Ana içeriğe atla

Serhat ŞENGÜL’le Kendi Yolunu Çizmek Üzerine

Röportaj: Aybike TOMBAK

Emirgan’da boğaza karşı hoş bir kafede bir araya geldiğimiz Serhat ŞENGÜL’le sanki röportaj yapmıyorduk da uzun zamandır görüşmediğimiz için hasret gideriyorduk. Bunda kendisinin yanında aylar geçirmemin etkisi büyüktü. Çok zormuş bir editörle, hem de iyi bir editörle röportaj yapmak! Kendisi yalnızca benim sorularımı yanıtlamadı, kendi sorularını sorup kendi yanıtlarını verdi. Bana da sadece susup onun hikayesini, Türkiye’de moda sektörü üzerine düşüncelerini büyülenerek dinlemek kaldı.

-Kendinizden biraz bahseder misiniz? Serhat ŞENGÜL kimdir?

Ben aslında mühendisim. Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum, daha sonra Galatasaray Üniversitesi’nde MBA eğitimi aldım. Yüksek lisansımı yaptığım dönemde finans sektöründe çalışmaya başladım. Global Yatırım Holding’te Yatırımcı İlişkileri ve Kurumsal İletişim Departmanı’nda çalıştım uzun süre. Sonra yine aynı holding bünyesinde deniz turizminde pazarlama departmanında çalıştım. Bu nedir? Cruise gemileri vardır ya büyük yolcu gemileri, onların limana yanaşmalarını, orada ödediği kiradan tutun yolcu başına alınan ayak bastı ücretine kadar içeren oldukça karlı bir sektör. Benim bünyesinde olduğum holding bu işin karlı olduğunun farkına varıp liman işletme hakkı almış, bu işi büyütmeye çalışıyorlardı. Ben de kendi departmanımda pazarlama yapıyordum.

- Bugün başarılı bir Moda PR şirketiniz var. Farklı sektör de olsa pazarlama hep vardı yani?

Tabii hep pazarlama yapmak istedim. MBA’imi de o yüzden yaptım. Ben aslında biraz daha ilaç sektörü düşünüyordum ama finans ve turizm üzerinden ilerledim. Çok keyifliydi, beni çok pişirdi. Baştan marka yarattık: logoları, web siteleri, kurumsal kimliği, o limanların nasıl konumlandırılacağı... Daha sonra finansal iletişime geri döndüm. İstemeden MT gibi çalışmış oldum yani. Aynı holding bünyesinde farklı ortamları görme şansım oldu.

-Moda sektörüne dönüşünüz, karar süreci nasıl gelişti?

Askere gidip geldikten sonra aslında herkesin imrendiği bir işi yapıyor olmama rağmen mutlu değildim. Yani çok seyahat ediyordum, yurtdışına gidiyordum; finans zaten yeme, içme, gezmeyle paralel bir sektör. Ancak ben daha kreatif bir iş yapmak istiyordum. Askerde değişen PR stratejileri, iletişim yolları, yeni dünyada o eski pazarlama yöntemlerinin olmadığı, çok başka bir konuma geldiğini anlatan bir kitap okumuştum. Hatta bölümlerin altını çizmiştim, notlar almıştım vs. Dönünce dedim ki ben kreatif bir iş yapmak istiyorum.

-Ve işe başladınız?

Ve işe başladım. Ne yapabilirim? Baktım bloglar var. Benim de o dönemde seyahat ederken en büyük tutkum alışveriş. Moda dergileri, burda olmayan stil dergileri alıyorum. Kravat bağlama, mendil katlama şekillerini öğreniyorum. Bunları kendim için öğreniyorum, niçin paylaşmayayım?


Bloğumu dergi kafasında açtım. Muhtemelen kendimi bir blogger olarak görmediğimden. Bir blogla yetinmeyeceğimi biliyordum.

Oturdum bir pazarlama planı yaptım ve yalnızca moda değil yaşam tarzı üzerine bir blog yarattım. Bloğum kurumsal hayatta çalışan ama renkli bir hayatı olan, renkli de giyinen bir karakteri yansıtmaya başladı. Mesela, takım elbiselerinin içine gömlek yerine balıkçı yaka kazak giyen, farklı bir kemer seçen belki bir iğne takan bir karakter benimsedim. Çok yaratıcı bir fotoğrafçı arkadaşım vardı, gözüne de güvenirim. Ona bir teklif götürdüm gel birlikte fotoğraflar çekelim senin elinde bir portfolyo olsun benim elimde güzel fotoğraflar olsun. Birlikte bu işe girdik. Atladık at çiftliklerinde fotoğraflar çektik çamurlara bata çıka, sanayi müzesinde uçak koltuklarının üzerinde. (gülüyor) Hep bir hikaye, editorial vardı. Ben model değilim ama aslında blogger mantığında insanları çeken şey o. Ortanın altında boyu olan finans sektöründe çalışan birisi, sizden birisi yani.

-İnsanların sizi bulması nasıl oldu? Bloğunuzu mu keşfettiler?

Sosyal medyadan duyurmaya başlamıştım ufak ufak. Sonra ben mühendisim ama bu sektörden insanlarla kontak kurmam gerekiyor nereden kurabilirim, İstanbul Moda Akademisi’nin kısa süreli eğitimlerinden birisine gittim. Orda ciddi network edindim. Orda tanıştığım hocalarımın bloglarında yazmaya başladım , onlarla birlikte moda haftalarına katılmaya başladım.

