Ana içeriğe atla

CDP Türkiye 2017 İklim Değişikliği ve Su Programları Sonuçları açıklandı

Türkiye’den Şirketler CDP Küresel A Listesi’nde 

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, Garanti Bankası’nın ana sponsorluğu ve Deloitte Türkiye’nin derecelendirme ve rapor desteği ile yürütülen CDP Türkiye İklim Değişikliği ve Su Programları’nın 2017 sonuçları, 28 Kasım 2017, Salı günü, Zorlu PSM’de düzenlenen “Reimagining Disclosure: CDP İklim Konferansı” ile kamuoyuna duyuruldu. 

Şirketlerin iklim değişikliğine yönelik stratejilerini uluslararası kurumsal yatırımcıların bilgisine sunabileceği bir platform sağlayan ve dünyanın en prestijli ve yaygın çevre girişimi olarak kabul edilen CDP’nin Türkiye sonuçlarının açıklandığı konferansta ayrıca

 “CDP Global A listesi Liderleri" ve “CDP Türkiye İklim ve Su Liderleri” Ödülleri de sahiplerini buldu. Ödül töreni TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in katılımıyla gerçekleşti.

Törende; İklim ve Su kategorisinde Global A Listesi’ne girmeyi ve tüm dünyada lider 25 şirketten biri olmayı başaran Arçelik, Su kategorisinde Global A listesine girerek tüm dünyada 73 lider şirketten biri olmayı başaran Garanti Bankası’nın yanı sıra; CDP Türkiye İklim ve Su Liderleri kategorisinde Brisa ve Pınar Süt; CDP Türkiye İklim Liderleri kategorisinde Migros ile Zorlu Enerji ve Zorlu Doğal Elektrik Üretimi; CDP Türkiye Su Liderleri kategorisinde Akenerji ödül aldılar.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, Garanti Bankası ana sponsorluğunda yürütülen, CDP İklim Değişikliği ve Su Programları’nın 2017 Türkiye sonuçları raporu, 28 Kasım 2017, Salı günü Zorlu PSM’de düzenlenen “Reimagining Disclosure: CDP İklim Konferansı” ile kamuoyu ile paylaşıldı.

Etkinlikte CDP Küresel A listesi Liderleri ve CDP Türkiye İklim ve Su Liderleri ödüllendirildi. Ödülleri sahiplerine TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik takdim etti.

Etkinliğin açılış konuşmalarını Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, Zorlu Holding Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak ve CDP Yönetim Kurulu Başkanı Paul Dickinson gerçekleştirdi.

Etkinliğin ana tema konuşmasını Climate Bonds Initiative (İklim Tahvil Girişimi) Direktörü ve Callund Consulting Limited Yönetici Direktörü Nick Silver yaptı.

Etkinlik Birleşmiş Milletler Eski Genel Sekreteri Christiana Figueres’in CDP Türkiye’ye özel olarak kaydettiği video mesajı ile devam etti.

 “Şirketlerimiz dünya standartlarında bir performans gösterdi”

Etkinlikte Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ve CDP Türkiye Direktörü Melsa Ararat CDP İklim Değişikliği 2017 Sonuçlarını açıkladı. CDP Türkiye Projeler Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş de CDP Su Programı 2017 sonuçlarını sundu.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ve CDP Türkiye Direktörü Melsa Ararat, CDP platformunun 8. yılında, Türkiye’nin borsada işlem gören en büyük şirketleri arasında iklim değişikliğine yönelik farkındalık politikaları, stratejileri ve belirlenen hedeflerde bir artış yaşandığını söyledi. İklim değişikliğine yönelik politikalarını açıklayan şirketlerin birçoğunun, 2016 yılından bu yana adım adım çevresel verileri açıklamanın ve şeffaflığın ötesine geçerek dünya standartlarında bir performans gösterdiğini de sözlerine ekledi. Analizlerin Türkiye’de daha fazla şirketin iklim değişikliği ile ilgili konuları üst yönetimlerde ele aldığını ortaya koyduğunu da dile getirdi.

Türkiye’de CDP’ye yanıt veren şirketlerin çevresel verileri açıklamanın ve şeffaflığın ötesine geçmeye başladığını belirten Melsa Ararat bu yıl Global A listesi’ne Türkiye’den girmeye hak kazanan Arçelik ve Garanti Bankası’nı kutladı ve ekledi: “Türkiye’nin en büyük şirketlerinin bu başarısı ne anlama geliyor? Türkiye’de iklim değişikliğine yönelik yeterli hukuki alt yapının olmaması ve Parlamentodan onay bekleyen Paris Anlaşması göz önünde bulundurulduğunda özel sektörün iyi strateji ve uygulamaları gönüllü olarak benimsemesi, kural koyuculara açık bir mesaj gönderiyor: Türkiye’nin en büyük şirketleri, küresel ürün ve finansal piyasalardaki rekabet baskısına karşılık vermeyi öğreniyor. Başarıları da Türkiye’de özel sektörünün iklim değişikliği ve buna ilişkin riskleri yönetme becerileri konusundaki esnekliğini yansıtıyor” dedi.

 “Suya bağımlı sektörler, su kullanımını azaltmak için köklü değişiklikler yapmak zorunda kalacak”

CDP Türkiye Projeler Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş bu yıl CDP Su Programı’na yanıt veren şirket oranında yüzde 21 oranında artış yaşandığını belirtti. İklim değişikliğinin, dünya ekosistemini öncelikli olarak su üzerinden etkilediğini ve suyun kıt bir kaynak olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını vurgulayan Göğüş, kişi başına düşen su miktarı, gerçek su zengini ülkelerin yedide birinden az olduğunu; kötü senaryoya göre, Türkiye'deki su rezervinin 2015'te 112 milyar metreküpten 2100 yılında yaklaşık 50 milyar metreküpe düşeceğini belirtti. Aynı süre içinde toplam su talebinin 43 milyar metreküpten 62 milyara çıkmasının beklendiğini ekledi. Bu nedenle uzak olmayan gelecekte talebin arzı geçeceği ve suya bağımlı sektörlerin su kullanım verimliliği ve yeniden kullanılan su oranını arttıracak köklü değişiklikler yapmak zorunda kalacaklarını belirtti.

Mirhan Köroğlu Göğüş ayrıca: “CDP'ye Türkiye'den yanıt veren şirketlerin su yönetimi ve su risklerine karşı yükümlülük alma konusundaki taahhütleri umut verici. Şirketlerin iklim değişikliği ve su konusunu bütünleştirilmiş bir şekilde ele alarak, kapsamlı risk yönetimi stratejileri geliştirdikçe su ile ilgili fiziksel, yasal ve itibarla ilişkili negatif etkileri önceden değerlendirebilme ve hatta bu riskleri fırsata çevirebilme şansları olacaktır” dedi.

Rapor sunumlarından sonra, Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Sondan Durukanoğlu Feyiz’in moderatörlüğünde gerçekleşen“Liderler Paneli”nde aynı anda İklim ve Su kategorisinde Global A Listesi’ne girmeyi ve tüm dünyada lider 25 şirketten biri olmayı başaran Arçelik, Su kategorisinde Global A listesine girerek tüm dünyada 73 lider şirketten biri olmayı başaran Garanti Bankası ve CDP İklim ve Su kategorilerinin her ikisinde de A- puanı alarak Türkiye liderleri arasına giren Brisa ve Pınar Süt temsilcileri konuşmacı oldular.

