiye’de havacılık endüstrisinin gelişimi için 19 yıldır aralıksız çalışıyoruz. Bugün yaklaşık 400 çalışanımız ile Türkiye’de havacılık endüstrisinde mühendislik iş gücünün gelişimine ve tersine beyin göçüne önemli bir katkı sağlıyoruz. Mühendislik alanlarındaki güçlü akademisyen kadrosu, sanayi işbirliği tecrübesi ve geniş laboratuvar imkânlarıyla Sabancı Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği ile Türkiye’de yarattığımız katma değeri daha da artırmayı hedefliyoruz.” dedi.

Anlaşma kapsamında; Sabancı Üniversitesi, sanayinin karşılaştığı gerçek zorluklara erişim sağlayabilecek, yüksek lisans ve doktora seviyesindeki öğrencileri için tez konuları, staj ve çalışma imkânları sağlayabilecek ve destek programları ile üniversitenin laboratuvarlarının kapasitesini daha da geliştirmeye yönelik adımlar atabilecek.

GE Havacılık Türkiye Teknoloji Merkezi ise halihazırda üzerinde çalışılan konular için akademik destek alabilecek, bünyesinde bulunan laboratuvar kapasitelerine ek olarak üniversitenin laboratuvarlarından faydalanabilecek ve orta vadede şirket bünyesine katılabilecek yetişmiş insan kaynağı oluşturulabilecek.

Sabancı Üniversitesi ile GE Havacılık Türkiye Teknoloji Merkezi işbirliği kapsamında ilk belirlenen çalışma alanları; katmanlı imalat, korozyon dayanımı ve yüzey aşınması olacak.  Malzeme ve tasarım ile ilgili problemler GE tarafından üniversite ile paylaşılıp çalışma alanları bu disiplinlere doğru genişletilecek. 

GE Havacılık’ın dünyadaki dört mühendislik merkezinden biri olan GE Havacılık Türkiye Teknoloji Merkezi, 19 yıldır faaliyette bulunuyor. Ürün geliştirme, tasarım, imalat, onarım/bakım ve yazılım gibi çeşitli teknolojiler geliştiren merkezde 400’den fazla Türk mühendisi GE Havacılık uçak, gemi ve endüstriyel motorlarının tasarım ve teknolojisini geliştiriyor. Eğitimleri ve mühendislik yetenekleriyle kendini kanıtlamış mühendislerin görev yaptığı merkezde, yazılım ve katmanlı imalat teknolojileri üzerine çalışan mühendis sayısı 2018 yılında 100’ü geçti. Katmanlı İmalat Teknolojileri ArGe Laboratuvarı’nda çalışanların üçte biri ise doktora dereceli yetkin mühendislerden oluşuyor.

Sabancı Üniversitesi’nin güçlü araştırma yapısı

Sabancı Üniversitesi’nde araştırma faaliyetleri, Fakülteler, Merkezler ve Forumlarda bilim, teknoloji ve sanat alanlarında, disiplinlerarası bir yaklaşımla yürütülüyor. Araştırma ile ilgili faaliyetlerin yönetim süreci ise; planlama ve politika geliştirme, uygulama ve izleme değerlendirme döngüsü çerçevesinde Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Rektör Yardımcılığı bünyesindeki Araştırma Süreci Planlama ve Politika Geliştirme Ofisi (APG) ve Araştırma ve Lisansüstü Politikalar Direktörlüğü (ALP) tarafından gerçekleştiriliyor. Bu şekilde, araştırma odaklı bir üniversite olmanın gereği olarak araştırma döngüsünün sürdürülebilirliğinin sağlanması hedefleniyor.

Sabancı Üniversitesi’nin Web of Science tarafından indekslenen dergilerde 1 Şubat 2019 itibari ile tüm yayın türlerinde 4688 bilimsel yayını yayınlanmış olup, bu yayınların almış olduğu toplam atıf sayısı 62 binin üzerinde. 2018 yılı Aralık ayı itibari ile dış kaynaklı aktif araştırma fon büyüklüğü ise 161 proje ile yaklaşık 110 milyon TL’ye ulaşmış. 2018 yılı sonu itibariyle fikri mülkiyet portföyündeki tescillenmiş teknolojilerinin sayısı ise 83’e ulaşmış olup, firmaların kuruluş ve hızlandırma sürecini destekleyen İnovent’in portföyünde 19 aktif firma bulunuyor.

