Ana içeriğe atla

Devrim Gözüaçık “Otofaji ve Kanser” konusunu anlattı

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Devrim Gözüaçık 25-26 Mart 2017 tarihlerinde İstinye Üniversitesi’nde düzenlenen Moleküler Kanser Zirvesi’nde “Otofaji ve Kanser” konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Sunumunda otofajinin ne olduğundan ve kanser arasındaki bağlantısıdan bahseden Devrim Gözüaçık, son zamanda yapılan çalışmaların moleküler detaylar ve nitelik konusunda daha fazla bilgi vermeye başladığını dile getirdi. Sağlıklı hücrelerde otofajinin bir stres yanıtı olarak kullanıldığından ve hücrelerin stres koşulunda hayatta kalmalarını sağladığından bahseden Gözüaçık, öte yandan kontrolsüz otofajinin uzun stres dağılımında ölüme götürdüğünü vurguladı.

Devrim Gözüaçık,  otofajinin metabolizmayı düzenlemesi ve bozuk mitokondrileri temizlenmesinden dolayı çoğunlukla hücrelerin hayatta kalması için gereken bir mekanizma olduğunun altını çizdi.  Gözüaçık, otofajinin yokluğunun ise hücreler içinde özellikle bozuk mitokondrilerin birikmesine neden olduğunu belirtti. Hücreler içinde birikmiş proteinlerin temizlenmesinin gecikmesinden sonra hasarlı proteinlerin, organel ve reaktif oksijenlerin birikiminin söz konusu olduğunu ve bu kısır döngünün de hücrelerin kontrolünü kaybederek tümörleşmesine sebep olduğunu sözlerine ekledi.  Gözüaçık, kanserin erken aşamalarında otofajinin kanserden koruyucu bir rol oynadığını belirtti.

Başlangıç aşamasında değil de, yerleşik tümör olma yolunda ileryelen kanserlerde ise otofajini tümörün büyümesi ve gelişmesine etki ettiğinin düşünüldüğünü belirten Gözüaçık, sunumunun devamında Sabancı Üniversitesi’nde otofaji konusunda gerçekleşen çalışmaları aktardı.   

Sabancı Üniversitesi’nde “1. Ulusal Duyarlılık Konferansı” yapıldı

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri (CIP), Anadolu Efes’in desteğiyle “1. Ulusal Duyarlılık Konferansı”nı yaptı. Üniversite’nin Tuzla’daki kampüsünde düzenlenen konferansta; sosyal sorumluluk çalışmaları yürüten Türkiye’nin önemli üniversiteleri, liseleri, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinden temsilciler biraraya gelerek deneyimlerini paylaştı.

Sabancı Üniversitesi, Anadolu Efes’in katkılarıyla, sosyal sorumluluk alanındaki gelişmeler ve farklı yaklaşımların paylaşıldığı bir konferans düzenledi. Türkiye’de ilk defa bir üniversite çatısı altında düzenlenen Ulusal Duyarlılık Konferansı’nın odak noktası; sosyal sorumluluk, sivil duyarlılık, katılımcı demokrasi, aktif vatandaşlık ve gençlik çalışmaları oldu.

Türkiye’de ilk kez zorunlu sosyal sorumluluk dersi başlatan Sabancı Üniversitesi’nin Toplumsal Duyarlılık Projeleri (CIP) tarafından düzenlenen konferansta konuşan Rektör Vekili Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu Sabancı Üniversitesi’nde eğitimin başlamasının yirminci yılına yaklaşıldığını ve bu nedenle bir süredir üniversitenin kurucu ilkelerini hatırlamaya ve yeniden düşünmeye çalışıldığını belirterek, Sabancı Üniversitesi’nin, herşeyden önce, akademik özgürlüklerin sağlanması, cinsel taciz ile mücadele, ayrımcılık ile mücadele gibi konularda katılımcı bir yöntemle metinler hazırlamış ve bu metinleri web sitesinden dünyaya duyurmuş bir üniversite olduğunun altını çizdi. Bu konularda duyarlı olmanın üniversitenin kurucu ilkeleri arasında olduğunu ve özellikle bugün bu değerleri sık sık hatırlamaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Kadıoğlu “Toplumsal Duyarlılık Projeleri”nin de Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşundan bu yana ayırdedici özelliklerinden birisi olduğunu vurguladı.

Sabancı Üniversitesi’nde kuruluşundan bu yana özgürlüğe önem verdiklerini söyleyen Ayşe Kadıoğlu, öğrencilerin fakültelere girip, sonrasında kendi kararları ile mezun olacakları programları belirlemelerine fırsat yarattıklarını, bu konuda Sabancı Üniversitesi’nin öncü olduğunun altını çizdi. Yüksek eğitimde özgürlükçü bir yaklaşımın öncülüğünü yaptıklarını,  bu anlamda Türkiye’de yüksek eğitim-öğrenim profiline katkıda bulunduklarını, özgürlükçü, tercihleri öne çıkaran bir yaklaşımın tüm üniversiteler tarafından uygulanabilirliğinin yolunu açtıklarını, ancak bunu yaparken yani bir anlamda bireyciliği savunurken bunun “bana ne herkesten” tavrına dönüşmeyen bir bireycilik olmasına gayret ettiklerini söyleyen Ayşe Kadıoğlu, Sabancı Üniversitesi’nde öğrencilerin yaşadıkları topluma değmelerini çok önemsediklerini, bunu da Toplumsal Duyarlılık Projeleri’ne çok büyük önem atfederek yapmaya çalıştıklarını vurgulayarak; “Özetle, özgürlükçü ancak toplum ile iletişim halinde olan bir düşünce bizim bu kampüste yeşertmek istediğimiz bir düşünce oldu, hala da öyle olmaya devam ediyor” dedi.

