Ana içeriğe atla

CIP Ekokampüs Projesi'nden “Ekolojik Yaşamı Destekleme” Çalışmaları Devam Ediyor

Sabancı Üniversitesi Ekokampüs projesi bu yıl ilk defa “ekolojik yaşamı destekleme” teması için çalışmalarını sürdürüyor.

Kampusumuzun şehir hayatına olağanca uzaklığı sakinlerini sürekli benzer gıdalar tüketmeye ve daha da kötüsü hızlı tüketilen tek tip ürünleri almaya yöneltiyor. Bu bir tercih değil çoğu zaman zaruri bir durum. Bu yıl kampüs sakinlerinin ekolojik ürünlerle tanışmasını hızlandırmak amacı ile Buğday Derneği ile işbirliği yaptık ve kampüse %100 ekolojik pazarla tanıştırıyoruz.

Peki nedir Ekolojik ürünün sırları?

•    Ekolojik ürün insanı sever…
•    Hiçbir aşamada sağlığa zararlı kimyasallar, katkı maddeleri ve işlem görmeden üretilir.
•    Konvansiyonel ürüne kıyasla besin değeri daha fazladır.
•    Ekolojik ürün doğayı sever…
•    Toprak ve suyu kimyasal atıklarla kirletmez.
•    Topraktaki faydalı canlılara zarar vermez
•    Su tasarrufu sağlar
•    Küresel ısınmayla mücadelede etkilidir.
•    Ekolojik ürün kontrollü ve sertifikalı üründür…
•    Kanun ve yönetmeliğe tabidir.
•    Her aşaması kayıt altına alınan, izlenebilir ve sertifikalı/belgeli ürünlerdir.


Peki SU sakinleri ekolojik yaşam yolculuğunda neler yaşadı ve yaşayacak? 

•    6 ve 8 Aralık’ta Ekolojik ( organik ) ürünler Buğday Derneği, Umul Ekolojik Yaşam ve CIP ortaklığı ile Geleneksel CIP Kermes’inde ilk defa Sabancı Üniversitesi Sakinleri ile tanıştı.
•    Proje ekibi GazeteSU’da  ve CIP web sitesinde dikkat çekici sloganlarla ekolojik yaşamı özendirici bilgilendirme çalışmaları sürdürüyorlar.
•    Ekolojik pazarın kampüsümüzde düzenli kurulması için bir imza kampanyası düzenlemeye başladık.
•    Kampüsümüzde Ekolojik pazar açılsın istermisiniz? Sloganı ile bir anket düzenledik.

Sizde Ekolojik ürünlere kampuste ulaşalım derseniz anketimize katılmayı ve imza vermeyi ertelemeyin!

Ekolojik yaşamın güzelliklerini daha çok sayıda SU sakini tadabilsin diye Pazartesi günleri saat 11:00-15:00 arasında yemekhane girişinde ekolojik ürünlerinin hikayesini anlatıyor. Bedelsiz olarak ekolojik ürünler dağıtıyoruz.

Buğday Derneği ve yerel belediyeler işbirliğiyle kurulan ve denetlenen %100 Ekolojik Pazarlar nerelerde var?
Her Cuma Bakırköy %100 Ekolojik Pazar (Airport AVM bahçesi)
Her Cumartesi Şişli (Bomonti) ve Beylikdüzü (Beylik Pazarı)
Her Pazar Kartal %100 Ekolojik Pazar (Kartal Meydanı)
Her Salı ve Cumartesi Samsun %100 Ekolojik Pazar (İlkadım Belediyesi)

Tosun Terzioğlu ve Üstün Ergüder Sabancı Üniversitesi’nin “Emeritus Profesörleri” oldu

Sabancı Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu ile İstanbul Politikalar Merkezi Kurucu Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder’e “Emeritus Profesörlük” unvanı verildi. Bu nedenle Sabancı Üniversitesi’nde düzenlenen törene Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Mütevelli Heyeti üyeleri, Rektör Prof. Dr. Nihat Berker, öğretim üyeleri, öğrenciler ve çalışanlar katıldı.

