Öğretim Üyelerimizin projesine TÜBİTAK 1001 desteği

Öğretim Üyelerimizin projesine TÜBİTAK 1001 desteği

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Araştırmacısı Ömer Ceylan’ın yürütücüsü olduğu proje, TÜBİTAK 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

ÖznurTaştan_ÖmerCeylan_ErdinçÖztürk

“Nesnelerin İnterneti Uygulamaları için Gerilim, Sıcaklık ve Üretimsel Sapmaları Dikkate Alarak Yüksek Enerji Verimliliği ve Çıkarım Doğruluğuna Sahip Derin Öğrenme Ağları Geliştirilmesi” başlığını taşıyan proje kapsamında MDBF Öğretim Üyeleri Erdinç Öztürk ve Öznur Taştan araştırmacı olarak görev alacak. Projenin danışmanlığını Stony Brook University’den Emre Salman yapıyor.

Projenin hedefleri hakkında bilgi veren Ömer Ceylan şunları söyledi: Projenin hedefi enerji verimliliği yüksek IoT uygulamaları için derin öğrenme ağlarını hızlı bir şekilde analiz etmek ve geliştirmek için öncelikli olarak gerilim, sıcaklık ve üretimsel sapmaları (PVT variations) dikkate alan olasılıksal zamanlama hata modeli (timing error probability model) geliştirmek, ve daha sonra bu hata modelini kullanarak derin öğrenme ağlarını en üstten en aşağıya seviyeye (ağ seviyesi, mimari seviye, devre seviyesi ve hatta niceleme (quantization) seviyesi) oldukça fazla zaman alan simülasyonlar yapmaksızın tasarlamayı mümkün kılan bir platform oluşturmaktır. Geliştirilecek olan bu platform kullanılarak ilk olarak 64x64 dizi formatında, daha sonra 256x256 dizi formatında çarpma-toplama (MAC) ünitesinden oluşan iki adet prototip tümleşik devre 65 nm CMOS teknolojisi kullanılarak ürettirilecek ve geliştirilen platformun yetenekleri bu tümleşik devreler üzerinde doğrulanacaktır. Dolayısıyla projenin amacı besleme geriliminin düşürüldüğü durumda besleme gerilimi, sıcaklık ve üretimden kaynaklanan sapmaları dikkate alarak çıkarım doğruluğunu (inference accuracy) düşürmeksizin (en fazla %2’lik düşüş olacak şekilde) enerji verimliliği yüksek derin öğrenme ağları için donanım geliştirme platformu oluşturmak ve bunu yaparken de literatürdeki örneklerin aksine oldukça uzun zaman gerektiren simülasyonlar kullanmadan kendi geliştirdiğimiz istatistiksel zamanlama hata modelleri kullanarak hızlı (geleneksel kapı seviyesi simülasyonlara göre 100X daha hızlı) bir şekilde yapmaktır. Geliştirilecek olan platform uygulanan diğer tekniklere alternatif değil, onlarla beraber kullanılabilecek ve diğer tekniklerin (kullanılacak derin öğrenme ağının, kullanılan veri tipinin, veri bit genişliğinin, derin öğrenme ağında kaç tabaka (layer) kullanılacağı gibi farklı parametrelerin) birlikte hızlı bir şekilde değerlendirilebilmesine olanak sağlayacak katmanlar arası optimizasyon platformu olacaktır.  Proje kapsamında yapılacak olan çalışmalar PVT sapmalarının tümünü dikkate alarak en yüksek doğrulukta zamanlama hata modeli kullanarak yüksek çıkarım doğruluğuna düşük enerji tüketerek ulaşabilmesi ve bunu hızlı bir şekilde yapabilmesi ile literatürde önemli bir eksikliği kapatacaktır.

