Ana içeriğe atla

Dünya Engelliler Günü ve Haftası

Sabancı Üniversitesi’nde Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında engellilerle birlikte birçok proje gerçekleştiriliyor. Bu projeler kısaca şöyle:

‘Engelsiz Engelli Küreği’ Projesi
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri öncülüğünde Türkiye’de ilk kez Engelliler “Engelsiz Engelli Küreği” projesi ile kürek çekiyor.



Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri öncülüğünde, Türkiye Kürek Federasyonu işbirliğinde ve Fenerbahçe Spor Kulübü ile Şişecam Çayırova Spor Kulübü Kürek Şubesi desteğiyle Türkiye’de ilk kez engelliler, ‘Engelsiz Engelli Küreği’ projesi kapsamında kürek sporu ile tanıştı.

‘Engelsiz Engelli Küreği’ projesi yapısal ve teknik özellikleri itibarı ile toplumda engellilere yönelik yapılan ötekileştirmeyi reddetmektedir. Bu anlamda engelli küreği dezavantajlı gençlerin topluma dahil olmalarını desteklemektedir. Kadın- erkek, engelli- engelsiz, yaşlı- genç… isteyen herkes bu sporu yapabilmektedir. Bu açıdan engelli küreği toplumdaki farklı grupları birleştirici bir güce sahiptir.

Birlikte Yaşayalım Projesi
Engelli kişilerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri toplumda mevcut olan önyargılardır. Henüz önyargıların oluşmadığı erken yaşlardan başlayarak, çocuklara birlikte yaşamanın ilk kuralı olan "karşılıklı saygı" bilincini kazandırmak, onları engellilik konusunda bilgilendirmek ve farkındalık kazanmalarını sağlamak amacıyla başlatılan “Birlikte Yaşayalım” projesi 2. yılında.


Toplumsal Duyarlılık Projeleri öğrencileri tarafından Engelli Öğrenci Destek Programı sorumlusu Elzi Menda danışmanlığında  yürütülen bu projede Gebze’de bulunan Fatih İlköğretim Okulu’nda ikinci sınıf öğrencileri arasından seçilen 30 kişilik bir öğrenci grubu ile gerçekleşiyor.

Proje şu anda 12 Sabancı Üniversitesi öğrencisi tarafından uygulanıyor. Proje kapsamında her hafta iki ders saati süresince farklı engellilik halleri, görsel materyaller kullanılarak öğrencilere anlatılıyor. Oyunlarla empati kurma çalışmaları yapılıyor ve sohbetlerle çocukların bu konuda olumlu tutum geliştirmeleri destekleniyor. Engelin, tek başına kişinin fiziksel durumundan değil, yaşadığımız çevrenin çoğunluğun ihtiyaçlarıyla şekillendiği, tüm bireylerin bir diğerine bağımlı olmadan yaşayabilmeleri için çevrede yapılması gereken düzenlemeler tartışılıyor. Hepimizin pekçok yönden farklı olduğu, güçlü ve zayıf yönlerimizin desteklenmesi gerektiğinin altı çizilirken; aynı duyguları yaşayan farklı koşullardaki kişilere karşılıklı saygı duymak konusunda bir bilinç kazandırılmaya çalışılıyor.

Engellilerle Sanat Atölyeleri – Düşler Akademisi Projesi
CIP’nin en yeni engelli projesidir. 3 senedir projeler yürüttülen Mediha Turhan Tansel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi’ndeki ağır ve orta  düzeyde zihinsel engeli olan 60 öğrenci ile engelli ve sosyal dezavantajlı gençlere ücretsiz olarak kültür ve sanat eğitimlerinin verildiği bir organizasyon olan Düşler Akademisi ile bu projeyle buluşuldu.

Mediha Turan Tansel Eğitim Uygulama Okulu öğrencileri Düşler Akademisi'ndeki eğitmenlerin gözetiminde onların gelişim düzeylerine uygun bir sanat dalında (ritm, müzik, dans) Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin kolaylaştırıcılığında eğitim alıyorlar. Bu sayade engelliler alışkın oldukları sosyal ortamın dışında da eğitmenlerle ve gönüllü ağabey/ablalarıyla keyifli ve verimli bir vakit geçiriyorlar.

Göztepe Dosteller İşitme Engelliler İlköğretim Okulu Projesi
2006 yılından beri devam eden Göztepe Dosteller İşitme Engelliler İlköğretim Okulu Projesi’nde temel amaç üniversitemiz öğrencilerinin bu kurumda eğitim gören işitme engellilerle bir arada olmaları, onlarla iletişim kurmaya çalışmaları, onları anlamaya ve kendilerini onlara anlatmaya çalışmaları, bu sayede iki taraflı bir farkındalık ve oryantasyon ortamı yaratılmasıdır.