Vogue’un bir ilanını gördüm: “Vogue’un resmi bloggerı olmak ister misiniz?” Benim de 70 takipçim var o zamanlar gülerek doldurdum başvuruyu. Ve seçildim! Benim için bu sektöre adım atarken ilk resmi başarı budur.

Bu dönemlerde tanıştığım sonradan çok da samimi olduğum blogger Burçin Ünal (Styleboom) benim bloğumu görüp doğru insanlara tanıtan kişi. Burçin zaten headhunter’dır yani doğru insanları bir araya getirir. Esquire dergisinin genel yayın yönetmenine gidiyor ve beni anlatıyor o dönem. Görüşmeye gidiyorum, tabii işten çıkmışım mendilim, takım elbisem, aklı başında da konuşuyorum vs genel yayın yönetmeni Okan Can Yantır’ın bakışlarından seziyorum diyor bu nasıl blogger. (gülüyor) O görüşmede bana dedi ki siteyi boşver ister yaz ister yazma benim seninle ilgili çok başka fikirlerim var. Amerika’da çıkan Esquire’ın erkeklere yönelik stil rehberi gibi “Big Black Book” var, Okan Can Yantır da bunu yerel içerikle sıfırdan yapmak istiyormuş Türkiye’de. Gel bunu birlikte yapalım dedi. Big Black Book için anlaştık ve ben Big Black Book’un editörü olarak konseptini, konuları belirleyen, çekim ayrıntılarını oluşturan daha sonra ekiple paylaşan kişi oldum. Geçtiğimiz haftalarda da 8.’sini çıkardık. Sonra dergiler birbiri ardına geldi. İşte Forbes’ta yazmaya başladım, şimdi ALL Magazine’le çalışıyorum. Zaman zaman diğer dergilerde fikir veriyorum, arada Sabah Gazete’sine yazıyorum. Moda yazarlığı hayatım işte böyle başladı ve devam ediyor.

-Moda PR ajansınız ve RACK adında bir showroom’unuz var. Bunların hikayesi nedir?

Yayın hayatıma başladığımda hala finans sektöründeydim ve yaptığım işten memnun değildim artık. Ofiste enerji santrali sunumu hazırlıyorum ama bir yandan evde Londra Moda Haftasının erkek koleksiyonlarına bakıyorum. (gülüyor) Bir gün sektörün önemli bir ajansı bana bir iş teklifiyle geldi ve benim için inanılmaz bir fırsat oldu. Bambaşka bir sektöre geçmiş oldum. Çalıştığım ajans bir yandan da bir showroom ve içerisi çekimlere gidecek tasarım ürünlerle dolu. Ayrıca hem çok prestijli hem de herkesi bir araya getiriyor: Ünlüler, editörler, markalar, stylistler...Orada uzun süre çalışmak istesem de içimdenbir ses 1 yıl içinde ayrılacağımı söylüyordu. Öyle de oldu. Ajanstan ayrıldıktan sonra, kurucu ortağı olduğum bir kreatif ajans kurduk, moda pr ve proje ajansı. Markalara danışmanlık veriyorduk benbir yandan da yazılar yazmaya çekimler yapmaya devam ediyordum. Ama son işimden beri hep hayalim: Tasarım ürünleriyle dolu bir showroom. Sonra doğru insanlarla yolumuz kesişti herhalde biz bu ajansı bugünkü showroom/ajans RACK’e çevirmiş olduk. Şimdi RACK başlığı altında hem showroom hem ajans işlerimiz devam ediyor.

-Editör, ajans sahibi, bir de eğitmen kimliğiniz var.

Son bir yıldır Bilgi Üniversitesi Moda Tasarım Bölümü’nde öğretim görevlisiyim. Güz döneminde Moda Yazarlığı ve Styling, bahar döneminde de Moda Kariyeri Yaratma ve Defile Planlama dersleri veriyorum. Hep hayalimdi ders vermek, prestijli bir üniversitede olması da tabii ki ayrı bir keyif.

-Şu an yapmak istediğiniz ve yapmadığınız bir şey kaldı mı?

Yapmak istediğim şeyler tabii ki var ama dönüp baktığımda hayallerim istediğimden de öte gerçekleşmiş. İleriye götürmek, daha iyisini yapmak isterim. Tek yarışım kendimle. Örneğin yabancı bir basında online ya da offline moda yazarlığı yapmak isterim.

Türkiye bir moda merkezi değil. Fransa, İngiltere, İtalya artık Amerika moda merkezi ülkeler. Onlar bu işi bilirlerken ben ancak buraya ithal edebilirim. Yurtdışında gördüğüm standlar, yaratıcı fikirler, okuduğum dergiler hep öğrenme aracım.

-Peki hiç duvara tosladığınız veya karşılaştığınız zorluklar oldu mu?

