Ana içeriğe atla

"Romeo ve Juliet" tiyatro oyunu Dünya Tiyatrolar Günü’nde SGM’de

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi Mart ayı gösterileri, 27 Mart 2019 Dünya Tiyatrolar Günü’nde “ROMEO VE JULIET” tiyatro oyunu ile devam ediyor.

 ROMEO VE JULIET tiyatro oyunu

27 Mart 2019

20:00

Romeo ve Juliet

 “ROMEO VE JULIET” tiyatro oyunu biletlerini hafta içi Akbank karşısındaki "SGM Gişe"den ya da biletix kanalından temin edilebilir.

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi Mart ayı gösterileri hakkında detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

ROMEO VE JULIET (POLONYA- RZESZOW  MASKA TİYATROSU) Hakkında:

ÜLKE: Polonya

GRUP:  Rzeszów Maska Tiyatrosu

OYUN: Romeo ve Juliet

YAZAN: William Shakespeare

YÖNETEN: Boguslaw Kierc

DEKOR TASARIMI: Mariusz Haba

KAREOGRAFİ: Franciszka Kierc-Franik

OYUNCULAR:

Rosaline - "Queen Mab": Franciszka Kierc-Franik

Friar Laurence: Maciej Owczarek

Friar Jan: Jerzy Dowgiallo

"Benvolio ": Tomasz Kuliberda

"Mercutio": Henryk Hryniewicki

"Romeo": Kamil Dobrowolski

 

''Romeo ve Juliet”, William Shakespeare’in en ünlü ve en çok oynanan oyunlarından biri olup sahne, film, müzik ve opera mekânlarına defalarca adapte olmuştur. Pratik olarak herkes Verona'dan gelen genç aşıkların trajik hikayesini bilir. Ezici, ani ve beklenmedik aşkın hikayesi başka seçenek bırakmayan veya geri çekilme olasılığı olmayan...

Ama bu hikâyeyi bu kadar benzersiz yapan şey nedir? Yüzyıllar sonra neden hala farklı sanatçılar için ilham verir? Bu, her şeyi değiştiren, nihayetinde ana karakterleri kaderini mühürleyen ve isimlerini lanetli bir sevginin eş anlamlısı yapan beş günlük hikâyedir.

Evet, “sen benim dünyamda yoksun” ve “sensiz benim dünyam yok” arasında sadece beş gün. Ve bu trajedinin bu kadar olağanüstü olmasını sağlayan şey, bu efsanevi gençler değil, inanılmaz ivmelenmedeki anlık tutkusu.

Eşit şiddet, aileleri nefret ve ölüm konusunda kandırıyor. Bu olağanüstü güç nereden geliyor?

Bilet Fiyatları:

Sabancı Üniversitesi Öğrenci:         12.50 TL

Sabancı Üniversitesi Çalışan:          25 TL

Tam:                                            35 TL

EDU Profesyonellere Yeni Bakış Açıları Kazandırıyor

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU, açık eğitim programlarına, Mart ayında Proaktif Satış ve Finans Odaklı İşletme Yönetimi eğitim programları ile Okul Liderliği ve Liderliğe İlk Adımlar sertifika programları ile devam ediyor.

EDU Açık Eğitimler Mart

Okul Liderliği Sertifika Programı

Okul yöneticileri ve yönetici adayları için geliştirilen Okul Liderliği Sertifika Programı, Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi - EDU ve Eğitim Reformu Girişimi işbirliğiyle, 1 Mart 2019’da başlıyor. Karaköy Minerva Palas’ta ve Sabancı Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde düzenlenecek eğitim programı, yöneticilerin 21. yüzyılın eğitimine liderlik etmek için ihtiyaç duyduğu bilgi ve yetkinlikleri geliştirmeyi amaçlıyor. Okulun bir yaşam, öğrenme ve yönetim alanı olmasından hareketle tasarlanan modüller, katılımcıların bütünsel bir bakış açısı kazanarak en yüksek faydayı sağlayacakları zengin bir içerik sunuyor.

Okul Liderliği Sertifika Programı, “Öğretimsel Liderlik”, “Operasyonel Liderlik” ve “Dönüşümsel Liderlik” olmak üzere üç farklı liderlik patikası üzerinden, uluslararası güncel örneklerle, sınıf içinde etkileşimli; takım çalışmaları ve simülasyonlarla uygulamaya dönük bir yapıda sürdürülecek.

Eğitimlerde, etkin bir eğitim lideri olmak için; program liderliği, öğretimin planlanması, başarı hedeflerinin belirlenmesi, başarıyı izleme ve değerlendirme, öğretmenlere koçluk, vb. yetkinliklerin geliştirilmesine odaklanılacak. Katılımcılara, kaynakların yönetiminden değişim yönetimine, kriz ve çatışma yönetimi, iletişim ve yaratıcı problem çözme gibi konulara kadar pek çok başlıkta temel yeterliliklerin kazandırılması hedefleniyor.

Farklı alanlarda uzman yedi eğitmenin dört modül üzerinden sürdüreceği programa, eğitim kurumlarının genel müdürleri ve yardımcıları, okul müdürleri ve yardımcıları katılabilecek. Toplamda 10 gün sürece eğitimler, 1-2-3 Mart, 15-16 Mart, 19-20 Nisan, 2-3-4 Mayıs 2019 tarihlerinde düzenlenecek.

Liderliğe İlk Adımlar Sertifika Programı

Liderliğe İlk Adımlar Sertifika Programı ile yönetim pozisyonlarına yeni atanan veya mevcutta ekip yönetme sorumluluğu olan ilk kademe yöneticilerin etkili, başarılı, kaliteli ve verimli sonuç üretmede katkısının olacağı liderlik potansiyellerini açığa çıkarmak, liderlik becerilerini geliştirmede teorik bilgilerin yaşama geçirilmesinde destek olmak hedefleniyor.

