Ana içeriğe atla

Öğretim Üyemize Üstün Başarılı Yardımcı Editör Ödülü

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Volkan Patoğlu, IEEE Transaction on Haptics dergisinin başarısına katkıda bulunan çalışmaları nedeniyle, Üstün Başarılı Yardımcı Editör Ödülü'ne layık görülmüştür.

IEEE Transactions on Haptics, dokunma hissiyle ilgili bilimsel ve teknolojik çalışmaları ve uygulamaları ele alan, arşivlenen bilimsel bir dergidir. IEEE Transaction on Haptics, IEEE Robotics and Automation, IEEE Consumer Electronics ve IEEE Computer dernekleri tarafından üç ayda bir yayınlanmaktadır.

Connect4Tech'te yerinizi alın

Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politikaları Direktörlüğü (ALP), Sanayi İşbirlikleri ve Teknoloji Lisanslama Ofisi (İLO) tarafından 31 Mayıs 2018 Perşembe günü "Connect4Tech" adlı tüm gün sürecek bir etkinlik düzenleniyor. "Ar-Ge için Patent Bilgilerinin Sihri" ve "İlham Veren Ticarileştirme Hikayeleri" başlıklarının ele alınacağı etkinlik Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM)/Tuzla'da gerçekleşecek. 

Connect4Tech etkinliği katılımcıları şu bilgileri edinebilecek:

- Buluş bildirimi, değerlendirme ve patent başvuru süreçleri nelerdir?

- Patent bilgilerini Ar-Ge projeleriz için nasıl kullanabilirsiniz?

- Araştırma projelerinin sonuçlarını başarılı bir şekilde ticarileştirmede temel yaklaşımlar ve stratejiler nedir?

- Buluşlarını ticarileştirmiş girişimci akademisyenlerden ilham verici hikayeler...

Ar-Ge ve ticerileştirme alanlarında aktif çalışmalar yapan paydaşlar ile tanışma imkanı da bulunabilecek etkinlik Sabancı Üniversitesi mensuplarına açıktır. Katılım 50 kişi ile sınırlıdır. Linke tıklayarak kayıt olabilirsiniz.

Connect4Tech ücretsiz bir etkinliktir ve herkese açıktır.

Tarih: 31 Mayıs 2018, Perşembe / 09.00-16.30

Mekan: Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM)/Tuzla, Istanbul 

Enerji Teknolojileri ve Yönetimi Yüksek Lisans Programı İzmir Saha Gezisi

Sabancı Üniversitesi Enerji Teknolojileri ve Yönetimi Profesyonellere Yönelik Yüksek Lisans Programı’nın (ETM) 2017-2018 Akademik Yılı Saha Gezisi 12-13 Mayıs 2018 tarihlerinde gerçekleşti. 

 

İzmir ve çevresinde bulunan elektrik santrallerinin ziyaret edildiği gezide, öğrencilere program direktörleri Umut Ekmekçi ve Murat Kaya, ve eğitmen Ömer Emre Orhan eşlik etti.

Farklı enerji kaynakları ile çalışan elektrik santralleri hakkında yerinde bilgi almak amacıyla düzenlenen saha gezisinde, ENKA İzmir Doğalgaz, Polat Enerji Kozbeyli Rüzgar, Güriş Germencik Jeotermal ve ​Ensolar Enerji Tire Güneş enerjisi santrallerine ek olarak Ateş Çelik rüzgar santrali kule fabrikası ziyaret edildi. 

  

Öğrenciler, derslerde teorik olarak öğrendikleri konuların pratik uygulamalarını görme şansı yakaladı. Farklı santral tiplerinin kurulumu, işletmesi, ve karşılaşılan temel problemler üzerine bu santralleri işleten mühendislerden yerinde bilgi alabildiler. 