Törende söz alan Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı; “Biz yıllar önce, Sabancı Ailesi ve takım arkadaşlarımızla üniversite kurmak icin yola çıkarken olmayan bir eğitim yuvası hayal ederek yola çıktık –‘neden olmasın’ diyerek yola çıktık. Yeniden, sıfırdan yaparken daha iyi olduğuna inandığımızı, daha zorda olsa yapmaya, cesaret ve azim gösterdik ve uygulamaya devam ettik.
Bu yolculukta, gücümüze güç katan,  bizleri ileriye  taşıyan, örnek liderlerle birlikte öğrenerek ilerledik.

Kurumlar, onların liderliğini üstlenen kişilerin izlerini taşırlar. Gerek kurucu Rektörümüz Tosun Terzioğlu, gerek IPM Kurucu Direktörümüz Üstün Ergüder bizleri her zaman ileriye taşıyan çalışmaları ile hepimize örnek oldular.” dedi.  

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker
“Büyük kurumların büyük kişilere ihtiyacı vardır. Bu kişiler kişilikleri, deneyimleri ve bilgileriyle kuruma çok şey katarlar. Bu tarz kişilere sahip olan kurumlar çok şanslıdır. Biz bu yönden iki kere daha şanslıyız.” dedi.  Tosun Terzioğlu ve Üstün Ergüder ile birlikte çalışmaktan çok mutlu olduğunu,
üniversite gibi kurumların böylesi değerli kişilerle büyüdüğünü belirten Nihat Berker her iki akademisyenin de daha uzun yıllar üniversitede kalmaları dileğini temsilen kendilerine  özel yapım iskemleleri hediye etti.

Sabancı Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu konuşmasında: “Bugün burada bulunmak benim için büyük bir onur. Geri dönüp baktığımda, 42 yıl önce kariyerime başlamışım. O zamandan bu zamana epey yönetim işi yaptım. 27 yıl yöneticilik yaptım. Bu süre zarfında hep öğrendim, hep dinledim. Dinlediğim insanlardan çok şey öğrendim. Çok fazla konuşmadım ama öğrenmeyi çok sevdim. Sabancı Üniversitesi’nde de katılıma çok önem verdim. Çoğumuzun gurur duyduğu bir Akademik Özgürlükler Bildirgemiz var.” dedi. “Üniversite, ben, Güler Hanım veya tek tek öğrenciler değildir. Üniversite içinde çelişkiler barındıran bir yerdir. Üniversitede benim gibi hocalar var bir de 17-18 yaşlarında öğrenciler var. Onların enerjisi, bizim de tecrübemiz var. Onların cevherini beraberce işleyip ortaya çıkarmak hepimizin görevi.” diyen Tosun Terzioğlu, üniversitenin amacının öğrenmek olduğunu söyledi. “Benim için de 17-18 yaşındaki öğrenciler için de aynı, üniversite bir öğrenme macerasıdır. Bu macerada çok fazla organize olunamıyor. Burada herkes birbirinden bir şey öğreniyor. Türkiye’de beklenen her zaman bu değil. Bu bana koyun sürülerini hatırlatır. Bir sürü vardır, bir çoban, çobanın yardımcıları birkaç köpek ve sürü başı denen boynuna çan bağlanan bir de koç. Bütün sürü bunları takip eder. Okuldan beklenen buysa burası öyle bir yer değil. Hiçbir üniversite de öyle olmamalı.” dedi.

İstanbul Politikalar Merkezi Kurucu Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder ise “Sabancı Üniversitesi’ne uzun bir kariyer sonrasında 63 yaşında geldim. 1948’den 2000 yılına kadar hep Robert Kolej’deydim. Arada İngiltere’ye gittim, ABD’den doktoramı aldım. Ben geri döndüğümde orası Boğaziçi Üniversitesi oldu. YÖK vb. benzeri uygulamaların getirdikleri bana oraya ihanet ediliyormuş gibi geldi. Bununla savaşmak için idaricilik görevlerini üstlendim. Hayatım hep orada geçti. Birisi bana, 63 yaşında başka bir yere geçip orayı benimseyeceğimi söylese inanamazdım.” dedi. Üstün Ergüder Sabancı Üniversitesi’nde geçirdiği 8 yılda da çok mutlu olduğunu ve bu kurumda hizmet etmeye devam edeceğini söyledi.
 