Benim şöyle zorluklarım oldu: Kreatif bir şeyler üretip satma üzerine yola çıktık ama sonradan farkettik ki firmalar biraz yanlış yönlendirilmişler, kötü tecrübeler edinmişler. Yaratıcı fikirler başlığı altında basmakalıp fikirler sunulmuş onlara ve bunu fark edip ajanslara küsmüşler. Bizim birinci handikapımız bu yargıyı aşmaya çalışmak oldu. İkincisi de moda endüstrisi evet çok güzel, kırmızı bir elma gibi hart diye ısırmak istiyorsunuz. Bütün markalar o sektöre girmek istiyor, bütün gençler buyer olmak istiyor, moda editörü olmak istiyor. Bunun içinde çok yetenekli gençler de var ama basmakalıp işlerle yalnızca heves için bulaşan gençler de; keza işin içini boşaltan çok fazla iş de mevcut. Benim ikinci sorunum da bu oldu. Özellikle de aileme benden çok daha prestijli işler bekleyen bu işin boş tarafından uzak durduğumu, bu işin dolu kısmında çok ciddi biçimde yaratıcı işler yapan bir insan topluluğu olduğunu anlatmaya çalışmak çok fazla zamanımı aldı. Halbuki modanın çok sosyolojik bir altyapısı var. Bunun içinde çok önemli profesörler, sosyologlar, dünyadaki büyük trend kahinleri oturuyorlar dünyadaki bütün savaşları , sosyolojik gelişmeleri irdeleyip bir renge öyle karar veriyorlar. Yani bir dönem mesela gotik, punk etkisi geliyorsa bunun muhakkak bir altyapısı var; sloganlı tişörtler çıktıysa arkasında belki Arap baharı var. Beni çeken taraf da belki de bu; çünkü ben ancak modanın içinin bu kadar dolu olduğu gerçeğiyle akıl sağlığımı koruyabiliyorum.

 Aybike Tombak'ın blogu: http://symoneki.com/serhat-sengulle-kendi-yolunu-cizmek-uzerine/

 

Yeni Girişli Öğrenciler için 2016 Ağustos ELAE Önemli Bilgiler

Ağustos 2016 ELAE 1. Aşama sınavına girecek yeni girişli öğrencilerimizin dikkatine,

Öğrencilerimizin 1. Aşama sınavına girecekleri sınav salonlarının bilgisi, 12 Ağustos 2016, Cuma günü saat 21:00’ den itibaren fakülte binalarının kapılarına asılacak listelerden ve web sayfamızdan duyurulacaktır.

1. AŞAMA SINAVI TARİHİ VE SINAV SAATİ :

15 Ağustos 2016, Pazartesi / 09:30 – 11:00

1. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin, kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan yarım saat önce sınav salonunun önünde hazır bulunmaları, resimli kimlik (nüfus cüzdanı, ehliyet, vb.) ve kurşun kalem, silgi gibi gereçleri yanlarında getirmeleri gerektiği önemle hatırlatılır.

1. Aşama sonuçları, 15 Ağustos 2016, Pazartesi günü (sınav günü) saat 21:00’ den itibaren Sabancı Üniversitesi dış web sayfasında yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

1. Aşama sınavından başarılı olamayan (UL notu alan) öğrenciler sınav sonuçlarına göre, Temel Geliştirme Yılı’nda Rota 1, Rota 2 veya Rota 3’e yerleştirileceklerdir. 

1. Aşama sınavına girmeyen (NA alan) öğrenciler Rota 1’e yerleştirileceklerdir.

İngilizce seviyesinin çok yüksek olmadığını düşünen yeni öğrencilerimiz varsa, bu düşüncelerine rağmen 1. Aşama sınavının tümüne mutlaka girmeleri ve doğru olduğunu düşündükleri cevapları vermeleri, İngilizce seviyelerinin en doğru şekilde belirlenebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

2. Aşama Sınavına girecek öğrenci grupları:

  • 1. Aşamada başarı gösteren (SL-yeterli) notu alan yeni girişli lisans öğrencileri

ÖNEMLİ NOT : Lisansüstü, Beklemeli/Dışarıda Hazırlanan ve Yaz Okulu’nda okuyan öğrencilerimize uygulanacak sınav ile ilgili daha sonra bir duyuru yayınlanacaktır.

Sınav yeri bilgisi2. Aşama için sınav salonu bilgisi, 16 Ağustos, 2016 Salı günü saat 15:00’ ten itibaren fakülte binalarının kapılarına asılacak listelerden ve web sayfamızdan duyurulacaktır.

 

2. AŞAMA SINAVI TARİH VE SINAV SAATLERİ:

17 Ağustos 2016, Çarşamba /  09:30-15:00 (detaylar aşağıdadır)

9:30 – 11:00 Writing

11:00 – 12:00 Listening

12:00 – 13:15 Yemek arası

13:15 – 15:00 Reading

2. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin, kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan yarım saat önce sınav salonunun önünde hazır bulunmaları, resimli kimlik (nüfus cüzdanı, ehliyet, vb.) ve kurşun kalem, silgi gibi gereçleri yanlarında getirmeleri gerektiği önemle hatırlatılır.

2. Aşama sonuçları, 26 Ağustos, 2016 Cuma günü saat 21:00’den itibaren Sabancı Üniversitesi dış web sayfasından yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

Sınav sonuçları, sözlü yanıtlamalardan doğabilecek olası yanlış anlama veya yanlış bilgilendirmeden kaçınmak ve güvenliği sağlamak amacıyla, telefonda kesinlikle açıklanmamaktadır. 

ELAE sınavları için mazeret sınavları düzenlenmez.  

ELAE sonuçları harf notu olarak açıklanır*

SL – Satisfactory from the ELAE İngilizce Dil Ölçme Sınavında Yeterli,

UL- Unsatisfactory from the ELAE İngilizce Dil Ölçme Sınavında Yetersiz; 

NA: Sınava girmedi / UL gibi işlem görür)

Prosedürlerimiz gereği rakamsal not kesinlikle açıklanmaz.

