Ana içeriğe atla

Öğretim Üyemiz Burç Mısırlıoğlu’nun projesine TÜBİTAK 1001 desteği

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burç Mısırlıoğlu’nun yürütücüsü olduğu proje, TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalarını Destekleme Programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

Burç_Mısırlıoğlu

Burç Mısırlıoğlu’nun projesi, “Ferroelektrik/dielektrik tabakalı yapılarda negatif kapasitans kararlılığı ve sınırları” başlığını taşıyor. Proje kapsamında MDBF Öğretim Üyeleri Kürşat Şendur ve Murat Kaya Yapıcı ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Barış Okatan araştırmacı olarak yer alıyor. Projede, yarı iletken tabanlı tranzistörlerde güç tüketimini düşürebileceği öngörülen negatif kapasitans davranışının ferroelektrik/dielektrik çiftli veya daha çok tabakalı yapılarda fizibilitesinin ve kararlığının anlaşılması hedefleniyor.

Projenin önemine değinen Mısırlıoğlu, şunları söyledi: Entegre devrelerin güç tüketimlerini düşürebilmek aygıt boyutlarının azaltılması ile paralel yürüyen bir gayret. Bu devreler çoğunlukla MOSFET (Metal oxide semiconductor field effect transistor – metal oksit yarı iletken alan etkili tranzistor) temelli aygıtlara dayanmakta. MOSFET’ler gözle görülemeyecek küçüklükte, hatta sadece elektron mikroskopları ile ancak gözlemlenebilen aygıtlar. Örneğin bir işlemcide MOSFET’lerden milyarlarcası 1-2 cm2’yi geçmeyen bir alanda bulunabilmekte ve bu nanoteknolojinin en ileri noktalarından biri olarak da gösterilmekte. Buna rağmen bu ve benzeri aygıtlar şu anda dünyadaki elektrik üretiminin %10 kadarını tüketmektedirler. 10 yıl sonra bu miktarın %50’ye yaklaşabileceğini öngören senaryolar mevcut ve dolayısı ile düşük güç tüketimi ile çalışabilmeleri kaçınılmaz bir ihtiyaç. MOSFET aygıtları temelde saniyede milyonlarca kez “on” ve “off” durumları arasında giden gelen elektrik anahtarlarları olarak düşünülebilir ve tahmin edilebileceği üzere “on” durumu aygıttan akımın geçebildiği duruma, “off” ise akımın geçemediği, daha doğrusu yüksek direnç durumuna denk gelmekte. Bilgisayar dilinde “1” ve “0” durumlarına tekabül eden işe bu akımların geçip geçmemesidir esasen. Ferroelektrik malzemeler hafıza işlevi için uzun yıllardır MOSFET'lere entegre edilmek istenmektedir ve bu çalışmalar sırasında “negatif kapasitans” bir nevi "yan etki" olarak yarı iletken endüstrisinin gündemine gelmiştir. Bu etki yolu ile tranzistörün "on” ve “off” durumları arasında gidip gelmesinin yarattığı güç tüketiminin aşağı çekilebilmesi, bu sayede düşük güçlerde çalışabilen MOSFET’lerin yapılabilmesi yoğun ilgi gören ve çalışılan bir konu haline gelmiştir. Biz bu projemizde bir MOSFET aygıtında negatif kapasitansın bazı seçilmiş ferroelektrik-dielektrik nano-tabakalı malzemelerin kararlı bir özelliği olup olamayacağını kuramsal olarak inceleyip bu davranışın fiziğini ve malzeme parametrelerine bağlılığını derinlemesine anlamayı hedefliyoruz. Proje sonunda da bazı aygıt önerileri de yapabilmeyi ümit ediyoruz.

“Dün Bugün İstanbul” Sergisi Sakıp Sabancı Müzesi’nde kapılarını açtı

Sabancı Holding desteğiyle düzenlenen Dün Bugün İstanbul sergisi, 22 genç sanatçının gözünden İstanbul’a dair bir durum tespitinde bulunuyor. Topluluk olarak sürdürülebilirliği odağına alarak faaliyet gösterdiği her alanda olduğu gibi, kültür ve sanata destek kapsamında da öncü ve örnek projelerin yanında olduklarını söyleyen Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper “sanatın ve sanatçının, yaşadığımız sosyal ve çevresel sorunlara yönelik farkındalığı artırmak, sürdürülebilir çözümler üretmek açısından da çok önemli bir rol üstlendiğini düşünüyoruz” dedi.

ssm mezunlar sergi

Sabancı Holding, “Yeni Neslin Sabancı’sı” vizyonu doğrultusunda, gençlere ve geleceğe yatırım yaparken, kültür ve sanatın da en büyük destekçileri arasında yer almaya devam ediyor. Bu kapsamda Sabancı Holding katkılarıyla gerçekleştirilen, Dün Bugün İstanbul Sergisi, 3 Eylül 2021 Cuma günü Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyaretçilerine kapılarını açtı.

Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisi ve sanatçı Murat Germen’in çağrısıyla buluşan ve yolu Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programından geçmiş 22 sanatçının bir araya geldiği sergi, İstanbul’un dünü ve bugününü ortaya koyarken, geleceğini de düşünmemizi sağlıyor. Serginin açılışı, Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer ve Murat Germen’in katılımıyla gerçekleştirildi.

