Ana içeriğe atla

Ölümünün 500. Yılında Sultan II. Bayezid: Kitaplar, Şairler, Sanatkârlar

Sakıp Sabancı Müzesi, Sultan II. Bayezid’ı ölümünün 500. yılında bir panelle anıyor.

26 Mayıs 2012, Cumartesi
Saat: 14.00 
Sakıp Sabancı Müzesi, Konferans Salonu

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Mübahat Kütükoğlu
Prof. Dr. Mustafa Çiçekler
Dr. Nenad Filipovic
Prof. Dr. Gülru Necipoğlu
Prof. Dr. Zeren Tanındı

II. Bayezid döneminden günümüze ulaşan azımsanmayacak sayıdaki sanatlı kitapların bazıları Osmanlı saray sanatının bu sultana ithaf edilmiş başyapıtlarıydı, bazıları ise çağdaş komşu sultanların kitap hazinelerinden gelen hediyelerdi.

Sultan II. Bayezid ile Mantova Markisi Francesco Gonzaga arasında dostane bağlar oluşmuş, zengin hediyeler taşıyan elçiler karşılıklı gidip gelmişti. Ünlü İtalyan ressam Leonardo da Vinci de II. Bayezid’a yazdığı mektupta Haliç ve Boğaz’da yüzer köprü yapmaktan söz ediyor, Sultan Bayezid ise da Vinci’yi mühendis ve mimar kimliğiyle Haliç üzerinde köprü yapmaya davet ediyordu.

Panelde, kitapların, şairlerin ve sanatkârların dostu Sultan II. Bayezid’ın devrinde Doğu ve Batı devletleri arasında kurulan politik ilişkiler, sultanın şair ve yazarları bolca ödüllendirerek destekleyişi, Osmanlı edebiyat, bilim ve sanatının zengin ürünler verdiği zengin bir kültür ortamına yaptığı katkılar konuşulacak. Ayrıca, Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonunda yer alan, şair Efsahî’nin Sultan Bayezid’i öven kasidelerini içeren, 1500 yılı civarında saray nakkaşhanesinde sultana sunulmak üzere hazırlandığı anlaşılan nadide eserin tıpkıbasımı tanıtılacak.

Sabancı Üniversitesi’nde 12. Bahar Şenliği: Yasemin Mori – Sertab Erener - Yeni Türkü

26 Mayıs Cumartesi günü yapılacak Sabancı Üniversitesi Bahar Şenliği’nde bu sene Yasemin Mori, Sertab Erener, Yeni Türkü sahne alacak. 

SU öğrencilerine ücretsiz olan şenliğin biletleri biletix'te.

26 Mayıs Cumartesi saat 13.00’da kapılarını açacak olan SUŞenlik ’12 alternatif sahnesiyle sizleri çeşitli üniversitelerden müzik gruplarıyla tanışmaya davet ediyor. Peogeot - Dumankaya ana sponsorluğunda gerçekleşecek şenlikte, gündüz programı boyunca ister arkadaşlarınızla çimlerde oturup müziğin tadını çıkaracak, isterseniz de rodeo, canlı langırt, sumo, gladyatör, go-kart, paintball ve daha birçok oyun ve etkinlik ile eğleneceksiniz.

Güneş batarken ana sahneden müzik yükselecek. Saat 19.30’da Amfi Tiyatro Konserleri Yasemin Mori ile başlayacak. Sesi kadar farklı tarzıyla da öne çıkan sanatçı, kısa zamanda dillere dolanan “N’olur N’olur N’olur?” ve “Aslında Bir Konu Var”  gibi şarkılarıyla izleyenleri bazen coşturacak, bazen de melankolik havalara büründürecek. Yasemin Mori sahneyi Sertab Erener’e devredecek. Sertab Erener, yıllardır içimize işlemiş şarkılarını bu kez SUŞenlik’te bizlerle seslendirecek. Şenlik coşkusu artarken istemesek de veda edeceğiz Sertab Erener’e. Ama sahneye Yeni Türkü çıktığında “Aşk Yeniden” diyeceğiz. 35 yıldır binlerce kişiyi büyüledikleri gibi o gece de bizi büyüleyecekler şarkılarıyla. Kol kola şarkılar söylerken nasıl geçtiğini anlayamadığımız saatlerin sonuna geldiğimizde Yeni Türkü bir kez daha bizi kendilerine hayran bırakarak ayrılacak sahneden. Konserlerin sonuna gelsek de eğlence bitmeyecek. Saat 00.00 olduğunda “Virgin Radio After Parti” başlayacak. Virgin Radio’nun usta DJ’leri gecenin finalini yapacak. Siz eğlenmekten yorulana dek SUŞenlik’te müzik durmayacak.

