Ana içeriğe atla

SUTAB'a Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü

Sabancı Üniversitesi’nin dünya çapında ün yapmış öğretim üyeleri Ali Koşar ve Devrim Gözüaçık'ın disiplinlerarası bir proje olarak tasarladıkları SUTAB (Sabancı Universitesi Tissue Ablating Bubbles, SU Tabancası) projesi 2015 Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü’ne layık görüldü. Projenin amacı hidrodinamik kavitasyon temelli ve patentli bir prototip halindeki SUTAB aletinin endoskopi sistemine entegre edilmesi, tıbbi uygulamalarının deneysel olarak test edilmesi ve aletin ticari üretimidir. Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülleri töreni 14 Nisan 2016 Perşembe akşamı düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Proje ekibinde Ali Koşar, Asıf Şabanoviç, Devrim Gözüaçık, Hüseyin Üvet, Mustafa Ünel and Sinan Ekici öğretim üyesi olarak yer almaktadırlar. Projede Cenk Kığ ve Özlem Oral doktora sonrası araştırmacı olarak, Ayşe Ilgınoğlu, Canberk Sözer, Dilara Yılmaz, Gökhan Alcan ve  Morteza Ghorbani ise lisansüstü öğrenciler olarak çalışmaktadır. Doğan Üzüşen, Muhsincan Şeşen, Yavuz Perk ve Zeynep Itah ise projede daha önce çalışmış Sabancı Üniversitesi mezunlarıdır.

Elginkan Vakfı tarafından Türk kültürü ve teknoloji alanındaki araştırma, çalışma ve hizmetlere destek olmak amacıyla ilk kez 2006 yılında hayata geçirilen Türk Kültürü Araştırma ve Teknoloji Ödülleri Programı her sene gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda Teknoloji Ödülü yeni ürün veya yeni teknik ya da teknolojiye dayalı üretim süreçleri geliştirerek teknolojiye gerçek anlamda katkıda bulanan araştırmacı veya araştırmacı grubuna verilmektedir. 

Mezunlarımızın Başarı Öyküleri

Yakın zamanda sizlerle aynı yoldan geçmiş akranlarınızın izledikleri yol hakkında örnekler sunarak bu süreçte size yardımcı olabilmek için Sabancı Üniversitesi mezunlarının öykülerini derlediğimiz bir kitapçık hazırladık. Kitapçıkta, Sabancı Üniversitesi mezunlarının üniversite sonrasında izledikleri kariyer alanlarına dair ipuçları bulacaksınız.

Önünüzde uzanan, neredeyse sınırsız seçenekleri araştırarak, kendiniz için en iyi kararı vermenizi dileriz.

Sabancı Üniversitesi Mezun Öyküleri Kitapçığı




SUOyuncuları "Kralın Kalbi" ile Kıbrıslı üniversitelilerle buluşuyor

Sabancı Üniversitesi Tiyatro Kulübü öğrencileri SUOyuncuları, kendilerinin yazıp kurguladığı “Kralın Kalbi” adlı tiyaro oyunu ile üniversite öğrencileri için Kıbrıs turnesine çıkıyor. Toplumsal duyarlılık bilincini tiyatro ile birleştiren öğrenciler farklı üniversiteler arasındaki bağları güçlendirirken üniversite öğrencilerine “üretin, yazın ve oluşturun” mesajı vermeyi amaçlıyor. 


Sabancı Üniversitesi Tiyatro Kulübü öğrencileri SUOyuncuları yeni tiyatro projeleri “Kralın Kalbi” ile Kıbrıs turnesine çıkıyor. SUOyuncuları 26 Nisan Salı günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kampüsünde sahne alacak. Ücretsiz ve gönüllü olarak sergilenecek oyunla Sabancı Üniversitesi öğrencileri, farklı üniversiteler arasındaki bağları güçlendirmek ve üreten, yazan ve oluşturan üniversite öğrencisi profiline katkı sağlamayı amaçlıyor. 

SUOyuncuları KKTC Turne programı: 

25 Nisan KKTC ODTÜ oyuncularıyla birlikte tiyatro workshopu 

26 Nisan ODTÜ Kampüsünde 1 seans oyun

26 Nisan Oyun Fuayesi ve Tiyatro üzerine konuşma

OYUNUN KÜNYESİ 

Oyunun Adı: Kralın Kalbi 

Yazarı: Mert Şen 

Özeti: Zamanı ve mekanı olmayan, büyünün kol gezdiği uzak bir krallığın sakinleri bir sabah uyandıklarında, krallığın etrafının bir karanlık perdesi ile sarıldığını fark ederler. Kimsenin nereden, nasıl ve neden geldiğini anlamadığı karanlık perdesinin gelmesiyle birlikte krallık senelerdir süregelen bir delilik ve kaos dalgasının içerisinde kısılıp kalır. Acı dolu yılların ardından karanlık perdesi ilk defa hareket eder; fakat krallıkta kalmış olan bir avuç insanın üzerine doğrudur bu hareket. Yolları, Kralın Kalbi adlı handa kesişen altı yabancı ise karanlığın neden oluştuğunu öğrenmek adına hem kendi korkunç sırlarına hem de deliliğe doğru bir yolculuğa çıkarlar.

Yönetmen: Mert Şen 

Yönetmen Yardımcısı: Ceren Aksel

Oyuncular:  Cem Topçuoğlu, Ece Deniz, Ecem Güleç, Mert Tanyıldız, Nihat Berk Özcan, Ömer Faruk Altun


Ergi Şener, Metamorfoz ile Silikon Vadisi'ni hedefliyor

Girişimcilik dosya haberimize girişimci mezunlarımızla yaptığımız röportajlarla devam ediyoruz.

Sabancı Üniversitesi mezunu Ergi Şener, Akbank Girişimci Geliştirme Programı’nın da ilk mezunları arasında yer alıyor. Ergi Şener, bir süre Garanti Bankası, Turkcell, MasterCard gibi öncü ve global kurumsal şirketlerde çalıştıktan sonra, edindiği tecrübe ve deneyimi değerlendirmek adına Metamorfoz ile devam etmeye karar verdi.

Hem Sabancı Üniversitesi’nde aldığı eğitimin, hem de Akbank Girişimci Geliştirme Programı’nın oldukça önemli olduğunu düşünen Ergi Şener ile kariyeri ve şirketi Metamorfoz üzerine konuştuk.



Kısaca kendinizden, eğitiminizden ve Metamorfoz Bilişim'e gelene kadar olan kariyerinizden bahseder misiniz?
Sabancı Üniversitesi Mikroelektronik Mühendisliği Programı’ndan mezun olduktan sonra; iş hayatına konusunda uzman, örnek liderler yetiştirmek amacıyla tasarlanan, Sanayi Liderleri Yüksek Lisans Programı’na devam ettim. Bu program kapsamında, Telekomunikasyon Mühendisliği ve İşletme Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım. Halen pazarlama alanında doktora eğitimime devam ediyorum. Yüksek lisans eğitimim sırasında, Sabancı Üniversitesi’nin Yatırım Fonu tarafından desteklenen ilk şirketlerden birinin kurucuları arasında yer aldım.  Temassız ödeme üzerinde faaliyet gösteren bu şirketin ardından Garanti Ödeme Sistemleri’nde kurumsal hayata adım attım. 2009 yılında, Mobil Finansal Servisler Bölümü’nün kuruluşu ile birlikte Turkcell Yeni İşler Bölümü’ne katıldım ve sırasıyla Turkcell Mobil Ödeme, Turkcell NFC (Near-field Communication), Turkcell Cüzdan, Turkcell Mobil Bilet servislerinin ürün yöneticiliğini üstlendim. Turkcell’in ardından katıldığım MasterCard GüneyDoğu Avrupa Bölgesi’nde 10 ülkenin İş Geliştirme ve Inovasyon Yöneticiliği görevinde bulundum. MasterCard içerisinde, bölgedeki öncü çalışmalarım neticesinde New York’da oluşum aşamasında olan Yeni Nesil Ödeme Teknolojileri Birimi’nin kurucu kadrosuna davet edildim. Bu dönemde fikir aşamasında olan, Metamorfoz Bilişim A.Ş. içerisinde yer almamın, hedeflerime daha uygun olduğuna karar verip, Metamorfoz’un kurucularından biri olarak girişimcilik hayatına atıldım.

