Ana içeriğe atla

Mezunların son dersi Prof. Gökhan Hotamışlıgil’den

Sabancı Üniversitesi, “Akademik Yıl Kapanış Konferansı”nda dünya çapında ünlü bilim insanı, Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Gökhan Hotamışlıgil’i ağırlayacak. 

Gökhan Hotamışlıgil, 19 Haziran 2015 Cuma günü, Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşecek Akademik Yıl Kapanış Konferansı’nda Sabancı Üniversitesi 2015 Mezuniyet Sınıfı ile bir araya gelecek. Her yıl olduğu gibi, konuşmacının Mezuniyet Sınıfı'nın inisiyatifi ile sürdürülen, demokratik ve katılımcı bir seçim süreci sonucunda belirlendiği Akademik Yıl Kapanış Konferansı’na tüm Mezuniyet Sınıfı'nı, akademisyenleri ve Sabancı Üniversitesi çalışanlarını bekliyoruz.

Prof. Gökhan Hotamışlıgil kimdir?

Gökhan Hotamışlıgil Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 41 yaşında Harvard Üniversitesi’nden profesörülük ünvanı aldı. Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı Fakültesi’nde J.S. Simmons Genetik ve Metabolizma Profesörü olarak görevine devam eden Prof. Hotamışlıgil, bugüne kadar diyabet, obezite ve kalp sağlığı alanlarından sayısız çalışmaya attı. Prof. Hotamışlıgil, TASSA ve Boston Türk Biyoloji grubunda yaptığı çalışmalar nedeni ile Amerikan-Türk camiası tarafından Altın Türk ve Toplum Lideri olarak ödüllendirildi. Bununla beraber Vehbi Koç Ödülü, TÜBİTAK Bilim Ödülü, Amerikan Diyabet Vakfı’nın Olağanüstü Bilimsel Başarı Ödülü, Uluslararası Obezite Vakfı’nın Wertheimer ve Columbia Üniversitesi’nin Naomi Berrie Ödülleri’nin de sahibidir.

Disiplinlerarası bir sanat çalışması: Breathing Wall (BRALL)

Breathing Wall (BRALL) projesi Görsel Sanatlar (VA) yüksek lisans öğrencisi Ece Polen Budak ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Özge Akbulut’un cerrahi meme modelleri üzerinde ortak çalışmasından doğdu.


Breathing Wall (BRALL) enstalasyonu 2014–2015 döneminde Sabancı Üniversitesi İç Araştırma Fonu desteğiyle gerçekleştirilen, görsel sanatlar, malzeme mühendisliği, ve elektronik mühendisliği ile disiplinlerarası bir çalışma projesi olarak dikkatleri üzerine çekiyor.

 

Breathing Wall (BRALL) from Ece Budak on Vimeo.

Projenin yaratıcıları Breathing Wall (BRALL)'un hikayesini şöyle anlatıyor: 

Özge Akbulut onkoplasti cerrahlarının üzerinde deneyim kazanabilecekleri, kesilebilir/dikilebilir silikon bazlı sentetik meme modelleri üretmeye başlamıştı. Aynı sırada Wrought Women adlı projesinde Ece Polen Budak kadınlarla beraber, onlardan meme kalıbı almak için oturumlar sürdürmekteydi. Budak’ın alçı ile meme kalıpları almasının amacı kadınları biraraya getirmek ve kadın vücudunun objeleştirilmesine karşı kadınların vücutları ile dürüst bir diyalog başlatabilmesiydi. Yolları meme kalıplarıyla keşisen Ece ve Özge, meme modellerinin kalıpları ve tasarımları için beraber çalışmaya başladılar. 

İnsan vucüt parçalarının silikon gibi bir malzemeyle, hem görsel hem gerçekçi mekanik tepkilerle modellenebilmesi, Ece ve Özge’nin sentetik biyomorfik yüzeylerle insan etkileşiminin dokunsal potansiyelini araştırmaya yöneltti. Fikrin ana çıkış noktalarından en önemlisi doğal çevremizin gitgide kaybolup yerini sentetik ve teknolojik yapıların alması nedeniyle etrafımızı tanımamız, etkileşmemiz ve kendimizi algılamamızın dahi değişmesidir. Projeleri için Sabancı Üniversitesi İç Araştırma Fonu’nu desteğini alan araştırmacılar “Breathing Wall” enstalasyonunu meydana getirdiler.

Disiplinlerarası bir sanat yaklaşımı

Görsel sanatlar, malzeme mühendisliği, ve elektronik mühendisliği ile disiplinlerarası yürütülen bu çalışmada duvara monte edilen 145 × 145 cm boyutlarında polikarbonat bir panel üzerine dokuz adet beyaz silikon bazlı karo yerleştirildi.

