Ana içeriğe atla

6 Haziran Sabahı Venüs Geçişi

6 Haziran sabahı Venüs gezegeni Güneş'in önünden geçecek. Bir önceki
Venüs geçişi Haziran 2004'te olmuştu, bir sonraki ise yaklaşık bir
yüzyıl sonra olacak. Venüs Güneş'in önünden geçmeye Türkiye saati ile
sabaha karşı saat 1:10'da başlayacak, dolayısıyla geçiş başladığında
Güneş ve Venüs ufkun altında kalacaklar. Güneş doğarken geçiş sürüyor
olacak ve 7:50'de sona erecek.



Geçişi mümkün olduğu kadar uzun süre görebilmek için, 6 Haziran
sabahı, doğu ufkunun açık olarak görülebildiği bir noktada olmak
gerekiyor. İstanbul'da Güneş yaklaşık saat 5:30'da doğacak, ancak
ufkun yataydan her bir derece yüksekliği için, Güneş'in görüş alanına
girmesi dört dakika gecikecek.

Geçiş gözlemini güvenli biçimde yapmak için güneş filtresi kullanmak
gerekli. Bu filteleri TÜBİTAK'ın "Bilim ve Teknik" ve "Bilim Çocuk"
dergileri bu ay veriyor. Daha önceki yıllarda da tutulmaları izlemek
için benzer filtreler dağıtılmıştı; bunları da kullanabilirsiniz.
Güneş'e kesinlikle çıplak gözle bakmayın! Bunu yaparsanız hem Venüs'ün
geçişini görmeniz imkansız, hem de Güneş ışınları gözünüze kalıcı
zarar verebilir. Filtre dışında bir teleskop ya da dürbün kullanmaya
gerek yok. Eğer bir teleskop ya da dürbün kullanmak isterseniz, buna
uygun bir filtre kullanmanız lazım.  Yukarıda bahsedilen filtreler bu
iş için uygun olmayacaktır

Bu konuda daha ayrıntılı bilgileri
(Türkçe) http://www.tug.tubitak.gov.tr/vt_2012.php
(İngilizce) http://eclipse.gsfc.nasa.gov/OH/transit12.html
sayfalarından edinebilirsiniz

Sabancı Üniversitesi MBA öğrencileri MIT Sloan’a ve MIT-Zaragoza’ya çift diploma almaya gidiyor

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi, geçtiğimiz yıl dünyanın önde gelen yönetim bilimleri okullarından MIT Sloan School of Management ve dünyanın önde gelen lojistik okullarından MIT-Zaragoza Logistics Center (MIT ZLOG) ile yaptığı işbirliği anlaşmaları sonucu MBA öğrencilerine çift diploma alma olanağı sunuyor.

2011-2012 akademik yılında hayata geçen işbirliği kapsamında, Sabancı Üniversitesi MBA öğrencileri Deren Gürsel ve Okan Balaban çift diploma almak üzere kabul aldı. Öğrenciler genel akademik başarılarının yanı sıra, mülakatlarda gösterdikleri iletişim ve yönetim becerileri nedeniyle de Sabancı Üniversitesi’nden başvuran diğer adaylar arasından seçildiler.

Deren Gürsel
 

Sabancı MBA - MIT Sloan MSMS Ortak Programlar bölümünde MIT Sloan School of Management'da MSMS derecesini tamamlamaya hak kazanan Deren Gürsel, lisans öğrenimini Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri ve Endüstri Mühendisliği programında tamamladı. Sabancı MBA - MIT Zaragoza ZLOG Ortak Programlar bölümünde Zaragoza'da ZLOG derecesini tamamlamaya hak kazanan Okan Balaban ise lisans öğrenimini Koç Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünde gerçekleştirdi. Ardından İskoçya’da Stratclyde Üniversitesi’nde tedarik zinciri ve operasyon yönetimi master’ını başarıyla tamamladı. 

Okan Balaban



Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Nakiye Boyacıgiller MIT Sloan ve MIT-Zaragoza işbirlikleri üzerinden önemle dururken “Bu işbirliklerini hem Türkiye’nin dünyaya açılan bir penceresi olması hem de öğrencilerimize kaliteli lisansüstü eğitim ve devamında önemli profesyonel fırsatlar sunması itibarıyla çok önemsiyor ve her türlü desteği sunuyoruz. Bu kapsamda iki öğrencimizin hem Türkiye’de hem de A.B.D.’de en üst düzeyde eğitim alacak olmaları bizim için son derece önemlidir. Çift diploma programları sadece yurt dışında yaşamak, eğitim almak ve çalışmak isteyenler için değil, aynı zamanda kendilerini müthiş bir uluslararası network ile başka bir düzeye taşımak isteyen, kendilerini küresel rekabete hazırlamayı amaç edinen tüm öğrencilerimiz için kaçırılmayacak bir fırsattır” dedi.

Sabancı MBA Program Direktörü Burçin Bozkaya iki Sabancı MBA öğrencisinin çift diploma programlarına kabul almasıyla ilgili olarak “Öğrencilerimizle gurur duyuyor ve bizi MIT programlarında en iyi şekilde temsil edeceklerine inanıyoruz. Hem katılan öğrencilerimizin önünde açılan kariyer fırsatları açısından, hem de kişisel gelişim açısından çok değerli bir fırsat olduğunu düşünüyor, yurtdışında en üst düzeyde kariyer hedefleyen tüm adayların bu işbirlikleri kapsamında Sabancı MBA’e başvurularını bekliyoruz” dedi.      

MIT Sloan School of Management işbirliği içeriği
İşbirliği kapsamında her yıl Sabancı MBA öğrencileri, MIT Sloan’daki Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans Programı’na başvurabiliyor ve kabul edilmeleri durumunda Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi ve MIT Sloan’dan çift diploma alabiliyorlar. İlk yıllarını Sabancı MBA programında başarıyla tamamlayan öğrencilerden MIT Sloan’daki Master of Science in Management Studies (MSMS) programına devam etme hakkını kazanan öğrenciler ikinci yılda seçmeli derslerini alıp, bitirme tezlerini yazıyorlar ve hem derslerinde hem de tezlerinde başarılı olan Sabancı MBA öğrencileri MIT Sloan tarafından verilecek MSMS diplomasını almaya hak kazanıyorlar.

