Ana içeriğe atla

Sabancı Üniversitesi'ne yolculuk

MIT'den mektup var:

Bu yıl ilk kez MIT'nin başarılı 8 öğrencisi Sabancı Üniversitesi'ni keşfetmek üzere bir hafta boyunca misafirimiz oldular. MIT'den öğrenciler okulumuzda derslere girerek, Sabancı Üniversitesi öğrencileri ve Rektörümüz Nihat Berker ile beraber kampüs hayatını ve İstanbul'u yaşadılar. MIT'ye dönüşlerinin ardından Daniel Mokhtari, bizlere buradaki deneyimlerine dair samimi bir mektup gönderdi:

Daniel Mokhtari
Sabanci University Trip
3/25/12 – 3/30/12

Trip to Sabanci University, Spring 2012

My trip to Sabanci University this past spring break has been one of my most amazing,
and rewarding experiences traveling abroad. When I was first accepted to the program, I was
very excited, but a bit nervous as well. What would Turkey be like? Would the food be to my
liking? How would the campus and dorms be? As I arrived at Sabanci for the first time, I
realized that these apprehensions were unfounded—I had left the familiarity of MIT only to
arrive at a place not so different from what I have grown to call home. Indeed, whether it be the manner and content of classes, campus facilities, or the students and faculty, my trip to Turkey showed me that Sabanci is a phenomenal institution of and most rigorous standards.



As part of my experience, I attended lectures and classes on campus throughout the week.
As part of this, I visited a variety of classes: plant ecology, philosophy (Science and Society),
western music, language and cognition, advanced illustration, introduction to signal processing
and information systems, and astronomy. Many of these classes lasted two to three hours in
length—something I was not accustomed to at MIT. This length allowed the teacher to delve
more in depth in a particular subject over the course of the class, which is something appreciated, but my jet lag did not help me stay focused the whole class for the first few days. Not only were all the professors courteous to us and allowed us to sit in, they often engaged directly with us as part of the class. Particularly, a few MIT students and I had a great experience discussing studies and current research in a smaller language and cognition class. Indeed, I found that some of Sabanci’s smaller classes were the most rewarding, like the advanced illustration class I attended, in which feedback could be given right away and conversations could occur between the students and professor.



The Sabanci campus is beautiful, and the organization of the buildings, separated by
subject type, is both intuitive and easy to navigate (even for a non Turkish speaker). Over the
course of this trip, I had the opportunity to see amazing places throughout the city of Istanbul.
Whether it was a bazaar or a mosque, each site we traveled to had it s own unique history,
heritage, and emotion. Indeed, I found Istanbul to be a vibrant city, spanning cultures, religions,
and eras. Despite the fact that I visited an assortment of mosques throughout my time in
Istanbul, I remember each one for its own distinctness—no two were alike. I remember vividly
the first day we arrived in Istanbul. The whole group was tired, but president Berker wanted to
take us into the city to see a mosque—the Blue Mosque. When we arrived, I was taken aback by its sheer size and magnitude; how could such a structure have been built nearly five hundred
years ago?


The richness of the Turkish culture is something I will never forget. The food was
delicious, and I particularly enjoyed the pistachio-filled kebob and baklava I ate at the Hamdi
Restaurant. Besides the food, the people I met had so much to share. Indeed, given Turkey’s
location in the world, many were better travelled than I, and had been across Asia and Europe.
Being a crossroad of the east and west, is one of Turkey’s most unique features I believe—the
people themselves possess a broader way of thinking that reflects a cross-cultural heritage.

This trip to Sabanci University has truly been a once in a lifetime experience for me. I
saw beautiful architecture, ate wonderful meals, and experienced a style of schooling that, while similar to that I was familiar with, was markedly unique. Most of all, however, I made new
friends among the Turkish students that gave much of their own time and effort to make sure we all had a phenomenal experience. I cannot thank enough President Berker, Sabanci University, MIT, Dean Hastings, and all the students who made this trip amazing. I look forward to visiting Turkey again, and hope to see my new friends there when I do!

