Ana içeriğe atla

Arama Kürsüsü Open Class 31 Mayıs’ta yeni dersini yapıyor

Yönetim Bilimleri Fakültesi’ne bağlı ARAMA Kürsüsü, Eylem Araştırması Doktora Programı kapsamında gerçekleştirdiği Open Class serisinin yeni dersini 31 Mayıs 2021, Pazartesi günü saat 19.00’da gerçekleştirecek.

Arama_Kürsüsü_OpenClass_31Mayıs

ARAMA Kürsüsü Başkanı Oğuz Babüroğlu ve Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi Hilal Elver’in ev sahipliğinde gerçekleşek olan Open Class’ın konuşmacıları Etkiyap Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Müderrisgil ile Soorty Enterprises Satış ve Pazarlama Direktörü ve Indigo Friends Kurucusu Ebru Debbağ olacak.

Şafak Müderrisgil’in “Etki Yatırımı” konusunda konuşacağı derste, Ebru Debbağ “Birbirine Bağlı Bir Sistem Olarak Moda” konusuna değinecek.

Ders için kaydınızı burayı tıklayarak gerçekleştirebilirsiniz.

“Girişimde büyümenin önemli bileşenlerinden biri doğru eğitim”

2016 yılında Sabancı Üniversitesi Marka Pratiği Yüksek Lisans Programından mezun olan Handan Özcan, el dokuması tasarım ürünlerini sunduğu Handan Loomworks şirketini 2020 yılında kurdu.

Mezunumuzun modern çizgileri el sanatları ile buluşturduğu şirketi çok kısa sürede önemli bir başarı elde ederek Almanya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren büyük markaların ilgisini çekti.  Bu başarı için “Sadece tasarım yeteneğim ve üretim ilkelerimin doğru olmasından kaynaklanmıyor” yorumunda bulunan Özcan, açıklamasını şöyle sürdürüyor: “Aynı zamanda doğru bir marka iletişimi ve stratejik kararlar alabilmek, işi büyütebilmenin en önemli bileşenlerinden biri ve bu ancak doğru bir eğitim ile mümkün olabilir. Sabancı Üniversitesi kendi girişimimi yaratma sürecimde bana stratejik kararları daha rahat ve özgüvenli bir şekilde alma ve büyük resmi görme yeteneği kazandırdı.”  

Mezunumuzla Handan Loomworks girişimi üzerine sıcak bir sohbet gerçekleştirdik.

Öncelikle seni tanıyabilir miyiz? Kısaca kariyer çizginden ve seni kendi girişimini hayata geçirmeye götüren süreçten bahsedebilir misin?

Lisansımı 2010 yılında İstanbul Üniversitesi Ekonomi bölümünde tamamladım. 1 yıllık yurt dışı kişisel gelişim eğitimim sonrası Türkiye’ye dönüp ağırlıklı olarak hızlı tüketim ürünleri sektöründe ulusal ve uluslararası firmaların marka yönetimi/pazarlama departmanında görev alarak iş hayatına adım atmış oldum.

Kişisel olarak, tüketici davranışlarını da kapsayan psikoloji, sosyoloji gibi sosyal bilimlere ve yaratıcı tasarıma duyduğum ilgi ile iş hayatından edindiğim deneyimlerimi sentezlememe yardımcı olacağını ve yeni bir rota oluşturmama katkı sağlayacağını düşündüğüm için 2015-16 yılları arasında Sabancı Üniversitesi’nde marka yönetimi yüksek lisansımı tamamladım.

Bir süre daha kurumsal sektörde olarak çalıştıktan sonra kişisel ilgi alanlarım, çevresel sorunlara olan duyarlılığım ve bununla birlikte modern dünyanın sürekli değişen ve hızına yetişemediğimiz trendleri beni yavaşlamaya sevk etti ve böylece uzun süredir hayalini kurduğum kendi girişim serüvenim başlamış oldu.

Handan Loomworks ne zaman, nasıl kuruldu? Girişimcilik hikayeni paylaşabilir misin?

Handan Loomworks, el dokumasına özgün tasarımlarıyla yeniden hayat vererek eski bir zanaatı modern şehir hayatının bir parçası haline getiren ve kendine has yaşam alanları için yastık ve kilim üreten bir tasarım markası olarak 2020 yılında kuruldu.