Neden kendi işinizi yapmaya karar verdiniz?
Kurumsal çalışma hayatımda, dünya çapında çalışmalar gerçekleştiren, global, Türkiye’de ve dünyada her sene en çok çalışılmak istenen şirketlerde çalışma şansım oldu. Bununla birlikte, ben de bünyesinde yer aldığım her şirkette öncü çalışmalar gerçekleştirerek, fark yaratmaya ve ardımdan kalıcı işler bırakmaya gayret gösterdim. Birlikte çalıştığım yöneticilerimin vizyonu, odaklandığım alanların henüz çok yeni, gelişmekte ve rekabette herkesin eşit olduğu alanlar olması ve şirket stratejileri ile çalışmalarımın örtüşmesi sonucunda kurum içi girişimcilik örnekleri sergileme imkanım da oldu. Çalışmalarım neticesinde Turkcell’de dönemin CEO’su Süreyye Ciliv tarafından, tüm şirkete, “işinin lideri” tanımlamasıyla örnek gösterildim ve sorumluluğumdaki ürünler ile dünya çapında pek çok ödüle layık görüldüm. MasterCard’da da dünyada ilk olarak hayata geçirdiğim bir proje neticesinde (benzerini Apple son etkinliğinde Apple TV’de alışveriş uygulaması olarak 9 Eylül’de tanıttı) MasterCard Avrupa CEO’su tarafından her sene bir projeye verilen inovasyon ödülünü kazandım. Gerçekleştirdiğim tüm çalışmalar ve edindiğim kurumsal tecrube, asıl hedefim olan kendi işimi kurup sürdürülebilir bir şekilde büyütüp, alanında dünyaca öncü bir şirkete dönüştürmek için gerekli donanımı ve altyapıyı oluşturmamı sağladı. Teknoloji dünyasındaki mobil odaklı dönüşüm sürecinde, özeliikle benim de uzmanlığım olan mobil ödeme alanında çok büyük fırsatlar olduğunu görüp, çalışmalarımı bu alanda sürdürmeye karar verdim.

Metamorfoz Bilişim'in kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
Metamorfoz, 2013 sonunda, “mobil ödeme” alanında dünyada yaşanan değişim doğrultusunda; insanların ve şirketlerin hayatlarına değer katacak, global, inovatif, uçtan uca çözümler geliştirmek amacıyla kuruldu. Türk Bilişim Vakfı’nın kurucusu ve aynı zamanda başkanı olan Faruk Eczacıbaşı ile tanışıp, iş planımız ve fikirlerimizi kendisi ile paylaşarak, ortak bir hedefte ilerleyebileceğimizi anladıktan sonra, Faruk Bey’in de kurucular arasında ve melek yatırımcı olduğu bir yapıda şirketi kurmaya karar verdik.  Benim dışımda, şirkette, kurucu ortak olarak Turkcell’de birlikte yakın çalıştığım ve özellikle telekomunikasyon sektöründe önemli tecrübesi bulunan arkadaşlarım yer alıyor.

Kuruluş aşamasında karşılaştığınız zorluklar nelerdi, neler tam beklediğiniz gibi oldu?
Türkiye’de start-up değerlendirmeleri hala çok sancılı ve uzun süreçler. Girişimcilik ve start-up ekosisteminin ve kültürünün yerleşmemiş olması önemli bir bariyeri teşkil ediyor. Herkes iyi niyetli ve tamamen işlerin ilerlemesi için fedakarlık yapmaya razı da olsa, bürokratik yaklaşımın ve regulasyonların aşılamadığı alanlar hem şirketin ilk zamanlarında hayati önemi olan hızı engelliyor, hem de farklı alanlara odaklanmak için gerekli enerjinin boşa harcanmasına neden oluyor. Bununla birlikte, bu süreçleri (ne kadar sızlansak, söylensek de) yaşadığımız ve iş yaptığımız ülkemizin bir gerçeği olarak görüp, bunları ders ve tecrube olarak kabullendik. Süreçlere yönelik kurumsal dünyada da karşılaştığımız pek çok zorluk olduğu için, çok takılmadan bunları hızlıca aşıp, işimizde ilerlemeye odaklandık. Bunların yanında, yönetim ekibi ile yatırımcımızın ve yönetim kurulumuzun uyumu ve stratejik odakların belirlenmesi aşamasındaki çok değerli yönlendirmeleri kuruluş sürecinde önemli kırılımları başarı ile geçmemize destek oldu.

Uzun vadeli olarak Metamorfoz Bilişim'in hedefleri ve olmak istediği yer nedir?
Şirket merkezini Silikon Vadisi’ne taşımak ve orada gerçek anlamda yeni nesil ödeme sistemlerine dünyada yön veren firmalardan biri haline gelmeyi hedefliyoruz. Metamorfoz’u Türkiye’deki start-up ekosistemine yön veren, örnek bir şirket konumuna getirmek ve önemli global teknolojil devleri ile ortak projeler gerçekleştirmek hedeflerimiz arasında bulunuyor.

Bir girişimci olarak yeni iş kuracaklara önerileriniz nelerdir? Mutlaka yapmaları ve mutlaka kaçınmaları gereken şeyler var mı?
Teknoloji devrimi tüm dünyada olduğu kadar Türkiye’de de pek çok fırsatlar yaratıyor. Mobil internet ve bulut kapasitesi sayesinde, bilgiye erişimde herhangi bir kısıt yok, artık dijital dünyayı her an yanımızda ceplerimizde taşımaktayız. Bu noktada, ihtiyaçtan yola çıkarak, fayda sağlayacak uygulamalar ve servisler hayal etmeleri gerekiyor. Mobil uygulamalar, insanların hayatını kolaylaştıran, ihtiyacını karşılayan tüm hizmet ve servislere aracılık edecek. Bu nedenle, mobil odaklı düşünmeleri ve “mobile only” akımının da farkında olmaları, ürünlerini geliştirirken, ihtiyaçtan hareketle başlayıp, ürün geliştirme sürecinde son kullanıcı ile devamlı diyalog halinde olmalarını öneririm. Bununla birlikte, inandıkları, doğru yolda ilerlediklerinden emin oldukları fikirlerin sonuna kadar arkasında durmaları ve bunları hayata geçirmek için gereken her şeyi, yapabileceklerinin en iyisini yapmaları gerekmekte. Bu süreçte, bürokrasinin bütün kötü unsurlarıyla karşılaşabileceklerini; akademik ya da özel sektörde uğruna yıllarını verdikleri çalışmalara yönelik, kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesen, somut gerçekleri, bilimsel hiçbir temele dayanmasa da “ben bilirim” anlayışı ile çürütmeye çalışan; engelleyici, kısıtlayıcı pek çok süreçle karşılaşacaklarını da unutmamalılar. Önemli olan, Steve Jobs’un dediği gibi, iz bırakacak noktaları koymaya başlayıp, bunların gelecekte bir şekilde birleşeceğine inanarak çalışmalarını sürdürmeleri.