Filiz Ali ve Kemal İnan... unplugged

Filiz Ali, üniversitemizde  "Klasik müziğin büyük eserleri" ve "20. yüzyıl müziğinin büyük eserleri" derslerini veren, müzik konusunda birçok başarılı projeyi hayata geçirmiş bir müzisyen ve akademisyen. Kemal İnan, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nin Emeritüs ünvanına sahip öğretim üyesi ve gerçek anlamda bir müziksever. Sizce birbirinden farklı alanlarda uzmanlaşmış bu iki akademisyenin bir öğle yemeği sırasındaki sohbetleri nasıl olur? İşte tam da bu noktada ortaya çıkan merakımızla kendilerinin bir öğle yemeği sonrası sohbetlerini sizlere bir kesit sunabilmek için dinledik. Konu mu? Tabii ki ortak noktaları olan müzik…

KEMAL İNAN- Filiz Hanım sizin hayatınız müzisyenlik, ben bir amatörüm, benim mesleğim başka, ama çok zamanımı verdiğim bir olay müzik… Çocukluğumdan beri bu işin içindeyim yani ve eminim bu konuda anlaştığımız birkaç yer de çıkacaktır. -Gülüşmeler- Önce şöyle diyelim; yakın yaşlardayız, sizde çocukluğunuzda Ankara’da mıydınız?
FİLİZ ALİ : Tabii, Ankara’daydım.
K - Ben de bütün çocukluğum boyunca hep Ankara’daydım. Ailemizde de müzisyen yok bizim. Benim durumum biraz tesadüf eseri gerçekleşti. Sizde müzisyen var mı?
F - Bizde de müzisyen yok ama benim müziğe girme nedenim çok farklı.
K - Nasıldır?
F - Şöyle: Babam, biliyorsunuz Sabahattin Ali, 1938’de zannediyorum Ankara Devlet Konservatuarına Almanca hocası olarak tayin oluyor, ondan sonra Carl Ebert geldiği vakit konservatuara, Carl Ebert’in hem çevirmeni, hem asistanı, hem de dramaturgu olarak görev almaya başlıyor. Carl Ebert, Ankara Devlet Konservatuvarının opera ve tiyatro bölümlerini kuran kişidir. Babam devamlı Carl Ebert’in yanındaydı, okul olmadığı zaman da ben babamın yanında oluyordum.
K - O dünyada büyüdünüz.
F - O dünyanın içinde büyüdüm, konservatuvarda büyüdüm. Babam beni eğer Ebert’in tiyatro dersine sokmazsa, bir öğrencinin yanına verirdi, öğrencilerle beraber armoni sınıfına girerdim. Çocukluğum böyle geçti.
K - Siz tamamen işin içinde yetişmişsiniz.
F - Babamın öldüğü sene, ben ilkokulu bitirmiştim. Sonrasında biz beş parasız ortada kalınca, dostlarımız bu çocuğu bir parasız yatılı okula sokalım dediler. Parasız yatılı okul deyince, kimsenin aklına gelmedi konservatuvar, beni başka liselere filan sokmaya çalıştılar. Bir gün yolda Necil Kazım Akses’i gördü annem, kendisine dert yanmaya başladı Filiz’i de bir parasız yatılı okula sokmamız lazım falan diye. Niye konservatuvara sokmuyorsunuz, hemen sınava alalım, dedi Necip Bey. Ben özellikle müzisyen olayım demedim, zaten müziğin içindeydim. Mesela Figaro’nun Düğünü Operası’nın bütün aryalarını ezbere bilirdim 8-9 yaşındayken, çünkü bütün provalara girmiştim.
K - Sizinki çok farklı. Benim ailemde müzisyen yok. Çok aşırı Batılı geleneklerde yetişmiş bir aile bizimkiler de, annem teşvik ederdi beni sürekli...
F - Aşırıdan kastınız?..
K - Yani yedi nesil dışarıda, hariciyecisi çok, Batı gelenekleri ve kültürü içerisinde yetişmiştim ama bu müzikle ilişkili olan şey değil, müzik tamamen benim tutkum. Birkaç film vardır müziğe böyle iten…
F - Mario Lanza? Chopin?
K - Cornel Wilde değil mi Chopin?
F -  Evet. Filmler çok önemli.
K - Tabi, filmler çok önemli. Bir tanesi Rhapsody, Elizabeth Taylor’la Vittorio Gassman…Bir de keman merakı vardı bende, anlatacağım biraz sonra. Yine bir filmde gemide keman çalan bir karakteri görüp tutturdum ben keman çalacağım diye…
F - Kaç yaşındaydınız?
K - 8-9 yaşlarında, çok küçük değilim, O yaşlarda keman diye tutturdum. Ulvi Yücelen’in tek öğrencisiydim, 5 yıl süreyle. Konservatuara gitmedim, ama gidebilirdim. Müziğe zaten çok meraklıydım. Hatırlıyorum, bizim eve pikap alındığında bayram yapmıştık, ağabeyim de çok meraklıydı müziğe... Öyle plaklarla başladık, arada da konserlere giderdik, mesela üniversite konserlerini hiç kaçırmazdım.