Bir yıl içerisinde 12 gönüllümüz 30 öğrenciyle çalışmakta. Yapılan aktivitelerle işitme engelli öğrencilerin iletişim becerilerini ve özgüvenlerini geliştirmek, ihtiyaçları olan sosyal ortamı onlar için oluşturarak sosyalleşmelerine katkıda bulunmak hedefleniyor. Fiziksel yetilerini kullanarak takım ruhunu kavrayabilecekleri yarışmalar sayesinde birbirleriyle ve üniversitemiz öğrencileriyle kaynaşmaları sağlanıyor. Kelime bilgilerini arttıracak, telaffuzlarını ve yazım yeteneklerini geliştirecek, yaratıcı düşünmelerini teşvik edecek oyunlar oynanıyor.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri ile ilgili daha detaylı bilgi için:
http://cip.sabanciuniv.edu/tr/  adresini ziyaret edebilirsiniz.

Media Cat Dergisi'nin Aralık Ayı "Youth" Eki Öğrencilerimiz Tarafından Hazırlandı

09/10 Öğrenci Birliği Faaliyet Raporu ve Veda Yazısı

2009/2010 Öğrenci Birliği Kampüs İçi Faaliyet Raporu

1- Yıllardır ısrarla istenen ancak bir türlü servis programına konulamayan gece 3 shuttle’ını programa koymayı başardık.
2- Job Posting adıyla çalışma bursuna alternatif bir uygulama geliştirdik. Bu uygulamayla kampüste ikamet eden akademisyenlerin ihtiyaçları dahilinde öğrencilerden ücret karşılığı yardım almalarını sağlamış olduk. Dolayısıyla da öğrenci arkadaşlarımızın bütçelerine katkıda bulunduk.
3- Akademik ajanda, whitefest temsilciliği ve yılbaşı kartpostalı projeleri sayesinde Öğrenci Birliği Burs Fonu’na yüksek miktarda katkı sağladık.
4- IT ile ortak çalışmamız olan Planet projesini hayata geçirdik. Bu kurumsal iletişim platformu sayesinde, 10.000 kişiye yakın olan Sabancı Üniversitesi ailesini tek bir noktada buluşturmayı; kurumlar ve dönemler arasındaki iletişim kopukluğunu yok etmeyi planladık.
5- Yurtlarda kablosuz internet bağlantısı kullanımının temellerini attık. Şu an pilot bölge seçilen A1 ve A2 yurtlarında kullanıma sunulan kablosuz internet bağlantısı, başarılı olması dahilinde tüm yurtlar bölgesinde uygulanacaktır.
6- Göl bölgesinde yeni bir cafe açılması için yoğun çaba harcadık ve okul yönetiminin de desteği ile emeğimizin karşılığını aldık.
7- 1 Mezun 1 Öğrenci adlı öğrenci danışmanlığı projesinin gelişerek devam etmesini sağladık.
8- Turkcell yetkilileri ile bağlantı kurarak okul bölgemizde ağ bakım çalışması yapılmasını sağladık. Bu sayede kampüsümüzdeki 3G erişim oranını arttırmış olduk.
9- Geçen sene ilk dönem sonunda getirilmek istenen yurtta yatılı misafir öğrenci kalımını engelleyecek projenin önüne geçmek için büyük çaba harcadık ve öğrenci arkadaşlarımızın haberi bile olmadan bu projenin engellenmesini sağladık.
10- Okulumuzun Genel Sekreteri Haluk Bal’ın katılımı ile düzenlemiş olduğumuz Öğrenci Meclisi sayesinde öğrencilerin okul yönetiminin en üst noktasına ulaşarak sorularını sormalarını ve şikayetlerini iletmelerini sağladık.,
11- Sabancı Üniversitesi Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi Kemal Derviş’i kampüsümüze davet ederek, söyleşi gerçekleştirdik.
12- 2009-2010 yılı sonunda okul yönetimine detaylı bir değerlendirme raporu sunduk. Bu rapor sonucu:
-Kurdoğlu’nun yemek sıcaklıklarıyla ilgili bazen öğrencilerin bulunduğu şikayetleri dile getirildik ve firmanın uyarılmasını sağladık.
-Pigastro’daki ürün stoğunun artırılmasını sağladık.
-Köpüklü Kahve’nin hijyen ve geçen sene içeride bulunan yoğun koku ile ilgili uyarılmasını ve yeni sistemlerin uygulanmasını sağladık.
-Taksim, Kadıköy ve Viaport servis saat sıklıklarının artırılmasını, İETT ile görüşme yapılmasını okuldan talep ettik.
-Medline ve Canon çalışanlarının öğrencilere karşı bazen tutundukları sert tavır nedeniyle uyarılmaları sağlandı.
-Öğrenci Kulüpleri’nin bütçelerinin artırılmasını talep ettik. Tüm dil derslerinin mühendislik öğrencileri için kredi sayılmasını talep ettik.
13- Spor salonu çalışma saatlerinin uzatılmasını sağladık.
14- Kampüs içinde dönen ringin durağan yerini, spor salonunu kullanan arkadaşların ihtiyaçlarını gidermesi amacıyla, spor merkezinin otoparkına aldırdık.
15- Tüm kampüsteki otomatların yenilenmesini ve IC’ye bozuk para makinası koyulmasını sağladık.
16- Tatil dönemlerinde Sabiha Gökçen Havalimanı’na ücretsiz ring servisleri koyulmasını sağladık.
17- Canon firmasının yurtlar bölgesinde bulunan yazıcılarında yaşanan sorunları dile getirdik ve yazıcıların yenilenmesini sağladık.
18- Era Kuaförde kredi kartı ödeme alt limitinin düşürülmesini sağladık.

