Ana içeriğe atla

Veri Analitiği Uygulama ve Geliştirme Merkezi Açıldı

Sabancı Üniversitesi Veri Analitiği Uygulama ve Geliştirme Merkezi'nin (VERİM) açılış etkinliği 20 Haziran 2016 tarihinde Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde gerçekleştirildi. 


Endüstriden ve akademiden katılımcıların büyük ilgi gösterdiği etkinlikte, VERİM eş direktörleri, Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Berrin Yanıkoğlu ve Hasan Sait Ölmez, Merkez'in kuruluş amaçları ve örnek projelerinin yanı sıra, 2014 senesinde eğitime başlayan Sabancı Üniversitesi Veri Analitiği Yüksek Lisans programından kısaca bahsettiler. 

Etkinlikte ayrıca Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri İlker Birbil, Selim Balcısoy ve Kamer Kaya üzerinde çalıştıkları projeler hakkında katılımcılara bilgiler verdi.

VERİM, veri analitiği konusunda hem çekirdek alanlarda, hem inter-disipliner projelerde bilimsel çalışmalar yapacak; endüstri ve kamudan paydaşlarla ortak AR-GE projeleri geliştirecek; veri analitiği konusunda tüm paydaşlara yönelik eğitim seminerleri ve çalıştaylar düzenleyecek öncü bir bir merkez olmayı hedeflemektedir. Sabancı Üniversitesi'nin inter-disipliner yapısı ve endüstriyel projelere verdiği önem ile, bu konudaki Yüksek Lisans programı ile Merkez bu yönden ideal bir konumdadır. 

http://ceda.sabanciuniv.edu/

“Neoliberal küreselleşme ve popülist eğilimler” paneli

İstanbul Politikalar Merkezi-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi tarafından Mercator-İPM Kıdemli Araştırmacısı Çağlar Keyder ve İPM Direktörü Fuat Keyman’ın konuşmacı olarak yer aldığı “Neoliberal küreselleşme ve popülist eğilimler: Küresel bağlamda Türkiye” başlıklı panel geçen hafta gerçekleşti.

çağlar kayder-ipm paneli

İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman, İPM Kıdemli Araştırmacısı Çağlar Keyder

Neo-liberal küreselleşmeye karşı yaygın bir tepki oluşmuş durumda. Bir yandan ulusaşırı ekonomik akımların 2008 krizinden beri yavaşladığı gözleniyor.  Diğer taraftan ise neoliberal ideolojinin hakimiyetine karşı giderek artan sosyal hareketler ve siyasi oluşumlar gündeme geliyor.  Gelişmiş ülkelere bakıldığında ABD’nin seçim kampanyasındaki popülist eğilim özellikle dikkat çekiyor.  Her iki partinin adayları 1980 sonrası ekonomi politikalarının yol açtığı, özellikle de orta sınıfı ve işçileri yoksullaştıran, işsizlik ve gelir dağılımında bozulma yaratan dinamikleri tersine döndüreceklerini vaat ediyorlar.  Ayrıca 1980 sonrası çeşitli liberalizasyon girişimlerinin en son çabası olan Atlantik ve Pasifik ticaret ve düzenleme anlaşmalarını desteklemeyeceklerini söylüyorlar.  Seçmenin baskısıyla hem Wall Street’i hem de Washington’daki şirket lobilerini terbiye etmeye yönelik platformlar oluşturuyorlar.  Seçimin sonucu ne olursa olsun, önümüzdeki dönemin devlet-piyasa dengesinde devletin daha özerk bir rol oynayacağı kesin görünüyor.

Avrupa’nın çesitli ülkelerinde ise aynı eğilimler önce toplumsal hareket olarak gündeme gelip sonra da siyasi arenada görünüm kazanıyor.  İskoçya’nın aşırı liberal İngiltere’den ayrılma isteği, İngiltere’de ise aşırı liberal AB Komisyonundan kurtulma amaçlı Brexit kampanyası en Batı’daki örnekler.  Kıta Avrupası’nda ise hemen her ülkede ulusalcı ve devletçi hareketler gündemde: Fransa’da gençlerin yeni iş kanununa karşı direnmesi, LePen hareketi; Almanya’da göçmen karşıtı ve devletçi PEGIDA ve AfD; Avusturya, Polonya ve Macaristan’da faşizan milliyetçilik, ve tabii ki en önemlisi Brüksel’deki AB yönetimine karşı antipati ve topluluğun dağılmasına yönelik spekülasyonlar.  Liberalizmi tam yaşamamış ülkelerde ise devlet göreli özerkliğini hep koruyabildi.  Yine de çeşitli ülkelerde otoriter popülist liderlerin ve devletçiliğin daha da yükseldigini izliyoruz. 

Bu etkinlikte konuşmacılar, Türkiye’nin de merkezinde olduğu neoliberal küresel dönüşümün ne yönde ilerleyeceği, ekonomik dengeleri ne yönde hareket ettirecegi, siyasi eğilimleri nasıl etkileyeceğine ilişkin sorulara yanıt aradı.

Otofaji'de yeni buluş

Sabancı Üniversitesi'nde otofaji temel yolaklarını kontrol eden yeni ve önemli bir otofaji proteini bulundu. Bu önemli buluşa Gözüaçık Lab üyesi Seçil Erbil ve arkadaşları imza attı.

Otofaji bozuklukları kanserden Parkinson hastalığına kadar birçok önemli hastalıkta rol oynuyor. Buluş hastalıklar için yeni tanı ve tedavi imkanlarına yol açabilir.

Seçil Erbil (önde) Sabancı Üniversitesi Gözüaçık Laboratuvarı'nda deney yaparken

Çalışma prestijli "The Journal of Biological Chemistry" dergisinde yayınlandı. The Journal of Biological Chemistry dergisi Eigenfactor skoruna göre Biyokimya dalında Cell'den sonra 2. Dergi. American Society for Biochemistry and Molecular Biology yayınıdır.

Erbil S, Oral O*, Mitou G*, Cenk Kig, Durmaz-Timucin E, Guven-Maiorov E, Gulacti F, Gokce G, Dengjel J, Sezerman OU, Gozuacik D. RACK1 is an Interaction Partner of ATG5 and a Novel Regulator of Autophagy. The Journal of Biological Chemistry, 2016

"Yeşil Beton" fikri birincilik getirdi!

Daha Yeşil Betona Doğru: Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Programı öğrencilerimizin geliştirdiği inşaat atıklarının geri dönüşümünden beton üretme metodu ödüllendirildi.

İnşaat atığı betonu geri dönüştürerek işlenmemiş materyal tüketimini ve materyal ücretini azaltırken, öğrencilerimizden oluşan "ReCement" takımı aynı zamanda çok daha az enerji tüketen bir beton üretim işlemi de geliştirmiş oldu.

İstanbul’da sürekli olarak devam eden kentsel dönüşüm projeleri sebebiyle ortaya çıkan inşaat atığı betonun miktarı, ciddi bir endişe kaynağı olmakta. Çimento, su ile karıştırılarak betona dönüştürüldüğünde yapısındaki malzemeler yeni hidratlı fazlar oluşturabilmek için, inşaat malzemesi olarak onu çekici kılan gücünü sağlayan geri döndürülemez fiziksel ve kimyasal değişimler geçirmektedir. Malesef oluşan bu materyal  tekrardan su ile etkileşime girmediği için yeniden kullanılamamaktadır. Bu beton atığını direkt olarak çöp sahasına atmak yerine, “ReCement” takımı- Sorour Semsari Parapari (MAT-G), Hazal Batılı (MAT ’16), Noyan Özkan (MAT ’18), ve Deniz Anıl (MAT ’16), AkcanSa’nın 2 Mayıs 2016’da organize ettiği “Betonik Fikirler” Proje Yarışmasında kendilerine birincilik kazandıran "atık betonu geri dönüştürme" metodunu geliştirdi.

