Ana içeriğe atla

Küresel Rekabette 6 Basamak Düştük

Dünya Ekonomik Forumu 2015-2016 Küresel Rekabet Raporu’nu açıkladı. Türkiye, makroekonomik ortam ve kurumsal yapılanmadaki bozulma sonucu. 140 ülke arasında altı basamak gerileyerek 51. sırayı aldı.

Temel Bulgular:

1.Küresel Rekabet Raporu 2015-2016’ya göre ülkeler global büyümedeki yavaşlama ve yüksek işsizlik ile mücadele etmek için verimliliklerini arttırmak zorundadır.

2. Rapordaki bulgulara göre rekabet gücünü arttırmadaki başarısızlık,  durgunluk ve diğer şoklara karşı dayanıklılığı tehlikeye sokmaktadır.

3. İsviçre, Singapur ve A.B.D. inovasyonu desteklemeye devam etmiş, böylece 140 ekonomi arasında en üst sırada yer almışlardır.


İsviçre’de yerleşik olan Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum), TÜSİAD – Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu ile çalışmalarını ortak yürüttüğü 2015-2016 Küresel Rekabet Gücü Raporu sonuçlarını kamuoyuna açıkladı. Rekabet gücü sıralamasında bu yıl dikkate alınan 140 ülke arasında İsviçre yeniden ilk sırayı aldı. İkincilik ve üçüncülük ise aynı kalarak sırasıyla Singapur ve ABD arasında paylaşıldı. Rekabet gücünde ilk 10 sırayı paylaşan ülkeler ve rekabet gücü sıralamasında konumları aşağıdaki tabloda mevcuttur.

İlk 10 Ülke

Küresel Rekabetçilik Endeksi 2015’e Göre Sıralama (140 ülke içinde)

Küresel Rekabetçilik Endeksi 2014’e Göre Sıralama (144 ülke içinde)

İsviçre

1

1

Singapur

2

2

ABD

3

3

Almanya

4

5

Hollanda

5

8

Japonya

6

6

Hong Kong

7

7

Finlandiya

8

4

İsveç

9

10

İngiltere

10

9

Dünyanın en büyük gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin bazıları rekabet gücünün artırılması konusunda güçlüklerle karşılaşmaya devam etmektedir. Suudi Arabistan 25., Türkiye 51., Brezilya 75. sırada olup sıralamada düşüş göstermişlerdir. Hindistan beş yıllık düşüşünü bitirerek görülmeye değer bir atlama yapmış,16 basamak yükselerek  55. sıraya yükselmiştir. Çin (28.) ise bu yıl da yerini sabit tutarak BRICS ülkesi ekonomilerinin en yükseği olarak sıralamada yerini almıştır. 

Türkiye Değerlendirmesi:

Raporda Türkiye ile ilgili değerlendirmeye gelince; Türkiye’nin 2014 itibariyle satın alma gücü paritesine göre 806.1 milyar ABD dolarlık bir GSYİH büyüklüğüne, kişi başına düşen 10.482 ABD dolarlık bir gelire, Türkiye’nin GSYİH’sinin dünya toplamında %1.40’lık bir paya sahip olduğu hatırlatılmaktadır. 

2015-2016 dönemi Küresel Rekabetçilik Endeksi hesaplamalarına göre Türkiye 140 ülke arasında 51. sıradadır. Türkiye bir önceki yıl 144 ülke arasında 45., ondan önceki yılda ise 148 ülke arasında ise 44. sırada konumlanmıştır. Geçen yıl olduğu gibi Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin içinde bulunan bileşenler arasında en iyi performans 16. sırada yerini koruyan pazar büyüklüğü kaleminde gösterilmektedir.  Bu yıl en ağır düşüş Kurumsal yapılanma endeksinde olup Türkiye bu sıralamada 75. sırada yer almıştır. Rapora göre ülkedeki hassas siyasi dönem (Haziran 2015 seçimleri) ile jeopolitik çatışmaların birleşmesi sonucunda oluşan belirsizlik ortamı Türkiye’nin kalkınmasında ciddi rolü olan özel sektör yatırımlarının ve özellikle uluslararası yatırımların yavaşlamasına sebep olmuştur. Rapora göre yatırımların yavaşlamasında yüksek enflasyonun yarattığı belirsizlik ve yerel finansal sektöre duyulan güven ile bu sektörün etkinliğindeki düşüş de rol oynamıştır. Türkiye’nin rekabetçilik sıralamasında yaşadığı düşüşte makroekonomik ortamın bozulması da rol oynamış gözükmektedir.