SUŞenlik ’12’ye hepiniz davetlisiniz!

Mezunlar SU'ya geri dönüyor! #sureunion12

Sabancı Üniversitesi "Reunion ve Mezunlar Buluşması" bu yıl 25-26 Mayıs 2012 Cuma, Cumartesi günlerinde gerçekleşecektir.

Program için tıklayın.

25 Mayıs Cuma akşamı, mezuniyetinin 10. ve 5. yılını geride bırakan 2002 ve 2007 mezunlarına özel olacaktır. Mezunlar, Üniversite içerisinde keyifli bir partide bir araya gelecektir. Tüm mezunlarımızın davetli olduğu "Mezunlar Buluşması" ise 26 Mayıs Cumartesi öğle saatinde başlayarak gece yarısına kadar çeşitli etkinliklerle devam edecektir.

Reunion 2012 ile ilgili tüm duygu ve düşüncelerinizi Twitter'da #sureunion12 tagi üzerinden paylaşabilirsiniz.

VİDEO

'Sabancı Altın Yaka Ödülleri'nde üniversitemize özel ödül

Sabancı Topluluğu şirket ve çalışanların başarılarını ödüllendirmek ve iyi uygulamaların karşılıklı paylaşılmasını teşvik etmek amacıyla üçüncü kez gerçekleştirilen Sabancı Altın Yaka Ödülleri bu yıl üniversitemizin de değerli katkıları ile sahiplerini buldu. Kazananlar, Sabancı Center’da düzenlenen törenle ödüllerini aldılar. Tören, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, CEO’su Zafer Kurtul, Topluluk yöneticileri ve çalışanlarının katılımıyla yapıldı. Sabancı Üniversitesi özel ödülünü üniversitemiz adına Rektörümüz Nihat Berker aldı. 

Yenilenen kategorileriyle daha da gelişen Sabancı Altın Yaka Ödülleri altı farklı kategoride sahiplerini buldu. Sabancı Altın Yaka Ödülleri’nde büyük ödül olan Değer Yaratan kategorisinde Teknosa birincilik alırken, Pazar Odaklılık’ta Brisa ödülün sahibi oldu. İnsana Yatırım’da ise Brisa ve Enerjisa birinciliği paylaştılar. Birey yada ekiplerin yarıştığı kategorilerde ise Verimlilik’te Çimsa, İnovasyon’da Kordsa Global, Sinerji’de ise bireysel alt kategoride Avivasa, kurumsal alt kategoride Kordsa Global ve Sasa ödüle layık görüldü. Törende, Sabancı Altın Yaka Ödülleri sürecine desteklerinden ötürü Akbank ve Sabancı Üniversitesi’ne de özel ödül verildi.

Törenin sunuculuğunu Cem Davran ve Ceylan Saner üstlendi. Ödül törenine Sabancı Topluluğu’nun çeşitli şirketlerinden yaklaşık 600 çalışan katıldı.

SU Bilişim Teknolojileri Yüksek Lisans Programı hakkında merak edilenler

Sabancı Üniversitesi, Bilişim Teknolojileri (BT) Yüksek Lisans Programı (Professional Masters' Degree in IT) sektöre nitelikli iş gücü kazandırma misyonu ile 2001 yılında çalışmalarına başlamış ve 2002 yılı Güz döneminde eğitime başlamıştır. Program, hızla değişen endüstri gereksinimlerine cevap vermek üzere katılımcılarına teknik altyapı, çözüm üretme yeteneği ve rekabet gücü, endüstriye ise bu becerilere sahip profesyoneller kazandırmayı hedefliyor.

SU Bilişim Teknolojileri Yüksek Lisans Programı hakkında merak edilen tüm detayları Sabancı Üniversitesi Bilişim Teknolojileri (BT) Yüksek Lisans Programı koordinatörü Hasan Sait Ölmez'e sorduk:

SU IT Yüksek Lisans Programı'nı ön plana çıkaran özelliği nedir?