* Sadece ikinci aşama sınavı için SL ve UL harf notları baremlere ayrılır:

SL : Başarılı :  A-SL, B-SL, C-SL,

EL:  Ağustos 2016 ELAE sınavından muaf olan öğrencileri gösterir

UL : Başarısız: D-UL, E-UL, F-UL,

NA: Sınava girmeyen/ UL gibi değerlendirilir,

Not baremi aşağıdaki gibidir:

A

SL

85 - 100

B

SL

75 - 84

C

SL

65 - 74

   

D

UL

55 - 64

E

UL

45 - 54

F

UL

 0 -  44

 

 

 

 

 

2. Aşama sınavından %65’ in altında başarı gösteren / UL alan öğrenciler, ELAE I. aşama sınav sonuçlarına göre, Temel Geliştirme Yılı’nda Rota 3 veya Rota 4’e yerleştirileceklerdir.

2. Aşama sınavından başarılı olan / SL notu alan öğrenciler, 2016-2017 Akademik Yılı’nda fakültelerine başlamaya hak kazanırlar.

ELAE sınavı ile ilgili detaylı bilgiye ve örnek sınavlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Sınava girecek tüm öğrencilerimizin bu linkte verilen bilgileri kontrol etmelerini öneririz.

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

Devrim Gözüaçık Autophagy Journal’a Yardımcı Editör olarak davet aldı

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Devrim Gözüaçık, otofaji alanında uzmanlaşan en önemli yayın olan uluslararası Autophagy Journal’a yardımcı editör olarak davet aldı.

Uluslararası platformda otofaji alanındaki önde gelen uzmanlardan sayılan Dr. Devrim Gözüaçık, yayının genel yayın yönetmeni Dr Daniel J. Klionsky (University of Michigan, ABD) bağlı olarak çalışacak.

Taylor Francis Publishing (ABD) tarafından yayınlanan Autophagy Journal, hücresel biyoloji alanında yayınlanan 850 yayın arasında en iyi 20 yayın arasında yer alıyor.
Derginin yayın kurulu için tıklayınız.

Dr. Devrim Gözüaçık’ın web sitesi için tıklayınız.

Teatalks'un Silikon Vadisi ziyareti

Teatalks (CEO'larla Çay sohbetleri Kulübü) öğrenci kulübü olarak bir ilki gerçekleştirdi. Teatalks ekibi dünyanın önde gelen şirketleri ile görüşmek üzere Silikon Vadisi'ni ziyaret etti.

Google, Apple, Deloitte, Avast, Udemy, Oracle, Slicetech, Wmware, A.T Kearney, Intel, Palantir, Microsoft gibi ünlü şirketlerin teknolojileri ile tanışma fırsatı bulan kulübümüz, üniversitemizi ABD'de başarı ile temsil etti. 

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemize MÜDEK Akreditasyonu

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemizin Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği ile Elektronik Mühendisliği Lisans Programları, Türkiye'de mühendislik programları alanında akreditasyon vermeye tek yetkili kuruluş olan Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği MÜDEK tarafından 01.05.2016 tarihi itibariyle akredite edilmiştir. 

MÜDEK tarafından yapılan bu akreditasyon, eğitim programlarımızın yüksek standartlara uygunluğunu teyit etmekte ve kalite güvencesini ifade etmektedir. Akredite olan programlarımıza, Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı "EUR-ACE" etiketi verilmiştir. Bunun yanında MÜDEK, Uluslararası Mühendislik Birliği şemsiyesi altındaki çok taraflı akreditasyon tanıma anlaşması Washington Accord’un tam üyesidir. 

14.Dünya Ulaştırma Konferansı

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Ülengin, 65 ülkeden uzmanın katıldığı “Dünya Ulaştırma Konferansı”nın başkan yardımcılığını yaptı.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Ülengin, 10-15 Temmuz 2016 tarihleri arasında Shangai’de düzenlenen 14. Dünya Ulaştırma Konferansı'nın Düzenlenmesinden Sorumlu Uluslararası Bilim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.

Tüm dünyadan ulaştırma alanında çalışan akademisyenlerin katıldığı konferansta, şehir içi toplu taşımadan hava taşımacılığına, bisiklet politikalarından park sorunlarına, çevre kirliliğinden trafik risk analizine kadar geniş yelpazedeki konular ele alındı.

Prof. Dr. Füsun Ülengin konferansın en önemli amaçlarından birinin, tüm dünyadan, ulaştırmanın her aşamasındaki uzmanları biraraya getirerek, ulaştırma araştırmalarındaki farklı fikirlerin ele alınacağı bir platform oluşturmak olduğunu söyledi.  Konferansta 65 ülkeden, 1170’in üzerinde sözlü ve poster sunum gerçekleştiğine ifade eden Füsun Ülengin; konferansta ele alınan ana başlıkların, Genel Ulaşım Modelleri, Deniz Taşımacılığı ve Lojistiği, Trafik Yönetiminin Operasyonu ve Kontrolü, Ulaştırma İhtiyacı, Ulaştırma Ekonomisi ve Finansı, Ulaştırmada Sürdürülebilirlik, Ulaştırma Planlaması ve Politikası, Gelişen Ülkelerde Ulaştırma olarak sıralanabileceğini söyledi. Füsun Ülengin, Türkiye’den bir akademisyen olarak, dünya çapında bir konferansa Uluslararası Bilim Kurulu Başkan Yardımcılığı yapmaktan büyük bir gurur duyduğunu belirtti.

Prof. Dr. Füsun Ülengin Hakkında:
Füsun Ülengin Karara Analizi konusunda profesördür. Özellikle Türkiye’de mevcut lojistik ve ulaştırma sorunlarına karar analizi teknikleri ile çözümler geliştirilmesi üzerinde çalışmaktadır. 

