Ana içeriğe atla

VACD-MA programından Serkan Taycan Full Art Prize yarı finalisti seçildi

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Görsel Sanatlar ve Görsel iletişim tasarımı yüksek lisans öğrencisi Serkan Taycan, Türkiye’nin ilk güncel sanat ödülü FULL Art Prize’da, yarı finale kalarak ödül için aday gösterildi.

300‘e yakın sanatçının başvurduğu, 25 bin TL’nin birinciliği kazanan isme verileceği ödül, 3 Ekim’de, sergi açılısında yapılacak ödül töreni ile açıklanacak. Ödül jürisi; gazeteci ve AICA üyesi, eleştirmen, ArtUnlimited Kültür Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Evrim Altuğ, sanatçı Gülsün Karamustafa, SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun, İKSV İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur ve AR Şirketler Grubu CEO’su Hüseyin Arslan’dan oluşuyor.

Jüri oylamasıyla belirlenen 13 yarı finalistin eserleri ayrıca, web sitesi üzerinden halk oylamasına sunularak, halk tarafından seçilen sanatçıya da, 5 bin TL destek ödülü verilecek.
Full Art Prize, demokratik ve şeffaf bir başvuru süreci sonunda, bağımsız ve her yıl değişecek jüri üyeleri tarafından seçilen sanatçıların her birinin, geleceğin sanatına değer katan kimseler olmalarını hedefliyor.

2012 Full Art Prize yarı finalist sanatçıları: Alper Aydın, Aslı Çavuşoğlu, Burak Delier, Elmas Deniz, Işıl Eğrikavuk, Özgür Erkök,Mehmet Fahracı, Zeren Göktan, Borga Kantürk,Tayfun Serttaş,Serkan Taycan, Cengiz Tekin, Gözde Türkkan.

http://www.fullartprize.org/

http://serkantaycan.com/

SUŞenlik'12'den unutulmaz anlar

Sabancı Üniversitesi 12. Bahar Şenliği Cumartesi günü gündüz çim alanda gerçekleşen aktivitelerin ardından gece yarısına kadar devam eden konserlerle son buldu. Yasemin Mori, Sertab Erener ve Yeni Türkü Sabancı'da müzik şöleni yaşandı.

SUŞenlik 12 fotoğrafları için tıklayınız.

İğne Deliği Fotoğrafçılığı Sergisi

İğne Deliği Fotoğrafçılığı Sergisi Toplumsal Duyarlılık Projeleri desteğiyle Sabancı Üniversitesi’nde 25 -31 Mayıs tarihleri arasında Üniversite Merkezi’nde açıldı, Hepinizi bekliyoruz!



Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Birimi, insan hakları projelerinin bir parçası olan mülteci projeleri kapsamında , bu yıl mülteci gençleri “iğne deliği fotoğrafçılık” tekniğiyle buluşturarak onların zihninde farklı ufuklar açıyor. Bu tekniği kazandırmaya çalışırken aslında ne pahalı malzemelerden ne uzak mesafelerden ne de uygulaması zaman ve mekan isteyen öğelerden fırsat yaratmaya çalışıyor kendi çalışmalarına. Uygulaması basit ve bir o kadar da eğlenceli olan yaratıcı ve diğer tekniklere nazaran daha ekonomik fotoğrafçılığı mültecilere sunuyor. Bunu yaparken de ihtiyaçları olan tek şey; bir grup istekli genç, günışığı, iğne deliği, fotoğraf kağıdı ve biraz da tutkal...

