Ana içeriğe atla

En büyük hobim hale gitmek

Gündelik şehir hayatında mevsiminde meyve sebzeye ve bunlarla yapılmış konserve, reçel vb. ürünlere ulaşmak en önemli sorunlarımızdan biri haline dönüştü. Hemen hepimiz çocukluğumuzda yediğimiz domatesin tadını, evde yapılan tarhananın lezzetini, çileğin kokusunu özlüyoruz.

Girişimcilik ekosistemindeki Sabancılılılar ile görüşmelerimizde bu ihtiyaçları karşılamak amacıyla yola çıkan Mükerrem Aydoğan ile girişimi Mevsimlik üzerine bir sohbet yaptık. Mevsimlik kurulalı henüz sekiz ay olmasına rağmen kendini ispatlamış bir girişim.

Röportaj: Mariam Öcal

Mükerrem de girişimini kurarken tam da yukarıda anlattığımız sebeplerle yola çıkmış. Bunu yaparken hem doğup büyüdüğü Zonguldak’a hem de oradaki kadınlara bir faydalı bir iş yapmak istemiş. Böylelikle Mevsimlik sosyal girişimciliğe güzel bir örnek olmuş. Mükerrem doğup büyüdüğü şehre fayda sağlamanın hazzını yaşadığını söylüyor. “İnsanlar emeklilikten önce bunu yapmalı” diye devam ediyor. 

Sabancı Üniversitesi’nin kendisine kurumsal hayatta ve girişimcilik yolculuğunda çok şeyler kattığını söyleyen Mükerrem, 10 kere üniversiteye girse 10 keresinde de Sabancı Üniversitesi’ni tercih edeceğini söylüyor.

Salça ile başlayan girişim fikri

2010 yılında Yönetim Bilimleri Fakültesi’nden mezun olan Mükerrem Aydoğan, girişimcilik macerasından önce altı yıl kurumsal hayatta çalışmış. Mezun olduktan sonra aile işi ile ilgilenmiş. Yaklaşık bir yıl kadar, Zonguldak’ta birkaç önemli firmanın distribütörlüğünü yapan babası ile çalışmış. Sonrasında aile dışında bir şeyler yapmaya karar vermiş ve hızlı tüketim sektöründe çalışmaya başlamış. Migros, Real gibi zincir marketlerde satın alma bölümlerinde özellikle de taze gıda satın almaları üzerine çalışmış. Özetle, Mükerrem her zaman gıda sektörünün içinde yer almış.

Her beyaz yakalının günün birinde kendi işini kurmayı istediğini söyleyen Mükerrem Aydoğan, Real’den kendi işini kurmak için ayrıldıktan sonraki süreçte ne yapması gerektiğini düşünmüş. Kariyerinin gıda satın alması üzerine olması nedeniyle de gıda üzerine bir şeyler yapması gerektiğini düşünmüş. Tüm bunları düşünürken bir gün evdeki salçanın bitmesi tetikleyici olmuş.

Mükerrem Aydoğan “Bizim evimizde bütün kışlık malzemeleri annemler hazırlarlardı. Bizim evde kendi yaptığımız salçayı kullanırız. Sanırım market ürünü kullanmadığımız için iki ürün arasındaki o farkı göremiyoruz. Bir gün evde salça bitti ve marketten salça aldık. Bizim yaptığımız salça ile bu ikisi aynı şey değildi. Böylelikle kafamda bazı şeyler oturdu” diyor.

Zonguldak gibi bir yerde doğup büyümenin taze ve doğal gıdaya ulaşım açısından avantajlı olduğunu söyleyen Mükerrem Aydoğan, ilk önce ‘domates satılabilir mi’ diye düşünmüş. Böylelikle KOSGEB destek programlarına başvurmaya karar vermiş. İlk başta sadece domates satmak üzere yola çıkan girişimde şimdi dönemsel olarak değişim gösteren 40’tan fazla ürün, internet aracılığıyla, taze ve mevsiminde yetişen ürünler almak isteyenlerle buluşuyor.

Mükerrem KOSGEB desteğinin yanı sıra, işini geliştirmek adına yatırımcı kabul etme fikrine de çok uzak bakmıyor. Türkiye’nin farklı illerinde Mevsimlik çatısı altında oluşumlar kurmanın gönlünde yattığını söyleyerek devam ediyor.

İnternet üzerinden satış yapan bütün girişimler gibi stok yönetimi Mevsimlik için de önemli bir konu. Mükerrem şu ana kadar stok yönetimi ile ilgili bir sorunları olmadığının altını çiziyor. Satışa sunulan ürünlerin daha dayanıklı olmasından dolayı, her zaman ürünün biraz fazlası olması yönünde bir yaklaşım sergilemişler.

Mükerrem girişimi ne olursa olsun mutlaka sosyal bir yanının olmasını hedeflemiş. Bunda etkili olan nedenlerden biri de Toplumsal Duyarlılık Projeleri’ndeki çalışmaları olmuş. Yaptığı işin sosyal sorumluluk tarafının da olması gerektiğinin bilincinde olan Mükerrem, sadece kadınlarla çalışmayı hedef koymuş. Hayatında hiç çalışmamış kadınlara istihdam sağlamayı ve bunu da doğup büyüdüğü şehirde yapmayı hedeflemiş. Matbaacıdan, üretimi yapana kadar kadınlarla çalışıyorlar.

En büyük hobim hale gitmek

Mükerrem mevye ve sebzeleri mümkün olduğu kadar kadın üreticilerden almayı tercih ettiklerini söylüyor. Zonguldak ve çevresinde kurulan köylü pazarlarına gidip ürünleri beğeniyor. Mümkün olduğunca ürünleri direkt köylüden almayı tercih ediyor. Ama bazı durumlarda hale gitmesi gerekiyor. Hale gitmenin en büyük hobisi haline geldiğini söyleyen Mükerrem, “İlk zamanlar hale kadın gelmesine şaşırıyorlardı. Artık alıştılar. Orada ne kadar çok insan tanıyorsan o kadar iyi davranıyorlar. Pazarda da aynısı oluyor. Bir süre sonra aynı dili konuşmaya başlıyorsun” diyor.

İçimden bir ‘Kıvırcık’ çıktı

Hal ve pazardaki esnafla ilişkisini büyük bir mutlulukla anlatıyor. Esnafın çayını içmenin, onlarla sohbet etmenin önemine vurgu yapan Mükerrem, “Samimiyet huzurlu hissettiriyor. İnsanlar sizin samimiyetinize inanırsa ellerinden geleni yapıyor” diyor.

Pazardaki ve haldeki maceralarına örnekler veren Mükerrem bu sohbetler ve ilişkiler sonucunda içinden bir ‘Kıvırcık’ çıktığını söylüyor. (Kıvırcık: Zonguldaklıların kendilerine verdikleri isim) Pazarda yaşadığı en güzel şeylerden birinin, biraz hasta gibi olduğu zaman Ayşe Teyze’nin kendisine ıhlamur getirmesi olduğunu anlatıyor. Pazardaki sohbetlerden örnekler vermeye devam eden Mükerrem, Şennur Abla’nın oğlunun ameliyatı ile ilgili detaylar üzerine de sohbet ettiklerini sözlerine ekliyor.

Halde de aynı şekilde ilişkilerin olduğunu belirtirken, halden Osman Amca’yı hastanede ziyarete gittiklerini söylüyor. Bunların hepsinin temelinde ise tamamen samimiyet olduğunun altını çiziyor.

Daha basit bir hayat var

Zonguldak’ta iş yapmanın avantajlarını anlatan Mükerrem, doğal ürüne daha kolay erişebildiğini söylüyor. İstanbul’da bu erişimin zor olacağına vurgu yaparken, doğal ürünü İstanbul’a getirtmenin operasyonel olarak zorluklarını sözlerine ekliyor. Zonguldak’ta iş gücüne ulaşımın da kolay olduğunun altını çizerken, Zonguldak’ta ulaşımın çalışanlar için de kolay olduğunu belirtiyor. Zonguldak’ta bulunmanın tek dezavantajı olarak İstanbul’a gelip gitmenin kendisi için yorucu olması…

Zonguldak’ta hayatın daha basit olduğunu söyleyen Mükerrem, İstanbul’da kendisini en çok trafiğin gerdiğini ifade ediyor. İstanbul’da mahalle kültürünün yok olduğunu söyleyen Mükerrem, “Bir şey almaya gittiğinizde suratı asık insanlarla muhattap oluyorsunuz. Zonguldak’ta ise kavanozcu kendisine mal almaya giderken bizim bir şeylere ihtiyacımız olup olmadığını soruyor” diyerek devam ediyor.