Haziran 2018 ELAE

5 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olan ELAE’ye girecek olan öğrenci grupları:

  1. 2017-2018 Akademik Yılı’nda Diller Okulu’nda öğrenim görmüş olan öğrencilerden kendilerine mail ile gönderilen anket üzerinden başvuranlar (Ayrıca dilekçe vermelerine gerek yoktur.)
  2. Sınava girme hakkı olan ve sınav hakkını kullanmak için dilekçe ile başvuruda bulunan beklemeli/dışarıda hazırlanan öğrenciler
  3. Lisansüstü adaylar

Sınav yeri saatleri aşağıdaki gibidir: 

WRITING & LISTENING         09.30 – 12:00 

READING                                13:00-14:40

SINAV YERİ                            YBF 1099

SINAV TARİHİ                         5 Haziran 2018, Salı

Sınava yanınızda SU kimliğinizi, kalem, silgi vb. getirmeniz gerektiğini önemle hatırlatırız. 

Ayrıca sınava gelirken cep telefonlarınızı sınav salonuna getirmemenizi rica ederiz, yanınızda getirdiğiniz cep telefonları sınav gözetmenleri tarafından toplanacaktır.

Kimlik kontrollerinin yapılabilmesi ve sınava zamanında başlanması için, sınavdan 30 dakika önce, sınav salonu önünde hazır bulunmanız gerekmektedir.

TGY öğrencileri için sınav sonuçları, 7 Haziran 2018, Perşembe günü saat 21:00’ den itibaren SU web sitesinde yayınlanacak sorgulama ekranından duyurulacaktır.

5 Haziran 2018 ELAE’ ye giren lisansüstü adaylar, sınav sonuçlarını bağlı bulundukları fakültelerden öğreneceklerdir.

ELAE sınavı ile ilgili detaylı bilgiye ve örnek sınavlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Sınava girecek tüm öğrencilerimizin bu linkte verilen bilgileri kontrol etmelerini öneririz:

http://sl.sabanciuniv.edu/students/elae

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

“Sanayi Odaklı Projeler”in çıktılarını paylaşıldı

Sanayi Odaklı Projeler ile kurumlar öncelikli araştırma konularını Sabancı Üniversitesi  ile projelendirerek hayata geçirdikleri yepyeni bir üniversite – sanayi işbirliği örneği sunmaya devam ediyor...

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi bünyesinde Ekim 2016’dan bu yana devam eden "Sanayi Odaklı Projeler" (SOP), ikinci yılını birçok yeni proje ve farklı sektörlerdeki sanayi kuruluşlarının işbirliği ile %30 büyüme sağlayarak başarı ile tamamladı.

 

Program, Sabancı Üniversitesi müfredatındaki "Mezuniyet Projesi" dersi kapsamında, katılımcı kurum ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinin danışmanlığında, 4. sınıf lisans öğrencilerinin projelerinden oluşuyor. Sabancı Üniversitesi ve proje kapsamında işbirliği yapılan kurumlar üzerinde çalıştıkları projeyi birlikte yürütüyor. 

2018 yılı Sanayi Odaklı Projeler Programı’na otomotiv tasarımı ve yan sanayi, bilişim, elektronik, plastik, kimya, gıda, kişisel & ev temizlik ve bakım ürünleri, dayanıklı tüketim malları gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren kurumlar arasında yer alan Airties, Aksa Motor, Doğuş Bilgi İşlem ve Teknoloji, Evyap, Festo, Ford Otomotiv, Lostar Bilgi Güvenliği, Mutlu Akü, Procter & Gamble, Ravago Petrokimya, Siemens, Unilever, Yongatek katılım sağladı. Toplam 13  katılımcı kurumun 24 projesinde çalışan 78 lisans öğrencisi üniversite- sanayi işbirliği ile birlikte tamamladıkları proje çıktılarını paylaştı. 

 

Sabancı Üniversitesi’nin, üniversite-sanayi işbirliğine yeni bir boyut kazandırdığı Sanayi Odaklı Projeler’in çıktıları 15 Mayıs 2018, Salı günü Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde (SUNUM) 2. kez gerçekleşen Bahar Daveti ile paylaşıldı. Davete çeşitli sektörlerden otuzun üzerinde firmanın yöneticilerinden oluşan seçkin davetliler katıldı. 

