Ana içeriğe atla

National Geographic Türk Kaşiflerini arıyor

130 yıldır var olan tüm sınırları zorlayarak bilim ve keşif çalışmalarına öncülük eden National Geographic Türk Kaşiflerini arıyor. Başvuru için son gün 4 Nisan 2018'dir.

İnsan Yolculuğu, Değişen Gezegenimiz ve Vahşi Yaşam ve Vahşi Yerler olmak üzere 3 farklı konu başlığına odaklanan ve Early Career ve Standart Grant olmak üzere 2 farklı araştırma fonunu kapsayan programlar için başvurular başladı. 

Master ve doktora öğrencilerinin başvurabileceği Early Career Grant ve doktorasını tamamlayan araştırma görevlilerinin başvurabileceği Standart Grant için son başvuru tarihi 4 Nisan 2018'dir.

detaylı bilgi ve başvuru için: www.nationalgeographic.org/grants

Collaboration Space Açılışı

Değerli Öğretim Üyelerimiz ve Öğrencilerimiz, 

Sizlere birlikte hayal etmek, tasarlamak ve geliştirmek için kullanacağımız yeni mekânımız ‘Collaboration Space‘in kullanıma hazır olduğunu duyurmaktan mutluluk duyuyorum. Collaboration Space teknoloji, sanat, inovasyon ve girişimciliği bir araya getirmek için kullanabileceğimiz araç ve gereçleri barındırıyor. Bir süredir bu mekânın işleyişini öğrenci projeleri ve bazı dersler çerçevesinde denedik ve artık genel kullanıma açılabileceğine kanaat getirdik. 

Ayrıca Collaboration Space açılışını vurgulamak için bu mekâna özgü ‘Tasarımsal Düşünce’ isimli yeni bir seminer serisi başlatıyoruz. ‘Tasarımsal Düşünce’ inovasyona insan merkezli bir yaklaşımı ifade ediyor. Temelinde problemleri ihtiyaçlardan yola çıkarak tanımlamak ve bunları trans-disipliner çözümler üreterek ortak çalışmalarla çözmek yatıyor. Doğrusal olmayan Tasarımsal Düşünce süreçleri bu yönüyle bireysel, kurumsal ve gezegenimiz boyutunda karşımızda duran karmaşık sorunlara da uygunlar. 1960’larda ortaya atılan Tasarımsal Düşünce, Açık Erişim ve Açık İnovasyon hareketleriyle 21. Yüzyılda ivme kazanıyor. 

Bu seminer dizisindeki ilk etkinlikte ‘Köprü Tasarımında Harmoni’ başlıklı konuşmasıyla İtalya’da bulunan eCAMPUS Üniversitesinin Rektörü Profesör Enzo Siviero misafirimiz olacak.  Etkinliğimiz 21 Mart 2018 Çarşamba günü saat 15:00’da Collaboration Space seminer odasında gerçekleşecek. 

Hepinizle birlikte olmak dileklerimle,

Zehra Sayers

 

Harmony In Bridge Design semineri

Sabancı Üniversitesi tarafından organize edilen “Design Thinking Seminars” serilerinin ilk Prof. Enzo Siviero tarafından "Harmony In Bridge Design" konusunda gerçekleşecek.

Bilgi Merkezi’nde yer alan Collaboration Space’in açılış etkinliği kapsamında düzenlenen “Harmony In Bridge Design” semineri 21 Mart Çarşamba günü saat 15.00'de yapılacak. 

"Harmony In Bridge Design" konulu seminer tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarının katılımına açık olup, aynı anda facebook sayfamızdan canlı olarak izlenebilecek.  

ABSTRACT:  

The bridge is the architectural work that best combines the shape rules with the structure and composition ones. The design of the bridge is, in the most classic consideration, a cultural act that has its roots in the ancient triad firmitas, utilitas, venustas, which Vitruvius himself coined, wherein structural form and function coincide. 

The bridge is also an object through which we can perceive and experience the place, a unique fact that, through the form exalted by the structure, confirms the true identity of a context. There is also a close link between bridge and perception:  in its use, some links from the bridge to the territory and from the territory to the bridge can be created . However, when small and medium sized constructions are concerned, the ability to model the material in all the different directions enables us to create some very special effects, such as reducing the perception of the thickness of the deck or improving the profiles where the roadway intersects the waterway. This requires exploiting the plastic properties of concrete, avoiding those standardised bridge schemes which simply make the bridge rest on its supports, which undermine the opportunity of giving character to the location. The following examples illustrate the approach to the work-context-landscape-suggestions “dialogue”, which is  fascinating and which is considered not only in the research into the type as the founding moment for the structural design, but also as a basic assumption to encourage ongoing research into the formal potential that concrete offers in order to understand the meaning and the perception of the infrastructure of the landscape. 

