Ana içeriğe atla

Türk Eğitim Vakfı yurt dışı yüksek lisans burs başvuruları

Türk Eğitim Vakfı (TEV), 2018-2019 öğretim yılında yurt dışında yüksek lisans yapmak isteyen üniversite son sınıf öğrencilerine ve mezunlara burs verecek.


ABD ve Batı Avrupa Ülkeleri, FIAT-TOFAŞ İtalya, IE Business School Madrid İspanya, IUJ Japonya, DAAD Almanya, Fransa Hükümeti yüksek lisans bursları için TEV'e son dosya teslim tarihleri aşağıda yer almaktadır.  

  • TEV ABD ve Batı Avrupa Ülkeleri yüksek lisans bursu (Son başvuru tarihi 31 Ocak 2018)
  • TEV-FIAT-TOFAŞ İtalya yüksek lisans bursu (Son başvuru tarihi 28 Şubat 2018)
  • TEV-IE Business School Madrid İspanya yüksek lisans bursu (Son başvuru tarihi 28 Şubat 2018)
  • TEV-IUJ Japonya yüksek lisans bursu (Son başvuru tarihi 28 Şubat 2018)
  • TEV-DAAD Almanya yüksek lisans bursu (Son başvuru tarihi 30 Mart 2018)
  • TEV-Fransa Hükümeti Fransa yüksek lisans bursu (Son başvuru tarihi 30 Mart 2018)

Detaylı bilgi ve başvuru koşulları için tıklayın.  

Sabancı Vakfı'dan 'Çocuk İşçiler' Yılında Anlamlı Ödül Töreni

-    SABANCI VAKFI KISA FİLM YARIŞMASI’NDA ÇOCUK İŞÇİLİĞİ SORUNUNU EN İYİ ANLATAN FİLMLER ÖDÜLLENDİRİLDİ

-    SABANCI VAKFI MÜTEVELLİ HEYETİ BAŞKANI GÜLER SABANCI: “DÜNYADA 168 MİLYON ÇOCUK İŞÇİ VAR, ÇOCUKLARIN YERİ ÖNCE OKUL”

-    SABANCI: “TOPLUMSAL GELİŞME FARKINDALIĞIN ARTMASIYLA BAŞLIYOR”

-    ÖDÜL TÖRENİ İŞ VE SANAT DÜNYASINDAN ÖNEMLİ İSİMLERİN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİ

 

Sabancı Vakfı’nın bu yıl ikincisini “Çocuk İşçiler” temasıyla düzenlediği Kısa Film Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. “Kısa Film Uzun Etki” ismiyle düzenlenen ve sanatın etki gücünden yararlanarak toplumsal sorunlara ilişkin farkındalık yaratma hedefiyle hayata geçirilen yarışmanın ödül töreni Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

İkinci yılında da yoğun ilgi gören yarışmaya çocuk işçiliği sorununu ele alan 395 film başvurdu. Ön değerlendirmeyi geçen 15 film arasından ödüle hak kazananlar ise Ai Weiwei, Antonio Saura, Bergüzar Korel, Calin Peter Netzer ve Gürcan Keltek’ten oluşan jüri tarafından belirlendi. 

“Kısa Film Yarışması yaşamın önemli sorunları ile ilgili farkındalık yaratmak açısından büyük önem taşıyor”

Sabancı Vakfı’nın 44 yıldır toplumsal gelişimin aktörlerini güçlendirmek için çalıştığını belirten Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Okul, yurt gibi kalıcı eserlerle yola çıktık. Burslar, ödüller verdik. Hala veriyoruz. 10 yılı aşkın süredir, Hibe Programları ile sivil toplum kuruluşlarını ve sivil toplum kuruluşlarının projelerini destekliyoruz ve onların kurumsal gelişimlerine katkı sağlamak için çalışıyoruz. Kadın, genç ve engellilerin yaşadığı sorunlara çözüm bulmak için bu konuda çalışan STK’ları destekliyoruz. 44 yıllık deneyim bize şunu öğretti: Toplumsal gelişmenin sürdürülebilir olması için, öncelikle sorunların herkes tarafından sahiplenilmesi gerekiyor. Bu da öncelikle bu sorunlarla ilgili farkındalığın artırılmasıyla başlıyor” dedi.

Sabancı Vakfı’nın erken yaşta ve zorla evlilikler sorununa dikkat çekmek amacıyla 3 yıl önce Sezen Aksu ve Sertab Erener’in desteğiyle “Kız Leyla”yı hayata geçirdiğini hatırlatan Sabancı, “Bu proje sanatın ve filmlerin farkındalık yaratmadaki etkisini bir kez daha görmemizi sağladı. Biz de sosyal meseleleri gündeme getirmek ve bunların kalıcı çözümlere ulaşmasını sağlamak için sinemanın gücünden yararlanmak hedefiyle Kısa Film Yarışmasını hayata geçirdik. Geçen yıl konumuz ‘Mülteci Kadınlar’dı. Bu yıl da ‘Çocuk İşçiler’ temasına odaklanarak; çocuk işçiliği sorununu daha fazla görünür kılmayı hedefledik. Çocuk işçiliği maalesef sadece Türkiye’nin meselesi değil, dünyanın da en önemli sorunları arasında yer alıyor. Her ülkenin yasalarla düzenlenmiş ve çocukların haklarını koruyan yönetmelikleri bulunuyor. Ancak yönetmeliklerin uygulanmasıyla ilgili denetimlerin yeterince yapılmadığı durumlar olduğunu dünyanın her yerinde görüyoruz. Bu açıdan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’mızın bu yılı ‘Çocuk İşçiler’ yılı ilan etmesinden ayrıca memnuniyet duyduğumuzu ve umutlandığımızı söylemek istiyorum”  dedi.

