Ana içeriğe atla

2015-2016 Bahar Dönemi Üretim Mühendisliği Lisansüstü Program Başvuruları

Üretim Mühendisliği lisansüstü(Yüksek Lisans-Doktora) program başvuruları 14 Aralık 2015 tarihine kadar uzatıldı.

Başvuru koşullarına aşağıdaki linkden ulaşabilirsiniz
http://www.sabanciuniv.edu/tr/basvuru-belgeleri


Online başvuru için tıklayınız.

IMIS’16 deneyimi

Endüstri Mühendisliği Kulübü (IES) önderliğinde her sene farklı bir tema çerçevesinde gerçekleştirilen Sabancı Üniversitesi'nin en kapsamlı kariyer etkinliği IMIS'in (International Management and Industrial Engineering Summit) bu seneki konusu MY WAY.


IMIS'16 11 - 12 Aralık 2015 tarihinde Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi (SGM)'de yapılacak.

IMIS'16 MY WAY ile bu yıl da öğrenciler iş hayatından tanınmış, başarılı isimlerle bir araya geliyor. Sektöründe lider şirketlerden üst düzey konuşmacılar ve ünlü konukların katılımı ile "My Way" konusu üzerinden ilerleyerek başarı hikayeleri paylaşılacak. 

IMIS'16 konuşmacılarından bazıları şöyle: Hakan Alp – Finansbank IK Genel Müdür Yardımcısı, Cemal Can Dinçer – Arçelik Ticari Genel Müdür Yardımcısı, Claude Rumpler – L’Oréal Türkiye CEO’su, Hasan Vatan – Vatan Computer Yönetim Kurulu Başkanı, Selim Tansuğ – Unilever Tedarik Zinciri Fabrik Direktörü, Corrado Giaquinto – Colgate-Palmolive Türkiye CEO’su

*11 Aralık Cuma günü etkinliğinde simultane çeviri yapılacaktır.

*Etkinlik sertifikalıdır.

 Tarih:

  •  11 Aralık Cuma 11:00-18:30
  •  12 Aralık Cumartesi 11:00-18:30

  Yer: Sabancı Gösteri Merkezi (SGM)

*Ayrıntılı bilgi almak ve kayıt olmak için www.suies.net’i ziyaret edebilir ya da her gün saat 12.00-14.00 arası yemekhanede kurulan IMIS standını ziyaret edebilirsiniz.

facebook.com/iessabanci

instagram.com/iessabanci

twitter.com/iessabanci

Üsküdar Amerikan Lisesi’ni ağırladık

Sabancı Üniversitesi, Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencilerini ağırladı. Üsküdar Amerikan Lisesi’den yaklaşık 100 öğrenci, 9 Aralık 2015, Çarşamba günü Sabancı Üniversitesi kampüsünü ziyaret etti.

Ziyarete gelen öğrenciler Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker bir hoşgeldiniz konuşması yaptı ve üniversite hakkında bilgi verdi. Nihat Berker’in konuşmasının ardından öğrenciler Sabancı Üniversitesi ile ilgili tanıtım sunumunu dinleyip sorular sordular.

Öğrenciler daha sonra Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Dekan Yardımcısı Alpay Filiztekin ve SUNUM Binası Yöneticisi Burak Birkan  ile biraraya geldiler. Alpay Filiztekin öğrencilere sosyal bilimler programları ve fakülte hakkında bilgi verirken, Burak Birkan nanoteknoloji ve uygulama alanlarıyla ilgili bilgi verdi. Öğrenciler gruplar halinde laboratuvarları gezerek temiz oda, atomik mikroskop, 3 boyutlu yazıcı gibi farklı uygulamaları görme şansı yakaladılar. 

Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencileri Üniversite Merkezi’ndeki öğle yemeğinin ardından Sabancı Üniversitesi’nden ayrıldılar.

Ortakakıllar: Alman – Türk Genç Uzmanlar Girişimi Programı

Ortakakıllar: Alman – Türk Genç Uzmanlar Girişimi Programı başvuruları başladı. 

İstanbul Politikalar Merkezi, Europaische Akademie Berlin ve Robert Bosch Stiftung ortaklığında gerçekleşen Ortakakıllar: Alman – Türk Genç Uzmanlar Girişimi programı için başvurular başladı.