------

Söyleşinin devamı SUdergi'nin yeni sayısında.

SUdergi'nin yeni sayısında ilgiyle ve keyifle okunacak bir çok konuyu aynı anda tüm mobil cihazlarınızdan iSabancı Media ile takip edebilirsiniz.

SUdergi nereden alınır?

SUdergi’nin yeni sayısını Üniversite Merkezi’ndeki dergilikten alabilirsiniz.

Dergimiz, servis ve shuttlara, café, banka ve sağlık merkezi gibi kampüsiçi uğrak mekanlara okumanız için bırakıldı.

SUdergi'den okurlarına özel Yapı Kredi Yayınlar'ından indirim de bu sayının sürprizlerinden biri.

Öğretim üyelerimizin başarısı

MDBF Öğretim Üyelerimiz Ersin Göğüş ve Ali Koşar FABED Bilim Kurulu tarafından Üstün Başarı Ödülüne layık görüldüler.



FABED Bilim Kurulu “Yüksek enerji astrofiziği” konusunda uluslararası düzeyde üstün nitelikli bilimsel çalışmalarının değerlendirilmesi sonucunda 2012 yılı 'FABED Eser Tümen Üstün Başarı Ödülü’nün Fizik Bilim Dalında, Sabancı Üniversitesi MDBF Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Ersin Göğüş ve "Nano ve mikro akışkanlar mekaniği" konusunda uluslararası düzeyde üstün nitelikli bilimsel çalışmalarının değerlendirilmesi sonucunda da Doç. Dr. Ali Koşar'a verilmesini kararlaştırdı.

Feyzi Akkaya Bilimsel Etkinlikleri Destekleme Fonu (FABED), bilimsel etkinlikleri ile üstün nitelikte oldukları ve gelecekte bilime evrensel düzeyde katkıda bulunabilecekleri belirlenen, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu genç bilim insanlarına üstün başarı ödülü veriyor.

Liselilere özel jazz

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’na özel caz konseri Lise Yaz Okulu kültürel faaliyetleri çerçevesinde, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Caz Festivali kapsamında Türkiye’ye gelen Colombia Jazz Band, 6 Temmuz Cuma akşamı, Sabancı Üniversitesi kampüsündeki Hangar Cafe’de Lise Yaz Okulu öğrencilerine konser verdi.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, kültürel faaliyetler çerçevesinde, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Caz Festivali kapsamında Türkiye’ye gelen Colombia Jazz Band, 6 Temmuz Cuma akşamı, Sabancı Üniversitesi kampüsündeki Hangar Cafe’de Lise Yaz Okulu öğrencilerine konser verdi.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu

Lise öğrencilerine üniversite deneyimi yaşatmayı hedefleyen Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’na bu yıl 32 ilden 312 öğrencinin yanı sıra, 100 Alman öğrenciyi de biraraya getiriyor.

Sabancı Üniversitesi lise öğrencilerine yönelik düzenlediği yaz okulunun ikincisi başladı.
Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’na bu yıl 312’si Türkiye’den 100’ü de Almanya’dan olmak üzere toplam 412 öğrenci katılıyor. Bu yıl ilk defa Mercator Vakfı aracılığıyla Alman öğrencilerin de katıldığı Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, uluslararası bir eğitim ortamı sunuyor.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda sunulan ders dışı etkinlikler arasında; fitness, tenis, voleybol, basketbol, futbol, grup egzersizleri, dans, yaratıcı drama, münazara ve ritim atölyesi yer alıyor.

Öğrencimiz Genç Davos'ta

Sabancı Holding’in katkılarıyla, 18-22 Ekim tarihleri arasında ABD’nin Pittsburgh kentinde düzenlenecek dünyanın en büyük gençlik buluşması; “One Young World”e katılacak isimler arasında Öğrencimiz Kaan Özgüney de yer alıyor.