“Çocukların yeri önce okul”

Bugün dünyadaki çocuk işçi sayısının 168 milyon olduğuna dikkat çeken Sabancı, “Tarım, çocuk işçiliği açısından açık ara en başta gelen sektör. Çocuk işçilerin yüzde 59’u tarım alanında çalışıyor. 15 yaş altı çalışan çocuk sayısına dair ülkemizde maalesef net veriler yok. 15-17 yaş arasında çalışan çocuk sayısını ise Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılında 709 bin olarak açıkladı. Bu çocukların sadece 150 bini sigortalı olarak çalışıyor. Yani çalışan her 10 çocuktan 8’i kayıt dışı diyebiliriz. Oysa bu çocukların yeri henüz tarla ya da atölye değil. Bu çocukların yeri önce okul. Eğitim her çocuğun öncelikli insan hakkı. Dolayısıyla çocuklarımızın önce eğitimi hakkını korumamız gerekiyor” dedi.

Birincilik ödülü “Nilüfer” isimli filmiyle Tolga Özdemir’in oldu

“Nilüfer” filmiyle birinci olan Tolga Özdemir’e ödülünü Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı takdim ederken “Çizgiler Arasında” filmiyle ikinci olan Şeref Akçay’a ödülünü Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan ve “Mij” filmiyle üçüncü olan Mehmet İsmail Çeçen ve Ramazan Akkuş’a ödülünü yarışmanın bu yılki kanaat önderi dünyaca ünlü ödüllü yönetmen Danis Tanovic verdi.

Ayrıca mansiyon ödülüne layık görülen “El” filminin yönetmeni Nahid Abbaszade ödülünü yarışmanın sanat yönetmenliğini yürüten Zeynep Atakan’dan aldı.

Dereceye giren filmlerin birincisi 15 bin TL, ikincisi 10 bin TL, üçüncüsü 5 bin TL ile ödüllendirildi.          

Ünlü isimlerden ödül törenine yoğun ilgi

Sabancı mavisi halıda ünlülerin geçidiyle başlayan ödül törenine iş ve sanat dünyası ile cemiyet hayatından pek çok isim katıldı. Törene katılan isimler arasında Türkan Sabancı, Göksel, Murat Evgin, Mustafa Alabora, Sezen Cumhur Önal, Cem Yiğit Üzümcüoğlu, Baran Bölükbaşı, Erkan Özerman ve İpek Erdem yer aldı. 

Yarışmaya başvurular 3 kat arttı

Kısa Film Yarışması’nda bu yıl katılımcılardan çocuk işçiliği sorununu özgün bir bakış açısıyla en fazla 5 dakikada anlatmaları beklendi. Ön jüri değerlendirmesiyle, başvuran ve yönetmeliğe uygunluğu belirlenen 395 film arasından finale kalan 15 eser belirlendi. Jüri son değerlendirmeyi yaparak, ödüle hak kazanan 3 eseri ödül gecesinde açıkladı. 

2017-2018 Akademik Yılı Bahar Dönemi Özel Öğrenci Başvuruları

Lisans, Yüksek Lisans veya Doktora diplomasına sahip ya da Sabancı Üniversitesi dışındaki bir yükseköğretim kurumunda halen kayıtlı olan öğrenciler, Sabancı Üniversitesi tarafından sunulan derslere "özel öğrenci" olarak katılmak üzere başvuruda bulunabilirler.

  • Lisans seviyesinden ders almak için bir yükseköğretim kurumunda kayıtlı öğrenci olmak,
  • Lisansüstü seviyesinden ders almak için bir yükseköğretim kurumunda öğrenci olmak veya bir yükseköğretim kurumu mezunu olmak gerekir.

 Özel öğrenci statüsünde başvuran adayların öncelikle ilgili Enstitünün İngilizce seviyesine ilişkin belirlediği kıstasları yerine getirmiş olması gerekir.

Özel öğrenci olarak başvurunun kabul edilmesi, herhangi bir diploma programına kabul edilmek anlamına gelmemektedir. Özel öğrenciler, Sabancı Üniversitesi öğrencisi sayılmazlar ve öğrencilik haklarından yararlanamazlar.

Sabancı Üniversitesi’nden özel öğrenci olarak ders alan öğrencilere talep etmeleri durumunda kayıtlı oldukları dersleri ve bu derslerden aldıkları notları gösteren transkript verilir.


2017-2018 Akademik Yılı Bahar Dönemi Özel Öğrenci Başvuru Koşulları

Özge Akbulut "Bana Baştan Anlat" programına konuk oldu

2004 Malzeme Bilimi ve Mühendisliği mezunumuz ve aynı zamanda Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyemiz Özge Akbulut, her pazar 22.45’de teve2 ekranlarında yayınlanan, Özlem Gürses'in sunduğu "Bana Baştan Anlat" programına konuk oldu.

Özge Akbulut programda bilim hayatındaki başarısının sırrından ve akıllı ev sistemleri ile ilgili projelerinden bahsetti.

Programı izlemek için tıklayınız

Üniversitemize “Alan Odaklı Başarı Ödülü” Verildi

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Londra merkezli derecelendirme kuruluşu (QS) iş birliği ile Türkiye'deki üniversitelerin alan bazında dünya ile rekabetini ölçtürdü. Yükseköğretim kurumları derecelendirme kuruluşu QS böylece ilk kez Türkiye'deki üniversiteleri "alan bazlı" olarak dünya üniversiteleri ile karşılaştırmış oldu. 


YÖK ilk kez yaptırdığı alan bazlı değerlendirmede, dünyadaki 1100 üniversite arasına Türkiye’den  10 üniversitenin girebildiğini açıkladı. Buna göre alfabetik olarak Ankara, Bilkent, Boğaziçi, Ege, Hacettepe, İTÜ, İstanbul, Koç, ODTÜ ve Sabancı üniversitesi "Alan Odaklı Başarı Ödülü" almaya hak kazandı. 