Programın altıncı yılında Ortakakıllar: Alman – Türk Genç Uzmanlar Girişimi, “İnsan İhtiyacı ve Küresel Gereksinim Çağında Güvenlik Arayışı” teması ile Türkiye’den ve Almanya’dan genç uzmanları biraraya getirmeyi amaçlıyor. Bu program, Prof Dr. Bahri Yılmaz’ın başkanlığında İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Berlin Avrupa Akademisi ve Robert Bosch Stiftung finansal desteği ile  gerçekleşmektedir.

Program detayları ve başvuru için lütfen tıklayınız.

UNESCO L’OREAL Genç Bilim Kadınlarına Destek Bursları

Doktora sonrası bilim kadınlarını desteklemek amacıyla yürütülen "UNESCO L’ORÉAL Genç Bilim Kadınlarına Destek Bursları" üniversitelerin Yaşam Bilimleri ve Malzeme Bilimleri alanlarında çalışanlar için destek fırsatı sunuyor.

Son başvuru tarihi 15 Ocak 2016 olan “UNESCO L’ORÉAL Genç Bilim Kadınlarına Destek Bursları”nın başvuru formu ve başvuru koşullarına http://unesco.org.tr/ web adresinden duyurular bölümünden de erişim mümkündür.

e-posta: webmaster@unesco.org.tr

Tel: (0.312) 426 58 94 - (0.312) 427 19 48 - (0.312) 446 81 71

Fax: (0.312) 427 20 64

Başvuru Koşulları için tıklayınız

 

Türkiye’de ve Dünyada Vatandaşlık raporu açıklanıyor

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Uluslararası Sosyal Saha Çalışmaları Programı (International Social Survey Program-ISSP) kapsamında, “Türkiye’de ve Dünyada Vatandaşlık” başlıklı bir rapor hazırladılar.

 

Uluslararası Sosyal Saha Çalışmaları Programı (ISSP)  2014 yılı alan taramasına dayalı araştırması 58 ilde 1509 denek ile yapılan yüz yüze görüşmelerle 13 Şubat – 6 Nisan 2015 tarihleri arasında tamamlandı. Türkiye’de vatandaşlık, birey – devlet ilişkilerinin algılanması, bu husustaki tutumlar, beklentiler ve algılar hakkında ortaya çıkan başlıca bulguları kamuoyunun dikkatine sunmak amacıyla bir basın toplantısı gerçekleştirilecek.

43 ülkede gerçekleştirilen araştırmanın Türkiye ölçeğinde; vatandaşlığı tanımlayan, vergi verme, yasalara saygı, farklılıklara hoşgörü, seçimlere destek, dayanışma v.b. hususlardaki, tutum, eğilim ve algılara ilişkin sorulara cevap vermeyi amaçlayan “Türkiye’de ve Dünyada Vatandaşlık” başlıklı çalışmadaki bulguların sunumu ve araştırmanın değerlendirmesinin Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu tarafından yapılacak. 

THE - BRICS 2016 Sıralamasında 22. Olduk!

Sabancı Üniversitesi, Times Higher Education (THE) “BRICS ve Hızlı Gelişen Ekonomilerdeki En İyi Üniversiteler 2016” Sıralamasında 22. oldu


"BRICS ülkeleri ve Hızlı Gelişen Ekonomilerdeki En İyi Üniversiteler 2016 Listesi”nde, Türkiye'den bu yıl 9 üniversite yer aldı.

BRICS ülkelerini oluşturan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika ve dünyanın hızlı gelişen ekonomileri olarak gösterilen 35 ülkedeki 200 üniversitenin sıralandığı sistemde Sabancı Üniversitesi 22.sırada yer aldı. 

Söz konusu sıralamanın metodolojisi, Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda olduğu gibi Eğitim, Araştırma, Atıf, Uluslararası Görünüm ve Sanayi Gelirleri boyutlarını kapsayan 13 göstergeden oluşuyor. 