Yarışmayı kazanmalarını sağlayan yöntemleri, atık betona ısı uygulayarak yeterli sıcaklıkta yapısındaki malzemeleri yeniden oluşturmasını sağlamaktı. Test materyalleri sistemlerinin termal özelliklerinin 500°C üzerinde ve işlenmemiş materyal için gereken sıcaklığın altında işlenmeye izin verdiğine karar verdikten sonra araştırmacılar, gerçek atık örneklerini kullanarak ve geri dönüştürülmüş betonun kompozisyonu ile orijinal betonun kompozisyonunun benzerliğini göstererek planlarının elverişliliğini kanıtladılar. Ayrıca işlem sırasında yüksek fırın cürufu gibi diğer atık materyallerin de kullanılabileceğini gösterdiler.

Mezuniyet Töreninin Ardından

Sabancı Üniversitesi Mezuniyet Töreni’nde konuşan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı:

•    Terör laneti tüm insanlığı tehdit ediyor. Bu sıkıntıları aşmanın tek yolu ve hepimize düşen görev; farklı inanç ve düşüncelere saygılı, ayrıştıran değil birleştiren değerleri ön plana çıkarmaktır. 
•    İnsan ve ülke sevgisini ön planda tutmak, birlik, beraberlik ve kardeşlikten vazgeçmemektir.
•    Siz de zaman zaman zor seçimlerle karşı karşıya kalacaksınız. İşte o zaman “evrensel değerler kutup yıldınız olsun!”
•    Sabancı Ailesi olarak, hiçbir zaman Türkiye’nin kalkınmasını sadece ekonomik kalkınmayla sınırlı görmedik.  Ekonomik kalkınma ile birlikte sosyal kalkınmanın da aynı ölçüde gerçekleşmesi gerektiğine inandık. Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşu da  böyle bir inancın sonucudur.
•    Gelecekle ilgili bildiğimiz tek şey, bugünden farklı olacağı ve bunun da çok hızlı gerçekleşeceğidir. Ancak başarı için değişmeyen, kişinin kendisiyle ilgili gelişmesidir.

Güler Sabancı konuşmasında mezunlara hayatla ilgili tavsiyelerde de bulundu. Onlara, sürekli öğrenmeye devam etmelerini, kendilerine güvenmelerini, çok çalışmalarını ama hayatı ıskalamamalarını, pes etmemelerini söyledi.

Sabancı Üniversitesi Kampusu’nda düzenlenen Mezuniyet Töreni’nde, 25 doktora, 181 yüksek lisans ve 513 lisans olmak üzere toplam 719 öğrenci diplomasını almak üzere törene katıldı. Sabancı Üniversitesi bu yıl toplam 17 ülkeden öğrenci mezun etti.

Sabancı Üniversitesi, 18 Haziran 2016 Cumartesi günü, lisansüstünde 17. dönem, lisans programlarında 14. dönem mezunlarını verdi. Mezunlar diplomalarını, üniversitenin Tuzla’daki kampüsünde gerçekleşen ve yaklaşık 5 bini aşkın kişinin katıldığı törenle aldılar. Törende, fakülte birincilik ödülleri de sahiplerini buldu. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Birincisi Barza Nisar, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Birincisi Mehmet Oğuz Gök, Yönetim Bilimleri Fakültesi Birincisi ise Melis Maravent oldu.
   
Törende, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Rektör Prof. Dr. Nihat Berker’in yanı sıra, lisansüstü mezunları adına Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü Yüksek Lisans Programı Mezunu Buğra Güngör,  lisans mezunları adına Uluslararası Çalışmalar Programı Mezunu Buğrahan Namdar ile Sabancı Üniversitesi Mezunları Derneği Başkanı Zeynep Bahar Çelik birer konuşma yaptılar.

Sabancı Ailesi olarak, hiçbir zaman Türkiye’nin kalkınmasını sadece ekonomik kalkınmayla sınırlı görmedik

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı konuşmasına, Sabancı Üniversitesi’ne katkı veren değerli insanları anarak ve onlara teşekkür ederek başladı.

Sabancı Ailesi olarak, hiçbir zaman Türkiye’nin kalkınmasını sadece ekonomik kalkınmayla sınırlı görmediklerini ifade eden Güler Sabancı, ekonomik kalkınma ile birlikte sosyal kalkınmanın da aynı ölçüde gerçekleşmesi gerektiğine inandıklarının altını çizdi. Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşunun da böyle bir inancı sonucu olduğunu sözlerine ekledi. “Ailenin de desteği ile 42 yıldır Türkiye’nin sosyal gelişimi için çalışan Sabancı Vakfı’nın en büyük eseri Sabancı Üniversitesidir!” dedi.

Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı Sakıp Sabancı’yı da anan Güler Sabancı, “Türkiye’nin daha iyi bir geleceğe kavuşmasının tek kriterinin iyi yetişmiş, iyi eğitilmiş gençlerle olacağına yürekten inanan, yapıcı ve pozitif kişiliği, hoşgörüsü ve öncü girişimleri ile üniversitemizin kurulmasını sağlayan Onursal Başkanımız Sakıp Sabancı’yı rahmet ve şükran ile anıyorum” dedi.

Tosun Bey’in katkıları büyüktür
Güler Sabancı, Şubat ayında vefat eden, Sabancı Üniversitesi Kurucu Rektürü merhum Prof. Dr. Tosun Terzioğlu’nu da konuşmasında andı. “TÜBİTAK Başkanlığı’ndan Sabancı Üniversitesi’ni, henüz olmayan bir üniversitenin kurucu rektörlüğünü kabul etti ve geldi. Törenimizdeki akide şekeri, kampüsteki ağaçlar, üniversiteye katkı verenlere tuğla hediye etme, bugün öğretim üyelerimizin ve öğrencilerimizin giydiği cübbelerin seçimine kadar  bizle yaşayacak geleneklerin yaratılmasında Tosun Bey’in katkıları büyüktür” diyerek sözlerine devam etti.

Tosun Terzioğlu’nun cübbelerin tasarımı sırasında bulunduğu uyarıyı aktaran Güler Sabancı,  “Tüm üniversite cübbeleri en eski üniversiteler orada olduğu için,  Kuzey İngiltere’nin soğuk havasına göre tasarlanmış olan cübbeleri örnek alır dedi. Oysa biz bir Akdeniz ülkesiyiz. Mezuniyet törenlerimiz Haziran aylarında. Dolayısıyla, cübbeler de hafif olmalı dedi. Bu sıcak günde törene gelirken; bu sözleri anımsadım” dedi. Güler Sabancı “Tosun Hoca’nın önerdiği gibi, her şeyi körü körüne kabul etmek, kopya etmek yerine; bilgiye dayanarak, şartları ve ihtiyaçları göz önüne alarak değişime açık olmak gerekir” şeklinde devam etti.

Tosun Terzioğlu’nun öğrenciler için “Mutlu bir Üniversite” kurulmasında tüm bilgi ve birikimini ortaya koyduğunun altını çizen Güler Sabancı, görevi kendisinden sonra seçilen rektör Nihat Berker’e devrederken de, ikisi birlikte 6 ay çalışmışlar ve gelecek kuşaklara “örnek bir” devir teslim yaptıklarını ifade etti. 

Güler Sabancı mezun ailelerine de Sabancı Üniversitesi’ne olan güven ile kendilerine emanet edilen öğrenciler için her türlü fedakarlıkları yaptıklarını belirtti ve güven ve desteklerinden dolayı ailelere de teşekkür etti.

Türk yüksek öğrenimine fark getiren bir üniversite olduk
Mezunlara seslenen Güler Sabancı, başta Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Nihat Berker olmak üzere, bütün öğretim üyelerinin onların çevreye ve topluma duyarlı, insan odaklı bireyler olarak yetişmeleri için çok çaba gösterdiklerini dile getirdi. Güler Sabancı, “Sizlere bir yandan beceri, deneyim ve özgüven kazandırdılar. Diğer bir yandan da hoşgörü ile cesaret verdiler. Öğrencilerimize; araştırmayı, sorgulamayı öğreterek Evrensel bilime yaptıkları katkılardan dolayı kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Güler Sabancı, bundan yirmi yıl önce bir dünya üniversitesi kurma fikri ile yola çıktıklarını,  “Yenilikçi, farklı bir üniversite” hayal ettiklerini söyledi ve yapılan çalışmalarla Türk yüksek öğrenimine fark getiren bir üniversite olduklarını ifade etti.