Sizin de katıldığınız Akbank Girişimci Geliştirme Programı hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
Türkiye girişimcilik yolunun henüz çok başlarında, emekleme ve bazı süreçleri, anlama, kültürü oluşturma evresinde. Ne yazık ki, gelişmiş pek çok ülkeye kıyasla, ülkemizde girişimcilik çalışmaları çok gerilerde. Bu farkı kapatmak adına yanlış adımlar, yanlış oluşumlar sürece daha fazla zarar veriyor. Bu nedenle, girişimciden daha çok "girişimci geliştirme programı” adı altında, çok da işe yaramayan, ancak bu oluşumlara ümit bağlayan gençleri oldukça kötü etkileyen programların yanında Akbank Girişimci Geliştirme Programı gibi örnek programların çoğalması ve desteklenmesi oldukça önemli. Her şeyden önce girişimcilik bambaşka bir kültür ve zihniyeti ifade ediyor. Bu kültürün oluşması için belli bir süreç gerekiyor. Bizler de gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve Akbank Girişimci Geliştirme Programı’dan çıkan projelerin başarısı ile bu konuda itici güç olacağız, bu nedenle bizlere de oldukça önemli görevler düştüğünün farkındayım.

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü Sahiplerini Buldu

Sakıp Sabancı, Aramızdan Ayrılışının 12. Yılında “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri” ile anıldı

2016 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri “Türkiye’de Yeni Merkezler: Kentlerde Ekonomi, Eğitim, Sanat ve Barış” konusunda verildi

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı: “Hoşgörünün olduğu yani, farklı görüş, düşüncelere saygının olduğu bir iklimde teknoloji ve yetenek varsa yaratıcılık ortaya çıkabiliyor”

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü’nde bu yıl, Jüri Özel Ödülü’ne Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi İlhan Tekeli layık görüldü. Eşit ağırlıklı verilen iki “Makale Ödülü”ne Cornell Üniversitesi’nden Azat Zana Gündoğan ve Florida Üniversitesi’nden Emrah Şahin layık görüldüler.


Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine verilen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü”,  Sakıp Sabancı Ailesi, Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Rektör A. Nihat Berker’in evsahipliğinde, 11 Nisan 2016, Pazartesi akşamı, Sabancı Center’da gerçekleşen törenle sahiplerini buldu.

Ödülün bu yılki konusu “Türkiye’de Yeni Merkezler: Kentlerde Ekonomi, Eğitim, Sanat ve Barış” olarak belirlendi.

Ödül töreninin açış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı yaptı. Ödülün bu yılki jüri başkanı Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Ayşe Parla da ödülün gerekçeli kararlarını açıkladı.



Jüri Özel Ödülü’ne Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden İlhan Tekeli layık görüldü. İlhan Tekeli; şehir ve bölge planlama, planlama teorisi, makro coğrafya, göç coğrafyası ve politik davranış, Türkiye’deki yerel yönetimlerin teorisi ve tarihi, kentleşme ve kentsel politika, ekonomi politikası, Türkiye’nin ekonomi tarihi, kent ve toplum tarihi gibi çalışmalarıyla Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.

Eşit ağırlıklı verilen iki “Makale Ödülü”nü ise; 
•     “Şehir Merkezi Kavramını Yeniden Düşünme” başlıklı makalesiyle Cornell Üniversitesi’nden Azat Zana Gündoğan,
•    “Köpekler ve Kervan” başlıklı makalesiyle Florida Üniversitesi’nden Emrah Şahin layık görüldü.



İlhan Tekeli ödülünü; İstanbul Valisi Vasip Şahin, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Nihat Berker’den aldı. Makale ödülleri sahipleri ise ödüllerini İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Sevil Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Nihat Berker’den aldılar.

“Sakıp Sabancı, Türkiye’nin daha iyi bir geleceğe kavuşmasının tek kriterinin iyi yetişmiş, iyi eğitilmiş gençlerle olacağına yürekten inanırdı”
Ödül töreninin açış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı yaptı. Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı konuşmasına merhum Sakıp Sabancı’nın kişilik özelliklerinden bahsederek başladı. Güler Sabancı “Sakıp Sabancı’yı tanıyan, tanımayan herkesin ilk aklına gelen onun Türk halkı tarafından çok sevilen, samimi, açık yürekli, pozitif, yapıcı ve sağduyulu kişiliğidir” dedi. Sakıp Sabancı’nın ülkesini çok seven birisi olduğunun altına çizen Güler Sabancı, Sakıp Sabancı’nın Türkiye’nin her zaman çok daha ileriye gideceğine, çok daha iyi bir geleceği olacağına; Türkiye’nin daha iyi bir geleceğe kavuşmasının tek kriterinin iyi yetişmiş, iyi eğitilmiş gençlerle olacağına yürekten inandığına vurgu yaptı.

“Farklı birşeyler yapma cesaretini verdi”
Sakıp Sabancı’nın Türkiye’nin gelişmesinde, kalkınmasında eğitimin vazgeçilmez bir yeri olduğunu her zaman bilerek, inanarak, yürekten desteklediğini belirten Güler Sabancı, “Bunun en iyisini, kalitesini yapmak en örnek olacak kurumu ortaya çıkarmak için bize yön verdi. Onun liderliğinde bir dünya üniversitesi kurma hayaliyle yola çıktık. Önce bir arama konferansı, arkasından tasarım komiteleri, özgün, farklı, Türkiye yüksek öğrenimine fark getirecek bir üniversite kurduk” dedi.  Sakıp Sabancı’nın bu kuruluş yolculuğu ve çalışmaları boyunca kendilerini gönülden desteklediğini söyleyen Güler Sabancı, “Farklı birşeyler yapma cesaretini verdi. Dolayısıyla, Sabancı Üniversitesi bugüne geldi. Sevindiricidir ki, üniversitemiz hem Türkiye yüksek öğrenimine bir fark getirdi, hem de dünya üniversitesi olma yolunda önemli adımlar attı. Bugün henüz 20 yaşında olan üniversitemizin mezunları, dünyanın birinci lig üniversitelerinde doktora çalışmaları yapıyorlar” dedi.
“Sabancı Üniversitesi evrensel değerlere sıkı sıkıya bağlı, bilimin önderliğini kabul eden, çağdaş, dünyaya açık, parlak gençler yetiştiriyor.”
Sabancı Üniversitesi’nin başarılarını aktaran Güler Sabancı, mezunlarının çok başarılı uluslararası şirketlerde yöneticilik görevlerine gelmeye başladıklarına dikkat çekti. Girişimci mezunlarının kendi işlerini kuran, kendi işlerini yapan, Sakıp Sabancı’yı örnek alan, sınırsız düşünen girişimciler olarak Türkiye ve dünya ekonomisine katkıda bulunmaya başladıklarını söyledi.

Sabancı Üniversitesi’nin son 4 yıldır Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yaratıcılık ve girişimcilik konusundaki sıralamasında ilk sırasında yer aldığını söyleyerek, son yıllarda uluslararası sıralamaları girdiklerini de ifade etti. Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesi’nin sıralamalarda önemli yerlerde olduğuna dikkat çekti.