2009/2010 Öğrenci Birliği Kampüs Dışı Faaliyet Raporu

1- Bağdat caddesi, İstiklal caddesi, Kadıköy ve Viaport’ta bir çok işletme (cafe, restaurant,..) ile anlaşıp S.U mensuplarına özel indirim noktaları oluşturduk.
2- Vakıf Üniversiteleri Birliği kurma adına girişimlerde bulunduk. Bu girişimler çerçevesinde bir çok vakıf üniversitesini okulumuzda ağırladık, okullarında ağırlandık. Yine bu çerçevede proje, fikir alışverişinde bulunduk.
3- NTV 19 Mayıs özel programına, 29 Ekim Dolmabahçe resepsiyonuna katılıp hem medyaya hem de bürokratik çevrelere üniversitemizi etkili bir biçimde tanıttık.
4- Kahramanmaraş’ta Türkiye Ulusal Öğrenci Konseyi (TUOK) genel kuruluna katılıp diğer üniversitelerle bizim üniversitemizi karşılaştırma fırsatı bulduk; Üniversitemizi tanıtma fırsatına eriştik.
5- İzmir’de Ege Üniversitesi, Ankara’da ODTÜ’nün ev sahipliği yaptığı toplantılara katıldık.
6- İSÖB (İstanbul Üniversiteleri Öğrenci Birliği) toplantılarına katılıp öncü rolümüzü devam ettirdik.

Bunun haricinde hepimizin muzdarip olduğu zamların açıklandığı ilk gün Rektör ve Genel Sekreter ile görüşüp tepkimizi dile getirdik. Sorunlara karşı beraber hareket edebilmek için Öğrenci Meclisi’ni topladık. Bu Öğrenci Meclisi’nde Eylem Komitesi adında gönüllü arkadaşlardan oluşan bir ekip kurulmasını sağladık ve bu arkadaşlarla beraber çalışmalarımıza devam ettik. 1 haftalık bir propaganda dönemi sonrası Üniversite Merkezi’nde eylem yapıldı.  Rektör ve Genel Sekreter’in de desteğini alarak Mütevelli Heyeti üyeleriyle görüşüp durumu dile getirdik. Okul yönetimi de bizimle aynı görüşte olduğunu dile getirdi. O gün sonrasında Güler Sabancı’ya ve diğer üyelere mailler attık. Ancak tüm çabalarımıza rağmen okul fiyatlandırması konusunda son söze sahip olan Mütevelli Heyeti’ni fiyatları aşağı indirme konusunda ikna edemedik. Bu sene Haluk Bal ile gerçekleştirilen Öğrenci Meclisi’nde Mütevelli Heyeti üyeleriyle sticker ve yemek fiyatlarını görüşmek ve düşürülmesini talep etmek için söz aldık. Aralık ayı içerisinde bu görüşme gerçekleşecek.

Bizler 1 yıl boyunca elimizden geldiğince Sabancı Üniversitesi öğrencilerini başarıyla temsil edebilmek için elimizden gelen her şeyi yaptık, feda etmemiz gerektiğini düşündüğümüz her şeyi kendimizden feda ettik. Gücümüzün yettiği  yanlışları düzelttik, şikayetleri daima ilettik ve çözmeye çalıştık. Ortada bir sorun yokken boş durmadık, yeni projeler ürettik ve uygulanmasını sağladık. Kimi şeylere gücümüz yetti, kimi şeylere yetmedi. Bizi bazen çok sert üsluplarla eleştiren arkadaşlar oldu. Onları daima polemiğe girmeden anlamaya, sorunlarına ortak olmaya çalıştık. Belki bazı arkadaşlarımız bilmiyordur;  YÖK’ün bu yıl çıkardığı yasaya göre Türkiye’deki tüm Öğrenci Birliklerinin görev süreleri 2 yıla çıkarıldı. Bize, okul yönetimimiz tarafından seçimsiz 1 yıl daha ÖBYK olarak görevimize devam etme hakkı tanındı. Bizler; değişimin, yeni fikirlerin daima okulumuzu daha ileriye taşıyacağını ve yeni vizyonlar katacağını düşündüğümüz için yeni bir seçim yapılmasını istedik. Bunun sonucunda görevimizden tam kadro olarak istifa ettik. Bizler, 09/10 ÖBYK olaraktan elimizden geleni yaptığımızı düşünüyor ve bunun vicdan rahatlığıyla görevimizden ayrılıyoruz. Sabancı Üniversitesi Öğrenci Birliği’nde kimlerin olduğu hiç bir zaman önemli değildir. Önemli olan her durumda ama her durumda öğrencilerin yanında olacak Öğrenci Birliği üyelerinin ve onlara iyi günde de kötü günde de sahip çıkacak, anlayacak bir öğrenci kitlesinin var olmasıdır. Bizden sonra gelen Öğrenci Birliği’nde görev alacak olan arkadaşlara da elimizden gelen her yardımı yapmaya hazırız.