Bu işbirliği çerçevesinde ayrıca Sabancı Executive MBA öğrencileri, iki haftalık bir eğitim programıyla MIT Sloan’a giderek ABD’deki iş ortamını tanıyorlar.  Öğrenciler Boston çevresindeki şirketleri ziyaret ederek, MIT Sloan öğretim üyelerinin derslerine katılarak ve MIT Sloan Liderlik Merkezi işbirliğiyle bir Küresel İşletme Projesi tamamlayarak sertifikalarını alıyorlar. İlki Nisan 2012’de gerçekleşen bu eğitim oldukça başarılı olmuş ve basında ses getirmiştir.
 
MIT Sloan öğretim üyeleri yıl boyunca Sabancı Üniversitesi’ni ziyaret ederek veri modellerinden karar mekanizmalarına, yenilikçilikten liderliğe kadar pek çok konuda seminer vermekteler.  Bu değişimin MIT Sloan’un, Türkiye’yi ve çevresini daha iyi tanıması, bölgenin akademik çevreleriyle ilişkilerini güçlendirmesi bekleniyor.

İşbirliği ayrıca Sabancı Üniversitesi’nin güçlü ve genç öğretim kadrosunu geliştirmeyi hedefliyor.  MIT Sloan her yıl Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nden öğretim üyelerini de Sloan’da araştırmacı olarak konuk edecek.  Bu öğretim üyeleri, Sloan’un işbirliği içinde olduğu diğer okullardan gelen konuk öğretim üyeleriyle birlikte öğretim verimliliğini arttırmak, araştırmalar geliştirmek, akademik beceriyi artırmak üzere tasarlanmış çalışmalara katılacaklar. 

MIT ZLOG işbirliği içeriği
2011-2012 eğitim yılından itibaren geçerli olmak üzere Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi, Zaragoza-İspanya’da bulunan MIT-Zaragoza Lojistik Merkezi ile imzaladığı anlaşma uyarınca yeni bir yüksek lisans programı seçeneği sunuyor. Sabancı MBA programı ile Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi Master of Engineering derecesi sunan ZLOG programını birleştiren bu çerçevede adayların iki programı 2 yılda tamamlayarak iki yüksek lisans derecesi elde etmesi hedeflendi.

Sabancı Üniversitesi MBA – MIT Zaragoza ZLOG yüksek lisans programı seçeneğini değerlendirmek isteyen adayların her iki programa da aynı anda başvurması gerekiyor. Türkiye’den başvuran adayların sadece Sabancı MBA’e başvurmaları yeterli olup başvuru niyet mektubunda ZLOG programı ile ilgilendiklerini belirtmeleri halinde başvuruları eş zamanlı olarak Zaragoza Lojistik Merkezi’ne de yönlendirilecektir.

Sabancı Executive MBA (EMBA) programına başvuracak adayların da bu imkandan faydalanmak için Executive MBA başvuruları ile birlikte niyet mektubunda ZLOG programı ile ilgilendiklerini belirtmeleri gerekiyor. Başvuruların kabulü halinde bu öğrenciler hızlandırılmış EMBA müfredatını takip ederek EMBA programını 1 yılda tamamlayıp ikinci yıl ZLOG programına devam edebilecekler. Anlaşma çerçevesinde MIT-Zaragoza ZLOG programının başvuru kabulleri Zaragoza Lojistik Merkezi tarafından yapılacaktır.

MIT-Zaragoza Uluslararası Lojistik Programı’ndan gelecek öğrenciler ise Sabancı Executive MBA programına devam edecekler. Bazı derslerini kısmen Sabancı MBA programından da alarak programlarını üç dönemde tamamlayabileceklerdir.

FENS 2011 mezunumuz ve öğrencimiz Miss Turkey'de 3. oldu

FENS 2011 Mezunumuz ve Öğrencimiz İlknur Melis Durası Miss Turkey 2012'de 3. oldu

Biyoloji Bilimleri ve Biyomühendislik mezunumuz (2011) ve yüksek lisans öğrencimiz İlknur Melis Durası, 31 Mayıs akşamı gerçekleşen Miss Turkey 2012'de 3. oldu.



Mezunlar Ofisi

02164839352
http://alumni.sabanciuniv.edu
alumni@sabanciuniv.edu

"Türkiye'nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması"

-Kentlerin yüzde 10-12'si tasarruf yaparken, tasarrufun en önemli nedeni "Gelecek Kaygısı"



-ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay: "Türkiye'de kentsel nüfusun çok düşük bir bölümü tasarruf sahibi. En büyük sebep yeterli gelire sahip olmayışları. Katılımcıların yüzde 40'a yakını ise tasarruf ihtiyacı olmadığı için ya da tasarruflarını nasıl değerlendireceğini bilmediği için tasarruf yapmadığını iletiyor"

"Türkiye'nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması" sonuçlarına göre, kentlerde yaşayanların yüzde 10-12'si tasarruf yaparken, tasarrufun en önemli nedeni ise "Gelecek Kaygısı" oldu.

Türkiye ekonomisindeki düşük tasarruf oranına dikkati çekmek ve bu alandaki istatistiki veri açığının kapatılmasına destek olmak amacıyla, ING Bank'ın, IPSOS KMG ve Sabancı Üniversitesi tarafından yürütülen, "Türkiye'nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması'nın ilk 6 aylık sonuçları düzenlenen basın toplantısı ile duyuruldu.

2011 yılının son çeyreğinde ve 2012'nin ilk çeyreğinde, kentli ve 18 yaş üstü nüfus içinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, tasarruf sahiplerinin oranı yüzde 10 ile 12 arasında bulunuyor. Tasarruf yapanlar arasında, tasarrufun en önemli nedeni gelecek kaygısı olarak ifade edilirken, en çok kullanılan tasarruf araçları vadeli-vadesiz hesap, altın ve döviz oldu.

Toplantıda böyle bir araştırmayı hayata geçirme nedenlerini paylaşan ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay "İyi bir tasarruf bankası olabilmek için Türkiye'de tasarruf konusunda bilgi birikimini, farkındalığı ve ihtiyaçları anlamaya gerek olduğunu gözlemledik. Türkiye'de, tasarruf konusunda ciddi bir veri açığı var. Bir ilke imza atarak ilk Tasarruf Eğilimleri Araştırması'nı hayata geçirdik. Araştırmanın bu boşluğu doldurmak konusunda önemli bir işlev göreceğine inanıyorum ve bu çalışmayı gerçek anlamda toplumsal bir yatırım olarak görüyorum. Bu araştırmayı bundan sonra düzenli olarak yapıp sizlerle paylaşıyor olacağız." diye konuştu.