Farklı kimyasal kompozisyonundan dolayı kendine has mekanik özelliklere ve deriye benzeyen dokuya sahip her bir karo; pünömatik aktivasyon yoluyla nefes almakta ve kendisine dokununca nefes alma şeklini kapasitif sensörler yoluyla değiştirerek tepkisel geri bildirim sağlamaktadır. Algılayıcılar aracılığı ile pünömatik aktivasyon sisteminin geliştirilmesi ve yerleştirilmesi Elektronik Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Onur Zırhlı tarafından gerçekleştirilmiştir. 

Breathing Wall (BRALL) ne anlatıyor?

BRALL’da, deriye benzeyen bir malzemenin “soft robotics” teknolojisi ve dokunsal tepkisellik ile birleştirilmesinin organik hayatı eşleme ve türetmeye bir adım daha yaklaştıracağı kurgusu işlenmektedir. Buna ek olarak proje sentetik yapılarla etkileşmenin sosyal ve zihinsel çıkarımlarını irdelemek ve gelecekteki yerlerini teşvik etmek/soruşturmak üzerine kurulmuştur. Aynı zamanda farklı malzemelerin potansiyeli konusunda ilham sağlamak, yeni ve yaratıcı biyolojik yapılarla hayal gücünü harekete geçirmek, dokunma duyusuyla öğrenmeye teşvik etmek ve sanatçılar, tasarımcılar, mühendisler ve tüm yaratıcı insanlar için dokunsal etkileşimi yeni potansiyelleri olan bir araç olarak tanıtmak istemişlerdir. Ayrıca disiplinlerarası çalışma ile sanat ve bilim deneyimlerinin bir araya gelmesi sonucunda nelerin ortaya çıkabileceğini göstermek de amaçlanmıştır. 

Projede çalışan ekip

Proje takımı VA yüksek lisans mezunu Ece Polen Budak, üçüncü sınıf elektronik ögrencisi Onur Zırhlı, Malzeme Mühendisliği öğretim üyesi Dr. Özge Akbulut ve Edinburgh Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Adam A. Stokes’tan oluşuyor. Fotoğraf çekimlerini ve kurulumu, fotoğrafçı ve SSBF fotoğraf laboratuvar sorumlusu Barış Dervent gerçekleşti. Enstalasyonun filmi yönetmen Murat Uğurlu tarafından çekildi.

BRALL projesi MIT Press bünyesindeki Leonardo Transactions için makale olarak basılmaya kabul edildi. Enstalasyon sadece bir gün FASS Art Gallery’de kuruldu ancak elde edilen görseller ve video ile daha uzun süreli bir sergiye başvurmak için temel hazırlanmış oldu.

Detaylı bilgi için:

Ece Polen Budak web: www.ecepolenbudak.com

Sentetik Cerrahi Modeller ve Dr.Akbulut’un şirket adresi: www.surgitate.com

Rektör Evi Yıl Sonu Partisinde Sürpriz Ritm Gösterisi

2014-2015 Akademik Yılının tamamlanmasının ardından üniversitemizin geleneksel Rektör Evi Yıl Sonu Partisi dün akşam Sabancı Üniversitesi çalışanları, akademisyenleri ve ailelerinin katılımı ile Rektörümüz Nihat Berker'in evsahipliğinde SGM'de gerçekleşti.  

Partinin sürprizi Sabancı Üniversitesi çalışanlarının ritm gösterisi oldu. Yarım günlük ritm eğitiminin ardından dün akşam eğlenceli performanslar sergileyen grup büyük beğeni topladı.

Sabancı Üniversitesi Çalışanları Ritm Grubu Gösterisi

Sabancı Üniversitesi Dünya Çapında Başarılarını Sürdürüyor

Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması’na Türkiye’den en yüksek sıradan giriş yapan vakıf üniversitesi Sabancı Üniversitesi oldu.


Sabancı Üniversitesi ilk kez yer aldığı Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması’nda 21. oldu. Türkiye’den toplam 6 üniversitenin yer aldığı sıralamada, Sabancı Üniversitesi bu listeye ilk kez ve en yüksek sıradan giren vakıf üniversitesi oldu. 

Sabancı Üniversitesinin yer aldığı Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması, araştırma odaklı üniversiteleri eğitim, araştırma, bilgi transferi ve uluslararası görünüm göstergeleri üzerinden değerlendiren önemli bir performans sıralaması olarak kabul ediliyor. Söz konusu sıralamada Asya kıtasında yer alan ülkelerdeki üniversiteler, Türkiye, İsrail, İran, Suudi Arabistan ve Lübnan’ı da kapsayarak yer aldı. 

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker: “Bildiğiniz gibi Sabancı Üniversitesi, geçen ay Times Higher Education (THE) Dünya 50 Yaşın Altındaki En İyi 100 Üniversite Sıralamasında dünyada 13. sırada ve Türkiye’de 1. sırada yer aldı.  Ayrıca, bugün açıklanan verilere göre, Üniversitemiz ilk kez yer aldığı THE Asya Üniversiteleri Sıralamasına da 21. sıradan girdi. Türkiye'den 6 üniversitenin yer aldığı sıralamaya en yüksek sıradan giren vakıf üniversitesi oldu. Kısa bir süre önce de, Üniversitemiz THE BRICS ve Hızlı Gelişen 17 Ekonomideki En İyi Üniversiteler Sıralamasında, bu 22 önde gelişen ülkede 15. sırada yer aldı. 