Aşağıdaki tablo, Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin hesaplanmasında kullanılan bileşenlerin bir bölümünde Türkiye’nin yeri hakkında bilgi vermektedir. Tabloda da görüldüğü üzere; bir önceki yıla göre rekabetçilik endeksi bileşenlerinde ciddi düşüş görülmüş olup, sadece İşgücü piyasaları endeksinde iyileşme olduğu ve pazar büyüklüğü endeksinin ise sabit kaldığı görülmektedir.

Rekabetçilik Endeksi Bileşeni

140 ülke arasında Türkiye’nin sıralaması (2015)

144 ülke arasında Türkiye’nin sıralaması (2014)

Kurumsal yapılanma

75

64

Altyapı

53

51

Sağlık ve ilköğretim

73

69

Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim

55

50

Emtia-Mal piyasalarının etkinliği

45

43

Pazar büyüklüğü

16

16

İnovasyon

60

56

İşgücü piyasaları

127

131

Makroekonomik ortam

68

58

Mali piyasaların gelişmişliği

64

58

 

 

 

Geleceğe Geri Sayim Başladi: Avangart Akimin Rönesansi “Zero” İstanbul’da

“ZERO Akımı” en önemli eserleri ile Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde...

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) ve Akbank Sanat işbirliğiyle 2 Eylül 2015’te ziyarete açılacak ZERO sergisiyle II. Dünya savaşı sonrasında Almanya’da doğan uluslararası sanat akımı ZERO’nun yenilikçi ve dinamik ruhu Türkiye’deki sanatseverlerle buluşuyor.


Sergi, ZERO akımı kurucuları Heinz Mack, Otto Piene, Günther Uecker’in eserleri ile akıma dahil olmuş önemli sanatçılar Yves Klein, Piero Manzoni ve Lucio Fontana’nın farklı tekniklerde ürettiği 100’ün üzerinde eseri bir araya getirecek. Küratörlüğünü ZERO Vakfı Yöneticisi ve küratör Mattijs Visser’in üstleneceği sergide, ZERO akımının omurgasını oluşturan “Zaman”, “Boşluk”, “Renk” ve “Hareket” gibi ana temalar etrafında, akımın günümüze kadar ulaşan etkilerinin kapsamlı bir temsili oluşturulacak. 

Sergi, 2 Eylül 2015’te küratör Mattijs Visser eşliğindeki sergi turu ile başladı. Konferans, film gösterimi ve çocuk atölyeleriyle zengin bir içerik sunacak ZERO sergisi, hazırlanacak kapsamlı kataloğuyla da önemli bir hafıza oluşturacak. ZERO sergisi, 2 Eylül 2015 - 10 Ocak 2016 tarihleri arasında SSM’de ziyaret edilebilecek.

Dünyada ZERO sergileri

2014’te dünyanın en önemli müzelerinden biri olan New York Guggenheim’da ziyarete açılan ZERO sergisi, New Yorklu sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Bu kapsamlı sergi vasıtasıyla ZERO akımı, bir anlamda tekrar keşfedilirken akıma ait eserler, 2015 yılında farklı bir kurguyla Berlin Martin-Gropius-Bau galerilerinde sergilendi. ZERO, geçtiğimiz günlerde özel bir seçkiyle Amsterdam Stedelijk Müzesi’nde açılan sergisiyle ziyaretçilerle buluşuyor. Her biri dünya kültür gündemini şekillendiren bu sergilerin yankısı sürerken, yepyeni ve farklı bir ZERO sergisi ise, Akbank Sanat işbirliğiyle Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi için tasarlandı. ZERO akımını Türkiye’deki sanatseverler ile tanıştıracak geniş bir seçki ve farklı bir kompozisyonla gerçekleştirilecek sergide, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın 19 farklı müze, galeri ve özel koleksiyonundan eserler yer alacak.

Ersin Göğüş'ten "Mars'ta akan su" değerlendirmesi

Fotoğraf: NASA

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Mars'ta belli koşullar altında akan su bulunduğunu açıkladı. Bu önemli açıklama ile birlikte, Mars'ta yaşamın mümkün olabileceği yönünde önemli bir adım atılmış olduğu belirtiliyor.

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyemiz Astrofizikçi Ersin Göğüş dün akşam CNN Türk'te yayınlanan Mirgün Cabas'ın sunduğu "Her Şey" programında, konuyu değerlendirdi. 

Programı izlemek için tıklayınız:


NASA'nın bu büyük keşfi ne anlama geliyor, bundan sonraki adımlar nedir?