Davetin açış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Rektör Vekili  Prof. Dr. Zehra Sayers ve Sabancı Üniversitesi Mühendislik, Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Canan Atılgan ve Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi, Sanayi Odaklı Projeler kurucusu Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından proje sahibi firmalara teşekkür plaketi takdim edildi ve ardından tüm konuklar yapılan kokteylde bir araya geldi. 

Sabancı Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Zehra Sayers konuşmasında,Sabancı Üniversitesi’nin bence sizlere sağlayabileceği en önemli özelliklerden bir tanesi farklı disiplinlerden insanların bir araya gelip birlikte çalışmaya alışık olmaları ve problemlere farklı yönlerden yaklaşabilmeleridir. Üniversitemizin diğer önemli özelliği hiyerarşik olmayan, küçük ölçekli yapısıdır. Bu özellik de yine sizlerle etkileşime daha kolay ve açık olmasını sağlar. Son olarak da söylemek istediğim, biraz övünmek gibi olacak ama, hem hocalarımız hem de öğrencilerimiz çok yetenekli, bakış açıları geniş, olaylara farklı yönlerden yaklaşabilen insanlar. Hocalarımız problemleri farklı yönlerden değerlendirmekte ustalar. Öğrencilerimiz de çok iyi ve başarılılar. Gittikleri her yere her kuruma çok katkıları olduğuna inanıyorum. Geldiğiniz için çok teşekkür ederiz. Sizlerle işbirliği yapmak ve bunu genişletmek bizim hedefimizdir.” dedi.

 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Canan Atılgan şunları söyledi: “Sanayi ve üniversiteleri buluşturmak zor iştir. Büyük projelere hemen girmeye sıcak bakmayız, çünkü çalışma stilleri benzer olmayan kurumların ortaklıklar sırasında yaşayacakları sorunları kestirmek zordur. Sanayi Odaklı Projelerimiz bu tür riskleri barındırmamakta, hatta bir çözüm sunmakta. Küçük boyutlu bir proje, birbirimizi tanımak, ortak çalışma kültürü geliştirmek için çok güzel bir fırsat sunuyor. Öğrencilerimizin kurduğu köprüler aracılığı ile sanayi ve üniversiteyi bir araya getirip, “daha neler yapabiliriz, daha büyük neler geliştirebiliriz”i birlikte düşünmek için çok güzel bir başlangıç noktası oluyor.” 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi, Sanayi Odaklı Projeler kurucusu Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu ise konuşmasında şöyle dedi: “Aslında burada üç paydaş var; birisi sanayi tarafı, birisi öğrenciler, diğer taraf ise biz öğretim üyeleri. Öğretim üyelerinin bir hedefi iyi öğrenci yetiştirmek. Öğrencilerin sorumluluğu iyi bir mühendis olmak, topluma fayda sağlamak. Bunun da diğer paydaşı sanayiciler ise ihtiyaç duydukları projeleri üniversite ile birlikte gerçekleştiriyor. Tüm bu hedefler için ortaklaşa takımlar halinde çalışıyoruz. Bu nedenle her üç taraf için de kazan-kazan motivasyonunda olduğundan her geçen yıl proje sayısı artıyor. 

Proje çıktılarını hazırladıkları posterler ile etkinlik süresince katılımcılara tanıtan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğrencileri, sanayi kurumlarıyla gerçekleştirdikleri çalışmalar sayesinde profesyonel hayat ile tam anlamıyla tanışmış ve kariyerleri için önemli bir adım atmış olduklarına inandıklarını belirttiler. 

Sanayi Odaklı Projeler (SOP) işbirliği modelinde kurumlar karşılıklı olarak birçok avantaja sahip oluyor. 

