Ana içeriğe atla

BAGEM Aramızda Sohbetler Hibrit Eğitim Konusuyla Başlıyor

Sabancı Üniversitesi Bireysel ve Akademik Gelişim Merkezi BAGEM, Aramızda Sohbetler serisinin ilkini 2 Aralık 2021, Perşembe günü “Hibrit Eğitimin Getirdikleri ve Gelecek” konusunda online olarak gerçekleştirecek. 

Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği Lisans Programı (BSCS) 3. sınıf öğrencisi Alperen Yıldız ile Yönetim Bilimleri Lisans Programı (BAMAN) 3. sınıf öğrencisi Fatma Gündüz’ün hibrit eğitim konusundaki deneyimlerini paylaşacağı interaktif buluşmanın moderatörlüğünü BAGEM Direktörü Alpay Filiztekin yapacak. 

Tüm öğrencilerimiz ve akademisyenlerimiz davetlidir. 

BAGEM - Aramızda Sohbetler I: Hibrit Eğitimin Getirdikleri ve Gelecek

Tarih: 2 Aralık 2021, Perşembe

Saat: 19:30

Dil: Türkçe

Zoom Linkhttps://sabanciuniv.zoom.us/j/7197791368 

Passcode: 2021

Öğretim Üyemizin Desteğiyle Hazırlanan "Reklamın Türkiye Ekonomisine Katkısı Araştırması"

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Ezgi Akpınar Uysal'ın IPSOS desteğiyle Dijital Pazarlama İletişimi Platformu DPİP için hazırladığı “Reklamın Türkiye Ekonomisine Katkısı” araştırması sonuçları açıklandı. Bu araştırma ile reklamın Gayrısafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) kattığı değer ilk defa çok yönlü ölçülmüş oldu.

“Reklamın Türkiye Ekonomisine Katkısı” araştırması raporunda, Türkiye’deki teknolojik yeniliklerle hızla gelişen reklam sektörünün ekonomiye etkisi somut değerlerle ortaya konuldu. Düzenlenen basın toplantısında Ezgi Akpınar Uysal, araştırma çıktılarını paylaştı. Buna göre; 2020 yılında ülkemizde toplam 17 milyar 469 milyon TL olarak gerçekleşen reklam ve medya yatırımında, her 1 TL’lik reklam ve medya yatırımı, milli gelire 19,4 TL geri dönüş sağlayarak değer yarattı. Başka bir deyişle, reklam ve medya yatırımları 2020’de ekonomiye (GSYH) doğrudan ve dolaylı olarak yüzde 6,73 katkı sağlanmış oldu.

Yıllık medya yatırımları 1 milyar doların üzerinde olan 38 ülke içinde Türkiye, medya yatırımları büyüklüğü açısından dünyanın 31. büyük pazarı konumunda bulunuyor. Türkiye’nin toplam reklam hacmi içindeki payı sadece yüzde 0,33. Bu oran, en büyük 38 pazar içindeki en düşük oran. Buna göre, ülkemizdeki medya yatırımlarının GSYH’ya oranı dikkate alındığında, yaklaşık 2,5 katlık bir büyüme potansiyeli olduğuna işaret ediliyor.

Reklam sektörünün istihdam etkisine bakıldığında, 2014 yılından bu yana bu alanda girişim sayısı yüzde 2,26 artarken, maaş ve ücretler toplamı ise yüzde 11,57’lik yıllık bileşik büyüme gösterdi. 2020 TÜİK istihdam verilerine göre, istihdam edilen toplam 26,8 milyon kişi içinde yüzde 2,25 ile 602 bin 704 kişinin, reklam ve medya yatırımlarındaki büyüme ile desteklendiği görülüyor.


Ekonomik büyümeden, mevcut ekonomik büyüklükten ve makroekonomik beklentilerden etkilenen reklam sektörü ile ekonomik büyüme arasındaki etkileşimin iki taraflı olduğu belirtildi.  Modelleme verilerine göre, Türkiye’de reklam ve medya yatırımlarının GSYH'ya katkısı, 2012-2020 yılları aralığında ortalama yüzde 6,24 ve yıllar içinde katkısı giderek artıyor.