Yeni bir girişim için tedarikçilerin güvenini kazanmak kadar alıcıların güvenini de kazanmak çok önemli. Öncelikle kendi çevreleri alışverişe başlamış. Onların önerisiyle yeni müşteriler siteye gelmeye başlamış. Mükerrem “Pazarlamada en iyi pazarlama yöntemi hala kulaktan kulağa olma hikayesi olduğundan, bence öyle yayılıyor. Sanırım deneyenler memnun kalıyor ve öneriyorlar” diyor. “İşimizi gerçekten çok titizlikle yapıyoruz. Orada bir aile gibi olduk,” diyerek devam ediyor. Bunun yanı sıra, tanıtım çalışmaları için, sosyal medya kanallarını çok aktif kullanıyorlar.

Müşteriler online alışverişin yanı sıra Zonguldak’taki üretim merkezinden de alışveriş yapabiliyorlar. Başka bir dükkanları yok ancak İzmir yolu üzerindeki Minteks’te de Mevsimlik ürünlerine ulaşmak mümkün. Market rafına girmek gibi bir dertlerinin olmadığını butik olmak istediklerini de sözlerine ekliyor. Otel, restoran ve cafelere girme planları olduğunu belirten Mükerrem şu sıralar ünlü bir beş yıldızlı otel ile görüştüğünü de belirtiyor. Ayrıca, firmalara özel hediye paketleri de hazırlıyor.

Kendisi gibi girişimci olan Sabancı Üniversitesi mezunları olan Sinan Büdeyri ve ortağı Emirhan Paralı’nın restoranı Markus’a da ürün sağladıklarını söylüyor. Sabancı mezunları olarak birbirlerini desteklediklerini de sözlerine ekliyor.

“Hastaneye artık kendi SGK’mla gidiyorum”

Mevsimlik aktif olarak beş kişilik bir ekipten oluşuyor, ama çalışan sayısı dönemsel olarak değişiyor. Ağustos ayında şimdi domates konservesi olayına girildiğinde çalışan sayısı 10-15’i buluyor.

 

Kadınlar da Mevsimlik’te çalışmaktan dolayı çok mutlu. Mükerrem’in en çok duyduğu cümleler arasında “Eskiden hastaneye işte eşimin SGK’sından yararlanarak gidiyordum, artık kendi SGK’mla gidiyorum”. Mükerrem kadınlarda oluşan özgüveni anlatırken, yüzünde büyük bir mutluluk okunuyor.

Kadınların eşleri bir kez gelip çalışma ortamını görmüş. Ortamı gördükten sonra onlar da gönül rahatlığıyla gidiyorlarmış. Hatta kadınlar mesaiye kaldıklarında arayan, soran olmuyormuş.

Bu işin gidebileceği yerler konusunda çok heyecan duyduğunu söyleyen Mükerrem, “Gönlümüzden geçen aslında, ileride öyle bir imalathanemiz olsun ki, bir tarafında dikiş makineleri ve dikiş diken bir ekibimiz olsun; bir tarafında yemek, mutfak, reçel ekibi olsun; turşu ekibi ayrı olsun gibi gibi… Yani ne kadar fazla kadınla çalışırsak o kadar memnun edici” diye devam ediyor.

Çalışanlar da işyerlerini o kadar seviyor ki buradan emekli olma planları bile kuruyorlar. Bu durum Mükerrem’i çok motive ediyormuş. Bazı şeylerin sıkıntılı olduğu zamanlarda çalışanlarının şevkini ve mutluluğunu düşünerek motive olduğunu, bundan güç aldığını söylüyor.

Mükerrem ve çalışma arkadaşları 8 Mart’a özel “Kendine Güven ve Bir Şans Ver” isimli bir video hazırlamışlar. Bu videoda kadınları çalışmaktan duydukları mutluluk ve gururu çok samimi bir dille anlatıyorlar. Videoyu izlemek için: https://youtu.be/cxFCQfroiiM

Endüstriyel olmamak için özenle çalışıyorlar

Sohbetimizde Mevsimlik’in bulunduğu pazar ve rekabet koşullarına da değiniyoruz. Bu alanda faaliyet gösteren daha eski internet siteleri var. Dönem dönem bu sitelerden ürün isteyip deniyorlar. Hatta, gelen ürünlerden bir grubun ambalajına hayran kaldığını da belirtiyor. Ancak ürünlerin tadına baktıklarında kesinlikle kendi ürünleri gibi olmadığını da sözlerine ekliyor. Bunun nedeni olarak da uzun zamandır bir işi yapmanın verdiği meslek körlüğü olduğunu ve bu nedenle de endüstriyele doğru bir yönelme olduğunu ifade ediyor. Mevsimlik’in endüstriyele doğru yönelmemesi için çok özenle çalıştıklarının da altını çiziyor.

Mevsimlik’te peynir ve süt ürünleri gibi soğuk sevkiyat gerektiren ürünlere girmek istemiyorlar. Zeytin satışını yapmayı düşünmüşler hatta bu konuda araştırma da yapmışlar. Henüz zeytin dönemi gelmediği için sitede zeytin satışı başlamamış. Bunun dışında Tokat Erbaa’dan asma yaprağı satışı yapacaklarının müjdesini veriyor.

Bu işin arkasında ciddi bir Ar-Ge çalışması var

Mevsimlik’te satılan ev yapımı ürünlerin ardında ciddi bir Ar-Ge çalışması bulunuyor. İçlerine en çok sinen ürünü bulmak için defalarca deneme yapıyorlar. Bir ürün piyasaya çıkmadan önce şeflere gönderiliyor. Onlardan gelen yorumlar doğrultusunda ürün yeniden yapılıyor ve yeniden şeflere gönderiliyor. Onlardan “tamam oldu” yanıtını alana kadar ürün üzerinde çalışmaya devam ediyorlar.

Dükkanın yanındaki küçük bahçe

Mükerrem’den dükkanın yanında bulunan küçük bir alanda üretim yapmaya başladıklarını öğreniyoruz. Anneannesinin kullanılmayan bahçesinde de ekimler yapmışlar. Böylelikle ufak ufak tarlada kendi ürünlerini yetiştirme denemelerini yapıyorlar. Mükerrem’in hayalinde ise büyük bir tarla ve bu tarlanın ortasında bulunan bir imalathane var. Tabi yine tarlada kadınların çalışması şartıyla…

Sosyal girişimci olmak isteyenlere tavsiyeler

Mükerrem’in girişimci özellikle de sosyal girişimci olacaklara en önemli tavsiyesi sabırlı olmaları gerektiği. Kendisinin normalde çok sabırsız hatta hiperaktif bir insan olduğunu söylüyor. Ancak, konu iş olunca ya da konu Mevsimlik olduğunda daha sakin ve sabırlı olduğunu belirtiyor. Çünkü sıfırdan bir marka kurmak için çok emek harcanıyor ve çok fazla mesai yapılıyor.

İkinci olarak da inatçı olmayı tavsiye ediyor. Çünkü işlerin günden güne değiştiğini bu nedenle pes etmeden, inat ederek çalışmak gerektiğinin altını çiziyor.

Kadınlar girişimcilikte daha cesur

Üniversite yıllarından itibaren girişimci olmayı hedeflediğini söyleyen Mükerrem, genel olarak insanların hayatlarını bir düzene koyduktan sonra girişimci olmak konusunda cesaretinin kırıldığını sözlerine ekliyor.

Söz konusu girişimcilik ve risk almak olduğunda ise kadınların daha cesur olduğunu savunuyor. Kadınlara artık şans verildiği için daha girişimci olduklarını belirtirken, kadınların kendilerini tanımak için kendilerine en az bir şans vermeleri gerektiğine vurgu yapıyor.

Mevsimlik olarak kadınlara bir şans sunduklarını ve bunun sonucunda kadınların duruşlarının, kurdukları cümlelerin değiştiğini ifade ediyor.

Başarının sırrı şeffaflık

Mükerrem şirket hakkındaki gelişmelerin yüzde 95’ini çalışanların da bildiğini söylüyor. Bu nedenle de daha fazla sahiplendiklerini belirtiyor. “Bu insanlar bir umutla buradalar. Aralarında emekli olmayı düşünenler var. Biz de onları emekli edebilmeyi düşünüyoruz” diyor.

Çalışanlar işlerini o kadar sahiplenmiş ki kendi görev tanımlarında olmayan işleri bile büyüt bir şevkle yapıyorlar. Mükerrem bu konuda “Üretimde çalışan arkadaşlarımızdan satış yapmaya çalışanlar var. Satış yapıyorlar da… Kendi aralarında çok tatlı bir rekabet var” diyor.

