Ana içeriğe atla

İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi ESBAŞ’ta tanıtıldı

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, TÜSİAD’ın işbirliğiyle ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın desteği ile şirketlerin, çalışanlarının yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamaya yönelik oluşturulan ‘İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi’ Ege Serbest Bölgesi'nde tanıtıldı. İzmir’de yapılan tanıtım toplantısına Ege Serbest Bölgesinde bulunan firmaların temsilcileri katıldı. Projeye katılım için son tarih 15 Mayıs 2018 olarak duyuruldu.


Açış konuşmasını yapan ESBAŞ Kurumsal İletişim Müdürü Halime Büyükyüksel projenin içinde yer almaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi. Büyükyüksel bu proje ile diğer serbest bölgeler arasında öncü ve örnek olacaklarına inandıklarını sözlerine ekledi.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, yürüttükleri çalışmaların bir taraftan şirketlerin faydalarına olurken diğer taraftan da toplumsal sorunlara dokunduğunu söyledi. Kadın ve erkeklerin işe giriş aşamasında eşit oranda işe başladıklarını ancak yukarı doğru çıkıldığında kadın sayısının azaldığına dikkat çekti. Büyük şirketlerin ancak yüzde 14’ünün yönetim kurulunda kadın bulunduğunun altını çizen Melsa Ararat, “Bu şirketlerin aldığı kararlar bütün toplumu etkiliyor. Bu kararlar kadınları ve çocukları da etkiliyor” dedi.

İş hayatında yukarıya doğru çıkıldığında kadınların neden azaldığını araştırdıklarını anlatan Ararat, eğitimli kadınların yakın ilişkide bulunduğu erkekler tarafından şiddete uğradıklarını gördüklerini söyledi. Melsa Ararat, “Eğer şirketler kadınların ve erkeklerin yetkinliklerinden tam faydalanamıyorsa rekabette var olmaları mümkün değil” dedi. Melsa Ararat, bugüne kadar şirketlerle teker teker çalıştıklarını, ESBAŞ ve Ege Serbest Bölgesindeki diğer firmaların katılımı ile çarpan etkisini artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Kadının Güçlendirilmesi Projeleri Yöneticisi Sevda Alkan projenin çıkış noktasını ve şu ana kadar yapılan araştırmaları aktardı. Sevda Alkan, 2013 yılında 17 şirket başladıklarını söyledi. Alkan, projenin ikinci yılında Antalya ve Bursa’da projeyi yaygınlaştırdıklarını belirtti. Bu yıl da serbest sanayi bölgesi veya organize sanayi bölgelerinde projeyi yaygınlaştırmak istediklerini söyledi.

UNFPA Toplumsal Cinsiyet Programları Koordinatörü Meltem Ağduk, son 15 yıldır kadına yönelik şiddet konusunda birçok proje yürüttüklerini söyleyerek konuşmasına başladı. Meltem Ağduk eğitime katılanların konuya aile içi şiddet meselesinden sıyrılarak, toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinden bakmaya başladıklarını söyledi. Meltem Ağduk, projeyi UNFPA’nın faaliyet gösterdiği ülkelerde yaygınlaştırmak istediklerini sözlerine ekledi.

İnci Holding İnsan Kaynakları Yöneticisi Esra Erbaş, İnci Holding’in projeye dahil olma süreci ve yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Esra Erbaş, İnci Holding’in yönetim kurulunun yarısının kadınlardan oluşmasının kendilerine avantaj sağladığını ifade etti. İnci Holding’in WEPs (Kadınları Güçlendirme Platformu) imzacısı olduğunun da altını çizdi.

Esra Erbaş proje kapsamında politika oluştururken, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından hazırlanan rehberden çok destek aldıklarını belirtti. İnci Holding’in proje kapsamında yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Erbaş “Önemli olan herkesin adil şartlarda çalışmasıdır” dedi. Esra Erbaş “Eğer güçlü şirketlerden katılım olursa Türkiye’de çok güçlü bir akım gerçekleştirebiliriz” diyerek sözlerine son verdi.