Ersin Göğüş Mars'ta akan su bulunması ile ilgili Mirgün Cabas'ın sorularını yanıtlıyor:

MİRGÜN CABAS: NASA’nın dün attığı "Mars’ın gizemi çözüldü mü?" tweeti milyonlarca insanı bugünkü basın toplantısına kilitledi. Beklenen açıklama geldi. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, Mars’ta sıvı halde su bulunduğunu duyurdu. Bilim adamlarına göre kızıl gezegenin yüzeyinde sıcak aylarda görülen siyah çizgiler periyodik olarak akan tuzlu sular sebebiyle oluşuyor. Peki bu keşif ne anlama geliyor? Bilim Akademisi üyesi ve aynı zamanda Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Dr. Ersin Göğüş’e soracağız. Ersin Göğüş telefon hattımızda.. Sayın Göğüş merhaba.

ERSİN GÖĞÜŞ: Merhaba

MİRGÜN CABAS: Şimdi anlaşıldığı kadarıyla yine suyun kendisini değilde suyun izini bulmuş oldu NASA doğru mu?

ERSİN GÖĞÜŞ: Doğru.

MİRGÜN CABAS: Peki ne anlama geliyor bu?

ERSİN GÖĞÜŞ: Birçok yönden çok çok önemli bir keşif. Orada su olduğunu daha doğrusu buz olduğunu zaten uzun zamandan beri biliyoruz ama yüzey şekillerinden ve devasa kanyonlardan geçmişte bir zaman MARS yüzeyinde akarsu olduğunu da biliyoruz. Ama geçtiğimiz 8-9 yıllık süreçte bazı bilim insanları bu yüzey şekillerinin bazılarının özellikle küçük yapıların yukarıdan ve kenardan aşağıya inen yapıların su kanallarının şekil değiştirdiğini buluyordu. Bu ne demek? Demek ki orada çok geçmişte milyarlarca yıl önce değil yakın geçmişte de akan su bulunuyordu. Burada su önemli çünkü hayatın olmazsa olmazı. Bakın okyanusun derinlerinde oksijensiz yaşayan canlılar var ama susuz yaşayan canlı yok. Bu yönüyle bu keşif çok çok büyük bir keşif. Çünkü dünya dışında hayatın, hayat formlarının bulunabileceği yeni bir yerden artık somut kanıt elde ediyoruz. Sadece geçmişte bulunuyor idi değil, bugün elimizde somut bir bulgu var. Mars yüzeyinde akan tuzlu su var, burası çok önemli.

MİRGÜN CABAS: Şimdi hali hazırda yani Mars’ın belli mevsimlerinde bu suyun aktığını mı biliyoruz biz?

ERSİN GÖĞÜŞ: Evet, Mars dünyaya çok benzer bir gezegen. Dünyanın güneşe uzaklığının 1,5 katı mesafede, güneş çevresindeki harekitini 2 yıla yakın bir zamanda tamamlıyor ve yörünge eğikliği yani dünyadaki mevsimlerin oluşumuna sebep veren coğrafi konumun fiziksel konum eğriliğinin çok benzeri bir eğriliğe sahip. 24,5 derecelik bir eksen eğriliği var. Mars’ın kuzeyi ve güneyi 2 yıllık bu yıl boyunca Mars yılı boyunca mevsimlere maruz kalıyor. Doğal olarak güneşi dik alan yani yüzeye güneş ışınlarının dik geldiği yaz mevsiminin yaşandığı durumlarda yüzey ve çevresi daha sıcak oluyor. Diğer kutup yarı kutup daha soğuk oluyor, yani kış mevsimini yaşıyor. Tıpkı dünya gibi Mars’ta da mevsimler var. Sıcaklığın fazla olduğu mevsimlerde de bazı yüzey bölgelerinde su, tuzlu su eriyebiliyor ya da tuzlu su oluşabiliyor. Tıpki dünyada çiğ düşmesi gibi şebnem düşmesi gibi yüzeye.

MİRGÜN CABAS: Peki bunun tuzlu su olması özel bir anlam ya da önem taşıyor mu?