Video ve grup mülakatı olmak üzere iki aşamalı yürütülen seçim sürecini başarıyla tamamlayan 10 Türk genci, Pittsburgh’da yapılacak zirvede Türkiye’yi temsil edecek.  Bu yıl One Young World’e 1.500’ü aşkın genç ile Sir Bob Geldof, Mohammed Yunus, Jamie Oliver, Arianna Huffington gibi isimlerin de katılımı bekleniyor.

One Young World 2012 Türkiye Delegasyonu şu isimlerden oluştu: Büşra Ayça Karaman (Boğaziçi Üniversitesi), Ezgi Karaağaç (Boğaziçi Üniversitesi), Gökberk Tolga Vatansever( İstanbul Teknik Üniversitesi), Dilara Çelik (Koç Üniversitesi), Mehmet Apaydın (Ortadoğu Teknik Üniversitesi), Bayram Berkay Akçora  (Ortadoğu Teknik Üniversitesi), Hazal Alyagut( Özyeğin Üniversitesi), Kaan Özgüney (Sabancı Üniversitesi), Doğukan Küçükşahin (Yıldız Teknik Üniversitesi) ve Nagehan Beypazar (Yıldız Teknik Üniversitesi).

One Young World zirvesine katılacak gençlerin 1994 ve öncesinde doğmuş olmalarının yanı sıra,  takım çalışmasına yatkın, liderlik potansiyeline sahip, küresel sorunlara ilgi duyan, gönüllü faaliyetlere katılmış olmaları bekleniyor.



“Genç Davos” olarak da adlandırılan zirvenin ilki 2009 yılında 8-10 Şubat tarihleri arasında Londra’da, ikincisi 1-4 Eylül 2011 tarihleri arasında Zürih’te gerçekleştirildi. Dünyanın 192 farklı ülkesinden One Young World Zirvesi’ne katılan 1.000’i aşkın delegenin arasında Türk gençleri de Sabancı Holding’in katkılarıyla yer aldı. Gençtiğimiz yıllarda zirveye katılarak gençlere danışmalık yapan isimler arasında Kofi Annan,  Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Norveç Prensi Haakon ve Prenses Mette- Marit, Unilever CEO’su Paul Polman, Müzisyen Joss Stone, Futbolcu Clarence Seedorf ve aktivist Wael Ghonim gibi isimler bulunuyordu.

Sedat Simavi Ödülleri

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucu başkanı Sedat Simavi adına 36 yıldan bu yana
sürdürülen ödüller için başvurular başladı.

Başvurular 30 Eylül 2012 tarihinde sona erecek.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti  Sedat  Simavi Ödülleri, Gazetecilik, Radyo, Televizyon, Edebiyat, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Sağlık Bilimleri, Görsel Sanatlar ve Spor dallarında verilecektir.

Toplam 13.500 TL. ödül verilecek ve bu ödül 9 dala eşit olarak paylaştırılacaktır.

Daha detaylı bigi almak için lütfen tıklayın.

Ödül Yönetmeliği

Öğrencilerimiz Türkiye'yi temsil etti

Sabancı Üniversitesi öğrencileri dünyaca ünlü ölçüm şirketi Nielsen’in “Vaka Yarışması”nda Türkiye’yi temsil etti


Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi öğrencileri, dünyanın önde gelen ölçüm şirketlerinden Nielsen’in Avrupa’daki üniversiteler arasında düzenlediği “Vaka Yarışması”nda Türkiye’yi temsil ettiler. Sabancı Üniversitesi takımı, Cenevre’de düzenlenen finallerde, Polonya’dan Warsaw School of Economics ve Rusya’dan National Research University Higher School of Economics ile yarıştılar.

Takımların, Nielsen’in üst düzey yöneticilerinden oluşan bir jüri tarafından değerlendirildiği finalde Rusya’dan National Research University Higher School of Economics takımı birinci oldu.
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi öğrencileri, 21-22 Haziran tarihlerinde, Cenevre’de, global bilgi ve ölçüm şirketi Nielsen tarafından düzenlenen “Vaka Yarışması”nın finalinde Türkiye’yi temsil ettiler. Tüm Avrupa’da yapılan yarışmanın finalinde, Sabancı Üniversitesi takımı finalde, Polonya’dan Warsaw School of Economics, Rusya’dan National Research University Higher School of Economics ile yarıştı.