Umudun ışığı

İğne deliğindan baktığınızda neler görebilirsiniz? Minicik bir karınca, ağaç, çicek, kuş böcek, devasa bir konak?Hangi boyutlardaki nesneleri çıplak gözle görebilmeniz mümkün ki bu minicik iğne deliğinin arkasından?Tamam, ya bu iğne deliğinin dört tarafı sıkı sıkıya kapalı içi kapkara bir kutunun üstünde, 20 saniye gördüğü ışıkla yaratacağı olası görüntüleri zihninizde canlandırsanız? Mesela bir fotoğraf karesi gibi... Bu hayali olası kılmak nasıl mümkün diye sorarsanız, size iğne deliği fotoğrafçılığının gizemlerini keşfedin, göreceksiniz derdim çünkü; minik iğne deliğinden sızan bir ışık huzmesi fotoğraf kağıdının üstüne düşürdüğü görüntülerle ancak bu kadar anlaşılır ve görülebilir kılar ışığın yeryüzündeki gücünü ve önemini. Nelere önderlik eder, hayatı nasıl biçimlendirir,  gözünüzle görme fırsatı yakalarsınız iğne deliği fotoğrafçılığında... Milyonluk merceklerin, teknoloji harikası makinaların; ışığın umudu karşısında nasıl işlevsiz kaldığını anlarsınız plastik el yapımı makinaların yarattığı harikaları görünce… Sonra bu kişisel çabaların insana nasıl hayat verdiğine, insanın kendi elleriyle yaptığı ürünün emeğinden aldığı keyifle nasıl hayata sarıldığına tanık olursunuz çünkü Işık; fotoğraf için nasıl zaruri bir ihtiyaçsa, insan hayatı ve umudu  için de bir o kadar gerekli ve hayatidir.

Bu anlayıştan yola çıkarak Toplumsa Duyarlılık Projeleri, fotoğrafçılığın ışığını mültecilerle buluşturarak, onların her gün yurt penceresinden gördüğü, hatta bazen on dakika daha fazla uyumak için yorganlarıyla yüzlerini kapadıkları güneş ışığını hobiye dönüştürmeyi amaçladı ve mülteci gençlerle iğne deliği fotoğrafçılığını ortaya koydu.

Peki ya teknik?

İğne deliği fotoğraf tekniği bir anlamda en ilkel fotoğrafçılık tekniği diye nitelendirilebilir.  Makineleri yapmak için belki de kullanılacak en teknik alet tutkal, makas ve fotoğraf kağıdıdır. Malzemelerinin ucuz ve kolay temin edilebilir cinsten olması bu sanatı çok da sınıf ayrımına maruz kalmayan bir sanat haline getirmiştir. Bu yüzden iğne deliği fotoğrafçılığı hiçbir sınıfa ait değildir. Makas, tutkal, siyah karton, iğne, alüminyum folyo ve dört tarafı kapalı olacak şekilde konserve kutusu bir el yapımı fotoğraf makinası için gerekli malzemelerdir.

Önce konserve kutusunun içine siyah karton yerleştirilir. Bunun amacı içerde oluşacak olası yansımaları önlemektir. Daha sonra karanlık odada kutunun içine açacağımız deliğin karşısına gelecek şekilde fotoğraf kağıdını yerleştiririz ve iğneyle kutunun üstüne bir delik açarız. Fotoğrafı çekeceğimiz zamana kadar filmi korumak için de deliğin üstünü kutunun dışından alüminyum folyoyla kapatırız. Fotoğrafı çekerken titremeyi en aza indirgemek için kutuyu üçayak üstüne koyarak sabitleriz. Fotoğrafını çekmek istediğimiz yeri belirleyip makinayı sabitledikten sonra alüminyum folyoyu kaldırıp, kutunun içindeki fotoğraf kağıdının on beş-yirmi saniye ışığı görmesini sağlarız ve daha sonra alüminyum folyoyla tekrar ışığın içeri girmesini engelleriz. Bu şekilde fotoğraf çekme işlemi tamamlanmış olur. Son olarak, fotoğraf kağıdını banyo edip görüntüyü ortaya çıkarmak kalır. İlk elde edilen görüntüler, fotoğrafların negatif halidir. Daha sonra fotoğraf üstünde oynanılarak istenilen renkler elde edilebilir.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri; Çocuk, yaşlı ve engelli projelerinin yanı sıra insan hakları alanında da projeler yürütmektedir. İnsanlar haklarının farkındalığını arttırmak ve hakların daha küçük yaşlardan itibaren öğrenilmesini sağlamak amacı ile çocuklarla birlikte yürüttüğü çalışmaların yanı sıra mültecilerle de 8 senedir çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Mülteci projesi gönüllüleri her hafta proje liderleri önderliğinde Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezi’ne giderek mülteci gençlerle buluşmaktadırlar. Onları sosyal hayata teşvik edici aktivitelerle ve farklı hobiler kazandırmaya yönelik çalışmalarla orada geçirilen zamanı en verimli hale getirmeye çalışmaktadırlar.
Bu dönem, mülteci projeleri kapsamında, çok daha farklı bir yol izlendi, mülteci gençler için çok farklı bir çalışma programı için bir araya gelindi. İğne deliği fotoğrafçılığı bütün çalışmaların odağı oldu. Hem Toplumsal Duyarlılık Projeleri gönüllüleri hem de mülteci gençler için yeni bir uğraş halini aldı.