Her geçen gün artan rekabet koşullarında özellikle bilişim alanında çalışan profesyonellere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor. BT Yüksek Lisans Programı, hızla değişen endüstri gereksinimlerine cevap vermek üzere katılımcılarına teknik altyapı, çözüm üretme yeteneği ve rekabet gücü, endüstriye ise bu becerilere sahip profesyoneller kazandırmak amacındadır. Müfredatı tamamen sektör ihtiyaçları göz önünde bulundurarak tasarlanmış olan program, eğitim aldıkları disiplin dışında Bilişim Teknolojileri alanında kariyer edinmek isteyen bireyleri ve Bilişim Teknolojilerinin belirli alanlarında uzmanlaşmak isteyen profesyonelleri hedef alıyor. Bu kapsamda SÜ IT Yüksek Lisans Programını ön plana çıkaran en önemli özellikleri şöle sıralayabilirim: Dersler tamamen endüstri ihtiyaçları ve endüstrideki trendlere göre belirlenmektedir. Eğitim programının tasarımında endüstri beklentileri ve yeni teknolojiler dikkate alınarak teorik bilgilerin uygulamalarla desteklendiği, laboratuar çalışmalarıyla zenginleştirildiği bir ders içerik ve formatı benimsenmektedir. Ayrıca derslerin tamamı hem eğitim hem de endüstri birikimi bulunan deneyimli uzman eğitmenler tarafından verilmektedir.

Dersler ve içerikleri hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

Program müfredatı oldukça geniş bir yelpazede, giriş seviyesinde derslerden başlayarak ileri seviyede derslere kadar yazılım mühendisliği alanında gereken altyapıyı katılımcıya kazandırmak üzere tasarlanmış bir yapı üzerine kurgulanmıştır. Linux işletim sistemlerinden bilgisayar ve iletişim ağlarına, veritabanından yazılım mimarisi ve yazılım geliştirmeye kadar birçok alanda derslerimiz bulunmaktadır. Ancak ağırlıklı olarak yazılım mühendisliği üzerine kurulu bir program olduğunu söyleyebilirim. Öğrencilerimize .NET teknolojilerinden ileri derecede Java'ya, nesne-tabanlı analiz ve tasarım, UML ve tasarım kalıplarından çevik proje yönetimi yöntemlerine, mobil uygulamalarda Android, iPhone ve Blackberry uygulama geliştirme alanlarına uzanan kapsamlı bir müfredat sunuyoruz. İlgilenen öğrencilerimiz derslerin ayrıntılı liste ve içeriklerini web sayfalarımızdan da inceleyebilirler.

Kimler başvuruda bulunabilir?
Programa katılmak isteyen adayların üniversitelerin 4 yıllık herhangi bir bölümünden mezun olmuş olmaları gerekiyor. Programa kabul için adaylarda BT alanında herhangi bir bilgi birikimi aranmamakla birlikte özellikle mülakatlar sırasında adayların bu programa gereken zaman ve emeği ayırıp ayıramayacaklarını doğru değerlendirmeye çalışıyoruz. Adayların programdaki başarısını artırmak üzere programdan beklentilerini anlamak ve kendilerinin buna nasıl katkıda bulunabileceklerini öğrenmek bizim için öğrenci kabul sürecinde önemli bir yer teşkil ediyor. Son 10 yılda programa kayıt yaptıran katılımcılarımızın %30’u “Bilgisayar ve Elektrik Mühendisliği” mezunlarından oluşuyor. Ancak programa Sosyal Bilimler ve işletme/Ekonomi gibi alanlardan gelerek eğitimlerini tamamladıktan sonra kurumsal yerlerde yazılım geliştirme uzmanı olarak çalışan mezunlarımız da bulunuyor. Web sayfalarımızda bu öğrencilerimizin başarı öykülerine geniş bir biçimde yer vermeye çalışıyoruz.

