Ana içeriğe atla

The Future Seminar Series devam ediyor

The Future Seminar Series, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Cleva Ow-Yang'ın “Materials Emitting Light Long After The Sun Goes Down” konulu semineri ile devam ediyor.

"Materials Emitting Light Long After The Sun Goes Down" konulu seminer 23 Ekim 2019, Çarşamba günü saat 13:40'ta Sinema Salonu'nda gerçekleşecek. 

The Future Seminar Series'in 2019-2020 güz dönemi programı aşağıdaki gibidir:

23 Ekim 2019 – Cleva Ow-Yang – Materials Emitting Light Long After The Sun Goes Down

13 Kasım 2019 – Erdinç Öztürk – Practical Cryptography

4 Aralık 2019 – Ogün Adebali – Molecular Biology in the Light of Evolution

18 Aralık 2019 – Andrew Berry, Harvard University – Born to Ride: Ancient DNA and The Genetics of Mongolians and Their Horses

Bütün seminerler İngilizce yapılmaktadır ve Sabancı Üniversitesi'ndeki bütün lisans ve lisanüstü öğrencilere ve çalışanlara açıktır.  

Temiz Enerji, Bilim ve Teknolojide Kadın Liderler Konferansı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (CGFT) ve Hello Tomorrow Türkiye işbirliğiyle düzenlenen “Temiz Enerji, Bilim ve Teknolojide Kadın Liderler” konulu Uluslararası Konferans, 22 Ekim 2019 Salı günü Swissotel the Bosphorus’da gerçekleştirilecek. 

Teniz Enerji, Bilim ve Teknolojide Kadın Liderler KonferansıKonferansın açılış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Energy Future Initiative Kurucusu & ABD Enerji Bakanı Eski Baş Danışmanı Melanie Kenderdine yapacak. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol da video mesajıyla katılımcılara seslenecek. 

Konferans kapsamında düzenlenen dört panelde, Türkiye’nin büyüme ve gelişme hedeflerinde kritik öneme sahip temiz enerji, bilim ve teknoloji odaklı olarak, kadın liderlerin başarılı stratejileri ve tecrübelerine yer verilecek. Konferans boyunca, Türkiye’den ve dünyadan, alanında başarılı işlere imza atan birçok isim değerli fikirlerini toplumla paylaşacak. 

İlk panel ‘‘Kadın Katkısının Karşılaştığı Sorunlar, Engeller ve Fırsatlar’’ başlığıyla yapılacak. İkinci panelde ‘‘En İyi Uygulama Örnekleri, Politikalar ve Çözümler’’ üzerine konuşulurken; teknoloji ve bilim girişimcilerinin başarı hikâyelerinin paylaşılacağı üçüncü panelin başlığı ‘‘Araştırma ve Teknoloji Girişimleri’’ olacak. Günün son paneli ise ‘‘Gelecek için Öneriler’’ başlığıyla gerçekleştirilecek.

https://iicec.sabanciuniv.edu/

İleri Veri Analitiği Akademisi Hackathon ile tamamlandı

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi, EDU ve Sabancı Holding işbirliği ile hayata geçirilen ve bu yıl ikincisi düzenlenen İleri Veri Analitiği Akademisi, 3-4 Ekim 2019 tarihlerinde gerçekleştiren Hackathon yarışması ile tamamlandı.

İleri Veri Analitiği Akademisi Hackathon

Hackathon yarışmasına 14 farklı şirketten toplam 70 kişi katıldı. Data Scientist ve Data Translator rolleri için tasarlanan 5 aylık bir gelişim programının sonunda katılımcılar, 24 saat süren Hackathon yarışması ile öğrendikleri bilgileri takımlar halinde uygulamaya dökme fırsatı yakaladılar.

Hackhaton’da Mertcan Demiray (Enerjisa Üretim), Serhan Demirel (Kordsa), Serra Yontar (Enerjisa Enerji), Yavuz Kozak (Kordsa), Bulut Akkol (Enerjisa Üretim), Gözde Atabay Arıcı (Kordsa), Ceyhun Ergün (Enerjisa Enerji) ve Alper Tunga Çalışkan’dan (Enerjisa Üretim) oluşan 9. Grup birinci oldular.