Türkiye’de ilk kez sosyal sorumluluk temalı bir dersi mezuniyet koşulu yapan Sabancı Üniversitesi

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Yöneticisi Zeynep Bahar Çelik de konferansın açılışında yaptığı konuşmada Sabancı Üniversitesi’nin kurulduğu günden bu yana topluma dokunan ve fayda sağlayan, katılımcı demokrasiye inanan ve aktif vatandaşlık bilincini elde etmiş bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir üniversite olduğunu belirterek, Toplumsal Duyarlılık Projeleri birimi olarak bu amaca hizmet etmekten onur duyduklarını ve Sabancı Üniversitesi’nde eğitime başlanılan 18 yıl öncesinden bugüne ülkemizde sivil toplum, gençler ve gönüllülük alanlarında yapılan çalışmalarda bir çok değişim ve gelişimi gözlemlemenin mümkün olduğunu söyledi. Ayrıca, “Türkiye’de ilk kez sosyal sorumluluk temalı bir dersi mezuniyet koşulu yapan Sabancı Üniversitesi olarak günden güne yaygınlaşan sivil alandaki gençlik çalışmalarına bir parça da olsa katkı sağlayabildiysek ne mutlu bizlere” dedi.

Zeynep Bahar Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü: Son dönemde birçok üniversite ve lise sosyal sorumluluk projelerini ve gönüllülük çalışmalarını müfredatına almış ya da almak arzusu içinde. Dilerim onlar da bugün aramızdadır ve konferanstan kurumlarına yararlı bilgiler ile dönerler. Bu alanda çalışırken artık sivil toplum kuruluşları ve özel sektörden firmalar ile ortaklaşa çalışmalar yapmak hem olmazsa olmaz, hem de zenginleştirici unsurlar. O nedenle bugün alanında öncü, gençlerle harika projeler yapan STK’ları ve şirketleri ağırlamak da bizler için çok sevindirici. Kıymetli hocalarımızın konuşmaları ve değerli katılımcıların vereceği bilgiler ile konferansımızın çok renkleneceğine inanıyorum” dedi. 

Bir üniversite çatısı altında ilk kez gerçekleştirilen “Ulusal Duyarlılık Konferansı”nın ana destekçisi Anadolu Efes’in Kurumsal İletişim Müdürü Simge Balaban, Türkiye’nin en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden biri olan “Gelecek Turizmde”yi anlattığı sunumunda; “Türkiye dünyada sürdürülebilir turizm potansiyeli en yüksek ülkeler arasında yer alıyor. Biz TC Kültür ve Turizm Bakanlığı ve UNDP ortaklığı ile 10 yıldır bu potansiyeli ortaya çıkaracak modeller oluşturarak ülkemizin farklı yerlerinde yerel kalkınmaya destek oluyoruz. Bu modeller ile bir yandan doğal mirası, biyoçeşitliliği koruyup halkın da kültürel, doğal, tarihi değerlerine sahip çıkmasını sağlarken, öte yandan yerel halka kalıcı istihdam ve gelir kaynağı sağlanmasına destek oluyoruz.  Bunu da kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve yerel halkla işbirliği yaparak başarıyoruz. “ dedi.

“10 Yıl, 10 Şehir, 10 Hikaye”

 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı,  Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes ortaklığında, sürdürülebilir turizm projeleri ile yerel kalkınmaya destek olmak amacıyla yürütülen “Gelecek Turizmde” projesinin 10’uncu yılı anısına hazırlanan, “10 Yıl, 10 Şehir, 10 Hikaye” kitabı da Ulusal Duyarlılık Konferansı’nda kitabı ve fotoğraf sergisiyle yer aldı. Gelecek Turizmde ile desteklenen projeler ve değişen hayatların yer aldığı kitaptaki hikayeler; aralarında Sunay Akın, Refika Birgül, Mutlu Tönbekici, Saffet Emre Tonguç, Günseli Özen, Derin Sarıyer, Yaşar, Mete Horozoğlu ve Ayşe Arman’ın yer aldığı isimler tarafından da kaleme alınırken, Mustafa Seven’in fotoğraflarıyla ölümsüzleştirildi.

Ulusal Duyarlılık Konferansı’nda İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kenan Çayır “Zor Zamanlarda Sosyal Sorumluluk ve Duyarlılık” başlıklı bir sunum yaptı. “Duyarlı/sorumlu olmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz tarihsel bir süreçten geçiyoruz” diyerek konuşmasına başlayan Prof. Çayır sunumunda, yükselen duvarlar; belirsizlik; yakınlık-uzaklık; risk toplumu; sorumluluk ahlakı; şahit olma; aktif yurttaşlık kavramlarının üzerinde durdu.