“Gençlerin başrolde olduğu sanatın dönüştürücü ve iyileştirici gücüne inanıyoruz”

Açılışta konuşan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, “Geçtiğimiz yıl, pandemiyi dünyada ve ülkemizde çok sert bir şekilde yaşarken, bugüne kadar yaptığımız yatırımlar sayesinde işlerimizi başarıyla yönettik, yarınlara odaklanma fırsatı yakaladık” dedi. “Bu kapsamda sürdürülebilirliği de ana odağımıza alarak Topluluk vaadimizi ‘Sürdürülebilir bir yaşam için, öncü girişimlerle Türkiye ile dünyayı birleştiririz’ olarak yeniledik” diyen Alper, “100 yıla yaklaşan geçmişiyle, her daim Hacı Ömer Sabancı’nın ‘Bu topraklardan kazandıklarımızı bu toprağın insanları ile paylaşmalıyız’ prensibiyle hareket eden topluluğumuz, sadece iktisadi anlamda değil, kültür, sanat, eğitim gibi toplumsal kalkınmanın omurgası olarak nitelendireceğimiz alanlarda da öncü ve örnek olmayı sürdürüyor” diye vurguladı. Cenk Alper sözlerini şöyle sürdürdü:

İnsanlık adına çok zor zamanlardan geçmemize rağmen Sabancı Topluluğu olarak her zaman, sanatın dönüştürücü ve iyileştirici gücüne inandık ve işte tam da bu yüzden sanat dedik… Gençlerin başrolde olduğu bir sanat. Yaratıcı bakış açılarının toplumda farkındalık yaratacağını, bir ışık yakacağını, bir umut vereceğini düşündük. Dün Bugün İstanbul sergisi, bu inancımızın bir sonucu. Sanatın ve sanatçının, yaşadığımız sosyal ve çevresel sorunlara yönelik farkındalığı artırmak, sürdürülebilir çözümler üretmek açısından da çok önemli bir rol üstlendiğini düşünüyoruz” dedi.

Dün_bugün_istanbul

Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer ise konuşmasında: “2010 yılında müzemizde açtığımız ‘Bizantion'dan Istanbul'a. Bir Başkentin 8000 Yılı’ adlı tarihi sergimizde İstanbul’un tüm tarihi boyunca ve de hâlâ sahip olduğu renkli kalabalığını, bu devingen kitlenin getirdiği enerjiyi, her türlü yeniliğe ayak uydurma becerisini; binlerce yıllık geçmişe rağmen yansıttığı gençliği, her yeniliği içine sindirme yeteneğini de anlatmaya çalışmıştık.  Aradan 11 yıl geçti. Yalnız dünyada değil, ülkemizde ve elbette İstanbul'da pek çok şey değişti. Birbiri ardına yükselen dev binalar, kıtaları aşan yol ağları, denizin altından geçen tüneller, İstanbul'u komşu kentlerle birleştirircesine genişleyen sınırlara ve pek çok Avrupa ülkesi nüfusunu aşan bir kitleye ev sahibi kılıyor. Bizler İstanbul'daki gelişme ve genişlemeleri, kurulan yeni beldeleri izlemekte zorlanıyoruz. Tarih boyunca dünyaya açık penceresiyle her türlü göç ve kalabalığı içine alıp sindiren İstanbul'un da bu ansızın gelen, kültürüne yabancı milyonluk göç karşısında zorlandığını görüyoruz.

Dün Bugün İstanbul sergisinde İstanbul'a bu kez tarihin ve arkeolojinin değil, genç sanatçıların çağdaş gözüyle bakacağız... Sergide; mimar, öğretim üyesi, İstanbul'un değişimini yakından izleyen ve fotoğraflarında bunu yansıtan sanatçı Murat Germen'in çağrısıyla bir araya gelen ve yolu Sabancı Üniversitesi’nden geçen 22 genç sanatçının bu sergiye özel ürettiği birbirinden bağımsız eserlerini göreceğiz. İstanbul’un sanatçılara verdiği ilhamı ve aynı zamanda onlara yüklediği bellek inşa etmek misyonunu hissedeceğiz. Dün Bugün İstanbul sergisinde gençlerin enerjisinin hepimize iyi geleceğine inanıyorum” dedi.

“Kadim ama yorgun bir şehir için neler yapabiliriz?” 

Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisi ve sanatçı Murat Germen ise, “Yolu Sabancı Üniversitesi’nden geçen bu 22 sanatçıya yaptığımız çağrı öncesi niyetimiz, Sabancı Üniversitesi’nin ‘birlikte yaratmak ve geliştirmek’ düsturunu takiben, kadim ama yorgun İstanbul için neler yapabiliriz, onu keşfedebilmekti” dedi. Küresel salgın nedeniyle fiziksel buluşmalar olmasa da sanatçıların çevrimiçi platformlarda bir araya geldiklerinden bahseden Germen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çoğulcu ve sorgulayıcı bir yaklaşım ile bugünlere geldik. Dün Bugün İstanbul adlı sergide de bu yaklaşımın izini görüyoruz. Sanatçıların kendi iradelerinin ürünü olan işler birbirine benzemiyor; ancak konuşuyor ve birbirlerini tamamlıyorlar: İstanbul’u önemsiyor, ‘acil yardım çağrısına nasıl cevap verebiliriz, bu kente biricikliğini nasıl tekrar kazandırabiliriz?’ sorularına cevap arıyorlar.”