Proje Hakkında

İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) Projesi, 2013 yılında Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından çalışanların yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı iş yerlerinde destek mekanizmaları oluşturulması ve iş dünyasının yönetimsel ve örgütsel yeteneklerini kullanarak aile içi şiddeti azaltıcı en iyi uygulamaları, araç ve yöntemleri yaygınlaştırmaları üzerine tasarlandı.  Proje kapsamında 2014 yılında çalışanların aile içi şiddet hakkındaki farkındalıklarını ve şiddete maruz kalma durumlarını araştırmak üzere yirmi şirkette anket uygulandı. Anket sonuçlarına göre çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’inin en az bir kez şiddetin bir türüne maruz kaldığı ve çalışan kadınların yüzde 40’ının psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 35’inın sosyal şiddete, yüzde 17’sinin ekonomik şiddete ve yüzde 8’inin fiziksel şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Bu sonuçlara dayanarak 2015’te projenin ikinci aşamasında şirketlerin aile içi şiddetin işi, iş yerini ve çalışan kadınların işgücüne etkin katılımını olumsuz olarak etkilemesini engellemeye yönelik bir şirket politikası oluşturarak çözüm mekanizmaları yaratabilmelerini desteklemek amacıyla ‘Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet ile Mücadele İçin İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi’ oluşturuldu.  Rehberi uygulayarak 2016 ve 2017 senelerinde toplamda 33 şirket aile içi şiddetle mücadele politikalarını oluşturdular.

Buket Uzuner Bilgi Merkezi'nde

Bilgi Merkezi "Edebiyat Etkinlikleri" kapsamında birbirinden değerli konukları ağırlamaya devam ediyor.

3 Mayıs Perşembe günü saat 15.00'te gerçekleşecek söyleşinin konuğu Buket Uzuner. 

"Roman okumak neye yarar?" başlıklı söyleşiye herkes davetlidir.

Uluslararası finans ve döviz piyasaları uzmanı Prof. Geert Bekaert CEF'in davetlisi oldu

Sabancı Üniversitesi Center of Excellence in Finance (CEF), seminer dizisi kapsamında Columbia Business School uluslararası finans ve döviz piyasaları uzmanı Prof. Geert Bekaert’ı İstanbul’da konuk etti.

Sabancı Üniversitesi'nin, Akbank’ın kurucu sponsorluğunda hayata geçirdiği “Sabancı Üniversitesi Center of Excellence in Finance” (CEF), uluslararası bilinirliğe sahip akademisyenler ile düzenlediği seminer serilerine bir yenisini daha ekledi. Uluslararası Finans Uzmanı Columbia Business School Finans Profesörü Geert Bekaert, "Döviz Kuru Faktörleri" konulu bir seminer vermek üzere Türkiye’ye geldi. 

Columbia Business School Finans Profesörü Geert Bekaert'in, 20 Nisan Cuma günü, Sabancı Center’da verdiği "Döviz Kuru Faktörleri" konulu semineri, banka hazinelerinden, aracı kurumlardan, ithalat/ihracat ile uğraşan reel sektör şirketlerinden, trading desk'lerden katılımcılar izledi.

Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı ve CEF Kurucu Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Prof. Dr. Geert Bekaert gibi dünya çapında bir akademisyeni CEF’te ağırlamaktan çok mutlu olduklarını belirtti.  Demirtaş, “CEF’in ikinci senesinde, ilk sene olduğu gibi finans alanında birçok sertifika programı ve seminer serisi düzenleniyor. CEF,  Türkiye'de finans eğitimi konusunda lider bir pozisyona yükseldi” ifadelerini kullanarak,  Geert Bekaert gibi önemli bir ismin seminerinin davetliler için katkısının önemli seviyede olduğunu da ekledi.

Prof. Bekaert “döviz kuru faktörleri” üzerine yapılan güncel araştırmaları özetledi

Döviz piyasalarının etkinliği, makro iktisat, küresel pazar entegrasyonu ve uluslararası pay piyasaları odakta olmak üzere uluslararası finans uzmanı olan Prof. Bekaert seminerde, döviz portföylerinin veya döviz kurlarından etkilenen her tür uluslararası portföyün yönetimi için faydalı olan “döviz kuru faktörleri” üzerine yapılan güncel araştırmaları özetledi.