1 Mart 2019’da başlayacak dokuz günlük program katılımcıların,  liderlik yeteneklerinin ve liderlik yolculuğunda bulunduğu noktanın farkına varmasını sağlayacak. Saha çalışmaları, grup koçlukları ve birbirinden öğrenme ortamı ile edinilen bilgiyi iş hayatındaki deneyimlere taşıma fırsatını da bulacaklar. 

Eğitimler Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde gerçekleşecek.

Proaktif Satış Eğitimi

Proaktif Satış eğitimi, 2-3 Mart 2019 tarihlerinde Dedeman, Beşiktaş’ta düzenlenecek. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yusuf Soner tarafından verilecek eğitimde satış alanında çalışan profesyonellere kendilerini geliştirebilmek, satış konusundaki bilgi ve becerilerini arttırabilmek için önemli bir öğrenme fırsatı sunuluyor.

Finans Odaklı İşletme Yönetimi

Finans Odaklı İşletme Yönetimi Programı 16 Mart 2019 tarihinde başlıyor. Programda katılımcılar iş ve yönetimin tüm fonksiyonlarına bütünsel bir bakış açısı kazanarak, alacakları iş kararlarının diğer fonksiyonlara ve özellikle finansa etkilerini yaşayarak öğrenecekler.  

“Bütünsel İşletme Yönetimi”, “Finansal Yönetim”, “Capsim Core(Simülasyon)”  olmak üzere üç modülden oluşan eğitim toplamda altı gün sürecek. Eğitimler; 16-17 Mart, 22-23 Mart, 29-30 Mart 2019 tarihlerinde Dedeman Beşiktaş’ta düzenlenecek.

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi – EDU Genel Katılıma Açık Eğitimleri

Genel katılıma açık programlarında Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinin yanı sıra en güncel araştırmalara ve trendlere hakim, akademik ve profesyonel dünyadan gelen konu uzmanları eğitim vermekte. Eğitimlerde alanlarında uzman kişiler ile katılımcıları buluşturarak “bilgi”nin pratik iş süreçlerine yansıtılmasında verimli bir öğrenme platformu oluşturmak amaçlanıyor. Eğitimler sırasında öğrenmeyi pekiştirmek için, vaka çalışmaları, hazırlık çalışmaları, ödevler, forumlar, simülasyonlar, grup çalışmaları, rol play’ler vb gibi çeşitli öğrenme araçları kullanılıyor. 

Detaylı bilgi ve kayıt için: http://edu.sabanciuniv.edu/tr/genel-katilima-acik-egitimler

IMIS'19 için geri sayım başladı!

Sabancı Üniversitesi Öğrenci Kulüpleri’nden Endüstri Mühendisliği Topluluğu (IES) tarafından her yıl düzenlenen ve öğrencilerin gerçekleştirdiği, üniversitemizin en kapsamlı kariyer etkinliklerinden biri olan IMIS'19 (International Management and Industrial Engineering Summit) 2-3 Mart 2019’da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezinde (SGM)​ gerçekleşecek.

IMIS 2019

QNB Finansbank ana sponsorluğunda gerçekleşecek olan IMIS'19'un bu yılki teması INSPIRE! Türkiye'nin lider şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin ağırlanacağı etkinlikte, yöneticilerin deneyimleri, başarıları ve bu başarılarını gerçekleştirme yolunda nelerden ilham aldıkları üzerine konuşmalar gerçekleşecek.

Seminerlerin yanı sıra fuaye alanındaki oyunlar, sürpriz yarışmalar ve hediyeler ile renklenecek olan etkinlikte, katılımcılar birçok şirket ve üst düzey yöneticiyle iletişime geçme fırsatı bularak kariyerleri için önemli adımlar atabilecekler. 

IMIS'19 un *açıklanan* ilham verici konuşmacılardan bazıları

Engin Turhan - QNB Finansbank Ticari Bankacılık ve Proje Finansmanı Genel Müdür Yardımcısı

Prof. Dr. Özgür Demirtaş - Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı

Ayşe Nur Hananel - Pfizer Türkiye İş Birimi Lideri

Selda Seçkinler - Kale Grubu CHRO

Tolgahan Bakıcı - Danone Sütlü Ürünler Direktörü 

Deniz Aksoy - Danone Finans Direktörü 

Mehmet Volkan Yıldız - L’oreal Tüketici Ürünleri Divizyonu Satış Direktörü

Evrim Hizaler - Anadolu Grup Adel Kalemcilik Genel Müdürü

Ali Sunal - Tiyatro Oyuncusu

Birce Akalay - Oyuncu

IMIS 2019 Sabanci Universitesi

İlerleyen günlerde diğer konuşmacılar IMIS'19 instagram hesabından açıklanacaktır! @imis19inspire

IMIS'19 FIRSATLARI DAHA SONRA AÇIKLANACAKTIR!

Biletino'dan bilet almak için: http://bit.ly/imis19inspire

Website: http://www.suies.co/

Twitter: https://twitter.com/iessabanci

Instagram: https://instagram.com/iessabanci - https://instagram.com/imis19inspire

Facebook: https://facebook.com/iessabanci

Sorularınız için ies@sabanciuniv.edu adresine mail atabilirsiniz!

"Proje yaptığım hocaların referans mektupları çok önemli bir etkendi”

Mezunumuz Nurdan Erdem (BIO 2017, EE 2018) yüksek lisans tercihini Institute of Science and Technology Austria'dan yana kullandı. Nurdan'a lisansüstü tercih süreçlerini ve oradaki çalışmalarını sorduk, mezunumuz eğitimine yurt dışında devam etmeyi düşünen öğrencilermize ilham vermesi için hikayesini anlattı. 