Data Scientist Programı’ndan Işıl Elmasoğlu Almallah (Enerjisa Enerji) birinci, Cumhur Baştürk (Aksigorta) ikinci ve Caner Hocaoğlu (Kordsa) üçüncü oldu.

Data Translator Programı’nda ise Anıl Çalışkan (Brisa) birinci, Oğuzcan Samsun (Sabancı Holding) ikinci ve Mertcan Demiray (Enerjisa Üretim) üçüncü oldu.

Türkiye'de Cinsiyet Kültürleri: Dicle Koğacıoğlu Kitabı

 Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender), 5 Ekim 2019’da Karaköy Minerva Palas’ta düzenlenen “Türkiye'de Cinsiyet Kültürleri: Dicle Koğacıoğlu Kitabı”nın tanıtımına ev sahipliği yaptı.

 Dicle Koğacıoğlu Kitabı Tanıtım Toplantısı

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender), Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin desteğiyle, akademisyen ve aktivist Dicle Koğacıoğlu'nun anısına 10 yıldır bir makale ödülü düzenliyor. Türkiye toplumu ve kültürü üzerine toplumsal cinsiyet odaklı araştırmaları desteklemeyi ve genç araştırmacıları teşvik etmeyi amaçlayan Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü'ne katılan makaleler arasından  derlenerek kitap haline getirildi. 

İletişim Yayınları'ndan çıkan “Türkiye'de Cinsiyet Kültürleri: Dicle Koğacıoğlu Kitabı”nın editörlüğünü Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Ayşecan Terzioğlu ve Cenk Özbay üstlendi.

Etkinlikte, açılış konuşmasını SU Gender adına Hülya Adak, kitapla ilgili tanıtımı ve kolaylaştırıcılığı da kitap editörlerinden Ayşecan Terzioğlu yürüttü. Ödüle katkıda bulunanların bir araya geldiği bu etkinlikte yazarlar kendi makalelerini ve Dicle Kocaoğlu ile kesişen hikayelerini paylaştılar. Etkinlikte; Leyla Bektaş Ata, Pınar Karababa, Mehtap Tosun, Pınar Ensari, Özlem Ezer, Fethiye Beşir ve Adalet Budak söz aldı.

Kitaba başlıklar halinde katkıda bulunan kişiler etkinlikte söz alarak şunları ifade etti:

-“Bir Güvenlikli Site Hikayesi: Gündelik Hayatın Dönüşümüne Otoetnografik Yaklaşım” başlığıyla Leyla Bektaş Ata:  “Kendimi, çalıştığım meseleler bağlamında bir yere ait hissetmeye başladığım ve gündelik olan ile akademik olanı ilişkilendirmemi sağlayan bir araştırmaydı. Mekânların ve insanların birbirlerini nasıl dönüştürdüklerini işledim.”

-“Odaları Açmak: Kadınların Kendi Mekânını Oluşturması” Pınar Karababa Kayalıgil : “İnsanlar birbirlerine nasıl temas ederler? İnsanlar iktidara karşı adalar halinde nasıl birbirleriyle örgütlenir?” sorularına yanıt aradım. Odalaşmak kavramı üzerinden görüşme yaptığım kursiyer kadınları ile onların oluşturdukları çevreyi, kurs mekanının bu kadınların hayatlarındaki yerini anlattım.”

-“Etek Ucuna Takılı Tarih: “Dersim’in Ermeni Kadınlarının Bellek Aktarımları” başlığıyla Mehtap Tosun: “Dicle Koğacıoğlu’nun hak ve adalet arayışı, aynı zamanda hak, hukuk ve adalete olan vurgusu, onların mikro ve makro alanlarda inceleme çabası, benim en büyük motivasyonum oldu. Dersim’in Ermeni kadınlarının 1915 yılına dair anılarını kadınların anlatılarına odaklanarak aktardım.”