Sabancı Üniversitesi için, var olan üniversite modellerini tekrar etmediklerini, yeni ve özgün bir model yaratmayı seçtiklerini söyleyen Güler Sabancı  “Artık gelecek on yılları hayal ediyoruz. Sevindiricidir ki, bu yeni planlama sürecine geçmişten farklı olarak mezunlarımız da katkı veriyor. Birlikte yaratmak ve geliştirmek felsefemizle, katılımcı, farklı fikirlere, bilgilere değer veren kültürle üniversitemizin geleceğini planlıyoruz” dedi.

Sabancı Üniversitesi bir dünya üniversitesi olma yolunda ilerliyor
Sabancı Üniversitesi’nin bir dünya üniversitesi olma yolunda ilerlerken yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi veren Güler Sabancı:

•    “Daha fazla interdisciplinary, multi-disciplinary araştırmayı teşvik etmeye,
•    İstanbul Politikalar Merkezi, Eğitim Reformu Girişimi, İstanbul Uluslararası İklim ve Enerji Merkezi - IICEC, Finans Mükemmeliyet Merkezi - CEF gibi merkezlerde işbirliklerini ve ortak çalışmaları artırmaya,
•    Kordsa Global ile gerçekleştirilen, Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi gibi üniversite-sanayi işbirliklerini çoğaltmaya,
•    Ve bunlar gibi birçok “ilk olan modeli” yaygınlaştırmaya çalışıyoruz” dedi.
 
Columbia Üniversitesi’nde Sakıp Sabancı Kürsüsü ve Sakıp Sabancı Türkiye Çalışmaları Merkezi kuruluyor
Columbia Üniversitesi’nde kurulacak Sakıp Sabancı Kürsüsü ve Sakıp Sabancı Güler Sabancı; “Sakıp Sabancı Ailesi’nin desteği ile A.B.D’de Columbia Üniversitesi’nde Türkiye için bir ilki gerçekleştiriyoruz. Sakıp Sabancı Kürsüsü ve Sakıp Sabancı Türkiye Çalışmaları Merkezi’ni kuruyoruz. Bu kürsü ve merkez her iki üniversite var oldukça çalışmalarına devam edecek ve Türkiye ile ilgili tüm sosyal bilimler çalışmalarını uluslararası alanda destekleyecek. Sakıp Sabancı Kürsüsü ve Türkiye Çalışmaları Merkezi’nin sadece üniversitelerimiz arasında değil ülkelerimiz, Türkiye ve ABD arasında da yeni, güçlü bir bağ ve işbirliği kurmakta önemli bir köprü olacağına inanıyorum” dedi. Kürsü ve Merkez’in kurulmasına destek veren Sakıp Sabancı Ailesi’ne tek tek teşekkür etti.

Anlaşmalar sırasında Columbia Üniversitesi Rektörü’nün  “değerlerimiz uyuyor, o yüzden başarılı bir ortaklık yapacağız” sözlerini aktaran Güler Sabancı, “Columbia Üniversitesi gibi köklü bir kurum ile bizim gibi henüz 20 yaşlarında olan genç bir üniversitenin aynı “evrensel değerleri paylaşmasını” çok anlamlı buluyorum ve ileriye dönük güvenim artıyor” dedi.

Sabancı Üniversitesi’nin başarılı mezunları
Güler Sabancı konuşmasında Sabancı Üniversitesi mezunlarının başarılarına da değindi. Sabancı Üniversitesi mezunlarının dünyanın birinci lig üniversitelerinde doktora çalışmaları yaptıklarını söyledi. Mezunların çok başarılı uluslararası şirketlerde artık yöneticilik görevlerine gelmeye başladıklarını, girişimci mezunların ise kendi işlerini kuran, kendi işlerini yapan, sınırsız düşünen girişimciler olarak, Türkiye ve dünya ekonomisine katkıda bulunmaya başladıklarını sözlerine ekledi.

Sabancı Üniversitesi’nin olarak, son 4 yıldır Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yaratıcılık ve girişimcilik konusundaki sıralamasında ilk sırasında yer aldığına dikkat çeken Güler Sabancı, “Birinciliği kaptırmamaya çalışıyoruz. Bu yıl yakın bir zamanda yine güzel sonuçları duyacağımıza inancımız tam” dedi.

Konuşmasında Sabancı Üniversitesi’nin uluslararası sıralamalardaki başarısına değinen Güler Sabancı “Son yıllarda, uluslararası sıralamalara da girmeye başladık. Önemli yerlerdeyiz ama daha alacak yolumuz var; bunu da biliyoruz” diyerek devam etti.

Güler Sabancı’dan yeni mezunlara önemli tavsiyeler
Güler Sabancı konuşmasının sonunda, Sabancı Üniversitesi’nin sayıları 8000’i aşan mezunları arasına katılacak yeni mezunlara hayat tavsiyelerinde bulundu. Sabancı Üniversitesi mezunlarının çok iyi yetiştiklerini, kaliteli bir eğitimle çağın, dijitalleşmenin ve teknolojinin gerektirdiği farklı donanımları edindiklerini söyledi.

“Gelecekle ilgili bildiğimiz tek şey, bugünden farklı olacağı ve bunun da çok hızlı gerçekleşeceğidir” diyen Güler Sabancı, başarı için değişmeyenin, kişinin kendisiyle ilgili gelişmesi olduğuna vurgu yaptı ve gençlere kendilerini iyi tanımaları tavsiyesinde bulundu.

Güler Sabancı ayrıca şu tavsiyelerde bulundu:

•    Sürekli öğrenmeye devam edin.
•    Kendinize ve bilginize güvenin.
•    Değişime açık olun!
•    Zamanınızı iyi planlayın, önceliklerinizi iyi tespit edin.
•    Çok çalışın! Ama hayatı da ıskalamayın!!
•    Yaptığınız işe gönül verin. Samimi olun. Ancak o zaman “fark” yaratabilirsiniz.
•    Sakın unutmayın! Hayatta insana başarılar kadar hayal kırıklıkları da eşlik eder. 
•    Pes etmeyin, çalışmaya devam edin!

Sıkıntıları aşmanın ve hepimize düşen görev; sağduyu, hoşgörü, farklı inanç ve düşüncelere saygı, ayrıştıran değil birleştiren değerleri ön plana çıkarmaktır
Dünyamızın ve içinde bulunduğumuz bölgenin zor zamanlardan geçtiğinin altını çizen Güler Sabancı, ülkemizin de bu sıkıntılardan etkilendiğini işaret etti.  Terörün tüm insanlığı tehdit ettiğini belirten Güler Sabancı, “Bu sıkıntıları aşmanın tek yolu ve hepimize düşen görev; sağduyu, hoşgörü, farklı inanç ve düşüncelere saygı, ayrıştıran değil birleştiren değerleri ön plana çıkarmaktır” dedi ve “İnsan ve ülke sevgisini ön planda tutmak. Birlik, beraberlik ve kardeşlikten vaz geçmemektir” diye devam etti.

Sizler geleceğimizi aydınlatan yıldızlarsınız
Gençlerin de zaman zaman zor seçimlerle karşı karşıya kalacaklarını söyleyen Güler Sabancı. “İşte o zaman “evrensel değerler kutup yıldınız olsun!”
o    İnsan hakları;
o    Eşitlik,
o    Hukukun üstünlüğü ve
o    Bilimin savunucusu olun” dedi

Güler Sabancı, “Sizler geleceğimizi aydınlatan yıldızlarsınız! Dünyanın her yerinde başarılı olacağınıza inancımız tam” diyerek sözlerine son verdi.