2002-2005 tarihleri arasında; İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde ve 2009-2013 tarihleri arasında ise Doğuş Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde Dekan olarak görev yapmıştır. Aynı zamanda; 2009-2013 yılları arasında Doğuş Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde Bölüm Başkanlığı görevini sürdürmüştür.

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Mühendisliği Bölümü’nden birinci olarak almıştır. Yüksek Lisansını Boğaziçi Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği alanında yapmıştır. Doktora çalışmalarını Waterloo Universitesi, Mühendislik Fakültesi, Yönetim Bilimleri  bölümünde tamamlamış olup, doktora derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Mühendisliği Bölümü’nden yine birincilikle almıştır. Doktora sonrası çalışmalarını Birmingham Üniversitesi, Üretim Mühendisliği  Bölümü’nde gerçekleştirmiştir. Yüksek lisans ve doktora tezleri ile doktora sonrası araştırması lojistik modelleme konularındadır. Çalışma alanları; başta ulaştırma ve lojistik sistemleri olmak üzere makrosistemlerin çok ölçütlü modeller ile değerlendirilmesi ve ülkelerin ve sektörlerin rekabet analizine ilişkindir.

Dr. Ülengin aynı zamanda grup halinde çok ölçütlü karar verme, karar destek sistemleri, Bayes Nedensel Ağları ve Yapay Sinir Ağları konuları ile ilgilenmektedir. Bu konularda yazdığı çok sayıda SCI ve SSCI makalesi; Omega, Journal of the Operations Research Society, Socio-Economic Planning Sciences, European Journal of Operational Research, Transportation Research-E, Transportation Research-C, Journal of Production Economics, European Journal of Marketing, The Service Industries Journal, Interfaces, Expert Systems with Applications  gibi çok çeşitli dergilerde yayınlanmıştır. “Transportation Policy” ve “Case Studies in Transport Policy” dergilerinin yayın kurulundadır.
Dünya Ulaştırma Konferansları Derneği (World Conference of Transportation Research Society-WCTRS) derneğinin Bilim ve Yürütme Kurulları’nın üyesi olup; World Conference of Transport Research; WCTR’2004, Odyseus Workshop on Logistics’2009, IFAC International Symposium on Computational Economics and Financial and Industrial Systems  – CEFIS ’07, ile 32. Ulusal Yöneylem Araştırması/Endüstri Mühendisliği (YAEM’2012) Kongrelerinin düzenlenmesinde Program Kurulu başkanı olarak görev almıştır. Ayrıca; WCTR ‘2010 da; konferanslardan sorumlu Uluslararası Bilim Kurulu Başkan Yardımcısı görevini gerçekleştirmiş olup, Temmuz 2013 itibari ile aynı göreve yeniden atanmıştır.  Halen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ulaştırma ve Lojistik Sektör Meclisi danışmanı olarak görev yapmaktadır.

Marie Sklodowska-Curie Araştırma Bursları 2016 Yılı Çağrısı

Değerli Öğretim Üyeleri/Araştırmacılar,

Marie Sklodowska Curie Bireysel Araştırma Bursları 2016 yılı çağrısı 12 Nisan 2016 tarihinde açılmış olup; resmi bayram tatili sebebiyle 08 Eylül 2016 tarihine kadar başvurular yapılacaktır. Bu program tüm araştırma alanlarından proje önerilerini desteklemekte olup deneyimli araştırmacıların ülkelerarası dolaşımına olanak sağlamaktadır.

Marie Sklodowska Curie Bireysel Araştırma Burslarına basvuru yapmak isteyen arastırmacılar gitmek istedikleri ülkeden bir kurum belirlemeli bu kurum ile bir araştırma projesi hazırlamalı ve bu projeyi çağrı kapanış tarihine kadar Avrupa Komisyonu’na online portal aracılığı ile sunmalıdır.

Bu programdan doktora derecesini tamamlamış ya da en az 4 yıl tam zamanlı araştırma deneyimine sahip araştırmacılar faydalanabilmektedir. Program kapsamında iki şekilde dolaşım mümkün olmaktadır.

1.Avrupa Bursları (European Fellowships):

Araştırma süresi 12-24 aydır. Avrupa Burslarına başvuran araştırmacı, son başvuru tarihi itibariyle, gideceği ülkede son 3 yılda 12 aydan fazla bulunmamış olmalıdır.

a.Kariyerine Geri Dönüş Paneli (Career Restart Panel-CAR): Bu panele çağrı kapanış tarihi itibariyle son 12 aydır araştırma yapmamış/ara vermiş olan araştırmacılar başvurabilirler.

b.Ülkesine Geri dönüş Paneli (Reintegration Panel-RI): Amerika, Japonya, Kanada gibi Avrupa dışındaki ülkelerden Türkiye’ye geri dönüş yapmak isteyen araştırmacıların başvurularına uygundur.Geri dönüş için başvuran araştırmacının bir AB üye/asosiye ülke vatandaşı olması ya da en az 5 yıl araştırma amaçlı bu ülkelerde ikamet etmiş olması gerekmektedir

Kariyerine (CAR) ve Ülkesine (RI) Geri Dönüş Panellerine başvuran araştırmacıların, çağrı kapanış tarihi itibariyle, son 5 yıl içerisinde 36 aydan fazla gidecekleri ülkede (Türkiye’de) bulunmamış olmaları gerekmektedir.