-“Kurtarılmış Bir Kürt Gibi Hani”: Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürt Kadınlarının Eğitimini Yeniden Düşünmek” başlığıyla  Pınar Ensari:  “Dicle Koğacıoğlu’yla birebir tanışmadım ancak ben bunu tanışmama olarak görmüyorum, bir buluşma olarak görüyorum. Hikayelerini yazdığım, hikayelerini benimle paylaşan kadınlar sayesinde ben aslında Dicle ile tanıştım. Çalışmamda bu insanlar eğitim ve siyasetin kavşağında öznelliklerini nasıl kuruyorlar. Bir kısmı okuyamamışken onlar nasıl okumuşlar gibi sorularla ilerledim.”

-“Bir”in ve “Dil”in Hegemonyasından Kurtulmak: Yaşam Yazımında Çokseslilik” başlığıyla Özlem Ezer:  “Dicle’nin seçtiği yolda boyut değiştirenlerin halini hepiniz gibi ben de anlayabiliyorum. Beni ayakta tutan en temel şey bilgi ve duygu paylaşımı. Kâh uyuşarak, kâh didişerek şekillenmiş gelgitli bir hikayedir anlatılan. Türkiye’nin sorunlu bir bölgesinde, zor şartlarda doğup büyüyen sıra dışı bir kadının ‘gerçek’ ve süregiden hikayesini anlatma yolunda, disiplinlerarası çalışmayı düstur edinmiş feminist bir akademisyen adayının dil ve yöntemle uyuşup didişmesidir.”

-Özlem Ezer’in makalesinde yer alan kişi olarak etkinliğe katılan Adalet Budak: “Aslında kendi hikayemde hem kendimi var etme mücadelesi veren bir Adalet iken bir taraftan da benimle birlikte, yaşadığım bölgede diğer kadınlar için bir şeyler yapma, hayatlarını iyileştirme, daha iyi yaşam koşullarına sahip olmaları için onlarla birlikte, onlar için değil, onlarla birlikte mücadele etmeye çalışan biriyim.”

-“Doğu Karadeniz’de “Çekme” Anlatıları: Bir Ritüel Olarak Kız Kaçırma” Fethiye Beşir: “Babaannemin hayat hikayesinden yola çıkarak zorla kız kaçırarak evlendirme (Karadeniz’de Çekme olarak adlandırılan) konusunu inceledim. Evlenme kararında kadının öznelliğini nerede arayacağız sorusuyla yola çıktım. Yaptığım çalışmanın kadın anlatıları ve kolektif feminist bellek çalışmalarına bir katkı sağladığını düşünüyorum.”

“Avni Lifij Çağının Yenisi” Sergisi

1914 Kuşağı’nın özgün temsilcilerinden Avni Lifij’in, çok yönlü üretimine ışık tutan ve çağının düşünsel sorunlarına odaklanan sergisi 15 Ekim 2019–12 Ocak 2020 tarihleri arasında Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)’nde. 

Avni Lifij sergisi 

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), çok yönlü üretimi ve sanatına getirdiği kavramsal çerçeveyle Türk resim tarihinde özgün bir yere sahip olan Avni Lifij’in (1886-1927) az bilinen dünyasını yansıtan bir sergiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Sabancı Holding’in katkılarıyla 15 Ekim’de açılan sergi, daha çok poşadları ve alegorik eserleriyle tanınan Lifij’in sanat eleştirisi ve düşüncelerini içeren yazılarını, fotoğraf alanlarındaki çalışmalarını ve dekoratif sanatlardaki öncü rolünü de aydınlatarak, onun sanatı ve hayatına ayrıntılı bir bakış sunmayı amaçlıyor. 

Türk resim sanatının büyük ustalarını tüm yönleriyle tanıtmaya odaklanan ve geçtiğimiz yıllarda yine Sabancı Holding’in desteğiyle gerçekleşen “Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında” ve “Selim Turan. Tez-Antitez-Sentez” sergilerinin devamı niteliğindeki  “Avni Lifij. Çağının Yenisi” sergisinde ise sanatçının aynı zamanda öncü bir eleştirmen-yazar ve fotoğraf sanatçısı olarak yaptığı çalışmalar, poşadlar, otoportreler, manzara, çizim ve desenlerinden oluşan 800’ü aşkın eseri ilk kez bir araya getirilerek sergileniyor.    