QS Alan Odaklı Sıralama verilerine göre,   10 Türk üniversitesi, değerlendirilen 46 alandan  24’ünde yer alabildi.

Sabancı Üniversitesi; Makine, Havacılık ve Üretim Mühendisliği alanı ile Bilgisayar Bilimleri ve Bilgi Sistemleri alanlarında sıralamada yer aldı.

“Neden Olmasın” ve “Mesela Sokağı” Vanlı Öğrencilerle Buluştu

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından Sabancı Vakfı’nın desteği ve Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi’nin ortaklığıyla yürütülen proje kapsamındaki çocuk oyun atölyeleri 8 Ocak Pazartesi günü Van Tuşba Hacı Ömer Sabancı Ortaokulu, 3 ve 6. sınıf öğrencisi çocuklarla buluştu.

Gerçekleşen atölyede çocuklara “Neden Olmasın?” ve “Mesela Sokağı” isimli kutu oyunları oynatılarak toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığının artırılması hedeflendi.

Projeye Van Tuşba Hacı Ömer Sabancı Ortaokulu’ndan toplamda 45 öğrenci katıldı. 

Sabancı Üniversitesi’nde rektör değişimi

Sabancı Üniversitesi’nin rektörlük değişimi, düzenlenen törenle gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi’nin rektörlüğünü yürüten Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu, görevi Prof. Dr. Hasan Mandal’a devretti.


Sabancı Üniversitesi Rektörü Ayşe Kadıoğlu, rektörlük görevini Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın ev sahipliğinde düzenlenen törenle Hasan Mandal’a teslim etti. Sabancı Üniversitesi’nin kurucu kadroları arasında yer alan Ayşe Kadıoğlu 20 yıldır Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyeliği, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Dekanlığı ve son olarak Rektörlük görevlerinde bulundu. Ayşe Kadıoğlu SSBF Öğretim Üyesi olarak Sabancı Üniversitesi’nde ve aynı zamanda Harvard Üniversitesi Center for European Studies’de çalışmalarına devam edecek.


Genel Sekreter Haluk Bal’ın töreni başlatmasının ardından yapılan konuşmaların sonrasında Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı eşliğinde Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu, SSBF Görsel Sanatlar Stüdyo ve Atölyeler eski Sorumlusu sanatçı merhum Bayram Candan tarafından tasarlanan ve üzerinde “Sabancı Üniversitesi’nin Akademik Özgürlük Bildirisi” bulunan yazıtı yeni Rektör Prof. Dr. Hasan Mandal’a devretti. Devir Teslim Töreni, Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu adına hazırlanan tuğlanın Mezunlar Rıhtımı’na yerleştirilmesi ile sona erdi. 

"Geldiğimiz yer başarılı bir yer. Ama başarı, hareketli bir hedeftir. Daha ilerilere gideceğiz. Dünya için parlak, yeni nesiller yetiştireceğimiz yeni bir döneme başladığımıza inanıyorum."

 

Törenin ev sahipliğini yapan Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, konuşmasında rektörlük seçim süreci hakkında bilgi verirken, bu sürece destek veren tüm akademik ve idari kadroya teşekkür etti.  

Güler Sabancı törende yaptığı konuşmasında  : “Yeni bir dönem başlıyor. Hep beraber, yeni bir etap koşacağız.   Sizlerle beraber genç ve başarılı bir üniversite kurduk. Geldiğimiz yer başarılı bir yer. Ama başarı, hareketli bir hedeftir. Daha ilerilere gideceğiz.  Birlikte yarattık ve birlikte geliştireceğiz” dedi.

Güler Sabancı : “Süreçlerimizde geleneklerin önemli bir yeri var.  Daha 20 yaşımıza yeni giriyoruz. 2019 yılında eğitime başlamamızın 20. Yılını dolduracağız. Bu dönemi yaşayanlara bu geleneği oluşturmamız için önemli roller düşüyor. Kurucu Rektörümüz rahmetli Tosun Terzioğlu’ndan Nihat Berker’e geçiş sürecimizi beraber olduğumuz arkadaşlarımız hatırlarlar. Bir kere daha hatırlatmak ve söz etmek isterim.

Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti olarak ciddiye aldığımız bir uygulamamız var. Rektör arama ve seçme sürecimiz. Buna göre o gün mevcut Mütevelli Heyeti içinden Başkan, mevcut Mütevelli Heyetinde görev yapmakta olan bir akademisyen ve yine mevcut Mütevelli Heyetinde görev yapmakta olan Sabancı Üniversitesi dışından, iş dünyasından bir kişi seçme komitesi kuruyor. Eski rektörlerimiz Tosun Bey ve Nihat Bey de bu sürecin içindeydi.  Bir de kurum dışından bu konuda uzmanlığı olan, akademik dünyaya aşina bağımsız bir danışman  bu komite ile birlikte çalışıyor.  Bu süreçte Sabancı Üniversitesi’ndeki akademisyenlerden de aday olmak isteyenlere fırsat veriliyor, onlar da başvurabiliyor. İlk elemeler bağımsız uzman tarafından yapılıyor. Sona kalan 3-4 aday ile seçme komitesindeki herkes adaylar ile tek tek ve ayrı ayrı görüşüyor ve sonrasında ortak bir noktaya gelip Mütevelli Heyetine öneride bulunuyoruz.

Bu süreci aynen yaşadık ve Hasan Mandal da bu şekilde seçildi. Hasan Mandal, aradaki dönemde geçici olarak YÖK’te görev aldı ve süreçlerimizi de aktararak kendisinin yeni rektör adayı olduğunu belirttik.

