Ana içeriğe atla

Petrol ve İklim

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), petrol ve iklim çalışmaları ile bu hafta Hürriyet Gazetesi'nde yer aldı. 

ABD eski Başkanı George W. Bush'un enerji danışmanı ve Rapidan Enerji Grup Başkanı Robert McNally, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC)'nin konuğu oldu. Robert McNally'ın "Petrol Fiyat Çalkantısının Geri Dönüşü" başlıklı seminerine Hürriyet gazetesi yer verdi. 6 Şubat tarihli Hürriyet gazetesi haber küpürünü bu linkten okuyabilirsiniz. 

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) tarafından düzenlenen İklim Kafe toplantısında "Çiftçiler İklim Değişikliğine Nasıl Uyum Sağlıyor? 700 Çiftçiyle Yapılan Anket Sonuçları" başlıklı rapor ele alındı. 9 Şubat tarihli Hürriyet Gazetesinde yer alan haber küpürünü bu linkten okuyabilirsiniz.

          

"Petrol Fiyat Çalkantısının Geri Dönüşü" semineri

ABD eski Başkanı George W. Bush'un enerji danışmanı ve Rapidan Enerji Grup Başkanı Robert McNally, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC)'nin konuğu oldu. Robert McNally'ın "Petrol Fiyat Çalkantısının Geri Dönüşü" başlıklı seminerine Hürriyet gazetesi yer verdi.

Konu ile ilgili Hürriyet gazetesinde yer alan Merve Erdil imzalı haber için tıklayınız.

Sabancı Üniversitesi Asya’nın en iyi üniversiteleri arasında 34. oldu

Sabancı Üniversitesi Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması’nda 34. sırada yer aldı. 

Üçyüzellidokuz üniversitenin sıralandığı Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması’na bu yıl Türkiye’den 22 üniversite girdi. Geçen yıl sıralamaya Türkiye’den 17 üniversite girmişti. 

THE Asya Üniversiteleri Sıralaması’nın metodolojisi, Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda olduğu gibi Eğitim, Araştırma, Atıf, Uluslararası Görünüm ve Sanayi Gelirleri ana boyutlarını oluşturan 13 göstergeden oluşuyor. 

7 Şubat 2018 tarihinde açıklanan sonuçlara göre; Sabancı Üniversitesi’nin bu yıl 34. sırada yer aldığı Asya Üniversiteleri Sıralamasında, Dünya Üniversiteler Sıralaması ile aynı göstergeler kullanılıyor, ancak farklı olarak ana boyutlar ve ana boyutları oluşturan göstergelerin ağırlıklarında Asya Üniversiteleri Sıralamasına özgü değişiklikler yapılmış. Bu kapsamda Asya Üniversiteleri Sıralamasında; itibar anketlerinin gösterge ağırlığı düşürülmüş, sanayi gelirleri araştırma gelirleri ve üretkenlik (yayın sayısı) göstergelerinin ağırlığı ise yükseltilmiş. 

THE Asya Üniversiteleri Sıralaması’na bu yıl Türkiye’den giren diğer üniversiteler ve başarı sıralamaları şöyle: Koç Üniversitesi 31. (geçen yıl 27.), Bilkent Üniversitesi 54. (geçen yıl 46.), Boğaziçi Üniversitesi 67. (geçen yıl 52.), İTÜ 91. (geçen yıl 79.), ODTÜ 120 (geçen yıl 101-110), Atılım Üniversitesi 123. (geçen yıl 64.), Hacettepe Üniversitesi 138. (geçen yıl 167-170), Gebze Teknik Üniversitesi 185., İstanbul Üniversitesi 191. (geçen yıl 161-170),  İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 196. (geçen yıl 191-200), Akdeniz, Erciyes, Marmara ve  TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversiteleri 201-250, Yıldız Teknik Üniversitesi 251-300 (geçen yıl 201-250), Anadolu, Ankara, Dokuz Eylül ve Gazi Üniversiteleri 301-350, Ondokuz Mayıs ve Yeditepe Üniversiteleri ise 351+.

 

 

11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü

Öğretim üyelerimizin, araştırmacılarımızın ve öğrencilerimizin 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü' kutlu olsun.