Projenin önemine de değinen Ömer Ceylan şu şekilde konuştu: Yapay zeka her geçen gün farklı uygulama alanları bulmakta ve önemini artırmaktadır. Sağlık sektöründe teşhis yapmakta, insansız hava araçlarında, otomobillerde kullanılmakta, endüstriyel otomasyon sistemlerinde, çağrı merkezlerinde ve daha birçok yerde kullanılmaktadır. Bununla beraber nesnelerin interneti (IoT) uygulamaları da her geçen gün uygulama alanlarını artırmakta, çeşitli sensörlerle merkezden uzak konumlarda veriler toplanabilmekte, uygulamasına göre bu veriler ya yerinde işlenerek hemen aksiyon alınmakta veya buluta gönderilip oradan işlenerek aksiyon alınabilmektedir. IoT uygulamalarının etkinliğini artırmak için birçok IoT uygulamasında makine öğrenmesi ve derin öğrenme gibi yapay zeka unsurları kullanılmaktadır. Mobil, giyilebilir ve IoT gibi yerinde hesaplama (edge computing) ve işleme yapan cihazlara derin öğrenme metodunun entegre edilmesi son yıllarda ilgi çekmektedir. Derin öğrenme (deep learning) özellikle tanıma ve örüntü eşleme uygulamalarında sıkça kullanılan metodlardan biri olarak son yıllarda öne çıkmaktadır. Bu şekilde yapay zekanın sunduğu olanaklar merkezden uzak konumlarda da kullanılabilmekte ve yapay zekanın kullanım alanları artmaktadır. Bazı uygulamalarda en kısa sürede doğru kararların alınması, verinin hemen işlenmesi ve işlem sonucuna göre hareket edilmesi gerekmektedir. Bu tür uygulamalarda verinin bir merkeze gönderilmesi, orada işlenmesi ve geri iletilmesi için gereken zamandan daha kısa bir sürede işlemlerin tamamlanması gerekmektedir. Nesnelerin interneti uygulamalarında gecikmenin azaltılması dışında yerinde/uçta algılama ve karar verme ihtiyacının sebepleri arasında bant genişliğinin düşürülmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve güvenlik de bulunmaktadır. IoT uygulamalarının birçoğu aynı zamanda sürekli bir enerji kaynağından yoksun, hatta bazı durumlarda kendi enerjisini kendi üretmesi gereken cihazlardır ve dolayısıyla enerji bakımından verimli olmak zorundadırlar. Bu sebeple günümüzde çokça uygulama alanı olan derin öğrenme ağlarının (deep neural networks (DNN)) IoT cihazlarında kullanılabilmesi için enerji verimliliği büyük önem arz etmektedir.

Enerji verimliliği yüksek aynı zamanda performansı yüksek, hızlı çalışabilen ve çıkarım doğruluğu yüksek DNN donanımları geliştirebilmek için katmanlar arası (cross-layer) bir yaklaşım gerekmektedir. Bu katmanlar devre seviyesinden başlamakta olup, bir üst seviyede devre mimarisi ve daha sonra derin öğrenme ağının tasarımına seviyesine çıkmaktadır. Bu katmanları birbirinden bağımsız bir şekilde tasarlamak, geliştirmek mümkün değildir. Tüm katmanlar birbirleriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. Dolayısıyla birbiri içine geçmiş bu katmanların hepsini dikkate alan ve hızlı bir şekilde sonuç veren bir platformun geliştirilmesi gerekmektedir. Bu iş de mevcut kapı seviyesi sayısal devre simülasyonları kullanıldığı durumda oldukça yüksek sayıda parametrenin bir arada optimize edilmesi gerektiğinden dolayı çok uzun bir süre almaktadır ve pratikte mümkün değildir. Dolayısıyla bu süreci hızlandıracak bir simülasyon altyapısı kurmak, buna uygun bir model kullanmak gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak bu proje kapsamında katmanlar arası hızlı simülasyonu mümkün kılacak olasılıksal zamanlama hatası tahmin modeli geliştirilecektir. Bu model PVT sapmalarını dikkate alarak zamanlama hatalarını doğru bir şekilde bulmaktadır. Daha sonra bulunan bu zamanlama hataları derin öğrenme ağına hata olarak verilip, derin öğrenme ağının bu durumda nasıl çalışacağına, çıkarım doğruluğunun nasıl etkilendiğine bakılacaktır. Buradan elde edilen bilgilerle de düzeltilmesi gereken hatalar düzeltilecek, derin öğrenme ağının toleranslı olacağı hatalar ise düzeltilmeyecektir. Bu şekilde çalışacak bir platform sayesinde derin öğrenme ağlarının katmanlar arası bir yaklaşımla hızlı bir şekilde geliştirilmesi sağlanacaktır. Geliştirilen bu platform besleme geriliminin azaltıldığı durumda PVT sapmalarını dikkate alarak doğruluğu yüksek zamanlama modelleri kullanan ve buna göre derin öğrenme ağının farklı katmanları için farklı besleme gerilimleri kullanabilen bir yaklaşımla IoT cihazlarda kullanılmak üzere derin öğrenme ağı donanımı geliştirilmesi için kullanılacaktır.

