Lisans öğrencilerimizin SOP projesi TÜBİTAK 2209-B hibe desteği kazandı

Lisans öğrencilerimizin SOP projesi TÜBİTAK 2209-B hibe desteği kazandı

Sabancı Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Lisans Programı öğrencileri Ahmet Erkoç, Deniz Ece Susuz ve Sema Burçe Pazarlı'nın Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Koşar ve araştırmacı Dr. Abdolali Sadaghiani danışmanlığında yürüttükleri Vestel Beyaz Eşya firmasına ait Sanayi Odaklı Projeler Programı kapsamındaki ENS 491 Mezuniyet Projesi  ile TÜBİTAK  2209-B Sanayiye Yönelik Lisans Araştırma Projeleri Desteği Programıyla destek görmeye hak kazanmıştır.

Soldan sağa: Abdolali Sadaghiani, Ahmet Erkoç, Ali Koşar, Deniz Ece Susuz, Sema Burçe Pazarlı

Dayanıklı Tüketim ürünlerinde faz değiştirici malzemelerin kullanımıyla ilgili projede kullanıcı ihtiyaçlarına cevap veren, yenilikçi, çevreci ve fonksiyonel bir ürün geliştirmek hedeflenmektedir.

"Kuantum Bilgisayarlar Sonrasında Siber Güvenlik" webinarı

"Kuantum Bilgisayarlar Sonrasında Siber Güvenlik" webinarı

Sabancı Üniversitesi’nin Akbank ve Eczacıbaşı Holding işbirliği ile kamu ve özel sektör yöneticilerine yönelik düzenlediği Teknolojinin Gücüyle Geleceğe Webinar Serisi, 25 Şubat 2021 tarihinde başlıyor.

Sabancı Üniversitesi’nin araştırma alanları ile bilgi birikiminin kaynağında paylaşılması, kamu ve özel sektör ile olan işbirliği fırsatlarına yenilerinin eklenmesini amaçlayan Teknolojinin Gücüyle Geleceğe Webinar Serisi’nin ilk semineri Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Dekanı Erkay Savaş ve MDBF Öğretim Üyesi Erdinç Öztürk tarafından “Kuantum Bilgisayarlar Sonrasında Siber Güvenlik” konusunda gerçekleşecek.

“Kuantum Bilgisayarlar Sonrasında Siber Güvenlik” webinarına kayıt yaptırmak için lütfen tıklayın.

Üretim sistemlerinden çanta tasarımına uzanan bir girişim hikayesi

Üretim sistemlerinden çanta tasarımına uzanan bir girişim hikayesi

“Kadınları güçlü hissettiren, istedikleri hayatları yaşamaları için cesaret veren bir marka yaratma hayalim vardı. İçinde tasarım kabiliyetimi de kullanabileceğim bir kadın aksesuar markası olmasına karar verdim. Kadınlara en yakın arkadaşları gibi her zaman destek olan, çantalar tasarlamak istedim" diyen mezunumuz Zeynep Gürsoy, girişimci hikayesini gazeteSU’ya anlattı.

Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri programından 2008 yılında mezun olan Zeynep Gürsoy, kendi markasını yaratma ilhamını içindeki sesi dinlemeye başladıktan sonra aldı. Aile şirketinde 5 yıl çalıştıktan sonra, kendi markasını hayata geçirme yolunda attığı ilk önemli adım Londra’daki Central Saint Martins Sanat ve Tasarım okulunda yüksek lisans yapmak oldu. Daha sonra tekrar Türkiye’ye dönüş yapan Gürsoy, çanta tasarım eğitimi alarak kadınları güçlü hissettirmek üzere tasarladığı aksesuar ve çanta modellerini Tara Folks markasıyla pazara sundu.

“Kadınları güçlü hissettiren, istedikleri hayatları yaşamaları için cesaret veren bir marka yaratma hayalim vardı. İçinde tasarım kabiliyetimi de kullanabileceğim bir kadın aksesuar markası olmasına karar verdim. Kadınlara en yakın arkadaşları gibi her zaman destek olan, çantalar tasarlamak istedim" diyen Gürsoy, girişimci hikayesini gazeteSU’ya anlattı.