#InternationalDayofWomenandGirlsinScience 

#WomenInSTEM

TÜSİAD eğitim kampı devam ediyor

Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şirin Tekinay'ın açılış konuşmasını yaptığı TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! yarışmasının 2018 Eğitim Kampı, Sabancı Üniversitesi öğrencilerine açık olan programlarıyla kampüsümüzde devam ediyor. 

TÜSİAD tarafından, girişimcilik kültürünü Türkiye geneline yaymak ve girişimci üniversite öğrencilerine iş dünyasının deneyimlerinden faydalanabilecekleri kapsamlı bir süreç deneyimi sunmak amacıyla düzenlenen TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! yarışmasının 2018 Eğitim Kampı devam ediyor.

Kamp süresince öğrenciler iş fikirlerini hayata geçirecek yatırımcılarla paneller ve oturumlarda buluşuyor. 

Sabancı Üniversitesi'nin mekan sponsoru olduğu eğitim kampına Sabancılılar da katılım sağlayabilir:

PROGRAM

09 Şubat 2018 Cuma

16:30-17:30 PANEL: SOSYAL GİRİŞİMCİ OLMAK 

Moderatör: İstem Akalp | Ashoka Sosyal Girişimcilik Programları Direktörü 

Mehmet Atakan Foça | Teyit.org Kurucusu

Ayşe Sabuncu | Impact Hub İStanbul Kurucu Ortağı 

Gözde Şekercioğlu | Önemsiyoruz Kurucusu

İsmail Çakmak'ın dünya çapındaki projesi Hürriyet'te

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik programı Öğretim Üyemiz İsmail Çakmak, 9 yıldır dünya çapında yürüttüğü "HarvestPlus" projesini Hürriyet gazetesine verdiği röportajda anlatıyor. Çakmak, röportajda buğdaydaki mikro besinlerin yetersizliği ile kendini gösteren gizli açlık konusunu gündeme getirerek çarpıcı bir tablo sunuyor.

Hürriyet gazetesinde, ilk sayfada logo üstünde "Tahılların Efendisi" başlığı ile yer verilen öğretim üyemiz İsmail Çakmak'ın haberini aşağıdaki bağlantıları tıklayarak okuyabilirsiniz:

 

Robert McNally, Sabancı Üniversitesi IICEC’in davetlisi olarak İstanbul’daydı

Robert McNally, Sabancı Üniversitesi IICEC’in davetlisi olarak İstanbul’daydı

Petrolü daha az kullanacağımız konusunda şüphelerim var.”

 

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), enerji ve iklim alanlarının kilit paydaşlarını bir araya getirmeye devam ediyor. Sektörün önemli isimlerinin buluştuğu seçkin bir platform yaratan IICEC’in son konuğu, Rapidan Energy Group Başkanı Robert McNally oldu. “Petrol Fiyat Çalkantısının Geri Dönüşü” başlıklı bir seminer veren McNally, petrolde alışılmadık fiyat dalgalanmalarının sürmesini beklediğini ve bu volatiliteye hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. 

Enerji ve iklim alanlarında fikir alışverişi ve gelişimi teşvik eden Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), bu hedef doğrultusunda sektörün önemli isimlerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. IICEC’in davetlisi olarak İstanbul’da bulunan , Karaköy’de Sabancı Üniversitesi Minerva Palas’ta, “Petrol Fiyat Çalkantısının Geri Dönüşü” başlıklı bir seminer verdi. Washington merkezli danışmanlık firması Rapidan Energy Group’un Başkanı McNally, daha önce Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi’nde uluslararası enerjiden sorumlu üst düzey direktör olarak görev aldı.

“Petrolde fiyat stabilizasyonu hayatidir”
Petrolün modern dünyanın yaşam damarı olduğunu belirterek sözlerine başlayan McNally, tüm ekonomi dinamiklerinin aslında petrol fiyatlarına bağlı olduğunu belirtti. Bu yüzden, petrol fiyatlarındaki dalgalanmanın; büyüme göstergeleri, merkez bankaları, hava taşımacılığı, askeri planlamalar vs. için önemli problemler doğurduğunu ifade etti.