Röportaj: Melek Sarı

Nurdan Erdem Sabancı Üniversitesi 2018 mezunuNurdan Erdem, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik (2017), Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği çift anadal, 2018 mezunu

MS: Lisansüstü eğitimine hangi üniversitede devam ediyorsun? Nasıl bir süreçten geçiyorsun, anlatır mısın?

NE: 2018 Güz döneminde Institute of Science and Technology Austria'da doktoraya başladım. Burası doğa bilimleri ve bilgisayar bilimleri üzerinde araştırmaların yapıldığı bir enstitü. Avrupa'daki doktora programlarından farklı. Yani direkt olarak belirlenmiş bir projeye veya bir laboratuvara kabul alınmak yerine okula kabul alınıyorsunuz. Aynı Sabancı'daki programı sonradan seçme özgürlüğü gibi, burada da istediğiniz alanda doktora yapabilirsiniz tabii ki bir ek ders almak koşulu ile. İlk yılınızda en az üç farklı profesör ile rotasyon projesi yapmanızı ve size en uygun alanı ve danışman hocanızı seçmenize olanak sağlanıyor.

MS: Institute of Science and Technology Austria'yı tercih etme sebebin neydi?

NE: Bu okulu tercih etmemdeki ana nedenlerden biri Sabancı'da gördüğüm disiplinlerarası eğitim gibi disiplinlerarası bilimsel araştırmayı kendine ilke edinmesiydi.

MS: Burada ne üzerine çalışmalar yapıyorsun?

NE: Henüz doktora projem belli olmasa da "Computational & Systems Biology" alanında ilerlemek istiyorum. İlk rotasyon projemde transkripsiyon terminatörlerinin evrimi üzerinde Sentetik Biyoloji laboratuvarında çalıştım. Biyoinformatik alanındaki ikinci rotasyon projemde ise tüysüz köstebek faresinin cinsiyet kromozomlarındaki genlerini belirlemekle meşgulüm.

 “Sabancı'da birçok farklı hoca ile projeler yaptım, doktora ve staj başvurularında benim için yazdıkları referans mektupları çok önemli bir etkendi.”

Nurdan Erdem ve Yağmur Yıldızhan

MS: Kabul almanda akademik başarının yanı sıra sence hangi faktörler etkili oldu?

Doktoraya kabul almamı sağlayan en büyük etken ise 2016 yazında burada "Mathematical Modeling of Evolution" alanında burslu yaz stajı yapmış olmam. Sabancı'da birçok farklı hoca ile projeler yapmıştım, onların da doktora ve staj başvurularında benim için yazdıkları referans mektupları çok önemli bir etkendi. Bu sebeple doktora yapmak isteyen öğrencilerin zorunlu yaz stajına önem vermelerini ve ikinci sınıftan itibaren Sabancı'daki hocaların araştırma projelerinde yer almalarını tavsiye ederim.

Future Seminar Series başlıyor

The Future Seminar Series, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Emre Erdem'in "Social Impacts of Renewable Energy Technologies" konulu semineri ile başlıyor.

"Social Impacts of Renewable Energy Technologies" konulu seminer 27 Şubat 2019, Çarşamba günü saat 13:40'ta Sinema Salonu'nda gerçekleşecek. 

The Future Seminar Series'in 2018-2019 güz dönemi programı aşağıdaki gibidir: 

27 Şubat 2019 – Emre Erdem – Social Impacts of Renewable Energy Technologies

13 Mart 2019 – Ersin Göğüş – Mission to Mars: Are You Ready?

20 Mart 2019 – Tuğçe Yüksel – Electric Mobility: Shaping the Sustainable Future

27 Mart 2019 – Meltem Elitaş – Antibiotics in the Past, Present and Future: Friends or Foes?

3 Nisan 2019 – Christopher Mayack – The Evolution of Social Behavior in Bees

17 Nisan 2019 – Albert Levi – Using Human Body as Cryptographic Key

15 Mayıs 2019 – Andrew Berry – Hunting for the Genes that Makes Humans Human

Bütün seminerler İngilizce yapılmaktadır ve Sabancı Üniversitesi'ndeki bütün lisans ve lisanüstü öğrencilere ve çalışanlara açıktır.  

HUNİLİLER tiyatro oyunu Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi Mart ayı gösterileri 14 Mart 2019 tarihinde Emre Özbay’ın yazdığı, Ezel Akay’ın yönettiği, Aysa Prodüksiyon yapımı  “HUNİLİLER” tiyatro oyunu ile devam ediyor.

"HUNİLİLER" tiyatro oyunu

14 Mart 2019

20:00

Hunililer tiyatro oyunu

  

“HUNİLİLER” tiyatro oyunu biletlerini hafta içi Akbank karşısındaki "SGM Gişe"den ya da biletix kanalından temin edilebilir.

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi Mart ayı gösterileri hakkında detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

“HUNİLİLER” tiyatro oyunu hakkında: 

Yöneten: Ezel Akay

Yazan: Emre Özbay

Oyuncular: Bertan Dirikolu, Kerime Obenik, Hasan Eflatun Akay, Emre Kıvılcım, Merve Polat, Tufan Afşar, Hakan Eke, Güliz Gündüz, Bahar Kaplan, Reşit Berker Enhoş


Kadın pencereden sokağa çıkmış huniliye sesleniyor:

“Allah akıl fikir versin evladım”,

Hunili cevap veriyor: “Sebep?”

Yiğit Özgür’ün Hunililer’i akıl hastası değildir.

Akıl gitmiş, ama geriye özgürlük, utanmazlık, merak, vicdan, masumiyet ve… saçmalık kalmıştır. “Şöyle beyaz entarili, çıplak sayılacak kadar takısız taklavatsız, ne yapsalar hoş görülebilecek, ne söyleseler alınganlık yapılamayacak karakterler olsun istedim” gibi şeyler demişti bana Yiğit. Bunlar sahneye çıksalar “normal” seyirci karşısında n’aparlardı acaba?