Kurduğum bu girişimin esas mimarı eski bir el dokuma zanaatkarı olan anneannemdir. Çocukluk ve lise yıllarımda kendisinden öğrendiğim el dokumasının bugün markalaşma anlamında ne Türkiye’de ne de dünyada iyi bir örneğini göremediğim için, unutulmaya yüz tutmuş bu zanaatı özgün tasarım denklemleri ile yeniden kurgulayarak ve markalaşarak yaşatmaya karar verdim.

Bu aşamada iki önceliğim söz konusu:

Hepimizin kendimize has yaşam alanlarımızı iyileştirme ve yüzümüzü doğaya, doğal olana çevirme çabasında olduğumuz gerçeğinden yola çıkarak, kullanıcılara zanaat ve tasarımı içeren yeni bir dekorasyon deneyimi yaşatmak ve bunu hedeflerken doğaya olabildiğince zarar vermeden üretim yapmak birincil önceliğimdir. Hızlı modanın aksine sürdürülebilir ve etik üretimi ilke edindiğimiz için Handan Loomworks olarak tüm dokumalarda yerli kaynakları kullanıyoruz. İplik üretiminden dokuma sonrası bakım sürecine kadar karbon ayak izimizi minimumda tutmak adına üretim sürecini birbirine yakın lokasyonlarda tamamlamaya özen gösteriyoruz. Koleksiyona ait yastık ve kilimler için, el dokumaya olan talebin azalması ve yerine makine halılarının geçmesi nedeniyle iş bulmakta zorlanan kadın zanaatkârlarla işbirliği yapıyoruz ve tam olarak talep ettikleri ücreti ödüyoruz. Çevreye olan sorumluluğumuz nedeniyle yenilenebilir bir materyal olan 100% yerli yün kullanıyor ve bu yünleri Anadolu’nun farklı yörelerinde yetişen bitkilerle boyuyoruz. Boyama aşamasında harcadığımız su miktarını analiz edip sonraki boyama sürecinde su kaynaklarımızı nasıl daha verimli kullanabileceğimiz üzerinde çalışıyoruz. Artan çözgü ipliklerini bir sonraki dokumada halı düğümü şeklinde kullanmak için biriktiriyoruz. Son olarak bu zanaatı geliştirebilmek ve Anadolu’da sürdürebilmek adına kooperatiflerle işbirliği yapıp yeni dokumacılar yetiştirmeye çalışıyoruz.

Bir diğer önceliğim ise yarattığım her tasarımın kendine has olması.

Anadolu dokuması  denince akla gelen geleneksel motifleri de onurlandırarak daha rafine ve minimal tasarımlarla ilerlerken, renkler ve dokular arasında bir oyun alanımın olması ve üretim tekniklerini de bilen bir tasarımcı olarak tasarımlarda tekniğin gerektirdiği şekilde doku kullanabilmemin, tasarımlarımın dikkat çekici olmasını sağlayan özelliklerden biri olduğuna inanıyorum. Bu nedenle malzemenin ve tekniğin izin verdiği ölçüde farklı dokuları bir arada kullanmayı çok seviyorum ama onların sınırlarını aşmıyorum. Hatta bazen fikir aşamasında bir tasarımı yaratabilmeyi çok istesem de el dokuma tezgahı, o iplik ya da dokumacının eli eğer bunu mümkün kılamıyorsa ondan vazgeçmesini de biliyorum. Üretim tekniğinden ve zanaatkardan bağımsız bir tasarım sürecinin mümkün olmamasını daha kıymetli ve özel buluyorum.

Girişimcilik hikayende Sabancı Üniversitesi'nin payı nedir? Bir Sabancılı olmanın bu anlamda sana kattıkları neler olabilir?

Son 6 aylık periyotta tasarımlarım Türkiye’de Beymen gibi moda markaları ve Almanya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren büyük markaların ilgisini çekti. Ancak bu sadece tasarım yeteneğim ve üretim ilkelerimin doğru olmasından kaynaklanmıyor. Aynı zamanda doğru bir marka iletişimi ve stratejik kararlar alabilmek, işi büyütebilmenin en önemli bileşenlerinden biri ve bu ancak doğru bir eğitim ile mümkün olabilir.