Sanayi Odaklı Projeler ENS 491 ile şirket ortamını öğrenebiliyorsunuz

Sanayi Odaklı Projeler ENS 491 ile şirket ortamını öğrenebiliyorsunuz

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği Programı Mezunu Hasan Ijaz, Sanayi Odaklı Projeler ENS 491 Mezuniyet Programı kapsamında ELKON ile gerçekleştirdikleri projelerini anlattı. Sizler de mezun olmadan önce Sanayi Odaklı Projeler ENS 491 programı ile profesyonel hayatı deneyimleyebilirsiniz.

Hasan_Ijaz_GazeteSU

Hangi firma ile hangi projeyi gerçekleştirdiniz? Projenizden bahseder misiniz?

ELKON tarafından Sabancı'ya teklif edilen bir projede çalıştım. Projenin başlığı "Otonom Gemi Çalıştırma Sistemleri için Yeni Nesil Güç ve Enerji Yönetimi Sistemi" olarak geçiyordu. Perametreleri gerçek zamanlı olarak alıp bu parametreleri işleyen ve optimize eden, daha sonrasında da kaptana gemiyi nasıl çalıştırmak gerektiğine dair öneriler üreten yapay zeka ve derin öğrenme bazlı bir sistemi tasarladık ve uyguladık .

Çalışma ekibinizden ve çalışma şeklinizden bahseder misiniz?

Tüm proje çalışmaları ekip halinde yürütüldü. Bu kapsamda proje ve Elkon süpervizörleriyle her hafta ve tüm ekiple haftada en az 2 - 3 kez toplantılar yaptık. Ekiple herkesin müsait olacağı bir zaman kararlaştırıp birlikte zoom üzerinden çalışıyorduk. Online ve uzaktan çalışma son derece etkili bir yöntem oldu ve evimizin konforunda projeye katkıda bulunmamıza olanak sağladı.

Sanayi Odaklı Projeler ENS 491 Mezuniyet Programı’na katılmak  ve deneyimlemek sizlere neler kattı?

Tüm öğrencilere endüstri bazlı bir projede yer almalarını tavsiye ederim çünkü üniversitedeki profesörlerinizin yanı sıra endüstrideki uzmanlardan da pek çok şey öğrenebiliyorsunuz. Profesyonel mentorluk deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Ayrıca, Sanayi Odaklı Projeler ENS 491 ile şirket ortamını öğrenebiliyorsunuz.

Abdolali Khalili Sadaghiani’ye TÜBA TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülü

Abdolali Khalili Sadaghiani’ye TÜBA TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülü

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, EFSUN ve SUNUM Araştırmacısı Abdolali Khalili Sadaghiani, TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülü'ne layık görüldü.

Abdolali Khalili Sadaghiani

TÜBA-TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülü için yapılan başvurularda; tez içerik kalitesi, tezden üretilmiş yayınlar ve tez sahibinin bilimsel yetkinliği, sanayi, teknoloji ve verimliliğe yönelik patent veya ürüne dönüşme katkısı gibi özel kriterler göz önünde bulundurularak detaylı olarak değerlendirildi. Bu bağlamda Fen ve Mühendislik Bilimleri alanında; Abdolali Khalili Sadaghiani, MDBF Öğretim Üyesi ve SUNUM Araştırmacısı Ali Koşar’ın danışmanlığında hazırladığı “Havuz Kaynama Isı Transferi İçin Mikro/Nano Mühendislik Teknikleri” teziyle ikinci olarak TÜBA TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülü’ne layık görüldü.