Utanacağınız, şaşıracağınız, kikirdeyeceğiniz, kızacağınız, anlayamayacağınız, ama anlayamadığınız halde gülmeye devam edeceğiniz, “neye gülüyorum ben yav, neden” diye neşe içinde ikircikleneceğiniz şeyler!

Bilseniz provalarda oyuncular neler çekti… bana da neler çektirdiler… (geriye oyuncular mı kaldı “hunililer” mi bilemiyorum, iflah olmazlar artık. Bu oyun benim için biraz sıra dışı bir “deneysel oyunculuk” gösterisi.

Sizin üzerinizde deneyeceğiz tabii!

Ama merak etmeyin size “bulaşmadan”! Tatlı tatlı seyredebileceğiniz (heh heee!), eğlenceli bir kaos, sürreel/gerçeküstü bir eğlence…

Grotowski’den, Brecht’den, Commedia dellarte’den, “köy seyirlik oyunları”ndan (?) sözedeceklerden bir hoşgörü rica eden bir gösteri…

2 Perde! 32 kısım(valla)!

Gerçeküstü, tandır altı, işlevi büyük, boyundan küçük, yerli-milli-zeki-çevik-ahlaklı bir “HUNİLİ OYUN”!

Gelin, huninizi takalım! 

Bilet Fiyatları:

Sabancı Üniversitesi Öğrenci:         12.50 TL

Sabancı Üniversitesi Çalışan:          25 TL

Tam:                                            35 TL

Dijital Teknoloji Geliştiriciler Projesi Başladı

Sabancı Üniversitesi Büyük Veri Görselleştirme ve Analizi Laboratuvarı (BAVLAB) ve İş Analitiği Yüksek Lisans Programı ile ortak çalışmalar yürüten, gelişmiş analitik ve yapay zekada dünya liderlerinden SAS ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) "Türkiye dijital zekasıyla kalkınacak" sloganıyla Dijital Teknoloji Geliştiriciler Projesi’ni hayata geçirdiler.

SAS ve TBV Basın Toplantısı

Dijital Teknoloji Geliştiriciler projesinin, SAS’ın hali hazırda işbirliği içinde olduğu Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere Türkiye’nin önemli eğitim kurumlarına yaygınlaştırılması hedefleniyor.

Üniversite olarak Türkiye’nin dünyadaki teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmesi ve geleceğin yapay zeka yöntem ve uygulamalarını hem üreten hem de aktif kullanan veri bilimci bir nesli yetiştirebilmek için farklı seviyelerde çeşitli eğitim ve araştırma programları başlattıklarını söyleyen Sabancı Üniversitesi Davranış Analitiği ve Görselleştirme Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Burçin Bozkaya, "SAS sunduğu altyapı ve yazılım uygulamaları ile bu programları başarıyla yürütmemize ve bu iş gücünü yetiştirmemize büyük imkan sağlıyor. SAS desteği sayesinde yetiştirdiğimiz genç beyinler dünya çapında projelere katkıda bulunabilecek bir donanım ile mezun oluyor ve iş dünyasına katılıyorlar" şeklinde konuştu.

Dijital Teknoloji Geliştiriciler kimler olacak?

Proje kapsamında ilk olarak üniversite mezunu profesyonellere ulaşılması hedefleniyor. Yeni mezun olmuş gençler, birkaç yıllık tecrübesi olan ve kendisini geliştirmek isteyenler veya kariyer değişikliği yapmak isteyenler bu eğitimlerden faydalanarak, yepyeni ve başarılı bir kariyer yolculuğuna adım atabilecekler. Buna paralel olarak ikinci hedef kitleyi hali hazırda üniversitede eğitim alan gençler oluşturuyor. Henüz kariyer yolculuğunun başında olan gençler bu eğitimler sayesinde bir adım öne çıkabilecek. Son olarak, ilk ve orta öğretim kurumlarındaki öğrencilere de ulaşmak hedefler arasında yer alıyor. Geleceğin dijital dünyasına çok erken yaşlardan itibaren hazırlanmak gerektiğinden, bu gruba yönelik eğitimler ayrı bir önem taşıyor. Çekirdekten dijital yetilerini geliştiren çocukların ülkenin geleceği için daha fazla katkı yapacağı öngörülüyor.

Erasmus+ Exchange Study Mobility başvuruları

2019-2020 Akademik Yılı Erasmus+ Exchange Study Mobility başvuruları devam ediyor.

2019-2020 Akademik Yılı Erasmus+ Exchange Study Mobility başvuruları 4 Şubat tarihinde başladı. Başvurularınızı 1 Mart 2019 Cuma günü saat 16.00'ya kadar yapabilirsiniz.  

Başvuru koşulları, kurallar, anlaşma listesi ve diğer detaylar için tıklayınız. 

Erasmus + Exchange Study Mobility

Akademik Destek Programı seminer serisi başlıyor

Akademik Destek Programı tarafından organize edilen "The Future Seminar Series" ve "Subject-Based Discussions" başlıyor.


The Future Seminar Series'ın ilk semineri 27 Şubat tarihinde Emre Erdem tarafından “Social Impacts of Renewable Energy Technologies” konusunda, Subject-Based Discussions'in ilk semineri 26 Mart tarihinde Gürol Irzık tarafından "How Gender Matters to Children’s Interests" konusunda gerçekleşecek. 