Fiyat değişikliklerini anlamak için tarihe bakmak gerektiğini belirten McNally, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların petrolün doğası olduğunu söyledi. Fiyat dalgalanmalarına karşı tedbir ihtiyacının 150 yıldan eski olduğunu anlatan McNally; Rockefeller Ailesi’nin, Teksas Demiryolu Komisyonu’nun ve OPEC’in, fiyat regülatörü olarak gördüğü işlevi, öne çıkan örnekler üzerinden anlattı. ABD’nin 1972’de regülatör rolünden çıktığını, Suudi Arabistan’ın 1986’da piyasaya sürdüğü petrolle birlikte fiyatların çok düştüğünü belirten McNally, 1986 – 2006 arası nispeten rutin gerçekleşen fiyat seyrinde, 2006 sonrası dalgalanmaların ekonomiler için yıkıcı nitelikte olduğunu kaydetti.

“Günümüzdeki dalgalanmalar alışılmadık; 20 – 150 $ aralığına hazırlıklı olunmalı”
Günümüz petrol fiyatlarındaki dalgalanmayı, tarihin önceki dönemlerindekilere kıyasla normal bulmadığını belirten McNally, şöyle konuştu: 

“Herkes “yeni normal”in ne olduğunu merak ediyor. Günümüzdeki dalgalanmalar normal değil. Çeşitli beklentiler var. Son 3 senedeki istikrara aldanmamak gerekli. Piyasanın hassas dengelerin açısından yeni normalde 20 – 150 $ aralığına hazırlıklı olmak gerekiyor.”

“Yeşil politikalara rağmen petrolle çalışan araçlara talep yüksek”

Elektrikli araçların kullanımının artacağı ve bunun petrole talebini düşüreceğine dair inanışı isabetli bulmadığını anlatan McNally, “Devletler elektrikli araç kullanımını öne çıkaran çok keskin hedefler koyuyor ve bu hedeflere uygulamaya yönelik adımlar atıyor. Buna karşın, Çin ve Orta Asya ülkeleri gibi çok hızlı gelişen ekonomilerde, “yeşil politikalar” konuşulsa da satın alımlara baktığınızda petrolle çalışan büyük araçların elektrikli araçlara göre daha fazla tercih edildiğini görüyoruz. Yani bu ülkeler büyüdükçe petrol talepleri düşmenin aksine artıyor” dedi.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2015 – 2040 arası petrol talebine dair öngörüsüne de değinen McNally, OECD ülkelerinin değişken olmayan bir talep çizgisinde bulunduğunu, fakat kalan ülkelerin gittikçe büyüyen bir talebi bulunduğunu belirtti ve ekledi: “Petrolü daha az kullanacağımız konusunda şüphelerim var.”

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Hakkında

Küresel enerjinin buluşma noktası ve enerji politikalarına yön veren “Kutup Yıldızı” olarak tanımlanan Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), çalışmalarına 2010 yılında başladı. IICEC, enerji ve iklim konularında nesnel araştırmalar üreterek, bölge ve dünya için sürdürülebilir bir geleceğe yönelik çözümlerin geliştirilmesine katkıda bulunmak hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor.

Sabancı Üniversitesi-IICEC, karar alıcıları, endüstri temsilcilerini, akademisyenleri, kanaat önderlerini ve enerji ve iklim alanlarında yer alan kilit paydaşları bir araya getiren üst düzey bir platform sağlayarak fikir alışverişi ve gelişimini teşvik ederken; faaliyetlerini, hükümetler, endüstri ortakları, uluslararası organizasyonlar, diğer üniversiteler ve araştırma kuruluşları ile etkileşim içinde yürütüyor.