Sabancı Üniversitesinin bu başarısından büyük onur ve mutluluk duyuyoruz, ve başarımızı önümüzdeki sürede daha da arttıracağımıza inanıyoruz.  Aynı zamanda, Türkiye’deki birçok üniversitenin dünya sıralamalarında ilerlemesinden mutluluk duyuyor, işbirliklerimizle hep beraber daha da ilerleyeceğimize inanıyoruz.  

Sabancı Üniversitesinin bu başarısı, lisans ve lisansüstü öğrencilerinin, mezunlarının, öğretim üyelerinin, çalışanlarının, destekçilerinin ve dostlarının özverisi ve çalışmaları sayesinde olmuştur. Öğrencilerimize, öğretim üyelerimize, çalışanlarımıza yönelik insan odaklı; performans ve liyakat endeksli; eğitim ve araştırmada en önde hizmet ve hep iyileştirme amaçlı; hep sorgulayan ve özgür ruhlu süreçlerimiz sayesindedir.  Dünya ile en önde yarışmaktan büyük zevk alıyoruz.” dedi.

Henüz 16. akademik yılında olan Sabancı Üniversitesi ile birlikte THE Asya Üniversiteleri Sıralaması’nda toplam 6 Türk üniversitesi yer aldı. Söz konusu 6 üniversitenin sıralaması şöyle: ODTÜ (12), Boğaziçi (14),  İTÜ (19), Sabancı (21), Bilkent (30) ve Koç (47).   

Times Higher Education (THE) Sıralamaları hakkında 

Yüksek öğrenim ile ilgili dünyanın en saygın üniversite sıralamaları arasında kabul edilen THE; öğrenciler, öğretim üyeleri, üniversite yöneticileri, iş dünyası ve devletler tarafından güvenilir bulunan kapsamlı ve dengeli karşılaştırmalar yaparak çalışmalarını; Eğitim (%30), Araştırma (%30), Atıf (%30), Uluslararası Görünüm (%7,5) ve Sanayi Gelirlerinden (%2,5) oluşan 5 boyut altında yer alan 13 farklı parametreyi esas alarak oluşturuyor. THE sıralamaları, uluslararası modern üniversitelerin temel görevleri olan bu beş boyutu inceleyen dünyadaki tek sıralama olarak gösteriliyor. 

THE yetkilileri, boyutların hepsinin dengeli olması gerektiğini vurgulayarak, en önemlisinin araştırma atıf sayısı ve üniversitelerin uluslararası alanda bilinirlikleri yani itibar kriteri olduğunun altını çiziyor. 

THE sıralamaları editörü Phil Baty, Sıralamaya ilk kez giren Sabancı Üniversitesi de etkileyici bir performans sergileyerek 21. sırada yer aldı.”  açıklamasında bulunmuştur.

Akbank aile şirketlerine desteğe devam ediyor

Akbank, şirketlerin kurumsallaşmasını ve sürdürülebilir olmasını sağlamak amacıyla, Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU işbirliğiyle hayata geçirdiği “Akbank Aile Şirketleri Akademisi”ne olan yoğun ilgi üzerine üçüncüsünü gerçekleştirdi.


Akbank, 2014 Ekim ayında başlattığı “Akbank Aile Şirketleri Akademisi”ne olan yoğun ilgi üzerine bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdi. Program aile şirketlerinin rekabet gücünü artırma ve sağlıklı büyümelerini sağlama, sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma çalışmalarına destek olma hedefiyle, Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU işbirliğiyle tasarlandı.

Programı geliştirerek devam ettiklerini vurgulayan Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, “Aile şirketlerinin sürdürülebilirlik konusunda desteğe, yönlendirmeye ihtiyacı olduğunu gözlemledik ve  “Akbank Aile Şirketleri Akademisi”ni hayata geçirdik. 2014 yılında ilk mezunlarımızı vermiştik, şimdi 3. programımız sona erdi. Bu süreçte program katılımcılarından son derece olumlu geri dönüşler aldık. Bu nedenle programımızı geliştirerek devam ettiriyoruz. Son olarak programa getirdiğimiz bir yenilik ile katılımcıların Sabancı Holding şirketlerinin bilgi ve tecrübesinden faydalanmaları amacıyla bir bölüm ekledik. Ayrıca, sektörünün önde gelen oyuncularından Brisa ile geliştirdiğimiz işbirliği sayesinde akademiyi Brisa iş ortaklarına da sunduk. Brisa’nın programımızı tercih etmesinden memnuniyet duyuyoruz. Hayata geçirdiğimiz programda sertifika almaya hak kazanan 30 Brisa iş ortağı, günümüzün yoğun rekabet koşullarında nasıl ayakta kalınabileceğini ve şirketlerinin gelecek kuşaklara nasıl aktarılabileceğini uygulamalı olarak gördüler.” 