Bu sıralamanın öne çıkan özelliği ise BRICS ülkeleri ve hızlı gelişen ekonomilerdeki en iyi üniversiteleri kapsaması sebebi ile Sanayi Gelirleri ve Uluslararası Görünüm boyutlarının ağırlığının daha yüksek olmasıdır. 

Türkiye’den, 22. sırada yer alan Sabancı Üniversitesi ile birlikte “BRICS ve Hızlı Gelişen Ekonomilerdeki En İyi Üniversiteler 2016” sıralamasında Koç Üniversitesi 13., Bilkent Üniversitesi 41., İstanbul Üniversitesi 62., ODTÜ 64., İTÜ 69., Boğaziçi Üniversitesi 71., Anadolu Üniversitesi 106. ve Hacettepe Üniversitesi 168. sırada yer aldı.   

Türkiye İçin Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve Öncelikleri

COP 21’de "Türkiye İçin Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve Öncelikleri" raporu tanıtıldı

Paris’te 30 Kasım’da başlayan Birleşmiş Milletler 21. İklim Konferansı’na (COP 21) bu yıl ilk kez gözlemci statüsünde katılan Sabancı Üniversitesi Türkiye’den akredite olan iki üniversiteden biri. Hükümetler arası görüşmelerin yanı sıra üniversite, enstitü ve sivil toplum örgütü gibi gözlemci örgütlerin de yan etkinlikler düzenleyerek katılabildiği Konferans'ta bu yıl Sabancı Üniversitesi İPM de, WWF Türkiye ile birlikte bir yan etkinliğe imza attı. 

Konferansın açılış günü olan 30 Kasım Pazartesi günü 18:30'da düzenlenen yan etkinlikte Sabancı Üniversitesi İPM ve WWF Türkiye tarafından geçtiğimiz ay yayımlanan "Türkiye İçin Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve Öncelikleri" raporunun bulguları sunuldu ve Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sunmak için belirlemesi gereken emisyon azaltım hedefinin, yeşil büyüme anlayışı doğrultusunda ne olması gerektiği tartışmaya açıldı. Bilindiği gibi Türkiye 30 Eylül günü açıkladığı Ulusal Katkı Niyet Beyanı'nda (INDC) oldukça düşük ve yetersiz bir emisyon azaltım hedefi açıklamıştı. Rapor, Türkiye'nin azaltım hedefinin ekonomisini olumsuz etkilemeden ve iklim değişikliğiyle mücadeleye anlamlı ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde bir katkı sunabilmek için hangi düzeyde olabileceğini makroekonomik bir modelle ortaya koyuyor. 

Toplantıda raporun hazırlayıcıları arasında bulunan Sabancı Üniversitesi İPM kıdemli uzmanı Dr. Ümit Şahin, Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan ve WWF Türkiye'den Mustafa Özgür Berke birer konuşma yaptı. 30 Kasım’da Fransa'da, Paris-La Bourget'de başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP 21) 12 Aralık tarihine kadar devam edecek.

Mezunumuz Kadir Sığınmış'a CIO ödülü

CIO Dergisi tarafından düzenlenen CIO Ödülleri 2015 sahiplerini buldu. Bu yıl altıncı kez düzenlenen ödül töreninde kurumlarında fark yaratan teknoloji liderleri ve projeleri ödüllendirildi. Bilişim Teknolojileri programı, 2013 yüksek lisans mezunumuz Kadir Sığınmış da direktörü olduğu HEAT "Hewin" projesi ile CIO ödülünü kazandı. 

Bu yıl Türkiye’de 6.’sı gerçekleştirilen ve şirketlerine değer katan, kurumlarında başarılı projelere imza atmış teknoloji liderlerini onurlandırmayı hedefleyen CIO Ödül Töreni’nde, atık yönetim çözümü olarak geliştirdiği HEWIN Projesi ile ödül alan mezunumuz HEAT Bilgi Teknolojileri'nde Direktörlük görevini yürütüyor.