Büyüyen sektörün adı, REKLAM

Türkiye’de ilk kez yapılan Pazarlama iletişimi ve reklam sektörüne yön veren dört dernek, Reklamverenler Derneği (RVD), Reklamcılar Derneği (RD), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB) ve Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA) tarafından kurulan DPİP'in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, basın toplantısında yaptığı açılış konuşmasında; “Bugün, dört derneğin iş birliğiyle kurulmuş olan Dijital Pazarlama İletişimi Platformu’nun katkılarıyla, ülkemizde ilk kez oluşturulan Reklamın Ekonomiye Katkısı Raporu’nu sizlere sunuyoruz. Ekonomilere dinamo etkisi olan güzide sektörümüzün yüksek büyüme potansiyeli değerlendirilerek, sürdürülebilir konuma getirilmelidir ve sloganımız şudur ki; Büyüyen sektörün adı REKLAM.” diyerek araştırma sürecindeki değerli emeklerinden dolayı, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ezgi Akpınar Uysal’a, Ipsos ekibinden Rabia Kalyoncu, Serkan Ceran ve Özlem Bulut’a teşekkürlerini sundu.

İstanbul Perspektifleri söyleşi serisi “Dün Bugün İstanbul” sergisine katılan sanatçılarla başladı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) “İstanbul Perspektifleri” başlıklı söyleşi serisi 2021/2022 döneminde yeniden başladı. İstanbul kültür sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörleri ve İstanbul’u farklı boyutlarıyla araştıran akademisyenleri buluşturan “İstanbul Perspektifleri” söyleşi serisinin bu dönemdeki ilk buluşması “Dün Bugün İstanbul” başlığıyla yapıldı.

İstanbulPerspektifleri

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi iş birliğiyle ve Asuman Suner moderatörlüğünde düzenlenen bu yılın ilk söyleşisi, Murat Germen ve “Dün Bugün İstanbul” sergisi sanatçıları; Didem Erbaş, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Mekanda Adalet Derneği, Örsan Karakuş’un katılımıyla gerçekleşti

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) Asuman Suner’in girişimiyle 2018-20 dönemlerinde gerçekleştirilen “İstanbul Perspektifleri” başlıklı söyleşi serisi 2021/2022 döneminde yeniden başladı. İstanbul kültür sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörleri ve İstanbul’u farklı boyutlarıyla araştıran akademisyenleri buluşturan “İstanbul Perspektifleri” söyleşi serisinin yeni dönemdeki ilk buluşması Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi iş birliğiyle gerçekleştirildi.

“İstanbul Perspektifleri: Dün Bugün İstanbul” başlığıyla düzenlenen söyleşi, Asuman Suner moderatörlüğünde, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Murat Germen ve “Dün Bugün İstanbul” sergisi sanatçıları; Didem Erbaş, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Mekanda Adalet Derneği’nden Yaşar Adanalı, Örsan Karakuş katılımıyla yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan Sabancı Üniversitesi Kurumsallaşma ve Toplumsal Katkı Süreçlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman, “Asuman Suner öncülüğünde 2018’den bu yana düzenlenen ve pandemi nedeniyle ara verdiğimiz söyleşi serimizin ilk buluşmasını ‘Dün Bugün İstanbul’ sergisi vesilesiyle Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi işbirliği ile gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Toplantının moderatörlüğünü üstlenen Asuman Suner, İPM bünyesinde düzenlenen “İstanbul Perspektifleri” söyleşilerinin pandemi sonrası yeniden başlamasından mutluluk duyduğunu belirterek, Murat Germen'in çağrısıyla Sabancı Üniversitesi’nden yolu geçen 22 sanatçının katılımıyla gerçekleşen “Dün Bugün İstanbul” sergisinin pandemiyle gelen kapanmaların ardından nefes alma olanağı sunduğunu söyledi. Suner, “Pandemi döneminde dünyadaki pek çok canlı, hareketli, kalabalık metropolün sokaklarının boşaldığına, kentlerin ayrılmaz parçası olan bitimsiz hareketin durma noktasına geldiğine tanıklık ettik. Çırılçıplak kalmış metropol imgesi 2020'nin ilk yarısında pandemiyi görselleştiren imge hale geldi. Kent hayatının kesintiye uğraması, bunun küresel çapta ve eş zamanlı olarak yaşanması kentle aramıza bir boşluk koydu. "Dün Bugün İstanbul" sergisi bir anlamda İstanbul'a bu boşluğun içinden yeniden bakmamızı sağlıyor" diye konuştu.