Dünyanın önde gelen pazar araştırması şirketlerinden Nielsen’in Avrupa çapında, bu yıl ilk defa düzenlediği yarışmanın Türkiye ayağına Boğaziçi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi seçildi. Üniversite 2. ve 3. sınıf öğrencilerine yönelik gerçekleşen yarışmaya iki üniversiteden de 10’ar takım katıldı. Türkiye finalinde ise Boğaziçi Üniversitesi’nden dört, Sabancı Üniversitesi’nden iki takım yarıştı. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi öğrencileri Ezgi Yüksel, Canip Atalay Aras, İffet Ece Karadeniz, Sıla Alemdar ve Ali Gösterişli’nin oluşturduğu takım Avrupa’da Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandı. Sabancı Üniversitesi takımına, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kıvılcım Döğerlioğlu Demir koçluk yaptı.

Vaka çalışması:
Yarışma kapsamında bütün öğrencilere aynı vaka verildi. Yaratılan senaryoya göre, bir Türk firması olan Güney Restoran Zinciri, organik donmuş gıda ile ABD pazarına, bir market zincirinde girmek istiyor.  Öğrencilerden, organik donmuş gıda konusunda daha önceden bir deneyimi olmayan şirketin ABD pazarına girip girmemesi bir rapor hazırlayarak görüşlerini bildirmeleri istendi. Öğrencilere, perakende satış trendleri, tüketici trendleri, fiyatlar, genel ekonomik durum, tüketici algı haritası, rakiplerin bilgisi, ABD demografik yapısı, tüketici anketleri ve yüz yüze görüşmeler sonucu elde edilen verileri verildi. Sabancı Üniversitesi’nden Türkiye’yi temsil edecek takım, finale kalan diğer takımların aksine, şirketin ABD’de organik donmuş gıda sektörüne girmemesi gerektiği yönünde bir sonuca vardı. Takım kârlı girişim alternatifleri ve sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanma projeleriyle de öne çıktı. Finalde jüri takımların profesyonel duruşunu, kendilerine güvenlerini, İngilizce’nin iyi kullanımı ve sorulara etkili yanıt verebilmelerini de değerlendirdi.
“Sabancı Üniversitesi’nde öğrencilerin gerçek durumlar üzerine düşünmelerini ve çözüm üretmelerini sağlıyoruz”

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Nakiye Boyacıgiller, öğrencilerin elde ettikleri başarı ile ilgili duydukları gururu dile getirdi. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde dünya standartlarında ve kaliteli bir eğitim verdiklerinin altını çizen Boyacıgiller, “Böyle yarışmalarda Türkiye’nin en iyileriyle yarışıp, yurtdışında ülkemizi temsil etme hakkını kazanmaları öğrencilerimizin, iş dünyasının gerçek problemleri karşısında ne kadar somut ve uygulanabilir çözümler geliştirdiklerinin bir kanıtıdır. Sabancı Üniversitesi olarak üniversite – iş dünyası işbirliğine büyük önem veriyoruz. Müfredatımızda teorik derslerin yanı sıra uygulamalı derslerin bulunmasına dikkat ediyoruz. Böylelikle öğrencilerimizin gerçek dünyadan kopmadan, iş dünyasında yaşanan veya yaşanabilecek durumlar üzerine düşünmelerini ve çözüm üretmelerini sağlıyoruz” dedi.
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kıvılcım Döğerlioğlu Demir “Sabancı Üniversitesi'nde sunduğumuz eğitimin yaşama etkili bir biçimde aktarıldığını görmek beni çok mutlu etti. Yaratıcı ve etkileyici sunumlarıyla takımımızın bizi finalde de çok iyi temsil ettiğine inanıyorum” dedi.

“Öğrenciler için çok önemli bir deneyim oldu”
Nielsen Türkiye İnsan Kaynakları Uzmanı Melis Varan yarışma ile ilgili olarak, University Engagement Program kapsamında yer alan Nielsen Case Competition ile Nielsen’in, Avrupa çapında üniversitelerde pazarlama araştırmaları sektörüne ilgi duyabilecek genç yetenekleri ortaya çıkarmayı ve öğrencilere Nielsen ve hizmetlerini ilk elden öğrenme şansını vermeyi amaçladıklarını söyledi. Varan “Kazanan ekibe yurtdışında Nielsen ofislerinde deneyim kazanma şansı verilmesinin genç yetenekler için güzel bir fırsat olduğuna inanıyoruz” dedi.