Sabancı Üniversitesi’nin evrensel değerlere sıkı sıkıya bağlı, bilimin önderliğini kabul eden, çağdaş, dünyaya açık, parlak gençler yetiştirdiğini de sözlerine ekledi.

“Teknoloji, Yetenek ve Hoşgörü” olmadan yaratıcılık olamaz
Sakıp Sabancı’nın çok hoşgörülü bir insan olduğunu hatırlatan Güler Sabancı, onun yaratıcılığa hayran ve yaratıcılığı destekleyen bir kişi olduğunu da söyledi. Güler Sabancı, hoşgörünün başarıda insanı ve vizyonu sınırsız kılan bir olay olduğuna vurgu yaptı. Güler Sabancı, “Dolayısıyla Sabancı Üniversitesi bugün bir dünya üniversitesi olma yolunda ilerlerken, son yapılan dünya çapında bir araştırmada,  3T “Teknology, Talent ve Tolerance”, yani; “Teknoloji, Yetenek ve Hoşgörü” olmadan yaratıcılığın olmayacağını söylüyor. Biz de buna yürekten inanıyoruz” dedi. “Sabancı Üniversitesi’nin sıralamalarda aldığı dereceler, Bakanlığımızın endeksi gösteriyor ki, Sabancı Üniversitesi’nde 3T’yi birarada başarıyla götürebiliyoruz” diyerek devam etti.

“Hoşgörünün olduğu yani, farklılıklarla yaşamanın, özgürlüklerin, farklı görüş,  düşüncelere ve fikirlere saygının olduğu bir iklimde, ancak teknoloji ve yetenek varsa yaratıcılık ortaya çıkabiliyor!” dedi.

Sakıp Sabancı’nın disiplinler arası konusunu çok iyi anladığına vurgu yapan Güler Sabancı, sadece fen bilimlerinde, tıpta ilerlemek değil, sosyal bilimlerinin de aynı derecede desteklenmesi gerektiğini ve onun tabiriyle beraber koşmaları gerektiğini çok iyi bildiğinin altını çizdi. Sakıp Sabancı’nın bu vizyonla Türkiye’de bir ilki vasiyetine koyduğunu dile getirdi.

Güler Sabancı konuşmasında ödülün Sakıp Sabancı’nın vasiyetine girmesi ile ilgili anısını da anlattı. “Kurucu Rektörümüz Rahmetli Tosun Terzioğlu Hocamızla, Sakıp Bey’in vasiyetini yazarken beraberdik. Sakıp Bey Tosun Bey’e sordu: “Hocam üniversite için hangi konuda bir ödül vasiyet etmeliyim?” dedi. Tosun Bey, her ne kadar kendisi matematikçi olsa da, kendisine bunun sosyal bilimler dalında olması gerektiğini ve sebeplerini izah etti. Sakıp Bey “tamam öyleyse hocam” dedi. Tosun Bey ve Hüsnü Bey vasiyetin o kısmını birlikte yazdılar. O günkü vasiyetin sonucu bugün buradayız” dedi.

“Türkiye için bir ilk olan  Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü, özgün yapısıyla  sosyal bilimlerde Türkiye araştırmalarına  ışık tutmaktadır.”
“Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü” kapsamında bugüne dek Türkiye’nin ekonomisinden dış politikasına, tarihinden toplumsal dinamiklerine kadar çeşitli konularda çalışmalar ödüllendirildiğini belirten Güler Sabancı, “Türkiye için bir ilk olan bu özgün ve değerli ödül, sosyoloji, ekonomi, tarih, siyaset bilimi gibi farklı sosyal bilim disiplinlerinde Türkiye araştırmalarına öncülük etti, ışık tuttu” dedi.

Geçen yıllarda düzenlenen ödüllerin konularını hatırlatan Güler Sabancı, ödülün bir yıllık bir çalışma süreci ile belirlendiğini söyledi. Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi ve İstanbul Politikalar Merkezi’nin ortak yürüttüğü bu süreçte, başvurular uluslararası bir jüri tarafından değerlendirildiğini ifade etti. Güler Sabancı 2017 yılı için belirlenen ödül konusunun “Gündelik Yaşamda Türkiye Kökenli Avrupalılar” olduğunu söyledi.

Güler Sabancı, her sene olduğu gibi, yine, güncel bir konuyu akademik platforma taşıyacak, bu konuda çalışan akademisyenleri, özellikle de genç sosyal bilimcileri destekleyeceklerini belirtti.

“Kentleşme bir toplumun hayatında yaşanabilecek en büyük dönüşümdür”
Jüri Özel Ödülü sahibi İlhan Tekeli konuşmasında, Sakıp Sabancı adına kurulmuş bir ödülü almanın kendisini çok mutlu ettiğini belirterek sözlerine başladı.



Kendi yaşamının Türkiye’nin kentleşme süreciyle çok paralel olduğunu belirten İlhan Tekeli, “Hem vatandaş hem de bir kent planlamacısı olarak benim hayatımla paralel” dedi. Bir kent planlamacısı olarak deneyimleyip, gözlemleyip, araştırıp, stratejiler geliştirdiğini söyledi.

Kentleşmenin bir toplumun hayatında yaşanabilecek en büyük dönüşüm olduğunu söyleyen İlhan Tekeli, Türkiye’nin ise böyle bir dönüşümü bir insan hayatına sığabilecek kadar kısa bir zamanda yaşadığını belirtti. Bu dönüşümü bu kadar hızlı yaşayan başka bir ülke olmadığına değindi.

Türkiye’deki dönüşümün tek ayırıcı yönünün hız olmadığına değinen İlhan Tekeli, Türkiye’de kentsel dönüşümün çok partili döneme denk geldiğine dikkat çekti. Kapitalin az olduğu bir yerde bunu yapmanın çok zor olduğunun da altını çizdi.

Kentselleşmenin temelde sıkıntılı bir süreç olduğuna vurgu yapan İlhan Tekeli, bu dönemler geçtiğinde, uzaktan bakıldığında büyük resmin görüldüğünü söyledi. Bu noktada başarı hikayelerinin de görülmeye başlandığına dikkat çekti. Türkiye’deki gibi bir dönüşümün diğer toplumlardan farklı olarak büyük gerilimler yaşamadan olduğunu belirtti.

“1980’lerden günümüze kentler kendi kendini örgütleyen sistemler haline geldiler”
İlhan Tekeli, 70 yıllık süreçte kentlerin ve meslek alanının değişim geçirdiğini söyledi. Eskiden kent ve kırsalın çok kesin çizgilerle ayrıldığını belirten Tekeli, kentlerin büyümesinin 1980’lerde tıkandığına vurgu yaptı. Bu dönemde yeni bir kentleşme ortaya çıktı ve toplu konut biçiminde kentleşme meydana geldiğini belirten İlhan Tekeli, “Kentleşmede büyük kaynaklar harekete geçti. Eskiden kentlerde yeni binalar eklenerek yağ lekesi gibi bir büyüme varken, yeni kentleşmeyle, kentin etrafında saçaklanma yaratarak bir büyüme yaşanmaya başlandı. Kent merkezleri çok odaklı oldu, kent kırsal alanı da dönüştürdü ve kent-kırsal çizgisi kayboldu” dedi.

Bu süreçte planlama etkinliğinin de değiştiğine dikkat çeken İlhan Tekeli, “Dıştan etkiler kenti şekillendirirken, bugün kent planları anonim. 1980’lerden günümüze kentler kendi kendini örgütleyen sistemler haline geldiler. Katılımcı planlama örnekleri yer bulmaya başladı. Kentlerde yönetimden değil yönetişimden bahsedilmeye başlandı. Demokrasi kültürünün geliştirilmesinin önemini anlamaya başladık. Önce demokrasiyi, onun paralelinde de farklı bir kenti düşünmek zorundayız” dedi.