Konferansta, “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ve Gençlik Çalışmaları” başlıklı ve Özel Sektör Gönüllüleri Derneği Koordinatörü Başak Güçlü Elbir başkanlığında gerçekleştirilen birinci panelde Unilever Türkiye Dove Marka Yöneticisi Nazlı Malatyalı Yılmaz “Özgüven Projesi”ni, Bayer Türkiye Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Müdürü Nevra Çağman “Genç Bilim Elçileri”ni, Akbank Kurumsal Sosyal Sorumluluk Yöneticisi Suna Yeşilli Gönener de “Şehrin İyi Hali” başlıklı çalışmalarını anlatarak deneyimlerini paylaştılar.

Başkanlığını Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan’ın üstlendiği “Sivil Toplum Örgütleri ve Üniversite İşbirlikleri” başlıklı ikinci panelde TEMA Örgütlenme ve Saha Yönetimi Bölüm Başkan Yardımcısı Kenan Doğan, KAÇUV Eğitim ve Gönüllü Koordinatörü Aslı Yıkıcı, Bilim Kahramanları Derneği Genel Sekreteri Özlem Mutlu Doğan da temsil ettikleri STK’lardaki çalışmalarına ilişkin bilgi ve deneyimlerini paylaştılar.

“Üniversite ve Liselerde Sosyal Sorumluluk Programları” başlıklı üçüncü panelin başkanlığını İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurhan Yentürk’ün üstlendiği üçüncü panelin konuşmacıları, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Yöneticisi Zeynep Bahar Çelik, Robert Kolej Topluma Hizmet Projeleri Yöneticisi Jennifer Sertel, Akdeniz Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık ve Katkı Projeleri’nden Yrd. Doç. Güney Çetinkaya ve Açı Lisesi Eğitim Koordinatörü Selin Kartal temsil ettikleri kurumlarda gerçekleştirilen çalışmaları anlattılar.

Konferans öğleden sonra eş zamanlı olarak gerçekleştirilen, TOG Vakfı Eğitim Departmanı Yöneticisi Alper Şentürk koordinasyonundaki “Gönüllülerle İşbirliği”, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projelerinden Aslı Acar Geliş koordinasyonundaki “Gönüllü Seçim Süreci ve Değerlendirme”, Pikan Ajans’tan Nazlı Sönmez koordinasyonundaki “Sosyal Medya Araçları ve İçerik Geliştirme” ve Eda Bozköylü koordinasyonundaki “Gönüllü Eğitimlerine Beyin Uyumlu Yaklaşım” başlıklı atölye çalışmaları devam ederek günün sonunda konferansın değerlendirildiği Kapanış Oturumu ile sona erdi.

Konferansın gerçekleştirildiği Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi fuayesinde düzenlenen mini fuarda, Açı Lisesi, Bilim Kahramanları Derneği, Gençtur, Hrant Dink Vakfı, Kanserli Çocuklara Umut Vakfı KAÇUV, Kızılay, Mavi Hilal, Robert Kolej, Sevgi Mağazası, Sosyalben, TAP Vakfı, TOG, Tohum Otizm Vakfı, TURMEPA ve Türkiye Çcuklara Yeniden Özgürlük Vakfı stand açtı.

Ulusal Duyarlılık konferansı ile ilgili Kanal D'de yayınlanan haberimiz için tıklayınız.

Dijital Dünyada Kullanıcı İhtiyaçlarını Anlamak

Sabancı Üniversitesi’nin Teknoloji Tabanlı Girişimleri Hızlandırma Merkezi SUCOOL tarafından düzenlenen STARTUP GLOBE MEETUP'ların beşincisi, 30 Mart 2017, Perşembe akşamı, ImpactHub evsahipliğinde gerçekleşecek.


İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle düzenlenecek “Dijital Dünyada Kullanıcı İhtiyaçlarını Anlamak” başlıklı meetup’ta GEDS Kurucusu Gülay Özkan ve Dam Startup Studio Kurucusu Yakup Bayrak konuşmacı olacaklar.

Panelde; “Kullanıcıların isteklerin nasıl anlaşılır?”, “Kullanıcıyı göz önünde bulundurarak nasıl ürün geliştirilir?” ve “Ürün geliştirme yolunda beklentiler nelerdir?” sorularının yanıtları aranacak.

Panelin moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu’ndan Başar Kaya üstlenecek.

Program:

Tarih: 30 Mart 2016, Perşembe

Saat:   19:00-21:00

Yer:    ImpactHub İstanbul, Sanayi Mahallesi (Tarif: M2-Taksim Metro Hattı, Sanayi Metro durağı, Güney Çıkışı, LOQUM'un olduğu ara)

 

 

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu’ndan Kadın Girişimciler Paneli

Sabancı Üniversitesi’nin Teknoloji Tabanlı Girişimleri Hızlandırma Merkezi SUCOOL tarafından İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle düzenlenen STARTUP GLOBE MEETUP'ların dördüncüsü ImpactHub evsahipliğinde gerçekleşti.


 "Kadın Girişimciliği" konusunun ele alındığı etkinlikte, daha evvel "başarılı start-up'lar kurmuş veya kurulmasında rol almış kadın girişimcilerle birlikte"

 - Kadın girişimci olmanın zorluklarını ve bu zorlukları aşabilmek için kimlerden nasıl destekler alınabileceği,

- Kadın girişimcilerin ihtiyaç ve gereksinimleri

- Kadınların çalışma hayatında çoğunlukla reklam, sağlık ve bankacılık gibi alanlara yoğunlaşmasının altında yatan sebepler konuşuldu.

Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu (SUGK) Direktörü Prof. Dr. Dilek Çetindamar’ın üstlendiği panelde; Vispera CEO’su Prof. Dr. Aytül ERÇİL, Leonardini Kurucusu Cemile TANKURT ve Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru AYGÜL konuşmacı oldular.

Programın açılışında, Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu’undan Başar Kaya SUGK’nın işleyişi ve 2017 yılı itibariyle başlayan Start-Up Globe projesi hakkında bilgiler verdi.

Etkinlikte ilk olarak, Prof. Dr. Dilek Çetindamar, “kadınların iş hayatındaki ve girişimcilikteki yerleri” hakkında bir konuşma gerçekleştirdi ve Sabancı Üniversitesi tarafından girişimcilik alanında yapılan çalışmalardan örnekler sundu.

Panelin ilk konuşmacısı Aytül Erçil akademisyenliğin verdiği saygınlıkla girişimcilik serüveninde “bir kadın olarak” çok zorluk yaşamadığını söyledi. Ancak kadınların teknik konuda yetersiz olduğuna dair önyargının bulunduğunu sözlerine ekleyerek “kadınların birçok işi birarada yürütmeye alışkın oldukları için” sıkıntıları hissetmediklerini ve şikayet etmediklerini belirtti.

Konuşmasında kendi deneyimlerini paylaşan Cemile Tankurt, üniversite eğitimi almış kadın girişimcilerle bütün kadın girişimcileri aynı şekilde değerlendirmemek gerektiğini vurguladı.

Tankurt, “Eğitim seviyesi ne olursa olsun kadın patron olarak size önyargılı yaklaşıyorlar. Bu toplumun ve kültürün getirdiği bir şey. Kadınların daha fazla girişimci olmasından erkeklere büyük rol düşüyor.” dedi.

Mehru Aygül ise, gelişmekte olan ülke seviyesinden gelişmiş ülke seviyesine çıkmak için girişimciliğe önem vermek gerektiğine dikkat çekti. Kadınların da fırsat verilirse, kendilerine eşit davranılacağını görürlerse kendini ön plana çıkardığını sözlerine ekledi. Girişimcilik Vakfı olarak, fikre değil insanların kendisine yatırım yaptıklarını belirten Aygül, destekledikleri girişimcilerin yarısının kadın yarısının erkek olmasına özen gösterdiklerini de ekledi. Kendi iş tecrübelerinden de bahseden Mehru Aygül, kadın olarak ayrımcılığa uğradığını ama bu ayrımcılığın kendisine olumlu katkılar ve bu ortamda ayakta kalmasına yardımcı beceriler edinmesini sağladığını söyledi.

"(High-Performance) Computing: Why It Matters" semineri

NS-Future Joint Seminar Series, Kamer Kaya'nın 29 Mart Çarşamba günü saat 13.40'da gerçekleştireceği "(High-Performance) Computing: Why It Matters" konulu semineri ile devam ediyor.

NS-Future Joint Seminar Series'in üçüncü semineri Kamer Kaya tarafından "(High-Performance) Computing: Why It Matters" konusunda gerçekleşecek. 

Tarih: 29 Mart 2017, Çarşamba

Saat: 13.40

Yer: FASS G22

NS-Future Joint Seminar Series kapsamındaki seminer takvimi aşağıdaki gibidir.

22 Şubat 2017 - Selim Çetiner, "Genetically Modified Organisms: Food Security and Modern Biotechnology in the 21st Century"

08 Mart 2017  - Mehmet Ali Alpar, "The Fastest Rotating Stars"

29 Mart 2017 - Kamer Kaya, "Computation"

12 Nisan 2017 - Uğur Sezerman, "Personalized Medicine"

26 Nisan 2017 - Bahattin Koç, "3D Organ Printing"

10 Mayıs 2017 - Andrew Berry, "Evolutionary Fireworks: The Cambrian Explosion & the Origins of Animals"


Nisan Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde festival ayıdır

 

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi (SGM) Nisan ayında bu yıl 19. kez düzenlenen Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali kapsamında birbirinden renkli ve keyifli oyunlara ve iki harika konsere ev sahipliği yapıyor.

SGM’de, Tiyatro Platform'un ''Köpeklerin İsyan Günü'', Ankara Devlet Tiyatrosu'nun ''Gayri Resmi Hürrem'', Tiyatro Kare'nin ''Ahududu'', Gürcistan-Eristavi Tiyatrosu'nun ''Vişne Bahçesi'' tiyatro oyunları Nisan ayı programında yer alıyor. Söz konusu bu oyunlar SGM’de 19. Devlet Tiyatroları-Sabancı Uluslar arası Adana Tiyatro Festivali kapsamında sahnelenecek.

Ayrıca sevilen şarkıcı Mabel Matiz, son albümü Gök Nerede'nin şarkılarını seslendireceği konserinde müzikseverler ile buluşacak.

Yorumcu, besteci ve söz yazarı Cem Adrian’ın konseri SGM’de Nisan ayındaki son sanat etkinliği olacak.

11 Nisan 2017, Salı saat:20:00’de “KÖPEKLERİN İSYAN GÜNÜ” Tiyatro Oyunu  

Tiyatro Platform tarafından sahnelendirilen”Köpeklerin İsyan Günü”; Flaubert’in Madam Bovary adlı romanının günümüzde, Nişantaşı’nda geçen serbest bir uyarlaması.