Araştırmanın dikkat çeken sonuçlarına da değinen Abay şunları kaydetti:

"Sonuçlar gösteriyor ki, Türkiye'de kentsel nüfusun çok düşük bir bölümü tasarruf sahibi. Bunun arkasındaki en büyük sebep yeterli gelire sahip olmayışları. Ancak katılımcıların yüzde 40'a yakını ise tasarruf ihtiyacı olmadığı için ya da tasarruflarını nasıl değerlendireceğini bilmediği için tasarruf yapmadığını iletiyor. Dolayısıyla Türkiye'de tasarruf seviyelerini arttırabilmek için finansal okuryazarlık, tasarruf yapma alışkanlıklarını edinme ve nasıl yapılabileceğini göstermek üzerine hepimize görevler düşüyor."

Kişilerin iş kaybı gibi çoğunlukla beklenmedik olaylardan tasarrufa yöneldiğinin altını çizen Abay, emeklilik ve yaşlılık için tasarrufun ise üçüncü sırada yer aldığını söyledi. Abay, sistemdeki tasarrufların uzun dönemli tasarruflar olmasının önünde bir engel teşkil ettiğini belirterek, "Burada kişileri daha orta ve uzun vadeli tasarrufa yönlendirmek için de tedbirlerin alınması gerektiği görüşündeyiz. Tasarruf konusu bildiğiniz gibi Hükümetin de öncelikli konusu ve uzun bir süredir gündeminde. Hükümet son dönemde uzun vadeli tasarrufun teşvik edilmesi yönünde birtakım aksiyonlar aldı ve almaya devam ediyor. Bu çerçevede bireysel emeklilik sisteminde yapılan düzenlemelerin tasarrufların artmasında etkili olacağına inanıyorum. Bankacılık sistemi açısından da küçük tasarruf sahiplerinin orta uzun vadeli tasarruf yapmalarını teşvik edecek yapılar faydalı olacaktır." değerlendirmesini yaptı.

-"Her ay 26 ilde 800 kişi ile görüşülüyor"

IPSOS KMG Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Genel Müdürü Tonguç Çoban araştırma kapsamında her ay 26 ilde 800 kişi ile görüşüldüğü bilgisini vererek, araştırmada tasarrufun içerdiği başlıkları, Bankalarda duran Türk Lirası veya döviz cinsinden vadeli hesaplar, Bankalarda ve/veya aracı kurumlarda duran hisse senedi, hazine bonosu, devlet tahvili gibi menkul değerlerin parasal tutarı, Bankalarda duran yatırım hesapları ve katılım fonları, Bireysel emeklilik fonları, Bankalarda vadesiz hesapta / likit fonda Türk Lirası veya döviz cinsinden duran miktarın o ay içinde harcanmayan/harcanmayacak bölümü, Cüzdan, kasa, yastık altında duran paranın (döviz, altın dahil) o ay içinde harcanmayan/harcanmayacak bölümü olarak sıraladı.

-"Uzun vadede tasarruf yapmak Türkiye'de hala lüks gibi..."-

Araştırmanın 2011 son çeyrek ve 2012 ilk çeyrek sonuçlarını karşılaştırmalı olarak paylaşan ING Bank Baş Ekonomisti Sengül Dağdeviren tasarruf sahipliği ve nedenleri ve bankacılık sisteminde tasarruf konularına değinerek, uzun vadede tasarruf yapmanın Türkiye'de hala lüks gibi olduğunu söyledi.

Dağdeviren araştırma sonuçlarına ilişkin şu bilgileri verdi:

"2011 son çeyrek ve 2012 ilk çeyrekte kentli 18 yaş üstü nüfus içinde tasarruf sahiplerinin oranı yüzde 10 ile yüzde 12 arasında kaldı. Bu oranlar, Türkiye'nin dünyada tasarruf oranı en düşük ülkelerden birisi olmasıyla örtüşüyor. 2012'in ilk üç ayında tasarruf sahipliği oranı gerilese de, gelecekte tasarruf yapmayı planlayanların oranında artış gözleniyor. Tasarrufu olmayanların yüzde 61'inin yeterli geliri olmadığı için tasarrufu yok. Tasarrufu nasıl değerlendireceğini bilmeyenlerin oranı da yüzde 15 ile hiç de azımsanmayacak düzeyde. Bu kesime finansal "okuryazarlık" kazandırılması, tasarruf sahiplerinin oranını arttırabilir. Tasarruf yapmak aslında bir alışkanlık. Tasarruf sahiplerinin yarısından fazlası düzenli tasarruf yaptığını belirtiyor. Mart 2012 dönemi itibarıyla düzenli tasarruf yapmayanların yüzde 40'ı da geçen 3 ayda tasarruf yaptığını, yüzde 54'ü gelecek 3 ayda tasarruf yapmayı planladığını söylüyor."

Dağdeviren, tasarrufun en önemli nedeninin gelecek kaygısı olduğunu hatırlatarak, beklenmedik olaylara karşı güvence olması için tasarruf ettiğini belirtenlerin oranının 2011 son çeyrekte yüzde 58, 2012 ilk çeyrekte yüzde 46 olarak gerçekleştiğini aktardı.

-"2012'nin ilk üç ayında dövize ilginin azaldığı, fonlara ilginin arttığı söyleyebiliriz"

Sengül Dağdeviren, en çok kullanılan tasarruf aracının vadeli/vadesiz hesap, altın ve nakit olduğunu vurgulayarak, "Tasarruf araçları arasındaki sıralamada son iki çeyrekte ilk üç değişmedi fakat 2012'nin ilk üç ayında dövize ilginin azalıp, fonlara ilginin arttığını söyleyebiliriz." dedi.

Dağdeviren, iki çeyrekte yaşanan değişimlerin daha doğru analiz edilmesi için araştırmaya daha uzun dönemli bakmak gerektiğini ve bunun ancak bir yıllık veri setine ulaşılması ile birlikte olabileceğini de hatırlattı.