Melis Varan sözlerine “Yarışmaya katılan tüm finalist ekipler çok başarılı performanslar sergilediler. Yarışma öğrenciler için çok önemli bir deneyim oldu” diyerek devam etti.

Nielsen’in üst düzey yöneticileri takımları değerlendirecek
Nielsen Avrupa Başkanı Christophe Cambournac, BASES ve Tüketici Araştırmaları Avrupa Genel Müdürü Mark Gillespie, Avrupa Organizasyonel Gelişim Direktörü Graham Baker, Avrupa Finans Başkan Yardımcısı Fredrik Hedlund, Global Account ve Avrupa Fonksiyonları İnsan Kaynakları Direktörü  Rob Jones, Avrupa  İş Geliştirmeden Sorumlu  Kıdemli Başkan Yardımcısı Müşteri Hizmleri: Perkandeci Ölçüm Hizmetleri (RMS) Stanley Thompson ve Organizasyonel Gelişim Direktörü  Georgia Constantindou oluşan jüri değerlendirdi.

Prof. Dr. Aytül Erçil’in başarısı

Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Aytül Erçil’in başarısı



TÜBİTAK ve TİM tarafından desteklenen ‘I. Makine ve Aksamları İmalat Teknolojileri Ar-Ge Proje Pazarı’ etkinliği tüm Türkiye’den sanayici, girişimci ve akademisyenleri bir araya getirdi.

181 projenin yarıştığı etkinlikte; Akademisyen, Sanayici ve Girişimci kategorilerinde başarılı bulunan toplam 9 proje ödüllendirildi.

Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç.Dr. Gönen Eren, Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aytül Erçil’le ortak yürüttüğü “Saydam Cisimlerin Çevrimiçi Üç Boyutlu Taranması ve Kalite Kontrolü” projesiyle Ar-Ge Proje Pazarı Akademisyen Kategorisi’nde birincilik elde etti.

Sergi: "Biz Öyle Birşey Yaşamadık"

Cemre Yeşil'in ''Biz öyle bir şey yaşamadık.'' isimli fotoğraf sergisi kuruluşunun birinci yıldönümünde, 22 Haziran 2012'de Genç Fotoğraf İnisiyatifi'nde açıldı.

 Cemre Yeşil'in, Sabancı Üniversitesi, Görsel Sanatlar Bölümü, yüksek lisans programındaki mezuniyet projesi kapsamında ürettiği bu fotoğraf serisi, fotoğrafın en işlevsel kullanım alanlarından biri olan kişisel yaşam alanlarında, bir aşk ilişkisine dair iki kişilik anı fotoğraflarının 'durduğu yere' tanıklık etmeye çalışıyor. Bu tanıklık izleyiciye ses yerleştirmeleri eşliğinde seyredilen fotoğraflarla aktarılıyor. Lichtwark'ın bundan 100 yılı aşkın bir süre önce dile getirdiği “Çağımızda hiçbir sanat eseri yoktur ki, insanın kendisinin, en yakın akraba ve arkadaşlarının ve sevgilisinin portre fotoğrafı kadar dikkatle seyredilsin.” söylemiyle de ortaya koyduğu gibi, fotoğrafın en samimi, en kuvvetli ve en demokratik tüketildiği ortamın, müzeler, galeriler ya da sergiler değil de, küratörlüğünü bizzat üstlendiğimiz anı fotoğraflarıyla evimiz, odamız, raflarımız, albümlerimiz, hatta çöp tenekemiz... olduğunu söylemek mümkündür.

Yaşadığımız ilişkiler dönüştükçe, o fotoğraflar da dönüşür. Bir aşk ilişkisini temsil eden bir fotoğraf kendine o ilişkiye paralel bir evren yaratır ve o fotoğrafın ömrü, ilişkinin kendisiyle birebir örtüşür. Bu bağlamda insanın o fotoğraflarla kurdukları ilişkileri de izlenmeye değer gören Cemre Yeşil, herhangi bir sınıflandırma yapmaktan kaçınarak bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta, her aşk başka fotoğraf, her fotoğraf başka bir aşktır. Dolayısıyla bu fotoğraf serisi aslında hiçbir zaman bitemez ve asla ortak bir cevap bulamaz, yapabildiği tek şey 2012 yılında, 14 ayrı evde, 14 ayrı kişi için aşkın ve fotoğrafın birlikteliğine tanıklık etmektir.