Sabancı Üniversitesi kendi girişimimi yaratma sürecimde bana stratejik kararları daha rahat ve özgüvenli bir şekilde alma ve büyük resmi görme yeteneği kazandırdı. Literatürde ‘purpose brand” olarak geçen yani salt ticari kaygılardan oluşmayan, gerçekten bir amacı olan marka yaratabilmek için ihtiyacım olan alt yapıyı sunduğu için Sabancılı olmaktan her zaman gurur duyacağım.

Girişiminle ilgili hedef ve planlarını alabilir miyiz?

Kısa bir süre önce İnziva adını verdiğim kilim koleksiyonumun lansmanını gerçekleştirdim.

Her yıl iki kapsül koleksiyon çıkararak hem tasarımsal açıdan nitelikli olması adına hem de kaynakları verimli kullanabilmek için yine sınırlı sayıda ve sipariş üzerine üretim yapacağım. Diğer taraftan Anadolu’ya ait bu kadim zanaatin modern yüzünü dünyaya tanıtma çabasındayım. Bu anlamda aktif olarak Almanya ve İngiltere’de ürünlerim kullanıcılarla buluşurken nitelikli konsept mağazalar aracılığıyla birkaç önemli ülkede daha marka bilinirliğimi arttırmayı hedefliyorum.

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle şuan yalnızca sosyal medya ve websitesi üzerinden kullanıcılara ulaşabiliyorum. Her şey eskisi gibi olduğunda herkesin ziyaret edebileceği tasarımlarımın dokularını dokunarak hissedebileceği küçük bir showroom açmak gibi planım var.

Sabancı Üniversitesi olarak sizin desteğinizi bugün dahi hissetmek çok güzel bir duygu.

Finans Alanında Uzmanlaşmak İçin Yüksek Lisans

Dijitalleşme her alanda olduğu gibi finans alanında da farklı yeni yetkinliklerin kazanılmasını gerekli kılıyor. Sabancı Üniversitesi’nin 12 aylık, yarı zamanlı, yoğun mesleki programı olan Finans Yüksek Lisans Programı (MiF), finans alanının teorik temellerini sunmanın yanı sıra teknolojideki en son gelişmeleri yansıtan WRDS, Rasyonet ve Matriks gibi digital veri platformları ile Excel VBA ve STATA gibi yazılım programlarında uygulamalı eğitim imkanı sunuyor.

“Geleceğin Gücü” serimizde Finans Yüksek Lisans Programı Akademik Direktörü Bünyamin Önal, programın katılımcılarına kazandırdığı bilgi ve yetkinlikleri anlattı.

Program hakkında genel bilgi alabilir miyiz?

MiF programımız finans alanında uzmanlaşma imkanı sağlayan, yarı zamanlı ve yoğun bir mesleki diploma programıdır. Jenerik ve birbirini tamamlayıcı finans derslerimizin yanı sıra, hızlandırılmış Muhasebe ve Ekonomi dersleri ile daha önce bu alanlarda öğrenim görmemiş öğrencilerimizi desteklemekteyiz. Derslerimizde öncelikle sağlam bir teorik temel oluşturduktan sonra modern uygulamalarla öğrencilerimizi günümüzün karmaşık finans dünyasına en iyi şekilde hazırlamayı amaçlıyoruz.

Program sektörün özellikle hangi ihtiyacına yanıt veriyor? Bu kapsamda gelecekte en çok ihtiyaç duyulacak yetkinlikleri ve bunu karşılamak üzere neler yapılması gerektiğini anlatır mısınız?

Bir yıl ile sınırlı olmasına rağmen, programımız finans ile ilgili her iş kolunda hem günümüzde hem de gelecekte doğabilecek ihtiyaçlara kapsamlı bir şekilde yanıt verme amacını güdüyor. Öğrencilerimiz, program boyunca bir taraftan temel finansal teorileri ve modellemelerini öğrenirken öbür taraftan da hem ulusal hem de uluslararası kullanımı yaygın olan veri ve yazılım programlarını öğrenerek gerçek hayatta ihtiyaç duyacakları analitik becerileri ve yöntemsel uygulamaları tecrübe edebiliyor.

Programlarımızın farklılıkları, öğrencilerimizin kariyerlerine katkıları nelerdir?