Mezunlarımız dünyanın her köşesinde karşımıza çıkıyor


Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Nihat Berker konuşmasında “Herhangi bir kurumu değerli ve etkin kılan, herşeyden önce insan faktörüdür.  Bir üniversitede, bir okulda da, en önemli enerji, dinamizm ve gerçeklilik kaynağı, öğrencilerdir. Ayrıca, sizin genç, yeni ve sorgulayıcı enerjiniz, biz çalışanlara yayılıyor, bu sayede genç, enerjik ve sorgulayıcı kalabiliyoruz, yani siz bize bir beyin ve ruh pilatesi yaptırıyorsunuz.  Biz öğrencilerimize ilk günden güvendik, diploma programlarını kendi seçimleriyle yapma özgürlüğünü veren Türkiye’de tek üniversite olduk. Yakın geçmişte de çift diploma programını başlatarak, Türkiye’nin en zengin, 45 değişik çift diploma programını yarattık. Bunun ilk sonuçlarını birkaç dakika içinde göreceksiniz – özellikle konuşmamı fazla uzatmassam. Mezun olduktan sonra, yaratıcı ve girişimci atılımlarıyla, bütün dünyada devam ediyorlar, büyük bir zevkle konfor zonlarını zorluyorlar ve başarıyorlar. Harvard Üniversitesinde Parkinson ve Alzheimer hastalıkları tedavisinde önemli ilerleme; Kanada’da yenilenebilir enerji ödülü; New York’ta kişisel sanat sergisi; Kaliforniya Silikon Vadisinde girişimcilik; Miami’de Michelin yıldızlı restorantlarda şeflik ve İstanbul’un lüks otellerine zengin ekmek türleri tedariki; Venedik Bienalına katılım; Hong Kong’da şirket kurma; Himalaya dağlarına kadar bisikletle gidiş; Kamboçya, Tayland, diğer Güneydoğu Asya ülkelerinde ve Japonya’da sosyal girişimcilik; Çin’de girişimcilik saha çalışmaları; Yeni Zelanda’da Ulusal Çağdaş Sanat Ödülü, ... mezunlarımız dünyanın her köşesinde karşımıza çıkıyor. Uluslararası işbirliklerimize yenilerini ekledik. Sn. Güler Sabancı’nın sözünü ettiği Columbia Üniversitesi’ndeki Sakıp Sabancı Türkiye Çalışmaları Kürsüsü ve Merkezi’nin yanı sıra, dünyanın en iyi işletme okullarından olan Columbia Business School ile Yönetim Bilimleri Fakültemizin Executive MBA programı için çok kapsamlı bir işbirliğine gittik. MIT ve Harvard’la kuvvetli işbirliklerimiz devam ediyor. MIT her yıl 8 ders birincisi öğrencisini 20 saat ders almaları için Sabancı Üniversitesine yolluyor, biz de aynı şekilde birincilerimizi MIT’ye yolluyoruz” dedi.

Gürsel Sönmez Ödülleri 3 mezuna verildi
Mezuniyet töreninde, 2006 yılında vefat eden Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Gürsel Sönmez anısına düzenlenen ödüller de sahiplerine verildi. Bu yıl Dr. Gürsel Sönmez  Araştırma Ödülü’ne; Beyza Vuruşaner Aktaş, Nima Tofighi, Jamal Seyyed Monfared Zanjani layık görüldü.

Keplerin atılmasının ardından öğrenciler, Ayhan Sicimoğlu’nun canlı müziği ve dans gösterisiyle keyifli dakikalar yaşadılar. Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı danslara katılarak öğrencilerin mezuniyet sevincini paylaştı.


Hiçbir zaman umutsuzluğa ve karamsarlığa kapılmayın

Sabancı Üniversitesi “Akademik Yıl Kapanış Konferansı”nın konuşmacısı KAMER’in kurucusu Nebahat Akkoç oldu. Nebahat Akkoç, 17 Haziran 2016 Cuma günü, Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde yaptığı “Yeniden Keşfettiğim Hayat” başlıklı konuşmasında hayat tecrübelerini mezuniyet sınıfı ile paylaştı.

Nebahat Akkoç konuşmasına Sabancı Üniversitesi ile ilişkilerinin, Sabancı Üniversitesi Kurucu Rektörü merhum Tosun Terzioğlu’na dayandığını belirterek başladı. Kendi kişisel tarihi ve KAMER hakkında konuşan Akkoç, “Kişinin kendini anlatması çok zordur ama ben anlatmak zorundayım. Benim hayatım Türkiye’nin yakın tarihinin bir parçasıdır” dedi. Konuşmasında kendi aile kökenleri ve aile bireylerinden bahseden Nebahat Akkoç, insanların geçmişleriyle yüzleşmesinin zorluğunu da dile getirdi.

Mezuniyet sınıfına kendi hayatını anlatan Nebahat Akkoç, KAMER’in nasıl kurulduğu hakkında da bilgi verdi, KAMER’in bugüne kadar yaptığı çalışmalara da değindi. KAMER’in 44 ilde faaliyette olduğunu belirten Akkoç, katılımcı, demokratik bir toplumun özlemi ile yola çıktıklarını ifade etti. KAMER’in bağımsız olduğunu sık sık vurgulamak durumunda olduklarına dikkat çeken Nebahat Akkoç,  diğer kadın kuruluşlarından en büyük farkının evrensel düşünüp, yerel hareket etmesi olduğunu söyledi.

Nebahat Akkoç, hem KAMER tecrübeleri hem de KAMER öncesi yaşamında, bugüne öğrendiklerini şöyle sıraladı:
•    Kadına yönelik şiddet tüm kadınların sorunudur.
•    Kadına yönelik şiddet, kadınların ikincil konumda olması için başlamış ve sürdürülen sistematik bir durumdur.
•    Dünyadaki gayrimenkullerin sadece yüzde 8’i kadınlara aittir.
•    Kadınların mirastan pay alamamaları sonuçtur.

Nebahat Akkoç, bu öğrendiklerinden yola çıkarak kadına yönelik şiddeti engellemek için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:
•    Kadınların toplumsal cinsiyet rollerini fark etmelerini,
•    Şiddetten kurtulmak için yeterli destek alabilmelerini,
•    Çocukların özellikle erken çocukluk döneminde birey olarak yetiştirilmelerini,
•    Toplumun zihniyetini değiştirmeye yönelik faaliyetler örgütlememiz gerekir.

Cinsiyet eşitliğinin tüm alanlarda ana akımlaştırılması gerektiğinin altını çizen Akkoç, şiddeti artıran tali sebeplerin tespiti ve çözülmesinin de önemine vurgu yaptı. Türkiye’nin coğrafi alanı geniş ve yerel eşitsizliklerin yaşandığı bir ülke olduğunu söyleyen Nebahat Akkoç, tek merkezden oluşturulan programların her yerde uygulanmasının söz konusu olmadığını belirtti. Akkoç çözüm olarak, yerel çalışmaların, araştırmaların ve bu çalışmalarla elde edilen sonuçlara uygun yerel politikaların, yerel politikacılarla oluşturulmasının önemli olduğunu belirtti.

Nebahat Akkoç, “ Zor şartlar altında bile olsanız hiçbir zaman umutsuzluğa  ve karamsarlığa kapılmayın. Çünkü çok iyi yetişmiş, bilinçli, sorunlarını şiddetle çözmeyi istemeyen bir nesil geliyor” mesajı ile bitirdi.

Konuşmasının ardından,  2016 yılı Sabancı Üniversitesi mezunları ile mezunlar duvarına tuğla yerleşimi yapıldı.

Nebahat Akkoç hakkında:
1955 yılında Bingöl’de doğdu. İlkokul eğitimini Diyarbakır’ın Hazro ve Silvan ilçelerinde tamamladı. İlkokuldan sonraki eğitim hayatına “ Mardin Yatılı Kız İlk Öğretmen Okulu”nda başladı. 1970 yılında Doğu Batı Kaynaşması adıyla geliştirilen bir uygulama nedeniyle Mardin’de başladığı öğretmenlik eğitimini “Manisa Yatılı Kız İlk Öğretmen Okulu’nda tamamladı.  Öğretmenlik yaparken Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde ön lisans tamamladı. 22 yıl boyunca Diyarbakır’ın köy, ilçe ve merkezindeki çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Toplumsal hayatta aktivist olarak yer almaya, 1980 yılından önce faaliyet gösteren TÖB-DER (Türkiye Öğretmenler Birliği Derneği) ile başladı. 1990-1993 yılları arasında Diyarbakır’da bir şubesi açılan EĞİTİM-SEN’in ( Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) Şube Başkanlığını yürüttü. Daha sonra, İnsan Hakları Derneği Genel Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmaya başladı. Bu görevi sırasında İHD’nin Bölge Temsilcisi olarak çalıştı. 1994 yılında dört aylık bir süre için DEP (Demokratik Halk Partisi) parti meclisinde yedek üye olarak yer aldı.