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Filiztekin ise toplantıda araştırmadan çıkan sonuçlara ilişkin şunları söyledi:

"Tasarrufların yatırıma dönüştürülmesi, sürdürülebilir ekonomik büyümenin ve gelecekte refaha ulaşmanın olmazsa olmaz gereğidir. Bu nedenle de, tasarrufu özendiren güdülerin anlaşılması ve bu tasarrufların yatırıma yöneltebilmenin yollarının bulunması gerekiyor. Araştırmayı bu açıdan önemli bir girişim olarak değerlendiriyorum. Araştırma kapsamında elde edilen 6 aylık veriler henüz sağlıklı yorum yapak için yeterli değil. İlerleyen dönemlerde eldeki verileri hem daha iyi anlama şansına sahip olacağız, hem de ne kadar önemli olduğunu daha açık olarak görebilecek, detaylı analiz yapabileceğiz."

Çocuklar da Bilgi Merkezinde

Bilgi Merkezi hizmet ve olanaklarımızdan çocukların da yararlanması için çeşitli düzenlemeler yapıldı.

Kitap Bağışı ve Kitaplardan Tüm Çocukların Yararlanması: Çocukların yararlanması için çocuk kitapları bağışlayabilirsiniz. Kitapların ödünç verme bankosuna getirilip teslim edilmesi yeterlidir. Kitaplar değerlendirildikten sonra uygun olmayanlar iade edilecektir. Bu kitapların bilgileri web sayfamızdan paylaşılacaktır. Mevcut çocuk kitaplarına buradan erişebilirsiniz. Çocukların bu kitapları seçebileceği bir yer düzenlenmiştir. Çocuklar geldiklerinde, Bilgi Merkezi çalışan eşliğinde ve yönlendirmesi ile kendileri bu kitaplardan seçebilecekler ve ödünç alabileceklerdir.

Bilgi Merkezi Üyelik Kartı: İsteyen ailelerin çocukları için Sabancı Üniversitesi mensubu olan çalışanın sorumluluğu alması koşulu ile çocuklara özel üyelik kartı çıkartılacaktır. Çocuklar, bu kart ile Bilgi Merkezi koleksiyonlarından ödünç kitap alabileceklerdir. Bunun için, sorumluluğu aldığınızı bildiren bir mesajla çocukların bilgilerini ve fotoğraflarını "bm@sabanciuniv.edu" adresine göndermeniz yeterli olacaktır.

Bilgi Merkezi Oryantasyonu: Yaş gruplarına göre, kütüphane / bilgi merkezleri nasıl kullanılır, ödevler yapılırken Bilgi Merkezi kaynaklarından hangilerini kullanabilirsiniz vb. konuları içeren bilgilendirme sunumu ve BM binası turu yapılacaktır. Bu oryantasyondan yararlanmasını istediğiniz çocukların bilgilerini "bm@sabanciuniv.edu" adresine göndermeniz yeterlidir.

Okuma Günleri: Bilgi Merkezi tarafından belirlenen tarihlerde, çocuklara kitap okunacaktır. Çocuklarınızın bu etkinliklere katılmasını isterseniz bilgilendirmeniz yeterlidir.

Film Günleri: Bilgi Merkezi tarafından belirlenen tarihlerde, çocuklara film gösterimi yapılacaktır. Çocuklarınızın bu etkinliklere katılmasını isterseniz bilgilendirmeniz yeterlidir.

VA 402 Öğrenci Sergisi: 136 metrekarede 8 tavır

31 Mayıs-7 Haziran tarihleri arasında FASS Art Gallery’de düzenlenecek sergi, Sabancı Üniversitesi’nde okuyan sekiz görsel sanat öğrencisinin işlerini sunuyor.

“136 metrekarede 8 tavır, bir sene boyunca tek çatı altında gerçekleştirdiğimiz işlerden oluşan karma sergidir. Sabancı Üniversitesi tarafından bize verilen 136 metrekarelik atölyemiz, mekanı tanıyıp adapte olma, birbirimizin süreçlerini gözleyerek çalışmaya alışma, düşüncelerimizi çarpıştırma, hata yapma ve düzeltmek için sonsuz denemeler gerçekleştirme sürecini temsil etmektedir. Yaşadığımız bu süreci bir sergi bağlamında paylaşmak istedik. Benzer ve aynı zamanda ayrıksı duran tavırlar ve söylemler içeren bu sunumun, geçirdiğimiz sürecin yalnızca bir parçası olduğuna inanıyoruz. Sergimizi, ileride bu tavırlarımızla yeniden bir araya gelme olasılığımızın bir işareti olarak görüyoruz”

Sergide; Berke Doğanoğlu’nun, resmettiği parçaları dijital ortamda bir araya getirip, baskıdan sonra tekrar parçalara ayırarak kolajın kolajını yaratması, Yasemin Öncü’nün, fotoğrafladığı kareleri alüminyum baskı üzerinde deforme ederken fotoğrafları heykelleştirerek onlara üçüncü bir boyut katması ve Ege Okal’ın şehir insanlarını fotoğrafladığı ve atıklardan geri dönüştürdüğü malzemelerle yarattığı enstalasyonu yer almaktadır. Damla Köksalan, sanat nakliyatında kullanılan ahşap sandıklardan yaparak, sandıkların sergilenen işlerin bir parçası haline gelmesini ve sandıkların taşıma işlevlerinin yanı sıra birer sanat işine dönüşmesini, Begüm Özbaş ise her bir keçeye yırtarak verdiği şekilleri bir araya getirerek tek bir soyut formda birleşmesini hedefler. Yine Ege Okal’ın, 12. İstanbul Bienalinde, bir araya getirdiği grupla izinsiz gerçekleştirdiği ‘Saklambaç’ performansının videosu ve kalıntılarının yanı sıra, Ceren Paydaş’ın da, Dolapdere’de kadın vitrin mankenleriyle gerçekleştirdiği performansın kalıntıları görülebilir. Yine Ceren Paydaş’ın, kadın vücudunun doğayla birleşimini yansıttığı fotoğrafları ve dikizlenme/dikizleme kavramlı videosu sergide yer almaktadır. İris Süloş’un, geçmişten beri toplumla bütünleştirilmiş belli çerçevelere sahip aile yapılarını yansıtan fotoğraflardan kurduğu dönencesi ile Cansu Yeşilbademli’nin oluşturduğu, bireylerin toplum çarkının birer parçası olma yolunda yaşadıkları baskı ve beraberinde hissettikleri korkuları temsil eden videosu sergilenmektedir.

