Sabancı Üniversitesi’ne Özbekistan ve Polonya ile işbirliği projeleri desteği

Sabancı Üniversitesi’ne Özbekistan ve Polonya ile işbirliği projeleri desteği

Sabancı Üniversitesi Araştırmacı ve Öğretim Üyelerinin projeleri TÜBİTAK İkili İşbirliği Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. TÜBİTAK’ın Özbekistan ve Polonya ile ikili işbirlikleri sonucunda Sabancı Üniversitesi’nden iki proje desteklenecek.

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Gökhan Göğüş'ün projesi  TÜBİTAK Özbekistan Cumhuriyeti Yenilikçi Kalkınma Bakanlığı (MID Uzbekistan) ile İkili İşbirliği kapsamında desteklenmeye hak kazandı.

Gökhan Göğüş’ün "Monge-Ampere Denklemi ve Çoklu Altharmonik Ekstrem Fonksiyonlar" başlıklı projesinde potansiyel teorideki yeni gelişmelerle en uç fonksiyonların Monge-Ampère denklemi ile ilişkisi ve bunların kompleks dinamik sistemlerde uygulamaları araştırılacak.

MDBF Araştırmacılarından Ömer Ceylan'ın yürütücü, MDBF Öğretim Üyesi Yaşar Gürbüz’ün araştırmacı olduğu proje ise TÜBİTAK ile Polonya Ulusal Araştırma ve Geliştirme Merkezi (NCBR) İkili İşbirliği Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı.

Ömer Ceylan’ın yürütücülüğündeki, "Development of Plasmon-enhanced HOT MIR Photodetectors" başlıklı proje kızılötesi sensörler konusunda bilinen VIGO firması ile birlikte gerçekleştirilecek.

Söz konusu bu projede amaç III-V tipi yüksek sıcaklıklarda çalışan (HOT-High Operation Temperature) kızılötesi sensörlerin performanslarının plazmonik etki oluşturacak malzeme ve geometri kombinasyonu ile artırılması şeklinde ifade ediliyor. Literatürde HOT kızılötesi sensörlerin performanslarının yüksek termal gürültü sebebiyle kısıtlı olduğu biliniyor. Bu termal gürültünün sebebinin yüksek kuantum verimliliğe ulaşmak için kullanılan ve gelen kızılötesi ışımayı elektriksel akıma çeviren III-V tipi yariletkenlerden oluşan kalın emici tabaka olduğu belirtiliyor. Projede kullanılacak 2DSHA (2D subwavelength hole array) plazmonik yapısı ile kızılötesi ışıma yüzey ile yarıiletken malzeme arayüzüne hapsedilecek / yoğunlaştırılacak, bu sayede yüksek kuantum verimlilik için kalın emici tabaka kullanılmasına gerek kalmayacağı ifade ediliyor. Kullanılan bu metodla gürültünün düşürülmesi ve HOT kızılötesi sensör performansının teorik limitlere yaklaşması hedefleniyor.

Projede 2DSHA plazmonik yapısının tasarlanması, üretilmesi ve karakterize edilmesi yarıiletken dedektör tasarım ve modelleme tecrübesine ve bilgi birikimine sahip Sabancı Üniversitesi Mikroelektronik Araştırma Grubu (SÜMER- http://sumer.sabanciuniv.edu) tarafından gerçekleştirilecek. SÜMER grubu aynı zamanda VIGO tarafından üretimi yapılacak olan III-V tipi kızılötesi sensörün tasarımına, modellenmesine ve 2DSHA plazmonik yapı ile entegrasyonuna da katkı verecek. 

Araştırmacı ve Öğretim Üyelerimizi kutluyoruz.

“Yaşayan Kütüphane”ye katılan Sabancı Üniversitesi öğrencileri izlenimlerini anlattı

“Yaşayan Kütüphane”ye katılan Sabancı Üniversitesi öğrencileri izlenimlerini anlattı

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri (TDP) ve Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Psikoloji Programı işbirliği ile düzenlenen, uluslararası bir organizasyon olan "Yaşayan Kütüphane" etkinliği yapıldı. Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin katıldığı ve yılda bir düzenlenen etkinlik bu yıl 9. kez yapıldı. 