Işığın Umuda Yansıması

Kasım ayında Sabancı Üniversitesi gönüllü öğrencileri iğne deliği fotoğrafçılığıyla tanıştırıldı. İğne deliği fotoğraçısı Nuri Gürdil ve proje süpervizörleri önderliğinde bu sanatın basamakları tek tek çıkmaya başlandı. Her gönüllü önce iğne deliği fotoğraf makinası nasıl yapılır? onu öğrendi. Karanlık odaya girip film nasıl banyo ettirilir, elimize güzel bir fotoğraf karesi olarak gelmeden önce film hangi evrelerden geçer, bütün bu süreç nasıl işler? Öğrencilerin bu süreçleri öğrenmeleri sağlandı.
Ekip olarak her şey hazırlandığında sıra mültecilerle tanışma faslına gelmişti. Önce gençlik merkezine gidip gençlerle tanıştılar. Onların kimler olduklarını, nerelerden geldiklerini, nerede yaşadıklarını görme fırsatına sahip oldular. Merkezdeki mülteciler, yaşları on üç ila on sekiz arasında değişen; Afganistan, Sudan gibi politik, sosyal ve ekonomik olarak iç ve dış karışıklıkları uzun yıllardır devam eden Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden gelen çocuk ve gençlerden oluşuyordu. Aslında onlar savaşın göbeğinden kaçarak kurtulmuş, başka topraklarda tutunmaya çalışan,  şanslılık dereceleri göreceli olarak değişen, devletlerin hukuku nezdinde bir grup yasal olmayan çocuktan oluşuyorlardı.

Toplumsal Duyarlılık Projeleri , mülteci gençlerle bu projeyi yaparak onlara haftada bir gün değişik vakit geçirmenin yanı sıra kalıcı bir hobi kazandırmayı da hedefledi. Bu, ucuz kırtasiye malzemeleriyle yapılan ama sonunda elde edilen keyfin, parayla satın alınamayacağı türden bir çalışmaydı. Özellikle de mülteci gençler için... Üretmek ve ürettiklerinin karşılığını almak bu dört duvar arasında yaşayan çocuklar için gerçekten de tekdüze hayata karşı atılan bir adım gibiydi.
Merkezde fotoğraf konusu kısıtlı olduğu için mülteciler ilk haftalarda mültecilerin arzusu üzerine Sabancı Üniversitesine getirilerek projeleri üniversitede gerçekleştirmeye başladılar. Önce hep beraber birer iğne deliği fotoğraf makinası yaptılar. Kampüsün içinde en ilginç kareyi yakalamaya çalıştılar. Ağaçlar, binalar, binaların içleri, sokak ışıkları... Kulağa çok sıradan da gelseler aslında bu sıradan yapıların her biri iğne deliğinden süzülerek fotoğraf kağıdına yansıyacak ve sıradan olmayan görüntüler oluşturacaktı. Projenin fotoğraf çekim kısmı bittikten sonra, sürecin en heyecan verici kısmı geldi... Acaba fotoğraflar nasıl bir hal alacaklardı? Hayal ettiklerini o kağıtta bulabilecekler miydi? Bunu öğrenmenin tek yolu karanlık odada filmler banyo ettirildikten sonra ortaya çıkacaktı.  Sabancı Üniversitesi Fotoğrafçılık Kulübü’nün karanlık odasında gerçekleşti bu ilk heyecan. Karanlık oda deneyimi belki de en nefes kesici olanıydı. Fotoğrafın üstündeki görüntünün saniye saniye belirdiğini görmek, umutları kısıtlı birer yabancı olarak yaşadıkları bu topraklarda umutların saniye saniye, karanlıklar içinde oluşmaya, şekillenmeye ve görünmeye başladığının kanıtı olsa gerekti. İşte bu yüzden belki de fotoğrafların banyo ettirilmesi onlar için bu kadar büyüleyiciydi. Filmler banyo ettirildikten sonra, ellerinde kendi çektikleri fotoğraflar vardı. Bu heyecanlı deneyimin hemen ardından, mülteci gençlerin yaşadığı merkezde de bir karanlık oda kurulması için kollar sıvandı.
Önce bunun için uygun bir oda seçildi. Ardından pencereler ve duvarlar siyaha boyandı. Siyah bir perdeyle odaya ışık girmesi tamamen önlendi. Odamız artık tamamen karanlığa gömülmüştü. Fotoğrafların tab edileceği kaplar ve solüsyonları da temin ettikten sonra artık karanlık oda tüm merkezin kullanımına açılmıştı.