About  Prof. Ing. Arc. Hc. Enzo Siviero

Born 1945 in Vigodarzere (Padua). In 1969, he graduated in Civil Engineering at the University of Padua. Full professor of Bridges at the University IUAV of Venice until October 2015, At present he is Rector University eCampus Italy.

He is Consultant Professor at the College of Civil Engineering of Tongji University, Shanghai-China, Adjunct Professor at Fuzhou University and Chang’An University, Xi’An-China, member of CUN, National University Council at the Ministry of Education in Rome (2007-2016).

Awarded the honorary degree in Architecture by Politecnico di Bari in 2009.

Known bridge designer, his traveling exhibition BRIDGING PONTEGGIANDO is internationally recognized as an excellent synthesis between educational research and profession. Al Idrisi Award in 2015 and Capo Circeo European Award in 2017. He has curated exhibitions on structural architecture figures such as Calatrava, Zorzi, Miozzi, Mimram, Torroja and Schlaich. He has organized national and international workshops and conferences.

Vice President of RMEI (Reséau Méditerranéen des Ecoles d’Ingénieurs) and of SEWC (Structural Engineers World Congress). He is also Deputy General Secretary of EAMC (Engineering Association of Mediterranean Countries).

Teachers are Human'ın yeni konuğu Fuat Keyman

Sevilerek dinlenen ve birbirinden değerli öğretim üyelerinin konuk olduğu Teachers Are Human'ın 21 Mart Çarşamba günü gerçekleşecek programına Fuat Keyman konuk oluyor!

 

21 Mart Çarşamba akşamı saat 20.00'de yayınımızı dinleyebilir, hocamıza sorularınız varsa bunları RadyoSU'nun internet sitesindeki "Sesini Duyur" köşesinden sorabilirsiniz.

Sizi nasıl dinleyebilirim?

Bizlere radyosu.sabanciuniv.eduradyosu.org, TuneIn, mySU ve RadyoSU mobil uygulaması üzerinden ulaşabilirsiniz. Sesini duyur köşesine soru göndermek için ilk iki seçenekten birini tercih edin lütfen :) 

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı mezunlarımız İstanbul Art News’da…

Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı mezunlarımız İstanbul Art News’da…

Didem Erk,

İstanbul ve Berlin’de faaliyet gösteren Zilberman Galeri mezunumuz Didem Erk’i temsil ettiği sanatçılar arasına kattı. Didem Erk Sanat ve Sosyal Bilimler (SSBF) Fakültesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programı lisans 2009 ve yüksek lisans 2012 mezunu. Performans, video,yerleştirme ve metni araç olarak kullanan Didem Erk işlerinde dil, hafıza ve sınır kavramlarının mekanla ilişkili şiirsel tarafları üzerine araştırmalarını sürdürüyor.

 

Dila Yumurtacı

SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programı yüksek lisans 2017 mezunu. Dila Yumurtacı aynı zamanda Royal Academy of Dance mezunu. 2008 yılında dans, sinema, tiyatro ve performans sanatı başta olmak üzere farklı disiplinleri birarada kullanarak yaratımı amaçlayan bir topluluk olan dadans grubuna katıldı.

 

Halil Atasever

SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programı yüksek lisans 2014 mezunu. Performans sanatçısı ve oyuncu. Yüksek lisansını yaparken Sabancı Üniversitesi’nde performanslar üretmeye devam etti. 2014-2017 yılları arasında İstanbul’da özel şirketlerde görsel iletişim tasarımcısı olarak çalışan Atasever Londra’da çalışmalarına devam ediyor.  

 

Batu Bozoğlu

SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programı yüksek lisans 2010 mezunu. Performans sanatçısı. Mart ayında Perform İstanbul’da performans sergileyen 10 sanatçıdan biri. Batu Bozoğlu’nun performansları katılımcı politikalarını ve bundan doğan güç oyunları ve sahiplenme konularını inceliyor. Batu Bozoğlu yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda sanat etkinliğinde performanslarını sergilemiş.

 

Design Thinking

Design thinking is a human-centric approach to innovation. It is based on defining problems through the understanding of needs, and generating trans-disciplinary solutions through collaborative creation. The process is non-linear, therefore, suitable for complex challenges we face as individuals, institutions, or as a planet. 