ERSİN GÖĞÜŞ: Evet yani bir boyutuyla zorluk katsa da bize tuzlu su olması gerekiyor çünkü Mars yüzeyi her ne kadar yaz mevsimini yaşıyor desek de gündüz sıcaklığı ortalama -5 derece gece sıcaklığı ise -95 derece. Yani her iki durumda da su sıvı halde bizim bildiğimiz, içtiğimiz, keyif aldığımız su sıvı halde bulunamaz. Ama tuzlu ise su donma noktası daha düşük sıcaklıklara inebilecek ve sıvı halde kalabilecek. Bu çok önemli bir bulgu. Çünkü bu noktada bencil yaklaşmamalıyız. Yani insan hayatı için belki içilebilecek bir su formunda değil ama mikro organizmaların beslenebileceği bir su ve en azından sıvı.

MİRGÜN CABAS: Evet yani bir yaşam ihtimali basit formlarıyla da olsa ortaya çıkmış oluyor. Zira dünyadaki koşullara benzer koşulların olduğu herhangi bir yerde yaşam ihtimali de artıyor. Peki bundan sonra ki adım nedir? NASA’nın ya da başka bilim araştırmacılarının yapacakları şey nedir?

ERSİN GÖĞÜŞ: NASA’nın önümüzdeki 20 yıl 2020’li ya da 2030’lu ya da 2040’lı yıllarda Mars’a insanlı uzay aracı gönderme hedefi var zaten. Bu onlar için büyük bir proje. Bu bulgu onların işini biraz kolaylaştırabilecek, en azından içecekleri suyu damıtarak oradan elde edebilmenin bir yolu ortaya çıkmış oldu, her şeyi buradan taşımak zorunda kalmayacaklar.

MİRGÜN CABAS: Yaşam bulgularını araştırmak için ne yapılacak peki?

ERSİN GÖĞÜŞ: Yaşam bulgularını araştırmak için bu bulgu bir tehdit içeriyor. Çünkü orada yaşama elverişli bir ortam var su var, sıvı var. Buradan giden araçların kesinlikle kontemine olmaması lazım, yani dünyanın mikro organizmalarını oraya taşımaması lazım ama öte yandan kendimizi izole edip oraya gidersek oradaki yaşam formlarını ve dünyadaki ile benzerliklerini, farklılıklarını anlayabileceğiz ve dünyada yaşamın oluşumu için güneş sistemindeki yaşamın oluşumu için çok önemli ipuçları elde edeceğiz. Şu anda motivasyonumuz daha da artmış durumda çünkü gerçekten yaşam için olmazsa olmaz sıvı su Mars’ta var. 

MİRGÜN CABAS: Çok teşekkür ederiz Sayın Göğüş bu değerlendirmeleriniz için. Bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalıştık. Dr. Ersin Göğüş Mars’ta belli koşullar altında bulunan sıvı suyun yaşam ihtimali barındırdığı için önemli olduğunu bize özetle anlattı.. 

3 Öğretim Üyemiz Listede!

Ekonomi biliminde dünyanın en saygın akademik endekslerinden biri olarak kabul edilen RePEc’in (Research Papers in Economics)  “40 Yaş Altı 40 Yıldız Ekonomist” listesinde  bu yıl  Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyelerimiz  Eren İnci, Remzi Kaygusuz ve Hakkı Yazıcı yer aldı. 

40 yaş altı 40 ekonomist-sabanci university

Araç park yerlerinin ekonomideki yeri ile ilgili çalışmaları ile dünya çapında tanınan Eren İnci; kent, ulaştırma ve kamu ekonomileri ile endüstriyel organizasyon alanları konularında çalışıyor. Remzi Kaygusuz makro ekonomi , Hakkı Yazıcı ise makro ekonomi ve kamu ekonomisi alanında çalışmalar yürüten önde gelen ekonomistlerden.  

RePEc Hakkında: 

RePEc ekonomi alanında yapılan araştırmaların tüm dünyada yaygınlaştırılması amacıyla oluşturulan bir platform. Ekonomi biliminde dünyanın en saygın akademik endekslerinden biri olarak kabul edilen RePEc’de 1.750 farklı başlıkta arşiv oluşturulmuş ve bu arşivlerde dünyanın dört bir yanından ekonomistlerin kaleme aldığı 1.7 milyon bilimsel makale yer alıyor. 

Dijital dergimiz Scripta'yı indirdiniz mi?

Sabancı Üniversitelilerin tablet dergisi Scripta'nın ikinci sayısı yayında. Birbirinden çarpıcı konuları ve söyleşileri ile Scripta'nın yeni sayısını Appstore'dan ücretsiz olarak indirebilirsiniz. 

Farklı bir dergi deneyimi yaşamanın keyfini çıkarın.

scripta-gazeteSU


Dünyanın en iyi 450 üniversitesi içindeyiz!