Not: Deri bel çantalarından, omuz ve sırt çantalarına kadar geniş bir koleksiyona sahip Tara Folks, tüm Sabancı Üniversitesi ailesine yüzde 15 indirim sunuyor. Sabancı Üniversiteliler, markanın websitesinde “SABANCILI15” kodunu kullanarak indirimden yararlanabilir.                     

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Eğitim ve kariyer çizginizden kısaca bahsedebilir misiniz?

Merhaba, ben Zeynep Gürsoy. Alman Lisesi’ni tamamladıktan sonrasında Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri programından 2008 yılında mezun oldum. İş hayatına atılmayı biraz erteleyip, Sabancı’da başladığım İtalyancamı ilerletmek için bir kaç aylığına Florensa’ya yerleştim. 2009 Ocak ayında babamın girişimi olan süt ve süt ürünleri üreten aile şirketimiz Mamsan Gıda’da çalışmaya başladım. Beş yıl boyunca satış ve pazarlamadan üretime, tedarik zincirinden satın almaya kadar şirketin farklı alanlarında tecrübe edinme fırsatı buldum. O zamanlar çoğunlukla fason olarak yani başka markalar için üretim yapıyorduk. Kendi markamızı yaratma fikri ile fabrikanın bulunduğu Edirne bölgesinde “Sütçüm” adı altında alt bir marka kurduk. Tasarımından satış kanallarını geliştirmeye dair her şeye dahil olabildiğim bu süreç bana kendi markamı da kurup geliştirirken büyük resmi görebilme kabiliyeti kazandırdı.

Kurumsal tecrübem olmadığı için başka yerde çalışsaydım nasıl olurdu bilemiyorum ama babamla birebir çalışırken ondan şu anda da kullandığım insan ilişkileri ve girişimcilik konusunda da çok şey öğrendim ve bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum.

Hep yurtdışında bir yüksek lisans yapma hayalim vardı. İlk zamanlar muhtemelen sürü psikolojisi ile eğitimime MBA ile devam etmek istiyordum. Avrupa'daki iyi okullardan kabullerim gelmesine rağmen bu alanda ilerleme fikri beni heyecanlandırmadı. Benim aradığım yaratıcılığımı ortaya çıkarıp kullanabileceğim bir konuda uzmanlaşmaktı.  Londra’daki Central Saint Martins Sanat ve Tasarım okulunda “Hayal gücünün Yaratıcı Endüstrilere Uygulanması” adı altındaki yüksek lisans programı tam bana göreydi. Kabul alınca Londra’ya yerleştim. Bölümüm sayesinde bu sefer mühendisler dışında grafik tasarımcı, moda tasarımcısı gibi farklı yaratıcı sektörlerden gelen birçok farklı ülkede arkadaş edindim. Farklı kültürleri tanımak bakış açımı çok genişletti. Tekrar aile işine dönmektense kendi markamı kurmaya karar verdim.

Tara Folks'u kurmaya ne zaman ve nasıl karar verdiğiniz? İlk kuruluş aşamalarından bahsedebilir misiniz? 

Kadınlar için bir şey yapmak istiyordum. Bir şekilde kadınları güçlü hissettiren, istedikleri hayatları yaşamaları için cesaret veren bir marka yaratma hayalim vardı. İçinde tasarım kabiliyetimi de kullanabileceğim bir kadın aksesuar markası olmasına karar verdim. Kadınlara en yakın arkadaşları gibi her zaman destek olan çantalar tasarlamak istedim. Bunun için ayrıca online bir çanta tasarım kursunu tamamladım. Hocam hala benim mentörüm ve zamanla da çok yakın arkadaşım oldu.