Coined in the 1960s, Design Thinking is gaining worldwide deployment through the Open Access and Open Innovation movements of the 21st century.

With our motto “create and develop together,” we, at Sabancı University, adopt Design Thinking in most everything we do. We are familiarizing our students with Design Thinking early on, as exemplified by our Collaboration Space; where we bring Technology and Arts together with Design and Entrepreneurship.

We are happy to mark the opening of our Collaboration Space with the launch of our Design Thinking Seminar Series.  

Kurucu Genel Sekreterimiz Sevgili Hüsnü Paçacıoğlu’nu Kaybettik

Üniversitemizin kuruluşunda ve gelişmesinde üstün hizmetleri olan, Kurucu Genel Sekreterimiz sevgili Hüsnü Paçacıoğlu’nu bugün, 16 Mart 2018 tarihinde, kaybetmiş olmanın büyük üzüntüsü içerisindeyiz.

Hüsnü Bey, Sabancı Üniversitesi'nin Kurucu Genel Sekreteri  olduğu 1996- 2005 yıllarında üstün yöneticilik becerileri, vizyonerliği ve çalışkanlığı ile Sabancı Üniversitesi'nin bir Dünya Üniversitesi olma yolculuğunda kilit bir rol oynamıştır.  Kendisini her zaman sevgi, saygı ve minnetle anacağız.

Hüsnü Bey, Sabancı Üniversitesi’ndeki görevinden önce IBM’de uzun yıllar yöneticilik yapmıştı. Halen Sabancı Vakfı’nın Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekteydi.

Merhuma Tanrı'dan Rahmet; ailesine, arkadaşlarına ve tüm Üniversitemiz camiasına başsağlığı dileriz. 

Cenaze töreni 17 Mart Cumartesi günü Zincirlikuyu mezarlığı camiinde kılınacak öğle namazını takiben yapılacak ve  18 Mart Pazar günü Safranbolu’da aile mezarlığına defnedilecektir.

Cenazeye gidiş ve kampüse dönüş için servis olacaktır. Servis Cumartesi günü saat 11:30 ‘da SUNUM otoparkından hareket edecektir.


Sabancı Üniversitesi

Hakan Orbay Araştırma Ödülleri’ne başvurular başladı

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından, 2011 yılında hayatını kaybeten öğretim üyesi Hakan Orbay anısına düzenlenen “Hakan Orbay Araştırma Ödülü” için başvurular başladı. Bu yıl beşinci defa düzenlenecek ödül için başvurular 28 Haziran 2018 tarihine kadar sürecek. Kazananlar 14 Eylül 2018 tarihinde ilan edilecek.

 

“Genç Araştırmacı Ödülü” kategorisinde bir kişiye 5000 TL, “Doktora Öğrencisi” kategorisinde ise bir kişiye 3000 TL para ödülü verilecek.

Hakan Orbay Araştırma Ödülleri ile finans ve mikro iktisat alanlarındaki genç araştırmacıların özgün çalışmalar üretmesini desteklemek amaçlanıyor. Başvuru yapmak isteyenler çalışmalarını, bir sayfalık özgeçmişleri ile birlikte orbayaward@sabanciuniv.edu adresine iletebilirler.

Ödül jürisinde bu yıl; İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Benan Zeki Orbay ile Sabancı Üniversitesi’nden öğretim üyeleri Aziz Şimşir, Eren İnci, İzak Atiyas, Melsa Ararat, Nakiye Boyacıgiller, Yiğit Atılgan ve Crummer Graduate School of Business, Rollins College’dan Koray Deniz Şimşek yer alıyor.

Hakan Orbay Araştırma Ödülü’ne geçtiğimiz yıl; Genç Araştırmacı Ödülü kategorisinde; “Pricing and Liquidity in Decentralized Asset Markets” başlıklı çalışması ile Carey Business School, John Hopkins University’den Yar. Doç. Dr. Semih Üslü ve Doktora Öğrencisi Ödülü kategorisinde Affect-Based Stock Investment decision: The Role of Affective Self-Affinity” başlıklı çalışmasıyla, Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi, Ph.D. programından, PhD adayı Naime Usul layık görüldü.