IICEC’in oluşturulması kararında, Türkiye'nin uluslararası enerji bağlamındaki giderek artan rolü ve Avrupa ile Asya'nın buluştuğu İstanbul'un stratejik konumu etkili oldu. İstanbul’da, Sabancı Üniversitesi Karaköy Minerva Palas'ta yer alan merkez, hem üretici hem tüketici tarafındaki, mevcut ve gelişmekte olan küresel enerji piyasası oyuncularının ortasında konumlandı. IICEC, bu stratejik konumdan da faydalanarak, küresel ölçüde tanınan bir network olup, enerji ve iklim konularının geleceğine yönelik uluslararası bir yaklaşıma duyulan ihtiyacı karşılamaya hizmet ediyor. IICEC, Türkiye’nin önde gelen enerji şirketlerinden, Enerjisa, Engie, Eren Holding, Shell, Siemens ve Zorlu Enerji Grubu tarafından destekleniyor. 

 

Siber güvenlik hassasiyeti Duygu’ya ödül getirdi

Bu yıl ilk defa Kamu Siber Güvenlik Derneği (KSGD) girişimiyle verilen “Siber Güvenlik Doktora ve Yüksek Lisans Tez Ödülü”nü Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği doktora programı mezunlarımızdan, misafir öğretim görevlimiz Duygu Karaoğlan Altop kazandı. 


Duygu, MDBF öğretim üyemiz Prof. Dr. Albert Levi yönetiminde, Gövde Alan Ağları Güvenliği üzerine yürüttüğü doktora çalışmaları ile bu ödüle layık görüldü. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen tez sunumunda, hassas kişisel bilgilerin algılandığı, depolandığı ve iletiştiği duyarga düğümleri arasındaki güvenliğin önemine vurgu yapan mezunumuz, kalp pilinin EKG sinyalinin ele geçirilmesiyle elektrik şoku uygulanabileceği örneği ile konuyu çarpıcı bir biçimiyle ele aldı. Altop, bu cihazlar üzerine hedefli saldırlar gerçekleştirilebileceği gibi, hassas kişisel bilgilerin mahremiyetinin de tehlikeye düşebileceğinin altını çizdi.

Kişisel bilgilerin güvenliği konusunun hassas detaylarını ve ödüllü araştırmasını mezunumuzla konuşma fırsatı bulduk ve Duygu’ya sorularımızı yönelttik;

Tez konundan biraz bahsedebilir misin?

Tezimin başlığı "Gövde Alan Ağları'nda Güvenli Ağ İçi İletişim" (Secure Intra-Network Communications for Body Area Networks). Gövde Alan Ağı dediğimiz yapı yaygın bilişim tekniklerinin de kullanımıyla bireylerin sağlık durumlarının gerçek zamanlı, sürekli ve uzaktan takip edilebilmesini sağlıyor. 

Nasıl bir sistem geliştirdin? 

Bu ağlar giyilebilir sensörler sayesinde, bireylerin günlük yaşamlarını bozmadan, kullanıcıların hayati önem taşıyan fizyolojik sinyallerini takip ediyor. Söz konusu sensörler kullacılarından hassas kişisel tıbbi bilgiler toplayıp bu bilgileri kablosuz ağ üzerinden paylaştıkları için veri güvenliğini sağlamak oldukça önemli. Ancak bu sensörlerin kapasiteleri öyle bilgisayarlarımız telefonlarımız gibi değil, oldukça düşük, bu nedenle de diğer alanlarda kullanılan güvenlik yöntemleri burada kullanılamıyor ve dolayısıyla sisteme özel modelleme yapmak gerekiyor. Bu bağlamda biz sensörlerin hali hazırda topluyor olduğu EKG, kan basıncı, nabız gibi fizyolojik sinyallerden kriptografik anahtar üretebildiği bir sistem geliştirdik. 

Diğer bir deyişle, farklı fizyolojik sinyaller ölçümleyen sensörlerin arasında gerçekleşen iletişimin güvenliğini sağlayan anahtarlar yine bu sensörlerin ölçümlediği sinyallerden oluşturuldu.  Böylece, hem kullanıcının herhangi bir şifre hatırlama gereksinimini ortadan kaldırdık, hem de kişiye özel anahtar üretmiş olduk. Bu çalışmalarımızdan 3 konferans bildirisi, 3 de dergi yayını çıktı.

Aldığın ödülü nasıl değerlendiriyorsun?