Artık Kadıköy’de, Yeldeğirmeni’nde, gittikleri her yerde fotoğraflar çekebilecek ve onları kendi karanlık odalarında basabileceklerdi. Bu da yepyeni bir heyecan oldu onlar için. Spor ve çeşitli sanat aktivitelerin yanı sıra mültecilerin yeni hobisi fotoğrafın da yaşam alanlarının bir parçası oldu. Mültecilerin bir sabah bile olsa yeni bir amaçla uyanması bizler için bu projenin en önemli amacı.

Bitmeyen yolculuk

Bakıldığında küçük bir odadan ibaret olacak olan bu karanlık odası, mülteci gençlere çok daha geniş açılı bir hayatın kapısını açmanın fırsatını tanıyacak. İlk sergilerini ise Toplumsal Duyarlılık Projeleri desteğiyle Sabancı Üniversitesi’nde 25 -31 Mayıs tarihleri arasında Üniversite Merkezi’nde açtılar.

Kim bilir? Belki bu şansla fotoğrafın günışığı mülteciler için de birer umut ışığına dönüşüverir günün birinde.

Öğrencimiz Murat Mustafa Tunç'un Başarısı

MDBF/Üretim Sistemleri lisans 3. sınıf öğrencimiz Murat Mustafa Tunç, Singapur’un ulusal bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu olan A*Star’ın SIMTECH grubuna yaz stajı için kabul edildi. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 100’den fazla başvuru arasından seçilen 3 öğrenciden biri olan öğrencimiz, ayrıca bu kuruma Türkiye’den kabul alan ilk lisans öğrencisi oldu.

Müzikus'da da aktif çalışmaları olan Murat Mustafa Tunç’un aynı zamanda 2012 yılında konferans ve kitaplara kabul edilmiş üç bilimsel yayını da mevcuttur.



Murat Mustafa Tunç’un Kabul Edilmiş Yayınları:

Ertek, G., Tunç, M.M., Kurtaraner, E., Kebude, D., 2012, 'Insights into the Efficiencies of On-Shore Wind Turbines: A Data-Centric Analysis', Accepted for INISTA 2012 Conference. July 2-4, 2012, Trabzon, Turkey. (indexed in IEEE Electronic Library)

Ertek, G., Tunç, M.M., 2012, ‘Re-Mining Association Mining Results through Visualization, Data Envelopment Analysis, and Decision Trees’, Accepted for Computational Intelligence Applications in Industrial Engineering, Ed: C. Kahraman, Springer.

Ertek, G., Erdogan, A., Patoglu, V., Tunç, M.M., Citak, C., Vanli, T., 2012, ‘Encapsulating And Representing The Knowledge On The Evolution Of An Engineering System’, Accepted for ASME IDETC/CIE 2012.

İnovasyon mu? İmitasyon mu?

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’nden (EDU) tartışma yaratacak bir konferans daha: İnovasyon mu? İmitasyon mu?