Bu arada Nihat Berker’in istifası ile boşalan rektörlük görevi için Sayın Ayşe Kadıoğlu’ndan Mütevelli Heyetimiz adına bu görevi üstlenmesini rica ettim ve acele cevap vermesini istedim. Çünkü yönetim boşluğu hiç sevmez. Kendisi iki saat içinde cevap verdi ve biz de YÖK’e bildirdik. Hiçbir boşluk olmadan Ayşe Hanımı Rektör Vekili olarak atadık.  Dolayısıyla Ayşe Hanıma özel şükranım var. Üniversitemiz adına, üniversitemizin kurumsallaşması adına, kimliğin kendini koruması adına gösterdiği fedakarlık için teşekkürümü sunmak istiyorum.

Yeni bir üniversiteyiz ama görüyorsunuz ki birlikte daha güçlüyüz. Sabancı Üniversitesini Sabancı Üniversitesi yapan bu beraberlik ve birlik,  kurumu, üniversiteyi önde tutan, öncelikli tutan yaklaşımımızdır. Bu anlamda başarılı rektörlüğü için Ayşe Hocama teşekkür ediyorum. Değerli bilim insanı Hasan Mandal’a da tekrar aramıza hoş geldiniz diyorum.  Bizim için onun bugün burada olması,  tekrar yuvamıza geri dönmesi anlamı taşır. Ben inanıyorum ki hepiniz Ayşe Hanıma gösterdiğiniz desteği Hasan Beye de göstereceksiniz. Yeni bir etabı Hasan Mandal’ın liderliğinde hep beraber koşacağız.

Hasan Beye hoş geldiniz derken Sabancı Üniversitesi için bu yeni dönemde yeni ve öncü zirvelere ulaşacağımıza, yeni yarışları beraber kazanacağımıza inanıyorum.  Dünya için parlak yeni nesiller yetiştireceğimiz yeni bir döneme başladığımıza inanıyorum. Hepimize hayırlı uğurlu olsun, yolumuz açık olsun” dedi.

"Biz üniversitede yaptığımız işler ile şaşırmaya ve şaşırtmaya devam etmeliyiz. Sabancı Üniversitesi olarak zor zamanlarda bile yaptığımız işi iyi yaparak kendimizi ve dünyayı şaşırtmaya devam edeceğiz, buna şüphem yok." 

Rektörlük yaptığı dönemde birlikte çalıştığı yöneticilerden çok şey öğrendiğini söyleyen Ayşe Kadıoğlu, ilk olarak samimiyetin, açıklığın her sorunu çözmenin anahtarı olduğunu öğrendiğini ve bu konuda Kurucu Mütevelli Heyet Başkanı Güler Sabancı’yı izlemenin kendisi için çok önemli bir deneyim olduğunun altını çizdi. Bir soruna samimiyetle ve en temel soruları sorarak yaklaşmanın da ne kadar önemli olduğunu öğrendiğini ifade eden Prof. Kadıoğlu, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyetinin kendisine hep güvendiğini hissettirdiğini vurguladı. Ayşe Kadıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Mütevelli Heyeti Onursal Başkanımız rahmetli Sakıp Sabancı, Sabancı Üniversitesi’nin diğer tüm Sabancı kuruluşlarını taçlandıracağını söylemişti. Gerçekten de bir taç gibi görüldüğümüzü, üzerimize titrendiğini yakından gördüm. Güler Sabancı’nın üniversitemize verdiği önemi, değeri ve üniversitenin iyiliği için ayırdığı zamanın genişliğini yakından gözlemledim, bunu gördükçe kendimi daha da sorumlu hissettim.” 

Ayşe Kadıoğlu, Hasan Mandal’ın tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarının zaten tanıdığı bildiği bir kişi olduğunu belirterek: “Değerli Hasan hoca gerçekten üzüm yemeye/yani işin iyi yapılmasına odaklanması ile bildiğimiz bir insan. Biz Hasan hoca ile epeydir zaten birlikte çalışıyoruz---tam bir geçiş dönemi yaşadık---bunun bilincinde olduk. Kendisi benim akademik hayatımı da çok olumlu etkilemiştir--- üniversitemizde Rektör yardımcısı olduğu dönemde her zamanki mütevazılığı ile ofisime kadar gelip beni bir araştırma projesine başvurmaya teşvik etmiş, cesaret vermişti ve ben o projeyi aldığımda bunun benim ve doktora öğrencimin hayatına çok olumlu katkısı oldu. Hasan hoca, size farkettirmeden iyiliğinizi gözetir.” dedi. 

Yöneticilerin “ben yapmadım o yaptı” diyemediğini, her durumda sorumluluğu üstlenmeleri gerektiğini vurgulayan Ayşe Kadıoğlu Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Haluk Bal ile ilgili şunları söyledi: “Sevgili Haluk bey -bu süreçte en yakın çalıştığım kişi oldu kendisi- bana hep güvendi ve ben de kendisine çok güvendim, birlikte akıl yürüttük çoğu kez ve sorumluluğu hep birlikte üstlendik. Üniversitemiz için bir nimet olan bir insandır kendisi. Sorumluluk almak konusunda bir an bile  tereddüt etmeyen, örnek alınası bir yol arkadaşı oldu bana.” 

Sabancı Üniversitesi Akademik Özgürlükler Metni

Ayşe Kadıoğlu konuşmasında törene katılan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyelerine de seslenerek; “Akademisyen arkadaşlarım, üniversitenin temel varlık nedeni sizlerin bilgi üretmeniz ve bilgiyi yaygınlaştırmanızdır. Bunlar özgür bir ortam olmadan yapılabilecek işler değil. Üniversitemizin bu konuda sağlam bir temeli olduğu, daha ilk yıllarında Akademik Özgürlükler Metni hazırlaması ve bunu dünyaya web sitesinden duyurmasından dolayı zaten bellidir. Bu metinde sadece “Sabancı Üniversitesi Topluluğu'nun bütün üyeleri, derslerinde, üniversitenin içinde ve dışında yürüttükleri araştırmalarda ulaştıkları araştırma sonuçlarını yayınlama, tartışma ve yorumlamada özgürdürler” ifadesi yer almıyor; daha da ötesi yani: “Sabancı Üniversitesi öğretim kadrosu ve yönetimi, her üniversite üyesinin bireysel bilimsel görüş ya da sanatsal ifade hakkını korumakla yükümlüdür” diye de yazıyor. Bu yükümlülük/sorumluluk çok önemli. Bugün meslektaşlarımızın özgürlüğüne sahip çıkmak bizler için hayati bir sorumluluktur. Çünkü aksi takdirde üniversite varlık nedenini yitirir” dedi. 

Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Biz üniversitede yaptığımız işler ile şaşırmaya ve şaşırtmaya devam etmeliyiz. Sabancı Üniversitesi olarak zor zamanlarda bile yaptığımız işi iyi yaparak kendimizi ve dünyayı şaşırtmaya devam edeceğiz, buna şüphem yok. Yolumuz açık olsun.” 

"Üniversitemizin insan kaynağı, altyapı ve paydaşlarından oluşan tüm entelektüel varlıkları, uluslararası rekabet gücü yüksek standartlardadır. 

Bireysel mükemmellikten, birlikte yaratmaya ve geliştirmeye uzanan bu yolculuğun  sizlerle birlikte bir parçası olmaktan  dolayı çok mutluyum”   

Daha sonra söz alan Prof. Dr. Hasan Mandal, “tekrar aranızda olmaktan, evime dönmekten dolayı çok heyecanlı ve mutlu olduğumu bildirmek istiyorum. Bundan 7 yıl önce, Mart 2011’de Sabancı Üniversitesi’ne katıldığımda ilk aşamada hissettiğim heyecanla birlikte çekingenlik, sonrasında çalıştığım arkadaşlarımın ve sizlerin samimi yaklaşımı ve katkıları ile bağlılığa, hep daha iyisi için birlikte çalışma ve üretme azmine dönüştü. Bunun sonucunda da üniversitemizin ulusal ve uluslararası düzeyde başarı odaklı tanınırlığı arttı.

Önümüzdeki yeni dönemde, Üniversitemizin var olma sebebi olan “birlikte yaratmak ve geliştirmek” misyonumuza daha fazla sarılarak, ortak hedeflerimiz için üniversitemizin 3 fakültesindeki tüm programlarımızda, merkezlerimizde ve forumlarımızda çalışmalarımızı geliştireceğiz

2017-2022 yıllarını kapsayan stratejik planımız için vizyonumuz; “Sabancı Üniversitesi, lider ve yenilikçi konumunu, toplum üzerinde dönüştürücü etkileri olan araştırmalar yürüterek ve geleceği tasarlayacak bireyler yetiştirerek, ileriye taşıyacaktır.” Sabancı Üniversitesi Markasını güçlendirmek için belirlenen hedeflerimiz ise;

  • Sabancı Üniversitesi’nin eğitimdeki öncü rolünü sürdürmek
  • Nitelikli araştırma hacmimizi arttırmak
  • Yüksek nitelikli insan kaynağını çekmek ve korumak
  • Üniversitenin finansal sürekliliğini sağlamak
  • Yenilikçilik ve girişimcilikteki liderliğimizi sürdürmek
  • Uluslararasılaşma düzeyimizi geliştirmektir. 

Bu kapsamda ana çatıyı oluşturan kurumsal misyonumuz olan “birlikte yaratmak ve geliştirmek” ile süreci kararlılıkla yine birlikte uygulayacağız. Üniversitemizin en güçlü yönlerinin başında işbirliği geliştirme ve sürdürme potansiyeli gelmektedir. Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi sıralamasında 6 yıl üstüste İşbirliği ve Etkileşim boyutundan tam puan olan 25 puan almamız bunun en somut örneklerinden biridir.

Üniversitemizin insan kaynağı, altyapı ve paydaşlarından oluşan tüm entelektüel varlıkları; uluslararası rekabet gücü yüksek standartlardadır

Birinci önceliğimiz kurumsal şeffaf bir yapı içerisinde öğrencilerimize, öğretim üyelerimize, araştırmacılarımıza, idari personelimize, iç ve dış kurullarımıza ve tüm dış paydaşlarımıza karşı şeffaflık ilkesine bağlı hareket etmek ve  bunu sağlamak için ihtiyaç duyulan tüm yapısal süreçleri gerçekleştirmektir.

“Birlikte yaratmak ve geliştirmek” misyonu her söylediğimde ve duyduğumda beni çok heyecanlandırıyor. Birlikte olmak, önce “bir”in mükemmelliğinde olmayı, tek olmayı çağrıştırıyor; aynı zamanda hemen devamında “bir arada” olma, birlik halini anlatıyor. Bireysel mükemmellikten, birlikte yaratmaya ve geliştirmeye uzanan bir yolculuk olarak görüyorum bunu. Sizlerle birlikte bu yolculuğun bir parçası olmaktan ve her biriniz ile yolumuzun kesişmesinden dolayı çok mutlu olduğumu paylaşarak sözlerimi tamamlamak istiyorum dedi. 

Prof. Hasan Mandal hakkında : 

1965 yılında Eskişehir'de doğan Hasan Mandal, 1987 yılında ODTÜ, Metalurji Mühendisliği Bölümü’nden Lisans derecesini “Şeref Öğrencisi” olarak aldı. 1992’de İngiltere Newcastle Üniversitesi’nden Doktora unvanını aldı. 1992-1994 yıllarında İngiltere Newcastle Üniversitesinde, 1997-1998 yıllarında da Almanya Karlsruhe Üniversitesinde doktora sonrası araştırmalarda bulundu. 

Prof. Dr. Hasan Mandal 1994 yılında Anadolu Üniversitesi, Seramik Mühendisliği Bölümünde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. 1996’da Doçent, 2001’de Profesör unvanını almıştır. Prof. Mandal’ın 70’i SCI kapsamındaki dergilerde yayınlanmış 140’ın üzerinde eseri ve ayrıca uluslararası kapsamda 6 adet patenti bulunuyor. Atıf sayısı 1200, H-index’i ise 16’dır. 