09/10 Öğrenci Birliği olarak; geçen seneki seçim döneminden bu yana bize destek veren vermeyen, yanımızda olan olmayan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.

Hepiniz Sağlıcakla Kalın,

ÖBYK
Can Yılmaz
Görkem Güneş
Görkem Türk
Gülçin Bozkurt
Kaan Karakeben

CONF MA 2009 mezunumuz Claudius Schulze Hürriyet Daily News'de...

Hürriyet Daily News, Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü Yüksek Lisans Programı 2009 mezunlarından Claudius Schulze’yi haber yaptı.
 

“Saygın bir üniversiteden (Sabancı Üniversitesi) aldığı yüksek lisans bursu foto muhabiri Claudius Schulze’yi İstanbul’a getirdi. Yavaş yavaş şehri tanıdığı dokuz aylık dönemin ardından Schulze görünenin ardına geçerek sürekli hareket halindeki çok katmanlı bu kentin daha orijinal ve şahsi anlarını fotoğrafladı. Şu andaki çalışmaları onu Diyarbakır’dan tutun Selçuk’taki deve güreşlerine kadar farklı yerlere götürüyor.”

Haberin devamı için tıklayınız

“İş Yatırım Finans Atölyesi” Sabancı Üniversitesi katkılarıyla gerçekleşti

Türkiye sermaye piyasalarının lider ve öncü kuruluşu İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’nin Sabancı Üniversitesi katkılarıyla gerçekleştirdiği “İş Yatırım Finans Atölyesi”nin ilk buluşması 26 Kasım 2010, Cuma günü yapıldı. İş Yatırım Finans Atölyesi ile finans ve akademik dünya arasında yeni bir sinerjinin yaratılması ve dünya finans sektörünün uyguladığı yatırım modellerinin Türkiye piyasasına kazandırılması hedefleniyor. 

Finans ve akademi dünyasının bir araya geldiği İş Yatırım Finans Atölyesi’nin ilk yılında doktora öğrencileri, finans profesyonelleri ve akademisyenler tarafından 6 aylık çalışma sonucu ortaya çıkan 5 ayrı makale, yine finans profesyonelleri ve akademisyenler tarafından tartışıldı. Dünya finans sektöründe uygulanan yatırım modellerinin Türk piyasalarına uyarlanması, yeni yatırım modellerinin sektörle paylaşılarak piyasanın yeni finans modelleri kazanması amaçlanıyor. 26 Kasım 2010’da İş Kuleleri’nde sunulan makaleler arasında teknik açıdan en iyi makale seçilecek.

Finans kuruluşları İş Yatırım Finans Atölyesi’nde sunulan makalelere www.finansatolyesi.com web sitesinden ulaşarak, içeriğindeki yatırım modellerini, yeni yatırım kararlarında ve stratejilerinde kullanabilecekler. Türk finans sektörünün gelişimine katkıda bulunma misyonuyla çalışmalarını sürdüren İş Yatırım, Finans Atölyesi ile bu yolda yeni bir adım daha atmış oldu.

Finans Atölyesi ile piyasalar yeni finans modelleri kazanacak
İş Yatırım Finans Atölyesi; akademik çevreler tarafından hazırlanan finansal modellerin finans piyasası profesyonellerinin katkılarıyla güçlendirilmesi ve Türk sermaye piyasasına uyarlanması ve pazarda uygulanması amacını taşıyor.  Yeni yatırım modellerinin tartışıldığı finans atölyesi ile yeni bir sinerji oluşturulması hedefleniyor.

Bu sinerjiden ortaya çıkacak yeni finansal modellerle yatırımcılara yönelik yeni yatırım tekniklerinin oluşturulması amaçlanıyor. Finans ve akademi dünyası arasında gelişen bu bilgi paylaşımıyla, yatırım araçlarına akademik bir bakış getirilecek; böylelikle dünya finans sektöründe uygulanan yatırım modelleri de Türkiye piyasasına uyarlanmış olacak.