1996 yılında kadın çalışmaları yapmaya başladı. Ağustos 1997’de KAMER’i kurdu. Başlangıçta bir şirket olarak kurulan KAMER çalışmalarını yaygınlaştırabilmek için, 2005 yılında KAMER Vakfı olarak yeniden yapılandırıldı. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinin 23 ilinde kadının insan hakları konusunda çalışacak merkezler kurdu.
2005 yılından bu yana “Her Kadın İçin Bir Fırsat” adlı bir program yürütüyor. Bu program acılığıyla tüm il, ilçe ve köylerde kadınlar için şiddetten kurtulmak, geleneksel statülerini fark edip değiştirmek için birer fırsat yaratılması planlanıyor.

Yayınlar:   
“Diyarbakır KAMER’ in Kuruluş Hikâyesi ve Yürüttüğü Çalışmalar” 90’larda Türkiye’de Feminizm. İstanbul: İletişim Yayınları, 2002.
Grup Çalışması İçin El Kitabı KAMER, 2003
Alışmayacağız! –  KAMER, 2003
“Keşke Dememek İçin –  KAMER, 2004.
Suçlu Kim? KAMER, 2005.
İstersek Biter KAMER 2006 Fark Ederek Çoğalmak İçin (Şiddet Çalışma Yöntemleri el kitabı)
Ceren Belge’nin nehir söyleşisi tarzında hazırladığı ve Ayizi Yayınevi tarafından basılan OHAL’DE FEMİNİZM Nebahat Akkoç Anlatıyor adlı bir kitap yayınlandı. 

Ödüller:   
2015 - H. Böll Vakfı Anne Klein Ödülü
2008 - Yılın Sosyal Girişimcisi Ödülü, (Ernst & Young)
2007 - Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) İnsan Hakları Ödülü
2006 - Fransa Legion d’ Honneur Medal
2005 - Mevlana Barış Ödülü
2004 - Uluslararası Af Örgütü – The Ginetta Sagan Ödülü
2003 - Time Magazine – “Heroes of Our Time” Ödülü
2002 - Rotary Club – Başarı Ödülü
2002 - Lions Club – Başarı Ödülü
2000 - Ashoka Üyeliği

Mezunumuz Tolga Birdal'a 2016 EMVA Genç Profesyoneller ödülü

2008 Elektronik Mühendisliği Lisans Mezunumuz Tolga Birdal 2016 EMVA Genç Profesyoneller ödülünü almaya hak kazandı. Tolga, “Tespit ile Yeniden Yapılandırma: Düzenlenmemiş 3D Taramaların Verimli ve Otomatik Yeniden Yapılandırılması” adlı çalışması ile 2016 EMVA Genç Profesyoneller ödülünü kazandı. 

EMVA Genç Profesyoneller ödülü, yapay görme ve görüntü işleme alanlarında öne çıkan ve yenilikçi çalışmaları olan öğrenci ya da genç Profesyonellerı  onurlandırmak için her yıl verilen bir ödüldür. Yapay görme endüstrisinde yeniliği desteklemek, yapay görme eğitiminin önemli bir kısmına katkı sağlamak ve araştırma ile endüstri arasında bir köprü görevi görmek EMVA’nın asıl amacıdır. Genç Profesyoneller Ödülü ile EMVA, öğrencileri özel olarak yapay görme alanındaki zorluklara odaklanmaları için yüreklendirmeyi ve son yapılan araştırmaların sonuçlarını ve bulgularını endüstrinin uygulamadaki ihtiyaçlarını gidermek üzere kullanmayı amaçlıyor. Kazanan kişi, 11 Haziran’da, Edinburgh, İskoçya’da gerçekleşen 14. EMVA İşletme Konferansı’nda açıklandı. Ayrıca konferans programının bir parçası olarak çalışmasını sunma şansını elde etti. 

15. EMVA İşletme Konferansı 22-24 Haziran 2017 tarihleri arasında Prag,Çek Cumhuriyeti’nde gerçekleşecektir.

Tespit ile yeniden yapılandırma yapısı

Ödül alan çalışma, sınırlı sayıda sıralı ve sırasız, yapılanmamış 3D nokta bulutlarından, 3D sayısallaştırma yapabilmek için yeni ve etkili bir yaklaşım olan tespit ile yeniden yapılandırma sistemini öneriyor. Dikkatsiz bir şekilde bir sürü farklı sahneyi birbirine bağlamaya çalışan en yeni teknolojideki sistemlerin aksine bu metod, bir sürü endüstriyel uygulamada bulunan CAD modelini zeki bir şekilde yeniden yapılandırma boru hattına direkt olarak entegre ediyor. Bu öncelikli modelin yardımıyla bir sürü mevcut problem yeniden ele alınıyor ve geliştiriliyor; eşleştirme, segmentasyon, hipotez reddi ve global düzenleme.    Bir kaç saniye içinde online olarak çalıştırılabilen ve canlı kullanıcı geridönüşü ve otomatik madde segmentasyonu içeren dirençli ve esnek bir sistem. Bu detaylı yapı sayesinde son sistem 3D verilerin alınması haricinde manuel bir müdahale gerektirmiyor.

Geliştirilen metod yumuşatma gibi yaklaşık tahminleri kullanmadığı için 3D sensörünün sonucu doğruluğunu koruyor. Böylelikle çok büyük objeler bile bir kaç çekim sonucunda taranabiliyor. Bütün bu teknolojik gelişmeler, buhar turbine kaplamalarının ve ventils sayısallaştırıldığı ve lazer tarayıcı kullanılarak incelendiği  bir uygulama içinde birleştiriliyor. İncelemenin sonuçları fotogrametri sistemleri kullanılarak yorumlanıyor ve milimetrik seviyedeki doğruluğu gösteriliyor.

IICEC 7. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu yapıldı

IICEC 7. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu yapıldı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu yapıldı.

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı: “İklim sorunları ile mücadelede enerji sektörünün dönüşümü önemli”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü ve IICEC Yönlendirme Kurulu Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol: “Yatırımlardaki düşüş gelecek için risk oluşturuyor”


Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu İstanbul’da toplandı.

Forum’un açış konuşmasını yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı:

-“Karbon emisyonlarını azaltmak, daimi ekonomik büyümeyi desteklemek, modern enerjiyi erişilebilir hale getirmek istiyorsak güçlerimizi birleştirmeliyiz”

-“Enerji verimliliği, iklim değişikliğiyle mücadelede ve sürdürülebilir kalkınmada büyük bir rol oynamaktadır.”

-“lEA’e göre, enerji verimliliği ile karbon emisyonları 2050 yılına kadar   % 40 oranında azaltabilir, böylece küresel ısınmadaki artış 2 santigrat dereceyle sınırlandırılabilir”

-“Türkiye, enerji üretiminde, iletiminde, dağıtımında ve tüketimindeki devasa verimlilik potansiyelini henüz tam anlamıyla gerçekleştirebilmiş değil”

 “Ekonomide sürdürülebilir büyüme istiyorsak, enerji piyasalarını serbestleştirmenin yollarını aramalıyız.”  

Türkiyenin öz kaynaklarına yönelerek çıkardığı linyiti cari açığı kapatmak amacıyla kullanması ve büyüyen enerji piyasası ve ekonomisinde enerjiyi güvence altına alması gerekir.”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü ve IICEC Yönlendirme Kurulu Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol:

-“Özellikle temiz enerji açısından bir devrim yaşanıyor. Hem maliyetlerde düşüş yaşanıyor hem teknolojiler ucuzluyor.”

