Ana içeriğe atla

Kendini Keşfet proje başvuruları başladı

Toplumsal Duyarlık Projeleri tarafından 2000 yılından bu yana her yaz Türkiye’nin farklı bir ilinde gerçekleştirilen Kendini Keşfet Projeleri bu yaz Kahramanmaraş ve Manisa’da gerçekleşecek.


Tüm üniversite öğrencilerinin katılımına açık olan ve üniversite öğrencilerini, sosyoekonomik olarak dezavantajlı çocuklarla buluşturan “Kendini Keşfet Projeleri”nde; sanatsal ve sözel beceriler, insan hakları, ayrımcılık, toplumsal cinsiyet, kültürel mirası koruma, eğitsel drama, müzik ve sayısal beceriler gibi çok geniş bir yelpazedeki etkinlik modülleri ile çocukların yaratıcılıklarını ve özgüvenlerini geliştirmek, kendilerinin farkına varmalarını sağlamak hedefleniyor. Projeye katılan gönüllü üniversite öğrencileri ise hem Türkiye’nin farklı bir ilini ve yerel halkı yakından tanıma fırsatı bulurken, bir yandan da farklı bu zengin kültür içerisinde kendilerini keşfediyorlar.


Kendini Keşfet Projeleri Kahramanmaraş'ta 15 Haziran - 29 Haziran, Manisa’da ise 31 Ağustos - 14 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek.
Başvurular, 22 Nisan - 10 Mayıs tarihleri arasında yapılacak. Başvuru için tıklayınız.


Detaylı bilgi ve sorular için: cip@sabanciuniv.edu

Başarılı girişimciler GİZ'13'te

Sabancı Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü tarafından, 27 Nisan 2013, Cumartesi günü, Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde gerçekleşecek “Girişimcilik ve İnovasyon Zirvesi’13” tekstilden, internete, motosikletten ev dekorasyonuna geniş bir yelpazede başarılı girişimcileri biraraya getiriyor.

Sabancı Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü tarafından düzenlenecek, “Girişimcilik ve İnovasyon Zirvesi 13”, sektörlerinde lider konuma gelmiş girişimcileri ve gençleri buluşturacak.

Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde, 27 Nisan 2013, Cumartesi günü gerçekleşecek etkinlik, Inovent Genel Müdürü Ömer Hızıroğlu’nun konuşmasıyla başlayacak.
Ardından gerçekleşecek Mobil Girişim Paneli’nde, Pozitron Kurucusu Fatih İşbecer, Mobile Marketing Association - Country Manager & Focus İletişim Yönetici Ortağı Kerem Kapancı ve Dijital Büro İstanbul Kurucusu – Zap Medya Kurucu Ortağı Uğur Şeker konuşmacı olacaklar.

Etkinliğin ikinci yarısı, Silk & Cashmere CEO’su Ayşen Zamanpur ve Kiğılı Giyim Kurucusu Abdullah Kiğılı’nın konuşmacı olarak katılacağı Tekstilde Girişim Paneli’yle başlayacak. Ardından sırasıyla; Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, TT Custom Choppers Kurucusu Tarhan Telli, Markafoni Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Sina Afra ve Twitter ünlüsü Taci Kalkavan birer konuşma yapacaklar.

Program:
10:00 – 10:45    Ömer Hızıroğlu (Inovent Innovative Ventures Genel Müdürü)

11:00 – 12:45    Mobil Girişim Paneli

Fatih İşbecer (Pozitron Kurucusu)
Kerem Kapancı (Mobile Marketing Association - Country Manager & Focus İletişim Yönetici Ortağı)
Uğur Şeker (Dijital Büro İstanbul Kurucusu – Zap Medya Kurucu Ortağı)

12:15 – 13:15    Yemek Arası

13:15 – 14:30    Tekstilde Girişim Paneli
Aysen Zamanpur (Silk & Cashmere, CEO)
Abdullah Kiğılı (Kiğılı Giyim Kurucusu)