2.Global Burslar (Global Fellowships):

Araştırma süresi 12-24 aydır. 12 ay yurda dönüş mecburi olup, araştırmacı dönüşündeki 12 ay süresince de desteklenmektedir. Araştırmacı, son başvuru tarihi itibariyle, gideceği ülkede son 3 yılda 12 aydan fazla bulunmamış olmalıdır.

Marie Sklodowska Curie Araştırma Programları ve Bursları hakkında genel bilgiler 2016 yılı Çalışma Programı’nda; Bireysel Burslar (IF) başvuru süreci ile ilgili detaylı bilgiler ise Başvuru Rehberi’nde yer almaktadır. İlgili dökümanları ekte bulabilirsiniz.

UYARI:  Başvuru formlarında değişiklikler yapılmış olup, güncel “Başvuru Formları" ekte yaralmaktadır.

Program hakkında daha detaylı bilgi için lütfen tıklayınız. Programla ilgi her türlü sorunuz için PGO ile iletişime geçebilirsiniz.

Saygılarımızla,
Araştırma Projeleri Geliştirme Ofisi
Araştırma ve Lisansüstü Politikalar Direktörlüğü

Kurumsal Yönetimde Uluslararası Başarı

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, 26 trilyon $ varlığı yöneten  varlık yöneticilerini ve yatırımcılarını bir araya getiren  Uluslararası Kurumsal Yönetim Ağı – ICGN (International Corporate Governance Network) yönetim kurulu üyeliğine yeniden seçildi. 

Melsa Ararat yayınladığı ilkeler, rehberler ve beyanlarla özellikle ABD ve İngiltere’de yatırım sektörünü ve finansal piyasaları etkileyen ICGN’in yönetim kurulunda yer alan ilk ve tek akademisyen olmaya devam ediyor.

Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi ve Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, Londra’da düzenlenen genel kurul toplantısında Uluslararası Kurumsal Yönetim Ağı - ICGN (International Corporate Governance Network) Yönetim Kurulu’na yeniden seçildi. Melsa Ararat, ICGN’in guvernörü olarak seçilen ilk ve tek akademisyen olmaya devam ediyor.

Melsa Ararat 2002 yılında Sabancı Üniversitesi ve TÜSİAD’ın işbirliği içinde kurduğu Kurumsal Yönetim Forumu’nun direktörü olarak sermaye piyasalarının uluslararası yatırımcıları cezbedecek regülasyonları hayata geçirmesi konusunda öneriler geliştirdi ve BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nin oluşturulması aşamasında BIST yönetimi ile çalıştı. Yatırımcılar adına hareket eden CDP’nin İklim ve Su Programlarının Türkiye’de hayata geçirilmesinde öncülük eden Ararat aynı zamanda İklim Bonosu İnisiyatifi (CBI) Danışma Kurulu Üyesi.  Ararat 2013 yılından beri Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği TKYD’nin Akademik Kurulu’nun başkanlığını da yürütmekte.

Türkiye piyasasını kurumsal yönetim açısından değerlendiren Melsa Ararat “Kurumsal yönetimi ekonomik olarak halka açık şirketlere yatırım yapanların bu yatırımlarından makul bir getiri elde etmelerini sağlayan sevk ve idare sistemi olarak tanımlarsak bu sistemin iyi çalışmasında iki ana unsurun belirleyici olduğundan söz edebiliriz; piyasalar aracılığı ile kurumsal yatırımcılar ve yönetim kurulları. Maalesef bizde her iki unsur da etkin değil. Sermaye piyasalarının sığlığı ve halka açılma oranlarının düşüklüğü kurumsal yatırımcıların etkin olmasını engelliyor. Piyasa şirketleri disipline etme rolünü etkin olarak yerine getiremiyor. Diğer yandan yönetim kurulları pek çok şirkette formalite olmaktan öte gitmiyor veya üyeleri büyük ortakların kontrolünde oluşturulduğu için ya gerekli yetkinliğe sahip değil ya da yeterince bağımsız değil. Geriye kalan tek yol kural ve düzenlemeler. Bundan dolayı bizde şirketler hep kurallardan ve düzenlemelerden şikayet ederler ve bazen de yeni kuralları hafifletmeyi veya uygulamaya konmalarını geciktirmeyi başarırlar” diye ekledi.

Melsa Ararat ICGN’in üyeleri arasında BIST şirketlerinin işlem gören paylarını en yüksek oranda ellerinde tutan uluslararası kurumsal yatırımcıların da yer aldığına dikkat çekerek önümüzdeki dönemde Avrupa’nın büyüme beklentilerinin zayıf kalmaya devam etmesi nedeniyle yükselen piyasaların tekrar yatırımcıların gündemine girebileceğini belirtti.  Ararat bu sene ilk defa SPK temsilcilerinin de San Fransisco’da toplanan ICGN yıllık konferansına davet edildiğini işaret etti. Ararat “İçinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda şirketlerin uzun vadeli kurumsal yatırımcılarıyla ilişkilerini canlı tutmalarını ve karşı karşıya kaldıkları riskleri nasıl yönetecekleri konusunda açık olmalarını öneririm.  Genel kurullarını henüz yapmamış şirketlerin ise yönetim kurullarını uluslararası tanınırlığı olan yabancı bağımsız yönetim kurulu üyeleriyle güçlendirilmelerinin kurumsal yatırımcılara risklerin daha iyi yönetileceğine dair olumlu bir sinyal verebileceğini düşünüyorum” dedi.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Ülengin “Fakültemizin uluslararası platformlarda mevcut başarılarına eklenen bu başarı için Sn. Melsa Ararat’ı tüm içtenliğimle kutluyorum. Özellikle gelecek nesillerin daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmeleri için bugün büyük bir çaba sarfetmemiz gerektiğine inandığım iklim değişikliği, kadının güçlendirilmesi gibi konularda yoğun bir çaba sarfetmemiz gereken bu günlerde Melsa Ararat’ın Uluslararası Kurumsal Yönetim Ağı Yönetim Kurulu’na yeniden seçilmesinin gururunu yaşıyorum” dedi.