Sosyal girişimin sosyal sorumluluk projesi

Mevsimlik bir sosyal girişim olmasının yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri de yürütüyor.

Zonguldak’ta olması gerektiğini, oradaki insanlara hizmet vermesi ve oradaki kadınlara istihdam sağlaması amacı ile yola çıkılan Mevsimlik’in sosyal sorumluluk projelerinin ismi “Her Mevsim İyilik”. Projeler kapsamında, her 10 TL’lik alışverişin 1 TL’si projeye bağışlanıyor.

Projelerin ilki olan yzaz projesi ile Zonguldak’a bağlı Karaman Köyü’nde bir ortaokulun ihtiyaç duyduğu zeka oyunları ve satranç takımlarını karşılanacak.

Projeler her mevsim, içeriği değişerek devam edecek.

“Sabancı Üniversitesi mezunu olmanız bile başlı başına paha biçilemez bir etiket”

Aidiyet duygusunun çok yüksek olduğunu belirten Mükerrem, 10 kere üniversiteye girse 10 kere de Sabancı Üniversitesi’ne gitmek istediğini söylüyor.

Sabancı Üniversitesi’nin eğitim kalitesinin yanı sıra, Sabancı Üniversitesi’nin bireyler yetiştirdiğine inandığını söylüyor. “Biz oraya daha çocuk olarak girip birey olarak çıkıyoruz. Olabilecek her katkıyı alıyoruz. Özgüven, sosyal sorumluluk tarafı vb her taraftan beslenerek çıkıyoruz. Tartışmayı bilen insanlar olarak çıkıyoruz” diyerek devam ediyor.

Kurumsal hayatta Sabancı Üniversitesi’nin çok prestijli bir ismi olduğunu söyleyen Mükerrem, “Sabancı Üniversitesi mezunu olmanız bile başlı başına paha biçilemez bir etiket. Ama bunun dışında da şu farkları çok net görüyoruz: Daha sonuç odaklıyız, tartışmayı biliyoruz, daha araştırmacıyız, konulara ve olaylara daha farklı bakış açılarından bakmayı biliyoruz” diyor. Bunların tamamının kurumsalda hem kendi işini yaparken çok fazla artısını gördüğünü sözlerine ekliyor.

Site adresi: www.mevsimlik.com.tr

 

Kablosuz verileri siber saldırılardan koruyan yeni bir tür verici geliştirildi

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektronik Mühendisliği programı 2009 mezunu Rabia Tuğçe Yazıcıgil, çalışmalarına devam ettiği Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de yeni bir tür verici geliştirdi. Cihazda kullanılan ultra hızlı "frekans sektirme" ve veri şifreleme, sinyallerin ele geçirilip bozulmasını engelliyor. Bu yeni teknoloji ile kablosuz veriler siber saldırganlardan korunmuş oluyor.

Geliştirilen bu verici sistemi; insülin pompası, kalp ritmi düzenleyici gibi tıbbi cihazların saldırganlardan korunmasına yardımcı olacak. Ayrıca evdeki sayaçları okuyan, ısınmayı kontrol eden ve elektrik şebekesini izleyen cihazların da güvenliğe alınması sağlanacak. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektronik Mühendisliği 2009 mezunu Rabia Tuğçe Yazıcıgil’in MIT'deki araştırmaları sonucunda bir veri paketinin içindeki 1 veya 0 bitlerinin her birini mikrosaniyede bir farklı frekansa sektirerek en hızlı saldırganları bile geride bırakan yeni bir verici geliştirdi.

Verici, kütle akustik dalga (BAW) rezonans cihazı denen hızlı frekans değiştirme özelliğine sahip cihazlardan yararlanarak, çok geniş bir RF (radyo frekansı) aralığında hızla sekmeler yapıp her sektiğinde farklı bir bitin verilerini gönderiyor. Araştırmacılar ayrıca her mikrosaniyede bir bitlerin gönderilmesi için farklı kanal seçen bir güvenli kanal jeneratörünü de sisteme uyguladılar. Araştırmacılar tarafından geliştirilen ve günümüzde kullanılan protokolden farklı olan bir protokol ise, ultra hızlı frekans sekmelerini destekliyor.

Günümüzde birbirine bağlı şekilde kullanılan araç, akıllı evler ve tıbbı cihazlar "nesnelerin interneti" oluşturmuş durumda. Uzmanlara göre internete veri yükleyen ve paylaşan cihazların sayısı 2020 itibariyle 20 milyarı aşacak. Ancak bu cihazlar, veriyi bulup ele geçirerek, silerek, sinyalleri bozarak zararlı etkilere yol açan saldırganların müdahalesine karşı zayıf durumda. Verileri korumanın bir yolu olan "frekans sektirme", binlerce bit içeren her bir veri paketinin rastgele seçilmiş ve benzersiz bir radyo frekansı (RF) kanalı üzerinden iletilmesi yoluyla saldırganların paketleri ele geçirebilmesini önlüyor. Ancak büyük paketleri sektirmek, saldırganların bunları ele geçirebileceği kadar uzun sürebiliyor.

MIT’de Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimi Bölümü'nde doktora sonrası araştırmalarına devam eden Sabancı Üniversitesi Mezunu Rabia Tuğçe Yazıcıgil: “Mevcut verici mimarisinde, bu büyüklükte verinin düşük güç kullanılarak bu hızda sektirilmesi mümkün olmazdı" diyor. “Bu protokol ve radyo frekansı mimarisini birlikte geliştirerek, tüm cihazların bağlantılarına fiziksel seviyede güvenlik getiriyoruz.” Bunun ilk uygulaması, evdeki sayaçları okuyan, ısınmayı kontrol eden ve elektrik şebekesini izleyen cihazların güvenliğe alınması olabilir.

Yazıcıgil, “Daha önemlisi, bu verici insülin pompası, kalp ritmi düzenleyici gibi tıbbi cihazların da saldırganlardan korunmasına yardımcı olabilir" diye devam ediyor. “Bu tür cihazların sinyallerinin bozulması insanların hayatlarını tehlikeye atar."

Makalenin diğer yazarları ise, MIT Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Vannevar Bush Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimi Kürsüsü (EECS) sahibi Profesör Anantha P. Chandrakasan, eski MIT doktora sonrası araştırmacısı Phillip Nadeau; eski MIT lisans öğrencisi Daniel Richman, EECS yüksek lisans öğrencisi Chiraag Juvekar ve konuk araştırma öğrencisi Kapil Vaidya.

Öğrencilik yıllarında kurulan girişim, bugün dünya çapında bir marka

Girişimcilik ekosistemindeki Sabancılılarla söyleşi dizimiz henüz öğrencilik yıllarında girişimcilik macerası başlayan Enes Molu ile devam ediyor.

Enes Molu, 2010 yılında Ekonomi Programı’ndan mezun oldu. Henüz ikinci sınıf öğrencisiyken ortağı ile birlikte Alwaysfashion.com’u kurdu. Aynı zamanda aile işinde de aktif olarak görev yapıyor. Kendine ayıracak çok fazla zamanı olmasa da iki görevini de büyük bir şevkle yürütüyor.

Öğrencilik yıllarında gelişen bir proje olan Alwaysfashion.com bugün yurt dışına satış yapan bir şirket. Satışların yüzde 47’sini yurt dışına yapıyorlar. Kuruluş aşamasından itibaren yurt dışına açık bir site kurmayı hedeflemişler. Bu nedenle daha kuruluşta bütün sitenin İngilizce tercümesini yapmışlar. Geçtiğimiz yıl 65 ülkeye satış yapmışlar.

Röportaj: Mariam Öcal

Sepet ortalaması Türkiye’deki e-ticaretin 10 katı

Alwaysfashion, Türkiye’nin hatta dünyanın ilk lüks ürünlerin satıldığı alışveriş sitesi diyebiliriz. Saat, kalem, mücevher, lifestyle, gurme ve ev dekor olmak üzere ana kategorilerin altında 30 binden fazla ürünün tüketici ile buluştuğu bir platform. Alwaysfashion’ın hedefi A ve A+ kitleye ulaşmak. Enes Molu’nun anlatımıyla 2008 yılında bir fikir olarak başlayan Alwaysfashion, uzun ve dolambaçlı yollardan geçerek başarılı bir iş oldu. Alwaysfashion o kadar başarılı oldu ki sepet ortalaması Türkiye’deki toplam e-ticaretin yaklaşık 10 katı boyuta ulaştı.