Serginin oluşum sürecini katılımcılarla paylaşan Murat Germen, “İstanbul, istediğin gibi davranabileceğin, geniş gönüllü, esnek, ne yapsan bir şey kaybetmeyecek bir kent gibi algılanıyor. Bunca tahribata rağmen hala biricikliğini yitirmemiş olsa da İstanbul derin yaralar almış durumda. Utana sıkıla bizden yardım istiyor, çünkü bardağı taşıracak son damlaya çok yakınız” dedi. “İstanbul’a özen göstermek gerekiyor, serginin çıkış noktası da buydu” diyen Murat Germen, pandemi nedeniyle çevrimiçi platformlar üzerinden yürütülen sürecin biraz daha zor olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin büyük sergiler hazırlamakta engin bir deneyimi var. Bu sergi kolektif bir çalışma. İçerik anlamında yönlendirme olmadı, herkes bağımsız iradesiyle istediği konu üzerine çalıştı. İstanbul için bir acil yardım söyleminin ortaya çıkması ve tahribatın farklı boyutlarının belgelenmesine dayalı somut işler üretilmesi gerekiyordu. Çağrı yaptığım sanatçıları hangi konulara odaklanabileceklerini tahmin ederek seçtim. Bu sergideki çıktıların ileride İstanbul’a dair çalışma yapacaklara referans olmasını hedefledim.”

Murat Germen sergide yer alan “Metrûkiyetin sathî meşrûiyeti” konulu çalışmasını da şöyle anlattı: “Salgın olmasaydı başka bir çalışma sergiliyor olurdum. İstanbul’un salgın dolayısı ile tümüyle terkedilmiş bir kente dönüşmesi çok özel bir durumdu ve bunun muhakkak kaydedilmesi gerekiyordu. Havadan ve yer hizasından, hem kentin hem de çeşitli yapıların ıssızlıklarındaki farklı nedenlere ve bu zoraki terk edilmişliklerin kültürel ve toplumsal belleğimizdeki etkilerine odaklanmak istedim.”

Eren Sulamacı, “Dolaysız Peyzaj” isimli çalışmasında “ortalama bir hemşerinin İstanbul'a dair hissiyatını bir deneyime dönüştürmeyi hedeflediğini” belirterek, "Şehir planlaması çoğunlukla şehirde yaşayanların varoluşlarından ve ihtiyaçlarından bağımsız, rant ve sermaye odaklı bir motivasyonla şekilleniyor. Ben bunu bisikleti bir ulaşım aracı olarak kullanmam ile fark edebildim. Her ne kadar İstanbul'un dönüşümü ile ilgili üretilen bilimsel, belgesel ve sanatsal çalışmaları takip etsem de, bisiklet üzerinde yaşadığım farkındalık çok çarpıcı idi. Bu sebeple İstanbul'a dair bu ve buna benzer yanlışları göstermekten-bildirmekten ya da anlatmaktan ziyade izleyicilere yaşadığım bedensel deneyimi anımsatan bir alan tasarladım. İzleyicilerin, değişen şehir karşısında edilgen kalan hemşerinin payına düşen baş dönmesi, kaos ve bulantı hislerini bedensel olarak yaşamalarını istedim”