-“Petrol tarihine baktığımızda hiç bir zaman petrol yatırımlarının iki yıl üst üste düştüğünü görmedik.”

-“Düşük fiyatın etkisiyle yatırımlarda da düşüş yaşanıyor. Gelecek açısından bu durumun bazı olumsuz sonuçları olacak.”

-“Rüzgar enerjisiyle ilgili analizlerimiz maliyetlerin üçte bir azaldığını gösteriyor. Güneş enerjisinde de maliyet yüzde 80 azaldı.”

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu İstanbul’da toplandı.

Forum; aralarında Birleşik Arap Emirlikleri Enerji Bakanlığı Müsteşarı Dr. Matar Al Neyadi, Japonya Başbakanı Özel Danışmanı Eiichi Hasegawa, Avrupa Birliği Türkiye Büyükelçisi Hansjoerg Haber, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Sergiy Korsunskiy, Konya Milletvekili ve TBMM Sanayi,Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol’un da bulunduğu, uluslararası enerji kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinin katılımıyla başladı.

IICEC seçkin bir platform

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Forum’un açılışındaki konuşmasına, “Küresel enerjinin merkezinde bulunan ve dünya genelinde tanınan bir merkez olan enerjide daha parlak bir gelecek için bilgi paylaşımını amaçlayan IICEC’nin, büyüyen, seçkin bir platform olduğunu görmekten dolayı büyük bir memnuniyet içerisinde olduğunu” belirterek başladı.

Dr. Fatih Birol’un geçen yıl 29 üye ülkenin oybirliğiyle İcra Direktörlüğü’ne seçilmesiyle, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) güçlü bir vizyona kavuştuğunu, dünyanın yükselen ülkelerine yönelik olarak daha güvenli, etkili ve sürdürülebilir, global bir enerji yaklaşımı benimsendiğini belirten Güler Sabancı, bugün enerji güvenliği, ekonomik kalkınma, rekabetçilik ve çevre farkındalığı gibi enerjiyle ilgili görüşlerini paylaşanlara teşekkür etti.

Paris COP21 sözleşmesi tarihi öneme sahiptir

IICEC’in, gelecekte de yürüteceği araştırma faaliyetleriyle enerji ve iklimle ilgili konulara katkıda bulunmaya devam edeceğini vurgulayan Güler Sabancı şöyle konuştu:

“Küresel enerji sistemi, yol açtığı birçok soruna rağmen önemli fırsatları da beraberinde getirmeye devam etmektedir. Bugünkü enerji sektörünün geçireceği dönüşüme yeni boyutlar getiren şehirleşme, dijitalleşme, globalleşme ve elektriğe erişim gibi birçok global trend sayesinde bu sorunlar ve fırsatlar günümüz dinamik dünyasında büyük bir değişim geçirecektir. Enerjideki bu değişken havaya baktığımızda, geçen yıl Paris’te yapılan COP21 toplantısında varılan tarihi sözleşme, enerji arz ve talebinin küresel anlamda geleceğini şekillendiren en kritik gelişmedir.”

Paris’te uluslararası bir sözleşmenin müzakere edildiğini, önümüzdeki on yıl ve ötesini ilgilendiren bir iklim değişikliğiyle mücadele planında uzlaşı sağlandığını anlatan Sabancı, “Burada müzakere edilen asıl konu enerji olmuştur. Paris Anlaşması tüm dünyadaki enerji sektörü için tarihsel bir dönüm noktasıdır. Tüm dünya, Paris anlaşmasıyla belirlenen küresel hedeflerde ve bu hedeflerin elde edilebilmesi için atılması gereken adımlarda fikir birliğine varmıştır” diye konuştu.

İklim sorunuyla mücadele,  enerji sektörünü dönüştürmekten geçiyor

Güler Sabancı, dünyadaki sera gazı emisyonunun üçte ikisinin enerji üretimi ve kullanımı sonucunda ortaya çıktığına işaret ederek “iklim sorunlarıyla mücadele etmek istiyorsak enerji sektörünü dönüştürmek durumundayız” dedi.

IEA’nın son istatistiklerine bakıldığında ekonomik büyümenin üye ülkelerdeki karbon emisyonlarıyla bağlantısının koptuğunu gördüklerini kaydeden Güler Sabancı şöyle konuştu: “Yeni verilere göre yenilenebilir enerji üretim kapasitesi 2015 yılında dünya genelinde 152 gigawatt –yani yüzde 8,3– artış göstererek Türkiye’deki toplam kapasitenin yaklaşık iki katına yükselmiştir. Enerji tedarik ve tüketim alışkanlığını hızlı bir şekilde değiştiren dağıtılmış üretim, akıllı şebekeler ve enerji depolama teknolojilerinin yükselişine şahit oluyoruz. Her geçen gün daha fazla petrol devi temiz enerji piyasasına giriş yapıyor. Japonya’da elektrikli araç şarj noktalarının sayısı akaryakıt istasyonlarının sayısını geçmiş durumda.”

Enerji verimliliğine yatırım artmalı

Enerji verimliliği düzenlemelerinin tüm dünyadaki enerji tüketiminin yüzde 27’sini kapsadığını anlatan, bu oranın 2005’te yüzde 12 olduğunu anımsatan Güler Sabancı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Son zamanlarda enerji sektörünün daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru yöneldiğini gösteren birçok habere şahit olduk. Şüphesiz ki Paris Anlaşması daha temiz teknolojiler ve enerji verimliliğine yapılan yatırımların artmasını sağlayarak enerji sektörünün dönüşümünü hızlandıracaktır. Yine de her alanda emisyonları azaltmak üzere daha etkili tedbirler alabilmemiz için tüm paydaşların daha fazla katkı sağlaması ve daha fazla çaba sarf etmesi gerekecektir. Karbon emisyonlarını azaltma planımızı gerçekleştirirken daimi ekonomik büyümeyi desteklemek ve modern enerjiyi daha erişilebilir bir hale getirmek istiyorsak güçlerimizi birleştirmeliyiz. Enerji verimliliği adına yapabileceğimiz daha bir sürü şey olduğuna inanıyorum. Enerji verimliliği, iklim değişikliğiyle mücadelede ve sürdürülebilir kalkınmada büyük bir rol oynamaktadır.”

Küresel çözümler üzerinde çalışılmalı

Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yapılan bir analize göre, enerji verimliliği sayesinde karbon emisyonlarının 2050 yılına kadar yaklaşık yüzde 40 oranında azaltabilir, böylece küresel ısınmadaki artışın 2 santigrat dereceyle sınırlandırılabilir olduğunu gördüklerini kaydeden Sabancı, finans kurumlarının enerji verimliliğindeki açığı kapatmak adına daha fazla sermaye ayırması gerektiğini söyledi.

Politika üreticilerinin, enerji verimliliğini destekleyen çerçeveler oluşturarak sınırlamalar getirmesi ve enerji verimliliği yatırımlarını canlandırması gerektiğinin altını çizen Güler Sabancı, “Enerji arzı ve talebinde verimliliği artıracak küresel çözümler üzerinde çalışmak zorundayız” dedi.

Rüzgar ve güneş enerjisi üretim kapasitesi artacak

Paris Anlaşması’nın Türkiye adına da önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Güler Sabancı şunları söyledi:

 “Türkiye, karbon emisyonlarını 2030 yılı itibariyle olağan düzeyden yüzde 21’e kadar azaltacağı yönünde verdiği Ulusal Katkı Niyet Beyanı ile Paris Anlaşması’na katılarak iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen kolektif çabalara katkıda bulunmuştur.

Ulusal Katkı Niyet Beyanı (NDC) enerji üretimi ve kullanımına ilişkin niteliksel ve sayısal hedefler içermektedir. Rüzgar ve güneş enerjisi üretim kapasitesinin 2030 yılına kadar büyük oranda artırılması hedeflenmektedir. Hidroelektrik potansiyelinin bütünüyle kullanılması ile enerji üretimine nükleer enerjinin dahil edilmesi de NDC hedefleri arasındadır. Türkiye’de enerji dengesinin iyileştirilebilmesi amacıyla elektrik iletimi ve dağıtımı sırasında yaşanan enerji kayıplarının azaltılacağı da NDC’de vurgulanmıştır. Son olarak, üretim ve inşaat gibi farklı sektörlerde enerji verimliliğinin iyileştirilmesi de NDC’nin en büyük hedeflerindendir.”