SUPER Programı 2019 Bahar Dönemi

SUPER Programı 2019 Bahar Dönemi kayıtları başladı. Son kayıt tarihi 15 Şubat 2019. 

Sabancı Üniversitesi SUPER Programı

Sabancı Üniversitesi Bireysel Akademik ve Gelişim Merkezi (BAGEM) tarafından düzenlenen, öğrencilerin üniversite yaşamına uyum sürecini hızlandırmak ve akademik becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla başlatılan SUPER Programı’nın 2019 Bahar Dönemi kayıtları başladı

SUPER Programı 2019 Bahar Dönemi, daha önceden programa katılım sağlamamış Diller Okulu öğrencilerinin katılımına açıktır. Programın sonunda gereklilikleri yerine getirenlere katılım belgesi verilecektir. Tüm program aktiviteleri Türkçe gerçekleşecektir.

Sınırlı sayıda SUPER Programı katılımı için yerinizi önceden ayırtın.  

*Yerinizi ayırtmak için TIKLAYIN!

**SUPER PROGRAMI sayfasını ziyaret etmek için TIKLAYIN!

***SUPER PROGRAMI’NIN BROŞÜRÜNÜ indirmek için TIKLAYIN!

Collaboration Space Şubat Ayı Eğitimleri

Collaboration Space'ın birbirinden farklı konularda gerçekleştirdiği eğitimler Şubat ayında da devam ediyor. Şubat ayının ilk eğitimi Cospace genel kullanımı ve güvenliği konusunda 12 Şubat tarihinde gerçekleşecek.

Collaboration Space Subat Egitimleri

Collaboration Space Şubat Ayı Eğitim Programı 

CoSpace Genel Kullanım ve Güvenlik Eğitimi 

12 Şubat, 14 Şubat, 18 Şubat, 22 Şubat, 26 Şubat, 28 Şubat 2019

Saat: 13:00 

Genel alan tanıtımı ve sonrasında bulunan makine ve cihaz üzerindeki uyarı işaretlerinin anlam ve önemi, temel iş sağlığı ve güvenliği hakkında bilgilendirme içeren bir eğitim.

Eğitime kayıt için tıklayınız.

-0-

3D Print Eğitimi 

14 Şubat, 20 Şubat, 26 Şubat 2019

Saat: 14:00

3D Print eğitiminde katılımcıların 3D Printing teknolojisi hakkında bilgilenerek, 3D modelleme yazılımlarda ürettikleri modelleri, 3D baskıya hazır hale getirmeyi ve 3D yazıcılarda üretmeyi öğrenmeleri amaçlanmaktadır.

Eğitime kayıt için tıklayınız.

  -0-

Lehim Yapma Eğitimi 

13 Şubat, 21 Şubat, 1 Mart 2019

Saat: 11:00

Bir çok çeşit projenin alt yapısını oluşturan elektronik devrelerin yapımında kullanılan lehim yapma konusunda temel bir eğitim pratik ile desteklenip düzgün lehim yapmanın püf noktalarının öğretilecektir.

Eğitime kayıt için tıklayınız.

 

  -0-

GarageBand ile Müzik Prodüksyonuna Giriş

19 Şubat 2019

Saat: 20:00 

Bu workshopta Garageband programını tanıyıp, elektronik ortamda müziğin nasıl yapıdığını görecek, müzik yapılırken kullanılan temel bileşenleri tanıyıp, seslerin düzenlenmesi ve kullanımı hakkında giriş seviyesinde bilgi sahibi olacaksınız.

Eğitime kayıt için tıklayınız.