Sabancı Üniversitesi’nde Emeritus Öğretim Üyeliği
Sabancı Üniversitesi’nde onursal bir atama olan “Emeritus Öğretim Üyeliği” unvanı, Fakülte Dekanının önerisi, Rektör ve son olarak Mütevelli Heyetinin onayı ile seçkin bir akademik kariyere sahip, üniversite ve toplum için üstün hizmette bulunmuş 68 yaşını doldurarak emekli olan öğretim üyelerine veriliyor.  

Sabancı Üniversitesi’nde, yeni ve üstün yeteneklerin toplanmanın yanı sıra, “Emeritus Öğretim Üyeliği” ile daha tecrübeli öğretim üyelerinin yetenek, bilgi ve uzmanlıklarından etkin bir şekilde yararlanılması amaçlanıyor. Bununla aynı zamanda, emekli olan öğretim üyelerinin bilimsel çalışmalarının ve üretkenliklerinin desteklenmesi ve üniversite aktivitelerine sürekli katılabilmeleri de sağlanıyor.

Ekonomi Semineri: KÜRESEL EKONOMİ AKIMLARI VE JAPONYA’NIN ROLÜ

Tokyo Üniversitesi Öğretim Üyesi, Japonya'nın tanınmış ekonomistlerinden Dr. Motoşige İto, özel ekonomi semineri verecektir. 2010 Japonya Yılı'nın son etkinliği olacak bu seminer, 17 Aralık günü 14.00-16.00 saatleri arasında DEIK TOBB Plaza - Levent adresinde düzenlenecektir.

Prof. Motoshige Itoh, Japonya’nın en ünlü ekonomistidir. Kendisi, sürekli Üniversite ortamında bulunmak yerine, ekonomiyi halkın bulunduğu yerlerde inceleyerek, karmaşık ekonomi teorilerini ya da iş hayatının durumunu açıklayıcı bilgileri, kendi gözlemleri ve değerlendirmeleriyle çeşitli TV kanallarında ve gazetelerde kolayca anlaşılır şekilde halkla paylaşmaktadır.

Prof.Itoh’un sadece akademisyenlerle sınırlı kalmayan, politika ve ekonomi konularında fikirlerini paylaştığı çok geniş bir çevresi bulunmaktadır. Aynı zamanda, hükümetin birkaç komitesinde görevlidir.

Sunan:  Prof. Motoshige ITOH

Tokyo Üniversitesi, Ekonomi  Fakültesi   
Tarih: 17 Aralık 2010, Cuma
Saat:  14:00-16:00 (Konuşma, Soru-Cevap, Kokteyl)
Yer:  DEİK, TOBB Plaza, 1.Kat, Gültepe- Levent/İSTANBUL. [Tel:0(212) 339 50 00 / 0(212) 270 41 90]

Kendini Keşfet Yarı Yıl Projesi Hatay'da Başlıyor!

CIP Hatay Kendini Keşfet Yarıyıl Projesi'nde üniversiteli gönüllüler, 29 Ocak- 7 Şubat tarihleri arasında Hatay’ın Altınözü ilçesindeki İnönü İlköğretim Okulu'nda okuyan öğrenciler ve Erdem Özel Rehabilitasyon Merkezi'ndeki down sendromlu çocuklar olmak üzere toplam 180 kişiyle çalışacak.

Farklı kültür ve dini inançlara sahip vatandaşların bir arada huzur içerisinde yaşadığı Altınözü’nün çoğu köyünde, Arap Aleviler, Hıristiyanlar (kimi yerde Ermeni, kimi yerde Rum, kimi yerde Arap) ve sünni Türkler bir aradadır.
Çok kültürlülüğün hakim olduğu Altınözü’nde herkes geleneksel yaşamlarını sürdürür.  