Sabancı Üniversitesi dünyanın en iyi 450 üniversitesi içinde

Türkiye’nin en girişimci ve yenilikçi üniversitesi Sabancı Üniversitesi, dünyanın en prestijli üniversite sıralamaları arasında yer alan QS Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda bu yıl 30 basamak yükselerek 441-450 arasında yer aldı.  Sabancı Üniversitesi QS Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda Türkiye’den 3. sırada yer alıyor. Bu yıl, Sabancı Üniversitesi QS Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda en hızlı yükselen üniversite oldu.

Sabancı Üniversitesi, dünyanın en prestijli sıralamaları arasında kabul edilen QS Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda 441-450 arasında yer aldı. QS Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda tüm dünyadan 800’den fazla üniversite; araştırma, eğitim-öğretim, iş bulabilme ve uluslararasılık olmak üzere öğrenci adayları için dört boyut üzerinden altı gösterge ile değerlendiriliyor.

Söz konusu altı göstergeden dördü somut sayısal verilere, ikisi ise küresel boyutta akademisyen ve çalışanlarla yapılan itibar algısına yönelik anket çalışmalarına dayanıyor. Somut sayısal verilere dayanan göstergelerden akademisyen başına öğrenci oranı %20, akademisyen başına atıf sayısı %20, yabancı öğretim elemanı oranı %5 ve yabancı öğrenci oranı %5, itibar algısı odaklı anket çalışmalarından ise akademik itibar %40, işveren itibarı %10 oranında ağırlık ile değerlendirmeyi etkiliyor.

qs dünya üniversiteleri sıralaması-sabancı üniversitesi

QS Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda Türkiye’den ilk 500 içinde yer alan üniversiteler ise Bilkent, Orta Doğu Teknik, Boğaziçi ve Koç oldu.

QS Dünya Üniversiteler Sıralaması'nın tamamı için  tıklayınız.

 

 

Yönetim Bilimleri Fakültesi En iyi 3 Okulu Arasında

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi

Avrasya ve Ortadoğu’nun En iyi 3 Okulu Arasında

yönetim bilimleri-sabanci universitesi

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi, Eduniversal International Science Committee (Eduniversal Uluslararası Bilim Komitesi) tarafından oylamada Avrasya ve Ortadoğu’nun En İyi 3 yönetim bilimleri okulu arasında gösterildi. 154 ülkeden 1000 yönetim bilimleri okulunun değerlendirildiği oylamada Sabancı Üniversitesi dekanların oylarıyla sıralamaya girdi. Sabancı Üniversitesi yüzde 50 oyun yeterli olduğu oylamada yüzde 67,3 oranında oy aldı.

Sabancı Üniversitesi’ne ödülü 12 Ekim 2015 tarihinde Amerika’da yapılacak törenle teslim edilecek. Törende Eduniversal tarafından belirlenen 9 bölgeden 31 yönetim bilimleri okuluna da ödülleri verilecek. Eduniversal sisteminde üniversiteler bulundukları coğrafyaya göre; Afrika, Orta Avrupa, Doğu Avrupa, Avrasya ve Ortadoğu, Uzak Doğu, Latin Amerika, Kuzey Amerika, Okyanusya ve Batı Avrupa olmak üzere 9 bölge içine yerleştirilerek değerlendiriliyorlar.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Dekanı Prof. Dr. Füsun Ülengin “Bu başarı Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin güçlü öğretim üyesi ve idari ekibinin başarıdır. Fakültemle gurur duyuyorum. Önümüzdeki beş yıl içinde YBF’nin tüm dünyadaki en başarılı ilk 40 İşletme Okulu içine girmesini hedeflemekteyiz.” dedi.

Eduniversal Hakkında

Merkezi Paris’te bulunan Eduniversal yüksek öğrenim alanında uzmanlaşmış küresel değerlendirme ve sıralama ajansıdır. Kurum 1994’ten bu yana Fransa’daki enstitü ve programları değerlendirmektedir. 2007’den bu yana uluslararası değerlendirme ve sıralama yapmaktadır.

Eduniversal 154 ülkede en iyi 1000 yönetim bilimleri okulu ve 154 ülkede 30 alanda en iyi 4000 yüksek lisans ve MBA programı olmak üzere iki küresel sıralama yayınlıyor.

Sıralamalar; Afrika, Orta Avrupa, Doğu Avrupa, Avrasya ve Ortadoğu, Uzak Doğu, Latin Amerika, Kuzey Amerika, Okyanusya ve Batı Avrupa olmak üzere 9 bölgeden birinde öğrenimine devam etmek isteyen öğrencilere bilgi sağlamayı amaçlıyor.