Sabancı mezunu olmaktan dolayı gurur duyduğunu belirten ve ödülde emeği olan başta Dr. H. Sait Ölmez ve tüm Bilgi Teknolojileri Yüksek Lisans programı hocalarına teşekkür eden Kadir Sığınmış, CIO Ödülleri ile ilgili şunları söyledi; “Bugün bu noktaya, uyum içinde çalışan 26 kişilik genç ve dinamik ekibimiz sayesinde ulaştık. Başarımızın arkasında takım gücü bulunuyor. Üzerinde büyük bir özveri ve titizlikle çalıştığımız atık yönetimi çözümü projemiz HEWIN ile CIO Ödülü’ne layık görülmekten dolayı gurur duyuyoruz. Atıkların bertarafı Türkiye’de ve dünyada giderek önem kazanıyor. Ancak bu hızlı gelişim ivmesine rağmen kapsamlı bir katı atık yönetim yazılımı bulunmuyor. Ürünümüz belediyeler, belediye birlikleri ve firmaların tüm iş süreçlerini düzenleyen ve yönetsel kolaylıklar sağlayan yenilikçi bir uygulama. Aldığımız bu ödül, yaptığımız çalışmaların ne kadar doğru olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Pojeyi ilk günden itibaren sahiplenen ve desteğini esirgemeyen üst yönetimimize, tüm iş ortaklarımıza ve çok değerli proje ekibimize, katkıları ve emekleri için sonsuz teşekkür ediyorum”.

CIO Ödülleri Hakkında Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan haber için tıklayınız.

Kadir Sığınmış Hakkında:

Sabancı Üniversitesi Bilişim Teknolojileri yüksek lisans mezunu olan Sığınmış, 20 yılı aşkın bir süredir bilgi teknolojileri sektörü içinde çalışmakta. İlk 10 yılını Tofaş Bilgi işlemde geçiren Sığınmış, bu süre içinde Türkiye’nin 54 ilinde bulunan 187 farklı noktadaki Tofaş bayi ve servisi ziyaret ederek merkezi çalışan online sistem alt yapısını, lisanslama ve server kuruluşlarını tamamladı. 2001 senesinde Microsoft Sistem Mühendisliği’ni MCSE (Microsoft Certified Systems Engineer) erken başarı sertifikası ile almaya hak kazanan Kadir Sığınmış, Tofaş Oto Ticaret A.Ş., Fiat-İtalya ve Tofaş bayileri arasındaki sistem entegrasyonu sırasında üç yıl boyunca İtalya’ya bir dizi eğitim aldı. Tofaş’ta 10 yılını tamamladıktan sonra 2005 yılında kurulan Hexagon Danışmanlık şirketinin bilgi teknolojileri Müdürü olarak göreve başladı. 2013 yılında Hexagon tarafından kurulan HEAT şirketine Bilgi Teknolojileri Direktörü olarak atandı. Sığınmış Sabancı Üniversitesi Mezunlar Derneği, Türkiye Bilişim Derneği, Türkiye Açık Deniz Yarışı Kulübü üyelikleri bulunmakta. 

Sabancı Üniversitesi COP21’de

Paris İklim Zirvesi Başladı 

Sabancı Üniversitesi bugün (30 Kasım) Paris’te başlayan ve 12 Aralık 2015 tarihine kadar devam edecek COP21’e (BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 21. Taraflar Toplantısı) Türkiye’den akredite olan iki üniversiteden biri. 


Sabancı Üniversitesi kuruluşundan bu yana enerji ve iklim politikaları adına yürüttüğü kapsamlı çalışmalar ile Paris İklim Zirvesinde (COP21) yerini aldı. Sabancı Üniversitesi’nin iklim politikaları çalışmaları, IICEC (İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi) ve İPM (İstanbul Politikalar Merkezi)  çatıları altında, konularında uzman araştırmacılar ile yürütülüyor. Sabancı Üniversitesi gözlemcileri, iklim zirvesi süresince ve sonrasında referans kurum olarak tüm kamuoyunu bilgilendirecek, yeni politikaların oluşması için tüm sivil toplum ve karar mercilerine katkı verecek. COP21'de ayrıca, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Projeler Koodinatörü ve CDP Türkiye Projeler Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş de Türkiye Resmi Heyeti içinde yer alacak. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, 2010 yılından bu yana Türkiye'de CDP'nin İklim Değişikliği Programı'nı ve 2015 yılı itibariyle de CDP'nin Su Programı'nı yürütüyor.