Örsan Karakuş ise “Haydarpaşa Garı” isimli çalışmasına ilişkin şöyle konuştu: Haydarpaşa, İstanbul'un en göz önündeki ikonik yapılarından biri. Ancak özellikle yangının ardından, önce gar niteliğini yitirdi sonra da insanla bağı tamamen kopartılarak soyutlandı. Gar binası ve çevre yapılar tüm heybetiyle orada duruyorken onlarla ilişki kurmanın tek yolu yalnızca vapurla önlerinden geçebilmek haline geldi ve adeta göz önünde duran kendi hayaletine dönüştü. Bu kadar ikonik, hatta klişe haline gelmiş bir yapıyı takıntı halinde yıllardır fotoğraflamaktaydım. Bu çalışma da aslında yıllar içindeki zamansal ve mekansal dönüşümü bütün halinde tek seferde tecrübe ettirmek, o katmanlı hali yine uzaktan tecrübe ettiğimiz şekilde yansıtmayı amaçlıyor.”

Eser Epözdemir, “(Sadece Yüzünüzü Değil) Ruhunuzu da Yıkayınız” isimli video yerleştirmesinde; İstanbul ve İstanbulluların suyla olan ilişkisinin önemine dikkat çekmeyi amaçladığını belirterek: "Su hepimizin bildiği üzere hem kent hem yaşayanları için çok önemli. Kamusal alan-su ilişkisi, bir çeşmenin varlığı, işlevselliği, suyun varlığı, doluluk boşluk etkisi, kültürel miras, sistemik değişim gibi odaklandığım ana konulardan biri. Bu video yerleştirme, önceki çalışmalarımın bir uzantısı olarak düşünülebilir. Çekimleri 2021 Haziran ayında Şerefiye Sarnıcı’nda gerçekleştirmiştik. Su içinde olduğumuzu hayal edeceğimiz bir yerde çekimleri yaparak, içeriği ve kavramsal bağlamı nasıl etkili bir yerleştirmeyle müzeye taşırız diye düşündük. Tüm hazırlık ve üretim sürecini, kapsayıcılık ve erişilebilirliği gözeterek detaylı olarak çalıştık.” dedi.

Mekanda Adalet Derneği’nden Yaşar Adanalı, "Kanal İstanbul: Bir Distopya" başlıklı çalışmanın kolektif bir üretim olduğunu vurgulayarak, kamusal bilgi üretmeyi ve paylaşmayı amaç edinen bir dernek olduklarını belirtti. "Kanal İstanbul, İstanbul'un ve Türkiye'nin en büyük ve en çok konuşulan mekânsal projesi. MAD, proje güzergâhını senelerdir takip ediyor. Projelerin ölçekleri büyüdüğünde, süreçler de şeffaf olmaktan uzaklaşıyor. Proje çok az insanın gittiği, gördüğü bir güzergâhta yer alıyor. Kenti bu denli etkileyen mega projelerde hem makro hem mikro ölçekte bakmak, ölçekler arası gidip gelmek çok mühim. Biz bunu yapıyoruz, sahaya disiplinlerarası bir ekiple inerek konunun muhataplarına kulak veriyoruz." dedi.

Didem Erbaş, “İnsana Yuvasından Uzak” adlı eseriyle ilgili olarak,Evsizlerin yanı sıra son zamanlarda artan mülteci sorunu ve yaşam koşullarının zorlaşmasıyla insanın en temel ihtiyacı olan barınma hakkı da bir sorun haline gelmiştir” dedi. Müzede kurguladığı ‘İnsana Yuvasından Uzak’ adlı işin İstanbul’daki evsizlerin ve göçmenlerin sığındığı alanlara atıfta bulunmayı ve temel barınma ihtiyacını sorgulamayı hedeflediğini söyledi.

Yayın kaydını izlemek için: https://bit.ly/istanbul_perspektifleri

Sabancı Üniversitesi Çalışanları için CIP Projeleri

Sabancı Üniversitesi çalışanları için, Toplumsal Duyarlılık Projeleri’nin (CIP) yeni dönemi hayata geçiyor. Çalışanlar; İşaret Dili Öğrenme Projesi, Barınak Ziyareti, Kıyı Temizleme ve Bilinçli Ebeveynlik Seminerleri olmak üzere 4 farklı projede yer alabilecek.