Panelin ardından, CDP Türkiye Derecelendirme ortağı Deloitte Türkiye’nin CEO’su Humpry Hutton söz aldı.

CDP Küresel A Listesi Liderleri ve CDP Türkiye İklim ve Su Liderleri ödüllendirildi

Toplantı CDP Küresel A Listesi ve CDP Türkiye İklim ve Su Liderleri Ödül Töreni ile devam etti. İklim değişikliği ile mücadele konusunda üstün performans göstererek CDP Küresel A Listesi’nde yer alan şirketler 24 Ekim’de CDP Londra Merkez Ofisi tarafından açıklanmıştı. Türkiye’den ise sadece iki şirket, Arçelik ve Garanti Bankası, 2017 yılında bu listeye girmeye hak kazandı. Ödülleri sahiplerine TÜSİAD Başkanı Erol Bilecek takdim etti.

Aynı anda İklim ve Su kategorisinde Global A Listesi’ne girmeyi ve tüm dünyada lider 25 şirketten biri olmayı başaran Arçelik’in CDP Küresel A listesi ödülünü Sürdürülebilirlik ve Resmi İlişkiler Direktörü Fatih Özkadı teslim aldı.

Su kategorisinde Global A listesine girerek tüm dünyada 73 lider şirketten biri olmayı başaran Garanti Bankası’nın ödülünü Proje Finansmanı ve Sürdürülebilirlik Birim Müdürü Emre Hatem teslim aldı.

CDP İklim ve Su kategorilerinin her ikisinde de ‘A-’  puanı alarak Türkiye liderleri arasına giren Brisa’nın ödülünü Mühendislik Direktörü Haluk Kürkçü alırken Pınar Süt’ün ödülünü Kalite Müdürü Birol Delibaş teslim aldı.

CDP Türkiye İklim Liderleri arasında yer alan Migros’un ödülünü İnsan Kaynakları ve Endüstri İlişkileri Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Demir Aytaç; Zorlu Enerji ve Zorlu Doğal Elektrik Üretimi şirketlerinin ödüllerini ise Zorlu Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Selen Zorlu Melik teslim aldı.

CDP Türkiye Su Liderleri arasında yer alan Akenerji’nin ödülünü ise CEO Serhan Gençer teslim aldı.

CDP Ödül töreninin ardından TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in kapanış konuşmasıyla etkinlik sona erdi.

Kotasyonlar:

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin “Sabancı Üniversitesi ile 2015’te CDP Su Programını hayata geçirmek için başlattığımız iş birliğinin kapsamını genişletiyor ve CDP Türkiye’nin ana sponsoru oluyoruz. CDP İklim Değişikliği ve Su Programlarının her geçen yıl daha da yaygınlaşması ve çok daha geniş kitlelere ulaşması için çalışmaya devam edeceğiz. İklim değişikliği ile mücadelede hepimize önemli görevler düşüyor. İş dünyası olarak bu mücadelede liderliği almalı ve tüm sektörlerde bu dönüşüme öncülük etmeliyiz” dedi.

Zorlu Holding Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak “Sürdürülebilir enerji üretimi, iş yapış biçimimizi şekillendiren başlıca önceliğimiz. CDP vasıtasıyla tüm paydaşlarımız ile şeffaf bir şekilde paylaştığımız emisyonlarımız ve iklim değişikliği yönetim anlayışımız ile performansımızın yükselerek devam ettiğini görmek bizi bu yolda daha kararlı kılıyor. Düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Climate Bonds Initiative Direktörü ve Callund Consulting Limited Yönetici Direktörü Nick Silver “Finans sektörü iklim değişikliği ile baş edebilmek için bir dizi güçlü araç geliştirdi fakat finansal sistem büyük boyutlarda olmasa da topluma ve çevreye zarar verici etkilere de sahip. Bu nedenle finansal sistemin faydalı bir araca dönüştürülebilmesi için amacının yenilenmesi gerekiyor” dedi.

Deloitte Türkiye CEO’su Humpry Hutton “Büyük şirketler, sadece emisyonlarla ilgili regülasyonlara uyum sağlamanın yanı sıra, yarattıkları çevresel etkileri azaltmanın yollarını arama konusunda kendilerini zorlamalılar. Süreçlerinde ve ürettikleri ürünlerinde en yenilikçi olan şirketler, genellikle alanlarında en başarılı olmalarının yanı sıra rekabette de en az sorun yaşayanlar olmuşlardır. Aynı şekilde, şirketlerin çevresel etkilerini azaltılma yönünde gösterdikleri yenilikçilik, finansal durumlarıyla ilgili açıklamalara oranla kamuoyundan kabul görme ve özellikle genç kuşağın ilgisini çekme yönünde daha da önemli hala gelmektedir” dedi.

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik “İklim değişikliğiyle mücadele geniş ölçekte ve uzun vadeli kararlılık gerektiriyor. Bu mücadelede kuşkusuz iş dünyasına da büyük rol düşüyor. Geleneksel üretim ve tüketim akışını değiştirmek için adım atan ve bugün ödül kazanan öncü şirketlerimizi tekrar içtenlikle tebrik ediyorum. Bugün ödül almaya layık görülen şirketlerin tamamının TÜSİAD üyesi olmasından duyduğum gururu da özellikle paylaşmak isterim." dedi.

CDP Türkiye 2017 İklim Değişikliği Raporu Bulguları

CDP Türkiye İklim Değişikliği Programı’nın sekizinci yılında, Türkiye’den davet alan ve BIST-100 Endeksi içinde yer alan 100 şirketin 42’si CDP’ye yanıt verdi. Örneklem dışında kalan ve doğrudan davet almadığı halde gönüllü olarak raporlama yapan şirket sayısı ise 16 oldu. Yani bu sene Türkiye’den toplam 58 şirketin yanıt verdiği CDP İklim Değişikliği Programı’nın Türkiye ayağında yanıt verme oranları geçen seneye göre yüzde 16 arttı. CDP Türkiye 2017 İklim Değişikliği Raporu, CDP’ye sunulan şirket yanıtlarının analizine yer veriyor.