Sanatçının ailesi tarafından titizlikle saklanan aile koleksiyonu ve arşivleriyle birlikte SSM Koleksiyonu, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim Heykel Müzesi Koleksiyonu, Ankara Resim ve Heykel Müzesi ve Milli Kütüphane’deki  eserlerin ve sanatçı tarafından kaleme alınmış yazıların ilk kez yan yana geleceği “Avni Lifij. Çağının Yenisi” sergisi, sanatçının yazı alanındaki zengin üretimini de gözler önüne serecek, sanat eleştirisi, şehircilik, kültür politikaları ve sanat kuramını içeren geniş bir yelpazeye yayılan, Osmanlıca ve Fransızca kaleme aldığı yazılar ve felsefe çevirileri sergi kapsamında müze ortamına taşındı. 

Belgesel gösterimleri, konferanslar, sergi turları ve çocuklara yönelik atölye çalışmalarıyla Avni Lifij’in sanatı ve hayatının derinlemesine ele alınan sergi kapsamında sanatçıya dair bir kaynak kitap niteliği taşıyor ve onun çok yönlü üretimine dair makalelerin, eserlerinden geniş bir seçkinin ve hayat hikâyesinin yer alacağı bir sergi kataloğu da hazırlandı. 

“Avni Lifij. Çağının Yenisi” sergisi 15 Ekim 2019 – 12 Ocak 2020 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek.

https://www.sakipsabancimuzesi.org/tr

Profesyonel Yüksek Lisans Programları Mezuniyet Töreni

Sabancı Üniversitesi Profesyonel Yüksek Lisans Programları mezuniyet töreni 19 Ekim 2019, Cumartesi günü gerçekleşecek. Mezuniyet töreni canlı yayınını bu linkten tören saatinde izleyebilirsiniz.

Profesyonel Yüksek Lisans Mezuniyeti

Sabancı Üniversitesi; Bilişim Teknolojileri, Enerji Teknolojileri ve Yönetimi, Siber Güvenlik, Veri Analitiği, Finans, Yönetim, Profesyoneller İçin Yönetim, Yöneticiler İçin Yönetim (Executive MBA) programlarından mezun verecek.

Mezuniyet töreninin açış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici ve Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı gerçekleştirecek.

Törende ayrıca, mezunlar adına Gül Ulutaş ve Mezunlar Derneği adına Zeynep Bahar Çelik birer konuşma yapacak.

Mezuniyet töreni YouTube üzerinden canlı olarak izlenebilecek.

Tarih: 19 Ekim 2019, Cumartesi

Saat:  

13:30 – 14:30  Kayıt ve Cübbe Dağıtımı

18:30               Seyirci Girişi

19:00               Mezuniyet Töreni

20:00 – 22:00  İkram

Yer:    Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi

 

Tören için 4. Levent ve Kadıköy’den servis kalkacaktır. 4.Levent’ten saat 11:45,16:15; Kadıköy’den saat 12:00,16:30’da, tören sonrası kampüsten ise 21:15’te servis kalkacaktır.

''MÜZİĞİN KANATLARINDA'' konseri

''MÜZİĞİN KANATLARINDA'' konseri muhteşem bir senfoni orkestrasının eşliğinde 17 Ekim Perşembe günü SGM'de. 

Müziğin Kanatlarında konseri 

Orkestra Şefi: Özgür Sevinç
Solist: Sevim Ateş
Solist: Ali Murat Erengül

SEVİM ATEŞ Kimdir?

1984 yılında Antalya'da doğdu.Müzik çalışmalarına 1998 yılında Antalya Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi keman bölümünde başladı.2002 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera-Şan Anasanat Dalı'na kabul edilip 2009 yılında okul üçüncüsü bölüm birincisi olarak mezun oldu. 2007 yılında Profesyonel Ses Derneği'nin düzenlediği Genç Ses Yarışması'nda ikincilik ödülünü kazandı. 2009 yılından bu yana;
G.Bizet -Carmen-  'Frasquita' ,
B.Britten -The Turn Of The Screw- 'Flora' , Cemal Reşit Rey -Çelebi- ' Fatma' , G.Donizetti -Don Pasquale -'Norina' ,
G.Donizetti -L'elisir D'amore -Aşk İksiri Operası'nda(G.Donizetti) 'Adina' ,
R.Strauss -Ariadne Auf Naxox-  ’Najade' , W.A.Mozart -Der Schauspieldirector_’Mademoiselle Silberklang'
W.A.Mozart -Prima La Musica, Poi Le Parole-  ‘Tonina' ,
G.Rossini -La Cenerentola- 'Clorinda’ W.A.Mozart-Saraydan Kız Kaçırma-‘Blonchen’
V.Bellini -La Sonnambula- ‘Lisa’
G.Verdi -Falstaff- ‘Nannetta’
L.v.Beethoven -Koral Fantezi- ‘Soprano Solo’
J.S.Bach -Kahve Kantatı- ‘Lieschen’
A.Vivaldi - Bajazet- ‘İdaspe’
Asım Horozic -Hasanaginica- ‘Sultan’
rollerini seslendiren Ateş  halen çalışmalarını İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde solist sanatçı olarak devam ettirmektedir.