Adres: Genç Fotoğraf İnisiyatifi. Tatar Bey Sok. No.7, Galata, İstanbul.
Tarih: 22 Haziran- 22 Ağustos 2012

SU Lise Yaz Okulu başladı

Lise öğrencilerine üniversite deneyimi yaşatmayı hedefleyen Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’na bu yıl 32 ilden 312 öğrencinin yanı sıra, 100 Alman öğrenciyi de biraraya getiriyor.



Öğrenciler, fen bilimlerinden yönetim bilimlerine; sanattan sosyal bilimlere;  dil eğitiminden meslekler ve üniversiteler hakkında bilgilendirici seminerlere uzanan zengin bir içerik sunan Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda uluslararası bir ortamda bulunma şansını yakalıyor.

Lise Yaz Okulu kültürel faaliyetleri çerçevesinde, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Caz Festivali kapsamında Türkiye’ye gelen Colombia Jazz Band, 6 Temmuz Cuma akşamı, Sabancı Üniversitesi kampüsündeki Hangar Cafe’de Lise Yaz Okulu öğrencilerine konser verecek.

Foto Galeri

Sabancı Üniversitesi lise öğrencilerine yönelik düzenlediği yaz okulunun ikincisi başladı.
Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’na bu yıl 312’si Türkiye’den 100’ü de Almanya’dan olmak üzere toplam 412 öğrenci katılıyor. Bu yıl ilk defa Mercator Vakfı aracılığıyla Alman öğrencilerin de katıldığı Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, uluslararası bir eğitim ortamı sunuyor.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu zengin bir eğitim programı sunuyor
Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu 2-13 Temmuz 2012 ve 16-27 Temmuz 2012 Temmuz 2011 tarihlerinde, ikişer haftalık 2 dönemden oluşuyor.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda 1. dönemin müfredatında; Mekatronik ve İnsansı Robotlar; Kuantum Mekanik ve Nano Bilim; Astrofizik ve Öte-Gezegenler; Arttrılmış Mekanik I; Girişimcilik ve Başarı; Toplum, Ekonomi ve Politika; Önümüzdeki Yüzyıllarda Küresel Ekonomi ve Çin; Modern Sanatın, 20. Yüzyıl Müziğinin ve Operanın Büyük Eserleri dersleri yer alıyor.

İkinci dönemde ise; Moleküler Biyoloji, Gen Mühendisliği ve Nano Tıp; Mekatronik, Uçan ve Yüzen Robotlar; Kuantum Mekanik ve Nano Bilim; Kozmoloji ve Evren; Arttrılmış Mekanik II; Yönetim Bilimleri ve Modern İpek Yolu: Strateji ve Performans; Bir Kentin Tarihi: Konstantinapolis/İstanbul; Küreselleşme, Küresel Adalet ve Türkiye; Batı Sanatının, Klasik Müziğin ve Tiyatronun Büyük Eserleri dersleri yer alıyor.

Her iki dönemde de Temel İngilizce ve Temel İspanyolca dersleri bulunuyor. Ayrıca, her iki dönemde de bulunan Üniversiteler ve Meslekler: Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak başlıklı derste farklı sektörlerden uzman isimler mesleklerini öğrencilere tanıtacaklar.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu bu yıl bir ilke daha imza atıyor
Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda bu yıl ilk defa Almanca ve İngilizce dersler de yer alıyor. Her iki dönemde de müfredatta olan Society, Culture, and Sectors dersi İngilizce, Gesselschaft, Kulturen und Sektoren dersi ise Almanca işlenecek. Yine her iki dönemde de bulunan Visual Communication, Composition, and Art / Visuelle Kommunikation, Gestaltung und Kunst dersi İngilizce verilirken, ders esnasında Almanca tercüme yapılacak.

Ders dışı etkinlikler
Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, gün içerisine yayılmış ders dışı etkinliklerle öğrencilere sportif, kültürel ve sosyal olanaklar sunuyor. Kültürel faaliyetler çerçevesinde, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Caz Festivali kapsamında Türkiye’ye gelen Colombia Jazz Band, 6 Temmuz Cuma akşamı, Sabancı Üniversitesi kampüsündeki Hangar Cafe’de Lise Yaz Okulu öğrencilerine konser verecek.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda sunulan ders dışı etkinlikler arasında; fitness, tenis, voleybol, basketbol, futbol, grup egzersizleri, dans, yaratıcı drama, münazara ve ritim atölyesi yer alıyor.

Abone ol