11 yılda 31 ülkeden 350’ye yakın başvuru
Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri, Sabancı Üniversitesi tarafından merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine “Türk ve İslam Sanatı, Türkiye’nin tarihi, ekonomisi, sosyolojisi” konularında ihdas edilmiş, 11 yıldır düzenlenen bir ödül programıdır.  Sabancı Üniversitesi bünyesinde, Sanat Sosyal Bilimler Fakültesi ve İstanbul Politikalar Merkezi liderliğinde yürütülüyor. Yarışmaya başvuran makalelerin değerlendirmesi bağımsız ve uluslararası bir jüri tarafından yapılıyor. Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri kapsamında son 11 yılda Türkiye’nin ekonomisinden dış politikasına, tarihinden toplumsal dinamiklerine kadar çeşitli konularda çalışmalar ödüllendirildi. Tüm dünyadan büyük ilgi gören ödüle, 11 yıldır verilen ödüle 31 ülkeden 350’ye yakın başvuru oldu.
Mütevelli Heyeti ve Sakıp Sabancı Ailesi kararı ile 2015 yılından itibaren “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri” Anma Töreni kapsamında gerçekleştirilen ödül kapsamında geçtiğimiz yıllarda, “Demokraside Denge ve Denetleme: Karşılaştırmalı Bir Perspektiften Türkiye”, “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, “Türkiye’de Çeşitlilik İçerisinde Birlikte Yaşamak, Diyalog ve İşbirliği”  gibi ülke gündeminin öncelikli konuları ele alındı. Ödülün 2016 konusu “Türkiye’de Yeni Merkezler: Kentlerde Ekonomi, Eğitim, Sanat ve Barış” olarak belirlendi.

Ödülün 2017 yılı araştırma konusu ise “Gündelik Yaşamda Türkiye Kökenli Avrupalılar” olarak açıklandı. Her yıl olduğu gibi, 2017 yılında da Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma ödülleri güncel bir konuyu akademik platforma taşıyarak, bu konuda çalışan akademisyenleri, özellikle de genç sosyal bilimcileri desteklemek amaçlanıyor.

Ödül Jürisi
Bu yılki ödülün jüri başkanlığı görevini Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Ayşe Parla üstlendi. Uluslararası jüride; Ardahan Üniversitesi Rektörü Ramazan Korkmaz, Rektörü Harvard University Öğretim Üyesi Neil Brenner, Open University Öğretim Üyesi Engin Işın, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Ayşe Kadıoğlu ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman yer aldı.
 
Belirlenen konuya göre,  uluslar arası alanda ilgili konu üzerine çalışan maksimum altı akademisyen  rektör, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı ve İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü tarafından belirlenerek, jüri üyelikleri teklifleri yapılır. Jüri Başkanı da bu üyeler arasından seçilir. 

SSBF Dekanı ve IPM Direktörü her yıl jüri üyesi olarak bu grubun içinde yer alır.  Jüri üyelerinin isimleri ödüllerin belirlenmesi ve sahiplerine iletilmesinden sonra, medya iletişiminde açıklanabilir. Öncesinde, tarafsızlık adına başvuranlar ve kamuoyu ile paylaşılmaz.

İlhan Tekeli hakkında
İlhan Tekeli 6 Kasım 1937 tarihinde İzmir'de doğdu. Şehir ve bölge plancısı, sosyologtur. İlk ve Ortaöğrenimini İzmir’de yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1964’te, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde, Şehir ve Bölge Planlama alanında; 1966’da Pennsylvania Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamladı.

1968’de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Şehir Planlama konusunda doktora yaptı. 1970’den bu yana, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde öğretim üyeliği yapmaktadır. Yurt dışındaki çeşitli üniversitelerde konuk profesör olarak ders veren Tekeli, birçok belediyede ve kuruluşta danışma kurulu üyeliği de yaptı.

Tarih Vakfı’nın kurucusu ve başkanı olmasının yanı sıra, on yıl yönetim kurulu başkanlığını da yürüttü. World Academy for Local Government and Democracy (Yerel Yönetim ve Demokrasi için Dünya Akademisi)’de İcra Heyeti’nin kurucusu ve üyesi oldu. 2004-2008 yılları arasında YÖK üyeliği yaptı. Değişik dillerde, elliden fazla kitabı, dört yüzden fazla makalesi ve konferans tebliği bulunan
Tekeli, Sosyal Bilimler alanında birçok ödül kazandı. 1989 yılında Selim İlkin’le birlikte Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü’nü aldı. 1994 yılında Mustafa Parlar Bilim Ödülü’nü aldı. 1996 yılında Türkiye Bilimler Akademisi üyeliğine seçildi. 1999 yılında Mustafa Parlar Eğitimde Üstün Başarı Ödülü’ne, 2006 yılında TÜBİTAK Hizmet Ödülü’ne layık görüldü.

İlhan Tekeli’nin, şehir ve bölge planlama, planlama teorisi, makro coğrafya, göç coğrafyası ve politik davranış, Türkiye’deki yerel yönetimlerin teorisi ve tarihi, kentleşme ve kentsel politika, ekonomi politikası, Türkiye’nin ekonomi tarihi, kent ve toplum tarihi gibi alanlarda yayımlanmış pek çok eseri bulunuyor. Bilimsel yazıları Tarih Vakfı Tarafından 25 cilt halinde yayınlandı. Selim İlkin’le birlikte yazdığı tarih yazıları Bilgi Üniversitesince Cumhuriyetin Harcı başlığı altında toplandı.




"The Human Face of Big Data" film gösterimi

"The Human Face of Big Data" filmi, Veri Analitiği Yüksek Lisans Programımız ve Analytics Center işbirliği ile 25 Nisan akşamı özel gösterim ile the Seed'te izlenecek.

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ (SBE) LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI 2016 - 2017 GÜZ DÖNEMİ BAŞVURULARI

SABANCI ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ (SBE) LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

2016 - 2017 GÜZ DÖNEMİ BAŞVURULARI

2016 - 2017 Akademik yılı Güz dönemi için aşağıda belirtilen alanlarda yüksek lisans/doktora programlarımıza başvuru alınacaktır.

Akademik konularda bilgi için aşağıdaki irtibat isimlerine, diğer başvuru işlemleri için Öğrenci Kaynakları Birimi'ne başvurunuz.


Avrupa Çalışmaları (Yüksek Lisans)
www

Bilgi için: Meltem Müftüler Baç, (216) 483 92 47, muftuler@sabanciuniv.edu

Ekonomi (Yüksek Lisans/Doktora) www

Bilgi için: Özgür Kıbrıs, (216) 483 92 67, ozgur@sabanciuniv.edu

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Onur Yazıcıgil, (216) 483 93 34, oyazicigil@sabanciuniv.edu

Kültürel Çalışmalar (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Faik Kurtulmuş, (216) 483 92 82, afaikkurtulmus@sabanciuniv.edu

Siyaset Bilimi (Yüksek Lisans/Doktora) www

Bilgi için: Ersin Kalaycıoğlu, (216) 483 93 45, kalaycie@sabanciuniv.edu

Tarih (Yüksek Lisans/Doktora ) www                                                                               

Bilgi için: Tülay Artan, (216) 483 92 38, tulay@sabanciuniv.edu

Türkiye Çalışmaları (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Halil Berktay, (216) 483 92 37, hberktay@sabanciuniv.edu 

Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Emre Hatipoğlu, (216) 483 92 60, ehatipoglu@sabanciuniv.edu

Başvuran adayların lisans ve/veya yüksek lisans derecelerini en geç 31 Ağustos 2016 tarihine kadar tamamlamış olmaları gerekmektedir.