TÜBİTAK Bilim Ödülü de olmak üzere ulusal ve uluslararası düzeyde farklı ödüllere layık görülen Prof. Mandal, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Dünya Seramik Akademisi (WAC) ve Avrupa Akademisi (Academia Europaea) üyesidir.  

Prof. Mandal, 2006-2010 yılları arasında Anadolu Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığı, 2010-2011 Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcılığı, 2011-2015 yılları arasında Sabancı Üniversitesi, Araştırma ve Lisansüstü Politikalar Direktörü ve Rektör Yardımcısı olarak görev yaptı. 

Hasan Mandal Nisan 2015 tarihinde YÖK Üyesi ve YÖK Yürütme Kurulu Üyeliğine atandı. Temmuz 2016 tarihinde de YÖK Başkan Vekilliğine seçildi.  

Hasan Mandal’ın detaylı özgeçmişi için tıklayınız.

Ayşe Kadıoğlu tam konuşma metni için tıklayınız.

Hasan Mandal tam konuşma metni için tıklayınız.

İlber Ortaylı ile "Kavalalı Mehmed Ali Paşa Ailesi” konferansı

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, yeni bir konferans serisine başlıyor… 

“Boğaziçi’nde Bir Hanedan: Kavalalı Mehmed Ali Paşa Ailesi” adlı konferans serisinin ilk konuşması, Prof. Dr. İlber Ortaylı ile 20 Ocak’ta SSM’de.

 

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), hayata geçireceği yeni konferans serisiyle sanat ve tarih meraklılarını geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

SSM, müzenin ana binası Atlı Köşk’ün de ilk sahipleri olan Kavalalı Ailesi’nin hayatını konu alan “Boğaziçi’nde Bir Hanedan: Kavalalı Mehmed Ali Paşa Ailesi” adlı bir konferans serisine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.  

19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ve Kavalalı Hanedanı konusunda uzman, mimarlık ve sanat tarihçilerinin eşliğinde düzenlenecek konferans serisi, 20 Ocak Cumartesi saat 14.00’te Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın “19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ve Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı’nın Yükselişi” başlıklı konuşmasıyla açılıyor. “Boğaziçi’nde Bir Hanedan: Kavalalı Mehmed Ali Paşa Ailesi” konferans serisi, bu sene 25. yılını kutlayan CarrefourSA’nın katkılarıyla Haziran 2018’e kadar, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın Kavala’daki yaşamı, sıradışı aile üyeleri, hanedanın İstanbul’daki mimari izleri, sanat hamilikleri gibi farklı konu başlıkları ve konuşmacılarla devam edecek.

* Etkinlik müze ziyaretçilerine ücretsizdir.

Ayrıntılı bilgi için; www.sakipsabancimuzesi.org veya 0 (212) 277 22 00 

Sabancı Üniversitesi’nde rektör değişimi

Sabancı Üniversitesi’nin rektörlük değişimi, düzenlenen törenle gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi’nin rektörlüğünü yürüten Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu, görevi Prof. Dr. Hasan Mandal’a devretti.


Sabancı Üniversitesi Rektör vekili Ayşe Kadıoğlu, rektörlük görevini Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın ev sahipliğinde düzenlenen törenle Hasan Mandal’a teslim etti. Sabancı Üniversitesi’nin kurucu kadroları arasında yer alan Ayşe Kadıoğlu 20 yıldır Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyeliği, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Dekanlığı ve son olarak Rektörlük görevlerinde bulundu. Ayşe Kadıoğlu SSBF Öğretim Üyesi olarak Sabancı Üniversitesi’nde ve aynı zamanda Harvard Üniversitesi Center for European Studies’de çalışmalarına devam edecek.

Genel Sekreter Haluk Bal’ın tören açışından sonra yapılan konuşmaların ardından Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı eşliğinde Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu, SSBF Görsel Sanatlar Stüdyo ve Atölyeler eski Sorumlusu sanatçı merhum Bayram Candan tarafından tasarlanan ve üzerinde “Sabancı Üniversitesi’nin Akademik Özgürlük Bildirisi” bulunan yazıtı yeni Rektör Prof. Dr. Hasan Mandal’a devretti. Devir Teslim Töreni, Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu adına hazırlanan tuğlanın Mezunlar Rıhtımı’na yerleştirilmesi ile sona erdi. 

Geldiğimiz yer başarılı bir yer. Ama başarı, hareketli bir hedeftir. Daha ilerilere gideceğiz. Dünya için parlak, yeni nesiller yetiştireceğimiz yeni bir döneme başladığımıza inanıyorum. 

Törenin ev sahipliğini yapan Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, konuşmasında rektörlük seçim süreci hakkında bilgi verirken, bu sürece destek veren tüm akademik ve idari kadroya teşekkür etti.  

Güler Sabancı törende yaptığı konuşmasında  : “Yeni bir dönem başlıyor. Hep beraber, yeni bir etap koşacağız.   Sizlerle beraber genç ve başarılı bir üniversite kurduk. Geldiğimiz yer başarılı bir yer. Ama başarı, hareketli bir hedeftir. Daha ilerilere gideceğiz.  Birlikte yarattık ve birlikte geliştireceğiz” dedi.

Güler Sabancı : “Süreçlerimizde geleneklerin önemli bir yeri var.  Daha 20 yaşımıza yeni giriyoruz. 2019 yılında eğitime başlamamızın 20. Yılını dolduracağız. Bu dönemi yaşayanlara bu geleneği oluşturmamız için önemli roller düşüyor. Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti olarak ciddiye aldığımız bir uygulamamız var. Rektör arama ve seçme sürecimiz. Bu süreci aynen yaşadık ve Hasan Mandal da bu şekilde seçildi.   