Sabancı Üniversitesi öğrencilerinde farkındalık ve küresel dünyaya entegrasyon yaratmayı amaçlayan ADP Seminer Serileri'nde, güncel yerel ve küresel konular inceleniyor ve tartışılıyor. Seminerler öğrencilerin doğrudan FENS, FASS ve SOM’daki farklı programlardan öğretim üyeleriyle tanışabilecekleri; sosyal bilimler, doğa bilimleri ve teknoloji alanlarında üniversitemizde yürütülmekte olan araştırma projeleri hakkında bilgi edinebilecekleri bir platform sağlayarak disiplinlerarası eğitimi destekliyor.

The Future Seminar Series

The FUTURE Seminer Serisi doğa bilimleri (fizik, kimya ve biyoloji) ve teknoloji alanında devam etmekte olan araştırmaları ve son gelişmeleri inceler ve tartışır.

ADP - The Future Seminar Series

Seminer Programı:

27 Şubat 2019 – Emre Erdem – Social Impacts of Renewable Energy Technologies

13 Mart 2019 – Ersin Göğüş – Mission to Mars: Are You Ready?

20 Mart 2019 – Tuğçe Yüksel – Electric Mobility: Shaping the Sustainable Future

27 Mart 2019 – Meltem Elitaş – Antibiotics in the Past, Present and Future: Friends or Foes?

3 Nisan 2019 – Christopher Mayack – The Evolution of Social Behavior in Bees

17 Nisan 2019 – Albert Levi – Using Human Body as Cryptographic Key

15 Mayıs 2019 – Andrew Berry – Hunting for the Genes that Makes Humans Human

Subject-Based Discussions 

Subject-Based Discussions güncel yerel ve küresel konuları tartışır ve sosyal bilimler (psikoloji, tarih, siyaset bilimi, iktisat, uluslararası ilişkiler vs.) alanında öğrencilerde farkındalık yaratır.

ADP-Subject-Based Discussions Seminerleri

Seminer Programı:

26 Mart 2019 – Gürol Irzık – How Gender Matters to Children’s Interests

9 Nisan 2019 – Ayşecan Terzioğlu – Social Science Perspectives on Human Body

16 Nisan 2019 – Demet Kurtoğlu Taşdelen – Performative Philosophy: The Meeting of Philosophical Exploration and Movement

7 Mayıs 2019 – Junko Kanero – Learning Language with Human and Robot Tutors

Bütün seminerler İngilizce yapılmaktadır ve Sabancı Üniversitesi'ndeki bütün lisans ve lisanüstü öğrencilere ve çalışanlara açıktır.   

"Öğrenci kulüpleriyle olan etkileşimim sayesinde yurtdışına gidebildim"

#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Sanat ve Sosyal Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Emre Erol oldu.

"Öğrenci kulüpleriyle olan etkileşimim sayesinde yurtdışına gidebildim"

Sanat ve Sosyal Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Emre Erol

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) 2007 Siyaset Bilimi Programı Lisans, 2009 Tarih Programı Yüksek Lisans mezunu

ve SSBF Öğretim Üyesi

"Sadece kampüsten değil kampüs hayatından,

o dönemde sunulan imkânlardan, eğitim modelinden,

öğrencilerin heyecanından inanılmaz etkilendim"

MÜ-ED: Merhaba, Sabancı Üniversitesi'nde lisans eğitimine başlamadan önce üniversite hakkında bilginiz var mıydı? Başladıktan sonra hayatınız nasıl değişti?        

EE: Evet, fikrim vardı, ama çok enteresan bir hikâye çünkü ben aslında özel üniversitede eğitim görmeyi düşünmeyen biriydim, Anadolu lisesi mezunuyum. Biraz aslında özel üniversitelere dair önyargılı bir bakış açım vardı. İTÜ'ye gitmek istiyordum. Gemi inşaatı ve deniz teknolojilerinden birine… Sonra halam, İstanbul'da kurulan yeni bir üniversite olduğunu ve aslında çok farklı bir bakış açısı, özgürlükçü bir eğitimin olduğunu vs. babama söyleyip durdu ve Sabancı Üniversitesi’ni görmemiz için ısrar etti. Ben aslında bu şekilde, aile içerisinde duyarak Sabancı Üniversitesi’nden haberdar oldum. İsmini, tercih formundaki yerini de biliyordum ama daha fazla bir bilgim yoktu. Başka üniversiteleri görmeye geldiğimde Sabancı Üniversitesi’ni de gezdim. O dönem Zerrin Koyunsağan vardı burada, onun oluşturduğu bir tanıtım heyeti karşıladı ve büyülendim; sadece kampüsten değil kampüs hayatından, o dönemde sunulan imkânlardan, eğitim modelinden, öğrencilerin heyecanından inanılmaz etkilendim.    

"Ders dışı etkinlikler beni zenginleştirdi,

başka yerlerle olan bağlantılarımı artırdı"

MÜ-ED: Yüksek lisansınız süresince yaptığınız akademik çalışmaların ve okuldaki etkinliklerin size etkisi nasıl oldu?

EE:  Sabancı Üniversitesi’nden aynı zamanda lisans mezunuyum. Lisans eğitimim bittikten sonra, 2 sene de burada lisansüstü eğitimime tarih programında devam ettim. Zaten lisanstan gelen bir öğrenci etkinliklerinin farkındalığı ve bazı kulüplere üyelik gibi aktivitelerim vardı. Dolayısıyla ders dışı etkinliklere devam ettim. Bunlar beni zenginleştirdi, başka yerlerle olan bağlantılarımı artırdı. Hatta yükseköğrenime gideceğim yerden haberdar olmam burada farklı kulüplerde tanıdığım arkadaşlarımın vizyonu sayesinde oldu. Onun dışında yüksek lisans derecesi de farklı bir katkı sağladı gelişimime, çünkü uzmanlaşmak istediğim konularda dersler alabildim, araştırma yapabildim, dolayısıyla doktoraya geçişimde çok önemli bir katkısı oldu.  