Bu çerçevede, ilk olarak, mevcut ve yeni faktör modellerinin G10 ülkelerinin döviz kuru değişimleri arasındaki karşılıklı ilişkiyi (korelasyon) açıklama yetisinin incelendiği seminerde Prof. Bekaert, döviz kuru değişimlerinin belli bir kurun genel hareketini temsil eden ve güncel bir kavram olan “döviz sepeti” ile ölçülmesini anlattı.

Seminerde döviz kuru ortak hareketlerinde çift bloklu yapının bulunduğu anlatıldı

Prof. Bekaert seminerde, mevcut döviz kuru faktörleri arasında bulunan ara kazanç, oynaklık, değer ve momentum faktörlerini özetledi ve kümeleme analizi aracılığı ile döviz kuru ortak hareketlerinde çift bloklu bir yapının bulunduğunu, ilk blokta çoğunlukla doların, ikinci blokta ise Avrupa para birimlerinin yer aldığını gösterdi.

Prof. Bekaert’e göre, “Döviz kuru perspektifi ne olursa olsun, bu ‘kümeleme’ faktörünü içeren yeni ve basit bir faktör modeli tüm ikili döviz kurlarını açıklayabiliyor. Model ayrıca gelişmekte olan ülkelerin döviz kurlarındaki değişimlerin de önemli bir bölümüne ışık tutuyor.”

Prof. Bekaert, gelişmekte olan piyasa döviz kurlarındaki faktörler üzerinde durdu

Prof. Bekaert’in vereceği seminerde ayrıca, arakazanç faktörü daha yakından incelendi ve G10 ülkelerinin döviz kurlarından inşa edilmiş “iyi” ve “kötü” arakazanç ticaret stratejileri arasındaki ayrıma odaklanıldı.

Prof. Bekaert’e göre, “İyi stratejiler daha yüksek Sharpe oranları ve bazen pozitif getiri çarpıklığı sergilerken kötü stratejiler çok daha düşük Sharpe oranları ve son derece negatif getiri çarpıklığı içeriyor ve ilginç bir şekilde, iyi arakazanç ticaret stratejileri Avustralya doları veya Japon yeni gibi sıkça kullanılan arakazanç kurlarını kapsamıyor.”

Prof. Bekaert, seminerde son olarak, gelişmekte olan piyasa döviz kurlarında var olan faktörler üzerinde durdu.

 

 

“Sanat, Hayat Gücü, Direniş” Paneli düzenlendi

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender), 28 Nisan 2018, Cumartesi günü, Karaköy Minerva Palas’ta “Sanat, Hayat Gücü, Direniş” başlıklı bir panel düzenledi.


Panelin açış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi Direktörü Ayşegül Altınay yaptı. Panelin ana konuşmacısı, Toronto Üniversitesi Kadın ve Toplum Cinsiyet Çalışmaları Enstitüsü’nden Dina Georgis oldu. Dina Georgis, “Umudun Queer Tesiri” başlıklı bir konuşma yaptı. Dina Georgis, Gazze’de geçen “The Idol” filmi üzerinden radikal ümit konusunu ele aldı. Georgis film üzerinden yaptığı konuşmada, isyanın insanın içindeki yeni bir şeyler yaratma isteği ile ilgili olduğunu söyledi. Oyunun yaratıcı başkaldırmanın temelinde yer aldığını ifade eden Georgis, merakın özellikle yetişkinlikte kaybolduğunu sözlerine ekledi ve “Çocuğun yetişkinliğe geçiş için zevk ve merakı unutması gerekmektedir” dedi.

Bireyle çevre arasındaki ilişki ve oradaki aktarımın önemine değinen Georgis, “Önemli olan radikal ümidin ne şekilde anlaşılması gerektiğidir. Bu ümidin kaynağı bir şeyler yaratabilmededir. Çocuk ancak yaratıcı olduğunda her türlü ilişkiyi olumlu veya olumsuz tedavi edebilir. Burada kolektif merak da çok önemli” diyerek sözlerine son verdi.