Sabancı Üniversitesi tarafından geliştirilen işbirliği projesi ile sanayi kurumlarının araştırma gündeminde yer alan ancak; insan, zaman, teknik ekipman gibi kaynak kısıtları olan araştırma konularının, üniversite işbirliği ile projelendirilerek hayata geçirilmesine olanak sağlanıyor. Öte yandan projede işbirliği içinde olunan sanayi kuruluşları bürokratik engellerle karşılaşmaksızın, projede çalışan öğrenciler ve danışman öğretim üyesinin koordinasyonunda Sabancı Üniversitesi'nin en ileri teknolojilerle donatılmış laboratuvarlarının sunduğu araştırma imkanlarından özgürce yararlanabiliyor. Ayrıca projelerde çalışan  dördüncü sınıf öğrencileri de sanayi kurumları için etkin bir insan kaynakları havuzu oluşturarak kurumlara potansiyel çalışma arkadaşlarını tanıma ve yetiştirme şansı da veriyor. Programın en avantajlı yönlerinden biri de, somut sorunlara, somut ve inovatif çözüm önerileri getirilebilmesi, fikrin ürüne dönüşmesidir. 

SOP süreci nasıl devam ediyor

SOP programına katılmak isteyen kurum;  yılda 2 defa,  istediği sayıda, farklı mühendislik alanlarındaki konularda proje önerisinde bulunabilir. Tüm proje önerileri öğretim üyelerinden oluşan seçici kurul tarafından değerlendirilir. Güz döneminde başlayan projeler, Ekim – Mayıs ayları arasında yürütülerek sonuçlanır. Şubat ayında başlayan  projeler ise bir sonraki akademik yılda devam ederek aralık ayında tamamlanır.

Sanayi projelerinde biri kurum tarafından diğeri Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri arasından olmak üzere, en az iki danışman görev alıyor. Öğrenciler, ilk 3 ay projenin tasarım evresi üzerinde çalışırken bir yandan da karmaşık bilim ve mühendislik problemleri, Sürdürülebilir Kalkınma, Ekonomi, çevre sorunları, üretilebilirlik, etik, sağlık, sosyal ve politik sorunlar, Proje yönetimi, risk yönetimi ve değişim yönetimi, Fikri mülkiyet hakları, Yenilikçilik ve girişimcilik, İş sağlığı ve güvenliği  konularında seminerlere ve grup çalışmalarına katılarak eğitim alıyorlar. Öğrencilerden aldıkları eğitimleri projelerine yansıtmaları bekleniyor. 

Sabancı Üniversitesi, üniversite-sanayi işbirliği kapsamında gerçekleştirdiği Sanayi Odaklı Projelere tüm hızıyla devam ederek, yeni proje başvurularını sop@sabanciuniv.edu  e-posta adresinden kabul ettiklerini açıkladı. 

Sanayi Odaklı Projeler Programı hakkında detaylı bilgi sop.sabanciuniv.edu adresinden alınabilir. 

Mühendisliği şiir ile buluşturan uygulama: Laf

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Programı üçüncü sınıf öğrencisi Emre Şahiner, şiir severler için duygu-renk eşleşmesi üstüne tasarlanan bir uygulama geliştirdi. Emre Şahiner’in geliştirdiği “Laf” uygulamasında her şiir ve şair bir renk ile tasvir ediliyor. Uygulama renk parametresi sayesinde o gün kendinizi hangi renk hissediyorsanız size uygun şiir/şair önerileri sunuyor. 

Sabancı Üniversitesi ASSET (Arts, Social Sciences, Entrepreneurship & Technology) Lisans Projeleri Programı kapsamında aldığı destek ile uygulamayı daha da gelişmeyi planlayan Emre Şahiner, gazeteSU olarak kendisine yönelttiğimiz soruları yanıtladı. 


Emre öncelikle biraz kendinden bahseder misin?

Bilgisayar mühendisliği 3. sınıf öğrencisiyim. Zamanımın çoğunda projelerim ve fikirlerim üstüne çalışıyorum. Son 1.5-2 yıldır front-end development ve UI/UX konuları üstünde çalışıyorum ve bu uğraşım halen yoğun bir şekilde sürüyor. Bunlar dışında herkes kadar irili ufaklı hobilerim var. 