CIP_1

İşaret Dili Eğitimi

Haftada 1 gün 1 saat olan İşaret Dili Eğitimi, Sabancı Üniversitesi çalışanlarına; işitme engellilik, sağırlık ve Türk İşaret Dili hakkında bilgilendirme ve farkındalık kazandırmaya yönelik planlandı. Eğitim İşaret Dili eğitmeni Serkan Ural tarafından verilecek olan eğitimler; 6 hafta sürecek ve zoom üzerinden gerçekleşecek.

Barınak Ziyareti

Sabancı Üniversitesi Çalışanları, CIP Projeleri’ninde Barınak Ziyareti de gerçekleştirebilecek. Bu proje kapsamında barınakta köpeklerin gezdirilmesi, bakımı ve beslenmesi sağlanacak. Etkinlik yaklaşık 1 saat sürecek.

Kıyı Temizleme

CIP Projeleri’nin bir diğeri Kıyı Temizleme olacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin desteği ile gerçekleşecek bu etkinlikte 1 saat boyunca kıyıdaki çöpler toplanacak.

Bilinçli Ebeveynlik Seminerleri

2015 yılında Toplumsal Duyarlılık Projeleri olarak; Sabancı Üniversitesi'nde çalışan anne babaların ve çocuk sahibi olmak isteyen bireylerin çocuk yetiştirmede dikkat etmeleri gereken konular ile ilgili bilinçlendirici seminerler içeren Bilinçli Ebeveynlik Projesi başlamıştı. Doğan Cüceloğlu, Azmi Varan, Özden Sevil gibi birbirinden önemli isimlerle bugüne kadar biri çevrimiçi olmak üzere toplam 31 seminer düzenlendi. Geçtiğimiz hafta ilki gerçekleşen seminerler bu yıl ayda bir seminer olacak şekilde devam edecek. Konuşmacılar netleştikçe bilgilendirme yapılacak.

CIP_2

Projelere katılmak için Başvuru Formunu doldurmanız yeterli olacaktır. Güncel projeler hakkında bilgi almak için CIP sayfasını takip edebilirsiniz.

İPM’den “Salgın ve Toplum” webinar serisi: “Bağlantısallık ve Yaşamdaşlık”

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, koronavirüs salgını sebebiyle bu süreçte karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için başlattığı “Salgın ve Toplum” webinar serisi devam ediyor.

salgın_ve_toplum_30Kasım

30 Kasım Salı Günü saat 15.00'te yapılacak webinar toplantısının bu bölümünün başlığı: “Bağlantısallık ve Yaşamdaşlık”.

Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Fuat Keyman’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek webinarın bu bölümünde Türker Kılıç yer alacak. Koronavirüs salgını sebebiyle yaşanan bu süreçte sorunlara karşı birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için Fuat Keyman ve Türker Kılıç değerlendirmelerde bulunacak.

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 2001 yılından bu yana küreselleşmenin çoklu krizlerinin tartışılması amacıyla iklim değişikliğinden kutuplaşmaya, göçten çatışma çözümüne, demokratikleşmeden transatlantik ilişkilere kadar birçok alandaki soru ve sorunları ele almak amacıyla nitelikli ve kanıta dayalı araştırmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar ışığında akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sağlamak, topluma ve karar alıcılara sağlam politika önerileri sunmak için bağımsız çalışmalar yürütüyor.

Kayıt linki: https://event.webinarjam.com/register/198/7vwgqal0

Öğretim Üyemiz Ayşe Betül Çelik’e İtalya Liyakat Nişanı verildi

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik’e İtalya’nın şövalyelik derecesindeki en yüksek düzey devlet madalyası olan Liyakat Nişanı takdim edildi. Prof. Çelik, İtalyan Büyükelçiliği tarafından aday gösterilen ve İtalyan Cumhurbaşkanı tarafından verilen “Order of the Star of Italy (Ordine della Stella d’Italia)” ödülünü “Official (Ufficiale)” rütbesi ile aldı.