Dokuz Maddede Paris İklim Zirvesi:

1) Paris'te kimler toplanacak?

30 Kasım – 12 Aralık 2015 tarihlerinde Paris’te COP21 (BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 21. Taraflar Toplantısı) gerçekleşecek. Şimdiye kadar 80’den fazla devlet başkanı zirveye katılacağını belirtti. Aralarında Obama, Xi Jinping, David Cameron, Merkel ve Narendra Modi’nin de olduğu liderler zirvenin 2009 yılında Kopenhag’da olduğu gibi bir başarısızlık ile bitmemesi için çaba gösterecek. 40.000 kişinin katılması beklenen resmi zirveye ek olarak 28 Kasım’daki büyük iklim yürüyüşüyle başlayacak olan alternatif zirve ve etkinlikler dünyadan onbinlerce iklim adaleti aktivistini ağırlayacak. Zirvenin son günlerinde “Kırmızı Çizgilerimizi Aşmayın” isimli 10 büyük eylem yapılacağı duyuruldu.

2) İklim Zirvesi'nin amacı ne?

İklim değişikliğiyle ilgili en yetkin bilimsel kurum olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 2014 sonunda yayınladığı 5. Değerlendirme Raporu sentezinde şunları belirtiyor: 

• İklim sistemi üzerindeki insan etkisi kesin ve insan kaynaklı seragazı emisyonları tarihsel olarak en yüksek seviyede. 

• İnsan kaynaklı seragazı salımlarının devam etmesi daha fazla ısınma ve iklim sisteminin tüm parçalarında uzun vadeli köklü değişikliklere yol açacak. Bu değişikliklerin insan toplulukları ve ekosistemler üzerinde geri dönülmez sonuçları olacak. 

• Küresel ortalama sıcaklık artışını 2°C’nin altında tutmak için 1870’den beri toplam seragazı salım miktarımızı 2900 gigaton ile sınırlamak zorundayız. Bu karbon bütçesinin 2/3’ünü 2011 itibariyle tüketmiş bulunuyoruz. Öte yandan eğer kanıtlanmış fosil yakıt (kömür, doğal gaz, petrol) kaynaklarının tamamı yakılırsa bu bütçeyi aşacağımız kesin.  Bu da demek oluyor ki fosil yakıtların ciddi bir kısmının yerin altında durması gerekiyor.  

• Güvenli limit olan 2°C ve altında kalabilmek için 2030’a kadar yıllık olarak düşük karbonlu elektrik ve enerji verimliliğine yıllık 100 milyar dolar seviyesinde yatırım yapılması gerekiyor. 

Paris’teki zirvenin amacı, bu bilimsel veriler ışığında iklim değişikliğiyle mücadele etmek için 2020 sonrasını belirleyecek bir uluslararası anlaşmaya varmak. Ekim ayında Almanya’nın Bonn kentinde yapılan hazırlık toplantısında ortaya çıkan 55 sayfalık taslak anlaşma metnini kısaltıp, 2 derece limitini koruyacak bir anlaşma üzerinde uzlaşmak COP21 için en kritik mesele olacak.

3) İklim Zirvesi'nde atılacak somut adım ne olacak? Bir anlaşma imzalanacak mı?

Paris’te küresel ortalama sıcaklık artışını yüzyıl sonuna kadar maksimum 2 derece ile sınırlamak için 2020 sonrasını belirleyecek bağlayıcı, ölçülebilir ve verilen taahhütleri gözden geçirme mekanizmalarının olduğu bir anlaşmanın çıkması bekleniyor. Zirvedeki ana konular küresel bir azaltım hedefi, önlenemeyen iklim etkileri için bir uyum planı, iklim finansmanı, teknoloji transferi olacak. Zirvede özellikle G77+Çin (gelişmekte olan ülkeler bloğu) ve OECD üyesi olan sanayileşmiş ülkeler arasında zorlu müzakerelerin geçmesi bekleniyor. Fransa Başbakanı François Hollande da tüm siyasi gücünü bu anlaşmaya yüklemiş durumda, bu da Paris’ten bir anlaşma çıkması için yoğun diplomatik baskı olacağını gösteriyor.

4) Ne yapılması talep ediliyor?