SUCOOL’dan “Üniversite Eğitiminin Girişimciliğe Etkisi” Paneli

Sabancı Üniversitesi Inovent A.Ş bünyesinde faaliyetlerini yürüten Sabancı Üniversitesi Teknoloji Tabanlı Girişimleri Hızlandırma Merkezi SUCool, Hollanda merkezli partneri EIT-InnoEnergy işbirliğinde üniversite öğrencisiyken girişimci olmanın, akademik ve kurumsal kariyer farkının ve yüksek lisans/doktora gibi mezuniyet sonrası programların girişimciliğe etkisinin ele alınacağı bir panel düzenliyor.

SUCOOL Panel

“Üniversite Eğitiminin Girişimciliğe Etkisi” başlıklı panel, 15 Şubat 2019, Cuma akşamı, Karaköy Minerva Palas’ta gerçekleşecek. Sabancı Üniversitesi Inovent A.Ş’den Başar Kaya’nın moderatörlüğündeki panelde, Doç.Dr. Pınar BÜYÜKBALCI (Yıldız Teknik Üniversitesi), Dr. Ozan GÖZBAŞI (CEO, Optiyol A.Ş) ve Batuhan TOSUNOĞLU (Sabancı Üniversitesi Öğrencisi ve Dry&Dry’ın Kurucusu) konuşmacı olarak yer alacaklar.

Üniversite eğitimine devam ederken girişimci olmak isteyenlere, kariyerlerine farklı bir yön vermek isteyen kurumsal şirket çalışanlarına, yüksek lisans eğitimi almak için yurt dışında program ve burs araştıranlara, SUCOOL ve InnoEnergy tarafından sunulan girişimcilik ve yüksek lisans eğitim desteklerini öğrenmek isteyenlere açık olacak etkinliğe katılım için kayıt zorunludur.

Kayıt ve detaylar: http://universitedengirisime.eventbrite.com/

Program:

Tarih:15 Şubat 2019, Cuma

Yer:  Karaköy Minerva Palas

         Bankalar Caddesi No:2, Karaköy

Saat: 18:00 – 20:00

 

BAVLAB, Mülteciler İçin Veri Yarışması’nda Ödül Kazandı

Sabancı Üniversitesi Büyük Veri Analizi ve Görselleştirme Laboratuvarı (BAVLAB) ve MIT Human Dynamics grubu birlikte katıldıkları, Türk Telekom’un “Mülteciler İçin Veri Yarışması”nda “Sosyal Entegrasyon” kategorisinde ikincilik ödülü sahibi oldular.

Türk Telekom’un geçen sene başlarında Suriyeli mültecilerin durumu ve entegrasyonu konusunda açtığı yarışma, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin sorunlarına çözüm sunmayı amaçlıyor. Türk Telekom’un Boğaziçi Üniversitesi ve TÜBİTAK’la işbirliğinin bir sonucu olarak gerçekleştirilen yarışma UNICEF, UNHCR ve Uluslararası Göç Örgütü gibi uluslararası kuruluşların desteğini aldı.

Yarışma; güvenlik, sağlık, eğitim, istihdam, sosyal entegrasyon kategorilerinde düzenlendi. Yarışma kapsamında 100 proje değerlendirildi. Kazananlar ödüllerini 21 Ocak 2019 tarihinde düzenlenen ödül töreninde aldılar.

BAVLAB Direktörleri Burçin Bozkaya ve Selim Balcısoy liderliğindeki Sabancı Üniversitesi ekibi ve MIT Human Dynamics grubunun geliştirdikleri veri analitiği yaklaşımları ile Suriyeli mültecilerin sosyal ve ekonomik entegrasyonuna dair çeşitli bulgular elde etti. Bu sayede geliştirilecek politikalar ve destek programlarına katkıda bulunuyor. Çalışma, bir kitap bölümü olarak 2019 yılı içerisinde yayınlanacak. 

Avangard Eserlerden Performanslar

Rus Avangard sanatçılarının eserlerinin yeniden yorumlanacağı “Avangard Eserlerden Performanslar”, Şubat ayında SSM’de başlıyor.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisi kapsamında yeni bir etkinliğe daha ev sahipliği yapıyor.