Ceren Ercan tarafından yazılan oyunun yönetmeni Mark Levitas. Oyunda rol alan sanatçılar; Zuhal Gencer, Erkaya Kanbolat, Görkem Arslan, Elif Ürse ve Sercan Gülbahar.

O sabah Nişantaşı'nda, köpek gezdiricisi olarak çalışan genç, bir kehanet fısıldar. Küçük lüksleri için hiç durmadan çalışıp, yıpranan evliliğiyle boğuşan Suzan için o gün her şey sıradan görünmektedir. Annesi, bakıcı kadın ve köpek gezdiricisi gencin ekseninde güvenlikli orta sınıf evi tedirgin edici bir hâl almaya başlar. Köpekler semti saran kehanetin izini sürerken, geçmişin seçkinleriyle bugünün kazananları arasındaki çatışmaya ve her devrin kaybedenlerinin hikâyelerine uzanır.

13 Nisan 2017, Perşembe saat:20:00’de “GAYRİ RESMİ HÜRREM” Tiyatro Oyunu

Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelendirilen “Gayri Resmi Hürrem”i yazan ve yöneten Özen Yula. Oyunun koreografisini Banu Demir, müziğini ise Turgay Erdener yapmış.

Oyunda rol alan sanatçılar: İpek Atagün Gezener, Gülin Ersoy, Gizem Türker, Handan Kılıç, Pelin Gülten, Ezgi Özer, Melis Kızılaslan ve Şükran Dama

Hürrem Sultan hayatının muhasebesini yaptığı bir gün, vaktiyle yaptırdığı gizli bir odaya girer. Odada hafızasını kaybetmiş bir cariye ile karşılaşır. Beraberce Hürrem Sultan’ın hayatından sahneler oynarlar, oyunlarla yaşarlar. Ancak bütün oyunlar en tehlikeli oyunla kesilir. Belki tek çıkar yol vardır. Belki de birden çok yol vardır. Hayat, iki kadına da, bizlere de sürprizler hazırlamaktadır.

18 Nisan 2017, Salı saat:20:00’de “MABEL MATİZ” Konseri

Sevilen şarkıcı Mabel Matiz, son albümü Gök Nerede'nin şarkılarını seslendireceği konserde hayranları ile buluşacak.

2011 yılında kendi adını taşıyan ilk albümüyle müzik dünyasına merhaba dediği günlerden bu yana, başta müzik eleştirmenleri ve Türk müzikseverlerin saygı ve büyük beğenisini kazanan Mabel Matiz, 2013 yılında bir çok ödül alan albümü "Yaşım Çocuk"tan sonra dinleyicilerini şimdi de "Gök Nerede" ile selamlamaya hazırlanıyor.

2013 yılında i-tunes dijital platformu ve D&R ulusal fiziksel satış listelerinde 1 numaraya kadar çıkan "Yaşım Çocuk" albümüyle büyük başarılara imza atan, aynı yıl prestijli GQ dergisi tarafından "Yılın Müzik Adamı" seçilen ve yine Hürriyet gazetesi okuyucuları tarafından 2014 yılında "En İyi Çıkış Yapan Sanatçı" kategorisinde Altın Kelebek ile ödüllendirildi.

20 Nisan 2017, Perşembe saat:20:00’de “AHUDUDU” Tiyatro Oyunu

Dünyanın en çok oynanan komedilerinden biri olarak tiyatro tarihine geçen “AHUDUDU”  bu kez Tiyatro Kare’nin yeni yorumuyla, Nedim Saban imzasıyla sahnede.

Dünyanın en büyük starları tarafından yorumlanan ve Cary Grant’ın başrolde oynadığı bir film olarak da bilinen (Arsenic and Old Lace), Türkiye’de daha önceleri Suna Pekuysal, Vasfi Rıza Zobu, Ani İpekkaya gibi ustalar tarafından da oynanmıştı.

Oyunun yeni prodüksiyonunda başrollerde Suna Keskin ve Melek Baykal var.

Melek Baykal, yıllar sonra bu oyunla sahneye dönüyor. Nedim Saban da uzun yıllar sonra sahneye oyunun delisi rolüyle dönüyor. Oyunun diğer rollerinde Cem Güler, Halim Ercan, Dicle Alkan, Birol Engeler, Özgür Yetkin ve Bülent Seyran var.

Seyircinin bu oyuna çok güleceği kesin ama bakalım, iki yaşlı kadının yalnızlığa buldukları çareyi beğenecekler mi?

25 Nisan 2017, Salı saat:20:00’de “VİŞNE BAHÇESİ” Tiyatro Oyunu

SGM, Anton Çehov’un Vişne Bahçesi oyununda Gürcistan’dan bir tiyatro topluluğunu, Eristavi Tiyatrosu’nu ağırlayacak.

Soso Nemsadze tarafından yönetilen oyunda Gürcü sanatçılar Gvantsa Kandelaki, Omar Beqauri, Shota Khanjaliashvili,Kakha Beridze, Anna Chogovadze, Zaza Tedeluri, Tekla Marjanishvili, Marie Marghutashvili, Anzor Gvadzabia, Koba Kopadze rol alıyor.

Gürcüce oynanacak oyunda Türkçe alt yazı kullanılacak.

27 Nisan 2017, Perşembe saat:20:00’de “CEM ADRİAN” Konseri

SGM’de Nisan ayının son gösterisi Cem Adrian’ın müthiş sesinin dinleneceği konser olacak.