Son 2 yıldır Kültürel Mirası Koruma teması üzerinde önemle durulan Kendini Keşfet projelerinde gençlerimiz içinde bulundukları coğrafyanın çok kültürlülüğüne daha yakından tanık olacak ve çocukların bu konudaki farkındalığını arttıracaklar. Bunun haricinde 11 yıldır süregelen Kendini Keşfet’lerde olduğu gibi çocuklar; yaratıcılıklarını, özgüvenlerini ve ifade becerilerini arttıracak eğitsel dramalar, müzikli ve sanatsal etkinliklerle, sözel ve sayısal beceriye dayalı aktivitelerle keyif alarak öğrenmenin zevkine varacaklar."

Başvuru Formu için tıklayınız.

 

Cemil Koçak Hakkında Çıkan Haberlerle İlgili Tekzip Yayınlamıştır.

CEVAP VE DÜZELTME
Yayınınızda sözü edilen ve Sabancı Üniversitesi’nde yapılan bir konferansta ifadelerimi yansıttığı iddia edilen haber tamamen gerçek dışıdır.  Birinci Dünya Savaşı’nın nedenleri, savaş ve Osmanlı cephelerine ve bu arada Çanakkale ve Gelibolu cephesine ilişkin yaklaşık ikibuçuk saat süren konferasım sırasında bu veya benzer ifadeler kullanılmamıştır. Maalesef bir dinleyicinin anlatılanları tamamen kendisine göre yorumlaması  ve bu yorumları bana ait ifadeler şeklinde yansıtması üzüntü vericidir. Daha da üzüntü verici olan, medyanın bazen hiç araştırma ihtiyacı duymadan, sadece duyumlara dayanarak, bu türden gerçek olmayan ve iftira niteliğinde yazılara yer vermesidir. Maalesef konuşmam tahrif edilerek şahsıma yönelik şiddetli bir saldırı şekline dönüştürülmüştür.

Uzun konferansım sırasında; (a) Gelibolu'nun kara savaşlarını anlattığım son kısımda benim ifademle Yarbay Mustafa Kemal Bey'den söz ettim.. Yani o dönemdeki resmi ünvanından. Tarihçilerin tarihsel dönemde kullanılan isim ve ünvanları kullanmak zorunda olduklarını, bunun tarihçiliğin ayrılmaz bir parçası olduğunu bilmem açıklamama gerek var mıdır? (b) Atatürk’ün Gelibolu cephesine yeniden atanmasının hikayesini anlatırken de, yeniden fiili askerlik hizmetine dönebilmek için ne kadar çaba harcamak zorunda kaldığını, çünkü Enver Paşa'nın başkomutan olarak ve İttihat Terakki Cemiyeti'nin önde gelenlerinin bu türden bir atamaya siyasi nedenlerle karşı durduğunu anlatmış; sonunda neden orada bulunduğunu bu sürecin sonunda belitmiştim. Kendisinin nasıl önemsiz bir komutanlıkla "ödüllendirildiği"ni anlatmışım. Benim ifadelerim bundan ibarettir. (c) Ardından 24 nisan çarpışmalarından sonra Alman ordu komutanı Sanders'in nasıl olup da takdirini kazandığını ve ilk çarpışmalardan sonra cephe gerisine komutanlıktan alındığında onu koruyup kollayan kişinin de Sanders olduğunu belirtmiştim. Aksi halde, iş Enver Paşa’ya kalsa, belki de emekliye ayrılmak zorunda kalacağını ve ömrünün geri kalanında sivil olarak geçireceğini bir ihtimal olarak zikretmiştim. İfademde Enver Paşa'nın o sıradaki değerlendirmesini aktarmakla yetinmiş, çünkü bundan sonraki siyasal süreçte Enver Paşa ile siyasal mücadelede bunların bilinmesinin tarihi anlamak bakımından önemli olduğunu açıklamış, bunun nasıl askeri ve siyasi bir hakızlık olduğuna dikkat çekmiştim. Yani yeteneksizlik ifadesi bana değil, Enver Paşa'ya aittir. (d) Ayrıca; Çanakkale zaferinin Almanlar tarafından 1930'larda bir Alman zaferi olarak nitelenmeye ve sahip çıkılmaya başlanınca, Almanya ile diplomatik bir kriz patlak verdiğini, bunun üzerine Çanakkale'ye sahip çıkılmaya ve törenlerin başladığını anlattım. Birinci dünya savaşı cephelerinin bundan ibaret olmadığını, aksine pek çok farklı cephede çok sayıda kayıp verildiğini, en son olarak Sarıkamış'ın son yıllarda anılmaya başlandığını örnek vererek anlattım ve diğer kayıplar için de tören yapılmasını gereğinden söz ettim.