Yaşayan Kütüphane’de (Human Library) normal kütüphanelerde olduğu üzere, okuyucular, kütüphane görevlileri, kitaplar ve kitap katalogları yer alıyor. Bu kütüphanenin diğerlerinden tek farkı, Yaşayan Kütüphane’deki kitapların sizin bizim gibi insanlar olmaları ve okuma eylemi olarak okuyucularıyla kişisel bir diyaloğa girmeleri. Çıkış noktası “Kitabı kapağına göre yargılama!” olan bu kütüphanenin kitapları, önyargılar ve kalıplaşmış yargılarla karşı karşıya kalan, çoğu kez ayrımcılık ve sosyal dışlanma mağduru olan grupların temsilcileri olmaları. 

Yaşayan Kütüphane (Human Library) toplumumuzdaki farklılıklara adanmış, kâr amacı gütmeyen gönüllüler tarafından düzenlenen uluslararası bir projedir. Kütüphanenin amacı farklı sosyal gruplardan insanlar arasında yapıcı bir diyalog kurulmasına yardımcı olmaktır. Rahat, güvenli bir ortamda kurulan bu diyalog ayrımcılığın temelini oluşturan kalıplaşmış yargıların giderilmesine zemin olur.  

Yaşayan Kütüphane’ye katılan Sabancı Üniversitesi SSBF Psikoloji Programı 2. sınıf Öğrencisi Ece Demirbolat izlenimlerini anlattı: “Sabancı Üniversitesi’nde yılın en sevdiğim zamanları Human Library (Yaşayan Kütüphane) zamanları. Her sene çok keyif alarak katıldığım gibi severek de organizasyon ekibinin bir parçası oluyorum. Human Library’i ilk duyduğumda burada okunacak kitapların insanlar olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmış ve heyecanlanmıştım. Etkinliğin ana temasının “Kitabı kapağına göre yargılama!” olduğunu görünce iyice merak etmiştim. Okuduğumuz insanların kalıplaşmış önyargılar sebebiyle sosyal dışlanmaya maruz kalanlar olduklarını duyduğumda ise heyecanım yerini kafamda oluşan sorulara bırakmıştı. Sıra yerini bu soruların cevaplarını bulmaya bıraktığında ise karşılaştığım iletişim beni çok etkiledi. Zaman zaman benim de farkında olarak ya da olmayarak yaşadığım ve karşı tarafa yaşattığım bu önyargıların aslında ne kadar asılsız olduğunu öğrenmeme sebep olduğu gibi empati yapma şansı sundu bana. Toplum tarafından tabu olarak görülen şeyleri özgürce, samimi bir şekilde konuşma şansı tanıdığı için ve en önemlisi kendi yaşadığım fanusun dışında da neler olduğunu anlamamı sağladığı için Human Library benim için çok özel bir etkinlik.” 

Yaşayan Kütüphane’ye katılan bir diğer Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi (YBF) 2. sınıf Öğrencisi Hilal Kakışım ise izlenimlerini şöyle anlattı: “Zaman zaman hepimiz bilinçli bir şekilde ya da farkına bile varmadan birbirimize karşı önyargılar geliştiriyoruz. Önyargıyla yaklaştığımız kişilerle bireysel bir sohbet etme fırsatını yakaladığımızda ise çoğunlukla yaptığımız varsayımların ne kadar yersiz ve anlamsız olduğunu fark ederiz. Ben de önyargılarımızın ne kadar anlamsız olduğunu kendime tekrar hatırlatmak ve organizasyonel kısımda etkinliğe destek vermek için  bu sene etkinlikte görev almak istedim.  

Yalnızca okuyucular için değil kitaplar için de kendilerini ifade edebildikleri hoşgörü ve saygıyla karşılandıkları bir platform olması yönüyle çok değerli bir etkinlik. Aynı zamanda günlük hayatta tanışma fırsatını belki de hiç elde edemeyeceğimiz kitapları okuma fırsatının da çok kıymetli olduğu kanaatindeyim. Daha huzurlu ve uyum içinde yaşayan toplumlar olmanın yolunun birbirimizi anlamaktan ve hoşgörüyle yaklaşmaktan geçtiğini düşünüyorum. Bu etkinlikle birlikte de tam olarak bunları sağlıyoruz. Her sene çeşitli kitaplarıyla ve yüzlerce okuyucusuyla gerçekleşen bu etkinliğin içinde yer almış olmaktan çok mutluyum.” 