Dün_bugün_istanbul-2

Erişilebilir bir sergi, erişilebilir bir İstanbul!

Dün Bugün İstanbul Sergisi; Ahu Akgün, Aslı Narin, Begüm Yamanlar, Beril Ece Güler, Burak Dikilitaş, Canan Erbil, Cemre Yeşil Gönenli, Deniz Ezgi Sürek, Didem Erbaş, Ege Kanar, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Korhan Karaoysal, Mekânda Adalet Derneği, Neslihan Koyuncu Bali, Nora Bryne, Onur Özen, Örsan Karakuş, Serkan Taycan, Sıla Ünlü İntepe, Sinan Tuncay ve Zeynep Kaynar’ın eserlerinden oluşuyor. Sanatçıların, İstanbul’un dünü ve bugününü düşündükleri, kente dair bir durum tespiti yaptıkları sergi, ziyaretçilerin İstanbul’un geleceğini de düşünmesine neden oluyor.

Mekâna özel hazırlanan eserler, çevre, hayvan popülasyonu, kentsel dönüşüm, toplumsal yaşam, tarihi mekânlar, su kaynakları, ulaşım ve ütopya / distopya kavramlarının da aralarında bulunduğu temalar ışığında, kent dinamiklerine dair yorumlar içeriyor. Sergi seçkisi yağlıboya resim, çizim, enstalasyon, fotoğraf, video ve serigrafi baskıyı içeren geniş bir mecra yelpazesinden oluşuyor.

Koronavirüs (COVID-19) salgını kaynaklı aksaklıklara, tam ve kısmi kapanmaların yarattığı imkânsızlıklara rağmen, kentin çeşitli merkezlerini konu alan işlerin üretim sürecine, İstanbul’un birçok kurumunun yanı sıra bu şehirde yaşayanlar da katkıda bulundu.

Bu yıl Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar Programı’na seçilen girişimlerden Erişilebilir Her Şey ile Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin ortak çalışması ve Sabancı Vakfı desteğiyle Dün Bugün İstanbul sergisi, görme ve işitme engelli bireyler için erişilebilir bir içerikle hazırlandı. Erişilebilir Her Şey uzmanları tüm bilgi panolarını işaret diline çevirdi; ayrıca video, yerleştirme ve görselleri sesli betimledikleri kayıtlar gerçekleştirdi. Bu kapsamda aynı zamanda sergi alanı ve rotasının sesli betimlemeleri de hazırlandı ve ziyaretçilerin QR kodu kullanarak ulaşabilecekleri tüm bu içeriklerle sergi erişebilir bir niteliğe kavuştu.

Sabancı Ünivertesi çalışanları ve öğrencileri Dün Bugün İstanbul sergisini 3 Eylül – 28 Kasım tarihleri arasında ücretsiz ziyaret edebilir.

Sabancı Üniversitesi, tedavisi olmayan gece körlüğüne çare arıyor

Sabancı Üniversitesi, yürütücülüğünü üstlendiği bir projeyle, halk arasında ‘Gece Körlüğü ya da Tavuk Karası’ olarak bilinen ve henüz bir tedavisi bulunmayan hastalık için ilaç geliştirecek. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Cavit Ağca, yürüttükleri çalışmalarla, tıp biliminde “Retinitis Pigmentosa” olarak tanımlanan ve her 3 bin kişiden 1'inde görülen hastalığın sonucu olarak yaşanan körlüğe çare bulmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye’den de hastaların klinik çalışmalara katılabileceğini vurgulayan Ağca, klinik çalışmalar tamamlandıktan sonra, hastalarda genel bir ilaç tedavisine başlamanın mümkün olabileceğini kaydetti.

cavit_ağca

Sabancı Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Cavit Ağca’nın yürüttüğü "cGMP Analoglarının Retinitis Pigmentoza (RP) Tedavisine Dönüştürülmesi" projesiyle, söz konusu hastalık nedeniyle körlük yaşayan hastaların ilaçla tedavisini mümkün kılabilmek için çalışmalar yapıyor.

Avrupa Birliği Nadir Hastalıklar Proje Çalışması kapsamında konsorsiyum projesi olarak yürütülen çalışmanın diğer yürütücüleri ise, Italya’nın UNIMORE Üniversitesi’nden Valeria Marigo (ana yürütücü), Careggi Üniversite Hastanesi AOUC’den Vittoria Murro, İsveç Araştırma Enstitüleri RISE’dan Nicolaas Schipper, Almanya’nın Mireca Medicines şirketinden Francois Paquet-Durand, Hannover Klinik Araştırma Merkezi HCTC’den Heiko von der Leyen ve Doğu Finlandiya Üniversitesi’nden Arto Urtti. Projede ilk hedef klinik ön çalışmaların tamamlanması. Söz konusu çalışmalar, formülasyonun geliştirilmesi, farmakokinetik ve toksisite testleri ile klinik dizaynının tamamlanması gibi, modellemeler, klinik beklentiler, hastaların tanımlanması ve doz rejimleri gibi süreçlerden oluşuyor. Projenin bu aşamasının tamamlanmasına paralel olarak ise klinik çalışmalara başlanması planlanıyor.