Aldığım ödülün, bu alanda çalışanları motive edeceğini düşünüyorum. Önemli bir kurumdan aldığım için de hem çok mutlu oldum ve hem onur duydum. Bu ödülü almış olmama vesile olan Prof. Dr. Albert Levi'ye de sizin aracılığınızla bana eğitim hayatım boyunca vermiş olduğu her türlü destekten ötürü sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim.

Siber güvenlik konusu günümüzün önemli gündemlerinden birisi aslında, bu konuda dikkat çekmek istediğin bir nokta var  mı?

Siber güvenlik son zamanlarda çok popüler olan bir alan. Biraz geç kazanılmış bir ün gibi aslında. Sanal ortamların kullanımı arttıkça güvenlik gereksinimleri de bir o kadar önemli hale geliyor. Başlarda çok dikkat edilmeyen mahremiyet hususları artık yavaş yavaş gereken önemi görmeye başlıyor. Üniversiteler de bu alanda çalışmalar yapmaya başladılar. Biz de Sabancı Üniversitesi olarak siber güvenlik alanında tezsiz yüksek lisans programımız için öğrenci alımına başladık. 

Sabancı Üniversitesi’nden 10 projeye TÜBİTAK desteği

Sabancı Üniversitesi’nden 10 proje TÜBİTAK Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı (1001) ile Kariyer Geliştirme Programı (3501) kapsamında desteklenmeye hak kazandı. 1001 programının amacı, yeni bilgilerin üretilmesi, bilimsel yorumların yapılması veya teknolojik problemlerin çözümlenmesi için bilimsel esaslara uygun projeleri artırmak. 3501 programının amacı ise, kariyerine yeni başlayan doktoralı bilim insanlarının çalışmalarını proje desteği vererek teşvik etmek.  

TÜBİTAK Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı (1001) kapsamında 2017 yılı 2. döneminde desteklenen projeler:

Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (TÜMER) Araştırmacısı Dr. Adnan Kefal’ın yürütücü, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Yıldız’ın araştırmacı ve İngiltere Strathclyde Üniversitesinden Dr. Erkan Öterkuş’un yurtdışı danışman olduğu “Peridinamik ile iFEM Metodolojisinin Birleştirilerek Kompozit ve Sandviç Yapıların Yapısal Sağlık Durumunun İzlenmesi: Teorik Modelleme, Sayısal Analiz ve Deneysel Doğrulama” başlıklı proje.

 MDBF Öğretim Üyesi Dr. Bahattin Koç’un yürütücü olduğu “Kritik Boyuttaki Kemik Doku Defektlerinin Rejenerasyonu için Kişiselleştirilmiş, Hibrid ve Gradyan Yapıların Özgün Tasarımı ve Üç Boyutlu Biyoyazıcı İle Üretimi” başlıklı proje.

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) Doktora Sonrası Araştırmacılarından Dr. Begüm Yarar Kaplan’ın yürütücü, SUNUM Araştırmacısı Dr. Alp Yürüm ve MDBF Öğretim Üyesi Dr. Selmiye Alkan Gürsel’in danışman olduğu “Düşük Nem ve Düşük Pt Yüklemelerinde Çalışan Özgün PEM Yakıt Pili Membran ve Elektrotlarının Elektrodokuma Yöntemiyle Üretilmesi ve Geliştirilmesi” başlıklı proje.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi (YBF) Öğretim Üyesi Dr. Can Akkan’ın yürütücü, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Dr. Ayla Gülcü’nün araştırmacı olduğu “Üniversite Ders Çizelgeleme Problemi için Gürbüz Çözüm Algoritmaları” başlıklı proje.

MDBF Öğretim Üyelerinden Dr. Canan Atılgan’ın yürütücü, Dr. Ali Rana Atılgan’ın araştırmacı olduğu “Supramoleküler Simetri Gösteren Nanoskopik Yapıların Sınıflandırılması” başlıklı proje.

MDBF Öğretim Üyelerinden Dr. Erhan Budak’ın yürütücü, Dr. Lütfi Taner Tunç’un ve Işık Üniversitesi’nden Dr. Umut Karagüzel’in araştırmacı olduğu “Özel Geometrili Freze Takımlarının Tasarımının Eniyilenmesi ve Değişik Alanlarda Uygulanması” başlıklı proje.