Alwaysfashion’ın ilk tohumları atılırken dünyadaki satış platformlarını incelemişler. Dünyada, dünya markalarına üretim yapan ve aynı zamanda kendi kreasyonları bulunan şirketlerden bu kreasyonları toplayıp internet üzerinde makul fiyat ile satan platformlar olduğunu görmüşler. Ortağı Fatih’in ailesinin de gömlekçi olmasından kaynaklanan bilgi birikimi ve tecrübeyle benzer şekilde satış yapabilecekleri bir site üzerine kafa yormuşlar. Bu işin çok zaman alan ve sermaye ihtiyacı olan bir iş olduğunu anlayınca bundan vazgeçmişler. Stok için yeterli sermayeleri de olmayınca bedensiz ve sezonsuz ürünler satmanın daha akıllıca bir hamle olacağına karar vermişler.

Lüks pazarına girişlerini şöyle anlatıyor “Benim ailem mücevherci biz 60 yıldır mücevher işiyle uğraşıyoruz, Türkiye’nin de en iyi mücevhercilerinden biriyiz, çok çok lüks bir iş yapıyoruz. Ortağım o yüzden bana gelerek böyle bir iş yapmayı teklif etti.  Oradan başladı ve şu anda tamamen hiç modası geçmeyen, ama hep de moda olan şeyler Alwaysfashions’da oradan geliyor. Her zaman moda, ama hiç modası da geçmiyor. Çok niş bir alanda faaliyet gösterdiğimiz için bu alana girmek de zor, işimizi de iyi yapıyoruz. Dolayısıyla da ayakta kalmayı başarıyoruz” dedi.

Alwaysfashion’dan sonra Türkiye’de bazı sitelerin lüks ürün satışı da yapmaya başladı ancak, Alwaysfashion ile tam olarak aynı kulvarda iş yapan bir platform dünyada da yok. Enes Molu burada haklı olarak mütevazı davranmıyor ve Alwaysfashion için “Benim şahsıma münhasır bir proje” diyor.

İlk yatırım öğrenci harçlıkları

İlk yatırımlarını kendi harçlıkları ile kendilerinin yapmışlar. Kendilerinin dışında aldıkları ilk yatırımları üç farklı kişiden almışlar. Bu yatırımcılardan hiç biri kurumsal yatırımcı değilmiş. Bunlardan biri bir arkadaşlarının yurt dışında yaşayan uzaktan bir akrabaları olmuş. Bunun dışında Maraşlı bir şirket olan Kipaş Holding’in yönetim kurulu üyesi Halit Gümüşer projeye destek olmuş. Halit Gümüşer’in ortağı da genç girişimcilere destek olmuş. Alwaysfashion ile birlikte bu üç kişi yatırımcı olmuş. İkinci tur yatırımlarını da Hasan Aslanoba’dan almışlar. Alwaysfashion.com Hasan Aslanoba’nın üçüncü yatırımı olmuş.

İstikrarla ve sabırla işleri sürdürmek gerek

İlk yola çıktıklarında markaların onlara güvenmesi hiç kolay olmamış. Sonuçta, ürünlerinin yanlış mecralarda pazarlanmasını istemeyecek büyüklükte markalar ile çalışıyorlar. Hatta siteye girip baktığınızda bazı ürünlerin fiyatının hiçbir şekilde yazılmadığını görebilirsiniz. Bu noktada Enes Molu’nun aile işi bir güvence olmuş ama yine de kapısını çaldıkları markaların ancak %1 veya %2’sinden olumlu yanıtla dönmüşler. Burada markalardaki vizyoner kişilerin önemine değinen Enes, sitede biraz da satış olmasıyla birlikte internette görülme, insanların tanıdıklarının siteden alışveriş yapmaları ile tanınma artmış. Enes Molu, Alwaysfashion’ın başarısının ardında 4-5 sene süren dönemde istikrarla, sabırla işlerini sürdürmenin önemli olduğunu vurguluyor.

 

Alıcıların da güvenini kazanmak da ayrıca önemli bir nokta. Bu güveni sağlamak için ilk günden bu yana site için çok üst düzey fotoğraf çekimleri yapılıyor. Hatta bunun için kendi fotoğraf stüdyolarını kurmuşlar. Sitenin tasarımı ise çok önemli bir tasarımcı tarafından yapılmış. Enes Molu “İnsanlara güven veren, her türlü iletişim bilgimizin olduğu bir tasarım oldu” diyor. İlk günden bu yana çalan bütün telefonlara yanıt verilmesinin güven açısından önemine vurgu yapıyor.

Ürünlerin fiyatlarına gelince, Enes Molu lüks pazarını hiçbir şekilde bozmak istemediklerini söylüyor, bir indirim sitesi olmadıklarını sözlerine ekliyor. Ancak, en fiyat rekabetinin olmasına imkan veren ürünler varsa tabi orada tabi hep rekabetçi olmaya gayret ettiklerini belirtiyor. Alıcıların öncelikle küçük alışverişlerle başladığını sonrasında bir problem yaşanmadığını gördüklerinde alışverişin devamının geldiğini söylüyor.

İlk satış Tayvan’a

Alwaysfashion’ın ilk satışının hikayesi ise gerçekten ilginç. Site açıldıktan sonra ilk satışı Tayvan’a yapmışlar, bir kase satılmış. Tayvan’dan gelen bu siparişe çok şaşırdıkları sözlerine ekliyor. O dönemde ödeme sistemleri tam oturmadığı için alıcı ödeme yapmakta oldukça zorlanmış. Bir de kargo masrafı kârlarını oldukça azaltmış.

Hedef organik büyüme

Yeni bir girişim planının olmadığını söyleyen Enes, Alwaysfashion içinde yeni projeler geliştirdiklerini söyledi. Satın almalar yerine organik olarak büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Enes Molu, Alwaysfashion’ı nasıl daha hızlı büyüteceklerinin hesabını yaptıklarını belirtirken, gelecekte yatırımcı olma hayalinin olduğunu da sözlerine ekledi.

Alwaysfashion’ın bugün, lojistik, yazılım, fotoğraf, pazarlama vb. olmak üzere 15 kişilik bir ekibi var. Pazarlama faaliyetlerini tamamen dijital pazarlama stratejisi üzerine kurmuşlar. Bunun en önemli nedenlerinden biri bütçe biri de ölçemedikleri mecralarda olmak istememeleri…

Başarının sırrı hiç yatırım alamayacakmış gibi çalışmak

Her girişimci gibi yatırımcı bulma aşamasında zorluk yaşadığını anlatan Enes, girişimci olmak isteyenlere, kendilerini iyi tanımalarını, projelerini iyi tanımalarını, ‘hayır’ cevabından sıkılmayarak kapıları çalmaya devam etmelerini öneriyor. Alwaysfashion’ın ilk kuruluş aşamasında yatırımcı bulmanın daha zor olduğunun altını çizen Enes, bugün belli bir ekosistemin oluştuğunu, ismi duyulan yatırımcılar olduğunu söyledi. Doğru yatırımcı bulmanın çok önemli olduğunu ifade eden Enes, görüştükleri kişilerden bir kısmı projelerini değiştirmeleri karşılığında yatırım yapmayı teklif etmişler. Para almak uğruna inandıkları projelerden vazgeçmemişler. “Eğer projemizi değiştirseydik büyük ihtimalle para alırdık, ama bugün batmış olurduk” diye sözlerine devam ediyor.

Girişimcilerin para kazanma modelleri üzerine ciddi düşünmeleri gerektiğinin altını çizen Enes, girişimciliğin sadece fikirle bitmediğini söylüyor. Fikrin paraya çevrilmesinin ve sürdürülebilirliğinin hesabının yapılması gerektiğine vurgu yapıyor.

Girişimciliğin insanlara oyun gibi geldiğini ifade eden Enes, girişimciliğin çok daha zor olduğunu, çok daha büyük bir risk ya da çok daha büyük sorumluluk almak gerektirdiğini söyledi. “Belli bir süre diyelim ki girişimcilik için çalıştınız, o iş olmadı, kariyerinizde büyük zaman kaybetmiş oluyorsunuz. Yani 30 yaşına diyelim ki geldiniz, 5 sene uğraştınız olmadı, çok değerli bir tecrübedir belki ama o esnada da profesyonel hayata devam eden arkadaşlarınızın hepsi belli bir seviyeye geldi ve belli bir pozisyon aldılar. 30 yaşından sonra sıfırdan başlamak da zor, o yüzden gerçekten hani maceraya atılır gibi değil de daha planlı, programlı yapmak lazım. Bunun yanında çok sabrederek, sebat ederek, biraz dirayetli olarak ve kontrolü kaybetmeden devam etmeleri lazım” diye devam ediyor.