PROJENİN ÜRÜNE DÖNÜŞMESİNDE ÖNEMLİ AŞAMA

Retinada rastlanan Retinitis Pigmentosa (RP) ya da halk arasında kullanıldığı üzere Gece Körlüğü veya Tavuk Karası hastalığı sebebiyle oluşan körlüğü durdurmak veya yavaşlatmak amacıyla yürüttükleri projede, hayvan testlerine başladıkları bilgisini veren Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Cavit Ağca, şunları söyledi:

“Klinik deneylerde hayvan testlerine geçişle birlikte projenin ürüne dönüşmesi anlamında önemli bir aşamaya geldik. Hedefimiz, 3 yılın sonunda birinci faz çalışmalarına başlamak ve daha sonraki yıllarda klinik fazlar kapsamında hastalarda tedaviye başlamak; klinik deneyler tamamlandıktan sonra da RP’ye karşı genel bir ilaç tedavisi olarak kullanmak.”

gece körlüğü-1

TÜRKİYE’DEN HASTALAR DA KLİNİK ARAŞTIRMALARA KATILABİLECEK

Klinik araştırmalarına katılacak hastaların seçiminde, Türkiye’den hastaların katılması için de bir planlama yapmayı planladıklarını aktaran Ağca, şöyle devam etti:

“Retinitis pigmentosa, kalıtsal bir göz hastalığı ve zamanla retina hasarına ve ağır görme kaybına sebep oluyor. Retinada ışığı algılayıp görme sinyallerini oluşturan fotoreseptör hücreleri bulunur. RP'nin erken evrelerinde, çubuk fotoreseptorler, koni fotoresepetorlerden daha ciddi şekilde etkilenir. Çubuklar öldükçe de insanlar, gece körlüğü ve görme alanında ilerleyici bir kayıp yaşarlar. RP'nin geç evrelerinde ise insanlar daha fazla görüş alanını kaybetmeye ve tünel görüşü geliştirmeye başlar. Bu da okuma, araba kullanma, yardımsız yürüme veya yüzlerle nesneleri tanıma gibi, günlük yaşamın temel görevlerini yerine getirmekte zorlanmalarına sebep olur.”

HER 3 BİN KİŞİDEN 1’İNDE GÖRÜLÜYOR

RP’nin, dünyadaki her 3 bin ila 4 bin kişiden 1'ini etkilediğini kaydeden Ağca, “2020 yılında 7,7 milyarın üzerinde olduğu tahmin edilen dünya nüfusunda, yaklaşık 1,9 ila 2,5 milyon insanın, RP bozukluğuna sahip olduğu tahmin edilebilir. Bu oran, yaklaşık 83 milyon nüfuslu Türkiye’de, 20 bin ila 27 bin kişinin RP'ye sahip olduğu anlamına geliyor. Son yıllarda hastalığa bizim laboratuvarımızda da yoğun olarak çalışılan neroprotektif gen terapi, optogenetik, çip teknolojisi ve fotoreseptor transplantasyonu gibi tedaviler, hala geliştirilme aşamasında. Maalesef günümüzde bu hastalığın iyileşmesini sağlayacak veya ilerlemesini durduracak bir tedavi yok. Onun yerine görmeyi daha verimli hale getiren aygıtlar ve metodlar, yani geriye kalan görme yetisinin daha etkili kullanılabilmesi için özel gözlük ve büyüteçler kullanılıyor” diye konuştu.

gece körlüğü-2

AMAÇLARDAN BİRİ DE KOLAY TANI

RP'ye 90'dan fazla farklı gendeki mutasyonların neden olabileceğine, farklı mutasyonlara sahip hastaların ise aynı tedaviden yararlanabilmesi için ortak süreçleri hedeflemenin önemine dikkat çeken Ağca, şunları söyledi:

“Bu projenin amacı, aslında, farklı RP biçimleri için bir ilaç ve tedavi protokolünün geliştirilmesi. Bu bağlamda şu ana dek proje kapsamında lipozomal bir formulasyon kullanarak, hücre fotoreseptor ölümünü önleyen bir tedavi yöntemi geliştirildi. Bu formulasyon, şu ana kadar RP’ye neden olan 3 farklı hayvan mutasyonunda başarı sağladı. 4. mutasyon için de Sabancı Üniversitesi’nde çalışmalara başladık. Projenin diğer bir amacı ise, kolay tanı sağlamak için belirteçler bulmak ve bu belirteçleri kullanarak tedavi sırasında hastaların tedaviye verdiği cevapları hızlı bir şekilde yorumlamak. Proje şu an çok ileri bir seviyede ve umut verici.”

IICEC 2019 & 2020 Faaliyet Raporu yayınlandı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), 2019-2020 Faaliyet Raporu’nu yayınladı.

IICEC Activity Report 2019-2020

Raporu okumak için lütfen tıklayın.

Sabancı Üniversitesi’nin Lise Yaz Okullarına 23 ilden ve 4 ülkeden toplam 565 öğrenci katıldı

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu kapsamında düzenlenen; Lise Yaz Okulu, İngilizce Dil Okulu ile Uygulamalı Nanoteknoloji Yaz Okulu’nun tüm dönemleri tamamlandı. Online olarak gerçekleşen Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, 23 farklı ilden ve 4 farklı ülkeden öğrencileri ağırladı.