Açılış: 31 Mayıs 2012, 18:00

Sanatçılar;
Berke DOĞANOĞLU, Damla KÖKSALAN, Ege OKAL, Yasemin ÖNCÜ, Begüm ÖZBAŞ, Ceren PAYDAŞ, İris SÜLOŞ, Cansu YEŞİLBADEMLİ

Küratör; Damla KÖKSALAN

Afiş Tasarımı; Melis BALCI

Öğretim Üyeleri;
Can ALTAY, Selim BİRSEL

Yeni bir kavram İMOVASYON

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’nden (EDU) tartışma yaratacak bir konferans daha İnovasyon mu? İmitasyon mu?

Yeni bir kavram İMOVASYON

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’nin Exclusive Line konferans dizisinin ikincisinde konuşmacı olan Prof. Oded Shenkar, Çin’in başarı modeli olarak imovasyon kavramını anlattı. Shenkar, konuşmasında katılımcılara “İmitasyon da harikadır, inovasyona odaklandığınız sürece imitasyonu da bırakmayın” mesajını verdi.

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU), 28 Mayıs 2012 Pazartesi günü, Sabancı Center’da işletme yönetiminde güncel tartışma konusu olan ve karşıtlıkları gündeme taşıyan Exclusive Line konferans dizisinin ikincisini düzenledi. Konferansın konuk konuşmacısı, uzun yıllar Çin’de kazandığı deneyimlerinin ürünü olan son kitabı COPYCATS ile iş yönetimi stratejilerine bir yenisini ekleyen Ohio Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Oded Shenkar oldu.  Prof. Shenkar konuşmasında, Çin örneğinden yola çıkarak, başarılı iş stratejilerinin şifrelerini paylaştı.

Sabancı Üniversitesi EDU Exclusive Line Konferansları dizisinin ikincisi olan konferans, Çin’in kalkınma modeli olan İmovasyon’un, Türkiye’nin de modeli olup olamayacağını irdeleyerek, katılımcı şirketlere yeni bir yol haritası sunmayı amaçladı. “İnovasyon mu? İmitasyon mu? Yeni bir yaklaşım IMOVASYON”  başlığı altığında yapılan konferans, Sabancı Üniversitesi EDU’nun uluslararasılaşma sürecindeki Türk şirketlerine yönelik düzenlediği Business Beyond Borders program etkinliği olarak duyuruldu.

İş dünyasının imovasyona bir şans vermesi gerek
Konuşmasında, iş dünyasının imovasyona bir şans vermesi gerektiğinin altını çizen Oded Shenkar, bugünkü iş dünyasında rekabet için hem imitasyon hem de inovasyonun bir arada gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. Sadece inovasyonun firmalara kattığı değerin düşük olduğunu savunan Shenkar, geçmiş deneyimlerden ders alarak daha etkin çözümler üretilebildiğini, maliyetlerin indiğini ve pazara daha hızlı girildiğini belirtti. Shenkar, iyi bir kopyacının da kendi ürününü inovatörlere oranla daha iyi koruyabildiğini ifade etti.

Ayakta kalabilmek için imitasyon da yapmalıyız

İmitasyona olumsuz bir çağrışım yüklenmiş olduğunu dile getiren Oded Shenkar, Shenkar, kendi buluşunu yapmayı beklemenin firmaları iş hayatında geride bırakacağını savundu. Shenkar; küreselleşme, modernizasyon, kodifikasyon ve çalışan hareketliliği ile imitasyonun daha çok önem kazandığını, yaygınlaştığını ve daha kolay hale geldiğini belirtti.

Özellikle ilaç sektöründe bütün inovatörlerin imitasyona girmeye çalıştığını söyleyen Shenkar,  “Ayakta kalabilmek için imitasyonu da yapmalıyız” dedi. İmitasyondan elde edilen gelirin inovasyon için kullanılabileceğinin de altını çizdi. Oded Shenkar imitasyonun, zeki ve seyrek bulunan bir beceri olduğunu savunurken, dünyadan başarılı imitasyon örneklerini de paylaştı.

İmovasyonun altın kuralları
Oded Shenkar konuşmasında imovasyonun altın kurallarını da katılımcılar ile paylaştı:
•    Tekerleği yeniden keşfetmeyin.
•    Stigmaları geride bırakın. İmitasyona saygı duymalıyız.
•    Çapraz işlere bakın. Neden sonuç ilişkisine bakarak derin analizler yapın.
•    Zamanlama son derece önemlidir ama her şey demek değildir. Kimi, neyi organizasyonun hangi aşamasında imite edeceğinize karar verin.
•    İnovasyonun da imitasyonunun da bir maliyeti var. İnovasyonun karşılığında ne alıyoruz, ekonomik değeri nedir sorularını sorun.
•    İyi imitasyon yapan şirket iyi savunmacıdır. İnovasyon yapın, imitasyon yapın ve imovasyona getirin.
•    İmitasyon artan bir biçimde inovasyon değildir. Kopyalamadan ziyade bir ürünün bir versiyonu olabilir.
•    İnovasyon her yerden gelecektir, ama imitasyon yapmazsanız geride kalacaksınız.
•    Çin önemli bir ekonomik dönüşüm geçirdi. İmitasyon bunun büyük bir parçasıydı.

Çin’in medeniyet tarihinde birçok önemli buluşu olduğunun altını çizen Oded Shenkar konuşmasında Çin’in önemli imovasyon başarı ve başarısızlıklarına da yer verdi. Çin’in geliştirmeye araştırmadan daha fazla kaynak ayırdığını belirten Shenkar, Çin’deki şirketlerin genellikle yabancı ortaklarından teknoloji transferi yaptıklarının da altını çizdi.

Çin uyumlular ve hazırlıksız olanlar için bir tehdittir
İmitatör konumunda bulunan Çin’in kopyalamaya bakışı değiştirdiğini söyleyen Oded Shenkar, Çin’in dünyayı değiştirdiğini belirtirken, “Bunu nasıl kaldıraç olarak kullanacaksınız?” sorusu üzerinde düşünülmesi gerektiğini söyledi. Shenkar, bu bağlamda Çin’in uyumlular ve hazırlıksız olanlar için bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

İkinci bölümde ise moderatörlüğünü Doç. Dr. Oğuz Babüroğlu’nun yaptığı paneller gerçekleşti. “İmovasyon’da Türkiye’nin Başarı Hikayeleri” isimli ilk panelde,  A101 CEO’su Erhan Bostan, Pegasus Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Sertaç Haybat ve Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ve Teknosa Genel Müdürü Mehmet T. Nane panelist olarak katıldılar. Panelistler sektörleri ve kendi imovasyon başarıları ile ilgili bilgi verdiler.