Yaşayan Kütüphane’ye katılan bir diğer Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Malzeme Bilimi Programı 2. sınıf Öğrencisi Yiğit Karataş da izlenimlerni anlattı: “Yaşayan Kütüphane her insanın tartışmasız hayatında en az bir kere dahil olması gereken bir tecrübe. Daha dün gibi hatırlıyorum, üniversitede ilk yıllarımda Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) koridorlarındaki kargaşa dikkatimi çekmişti. Konsepti duyduğum gibi şok oldum ve kişi başı verilen iki kitap biletimi kaparak bu maceraya dahil oldum. O günden beri de hayatımda her yıl düzenli dahil olduğum ve TDP ailesiyle organizasyonel tarafına geçtiğim bu çalışmada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. 

İnsan iletişiminin belki de en saf halini yaşıyorsunuz. Karşınızdaki insan bildiğiniz tonla yanlış bilgi veya peşin hükme karşı büyük bir cesaret göstererek oturuyor ve ilk dakikalarında kitabın kapağı açıldığı andan itibaren her saniye farklı bir deneyim farklı bir duygu hissediliyor. Sorun, her soru hoşgörü çerçevesinde bile toplumdaki bilinçsizliğimizi ve önyargılarımızı göz önünde bulundurunca fazlasıyla radikal kalıyor. Gerçekten iyi ki bu üniversitedeyim, iyi ki böylesi bir empati ve hoşgörü ortamında geçiyor ömrüm dediğim en özel anlardandır Yaşayan Kütüphane.”

"Post-Korona Dünya: Devlet-Ekonomi-Demokrasi"

"Post-Korona Dünya: Devlet-Ekonomi-Demokrasi"

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, koronavirüs salgını sebebiyle bu süreçte karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için başlattığı “Salgın ve Toplum” webinar serisi devam ediyor. 

29 Aralık Salı saat 15.00'te yapılacak webinar toplantısının bu bölümünün başlığı "Post-Korona Dünya: Devlet-Ekonomi-Demokrasi". Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Fuat Keyman’ın yapacağı bu bölümün konuşmacıları, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Öğretim Üyesi ve İPM Kıdemli Uzmanı Ersin Kalaycıoğlu, Universidad Carlos III de Madrid’den Işık Özel ile City, University of London’dan Mustafa Kutlay’dan oluşuyor. 

Salgın ve Toplum webinarına bekliyoruz. 

29 Aralık Salı 15:00 

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 2001 yılından bu yana küreselleşmenin çoklu krizlerinin tartışılması amacıyla iklim değişikliğinden kutuplaşmaya, göçten çatışma çözümüne, demokratikleşmeden transatlantik ilişkilere kadar birçok alandaki soru ve sorunları ele almak amacıyla nitelikli ve kanıta dayalı araştırmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar ışığında akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sağlamak, topluma ve karar alıcılara sağlam politika önerileri sunmak için bağımsız çalışmalar yürütüyor. 

Etkinlik Kayıt Linki: https://event.webinarjam.com/register/136/9vprkaop

 

 

Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülleri 11. Kez Sahiplerini Buldu

Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülleri 11. Kez Sahiplerini Buldu

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender), 11. kez Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü Konferans ve Ödül Töreni’ne ev sahipliği yaptı. Bu yıl, Biray Anıl Birer, Şeyma Gümüş ve Burcu Hatipoğlu’nun makaleleri ödüle değer bulundu.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi‘nin (SU Gender) 2009 yılında hayatını kaybeden akademisyen ve aktivist Dicle Koğacıoğlu anısına düzenlediği “Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülleri” 26 Aralık’ta çevrimiçi (online) yapılan konferansta açıklandı. Bu yıl Biray Anıl Birer, Şeyma Gümüş ve Burcu Hatipoğlu’nun makalelerini ödüle layık gördü.

Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü; Mor Sertifika, Cins Adımlar, Dönüştürücü Aktivizm, Cinsiyet Eşitliği gibi programlarıyla 10 yıldır Türkiye‘de toplumsal cinsiyet alanında farkındalık yaratmak için çalışan SU Gender tarafından Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin desteğiyle 2010 yılından bu yana veriliyor. Ödüller, Türkiye toplumu ve kültürü üzerine toplumsal cinsiyet odaklı araştırmaları desteklemeyi ve genç araştırmacıları teşvik etmeyi amaçlıyor.