Sabancı_Üniversitesi_kampüsten

2011 yılından bu yana düzenlenen, 13-17 yaş arasındaki gençlerin farklı alanlarda kendilerini geliştirmelerini sağlayan ve çok kültürlü üniversite ortamına hazırlanmalarına imkan veren Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu bu dönem de online olarak gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi tarafından düzenlenen yaz okullarına bu yıl; Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Isparta, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Mersin, Muğla, Samsun ve Sivas olmak üzere 23 ilden ve Almanya, Amerika, İspanya ve İsrail olmak üzere 4 farklı ülkeden toplam 565 öğrenci katıldı.

Sabancı Üniversitesi Online Lise Yaz Okulu

İki haftalık üç dönem halinde düzenlenen Lise Yaz Okulu’nda öğrenciler, mühendislik ve doğa bilimleri, sosyal bilimler, sanat, yönetim, başarı ve meslek dahil olmak üzere 40’dan fazla üniversite dersi arasından seçim yaparak, tatil dönemini eğlenceli bir öğrenme sürecine dönüştürdü.

Sabancı Üniversitesi Online İngilizce Dil Okulu

Eğlenceli aktivitelerle zenginleştirilmiş olan Sabancı Üniversitesi Online İngilizce Dil Okulu, 13-16 yaş grubu öğrencilere İngilizce becerilerini geliştirebileceği bir ortam sundu. Öğrenciler, yoğun İngilizce eğitiminin yanı sıra ders dışı kişisel gelişim seminerleri ve üniversite tanıtımı etkinlikleriyle zenginleştirilen programda ufuklarını genişletme şansı da yakaladılar.

Sabancı Üniversitesi Online Uygulamalı Nanoteknoloji Yaz Okulu

Nanoteknolojiyle ilgili güncel gelişmeler ve uygulamalar hakkında bir farkındalık yaratmayı ve gençlerin gelecekteki meslek seçimlerinde yönlendirici olmayı hedefleyen Online Uygulamalı Nanoteknoloji Yaz Okulu’nda bilime ve laboratuvar çalışmalarına meraklı öğrenciler, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (SUNUM) uzmanlık ve liderliğinden faydalandı.

Mezunumuz Hayal Pozantı ile ABD’deki başarılı çalışmalarını konuştuk

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı 2004 mezunumuz Hayal Pozantı, başta ABD olmak üzere dünyanın çeşitli merkezlerindeki sanat galerilerinde başarılı çalışmalara imza atıyor.

Çalışmalarını ABD’de sürdüren Pozantı yüksek lisans eğitimini Yale Üniversitesi'nde tamamladı. 2015 yılında ilk kişisel sergisi “Deep Learning”i, Connecticut eyaletinde bulunan Aldrich Contemporary Art Museum'da açtı. Pozantı, 2018 yılında, San Francisco'da bulunan Jessica Silverman Galleri’de “Dünyanın Mırıltıları” başlıklı sergisi ile sanatseverlerin karşısına çıktı. Bunun gibi birçok önemli çalışmaya imza atan Pozantı, son olarak New York’un en büyük halk kütüphanesinin tavanına yazının tarihini anlatan 12 adet figür çizdi. Mezunumuz Hayal Pozantı ile üniversitedeki günlerinden, ABD’deki başarılı çalışmalarına kadar birçok konuyu konuştuk.

Hayal_Pozantı

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Kariyer yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz?

H.P: 1983 yılında İstanbul’da doğdum. İlkokulun son 3 senesini Houston’da bitirdim. Ortaokul ve lisede Robert Koleji’ne gittim. Sonrasında da Sabancı Üniversitesi’nde Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı’ndan mezun oldum. Mezuniyet sonrası İstanbul’da kültür, müzik, sanat ve moda gibi çeşitli alanlarda çalışma imkanım oldu. 2009 yılında Yale Universitesi’nde Sanat Master’i programına kabul edildim ve o günden beri ABD’de yaşıyorum. New York’ta 7 sene, Los Angeles’ta 3 sene, şimdi de en son olarak 2020 yılının Ekim ayından beri Güney Vermont’ta yaşamaktayım. Yale’den mezun oldugumdan beri sadece sanat ile haşır neşirim. Hem Amerika’da hem de dünyanın çesitli merkezlerindeki galerilerde, fuarlarda ve müzelerde işlerimi sergilemekteyim.

Bugün baktığımızda yaptığınız çalışmalardan dolayı dünyada tanınırlığınız her geçen gün artıyor. Son olarak New York’un en büyük halk kütüphanesinin tavanına yazının tarihini anlatan 12 adet figür çizdiniz. Bu çalışmanızın detaylarını bizimle paylaşabilir misiniz?