Emre Koyuncuoğlu’nun küratörlüğünde, “Avangard Eserlerden Performanslar” isimli etkinlik serisini hayata geçirmeye hazırlanan SSM, Rus Avangard dönemi sanatçılarının eserlerini sergi galerisinde 9-23 Şubat Cumartesi günleri saat 17.00’de sanatseverlerle buluşturacak.

Serinin ilk performansı, Aleksei Kruchenykh ve Velimir Khlebnikov’ın ilk Rus fütürist operası “Güneşe Karşı Zafer” eserinin Taldans sanatçıları tarafından deneysel koreografiler eşliğinde yeniden yorumlanmasıyla 9 Şubat Cumartesi günü gerçekleştirilecek. Taldans, sergi mekânında gerçekleştirecekleri Güneşin Zaptı adlı performanslarında Rus Avangardı’nda tüm sanat dallarının bireşimini ortaya çıkarmaya yönelik topyekûn sanat anlayışının en bilinen örneklerinden olan eseri doğrudan yorumlamak yerine dilde ve bedende akışkan bir kurgunun peşine düşecek.

İlk kez SSM’nin etkinliği için Türkçe’ye çevrilen fütürist oyun yazarı Velimir Khlebnikov’un “Bayan Laneen” oyunu, tiyatro ve performans sanatçısı Fulya Peker tarafından dönemin önemli tiyatro kuramcılarından Vsevolod Meyerhold’un “biomekanik” oyunculuk tekniğiyle 23 Şubat Cumartesi günü sahnelenecek. 

  * Etkinliklere katılım, müze biletiyle ücretsizdir.

Ayrıntılı bilgi için; www.sakipsabancimuzesi.org 

 

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye ve Şirketlerin Rolüne Çoklu Bakış

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, TÜSİAD’ın işbirliği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın desteği ile şirketlerin, çalışanlarının yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamaya yönelik başlatılan “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi” çerçevesinde kadına yönelik şiddetle mücadelede şirketlerin rolü konulu panel 4 Şubat 2019, Pazartesi günü Sabancı Center’da yapıldı.

Arkadakiler: Sevda Alkan, Cansen Başaran-Symes, Meltem Ağduk, Nevgül Bilsel Safkan, Oya Ünlü Kızıl, Özge İzdeş Terkoğlu
Öndekiler: Ebru Dicle, Sevgi Uçan Çubukçu, Fatmagül Berktay, Melsa Ararat

“Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans anlayışının yerleşmesi için toplumun tüm kesimlerinin harekete geçmesi gerekiyor”

 

Oya Ünlü Kızıl

“Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye ve Şirketlerin Rolüne Çoklu Bakış” başlığını taşıyan toplantının açış konuşmasını TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl yaptı. Oya Ünlü Kızıl,  “Beşinci senesini tamamlayan “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi”nde, böylesine önemli bir sorunun çözümü için sorumluluk alan ve önemli adımlar atan 51 şirketi bu vesileyle kutluyorum. Projeye dâhil olan her şirketin muazzam deneyimler edindiğini ve bu deneyimlerin paylaşılmasının çok değerli olduğunu düşünüyorum. Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans anlayışının yerleşmesi için toplumun tüm kesimlerinin harekete geçmesi gerekiyor. Bu amaçla kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütleri olarak ortak bir duruş sergilememiz gerektiğine inanıyorum. Bu karmaşık ve çok boyutlu soruna ancak bütünsel bir yaklaşımla ve işbirlikleriyle çözüm geliştirebiliriz.” dedi.

“Kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmadan ne cinsler arası eşitlikten ne de adaletten söz edemeyiz”

 