Enes, başarılarının sırrının ise hiç yatırım alamayacakmış gibi çalışmak olduğunu söylüyor. Böyle çok çalışmanın da kendilerine yatırım getirdiğini ve 15 kişinin çalıştığı bir yer haline geldiklerini sözlerine ekliyor.

Girişimcilere tavsiyeler

Enes girişimcilerin yaptıkları işi çok iyi araştırmaları gerektiğinin altını çiziyor. “Doğru ürün bulacaksınız, doğru fiyata koyacaksınız, doğru kişiye ulaşacaksınız, satış sonrası hizmeti doğru vereceksiniz. Bir farkınızın olması lazım. Hayal kurmadan olmuyor. Bizim çok hayallerimiz vardı, aştığımız hayallerimiz de oldu, ulaşmak için hala çalıştığımız hayallerimiz de var ya da ilk başta hayal edeceğimizi hiç düşünmediğimiz şeyleri hayal edebilir hale geldik, ama ikisi arasında dengeyi kurmak lazım.” diyor.

Türkiye’de sermayenin çok geniş olmadığına vurgu yaparken, sermaye ulaşımı çok kolay olmadığını da sözlerine ekliyor. Girişimcilerin bu ndenle iyi hesaplayıp, altından kalkılabilir riskler almak gerektiğini söylüyor.

Sabancı Üniversitesi her anlamda özel bir okul

Enes Molu ile sohbetimizde Sabancı Üniversiteli olmanın girişimcilik yolculuğunda nasıl bir etkisi olduğundan da söz ettik.

Sabancı Üniversitesi’nin her anlamda özel bir okul olduğunu söyleyen Enes, “Sabancı Üniversitesi bana çok şey kattı. Bugün olsa yine Sabancı Üniversitesi’nde okurum diye düşünüyorum. Çok seçmeli dersleri mükemmel, özgür program, özgür düşünceye önem vermesi, her anlamda insanı sorgulamaya iten, tekrar düşünmesine imkan veren, yanlış yaptığında o yanlışı tolere etmesini sağlayan bir sistemi var. O yüzden Sabancı Üniversitesi’nin bana çok büyük katkısı oldu. İşime de katkısı oldu, çünkü analitik düşünmek, hatalardan ders çıkarmak, gerektiği zaman strateji değiştirmek... Bunlar bizim okulda hep öğrendiğimiz önemli şeyler, hep ders aldığımız şeyler. O yüzden Sabancılı olmanın muhakkak ki bir faydası var.” diyor.


SUCool TÜBİTAK 1512 Girişimcilik Destek Programının resmi uygulayıcısı oldu

Türkiye’nin En Girişimci ve Yenilikçi Üniversitesi” Sabancı Üniversitesi; BiGGInner isimli projesiyle, TÜBİTAK 1512 BİGG programı 1.Aşama Faaliyetlerini yürütecek resmi uygulayıcı kuruluş olarak seçildi.


Sabancı Üniversitesi Teknoloji Tabanlı Girişimcileri Hızlandırma Merkezi (SUCool) ve İnovent A.Ş, “BiGGInner” projesiyle, TÜBİTAK’ın Yenilikçi ve Teknoloji Tabanlı Girişimcilere 150.000 TL’ye kadar hibe desteği verilen 1512 BİGG Programı 1. Aşama Faaliyetlerini yürütecek uygulayıcı kuruluşlar arasında yer alma hakkını elde etti.

Sabancı Üniversitesi SUCool Direktörü Naci KAHRAMAN, BiGGInner Projesi kapsamında başta enerji ve temiz teknolojiler, IoT ve Dijital Teknolojiler, Sağlık ve Biyoteknoloji ile Akıllı Ulaşım ve Akıllı Şehir Uygulamaları dikeylerinde olmak üzere İstanbul bölgesi ve çevre illerdeki teknoloji girişimcilerine eğitim, mentorluk, ön kuluçka, yatırımcı ve müşteri görüşmeleri ile prototip geliştirme ve laboratuvar altyapısı destekleri sağlayacaklarını belirtti.

“Yenilikçi Girişimcilerin Yol Haritası” vizyonuyla hayata geçirilen BiGGInner projesi kapsamında TÜBİTAK 1512 BİGG Programı 1. Aşama süreçlerini yürütülecek kuruluşlar arasında yer alacaklarını belirten Naci KAHRAMAN, BiGGInner ile yenilikçi girişimcilerin fikirden ürüne ve üründen uluslararası pazarlara giden süreçte ihtiyaç duyabilecekleri tüm destek ve hizmetleri sunmayı amaçladıklarını ve bu süreçte 150.000 TL’ye varan TÜBİTAK hibe desteğinin girişimciler adına hızlandırıcı etki yapacağını düşündüğünü söyledi.

BiGGInner Projesi kapsamında, gelecek 2 yıl boyunca 500’den fazla girişimciye ulaşılması, 300’e yakın girişimciye ön kuluçka hizmetlerinin verilmesi hedefleniyor.

BiGGInner projesinde, belirlenen teknoloji dikeylerinde akademik ve sektörel tecrübelere sahip çok sayıda paydaş da yer alıyor. Şu ana kadar Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM), Okan Üniversitesi, KORDSA, Farplas, BIC Angel Investments, Diffusion Capital Partners (DCP), Galata Melek Yatırım Ağı, ACT Venture Partners, Revo Capital ve Şirket Ortağım gibi kurumlar girişimcilere destek olabilmek amacıyla BiGGInner projesi destekçileri arasına katıldı.

BiGGInner Programına katılmak isteyen girişimci adayları www.bigginner.com adresinden bilgi alabilir ve iş fikri başvurularını yapabilirler.

BiGGInner Projesi

TÜBİTAK 1512 BİGG programını merkez alarak enerji ve temiz teknolojiler, akıllı ulaşım, ileri imalat ve sanayi, iletişim ve sayısal dönüşüm ile sağlık ve iyi yaşam tematik alanları özelinde iş fikri sahibi teknoloji girişimcilerinin fikirden ürüne ve akabinde uluslararası pazarlara giden yolda ihtiyaç duyabilecekleri eğitim, sektörel ve teknik mentorluk, pazar ve kurumsal iş ağı geliştirme, ön prototip ve MVP imalatı, laboratuvar altyapısı erişimi imkanları ile yatırımcı ve müşteri görüşmeleri desteklerinin sunulacağı uçtan uca girişimcilik destek mekanizmasıdır.

1512 BİGG Programın birinci aşama başvurularını toplamak üzere TÜBİTAK tarafından seçilmiş resmi bir uygulayıcı olan BiGGInner, "yenilik odaklı teknolojik fikir sahibi girişimcileri, yalın girişim ve pazar geliştirme metodolojilerine dayalı farklı mekanizmalarla desteklemek, iş fikrinin teknik ve pazar doğrulaması gerçekleştikten sonra hazırlanacak bir iş planı ile girişimcinin ticarileşme yolculuğu boyunca ona eşlik etmek" üzere kurgulandı.

Çalışmada girişimcilerin teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini, katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürebilmeleri amacıyla fikir aşamasından pazara kadar olan faaliyetleri "ücretsiz" desteklenecek.

Mezunumuz Akbank 36. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi’de

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans programı 2018 mezunumuz Zeynep Kaynar, Kolimban çalışmasıyla Akbank 36. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi’de yer aldı.

Çalışmanın künyesi: (Amorfi) Kolimban, kullanılmış gazete ve canson kağıtlarından yapılmış kolaj üzerine karakalem, 150x72 cm, Istanbul, 2017

Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü, çağdaş sanat alanındaki gelişmeleri desteklemek ve genç sanatçılara destek olmak amacıyla düzenlenen yarışma sonuncunda sanatçılara verilmiştir. Jüri tarafından değerlendirilen başvurular arasından seçilen eserler 28 Haziran – 28 Temmuz 2018 tarihleri arasında Akbank Sanat’ta düzenlenen sergide sanatseverlere buluşuyor.

 Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans programı 2018 mezunumuz Zeynep Kaynar sergi ve çalışması hakkında şu bilgileri aktardı:

“Sergi hakkında bir çıkarıma varmak için çalışma hakkında ve süreci üzerine kısa bir bilgi vermenin yararı olduğunu düşünüyorum. Göç rotası boyunca hareket eden ve doğası gereği insanlarla iletişim kuramayan su canlısı levrek, gözlem yeteneği gelişmiş bir yarı insan-yarı balık olarak tasvir edildi. Seyahati süresince tanık olduğu meseleleri konu alan ve 2018 Ocak ayında Sanat Sosyal Bilimleri Fakültesi'ndeki depolarda gösterimi yapılmış bitirme projesinin başkahramanı oldu. 