“IMOVASYON Türkiye için Yeni Bir İş Modeli mi? adlı ikinci panelde ise, T.C Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü- Anıl Yılmaz, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Genel Müdürü- Ahmet Kesik ve T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı- Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı – Mustafa Akmaz katılımcı oldu. Bu panelde kamu kurumlarında imovasyon çalışmaları hakkında bilgi verildi.

MIT Sloan deneyimlerini anlattılar

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin (YBF), geçtiğimiz ay, MIT Sloan School of Management’ın Boston’daki kampüsüne 15 günlük bir ziyaret düzenledi.



Bu yıl ilki düzenlenen ziyarette, farklı firmalarda orta ve üst düzey yönetici olarak görevlerini sürdüren 45 Sabancı Üniversitesi Executive MBA öğrencisi, iki haftalık bir eğitim programıyla MIT Sloan’a giderek ABD’deki iş ortamını tanıma fırsatı yakaladılar.  Öğrenciler, Boston çevresindeki şirketleri ziyaret ederek, MIT Sloan öğretim üyelerinin seminerlerine katıldılar ve MIT Sloan Liderlik Merkezi işbirliğiyle bir Küresel İşletme Projesi tamamladılar.

Ziyaret katılanlardan Beste Aygün, Cihan Öztürk, Levent Kirazoğlu, Merter Pıçakçı, Merve Evran, Tuğba Akgün Konuş ve Zeynep Karakaya, MIT Sloan School of Management ziyaretinden edindikleri izlenimleri ve deneyimleri paylaştılar. MIT Sloan School of Management’a düzenlenen 15 günlük ziyaretten çok memnun kaldıklarını belirten katılımcılar, MIT Sloan işbirliğinin, SU EMBA’yı seçmelerinde önemli bir etken olduğunu da ifade ettiler.

Beste Aygün: “Benim için çok ufuk açıcı bir deneyim oldu”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
MIT Sloan eğitim gezisinden son derecede memnun kaldım. Bu gezi benim için çok ufuk açıcı bir deneyim oldu. Gezide birçok şey beni etkiledi ama özellikle Cambridge’de girişimci- üniversite-sermaye aktörlerini çok etkin şekilde biraraya getiren bir ekosistemin meydana getirilmiş olması bana çok çarpıcı geldi. Ayrıca, devlet kurumlarının, bu ekosistemin güçlenerek devamı için sağladığı imkânlar da çok ilham vericiydi.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
Eğitim gezisinin ilk haftası liderlik üzerineydi. Liderlik eğitimi haftasının, hepimiz için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Ben de kendi liderlik özelliklerimi sorgulayıp bunları geliştirmekle ilgili çok faydalı bilgiler ve fikirler aldım. Bu bilgi ve fikirlerin, ekibimle birlikte çalışırken bana büyük faydaları olacağını düşünüyorum. Liderlik haftasında beni en çok etkileyen nokta, eğitimin, “liderlik” kavramının üzerindeki “mistik” örtüyü kaldırıp onu çok somut, her gün uygulanabilen bir kimliğe dönüştürmesi oldu.

Eğitimin inovasyona ayrılmış ikinci haftasında ise, “start-up”, “innovation”, “venture capital” , “angel investor” gibi gittikçe daha da sık kullanılmaya başlayan kavramları, bütün yönleriyle öğrenme imkânımız oldu. Bu kavramların gerçek hayatta neler ifade ettiğini, insanların hayatı üzerindeki somut etkilerini, bir innovation start-up’ın fikir aşamasından dünya devi haline nasıl gelebildiğini, örneklerle, konunun dünyaca tanınan uzmanlarıyla tartışarak, sürecin bütün aktörleriyle görüşerek öğrenme imkânı bulduk. Bence bu eşsiz bir deneyimdi. İnovasyonla ilgili öğrendiklerimiz sadece bağımsız teşebbüsler değil, şirketler bünyesinde çalışanlar için de uygulanabilir bilgilerdi. Dolayısıyla bu bilgileri, şirketimin inovasyon süreçlerini geliştirmek için kullanabileceğimi düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Evet, olmuştu.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Gerek Sabancı’daki EMBA eğitimimin bütünü, gerekse MIT gezisinde görüp öğrendiklerim konusundaki olumlu deneyim ve görüşlerimi, programa yeni katılacak arkadaşlarla paylaşmaktan mutluluk duyarım.



Cihan Öztürk: “Geniş bir network olanağı sağlamasının yanında teoride kalmayan pratik beceriler de kazandırıyor insana”


1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Evet memnun kaldım. Liderlikle ilgili öğretilen modellerden etkilendim.
 
2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
Bu eğitim liderlik becerilerimi geliştirdiğini düşünüyorum. İşimde, ekibimin daha etkin yönetilmesi ve toplantılardaki verimin artırılması adına bu becerileri kullanabileceğimi düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Evet.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Programdan oldukça memnunun. Geniş bir network olanağı sağlamasının yanında teoride kalmayan pratik beceriler de kazandırıyor insana.

Levent Kirazoğlu: “Belki de programın sonunda keşke bitmese dedirtebilir...”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Eğitim gezisinden son derece memnun kaldım. MIT kültürü, eğitim veren öğretim üyelerinin dinamizmi ve öğretme tutkusu beni çok etkiledi. Sabancı Üniversitesi’ndeki programımızda olduğu gibi MIT’de de teori ve pratik hayatın birbirinden koparılmadan bir arada aktarılması, eski geleneksel eğitim sistemlerine göre fark yaratan bir nokta.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
İş ve kariyer hedeflerine katkı potansiyelini ikinci plana koyuyorum. Kendimize bireysel anlamda çok önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Bireysel gelişim sonunda kariyere de yansır, bundan hiç şüphe duymuyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Evet olmuştu.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Sabancı Üniversitesi’nin EMBA programına katılmak demek, çalışan biri için zor geçecek bir 1,5 yıllık süreç anlamına geliyor. Ancak aldığınız haz, edindiğiniz arkadaşlıklar ve tecrübeler, tanıdığınız ve eğitim aldığınız eğitmen kadroların tecrübe ve kalitesi, 2 haftalık MIT programının size kattıkları ve daha bir çok artı, bu zor süreci keyifli ve güzel bir hale getiriyor. Belki de programın sonunda keşke bitmese dedirtebilir...