Cem Adrian; 10 yıldır, sadece çok renkli sesi değil, çok renkli müziği ile yorumcu, besteci ve söz yazarı olarak müziğin çok farklı dallarında çok farklı eserlere imza atıyor. Başarılı müzisyen aynı zamanda, bölge ayırt etmeksizin Türkiye’nin her şehrinde, en fazla konser veren canlı performans sanatçıları arasında ön sıralarda yer alıyor.

“Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım” (2005), “Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti” (2006), “Essentials / Seçkiler” (2008), “Emir” (2008), “Kayıp Çocuk Masalları” (2010), “Siyah Bir Veda Öpücüğü” (2012), “Şeker Prens ve Tuz Kral” (2013), “Cam Havli” (Umay Umay ile birlikte-2014), “Sana Bunları Hiç Bilmediğin Bir Yerden Yazıyorum” (2014) ve “Yalnızlık Senden Daha Çok Seviyor Beni” (2015) albümlerini piyasaya çıkaran Adrian’ın, kayıtları 2014’te tamamlanan “Seçkiler 2” albümü de geçen aylarda dinleyicilerle buluştu.

Bilet Fiyatları:

Sabancı Üniversite Öğrencisi:         10 TL

Sabancı Üniversitesi Çalışanı:        20 TL

Tam:                                               25 TL

Öğrenci:                                         20 TL            

Birbirinden keyifli bu etkinliklerin biletleri hafta içi Akbank karşısındaki  "SGM Gişe"den ya da biletix kanalından temin edilebilir.

 

http://sgm.sabanciuniv.edu/

https://www.facebook.com/SabanciGosteriMerkezi

https://twitter.com/GosteriMerkezi

https://www.instagram.com/SabanciGosteriMerkezi/

 

Melsa Ararat, TKYD Genel Kurulu’nda Konuştu

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Melsa Ararat, Akademik Kurul Başkanı sıfatıyla Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) Genel Kurulunda bir konuşma yaptı.


Melsa Ararat “2017’de Bilimsel Araştırmalarda ve Uygulamada Kurumsal Yönetim Öncelikleri, Yeni Sorunlar; Küresel Eğilimler ve Türkiye” başlıklı bir konuşma yaptı.

Melsa Ararat önce Genel Kurula TKYD Akademik Kurulu’nun 2016 yılında gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında bilgi verdi ve daha sonra içinde bulunduğumuz bağlamı tanımladı. Melsa Ararat “TKYD 2017 genel kurulu kapitalizmin denenmiş gerçekliğinin ve finans sektörünün sorgulandığı, bilinen politikaların büyüyememe sorunlarını çözemediği bir dönemde gerçekleşiyor. G20 ekonomi bakanları banka finansmanının ağırlığını azaltarak ve şirketlerin finansal sermaye ihtiyaçlarını ulusal borsalar yoluyla sağlanmasını teşvik ederek küresel sistemik riskleri azaltabileceklerini düşünmekteler. Bir taraftan da tarihçi akademisyenler gelişmekte olan ülkelerde kurumsal yönetim reformlarının itici gücü olan finansal piyasalardaki küreselleşme sürecinin durakladığına ve ulusal önceliklerin politik süreçleri işgal ettiği yeni bir içine kapanma döneminin başladığına dikkat çekmekteler. Bu dönemin en önemli özelliği politik belirsizlik. Popülist politikacıların reel kapitalizmin yarattığı refahtan pay alamayan halk kitlelerini peşlerinde sürükleyerek iktidara gelmeleri beklenmedik ve radikal politika değişikleri beraberinde getirmekte. Diğer yandan bu radikal güç kaymalılarına karşı yükselen muhalefetin şiddeti değişikliklerin kalıcılığı konusunda da belirsizlikler içeriyor.” dedi.

Melsa Ararat, öngörülemeyen politik belirsizlik ve gücün el değiştirme çağının yönetim kurulları için önemli sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Ararat, “Yönetim kurulları itibar risklerini iyi anlamak ve medyanın yoğun takibinde yol almayı öğrenmek ve kararlarının siyasi varsayımlarını ve sonuçlarını sık sık gözden geçirmek zorundalar.” diyerek sözlerine devam etti.

Ararat, ABD’de yeni dönemde özellikle yönetim kurullarının işleyişi ile ilgiili olarak SOX ile gelen regulasyonların hafiflemesinin beklenmediğini ama iş dünyasının uzun zamandır şikayet ettiği yatırımcıların genel kurullara katılıma ve öneri getirme hakları konusunda (shareholder proposal ve proxy access) değişiklikler gelebileceğini ve pay sahipleri demokrasisi vurgusunun azalmasının beklenebileceğini söyledi.