Aile şirketlerinin Türkiye ekonomisinin gelişimi için kritik olduğuna işaret eden Oğuz, " Bu programı önemsiyoruz çünkü aile şirketlerinin büyümesinin Türkiye ekonomisinin gelişmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz. Sisteme kayıtlı şirketlerin yüzde 95’i, KOBİ’lerin ise yüzde 98,8’i aile şirketi. Aile şirketlerinin gelişmesi KOBİ’lerin ve Türkiye’nin gelişmesi demek."

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen ise program hakkındaki görüşlerini şöyle dile getirdi: 

“Kurumsallaşma ve sürdürülebilir büyüme adına doğru ve uygulanabilir mekanizmaları kurmak çağın gereklerinden.  Biz de EDU olarak, Akbank Aile Şirketleri Akademisi programı ile Türkiye ekonomisinde kritik öneme sahip KOBİ’lere kurumsallaşma yolunda attıkları adımlarda destek olabilmeyi amaçlıyoruz. 2. ve 3. kuşak şirket sahipleri bu program vasıtası ile iş dünyasındaki modern teknik ve uygulamalardan yola çıkarak şirketlerinin gelişim alanlarını tespit ederek iyileştirme şansını elde ediyor ve kurumsallaşma sürecinde kendilerine rehberlik edecek iş planlarını hazırlıyorlar. Uygulamaya odaklı içerikler doğrultusunda çerçevesi çizilen program akademik rehberlik ve saha ziyaretleriyle de destekleniyor.”

Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman ise şu değerlendirmede bulundu:

“Brisa olarak sürdürülebilirliğe verdiğimiz önemi her fırsatta vurguluyoruz. Sürdürülebilirliğin en önemli unsurlarından birinin, iş ortaklarımızla devamlılık sağlayan köklü ilişkiler geliştirmek olduğuna inanıyoruz. Aile bireylerinin katılımıyla zenginleşen işletmelerin, rekabetçi iş dünyasında güçlü bir şekilde ilerlemek için vizyonlarını genişletmesi ve verimliliğini artırması kaçınılmaz. İş ortaklarımızla birlikte büyüme vizyonumuzla, Brisa olarak onlara bu yetkinlikleri nasıl kazandırabileceğimizi, işletmelerini nasıl sürdürülebilir bir yapıya kavuşturabileceğimizi ve şirketlerini daha kurumsal bir yapıda yöneterek sonraki nesillere taşımak konularında nasıl teşvik edebileceğimizi paylaşmak üzere Akbank ve Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU işbirliğiyle hazırlanan programı iş ortaklarımıza Brisa katkısıyla sunduk. Eğitim dönemimizin sonunda sertifikalarını alan tüm iş ortaklarımızı tebrik ediyorum. Brisa olarak iş ortaklarımızla birlikte büyüme vizyonumuz doğrultusunda desteklerimizi devam ettireceğiz.”

Program kapsamında stratejik yönetimden iş geliştirme ve inovasyona, kurumsallaşmadan finansa, şirketlerde iyi yönetim uygulamalarından, hukuki konulara ve insan kaynağı yönetimine kadar pek çok konuda aile şirketi temsilcilerinin ihtiyaç duyacağı başlıklar ele alındı. Dünyadan ve Türkiye’den örneklerle teori ile pratiği birleştiren bilgilere yer verildi. Programın sonunda öğrenilenlerin kurumsal şirketlerde nasıl işlediğini yerinde görmek için Sabancı Holding şirketlerine fabrika ziyaretleri düzenlendi ve Sabancı Holding şirketlerinde insan kaynakları uygulamalarının aktarıldığı oturumlar gerçekleştirildi.

Katılımcılar dilerlerse firmalarının kurumsallaşmaları için almaları gereken aksiyonları ve aile anayasasının oluşturulmasını içeren danışmanlık hizmetlerini program ortaklarından indirimli olarak alabiliyor.

Deloitte Türkiye ve Pekin&Bayar Ortak Avukat Bürosu uzmanları da katıldı

Şirketinin kurumsallaşmasını hedefleyen, akademik eğitim ile günceli yakalamak isteyen, şirket yönetimini yeni jenerasyona devretmeyi planlayan aile şirketleri için tasarlanan program kapsamındaki dersler; her biri konusunda uzman ve iş dünyasında üst düzey yöneticilik yapmış EDU danışmanlarının yanı sıra program ortakları olan Deloitte Türkiye ve Pekin&Bayar Ortak Avukat Bürosu eğitimcileri tarafından verildi. Bunlara ilave olarak Sabancı Holding firmalarının CEO’ları gibi sektörün önde gelen 5 değerli yöneticisi ile sohbet toplantıları gerçekleştirildi. Katılımcılar bu kişilerle birebir görüşme ve onlara sorularını ilk ağızdan sorma fırsatını yakaladılar. Eğitmenler ve sohbet toplantılarındaki profesyoneller eğitimlerin sadece teorik olmaması için gerçek hayattaki tecrübelerini ve örnekleri paylaştılar.