MÜ-ED: Doktora için Hollanda’ya gitmeye nasıl karar verdiniz?  

EE: Birçok şeyden beslenen bir karar aslında. Bir tanesi Sabancı Üniversitesi’ne geldiğim yıl hazırlık öğrencisiydim. Daha sonra 1. sınıfa başladığımda yıllar sonra doktora yapacağım kişinin Türkiye üzerine yazdığı bir kitabı okumuştum Erik Jan Zürcher'in "Modernleşen Türkiye'nin Tarihi". O zamanki bakış açısı çok hoşuma gitmişti ve akademisyenin tonu, olaylara bakış tarzı da çok hoşuma gitmişti ve aklımın bir kenarında bu şekilde bir çalışma yapma hayali kalmıştı.

"Öğrenci kulüpleriyle olan etkileşimim sayesinde yurtdışına gidebildim"

İlk girişte ben telekomünikasyon öğrencisiydim, o programdan çıkıp siyaset bilimine girdiğimde artık ilerde akademisyenlik yapmak istediğimi biliyordum ve bir çalışma yaparsam siyaset bilimi tarihin kesişme alanında olur diye düşünüyordum ve Erik Jan Zürcher'in yaptığı gibi başka bir konuda çalışma yapma hayalim vardı tabii. Aslında baya mazisi olan bir şey. Erik Jan Zürcher Hollandalı bir akademisyen, Leiden Üniversitesi’nde çalışıyordu, doktorada bu yüzden ben de onunla çalışmaya gittim. Ama başka sebebi de bir önceki soruda bahsettiğim bir şey. Öğrenci kulüpleriyle olan etkileşimim sayesinde yurtdışına gidebildim. Mesela bizim bir dönem MUN diye bir kulübümüz vardı, o sayede gidebilmiştim. Oraya gittiğimde farklı insanlarla tanışıp aslında Avrupa akademisinin, Amerika’daki akademik hayata göre daha cazip olduğuna da kendimce karar vermiştim. Dolayısıyla ikisinin birleşimiyle böyle bir karar verdim.

MÜ-ED: Araştırma alanlarınız arasında sizi en çok etkileyen konu hangisi oldu?         

EE: Araştırma alanlarım arasında bana birçok şey heyecan veriyor. Biraz "maymun iştahlıyım" diye özeleştiride de bulunabilirim. Çünkü "öğrenmeyi öğrenmek" dediğimiz şey çok hoşuma giden bir şey. Yeni bir alana girmek, orada kaybolmak, sonra biraz daha uzmanlığınızı artırmak. Ama spesifik olarak araştırdığım konular içerisinde "Genç dönem Osmanlı tarihinde kapitalist dönüşümlerin (yani serbest piyasanın bir bölgeye girmesinin) neleri etkilediği" merak ettiğim şeylerden biri. Kadın-erkek ilişkileri, ülke ilişkileri, tüketim ilişkileri gibi alanlarda ne gibi değişiklikler yaptı vb. şeyler beni hala etkileyen, hala okumaktan zevk aldığım bir konuydu. Okumaktan zevk aldığım diyemeyeceğim ama beni çok etkileyen bir başka konu ise "Osmanlı Coğrafyası" diyebileceğimiz, Yakın Doğu-Orta Doğu coğrafyasının yarım yüzyılda yaşadığı demografik ve kültürel dönüşümler, yani imparatorluktan ulus devletler çağına geçiş bazen negatif bazen pozitif yönde hala okumaktan zevk aldığım, hala okudukça daha çok şey bilinmesi gerektiğini düşündüğüm bir alan. Bir başka şey "Dünya Tarihi". Hollanda’da bulunduğum süre boyunca akademisyenlik yapıp, ders veremeye devam ettim. Yıllar içinde, orada dünyanın başka alanlarıyla ilgili giriş dersi verme şansım da oldu. O dönemden beri hala bilmediğim Endonezya, Malezya, Çin, Tayvan gibi farklı coğrafyaların tarihlerini bilmek, öğrenmeye çalışmak bana hala heyecan veren bir şey.   

MÜ-ED: Ülkemizdeki siyaset bilimi ve çalışmaları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?            

EE: Siyaset bilimi çalışmaları (daha doğrusu beşeri bilimler) maalesef Türkiye’de zor bir dönemden geçiyor. Bu çok net, netliği öğrenci sayılarından ve öğrenci ilgilerinden kaynaklanıyor. Zor dönemden kastım öğrenci sayılarının ve ilgisinin düşmesi. Fakat bunun Türkiye iç-dış nedenleri var. Türkiye dış nedenleri, 15 yıllık dilimde lisans programlarına kayıt dönemlerinde çeşitli araştırmalar yapılıyor. Pozitif yönde öğrenci sayısı artan bölüm bilgisayar yazılımlarıyla alakalı programlar ve beden eğitimi ama daha eski tip tanımlanmış siyaset bilimi, antropoloji gibi bölümlerde düşüş var.

MÜ-ED: Lisans öğrencilerine tavsiyeleriniz nelerdir?

EE: Lisans öğrencilerimize en büyük tavsiyem, “Make the best out of it” diye amfi derslerinde bazen söylüyorum. Size verilen zamandan en iyi şekilde faydalanın. Kendi derslerimde bahsettiğim bir şey var, yükseköğrenim alabilmek, burada olmak aslında bir hak değil ayrıcalık. Tabi ki de hak olmasını isterim. O anlamda bakacak olursanız eğitim bir haktır, ama yükseköğrenime dünya çapında bakmak gerekirse bir ayrıcalık.