Avrupa Komisyonu’nun 2014 yılında yayınlanan Finans Dışı ve Çeşitlilik Açıklamaları direktifi ile finans ötesi bilgilerin açıklanmasına ve toplumsal cinsiyet dengesizliği ile mücadeeye  odaklandığını belirten Melsa Ararat bu konjonktürde küresel piyasalarda kurumsal yönetim konusunda  öne çıkan konuları 3 başlıkta topladı:

• İklim Değişikliği Riskleri

• Çeşitlilik - özellikle toplumsal cinsiyet çeşitliliği

• İcranın Ödüllendirilmesi

Yönetim kurullarının yetkinleşmesi ve etkinleşmesi, yeni dönemin gerekliliklerine uygun olarak yeniden yapılandırılmasının yatırımcıların odağında olmaya devam ettiğine dikkat çeken Ararat, yönetim kurullarının özellikle strateji ve senaryo planlaması, yatırımcılarla ilişkiler ve yedekleme konularında gözetim ve denetim görevini daha iyi yerine getirmesinin beklendiğinin altını çizdi.  Ararat, kısa vadeli performansı zorlayan aktivist baskılarına karşı uzun vadeli performansa odaklanmanın ve değer yaratmanın sürdürülebilirliğini sağlayacak yetkinliklerin öne çıktığını sözlerine ekledi.  Ararat pasif yatırım araçlarının yaygınlığı ve aktif yatırım starejilerini destekleyecek bilgi üreten aracı kurumların kârlılığına olanak vermeyen sektör yapılanmasının ve piyasanın bu konudaki başarısızlığının eleştiri konusu olmaya ettiğini söyledi.

Bilimsel araştırmalarda ise artık şirket değerini etkileyen kurumsal yönetim uygulamaları konusu ilginç olmadığına vurgu yapan Melsa Ararat,  “ Yeni dönem araştırmalar tek tek ülkelere daha derin bakan incelemelere, hakim ortakları olan yani kontrol edilen şirketlere ve iş gruplarına odaklanmaya başladı. Daha önce şirketler tek tek araştırma konusu iken artık iş gruplarının bir araştırma birimi olarak yönetişim özelliklerinin incelenmesi sürecinin başladığını görüyoruz.” dedi.

 

 

Eğitim Fakültesi Öğrencilerine Yönelik Sertifika Programı Başladı

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Merkezi (SEÇBİR), eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesi amacıyla Sertifika Programı’na başladı.

Sabancı Vakfı desteğiyle gerçekleştirilen programa, sosyolojiden psikolojiye, hukuktan sosyal politikaya, edebiyattan medyaya farklı alanlardan akademisyen ve uzmanlar katkı sunuyor.  Sertifika programına bu yıl İstanbul, Bursa ve Kocaeli eğitim fakültelerinden 100’ün üzerinde öğrenci başvurdu. Yapılan değerlendirmelerin ardından 35 öğrenci ile programa başlandı.  

18 Mart 2017, Cumartesi günü başlayan program, 8 hafta boyunca Cumartesi günleri devam edecek ve 6 Mayıs 2017 Cumartesi günü sona erecek.

 

Teachers Are Human'ın yeni konuğu Öğretim Üyesi Filiz Ali

Filiz Ali RadyoSU'da!


RadyoSU kampüsteki stüdyosunda öğretim üyelerimizi ağırlamaya, onları yakından tanımaya devam ediyor! Teachers Are Human, bu hafta değerli öğretim üyemiz Filiz Ali'yi konuk ediyor. 27 Mart Pazartesi akşamı saat 20.00'de bize katılarak Filiz Ali'yle keyifli sohbetimizi dinleyebilir, ona sorular sorabilirsiniz.

Peki Teachers Are Human'ı nereden dinleyebilirsiniz?

Teachers Are Human programını radyosu.sabanciuniv.edu, radyosu.org, TuneIn, mySU, Speak ve RadyoSU mobil uygulaması üzerinden dinleyebilirsiniz.

Politika ve Güvenlik Zirvesi'nde Siber Güvenlik Politikaları konuşuldu

Sabancı Üniversitesi Politika Kulübü 4 Mart 2017 Cumartesi günü dünyanın bugünü ve yarını için önem arz eden Siber Güvenlik Politikaları üzerine Karaköy Minerva Han’da kapsamlı bir zirve düzenledi. Birçok farklı üniversiteden geniş katılımcı kitlesine ulaşan etkinlikte, konuşmacılar geleceğin güvenlik stratejileri ve gençleri bekleyen yeni dünya üzerine sunumlarını gerçekleştirdiler. Alanında uzman konuşmacıların yer aldığı zirvede, güvenlik ve politikaları hakkında altı ana başlık üzerine duruldu.


İlk oturumun birinci başlığı: “Uluslararası Bağlamda Siber Güvenlik” oldu. Lostar AŞ’nin kurucusu Murat Lostar ve PWC’nın siber güvenlik servisleri lideri Adil Burak Sadıç konuşmalarını gerçekleştirdiler. Konuşmacılar, siber güvenlik ile kişisel güvenlik arasındaki benzerliğe dikkat çektiler. Nasıl bireyler için evin kilidi, o kilidi kiminle paylaştığınız hassasiyeti olan konularsa; bireylerin ya da kurumların kendilerini siber alanda da güvenli hissetmesinin aynı hassasiyeti gerektirdiğinden bahsettiler. Türkiye’de her ne kadar başımıza bir musibet gelmeden önlem almasak da bankacılık sektöründeki siber güvenlik önlemlerinin arttığına ve yeni çıkan kişisel verileri koruma yasasının bu alanda umut verici olduğuna dikkat çektiler.