Ödül Başvuru Koşulları:

  • Ödül, finans ve mikro iktisat alanlarındaki kuramsal ve uygulamalı tüm çalışmalara açık olmakla beraber, firma kuramı, kontrat ve teşvik kuramları, şirket finansmanı ve kurumsal yönetişim alanlarındaki kuramsal ve/veya uygulamalı çalışmalar ile gelişmekte olan ülke piyasalarını anlamaya yönelik araştırmaların desteklenmesine öncelik verilecektir.
  • Genç Araştırmacı ödülü için son başvuru tarihinde 40 yaşından gün almamış doktora derecesine sahip araştırmacılar ödüle başvurabilir. Başvuru yapan yazarın ödül şartlarını sağlıyor olması koşuluyla, başvurulan makalelerde başka yazarların olması ödüle başvurmaya bir engel teşkil etmemektedir.
  • Doktora Öğrencisi Ödülü için başvuru tarihinde doktora öğrencisi olan adaylar başvuru yapabilir.
  • Başvuru, ödül için başvurulan makale ile ödüle başvuran araştırmacının özgeçmişini içermelidir. Makalenin ilk sayfasında özeti bulunmalıdır. Makale ve özgeçmişler Türkçe ya da İngilizce olarak gönderilebilir. Başvurular pdf ya da word formatında aşağıdaki elektronik posta adresine gönderilmelidir.
  • Yalnızca başvuru sırasında henüz yayına kabul edilmemiş, özgün makaleler ödül için değerlendirilmeye alınacaktır. Makalenin, değerlendirilmek üzere bir dergiye gönderilmiş olması başvuru için engel teşkil etmemektedir.
  • Ödülü kazananların, ödülü kazanan makalelerinin yayımlanacak versiyonlarında bu ödülü aldıklarını belirtmeleri beklenmektedir.
  • Jüri Doktora Öğrencisi Ödülü kategorisinde ödüle layık araştırma olmaması halinde ödülü Genç Araştırmacı kategorisinde ikincilik ödülü olarak verme yetkisine sahiptir. 

Hakan Orbay’ın Kısa Özgeçmişi:

Hakan Orbay, 1979 yılında Ankara Fen Lisesi’den mezun olduktan sonra 1979-1983 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Fizik Bölümlerinde lisans eğitimini tamamlamıştır.  Yüksek lisans derecesini 1986 yılında Calgary Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden almış, ardından Türkiye’ye dönmüş ve 1988-1991 yıllarında bankacılık sektöründe bilgi teknolojileri alanında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Akademiye olan ilgisini çalışma hayatında da kaybetmemiş ve ABD’ye giderek 1991-1995 yılları arasında Stanford Üniversitesi Yüksek İşletme Okulu (Graduate School of Business) İktisat Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. 1996-1999 yılları arasında Koç Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmış, ardından da kuruluş aşamasında üniversitemize katılarak vefat ettiği 2011 yılına kadar da Yönetim Bilimleri Fakültemizde öğretim üyeliği görevine devam etmiştir.

Bağımsız Kadın Direktörler ve Yüzde 30 Kulübü Kadının Gücü Konferansı’nda anlatıldı

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Kadının Güçlendirilmesi Çalışmaları Projeler Yöneticisi Sevda Alkan, Hürriyet Gazetesi tarafından, 5 Mart 2018 tarihinde düzenlenen “Kadının Gücü Konferansı”nda, “Zirvedeki Kadın Sayısını Arttırmak” oturumda konuşmacı oldu.


Sevda Alkan, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, kadınların yönetimde ve karar mekanizmalarında var olmaları için yürütülen çalışmaları anlattı. “Türkiye Kadın Direktörler Raporu 2017” verilerini paylaşan Alkan, yönetimde bulunan Türkiye'de kadın oranının hâlen daha Avrupa ve ABD'nin gerisinde olduğunu belirtti. Alkan, Türkiye'de tüm şirketlerde kadın yönetim kurulu üye oranının yüzde 13.9 olduğunu belirterek, “Avrupa'ya göre düşük bir oran. Ancak aile ile ilişkili olmayan yani cam tavanı delebilen kadın oranı sadece yüzde 7. Biz, kadın yöneticisi olmayan ve ‘bulamıyoruz' bahanesi üreten şirketlere karşı da bir veri tabanı hazırladık. Direktörlük ve yöneticilik yetkinliğine sahip kadınlarımızı orada topluyoruz. Veri tabanımızda 282 kadın var." dedi.

Sevda Alkan, hedeflerinin 2023'e kadar Borsa İstanbul'da ana ve yıldız pazardaki şirketlerde kadın yönetici oranını yüzde 30’a çıkarmak olduğunu belirtti ve BIST 100’de ise hiç kadın yöneticisi olmayan şirketin kalmamasını hedeflediklerini dile getirdi.