Türkiye verimlilik potansiyelini tam kullanamıyor

Türkiye’nin; enerji üretiminde, iletiminde, dağıtımında ve tüketimindeki devasa verimlilik potansiyelini henüz tam anlamıyla kullanamadığını, bu önemli potansiyelden düşük maliyetli bir şekilde faydalanabilmek adına daha fazla çaba göstermek gerektiğini anlatan Güler Sabancı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Zamanında ve etkili bir şekilde, plana göre hareket ederek karbon emisyonumuzu azaltabileceğimize ve büyük ölçüde enerji tasarrufu sağlayacağımıza inanıyorum. Ayrıca halihazırda düşük olan petrol, doğalgaz ve kömür fiyatlarının da enerjide daha temiz bir geleceğe geçişimizi zorlaştırabileceğini ifade etmek isterim. Bu noktada serbest elektrik ve doğalgaz piyasalarının herhangi bir devlet desteği olmaksızın yoluna devam edebilmesinin enerji verimliliğinin iyileştirilmesi açısından bir gereklilik olduğunun da altını çiziyorum. Diğer pek çok ülkede de olduğu gibi Türkiye’de verilen enerji yardımları enerji verimliliğinin önüne geçmektedir. Bu nedenle ekonomide sürdürülebilir büyüme istiyorsak enerji piyasalarını serbestleştirmenin yollarını aramalıyız. Enerji ihtiyacının büyük kısmını dışarıdan karşılayan Türkiye’nin öz kaynaklarına yönelerek çıkardığı linyiti cari açığı kapatmak amacıyla kullanması ve büyüyen enerji piyasası ve ekonomisinde enerjiyi güvence altına alması gerekir. Dolayısıyla enerji ve iklim hedeflerimizi gerçekleştirmek adına benimseyeceğimiz sürdürülebilir, dengeli ve bütüncül yaklaşımın bir gereği olarak mevcut en iyi teknolojilerden faydalanmalı, sağlık, güvenlik ve çevre hedeflerine öncelik vererek öz kaynaklarımıza yönelmeliyiz.”

Enerji piyasalarında tüketici de söz sahibi olmalı

Enerji teknolojileri ve yeni iş modellerine duyulan ihtiyaca ilişkin görüşlerini de dile getiren Güler Sabancı, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Enerji, tüm dünyada hızla değişen bir konudur. Yeni ve şaşırtıcı enerji teknolojileri üretiliyor ve kullanıma sunuluyor. Bu bağlamda Türkiye’deki enerji sektörünün dönüşümünün; talep yönetimi, enerji piyasalarında tüketicinin de söz sahibi olması, dağıtılmış üretim seçeneklerinden daha fazla faydalanılması, akıllı şebekeler ve yeni enerji depolama çözümlerinin geliştirilmesiyle mümkün olacağına inanıyorum. Dinamik nüfusu, etkili enerji yönetimi ve tutkulu enerji şirketleriyle Türkiye, geniş ölçekli enerji dönüşümünde öncü bir rol oynayabilecek güce sahiptir. Politika üreticileri, düzenleyici otoriteler, sanayi kuruluşları, piyasanın hakim güçleri ve akademi çevreleri olarak bize düşen görev işbirliği ve ortaya koyduğumuz çabaları artırarak bu hayali gerçekleştirmektir.”

Ardından söz alan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü ve IICEC Yönlendirme Kurulu Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol, enerji piyasasında, özellikle yenilenebilir temiz enerji alanında önemli dönüşümler gerçekleştiğini belirterek, “Temiz enerji açısından bir devrim yaşanıyor. Hem maliyetlerde bir düşüş yaşanıyor hem de teknolojiler ucuzluyor” dedi.

Enerji piyasasındaki dönüşümlerin daha çok yeni teknolojilerin kullanımında görüldüğünü, hiçbir ülkenin enerji açısından bir ada olmadığını, her değişikliğin bütün ülkeleri ilgilendirdiğini anlatan Birol, “Enerjide çalışan birçok kişi var. Günümüz dünyasında hiç bir ülke enerji açısından bir ada değildir. Yani Ortadoğu'da ABD'de ya da Japonya'da yaşananlar mutlaka hepimizi etkileyecektir. Petrolde değişimler olacaktır, bu durum kömür fiyatlarını etkileyecektir. Yeni teknolojiler hepimizi etkileyecektir” diye konuştu. 

Bütün enerji kaynaklarının fiyatlarının düşük olduğu bir dönemden geçildiğinin altını çizen Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü ve IICEC Yönlendirme Kurulu Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol, Paris COP21 toplantılarının etkileri üzerinde durdu. Birol, “Daha rahat bir dünyada yaşayabilmek için enerjiye ihtiyacımız var. Dünya nüfusunun halen yüzde 20'si elektriksiz yaşıyor. Enerji, ekonomik gelişmenin ve hayatın temel kaynağı. Büyüme tahminlerine baktığımızda zengin ülkelerde enerji talebinde bir yavaşlama hatta azalma olduğu görülüyor. Asıl büyüme kaynağı yükselen ülkeler” dedi.

“Petrol fiyatları 52 dolar, daha  fazla artış beklemiyorum”

Petrol piyasasında yatırımların düştüğüne işaret eden Fatih Birol, “Geçen yıl yatırımlarda bir düşüş oldu. Bu yıl da yine düşüş görüyoruz. Petrol tarihine baktığımızda hiç bir zaman petrol yatırımlarının iki yıl üst üste düştüğünü görmedik. Nadiren bir yıl düşüş olsa bile ertesi yıl hep artış olurdu. Bu kez iki yıl üst üste düşüş gördük” diye konuştu.

Yatırımlardaki azalmanın piyasadaki riski artırdığını belirten Fatih Birol, geçen Ocak ayında 30 dolara kadar inen petrol fiyatlarının 52 dolara kadar yükseldiğini, ancak daha fazla artış beklemediğini kaydetti.

Kömür ve gaz piyasasındaki gelişmeleri değerlendiren Birol, kaya gazının kömürün yerini aldığını ifade etti.

LNG piyasasında büyüme beklediğini de belirten Birol, bu durumun önemli gaz ithalatçısı Japonya, Türkiye ve Kore gibi ülkeler için çok olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

Uluslararası piyasalarla ilgili ayrıntılı bir değerlendirmede bulunan Fatih Birol şöyle konuştu:

“Yenilenebilir kaynakların maliyeti yavaş yavaş düşmeye başladı. Örneğin, rüzgar enerjisiyle ilgili analizlerimiz maliyetlerin üçte bir azaldığını gösteriyor. Güneş enerjisinde maliyet yüzde 80 azaldı. Yenilenebilir enerji ekipmanlarının maliyeti azaldıkça gaz, kömür ve diğer kaynaklara da önemli bir rakip doğmuş oluyor. Enerji verimliliği ve yenilenebilir kaynakları kullanmak önemli. Tabii ki nükleer karbonsuz bir yakıt olduğundan yararlı olabilir. Temiz kömür santralleri işe yarayabilir. Ama Paris Toplantısı önemli bir cevap oldu. Önemli olan bunun uygulanması. Rüzgar ve güneş alanında da patlama yaşanıyor ve bu da olumlu. Fakat, bütüne baktığımızda Paris'te koyulan hedefin ve temiz teknoloji açısından koyulan hedeflerin oldukça uzağındayız. Petrol fiyatlarımızda son altı ayda 25 dolar artış oldu. Bu fiyat düzeyinin bir süre bu şekilde kalacağını düşünebiliriz. 