BAŞVURU İÇİN GEREKEN BELGELER

Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Programlarına Başvuru Koşulları ve Gerekli Belgeler 

ÖNEMLİ NOT: Adayların başvuru sırasında ya TOEFL, IELTS e-YDS, YDS, KPDS ve ÜDS gibi İngilizce Yeterlilik Sınav sonuç belgesini temin etmeleri ya da bu belgeleri temin edememiş olanların Sabancı Üniversitesi İngilizce Dil Ölçme Sınavı'nda (ELAE) başarılı olmaları zorunludur. ELAE sınavında başarısız olan veya sınava katılmayan adayların, lisansüstü programa devam edebilmek için İngilizce hazırlık sınıfını başarı ile tamamlamaları gerekir. Hazırlık sınıfı burs kapsamı dışındadır.

 
MALİ DESTEK

Başarı düzeyine göre kabul edilen adaylara çeşitli burslar önerilebilir.

SÜ Lisansüstü bursları için tıklayınız.

Lisansüstü Destek ve Diğer Olanaklar için tıklayınız.


Önemli Not: İngilizce Yeterliliği sağlayamadıkları için yabancı dil hazırlık sınıfına kaydolan adaylar, bu sınıfı başarıyla tamamlayıp lisansüstü programa devam etme hakkı kazanmadan lisansüstü öğrencilere yönelik burslardan faydalanamazlar
.

 

BAŞVURU TARİHİ ve KABUL SINAVLARI

Avrupa Çalışmaları, Ekonomi, Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı, Kültürel Çalışmalar, Siyaset Bilimi, Tarih, Türkiye Çalışmaları ve Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü programları için son başvuru tarihi 29 Nisan 2016’dır. 

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı, Siyaset Bilimi ve Tarih Programlarına başvuran tüm adaylar aşağıda belirtilen tarihlerde yazılı sınavda hazır bulunacak, yazılı sınav değerlendirmesi sonucunda uygun görülen adaylar e-posta ile mülakata davet edilecektir. Diğer programlara başvuran adaylar için ise başvuru belgeleri üzerinde yapılacak değerlendirme sonrasında, uygun görülen adaylar e-posta ile mülakata davet edilecektir.

Not: Yurtdışından başvuran adaylara yazılı sınav yapılmayacak, başvuru belgeleri üzerinde yapılacak değerlendirme sonrası uygun görülürse telefon veya kamera görüşmesi ile (Skype, vb.) mülakat yapılacaktır.

Yazılı sınav ve mülakat tarihleri aşağıdaki gibidir:

Avrupa Çalışmaları (Yüksek Lisans)

Mülakat**: 16 Mayıs 2016 - SSBF 2056
 

Ekonomi (Yüksek Lisans ve Doktora)

Mülakat**: 11 Mayıs 2016 - SSBF 2056

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (Yüksek Lisans)

Yazılı Sınav*: 11 Mayıs 2016 - SSBF 1081 - Saat: 11:40
Mülakat**: 12 Mayıs 2016 - SSBF 2054 - Saat: 10:00

Kültürel Çalışmalar (Yüksek Lisans)

Mülakat**: 16-17 Mayıs 2016 - SSBF 2034

Siyaset Bilimi (Yüksek Lisans ve Doktora)

Yüksek Lisans Yazılı Sınav / Doktoraya Geçiş Sınavı*: 17 Mayıs 2016 - SSBF G062 - Saat: 10:00
Mülakat**: 23-24 Mayıs 2016 - SSBF 2054

Tarih (Yüksek Lisans ve Doktora)

Yazılı Sınav*: 9 Mayıs 2016 - SSBF G056 - Saat:13:40

Mülakat**: 16-17 Mayıs 2016 - SSBF 2054

Türkiye Çalışmaları (Yüksek Lisans)

Mülakat**: 10-11 Mayıs 2016 - SSBF 2054
               
Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü (Yüksek Lisans)

Mülakat**: 16 Mayıs 2016 - SSBF 2080

*Başvuran tüm adaylar yazılı sınavda hazır bulunacaklardır. Birden fazla lisansüstü programa başvuran adayların, bu programların sınavları arasında olası zaman çakışmaları yaşamaları durumunda, önceden, ilgili programların irtibat isimleriyle bağlantıya geçmeleri gerekmektedir.


**Mülakatlar için adaylara e-posta ile davet gönderilecektir.


BAŞVURU

Başvurular internet üzerinden, http://admission.sabanciuniv.edu/ adresinden yapılacaktır. Başvuru belgeleri (resmi sınav sonuç belgeleri, transkript,, vb.) hem online sistemine yüklenecek hem de Sabancı Üniversitesi Öğrenci Kaynakları Birimi'ne elden teslim edilecek ya da posta ile aşağıdaki adrese gönderilecektir. Başvuru dosyasına tamamlanmış online başvurunun bir çıktısı eklenmelidir. Posta ile gönderilen belgelerin, son başvuru tarihinden önce Üniversitemize ulaşması gerekmektedir. E-posta ile yapılan başvurular değerlendirilememektedir.

Önemli Uyarı! Başvuru belgelerinizin, değerlendirme öncesi veya sonrasında iadesi mümkün olmadığından, başvuru sırasında; ALES/GRE, TOEFL veya eşdeğeri sınav başvuru ya da sonuç belgelerinizin veya gerek gördüğünüz diğer belgelerin orijinallerini muhafaza etmeniz ve başvuruyu bu belgelerin kopyaları ile yapmanız sizin için yararlı olacaktır. Ancak, kabul edilmeniz durumunda, üniversiteye kayıt sırasında orijinallerinin isteneceğini önemle hatırlatırız.

Sabancı Üniversitesi
Öğrenci Kaynakları Birimi
Orhanlı, Tuzla, 34956 İstanbul
Telefon: (216) 483 9093
Faks: (216) 483 9073
E-posta: studentinfo@sabanciuniv.edu

Girişimci doğup doğmamak değil önemli olan girişimci olabilmektir!

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu Akademik Koordinatörü Prof. Dilek Çetindamar girişimciliği yazdı:

Girişimci doğup doğmamak değil önemli olan girişimci olabilmektir!

Türkiye’de girişimciler istatistiksel olarak tüm meslek grupları içinde %10 civarındadır. Bu oran gelişmiş ülkelerde 20-35% düzeyinde değişim gösterdiği için Türkiye’de girişimci sayısı yetersizdir. Üstelik işsizliğin bu kadar yüksek olduğu ve kadınların işgücüne katılımının tüm OECD ülkeleri içinde en düşük oranda olduğu düşünülürse Türkiye’de kullanılmayan inanılmaz yüksek bir potansiyel var.

Girişimci olmak için mutlaka girişimci kişilik özellikleri ile doğmuş olmak gerekmez. Önemli olan girişimcilik konusunda bilgi sahibi olmak ve gerekli yetneklenere sahip olmaktadır. Kişisel bazı özellikler bu bilgi ve yeteneklerin daha iyi kullanılmasına yardımcı olabilir o kadar. Dolayısıyla girişimci olmak isteyenler, girişimcilik derslerini alarak kendilerini girişimci kariyere hazırlayabilirler.