Bize geliştirdiğin Laf uygulamasından bahseder misin, Laf nedir? Sana bu uygulamayı geliştirmende ilham veren ne oldu?

Laf en basit deyişle şiir severler için yaratılan bir platform. İnsanların var olan şiirleri okumalarını ve bunun yanında kendi şiirlerini de diğer insanlarla paylaşmalarına olanak veren ve tüm bunları bir renk detayıyla akıllı bir biçimde birleştirmeyi hedefleyen bir telefon uygulaması.  

Laf fikri geçen dönem bir dersimin finaline son gece çalışırken aklıma geldi. Aslında fikrin ilk hali instagram story tadında bir şiir deneyimiydi ve o gece sabaha kadar uğraşıp bitirmiştim. Hatta o kadar gaza gelmiştim ki, bir de Genco Erkal’ın e-posta adresini bulup konuyla ilgili bir e-posta göndermiştim. Kendisi bana umut veren çok güzel bir cevapla dönmüştü. Bunun üstüne Laf’ı ilerletip bugünkü son haline getirdim ve geliştirmeye devam ediyorum. Bana bir final sınavına mal olsa da bugün geldiği nokta çok olumlu ve keyif verici. :)  

SU ASSET programından uygulaman için bir destek aldın? Süreç nasıl oldu biraz anlatır mısın?

Laf'ın versiyon 1.0’ını ara tatilde hızlıca tamamlayıp, App Store ve Google Play’de yayınladım. Yanlış hatırlamıyorsam yayınladıktan 1-2 hafta sonra da SU ASSET’e başvurdum. Başvuru süreci ve sonuçların açıklanması çok yakın bir tarihe kadar sürdü ve en sonunda Laf’ın 13.000 liralık maddi destek ile destekleneceğini öğrendiğim mutlu bir e-posta aldım. Bu maddi desteği kullanmaya henüz başlamadım fakat gelecek yıl Ocak ayına kadar Laf’ı çok ileriye taşıyacağına inandığım çok önemli bir destek olduğunu söyleyebilirim. 

Hiç bilmeyen öğrenciler için SU ASSET programı nedir, başvurmaya nasıl karar verdin, süreçler nasıl oldu anlatır mısın?

SU ASSET, başta Collaboration Space olmak üzere üniversitemizdeki laboratuvar, atölye ve çalışma alanlarını kullanarak geliştirilen yaratıcı ve yenilikçi projelere destek veren bir programıdır. 

Laf’ın geliştirmesini tam da bitirdiğim dönemde başvurular açılmıştı ve ben de neden olmasın diyerek başvurdum. İlk ön elemeyi geçtikten sonra bir sözlü sunuma çağrıldım. Sunumda sizden projenizi detaylıca anlatmanız ve en sonunda da projeniz için talep ettiğiniz bütçeyi detaylandırmanız isteniyor. SU ASSET’e kabul edilmeniz halinde talep ettiğiniz bütçe hibe olarak veriliyor ve projenizin takibi yapılıyor. Bir fikri ve bu fikri hayata geçirecek motivasyonu olan herkesin başvurmasını tavsiye ederim. 

Peki uygulamana geri dönersek, Laf uygulaması nasıl çalışıyor? Başlıca özelikleri nelerdir?

Laf aslında basit bir şiir platformundan çok daha fazlası olma yolunda ilerleyen bir proje. Uygulamaya girdiğinizde size her gün bir yeni şiir sunuyor. Bunun yanında şiir yazabiliyor ve keşfet kısmında kullanıcıların ve şairlerin şiirlerini okuyabiliyorsunuz. Fakat halen geliştirmekte olduğum ve asıl heyecan verici kısım ise makine öğrenmesi ile kullanıcıyı tanımak ve uygulama içindeki deneyimini pozitif yönde arttırmak. 