Mezunumuz Canan Dağdeviren'den Yeni Bir Buluş!

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunumuz Canan Dağdeviren başarıları arasına bir yenisini daha ekledi. Canan, cilt kanserinin teşhisini kolaylaştıracak, dövme gibi vücuda yapıştırılabilen ve 10 saniyeden daha az sürede sonuç veren cihaz geliştirdi.

Canan Dağdeviren - Sabanci Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunu

Harvard Üniversitesi'ne "Genç Akademi Üyesi" olarak kabul edilen ilk Türk olan mezunumuz Dr. Canan Dağdeviren, cilt kanserinin teşhisini kolaylaştıracak, dövme gibi vücuda yapıştırılabilen ve 10 saniyeden daha az sürede sonuç veren cihaz geliştirdi.

Forbes dergisinin "30 yaşından küçük 30 bilim insanı" listesine giren Dr. Dağdeviren'in bu çalışması Nature Materials dergisinde yayımlandı.

Canan, bu önemli gelişmeyi hali hazırda bilimsel çalışmalarını sürdürdüğü Massachusetts Institute of Technology (MIT) Üniversitesi'nden tüm dünyaya duyurdu.

Türk mucitten cilt kanserini 10 saniyede teşhis eden cihaz 

Cihazın, yapıştırıldığı deriye basınç uygulayarak derinin mekanik özelliklerini tespit ettiğini belirten Dr. Dağdeviren, "Cihaz, bu özelliklerin kansere yakın olup olmadığını gösteriyor. Deri kanserinin mekanik özellikleri zaten belli. Bu özelliklere uyan sonuçlar çıktığı zaman biyopsi ve diğer prosedürler gerçekleştirilecek" dedi.

Dr. Dağdeviren, cihazı kanser şüphesi olan hastalar üzerinde denediğini, doktorun da biyopsi yaptığını ifade ederek "Ben kendi datalarımı yolladım. Tuhaf görünenleri kendisine söyledim. Biyopsi sonuçları iki hafta sonra çıktı ve benim söylediklerimle bire bir örtüştü. Bu yöntem hızlı, ağrısız ve de kolay bir yöntem. 10 saniyeden az bir sürede sonuç veriyor" diye konuştu.

Cihazın kullanımı

Cihazın, dövme gibi vücuda yapıştırılabildiğini, çıkarılıp başka bölgeye de uygulanabileceğini belirten Dr. Dağdeviren, "Vücut bunu hiç hissetmiyor, çok ince. Elektriksel bağlantılarla verileri bilgisayarda topluyoruz. Sonra bir program sayesinde vücudun mekanik özelliklerini gösteren renkli bir harita ortaya çıkıyor. Renklerle vücutta anormallik olan bölgeyi çok küçük bile olsa gösteriyor" ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

Canan'ın tablet dergimiz Scripta'da yayımlanan söyleşisini okumak için Scripta'yı indirebilirsiniz.

2015-2016 FBE Profesyonellere Yönelik Tezsiz Yüksek Lisans Başvuruları

-Bilişim Teknolojileri Tezsiz Yüksek Lisans Programı, Bilişim Teknolojileri alanında kariyer edinmek isteyen bireyleri hedefleyen, geniş kapsamlı ve uygulamalı temel eğitim verecek olan bir program olarak tasarlanmıştır. Program,  Bilişim  Teknolojileri alanında kariyer sahibi olmak isteyen bireylere ve Bilişim Teknolojilerinin belirli alanlarında uzmanlaşmak isteyen profesyonellere eğitim vermeyi hedeflemektedir

-Veri Analitiği Tezsiz Yüksek Lisans Programı çalışma hayatını aksatmadan analitik becerilerini geliştirmek isteyen profesyoneller için tasarlanmıştır. Beklenen katılımcı profili

​ü​niversitelerin mühendislik, bilgisayar bilimleri, temel bilimler, istatistik ve ekonomi gibi sayısal bölüm mezunları ve çalıştıkları kurumlarda ilgili konularda mesleki deneyim edinmiş ve büyük veri analizinde derinlemesine bir eğitim almak isteyen tüm profesyonellerden oluşmaktadır.

-Enerji Teknolojileri ve Yönetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı’nın hedef kitlesi; mühendislik, temel bilimler, ekonomi, yönetim, siyaset, kamu politikaları gibi alanlardan ve farklı sektörlerden gelen, enerji sektöründe uzmanlaşmak isteyen, enerji sektöründe ya da farklı sektörlerde çalışma deneyimine sahip profesyoneller olarak belirlenmiştir. 