Öncelikle programın kalitesi ve işleyişinin kusursuz olmasına kendini adamış olan ekibimiz. YBF dekanımız ve PYL direktörümüzden diğer dekanlık ve PYL görevlilerimize, MiF programı sorumlumuzdan her biri alanında önde gelen isimler hocalarımıza varan mükemmel bir ekip olduğumuza inanıyorum. İstisnasız her bir öğrencimizin programdan bilgi, tecrübe ve bağlantılar açısından donanımlı bir şekilde mezun olması bizler çok önemli.

Programımıza dizayn ve içerik dahil olmak üzere her türlü katkıyı vererek güç katan, sektörlerinin en önde gelen şirketlerinde lider konumundaki değerli Danışma Kurulu (DK) üyelerimize ayrı bir paragraf açmak lazım. Üyelerimiz arasında bulunan Attila Köksal ve İsmail Tanıl hocalar derin bilgi ve tecrübe sahibi oldukları alanlarda programımız bünyesinde ayrıca ders vermekteler.

Son olarak zengin müfredatımız ve seçkin öğrenci grubumuzla öğrenim görmenin yanı sıra, öğrencilerimiz PYL ofisimizin organize ettiği lider buluşmaları ve mentorluk gibi aktivitelerle hem konuşmacı ve mentorlerimizin ilham verici hayat tecrübelerini birinci ağızdan dinleme hem de diğer PYL öğrencilerimizle tanışma ve bağlantı ağlarını genişletme imkanı yakalıyorlar.

Mezunlarınızla ilgili bilgi verir misiniz? Programı bitiren öğrencilerinizin kariyerlerinde ne gibi farklılıklar oluyor?

Mezun olduktan sonra, öğrencilerimizi hem yurt içinde hem de yurt dışında geniş bir yelpazeye yayılan kariyer fırsatları bekliyor. Benim programa dahil olduğum iki yıl içinde takip edebildiğim kadarıyla mezunlarımız arasında yurt dışında Lüksemburg ve Kopenhag şehirlerinde master ve doktora programlarına başvuran ve kabul alan öğrencilerimiz de oldu, bulundukları şirketlerde kısa sürede üst düzey görevlere terfi alanlar da. Hali hazırda programımızda öğrenci olup, daha önceden herhangi bir finans öğrenimi veya deneyimi olmamasına rağmen sektörde iş bulan öğrencimiz de oldu. Daha geriye gitmek gerekirse, programımızın başarısının belki de en çarpıcı örnekleri kariyerlerinde önemli yerlere geldikten sonra yoğun programlarına rağmen DK üyeliği, seminer eğitimi, mezun sunumları, mentorluk ve hatta programımızda hocalık gibi katkılar vererek vefa örneği gösteren mezunlarımız. Örneğin, Mediterra Sermaye Yönetimi Şirketinde Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren, DK üyemiz ve aynı zamanda Özel Sermaye ve Risk Sermayesi dersimizi bu sene vermeye başlayan İsmail Tanıl hocamız. Bu vesileyle, kendilerine bu değerli katkılarından ötürü, ayrıca onların nezdinde hem üniversitemizi hem de programımızı başarıyla temsil etmekte olan bütün mezunlarımıza gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.

Siber Güvenlikte Yetkin İş Gücünün Yetişmesine Destek Oluyor

Siber güvenlik alanında yetişmiş iş gücü ihtiyacına yanıt vermek üzere 2018-2019 eğitim döneminde hayata geçen Siber Güvenlik Profesyonellere Yönelik Tezsiz Yüksek Lisans Programı ile ilgili Program Direktörü Erdinç Öztürk, “Siber Güvenlik alanı oldukça geniş ve sürekli kendini yenileyen bir yapıya sahip. Dolayısıyla bu alanda uzman yetiştirdim diyebilmek çok zor. Ancak bizim odaklandığımız konu, Siber Güvenlik alanında mümkün olduğunca fazla konuyu hem teorik hem de uygulamalı bir yöntemle kapsayarak, öğrencilerde bu konularda bir farkındalık oluşmasını sağlamak” diyor. 

Öztürk, “Geleceğin Gücü” serimizde Siber Güvenlik Profesyonellere Yönelik Tezsiz Yüksek Lisans Programı’nı anlattı. 