Eduniversal Oylama Sistemi – Palme Leagues

Oylamada öncelikle tüm dünyadan en iyi 1000 yönetim bilimleri okulu belirleniyor. Eduniversal sistemi okulları ulusal ve küresel seviyede uluslarararası itibar ve coğrafik bölgeye göre sıralıyor. Okullar seçildikten sonra, ülkelere göre Eduniversal’ın Palme of Excellence kriterlerine göre 5 seviyeye ayrılıyor.

Palme seviyesi, Uluslararası Bilim Komitesi tarafından geliştirilen uluslararasılaşma kriterleri üzerinden hesaplanıyor. Uluslararasılaşma kriterlerinde; akreditasyonlar, yönetim bilimleri okulları sıramaları ile ulusal ve uluslararası akademik kurumlara üyelik göz önünde bulunduruluyor. Seçilen okullar son aşamada dekanların oylarıyla sıralanıyor.

Eduniversal sisteminde her bir ülke kendi içinde Palme League kriterlerine göre değerlendiriliyor. Bunun haricinde 9 bölgede bölgesel değerlendirme yapılıyor.

Okullar ayrıca eğitim alanlarına göre 10 başlık altında değerlendiriliyorlar. Bu başlıklar; Muhasebe ve Denetim, Tarım / Gıda Endüstrisi Yönetimi, Sanat ve Kültür Yönetimi, İş ve Ticaret Hukuku, İş Dünyası Bilgisi ve Varlık Yönetimi, İletişim, Kurumsal Firans, E-Ticaret, Ekonomi, Mühendislik ve Proje Yönetimi, Girişimcilik.

Burs fonu için koşuyoruz!

Başarılı ancak maddi imkanları kısıtlı öğrencilerimize destek olmak için 15 Kasım Pazar Günü 37. İstanbul Maraton’unda SÜ Burs Fonu için yardıma koşuyoruz! 

2015-2016 akademik yılında, üniversitemize kaydolan öğrencilerimizin %64’ü burslu eğitim alacak.

Sizlerin de desteğiyle bu oranı birlikte daha da arttırabiliriz!

bur fonu maratonu-sabancı üniversitesi

PEKİ İSTANBUL MARATONU’NDA SÜ BURS FONUNA NASIL DESTEK OLABİLİRSİNİZ?

1) SÜ Burs Fonu Yararına koşabilir veya Halk Yürüyüşüne katılabilirsiniz. Maratona yakın tarihlerde de çevrenize, sınıf, bölüm, yurt,iş arkadaşlarınıza göndereceğiniz bir çağrı mektubu ile sizi destekleyerek Sü Burs Fonu'na bağış yapmalarını sağlayabilirsiniz. Örnek Mektup için tıklayınız.

2) Koşan/yürüyen arkadaşlarınızı teşvik etmek için SÜ Burs Fonu’na bağış yapabilirsiniz.

  • 30 TL'lik 100 bağış bir öğrencinin bir yıllık nakit ihtiyaç bursunu
  • 60 TL'lik 10 bağış bir öğrencinin aylık yemek ihtiyacını
  • 100 TL'lik 7 bağış bir öğrencinin yıllık kitap ihtiyacını karşılar

ONLINE BAĞIŞ İÇİN

http://giving.sabanciuniv.edu/tr/paypal-bagis

(NOT: Bağış Fonu’nu “Diğer” seçip Açıklama kısmına "İstanbul Maratonu ve koşucunun ismini" yazmayı unutmayın!)

HAVALE/EFT için

Akbank

Sabancı Üniversitesi Şubesi

Şube Kodu: 713

Hesap No: 30727

IBAN: TR87 0004 6007 1388 8000 0307 27   

(NOT: Açıklama kısmına "İstanbul Maratonu ve koşucunun ismini" yazmayı unutmayın!)

bur fonu maratonu-sabancı üniversitesi

Maraton sabahı Kampüsten ücretsiz servis kaldırılacaktır.

T-shirt bedenlerinizi iletmek ve servis kaydınızı yaptırmak için Kurumsal Gelişme ekibinden Zeliha Yaşar zyasar@sabanciuniv.edu ile iletişime geçebilirsiniz. 0216 483 93 53

Ali Koşar'a Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyemiz Ali Koşar, ülkemizde bilime, bilimin yayılmasına ve bilimin toplum yararına kullanılmasına katkılarından dolayı Bilim Kahramanları Derneği’nin 'Yılın Genç Bilim İnsanı' ödülüne layık görüldü.