14:45 – 15:30    Nafi Güral (Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı)

15:45 – 16:45    Muzaffer Yıldırım (MARS Entertainment Yöneticisi ve Ortağı)

17:00 – 17:45   Sina Afra (Markafoni Yönetim Kurulu Başkanı ve CEOsu)

18:00 – 18:45    Taci Kalkavan (Twitter Fenomeni)

Tekne Partisi

GİZ + Parti:    60 TL
GİZ:               35 TL
Parti:             40 TL


Sabancı Üniversitesi 66 ülkenin genç diplomatlarını ağırladı

Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanlığı'nın düzenlediği "19. Uluslararası Genç Diplomatlar Eğitim Programı" kapsamında Afrika, Uzakdoğu, Balkanlar, Ortadoğu, Asya ve Latin Amerika'dan 66 ülkenin genç diplomatı Sabancı Üniversitesi'ni ziyaret etti. Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Mehmet Baç'ın üniversite hakkında yaptığı sunumdan sonra SSBF Öğretim Üyesi Ayşe Kadıkoğlu da Türk Dış Politikası ile ilgili bir konuşma yaptı. Kampüs turundan sonra genç diplomatlar bir de hatıra fotoğrafı çektirdi.

Kocaeli'de lise öğretmenlerine toplumsal cinsiyet eğitimi

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu, Sabancı Vakfı desteğiyle, Birleşmiş Milletler Kadınların İnsan Haklarının Geliştirilmesi Ortak Programı (BMOP) kapsamında, 11 ilde lise öğretmenlerine yönelik toplumsal cinsiyet eğitimlerine başladı.

Eğitimlerin Kocaeli ayağı 17 Nisan 2013, Çarşamba günü İzmit İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Seminer Salonu’nda düzenlendi. İl genelinden 30 lise öğretmeninin katıldığı eğitim, Sabancı Üniversitesi Yazma Becerileri Merkezi’nden Gülayşe Koçak tarafından verildi. Eğitim kapsamında toplumsal cinsiyet, kadının insan hakları, eşitlik ve ayrımcılık konuları işlendi.

Aydın, Çanakkale, Edirne, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli ve Ordu olmak üzere 11 ilde uygulanacak Ortak Program; Sabancı Vakfı’nın finansal desteği, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi (UN Women) ve Sabancı Üniversitesi’nin uygulayıcılığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği’nin işbirliğiyle yürütülüyor. Programın 2015 Eylül ayında tamamlanması hedefleniyor.

Kocaeli’de eğitime katılan öğretmenlerden gönüllü olanlar 24-30 Haziran tarihleri arasında Sabancı Üniversitesi kampüsünde gerçekleştirilecek olan Mor Sertifika Programı’na katılmak için başvuruda bulunabilecek. Başvurular arasından Mor Sertifika Programına katılmak üzere seçilen öğretmenler, Sabancı Üniversitesi’ndeki bir haftalık program sonunda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hizmetiçi eğitim kapsamında onaylanan sertifikalarını törenle alacaklar.

Mor Sertifika Programı için başvurular Program web sitesi üzerinden yapılabilecek. Daha ayrıntılı bilgi için: http://www.bmopkadinhaklari.org/tr/mor-sertifika-programi
 

Feminist Tarihin Peşinde

Feminist Tarihin Peşinde kitabının yazarı Joan W. Scott,

İstanbul’a geliyor


Princeton Üniversitesi öğretim üyesi, feminist tarihçi Joan Wallach Scott, Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar Dergisi tarafından hazırlanan ve bgst Yayınları tarafından yayımlanan Feminist Tarihin Peşinde kitabı için Türkiye’ye geldi. Scott, ilk konuşmasını 17 Nisan Çarşamba günü Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirdi. 