  • Şirketler düşük karbonlu bir geleceğe ulaşmak için uzun vadeli ve daha iddialı hedefler belirleyerek iklim değişikliğine yönelik çalışmalarını artırıyor. Yanıt veren şirketlerin yüzde 80’i (CDP küresel rapor yüzdesi: yüzde 89) emisyon azaltım hedeflerini raporladı – bu oran geçen yıl açıklanan yüzde 79’a göre çok az bir artış gösterdi. Şirketlerin yüzde 82’sinde koyulan hedeflere ulaşılmak başta olmak üzere, iklim değişikliği ile ilgili konularda teşvikler sunuluyor.
  • Türkiye’deki şirketler, düşük karbonlu bir dünyaya geçiş için hedefler belirliyor. Şirketler hedefler belirledikçe geleceğe daha uzun vadeli bakabiliyorlar. Türkiye’den yanıt veren şirketlerin yarıdan fazlası (yüzde 52) ve küresel örneklemin yüzde 68’i, en az 2020 yılına kadar sürecek sürdürülebilirlik aksiyonlarını şimdiden planlıyor. Bu oran 2016’da yüzde 32’ydi.
  • Şirketlerin önümüzdeki yıllarda daha fazla bilime dayalı hedef ve yenilebilir enerji hedefleri koyması bekleniyor. Türkiye’de sınırlı sayıda şirket CDP’nin de parçası olduğu Science Based Targets Initiviatie - SBTi (Bilime Dayalı Hedefler Girişimi) kapsamında bilime dayalı sera gazı emisyon azaltım hedefi belirliyor. Yanıt veren şirketlerin sadece yüzde 8’i SBTi üzerinden bilime dayalı hedef belirlediğini ya da belirleyeceğini açıkladı. Bu rakam yüzde 14 olan küresel sonuçlar ile oldukça benzer.
  • Türkiye’deki yenilenebilir enerji hedefi olan şirketlerin sayısı geçen yıla göre artış göstermeksizin yüzde 24 oldu. Yenilenebilir enerji tüketim ve/veya üretim hedefinin ayrıntılarını veren 12 şirket arasından dördü hedef yılda yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanmayı amaçlıyor. Bu yıl yanıt veren şirketlerin yüzde 80’i emisyon azaltımı, yenilenebilir enerji tüketimi veya üretimi hedefi koydu.
  • İklim değişikliği artık başlı başına bir yönetim kurulu toplantısı konusu. İklim değişikliği ile mücadele konusunda güçlü liderlik gösterme, yükümlülük alma ve hesap verebilirlik konusunda artan bilinçle, düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandıracak gerekli değişimleri şirketlerde görmeye başlıyoruz. Yanıt veren şirketlerin yüzde 96’sı iklim değişikliği konusunu üst düzey ve yönetim kurulu seviyesinde ele aldıklarını belirtti. Yüzde 92’si ise iklim değişikliği konusunu iş stratejilerine entegre ettiklerini raporladı.
  • İklim değişikliği konusunda yükümlülük alma ve hesap verebilirlik ile ilgili konular Türkiye’deki şirketler için daha önemli hale geliyor. Türkiye’de yanıt veren şirketlerin yüzde 70’i (CDP küresel rapor yüzdesi: yüzde 96) iklim değişikliği konusunu şirket yöneticileri veya hükümet yetkilileri gibi üst düzey karar alıcılar seviyesinde ele aldıklarını belirtti. Yanıt veren şirketlerin yüzde 70’i (CDP küresel rapor yüzdesi: yüzde 75), 2016’daki yüzde 65 oranına kıyasla şu anda iki veya daha fazla Kapsam 3 emisyon verisini raporluyor. Yani, iklim değişikliği konusu tedarik zincirinin alt kademelerinde de daha fazla ele alınmaya başladı.
  • Doğrulatma yoluyla hesap verebilirliğin önemi artık daha geniş kitlelerce kabul ediliyor. Geçen yıl, Türkiye’deki yanıt veren şirketlerin yüzde 56’sı, kapsam 1 ve 2 emisyon rakamlarını doğrulattığını bildirmişti; bu rakam 2017 yılında yüzde 62’ye yükseldi.
  • Türkiye’de emisyon azaltımı raporlaması konusunda belirgin bir ilerleme kaydedildi. 2017 yılında, yanıt veren şirketlerin yüzde 90’ı emisyon rakamlarını açıkladı. Kapsam 3 emisyonlarının raporlamasında geçen yıla oranla artış görüldü. Kapsam 3 emisyon raporlaması yapan şirketlerin oranı yüzde 68’den yüzde 72’ye yükseldi. 2017’de yanıt veren şirketlerin yalnızca %40’ı kapsam 1 ve kapsam 2 emisyon oranlarında 2016 yılına kıyasla bir artış bildirdi. Ancak bu rakam 2015 yılına kıyasla 2016’da yüzde 62 idi.
  • Şirketler, düşük karbonlu ekonomiye geçişi fırsata çeviriyor. Şirketlerin yüzde 82’si (CDP küresel rapor yüzdesi: yüzde 97) aktif emisyon azaltım inisiyatiflerini raporladı. Şirketlerin yüzde 58’i ise sundukları ürün ve hizmetlerin doğrudan doğruya üçüncü tarafların emisyonlarını azaltmasını sağladığını bildiriyor. Böylece şirketler emisyon azaltımı konusunda başkalarına da destek oluyor.
  • Şirket içi karbon fiyatlandırması, şirketlerin düşük karbonlu ekonomiye geçişte ortaya çıkan riskleri yönetmesine ve fırsatlardan faydalanmasına yardımcı olan önemli bir mekanizma. Türkiye’de şirket içi karbon fiyatlandırması olan şirket sayısı yüzde 16 ile halen çok düşük. Yanıt veren şirketlerin yüzde 28’i (geçen yıl yüzde 26) düşük karbonlu ürün ve hizmetler sunarak yeni fırsatlar yaratıyor.
  • Çevresel risk ve etkilerin açıklanması, iklim değişikliği konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak ve bu sayede harekete geçmek için kritik bir adım. Türkiye’de CDP’ye yanıt vermesi için davet alan BIST-100 Endeksi içerisinde yer alan şirketlerin yüzde 42’si çevresel verilerini açıkladı. 2016 yılında yanıt veren şirket sayısı 50 iken bu yıl Türkiye’den toplam 58 şirket CDP İklim Değişikliği Programı kapsamında CDP’ye yanıt verdi.
  • Şirketlerin risk olarak gördükleri konular; itibar (yüzde 58), enerji / petrol fiyatları ve diğer düzenlemeler (yüzde 50), değişen sıcaklık dereceleri, sağanak yağışlar ve seller, uluslararası anlaşmalar ve değişen tüketici davranışları olarak belirtildi.
  • Şirketlerin fırsat olarak gördükleri konular ise; itibar (yüzde 50), değişen tüketici davranışları (yüzde 36), ticaret sistemi ve sıcaklıktaki sıra dışı değişiklikler olarak sıralandı.
    • Çevresel verilerini açıklayan şirketlerin yanıtlarındaki bütünlük (tamlık) istikrarlı ve önemli bir artış gösteriyor. 2010 yılında yüzde 10 (küresel ölçekte yüzde 31) olan orana kıyasla bu yıl yanıtların yüzde 86’sı (küresel ölçekte yüzde 89’u) en ‘eksiksiz’ çeyrekte yer aldı. Bu durum şirketlerin CDP platformu aracılığıyla yaptığı kapsamlı açıklamanın değerini giderek daha fazla anladıklarını ortaya koyuyor.
    • 2011 yılına kıyasla 2017’de raporlama yapan şirketlerin sayısı üç kat arttı. CDP derecelendirme notlarındaki artış ile birlikte bu veri bize iklim değişikliği konusunda artan kurumsal şeffaflığı gösteriyor. 2017 yılında İklim değişikliği, su ve ormansızlaşma konusunda tüm dünyada öncü olan toplam 160 şirketin yer aldığı CDP Global A Listesi iklim değişikliği ile mücadelede başı çeken küresel şirketleri belirliyor. 
    • Global A Listesi içerisinde İklim Değişikliği kategorisinde Türkiye’den Arçelik yer alıyor. Sadece Arçelik, emisyon oranlarını nasıl azaltacağını ve su güvenliğini nasıl artıracağını raporlayarak hem İklim değişikliği hem de Su kategorisinde A listesine girmeye hak kazanan tüm dünyadaki 25 şirketten biri olmayı başardı.