Uluslararası Kurumsal Yönetim Ağı Hakkında
ICGN, 1995 yılında İngiltere kanunlarına göre kurulmuş Londa merkezli ve kâr amacı gütmeyen bir şirkettir. 26 trilyon dolar varlığı yöneten varlık yöneticilerinin ve yatırımcıların önderliğinde kurumsal yönetim profesyonellerini biraraya getiren ICGN dünyada kurumsal yönetimin iyileştirilmesi amacıyla  ilkeler, rehberler ve beyanatlar yayınlayarak yatırım sektörünü ve finansal politikaları etkiliyor. ICGN küresel  sermaye piyasaları ve finans sektörünü ilgilendiren tüm platformalarda da etkin olarak yer almaktadır.

Grafen Projesi tüm hızıyla devam ediyor

1 milyar Avro’luk FET Amiral Gemisi Projelerinden biri olan Grafen Projesi’nin ilk otuz aylık fazından sonra, Horizon 2020 ikinci fazı başladı. Modern bilimde yeni bir çağ açan Grafen Projesi’ne Sabancı Üniversitesi Türkiye’den katılan tek kurum. 

Avrupa Komisyonu tarafından, AB 7. Çerçeve Programı ICT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) alanı kapsamında, Avrupa’nın ilk 10 yıllık, 1 milyar Avro’luk FET Amiral Gemisi Projelerinden biri olan Grafen Projesi’nin ilk otuz aylık fazı 31 Mart 2016’da tamamlandı.


Modern bilimde yeni bir çağ açan, 11 ayrı iş paketinden oluşan Grafen Projesi’ne Sabancı Üniversitesi Türkiye’den katılan tek kurum. Sabancı Üniversitesi, grafenin enerji uygulamaları konulu iş paketinde grafenin yakıt pillerinde kullanımı konusunda başarılı çalışmalar gerçekleştirdi.

Projenin Türkiye’den yürütücüsü ve ulusal irtibat noktası olarak görev alan Doç. Dr. Selmiye Alkan Gürsel, projenin ilk fazına ait sonuçları 1 Haziran 2016’da Chalmers Universitesi’nde gerçekleştirilen toplantıda başarıyla sundu. Projenin ilk fazında, grafen esaslı elektrotlar geliştirilerek, yakıt pili içinde düşük miktarlarda katalizör (Platin, Pt) kullanımı ile yüksek verimlilik değerlerine ulaşıldı.

Doç. Dr. Selmiye Alkan Gürsel

Grafen projesi ikinci fazına başarı ile devam ediyor

1 Nisan 2016 itibariyle Grafen Projesi’nin Horizon 2020 fazı başladı.

Projenin bu fazında Sabancı Üniversitesi, Türkiye’den bu projede yer alan tek ana ortak oldu. Ayrıca Sabancı Üniversitesi, projenin bu fazında hem yakıt pilleri (fuel cells) iş paketine hem de teknolojik ölçeklendirme (technology up-scaling) iş paketlerine katkı sağlamakta ve yakıt pilleri iş paketinin yürütücüsü olarak görev yapmaktadır. Yakıt pili konusunda projeden çıkacak sonuçlar ülkemizin bu alandaki hem bilimsel hem de teknolojik açılardan gelişimine de önemli katkılarda bulunacak.

Grafen Projesinin ikinci fazında, grafen esaslı elektrotları modifiye ederek, elektrotlarda minimum miktarda platin kullanarak yakıt pili içinde yüksek performans ve güç değerlerine ulaşmak hedefleniyor.

Grafen projesi, 2023 yılına kadar devam edecek ve proje tamamladığında grafenin özellikle Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Enerji ve Sağlık alanlarında aktif olarak kullanılması hedefleniyor.

Grafen Projesi ve Grafen maddesi hakkında

Henüz on beş yıldan az geçmişi olan grafenin yaşam bilimleri ve tıptaki uygulamalarının, elektroniktekini bile geride bırakacağı düşünülüyor. Grafenin biyolojik uygulamalara da elverişli olmasını sağlayan bazı özellikleri var.  Geniş yüzey alanı, kimyasal saflığı ve kolay devreye girme özelliği, ilaç iletimi için iyi fırsatlar sunuyor.  Benzersiz mekanik özellikleri ise doku mühendisliği ve rejeneratif tıp uygulamalarını akla getiriyor. İncelik, iletkenlik ve sertlik özelliklerinin bir arada bulunması, elektron mikroskoplarında biyomoleküllerin görüntülenmesine yardımcı olarak kullanılabileceği anlamına geliyor.  Kimyasal olarak aktifleştirine grafenin glikoz, kolesterol, hemoglobin ve DNA gibi çeşitli biyolojik molekülleri tespit eden, hızlı ve ultra hassas ölçüm cihazlarının geliştirilmesinde rol oynama ihtimali de var.