Programlara Üniversitelerin lisans programlarından mezun adaylar  başvurabilmektedir. Başvuran adayların lisans eğitimlerini en geç  09 Eylül 2015 tarihine kadar tamamlamış olmaları gerekmektedir.

Başvuru için Gereken Belgeler :

1. Tamamlanmış Başvuru Formu ile BT başvuruları için özel form. Online başvuru formunun doldurulması gerekmektedir.

2. Resmi Transkript: İlgili yükseköğretim kurumunun Öğrenci İşleri tarafından hazırlanmış, adayın aldığı tüm dersleri ve notlarını gösteren resmi belgenin kapalı zarf içinde sunulması gerekmektedir.

3. İki adet Referans Mektubu: 5 yılı aşkın süredir endüstride çalışan adaylar için her iki referans mektubu çalıştığı iş yerinden, endüstri tecrübesi 5 yılın altında olan adaylar için en az bir referans mektubu çalıştığı iş yerinden, yeni mezun adayların her iki referans mektubu da öğretim üyelerinden alınabilir,Referans mektuparının kapalı zarf içerisinde sunulması veya On-line sisteme yüklenmesi gerekmektedir. Mektup örneği için tıklayınız.

4. İngilizce Yeterlilik Sınav Sonuç Belgesi : Aşağıda sağlanması gereken asgari puanları ve geçerlilik süreleri belirtilen belgelerden herhangi biri sunulmalıdır. Bu belgelerin başvuru sırasında fotokopileri kabul edilmekle birlikte, kayıt sırasında orjinalleri istenecektir.  

TOEFL : Internet-based test (IBT) en az 78; Computer-based test (CBT) için en az 210 puan, Paper-based test (PBT) için en az 547 puan
IELTS : En az 5.5 puan
KPDS : En az 65 puan
ÜDS : En az 65 puan

YDS: En az 65 puan

e-YDS: En az 65 puan

Bu sınavların geçerlilik süreleri şöyledir: TOEFL ve IELTS 2 yıl; KPDS,ÜDS,YDS ve e-YDS 3 yıldan eski olmamalıdır.

Başvuru sırasında İngilizce Yeterlilik Sınav sonuç belgesini temin edemeyen adaylar programa kabul edildikleri takdirde Sabancı Üniversitesi İngilizce Dil Ölçme Sınavı'nda (ELAE) yeterli başarıyı göstermeleri koşulu ile kabul edilirler.Sınavda başarısız olan veya sınava katılmayan adayların, lisansüstü programa devam edebilmek için yabancı dil hazırlık sınıfını başarı ile tamamlamaları gerekir. Yabancı dil hazırlık sınıfında başarısız olmaları durumunda Lisansüstü programa kayıt hakkını kaybederler.

Sabancı Üniversitesi mezunları, mezuniyetlerini takiben 2 yıl içinde Sabancı Üniversitesi yüksek lisans programlarına başvurdukları ve kabul edildikleri takdirde, İngilizce Yeterlilikten muaf tutulurlar.

5. Adayın güncel özgeçmişi (CV)

6. Başvurunun amacını anlatan bir yazı

7. Bir adet vesikalık fotoğraf

Programla ilgili detaylı bilgi için:

Ece Kaya

Sabancı Üniversitesi

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi

Orhanlı, Tuzla , 34956 İstanbul
Telefon: (216) 483 9691
Fax: (216) 483 9550
e-posta: ekaya@sabanciuniv.edu

http://msit.sabanciuniv.edu/tr /

http://da.sabanciuniv.edu/tr /

http://energy.sabanciuniv.edu/tr /

Erken başvuru ve mülakat bilgileri:
Erken başvuru için son tarih 05 Haziran 2015’tür. Ön değerlendirme ile mülakata davet edilecek adaylar belirlenecek ve mülakatlar  08-12 Haziran 2015  tarihleri arasında yapılacaktır.
Erken başvurularda kabul edilen adaylar için kontenjan ayrılmaktadır.

Son başvuru ve mülakat tarihleri:
Başvurular için son tarih 18 Ağustos 2015’tür. Ön değerlendirme ile mülakata davet edilecek adaylar belirlenecek ve mülakatlar 19-21 Ağustos 2015 tarihleri arasında yapılacaktır.
Not:  Posta ile gönderilen başvurularda postanın üniversitemize ulaşım tarihi dikkate alınacaktır. Postadaki gecikmelerden Üniversitemiz sorumlu değildir.
 
Başvuru adresi:
Sabancı Üniversitesi

Öğrenci Kaynakları Birimi,

Orta Mahalle, Üniversite Cd. No:27,
Orhanlı, Tuzla , 34956 İstanbul

Telefon: (216) 483 9093
Fax: (216) 483 9073
e-posta: studentinfo@sabanciuniv.edu
 
Başvuruların Sonuçlanması: Programa kabul edilecek adaylar, belgelerin değerlendirilmesi sonucu yapılacak mülakatlardan sonra belirlenecektir.