Sabancı Üniversitesi öğrencilerine özel avantajlar var mı?
Sabancı Üniversitesinin girişimcilik ve inovasyon konularına verdiği önemi öğrencilerimizin ve mezunlarımızın da bildiğini ve bu konuda inisiyatif kullanabildiklerini görüyorum. Bilişim teknolojilerinin inovasyon konusundaki kolaylaştırıcı özellikleri ve son yıllarda ortaya çıkan girişimcilik projelerinin önemli bir bölümündeki oransal payı dikkate alındığında öğrencilerimizin bu tür bir eğitimden alacakları faydayı kolaylıkla tespit edebileceklerini düşünüyorum. Ayrıca SÜ mezunlarımız yüksek lisans başvurusu yaptıklarında dil yeterlilik belgesinden de muaf tutuluyorlar.

Burs olanakları nelerdir?

Üniversitemizde Bilişim Teknolojileri alanında bir lisans programı bulunmadığı için bu program kapsamında eğitim alan öğrencilerimizi asistan olarak görevlendirme şansımız bulunmuyor. Programın eğitmenleri de ağırlıklı olarak akademik projeler yerine tamamen mesleki eğitim üzerine ve pratik uygulamalara odaklanmış olduğundan bu programın öğrencilerini burs olanaklarından yarararlandıramıyoruz. Bu tür 1 yıllık mesleki programlarda burs olanağı sağlanması çok alışılmış bir uygulama da değil zaten.

Daha fazla bilgi için: http://kcenter.sabanciuniv.edu

SUMAK ile Sevgi Evleri'ne gidiyoruz

Sabancı Üniversitesi Yemek Kulübü SUMAK, Sevgi Evleri etkinliği ile ikinci döneme devam ediyor. 20 Mayıs Pazar günü saat 10:30'da FMAN otoparkından kalkacak servislerle okulumaza çok yakın bir noktada olan Sevgi Evlerine gidip oradaki çocuklarla hamburger ve çikolata topları yapılacak.

Katılımınızı bildirmek ve daha fazla bilgi almak için zerdemir@sabanciuniv.edu ya mail atabilirsiniz.

MÜZİKUS'un 19 Mayıs çağrısı!

19 Mayıs'ta Sakıp Sabancı Müzesi'ne gelin, sanat ve müzikle dolu bir bayram günü geçirin.

11.45 Sabancı Universitesi YBF otoparkı'ndan SSM'ye shuttle kalkıcaktır

13.00-15.00 Sergi Ziyareti

                 Rembrandt ve Çağdaşları

                 Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu,

                 Tanzimattan Cumhuriyete Türk Resmi

14.30-15.30
Pizza Partisi

15.00-17.00 SU Müzikus Partisi (Sujazz ve Shuffle konseri)

Bilgi ve LCV: Melda Hamarat

meldahamarat@sabanciuniv.edu

Not: Havanın yağışlı olması durumunda etkinlik The Seed salonuna alınacaktır.

Girişler tüm öğrencilere ücretsizdir.

Sabancı MBA Yönetimde Eylem Projeleri yarıştı

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi MBA öğrencilerinin, öğrenimlerinin ikinci yılında, gerçek şirketler ve gerçek vakalarla gerçekleştirdikleri Yönetimde Eylem Projeleri (Company Action Projects – CAP) bu yıl ilk defa yarıştı.

Jürisi; McCann Erickson Türkiye eski CEO’su Pınar Kılıç, Pfizer eski Başkanı Ahmet Esen, Unilever Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur ve Sabancı MBA Program Direktörü Burçin Bozkaya’dan oluşan yarışma, 9 Mayıs 2012, Çarşamba günü, Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde düzenlendi.