Girişimci olmak için yapılacaklar listesi

Girişimcilik bir süreçtir, bu süreçin iyi planlanarak yönetilmesi gerekir. Bir girişimci mevcut veya yeni bir pazara, mevcut veya yeni bir ürün ile giriş yapmak için yepyeni bir “girişim” kullanacağını söylüyorsa, bunun gerektirdiği hazırlığı yapmaktan ve hayat vereceği girişimin sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesini yönetmekten sorumludur. Bir analoji kullanırsak, girişimci bir anne/baba gibi yeni doğacak çocuğu/girişimi için çok önceden hazırlanmaya başlamalıdır.

Girişimci olurken yapılacaklar listesinin en önemlileri şunlardır:
1.    İş planı hazırlamak
2.    Kurulacak girişimin kültürünü oluşturmak
3.    Girişimle ilgili teknik ve yasal faaliyetleri yürütmek

1)    Girişimcilik sürecinin temelini fırsat, kaynak ve ekip üçlüsü oluşturur ve girişimci adayının bu üçlünün birbiriyle ilişkisinin ortaya konduğu iş planını hazırlaması gerekir. Yapılacaklar listesinin başındaki bu görev için girişimcinin bir takım kurması ve saptanan süre içinde bu belgeyi hazırlaması gerekir. Gelişigüzel varsayımlarla değil bizzat araştırarak şirketin fırsat olarak gördüğü iş düşüncesinin tüm detaylarını ortaya çıkarılmalıdır. Bu tanımlanan ve netleşen fırsatın hangi tür kaynaklara (insan, finans, teknoloji, vb.) ihtiyaç duyduğunu hesaplanır. Ayrıca tüm işletmeler için can alıcı konu olan tüm faaliyetlerin hangi özelliklerde ve uzmanlıklarda ekip üyeleriyle gerçekleştirileceğine karar verilir. İş planı, pazarlamadan üretime, şirket kuruluşundan itibaren tüm yapılması gereken adımları ortaya koyar.

2)    Kurulacak girişimin kültürünü oluşturmak onu hayata geçiren girişimci için sonraya ertelenecek bir konu değildir. Yazılı veya yazılı olmayan şekilde bir girişimin oluşumuna giden süreçte ve ilk kuruluş günlerinde oluşturulan kültür, hayatı boyunca şirketin çalışma ortamı ve davranışlarını belirler. O yüzden bu konuda hazırlık yapmak gerekir. Öncelikle girişimci şirketin stratejinde yazılacak olan misyon, vizyon ve şirketin değerleri konusunda net olmak gerekir. Şirketin ismi, logosu, oluşturulacak şirket antetli kağıt tasarımı ve iş kartları, ofisin tasarımı gibi çok basit gibi duran fakat şirketin kimliğini ve hem çalışanları hem de müşterileriyle kuracağı iletişimde etkili olacaktır.

3)    Teknik ve yasal faaliyetleri yürütmek de hazırlıkların mekanik ama yönetilmesi gereken bir parçasıdır. En temel teknik faaliyet fırsat olarak düşünülen ürüne ait araştırma süreçlerinin yürütülmesi ve prototip oluşturulmasıdır. Bunun yanında şirketin nerede ve hangi özellikler içeren yerleşimde (fabrika, apartman,…) kurulacağı gibi teknik altyapı hazırlıkları yapmak gerekir. Her girişim türüne göre alınması gereken yasal izin ve başvuru süreçlerinin incelenip bununla ilgili belgelerin hazırlanması ve uygulamaya sokulması da önemlidir. Şirketin çalışacağı ortaklar (başta çalışılacak banka, muhasebe şirketi gibi) konusunda da hazırlık yapıp iletişime geçilmeli ve bununla ilgili anlaşmaları sağlamak gerekir.

Planlı olmanın girişimciye avantajı

Girişimcinin bir girişimi hayata geçirirken en kısıtlı kaynağı zamanıdır. Dolayısıyla bunu iyi yönetebilmesi için planlı hareket etmesi gerekir. Ayrıca elindeki kaynakları doğru yerlere doğru zamanlara yönlendirilerek kullanması gerekir. Bir de unutmamak gerekir ki her girişim risktir. Bu riskleri yönetilebilir hale getirmek de girişimcinin başlıca görevidir. Bunun için öncelikle iş planı gerekir, bu planın başlıca faydaları şunlardır; disiplinli bakış açısı sağlar; ne zaman ne kadar kaynağa ihtiyaç duyulacağına ait harekat planını gösterir; yeni kurulacak iş ile ilgili tüm boyutların birbirleriyle olan ilişkilerini görmek / kavramak mümkün olur; yıllar içinde oluşabilecek farklı gelişmelerin (müşteri, rakipler,…) işin farklı boyutlarını nasıl etkileyeceği konusunda ön hazırlık yapılması ve alternatiflerin düşünülmesini sağlar. İş planı varsayımlar ve eldeki verilerle hazırlanır, dolayısıyla varsayım ve veriler değiştikçe planın revize edilmesi gerekir. Bu sayede güncel kalır ve yol gösterici görevini sürdürebilir.

İş planı hazırlamanın yanı sıra şirkete kimliğini verecek konularda da kararlar alıp, bunu bütünsel olarak hayata geçirmek gerekir. Şirketin kalıcı ve uzun dönemli imajı ve algısı bu hazırlıklar sayesinde girişimcinin hedeflediği halde oluşabilir. Aksi takdirde gündelik koşturma içinde oluşan ve şekil alacak olan şirket kültürü sonradan geri dönülmez şekilde ciddi sorunlar yaratabilir. Teknik ve yasal hazırlıklar ise şirketin kuruluşuyla ilgili riskleri azaltır, sürecin kontrol altında ve zamanında tamamlanmasını sağlar.


Yazının ilk bölümü için tıklayınız.

Yazının ikinci bölümü için tıklayınız.

Yazının üçüncü bölümü için tıklayınız.


 



Dünya Bankası Kalkınma ve Toplumsal Cinsiyet Konseyi'ne yeni üye

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2012 yılında oluşturduğu Bağımsız Kadın Direktörler Platformu’nun Danışma Kurulu Eş Başkanlığı görevini yürüten Gülden Türktan, global çapta ekonomik kalkınma üzerine çalışacak olan Dünya Bankası Kalkınma ve Cinsiyet Danışma Konseyi’nin 15 kadın üyesinden biri oldu.

Konuyla ilgili açıklama yapan Bağımsız Kadın Direktörler Platformu Danışma Kurulu Eş Başkanı Gülden Türktan “Dünya Bankası Grubunun Toplumsal Cinsiyet ve Kalkınma Grubu Danışma Konseyine katılmak üzere aldığım davetten onur duyuyorum. Danışma Kurulu, Dünya Bankası Grubu'nun toplumsal cinsiyet ve kalkınma çalışmalarına önemli rehberlik sağlamak üzere akademi, özel sektör, sivil toplum örgütü temsilcilerinden ve bakanlardan oluşan üst düzey bir danışma grubudur. Bu görevde fark yaratabilecek katkı yapabilmeyi umuyorum” dedi.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat “Gülden Türktan’ın Dünya Bankası Grubunun Toplumsal Cinsiyet ve Kalkınma Grubu Danışma Konseyine seçilmesinden büyük memnuniyet duyduk.  Sayın Türktan  W20 sürecini de başarıyla yönetmiş  ve üniversitemizin önerisi olan halka açık şirketlerin  yönetim kurullarında kadınların en az %25 oranında yer alması hususunun  W20 sonuç bildirgesinde yer alması konusunda belirleyici bir rol oynamıştır.  Sayın Türktan  sonuç odaklı kişiliği ile Türkiye’de kadınların ekonomik karar mekanizmalarında yer alması konusundaki çabalarımızda birlikte çalışmaktan onur duyduğumuz bir profesyonel. Onun uluslarası platformlardaki deneyiminin  Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumun’nun  Kadın Direktörler Platformunu çalışmalarına yeni perspektifler getireceğini  düşünüyoruz” dedi.