Özellikle grafenin fotovoltaik hücrelerde, bataryalarda, yakıt hücrelerinde ve hidrojen depolama gibi uygulamalardaki işlevine odaklanan grup, grafen konusundaki temel ve teknolojik uzmanlıkları enerji dönüştürme ve depolama cihazları üreticilerinin ve tasarımcılarının kullanımına sunarak, enerji ihtiyaçlarına daha iyi cevap verecek.

Sabancı Üniversitesi, grafenin yakıt pilinde kullanımı konusunda çalışmalar yapıyor. Yakıt pili konusunda projeden çıkacak sonuçlar ülkemizin bu alandaki hem bilimsel hem de teknolojik açılardan gelişimine de önemli katkılarda bulunacak. Proje, Sabancı Üniversitesi’nin grafen alanındaki mevcut çalışmalarına katkı sağlayarak, bu alanda bir yetkinlik merkezi ve yeni ortaklıkların oluşturulmasına da imkan sağlıyor. Ayrıca, Sabancı Üniversitesi Türkiye’de grafen ile ilgili oluşturulacak konsorsiyumların projede yer alan Avrupa’daki ortaklarla işbirliklerinin kurulmasında öncülük ederek Türkiye’nin uluslararası platformda adının duyurulmasını sağlıyor.

Grafenin kullanılabileceği önemli uygulama alanları arasında hızlı elektronik ve optik cihazlar, işlevsel hafif bileşenler ve gelişmiş piller yer almaktadır. Grafen teknolojilerinin mümkün kılabileceği yeni ürünlerden bazıları, elektronik kağıt ve bükülebilir kişisel iletişim cihazları gibi hızlı, esnek ve sağlam tüketici elektroniği ürünleri ve enerji verimliliği yüksek uçaklar olarak sayılabilir. Grafenin uzun vadede yeni bilgisayar paradigmalarını ve yapay retina gibi çığır açan tıbbi uygulamaları doğurması da bekleniyor.

 

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nun ilk dönemi tamamlandı

Sabancı Üniversitesi tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Lise Yaz Okulu’nun ilk dönemi sona erdi. Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nun ilk dönemine bu sene Türkiye’den ve yurtdışından toplam 566 öğrenci katıldı. 


Sabancı Üniversitesi tarafından bu yıl altıncı defa düzenlenen Lise Yaz Okulu’nun ilk dönemi 22 Temmuz 2016, Cuma günü sona erdi. Öğrenciler Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’ndeki Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın konserinin ardından gerçekleşen törenle sertifikalarını aldılar.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nun ilk dönemine, Türkiye’den 32 ilden ve yurtdışından Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Arap Emirlikleri, İrlanda, Suudi Arabistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden olmak üzere toplamda 566 öğrenci katıldı. Yurtdışından gelen öğrencilerin katılımıyla Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu uluslararası bir boyut kazanıyor. 

Lise öğrencilerine üniversite deneyimini yaşatan Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, fen bilimlerinden yönetim bilimlerine; sanattan sosyal bilimlere; dil eğitiminden meslekler ve üniversiteler hakkında bilgilendirici seminerlere uzanan zengin bir içerik sunuyor. Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda öğrencilere kendilerini geliştirebilecekleri bir akademik ve kültürel ortam sunuluyor. 

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda; Moleküler Biyoloji, Gen Mühendisliği ve Nano Tıp; Tıp Bilimlerinde Yüksek Teknoloji: Organ Tasarımı ve Yapımı; Sıvılarda Nanoteknolojik Uygulamalar: Tıp, Enerji ve Sanayi; Beyin, Bilim ve Sihir; Endüstri Mühendisliğine Giriş; Bilgisayar Programlaması ve Veri Analizine Giriş; Mühendislik Dallarında Eğitim ve Sektörler; Arttırılmış Mekanik1;   Malzeme Bilimi ve Nanomühendislik; Okyanuslarda, İklim Değişikliğinde, Gökbuzullarda Su ve Enerji: Fizik, Nanofizik, Kimya ve Jeopolitik Açılardan; Astrofizik ve Diğer Yıldızların Gezegenleri; Kozmoloji ve Evren; Psikoloji ve Felsefe; Ekonomi, Finans, Para ve Sizin Geleceğiniz; Hukuk ve Ekonomi; Uluslararası İlişkiler: Küreselleşen Dünyada Türkiye’nin Kurum ve Bireyleri için Tehlike ve Fırsatlar; Uluslararası İlişkiler: Türkiye, Avrupa ve Amerika; Batı Sanatının, Klasik Müziğin ve Tiyatronun Büyük Eserleri; Görsel İletişim, Tasarım ve Sanat; Bilgisayarda Animasyon ve Sanat Yaratın: Siz de Yapabilirsiniz; Temel İngilizce Öğrenimi II; Yaratıcı Zeka ve Yaratıcı Etkinlik; Toplumsal Duyarlılık Projesi; Üniversiteler ve Meslekler: Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” dersleri yer aldı.

Ders dışı etkinlikler

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, gün içerisine yayılmış ders dışı etkinliklerle öğrencilere sportif, kültürel ve sosyal olanaklar sunuldu.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda sunulan ders dışı etkinlikler arasında; kişisel eğitim seminerleri, temel ilk yardım eğitimi, biriç, fitness, tenis, voleybol, basketbol, futbol, korfbol, frizbi, grup egzersizleri, dans, yaratıcı drama, ebru, seramik ve ritim atölyesi yer alıyor.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’ndan elde edilen gelir, Sabancı Üniversitesi burs fonuna aktarılıyor.

Abone ol