İş Yatırım Finans Atölyesi’nin ilk yılında sunulan makaleler ve tartışmacıları şöyle:

1. “Seasonal Effects in the Turkish Stock Market”
Alper Erdoğan Sabancı Üniversitesi Doktora Öğrencisi
Tartışmacılar: Hakan Yamakoğuz, İş Yatırım / Dr. Yiğit Atılgan, Sabancı Üniversitesi

2. “Post-takeover Performance of Target Firms”
Gül Demirtaş, Sabancı Üniversitesi Doktora Öğrencisi
Tartışmacılar: Sadık Çulcuoğlu, İş Yatırım / Dr. Aysun Alp, Sabancı Üniversitesi

3. “Profitability of Invesment Strategies in the Istanbul Stock Exchange”
Barış Korcan, Sabancı Üniversitesi Doktora Öğrencisi
Tartışmacılar: Doç. Dr. Evren Bolgün, İş Yatırım / Dr. Atakan Yalçın, Koç Üniversitesi

4. “Stock Price Reaction to Bonus Share Issues: Searching for Traces of Rationality”

Dr. Mehmet Beceren, İş Yatırım Sayısal Stratejiler ve Arbitaj Bölüm Yönetmeni

Tartışmacılar: Doç. Dr. Mehmet Horasanlı, İşPortföy / Dr. Akın Sayrak, Sabancı Üniversitesi

5. “Forecasting Economic Fundamentals and Stock Returns with Stock Market Order Flows”
Aditya Kaul, Alberta Üniversitesi
Dr. Volkan Kayaçetin, Özyeğin Üniversitesi
Tartışmacılar: İzlem Erdem, İş Bankası / Dr. Cumhur Ekinci, İstanbul Teknik Üniversitesi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi “Kurumsal Otonomi ve Akademik Özgürlük” çalıştayına evsahipliği yaptı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ile Magna Charta Gözlemcilik Konseyi, akademisyenleri, politika yapıcıları ve akademik topluluğu yakından ilgilendiren, çağdaş yüksek eğitimin en önemli konularından birini ele alan, Kurumsal Otonomi ve Akademik Özgürlük—Gerekçeler, Zorluklar ve İkilemler başlıklı bir çalıştay düzenledi. Sabancı Üniversitesi’nin evsahipliğinde gerçalıştayın açış konuşmaları İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman ve Magna Charta Gözlemevi Konseyi Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder tarafından yapıldı. 

İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman, çalıştayda, üniversitelerdeki bilgi üretimi ve özgürlük temelinde ne tür reformların yapılması gerektiğinin ele alınacağını anlattı.
Yeni bir YÖK ve yeni bir üniversite reformu tartışmalarının yapıldığı bir dönemde gerçekleştirilen çalıştayın yararlı sonuçlar doğuracağına olan inancını ifade eden Keyman, "Hakikaten Türkiye'deki üniversitelerin ve YÖK'ün, bir reformdan geçmesi ve bu reformun da üniversiteleri bilgi ve akademik özgürlükler temelinde geliştirici yönde olması lazım" dedi.

Çalıştay, Bolonya’daki konferansa ön hazırlık niteliği taşıyor

Merkezi İtalya'da bulunan Magna Charta Gözlemevi Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder de çalıştayın, Türkiye'de yapılmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek, bu tür çalıştayları diğer ülkelerde de gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Bu çalıştaydaki amaçlarının, üniversite özerkliği ve akademik özgürlük konularını tartışmak olduğunu belirten Ergüder, toplantı sonuçlarının, İtalya'da yayınlanacak olan bir kitapta yer almasının öngörüldüğünü açıkladı.

Prof. Dr. Ergüder, bu çalıştayın birçok üniversitenin katılımlarıyla 2011 yılının Eylül ayında İtalya'nın Bolonya kentinde gerçekleştirilecek Magna Charta Deklarasyonu konferansına da ön hazırlık niteliği taşıdığını söyledi.

Ergüder, "Konferansta, üniversiteler, değerlere bağlılıkları olan Magna Charta Deklarasyonu dokümanını imzalayacaklar. Daha sonrasında yapılacak 'Akademik Özgürlük' ile 'Kurumsal Otonomi Arasında Birbirini Tanımlaması ve Çelişkiler' konulu toplantılar olacak ve bunun sonrasında da bir kitap çıkarmayı ümit ediyoruz. Bu toplantıları değişik ülkelerde yapmamızdaki neden, o ülkelerin duyarlılıklarını artırabilmek" diye konuştu.

Toplantıda “Vakıf Üniversiteleri ve özellikle Sabancı Üniversitesi” konulu bir sunum yapan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi, Kurucu Rektör Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, YÖK ve üniversitelerden birçok katılımcının yer aldığı çalıştayda üniversite özerkliği ve akademik özgürlük konusunun ele alındığını söyledi.