Ana konuşmacının ardından “Estetik ve Sanatsal Pratiğin İmkanları” başlıklı panele geçildi. Panelde; Toronto Üniversitesi Kadın ve Toplum Cinsiyet Çalışmaları Enstitüsü’nden Nora Tataryan, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Araştırmacısı Banu Karaca ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Çağdaş Dans Anasanat Dalı Başkanı Tuğçe Tuna konuşmacı oldular.

Nora Tataryan, çalışmalarında estetiğin ve estetik düşünmenin nasıl bir politik alan açtığına baktığını söyledi. Birbiriyle çelişik gibi duran iki şeyin nasıl yanyana durabildiğine baktığını sözlerine ekledi. Sanatın yaptığı bazı hataların bazı şeylerin yeniden düşünülmesini sağladığını ifade eden Tataryan, “Rasyonalizmin tek boyutlu açmazlarından bizi estetik kurtaracak” dedi. Polis toplumunun aksine estetik toplumunda her şeyin bir yerinin olmadığına değinen Tataryan, “Her şey bir anda altüst olabiliyor, yeni şeyler üretilebiliyor” dedi.

Banu Karaca konuşmasında mülksüzleştirmenin tarihçesi üzerinde durdu. Banu Karaca, Harf Devrimi ile Türkiye Cumhuriyeti döneminde doğanlar ve Osmanlı döneminde doğanlar arasında bir kopukluk yaşandığını ifade etti. Osmanlı döneminde doğanların Harf Devrimi ile birlikte okur – yazarlık vasfını kaybettiğini ekledi. Türk sanat tarihinin anlatılışının 1923’ten itibaren olduğunu söyleyen Banu Karaca, “Bu durum bize Osmanlı döneminin hiç olmadığını düşündürür” dedi.

Tuğçe Tuna, “Ürettiğimiz her şeyin bizim biricikliğimizi yansıttığını düşünüyorum. 1993 yılından bu yana beden odaklı çalışıyorum. Gördüm ki beden bir depolama mekanizması. Kinestetik olarak bu miras nesilden nesile aktarılıyor” dedi.

 

Politika Kulübü'nün Ankara Programı

Sabancı Üniversitesi Politika Kulübü, Nisan ayını Ankara'da çok yoğun ama verimli bir programla tamamladı. Öğrencilerimizin gerçekleştirdikleri görüşmeler ve ziyaretler ile ilgili detaylar şu şekilde:

Kulüp 3 Nisan sabahı Anıtkabir ziyareti ile başladı.

Anıtkabir sonrası SETA’da İpek Coşkun ile Türkiye’deki eğitim sistemi ve Suriyelilerin topluma entegrasyonu konuları üzerine yoğunlaştılar. İpek Coşkun öğrencilerimize çeşitli tavsiyelerde bulundu; “Hayatınıza yön verirken çıkacak engelleri düşünmeyin ve istediklerinizi yapmak için harekete geçin. Dünya’yı görmek ve tanımak için kararlı adımlar atın. Yurtdışına gittiğiniz vakit bölümünüzle ilgili hocalardan randevu alarak onlarla görüşmeyi deneyin.“ 

Ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde CHP grup toplantısına katıldılar ve mecliste Başbakan Binali Yıldırımla kısa bir görüşme gerçekleştirdikten sonra AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ile görüştüler. Bülent Turan “Derslerinizin yanında mutlaka bir uğraşınız olsun. Ruhunuzu öldürmeyin; mutlaka bir hobi edinin. Siyasette, derneklerde ve sivil toplum kuruluşlarında görev alırken ailenizi ihmal etmeyin; görevler ve makamlar geçici, sonrasında yanınızda yine aileniz olacaktır. Dil konusunu asla ihmal etmeyin; diliniz var ise bir adım önde başlarsınız.” önerilerinde bulundu.

Sonrasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ülkenin güncel meseleleri üzerinde fikir alışverişinde bulunduk. Kemal Kılıçdaroğlu’na göre “Ülke olarak hangi dilden, dinden, ırktan ve mezhepten insan olursa olsun birbirimize saygı duymayı, birlikte yaşamayı ve yaşam değerlerimize saygı göstermeliyiz.  Ülkemize yapılan Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı değiliz; ancak karşı olduğumuz husus santralin Ruslar tarafından koordine edilmesi ve Türk mühendislerine teslim edilmemesidir. Üniversitelerde bilgi üretimini arttırmalıyız; maalesef üniversitelerimiz yeterli bilgiyi üretemiyor. İran üniversiteleri bilgi üretme konusunda bizim üniversitelerimizin önüne geçmiş durumdadır.” 

Ardından AK Parti Gençlik Kolları Genel Sekreteri Esme Özbağ ile görüşmelerinde Özbağ’ın “Gençlik olarak önemli projeler üretmek için çalışıyor ve ülkenin gençliğine önem veriyoruz. Bu çalışmaları yaparken 81 vilayette, parti farkı gözetmeksizin tüm vatandaşlarımızın ihtiyaçları dikkate alıyor ve tüm gençlik için çalışıyoruz. Yurtdışında yapılan siyasi partilerin gençlik kolları toplantısında ülkemizin muhalefet partileriyle birlikte katılıyor ve yurtdışında vatanımızın ortak paydası altında temsiliyet sağladığımızı zihinlerimizden çıkarmayarak ortak hareket ediyoruz. Bu durum sizleri şaşırtmasın; aile içinde iki kardeş tartışabilir; ancak dışarı çıktığımızda ailemizin birliği için birbirimizi kollamalıyız.” sözleri dikkat çekti. 

Ve günün son görüşmesini AK Parti Genel Merkezi’nde Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ile tamamladılar. Hamza Dağ: “Gençlik için önemli çalışmalar yapıyor ve gençler yer aldıkları platformlarda bulunmaya gayret ediyoruz. Youtube platformunda açmış olduğumuz ‘gayri resmi hesap’ isimli sayfada siyasetin resmi çerçevesinden bir nebze de olsa sıyrılarak, biz siyasetçilerin de bu arenanın dışında normal hayatın parçasını barındıran bir kimliğimizin olduğunu göstermeye çalışıyoruz.”

04.04.2018

Programın ikinci gününe MEB Müsteşar yardımcısı Ercan Demirci ile başladılar. Öğleden sonra AB Delegasyonu Başkan Yardımcısı Müsteşar Gabriel Munuera Vinals’e ve AB Bakanlığı ziyaretimizde Müsteşarımız Büyükelçi Selim Yenel’e Brüksel Bültenini ** sundular ve Türkiye-AB ilişkilerini ve üyelik sürecini her iki taraftan da görüşler alarak tartıştılar. Gabriel Munuera Vinals: “Türkiye-AB ilişkilerinde zaman zaman kırılmalar yaşanmaktadır; ancak her iki taraf da birbirini daha iyi anlama noktasında çaba göstermelidir. İnsanların ön yargılarını kırma eğiliminde bulunarak karşılıklı bir şekilde ziyaretler yapmalarını önemsiyorum. Özellikle terör gibi kritik noktalarda Türkiye’nin rolünü çok önemsiyoruz.” mesajını verdi. 

Ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan ile görüştüler.

05.04.2018

Programın üçüncü gününde kulüp Başbakanlık’a bağlı Milli Arşivleri ziyaret ettiler. Cumhuriyet dönemine ait belgelere erişme ve yıpranan belgelerin onarım süreçlerini gözlemlediler.

Sonrasındaki TAI/TUSAŞ ziyaretinde CEO Temel Kotil ile görüştüler ve TAI’nin gelecekteki projeleri hakkında bilgilendirildiler. Ardından TSK için üretilen ATAK helikopterlerinin üretim sürecini yerinde incelediler.

Günün son ziyaretinde üniversitemiz eski rektörü TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ile görüşme gerçekleştirdiler.