Yarışmaya, 2, 3 veya 4 kişilik ekiplerden oluşan 8 takım katıldı. Yarışmada Aslı Ağca, Göktürk Ozan, Arif Uygar Duran ve Yiğit Can Tuğlu’dan oluşan Unilever ekibi En İyi Proje ödülünü aldı. Ekip, Unilever’in kişisel bakım ürünleri alanında, bölgesel farklılıkları, kanalların ihtiyaçlarını, masrafları ve kârı gözeterek geliştirdikleri doğrudan ve dolaylı dağıtım projesi ile ödüle layık görüldü. Mert Sevinç, Yasın Yalçınkaya, Gökhan Bıyık ve Ekin Akyiğit’ten oluşan BASF ekibi ise En İyi Sunum ödülünü aldı. Ekip, BASF için çizdikleri Değer Zinciri Haritası ile ödüle layık görüldü. Billur Kayador ve Semiha Kara’dan oluşan Pfizer ekibi En İyi Rapor ödülüne layık görüldü.  Ekip, Pfizer için yaptıkları, Libidor’u muadillerinden farklılaştırmak üzerine kurulu, tanıtım üzerine odaklanan pazarlama stratejisi ile ödüle layık görüldü.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nakiye Boyacıgiller, “MBA Yönetimde Eylem Projelerimizle üç grup kazanıyor. Öğrencilerimiz gerçek sirket deneyimi kazanırken, Yönetimde Eylem Projeleri’nde yer alan şirketler; önemli projelerinde çok değerli katkılar alıyorlar. Fakültemizde teori ile pratiği eğitimizde harmanladığımızı gösterebiliyoruz.  Böylelikle projeler ile kazan, kazan, kazan modelini uyguluyoruz!  Bu sene proje dersininin hocasıydım, böylelikle projeleri çok yakından takip edebildim. Tüm projelerin şirketlere gerçekten fayda sağladıklarını gördüm. Öğrencilerimiz çok iyi projeler çıkardılar.  Tüm kazananları kutlamakla birlikte, esasında tüm sınıfı kutlarım. Gerçekten iyi işler gerçekleştirdiler” dedi.

Sabancı MBA Program Direktörü Burçin Bozkaya “21 ay süreli özgün MBA programında, yönetim teorisi ve pratiğini bir araya getirerek gelecekte insan ve kurum yönetimi sorumluluğu üstelenecek mezunlarımızı yöneticiliğe giden zorlu yola en iyi şekilde hazırlayacak bir eğitim sunmayı amaçlıyoruz. Bunu, özenle hazırlanmış derslerimiz, beceri çalıştaylarımız, önde gelen şirketlerin yöneticileri ile tanışma ve onlardan öğrenme olanağı sunan çeşitli platformlarımız ve programımıza özgü Yönetimde Eylem Projeleri ile gerçekleştiriyoruz” dedi.

Sabancı Üniversitesi’nin Yönetimde Eylem Projeleri Direktörü Stephen Moroz, Yönetimde Eylem Projeleri ile ilgili olarak, “Yenilikçiliğe ve araştırmaya büyük önem veren  üniversitelerden biri olarak Sabancı Üniversitesi, sanayi ile kurduğu sıkı bağların öğrenciler ve şirketler için çok değerli bir kaynak olduğuna inanıyor. Sabancı Üniversitesi’nin sanayi ile gerçekleştirdiği yakın işbirlikleri ve eğitim felsefesi içinde ‘yaparken öğrenme’ye verdiği önem, üniversitenin tüm programlarında, ve özellikle de Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin MBA Programı’nın yapısında kendisini gösteriyor” dedi.

Yönetimde Eylem Projeleri (Company Action Projects – CAP)

Sabancı MBA programının ikinci yılında Yönetimde Eylem Projeleri (CAP) ön plana çıkmaktadır. CAP’in en önemli özelliği projelerin şirketlerin yürütmeyi arzu ettikleri gerçek ve en güncel projeler olmalarıdır. “Müşteri” kuruluşlar sadece Fakültemizin eğitim misyonuna katkıda bulunmak için değil, aynı zamanda öğrencilerimizin çalışmalarındaki gerçek değeri gördükleri için CAP'e katılmaktadırlar. Geçtiğimiz yıllarda, küçük ve orta ölçekli yerel işletmelerden, çok uluslu şirketlere kadar pek çok kuruluşla başarılı projeler yürütülmüş ve tamamlanmıştır. Deneyimlerimiz Yönetimde Eylem Projeleri’nin hem öğrencilerimiz hem de ortak kuruluşlar açısından çok faydalı olduğunu göstermiştir.

Sabancı MBA programı ve Yönetimde Eylem Projeleri hakkında daha fazla bilgi için: https://sbs.sabanciuniv.edu/tr 

Avrupa, Türkiye ve Akdeniz: Yeni İşbirliği Alanları, Güçlü İlişkiler

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) evsahipliğinde 14. Kronberg Konuşmaları kapsamında Avrupa, Türkiye ve Akdeniz: Yeni İşbirliği Alanları, Güçlü İlişkiler” forumu yapıldı.



Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle:
“Türkiye değişen dünyada anahtar ülkelerden biri. Değişim bir fırsat. Bunu akıllıca kullanmak bize kalmış“

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Bertelsmann Vakfı işbirliği ile “Avrupa, Türkiye ve Akdeniz: Yeni İşbirliği Alanları, Güçlü İlişkiler” başlıklı bir toplantı düzenlendi. 14. Kronberg Konuşmaları kapsamında düzenlenen toplantıya Almanya  Dışişleri Bakanı Dr. Guido Westerwelle de katıldı.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Türkiye’nin bölgesel ve küresel gelişmelerdeki etkin rolünü göz önünde bulundurarak, Bertelsmann Vakfı’nı 14. Kronberg Konuşmaları’nı İstanbul’da Sabancı Üniversitesi’nde düzenlemeye davet etti.  Arap dünyasındaki dönüşüm hareketlerinin ve Türkiye’nin bölgesel bir aktör olarak ortaya çıkışının ışığında yapılan 14. Kronberg Açık Forumu’nda sürdürülebilir kalkınma, toplumsal ve siyasal değişim, bölgesel işbirliği ve Avrupa-Türkiye ilişkilerinin geleceği gibi konular tartışıldı.

Bertelsmann Vakfı ve Sabancı Üniversitesi İPM işbirliği ile düzenlenen 14. Kronberg Konuşmaları’nda Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın mesajı  Rektör Nihat Berker tarafından okundu.



Güler Sabancı mesajında: “Bu özel buluşma İPM’nin küresel erişiminde önemli bir adımın simgesidir.  Sabancı Üniversitesi’nin entelektüel kaynaklarından beslenen bir düşünce kuruluşu olarak İPM, uluslararası işbirliğine her zaman önem vermiştir. Kronberg Konuşmaları’nın zamanlaması ve toplantının İstanbul’da yapılması da son derece yerindedir.  Avrupa’nın yakın çevresinde değişim rüzgarları esiyor.  Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki otoriter rejimler birbiri ardına çöküyor.  Ancak bu devrimlerin ardından gelen istikrarsızlık, bölgeye ve daha geniş çevreye ciddi bir tehdit oluşturuyor.  Uluslararası çevreler bu sorunların ciddiyetinin farkında olduğu için, Avrupa’yı ve Türkiye’yi kaynaklarını birleştirerek sürdürülebilir çözümler elde etmek için yollar ve yöntemler önermeye teşvik etmekte”dedi.
 
Bertelsmann Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gunter Thielen ise konuşmasında: “Akdeniz’in güneyi (Basra Körfezi)  dünyanın diğer bölgelerinde görülmeyen bir değişim geçiriyor. Pekçok ülkede ortaya istikrarsızlık da çıkabiliyor. Bu hareketlerin motor gücü olanlar ilerlemekte kararlı.  Tarihin bize gösterdiği şudur: kişilerin kendilerini dışlanmış hissetmesi ve çabalarının karşılık bulmamasından duydukları bıkkınlık karmaşaya neden olur. Akdeniz’in güneyinde insanların Kuzey’e (Avrupa’ya) göç etmek istediklerini görüyoruz. Ama Kuzey’e giden pekçok genç birkaç yıl sonra geri dönmek istiyor ve bu da yeni bir orta sınıf yaratıyor. Türkiye hala insan hakları konusunda sorunlar yaşasa da bölge için önemli bir örnek görevi görüyor. Bu da beraberinde bazı sorumluluklar getiriyor. Avrupa’da da Türkiye daha etkin bir oyuncu olarak saygı görüyor. Türkiye’yi Avrupa’da görmek isteyen Avrupalıların sayısı artıyor. Türkiye gittikçe daha çok eşit bir ortak olarak görülüyor. Arap Baharı sadece ilerleme getirmedi. Sahip oldukları imtiyazları kaybetmekten korkanlar var. Değişime şüpheci bakanlar var. Değişimi getiren güçler işte bu sebeple kendi çözümlerini üretmek istiyor. Biz de bu yeni çözümler için yeni yaklaşımlar bulmaya çalışacağız” dedi.

Almanya Dışişleri Bakanı Dr. Guido Westerwelle ise yaptığı konuşmada; “İstanbul dünya siyasetinin sıcak noktalarından biri. Türkiye parlayan bir dünya gücü haline geldi. Biz de şimdi eşitler arasında bir ortaklık için çaba gösteriyoruz. Türkiye değişen dünyada anahtar ülkelerden biri.