Bu çalışma ve ödül Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) alt yapısı ile EFSUN Mükemmeliyet Merkezi bünyesinde yapılan yüksek nitelikli disiplinlerarası araştırmalara güzel bir örnek teşkil ediyor.

Detaylı bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

http://www.tuba.gov.tr/tr/haberler/akademiden-haberler/tuba-teknofest-doktora-bilim-odulleri-sahiplerini-buldu

Yeni Akademik Yılımız başladı

Yeni Akademik Yılımız başladı

2021-2022 Akademik yılı başladı. Öğrencilerimiz ile uzun bir aradan sonra yeniden kampüste bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Sabancı Üniversitesi ailesine sağlıklı ve başarılı bir akademik yıl diliyoruz. Hoşgeldiniz.


Yurtlarda COVID-19 Aşısı İle İlgili Barınma Şartları

Yurtlarda COVID-19 Aşısı İle İlgili Barınma Şartları

2021-2022 AKADEMİK YILI YURTLARDA COVID-19 AŞISI İLE İLGİLİ BARINMA ŞARTLARI

Üniversitemiz tarafından sunulan barınma hizmetinin tâbi olduğu, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, 02.07.2020 tarihli, 31173 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış olan Yükseköğrenim Kurumlarında Barınma Hizmetleri Yönetmeliği çerçevesinde sağlık ile ilgili gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. 

Bu nedenle, 2021-2022 Akademik Yılında yurtlarımızda konaklayacak öğrencilerin, yetkili resmi kurumlar tarafından onaylanmış, COVID-19 aşısı yaptırdıklarını gösteren aşı kartlarını ibraz etmeleri gerekmektedir. Ayrıca, COVID-19 hastalığını geçirmiş olan öğrencilerden pozitif PCR test sonuçlarını tarafımıza iletmesi talep edilmektedir. Sağlık Bakanlığı, Yükseköğretim Kurumu, Gençlik ve Spor Bakanlığı veya yetkili başka kamu kurumlarının her koşulda yapacakları düzenlemeler saklıdır.

Yukarıda belirttiğimiz hususlara istinaden yurtlara sadece en az 2 doz aşısını yaptırmış ve 2. Doz üzerinden en az 14 gün geçmiş olan öğrenciler kabul edilecektir.

Sağlık Bakanlığı’nın kararına göre; Covid-19 hastalığını geçirmiş olan kişiler hastalığın üzerinden 1 ay geçtikten sonra aşı olabiliyor. Bu durumda, yurda giriş tarihinde hastalığı geçirmiş ancak henüz aşı zamanı gelmemiş olan öğrencilerin, yurda kayıt olabilmek için, vakti geldiğinde aşı randevusu alacağına ve aşılarını tamamlayacağına dair onay vermeleri gerekmektedir.

Duyuruda belirtilen aşı kartları ve PCR test sonuçlarınızı healthcenter@sabanciuniv.edu adresine iletmenizi rica ediyoruz.

Konaklama Hizmetleri Birimi / HİZ

2021 Lisans Oryantasyon Günleri

2021 Lisans Oryantasyon Günleri

2021 YKS girişli öğrencilerimiz için düzenlenen Lisans Oryantasyon Günlerimiz, 23 Eylül Perşembe günü online, 24 Eylül Cuma günü ise kampüsümüzde fiziksel olarak gerçekleşecek. Oryantasyonun ikinci günündeki sunumlar web üzerinden online olarak da takip edilebilecek.