Konferansın açılışında konuşan SU Gender Direktörü Hülya Adak, “Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü ve Konferansı bizi bu yıl 11. kez bir araya getirdi“ diyerek şunları söyledi: “Dicle, 2005 yılında Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’ne öğretim üyesi olarak katıldı ve Kültürel Çalışmalar lisans ve yüksek lisans programlarının ve toplumsal cinsiyet çalışmalarının gelişmesi sürecinde önemli katkılarda bulundu. Aynı zamanda üniversiteler de dahil olmak üzere, hayatın her alanında yaşanan eşitsizliklere ve adaletsizliğe dikkat çeken çalışmalar yürüttü. Türkiye’de hukuk sosyolojisi alanının gelişmesine ve toplumsal cinsiyetin bu alandaki öneminin fark edilmesine sayısız yayın ve araştırmalarla katkıda bulundu. SU Gender olarak, Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü ile çok değerli bir arkadaşımızı anarken, toplumsal cinsiyet alanında çalışmalar yürüten genç araştırmacıları desteklediğimiz için mutluyuz. Bu sene antropoloji, edebiyat ve tarih alanında toplumsal cinsiyet ve kesişimsellik üzerine yaptıkları araştırmalarla ödül alan araştırmacıları tebrik ediyor, bu makalelerin seçilmesinde bize destek olmak için Dicle Koğacıoğlu Ödülü Seçici Kurulu’nda yer alan Evren Savcı, Etienne Charriere, Seda Kalem, Demek Lüküslü ve Aslı İkizoğlu'na da ayrıca teşekkürlerimizi sunmak istiyorum.

Dicle Koğacıoğlu Ödül Töreni iki ayrı ödül törenini geliştirme konusunda bizlere ilham verdi. 2017 yılından bu yana doktora ve doktora sonrası araştırma projelerini desteklemek amacıyla ayrıca Şirin Tekeli Araştırma Ödülü ve Konferansını düzenliyoruz. Gelecek sene itibariyle, Sabancı Vakfı desteğiyle üçüncü ödül programına başlıyoruz. 2021 yılından itibaren toplumsal cinsiyet üzerine eğitimlerini tamamlayan Mor Sertifikalı lise öğretmenlerine kendi okullarında ve illerinde yürüttükleri cinsiyet eşitliği konusundaki emsal çalışmaları üzerinden İyi Örnekler Ödülü vereceğiz.”

Toplantının açılışına katılan Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Meltem Müftüler Baç ise Dicle Koğacıoğlu’nun özellikle sosyoloji derslerinin hukukla olan kısmına farklılıklar getirdiğini, Hukuk ve Toplum derslerini açtığını belirterek, “Dicle’nin kadına şiddet konusunda yazdığı makaleler hala bizim en büyük referans noktamız olmayı sürdürüyor, eksikliğini hala hissediyoruz” dedi.

Açılışın özel konuğu Dicle Koğacıoğlu’nun annesi Nevzat Süer Sezgin de, “Sabancı Üniversitesi’nin Dicle adına verdiği ödülün amacına ulaştığını görmek bizlere çok iyi geliyor. Su Gender’ın ilkelerini benimsememek mümkün değil. Bütün üniversitelerde görmeyi arzu ettiğimiz ancak ne yazık ki göremediğimiz Cins Adımlar, Mor Sertifika, ödüller, uluslararası konferanslar, forumlar, eğitimler, dönüştürücü aktivizm programlarıyla SU Gender ve Sabancı Üniversitesi fark yaratmaya devam ediyor” dedi.

Dicle Koğacıoğlu’nun eski öğrencilerinin de konuşmalarıyla yer aldığı açılış sohbetinin ardından kolaylaştırıcılığını Aslı İkizoğlu’nun yaptığı bir panel düzenlendi. Bu yıl ödül kazanan isimlerin araştırmalarını paylaştığı panelde, Biray Anıl Birer, “Kadınların Modernleşme Deneyimlerinden Fragmanlar: Bir Maden Kenti Değirmisaz”; Burcu Hatipoğlu, “Taşra Sıkıntısı ve Taşrayı Sevmek: Kütahya'daki Somalili Mülteci Kadınlar Örneği”;  Begüm Üstün, “Erken Cumhuriyet Dönemi Kadın Cinayetlerinin İstanbul Gazetelerine Yansıma Biçimleri (1923-1945)” ve  Şeyma Gümüş, “Tecavüzcü Ötekiler, Ötekileştirilen Kadınlar: Ömer Seyfettin’in Hikayelerinde Cinsel Şiddet ve Kadın Bedeni” başlıklı çalışmalarıyla yer aldı.