CDP Türkiye 2017 Su Raporu Bulguları

CDP Türkiye Su Programı’nın üçüncü yılında, Türkiye’den davet alan 50 şirket, BIST-100 endeksinde yer alan şirketlerin içerisinde suya bağlı risklere en çok maruz kalma olasılığı olan sektörlerde yer alan şirketlerden oluşuyor. Türkiye’den davet alan şirketlerin yanıt verme oranı yüzde 22 (50 şirket içerisinden 11 şirket yanıt verdi). 12 şirket davet almadığı halde gönüllü olarak raporlama yaptı. Bu sene toplam 23 şirketin yanıt verdiği CDP Su Programı’nın Türkiye ayağında yanıt verme oranları geçen seneye göre yüzde 21 arttı. Bu rapor, CDP Türkiye’ye sunulan yanıtların analizine yer veriyor ve Türkiye’de şirketlerin suya bağlı riskleri nasıl yönettiği ve su yönetimi konusunda kendilerini nasıl konumlandırdığı konusunda kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyor. Yanıtlar, kurumsal performansların şeffaflığı; su kullanımının ölçülmesi ve izlenmesi; risk değerlendirmesi ve su yönetimi; belirlenen hedefler; yükümlülük alma ve sorumluluk gibi beş ana ölçüte göre değerlendirildi:

  • CDP Su Programı’na yanıt verme oranı 2017'de bir önceki yıla göre %21 arttı.
  • Yönetim kurulları, su güvenliği konusuna daha fazla önem vermeye başladı. Yönetim kurullarının %74'ünde kendine yer bulan su güvenliği konusu önemli bir gündem maddesi haline geldi.
  • Türkiye'deki işletmeler su risklerine gitgide daha fazla maruz kalmakta. Yanıt veren şirketler, 2017 yılında, suyla ilgili olarak 1,88 milyar Dolar değerinde maliyet raporladı. Yanıt veren şirketlerin %70'i suya bağlı risklere maruz kaldığını belirtirken, %13'ü de rapor yılında suya bağlı riskler nedeniyle işlerinde olumsuzluklar yaşadığını raporladı.
  • Suyla ilgili konuların yarıdan fazlasını ölçen ve takip eden şirketlerin oranı, 2016'da %58 iken 2017'de %84'e yükseldi.
  • Yanıt veren şirketlerin %63’ü su ile ilgili kapsamlı risk yönetimi değerlendirmesi yapmakta ki bu değerlendirmeler şirketlere su ile ilgili fiziksel, yasal ve itibarla ilişkili negatif etkileri önceden değerlendirebilme ve hatta bu riskleri fırsata çevirebilme şansı veriyor.
  • Bu yıl şirketler CDP üzerinden 129 risk ve 162 risk etkeni bildirmiş olup bu riskler çalışma izinlerini, tedarik zincirlerinin güvenliğini ve şirketlerin büyüme kabiliyetini etkileyen risklerdir.
  • Türkiye'de şirketlerin su yönetimi ve su risklerine müdahale etme yönündeki istekliliği gelecek vaat etmekte. Yanıt veren şirketlerin %87'si, su kullanımını iş stratejisinin bir parçası haline getirmiş. Ayrıca şirketlerin %78'i su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için şirket genelinde hedefler belirlemiştir.
  • Yanıt veren şirketlerin %39'u riskleri su havzası ölçeğinde değerlendirmektedir. Ancak şirket genelinde risk değerlendirmesi yaparak hem doğrudan faaliyetleri hem de tedarik zincirlerini kapsayan şirketlerin oranı düşüktür (%9). Bu risklere karşı önlem almak işbirliği gerektirmektedir ve şirketlerin toplum, politika yapıcılar, tedarikçiler ve nehir havzası içinde yer alan diğer paydaşlarla yakın ilişki içinde olmasını gerektirmektedir.
  • CDP derecelendirme sonuçları şirketin çevresel riskler konusunda şeffaflığını ve bu risklere müdahalesinin yeterliliğini değerlendirmektedir. Bu yıl CDP'nin derecelendirme metodolojisine göre değerlendirilen şirketler arasında Türkiye'de Su kategorisinde Global A listesi’ne girerek dünyadaki lider 73 şirketten ikisi olmayı Arçelik ve Garanti Bankası başardı.

CDP 2017 Küresel İklim Değişikliği Raporu Bulguları 

  • Şirketler düşük karbonlu bir geleceğe doğru daha uzun vadeli ilerleme sağlamak için daha iddialı ve bilim temelli hedefler belirliyor. Şirketlerin yüzde 89'u emisyon azaltım hedeflerini bildirdi. Geçen yıla göre yüzde 85'lik bir artış görülüyor.
  • Dünyada CDP’ye yanıt veren şirketlerin yüzde 68’i 2020 yılına kadar sürecek sürdürülebilirlik eylemlerini hazırlıyor. Şirketlerin yüzde 20’si düşük karbon hedeflerini 2030 yılı stratejilerine dahil ediyor.
  • Daha fazla şirket, temiz enerjinin emisyon azaltım hedeflerine ulaşmak, dalgalanan enerji maliyetlerini yönetmek ve enerji güvenliğini artırmak için önemini kabul ediyor. Yenilenebilir enerji tüketimi hedefine sahip şirketlerin sayısı son bir yılda yüzde 23 arttı. 2016 yılında 170 şirket hedef bildirirken, 2017'de bu rakam 209'a çıktı.
  • İklim değişikliği artık yönetim kurullarının bir gündem maddesi haline geldi. Yanıt veren şirketlerin yüzde 97'si iklim değişikliğinin iş stratejisine entegre edildiğini bildirdi.
  • Yanıt veren şirketlerin yüzde 96'sı, emisyon azaltımını teşvik etmek için iklim konularıyla ilgili politika yapıcılarla birlikte hedef belirlediğini bildirdi. Burada 2017 yılına göre yüzde 10 oranında bir artış görülüyor.
  • Doğrulama yoluyla hesap verebilirliğin önemi daha yaygın hale geldi. Geçen yıl, yanıt veren şirketlerin yarısından daha azı (yüzde 49), Kapsam 1 emisyon verisinin en az yüzde 70'inin bağımsız olarak doğrulandığını bildirdi; bu rakam 2017'de yüzde 68’e yükseldi. Yanıt veren şirketlerin yüzde 64’ü Kapsam 2 emisyon verilerinin en az yüzde 70'inin bağımsız olarak doğrulandığını rapor etti. Bu oran 2016’da yüzde 46’ydı.
  • Bu yıl yanıt veren şirketlerin yüzde 97’si aktif emisyon azaltım girişimleri olduğunu bildirdi. Bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 92’ydi.
  • Dahili karbon fiyatlama yöntemini kullanan şirketlerin sayısı yüzde 29'dan yüzde 32'ye yükseldi. Şirketlerin yüzde 18'i ise önümüzdeki iki yıl içinde karbon fiyatlandırması uygulamayı planlıyor. Geçen yıla göre düşük karbonlu ürünler sunan şirket sayısı yüzde 20 arttı.
  • CDP’ye globalde yanıt veren şirketler toplam küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 12'sini temsil ediyor.
  • CDP,  TCFD (Task Force on Climate-related Financial Disclosures- İklim Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü) önerilerini Paris Anlaşması’nın taahhütlerini yerine getirmek için bir sıçrama tahtası olarak görüyor ve 2018 yılında CDP sorularını TCFD önerileri ile uyumlaştırılmış bir şekilde şirketlere sunmayı planlıyor. 