Program detaylarına ulaşmak için tıklayın.

oryantasyongünleri-2021

SU-IMC’nin yürütücüsü olduğu projeye TÜBİTAK 1001 desteği

SU-IMC’nin yürütücüsü olduğu projeye TÜBİTAK 1001 desteği

Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) Araştırmacılarından Leila Haghighi Poudeh’in yürütücüsü olduğu proje, TÜBİTAK 1001 programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

Leila_Poudeh

Leila Haghighi Poudeh’in projesi, “Çok Ölçekli Mühendislik Yaklaşımı Kullanılarak Yeni İyonik İletken Prepreg Arakatmanlarının Geliştirilmesi Ve Yapısal Enerji Depolama Sistemlerinde Uygulanması” başlığını taşıyor. Proje kapsamında Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) ve Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nden (KTMM) araştırmacı ve danışmanlar yer alıyor.

Projede; Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mehmet Yıldız, MDBF Öğretim Üyesi Fevzi Cebeci ve Bekir Dizman, MDBF Doktora Sonrası Araştırmacısı Merve Senem Seven araştırmacı olarak bulunuyor. Proje, (MDBF) Öğretim Üyesi Canan Atılgan ve Yusuf Menceloğlu danışmanlığında geliştirildi.

Projenin önemi hakkında bilgi veren Poudeh, “Son yıllarda, enerji depolama malzemelerinin geliştirilmesi, havacılık, taşınabilir elektronik ürünler ve elektrikli araçlar gibi yeni ortaya çıkan teknolojilerin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Yüksek performanslı enerji depolama cihazlarının geliştirilmesi konusunda geniş çapta araştırmalar yapılmış olmasına rağmen, bu tür sistemlerin entegrasyonu yapısal bileşenlerin ağırlığının önemli ölçüde artmasına sebep olmuştur. Bu tip sistemler genelde elektrot olarak modifiye edilmiş karbon fiberlerden, ayırıcı olarak cam kumaştan ve aralarına doldurulmuş bir elektrolitten oluşan lamine bir yapıya sahiptir. Yapısal enerji depolama cihazlarının ticarileşmesine engel mekanik performans ile yük depolama yeteneği arasındaki ters orantıdır. Önerilen proje, bu sorunun üstesinden gelmeyi ve çok ölçekli malzeme tasarım çerçevesini izleyerek bu tür sistemlerin performansını arttırmayı amaçlamaktadır.” dedi.

Projenin hedefine de değinen Poudeh, “Üç yıl olarak planladığımız ve iki doktora öğrencisinin de yetişmesine katkı vereceği çok disiplinli projemiz kapsamında hesaplamalı ve deneysel yaklaşımlarını izleyerek alternatif elektrolit kimyaları geliştirip, herhangi bir enerji depolama sistemine entegre edilebilen iyonik olarak iletken elektrolit/ayırıcı prepreglerin üretilmesini amaçlamaktadır. Projenin son aşamasında, güç kompozitleri kavramını doğrulamak için yapısal, elektrokimyasal ve çok işlevli bakış açısıyla laboratuvar ölçekli prototip geliştirip ve değerlendirilmesi planlanmaktadır” diye konuştu.

7-9-10 Eylül 2021 ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) Sınav Sonuçları

7-9-10 Eylül 2021 ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) Sınav Sonuçları

ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) sonuçları için tıklayınız.

AÇIKLAMALAR

Sınav sonuçları ile ilgili açıklamalar aşağıdaki gibidir:

SL (Satisfactory in the ELAE)*: ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) sınavında yeterli başarıyı sağlayan ve 2021 - 2022 Akademik Yılı Güz döneminde fakültelerine Freshman statüsünde başlamaya hak kazanan öğrencilerimizi gösterir.

UL (Unsatisfactory in the ELAE): ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) sınavında yeterli başarıyı gösteremeyen adayları gösterir.

NA (Non-attendance): Sınava katılmayan adayları gösterir. NA notu, “UL” notu gibi değerlendirilir.

Not baremi aşağıdaki gibidir:

A

SL

90 - 100

B

SL

80 - 89

C

SL

70 - 79

D

UL

60 - 69

E

UL

50 - 59

F

UL

0 - 49

* Öğrencilerin sınavda başarılı sayılabilmeleri için sınav ortalama notunun en az %70 olması ve hem yazma hem de konuşma sınavlarının her birinden en az %47,5 almış olmaları gerekmektedir.