"Buluşma - Reunion" Sergisi 26 Temmuz'a kadar Sakıp Sabancı Müzesi'nde!

Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı’ndan yolu geçen 20 sanatçının resimden fotoğrafa, belgeselden yerleştirmeye kadar birçok farklı disipline ait çalışmalarını bir araya getiren “Buluşma…Reunion” sergisini 26 Temmuz 2015 tarihine kadar Sakıp Sabancı Müzesi'nde.

Ayrıca “Buluşma…Reunion” sergisi paralelinde sanatçıların ve sergi kataloğuna yazılarıyla katkıda bulunan ve Sabancı Üniversitesi’nin sanat kuramı alanında üretim gösteren öğretim üyeleri ve mezunlarının katılımıyla her cumartesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde düzenlenen paneller 27 Haziran'a kadar devam edecek.

 “Buluşma…Reunion” sergisinde Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı mezunu Aslı Narin, Baptiste Croze, Berke Soyuer, Beyza Boyacıoğlu, Burcu Yağcıoğlu, Cemre Yeşil, Deniz Gül, Deniz Üster, Ege Kanar, Egemen Demirci, Elif Süsler, Erdem Taşdelen, Hasan Salih Ay, Hayal Pozantı, İz Öztat, Julia Kul, Meriç Algün Ringborg, Onur Ceritoğlu ve Tan Mavitan’ın eserleri sanatseverlerle buluşuyor. Bu genç sanatçıların yanı sıra, 2003’ten vefat ettiği 2013 yılına kadar Sabancı Üniversitesi çatısı altındaki metal atölyesinde çalışmalarını sürdüren ve Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı öğrencilerine destek veren heykeltıraş Bayram Candan da iki eseriyle sergide yer alıyor.

“Buluşma…Reunion” sergisine giriş ise, sergi boyunca tüm öğrencilere ücretsiz.

Umut Ekmekçi'ye Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Jüri Özel Ödülü

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) tarafından bu yıl ilki düzenlenen Dr. T. Fikret Yücel Ödül Programı’yla inovasyon yönetimine katkı sağlayan başarılı çalışmalar ödüllendirildi.

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyemiz Umut Ekmekçi “Ulusal Nanoteknoloji Girişimi” çalışması ile inovasyon yönetimine katkısı gözönünde bulundurularak "Jüri Özel Ödülü"ne layık görüldü.

Jüri Özel Ödülü alan çalışmalardan biri Umut Ekmekçi koordinasyonundaki “Ulusal Nanoteknoloji Girişimi” projesi oldu.

Birçok farklı imalat sektörünü radikal biçimde etkileyebilme kapasitesine sahip nanoteknoloji konusunda ulusal politikaların oluşturulma sürecine sanayi ve sanayici perspektifinden katkı yapmayı ve farklı sanayi kollarında farkındalığı ve bilgi düzeyini artırmayı amaçlayan, tamamen gönüllü katılıma dayalı “Ulusal Nanoteknoloji Girişimi” çalışması ile Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Enerji Teknolojileri ve Yönetimi Yüksek Lisans Program Direktörü Dr. Umut Ekmekçi Jüri Özel Ödülüne layık görüldü.

Ulusal Nanoteknoloji Girişimi (UNG)

Ulusal Nanoteknoloji Girişimi (UNG), 2009-2012 yılları arasında, teknoloji ve inovasyon politikaları alanında, yenilikçi bir yaklaşıma ve modele dayanan bir çalışmadır. Birçok farklı imalat sektörünü radikal biçimde etkileyebilme kapasitesine sahip nanoteknoloji konusunda, ülkemiz sanayicilerinin katma değeri yüksek çözümler üretebilme kapasitesini arttırmayı amaçlayan ve bu konuda işbirliğine dayalı bir modeli benimsemiştir. UNG, tamamen gönüllü katılıma dayalı bir sanayici girişimi olup, temel hedefi ülkemizin nanoteknoloji konusundaki ulusal politikalarının oluşturulma sürecine, sanayi ve sanayici perspektifinden katkı yapmak olarak belirlenmiştir.

UNG çalışması, sanayi-kamu-üniversite işbirlikleri konusunda özgün bir modele (network of networks) ve özgün çalışma yöntemlerine dayanmaktadır. Ulusal teknoloji politikalarının belirlenmesi ve geliştirilmesi süreçlerinde, sanayi perspektifinin katılımını sağlamak ve sanayideki farkındalığı yaygınlaştırmak üzere geliştirilmiş olan bu model, ülkemizin bilim ve teknoloji politikaları açısından da önemli bir model niteliğindedir.