Hiç bilmediğim bir sektöre hayalimi gerçekleştirme coşkusu ile biraz balıklama atlamış oldum. Ne üretici tanıyordum ne de ürünlerimi satabileceğim yerlerin satın almadan sorumlu kişilerini, ne de pazarlamasını yapabileceğim dergi editörlerini, stylistleri. Tasarımlarımı çizim aşamasında çıkarıp karton maketlerden hazırladıktan sonra üretici arayışına geçtim. Ürünlerimin numuneleri hazır olduktan sonra da az adetli stoklarımızla Çaba, TOGbazar, Zubizu, Canan&İris gibi kaliteli alışveriş etkinliklerine katılmaya başladım. Bütün bu süreçte neredeyse tektim. Bana çok sevdiğim ablam dediğim bir yakınım yardımcı oluyordu. Modern pazarcılar gibi masamızı kuruyor çantalarımızı taşıyor, akşamında topluyorduk. Bu tarz etkinliklere katıldıkça sektörden daha fazla kişi ile network kurmuş oldum. Hepsi başka bir kapı açtı. Önce RoomandRumours gibi yerel butik mağazalar ile çalışmaya başladım. Sonra İstanbul’daki Galeries Lafayette, Harvey Nichols gibi büyük departmanlı mağazalarda çantalarımı satmaya başladım. En son da Amerika ve İngiltere de satış yapan WolfandBadger gibi online sitelerde ürünlerimi sattım. Her adım çok kıymetli oldu, çünkü hepsi beni bir sonraki aşamaya taşıdı. Moda sektöründen farklı kişilerle tanıştıkça, konuştukça markalaşma konusunda izlenebilecek adımlar doğrultusunda farklı fikirler edindim. Tek bir doğrunun olmadığı gibi.

Tara Folks için neleri hedefliyorsunuz?

Kısa vade olarak Tara Folks için özellikle marka bilinirliğini arttırmayı ve kendi yurtiçi yurtdışı online satış hacmimi büyütmeyi hedefliyorum. Bunun yanında çalışma ekibimi de genişletmek ve işin tasarım tarafına biraz daha zaman ayırabilmek istiyorum. Ayrıca kısa videolar gibi markanın özünü eğlenceli bir şekilde anlatacak işbirlikleri planlarım var.

Uzun vade olarak ise Tara Folks’un tasarımları ve kalitesiyle yurtdışında da bilinen ve aranılan bir marka olmasını arzuluyorum. Bunun sayesinde Türk derisinin ve işçiliğinin de kalitesini kanıtlayan örneklerden biri olmayı ve yapacağım ihracat ile de ekonomimize katkıda bulunmayı hedefliyorum.

Sabancı Üniversitesi mezunu olmak bir girişim fikrinde yer almak ve girişimci vizyonu kazanmak anlamında size ne kattı? Sabancılı olmayı bu anlamda nasıl yorumluyorsunuz?   

Yine çok şanslıyım ki Sabancı’da okurken rahmetli Ziya Boyacıgiller’den girişimcilik üzerine ders alma fırsatı yakalamıştım. Kendisi mühendis arka planlı hem başarılı ve hem de mütevazi bir girişimci olarak bana çok ilham veren bir kişilikti. Bunun yanında Sabancı’nın sunduğu disiplinlerarası eğitim ve CIP programları sayesinde de farklı alanlarda bilgi sahibi olabildim. Böylelikle bu farklı noktaları birleştirdiğimde zaten yaratıcılık ve özgünlük kendini çok net bir şekilde ifade etmeye başladı. Sabancılı olmak bence kendi alanın dışındaki konulara da ilgili ve meraklı olmak, sorunun cevabını bilmesen de çözüm yolları arayan ve kendini geliştirmek için devamlı yeni sorular soran bir birey olmak demektir.

EFSUN 2020 Aktivite Raporu

EFSUN 2020 Aktivite Raporu

Sabancı Üniversitesi Nano Tanı için Fonksiyonel Yüzeyler ve Arayüzeyler Mükemmeliyet Merkezi (EFSUN), 2020 yılındaki faaliyetlerinin kısa bir özetini yayınladı. 

Eylül 2016'da kurulan EFSUN'un 2020 Aktivite Raporu'nu okumak için lütfen tıklayın

digitalSSM Sunar: "Çevrimiçi sergiler gerçek bir sanatsal deneyim midir?"

digitalSSM Sunar: "Çevrimiçi sergiler gerçek bir sanatsal deneyim midir?"