Programla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz? Ne zaman açıldı?  

Program yaklaşık 3 yıl önce, 2018-2019 öğretim yılında ilk defa öğrenci kabul edecek şekilde açıldı. Ancak tabi ki programın açılması için yapılan çalışmalar da 1-2 yıl gibi bir zamana yayılıyor. Ben üniversitemize 2017 yılı ağustos ayında katıldım, en kısa zamanda kendimi bu programın açılışı için yapılan yoğun bir çalışmanın içinde buldum. Üniversitemizde Siber Güvenlik konusunun farklı alanlarında araştırma çalışmalarına devam eden geniş bir akademik kadro var ve programın açılışı da bu yüzden bizim için çok zor olmadı. Siber Güvenlik konusu her yıl bir öncekinden çok daha fazla önemli ve popüler hale geliyor ve ülkemizde ve aslında dünyada mevcut olan eğitim programları ortaya çıkan yetişmiş insan gücü ve bilgi birikimi açığını kapatmaya yetmiyor. Üniversitemizde Siber Güvenlik konusunda yapılan araştırma çalışmaları ile ortaya koymuş olduğumuz bilgi birikimini, yetişmiş insan gücü konusundaki açığı bir nebze de olsa kapatabilmek ve bu konuda bir farkındalık yaratabilmek amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Program içerikleri nasıl belirleniyor, her yıl değişiklik yapılıyor mu? Özellikle kimlere hitap ediyor? 

Program içerikleri, Siber Güvenlik alanında hem literatür hem de teknolojik gelişmeler takip edilerek program dahilindeki tüm akademik kadronun katkılarıyla belirleniyor ve derslerin içerikleri her yıl dersi veren hocalar tarafından güncelleniyor. Siber Güvenlik sürekli değişen ve kendini yenileyen bir alan. Sürekli yeni bir açık ortaya çıkıyor, saldırganlar sıklıkla daha önce bilinmeyen yöntemler bulup bunu sistemi zayıflatmak için kullanıyor. Son zamanlarda özellikle pandemi döneminde uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim eğilimlerinin hızlı bir şekilde artmasıyla da sisteme kontrolsüz bir şekilde oldukça fazla sayıda cihaz ve yeni kullanıcı dahil oluyor, bu da bir siber güvenlik zafiyeti ortaya çıkma olasılığını artırıyor. Dolayısıyla, program içeriği her yıl büyük oranda güncellenmek zorunda.

Program sektörün özellikle hangi ihtiyacına yanıt veriyor? Bu kapsamda gelecekte en çok ihtiyaç duyulacak yetkinlikleri ve bunu karşılamak üzere neler yapılması gerektiğini anlatır mısınız?  

Programın, sektörün yetişmiş insan gücü açığını kapatmak konusunda faydalı olduğuna inanıyorum. Siber Güvenlik alanı oldukça geniş ve sürekli kendini yenileyen bir yapıya sahip. Dolayısıyla bu alanda uzman yetiştirdim diyebilmek çok zor. Ancak bizim odaklandığımız konu, Siber Güvenlik alanında mümkün olduğunca fazla konuyu hem teorik hem de uygulamalı bir yöntemle kapsayarak, öğrencilerde bu konularda bir farkındalık oluşmasını sağlamak. Özetle,  Sabancı Üniversitesi'nin en önemli değerlerinden biri olarak, öğrenmeyi öğretmek. Siber Güvenlik alanında başarılı olabilmek için de bu gerekiyor. Bu konuda çalışan biri literatürü sürekli takip etmeli, kendini güncel tutmalı ve bu alanda ortaya çıkacak yenilikleri hızlı bir şekilde uygulamaya geçirebilecek yetenekte olmalı. 

Mezunlarınızla ilgili bilgi verir misiniz? Programı bitiren öğrencilerinizin kariyerlerinde ne gibi farklılıklar oluyor?

Bu programdan mezun olup da kariyerinde tam olarak istediği yere gelmiş olan mezunlarımızın olduğunu söyleyebilirim. Program yeni olduğu için kendimizi geliştirebilmek adına sürekli geri bildirim almaya çalışıyoruz, genel olarak da oldukça olumlu geri bildirimler aldığımızı söyleyebilirim.