H.P: Bu eser 25 metre uzunluğunda, 5 metre eninde ve dört kat yüksekliğinde bir tavanda yer alıyor. Eserin kendisi 95 ayrı parçadan oluşan 12 tane şekli temsil ediyor. Her şekil, küresel olarak yazının gelişiminde önemli olan tarihleri içeriyor. 4. yüzyılda Mezapotamya’da kil yazıtlar, Çin’de kağıdın icadı, İtalya’da daktilo, Fransa’da Körler Alfabesi ve Amerika’da dijital mürekkep ve arada birçok keşfin daha yapıldığı yüzyıllar ve tarihler bu şekillerin içinde gizli. Bu çalısma ile insanlığın ülkeler, sınırlar ve diller ile ayrışmaktan ziyade, ortak paydalarının, hayallerinin üstüne odaklanmasını umuyorum. Eserin kendisinin ortaya çıkma süreci üç sene kadar sürdü. Öncelikle kütüphane ve mimarlar benimle bağlantıya geçip kavramsal bir model öne sürmemi istediler. Minik eskizlerden mini maketlere, mini maketlerden büyük maketlere, büyük maketlerden büyük şekillere uzanan uzun bir yoldan geçildi. Üretim sürecinde benim ekibimdeki mühendisler, marangozlar, boya ekiplerinin yanı sıra kütüphanenin ve mimarların ekibindeki mühendisler, ustalar ve inşaat sorumlularından oluşan büyük ekiplerin idaresi söz konusuydu. Bugüne kadar üstünde çalıştığım en büyük ve kapsamlı yaratıcılık ve üretim süreciydi.

Hayal_Pozantı-1

Bunun dışında New York’un ulaşım merkezinde de bir serginiz olmuştu. Bu ve bunun gibi diğer önemli işlerinizden de bilgi verir misiniz?

New York’ta yıkılan ikiz kulelerin bulunduğu alana bir anıt ve ulaşım merkezi inşa edildi. Ulaşım merkezini oluşturan binaların içinde 20 ekran bulunuyor. Bu ekranların en büyüğü 80 metre uzunlukta. 2017 yılında, New York’taki en büyük sanat kurumlarından biri olan “Kamusal Alanda Sanat Fonu” benden bu ekranlar için bir çalışma üretmemi istedi. Ekranlarda normalde aralıksız olarak reklamlar dönüyordu. 1 dakikalık reklamların arasında gösterilen bir video çalışması hazırladım. Yaklaşık 3 ay boyunca binlerce New York’lu bu çalışmamı gördü. İşin kavramsal yanını kurgularken mekanın tarihini anan ama geleceğe de umutla bakan bir çalışma çıkarmak istedim. Bu nedenle videomda ‘Ne Olursa Olsun Şefkat’ cümlesini tekrarladım. Binaya baktığınızda çok yoğun hislere tanıklık yapan beyaz bir anıt gibi görünüyor. Video isminin de dolayısıyla huzurlu, sakin ve yumuşak doku ile birlikte iletişim içinde olmasını istedim.

Sabancı Üniversitesi mezunu olarak üniversitedeki günlerinize gidecek olursak, almış olduğunuz eğitimden, üniversitedeki sosyal yaşama kadar neler söylersiniz?

H.P: Sabancı Üniversitesi’ni Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir eğitim programı sunduğu için seçtim. Çünkü benim inandığım bir şey var. İnsanlar kariyerlerine sadece mühendis veya sanatçı olarak devam etmek yerine, farklı alanlara da yöneldiğinde çok daha başarılı olabiliyor. Bu şekilde yeni icatlar, öneriler ve özünde yaratıcılık ortaya çıkıyor. Bu imkanlardan yararlanmak, sosyal çevremi geniş tutabilmek ve ufkumu tüm dünyaya açık tutabilmek için Sabancı Üniversitesi’ni seçtim. Bu benim için en doğru tercihti.

Sabancı Üniversitesi’nin kariyerinize sağladığı katkıları anlatır mısınız?

H.P: Kendi alanımda çok detaylı ve kapsamlı bir eğitim aldım. Bugün, o aldığım eğitimin katkılarını hala çok net bir şekilde görebiliyorum. Sanat alanındaki hocalarım beni kavramsal olarak çok geliştirdiler. Tasarım bölümündeki hocalarım da bana teknik olarak günümüzde hala kullandığım çok önemli araçlar hediye ettiler. Türkiye’de, dünya çapında benim öne geçmemi sağlayan bir eğitim aldım ve bu vizyonlarından dolayı tüm hocalarıma minnetarım.

Hayal_Pozantı-2

Sabancı Üniversitesi’nde şu an eğitim gören gençler için neler söylersiniz? Onlara neler önerirsiniz?

H.P: Okulda ilgilerini çeken ama kendi bölümlerinde olmayan dersler varsa mutlaka bu derslere katılmalarını öneririm. Dünyayı değiştiren, yenileyen ve geliştiren tüm bireyler farklı alanlardan beslenen insanlar. İlham genellikle en beklenmedik anlarda insanın karşısına çıkıyor.

Kariyerinizle ilgili olarak gelecekteki hedef ve planlarınız neler?

H.P: Büyük projeler gerçekleştirmek istiyorum. Aynı zamanda atölyemde resim yapmaya devam etmeyi planlıyorum.

Öğrenci Kulüpleri’nin ortak sosyal medya hesabı: Sabancı University Clubs

Sabancı Üniversitesi Öğrenci Kulüpleri’nin ortak sosyal medya hesabı olan Sabancı University Clubs’ı takip ederek her kulübün özel sosyal medya hesaplarına ulaşabilir, geçmiş ve gelecekteki etkinlerden anında haberdar olabilirsiniz.

öğrenci kulüpleri sosyal medya

Sabancı Üniversitesi Öğrenci Kulüpleri, kampüs yaşamının ayrılmaz bir parçası olmakla birlikte öğrenciler tarafından yürütülen, bireysel yetenekleri geliştirmek, takım halinde çalışabilmek, sosyal ve kültürel gereksinimleri karşılamak ve zaman yönetimini öğrenmek amacıyla ders dışı etkinlikleri gerçekleştirmek üzere kurulan demokratik yapılanmalardır.