2. Aşama sınavında yeterli puanı alamayan veya sınava hiç girmemiş yeni girişli öğrenciler, ELAE 1. Aşama sınav sonuçlarına göre, Temel Geliştirme Yılı’nda Rota 3 veya Rota 4’e yerleştirileceklerdir.

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

SU-IMC Araştırmacısı Deniz Can Kolukısa’nın projesi TÜBİTAK 1001 desteği aldı

SU-IMC Araştırmacısı Deniz Can Kolukısa’nın projesi TÜBİTAK 1001 desteği aldı

Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) Araştırmacılarından Deniz Can Kolukısa’nın yürütücüsü olduğu proje, TÜBİTAK 1001 programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

DenizCanKolukısa

Deniz Can Kolukısa’nın projesi, “Hidroelastisite Problemlerinin Katı-Sıvı Etkileşimi Çözümleri Için Paralelleştirilmiş Hibrit Sph-Pd Parçacık Yönteminin Geliştirilmesi ve Deneysel Doğrulaması” başlığını taşıyor. Proje kapsamında Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mehmet Yıldız, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Adnan Kefal, Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Murat Özbulut araştırmacı olarak yer alıyor.

Projenin hedefine ve önemine değinen Deniz Can Kolukısa şunları söyledi: “Proje kapsamında yapılacak çalışmalar ile, gün geçtikçe popülerleşen parçacık tabanlı bir hesaplamalı akışkanlar dinamiği metodu olan İnterpolasyonlu Parçacık Hidrodinamiği yöntemi (Smoothed Particle Hydrodynamics) ve katı cisimler mekaniği simülasyonlarında büyük deformasyonların, çatlak ve hasar ilerlemelerinin modellenmesinde oldukça başarılı, görece yeni ve parçacık tabanlı bir yöntem olan Peridinamik (Peridynamics) yöntemini çoklu fizik karakteristiğine sahip katı-sıvı etkileşimi problemlerinin çözümü için bir araya getiren, genelleştirilmiş, GPU üzerinde paralel çalışan bir bilgisayar kodu geliştirilecektir. Bu kapsamda söz konusu yöntemlerin iyileştirilmesi ve kombine edilmesi için geliştirilecek algoritmalar deneysel çalışmalar ile doğrulanacaktır. Deneysel çalışmalarda yenilikçi Ters Sonlu Elemanlar Yöntemi (iFEM) uygulamaları ile yapısal deformasyonların anlık takibi gerçekleştirilecektir. Yapılacak çalışmalarla düzlem dışı döngüsel hidrodinamik yüklere maruz kalan kabuk yapılarda hasar ilerlemeleri ilk kez bir bütün halinde incelenecek, dolayısıyla, gemi, köprü, platform gibi su altı ve su üstü birçok yapı ve yapı elemanlarının hidroelastik davranışları, hasar ilerlemesi senaryolarının incelenmesi ve yapısal güvenliğin artırılması için kolaylık sağlayacak hesaplamalı bir mühendislik aracı oluşturulacaktır.”

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’de “Dünyanın Ağırlığı” Sergisi

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’de “Dünyanın Ağırlığı” Sergisi

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri, 22 Eylül-5 Kasım 2021 tarihleri arasında “Dünyanın Ağırlığı” başlığındaki sergiye ev sahipliği yapıyor.

kasa_galeri_1

Misal Adnan Yıldız küratörlüğünde gerçekleşen sergi, Nevin Aladağ, Mahmut Celayir, Cansu Çakar, İpek Duben, Dennis (Mehmet Refik) Gün, Neşe Karasipahi, Berk Kır, Murat Morova, Agnieszka Polska, Peter Robinson, Furkan Öztekin, Ayfer Tutkan ve Billy Apple® ’ın üretimlerini bir araya getiriyor. Sergi, izleyicinin kendi yorumunu bırakacağı şiirsel bir alan ya da her an değişen bir anlatı mekânı yaratarak aşk, yansıma ve iç gözlemin birleşeceği bir olasılığın izini sürüyor.