ALİ MURAT ERENGÜL Kimdir?

1991 yılında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde başladığı müzik eğitimi hayatına 1994 yılında girdiği  İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera ve Şan Bölümü’nü 2000 yılında tamamlayana kadar devam etti. 2001’de  İstanbul Devlet Opera ve Balesi’ne Tenor ses olarak girdi. Halen İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde sanat hayatına devam etmektedir.
Sanatçının rol aldığı eserler;
Anlat Şehrazat Müzikali (Şarkan)
Batı Yakası Hikayesi Müzikali (Toni)
İstanbul Epik Bale Eseri (Konstantin Aria  & Aziz İstanbul)
Aya İrini Konser (Beethoven 9.Senfoni Tenor solo)
Şen Dul Opereti (Camile)
Mançalı Şovalye (Donkişot Müzikali Dr. Carrasco)
Yusuf İle Züleyha Operası (Yusuf)
Ernani Operası (Ernani)
Salzburg Oper im berg Carmen (Don Jose)
2017 Oper im Berg Danimarka da G.Verdi nin La Traviata eserinde Alfredo rolünü seslendirdi.2018' de IDOBALE de Ninatta adlı eserde Nuvanza karakterine hayat verdi.Mersin Devlet Opera ve Balesinde tekrar Carmen eserinde Don jose rolünü  seslendirdi ,aynı  yıl yurt içi  ve dışı  bir çok konser ve  Gala konserlerde  solist olarak yer aldı.2019 senesinde büyük Rus besteci Rahmaninov un Aleko adlı operasında  Aleko rolünü seslendirdi. Bu yılda bestesini ve librettosunu Tevfik Akbaşlı’ nın yazdığı  Yeniden Doğuş  operasında  ATATÜRK rolünü  tarihte ilk defa tenor rolünde sahnede söyleme  şansı  ve onuruna erişti. Ve son olarak 2019 un Eylül  ayında 26 Aspendos Uluslar arası Opera ve Bale festivalinde Carmen eserinde Don Jose rolünü  seslendirdi. 

https://www.youtube.com/watch?v=eM4yTfQwllk

Birbirinden keyifli bu etkinliklerin biletleri hafta içi Akbank karşısındaki  "SGM Gişe"den ya da biletix kanalından temin edilebilir. 

https://sgm.sabanciuniv.edu/

https://www.facebook.com/SabanciGosteriMerkezi

https://twitter.com/GosteriMerkezi

https://www.instagram.com/SabanciGosteriMerkezi/

Yönetim Kurulu Üyeliği Aday Gösterme Süreçleri Arama Toplantısı Yapıldı

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen Yüzde 30 Kulübü Kampanyası kapsamında 3 Ekim 2019, Perşembe günü, Boyner Holding’de, ‘Yönetim Kurulu Üyeliği Aday Gösterme Süreçleri Arama Toplantısı’ yapıldı. Arama toplantısını Sabancı Üniversitesi Arama Kürsüsü Başkanı Oğuz Babüroğlu yönetti.

Yönetim Kurulu Üyeliği Aday Gösterme Süreçleri Arama Toplantısı

Toplantıya farklı sektörlerdeki halka açık şirketlerin yönetim kurullarında yer alan 25 bağımsız kadın yönetim kurulu üyesi katıldı.