Scott, 20 Nisan Cumartesi günü Karaköy Minerva Palas’ta “Toplumsal Cinsiyetin Kullanımları ve Suistimalleri” başlıklı konuşmasında ise toplumsal cinsiyet kavramını ele alacak. Bu konuşmada, 21. yüzyılda toplumsal cinsiyetin halen bir feminist mücadele alanı olmaya devam edip edemeyeceğini sorgulayacak. 

 

20 Nisan 2013, Cumartesi
Seminer    : Toplumsal Cinsiyetin Kullanımları ve Suistimalleri
Saat          : 14.00
Yer            : Karaköy Minerva Palas, Bankalar Caddesi No:2

(Bu konuşmada simultane çeviri yapılacaktır.)

Organizasyon: Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar & Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu

Joan Wallach Scott kimdir?
Joan Wallach Scott 1941’de Brooklyn’de doğdu. 1962’de Brandeis’tan mezun olduktan sonra doktora derecesini 1969’da Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden aldı. Fransa tarihi üzerine çalışan Scott kariyeri boyunca birçok seçkin üniversitenin akademik kadrosunda görev yaptı. Brown Üniversitesi’ndeki Pembroke Kadın Eğitim ve Araştırma Merkezi’nin de kurucusu olan Scott, 1985’den bu yana Princeton Üniversitesi’nde İleri Araştırmalar Enstitüsü’nde Harold F. Linder Profesörü olarak görev yapıyor.

Scott’un yakın dönem çalışmaları toplumsal cinsiyet ve demokratik siyaset arasındaki çatışmalı ilişkiyi merkeze alır. Gender and the Politics of History (1988), Only Paradoxes to Offer: French Feminists and the Rights of Man (1996), Parité: Sexual Equality and the Crisis of French Universalism (2005), The Politics of the Veil (2007) [Örtünmenin Siyaseti (Boğaziçi Üniveristesi Yayınevi, 2012 )] ve The Fantasy of Feminist History (2011) önemli çalışmaları arasındadır.  Türkiye’de yayımlanan son çalışması ise 2013 yılinda bgst Yayınları’ından çıkan Feminist Tarihin Peşinde kitabıdır.

“4+4+4” Sonrasında...

“4+4+4” Sonrasında Okulöncesi Eğitimde Neler Oluyor?



- Eğitim sisteminde “4+4+4 “düzenlemesinin uygulamaya konulduğu yeni eğitim yılına ilişkin ilk veriler; Türkiye’de toplumun okulöncesi eğitime talebinin artarak devam ettiğini ve bütüncül olarak bakıldığında 36-72 ay yaş grubunda okullulaşma oranlarının yükseldiğini gösteriyor.

- Öte yandan, bu yükselişin, yeni düzenlemeyle birlikte zorunlu eğitim kapsamına alınan ve kayıtları ilkokula yapılan çocukları da kapsadığının altını çizmek önemlidir.

- Çocukların daha erken yaşta okula gitmesi, bilimsel çalışmaların önemini ortaya koyduğu ve toplumun esas talebi olan okulöncesi eğitimin ihtiyaç sahiplerince erişilebilir olduğu anlamına gelmiyor. 

- 5 yaş grubunda olan ve gelecek yıl ilkokula başlayacak her 10 çocuktan 4’ünün, gelişimleri için kritik önemi olan okulöncesi eğitimin dışında olduğu görülüyor.

- Bu durum, “4+4+4” düzenlemesinin, MEB’in 60-72 ay yaş grubunda % 100 okullulaşma hedefine ulaşma gayretlerini zorlaştırdığını gösteriyor.

Rapor için tıklayınız

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ve Eğitim Reformu Girişimi (ERG), “4+4+4” düzenlemesini takiben, yeni eğitim yılındaki okullulaşma oranlarını da dikkate alarak bir rapor hazırladı. “Erken Çocukluk Eğitimi ve ‘4+4+4’ Düzenlemesi” başlıklı rapor Türkiye’de okulöncesi eğitime ilişkin son durumu ve çözüm önerilerini ortaya koyuyor.