Gaz ve kömür fiyatları üzerinde önümüzdeki birkaç yıl boyunca baskı olacağını düşünüyoruz. Petrol ve gaz açısından önemli bir konu, yeni yatırımlar yapılmıyor. Gelecek birkaç yılda önemli bir mesele haline gelebilir. COP21 iyi bir zirve olmuştur. Temiz teknolojilere ivme katmıştır. Çok daha hızlı şekilde yenilenebilir enerji teknolojilerine yönelmemiz gerekir. Hiçbir ülke enerji adası değildir. Birbirimizden öğrenmek, işbirliği yapmak zorundayız. Enerji alanında uluslararası alandaki işbirliği hiçbir dönemde bugünkü kadar önemli olmadı.”

 

 

Tebrikler SUdance!

Üniversitemizin dans kulübü SUdance Hip-hop ekibimiz, "Kadına Karşı Şiddet" temalı koreografisiyle İstanbul Serbest Stil Türkiye Şampiyonası dans yarışmasında Türkiye 2.si oldu.

İstanbul Serbest Stil Türkiye Şampiyonası, ​Türkiye Dans Sporları Federasyonu tarafından organize edilen ulusal çapta bir yarışmadır. Bu yıl 5 Haziran 2016'da gerçekleşen şampiyonada öğrencilerimiz; ​Can Farsak, Melis Bayer, İpek Köse, Sinan Salihli, Naz Köprülü'den oluşan Hip-hop ekibimiz, "kadına karşı şiddet" temalı koreografisiyle Türkiye 2.'si oldular. 


Sabancı Üniversitesi’nde mezuniyet coşkusu

Sabancı Üniversitesi 18 Haziran 2016, Cumartesi günü düzenlenecek törenle, lisansüstünde 17. dönem, lisans programlarında 14. dönem mezunlarını veriyor.

Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Mütevelli Heyeti üyeleri ve Rektör A. Nihat Berker’in katılımıyla gerçekleşecek Mezuniyet Töreni’nde, mezunlarımız, aileleri ve öğretim üyelerimiz ile birlikte mezuniyet coşkusunu yaşayacaklar.

2006 yılında vefat eden, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Gürsel Sönmez anısına düzenlenen ödüller de sahiplerini bulacak.

Keplerin atılmasının ardından, Ayhan Sicimoğlu’nun canlı müziği ile eğlence başlayacak.

Twitter ve Instagram üzerinden #sumezuniyet16 etiketine gelen mesajlar SGM önünde düzenlenecek kokteyl alanında ekranlara yansıtılacak. Mezuniyet hikâyeleri, Sabancı Üniversitesi Snapchat hesabından (Sabanciuniv) takip edilebilecek. Mezunlar, Kutumubu fotoğraf kabininde, mezuniyet hatırası fotoğrafları çektirebilecekler.

Mezuniyet Töreni ise mezuniyet günleri etkinlikleri için özel olarak hazırlanan commencement.sabanciuniv.edu adresi üzerinden canlı olarak izlenebilecek.

Prova, Kapanış Konferansı ve Mezuniyet Töreni etkinliklerine öğretim üyelerinin cübbe, mezun adaylarının cübbe ve kep ile katılmaları beklenmektedir.

Son ders Nebahat Akkoç’tan

Mezuniyet etkinlikleri kapsamında, mezuniyet töreninden bir gün önce, Mezuniyet Sınıfı, aileleri ve tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarına yönelik “Akademik Yıl Kapanış Konferansı” düzenlenecek. 17 Haziran 2016 Cuma günü gerçekleşecek konferansın bu yılki konuşmacısı KAMER’in kurucusu Nebahat Akkoç olacak.



Konferansın ardından, Nebahat Akkoç, mezunlarımız ile birlikte tuğlasını mezunlar duvarına ekleyecek.

Nebahat Akkoç hakkında:
1955 yılında Bingöl’de doğdu. İlkokul eğitimini Diyarbakır’ın Hazro ve Silvan ilçelerinde tamamladı. İlkokuldan sonraki eğitim hayatına “ Mardin Yatılı Kız İlk Öğretmen Okulu”nda başladı. 1970 yılında Doğu Batı Kaynaşması adıyla geliştirilen bir uygulama nedeniyle Mardin’de başladığı öğretmenlik eğitimini “Manisa Yatılı Kız İlk Öğretmen Okulu’nda tamamladı.  Öğretmenlik yaparken Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde ön lisans tamamladı. 22 yıl boyunca Diyarbakır’ın köy, ilçe ve merkezindeki çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Toplumsal hayatta aktivist olarak yer almaya, 1980 yılından önce faaliyet gösteren TÖB-DER (Türkiye Öğretmenler Birliği Derneği) ile başladı.
1990-1993 yılları arasında Diyarbakır’da bir şubesi açılan EĞİTİM-SEN’in ( Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) Şube Başkanlığını yürüttü. Daha sonra, İnsan Hakları Derneği Genel Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmaya başladı. Bu görevi sırasında İHD’nin Bölge Temsilcisi olarak çalıştı. 1994 yılında dört aylık bir süre için DEP (Demokratik Halk Partisi) parti meclisinde yedek üye olarak yer aldı.

1996 yılında kadın çalışmaları yapmaya başladı. Ağustos 1997’de KAMER’i kurdu. Başlangıçta bir şirket olarak kurulan KAMER çalışmalarını yaygınlaştırabilmek için 2005 yılında KAMER Vakfı olarak yeniden yapılandırıldı. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinin 23 ilinde kadının insan hakları konusunda çalışacak merkezler kurdu.
2005 yılından bu yana “Her Kadın İçin Bir Fırsat” adlı bir program yürütüyor. Bu program acılığıyla tüm il, ilçe ve köylerde kadınlar için şiddetten kurtulmak, geleneksel statülerini fark edip değiştirmek için birer fırsat yaratılması planlanıyor.

Yayınlar:   
“Diyarbakır KAMER’ in Kuruluş Hikâyesi ve Yürüttüğü Çalışmalar” 90’larda Türkiye’de Feminizm. İstanbul: İletişim Yayınları, 2002.
Grup Çalışması İçin El Kitabı KAMER, 2003
Alışmayacağız! –  KAMER, 2003
“Keşke Dememek İçin –  KAMER, 2004.
Suçlu Kim? KAMER, 2005.
İstersek Biter KAMER 2006 Fark Ederek Çoğalmak İçin (Şiddet Çalışma Yöntemleri el kitabı)

Ödüller:   
2015 - H. Böll Vakfı Anne Klein Ödülü
2008 - Yılın Sosyal Girişimcisi Ödülü, (Ernst & Young)
2007 - Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) İnsan Hakları Ödülü
2006 - Fransa Legion d’ Honneur Medal
2005 - Mevlana Barış Ödülü
2004 - Uluslararası Af Örgütü – The Ginetta Sagan Ödülü
2003 - Time Magazine – “Heroes of Our Time” Ödülü
2002 - Rotary Club – Başarı Ödülü
2002 - Lions Club – Başarı Ödülü
2000 - Ashoka Üyeliği

Ceren Belge’nin nehir söyleşisi tarzında hazırladığı ve Ayizi Yayınevi tarafından basılan OHAL’DE FEMİNİZM Nebahat Akkoç Anlatıyor adlı bir kitap yayınlandı. 

Program:

17 Haziran 2016 Cuma
09:15-10:30        Kayıt listelerinin imzalanması ve yürüyüş planının dağıtılması (Amfitiyatro arka girişi)
10:30-11:45        Tören Provası (Amfitiyatro)
11:45-12:30        Mezuniyet Sınıfı Toplu Fotoğraf Çekimi (Amfitiyatro)
12:00-13:00        2015-2016 Mezunları İle Öğle Yemeği
13:00-14:00        2014-2015 Akademik Yılı Kapanış Konferansı-Konuşmacı: Nebahat Akkoç (SGM)
14:00-14:15        Mezunlar Tuğlasının Yerleştirilmesi (Mezunlar Rıhtımı)
16:00-17:00        İkram (SGM)

18 Haziran 2016
18:30-19:00     Karşılama
19:00-21:15     Tören (Amfitiyatro)
21:30-23:00     İkram (SGM-Spor Salonu Arası)

Mezuniyet Günleri programının tüm detayları için lütfen web sitesini ziyaret edin: commencement.sabanciuniv.edu/tr






Abone ol