Terzioğlu, Yüksek Öğretim Kanunu ile ilgili tartışmanın devam ettiğini, bu tartışmaların başında da üniversitelerin özerkliği ve öğretim üyelerinin araştırmalarını hiçbir makamdan izin almadan yapması, yayınlaması, akademik özgürlüğe sahip olması konularının geldiğini ifade etti.

Terzioğlu, Türkiye'nin akademik özgürlük anlamında eksiklikler bulunduğunu ancak bunun sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok yerinde olduğunu anlattı.

Prof. Dr. Terzioğlu, Yüksek Öğretim Kanunu'nun, 12 Eylülden sonra belli amaçlar üzerine ortaya çıktığını, ama artık o amaçlardan çok uzakta olunduğunu dile getirerek, "Bugün çok ayrıntılı Yüksek Öğretim Kanunu'muz olduğu için üniversitelerimiz bazen istedikleri yönde gelişmekte sıkıntı çekiyorlar. Çünkü o kanun tek tip üniversite öngörüyor. Türkiye'de birçok değişik tipte üniversiteler var. Dolayısıyla YÖK, üniversitelere tek tip elbise giydirmemelidir" diye konuştu.

Avrupa'nın çeşitli yerlerindeki üniversitelerden Magna Charta Universitatum'a katkıda bulunan ya da Magna Charta Gözlemevi Konseyinde önemli roller üstlenen akademisyenlerin katıldığı çalıştayda, Türkiye'den de çeşitli üniversitelerin rektör ve akademisyenleri yer aldı.

Banu Avar'la Söyleşi

02 Aralık 2010 Perşembe günü saat 13:30’da Sabancı Üniversitesi Sinema Salonu’nda düzenlenecek olan “Sivil Toplum ve Gençlik” konulu söyleşisinde Gazeteci Yazar BANU AVAR, İstanbul’daki gençlerle Üniversitemiz’de bir araya geliyor.

Sabancı Üniversitesi Atatürkçü Aydınlanma Topluluğu’nun düzenlediği bu söyleşide, gündeme dair fikirlerini paylaşarak, gençlerin Sivli Toplum’daki önemi üzerine konuşulacak.

Söyleşi Üniversite’nin Kurtköy Kampüsü’nde bulunan Üniversite Merkezi’nde Sinema Salonu’nda gerçekleşecektir.

SGM'nin Aralık Programı Belli Oldu

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi (SGM), Aralık ayında da zengin bir program sunuyor. Aralık ayında Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi sahnesi, Tiyatro Şen Ay tarafından sahnelenen ‘Aşk Kokusu’ ve Tiyatrokare tarafından sahnelenen ‘Çelik Manolyalar’ isimli oyunlara evsahipliği yapacak. Büyük usta Müşfik Kenter de “Müşfik Kenter’i Dinliyorum – Orhan Veli 30. Yıl Özel Programı” ile Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nin konuğu olacak. Pop müziğin yetenekli seslerinden Göksel de Aralık ayında Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde sevenleri ile buluşacak.

Zıt kutupların aşkı
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi Aralık ayında perdelerini Tiyatro Şen Ay tarafından sahnelenen ‘Aşk Kokusu’ isimli oyunla açıyor. Neil Simon tarafından kaleme alınan, yönetmenliğini Özdemir Çiftçioğlu’nun üstlendiği ve müzikleri Kenan Doğulu’ya ait olan oyunda, Onur Şenay, Akasya Asıltürkmen ve Cemal Hünal rol alıyorlar. 8 Aralık Çarşamba saat 20:00’de sahnelenecek oyunda, hem hayata karşı hem de siyasi açıdan muhafazakar olan Ankaralı kız Özgür ve Kurtuluş’ta yaşayan bekar, sevimli ve aşık olacağının rüyasını bile görmüş Devrim ve kızlar açısından oldukça popüler İlker’in yollarının kesişmesi anlatılıyor. Devrim, 28 yaşında yaş ve kafa itibariyle bir ergen, aşırı duygusal, ani kararlar veren, anarşist ve biraz da adı gibi devrimci, daha doğrusu muhalif bir karakter. İlker ise hayata gerçekçi bakan, amaçlarını gerçekleştirmek için fazla kural tanımayan ama kurallara Devrim’den daha bağlı bir kişilik. Hikaye, İlker yazar olan arkadaşı Devrim’in yazması için gerekli ortamı sağlamak için çalışırken hayatlarına adeta kurallardan yaratılmış Özgür girmesiyle hareketlenir.