MAKALE ÖDÜLLERİ:

  • Birinci:

Biray Anıl Birer, “Kadınların Modernleşme Deneyimlerinden Fragmanlar: Bir Maden Kenti Değirmisaz”

  • İkinci:

Şeyma Gümüş, “Tecavüzcü Ötekiler, Ötekileştirilen Kadınlar: Ömer Seyfettin’in Hikayelerinde Cinsel Şiddet ve Kadın Bedeni”

  • Üçüncü:

Burcu Hatipoğlu, “Taşra Sıkıntısı ve Taşrayı Sevmek: Kütahya'daki Somalili Mülteci Kadınlar Örneği”

  • Sunum (Teşekkür)

Begüm Üstün, “Erken Cumhuriyet Dönemi Kadın Cinayetlerinin İstanbul Gazetelerine Yansıma Biçimleri (1923-1945)

SU Gender'ın Dicle Koğacıoğlu için hazırladığı filme ve geçen yıl hazırlanan kitaba aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

https://gazetesu.sabanciuniv.edu/toplum-ve-bilim/turkiyede-cinsiyet-kulturleri-dicle-kogacioglu-kitabi 

https://www.youtube.com/watch?v=R6cwLUQBVIY&t=1514s

 

Dicle Koğacıoğlu Hakkında:

https://sugender.sabanciuniv.edu/tr/dicle-kogacioglu-makale

Dicle Koğacıoğlu 1972 yılında İzmir’de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden mezuniyetinin ardından doktora çalışmalarına Stony Brook Üniversitesi’nde (SUNY Stony Brook) sosyoloji ve kadın çalışmaları alanlarında devam etti. 1997-98 yıllarında "Anayasa Hukuku ve Müslüman Orta Doğu'da Siyasal Kurumların Modernizasyonu" başlıklı uluslararası projede araştırma görevlisi olarak çalıştı. Aynı yıl İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) "Türkiye'de Düşünce Özgürlüğü " projesinde danışman ve çevirmen olarak yer aldı. 1999'da Boğaziçi Üniversitesi'ne döndü ve Sosyoloji bölümünde öğretim görevlisi olarak bulundu. Marmara depremi sonrası İzmit Doğukışla Rehabilitasyon Merkezi'nde Kadının İnsan Hakları Projesi'nin travma yaşamış çocuklara yönelik çalışmasında proje koordinatörlüğü yaptı. Aynı dönemde, Müslüman Toplumlarda Kadın ve Cinsellik kitabının editör yardımcılığını yürüttü. 2002-2004 yılları arasında Columbia Üniversitesi ve Brown Üniversitesi Pembroke Kadın Araştırmaları Merkezi’nde doktora sonrası araştırmalarına devam etti. 2005 yılında Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.Kültürel Çalışmalar lisans ve yükseklisans programlarının ve toplumsal cinsiyet çalışmalarının geliştirilmesine önemli katkılarda bulundu. Aynı zamanda Tuzla tersanelerinde yaşanan ölümlere, taşeron sisteminin üniversite dahil hayatın her alanında yarattığı sorunlara, ve her alanda yaşanan eşitsizliklere ve adaletsizliğe dikkat çeken çalışmalar yürüttü.

Türkiye’de hukuk sosyolojisi alanının gelişmesine ve toplumsal cinsiyetin bu alandaki öneminin fark edilmesine önemli katkılarda bulunan Dicle Koğacıoğlu’nun doktora tezi "Türkiye'de Vatandaşlık Bağlamı: Uygulamalar ve Anlamlar" Ortadoğu Ödülleri'ne  ve Lübnan Politika Çalışmaları Merkezi'nin  Ortadoğu Araştırma Yarışması Ödülü'ne hak kazandı. Namus cinayetleri üzerine hukuk ve devletin belirleyici rollerinin altını çizen makaleleri hem uluslararası akademik çalışmalarda hem de Türkiye’de yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor. Koğacıoğlu, 2009 yılında aramızdan ayrıldığında, adalete erişim süreçleri üzerine bir alan araştırması yürütüyor, aynı zamanda 12 Eylül darbesinin hukukçular tarafından nasıl algılandığını ve anlatıldığını inceliyordu.