CDP 2017 Küresel Su Raporu Bulguları

  • Bu yıl en büyük küresel şirketlerden 4.653'üne, su kaynaklarını yönetme çabalarına yönelik bilgi alabilmek adına davet gönderildi. Geçen yıl 1432 olan yanıt veren şirket sayısı bu yıl 2025’e yükseldi. Bu şirketler küresel piyasaların yaklaşık 20 trilyon dolarlık bir kısmını temsil ediyor.
  • Su güvenliği artık yönetim kurullarının yüzde 70’inden fazlasında önemli bir yere sahip.
  • CDP aracılığıyla yanıt veren şirketlerin küresel olarak, Michigan Gölü toplam hacminden daha fazla, 5.6 milyar megalitereye yakın su çektiklerini raporlandı.
  • Bugün, toplam 69 trilyon dolar tutarında aktif varlıkları bulunan 639'dan fazla imzacı yatırımcı, şirketlerin su güvenliği üzerindeki etkilerini açıklamasını ve bu etkileri azaltmak için harekete geçmesini talep ediyor.
  • CDP yoluyla 2017'de şirketler, Afganistan'dan Zimbabwe'ye ve Arjantin'den Zambiya'ya kadar 91 ülkedeki su riskiyle mücadele etmek için 1.000'den fazla projede 23.4 milyar dolar tutarında taahhütte bulundular.
  • Su ile ilgili riskleri oluşturan en önemli beş konu; su kıtlığının artması, seller, kuraklık, su stresinin artması ve iklim değişikliği olarak ortaya çıkıyor.
  • Şirketler hem doğrudan operasyonlarda hem de tedarik zincirlerinde su riski değerlendirmeleri yapıyorlar. 2017'de 148 şirket (yüzde 20) su riski konusunda kapsamlı politikalar geliştirdi.
  • Şirketler, su kullanımı ve kalitesi üzerindeki etkilerini azaltmak için iddialı hedefler belirledi. 2017’de 418 şirket (yüzde 56) suya bağlı hedefler belirledi. Bununla birlikte, hedefler henüz kısa vadeli ve üretim yapılan havzalar yeterince hesaba katılmıyor.
  • 297 şirket (yüzde 41) tedarikçileriyle su yönetimi konusunda çalışıyor ve daha sürdürülebilir su politikaları geliştirmeleri için onları teşvik ediyor.

 

CDP Hakkında

Kâr amacı gütmeyen Londra merkezli uluslararası bir kuruluş olan CDP, halka açık şirketlerin doğal kaynakları ve doğal sermayeyi nasıl kullanıldıklarını, faaliyetleriyle sınırlı kaynakların yeniden üretimini nasıl etkilediklerini ve bu alandaki risklerini nasıl yönettiklerini yatırımcılara raporlamalarına aracılık ediyor. Yaklaşık 100 ülkeden 6.000 civarında şirket, CDP programları aracılığıyla iklim değişikliği, su kaynakları ve orman ürünlerinin faaliyetleriyle etkileşiminin sonuçlarını ve karşı karşıya oldukları riskleri ölçüyor ve yatırımcılara açıklıyor. CDP şirket raporlarını karşılaştırılabilir hale getiriyor ve ilgi alanındaki uluslararası raporlama standartlarını geliştirmeyi hedefliyor.  Harvard Business Review tarafından dünyanın en güçlü yeşil Sivil Toplum Kuruluşu olarak tanınan CDP, iklim değişikliği konusunda özel sektörün sorumluluk alması gerekliliğine inanıyor ve bu sorumluluğu yerine getirmelerini teşvik etmek amacıyla iklim değişikliği politikaları ve suya yönelik stratejilerini şeffaf bir şekilde açıklayabilecekleri bir platform sunuyor. CDP, 2017 yılı itibariyle, 100 trilyon dolar değerindeki varlığı yöneten 800 yatırımcı adına hareket etmekte ve dünyanın önde gelen şirketlerine çevresel politikalarını açıklamaları adına çağrıda bulunmaktadır.

http://cdpturkey.sabanciuniv.edu                                                               www.cdp.net

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (SU CGFT) Hakkında

CGFT 2003 yılında TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesinin ortak çabasıyla kuruldu ve 2004 yılı sonuna kadar ortak bir girişim olarak devam etti. Forum 2005 yılından itibaren araştırma ve bilgi üretme üzerine yoğunlaştı. 2009 yılı Forum’un uygulamaya ve şirketlerin yönetişim politikalarını ve uygulamalarını gözden geçirmeye teşvik edecek saha çalışmalarına odaklandığı dönemin başlangıcıdır. CGFT bugün disiplinler arası bir akademik girişim olarak Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi ev sahipliğinde çalışmalarını sürdürmekte ve Yönetişim ve Sürdürülebilir Kalkınma arasındaki bağlantı üzerine odaklanmaktadır. Forum, saha çalışmalarına 2009 yılında dünyanın en kapsamlı ve en prestijli çevre projesi kabul edilen ve uluslararası kurumsal yatırımcılar adına hareket eden CDP’nin Türkiye operasyonunu üstlenerek başladı. CDP Türkiye operasyonu bugün hem CDP İklim Değişikliği programlarını hem de CDP Su programını yürütmektedir.

                                                 http://cgft.sabanciuniv.edu

Prof. Dr. Cevat Çapan ile “Odysseia” okumaları 30 Kasım’da SSM’de

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, “Ai Weiwei Porselene Dair” sergisi kapsamındaki etkinliklerine devam ediyor… 


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Ai Weiwei’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisi, “Ai Weiwei Porselene Dair” kapsamında, Homeros’a atfedilen antikçağ şiiri Odysseia’nın okuma etkinliğine ev sahipliği yapıyor.

2002’den bu yana Bozcaada’da gerçekleştirilen “Ozanın Günü ve Homeros Okuma Etkinliği”nin mimarlarından şair, akademisyen ve çevirmen Cevat Çapan, sergi için, yolculuk temasından hareketle Odysseia destanına çağdaş bir yorum getirecek. Etkinlik, Ai Weiwei’in 2016 tarihli duvar kâğıdı çalışması Odysseia’nın asılı olduğu, sanatçı tarafından Sakıp Sabancı Müzesi için özel olarak üretilen Mavi-Beyaz Porselen Tabaklar ve Sütün Gibi Üst Üste İstiflenmiş Vazolar’ın sergilendiği odada gerçekleştirilecek.

Ai Weiwei’in, son zamanlarda bütün dünyayı etkileyen sığınmacı krizini Savaş, Harabeler, Yolculuk, Denizi Geçmek, Sığınmacı Kampları ve Gösteriler başlıkları altında betimlediği, tarihin döngüsel yapısı üzerine düşündüren bu eserleri, Cevat Çapan’ın “Odysseia” destanının çağlar üstü niteliklerini öne çıkaran yaklaşımıyla değerlendirilecek. Etkinlik, 30 Kasım Perşembe, saat 20.00’de gerçekleştirilecek. 

*Etkinlik ücretlidir. Bilet fiyatları tam 70 TL, öğrenci 50 TL’dir. 