Cihan Saçlıoğlu Stephen Hawking'i anlatıyor

Bilim dünyası ağır fiziksel engellerine karşın Karadelikler teorisine ve Kozmolojiye temel katkılar yapan Stephen Hawking’i (1942-2018)  kaybetti. Zamanın Kısa Tarihi adlı popüler bilim kitabıyla, hayatı hakkındaki “Herşeyin Teorisi” filmiyle, zaman zaman da Simpsons ve Big Bang Theory dizilerine misafir olmasıyla  bir cins teorik fizik süperstarıydı.

Einstein’ı saymazsak, bir teorik fizikçinin Hawking kadar meşhur olması pek raslanan bir olay değildir. Hawking popüler şöhretini büyük ölçüde ALS hastalığına rağmen Genel Görelik (diğer adıyla Gravitasyon teorisi) alanında çığır açıcı katkılar yapmasına borçlu. Hastalık teşhisi 1963’de konuluyor. Hastalığın ilerlemesi ile 1970’ lerde Hawking hayatını kendisi için özel tasarlanan motorlu tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda kalıyor, sonra da konuşmasını ancak gene özel tasarım bir cihazın sentetik sesiyle gerçekleştirebiliyor. Kendisi tipik bir İngiliz “understatement”-tevazu/küçümseme arası bir yaklaşım ile bu durumunu “ fiziksel handikapımın ciddi bir engel teşkil etmediği bir meslekte olduğum için şanslıyım” diye geçiştiriyor. Tabii bir de daha sonra yazdığı “Zamanının Kısa Tarihi” kitabı da ününe ün katıyor. 

Fiziğe en önemli katkıları Kara Delikler ile ilgili. Einstein teorisinin bu çözümü Karl Schwarzschild tarafından Einstein 1915 makalelerinin hemen ardından bulunuyor, Einstein çözümü matematiksel olarak çok etkileyici, fakat mükemmel küresel simetrisi dolayısı ile doğada gerçekleşemeyecek kadar yapay buluyor-ta ki Roger Penrose ve Stephen Hawking 60’larda böyle çözümlerin yapay olmak bir yana, Einstein teorisinde kaçınılmaz olduğunu ortaya koyan teoremler ispat edene kadar. Gene de yapay olmayan bir çözüm ancak Yeni Zelanda’lı Roy Kerr’in 1966’daki makalesinde verilebiliyor. Artık her galaksinin merkezinde Milyon veya Milyarlarca Güneş kütleli karadeliklerin tekil bir noktada oturduğu gözlemsel olarak biliniyor; Sabancı Üniversitesi’nde de Dr. Emrah Kalemci ve çalışma arkadaşları bu karadeliklerin kütle ve dönüş hızlarını ölçen uluslararası projelere katkı yapıyorlar. Elde ettikleri sonuçlar hata payları içinde Kerr'in çözümlerini doğrular nitelikte. Çok enteresan bir bulgu da, dönme hızlarının Kerr çözümünün maksimum hızına epey yakın olduğu. Penrose-Hawking teoremleri aslında Einstein teorisinde başka tip tekil çözümlerin de kaçınılmaz olduğunu söylüyor; Büyük Patlamadaki tekillik bunların bir örneği.

Einstein teorisi “klasik”, yani kuantum etkilerini içermiyor. Hawking’in belki en orijinal katkısı karadeliklerin kuantum süreçleri ile ışıma yapabildiklerini göstermek oldu; yani karadelikler tam kara değil!  Olay ufkunda, yani dışarıdan gelenin artık kaçamayacağı mesafede belli bir sıcaklıkları var, ve her sıcak obje (mesela bir ütü) gibi radyasyon yapıyor ve enerji kaybediyorlar. Bu radyasyon ilk bakışta karadeliğin içine düşmüş maddeler hakkında bir bilgi taşımıyor görünüyor; halbuki fiziğin evrensel kuantum yasaları böyle bilgilerin kaybolmasına izin vermiyor-iki evrensellik iddiasındaki teori çelişiyor (mu?)! Hiç değilse, Hawking başta böyle düşündü ve karadeliklerin kuantum teorisini ihlal ettiğini idda etti. Bu görüşe sağlam argümanlarla karşı çıkıldı ve Hawking bir noktada iddiasını geri aldı. Fakat kendisi de yakınlarda ölen Joe Polchinski olay ufkunda bir “ateşten duvar” bulunduğu şeklinde yeni bir paradoks ortaya koydu, ve maalesef Hawking başlattığı bu fiziğin belki en derin tartışmasının sonunu göremeden aramızdan ayrıldı.

Cihan Saçlıoğlu / Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi, Fizik Profesörü

Abone ol