Yeni bir kavram İMOVASYON
Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU), 28 Mayıs 2012 Pazartesi günü, Sabancı Center’da işletme yönetiminde güncel tartışma konusu olan karşıtlıkları gündeme taşıyan Exclusive Line konferans dizisinin ikincisini düzenleyecek. Konferansın konuk konuşmacısı, uzun yıllar Çin’de kazandığı deneyimlerinin ürünü olan son kitabı COPYCATS ile iş yönetimi stratejilerine bir yenisini ekleyen Prof. Oded Shenkar olacak.  Prof. Shenkar konuşmasında, Çin örneğinden yola çıkarak, başarılı iş stratejilerinin şifrelerini paylaşacak.

Sabancı Universitesi EDU Exclusive Line Konferansları dizisinin ikincisi olan konferans, Türkiye ekonomisinin 2023 vizyonunu destekleyecek içerikte Türk şirketlerinin uluslararasılaşmasında önemli bir değer sunma misyonunu taşıyor. Konferans Sabancı Universitesi EDU’nun gelişim programı olan Business Beyond Borders etkinliği olarak düzenlenen “İnovasyon mu? İmitasyon mu? Yeni bir yaklaşım IMOVASYON” başlığını taşıyor. Konferans, şirketlere sınır ötesi ticarette rekabetçi yeni bir yaklaşım, yeni bir iş modeli kazandırarak, Türkiye’nin uluslararasılaşmada ikinci bir Çin örneği yaratması için yol haritası oluşturmaya odaklanıyor.

Sabancı Universitesi EDU Exclusive Line Konferansı II’nin ilk bölümünde Prof. Oded Shenkar’ın sunuşu paylaşılacak. İkinci bölümde ise aktif bir tartışma platformunun olacağı, moderatörlüğünü Doç. Dr. Oğuz Babüroğlu’nun yapacağı panel oturumu gerçekleşecek.

“İmovasyon’da Türkiye’nin Başarı Hikayeleri” isimli ilk panelde,  A101 CEO’su Erhan Bostan, Pegasus Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Sertaç Haybat ve Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Teknosa Genel Müdürü Mehmet T.Nane panelist olarak katılacaklar. Konferansın ‘’ IMOVASYON Türkiye için Yeni Bir İş Modeli mi? adlı ikinci panelinde ise kamudan, T.C Bilim,Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü- Anıl Yılmaz, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Genel Müdürü- Ahmet Kesik ve T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı- Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı – Mustafa Akmaz’ın katılımı olacak.

Fikir liderliğini Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi, ARAMA Danışmanlık Kurucu Direktörü  Doç Dr. Oguz Babüroğlu’nun yürüttüğü EDU Exclusive Line II konferansında Türk iş dünyasının liderlerinin yanı sıra kamu sektörünün üst düzey bürokratları bir araya gelecek.
Konferansta sizi aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

Program:
Tarih: 28 Mayıs 2012, Pazartesi
Saat: 09:00 –09:20  - Kayıt
09:30- 17:30 - Konferans
Yer: Sabancı Center Sadıka Ana Konferans Salonları, 4. Levent-İstanbul

Down sendromlu çocuk ve gençlerle dans

Sabancı Üniversitesi Dans Kulübü (SUdans) öğrencileri down sendromlu çocuklar ve gençlerle dans ediyor.

SUdance 23 Mayıs çarşamba günü down sendromlu çocuklarla birlikte zaman geçirmek ve dans etmek için Yalova Melekler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'ne gidiyor. Tuzla Belediyesi İyilik Şampiyonası ekibiyle birlikte düzenlenen ve çocuklara küçük bir dans workshop'u yapılacak proje SUdance için çok farklı bir deneyim.

Down sendromlu çocuklar  zeka seviyeleri düşük olmasına rağmen gerekli eğitimleri aldıkları sürece normal birey olarak hayatlarını sürdürebilmektedirler. Ayrıca ritme karşı aşırı duyarlılıkları sayesinde, bu alanda da kendilerini geliştirebilmektedirler. SUdance down sendromlu çocuklara basit ritimleri olan salsa’yı kolaylıkla öğretebileceğimize inanıyor. Projenin devamlılık göstereceğini belirten SUdance Sabancı Üniversitesi’nden gelecek bir grup dansçının belirli periyotlarla rehabilitasyon merkezlerine giderek çocuklara kısa dans dersleri vermek hedefleniyor.