Dünyanın Ağırlığı, 6. Ural Endüstriyel Bienali ana sergi eşküratörlerinden, Staatliche Kunsthalle Baden-Baden Direktörü ve Sabancı Üniversitesi eski mezunlarından Misal Adnan Yıldız ile Kasa Galeri’nin direktörü Derya Yücel’in mimari, kavramsal ve küratöryel arayışlarından yola çıkan sohbetlerinden bugüne gelen ve Yıldız’ a -bir nevi eve geri dönüş bileti olan sergi.

Güz sezonunda açılacak proje, pandemi, bugünün üretim gerçeklikleri ve birçok başka nedenle değişse de, sürecin Tekirdağ’da üreten ve yaşayan Furkan Öztekin’in yeni çalışmalarına odaklanacak olması, farklı kuşakları bir araya getirme çabası ve İstanbul’la, Karaköy ve galerinin çevresi, mimarisi, lokasyonu ile beden ve hareketin pratik ilişkisi hep merkezde yer aldı.

mahmut_celayir

Seçkinin odağı, seri mantığı ile, rezonans halinde çıkan edebi, şiirsel, kavramsal ve soyut sanatsal üretimler; ekrana sığmayan ve asla ekrandan izlenemeyecek (Yıldız’ın üstünde çalıştığı ve zincir, dizi ve ikilem olarak kavramsallaştırdığı) işler. Fizikselliği üstüne yanyana yanyana, dizi dizi görmek isteyeceğimiz yüzeyler, formlar, bedenler... İstanbul'da yaşayan Murat Morova’dan İpek Duben’e; Berk Kır’dan, Ayfer Tutkan’a farklı malzeme ve esnek ama dirençli yaklaşımlarla çalışan sanatçıları bir araya getiriyor. Bunun yanı sıra Yıldız Peter Robinson’dan Nevin Aladağ’a uzanan bir listeden, -sergi yapımcılığıyla beraber gelişen küçük koleksiyonundan (MAY collection) eserleri ‘aşk emeği’ (labour of love) referansıyla ilk kez seyirci ile paylaşıyor. Yıllar önce resimlediği, yanan Dersim dağlarıyla Mahmut Celayir; yeni filmiyle Berlin’den ödüllü sanatçı Agnieszka Polska, Karaköy’den Aya Sofya’ya, Eski İstanbul silüetine ve Haliç’e yeniden kendi bedeninin aksından bakan Cansu Çakar, kolektif hafızayı yeniden canlandıran heykelleriyle Neşe Karasipahi sergiye önemli katkılar sağlıyor. Yıllar önce kaybettiğimiz Dennis (Mehmet Refik) Gün ve yakınlarda yaşamını yitiren, Yıldız’ın uzun soluklu işbirlikçilerinden, pop kuşağının önemli ismi Yeni Zelandalı, Billy Apple® da sergide yer alıyor. Biyografik bir boyutuyla ele alındığında, Kasa’ daki sergi için Yıldız’ın cümleleri, -en dürüst haliyle:

kasa_galeri_2

“Bir pendulum sallar gibi; bir sağa bir sola kıvrılarak çıktı bu sergi. Eski şehre hüzünle bakarken, geleceğe sormak istediğiniz sorular yok mu? İlk sergilerimi, işbirliklerimi, mekansal ve kavramsal deneylerimi borçlu olduğum bu eşsiz mekana, 15 sene sonra yeniden geri dönmek… Kasa’yı bir miras gibi, emanet gibi, bir ödünç nesnesi gibi izleyicinin kendiyle kalabilmesi için bir süreliğine aldığı geçici bir mekan; ileri geri yürünen bir promenade olarak tasarladım… Yalnız kalıp kendimizle kalamadığımız bugünlerde, belki sadece sanat objesiyle, fikri ile, icadıyla fiziksel olarak aynı odada bulunmanın hafifliğini, ağırlığını, hayatta başka bir şeyle karşılaştırılamayacak deneyimini özleyenler için… Ekranlar bunun yerini tutabilir mi? Bütün kalbi kırık İstanbullulara, pandemi sonrası dünyaya alışamayan ruhlara… en çok da -süreç içinde bir telefon konuşmasında tevafuk kavramını, tesadüf kelimesinin güzelliği ile yeniden hatırlatan- Murat Morova’nın dediği gibi, -hala inatla yaşayanlara… Bir an olsun kendiyle kalmak isteyenlere… Dünya’nın hem ağırlığını hem hafifliğini, hem inerken hem çıkarken hissedebilmeleri için zemin üç farklı gri üstüne Billy Apple® dövmemle aynı ölçekte RGB...”