Sabancı Üniversitesi ve digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı yürütücülüğünde gerçekleştirilen “Teknolojik Sanat Eserlerinin Korunması” projesi etkinlikleri, “Çevrimiçi Sergi Kürasyonu” başlıklı uluslararası konuşmayla devam ediyor.

 

New Museum - New York bünyesinde faaliyet gösteren, dijital sanat ve kültürü destekleyen Rhizome’un Sanat Yönetmeni Michael Connor’ın konuşmacı olacağı etkinlik 26 Şubat Cuma günü Türkiye saati ile 18.00, New York yerel saatiyle 10.00’da çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek. 

COVID-19 salgını nedeniyle tüm dünyadaki sanat kurumlarının fiziksel sergilerini çevrimiçi ortama taşımasıyla birlikte oluşan süreçlerin ele alınacağı konuşmada çevrimiçi sergilerin barındırdığı imkânlar üzerine konuşulacak. 

Connor, konuşmasında çevrimiçi sergileri düzenlemenin geleneksel galeri sergileriyle bağı olsa da onlardan ayrı bir pratik olarak kabul edilmesinin gerekliliğinden bahsedecek. Konuşmacı, Rhizome’un çalışmalarının yanı sıra başka örneklerden de yola çıkarak çevrimiçi sergiler bağlamında çeşitlilik, performans, nesnelik ve mekânsal pratik kavramlarını irdeleyecek. 

İngilizce olacak konuşma simultane çeviriyle Türkçe olarak da dinlenebilecek. Konferansa katılım için Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi web sitesinden kayıt yaptırılabilecek.

“Küresel Enerji ve İklim Politikalarında Yeni Bir Dönem: Yeni ABD Yönetimi Gündemi”

“Küresel Enerji ve İklim Politikalarında Yeni Bir Dönem: Yeni ABD Yönetimi Gündemi”

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), “Küresel Enerji ve İklim Politikalarında Yeni Bir Dönem: Yeni ABD Yönetimi Gündemi” başlıklı bir webinar düzenliyor.

23 Şubat 2021 Salı günü (16:30-17:30) gerçekleştirilecek webinarın açılış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı yapacak.

Açılış konuşmasının ardından Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, “Küresel Perspektif” başlıklı keynote konuşmasında, enerji ve iklim alanlarında öne çıkan önemli dinamikleri ve IEA gündemindeki konuları değerlendirecek.

Dr. Fatih Birol’un ardından, Obama Başkanlığı’nda ABD 13. Enerji Bakanı olarak görev alan Prof. Ernest J. Moniz toplantının Onur Konuğu Konuşmacısı olarak söz alacak ve ABD’nin yeni enerji ve iklim politikalarını anlatacak.

Webinar, konuşmalardan sonra iş dünyası odaklı bir panel ile devam edecek. SHELL Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar, TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler'in katılacağı panel, Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Keyman tarafından yönetilecek.

Enerji ve iklim alanlarındaki güncel küresel gelişmelerin, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) gündemindeki çalışmaların, yeni ABD yönetiminin temiz enerji ve iklim değişikliği ile ilgili yeni politika girişimlerinin ve enerji ve iklim konularında iş dünyasının gündeminin ele alınacağı bu önemli etkinliğe katılımlarınızdan mutluluk duyarız.

IICEC “Küresel Enerji ve İklim Politikalarında Yeni Bir Dönem: Yeni ABD Yönetimi Gündemi” Webinarı

Tarih: 23 Şubat 2021, Salı

Webinar: 16:30 – 17:30

Toplantıyı  http://iiceconline.sabanciuniv.edu/  adresinden canlı yayın izleyebilirsiniz.

 

Önemli not: Etkinlik dilinin Türkçe olduğu toplantıda, İngilizce yapılacak konuşmalar için simultane çeviri sağlanacaktır.

Tosun Terzioğlu'nu sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz...

Tosun Terzioğlu'nu sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz...

Kurucu Rektörümüz Tosun Terzioğlu'nu aramızdan ayrılışının 5. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz...