Bilim Kahramanları Derneği her yıl üç farklı üniversite rektörünün işbirliğiyle, Genç Bilim İnsanı Ödülleri projesini gerçekleştiriyor. Projenin amacı; genç bilim insanlarına kamuoyu önünde teşekkür ederek onları yüreklendirmek, geleceğin genç bilim insanlarına ilham vermek ve toplumun tüm paydaşlarına bilimin birleştirici gücünü göstermek. 

Ali Koşar ödülünü 28 Mayıs’ta yapılacak törenle alacak.

Yabancı Dil Hazırlık Sınıfından Başarısız Olan Öğrencilerin Dikkatine!

Yabancı Dil Hazırlık Sınıfından Başarısız Olan Öğrencilerin Dikkatine!

1.Başvuru Tarihi: 15- 28 Eylül 2015

4 Aralık 2008 tarih ve 27074 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yükseköğretim Kurumlarında Yabancı Dil Öğretimi ve Yabancı Dille Öğretim Yapılmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesi uyarınca, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS), Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ya da Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı (YÇS) sonuçlarına göre merkezi yerleştirme ile yerleştirildikleri yükseköğretim programının (Özel yetenek sınavı sonuçlarına göre öğrenci alan yükseköğretim programları hariç.), zorunlu hazırlık sınıfına devam etmesine rağmen ikinci yarıyıl sonunda yapılan yabancı dil sınavında başarısız olduğu için ilişiği kesilen öğrencilerin, başvurmaları halinde başka bir üniversitede veya kayıtlarının bulunduğu üniversitede, Türkçe öğretim yapılan programların birinci sınıflarına yerleştirilme işlemleri Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yürütülecektir. Başvurular 15-28 Eylül 2015 tarihleri arasında yapılacaktır. Bu yerleştirmede yükseköğretim programlarının kontenjanları, bu programların en küçük puanları ve koşulları, yerleştirilme isteğinde bulunan öğrencilerin ÖSYS/DGS/YÇS puanları, tercih sıraları önünde tutulacaktır. Hazırlık sınıfında başarısız olduğu için ilişiği kesilen öğrencilerin ÖSYM tarafından yerleştirilmeleri yapılırken aşağıdaki kurallara uyulacaktır:

Öğretim dili tamamen veya kısmen (en az %30) yabancı dil olan programların zorunlu hazırlık sınıfında başarısız olan ve ilişiği kesilen öğrencilerin kendi yükseköğretim kurumlarında öğretim dili Türkçe olan aynı isimde bir program olması halinde kayıt için üniversitelerine başvurabileceklerdir.

1. Öğretim dili yabancı dil olan programların zorunlu hazırlık sınıfında başarısız olan öğrencilerin, Türkçe öğretim yapan programlara yerleştirilebilmeleri için başarısız oldukları hazırlık programının zorunlu olması ve hazırlık sınıfında başarısız olanlara lisans öğrenimine devam imkânı verilmemiş olması gerekir.

2. Yükseköğretim Kurumlarının Yurtdışındaki Kapsama Dahil Yükseköğretim Kurumlarıyla Ortak Eğitim ve Öğretim Programları Tesisi Hakkında Yönetmeliğin 13. maddesi uyarınca; ortak programda yoğun dil eğitimi üzerine azami verilen iki yıl sürenin sonunda yabancı dil koşulunu sağlayamayan öğrenciler de Türkçe öğretim yapan programlara yerleştirilmelerini talep edebilirler.

3. İsteğe bağlı hazırlık sınıflarında başarısız olan öğrencilerin bir başka programa yerleştirilmeleri yapılmaz, bu öğrenciler kayıtlarının bulunduğu yükseköğretim programlarında öğrenimlerine devam ederler.

 4. Lisans programının hazırlık sınıfında başarısız olan öğrenciler, istedikleri ve puanları yeterli olduğu takdirde Türkçe öğretim yapılan lisans veya ön lisans programlarına yerleştirilebilirler. Ön lisans programının hazırlık sınıfında başarısız olan öğrencilerin Türkçe öğretim yapan lisans programlarına yerleştirilmeleri yapılmaz, sadece ön lisans programlarına yerleştirilmeleri yapılır.

5. Hazırlık programlarında başarısız olan öğrenciler öğretim dili Türkçe olan programlara ikinci öğretim dahil yerleştirilirler, ancak Burslu programlara yerleştirme yapılmaz.