AyşeBetülÇelik-1

Yusuf Leblebici, Ayşe Betül Çelik, Meltem Müftüler-Baç

Türkiye’deki İtalya Büyükelçisi’nin İstanbul’daki rezidansı Venedik Sarayı’nda (Palazzo di Venezia) gerçekleşen törende Ayşe Betük Çelik’e ödülü İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani tarafından verildi. Bu ödül Giani’nin döneminde verilen en yüksek rütbe olarak kayıtlara geçti. 2002 yılından beri Sabancı Üniversite Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi olan Çelik, çatışma çözümü alanlarında akademik çalışmalar yapmasının yanı sıra, birçok sivil toplum kuruluşunda barış ve toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmaları yürütüyor.

İtalya Liyakat Nişanı ödülü, Ayşe Betül Çelik’in yaptığı akademik çalışmalarla Akdeniz bölgesinde kadınların barış sürecine katılımını güçlendirmek adına önemli bir referans kaynağı olması, toplumsal cinsiyet eşitliği konularındaki akademik çalışmaları, İtalya Dışişleri’nin liderliğinde kurulan Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı’nın Türkiye’de kurulması ve bu ağdaki çalışmaları gerekçe gösterilerek verildi.

AyşeBetülÇelik-2

Çalışmalarının ödüle layık görülmesinin kendisini çok mutlu ettiğini belirten Ayşe Betül Çelik; “Dünyada toplumsal cinsiyet ve barış çalışmalarının giderek önem kaybettiği zamanlarda bu alanlardaki akademik ve sivil toplum çalışmalarımın uluslararası bir ödüle layık görülmesi çok sevindirici ve onurlandırıcı. İtalyan Cumhurbaşkanı'nın bu takdirinin Türkiye-İtalya arasındaki akademik ve sivil toplum alanlarındaki işbirliğini güçlendireceğini umut ediyorum. İtalyan Büyükelçilği'ne beni aday gösterdikleri ve çalışmalarımı övgüye değer buldukları için teşekkür ediyorum." dedi.

AyşeBetülÇelik-3

Massimo Gaiani, Ayşe Betül Çelik

“Order of the Star of Italy" ödülü resmi olarak 2011 yılında verilmeye başlanmıştır. Bu ödül, İtalya'nın ulusal prestijinin yurt dışında korunmasını ve yükseltilmesini, diğer ülkelerle dostane ilişkiler ve işbirlikleri geliştirilmesini ve İtalya'yla bağlantıların güçlendirilmesini amaçlamaktadır. İtalya Devleti'nin sivil alanda yürütülen çalışmalara yönelik olarak verdiği en yüksek ikinci onur nişanı olan bu ödül, özel liyakat sahibi olan herkes adına istisnai bir onuru temsil etmektedir."

Sabancı Üniversitesi istihdamda dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer aldı

Times Higher Education (THE), dünyanın en iyi 250 üniversitesinin sıralandığı Küresel İstihdam Üniversite Sıralaması ve Anketini yayınladı. Sıralamada Türkiye’den yer alan iki üniversiteden biri olan ve en iyi vakıf üniversitesi olan Sabancı Üniversitesi bir önceki yıla göre 19 basamak birden yükseldi.

THE_Genel

Sabancı Üniversitesi Times Higher Education dünya üniversiteler sıralamalarında bir başarıya daha imza attı. Londra merkezli uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşunun son olarak yayınladığı Küresel İstihdam Üniversite Sıralaması ve Anketinde Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer aldı. Listeye İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte giren Sabancı Üniversitesi, bu alanda dünyanın en iyi 250 üniversitesi arasında gösterildi. Sabancı Üniversitesi listede 209. sırada yer aldı.

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici, öğrencilerini iş dünyasına hazırladıklarını belirterek, Küresel İstihdam Sıralamasına Türkiye’den giren iki üniversiteden biri ve vakıf üniversiteleri arasında listeye giren tek üniversite olmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.