Merter Pıçakçı: “MIT gezisinde bence en önemli kazanımlarımdan biride arkadaşlarımı daha iyi tanımak ve uzun yıllar unutamayacağım bir deneyim sahibi olmak oldu”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
MIT School of Management gezisinden çok memnun kaldım. Özellikle beni etkileyen unsurlardan biri girişimcilik ve inovasyon konusunda MIT’nin uygulamaya yönelik yaklaşımının yarattığı kaldıraç etkisi oldu. Örneğin MIT gezisi programı çerçevesinde ziyaret ettiğimiz inovasyona destek veren merkezlerden Deshpande Center’da bir fikrin nasıl hayata geçtiği ve hangi kanalardan destek gördüğünü birebir tanık olmak çok kıymetli bir deneyimdi.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
MIT’de öğrendiğim en önemli konu ürettiğiniz ürünü veya servisi ne kadar üstün teknoloji ile yaparsanız yapın mutlaka müşterinin ihtiyaçlarına cevap vermesi gerektiği. Karışık ve anlaması güç ürünler veya servisler girişimcilik maceranızda başarısızlığa yol açabilir. Özellikle firma içinde değişim stratejileri uygulamak isteyenler veya girişimciler için orada aldığımız eğitimin bulunmaz bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yurtdışında ki eğitim ve iş çevrelerine yapılan bu tip ziyaretlerin katılımcıların vizyonunu genişleteceğini düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Executive MBA ile ilgili son dört senedir araştırma yapıyordum. Bundan dolayı Sabancı’nın da birçok kez Executive MBA bilgilendirme toplantılarına katılmıştım. Açıkçası Sabancı EMBA’yı seçmemde ki en önemli sebeplerden biri program da bulunan alanında başarılı hocalarla birlikte bu sene başlanan MIT Sloan işbirliği demek yanlış olmaz.
 
4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Sabancı EMBA programının Türkiye’de diğer Executive MBA eğitimi veren kurumlardan farkı sanayi bölgelerine yakınlığı, kaliteli hocaları ve ulusla arası alanda dünyanın sayılı eğitim kurumlarından sayılan MIT Sloan School of Management ile olan işbirliği olduğunu düşünüyorum. Özellikle MIT gezisinde yurtdışında ki firmaların stratejik, politik ve kültürel yapılarını daha iyi tanıma şansınız oluyor.

Önemli bulduğum diğer bir konu ise sizle birlikte gezide bulunan ve İstanbul’da sadece hafta sonları birlikte olduğunuz sınıf arkadaşlarınızı daha iyi tanımanıza, onlarla birlikte grup çalışmaları yapmanıza ve fikir alışverişinde bulunmanız olanak sağlaması. Profesyonel iş yaşamınızdan kaynaklanan zaman darlığı bazen sınıf arkadaşlarınızla sosyalleşmenizi engelleyebiliyor. Ama MIT gezisinde bence en önemli kazanımlarımdan biride arkadaşlarımı daha iyi tanımak ve uzun yıllar unutamayacağım bir deneyim sahibi olmak oldu.

Merve Evran: “Bu işbirliğini bize sundukları için Güler Sabancı'ya ve emeği olan tüm yetkililere teşekkür ediyorum”
 
1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Eğitim gezisinden çok memnun kaldım. Eğitimin özellikle birinci haftasında öğretim metodlarının ezberden uzak olarak tasarlanması beni çok etkiledi. Amerika'da lisans eğitimi almış olsam bile, bu şekilde bir derste bulunmamıştım. Açıkçası, ileride vereceğim eğitimlerde kullanabileceğim metodlar görmüş oldum.
 
2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
Liderlik, innovasyon gibi günümüzün en değerli yapıtaşları bizlere çok değerli tüyolarla birlikte sunuldu. Simülasyonlar ile de sunulan bu dersler pekiştirildi. Sadece işyerinde değil, günlük hayatımızda bile kullanabileceğimiz yaklaşımların analitik hale gelmiş metodolojilerini gördük. Adımlarımı atmadan önce bu metodolojilerin üzerinden her karar aşamasında geçmeyi düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Benim Sabancı Üniversitesi EMBA'yı seçmemdeki tek etken bu idi. Lisansı yurtdışında tamamlamış olmam sebebiyle, masterımı da yurtdışında yapmayı düşünüyordum; ancak işimden de memnundum. Bu sebeple bir taşla iki kuş vurabileceğim fırsat olduğunu keşfettiğimde, yurtdışına işimden ayrılmadan gidebileceğimi düşündüm. Açıkçası çok memnun kaldım.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
MIT havasının solunması gereken bir akademik kurum. Eğitimlerin sunumları, network olanakları, profesörlerin değişik bakış açıları benim kişiliğime ve bilgi dağarcığıma çok katkıda bulundu. Bakış açımın daha da genişlediğini düşünüyorum. Önceden Amerika'da yaşamış olmam sebebiyle, yaşam şekline ve kültüre aşinaydım ancak eğitimden çok etkilendim. Bu işbirliğini bize sundukları için Güler Sabancı'ya ve emeği olan tüm yetkililere teşekkür ediyorum.

Tuğba Akgün Konuş: “İki hafta süresinde sadece eğitime yoğunlaşabilmek ve MlT kalitesinde bir eğitim almak büyük ayrıcalık”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Çok memnun kaldım. En çok öğrendiğimiz bilgileri hemen pratiğe dökebilmek hoşuma gitti. Gördüğüm herşey teorik bilginin pratik uygulamalar ile birleştirilmiş haliydi. İş hayatında karşılaştığımız problemlere dair bir bir çözümler gördüm. Eğitim kalitesi süperdi, öğretim görevlilerinin bize birşeyler öğretmek konusundaki şevkleri bizi daha da motive etti. Bize anlatılan modellerin uygulandığı firmaları ziyaret ettikçe bilginin nerede ve nasıl kullanıldığını görmüş olduk.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?

Faydalı olmaya başladı bile… Oradaki eğitimin ilk haftasi kendimize dönük bir calışmaydı, kendi liderlik imzamızı bulmamızda önemli katkıları oldu. Türkiye’ye kendimi çok daha iyi tanıtarak, kendimden çok daha emin bir şekilde döndüm.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Evet, büyük ölçüde etkili oldu.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Türkiye piyasasında kesinlikle 1 numara olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de ne yazık ki henüz bu denli pratiğe dönüşmüş Executive MBA programları bulunmuyor. İki hafta süresinde sadece eğitime yoğunlaşabilmek ve MlT kalitesinde bir eğitim almak büyük ayrıcalık.