Okuyucuların doğru bilgilendirilmesinin ise ahlaki bir zorunluluk ve görev olduğu kanısındayım. Bu yanlış aktarımın düzeltilmesini rica ederim. Saygılarımla.

Prof. Dr. Cemil Koçak
Sabancı Üniversitesi


Yeni Öğrenci Birliği Yönetim Kurulu planları ve hedeflerini anlattı

Öğrenci Birliği 2010-2012 Seçimleri 8 Aralık tarihinde tamamlandı. Seçimde 844 öğrenci oy kullandı. Öğrenci Birliği’nin Yönetim Kurulu’na 265 oyla Ozan Demirer, 253 oyla Sevgi Ceyda Şairoğlu, 249 oyla Orçun Göl, 247 oyla Emir Adıbelli ve 243 oyla Nihat Berk Öztürk seçildi. Yeni yönetim kurulu ile aday olma ve kampanya süreçleri ile ilgili görüştük. Yeni dönemde yapmayı planladıkları çalışmalar hakkında bildi aldık.

Ozan Demirer
Bu sene kampüste dördüncü yılını geçiren Ozan Demirer, geçmiş dönem Öğrenci Birlikleri’nin sorunlar konusunda gayret içinde çalışmalarına rağmen gün geçtikçe farklı sorunların meydana geldiğini gözlemlemiş. Sorunlar konusunda sadece bir öğrenci olarak değil, daha yakından çalışmak istediği için aday olmaya karar vermiş.

Seçim sürecinin fiziksel ve zihinsel olarak yıpratıcı bir süreç olduğunu ifade eden Ozan Demirer, Öğrenci Birliği’nin, Sabancı Üniversitesi’ndeki öğrencilerin akademik ve kampüs yaşamları konusunda iyi çalışan bir kurum olduğunu ancak geçmiş senelerde sözcülerin yürütme kurulu ile kopuk olduğunu gözlemlediğini söylüyor.  “Birçok sorunun üniversite yönetimine iletilmesinde ve çözümünde Öğrenci Birliği'nin yürütme kurulundaki arkadaşların daha çok göz önünde bulunması çok dikkatimi çekmişti. Bu yeni dönem ile beraber, 'Birlikte yapalım' sloganı ile çıktığımız yolda, sorunların belirlenmesi ve çözümünde hem Denetleme Kurulu hem de sözcüler ile beraber çalışabileceğimizi düşünüyorum. Geçen senelerde gözlemlediğimiz Yürütme Kurulu ve diğer Öğrenci Birliği üyeleri arasındaki kopukluğu ortadan kaldırarak daha organize daha etkin bir çalışma düzeni oturtacağımıza inanıyorum” diye ekliyor.

Sevgi Ceyda Şairoğlu
Sabancı Üniversitesi’nde 3. yılında olan ve Öğrenci Birliği’nin çalışmalarını yakından takip eden Sevgi Ceyda Şairoğlu, Ozan Demirer’in teklifi ve arkadaşlarından aldığı olumlu tepkiler üzerine aday olmaya karar vermiş.


Bir haftalık propaganda sürecini en etkili ve verimli şekilde değerlendirmek için çok çalıştıklarını ifade eden Şairoğlu, “Geçen yılki ÖBYK'nın gerçekten iyi işler çıkardığını ve çok çalıştığını düşünüyorum. Birkaç hafta önce yayınladıkları faaliyet raporlarını incelediğimde bu düşüncem konusunda haklı olduğumu gördüm. Öğrencilerin istekleri doğrultusunda hem yeni projeler ortaya koymuş hem de var olan bazı şeyleri iyileştirme ve geliştirme yönünde önemli adımlar atmışlardır. Yeni seçilen ÖBYK olarak, sorunlu olduğuna inandığım birkaç konunun geliştirilmesinin yanı sıra yeni projelerin de yapılması gerektiğini ve Sabancı Üniversitesi’ni daha iyiye götürmemiz gerektiğine inanıyorum” diyor.