IPCC’nin gösterdiği bilimsel gerçeklere uygun bir küresel anlaşma için 2050 sonrasında küresel seragazı emisyonlarının net olarak sıfıra ulaşması gerekiyor. Bu da yüzyıl ortasında elektrik üretiminin karbonsuzlaşması, fosil yakıtların büyük kısmının toprağın altında kalması, halihazırda gerçekleşen salımlardan doğan iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak için finansman sağlanması, düşük karbonlu bir kalkınma rotası için uluslararası işbirliğinin oluşturulması anlamına geliyor.  Olası bir Paris anlaşmasının adil, eşitlikçi, gerçekçi, ölçülebilir sonuçlara sahip olması ve en kırılgan kesimlerin önceliklerine hitap etmesi gerekiyor. 

5) Hangi ülke ne taahhüt etti?

Ülkeler Paris’e giden yolda ulusal düzeyde belirlenmiş niyet edilen katkı (INDC) denilen belgeleri BM’ye sundular. Şu ana kadar küresel seragazı salımlarının %86.6’sını üreten 155 taraf (128 INDC + 28 üyeli AB için tek bir INDC) katkısını sundu. AB 1990 seviyesine göre 2030 itibariyle %40’lık bir azaltım, ABD 2025 itibariyle 2005 seviyesine göre %28’lik bir azaltım taahhüt ederken Çin seragazı salım artışını 2030 itibariyle zirve yapıp net olarak azaltmayı, Hindistan 2030 itibariyle ekonomisinin karbon yoğunluğunu 2005’e göre %35 azaltmayı, Türkiye ile benzerlik gösteren Meksika ve G. Kore ise referans senaryoya göre 2030 itibariyle sırasıyla %25 ve %37 azaltım taahhüt ettiler. 

6) Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele taahhüdü var mı?

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı Ümit Şahin tarafından hazırlanan “Türkiye’nin İklim Politikalarında Aktör Haritası” başlıklı çalışmanın önsözünde belirtildiği gibi; “Türkiye son birkaç yıldan bu yana yaşadığı kuraklığın bir kez daha gösterdiği gibi iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Bu nedenle Türkiye’nin bütün alanlarda etkin iklim politikaları izlemesi, her şeyden önce kendi geleceği için önem taşıyor. Paris 21. Taraflar Konferansı (COP 21), Kyoto sonrası dönemin, yani yeni iklim rejiminin karara bağlanacağı önemli önemli bir dönüm noktası olacak. Son yıllarda sera gazı salımlarını en hızlı artıran ülkelerden biri haline gelen Türkiye, bu yeni dönemde nasıl bir rol alacak, azaltım hedefi belirleyecek mi, fosil yakıtlara dayalı enerji ve kalkınma politikalarını sorgulamaya başlayacak mı, siyasi bir kararlılık gösterecek mi gibi zor soruları, konuyla ilgilenen bütün kesimlerin tartışmaya başlaması gerekiyor.”

Türkiye çok yakın bir zamana kadar iklim değişikliği konusunda çok çekingen bir pozisyon izledi. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve yürürlükten çıkan Kyoto Protokolü’nü 12’şer yıllık gecikmelerle imzalayan Türkiye’nin BM’ye sunduğu taahhüt 2030 yılı itibariyle referans senaryoya göre seragazı salım artış miktarını %21 azaltmak. Öte yandan Prof. Erinç Yeldan ve Doç. Dr. Ebru Voyvoya’nın WWF Türkiye ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi için hazırladıkları ve geçen ay kamuoyu ile paylaşılan “Türkiye İçin Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları” başlıklı rapora bakıldığında bu taahhüte temel oluşturan referans senaryodaki değerlerin abartılı olduğu ve böylelikle Türkiye’nin aslında yapabileceği azaltım miktarını daha az gösterdiği düşünülüyor. Söz konusu raporda, Türkiye’nin küresel iklim anlaşmasında adil biçimde yerini alabilmesi için ciddi imkanlara sahip olduğu ama bunun sosyo-ekonomik bir dönüşüm gerektirdiği vurgulanıyor. Türkiye, eğer çekingenliğini atarsa, iklim değişikliğiyle mücadelede öncü ülkelerden birisi olma imkanına sahip. 