Yusuf Leblebici şu şekilde konuştu: “Sabancı Üniversitesi olarak bugün dünya üniversite sıralamalarında, Türkiye’den katılan üniversitelerin arasında her zaman en üst sıralarda yer alıyoruz. Küresel İstihdam Sıralamasına Türkiye’den giren iki üniversiteden biri ve vakıf üniversiteleri arasında listeye giren tek üniversite olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Gerek eğitim programlarımızın kalitesi ve özgünlüğü, gerekse bilim dünyasına yapmakta olduğumuz katkıları simgeleyen araştırma çıktılarımızla bu ülkenin en iyi üniversitelerinden biri olmanın gururunu yaşıyoruz. Şu anda bulunduğumuz ayrıcalıklı konumu, geçtiğimiz 22 yıl içinde yapılmış olan ileri görüşlü altyapı yatırımlarına ve değerli akademik kadroya borçlu olduğumuzun bilinciyle, bundan sonraki dönemler için de kalıcı altyapı yatırımlarını sürdürüyoruz. Kuruluşumuzdan beri üniversitemiz bünyesinde kaliteli, donanımlı ve özgüvenli bireyler yetiştiriyoruz. Öğrencilerimiz iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde bu yeni döneme hazır, değişime hızlı ayak uydurabilen birer dünya vatandaşı olarak mezun oluyorlar. Üniversitemizden mezun olan öğrencilerimizi, dünyanın neresinde olursa olsunlar, yakından takip ediyoruz. Bugüne kadar 15 binden fazla mezun verdik. Mezunlarımızın yüzde 79’u iş hayatında yer alıyor. Yüzde 11’i lisansüstü eğitimini sürdürüyor. Yüzde 5’i de akademik alanda kariyerine devam ediyor. Sabancı Üniversitesi’nin, dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer almasında üniversitelerinin birer elçisi olan mezunlarımızın da önemli bir katkısı bulunuyor. Sabancı Üniversitesi’nden mezun olanların yüzde 97’si mezun oldukları ilk yıl içinde iş hayatına atılıyor veya akademik çalışmalarına devam ediyorlar. Bu rakam bile verdiğimiz emeğin ne derece başarılı olduğunu gösteriyor.”

SSM Öğrenme Programları Aralık Ayında "Türkiye'de Modern Sanatın İnşası" konusuna odaklanacak

SSM Öğrenme Programları’nın yetişkinlere yönelik çevrimiçi etkinlikleri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu’nun “Türkiye’de Modern Sanatın İnşası” konulu seminerine ev sahipliği yapıyor.

SSM_Öğrenme_Programları

Türkiye’de modernleşme-Batılılaşma hareketinin Cumhuriyet döneminde çağdaşlaşma hareketine dönüşünü temel alan bu seminer dizisinde, Türk Modernleşmesi’nin Oryantalizm ile ilişkisi, kadına bakışı, Batılılaşma döneminde başlayan plastik sanatların düşünsel arka planı, Cumhuriyet ideolojisi, Yerellik-Evrensellik Tartışmaları ve Türk Hümanizması incelenecek ve tüm bu düşünsel arka planın resim sanatı üzerindeki yansımaları ele alınacak.

4 Aralık Cumartesi günü başlayacak ve 4 hafta boyunca cumartesi günleri 14.00 – 16.00 saatleri arasında düzenlenecek seminerler; “Tanzimat düşüncesi ve sanat”, “Mihri Hanım ve İnas Sanayi-i Nefise Mektebi”, “Meşrutiyet dönemi edebiyatı, pozitivizm ve 1914 Kuşağı Sanatçıları”, “Cumhuriyet İdeolojisi ve Cumhuriyet dönemi sanatı” başlıklarında gerçekleştirilecek.

Zoom servisi üzerinden gerçekleştirilecek seminerlere Sabancı Üniversitesi çalışanları super2021 kodu ile % 20 indirimli olarak SSM’in web sitesi üzerinden kayıt yaptırabiliyor.

Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu

1980 yılında İstanbul'da doğdu. 2002'de Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nden lisans; 2005 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat Programı’ndan yüksek lisans derecelerini aldı. Çeşitli sergiler düzenleyen ve süreli yayınlarda sergi eleştirileri yayımlanan Pelvanoğlu, 2003 yılından bu yana Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği (Aica Türkiye) üyesidir. Hale Asaf: Türk Resim Sanatında Bir Dönüm Noktası (2007), Batı Uygarlığı Tarihine Teorik Bir Giriş (2008, Hilmi Yavuz ile birlikte), Devrim Erbil (2010), Pek Kronolojik Olmayan Hayatımız: Türkiye’de Modernleşme ve Sanat (2017) kitaplarından bazılarıdır.

SUNUM’dan “The Impact of Green Deal on Industry and National Action Plan" Webinarı

Türkiye’nin, Paris Antlaşması'nı imzalamasının ardından; sürdürülebilir üretim teknolojileri ve sıfır karbon hedefiyle ve tüm sektörleri kapsayıcı bir yaklaşım ile daha yeşil üretim uygulamalarına geçiş süreçleri için çalışmalar başladı.

SUNUM_26KasımWebinar

Bu kapsamda Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) tarafından 26 Kasım Cuma günü saat 14:30-17:00 arasında “The Impact of Green Deal on Industry and National Action Plan” başlığıyla gerçekleşecek webinarda başta imalat sanayileri olmak üzere tüm sektörel paydaşlar, karar vericiler ve STK'lar bakış açısı ile geliştirilmesi öngörülen yol haritası ve etkileri değerlendirilecek.

Açılış konuşmasını TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal'ın yapacağı seminerde AB Türkiye Delegasyonu Başkanı ve Ankara Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut keynote konuşmacısı, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜSİAD Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Başkanı Fatih Özkaldı ve Avrupa Parent Ofisi (EPO) Baş Ekonomisti Yann Meniere konuşmacılar olarak katılım sağlayacak.

Etkinliğe kayıt olmak için tıklayın.

İş Dünyasının Lider İsimleri Sabancı Üniversitesi Öğrencileriyle Buluşuyor

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi bünyesinde düzenlenen "Lider Buluşmaları” bu yıl da iş dünyasının önde gelen isimleriyle gerçekleşiyor. “Lider Buluşmaları”, Sabancı Yönetim Bilimleri Fakültesi Profesyonel Yüksek Lisans Programları öğrenci ve mezunlarıyla, iş dünyasının başarılı ve lider isimlerini bir araya getiriyor.

Bu yıl Lider Buluşmaları’na Makro Czechia CEO’su Atila Yenişen, Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper ve Vaco SVP & Executive Partner Leslie Coob-Hector konuk oluyor. 24 Kasım Çarşamba günü yapılacak ilk Lider Buluşması’nda Makro Czechia CEO’su Atila Yenişen “Nasıl Expat Olunur?”, 15 Aralık Çarşamba günü Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper “Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin, Öncü Girişimlerle Türkiye ile Dünyayı Birleştiririz”, 19 Ocak Çarşamba günü ise Vaco SVP & Executive Partner Leslie Coob-Hector “İş Topluluğunda İlişkiler Kurmak ve Pazar Payını Büyütmek” başlıklarında bilgi ve deneyimlerini paylaşacaklar.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından 12 yıldır düzenlenen Lider Buluşmaları etkinlikleri, her yıl iş dünyasının önde gelen isimlerini ağırlıyor. Bugüne kadar 40’tan fazla üst düzey yönetici ve liderin, farklı alanlarda bilgi ve tecrübelerini paylaştığı Lider Buluşmaları’nda öğrenciler ve mezunlar, iş dünyasının stratejilerini alanının önde gelen üst düzey yöneticilerinden dinleme imkânı buluyor. İş dünyasının farklı sektör ve pozisyonlardan önde gelen isimlerinin bilgi ve deneyimleri, bugüne geliş hikayeleri, stratejileri ve gelecek vizyonlarının öğrenciler ve mezunlarla paylaşılması hedefleniyor.

Abone ol