Büyük usta Müşfik Kenter'in 60. sanat yılı, Kent Oyuncuları'nın 50. yılı
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi 16 Aralık Perşembe akşamı saat 20:00’de Müşfik Kenter’i ağırlayacak. Kenter, Oğuz Aral'ın tasarladığı dekorlar, Yüksel Aymaz'ın ışık tasarımı ve Selmi Andak'ın besteleriyle canlı piyano eşliğindeki, “Müşfik Kenter’i Dinliyorum – Orhan Veli 30. Yıl Özel Programı”nda Orhan Veli şiirlerini seslendirecek.

Minik tiyatroseverler için de oyunlar sahne alıyor
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, Sabancı Vakfı’nın desteğiyle, belirlenen ilköğretim okullarındaki öğrencileri sanatla buluşturmaya devam ediyor. Aralık ayında Uygur Çocuk Tiyatrosu tarafından sahnelenecek ‘İyilik Ağacı’ adlı oyun, 18 Aralık Cumartesi günü saat 11:00’de izlenebilecek. Oyunda, saf ve sevimli bir görünüşe sahip olmasına rağmen oldukça bencil ve yalancı bir köylü çocuk İbiş ile iyi niyetli ve dürüst bir şehirli çocuk olan Memiş’in hikayesi anlatılıyor. Aynı gün, bir çocuk tiyatrosuna gitmek için yola çıkan bu iki çocuk, tanışır ve arkadaş olurlar. İbiş, hasta annesine ilaç alabilmek için satmaya götürdüğü eşeğini kaybetmiş; Memiş ise, derslerindeki başarısından dolayı anne ve babasının kendisine armağan ettiği bisikletini çaldırmıştır. Oyun bu iki kafadarın "İyilik Ağacı" rastlamaları ile devam eder.

Keyifli bir konser için Göksel’in evine konuk oluyoruz
Samimi ve sıcak sesiyle geçmişten günümüze akustik olarak yorumlayacağı eserlerle Göksel, 21 Aralık Salı saat 20:00’de “Radyo Günleri” ile Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde hayranları ile buluşacak. Göksel, konserde, 2009 yılında “Mektubumu Buldun Mu” ve 2010 yılında çıkardığı “Hayat Rüya Gibi” albümlerindeki eserlerinin yanı sıra kendi şarkılarını da akustik olarak yorumlayacak.

Sinema tarihine geçen ‘Çelik Manolyalar’ SGM sahnesinde
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi sezonun ilk yarısını ‘Çelik Manolyalar’ isimli oyunla kapatıyor. 28 Aralık Salı akşamı saat 20:00’de sahnelenecek oyunda, Suna Keskin, Şenay Gürler, Suzan Aksoy, Oya İnci, Nilay Duru ve Aslıhan Erguvan rol alıyor. Robert Harling'in kaleme aldığı  ödüllü oyun, Tiyatrokare'nin 19. mevsiminde Mehmet Ergen tarafından yönetildi. Julia Roberts, Dolly Parton, Sally Field, Olympia Dukakis, Shirley Maclaine gibi starların oynadığı ve  çok sevilen bir film olarak sinema tarihine geçen "Çelik Manolyalar" da; daha önce  sinemada Julia Roberts'ın oynadığı rolü, konservatuarı birincilikle bitiren Nilay Duru oynuyor.  Çelik Manolyalar, bir kuaför salonunda, hayata direnen kadınların mücadelesini anlatıyor. Aslında çelik yüreklerle savaşırken, manolya gibi solan bu kadınlar dış görünüşlerinde hiçbir şeye aldırmıyor gibi görünüp,  düğün hazırlığı yaparlarken, içlerinde hastalık, ölüm, yaşam mücadelesi veriyorlar. Hepsi  kendilerine sırt çeviren  hayat arkadaşlarına rağmen dik durabilen, çocuklarını  topluma  kazandırmaya çalışan kazandıran kadınların öyküsünü anlatan oyunun sadece kadınlara değil, kadınları seven erkeklere de anlatacak çok sözü var.

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi ve aylık programlar ile ilgili detaylı bilgiye:

htpp://sgm.sabanciuniv.edu adresinden ulaşabilirsiniz.

Bilet Satışları için: Üniversite Merkezi Biletix Gişesi
Bilet Fiyatları: Öğrenci 5 TL, Çalışan 10 TL

Farklı Bir Eğitim Platformu; sordu.com

Ders almak isteyenler ve ders vermek isteyenler istediği konuda konunun uzmanından sesli, görüntülü özel ders veya danışmanlık alabilir ya da uzmanı olduğunuz konuda ders vererek para kazanabiliyor.

Farklı bir eğitim platformu olan sordu.com tüm bunlara olanak sağlıyor.



sordu.com nedir?
sordu.com öğretmen, eğitmen, danışman ve profesyonellerin internet üzerinden canlı, görüntülü ve sesli özel ders ve danışmanlık hizmeti verebildiği bir platformudur.
Sabancı Üniversitesi teknoloji yatırım şirketi Inovent'in de ortağı olduğu sordu.com'da 1000'e yakın uzman ve binlerce kullanıcı canlı eğitimlerde bir araya geliyorlar.
sordu.com ayrıca Microsoft tarafından dünyada Günün Bizspark Girişimi seçilmiştir.