 

Yönetim Bilimleri Fakültesi Avrupa’nın En İyi İşletme Okulları Sıralamasında Yükseliyor

Yönetim Bilimleri Fakültesi Avrupa’nın En İyi İşletme Okulları Sıralamasında Yükseliyor

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi, Financial Times (FT) tarafından hazırlanan Avrupa İşletme Okulları Sıralaması’nda (Financial Times European Business School Rankings 2020) geçtiğimiz yıla göre 6 basamak birden yükselerek 63. sırada yer aldı.  Sabancı Executive MBA programı ise 46.sıradaki yeriyle Avrupa’nın en iyi ilk 50 Executive MBA programları arasındaki yerini korudu.

FT Avrupa İşletme Okulları 2020 sıralamasında, MBA, Executive MBA, Yönetim Yüksek Lisans (MiM) ve iki sertifika programı olmak üzere beş ana programın performansına bakılıyor.

Financial Times, İşletme Okulları sıralamasında hem okul hem de program düzeyinde dünyanın lider sıralama kuruluşu olarak kabul ediliyor. İşletme Okulları’nın bu sıralamada yer alabilmesi için AACSB veya EQUIS akreditasyonuna sahip olması gerekiyor. Sabancı Yönetim Bilimleri Fakültesi, FT Avrupa’nın En İyi İşletme Okulları sıralamasında değerlendirilen kriterlerden Yönetici Geliştirme Programları sıralaması, Uluslararası Öğretim üyeleri yüzdesi ve tamamı doktora ünvanına sahip öğretim üyelerindeki performansı ile yükselişine devam etmektedir.  

FT Avrupa’nın En İyi İşletme Okulları Sıralaması’nın tamamı için http://rankings.ft.com/businessschoolrankings/european-business-school-rankings-2020

IICEC Energy Market Newsletter - 17

IICEC Energy Market Newsletter - 17

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), IICEC Energy Market Newsletter'ının onyedinci sayısını yayınladı. 

IICEC Energy Market Newsletterını okumak için lütfen tıklayın.

Dost musun düşman mısın yoksa aşık mısın bir anlasak

Dost musun düşman mısın yoksa aşık mısın bir anlasak

Sabancı Üniversitesi Bireysel ve Akademik Gelişim Merkezi (BAGEM) tarafından düzenlenen Bu Aralar Aklıma Takılanlar webinar serisi, 28 Aralık 2020 Pazartesi günü saat 20:00'da Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Programı Öğretim Üyesi Gül Günaydın tarafından "Dost musun düşman mısın yoksa aşık mısın bir anlasak” konusunda gerçekleşecek.

Moderatörlüğünü BAGEM Direktörü Alpay Filiztekin'in yapacağı webinara katılmak için lütfen tıklayın


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Atlı Köşk’te Caz Konseri

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Atlı Köşk’te Caz Konseri

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) “Atlı Köşk’te Caz Konseri” adı altında bir konsere ev sahipliği yapacak.

Çağıl Kaya Trio’nun sahne alacağı Atlı Köşk'te Caz Konseri 28 Aralık Pazartesi günü saat 19.00’da TRT2’de, 29 Aralık Salı günü saat 20.30’da ise SSM youtube kanalında izlenebilecek.

Zor geçen bir yıl sonrasında bir anlamda pandeminin en ön saflarında yer alan sağlık çalışanlarına, hizmet sektörünün emekçilerine, her şart altında öğretmeye devam eden öğretmenlere, sanatseverlere, kültür sanat aktörlerine, üreten ve paylaşan herkese teşekkür anlamı da taşıyan “Atlı Köşk’te Caz Konseri” 28 Aralık Pazartesi akşamı saat 19.00’da Türkiye’nin kültür sanat kanalı TRT2’de, 29 Aralık Salı günü saat 20.30’da ise  müzenin youtube kanalından yayınlanacak. 