IICEC Energy Market Newsletter - 22

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), IICEC Energy Market Newsletter'ının yirmi ikinci sayısını yayınladı.

IICEC Newletter-22

IICEC Energy Market Newsletterını okumak için lütfen tıklayın.

2021-22 Akademik Yılı Yeni Girişli Öğrenciler için İngilizce Dil Ölçme Sınavı

Eylül 2021 Online ELAE 1. Aşama ve Online ELAE 2. Aşama Sınavları - Önemli Bilgiler

Eylül 2021 online ELAE 1. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin dikkatine,

2021-22 Akademik Yılı yeni girişli öğrencilerimizin bilgisayarlarından 1. Aşama sınavına Zoom uygulaması üzerinden bağlanmaları gerekmektedir. Öğrencilerimizin sınava girecekleri Zoom sınav oda bilgisi web sitemizde yayınlanacak sorgulama ekranı aracılığı ile duyurulacaktır. Ayrıca öğrencilerimizin, Zoom bağlantısı ile eş zamanlı olarak sınav sorularına Sabancı Üniversitesi sistemi (SUCourse) üzerinden erişmeleri gerekmektedir. SUCourse sınav kullanıcı adı ve şifresi öğrencilere SMS ile bildirilecektir. Öğrencilerin sınava girişte sorun yaşamamaları için sınav öncesinde SUCourse üzerinde deneme sınavı açılacak olup, öğrencilerimizin bu oturum üzerinden sisteme deneme girişi yapmaları gerekmektedir. Deneme sınavına erişim 5 Eylül 2021 Pazar günü saat 22.00’de kapatılacaktır.

Öğrencilerimiz üniversiteye kayıt işlemlerini tamamlamadan sınava girebilirler.

SUCourse+’a giriş ve diğer detaylar için tıklayınız.

1. AŞAMA SINAVI TARİHİ: 6 Eylül 2021, Pazartesi günü

Sınav sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 farklı oturumdan oluşacaktır. Öğrencilerin hangi oturumda sınava gireceği bilgisi web sitemizde yayınlanacak sorgulama ekranı ile en geç sınavdan bir gün önce duyurulacaktır.

1. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin, resimli resmi kimliklerini (nüfus cüzdanı, pasaport vb.) yanlarında bulundurmaları ve kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan yarım saat önce Zoom sınav odasına giriş yaparak hazır bulunmaları önemle hatırlatılır.

ELAE, uzaktan yapılacağından öğrencilerin sınava girebilmeleri için internet bağlantısı sorunsuz çalışan ve çalışır durumda kamera, mikrofon ve hoparlörü olan bir bilgisayara ihtiyaçları vardır. Öğrencilerin sınav süresince kulaklık kullanmalarına izin verilmez.

1. Aşama sonuçları, 6 Eylül 2021, Pazartesi günü (sınav günü) saat 21:00’ den itibaren Sabancı Üniversitesi dış web sayfasında yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

1. Aşama sınavından başarılı olamayan (UL notu alan) öğrenciler sınav sonuçlarına göre, Temel Geliştirme Yılı’nda Rota 1, Rota 2 veya Rota 3’e yerleştirileceklerdir. 

1. Aşama sınavına girmeyen (NA alan) öğrenciler Rota 1’e yerleştirileceklerdir.

İngilizce seviyesinin düşük olduğunu düşünen yeni öğrencilerimizin de 1. Aşama sınavının tamamına girmeleri ve doğru olduğunu düşündükleri cevapları vermeleri, İngilizce seviyelerinin en doğru şekilde belirlenebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

2. Aşama Sınavına girecek öğrenci grubu:

  • 1. Aşamada başarı gösteren (SL-yeterli) notu alan yeni girişli öğrenciler

2. AŞAMA (Yazma ve Konuşma) SINAVI TARİH VE SINAV SAATLERİ:

Yazma Sınavı: 7 Eylül 2021, Salı / 10.00 – 10.45

Yazma Sınav Bilgisi: 2. Aşama Yazma Sınavı için Zoom sınav odası bilgisi, 6 Eylül, 2021 Pazartesi günü saat 21:00’ dan itibaren Sabancı Üniversitesi dış web sayfasında yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

Yazma sınavına hem Zoom hem de üniversite sistemi (SUCourse) üzerinden eş zamanlı bağlanılması gerekmektedir. 1. Aşamada kullanılan SUCourse kullanıcı adı ve şifresi bu sınavda da kullanılacaktır. Öğrencilerin sınavda not alabilmek için 1 boş A4 dosya kağıdı ve 1 kalem yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.

Konuşma Sınavı: 9 veya 10 Eylül 2021 tarihlerinde her bir öğrenci için 20’şer dakikalık dilimler halinde yapılacaktır.

Konuşma Sınav Bilgisi: 2. Aşama Konuşma Sınavı için Zoom sınav odası bilgisi, 8 Eylül, 2021 Çarşamba günü saat 21:00’ dan itibaren Sabancı Üniversitesi dış web sayfasında yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

Konuşma sınavına bilgisayar kullanarak yalnızca Zoom üzerinden bağlanılması gerekmektedir. Bu sınava SUCourse üzerinden bağlanılmayacaktır.