"Sabancı Üniversitesi gibi seçim özgürlüğü veren,

düşünce özgürlüğü olan ve imkânları bol bir üniversiteye

geldiğiniz zaman kendinize yatırım yapma,

kendinizi geliştirme ve kişisel aydınlanmanızı yaşama şansınız var"

Derste bahsettiğim bir şey OECD ülkeleri rakamlarına göre Türkiye’nin veyahut başka birkaç ülkenin nerede yer aldığı ve lafı çok uzatmadan söylemek gerekirse; sizlerin jenerasyonu benim jenerasyonum, önceki jenerasyonlar bu üçünde büyük farklar var. Sizlerin jenerasyonda bile hala toplam nüfusun çok küçük bir kısmı üniversiteye gidebiliyor, dolayısıyla bu bir ayrıcalık. Özellikle de Sabancı Üniversitesi gibi seçim özgürlüğü veren, düşünce özgürlüğü olan ve imkânları bol bir üniversiteye geldiğinizi zaman kendinize yatırım yapma, kendinizi geliştirme ve kişisel aydınlanmanızı yaşama şansınız var. Bu şansınızı en iyi şekilde kullanın.

"Öteleme ve erteleme kültürüyle ne kadar çabuk

baş edebilirlerse o kadar iyi olur"

Onlar daha not odaklı tavsiyeler bekliyor tabi. Bu konuda da şunu söyleyebilirim. Öteleme ve erteleme kültürüyle ne kadar çabuk baş edebilirlerse o kadar iyi olur. Bu birinci söyleyebileceğim tüyo olabilir ki bu da kişisel aydınlanma ve gelişme faydası olan bir şey. İkinci söyleyebileceğim şey de benim Sabancı Üniversitesi’nde taktığım altın bileziklerden bir tanesi bir bakış açısı. Bizler genelde şöyle bir eğitim sisteminden geliyoruz; o kadar fazla sorumluluk ve rekabet baskısı oluyor ki üzerimizde, özeleştiri yapmaya pek alan olmuyor. Dolayısıyla bir sıkıntı yaşadığımız zaman onun sebeplerini hep dışarıda aramaya çalışıyoruz; elektrik kesildi, hoca bana taktı, sınav zordu vs. hiçbir zaman ben az çalıştım, ben yapamadım, ben şöyle yapsaydım daha iyi olurdu vs. demiyoruz.

Oda arkadaşınıza bakın yakın arkadaşınıza bakın onun yaptığını gördüğünüz şeyi neden yapamadığınızı kendi kendinize sormayı öğrenin. Öz eleştirel olmayı öğrenin, bu hayatta paha biçilemez bir altın bilezik oluyor. O üniversitede öğrenilebilecek bir şey, çünkü üniversite hata yapmaya müsait bir yer. Üniversite tırnak içerisinde “aptal sorunun” olmadığı yer. Bir şeyler sorabileceğiniz, sormaktan çekinmemeniz gereken herkesin bunun formasyonunu aldığı bir yer. Öğrenci o kabuğu kırıp, garip sorular sorup hata yapmayı, hatayı sahiplenmeyi kabul edebilirse inanılmaz bir gelişim sağlayacağını düşünüyorum.

"Benim tavsiyem derslerde ben buradan ne çıkarabilirim,

ne öğrenebilirim, hangi becerimi geliştirebilirim diye sormaları" 

MÜ-ED: Okulumuzda öğrenciler ilk yıllarında ortak dersleri almak zorundalar, SPS dersi de bunlardan bir tanesi, verdiğiniz bu dersten biraz bahsedebilir misiniz? Ders hakkında öğrencilere önerileriniz neler?

EE: Sabancı Üniversitesi, öğrencilerimizin bildiği üzere ortak müfredat uygulayan bir yapıya sahip. Bu yapının çok uzun bir tarihi var aslında. Bugün hala Avrupa Birliği’nde ve Amerika’da örnekleri olan bazen liberal arts college diye bildiğimiz, daha interdisipliner temel birtakım dersler üzerine inşa edilmiş bir müfredat sistemleri var. Sabancı bunlardan bir tanesini uyguluyor ve freshman senesinde uygulanan bu sistem aslında çok önemli bir uzmanlaşmanın önünü açabileceği gibi, ufuk genişletmenin de önünü açan bir şey.

"Derslere dünyadaki trendlere bakılarak şekil veriliyor"

Dolayısıyla benim tavsiyem derslerde karşılaştıkları zaman, evvela ben niye buradayım, niye yapıyorum sorusunu olabildiğince az sorup, ben buradan ne çıkarabilirim, ne öğrenebilirim, hangi becerimi geliştirebilirim diye sormaları olabilir. Çünkü bu derslerin her birini biliyorum. Öğrenciyken dışarıdan öyle gözükmüyor ama hafta ve hafta inci gibi işleniyor birbirleri ile olan ilişkilerinin üzerinden geçiliyor. Hepsine dünyadaki trendlere bakılarak şekil veriliyor. Bir noktada hem muhakkak işlevsel olarak işe yarayacak beceri setlerini öğretirken, hem de içerik olarak herhangi bir üniversite mezununun özellikle de uluslararası piyasalarda rekabet edip iş bulmaya çalışacak olan bir kimsenin muhakkak bilmesi gereken konular olarak dizayn ediliyor. Bu SPS için de, NS için de, matematik için de, algoritmik düşünce dersiniz için de böyle.