Üretiminden sonra Kolimban’ın macerası devam etti: Mezun olduktan sonra Kolimban'ın bitirme projemde yer alan diğer işleri ortaya çıkarmamda bir ipucu olduğunun farkında vardım. O’nu herhangi bir  projeye dâhil olan bir çalışma olarak özümsemeyip, üretim sürecinde takip ettiğim baş karakter olarak düşünmek, Kolimban'a benden bağımsız bir kimlik kazandırdı. Bu fikre odaklanırsak, Akbank 36. Günümüz Sanatçıları ödülü sergisi, Kolimban'ı farklı bir konseptte başka şekillerde okumamıza olanak sağladı.

Bu mekândaki konumlandırılmasıyla kimliği başkalaştı. İzleyici tarafından ziyaret edilenden çok ziyaret eden, izleyen ve gözlemleyen pozisyonuna geldiğini fark ettim. Şuanda sergilendiği mekanı ve beraber sergilendiği işleri gözlemlemekle birlikte başka ziyaretçilerle tanışma şansını bulduğunu düşünmek bana keyif veren bir oyun.”   

2018-2019 AKADEMİK YILI YATAY GEÇİŞ İLAN

2018-2019 AKADEMİK YILI  YATAY GEÇİŞ İLAN

 Diğer yükseköğretim kurumlarından gelen yatay geçiş başvuruları, YÖK'ün " Yükseköğretim Kurumlarında Önlisans Ve Lisans Düzeyindeki Programlar Arasında Geçiş, Çift Anadal, Yan Dal İle Kurumlar Arası Kredi Transferi Yapılması Esaslarına İlişkin Yönetmelik " hükümleri, SÜ tarafından belirlenen esaslar ve kontenjanlar çerçevesinde ilgili Komisyonun öndeğerlendirmesine göre Fakülte Kurulları tarafından değerlendirilir.
Başvurular, bütün belgeler eksiksiz olarak tamamlanarak 24  Temmuz 2018 tarihine kadar Sabancı Üniversitesi Öğrenci Kaynakları Birimi’ne yapılmalıdır. Postadaki gecikmeler kabul edilmemektedir.
Başvuru koşullarını taşıyan tüm adaylar için 30 Temmuz 2018 tarihinde mülakat düzenlenecek ve programlara kabul edilecek adaylar, başvuru belgelerinin ilgili Fakülte Yönetim Kurulu tarafından incelenmesi sonucunda belirlenecektir.

Başvuru Koşulları ile ilgili Genel Hükümler:

1. Denklik: Yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından yapılan başvurularda, adayın ayrılacağı kurum ve programının YÖK tarafından tanınıyor olması gerekir. denkliği tanınan kurumlar arasında olması gerekir.

2. Eşdeğerlik : Ayrılacağı yükseköğretim kurumunun ve programının SÜ lisans programları ile eşdeğer olması gerekir.

3. Dönem: Başvuran adayların hazırlık sınıfı hariç ilk iki yarıyılı bitirmiş olması gerekir. Lisans diploma programlarının son iki yarıyılına başvuru kabul edilmez.

4. Not Ortalaması : Genel not ortalaması veya transkriptinde yer alan not dönüşüm tablosundaki not ortalaması karşılığı  en az 100 üzerinden 60  veya 4 üzerinden 2,29 olmalıdır. 4'lük veya 100’lük sistemden başka not sistemleri uygulayan üniversitelerden başvuran adayların, üniversitelerinden resmi bir açıklama ve not dönüşüm tablosu vermeleri gerekir.

5. Kayıtlı Olmak: Ayrılacağı yükseköğretim kurumunda halen öğrenci statüsünde kayıtlı olması gerekir.

6. İngilizce Dil Yeterliliği : Üniversite tarafından eşdeğerliliği kabul edilen ulusal ve/veya uluslararası yabancı dil sınavlarının birinden yine Üniversitece belirlenen düzeyde başarılı olduğunu belgeleyen öğrenciler ile eğitim dili tamamiyle İngilizce olan yükseköğretim kurumlarından başvuran öğrenciler dışındaki adaylar, kabul aldıkları takdirde SÜ tarafından düzenlenen İngilizce Dil Ölçme Sınavı'ndan(ELAE) başarılı olan öğrenciler kabul edildikleri takdirde programa devam edebilir. Sınavda başarısız olan veya sınava katılmayan adayların, programa devam edebilmek için yabancı dil hazırlık sınıfını başarı ile tamamlamaları gerekir. İngilizce muafiyeti sağlayacak sınavlar ve puanları

7. Öğrenim Süresi : Geçiş yapmak istediği programın mezuniyet yükümlülüklerini tamamlamak için gereken süre ile daha önce öğrenim gördüğü sürelerin toplamının azami öğrenim süresini (14 dönem) aşmaması gerekir.

8. ÖSYM Puanı: ÖSYS kılavuzunda yayınlandığı yıldan itibaren  Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’ne yapılan başvurularda başarı sırasının en düşük 240.000 olma şartı aranır.

Başvuru için Gerekli Belgeler:
Tüm belgelerin Türkçe ya da İngilizce dillerinde hazırlanmış resmi belgeler olması gerekir. Farklı dillerde hazırlanmış belgelerin orijinal kopyalarının yanısıra noter tasdikli Türkçe ya da İngilizce tercümelerinin eklenmesi gerekir.

1. Başvuru Formu ve Başvuru Ücreti : Birden fazla program için başvuran adayların tek bir Başvuru Formu doldurmaları gerekmektedir. Formun başvuru yapılan her bir program için fotokopi ile çoğaltılması ve herbir başvuru formu için ayrı olmak üzere 370TL tutarındaki başvuru ücretinin Akbank Sabancı Üniversitesi Şubesi 30727 no'lu (IBAN NO: TR87 0004 6007 1388 8000 0307 27)  hesaba yatırılıp dekontunun başvuru formuna eklenmesi gerekmektedir (başvuru ücreti iade edilmemektedir). 2. sınıfa başvuran adayların başvuru formunda öğrenim görmek istedikleri diploma programının bağlı olduğu program paketini belirtmeleri gerekir; bu adaylar kabul edilip öğrenime başladıktan sonra  Sabancı Üniversitesi Lisans Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’ne göre  programı kesinleştirilecektir.

2. Sınav Sonuç Belgesi : Yurtiçindeki yükseköğretim kurumlarından, KKTC'den yada ÖSYM kılavuzunda yer alan ülkelerde bulunan yükseköğretim kurumlarından başvuran adaylar için ayrılacağı kuruma yerleştirme işleminde kullanılan ÖSYS belgesinin(yerleştirme puanı ve yerleştiği yükseköğretim kurumunun belirtildiği) çıktısı, ayrıca her bir puan türünden aldığı panları gösteren ÖSYM belgesinin çıktısı.

Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından başvuran T.C. uyruklu adaylar için aşağıdaki belgelerden biri;

2017 yılından itibaren yurtdışında bir yükseköğretim kurumuna kayıt olan adaylarda aranacak sınav belgeleri için tıklayınız.

2017 yılından önce yurtdışında bir yükseköğretim kurumuna kayıt olan adaylarda aranacak sınav belgeleri:

  • ÖSYS, LYS (yükseköğretime başladığı yıla ait ve geçiş yapmak istediği programın ilgili puan türünde en az 185.000 puan)
  • SAT 1 ( 2400 puan üzerinden en az toplam 1500, Yeni sistemde en az 1090 puan)
  • ACT (Matematik (Math), Fen (Science Reasoning) ve Toplam (Composite) 36 üzerinden en az 21 puan)
  • GCE (En az biri adayın başvurduğu programla ilgili olmak üzere 2 “A Level”)
  • ABITUR Genel Alman Yüksekokul Yeterliliği (Diploma notu 1-4 arası)
  • IB Uluslararası Bakalorya (Diploma notu 45 üzerinden en az 28)
  • Matura (Diploma notu en az 1 üzerinden 2)
  • Fransız Bakaloryası (Diploma notu 20 üzerinden en az 12)
  • İtalya Maturita (Diploma notu 100 üzerinden en az 70)

 
Yabancı uyruklu ve lisenin tamamını yurtdışında tamamlayan adayların aşağıdaki linkde yer alan tablodaki sınav veya diplomalardan birini sunması zorunludur:

http://www.sabanciuniv.edu/sites/default/files/2018-2019_uluslararasi_sinav_listesi.pdf

 

3. Transkript : Adayın kayıtlı olduğu yükseköğretim kurumunun Öğrenci İşleri tarafından hazırlanmış (tercihen kapalı zarf içinde), alınan tüm dersleri, notları ve not ortalamalarını gösteren resmi belge. Transkriptte, öğrenci değerlendirme sistemi(not sistemi) ile ilgili açıklayıcı bilgilerin bulunmaması halinde bu bilgilerin bulunduğu onaylı bir belgenin eklenmesi gerekir.