Sergi, Kasa galerinin organizasyonuyla çevrimiçi bir araştırma sunumuna dönüşecek. Her bir oda için, kıymetli bir edebi referansı geri çağıran küratörün, izleyiciye önerisi sergiyi yalnız gezmeleri ve mümkün olduğu kadar gözleriyle düşünmeleri:

1. “Dünyanın ağırlığı aşktır

Yalnızlığın yükü altında

Memnuniyetsizliğin yükü altında

Ağırlık, taşıdığımız ağırlık aşktır.” 

Allen Ginsberg

2. "(...) ölüm döşeğinde, sana bir gün daha bahşedileceği söylenseydi, geçirdiğin ömrün hangi gününü yeniden yaşamak isterdin ey bilge dostum?"

Antranik Dzarugyan, Çocukluğu Olmayan Adamlar 

3. “Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.”

Şems Tebrizi

Dünyanın Ağırlığı sergisi, başlığını Beatnik şair Allen Ginsberg' in 1954’te San Jose'de yazdığı Song şiirinden devşiriyor. Eski bir banka kasası olan galerinin mimari gerçekliğinden ilham alıyor ve izleyiciden talep ettiği yön duygusundan ve mekan algısından yola çıkıyor. Potansiyel izleyici, merdivenlerden aşağıya inerek; adeta bir barınağa, kilere ya da sıfır zemine ulaştığında, introspektif bir sürece, kendi içinde bir yolculuğa ve iç dünyalarına yapılacak bir kazıya davet ediliyor. Tehlikeden daha güvenli bir yere sığınma içgüdüsü yerin altına inme hissine karışıyor; bu mekan, izleyicisi ya da şahidi olmadan gelecekte kullanılmak üzere saklanan ‘yaşayan evrakların’ bulunduğu yerler gibi, karanlık, loş, tekinsiz ve ışıksız… Ginsberg’in Çiçek Çocuklar’a ve 1968’e has iyimserliği, belki bugün giderek yok olan doğanın kıyametine, toplumsal cinnete ve siyasi krizlere karşı umutsuz, dirençsiz ve çaresiz hissettiğimiz bir zamanda bize en iyi gelecek panzehir, ilaç, derman ve umut ışığı. Kıyamet kaydırmalarımıza veya bitmeyen kıyamet sörfüne bile iyi gelebilir. Sergi, zihin ve beden dengemizin aynı zamanda toprak, doğa, çevre ve gezegenimizle nasıl ilişkilendiğimiz ile ilgili olduğunu da açıkça tarifliyor. Seçilmiş sanat eserleriyle yeniden okunacak bu şiir, Karaköy'ün pis gürültüsünden kaçıp kendine sığınacak zamanı, cesareti ve gücü olanlara ödünç verilen kısa vadeli bir borç. Yoldan geçen birinin girip kendi hikayesini çekeceği bir senografi, set ya da sahne gibi. Herkesin kendi yorumunu bırakacağı şiirsel bir alan ya da her an değişen bir anlatı mekanı. Aşk, yansıma ve iç gözlemin birleşeceği bir olasılık.

Sergi, 22 Eylül’den 5 Kasım tarihine kadar hafta içi her gün 10:00 – 18:00 arasında Kasa Galeri’de izlenebilir. Pandemi önlemleri nedeniyle girişte Hes Kodu ve Aşı Kartı ibraz edilmesi gerekmektedir.

KASA GALERİ

Bankalar Caddesi 2, Minerva Han, Karaköy, 34420 Istanbul
Telefon: (0212) 292 4939
E-posta: kasagaleri@sabanciuniv.edu
http://kasagaleri.sabanciuniv.edu/

Abone ol