SU-IMC Tematik Seminer Serisi'nin yeni konuğu İbrahim Karaman

Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) tarafından düzenlenen Tematik Seminer Serisi'nin sonuncusu İbrahim Karaman tarafından "4-D Printing and Functional Grading via Metal Additive Manufacturing" konusunda gerçekleşecek.

 

Semineri izlemek için lütfen tıklayınız

Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC), yeni nesil bütüncül imalat süreçlerinin en son kurumsal, organizasyonel ve teknik gelişmelerini anlamak ve bunları önceliklendirmek için akademi ve endüstrinin farklı seviyelerinde düzenlediği tematik çevrimiçi bir seminer dizisine devam ediyor. 

SU-IMC Tematik Seminer Serisi Programı aşağıdaki gibidir:

17 Mart 2021- Amit Bandyopadhyay- 3D Printing of Metals and Ceramics for Structural and Biomedical Applications

24 Mart 2021- Tarek Zohdi - Modeling and Simulation Tools for Industrial and Societal Research Applications: Digital Twins and Genome-based Machine-learning

31 Mart 2021 - Brent Stucker - Simulation of Additive Manufacturing: Optimizing Geometry and Process Efficiency

7 Nisan 2021- David Rosen - Multi-scale Design of Fiber-Reinforced Composite Structures for Additive Manufacturing

21 Nisan 2021 - Charlie C. L. Wang - Multi-Axis Additive Manufacturing: Support-free, Mechanical Strength and Motion Planning

28 Nisan 2021- A. John Hart - The Trajectory of Metal Additive Manufacturing

5 Mayıs 2021- Albert C. To - Modified Inherent Strain Method for Predicting Residual Distortion and Stress in Laser Powder Bed Fusion Parts

27 Mayıs 2021- Ibrahim Karaman - 4-D Printing and Functional Grading via Metal Additive Manufacturing

Güçlü Liderliğe Yapılan En Önemli Yatırım: Executive MBA

Profesyonel dünyada kariyer hedeflerindeki en önemli noktayı liderlik oluşturuyor. Günümüzün hızlı gelişen teknoloji dünyasında ise bu sorumluluğu en iyi şekilde taşıyabilmek hiç kolay değil. Bunun için yöneticilerin, sadece ekiplerini şirketlerinin hedef ve stratejileri doğrultusunda başarılı bir şekilde yönlendirebilmeleri değil; aynı zamanda en yeni gelişmeleri öğrenebilmeleri ve kendi alanlarının dışında kalan iş dünyasından da beslenebilmeleri gerekiyor.

Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından sunulan Executive MBA (EMBA) Programı, bu bakış açısıyla profesyonelleri güçlü liderliğe hazırlamak üzere tasarlandı. Dünyanın en prestijli yayınlarından Financial Times tarafından her yıl yayınlanan “Dünyanın En İyi Executive MBA Programları” listesinde 84. sırada yer alan EMBA programının detaylarını ve profesyonellere sunduğu avantajları Program Akademik Direktörü Timothy Kiessling “Geleceğin Gücü” yazı dizisi için anlattı.

Öncelikle genel olarak Executive MBA programından bahsedebilir misiniz?

Şu anda programımıza kayıtlı 50 öğrencimiz var. Daha önce 70 öğrenci kabul edebiliyorduk. Ancak Yükseköğretim Kurulu, 50 ile sınırlama kuralı getirdi. Buna karşın, programımız çok itibarlı program olduğu için talebin, bu rakamın çok daha üzerinde olduğunu belirtmem gerekir.

Programa katılan öğrencilerin çok farklı sektörlerden geldiğini görüyoruz. Bu sektörler arasında bankacılık, üretim, finans, otomotiv, demir-çelik gibi farklı endüstriler var. Öğrencilerimizin iş deneyiminin ortalama 12 yıl olduğunu söyleyebiliriz, ancak bundan çok daha uzun deneyime sahip öğrencilerimiz de bulunuyor.

Programın sunduklarından ve EMBA’in farklılaştığı noktalardan bahsedebilir misiniz?