Melsa Ararat

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü ve Baş Araştırmacısı Melsa Ararat, “Bir Katılımcı Eylem Araştırması ve Sosyal Aksiyon Örneği Olarak İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi” başlıklı bir konuşma yaptı. Melsa Ararat “Kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmadan ne cinsler arası eşitlikten ne de adaletten söz edemeyiz. Ancak kadına yönelik şiddetle mücadele kolay değil. Zira mücadele yerleşik sosyal normlarla ve toplumun tüm dokularına ve kurumlarına işlemiş olan erkek egemen güç ilişkileriyle mücadele etmek demek. Konuya işyeri güvenliği, iş performansı açısından bakıldığı kadar tarihsel, sosyal ve politik bir mercekten de bakmak gerek. Şirketlere bu eşitsizlikten hem kendilerinin hem de ekonominin olumsuz etkilendiğini anlatmaya çalışarak, araştırmalarımıza şirketleri de katarak ve onlarla birlikte yorumlayarak iş dünyasının bu mücadelede aktif oyuncular olmasını kolaylaştırmaya  çalışıyoruz. Bu açıdan TÜSİAD’ın ve üye şirketlerin oynadığı rolün evrensel bir örnek olduğunu düşünüyorum. Şirketler bu konuda aktif bir rol oynayarak sadece kendi çalışanlarının güvenliğini ve sağlığını korumakla kalmıyor, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği amacına da katkıda bulunuyorlar. Panelimizde yer alan akademisyenler iş dünyası ve kadına yönelik şiddet konusunu çok disiplinli bir mercekten bakarak inceledi” dedi.

“Kadınların toplumsal yaşamda görünürlüğü, siyasete katılımları, iş yaşamındaki varlıkları, eğitim hayatına devamları hala tartışmalıdır” 

Konuşmalarından ardından, moderatörlüğünü UNFPA Toplumsal Cinsiyet Programı Koordinatörü Meltem Ağduk’un yaptığı “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye Çoklu Bakış” başlıklı panele geçildi. Panelde, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa-Dış Ticaret/ Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Dr. Öğretim Üyesi Özge İzdeş Terkoğlu, İstanbul Üniversitesi-Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler/ Kadın Çalışmalarından Prof. Dr. Fatmagül Berktay, İstanbul Üniversitesi- Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler/ Kadın Çalışmalarından Doç. Dr. Sevgi Uçan Çubukçu ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu- BADV Proje Yöneticisi Sevda Alkan konuşmacı oldular.

 

Fotoğraf (Soldan Sağa): Sevda Alkan, Fatmagül Berktay, Sevgi Uçan Çubukçu, Özge İzdeş Terkoğlu, Meltem Ağduk

Meltem Ağduk “2000’li yıllara girerken, bu yüzyılın “kadınların yüzyılı” olacağı söylenmekle birlikte kadınların toplumsal yaşamda görünürlüğü, siyasete katılımları, iş yaşamındaki varlıkları, eğitim hayatına devamları hala tartışmalıdır; kadın ve kız çocuklarına yönelik her alanda uygulanan ayrımcılık devam etmektedir. 1990’lar kadına yönelik şiddetle mücadelenin kurumsallaştığı yıllar olarak tanımlanırken, 2000’li yıllar kurumsallaşmanın derinleştiği, özellikle devletin ve özel sektörün mücadelenin önemli bir parçası haline geldiği yıllardır.” dedi. 

Dr. Öğretim Üyesi Özge İzdeş Terkoğlu, konuşmasında kadınların, AB, OECD ve Türkiye’deki ekonomiye katılım ortalamalarından bahsetti ve kadınlara sunulan işlerin kalitesinin başka bir zorlu sorun olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin, dünya genelinde istihdamda en büyük cinsiyet farkına sahip ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Özge İzdeş Terkoğlu, “Türkiye'de istihdamdaki çarpıcı cinsiyet farkının, kültürel ve ekonomik darboğazlarla birleşmesinin yapısal nedenleri var.” dedi.

Prof. Dr. Fatmagül Berktay “Kültürel ve diğer farklılıkların tanınması, demokratik bir toplum açısından vazgeçilmezdir. Kültür ve gelenek, iktidar ilişkileri barındırır ve bu ilişkiler, yaşadığımız toplumda genellikle kadınlar aleyhine işler. Toplumsal cinsiyet eşitliği talebi, farklılığı inkar eden bir “aynılık” talebi değildir. Tersine farklılıklara saygı gösterilmesi ama temel insan hakları açısından eşitliğin hem yasada, hem de pratikte gerçekleştirilmesi anlamına gelir. Kadınların insan hakları evrenseldir ve yasalarla teminat altına alınmıştır. Dolayısıyla her daim kamusal alanda ve yasa önünde eşitliği ve onun yerine geçirilmek istenen “adalet” vb. kavramların yanıltıcı olduğunu savunmalıyız. Kadınlar erkekler ile “aynı” olmak değil, eşit insan varlıkları olarak her türlü haktan eşit biçimde yararlanmak istiyorlar. 21. Yüzyıl’da artık bunun tartışma konusu yapılmaması gerekir.” dedi.