    

Bunun içindir ki Laf’ta bu anlattığım temel yapının üstüne bir de renk parametresini ekledim. Şiirler diğer sosyal medya elementlerinin (resim, video, yazı vb.) aksine duyguların sıkıştırılıp çok yoğun bir şekilde kullanıcıya aktarıldığı bir sanat. Uygulamanın tüm tasarımını duygu-renk eşleşmeleri üstüne inşa ettim. Her şiir ve şair bir renk ile tasvir ediliyor ve isteseniz siz o anki duygu durumunuzu profilinizden bir rengi seçerek (mesela ben depresif bir havadayken siyahı seçiyorum) tüm uygulamanın o renge dönmesini sağlayabiliyorsunuz. 

Laf sizin bu renk seçimi ve şiir okuma hareketlerinizi takip ediyor ve zamanla sizin hakkınızda anlamlı bir veri elde etmeye başlıyor. Daha sonraki seçimleriniz ve günlük şiirleriniz de bu analizlerin üstüne şekilleniyor. SU ASSET’te de Laf’ın bu tarafını geliştirmek amacıyla kabul aldım.            

Uygulamaya ilgi nasıl?

Aslında uygulama halen geliştirilmeye devam ediliyor olmasına rağmen gerçekten çok şaşırtıcı tepkilerle karşılaştım diyebilirim. İnsanlar böyle bir uygulama yaptığım için instagram adresimi bulup özelden teşekkür etmeye, e-postalar atmaya başladılar. Bir ara ilgi o kadar arttı ki Laf App Store’da kendi kategorisinde 24. sıraya kadar yükseldi. Hatta bir kişi uygulamayı satın almak dahi istedi yakın zamanda. En sonda -beni en mutlu eden- Laf’ı yazarken kullandığım bir teknoloji olan Expo’nun mühendisleri (expo.io) uygulamayı fark edip benimle bir röportaj yaptılar. Medium veya twitter sayfalarında “poem lovers” diye aratarak ulaşabilirsiniz.

Sayısal verilere gelecek olursak da, Laf mart ayı başından beri 2000 liralık bir pazarlama bütçesiyle 15.000 kayıtlı kullanıcıyı geçti ve haftada ortalama 2000+ aktif kullanıcıya ulaştı. Bugüne kadar 400.000 defadan fazla şiir okundu ve günde 5-6 bin şiir okunmaya devam ediyor. İnanıyorum ki gelecek yeni özellikler ve SU ASSET bütçesi ile bu sayıları çok ilerlere taşıyacağım.  

 İleriye dönük uygulamana eklemek istediğin özellikler var mı?

Temeldeki amacım şiiri kalıplaşmış düşüncelerden çıkarıp insanların günlük hayatına sokmak. Bu nedenle Laf’ta kişileri ön plana çıkaracak ve kullanıcıların birbirleriyle olan etkileşimini arttıracak birkaç özellik üzerine çalışıyorum. Hayalimdeki nokta instagram kadar hızlı tüketilebilen ama profillerin/şiirlerin bir Spotify kullanıcı deneyimi verdiği yarı sosyal bir platform kurabilmek ve bunu dünya geneline yaymak. 

Üzerinde çalıştığın farklı projeler var mı? 

Evet var. Laf’ın yanı sıra üniversite öğrencilerine yönelik bir uygulama olan Speak’in de front-end geliştiricisiyim. O da aynı Laf gibi SU ASSET’ten destek almaya hak kazandı. Bunun yanında Hollanda’daki bir sağlık kuruluşu için randevu sistemi uygulaması geliştiriyorum.  