Yeni bir üniversiteyiz ama görüyorsunuz ki birlikte daha güçlüyüz. Sabancı Üniversitesini Sabancı Üniversitesi yapan bu beraberlik ve birlik,  kurumu, üniversiteyi önde tutan, öncelikli tutan yaklaşımımızdır.  Bu anlamda Ayşe Hocama çok teşekkür ediyorum.  Ayşe Kadıoğlu’na Üniversitemiz adına, üniversitemizin kurumsallaşması adına, kimliğin kendini koruması adına gösterdiği fedakarlık ve başarılı rektörlük süreci için özel şükranım var.  Değerli bilim insanı Hasan Mandal’a da tekrar aramıza hoş geldiniz diyorum. Bizim için onun bugün burada olması,  tekrar yuvamıza geri dönmesi anlamı taşır. Ben inanıyorum ki hepiniz Ayşe Hanıma gösterdiğiniz desteği Hasan Beye de göstereceksiniz. Yeni bir etabı Hasan Mandal’ın liderliğinde hep beraber koşacağız.

Hasan Beye hoş geldiniz derken Sabancı Üniversitesi için bu yeni dönemde yeni ve öncü zirvelere ulaşacağımıza, yeni yarışları beraber kazanacağımıza inanıyorum.  Dünya için parlak yeni nesiller yetiştireceğimiz yeni bir döneme başladığımıza inanıyorum. Hepimize hayırlı uğurlu olsun, yolumuz açık olsun” dedi.

Sabancı Üniversitesi olarak üniversitede yaptığımız iyi işler ile şaşırmaya ve şaşırtmaya devam edeceğiz, buna şüphem yok. 

Rektör Vekili olarak görev dönemde birlikte çalıştığı yöneticilerden çok şey öğrendiğini söyleyen Ayşe Kadıoğlu, ilk olarak samimiyetin, açıklığın her sorunu çözmenin anahtarı olduğunu öğrendiğini ve bu konuda Kurucu Mütevelli Heyet Başkanı Güler Sabancı’yı izlemenin kendisi için çok önemli bir deneyim olduğunun altını çizdi. Bir soruna samimiyetle ve en temel soruları sorarak yaklaşmanın da ne kadar önemli olduğunu öğrendiğini ifade eden Prof. Kadıoğlu, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyetinin kendisine hep güvendiğini hissettirdiğini vurguladı. Ayşe Kadıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Mütevelli Heyeti Onursal Başkanımız rahmetli Sakıp Sabancı, Sabancı Üniversitesi’nin diğer tüm Sabancı kuruluşlarını taçlandıracağını söylemişti. Gerçekten de bir taç gibi görüldüğümüzü, üzerimize titrendiğini yakından gördüm. Bunu gördükçe kendimi daha da sorumlu hissettim.” 

Ayşe Kadıoğlu, Hasan Mandal’ın tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarının zaten tanıdığı bildiği bir kişi olduğunu belirterek: “Biz Hasan hoca ile epeydir zaten birlikte çalışıyoruz-tam bir geçiş dönemi yaşadık-bunun bilincinde olduk. Kendisi benim akademik hayatımı da çok olumlu etkilemiştir- Hasan hoca, size farkettirmeden iyiliğinizi gözetir.” dedi. 

Yöneticilerin “ben yapmadım o yaptı” diyemediğini, her durumda sorumluluğu üstlenmeleri gerektiğini vurgulayan Ayşe Kadıoğlu, Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Haluk Bal için birlikte akıl yürüttük çoğu kez sorumluluğu hep birlikte üstlendik. Sorumluluk almak konusunda bir an bile tereddüt etmeyen, örnek alınası bir yol arkadaşı oldu bana” dedi. 

Üniversitelerin temel varlık nedeni bilgi üretmek ve yaygınlaştırmaktır

Ayşe Kadıoğlu konuşmasında törene katılan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyelerine de seslenerek; “Akademisyen arkadaşlarım, üniversitenin temel varlık nedeni sizlerin bilgi üretmeniz ve bilgiyi yaygınlaştırmanızdır. Bunlar özgür bir ortam olmadan yapılabilecek işler değil. Üniversitemizin bu konuda sağlam bir temeli olduğu, daha ilk yıllarında Akademik Özgürlükler Metni hazırlaması ve bunu dünyaya web sitesinden duyurmasından dolayı zaten bellidir. Bu yükümlülük/sorumluluk çok önemli, dedi.

Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Biz üniversitede yaptığımız işler ile şaşırmaya ve şaşırtmaya devam etmeliyiz. Sabancı Üniversitesi olarak zor zamanlarda bile yaptığımız işi iyi yaparak kendimizi ve dünyayı şaşırtmaya devam edeceğiz, buna şüphem yok. Yolumuz açık olsun.” 

Üniversitemizin insan kaynağı, altyapı ve paydaşlarından oluşan tüm entelektüel varlıkları, uluslararası rekabet gücü yüksek standartlardadır. 

Bireysel mükemmellikten, birlikte başarmaya  uzanan bu yolculuğun sizlerle birlikte bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum”  

 

Daha sonra söz alan Prof. Dr. Hasan Mandal, “tekrar aranızda olmaktan, evime dönmekten dolayı çok heyecanlı ve mutlu olduğumu bildirmek istiyorum. Bundan 7 yıl önce, Mart 2011’de Sabancı Üniversitesi’ne katıldığımda ilk aşamada hissettiğim heyecanla birlikte çekingenlik, sonrasında çalıştığım arkadaşlarımın ve sizlerin samimi yaklaşımı ve katkıları ile bağlılığa, hep daha iyisi için birlikte çalışma ve üretme azmine dönüştü. Bunun sonucunda da üniversitemizin ulusal ve uluslararası düzeyde başarı odaklı tanınırlığı arttı. 