Raporda, “4+4+4” düzenlemesi sonucunda 48-60 ay yaş grubunun da öncelik haline geldiğine ve bu yaş grubunda 2012-2013 eğitim-öğretim yılındaki okullulaşma oranının bir yıl öncekine göre 13,2 yüzde puanlık bir artışla % 35,6’ya yükseldiğine değiniliyor. 2012’deki düzenlemenin katkı yaptığı bu kayda değer artışın, toplumda okulöncesi eğitime olan talebi göstermesi açısından da çok önemli olduğu vurgulanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın % 100 okullulaşma hedefini tutturmak için kamunun daha fazla irade göstermesine ve yatırım yapmasına ihtiyaç olduğu belirtiliyor. 
Rapordaki verilere göre, velilerin isteğine bağlı olarak ilkokula kaydına izin verilen okulöncesi 5 yaş çağ nüfusunun sadece % 14’ü ilkokula başlamış. Bu yaş grubunda okulöncesi eğitime kayıt yapan öğrenci oranı ise % 48. Bu da velilerin bu yaş grubunda çocuklarını ilkokul yerine okulöncesi eğitime yönlendirmeyi tercih ettiklerini gösteriyor.

Ek olarak, bu veriler ışığında, geriye kalan % 38’lik dilimdeki çocukların eğitim sisteminin dışında olduklarına ve önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde okulöncesi eğitim almadan ilkokula başlayacaklarına dikkat çekiliyor.
Oysa toplumsal refaha ve ekonomik kalkınmaya orta ve uzun vadedeki katkıları araştırmalarla tereddütsüz biçimde ortaya konmuş olan kaliteli okulöncesi eğitimin yaygınlaşması ve ülkemizdeki her çocuğa sunulması gerekiyor. Okulöncesi eğitim yaşama başlarken eşit bir fırsat sunuyor, risk grubundaki ya da özel gereksinimi olan çocukların gelişimine büyük katkı sağlıyor ve hükümetler tarafından desteklenmesi önem arz ediyor. Buna karşın, raporda Türkiye’nin Avrupa’da okulöncesi eğitimin hem ücretli olduğu hem de aileye bu alanda herhangi desteğin sağlanmadığı tek ülke konumunda olduğu belirtiliyor.

Raporda, eğitime başlama yaşındaki yeni düzenlemelerin ardından yapılan uygulamalardan elde edilen verilerin ışığında okulöncesi eğitim ile ilgili çeşitli önerilere de yer veriliyor. Bunlar arasında en dikkat çekici olan; ilköğretim öncesi (4 ya da 5 yaş) en az bir yıl okulöncesi eğitimin zorunlu olması. Rapor, okulöncesi eğitime erişimle doğrudan ilişkili olan kritik bir sorun alanını ödenebilirlik olarak tanımlıyor. Türkiye’de anaokulu/anasınıfı ücretlerinin kaldırılması (okulöncesi eğitimin ücretsiz olması), yoksul ailelere koşullu destek sağlanması ve çalışan annelerin çocuklarının okulöncesi eğitime erişebilmesi için kupon benzeri modellerin tasarlanması, ödenebilirlik kaynaklı sorunların üstesinden gelinmesi için dikkate alınması gereken politika seçenekleri olarak sunuluyor.

Raporda ayrıca, okulöncesi eğitimin farklı hizmet modelleri üzerinden yaygınlaştırılması, toplum temelli uygulamaların önünün açılması, nitelikli bir okulöncesi eğitim için standartların belirlenmesi ve kurumların teşvik edilmesi gibi önerilere de yer veriliyor. Okulöncesi eğitimin niteliği ile ilişkili bir diğer kritik nokta olarak öğretmen niteliği üzerinde duran rapor, anaokulu/anasınıflarında hizmet veren öğretmenlerin üçte birinin okulöncesi öğretmenliğine zemin oluşturan bir formasyona sahip olmadığına işaret ediyor.