6. Türkçe öğretim yapılan yükseköğretim programlarına yerleştirme yapılırken, bir programa yerleştirilecek öğrenci sayısı, o programın en son yıldaki genel kontenjanının ÖSYS için %10'u, DGS için %3'ü kadardır

Adaylar, Zorunlu Yabancı Dil Hazırlık Sınıfında Başarısız Olan Öğrencilerin Türkçe Öğretim Yapan

Yükseköğretim Programlarına Yerleştirilmelerine İlişkin Başvuru Kılavuzu ile Aday Başvuru Formunu ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden başvuru süresi içinde edinecekler, doldurdukları Aday Başvuru Formunu 15-28 Eylül 2015 tarihleri arasında kendi Üniversitelerine onaylatacaklardır.

 

Hazırlık sınıflarında başarısız olan öğrencilerin ÖSYM'ye başvururken aşağıdaki koşulları karşılamaları gerekir:

a) Öğretim dili yabancı dil veya kısmen yabancı dil olan programın zorunlu yabancı dil hazırlık sınıfında başarısız olmak.

b) Hazırlık sınıfında başarısız olarak ilişiğinin kesildiği dönemde bir defaya mahsus olmak üzere başvurmak ((İlişiğinin kesildiği tarih ÖSYM tarafından öğretim dili Türkçe olan programlara yerleştirme için başvuruların alındığı tarihten sonra olması durumunda bir sonraki dönem başvuru yapılabilir. 2015 yılı başvurularına uygulanmak üzere 30 Ekim 2013 tarihinden sonra başarısız olarak ilişiği kesilen adaylar da başvuru yapabilirler.)

c) Aday Başvuru Formunu, başvuru süresi içinde hazırlık sınıfında başarısız olduğu için ilişiğinin kesildiği yükseköğretim programının bağlı bulunduğu Üniversiteye onaylatmak.

d) Tercihlerini Türkçe öğretim yapan programlardan yapmış olmak

e) Öğrencinin hazırlık sınıfında başarısız olduğu programa yerleştiği yıldaki ÖSYS/DGS puanı,

tercihleri arasında göstereceği yükseköğretim programlarının yerleştiği yıldaki en düşük

ÖSYS/DGS puanlarına eşit veya bu puanlardan yüksek olmak. İlgili yılda sınavsız geçiş ile yapılan yerleştirmelerde en düşük puan şartı aranmaz. Adaylar sınavsız geçiş öncelikleri ve ortaöğretim başarı puanları (OBP) ile yerleştirme işlemine alınırlar.

f) Üniversitelerin hazırlık sınıfına kaydolunan yılda merkezi olarak yerleştirilmiş olmak.

g) Tercih edeceği Türkçe öğretim yapan programın başarısız olduğu programa yerleştiği yıl merkezi yerleştirme ile öğrenci alıyor olması (Eğer tercih edilen program adayın yerleştiği yıl merkezi yerleştirme öğrenci almamış ise bu programa yerleştirme yapılmaz.)

2) Başvurma İşlemi

 a) Kılavuzun edinilmesi ve Aday başvuru formunun doldurulması

 b) Yerleştirme ücretinin yatırılması

 c) Başvuru formunun ve banka dekontunun, Başvuru Merkezine şahsen teslim edilmesi

Adaylar yerleştirme işlemine sadece bir defa başvurabilirler.

Zorunlu hazırlık sınıfında başarısızlık sebebiyle ilişik kesilme dışında devamsızlık vb. nedenlerle ilişiği kesilen öğrenciler ile özel yetenek sınavı sonuçlarına göre yerleştirilen öğrenciler başvuru yapamazlar.

3) Yerleştirme Ücretinin Yatırılması

Adaylar, başvuru işlemini yaptıktan sonra yerleştirme ücretini yatırarak başvurularını tamamlayacaklardır. Yerleştirme ücretini (15,00 TL) ÖSYM’nin İnternet sayfasında yer alan “ÖDEMELER” alanından kredi kartı/banka kartı ile başvuru süresi içinde yatıracaklardır. Banka ve ATM’lerden ücret ödemesi yapılmamalıdır. Yerleştirme ücretini ödeme işlemleri 29 Eylül 2015 tarihinde saat 23:59’da sona erecektir.

Detaylar için osym.gov.tr adresindeki bilgileri inceleyiniz.

Başvurular ve diğer bilgiler için Öğrenci Kaynakları Birimi Çağlar Akpınar’a başvurunuz.

Sevgilerimizle 

Öğrenci Kaynakları Birimi

Abone ol