Bağımsız Kadın Direktörler Platformu Hakkında

Bağımsız Kadın Direktörler Platformu, 2012 yılında Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu bünyesinde başlatıldı. Kadınların ekonomik karar mekanizmalarında yer almalarını teşvik etemeği amaçlayan program kapsamında halka açık şirketlerin yönetim kurullarında yer alacak yetkinlikte kadınları kapsayan bir veri tabanı saklanıyor.

“Bağımsız Kadın Direktörler Platformu” ile kadınların yönetim kurullarındaki konumunun güçlendirilmesini ve bu yolla yönetim kurullarının daha etkin çalışmasını hedefliyor. ‘Global Board Ready Women’ inisiyatifinin de kurucu üyesi olan platform kapsamında yönetim kurulunda görev almaya hazır nitelikte kadın direktör adaylarından oluşan veritabanı sürekli güncelleniyor, yönetim kurullarında kadın direktörlere yer vermek isteyen şirketlere adaylar öneriliyor.

Proje kapsamında, yönetim kurullarında kadın direktör oranının yüzde 25’e ulaşması, Türkiye’de yönetim kurulunda kadın direktör bulunmayan şirket kalmaması, yönetim kurullarının kadın üyelerle güçlendirilmesi hedefleniyor.

Dünya Bankası Kalkınma ve Cinsiyet Danışma Konseyi Hakkında
Dünya Bankası kadın ve erkek arasındaki farkı kapatmak ve küresel ilerlemeyi hızlandırmak adına nelerin dikkate alınması gerektiğini ortaya çıkartmak, ekonomik fırsatların artırılması ve ekonominin güçlenmesi çözüm önerilerini ve gelişmeleri tartışmak üzere Dünya Bankası Kalkınma ve Cinsiyet Danışma Konseyi’ni kurmuştur.
Danışma Konseyi, Dünya Bankası’nın cinsiyet eşitliği taahhüdünün etkinliğini güçlendirmek için fikir ve öneriler sunacaktır. Odak Özellikle Dünya Bankası Grubu'nun yenilenen cinsiyet stratejisi, IDA taahhütleri ve 2015 sonrası kalkınma gündeminin uygulanması ile ilgili fırsatları kapsayacaktır. Danışma Kurulu ayrıca Dünya Bankası Grubu'nun yenilenen cinsiyet stratejisinden kaynaklanan bu özellikle, kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ilerletmek isteyen faaliyetleri geliştirme topluluğu arasında ortaklıkları teşvik edecektir.
 
Dünya Bankası’nın Cinsiyet ve Kalkınma Danışma Konseyi açıklandı. Bu Konsey Dünya Bankasının dünyada cinsiyet eşitliğini teşvik etmeye yardımcı ana dış danışma organıdır. Konsey Dünya Bankasına 2012 Dünya Kalkınma Raporunda önerilen alanlarda, özellikle kadın ve kız çocuklarının fırsat destekleyen faaliyetlerin uygulanması konusuna ışık tutar. Danışma Kurulu, genellikle genellikle kadınların sesi, ajansı ve siyasal katılımı, ya da finansal hizmetlere ulaşımı gibi konularda öneriler getirir. Konseyin amaçları küresel cinsiyet eşitliği üzerine ilerleme ve kısıtlamaları dikkate alan ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda Dünya Bankası'nın çalışmaları için geribildirim ve tavsiyelerde bulunmaktır. Dünya Bankası, mutlaka birincil ortaklarına değil, aynı zamanda diğer ortaklarındaki geliştirme işbirliğini teşvik etmek üzere ve kalkınma, gelişme ve cinsiyetle ilgili konularda ülkelerin bilinçlendirilmesi çabalarına katkı vermek ve aynı zamanda bu toplumlarda kadınlar ve kızlar için tanınan fırsatları arttırarak ekenominin sürüdürebilirliğini sağlamak amacını taşır.

Konsey üyeleri, genellikle, Dünya Bankası müşteri ve donör ülkelerinin üst düzey hükümet temsilcilerinden, uluslararası kabul görmüş özel sektör liderleri arasından ekonomik kalkınma ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki ekonomi, kalkınma ve toplumsal cinsiyet alanlarında çalışan sivil toplum liderleri arasından alanlarında kendisini kanıtlamış seçkin uzmanlardan oluşur.
 

Kapıkule Sınır Kapısı'ndan TIR geçişlerini hızlandıracak proje

Sabancı Üniversitesi ve Bulgaristan'dan Sofya Teknik Üniversitesi "Kapıkule ve Kapitan Andreevo kapılarında Uyumlaştırma ve İyileştirme Süreç Analizi" için ortak araştırma projesi başlattı.


Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ve Bulgaristan Uluslararası Nakliyeciler Birliği'nin (SMP) organizasyonu ile başlayan projenin tanıtım toplantısı, Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde düzenlendi.

Proje toplantısında, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Füsun Ülengin, Sofya Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Fakültesi Ulaştırma ve Hava Araçları Ekipman ve Teknolojileri Bölümü Dekanı Valyo Nikolov Nikolov ve Öğretim Üyesi Georgi Jordanov Kozarev tarafından sunum yapılarak, hedefler ortaya kondu.

Türk ve Bulgar gümrük bakanlıklarının da desteklediği proje kapsamında, ortalama 750 tırın geçişine imkan veren kapıdan kısa vadede bin 600, uzun vadede 3 bin araç geçişinin sağlanması hedefleniyor.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Füsun Ülengin, projenin Sabancı Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi ve UND işbirliği ile gerçekleştirileceğine dikkat çekti.

Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Müslüm Yalçın konuşmasında, bölgenin ticari faaliyet alanı değil, İstanbul'daki Boğaz Köprüsü gibi sadece bir geçiş amaçlı tasarlanması ve kullanılması gerektiğini belirtti.

UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ise iç ve sınır kapılarında kaybedilen zaman sebebiyle birçok yatırımcı firmanın Türkiye'den çıkmaya başladığını, bu nedenle kapılarda hızlı ve güvenli geçişin sağlanması gerektiğini vurguladı.

SMP Genel Sekreteri Yordan Arabacıyev de proje kapsamında sınırın her iki tarafında da yavaşlamaya neden olan sorunların çözülmesi ve sınır kapısındaki süreçlerin iyileştirilmesi gerektiğini anlattı.

Toplantıya, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Gümrük ve Turizm İşletmeleri yetkilileri de katıldı.

Proje ekibinde Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Füsun Ülengin, Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekan Yrd. Burçin Bozkaya, Endüstri Mühendisliği Programı öğrencileri Alihan Tütüncü ve Cihan Sevgi Turan yer alacaklar. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden İlker Topçu, Özgür Kabak ve Mine Işık yer alacaklar. Doğuş Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden ise Şule Önsel Ekici, Bora Çekyay, Peral Toktaş Palut ve Özay Özaydın bulunacaklar.



Abone ol