Teknik bir aksaklık olması durumunda sınav başlangıç ve bitiş saatleri belirtilenden daha geç olabilecektir.

2. Aşama yazma ve konuşma sınavlarına girecek öğrencilerimizin, resimli resmi kimliklerini (nüfus cüzdanı, pasaport vb.) yanlarında bulundurmaları ve kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan yarım saat önce Zoom sınav odasına giriş yaparak hazır bulunmaları önemle hatırlatılır.

ELAE, uzaktan yapılacağından öğrencilerin sınava girebilmeleri için internet bağlantısı sorunsuz çalışan ve çalışır durumda kamera, mikrofon ve hoparlörü olan bir bilgisayara ihtiyaçları vardır. Öğrencilerin sınav süresince kulaklık kullanmalarına izin verilmez.

2. Aşama sonuçları, 13 Eylül, 2021 Pazartesi günü saat 21:00’den itibaren Sabancı Üniversitesi dış web sayfasında yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

Sınav sonuçları, sözlü yanıtlamalardan doğabilecek olası yanlış anlama veya yanlış bilgilendirmeden kaçınmak ve güvenliği sağlamak amacıyla, telefonda kesinlikle açıklanmamaktadır. 

ELAE sınavları için mazeret sınavları düzenlenmez.  

ELAE sonuçları harf notu olarak şu şekilde açıklanır:

SL - Satisfactory from the ELAE İngilizce Dil Ölçme Sınavında Yeterli,

UL - Unsatisfactory from the ELAE İngilizce Dil Ölçme Sınavında Yetersiz; 

NA - Sınava girmedi / UL gibi işlem görür)

Prosedürlerimiz gereği rakamsal not kesinlikle açıklanmaz.

Sadece  2. Aşama sınavı sonuçlarında SL ve UL harf notları şu şekilde baremlere ayrılır:

SL – Yeterli*:  A-SL, B-SL, C-SL,

EL - Eylül 2021 ELAE sınavından muaf olan öğrencileri gösterir

UL - Yetersiz: D-UL, E-UL, F-UL,

NA - Sınava girmeyen/ UL gibi değerlendirilir,

Not baremi aşağıdaki gibidir:

ASL90 - 100
BSL80 - 89
CSL70 - 79
DUL60 - 69
EUL50 - 59
FUL0 -  49

 

 

 

 

 

* Öğrencilerin sınavda başarılı sayılabilmeleri için sınav ortalama notunun en az %70 olması ve hem yazma hem de konuşma sınavlarının her birinden en az %47,5 almış olmaları gerekmektedir.

2. Aşama sınavında yeterli puanı alamayan öğrenciler, ELAE 1. Aşama sınav sonuçlarına göre, Temel Geliştirme Yılı’nda Rota 3 veya Rota 4’e yerleştirileceklerdir.

2. Aşama sınavından başarılı olan (SL notu) alan öğrenciler, 2021-2022 Akademik Yılı’nda fakültelerine başlamaya hak kazanacaklardır.

ELAE ile ilgili detaylı bilgiye ve örnek sınavlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. 

https://sl.sabanciuniv.edu/students/elae

SUCourse ile ilgili yaşanabilecek teknik sorunlar için schooloflanguages@sabanciuniv.edu adresine mail atabilirsiniz.

Sınav ile ilgili her türlü sorunuz için 0216 483 91 50 no’lu numaradan Diller Okulu ile iletişime geçebilirsiniz.

 

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

SUNUM’dan Derin Teknoloji Girişimciliğinde Başarı Hikayeleri

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (SUNUM), nano ölçekli teknolojilere sahip start up’lara yönelik “Spin-SUNUM” adlı bir programı başladı.

Spin-Sunum

Kayıtların devam ettiği program çerçevesinde hazırlanan “Derin Teknoloji Girişimciliğinde Başarı Hikayeleri” etkinlik serisinin ilki, 2 Eylül  Perşembe Günü saat 14:00’te online olarak gerçekleştirilecek. Tarım ve sağlık sektörlerine odaklanan başarılı iki girişimin hikayesini dinleyeceğimiz etkinlikte SUNUM Direktörü Fazilet Vardar Sukan, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Doktora Sonrası Araştırmacısı ve Soyl-Gel’in CEO’su Senem Avaz ve Sabancı Üniversitesi Doktora Sonrası Araştırmacısı, SUNUM yarı zamanlı araştırmacısı Saltuk Hanay yer alacak.

Etkinlikte ilk olarak Fazilet Vardar, Spin SUNUM programı ile ilgili bilgi verecek. Etkinliğin devamında “Tarımda Nanoteknoloji” konusunu Senem Avaz, “Sağlıkta Nanoteknoloji” konusunu ise Saltuk Hanay değerlendirecek.

Etkinliğe kayıt olmak için tıklayınız.

Derin Teknoloji Girişimciliğinde Başarı Hikayeleri

14.00 - 14.15 - Spin SUNUM Programı nedir ve girişimcilere neler sunuyor?, Prof. Dr. Fazilet Vardar Sukan

14.15 - 14.45 - Tarımda Nanoteknoloji: SOYL-GEL- Dr. Senem Avaz

14.45 - 15.15 - Sağlıkta Nanoteknoloji: HANAY KİMYA- Dr. Saltuk Hanay

15.15 - 15.30 - Soru cevap, deneyim paylaşımı

Abone ol