Orçun Göl

Okula karşı her zaman bir duyarlılığı olduğunu ve birçok göreve talip olduğunu belirten. Göl, Öğrenci Birliği’nin sorunlarını her zaman yakından takip ettiğini, oda arkadaşı Can Yılmaz(eski ÖBYK üyesi) sayesinde bir çok konu hakkında bizzat bilgi sahibi olduğunu öğrenci sorunlarını daha yakından gördüğünü, olaylara yaklaşımları değerlendirdiğini ve tüm fedakarlığını ortaya koymayı göze alarak Öğrenci Birliği’ne aday olmaya karar verdiğini söylüyor. Orçun Göl, seçim sürecinin hem kendisi hem de yakınındaki insanlar için yorucu olduğu kadar ayrı bir deneyim olduğunu ifade eden düşünüyor.

Orçun Göl, Sabancı Üniversitesi Öğrenci Birliği’nin duruşunu beğendiğini söylüyor.  Birlik’in kendi çıkarı için kulüplere müdahale etmemesinin, kalıcı projeler üretmeyi amaçlamasının, refleksinin yüksek olmasının, her an her birimle iletişime geçebilmesinin ve sözünün ciddiye alınmasının güzel olduğunun da altını çiziyor. Seçim döneminde “Sabancı öğrencisinin Üniversitesi olacak” hedefi üzerinde duran Göl, “Sabancı Üniversitesi değerinin kıymetini bilerek hareket edecek, nasıl daha ileri gideceğimizin hesabını yapacağız. Öğrencilerin şikayetlerini dinleyip, sorunlara tatminkar çözüm noktaları getirmeye çalışacağız” diyor.  Orçun Göl’ün ekibi, seçim sürecinde "Daha farklı, daha yeni, hepimizin hakkettiği" sloganını kullanmış. Orçun Göl, “Bunun haricinde, basılı malzemelerde, ‘daha farklı’dan kastımız ne ise onu da açmaya çalıştık ve "Farkımız, çözüm noktamız" adlı sloganı ürettik” diyor.

Emir Adıbelli
Aday olmayı uzun zamandır düşünen Emir Adıbelli, geliştirilmesi gereken birçok proje var olduğunu ve Öğrenci Birliği'ni bu projelerin içinde aktif rol alabilecek bir oluşum olarak gördüğü için aday olmaya karar vermiş. Seçim sürecinin çok yorucu olduğunu söyleyen Emir Adıbelli, amaçlarına ve odaklarına olan inançlarından dolayı çok çalışmaya gayret gösterdiklerini ve bunların meyvesini de herkesle beraber yemenin en büyük istekleri olduğunu söylüyor.

Emir Adıbelli, Öğrenci Birliği ismine yakışan bir çalışma sistemi içersinde, yani bir birlik içerisinde çalışması gerekliliğini vurguluyor. Emir Adıbelli “Çalışmalar konusunda, temel odak öğrencilerin, yararına olacak her proje için çalışmayı istemek en önemli husustur diyebilirim. Bu bağlamda, arkadaşlarımızla toplanıp, temeli sağlam, amacı sabit projelerle, güncel sorunlara karşı sonuca varması esas hedef olan çözümler üretmek için uğraşacağız” diyerek sözlerine devam ediyor. Emir Adıbelli kampanya sürecinde kullandıkları “Birlikte Yapalım” sloganı ile tüm Öğrenci Birliğini tüm Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğunu hatırlatmayı amaçladıklarını söylüyor.

Nihat Berk Öztürk
Nihat Berk Öztürk, üniversite hayatını nasıl daha farklı daha yeni ve herkesin hak ettiği hale getirebileceklerini düşündüğünü ve bu düşüncesini gerçekleştirmek için Öğrenci Birliği çatısı altında çalışmanın en doğru seçim olacağına karar verdiğini söylüyor.