EMBA programımızın esas odak noktasını network yaratmak ve deneyimsel bilgi paylaşımı sağlamak oluşturuyor. Programın önemi, aslında, bilginin uygulandığı ve çözüm yollarını tartıştıkları konuları program derslerine taşıyan yöneticilerden geliyor. EMBA’i farklılaştıran da programa katılan ve her biri farklı sektörden gelen yöneticilerin pratiğe dayalı çok sayıdaki deneyimleri. Algı ve uygulamaları yöneticilerin geçmişteki deneyimlerine göre değişiyor ve bunların öğrenciler arasında paylaşılması hem olguları hem de iş dünyasını genel anlamak açısından büyük bir zenginlik sunuyor.

Öğrencileriniz ağırlıklı olarak beyaz yakalı çalışanlardan oluşuyor. Program katılımcıların kariyerlerine nasıl katkıda bulunuyor?  

Programın katılımcıları yönetici seviyesindeki beyaz yaka çalışanlardan oluşuyor. Katılımcılar geçmişteki başarılarına göre seçiliyor. Programımız iş dünyasından en temel bilgi ve uygulamaları sunuyor. Mezunlarımız, küresel iş dünyasının tüm karmaşalarını anlayarak, fırsatları kollayarak ve yeni zengin bilgi birikimlerini kullanarak gelecekteki kariyerlerine şimdiden hazır hale geliyorlar. Genellikle net yanıtları bulunmayan küresel iş dünyası karmaşık olduğundan, yöneticilerin çeşitli araçlara sahip olmaları, değerlendirme ve güçlü bir taktik geliştirebilmek için farklı iş fonksiyonlarını göstermiş olmaları gerekiyor.

Programınıza katılan bir öğrencinizden deneyimlerini paylaşmalarını rica edebilir miyiz?

2016 EMBA Mezunu Alper Kemer, Siemens Müşteri Yöneticisi

“Benim Executive MBA yolculuğum şu sözle başladı: “30’lu yaşlarında seni terfi ettiren, 50’li yaşlarında seni kovduran olacak.” Sizi gelecekteki iş dünyasına hazırlayan Sabancı EMBA zorlu bir 16 ayı içeriyor. Sabancı EMBA’i eşsiz kılan sadece akademik bilgiyle gerçek hayattaki uygulamaları birleştirmesi değil, aynı zamanda sizin profesyonel gelişiminize destek olan orta ve üst seviye yöneticilerle bir araya gelmenizi sağlayan bir ortam yaratmasından geliyor. Buna ek olarak aldığım Finansal Bildirim Analizi ve Finans dersleri rekabet anlamında avantaj sağladı ve Kıdemli Müşteri Yöneticisi olarak üstlendiğim yeni görevde hızlı bir şekilde fark yaratmama imkan verdi. Sabancı EMBA’e tekrar kaydolma şansım olsa, tekrar olurum.”

2016 EMBA Mezunu Çağla Yalçın Alpay, L’oreal Türkiye Perakende Yöneticisi

 “Yüksek lisans programından mezun olmamdan hemen bir yıl sonra terfi aldım. Bu göreve getirildiğimde aklıma gelen ilk şey, Strateji dersinde bana öğretilenlerin üzerinden tekrar geçmek oldu. EMBA, oldukça kapsamlı ve donanımlı bir program. Kariyerinizde ne zaman ihtiyaç duyarsanız geriye dönüp programda size sunulan kaynaklara bakma ve bilginizi tazeleme imkanına sahip oluyorsunuz. Yaşam boyu unutmayacağınız bir deneyim.”

 

Yönetim Bilimleri Enstitüsü Doktora Programı Tanıtım Toplantısı

Doktora programlarıyla 2002 yılından bu yana uluslararası saygınlığa sahip akademisyen ve araştırma odaklı yaklaşımla güncel sorunlara çözüm sunabilecek bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Enstitüsü 26 Mayıs 2021, Çarşamba günü online tanıtım toplantısı düzenleyecek.

Finans, Örgütsel Yönetim ve Organizasyon, İş Analitiği ve Operasyon Yönetimi alanlarında öğrencilerin kabul edildiği doktora programlarında; öğrenim ücretinden muafiyet, aylık burs, lojman, ulaşım desteği, araştırma fonu, sağlık sigortası ve gerekli veri tabanlarına erişim gibi imkanlar da sunuluyor.

Doktora programıyla ilgili detaylı bilgilere online tanıtım toplantısında ulaşılabilir.