Laf uygulamasının indirme bağlantıları, 

App Store -> https://goo.gl/1vP5Nf  

Google Play -> https://goo.gl/iM1KiG  

Instagram sayfası -> www.instagram.com/laf.official        

 

 

SSBF öğrenci ve mezunlarımızın başarılı çalışmaları ses getiriyor

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF), Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı öğrenci ve mezunlarız çalışmaları ile İstanbul Art News ile ARTAM’da

Didem Erk,

İstanbul ve Berlin’de faaliyet gösteren Zilberman Galeri mezunumuz Didem Erk’i temsil ettiği sanatçılar arasına kattı. Didem Erk Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programı lisans 2009 ve yüksek lisans 2012 mezunu. Performans, video,yerleştirme ve metni araç olarak kullanan Didem Erk işlerinde dil, hafıza ve sınır kavramlarının mekanla ilişkili şiirsel tarafları üzerine araştırmalarını sürdürüyor. Didem Erk'in çalışmalarına ait ARTAM dergisinde yer alan haberi okumak için lütfen tıklayın.

Ekin Kanoğlu,

Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf ve Video bölümü mezunu. Öğrenci değişim programıyla Den Haag Kraliyet Akademisi, Güzel Sanatlar bölümünde resim çalıştı.Şu anda Sabancı Üniversitesi'nde yüksek lisansını Görsel Sanatlar üzerine yapıyor. Ekin Kanoğlu'nun çalışmalarına ait İstanbul Art News dergisinde yer alan haberi okumak için lütfen tıklayın.

Hayal Pozantı,

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı 2004 mezunu. Yüksek lisans eğitimini Yale Üniversitesi'nde tamamladı. Pozantı, ilk kişisel sergisi Deep Learning'i 2015'te, Connecticut'taki Aldrich Contemporary Art Museum'da açtı. RelentlessTenderness işi Public Art Fund'un"40. Yılı Sergisi"kapsamında World Trade Center'da sergilendi. Pozantı, yaşamını ve çalışmalarını New York'ta sürdürüyor. Hayal Pozantı'nın çalışmalarına ait ARTAM dergisinde yer alan haberi okumak için lütfen tıklayın.

İstanbul Müzik Festivali Onur Ödülü Yekta Kara'ya verildi

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi (SGM) Sanat Danışmanımız, solist sanatçı, rejisör, dramaturg ve sanat yönetmeni olarak ülkemizde opera sanatının geniş ve genç kitleler tarafından sevilmesinde çok önemli bir rol oynayan Yekta Kara, İstanbul Müzik Festivali 2018 Onur Ödülü sahibi oldu.

Yekta Kara’ya ödülü, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, "Aile Bağları" temasıyla gerçekleştirilen "46. İstanbul Müzik Festivali"nin 23 Mayıs akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşen açılış Konseri’nde, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı tarafından takdim edildi.

Yekta Kara'nın, 46. İstanbul Müzik Festivali Açılış Töreni'nde ödülü takdim edilirken yaptığı teşekkür konuşması

Değerli müzikseverler,

Benim açımdan gerçekten çok büyük bir mutluluk kaynağı olan bu ödülü sizlerin huzurunuzda almaktan kıvanç duyuyorum. Beni inanılmaz boyutlarda onurlandıran bu ödül, sanıyorum bugüne kadar almış olduğum ödüller içinde en kıymetlisi. Farkındaysanız sesim titriyor heyecandan, ki öyle çabuk heyecanlanan ve bu heyecanımı dışa, siz seyircilere yansıtan bir insan değilim genelde, ama şu an bu ödülü tekrar ediyorum sizin huzurunuzda alıyor olmak, bu seçkin topluluğun önünde alıyor olmak ve de tabii ki, İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından onurlandırıldığım, layık görüldüğüm bu ödülü almak benim için kıvanç kaynağı oldu. Bizler Müzik Festivali ile yetiştik, yalnız Müzik Festivali ile değil tabii. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bundan 46 yıl önce Müzik Festivali ile başlayıp sonra sanatın diğer dallarında da düzenlediği pek çok festival, etkinlik ile zenginleştik. Biz sanatçılar da çok şey öğrendik ve kendimizi geliştirmek için festival bize inanılmaz fırsatlar tanıdı. Zaman çabuk geçiyor ama bu geçen zaman içinde İstanbul’lulara ve yurt genelinde herkese, bütün insanlarımıza evrensel ölçütlere uygun yapımlar sunuldu. Yurt dışından gelen o topluluklar, kendi değerlerimizi kendi genç yeteneklerimizi yeniden keşfetmemiz, en üst düzeyde sanatçılar hep Müzik Festivali sayesinde oldu. Diğer festivalleri de izin verirseniz bu kapsamda değerlendirmek isterim. Film Festivalinden Tiyatro’ya, Caz’dan Bienal’e hep göğüsümüzü kabartan, gurur veren etkinlikler oldu. Onun için ben sadece almış olduğum ödül için değil, bir İstanbul’lu olarak, bir sanatçı olarak, bir yurttaş olarak İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na teşekkür etmek istiyorum.