7) Paris Zirvesi'nden nasıl bir sonuç çıkabilir?

Paris zirvesinden beklenen 4 ana çıktı var: 

Birincisi tüm ülkeleri kapsayacak, hızla yürürlüğe girecek bir küresel bağlayıcı sözleşme. 

İkincisi seragazı salımlarının azaltılması, kontrol edilmesi ve azaltım hedeflerinin gözden geçirilmesi için ulusal taahhütlerin ortaya konması. 

Üçüncüsü iklim değişikliğiyle mücadele için finansal kaynakların ve teknoloji transferi için imkanların yaratılması. Özellikle iklim etkilerine en fazla kırılgan olan gelişmekte olan ülkelerin maddi destek alması, zararlarının tazmin edilmesi önemli. 

Dördüncü ve sonuncu olarak şu ana kadar verilen taahhütlerin 5-yıllık döngüler içerisinde gözden geçirilerek azaltım konusundaki azmin artırılması. Bunların iklim değişikliği konusunda tarihsel sorumluluklar dikkate alınarak “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” ve ulusal kapasiteler dikkate alınarak gerçekleşmesi öngörülüyor. 

8) Çıkacak sonuç en çok hangi sektörleri ilgilendiriyor?

İklim değişikliği başta enerji ve ağır sanayi olmak üzere turizmden tarıma tüm sektörleri hem nedenleri hem de sonuçları itibariyle ilgilendiriyor. Özellikle CAN Europe’un (İklim Eylem Ağı Avrupa) bildirdiği gibi Türkiye 75 kömürlü termik santral planlarken, enerji sektörünün ciddi biçimde bu sonuca dikkat etmesi gerekiyor. Climate Action Tracker’dan Niklas Höhne’nin analizine göre Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedefleri ülkenin gerçek potansiyelini yansıtmıyor. Türkiye’nin Almanya’dan %50 daha yüksek güneş enerjisi potansiyeli, 275GW civarında teknik rüzgar potansiyeli var. Öte yandan yoğun kentleşme baskısı da iklim değişikliğine katkıda bulunuyor. Kemerburgaz Üniversitesi’nden Sevil Acar’ın yaptığı bir analiz de ülkede fosil yakıtlara verilen dolaylı/dolaysız teşviklerin çok ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor. İklim değişikliğine kesin çözüm bulmanın yolu seragazı salımlarını net olarak azaltmaktan geçiyor. Bu da tüm sektörlerde üretim-tüketim biçimlerinde bir dönüşüm gerektiriyor.

9) Günlük hayatımızı etkileyecek bir tarafı var mı?

İklim değişikliği halk sağlığından, kentleşmeye, suya erişimden, gıda güvenliğine pek çok boyutuyla günlük hayatımızı halihazırda etkiliyor. Kırım-Kongo kanamalı ateşi vakalarının artmasından iklim değişikliğine en kötü katkıyı yapan kömürlü termik santraller dolayısıyla halk sağlığı risklerine kadar uzanan yelpazede ciddi somut çıktıları var. Bunun da ötesinde iklim değişikliğinin olumsuz etkileri eşitsiz bir biçimde dağılarak toplumun sosyo-ekonomik olarak en kırılgan kesimlerini vuruyor. Bu sene başında Hopa’daki sel, 2007/8’de ülke çapındaki kuraklık gibi ekstrem hava olaylarını tetikliyor. Bazı araştırmalar iklim değişikliğinin mevcut sosyo-ekonomik kırılganlıkların iklim değişikliğinin etkileriyle bir araya gelerek etnik/dinsel çatışmalar ve sınır ötesi göç için “çarpan etkisi” olabileceğini öne sürüyor.    

Paris İklim Zirvesi COP21’e Türkiye’den katılan uzmanların iki günde bir sıklıkta izlenimlerini paylaşacağı platforma http://www.iklimpostasi.org/ adresinden ulaşabilirsiniz. 

Ayrıca @iklim_postasi twitter adresinden de zirve hakkında bilgi alabilirsiniz. 

Hürriyet gazetesinde bu konuda yayımlanan haberimizi okumak için tıklayın

Abone ol