06.04.2018

Ziyaretlerin son günü olarak Cuma gününe ASELSAN ziyareti ile başladılar. Savunma sanayiinde kullanılan yazılımların ve donanımsal ürünlerin üretimim aşamalarını incelediler.

Ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Uluslararası İlişkiler Başkanlığı uzmanı okulumuz eski mezunu Emre Yılmaz ile görüştüler. Kendisinden dış politika hakkındaki güncel bilgileri edindiler.

Son olarak da AFAD Başkanlığını ziyaret ederek uzmanlardan kurum hakkında bilgi aldılar ve AFAD Kriz Yönetim Merkezini ziyaret ederek acil durumlarda izlenen sürece şahit oldular. 

07-08.04.2018

Cumartesi-Pazar günleri de Bilkent Üniversitesi Politik Düşünce Zirvesine misafir olarak tartışma oturumlarına katıldılar.

**Brüksel Bültenine aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz : https://drive.google.com/file/d/1d9PvHKTMWcZgkRkjKKklh7urmvw2H8Ke/view?usp=sharing (İngilizce)

https://drive.google.com/file/d/1fa2puFdTM41AXbNkO9xYF9yg5rga-g6k/view?usp=sharing (Türkçe)

 

 

2017-2018 Yaz Dönemi Yurt Başvuruları ve Ücretleri

2017-2018 YAZ DÖNEMİ YURT BAŞVURULARI

2017-2018 Yaz Dönemi'nde yurtlarımızdan yararlanmak isteyen lisans ve lisansüstü öğrencilerimizin yurt yerleşimlerine ve ödemelerine ait bilgiler aşağıda detaylandırılmıştır.

  • Yaz Dönemi projeleri, zorunlu staj yükümlülüğü, Yaz Dönemi Diller Okulu (7 hafta), Yaz Dönemi (7 hafta) gibi sebepler ile yurtlarda kalacak öğrencilerimizin bilgileri, bağlı oldukları fakültelerin idari asistanları ve Öğrenci Kaynakları tarafından, Konaklama Hizmetleri Birimi'ne bildirilecektir.
  • 2017-2018 Yaz Dönemi yurt başvuruları online ortamda alınacak olup, forma erişim için; öncelikle öğrenci bilgi sistemine (bannerweb.sabanciuniv.edu) girmeniz gerekir. Başvurular 14/05/2018 tarihi, saat 10:00'dan – 01/06/2018 tarihi saat 23:59'a kadar kabul edilecektir.
  • Yerleşim sonuçları, 11/06/2018 tarihinde saat 10:00’dan itibaren öğrenci bilgi sisteminden (bannerweb.sabanciuniv.edu) öğrenilebilecektir.
  • Yurt ücreti ödemeleri 11/06/2018 – 13/06/2018 tarihleri arasında yapılacaktır.

Ödemelerini yapan öğrenciler, 16/06/2018 tarihinden itibaren,

  • Hafta sonu ve mesai saati dışında (17:00 – 08:30) B1-G042 no.lu Gece Yurt Görevlisi ofisinde,
  • Hafta içi ve mesai saatleri arasında (08:30 – 17:00) ilgili Yurt Sorumlusunun ofisinde giriş formu imzalayarak yurt odalarına yerleşebilirler.

Fakültelerinizden ve Öğrenci Kaynakları'ndan listeler tarafımıza gönderilmiş olsa dahi; online başvuru yapılması gerektiğini önemle hatırlatırız.

 

2017-2018 YAZ DÖNEMİ YURT ÜCRETLERİ

Yaz Dönemi (7 hafta) ve Temel Geliştirme Yılı Yaz Okulu'na (7 hafta) katılacak öğrenciler için:

  • 2 kişilik oda; KDV dahil 1.750.-TL/kişi/dönem

Zorunlu staj, asistanlık, proje amacıyla yurtta kalacak lisans ve lisansüstü öğrenciler için:(1 ay içinde 15 gün ve daha az kalımlarda ücretin yarısı, 15 günden çok kalımlarda ücretin tamamı alınacaktır)

  • 2 kişilik oda; KDV dahil 800.-TL/kişi/ay

Depozito Ücreti:

  • Depozito ücreti; 1.500.-TL

İlgili Yurt Sorumluları:

Gece Yurt Görevlisi:

KONAKLAMA HİZMETLERİ BİRİMİ

Sabancı Üniversitesi, İstanbul ve Kocaeli Organize Sanayi Bölge Müdürlerini ağırladı

Sabancı Üniversitesi, 27 Nisan Cuma günü İstanbul ve Kocaeli’nde yer alan organize sanayi bölge müdürlerini ağırladı. Toplantıya bölge müdürlerinin yanısıra Kocaeli Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü İlhan Aydın, İstanbul Bilim Sanayi ve Teknoloji Şube Müdürü İsrafil Yıldız, Kocaeli Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı Elif Bilgisu, Kocaeli Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nilgün Fığlalı katıldı.


Yoğun bir katılımın olduğu toplantıda Üniversite-Sanayi işbirliğinin önemi vurgulandı. Toplantı sonrasında, Nanoteknoloji ve Uygulama Merkezi (SUNUM), Collaboration Space  ve Bilgi Merkezi gezisi gerçekleştirildi.


Teachers are Human'ın yeni konuğu İlker Hamzaoğlu

Sevilerek dinlenen ve birbirinden değerli öğretim üyelerinin konuk olduğu Teachers Are Human'ın 2 Mayıs Çarşamba günü gerçekleşecek programına İlker Hamzaoğlu konuk oluyor!

 

2 Mayıs Çarşamba akşamı saat 20.00'de yayınımızı dinleyebilir, sorularınızı RadyoSU'nun internet sitesindeki "Sesini Duyur" köşesinden sorabilirsiniz.

Sizi nasıl dinleyebilirim?

Bizlere radyosu.sabanciuniv.edu, TuneIn, mySU ve RadyoSU mobil uygulaması üzerinden ulaşabilirsiniz. Sesini duyur köşesine soru göndermek için ilk iki seçenekten birini tercih edin lütfen :) 

Crypto Revolution: Blockchain, Crytocurrencies & more

The Future Seminar Series kapsamında düzenlenen, Erkay Savaş'ın "Crypto Revolution: Blockchain, Crytocurrencies & more" konulu semineri 2 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleşti.  

Gerçekleşen seminere ilişkin canlı yayın kayıtlarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

1. Bölüm 

2. Bölüm

RAW yılın en önemli müzik festivallerinden Sonar’a katılıyor

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Öğretim Üyesi Selçuk Artut ile SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı Yüksek Lisans mezunu Alp Tugan ikilisinin oluşturduğu RAW, 7 Nisan tarihinde Zorlu PSM’de dünyanın en önemli festivallerinden biri olan Sonar Festivali’nde sahne alacak.


Türkiye'de ilk kez 2017 Mart ayında gerçekleşen Sónar Festivali’in ikincisi 6-7 Nisan 2018 tarihlerinde Zorlu PSM'de yapılacak.

Sonar Festivali, elektronik müzik trendlerini en güncel isimlerle belirleyen, bu isimlerle iki gün boyunca farklı sahnelere taşan çarpıcı performanslara ev sahipliği yapan dünyanın en önemli festivallerinden biri.

Selçuk Artut ile Alp Tugan’dan oluşan RAW, İstanbul merkezli, canlı kodlama ile İşitsel ve Görsel Performanslar yaratan bir ikili. Performansları, doğaçlamaya dayalı ses yapılarının eşliğinde programlı etkileşimli görsel materyallerden oluşuyor. Görseller çekirdek programlama ortamları kullanılarak geliştiriliyor ve seslerden alınan verilerle etkileşim sonucunda görsel manipülasyonlar oluşuyor. RAW ayrıca tepe kameraları, geniş ekranlara yansıtılan kod görüntüleri gibi unsurlarla seyircinin performansa dahil olabilmesini sağlıyor. İşitsel deneyim ise gürültü, elektronik, techno, minimal ve ambient gibi türler arasında doğaçlama geçişleri içeriyor.

 

Abone ol