Tosun Terzioğlu ile ilgili gazeteSU haberleri için tıklayınız.

Hayat Pahalılığı, İşsizlik, Sosyal Güvenlik

Hayat Pahalılığı, İşsizlik, Sosyal Güvenlik

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, koronavirüs salgını sebebiyle bu süreçte karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için başlattığı “Salgın ve Toplum” webinar serisi devam ediyor. 

İPM Salgın ve Toplum webinar serisi

23 Şubat Salı saat 15.00'te yapılacak webinar toplantısının bu bölümünün başlığı "Hayat Pahalılığı, İşsizlik, Sosyal Güvenlik". Moderatörlüğünü İPM Araştırma ve Akademik İlişkiler Koordinatörü Senem Aydın Düzgit’in yapacağı bu bölümün konuşmacıları, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Alpay Filiztekin, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi İnsan Tunalı ve 2019/20 Mercator-İPM Araştırmacısı Gökçe Uysal’dan oluşuyor. 

Salgın ve Toplum webinarına bekliyoruz. 

23 Şubat Salı 15:00 

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 2001 yılından bu yana küreselleşmenin çoklu krizlerinin tartışılması amacıyla iklim değişikliğinden kutuplaşmaya, göçten çatışma çözümüne, demokratikleşmeden transatlantik ilişkilere kadar birçok alandaki soru ve sorunları ele almak amacıyla nitelikli ve kanıta dayalı araştırmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar ışığında akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sağlamak, topluma ve karar alıcılara sağlam politika önerileri sunmak için bağımsız çalışmalar yürütüyor. 

Kayıt linki: https://event.webinarjam.com/register/146/ml2oqfkz 

SUNUM ve MDBF işbirliğinde yazılan makale Carbon dergisi’ne kapak seçildi

SUNUM ve MDBF işbirliğinde yazılan makale Carbon dergisi’ne kapak seçildi

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) araştırmacılarından Doç. Dr. Alp Yürüm ve SUNUM yarı zamanlı araştırmacısı, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Selmiye Alkan Gürsel ile Sabancı Üniversitesi'nden Buse Bulut Köpüklü ve Dr. Adnan Taşdemir’in Carbon dergisinde yayınlanan “High stability graphene oxide aerogel supported ultrafine Fe3O4 particles with superior performance as a Li-ion battery anode” başlıklı çalışmaları Carbon dergisi Nisan 2021 sayısı için dergi kapağı olarak seçildi.

Konuyla ilgili olarak Doç. Dr. Yürüm, "Bildiğiniz gibi her yeni taşınabilir elektronik cihaz ve elektrikli araba ile daha da iyi performans gösteren pillere ihtiyaç duyuyoruz. Şu an ki Li-iyon malzeme teknolojisi sınıra ulaşmaktadır. Bu sebeple yeni nesil bir malzeme olan magnetit nanoparçacıklara yoğunlaştık. Kapak olarak seçilen çalışmada magnetit ve grafen içeren Li-iyon pili anotları geliştirdik. Geliştirilmiş olan nano magnetit yapılar ile ticari anotlardan yaklaşık 6 kat daha fazla depolama sağlanmıştır." dedi. 

Prof. Dr. Selmiye Alkan Gürsel, "Magnetit'in iyi bir kapasitesi olmasına rağmen, tek başına kullanıldığında birkaç çevrim sonra pil kullanılmaz hale gelmektedir. Biz magnetit nanoparçacıkları grafen aerojel içerisinde sentezledik. Bu hafif ve gözenekli karbon yapı magnetiti sarmakta ve  kapasitenin yüzlerce çevrim korunmasını sağlamaktır." diye ekledi.