Seçim sürecinin hızlı ve yorucu olduğunu ifade eden Nihat Berk Öztürk, Öğrenci Birliği’nin, öğrenci ve yönetim arasında bir nevi köprü görevi gördüğünü, bu köprünün temellerini daha da sağlamlaştırmak ve Öğrenci Birliği markasının değerini daha üst noktalara taşımanın öncelikli hedefler arasında olması gerektiğini belirtiyor. Bunlarla birlikte, tüm öğrencilerin ortak sorunlarına en kısa sürede yapıcı çözümler üretmek adına çalışmalara başlayacaklarının da altını çizdi. Seçime Orçun Göl ile aynı ekiple ve “Daha Farklı Daha Yeni Hepimizi Hak Ettiği” sloganıyla katılan Nihat Berk Öztürk, “Yürütme Kurulu’na seçilen diğer arkadaşlarımızla birlikte bundan sonraki hedefimiz, ortak bir amaç uğruna çalışıp ortaya başarılı işler çıkarabilmek olacaktır” diyor.

2011 Mezuniyet Yaklaşırken...

2011 Mezuniyetinde değişim yaratacak,tüm bilgileri heyecanla arkadaşlarına aktaracak, yıllıklarda yenilik yaratacak, mezuniyet gazetesini baştan yaratacak, mezuniyet balosunu organize edecek 2011 sınıfı arkadaşlarınızla bir ekip ruhu içinde "Mezuniyet Törenini" hazırlayacak ve mezuniyet sonrasında da "2011 Sınıfı Temsilcisi" olarak iletişimi devam ettirecek üyelerimiz:

Mustafa Çağrı Güven


Özge Yenihayat

 

Yiğitcan Öztürk

  

Tebrik diyoruz....

SUMED Yönetim Kurulu Adına
M.Tunç Acarkan'06
Başkan

Yeni Fitness Merkezi Açılıyor

Mevcut Fitness Salonunun kapasitesi arttırılmış ve değişen fitness teknolojileri doğrultusunda wellness işlevini de üstlenecek biçimde geliştirilerek, tüm ekipmanları yenilendi.

Öğrenci Kaynakları tarafından, 15 Aralık Çarşamba günü saat: 16:00’da yeni Fitness Salonunun açılış resepsiyonu verilecek. Resepsiyona tüm spor severler davetlidir.

 

6. Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü

Değişen Dünya Düzeninde Türk Dış Politikası İçin Yeni Yönelimler: Sorunlar ve Fırsatlar

Yarışma, sosyal bilimlerde özel olarak günümüz Türkiye’si üzerine çalışan tüm araştırmacılara açıktır. Yarışmaya gönderilen makalelerin, Türkiye’nin iktidar değişimleri ve kaymalarının şekillendirdiği değişken dünya politikası zemininde dış politikasını konumlandırması ve yeniden değerlendirmesi ile ilgili sorunları ve güçlükleri irdelemesi istenmektedir. Yazarlar özellikle Türkiye’nin yeni geliştirilen ve Türkiye’nin dünya politikasındaki geleneksel konumunun değişmesini ya da gözden geçirilmesini sağlayabilecek olan proaktif dış politikasının yararları ve güçlükleri üzerinde durmalıdır.

Başvuru için son tarih 31 Mart 2011’dir.
Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nde birinciye 20.000 USD, ikinciye 10.000 USD ve üçüncüye 5.000 USD nakit ödül verilmektedir.  Kazananları bağımsız ve uluslararası bir jüri belirleyecektir.

Yarışmaya katılım şartları:
• Tüm eserler yeni ve özgün eserler olmalı, daha önce herhangi bir mecrada yayımlanmamış olmalıdır.

• Makaleler, başlıkları, kaynakçası ve sonnotları dahil yaklaşık 13.000 kelime olmalıdır.  (Referanslar sonnot şeklinde gösterilmelidir.)

• Makalenin içine yerleştirilmiş 500 kelimelik bir özet ve başvuru sahibinin kısa özgeçmişi de gönderilmelidir.

• Başvurular İngilizce olarak ve Word dosyası halinde aşağıdaki adrese gönderilmelidir:

http://award.sabanciuniv.edu/submityourentry/
Ayrıntılı bilgi için: http://award.sabanciuniv.edu

Abone ol