Doç. Dr. Sevgi Uçan Çubukçu “Türkiye’de feminist hareket, içerdiği sorunlara rağmen, ortaya koyduğu çoğulcu potansiyeli, farklılık ve eşitlik meselesini bir arada ele alan politikaları, yöntem, yaklaşım ve arayışları ile Türkiye'nin siyasi ve toplumsal kültürüne önemli katkılar yaptı ve yapmaya devam ediyor." dedi.

“Bu çok boyutlu meselenin çözümü için bütüncül bir yaklaşım gerektiğine inanıyor ve farklı paydaşları dahil eden işbirliklerinin meselenin çözümünde kilit rol oynadığını düşünüyoruz”

Nevgül Bilsel Safkan

Toplantının kapanış konuşmasını Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Birsel Safkan yaptı. “Kadınların yaşadığı hiçbir sorunu bir diğerinden ayrı görmek, sorunları birbirinden ayrıştırarak çözüm üretmek mümkün değil.  Dolayısıyla biz de bu çok boyutlu meselenin çözümü için bütüncül bir yaklaşım gerektiğine inanıyor ve farklı paydaşları dahil eden işbirliklerinin meselenin çözümünde kilit rol oynadığını düşünüyoruz. Bu anlamda Sabancı Vakfı ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu desteği ve TUSİAD işbirliği ile Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı projesinin bir örnek teşkil ettiğini düşünüyoruz. Proje, hem farklı aktörlerin işbirliğini sağlıyor, hem de iş dünyasının aile içi şiddetle mücadelede aktif rol alan ve somut çözüm önerileri sunan bir paydaş haline gelmesine öncülük ediyor. Aile içi şiddet gibi çalışılması zor bir alanda iş dünyasının meselenin üzerini örtmeyip cesaretle ele almasını, sorunun çözümü için elini taşın altına koymasını çok önemli buluyorum. Projeye katılan tüm şirketlerin, çalışanlarının eşitliğini temin etmekle kalmayıp, toplumsal adalete de önemli bir katkı sunduklarına inanıyorum.”  dedi.

TÜBİTAK’tan Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı Desteği

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Dr. Emre Erdem yürütücü olduğu "ZnO Nano Kristalleri ve Grafen Köpük Elektrot Malzemelerin Sinerjik Etkisiyle Üretilen İleri Nesil Süperkapasitörler" başlıklı proje ile TÜBİTAK Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı (2232) desteği almaya hak kazandı. Söz konusu projede Emre Erdem’in danışmanlığını Dr. Canan Atılgan yapıyor.

TÜBİTAK Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı (2232) ile Doğa Bilimleri, Mühendislik ve Teknoloji, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Tıbbi Bilimler ile Tarımsal Bilimler alanlarında araştırma deneyimine sahip T.C. uyruklu araştırmacıların yurtdışından Türkiye’ye dönmelerini teşvik etmek ve çalışmalarını yurt içinde sürdürebilmeleri için destek vermek amaçlanıyor.

 

Öğretim Üyelerimize TÜBİTAK’tan Kariyer Programı Desteği

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyeleri geliştirdikleri projeleri ile TÜBİTAK Kariyer Geliştirme Programı 3501 kapsamında destek almaya hak kazandı.

Söz konusu destek, Dr. Esra Koca’nın yürütücü, Dr. Nilay Noyan’ın danışman olduğu “Kısıtlı Belirsizlik-Uyarlamalı Rassal Programlama Problemleri” başlıklı proje ile alındı.

TÜBİTAK Kariyer Geliştirme Programı 3501 ile kariyerlerine yeni başlayan doktoralı bilim insanlarının çalışmalarını proje desteği vererek teşvik etmek amaçlanıyor.

 

Abone ol