Daha sonraki konu başlığı, “Türkiye Siber Güvenlikte Nerede?” oldu. TÜBİTAK BİLGEM’de uzman araştırmacı olan Ferhat Özgür Çatak ve Anka Grup yönetim kurulu üyesi Ruşen Özkan sunumlarını gerçekleştirdiler. Ferhat Özgür, genel itibariyle Türkiye’deki Siber güvenlik alanında, devlet bazlı kurumların başında gelen TÜBİTAK’ın sürmekte olan ve gelecekteki projelerini kapsayan bir sunum yaptı. Türkiye’de Siber Güvenliğin nerede konumlandığını, karşılaştırmalı olarak dinleyicilere aktardı. Daha sonrasında, Ruşen Özkan özellikle teknolojinin gelişmesiyle, gelecekte insanlığı bekleyen tehlikeleri, Siber güvenlik kapsamında inceledi. Yaşanan olaylardan somut örnekler vererek, geleceğimizi  teknolojiyle beraber nasıl inşaa etmemiz gerektiğini anlattı.

İkinci oturumun birinci başlığı “Özel Şirketlerde Siber Güvenliğin Önemi“ oldu. İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Özgür Alp ve Türk Telekom kurumsal ürünleri ve servisleri direktörü Esat Sönmezer konuşmalarını gerçekleştirdi. Özgür Alp, öğrencilerden gelen sorular ışığında ahlâkî bilgisayar korsanlarından (hacker), korsanların yasal düzenlemelerden ne kapsamda etkilendiğinden ve korsanların bireyin güvenliğine destek oluşturacak şekilde devlet tarafından nasıl konumlandırılması gerektiğinden bahsettiler. Esat Sönmezer ise, teknolojik gelişmelerin insan hayatını ne denli etkilediğinden, bu etkinin yılları içerisinde nasıl değişeceğinden, netice olarak siber güvenlik konusunun Türkiye ve Dünya için vazgeçilmez konusu olduğundan ve olacağından, bu konuda yapılan destek ve geliştirmelerin güçlendirilmesi gerektiğinden bahsettiler. 

Ardından, İSBAK AŞ’den Uzman Mustafa Uçak “Güvenli Akıllı Şehir İstanbul” başlığında geleceğin şehirlerini, teknolojinin ve akıllı şehrin insana dokunan yanını, bizleri nasıl bir şehir kültürünün beklediğine dair sunumunu gerçekleştirdi. Yeni şehir yaşamında, bireyin güvenliliğinden mesul olan kurumların, yeterli yatırımı ve teknolojik gelişmeyi yapacağından bahsettiler. Güvenli, kolay bir şehir yaşamı yapılan yatırımların ışığında bizleri bekleyeceğini anlattılar.

Mustafa Bey’den sonra mikrofonu, Deloitte’de Partner olarak görev yapan Burç Yıldırım, aldı. Bireyin güvenliğine dikkat çeken Burak Bey; kişisel olarak kendimizi geliştirmemiz gerektiğinden, şifrelemenin gerçek anlamda güvenlik alanı oluşturamayacağından, kişisel bilgileri paylaşma konusunda dikkatli davranılması gerektiğinden bahsettiler.

Ardından, “İstihbarat ve Savunma Politikaları“ konu başlığında, Güvenlik araştırmacı  Abdullah Ağar, Türkiye güvenlik stratejilerinin ışığında bölgesel ve milli tehditlerden, bunların çözüm arayışlarından bahsetti. Gelecek için güvenli Türkiye yaratmak adına, yapılan hatalardan ders çıkarılması gerektiğinden ve daha sağlam öngörülerle güçlü Türkiye yaratılmasının öneminden bahsettiler.  Aynı oturumda konuşma yapan SETA güvenlik araştırmacısı Merve Seren, istihbaratın farklılaşan uygulamalarından, bunların yöntem ve şekillerinden, sadece siber güvenlik boyutundan değil istihbarat tanımına giren tüm etkenlere detaylıca bahsettiler.

Kapanış konuşmasında “Dünya ve Türkiye için Uluslararası Güvenlik Tehditleri” başlığında İNSAMER’de araştırmacı olarak çalışan Mahmut Aytekin ve Burak Çalışkan bilgilerini paylaştılar. Konuşmacılar Suriye’deki hazin durum ve bu durumun Türkiye’ye tesirlerinden bahsettiler. Burada artık sadece bir iç savaş olmadığını ve bunun artık bir devletlerarası bir harbe dönüştüğünden ve özellikle de Burak Bey’in üzerine çalışmalarını yürüttüğü Rusya’nın, bu siyasi açmaza etkisinden bahsettiler.

Tüm konuşmacıların değerli sunumları sayesinde, üniversite öğrencileri için verimli bir hafta sonu geçirmiş oldular. Farklı üniversitelerden birçok öğrencinin katıldığı etkinlikte, öğrencilere günün hatırası olarak özel tasarım Sabancı Üniversitesi Politika Kulübü çantalarında, Twitter’dan yöneltilen sorulara doğru cevap veren öğrencilere de harici şarj cihazı “powerbank” hediye edildi. Program bitiminde Sabancı Üniversitesi Politika Kulübü’nün sertifikaları katılımcı arkadaşlara verildi. 

Sabancı Üniversitesi Politika Kulübü’nün 4. zirvesi olan bu buluşma diğer etkinler gibi nitelikli ve verimli bir şekilde gerçekleştirildi. Bir sonraki büyük organizasyon 16 Nisan’daki referandumun maddeleri, Türkiye için ne anlama geldiğine dair panel olacak.

Sabancı Üniversitesi Politika Kulübü'nün Politika Kampüs'te videosunun bu bölümünde öğrencilerine siber güvenlik konusunda görüşleri soruldu, videoyu izlemek için tıklayın

Abone ol