TÜMER araştırmacısı Dr. Jamal Seyyed Monfared Zanjani’nin yürütücü, MDBF Öğretim Üyelerinden Dr. Mehmet Yıldız’ın araştırmacı,  Dr. Eralp Demir ve TÜMER araştırmacısı Dr. Murat Büyük’ün danışman olduğu “Farklı İstifleme Dizilerine ve Karbon Elyaf Tiplerine Sahip Fiber Takviyeli Polimerlerin Yük Altındaki Hasar Oluşumu’nun/Birikimi’nin Hibrit Yöntemler Kullanarak İzlenmesi” başlıklı proje.

MDBF Öğretim Üyesi Dr. Lütfi Taner Tunç’un yürütücü, Çek Cumhuriyeti'nde RCMT Araştırma Merkezi'nden Dr. Matej Sulitka’nın yurtdışı danışman olduğu “5 Eksenli Aşındırıcı Su Jeti Kesme için Süreç Modelleme ve Süreç Tasarım Yöntemlerinin Geliştirilmesi” başlıklı proje.

MDBF Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Ali Alpar’ın yürütücü olduğu “Nötron Yıldızı İç Yapı Dinamiğinin Gözlemsel Olaylara Etkisi” başlıklı proje.

TÜBİTAK Kariyer Geliştirme Programı (3501) kapsamında desteklenen proje:

MDBF Öğretim Üyelerinden Dr. Meltem Elitaş’ın yürütücü, Dr. Kemal Kılıç’ın danışman olduğu “Beyin Tümörü Mikroçevresinde Makrofajların Rolünün Mikroakışkan Dinamik Hücre Kültürü ve Görüntü İşleme Algoritmaları ile İncelenmesi” başlıklı proje.

 

Sabancı Üniversitesi United Nations Academic Impact (UNAI) üyesi oldu

Sabancı Üniversitesi, 120'yi aşkın ülkede barış, insan hakları, sürdürülebilir kalkınma gibi global öncelikleri desteklemek üzere Birleşmiş Milletler ile işbirliği yapan 1200'e yakın akademik kurum arasına katıldı.


 

United Nations Academic Impact (UNAI) nedir?

Birleşmiş Milletler Genel Meclisi tarafından başlatılmış olan UNAI girişimi, yükseköğrenim kurumları arasında araştırma ve eğitim yoluyla Birleşmiş Milletler hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkı sağlamaları amacıyla eşgüdüm oluşturur. Bu kurumları ve Birleşmiş Milletler'i UNAI bünyesinde bir araya getiren, ortak entelektüel sosyal sorumluluk kültürüdür.

UNAI üyesi olan her kurum, her yıl aşağıda belirtilen on ilkeden en az birini destekleyen bir aktivite tamamlamakla görevlidir. 

1)    Yoksulluk sorununa eğitimle çözüm getirmeye kararlılık;

2)    Dünya genelinde yükseköğrenim sistemlerinin kapasitesini geliştirmeye kararlılık;

3)    Cinsiyet, ırk, din ve etnik köken ayrımı olmaksızın herkese eğitim fırsatı sunmaya kararlılık;

4)    Eğitim yoluyla dünya vatandaşlığını özendirmeye kararlılık;

5)    İlgilenen herkesin yükseköğrenime devam edebilmek için gereken bilgi ve becerileri edinmesine fırsat sağlamaya kararlılık;

6)    İnsan haklarına, bu bağlamda sorgulama, fikir yürütme ve ifade özgürlüklerine kararlılık;

7)    Eğitim yoluyla kültürler arası diyalog ve anlayışı arttırmaya, öğrenilmiş hoşgörüsüzlüğü "unutturmaya" kararlılık;

8)    Eğitim yoluyla barış ve uyuşmazlık çözümünü ilerletmeye kararlılık;

9)    Eğitim yoluyla sürdürülebilirliği sağlamaya kararlılık;

10)   Birleşmiş Milletler Şartı’nda yer alan ilkelere bağlılık. 

UNAI web sitesi: https://academicimpact.un.org/

 

Abone ol