4. Ayrıntılı Ders Tanım ve İçerik Bilgileri : Adayın transkriptinde belirtilen derslerin ayrıntılı tanımlarını ve içerik / müfredat / syllabus bilgilerini içeren belgeler.  Başarılı olunan her bir ders için gereklidir. Fakülte Yönetim Kurulu tarafından üniversite derslerine eşdeğer bulunan dersler notu ile sayılacaktır.

Ayrıca, yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından yapılan başvurularda, kurumu tanıtan katalog veya benzeri belgelerin eklenmesi yararlıdır.

5. İngilizce Dil Yeterliliği: Üniversite tarafından eşdeğerliliği kabul edilen ulusal ve/veya uluslararası yabancı dil sınavlarının birinden yine Üniversitece belirlenen düzeyde başarılı olduğunu gösteren belge (Geçerli belgeler için tıklayınız) veya adayın kayıtlı olduğu yükseköğretim kurumunun Öğrenci İşleri tarafından hazırlanmış (tercihen kapalı zarf içinde), programın eğitim dilini belirtir resmi belge (Eğitim dili tamamıyla İngilizce olan kurumlardan başvurdan adaylar için). Bu bilgi transkriptte belirtilmişse ayrıca belge istenmez.

6. Öğrenci Belgesi : Adayın kayıtlı olduğu yükseköğretim kurumunun Öğrenci İşleri tarafından hazırlanmış, adayın başvuru sırasında halen kurumun kayıtlı öğrencisi olduğunu gösterir belge (transkript üzerinde yapılan açıklama da kabul edilir) .

7. Disiplin Durum Belgesi : Yurtiçindeki yükseköğretim kurumlarından başvuran adayların ayrılacağı kurumun Öğrenci İşleri tarafından hazırlanan (tercihen kapalı zarf içinde), öğrencinin disiplin durumunu belirtir resmi belge.

8. Referans Mektubu : En az iki adet, tercihen üç adet referans mektubu (kapalı zarf içinde). Mektup örneği Başvuru Formu ile birliktedir.

9. Lise Diploması : Yurtiçindeki liselerden mezun olanların lise diplomasının üniversiteden onaylı fotokopisi. Yurtdışındaki liselerden mezun olan adaylar için ek olarak lise diplomalarının noter tasdikli Türkçe tercümelerini ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden temin ettikleri Lise Diploma Denklik belgeleri gerekir.

10. Pasaport Sayfaları : Yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından başvuran adayların pasaportlarında resim ve kimlik bilgilerinin bulunduğu sayfa ile adayın sözkonusu kurumda öğrenim gördüğü yıllara ilişkin sayfaların onaylı fotokopileri.

11. Yurt Dışından Dönüş Belgesi : Yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından, anne veya babasının yurtdışı devlet görevinin sona ermesi, işçi ise kesin dönüş nedeniyle yurda dönme halinde yatay geçiş için başvuran adayların bu durumunu belirten resmi yazı.

12. Yabancı uyruklu adaylar için Üniversitemizde eğitimini sürdürebilmek için gerekli maddi güvencesinin olduğunu belirten belge (Kabul edilen adaylar için)

13. Adayların, daha önce aldıkları sertifika, kurs, staj, spor müsabakası vb. ödülleri  ile ilgili belgelerinin fotokopileri.

Yatay geçiş kabul edilen öğrencilerin daha önce almış oldukları derslerden hangilerinin sayılacağını ve geçiş yaptıkları programdaki hangi derslere karşılık geleceği Fakülte Kurulu kararında belirtir.

2018-2019 Akademik Yılı Güz Dönemi Kurumlararası Yatay Geçiş Kontenjanları

Program

2.Sınıf
(III. ve IV. yy)

3.Sınıf
(V. ve VI. yy)

Yurtiçi

Yurtdışı

Yurtiçi

Yurtdışı

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Programları

4

2

-

-

Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği

-

-

4

2

Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik

Elektronik Mühendisliği

Malzeme Bilimi ve Nano Mühendislik

Mekatronik Mühendisliği

Endüstri  Mühendisliği

Endüstri Mühendisliği Programları

4

2

-

-

Endüstri Mühendisliği

-

-

4

2

Sanat ve Sosyal Bilimler Programları

4

2

-

-

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı

-

-

12

6

Ekonomi

Uluslararası Çalışmalar

Psikoloji

Kültürel Çalışmalar

Siyaset Bilimi

Yönetim Bilimleri Programları

4

2

-

-

Yönetim Bilimleri

 

 

4

2

 

Başvuru Adresi:
Sabancı Üniversitesi
Öğrenci Kaynakları Birimi
34956 Orhanlı-Tuzla  İSTANBUL
Tel : 0216 483 90 92
Faks : 0216 483 90 73
E-posta : studentinfo@sabanciuniv.edu

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemizin MÜDEK Akreditasyon tarihleri güncellendi

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği ile Elektronik Mühendisliği lisans programları akreditasyon süresi MÜDEK tarafından 30 Eylül 2021 tarihine kadar uzatılmıştır. 

Endüstri Mühendisliği ile Mekatronik Mühendisliği lisans programlarımız ise 30 Eylül 2022 tarihine kadar akreditedir. 


Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği MÜDEK Türkiye'de mühendislik programları alanında akreditasyon vermeye tek yetkili kuruluştur.

MÜDEK tarafından yapılan bu akreditasyon, eğitim programlarımızın yüksek standartlara uygunluğunu teyit etmekte ve kalite güvencesini ifade etmektedir. Akredite olan programlarımıza, Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı "EUR-ACE Etiketi" verilmiştir. Bunun yanında MÜDEK, Uluslararası Mühendislik Birliği şemsiyesi altındaki çok taraflı akreditasyon tanıma anlaşması Washington Accord’un tam üyesidir. 

 

Boni’nin Kutusu çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimini destekliyor

Girişimcilik ekosistemindeki Sabancılılar, lüks tüketimden çocuk gelişimine sosyal girişimciliğe kadar uzanan geniş bir yelpazede birçok alanda faaliyet gösteriyor. 

Bu sefer, 6-9 yaş arasındaki 6-9 yaş arasındaki çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimini destekleyici aktiviteler içeren aylık abonelik hizmeti Boni’nin Kutusu’nun kurucusu İdil Öksüz ile sohbet ediyoruz. 

Röportaj: Mariam Öcal

Oyuncak sektörüne olan ilgisini start-up’la birleştirdi

İdil Öksüz, Sabancı Üniversitesi’nden 2011 yılında Üretim ve Endüstri Mühendisliği programından mezun olmuş. Amerika’da yüksek lisans yaptıktan sonra 2 yıl bu işi yapan bir şirkette ürün yöneticisi olarak çalışmış. Amerika’da çalıştığı şirketin de bir start-up olduğunu belirten İdil Öksüz, daha sonra bu fikri Türkiye’ye getirme kararı almış. 

Boni’nin Kutusu’nun iş modelini kendine özgü dokunuşlarıyla şekillendiren İdil Öksüz “Ben Amerika’da çok severek yaptığım işimde Türkiye’de bir pazar gördüğüm için buraya getirmek istedim. Çocuklar ekranlarla çok fazla vakit geçiriyorlar ve ebeveynlik 7/24 bir meslek, hem ebeveynler biraz kendilerine zaman ayırsınlar hem de çocuklar eğlenirken öğrensin motivasyonuyla ortaya çıkmış bir fikir” diyor. 

Her zaman oyuncak sektörüne ilgisi olduğunu söyleyen, çocukluğundan beri durmadan evde bir elişi yaptığını belirten İdil Öksüz, “Bu iki ilgimi bir de start-up’la birleştirme imkanım olunca kaçırmak istemedim” diye devam ediyor. Boni’nin Kutusu şu an için üç kişilik bir ekiple yürütülüyor. Ekipte iki kurucu ortağın yanında bir de görsel tasarımcı bulunuyor. İdil, yeni kurulmuş bir şirket oldukları için hızlı büyümek istemedikleri söylüyor. Ancak, dijital pazarlama ve back-end kısımlarıyla ilgilenecek takımlarına yeni ekip arkadaşları arayışı içerisinde olduklarını da sözlerine ekliyor. 