Ayrıntılı bilgi ve bilet almak için; www.sakipsabancimuzesi.org

The Future Seminar Series devam ediyor

The Future Seminar Series, Devrim Gözüaçık'ın “Nobel Prize in Physiology or Medicine 2016: Autophagy Research” konulu semineri ile devam ediyor.

Nobel Prize in Physiology or Medicine 2016: Autophagy Research konulu seminer 29 Kasım 2017, Çarşamba günü saat 13.40'ta FENS G032'de gerçekleşecek.  

The Future Seminar Series'in 2017-2018 güz dönemi programı aşağıdaki gibidir: 

  • 11 Ekim 2017 - Emrah Kalemci - “ Cubesats  as the New Normal in Access to Space”

  • 1 Kasım 2017 - Erkay Savaş – “Cryptography”

  • 15 Kasım 2017 - Berrin Yanıkoğlu - “Recent Advances in Machine Learning: Neural Networks and Deep Learning”

  • 29 Kasım 2017 - Devrim Gözüaçık - Nobel Prize in Physiology or Medicine 2016: Autophagy Research”

  • 20 Aralık 2017 - Andrew Berry - “Out of Africa: Genes, Races, & Geography”

Aile İçi Şiddeti Önleme ve Destek Çalışmaları Komitesi

Sabancı Üniversitesi olarak, tüm öğrenciler ve çalışanlarımız için eşitlikçi, sağlıklı, güvenli, pozitif bir öğrenme, çalışma ve yaşama ortamı sağlamayı amaç ediniyoruz. Bu doğrultuda, aile içi şiddete kayıtsız kalmayarak, tüm öğrenciler ve çalışanlarımızın aile içi şiddeti fark etmeleri, şiddeti hayatlarından uzaklaştırmaları ve şiddetin olumsuz etkilerinin üstesinden gelebilmeleri için destek olmayı hedefliyoruz.

Bu amaçla Sabancı Üniversitesi Aile İçi Şiddeti Önleme ve Destek Çalışmaları Komitesi kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştır. SU Aile İçi Şiddeti Önleme ve Destek İlkeleri Belgesi ve komitenin işleyişi ile ilgili detaylı bilgiye Suaile sayfasından ya da Mysu portalı üzerinden ulaşabilirsiniz. Komite ile iletişime geçmek için ais-komite@sabanciuniv.edu mail adresini ya da online başvuru formunu kullanabilirsiniz.

"TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışması

Sabancı Üniversitesi'nin sponsorluğunda gerçekleşecek “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışması için başvurular devam ediyor. Üniversite öğrencileri, yarışmaya 30 Kasım tarihine kadar www.bugenclikteisvar.com adresinden başvuru yapabilir. 1 Aralık 2017 - 5 Ocak 2018 tarihleri arasındaki ön eleme sürecini geçerek yarışmaya katılmaya hak kazanacak ekipler 6-9 Şubat 2018 tarihlerinde Sabancı Üniversitesi'nde gerçekleşecek "Eğitim Kampı"na katılabilecek. 

TÜSİAD tarafından, Türkiye’nin büyümesi ve kalkınmasında aktif rol oynayacak, vizyoner üniversite öğrencilerine, iş dünyasının deneyimlerini sunma amacıyla düzenlenen “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışmasında yeni dönem başladı. Katılımcıların başvuru sırasında 30 yaşından gün almamış olmaları ve yurtiçi ya da yurtdışında bir üniversitenin ön lisans, lisans veya lisansüstü bölümüne kayıtlı olmaları gerekiyor.

Bir önceki dönemde Türkiye genelinde 73 il 152 üniversiteden 3.700’ü aşkın genç girişimcinin 1.426 projeyle başvurduğu yarışmada katılım rekoru kırıldı. 

Gençlere 8 aylık bir süreç deneyimi sunan yarışmanın büyük finali 8 Mayıs’ta İstanbul’da yapılacak. Ödül Töreninde canlı yayında projelerini sunacak finalist ekipler arasından üç tanesi 75.000, 50.000 ve 25.000 TL’lik para ödüllerinin de sahibi olacak.

Detaylı bilgi ve başvuru için www.bugenclikteisvar.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Akbank Girişimci Geliştirme Programı 14. dönem mezunlarını verdi

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu (SUGK) ve Akbank işbirliği ile girişimcilere destek olmak amacıyla yürütülen “Akbank Girişimci Geliştirme Programı”na 50 girişimci katıldı. Bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen eğitim programı kapsamında Türkiye genelinden farklı alanlarda çalışmalar sürdüren girişimciler programdan mezun oldu.

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu (SUGK) ve Akbank işbirliği ile girişimcilere destek olmak amacıyla yürütülen “Akbank Girişimci Geliştirme Programı” 2017 yılı mezunlarını verdi. Programı tamamlayan girişimciler sertifikalarını, Karaköy Minerva Palas’ta düzenlenen törenle aldı.

Sertifika töreninin açılış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şirin Tekinay yaptı. Ardından, Akbank KOBİ Bankacılığı Pazarlama Yönetimi Müdürü Turgut Çatalkaya konuşma yaptı. Programa destek veren Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) adına Yönetim Kurulu Üyesi Seçil Şendağ da söz aldı. Törenin ana konuşmasını girişimci ve venture capitalist Selçuk Ergin gerçekleştirdi.

Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şirin Tekinay: “Tüm Türkiye'den girişimcilerin işlerini tasarlamak, gerçekleştirmek, yönetmek ve geliştirmek amacıyla destek ve eğitim almak için başvurduğu Akbank Girişimci Geliştirme Programı'na 2003’ten beri heyecanla devam ediyoruz. Bir üniversite olarak bu program özelinde hem  “yeteneği üretkenliğe refaha ve istihdama dönüştürmeye” dair misyonumuzu hayata geçiriyoruz, hem de geleceğin girişimcilerine örneklerle yol gösteriyoruz. Uzmanlarımızla katılımcılara geniş bir yelpazede; çoklu disiplinli (strateji, pazarlama, inovasyon, finans, hukuk, operasyonlar, liderlik, insan kaynakları ve kamu destekleri alanlarında) eğitimler vererek iç ve dış pazarlarda büyümelerini hedefliyoruz. Bu programın çıktıları, girişimcilerimizin başarısı olup, ülkemizin ihracat hacmine, rekabetçiliğine, kalkınmasına doğrudan katkı sağlamaktadır.” dedi.

Dünya ekonomisinin büyümeyi kalıcı kılacak, iş yaratacak, istikrarı getirecek fikirlere, girişimlere her zamankinden çok ihtiyacı olduğunu vurgulayan Akbank KOBİ Bankacılığı Pazarlama Bölümü Müdürü Turgut Çatalkaya, Türkiye’de girişimcilere daha fazla fırsat sağlanması gerekiyor dedi ve “Akbank olarak büyüyen ekonomilerin en önemli bileşenleri arasında olan girişimciliğin desteklenmesine büyük önem veriyoruz. Çokuluslu dev şirketlerin büyük bir kısmı başlangıçta küçük girişimler olarak doğmuştur. Bir girişimin hayata geçebilmesi için orijinal bir iş fikri ve bu iş fikrinin uygulamaya konulabilmesi için gerekli finansman ve yönetim tecrübesinin bir araya getirilmesi gerekiyor. Ancak çoğu zaman girişimcilerimiz kendilerini destekleyecek imkanlardan yoksun. Bu bakımdan işlerini büyütme fırsatı yakalayamıyorlar. İşte bu noktada girişimcilik ekosistemine değer katan birçok çözüm sunuyoruz. Girişimcilere olan desteğimiz sadece finansal destekle sınırlı değil. Bilgiye ulaşım, danışmanlık ve yönlendirme konularında da faaliyetlerimiz var. Çünkü küresel rekabet ortamında girişimcilerin finans, pazarlama ve yeni stratejiler geliştirme noktasında bilgiye ihtiyaçları var. Sabancı Üniversitesi ile birlikte hayata geçirdiğimiz “Akbank Girişimci Geliştirme Programı” ile de girişimcilerimizin işlerini daha büyüterek yarının iş dünyasında önemli bir yer edineceklerini umuyoruz. Bundan sonra da girişimcilerimizin geleceğin başarılı KOBİ’lerine dönüşmesi için yeni ürün, hizmet, finansman modelleri, bilgilendirme hizmetleri, işbirlikleri gibi geniş çözüm yelpazemiz ile onların yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.