İkili ilişkilerimiz tarihi olarak yakın. Hükümetler arası Stratejik diyaloğu geliştirmeliyiz.

Avrupa birliği ölçeğinde baktığımızda, Türkiye ile yeni bir dinamizm yakalamak için çalışmalıyız. Katılım müzakerelerin sonucunu kimse öngöremez ama Avrupa adil bir teklif sunmalı. Müzakerelerdeki ilerleme Ankara'nın gösterdiği çabanın sonucuna bağlı olmalı, bazı ülkelerin iç politika hesaplarına değil. Uzun zamandır kısır bir döngü etrafında dönüyoruz. François Hollande'ın Almanya ziyareti bu donmuş durumu aşmamız için bir fırsat sunuyor. Bu fırsat penceresini bir kez daha kaçırmamalıyız.

Sizin "borç krizi" dediğiniz duruma ben "güven krizi" diyeceğim. Bu sadece Euro bölgesi ve AB ile sınırlı bir kriz değil. Almanya Avrupa Birliği'ne derinden bağlı. AB bizim için ortak para bölgesinden ibaret değil. AB bizim küreselleşme döneminde hayat güvencemiz.

Entegrasyon devam etmeli. Bu yüzden tasarrufla beraber büyüme vurgusu da yapıyoruz.

Dün akşam mevkidaşım Ahmet Davutoğlu ile yaptığım görüşme sonrasında hukukun üstünlüğü girişiminin ortak bir girişim olduğunu söyleyebiliriz. Dış politikada daha yoğun bir alışverişe girmeliyiz, ilişkilerin potansiyelini sonuna kadar kullanmıyoruz.

 Türkiye ile işbirliği yapmak Avrupa'nın çıkarına. Bölge ülkelerin AB'nin Türkiye'ye nasıl davrandığını izliyor. İsrail ve Türkiye'yi ikili ilişkileri düzeltmeleri için teşvik ediyoruz, bu bölgede bir işbirliği modeli olabilir.

Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara yaptığı yardımları takdir ediyoruz. Baskıcı rejimler hiçbir yerde kalmamalı, tabii Suriye'de de. Değişim bir fırsat. Bunu akıllıca kullanmak bize kalmış” dedi.

Kronberg Konuşmaları nedir?

Dünyanın en büyük medya kuruluşlarından biri olan Bertelsmann Grubu’na ait Bertelsmann Vakfı tarafından 1995 yılından beri gerçekleştirilen “Kronberg Konuşmaları”, Avrupa- Ortadoğu İlişkileri konusunda Avrupa’nın en önemli konferansı olarak biliniyor.  Son üç yıldır Kronberg Konuşmaları Ortadoğu, Avrupa ve ABD’den uzmanları Avrupa’nın komşularında buluşturuyor. Toplantı 2011’de Fas’ın başkenti Rabat’ta. 2010 yılında da Suudi Arabistan’da Riyad’da yapıldı.

Kronberg Konuşmaları’nın amacı üst düzey siyaset yapıcıları, iş dünyası liderlerini, mali uzmanları, gazetecileri ve akademisyenleri bir araya getirerek, Ortadoğu ve Avrupa’yı etkileyen sorunlara stratejik yanıtlar geliştirmek şeklinde özetlenebilir. 

Toplantıda Türkiye, Avrupa ve diğer Akdeniz ülkelerinden çok sayıda devlet adamı, parlamenter, diplomat, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum temsilcisi bir araya geldi.

Elektronik Mühendisliği öğrencilerimizin başarısı

Elektronik Mühendisliği, Doktora öğrencilerimiz ve aynı zamanda Sabancı Üniversitesi, Sinyal Okuma Entegre Devreleri Tasarım Grubu üyeleri Ömer Ceylan, Hüseyin Kayahan ve Melik Yazıcı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Tekno Girişim Sermayesi
kazanmışlardır.


İki aşamalı değerlendirme süreci bulunan bu ödül için, 1700 proje yarışmış olup,
kabul edilen 296 proje içerisinde, öğrencilerimiz başvuru alanlarında (Elektrik Mühendisliği)
birinci ve bütün alanlarda altıncı olarak sıralanmışlardır. 

Abone ol