Çalışmanın ilk yazarı, Malzeme Bilimi ve Nanomühendislik doktora öğrencisi Buse Bulut Köpüklü, "Carbon dergisi malzeme bilimi alanındaki en önemli dergilerden birisidir. Araştırmamızı bu dergide yayınlamış olmak oldukça gurur verici. Bunun yanı sıra çalışmamızın kapak için seçilmiş olması da bizleri ayrıca mutlu etti. Bu proje üzerinde bir seneden uzun bir süredir çalışmaktaydık. Pilin çalışması sırasında, bir geçiş metali oksiti olan magnetitin fiziksel olarak parçalanıp dağılarak elektrottan kopması temel bir sorundu. Bu parçacıkları grafen bazlı aerojel üzerine bağlayarak pil çevrimi esnasında yaşanacak kopmaları engellemiş olduk. Bu parçalanma esnasında oldukça küçülen parçacıklar elektrottan kopmayarak elektrot performansının artmasını sağlamaktadır. Grafen katkısı aynı zamanda malzemenin elektrik iletimini de iyileştirmektedir." dedi. Buse Bulut Köpüklü şu an Münster Üniversitesi Pil Araştırma Merkezi'nde bir işbirliği ile doktora çalışmaları kapsamında yeni nesil elektrot malzemeleri geliştirmeye devam etmektedir. Malzeme Bilimi ve Nanomühendislik mezunumuz Dr. Adnan Taşdemir, doktora çalışmaları esnasında bu araştırmaya katkı sağlamıştır.

Kapakta kullanılan illüstrasyonda yüksek kapasiteli magnetit ile grafen aerojel arasındaki sinerjik etkileşim gösterilmektedir. Bu etkileşim sonucunda hibrit malzeme Li-iyon pillerinde bir anot olarak yüksek performans göstermektedir. Magnetit nanoparçacıkların grafen tabakaları içerisinde tutunması parçalanmalarla yüzeyden kopmayı engellemektedir. Aynı zamanda grafen yapının elektriksel iletkenliğini de geliştirmektedir.

"Carbon" Elsevier'in multidisipliner yüksek etkili (8.821) bir dergisi olup karbon malzemeler üzerine yayın yapmaktadır. Bu yüksek itibarlı dergi, Scopus’un en yüksek %10 listesinde de yer almaktadır. Bu karbon bileşiklerine verilebilecek en tipik örnekler karbon nanotüpler, karbon nanofiberler, grafitik yapılar, camsı karbonlar ve grafen malzemeleridir. Dergide bu malzemelerin birçok değişik alanda uygulamasına rastlanmaktadır. Bu alanlar arasında tıp, kataliz, elektronik, çevre ile enerji depolama/dönüşümü en çok ilgi görenleridir.

Yayın doi: https://doi.org/10.1016/j.carbon.2020.12.049
Link: https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0008622320312264

“Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisi Bahar döneminde de devam ediyor

“Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisi Bahar döneminde de devam ediyor

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, 2020-2021 Bahar döneminde “Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” konulu seminer serisine devam ediyor.

Araştırma alanlarında öncü bilim insanları tarafından sunulacak “Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisinde, temel bilimler ve mühendisliğin en yenilikçi ve etkili uygulamalarından biyomedikal cihazlar, mikrofabrikasyon araçları, uygun kod çözümleme, sıvı biyopsi, biyokoruma teknolojileri ve beyin hedefleme sistemleri gibi önemli konular ele alınacak. 

Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisi 2020-2021 Bahar Dönemi programı aşağıdaki gibidir:  

3 Mart 2021  - Erkin Şeker - Nanoporous Gold: From an Ancient Material to Biomedical Devices

17 Mart 2021 - Meltem Elitaş - Microfabricated Tools for Quantitative Biology

31 Mart 2021 - Canan Dağdeviren- What is Conformable Decoding?

14 Nisan 2021 - Arul Jayaraman - Microbial Tryptophan Metabolites and Gut Health

28 Nisan 2021 - Sunitha Nagrath - Enabling Technologies for Implementing Liquid Biopsy: CTCs to EVs

26 Mayıs 2021 - Rebecca Sandlin - Biopreservation Technologies for Global Health

9 Haziran 2021 - Nur Mustafaoğlu - Brain Targeting Systems

Seminerler bu link üzerinden tüm Sabancı Üniversitesi lisans, lisanüstü öğrencileri ve öğretim üyelerinin katılımına açıktır.  

Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisi 2020-2021 Güz dönemi seminerlerinin video kayıtlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Abone ol