Programın destekçileri arasında bulunan KAGİDER’in Yönetim Kurulu Üyesi, Eğitim ve Mentorluk Strateji Grup Başkanı Seçil Şendağ, "KAGİDER olarak girişimcilik yoluyla kadınların güçlenmesi için 15 yıldır çalışıyoruz.  Girişimcilik ruhuyla kadınların güçlenmesinin sadece kadınları ilgilendiren bir konu olmadığına inanıyorum. Eğer OECD ortalamasında kadın erkek eşitliği yakalanır ve bir puan daha yukarı çıkarılsa, gayrısarfi milli hasıla yüzde 20 artıyor. Dolayısıyla ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için  kadınların aktif olarak ekonomide yer alması gerekmektedir."  dedi

Girişimci Geliştirme Programı’nın ana konuşmacısı dünya genelinde risk sermayesi yatırımları yapan fonlarla çalışan Selçuk Ergin oldu. Selçuk Ergin konuşmasında yurtdışındaki ve Türkiye’deki girişimciliği karşılaştırdı ve Türkiye’nin global projeler çıkması için güzel bir pazar olduğunu ve çok iyi imkanlar barındırdığını söyledi. Selçuk Ergin: “Akbank Girişimci Geliştirme Programı’nda aldığınız eğitime global bir bakış açısı katmazsanız global bir proje çıkması imkansız. Global projeler çıkartabilecek ortamınız var, tek yapmamız gereken çalışmak ve düzgün iş çıkarmak. Olmayan bir problemi çözmek için proje yaratıyoruz. Yaşadığı sıkıntıları çözebilen girişimciler başarılı olacaktır. Doğru insanlara, doğru şekilde ve belli süreçlerle ulaşırsanız sıkıntılar çözülür. Basit düşünmeniz lazım, global düşünmeniz lazım ve bir problemi çözmeniz lazım. Gelecek yılları öngörerek hareket etmek lazım.” dedi.

 Akbank Girişimci Geliştirme Programı Hakkında:

2003 yılından beri devam eden ve Endeavor, KAGİDER ve Inovent tarafından da desteklenen “Akbank Girişimci Geliştirme Programı”; girişimcilere başarılı, verimli bir işletme kurmalarını sağlayacak sağlam bir altyapı sunabilmek, gerekli eğitimleri vermek ve uygulamalı proje çalışmaları gerçekleştirmek için planlandı. 2003 yılında ilk uygulaması gerçekleştirilen proje, dünya örneklerinin sonuç ve deneyimlerinden yola çıkarak Türkiye koşullarına göre tasarlandı ve süreç içinde sürekli geliştirildi. Program; girişimciliğe adım atmış / bir süredir faaliyette bulunan ve büyüme aşamasına gelen girişimcilere büyümeyi nasıl gerçekleştireceği konusunda bilgi birikimi kazandırmayı amaçlıyor.

Sabancı Üniversitesi tarafından verilen eğitimler ile kuruluşlarını büyütmek isteyen girişimcilere bu fırsatı sunan programın seçici jürisi, başvuruları fikir aşamasındaki girişimcilerden değil, en az 2 yıl faaliyette olan şirketleşmiş ancak büyüme aşamasında sorunlar yaşayan girişimcilerden seçiyor. Akbank Girişimci Geliştirme Programı’nda Türkiye’nin her yerinden gelen KOBİ’lere 5 gün boyunca ücretsiz eğitim veriliyor. Eğitimlere hali hazırda şirketleri bulunan girişimciler katılabiliyor.

Katılımcılar, Akbank Girişimci Geliştirme Programı kapsamında şirketlerin büyüme dönemindeki finansal hesaplamalarından farklı iş modellerine göre pazarlama ve operasyon planlarının yapılmasına kadar çok geniş bir çerçevede eğitim alıyorlar, seminerlerde kredi ve öz sermaye ihtiyaçlarının karşılanması, iç ve dış pazarlarda büyüme konularında da bilgi alma fırsatını yakalıyorlar. Program kapsamında başarılı girişimciler ziyaret ediliyor veya derslere konuk edilerek başarı hikayeleri anlatılıyor. 2017 yılında düzenlenen Akbank Girişimci Geliştirme Programı’nın sertifika töreninde katılımcılar Selçuk Ergin’in tecrübelerini dinleme fırsatını yakaladılar.

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu Hakkında:

Girişimcilik konusunu "Araştırma Temelli Girişimcilik" olarak değerlendiren Sabancı Üniversitesi, tüm bu çalışmalarını tek bir çatı altında toplamak, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen kurumlarıyla işbirlikleri geliştirmek için 2013 yılında Girişimcilik Kurulu’nu kurdu ve Girişimci Geliştirme Programı’nı kurul çalışmalarına dahil etti. Türkiye’de her tür girişimcinin arkasında duran SUGK, fikir aşamasında olan girişimci adaylarını geliştirmek için eğitimler, teknoloji girişimcilerinin ulusal ve uluslararası iş ve müşteri ağını geliştirmek için SUCOOL girişim hızlandırma merkezini, KOBİ girişimcileri için Girişimci Geliştirme Programı’nı sunuyor ve fikri mülkiyet tabanlı projeleri ticarileştirmek için INOVENT ile stratejik danışmanlık ve çekirdek fon sağlıyor.

İçme Suyu için Yeni Teknolojiler

Sabancı Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Desalinasyon Teknolojileri Çalıştayı”nda içme ve kullanma suyu elde ediminde gelecek vaat eden teknolojiler tartışıldı.  

 

Sabancı Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) MEM-TEK, Yalova Üniversitesi ve ESAN işbirliğiyle gerçekleşen araştırmaların sonuçları 21 Kasım 2017 tarihinde düzenlenen “Desalinasyon Teknolojileri Çalıştayı”nda tartışıldı. 

“Yeni Nesil İleri Osmoz (İO) ve Düşük Basınçlı Ters Osmoz (TO) Desalinasyon Membranlarının Üretilmesi, Modül Haline Getirilmesi ve İçme Suyu Eldesinde Kullanılması” konulu TÜBİTAK 1003 projesi kapsamında düzenlenen Desalinasyon Teknolojileri Çalıştayı’nın açılış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Rektör Yardımcısı Şirin Tekinay, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Yusuf Menceloğlu, İTÜ MEM-TEK Müdürü İsmail Koyuncu, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Rüstem Keleş ve İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Recep Hazır yaptı. 