Konserde, vokalde Çağıl Kaya, saksafonda Tamer Temel, gitarda Eylül Biçer’in yer aldığı  Çağıl Kaya Trio; caz müziğinin sevilen eserlerinden ve kendi bestelerinden oluşan bir repertuvarla izleyenlerle birlikte olacak. 

28 Aralık Pazartesi saat 19:00’da TRT2’de

29 Aralık Salı saat 20:30’da SSM Youtube kanalında 

Çağıl Kaya Trio

Çağıl Kaya (Vokal), Tamer Temel (Saksafon), Eylül Biçer (Gitar) 

Ankara doğumlu Çağıl Kaya, üniversite yıllarında TRT İzmir Korosu ile sayısız konser verdi. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde müzikoloji okuyan Kaya, yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi’nde yaptı. Bu dönemde profesyonel müzik hayatına başlayan sanatçı, İstanbul Caz Festivali, ODTÜ Caz Günleri, Ege Üniversitesi Kampüste Caz Günleri, Lefkoşa Caz Festivali gibi sayısız festivalin konuğu oldu. “Çağıl Kaya Band”, “Bir Şeyler Eksik” ve “Çağıl Kaya & Moda String Trio” projelerini yürüttü. 

İlk albümü “Bir Parça Ay Biraz Kuş”,  2014 yılında yayınlandı. 2017’de yaşadığı şehirlerin, çalıştığı müzisyenlerin ona kattıklarını, çeşitliliği, kaosu ve düşlerini birleştirdiği “Şimdilik Her Şey Yolunda” adlı ikinci albümünü çıkartan Kaya, en son 2020’de 30. Akbank Caz Festivali  özel albümünde yer aldı. 

Çağıl Kaya, sahnede teatral ögeler ve şaşırtıcı ses doğaçlamaları aracılığıyla, dinleyiciyi anlattığı hikayelerin içine çekiyor.

Öğretim üyelerimiz ile mezunumuzun makalesi 2020'nin en çok okunan 5 makalesi arasında

Öğretim üyelerimiz ile mezunumuzun makalesi 2020'nin en çok okunan 5 makalesi arasında

Sabancı Üniversitesi Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı (BAVLAB) Direktörleri Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Selim Balcısoy ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burçin Bozkaya ile Yönetim Bilimleri 2018 Doktora mezunumuz Mohsen Bahrami tarafından hazırlanan ve Big Data dergisinde yayınlanan makale 2020 yılının en çok okunan 5 makalesi arasına girdi.  

Mohsen Bahrami, Selim Balcısoy, Burçin Bozkaya

Big Data, veriyi toplama, analiz etme, yayma konularındaki zorluklar ve fırsatları ele alan sektörün öncü hakemli dergisidir.

Öğretim Üyelerimizin ve mezunumuzun ‘Using Behavioral Analytics to Predict Customer Invoice Payment’ başlıklı makalesine bu linkten erişebilirsiniz.

"COVID-19 ve Aşılar: Beklentiler ve Gerçekler"

"COVID-19 ve Aşılar: Beklentiler ve Gerçekler"

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, koronavirüs salgını sebebiyle bu süreçte karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için başlattığı “Salgın ve Toplum” webinar serisi devam ediyor. 

26 Aralık Cumartesi saat 19.00'da yapılacak özel webinar toplantısının başlığı "COVID-19 ve Aşılar: Beklentiler ve Gerçekler". Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Fuat Keyman’ın yapacağı bu bölümün konuşmacıları, Işıl Arıcan, Selim Badur ve Yağız Üresin’den oluşuyor. 

Salgın ve Toplum özel yayın webinarına bekliyoruz.

26 Aralık Cumartesi 19:00 

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 2001 yılından bu yana küreselleşmenin çoklu krizlerinin tartışılması amacıyla iklim değişikliğinden kutuplaşmaya, göçten çatışma çözümüne, demokratikleşmeden transatlantik ilişkilere kadar birçok alandaki soru ve sorunları ele almak amacıyla nitelikli ve kanıta dayalı araştırmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar ışığında akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sağlamak, topluma ve karar alıcılara sağlam politika önerileri sunmak için bağımsız çalışmalar yürütüyor. 

Etkinlik Kayıt Linki: https://event.webinarjam.com/register/135/3v8m9azv 

Abone ol