Zeynep Karakaya: “Sabancı Üniversitesi’ni farklı yapan ise uzun süredir bu programı sürdürüyor olmasının verdiği deneyimin yanısıra, kesinlikle güçlü, deneyimli ve dinamik idari ve akademik kadrosudur”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Eğitim gezisinden kesinlikle çok memnun kaldım. Çok ince düşünülmüş, güzel organize edilmiş olmasının yanında beni daha çok profesörlerin performansları ve değişik bakış açıları etkiledi. Dersler keyifli olmakla birlikte kesinlikle katılımcıda iz bırakıyor.  Liderlik eğitimininde yapılan atölya çalışmalarında diğer sınıf arkadaşlarımla birlikte kendimi de daha iyi tanıdığımı düşünüyorum. Yapılan simülasyon çalışması oldukça verimliydi.

İkinci hafta ise alışık olduğumuz kültürün dışında bir hayat görmek kesinlikle çok etkileyici oldu. Tabi iki haftalık eğitim sürecinden bu kadar faydalanabilmemde mevcut ortamın dışına çıkarılarak bütün konsantrasyonun sağlanmasının önemli bir faktör olduğu görüşündeyim.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
Eğitimlerin oldukça verimli geçtiğine inanıyorum. Daha önce çeşitli kereler aldığım kişisel gelişim eğitimlerin dışında farklı şekilde düşünmemi sağladı. Bu gezide edindiklerim kişisel gelişimin yanında iş hayatında uygulamaya geçirildiği takdirde kesinlikle fark yaratacaktır. Bu iki haftanın özgüvenimi yükselttiğini bile düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Sabancı Üniversitesi EMBA, bu program için katılmayı arzuladığım iki üniversiteden biriydi; ama MIT Sloan gezisi diğer tercihimi elememi sağladı. 

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Ben kişilerin içinde bulundukları iş temposunda körleştiklerini, yaptıkları iş ve çalıştıkları sektör dışında başka birşey yokmuş gibi davranmaya başladıklarını düşünüyorum. EMBA, öncelikle insanı yoğun çalışma ortamından kesinlikle bir miktar koparıp dışarıda nasıl bir hayatın devam ettiğini gösteriyor. Sabancı Üniversitesi EMBA, diğer sektörlerde işlerin nasıl gittiğini görmemi, farklı insanlar tanımamı, onlardan ders almamı, vaka çalışmaları ile faydalı analizler yapmamı sağladı. Bunun dışında, uzun süredir unuttuğum bazı alanlarda bilgilerimi tazeleyerek, tekrar düşünmemi sağladı. Kesinlikle kendime olan güvenimi arttırdı. Bu konuda Sabancı Üniversitesi’ni farklı yapan ise uzun süredir bu programı sürdürüyor olmasının verdiği deneyimin yanısıra, kesinlikle güçlü, deneyimli ve dinamik idari ve akademik kadrosudur. Programa 15 günlük MIT deneyiminin de katılmış olmasının da SU EMB’ yı diğerlerinden çok farklı kıldığına inanıyorum.






Binlerce çocuk, genç, engelli ve yaşlılar için Güneş Günü

Sabancı Üniversitesi Güneş Günü 12. yılında yine binlerce çocuk, genç, engelli ve yaşlıları bir araya getirdi

Foto galeri

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri tarafından geleneksel olarak her yıl düzenlenen Güneş Günü etkinliği 12. yılının gururu ile 27 Mayıs Pazar günü neşe içinde son buldu. Tüm gün süren Güneş Günü’nde yaklaşık 3500 ilköğretim okulu öğrencisi, engelli ve yaşlılar Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde unutulmaz bir gün yaşadı.

Güneş Günü ile Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında uygulanan projelerde yıl boyunca birlikte çalışılan ilköğretim okulu öğrencileri, engelliler, yaşlılar, mülteci ailelerin çocukları ve sokakta çalışan çocuklar, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun Yurt ve Toplum Merkezleri’nden yararlanan çocuklar ve lise öğrencileri Sabancı Üniversitesi’nde üniversitenin öğrencileri ile bir araya gelerek unutulmaz bir gün geçirdiler.

27 Mayıs Pazar günü Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde tüm gün devam eden şenlikte; eğlenceli oyunlar, film gösterimleri ve çeşitli aktivitelerle katılımcılar keyifli anlar yaşadı. Şenlikte, çocuklar bir yıl boyunca birlikte projeler gerçekleştirdikleri üniversite öğrencisi gönüllü abla ve ağabeyleri ile çimenlerde hazırlanan oyun alanlarında oyunlar oynadı ve film izledi. Güneş Günü, engelliler için TSÇV(Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı) tarafından hazırlanan Yaratıcı Sanatlarla Terapi oyunları ve aktiviteleri eşliğinde ayrı bir coşku ile kutlandı. Huzurevleri ve darülacezelerden gelen yaşlılar her hafta ziyaretlerine gelen gençler tarafından çiçekler eşliğinde karşılandı. Sabancı Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Türk Sanat Müziği Korosu’nun verdiği konser ile eğlendiler. Öğle yemeklerini Melek Baykal ile sohbet ederek yiyen yaşlılarımız günün sonunda büyük bir mutlulukla kampüsten ayrıldılar.   

Melek Baykal da yaşlılar için Güneş Günü’ndeydi…

Huzurevleri’nden gelerek Güneş Günü’ne katılan yaşlılar, Melek Baykal ile çok keyifli anlar yaşadı.

3500 kişinin katıldığı, 600 öğrencinin gönüllüğüyle gerçekleşen Güneş Günü’ne bu yıl Ülker de sponsorluğu ile destek oldu.

Ayşe Arman: Rol model olacak bilim kadınlarımız

"L'Oreal Türkiye 2012 Genç Bilim Kadınlarına Destek Bursu"nu almaya hak kazanan, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyemiz Gözde İnce'nin de aralarında bulunduğu genç bilim kadınları Ayşe Arman'a konuştu: "Bize sordular; siz bu ödülü saçlarınız güzel diye mi kazandınız?"

Haberi okumak için tıklayınız


Abone ol