DÜNYA ÇAPINDAKİ REKABETİMİZ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ

Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Rektör Yardımcısı Şirin Tekinay konuşmasına, bu projenin ve geleceğinin uluslararası Ar-Ge ekosistemi içindeki yerini anlatarak başladı. Eylül 2015’te yayınlanan 17 maddelik Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedeflerinden birinin de temiz su ve temiz suya erişim olduğunu vurgulayan Tekinay, ardından 2008 yılında Amerika Ulusal Mühendislik Akademisi tarafından 21. yüzyılın önündeki büyük sorunların aktarıldığı Grand Challenges adlı rapordan bahsetti. Tekinay, gezegenimizdeki hayatın daha sürdürülebilir, güvenli ve sağlıklı devam edebilmesi için gerekli ihtiyaçlardan birinin de temiz su olarak listelendiği raporun ardından üniversitelerde bu soruna çözüm bulmaya yönelik başlatılan programlara değindi. Şu an ülkemizde üniversite, endüstri ve araştırma merkezlerinin devlet desteğiyle yürüttüğü bu tarz projelerin, dünya çapında rekabetimiz açısından önemini vurgulayan Tekinay, projelerimizin artarak devamını, yükseköğretimde araştırma ve eğitim portföyümüze katkısının devamını dileyerek konuşmasını sonlandırdı.  


NANO-TEKNOLOJİNİN DESALİNASYON ÇALIŞMALARINA UYARLANMASI

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Yusuf Menceloğlu, açılış konuşmasında TÜBİTAK 1003 programı kapsamında desteklenen 36 aylık bir projenin çıktılarını paylaşmak ve konuşmacılarımızın deneyimlerinden faydalanmak için bugün bir arada bulunduklarını açıkladı. Son 20 yıldır tüm dünyanın nano-teknolojiyi konuştuğunu ve bu teknolojinin desalinasyon çalışmalarına uyarlanmasıyla elde edilen olumlu sonuçları aktaran Menceloğlu, yapılan çalışmalarla membranlarda biyolojik tıkanma direncinin 9 kat arttıldığı, klor dayanımının iki kat iyileştirildiği, ürün su akısının %30 arttırıldığı ve ters tuz akısının 20 kat iyileştirildiği belirtti.   

İLK PROTOTİPLER HAZIRLANDI

İTÜ MEM-TEK Müdürü İsmail Koyuncu yaptığı konuşmada, desalinasyon membranının geliştirilmesi, klor dayanıklılığını artırılması, tıkanma dirençlerinin azaltılması gibi birçok sorunun cevabının bulunmaya çalışıldığı bu projenin oldukça verimli geçtiğini, şu anda dünyada yapılan Ar-Ge ölçeklerinin de üzerinde ilk sonuçların alındığını ve prototiplerin hazırlandığımızı vurguladı. 

KURAKLIK VE DOĞAL AFET KAYNAKLI SU İHTİYACI İÇİN DESALİNASYON ÖNEMLİ

İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Recep Hazır konuşmasında, dünyanın ülkemizin ve özellikle İstanbul’un gelecekteki kuraklıktan veya doğal afetten kaynaklı su ihtiyacının acil karşılanmasına yönelik projelere, özellikle yerli desalinasyon çalışmalara önem verdiklerini belirtti.

KAYNAKLARI KİRLETMEMEYİ VE KORUMAYI HEDEFLEMELİYİZ

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Rüstem Keleş açılış konuşmasında, su kaynaklarımızın insan odaklı, endüstriyel veya iklim odaklı riskler ileyok olmak üzere olduğunu, önce kaynakları korumayı ihtiyaç duyulduğunu dolayısıyla arıtma teknolojilerinden faydalanmayı hedeflememiz gerektiğini vurguladı. 

Açılış konuşmalarının ardından, TÜBİTAK 1003 projesi kapsamında üniversite, sanayi ve araştırma merkezi işbirliği ile yürütülen öncül ve teknoloji düzeyi yüksek çalışmaların sonuçları Sabancı Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) MEM-TEK, Yalova Üniversitesi ve ESAN araştırmacıları tarafından aktarıldı. 

Laboratuvar Güvenliği Yarışmasının Ödülleri Sahiplerini Buldu

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından laboratuvar güvenliği kültürünü aşılamak ve teşvik etmek amacıyla düzenlenen Laboratuvar Güvenliği Video ve Poster Tasarım Yarışmasının kazananları belli oldu.  

 

22 Kasım 2017 Çarşamba günü saat 13.00'te FENS G032'de gerçekleşen ödül töreninde Malzeme Bilimleri ve Nanomühendislik Doktora öğrencisi Omid Mohammad Moradi video kategorisinin, Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans öğrencisi Zeynep Kaynar ve Deniz Ezgi Sürek poster kategorisinin kazananları oldu. 

Ayrıca, ünversite çapında yapılan oylama sonucunda video kategorisinin kazanını Mekatronik Mühendisliği Yüksek Lisans öğrencisi Sarp Akgönül ve ekibi,  poster kategorisinin kazananı Malzeme Bilimleri ve Nanomühendislik Doktora öğrencisi Ayşe Durmuş Sayar oldu.

Laboratuvar Güvenliği Video / Poster Yarışması Kazananları

Laboratuvar Güvenliği Video / Poster Yarışması Kazananları

Ödül

Adı Soyadı

Adı Soyadı

Adı Soyadı

Adı Soyadı

Video Jüri Ödülü

Omid Mohammad Moradi

 

 

 

Poster Jüri Ödülü

Zeynep Kaynar

Deniz Ezgi Sürek

 

 

Video Oylaması

Sarp Akgönül

Abdolali Sadaghiani

Morteza Ghorbani

Eda Şener

Poster Oylaması

Ayşe Durmuş Sayar

 

 

 

Juri tarafından Lab güvenliği kavramı / uygulamaları  ve mesajın iletimi gibi kriterler göz önünde bulundurularak seçilen kategori birincilerinin çalışmalarını aşağıda bulabilirsiniz.

Video Kategorisi 

Poster Kategorisi 

Sabancı Üniversitesi mensuplarının yaptığı oylama sonucunda seçilen kategori birincilerinin çalışmalarını aşağıda bulabilirsiniz.

Video Kategorisi 

Poster Kategorisi 

Düzenlenen yarışma ile laboratuvar güvenliği farkındalığını artırmak için önemli bir adım atılmış olup, daha sonraki yıllarda çalıştay, seminer gibi etkinliklerle iş güvenliği bilincinin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

Laboratuvar Güvenliği Video ve Poster Tasarım Yarışması hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen http://fens.sabanciuniv.edu/en/lab-safety/lab-safety-competition-winners adresini ziyaret edin.

24 Kasım Öğretmenler Günü

Mor Sertifika Programı ile 10 yılda 17 ilden 3000’den fazla öğretmen ile yüzlerce anı biriktirdik.

Öğretmenler Günü’nüz kutlu olsun.

Mezunumuz Cem Akatay Önce Vatan Gazetesi'nin sorularını yanıtladı

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 mezunu Cem Akatay Önce Vatan Gazetesi'nin sorularını yanıtladı. 

8 Kasım 2017 Çarşamba günü Önce Vatan gazetesinde yayınlanan röportajı okumak için lütfen tıklayınız.  

Abone ol