  • Tarih: 26 Mayıs 2021, Çarşamba
  • Saat: 17.00
  • Yer: Kayıt için burayı tıklayınız. (Kayıt olunduktan sonra Zoom linki paylaşılacaktır. 

Program hakkında daha fazla bilgi için: https://sbs.sabanciuniv.edu/tr/doktora-programi

Program ile ilgili olarak herhangi bir soru için phdman@sabanciuniv.edu adresine e-mail iletebilirsiniz.

Nano Open Seminer Serisi'nin yeni konuğu Gökhan Yahioğlu

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) tarafından düzenlenen Nano Open Seminer Serisi, 26 Mayıs 2021 Çarşamba günü Dr. Gökhan Yahioğlu'nun “Antibody Fragment-Drug Conjugates (FDCs): Overcoming the Challenges of Treating Solid Tumours" konulu semineri ile devam ediyor. 

*Seminere tüm Sabancı Üniversitesi öğrencileri, akademisyenleri ve çalışanları davetlidir.  

Yayın linki kayıt yaptıranlara etkinlik öncesinde iletilecektir.
Kayıt için lütfen tıklayınız.

Rebecca Sandlin'den "Biopreservation Technologies for Global Health" semineri

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) tarafından düzenlenen “Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” serisinin altıncı webinarı Rebecca Sandlin tarafından "Biopreservation Technologies for Global Health" konusunda gerçekleşecek.  

Temel bilimler ve mühendisliğin en yenilikçi ve etkili uygulamalarından biyomedikal cihazlar, mikrofabrikasyon araçları, uygun kod çözümleme, sıvı biyopsi, biyokoruma teknolojileri ve beyin hedefleme sistemleri gibi önemli konular ele alınacağı “Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminerinin 2020-2021 Bahar Dönemi programı aşağıdaki gibidir:  

3 Mart 2021  - Erkin Şeker - Nanoporous Gold: From an Ancient Material to Biomedical Devices

17 Mart 2021 - Meltem Elitaş - Microfabricated Tools for Quantitative Biology

31 Mart 2021 - Canan Dağdeviren- What is Conformable Decoding?

14 Nisan 2021 - Arul Jayaraman - Microbial Tryptophan Metabolites and Gut Health

28 Nisan 2021 - Sunitha Nagrath - Enabling Technologies for Implementing Liquid Biopsy: CTCs to EVs

26 Mayıs 2021 - Rebecca Sandlin - Biopreservation Technologies for Global Health

9 Haziran 2021 - Nur Mustafaoğlu - Brain Targeting Systems

Seminerler bu link üzerinden tüm Sabancı Üniversitesi lisans, lisanüstü öğrencileri ve öğretim üyelerinin katılımına açıktır.  

Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisi 2020-2021 Güz dönemi seminerlerinin video kayıtlarına buradan ulaşabilirsiniz.

İstanbul Politikalar Merkezi’nden “Salgın ve Toplum” webinar serisi "İslamcılık, Sağ Düşünce ve Tarih Savaşları"

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, koronavirüs salgını sebebiyle bu süreçte karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için başlattığı “Salgın ve Toplum” webinar serisi devam ediyor.

İPM Webinar Serisi 25 Mayıs

25 Mayıs Salı saat 15.00'te yapılacak webinar toplantısının bu bölümünün başlığı "İslamcılık, Sağ Düşünce ve Tarih Savaşları". Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Fuat Keyman’ın yapacağı bu bölümün konuşmacısı yazar ve akademisyen Nuray Mert olacak.

Salgın ve Toplum webinarına bekliyoruz.

25 Mayıs Salı 15:00

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 2001 yılından bu yana küreselleşmenin çoklu krizlerinin tartışılması amacıyla iklim değişikliğinden kutuplaşmaya, göçten çatışma çözümüne, demokratikleşmeden transatlantik ilişkilere kadar birçok alandaki soru ve sorunları ele almak amacıyla nitelikli ve kanıta dayalı araştırmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar ışığında akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sağlamak, topluma ve karar alıcılara sağlam politika önerileri sunmak için bağımsız çalışmalar yürütüyor.

Kayıt linki: https://event.webinarjam.com/register/167/wy8k7hx5

Abone ol