Toplantının açış konuşmasını Boyner Holding İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emek Yurdanur yaptı. Yurdanur konuşmasında “Boyner Holding olarak fırsat eşitliğini savunan her türlü oluşumu destekliyoruz. Kendi şirketlerimizde de fırsat eşitliğini destekliyorum. Çalışanlarımızın yüzde 40’ı kadın. Perakende sektöründe kadın çalışan bulmak ve onları tutmak çok zor. Terfi ve ücretlendirmede olumlu davranıyoruz, eşit imkanlar sunuyoruz” dedi.

Melsa Ararat, Aday Gösterme Komitelerinin çalışmadığını belirtti

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, toplantının bir önceki arama konferansının devamı niteliğinde olduğunu söyledi. 2018 yılında yapılan arama konferansında yönetim kurullarının tamamı erkeklerden oluşan şirketlerin yönetim kurulu üyeleri ile toplandıklarını ve oradan çıkan sonuçları 2018 yılı Bağımsız Kadın Direktörler Konferansında kamuoyu ile paylaştıklarını sözlerine ekledi.

Kadın yönetim kurulu üye oranlarının beklenilen düzeyde gelişmediğine vurgu yapan Melsa Ararat, “Bağımsız yönetim kurulları üyeleri arasında kadınların daha fazla yer almaları, şirketlerin farklı paydaşların çıkarlarını gözetecek şekilde yönetilmesini sağlar ve yönetim kurulunun bağımsızlığını güçlendirir, ancak Türkiye’de gelişme çok yavaş. En önemli engellerden birinin aday gösterme süreçlerinin olması gerektiği gibi yürütülmediği olduğunu gördüğümüz için bu konuyu masaya yatırdık” dedi.

Toplantının çıktılarının, EBRD’nin başlattığı ve kadınların yönetim kurullarında yer alma oranını arttırmayı hedefleyen projesine girdi teşkil edeceğini umduklarını belirtti. Melsa Ararat Forumun yönlendiriciliğinde çalışmalarını sürdüren Yüzde 30 Kulübünün de projede yer aldığını belirtti.

Oğuz Babüroğlu toplantıda atanma süreci ve yönetim kurulu üyeliğine devam ederken edinilen deneyimler üzerinde durulacağını söyledi.

 

Collaboration Space Warm Up Day

Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin Collaboration Space'i tanımalarını ve SUASSET fon desteği hakkında bilgi edinmeleri amaçlayan "Collaboration Space Warm Up Day" 16 Ekim Çarşamba günü gerçekleşecek. 

Collaboration Space Warm Up Day

"Collaboration Space Warm UP Day"de katılımcılar Co-Space kullanıcılarını, SUASSET mentorlarını ve geçmiş dönem destek alan projeleri yakından tanıma fırsatı bulacak. Oryantasyon etkinlikleri ile başlayıp, networking ve pizza ikramıyla devam edecek olan etkinlik, VR yarışmaları ve SUASSET bilgilendirmesi ile son bulacak.

Tüm Sabancı Üniversitesi mensupları 16 Ekim Çarşamba günü saat 19:30'da Collaboration Space'de gerçekleşecek Warm Up Day'e davetlidir. 

Evrende yalnız mıyız?

2019 Nobel Fizik Ödülü’nün yarısı, Güneş benzeri bir yıldız yörüngesinde bulunan bir gezegeni keşfeden ve 1995 yılında duyuran Cenevre Üniversitesi’nde görevli iki bilim insanına verildi. Bu keşif güneş sistemi dışında gezegen araştırmaları alanında bir milat niteliğinde. Aynı zamanda Dünya dışında yaşamın izlerinin sürülmesi çalışmalarında da çok önemli bir kilometre taşı. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Öğretim Üyesi Ersin Göğüş'ün 2019 Nobel Fizik Ödülü hakkında sarkac.org sitesine yazmış olduğu yazıyı aşağıda okuyabilirsiniz.

Pegasi51

Evrende yalnız mıyız?