Önümüzdeki yeni dönemde, Üniversitemizin var olma sebebi olan “birlikte yaratmak ve geliştirmek” misyonumuza daha fazla sarılarak, ortak hedeflerimiz için üniversitemizin üç fakültesindeki tüm programlarımızda, merkezlerimizde ve forumlarımızda çalışmalarımızı geliştireceğiz. Üniversitemizin en güçlü yönlerinin başında işbirliği geliştirme ve sürdürme potansiyeli gelmektedir. Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi sıralamasında 6 yıl üstüste İşbirliği ve Etkileşim boyutundan tam puan olan 25 puan almamız bunun en somut örneklerinden biridir. 

2017-2022 yıllarını kapsayan stratejik planımız için vizyonumuz; “Sabancı Üniversitesi, lider ve yenilikçi konumunu, toplum üzerinde dönüştürücü etkileri olan araştırmalar yürüterek ve geleceği tasarlayacak bireyler yetiştirerek, ileriye taşıyacaktır.” Sabancı Üniversitesi Markasını güçlendirmek için belirlenen hedeflerimiz ise;

  • Sabancı Üniversitesi’nin eğitimdeki öncü rolünü sürdürmek
  • Nitelikli araştırma hacmimizi arttırmak
  • Yüksek nitelikli insan kaynağını çekmek ve korumak
  • Üniversitenin finansal sürekliliğini sağlamak
  • Yenilikçilik ve girişimcilikteki liderliğimizi sürdürmek
  • Uluslararasılaşma düzeyimizi geliştirmektir.

2017-2022 yıllarını kapsayan stratejik planımızı, performans göstergelerimizi belirleyerek her birimize düşen sorumluluklarımız bazında izleyecek, değerlendirecek ve sürekli gelişim odağı ile daha da iyileştireceğiz ve geliştireceğiz.

Bunun içinde önceliğimiz kurumsal şeffaf bir yapı içerisinde öğrencilerimize, öğretim üyelerimize, araştırmacılarımıza, idari personelimize, iç ve dış kurullarımıza ve tüm dış paydaşlarımıza karşı şeffaflık ilkesine bağlı hareket etmek ve bunu sağlamak için ihtiyaç duyulan tüm yapısal süreçleri gerçekleştirmektir. 

Üniversitemizin insan kaynağı, altyapı ve paydaşlarından oluşan tüm entelektüel varlıkları; uluslararası rekabet gücü yüksek standartlardadır. Bu varlıkları en etkin şekilde geliştirmenin yolu da işbirliği zemini üzerinden stratejilerini geliştirmesine ve dinamik, esnek, hızlı karar alan ve sonuca giden bir süreç oluşturmasına dayanmaktadır. Bu kapsamda kurum içi ve kurum dışı işbirliği anlayışımızı bir adım öteye götürecek yapısal düzenlemeler ve teşvik edici yeni unsurlar üzerine çalışmamız önem kazanacaktır.

 “Birlikte yaratmak ve geliştirmek” misyonu her söylediğimde ve duyduğumda beni çok heyecanlandırıyor. Birlikte olmak, önce “bir”in mükemmelliğinde olmayı,; aynı zamanda hemen devamında “bir arada” olma, birlik halini anlatıyor. Bireysel mükemmellikten, birlikte tasarlamaya, üretmeye, geliştirmeye ve en önemlisi başarmaya kadar uzanan bir yolculuk olarak görüyorum bunu. Sizlerle birlikte bu yolculuğun bir parçası olmaktan ve her biriniz ile yolumuzun kesişmesinden dolayı çok mutluyum, dedi. 

Prof. Hasan Mandal hakkında : 

1965 yılında Eskişehir'de doğan Hasan Mandal, 1987 yılında ODTÜ, Metalurji Mühendisliği Bölümü’nden Lisans derecesini “Şeref Öğrencisi” olarak aldı. 1992’de İngiltere Newcastle Üniversitesi’nden Doktora unvanını aldı. 1992-1994 yıllarında İngiltere Newcastle Üniversitesinde, 1997-1998 yıllarında da Almanya Karlsruhe Üniversitesinde doktora sonrası araştırmalarda bulundu. 

Prof. Dr. Hasan Mandal 1994 yılında Anadolu Üniversitesi, Seramik Mühendisliği Bölümünde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. 1996’da Doçent, 2001’de Profesör unvanını almıştır. Prof. Mandal’ın 70’i SCI kapsamındaki dergilerde yayınlanmış 140’ın üzerinde eseri ve ayrıca uluslararası kapsamda 6 adet patenti bulunuyor. Atıf sayısı 1200, h-index’i ise 16’dır. 

TÜBİTAK Bilim Ödülü de olmak üzere ulusal ve uluslararası düzeyde farklı ödüllere layık görülen Prof. Mandal, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Dünya Seramik Akademisi (WAC) ve Avrupa Akademisi (Academia Europaea) üyesidir.  

Prof. Mandal, 2006-2010 yılları arasında Anadolu Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığı, 2010-2011 Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcılığı, 2011-2015 yılları arasında Sabancı Üniversitesi, Araştırma ve Lisansüstü Politikalar Direktörü ve Rektör Yardımcısı olarak görev yaptı.  

Hasan Mandal Nisan 2015 tarihinde YÖK Üyesi ve YÖK Yürütme Kurulu Üyeliğine atandı. Temmuz 2016 tarihinde de YÖK Başkan Vekilliğine seçildi.  Detaylı özgeçmiş ektedir.  

Yapay zeka dost mu düşman mı?

CNN Türk'te yayınlanan, Emin Çapa tarafından hazırlanıp sunulan 'Dünyanın 1001 Hali' programında bu hafta "Yapay Zeka" konusu tartışıldı. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Esra Erdem ve Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği 2005 mezunumuz Ece Kamar yapay zeka konusunda Emin Çapa'nın sorularını yanıtladı.

Yapay zeka tehdit mi, dost mu tartışmaları ve konunun etik boyutunun ele alındığı programı aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz.

Abone ol