Estetik Cimnastikteki başarımız

9. Türkiye KOÇ FEST Cimnastik Şampiyonası'nda Estetik Cimnastik branşında okulumuzu temsil eden takımımız şampiyonayı Türkiye 3. sü olarak tamamladı. Kızlarımızı göstermiş oldukları başarı ve emeklerinden dolayı tebrik ediyoruz.

Doktora ve master öğrencilerimizden oluşan takım çalıştırıcıları:
Merve Senem Avaz (Doktora Öğrencisi)
Bahar Burcu (Master Öğrencisi)

Takım kadrosu şu isimlerden oluşuyor:
Ece Kaya, Irem Ozenc, Ceyla Deniz Buke, Ezgi Konya, Gorkem Yalcintan, Nilufer Oya Utkan

Çocukların objektifinden Çevre Fotoğrafları Sergisi

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri “İnsan Neyi Korur? –Çevre Projesi” olarak, “İnsan sevdiği şeyi koruyorsa, o zaman korunmasını istediklerimizi çocuklara sevdirelim ve hep birlikte koruyalım” diyerek 2009 yılında yola çıktı.



Bu kapsamda, Sabancı Üniversitesi öğrencileri;  3 yıldan bu yana çocuklara doğayı sevdirerek, onları doğanın içindeki rollerini almaya davet etti. 

2011-2012 yılında ise, Sabancı Üniversitesi’nden gelen 12 kişilik gönüllü ekibi,  Sultanbeyli ilçesindeki Akşemsettin İlköğretim Okulu’nda öğrenim gören 4. sınıf öğrencilerine çevre bilinçlendirme üzerine eğitimler, etkinlikler ve oyunlar tasarladı. Çocukların çevrelerine daha dikkatli bakmalarını, sorgulamalarını sağlamaya çalıştılar.  Çocuklara fotoğraf çekmeyi öğreterek çevrelerindeki problemlerin farkına varmalarını sağladılar. Çocuklar hayatlarını geçirdikleri semt olan Sultanbeyli’de kendilerini rahatsız eden çevre sorunlarını sorguladı ve fotoğrafladılar. Düzensizlik, hava kirliliği, su kirliliği, çarpık kentleşme gibi birçok farklı konu vardı dikkatlerini çeken.

Ardından Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde kentin tüm karmaşasının arasında, evlerinin çok da yakınında bir cennet olduğunu gördüler. Hayallerindeki bahçenin içinde bitkilerle ilgili eğitim aldılar ve bahçede hayran kaldıklarını fotoğrafladılar. Yakın çevrelerini de böylesine güzelleştirmek için yollar aradılar.



Proje süresinde sadece çocuklar değil, üniversite öğrencileri de yepyeni dünyalarla tanıştı. Yıl boyunca gösterilen emeğin sonucunda gurur duydukları bir sergi gerçekleştiriyorlar.
23 Mayıs – 3 Haziran tarihleri arasında Sultanbeyli’deki Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde gezilebilecek.

Sultanbeyli ilçesindeki tüm ilköğretim okulu öğrencilerinin ve velilerin davet edildiği sergi açılışına proje süresince yaşadıkları her anın videolarından oluşan film gösterimi de renk katacak. Hemen ardından çocuklar, çevreye karşı duydukları sevgilerini anlatmak için yazdıkları şarkılarını seslendirecekler.



"Dünya şu an şalteri indirse yenilenebilir enerji ile devam edemeyiz"

Elektronik Mühendisliği 4. sınıf öğrencimiz Görkem Türk, NTV'de haftasonu canlı olarak yayınlanan '19 Mayıs Coşkusu' programına katıldı. Görkem programda enerji ve çevre konularındaki çalışmalarından, kampüsteki kulüp faaliyetlerinden bahsetti. Dünyanın enerji durumunu yorumladı.

Videoyu izleyebilirsiniz

Abone ol