İnsan tarih boyunca koca evrende yalnız olup olmadığını merak etmiştir. Sayıları çok olmamakla birlikte yazılı kaynaklarda başka dünyalar olabileceğinden söz edilir. Örneğin MÖ 400’lerde yaşayan Democritus, yaşama elverişli olabilecek başka dünyaların olasılığından bahseder.  Güneş merkezli modeli (Kopernik modeli) savunuyor olması nedeniyle 1600 yılında engizisyon kararı ile canından olan Giardamo Bruno Sonsuzluk, Evren ve Dünyalar başlıklı kitabında dünyamıza benzeyen sonsuz sayıda dünyanın olabileceğini savunur.

Uzak dünyaların olasılığı, takip eden yıllarda da düşünen insanın kafasını mutlaka meşgul etmiştir. Ancak bu alanda kayda değer gelişmeler 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar yaşanmadı. 1960’lı yıllarda Carl Sagan ve dönemin önemli bilim insanları Güneş sistemi dışında, diğer yıldızlar çevresinde gezegenler bulunması olasılığını bilimin gündemine taşıdılar. Peki, bu gezegenler neredeydiler?

Michel Mayor ve Didier Queloz 90’lı yılların başlarında Fransa’nın güneyinde bulunan Haute-Provence Gözlemevindeki bir teleskop ile tayf gözlemleri yapmaya başladı. Öncelikli hedefleri Güneş benzeri yıldızlardı. Bu yıldızların tayf çizgilerinin dalga boyundaki zamana bağlı değişimine bakarak yıldızın radyal hız değişimini (ileri-geri hareketini) araştırıyorlardı.


Dünyadan bakıldığında yıldız ileri geri bir hareket yapıyorsa bunu ışık tayfına bakıp ölçebiliyoruz. Yıldızın dünyaya doğru bir hızı varsa ışığın dalga boyu kısalıyor, buna maviye kayma deniyor. Yıldızın dünyadan öteye doğru hareketi varsa dalga boyu uzuyor, buna ise kırmızıya kayma deniyor.  Işık kaynağının hareketinden dolayı tayfta gerçekleşen kaymalara Doppler etkisi deniyor.

Eğer yıldızın çevresinde bir gezegen varsa yıldızın hareketi gezegenin kütleçekiminden etkilenir. Yıldız ve gezegen ortak kütle merkezleri çevresinde dönerler. Yıldızın kütlesi gezegeninkinden çok daha büyük olduğundan yıldızın bu kütle merkezi çevresindeki hareketi belli belirsizdir. Yıldız, bu hareket sonucu baktığımız yönde ileri-geri bir hareket yapabilir. Bu hareket gözlenen tayfda hareketin yönüne göre uzun veya kısa dalga boyuna kaymaya neden olur. Bu sayede gezegenin varlığı, yıldıza uzaklığı ve hatta gezegenin kütlesi tespit edilebilir.

Mayor ve Queloz inceledikleri kaynaklardan birinde, 51 Pegasi adlı yıldızda 4.2 gün periyodla düzenli değişim gözlediler ve kütlesi Jüpiter kütlesi mertebesinde olan ötegezegeni keşfetmiş oldular*.

51 Pegasi yörüngesindeki bu ötegezegen Jüpiter gibi bir gaz devi. Ayrıca 51 Pegasi yıldızına çok yakın bir konumda. Bu nedenle yaşam barındırması olanaksız. Ancak bu keşif ile oluşan heyecan ötegezegen araştırmalarını gözlemsel astronominin odağına taşıdı. Bugün belirlenen ötegezegen sayısı 4000’in üzerinde. Ötegezegenler sadece Güneş’e benzer yıldızların çevresinde değiller. Güneş’ten çok daha sönük yıldızların çevresinde de gezegenler var. Bazı yıldızların çevresinde birden fazla gezegen var. Bu ötegezegenlerin bir kısmı Dünya gibi kayaç gezegenler. Bunların da bir bölümünün yıldıza olan uzaklığı yaşama elverişli kuşak olarak adlandırılan bölgede. Yaşama elverişli kuşak, yaşamın olmazsa olmazı olan suyun ötegezegen yüzeyinde sıvı halde bulunabileceği yüzey sıcaklıklarına olanak veriyor.

Mayor ve Queloz insanlık için çok önemli kapı araladılar. Onların keşfi ile açılan yolda “Evrende yalnız mıyız?” sorusunu yanıtlamaya artık daha yakınız.

Abone ol