'Gelenek Üçgeni’nde Hesaplaşma

SSBF-VAVCD 2005 mezunu Hande Varsat'ın uluslararası kişisel sergisi

Genç kuşak sanatçılarımızdan, Sabancı Üniversitesi SSBF-VAVCD 2005 mezunu Hande Varsat, İspanya’da 17 Aralık 2010’da açacağı ilk uluslararası kişisel sergisinde gelenekçilik- bireyselcilik ikilemini sorguluyor. Türk kadınının yaşamsal sorunlarına farklı bir yorum getiriyor.



Geleneklerine düşkün Kayseri’li bir ailenin en küçük kızı olarak dünyaya gelen Hande Varsat, Robert Lisesi'nden sonra girdiği Sabancı Üniversitesi’nin Görsel Sanatlar ve İletişim Tasarımı programından 2005 yılında mezun olmuş. Aile muhafazarlığı ile Batı bireyciliğini öne çıkaran okullarda gördüğü eğitim arasında, zıt yönlere doğru çekiştiren iki taraftan herhangi birini kendi kimliğinin altyapısı olarak belirlememiş. Muhafazakarlığın “Elalem ne der?” zihniyetiyle bireyselciliğin “Senden önemli kimse yoktur” söylemi arasından birini seçmeyip, hayatında bunun oluşturacağı çelişkilere izin vermiş. Kendi sözleriyle,  “Benliğimizi oluşturma süreci çoğumuzun hayatında acılı bir süreç olmuştur. Bu süreçte ayakta kalabilmek için bir takım ilkelere tutunup, buna göre de toplum içerisinde “tutarlı” etiketine uygun bir kimlik sahibi olmaya çabalarız. Sonunda edindiğimiz bu kimliği parlatır parlatır, özümüzün tam üstüne yerleştirir, buna göre davranma ihtiyacı hissederiz. Zaman geçtikçe bu kimlik içimizden gelenden daha büyük hale gelir ve sürekli altını doldurmamız gereken bir mekanizmaya dönüşür. Aslını isterseniz, bence bu, birbirinin zıttı iki olgunun aynı anda varolmayacağının kabulüdür. Bu kabul bize belirlilik sağlar, çünkü belirsizlik insanın en korktuğu şeylerin başında gelir. Peki ya hayatımızı belirli kalıplaşmış ilkelere göre yaşamayıp, bunun hayatımıza getirebileceği çelişkileri kabul etmeyi seçersek?”

27 yaşında olan Varsat, neyin kendi kazanımı, neyin ise içinde yaşadığı çevrenin ona dayattığı değerler olduğunu sanatsal çalışmalarıyla keşfetmeye çalışıyor. Bu çalışmalarda Türk kadınına dair anlattığı küçük hikayeler, geleneğin ve namus, mahremiyet, emek gibi kalıplaşmış toplumsal değerlerin ne kadar ölümsüz ve aynı zamanda da ölümcül olabileceğini sorguluyor. Varsat’ın çalışmalarındaki en büyük görsel öğe, gelenekle özdeşleştirdiği dantel formu. İçinde Türk kadınının el emeğini, sabrını ve altında kaldığı baskının dışavurumunu barındıran bu öğe, Varsat’ın çalışmalarında ifade ettiklerini görsel olarak yumuşatıyor.

Hande Varsat’ın İspanya’da açtığı Tradition’s Triangle (Gelenek Üçgeni) sergisi kapsamındaki çalışmaları, gelenekçilik-bireyselcilik arasındaki çelişkilere dair hayranlık uyandıran bir açılım. Valencia’da 17 Aralık’ta açılacak Tradition’s Triangle sergisinin mekanı da Varsat’ın çalışmalarının anlamını tamamlıyor. Tabanı üçgen olan El Punto Del Carmen adlı mekanda açılacak olan sergi, XI. yüzyıl Endülüs - Arap dönemine ait duvara karşı konumlanıyor. Dindarlığın her insanın özüne ait, bireysel süreçlerle keşfedettiği bir olgu olmaktansa, dışarıdan ezberlenen kurallara uymakla tanımlanan bir hale büründüğü göz önünde bulundurulunca, serginin üs olarak seçtiği mekanın önemi pekişiyor. Mekanın en geniş duvarını oluşturan bu tarihi yapı, yarattığı Şeytan Üçgeni’nde eserler tarafından adeta bir hesaplaşmaya davet ediliyor. Günümüzün sorunsalı işte bu soruda saklı: Büyük bir kısmı alışkanlığa dönüşmüş tarihsel geleneği sorgulama cüretinde bulunan bu eserler, kazanmayı bir kenara bırakın, ayakta kalabilecek mi?

Abone ol