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Dr. T. Fikret Yücel Ödül Programı 2015 Yılı Değerlendirme Kurulu Üyeleri

2015 Yılı Değerlendirme Kurulu Üyeliğini Vispera Bilgi Teknolojileri A.Ş.’nin CEO’su ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytül Erçil, Eczacıbaşı İnovasyon Merkezi Danışmanı ve Teknopark İstanbul Baş Danışmanı Doç. Dr. Cemil Arıkan, Koç Üniversitesi AR-GE Danışmanı ve Kuluçka Merkezi Yönetici Direktörü Enis Erkel, Gürallar Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve TÜSİAD Dijital Ekonomi Yuvarlak Masa Başkanı Esin Güral Argat, Yeditepe Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Çilingiroğlu yaptı.

Bor ayçiçeğinde verimi artırıyor mu?

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi İsmail Çakmak: Sağlıklı bir ayçiçeğinin yaprağında mutlaka 30-40 miligram bor olmalı.

Prof. Dr. İsmail Çakmak 

Bor ayçiçeğinde verimi artırıyor mu?

Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nün (BOREN) bitkiler üzerinde bor uygulamasının etkilerini araştırıyor. Konuyla ilgili Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çakmak ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Beslenme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Güneş görüşlerini iletti.

Prof. Dr. Aydın Güneş, bor gübrelemesiyle ayçiçeğinde verim artışı olduğunun tespit edildiğini söyledi.

Güneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın bor rezervinin yüzde 72'sinin Türkiye'de olmasına rağmen, tarımda bor uygulamasının yeterince kullanılmadığını belirtti.

Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nün (BOREN) bitkiler üzerinde bor uygulamasının etkilerini araştırdığını, araştırma çalışmalarının özellikle Trakya Bölgesi'nde ayçiçeği üzerinde yapıldığını ifade eden Güneş, "Ayçiçeğinde yapılan araştırmalarda, bor ile dekar başına verimin yüzde 20 arttığı tespit edildi" dedi.

Güneş, ayçiçeğinin bor uygulamasına ihtiyaç duyan bir bitki olduğunu vurguladı. Dünyanın en zengin madenlerinin Türkiye'de olduğunu aktaran Güneş, şöyle konuştu:

"Türkiye bor bakımından çok zengin alanlara sahip olmasına rağmen, tarım alanlarımızda borun noksanlığını görüyoruz. Dolayısıyla bu elementle ilgili gübreleme çalışmalarında son derece dikkatli olmak lazım. Bor Enstitüsü, Türkiye için önemli bitkilerde borun etkisini araştırmak amacıyla Türkiye çapında büyük ölçekli çalışmalar başlattı. Bor ile ayçiçeğinde verim artışı tespit edildi."

- "Bor uygulaması ekonomik geliri de arttırır"

Güneş, Trakya Bölgesi'nde ciddi şekilde bor eksikliği hissedildiğini, bor uygulaması ile ekonomik gelirin de artacağını dile getirdi.

Trakya'da yapılan analizlerde bor içeriğinin çok düşük olduğunun görüldüğünü dile getiren Güneş, şöyle devam etti:

"Ayçiçeği bitkisi boru çok seven bir bitki. Kırklareli'nin 300 farklı noktasında yapılan toprak analizinde, bor içeriğinin düşük olduğu belirlendi. Bölgemiz insanı tarımı bilinçli yapan bir kesim. Bor konusunda da bilinçli olabileceklerini düşünüyorum. Yaklaşık 1 dekara kullanılan borlu gübrenin maliyeti 4 liradır. Yüzde 10 ile 20 civarında verim artışı ile ekonomik analizi yapılırsa birim alandan ayçiçeği üreticisine bunun getirisi 140-150 lira civarındadır. Bu azımsanamayacak bir değer. Aynı zamanda bunun verime yansımasının yanında yağ kalitesini artırdığına dair bilgilere ulaşıldı."

Güneş, bor uygulamasının yeteri düzeyde yapılması gerektiğini belirterek, bilinçsiz bor uygulamasının bitkilere ciddi zararlar verebileceğine dikkati çekti.

Borun toksik bir madde olduğunu anımsatan Güneş, "Eğer sizin toprağınızda bor yeterli seviyedeyse ve bilinçsiz şekilde borlu gübreleme yapılıyorsa bu sefer bor bitkiye toksik etki yapacak ve ürün kayıplarına sebep olacaktır. Buna çok dikkat etmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.

- "Bor, büyümeyi doğrudan etkiliyor "

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çakmak ise bor uygulamasına sadece ayçiçeğinin değil yonca, patates ve kanolanın da ihtiyaç duyduğunu söyledi.

"Sağlıklı bir ayçiçeğinin yaprağında mutlaka 30-40 miligram bor olmalı" diyen Çakmak, borun büyümeyi ve gelişmeyi doğrudan etkileyen bir besin elementi olduğunu kaydetti.

Haber: KIRKLARELİ (AA) - ÖZGÜN TİRAN - UFUK ERTOP 

Abone ol