Öğretmenlerin yetkinliği erken dönemde özel eğitimde de hızla ilerleme sağlanması gereken bir alan olarak öne sürülüyor. Bu nedenle anaokulu/anasınıflarında ve erken özel eğitimde öğretmenlere kaliteli hizmetiçi eğitim olanaklarının sağlanmasının önemi vurgulanıyor.

Veda Makamı ödüllüleri topladı

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı 2007 Lisans Mezunumuz İpek Kent'in senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği kısa film Veda Makamı, 24. Ankara Uluslararası Film Festivali’nden "En İyi Film", "En İyi Yönetmen" ve "En İyi Senaryo" dahil altı ödülle döndü.



İpek Kent'in yüksek lisans bitirme projesi olan film Kültür Bakanlığı ve Sinema Genel Müdürlüğü'nden yapım desteği aldı. Filmi ailesinden ve arkadaşlarından oluşan küçük, müthiş ve fedakar bir ekip kurararak çektiklerini, kurguladıklarını ve festival yolculuğuna çıkardıklarını belirten Kent'e, filmin kurgusunda mezunumuz Elif Yalçıner (BAVACD'07) eşlik etti. Film afişini ise mezunumuz Nihan Aydın (BAVACD'07) tasarladı.



Veda Makamı hakkında:

Nuri kendi halinde bir adamdır, tek tutkusu keman çalmaktır, ama onu anımsayacak bir dinleyicisi hiç olmamıştır. Nuri intihar müzisyenidir, intihar edeceklere istedikleri veda parçasını çalar, hayatını böyle kazanır. Bir sürü insanın hayatına girer, mümkün mertebe değmeden çıkar, düzeni böyle süregelmiştir, ta ki Azat'la karşılaşana dek.

Çek 'Kara Tiyatro' SGM'de

Çek sanatının en önemli örneklerinden Kara Tiyatro SGM sahnesinde
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi dünyanın ilk ve en köklü kara tiyatrosunu ağırlıyor

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, 15. Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali kapsamında 18 Nisan 2013, Perşembe akşamı, dünyanın ilk ve en köklü kara tiyatrosu, Çek Cumhuriyeti’nden “Kara Tiyatro Srnec”e evsahipliği yapacak.

Kara Tiyatro Srnec dünyanın ilk kara tiyatrosudur. 1961 yılında kurulan tiyatro, bugün kadar 68 farklı ülkede düzenlenen 77 tiyatro festivalinde gösteri yaptı ve tüm dünyadan 5 milyon tiyatrosever tarafından izlendi. Dünyada Çek sanatının önemli örneklerinden biri olan Kara Tiyatro Srnec, Çek Cumhuriyeti’nin en büyük ödüllerinden Devlet Kültür ve Sanat Madalyası (Credit of the State in the Field of Culture and Arts Medal) ile ödüllendirildi.
Kara tiyatronun ayırt edici özelliği; siyah perde, karanlık sahne ve siyah ışık, florasan renklerde kostümler kullanılarak karmaşık görsel illüzyonlar yaratılmasıdır. Bu teknik, oyuncuların dans, mim ve akrobatik hareketleriyle birleşerek unutulmaz sahneler sergiler.

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, 912 kişilik seyirci kapasitesi ile Anadolu Yakası’nın en büyük sanat merkezi olarak hizmet verirken, Sabancı Üniversitesi öğrencileri ve çalışanlarının yanısıra, İstanbullu sanatseverlere zengin programlar sunuyor.

Sabancı Üniversitesi GösteriMerkezi, faaliyete başladığı Nisan 2005 tarihinden bugüne dek birbirinden önemli yerli ve yabancı grupların sahnelediği dünyaca ünlü seçkin oyunları, konserleri, dans gösterilerini, uygun fiya tpolitikası ile her yaştan ve her kesimden sanatseverle buluşturuyor.

Abone ol