SPS dersini bitirenler tarihsel düşünme yeteneğine sahip oluyor

SPS’ten kısaca söz etmek gerekirse; iki döneme yayılmış 28 hafta içerisinde konularını bitiren bir beceri öğreten ve belli bir içeriği takip eden bir ders. Ben şöyle diyorum: “Hem bir dünya tarihi dersi, hem de bir teorik tamir çantası “theorytical tool box” dersi”. Niye? Çünkü, ilk kez modern ekonomi dediğimiz şeyin tohumları ne zaman atıldı, bu değişimler ne zaman başladı deyip erken modern döneme bakarken kapitalizmi tanımlayıp, bu tanımlamayı yapan ekonomik ya da siyaset bilim kaynaklı teorilere bakıyoruz; dolayısıyla bir teori/teorik alet öğretmiş oluyoruz öğrenciye. Bir taraftan da bir dünya tarihi anlatıyoruz. Dolayısıyla dersi bitiren öğrenci etrafındaki dünyayı anlamlandırabiliyor. Tarihsel düşünme yeteneğine sahip oluyor. Bu ne demek? Bir şeyin bir dönemde ortaya çıkıp bir başka dönemde bitebileceği anlamına gelen yerine oturtmayı sağlayan bir beceri ve bir taraftan da çok temel, çok genel geçer teorik bazlı yaklaşımları öğrenmiş oluyor. Tutup ta finans seçerse, endüstri mühendisliği seçerse, siyaset bilimi seçerse bizim o giriş teorilerimizin üstüne bina edilebilecek bir entelektüel gelişme sağlayabilecek, derslerin mantığı bu şekilde oluyor.

MÜ-ED: Bilgisayar mühendisliğiyle beraber çalışma ortamı yaratmak için girişimlerde bulundunuz mu?

EE: Evet bulundum. Aslında bu bizim alanlarımızda çok fazla konuşulan ve son derece heyecan yaratan disiplinler arası bir karşılaşma. Dijital beşeri bilimler diye yeni bir alan var. Mesele şu; belli bir verinin üzerinde algoritmalar kullanarak daha önce görmediğimiz ilişkiler ağı görebilir miyiz? Mesela belli bir grup yönetici sınıfın ortak özellikleri yüzünden sürekli seçildiğini veya iktidar sahibi olduğunu gösterebilir miyiz şeklinde çalışmalar beşeri bilimlerde çok yapılıyor. Onun dışında kaynakların dijitalleştirilmesi, dijitalleştirme yoluyla daha önce göremediğimiz şeyler, mesela belli bir edebiyat tarzında belli bir kelimenin syntaxın veya cümle uzunluğunun sürekli tekrar etmesi gibi. Bunlar oluyor bunlar da dijital beşeri bilimlerde bakılabiliyor.

Bende bu sebeple aslında bu okulda dijital beşeri bilimlere dair bir şeyler yapabilmek adına birkaç hocamızla temasa geçtim. Mesela en son bana yardımcı olan İnanç Arın hocamızla ve başka meslektaşlarımızla beraber, dijital beşeri bilimler konferansına bir sunum için başvuruda bulunduk. Tabi cevabını bekliyoruz. Daha geri dönüş sağlanmadı ama o olmasa da peşinden gideceğimiz bir proje var: Jön Türklerin Prosofografisi yani jön Türklerin kurucu kadrolarının biyografik özelliklerinin genel anlamda yapılması. Bence bu minik bir örnek çok fazla şey yapılabilir. Bir bilgisayar yazılımcısı ve bir beşeri bilimcinin; sosyolog, antropolog, bir siyaset bilimcinin yapabileceği çok şey var diye düşünüyorum.

MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?

EE: Bence en temel sebebi özgürlük: Akademik özgürlük. Bu konu hakkında fazlasıyla konuşulabilir. Ulusal ve uluslararası standartlarda akademik özgürlük konusunda çok iyi bir yerde Sabancı Üniversitesi. Nazar değmesin diyelim ve bunun böyle olmasını sağlayan akademisyeninden idari kadrosuna mütevelli heyetinden herkesin emeğinin de altını çizelim. Gerçekten akademik özgürlüğün çok yüksek oranda olduğu bir yer, bu çok önemli. İkincisi müfredat ve uzmanlaşma özgürlüğü, serbestliği diyelim. Bu da Sabancı’da çok var. Herhangi bir uzmanlığa karar verdikten sonra bunun nasıl olacağı da size kalıyor. Mesela siz endüstri mühendisliği veya siyaset seçersiniz. Alan ve serbest seçmeli ders havuzunuz öyle dizayn edilmiş vaziyette ve okul buna o kadar dikkat ediyor ki, aslında konvansiyonel bir endüstri mühendisi olmayacaksınız, çünkü o serbest seçmelilerde kendinizi atıyorum dijital pazarlamada uzman yapabilirsiniz. Siyaset biliminde ekonomi üzerine uzmanlaşabilirsiniz. Dolayısıyla dediğim gibi akademik özgürlük içerde müfredat özgürlüğü, uzmanlaşma özgürlüğü son derece önemli şeyler.

Özgürlükten devam edelim. Bence bizim kampüs içerisinde kamusal alanın kullanımında yine dediğim gibi kusursuz olmamakla beraber, son derece yüksek son derece takdire şayan. Bir kere bizim ortak kullanım alanlarımız, fakültelerden tutun yurtlara kadar son derece sınırları az çizilmiş şekilde kullanabildiğimiz alanlar. Bunu böyle kalması bizlerin karşılıklı sorumluluk almasına bağlı, ama 20 yıl oldu. Henüz bir sorun yaşamadık yaşayacağımızı da düşünmüyorum. Bu da önemli bir şey. Yani bizim yurtlarımız ve kampüsümüz özgür bir alan ve o da önemli; ne yazık ki her üniversitede bunu görmüyoruz. Yani zaman, mekân kullanımı ve fikirlerin dolaşımı itibarıyla çeşitli sınırlamaların olduğunu görüyoruz ve Sabancı’da bu kısıtlamalar yok. Bunlar geliyor aklıma, özgürlüğün çağrıştırdığı güzellikler geliyor.

Akademisyene Sor: Emre Erol

Emre Erol Kimdir?

Sanat ve Sosyal Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Emre Erol hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın. 

#AkademisyeneSor nedir?

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. #AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.


Abone ol