Yekta Kara Hakkında

İstanbul Belediye Konservatuvarı piyano bölümünde müziğe başlayan Kara, Alman Lisesi’ni bitirdikten sonra yükseköğrenim için gittiği Almanya’da Münih Devlet Müzik ve Tiyatro Akademisi Opera ve Şan Bölümü'ne girdi. 1973 yılında başladığı opera rejisi öğrenimini beş yıl süreyle Prof. Günther Rennert ile sürdürüp 1978’de Münih Devlet Müzik ve Tiyatro Akademisi Opera Rejisi Bölümü'nü bitirirken bu arada İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden de mezun oldu.

1978–1980 yılları arasında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde solist sanatçı ve dramaturg olarak çalıştığı dönemde ilk rejisini gerçekleştirdi. 1980'den başlayarak 35 yıl süreyle İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde solist sanatçı, başdramaturg ve başrejisör olarak kesintisiz çalışan Yekta Kara, 1992–2000 yılları arasında İstanbul Devlet Opera ve Balesi müdürlüğü ve genel sanat yönetmenliği görevlerini de üstlendi ve 2010-2015 yılları arasında Uluslararası İstanbul Opera Festivali'nin sanat yönetmenliğini yaptı.

Yekta Kara, Türkiye’de sahneye koyduğu sayısız eserin yanı sıra Almanya, Fransa, Avusturya, ABD, Meksika, Güney Kore ve Bulgaristan’da konuk yönetmen olarak çalıştı, sahnelediği operalar Danimarka, İspanya, Portekiz, İtalya, Macaristan, Estonya, Rusya ve Çin'de sergilendi. 1983'ten bu yana Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyeliğini sürdüren Kara, önemli uluslararası opera yarışmalarının da jüri üyesidir.

TeknoSA Yönetici Gelişim Programı’nda ikinci grup eğitimi tamamlandı

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi – EDU ve TeknoSA işbirliği ile gerçekleştirilen TeknoSA Yönetici Gelişim Programı kapsamındaki ikinci grup eğitimi tamamlandı.

TeknoSA merkezde çalışan 33 yöneticinin katıldığı, 2 aya yayılan ve 5 günden oluşan eğitim programı kapsamında; Stratejik Düşünce, Müşteri Deneyimi, Şirket İçi Girişimcilik ve İnovasyon, Finansal Okuryazarlık eğitimleri gerçekleştirildi.

Eğitim programı İş Simülasyonu eğitimi ile tamamlandı.

 

Aile İçi Şiddeti Fark Etmek Semineri

Sabancı Üniversitesi Sabancı Üniversitesi Aile İçi Şiddeti Önleme ve Destek Komitesi farkındalık çalışmalarına devam ediyor.

Üniversite bünyesinde aile içi şiddeti önlemek, tüm çalışanlarımıza ve öğrencilerimize gerekli durumlarda destek olmak amacıyla kurulan Komite’nin faaliyetleri kapsamında 29 Mayıs 2018, Salı günü, saat 13:00’te Sinema Salonu’nda Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi Direktörü Ayşe Gül Altınay’ın sunumuyla “Aile İçi Şiddeti Fark Etmek” başlıklı seminer gerçekleşecek.

Sunumun ardından, komitenin işleyişi ve başvuru yolları hakkında bilgi paylaşımında bulunulacak.

 

Abone ol