En çok hayvanlar alemi ve uzay ilgi çekiyor

Boni’nin Kutusu 6-9 yaş arasındaki çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimini destekleyici aktiviteler içeriyor. Her ay çocuklara belirli bir tema etrafında birisi sanatsal birisi bilimsel olmak üzere iki adet aktivite, bir kitap ve bir sürpriz gönderiliyor. Farklı temalar üzerine tasarlanan bu eğitici aktiviteler, hayvanlar alemini, farklı ülkeleri, meslekleri, öncü insanları veya uzayı konu alabiliyor. Uzmanlar tarafından onaylanmış, çocukların sağ ve sol (yaratıcı ve analitik) zekalarını birlikte destekleyecek bu aktiviteler için gerekli olan tüm malzemeler kutunun içerisinde bulunuyor. İdil’in söylediğine göre, bütün konular çocukların ilgisini çekse de, en çok hayvanlar alemi ve uzay ilgi uyandırıyor. 

Kutularla, çocukların ebeveynlerden destek almadan ve kutu dışındaki hiçbir malzemeye ihtiyaç duymadan, kendi kendilerine aktivite yaparak bireysel özgüvenlerini geliştirmeleri ve aynı zamanda öğrenmeleri amaçlanıyor. 

İdil Öksüz “Kutularımızı tamamen çocukların bireyselliklerini geliştirmeleri için tasarladık. 6 yaş üzeri her çocuk rahatlıkla kendisi aktiviteleri yapabilir. Fakat, kutunun içerisinden çıkan aktivite kitapçığında ailelerin birlikte vakit geçirmelerini sağlayacak etkinliklerimiz de var. İş yoğunluğunda boğulduğumuz bu günlerde ailelerin birlikte eğlenceli vakit geçirmeleri bir diğer önerimiz olarak nitelendirilebilir” diyor. 

Abonelik sistemi ile işleyen Boni’nin Kutusu, aylık, üç aylık ve 6 aylık gibi farklı abonelik sistemleri sunuyor. Kullanıcıların internet sitesi üzerinden, kullanıcı profili oluşturarak kendilerine en uygun abonelik şeklini seçmeleri yeterli, gerisini Boni’nin Kutusu ekibi hallediyor… 

Siteyi ziyaret etmek için: www.bonininkutusu.com

 

2018-2019 Güz Dönemi Yurt Başvuruları

2018-2019 Güz Dönemi Yurt Başvuruları

2018-2019 Akademik Yılında yurtlarımızdan yararlanmak isteyen lisans ve lisansüstü öğrencilerimizin başvurularına ait bilgiler aşağıda detaylandırılmıştır.

  • Başvuru formuna erişim için, öncelikle öğrenci bilgi sistemine (bannerweb.sabanciuniv.edu) girmeniz gerekmektedir.
  • Başvurular 16.07.2018 tarihinde başlayıp, 26.08.2018 tarihi, saat 23:59'da sona erecektir.
  • Başvurular sadece online ortamda alınacak olup, yerleşim sonuçları 07.09.2018 tarihinde, saat 10:00’dan itibaren öğrenci bilgi sisteminden (bannerweb.sabanciuniv.edu) öğrenilebilecektir.
  • Oda arkadaşı/arkadaşları tercihlerinizi yaparken önemle dikkat etmeniz gereken; arkadaşınızın/arkadaşlarınızın da sizi seçmelerini sağlamaktır. Aksi taktirde sistem; tek taraflı tercihleri göz önünde bulundurmayarak, sizleri farklı odalara atayacaktır.
  • Online başvuru süresince son ana kadar tercihlerinizde güncelleme yapabilir ve başvurunuzu iptal edebilirsiniz.
  • Yurt başvurusu yapan ve yerleştirilen, ancak geçerli bir mazeret belirtmeksizin ayrılmak isteyen öğrencilerin, kayıtlı öğrenci ise; önümüzdeki dönemler için, yurt başvuru formuna erişimi engellenecektir.
  • Yurt başvurusu sırasında talep edilen evraklar, başvuru süresi bitimine kadar eksiksiz olarak sisteme yüklenmesi gerekmektedir. Eksik ve/veya yanlış evraklı başvurular değerlendirmeye alınmayacaktır.

Yurt ücreti ve ödeme bilgileri:

2018-2019 Akademik Yılı Güz Dönemi'nde yurtta kalacak olan öğrencilerimizin, yurt ücretleri hatırlatma amaçlı aşağıda listelenmiş olup, bu tutarların 07.09.2018 - 14.09.2018 tarihleri arasında ödenmesi gerekmektedir.

 

Yurt Ücretleri (Eylül 2018 - Haziran 2019) / Kişi başı (KDV dahil)

 

Lisans öğrencileri     1. Dönem        2. Dönem        Yıllık toplam

4 kişilik                        4.250 TL          4.250 TL          8.500 TL

2 kişilik                        5.625 TL          5.625 TL          11.250 TL

 

Lisansüstü öğr.         1. Dönem        2. Dönem        Yıllık toplam

2 kişilik                        5.625 TL          5.625 TL          11.250 TL

1 kişilik                        7.500 TL          7.500 TL          15.000 TL

Studio                          7.750 TL          7.750 TL          15.500 TL

 

Depozito 1.500 TL (Lisans&Lisansüstü öğrencileri, girişte bir defaya mahsus) 

 

YURT BAŞVURUSU İÇİN GEREKLİ EVRAKLAR 

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve 06/05/2017 tarihinde Resmi Gazete ’de yayınlanan Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği gereğince, kurumlarda barınma hizmeti alacak öğrencilerin kayıt kabullerinde aşağıdaki belgeler istenmektedir.

  • Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için kimlik kartı fotokopisi,
  • Öğrencinin öğrenimine devam ettiğini gösteren belge,
  • Sağlık durumunun kurumda kalmasına elverişli olduğunu belirten ve hekim tarafından düzenlenen sağlık raporu,
  • Vesikalık fotoğraf,
  • Adli sicil ve arşiv kaydı belgesi,
  • Yabancı uyruklu öğrencilerden öğrenim izni belgesi,
  • İkametgah Belgesi,
  • Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği,

Yukarıda belirtilen belgelerin talep edilmesi üzerine online yurt başvuru formu güncellenmiştir. Başvuru formuna aşağıda ekran görüntüsü olan sayfa eklenmiştir.

yurt-basvuru

Sisteme yüklenen evraklar, Konaklama Hizmetleri Birimi yetkilileri tarafından kontrol edildikten sonra, bir eksik olmaması durumunda, yapılan başvuru yetkili tarafından onaylanır ve başvuru başarılı bir şekilde tamamlanmış olur. Evraklarda eksik veya hatalı yüklemeden kaynaklı yapılan başvurunun ret edilmesi durumunda, başvuru evraklarının kontrol edilip, yeniden başvuru yapılması gerekmektedir.

Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Konaklama Hizmetleri Birimi / OTH

Collaboration Space Ödülü Keşan Uğur Lisesi öğrencilerinin oldu

Sabancı Üniversitesi Collaboration Space'ten "Sanal Gerçeklik ve Yapay Zeka” üzerine iki haftalık çalışma ödülü, Robert Lisesi Genç Başarı Kulübü’nün girişimcilik etkinliği Remixopolis’te düzenlenen yarışmada birinci olan Keşan Uğur Lisesi öğrencilerinin oldu.

Sabancı Üniversitesi’nin sponsorluğunda gerçekleşen Remixopolis’te “Paylaşım Ekonomisi Girişimcilik Projesi” ile birinci olan Keşan Uğur Lisesi öğrencileri Almira Ezerçe, Yiğit Halil, Öykü Karagöz, Can Özkan ve Nil Mert, 9-20 Temmuz 2018 tarihleri arasında Collaboration Space'te "Sanal Gerçeklik ve Yapay Zeka” üzerine çalışmalar gerçekleştirecek.

Keşan Uğur Lisesi Müdürü İbrahim Özkan, öğrencilerinin elde ettikleri başarıyla ilgili olarak; "Girişimcilik ekosistemine dâhil olmak için büyük bir adım olan Remixopolis Kampı’na katılıp ödülle dönen öğrencilerimi gönülden tebrik ediyorum. Öğrencilerimiz, yenilikçi fikirlerle dolu olan kampta eğlenirken öğrendikleri bilgilerle eşsiz bir deneyim yaşadılar. Bu tür organizasyonlara dâhil olmaları için onları teşvik etmeye ve her zaman desteklemeye devam edeceğiz.” dedi

Abone ol