Ana içeriğe atla

Sabancı Üniversitesi Mezunlarına Uluslararası Red Dot Tasarım Ödülü

Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı mezunları Nagehan Kuralı Alan (2006) ve Selin Özçelik Mörth (2005) tarafından 2011 yılında kurulan Design In Situ Tasarım Ofisi, uluslararası tasarım dünyasının en prestijli yarışmalardan biri olan Red Dot Design Award'da, Brands & Communication Design segmentinde, “Red Dot Winner 2020” ödülünü aldı. 50 ülkeden yaklaşık 7000 tasarımın, uluslararası bir jüri tarafından değerlendirildiği, yüksek tasarım kalitesi ve yaratıcı performansın ödüllendirildiği yarışma, “tasarım dünyasının Oscar Ödülleri” olarak tanınıyor. 

Design In Situ Tasarım Ofisi, GSD Holding ve şirketleri için tasarlanan ve Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı 2010 mezunumuz Murat Durusoy’un fotoğrafları ile desteklenen web sitesi ile International Yearbook Brands & Communication Design 2020/2021 kataloğuna girmeye de hak kazandı. Farklı yazılım ve içerik ajanslarıyla da işbirliği yapılan projede Design In Situ kurucuları, Nagehan Alan ve Selin Mörth’ün interdisipliner imzaları bulunuyor. Kasım ayında yayınlanacak olan ve uluslararası alanda seçkin örneklerin yer alacağı bu katalogda Design In Situ, Türkiye’yi temsil edecek. 

Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı mezunları Nagehan Kuralı Alan ve Selin Özçelik Mörth çalışmaları hakkında gazeteSU’nun sorularını yanıtladı ve öğrencilere tavsiyelerde bulundu. 


Soldan: Selin Özçelik Mörth, Nagehan Kuralı Alan 

Sabancı Üniversitesi’ndeki eğitim hayatınızdan kısaca biraz bahseder misiniz?

Selin Özçelik Mörth: Sabancı Üniversitesi’ne ikimiz de Ekonomi Programı seçme hedefiyle girip VAVCD Programı seçmeye karar verdik. Ben Onur bursluydum, benim için tasarımcı olma kararını vermek kolay olmadı. Sophomore yılında olabildiğince farklı programlardan  ders alarak programları tanıma fırsatım oldu. Mesleğin insanın hayatının ta kendisi olduğu günümüzde gerçekten zevk alarak icra edebileceğimi, yaratıcılık ve üreticiliği bir arada götürebileceğimi ön gördüğüm tasarım bölümünü seçtim. Öğrenciliğim boyunca, programın bize sunduğu interdisiplinerlikle tasarımın dokunduğu birçok alanda işler ürettim, tasarım ve yazılım alanlarının kesiştiği projeler yaptım. VAVCD programının sunduğu 15 sene önceki vizyon, bugün çalıştığımız ‘yaratıcı teknolojiler’ alanına adım atmamızı sağladı.

Eğitim hayatınızdan sonra neler yaptınız? Tasarım ofisinizin kuruluş hikâyesinden de bahseder misiniz, şu anda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Nagehan Kuralı Alan: Bizim iki ortak olarak yollarımız üniversiteden mezun olduktan sonra kesişti. İkimiz de Almanya’da, University of Arts Bremen’de Digital Media üzerine yüksek lisans eğitimi aldık. Biosensörel etkileşim, ikna edici teknolojiler, kamusal alanda etkileşim tasarımı gibi alanlarda çalışmalar yaptık. Ardından Bremen ve Frankfurt’ta bu alanlarda profesyonel olarak çalıştık. Bu dönemde, akademik çalışmaların yanı sıra dijital etkileşimli birçok sanat projesi ürettik. 4 senelik bir süreç sonrasında da, yaratıcı iş birliğimizi Türkiye’de devam ettirmeye karar verdik ve Design In Situ’yu kurduk. 2011’den bu yana lokal ve global bir çok kurumsal markayla çalışıyoruz. Dijital tasarımı, terzi dikimi gibi markaya, mecraya, mekâna, kullanıcıya en uygun şekilde kurgulayarak özel projeler yapıyoruz. Üretimlerimizin büyük çoğunluğu konsept, tasarım ve yazılım üçlüsü ekseninde şekilleniyor. Mecralar ise çok farklılaşıyor. Tüketilen teknolojilerin evrilmesi görsel iletişim ihtiyaçlarının çeşitlenmesini de beraberinde getiriyor. Kısacası, dijital teknolojileri kullanarak deneyim ve duygu tasarımı yapıyoruz. Ara yüz bazen bir web sitesi, bazen bir mağaza, bazen bir etkinlik standı, bazen bir mobil uygulama.

VAVCD programı öğrencilerine ve yeni mezunlara neler önerirsiniz?

Sabancı Üniversitesi’ndeki disiplinler arası iletişim çok önemli bir değer, bunu kullanın. Farklı programlarda neler yapılıyor, nasıl projeler üretiliyor takip edin, çünkü sizler tasarımcı olarak gelecekte o teknolojilere ya da öngörülen o toplumlara tasarım katma değeri ekleyeceksiniz.

Mutlaka staj yapın ve staj yaparken size iş verilmesini beklemeyin, proaktif olun.

VAVCD’den mezun olduğunuzda farklı alanlarda birçok şey bilmenize rağmen  kendinizi hiç bir konuda uzman değilmiş gibi hissedebilirsiniz. Ancak, üniversitede size sağlanan alt yapının uluslararası düzeyde çok iyi seviyede olduğundan emin olabilirsiniz. Yeni mezun olarak sizden beklenen bir konuda uzman olmanız değil, araştırmaya, öğrenmeye, üretmeye hevesli olmanız. Genç enerjinizin ve akademik vizyonunuzun yaratıcı endüstriye katacağı farklılık. 

Sabancı Üniversitesi ve The Welding Institute (TWI), yeni İnovasyon Merkezi için ortak oldu

Sabancı Üniversitesi ile Birleşik Krallık’ın birleştirme, tahribatsız muayene ve yapısal bütünlük konularında önde gelen araştırma merkezi The Welding Institute (TWI), uzun soluklu iş birliklerini ileriye taşıyarak Dijital İleri İmalât İnovasyon Merkezi’ni (DMIC) kuruyor. 

Merkezinde Avrupa-odaklı bir yaklaşım olan ortak girişim, Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) bünyesinde sanal olarak faaliyet gösterecek olup dijital imalât teknolojilerini derinleştirerek yeni ürün, sistem ve hizmetlerin sunulmasını sağlayacak ve araştırma portföyünü geliştirmek amacıyla geniş inovasyon topluluklarına dahil olmayı hedeflemektedir. 

Araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri, ileri kompozitler ve ilgili malzemelerin yanı sıra metal ve kompozitlerin eklemeli imalâtı, prototipten sertifikalı ve tümüyle işlevsel parçalara kadar Avrupa’nın mükemmeliyetini yaygınlaştırmaya odaklanacak. Dijital merkezde çevre ve ekonomi (yeşil üretim); malzemelerin sürdürülebilirliği ve yeniden değerlendirilmesi, hidrojen ekonomisi, süreç ve ürünleri dijitalleştirmede akıllı uygulamalar gibi toplum açısından giderek önem kazanan konular kapsamında çalışmalar yürütülecek. DMIC, veri bilimi, yapay zekâ (AI) ve sistem entegrasyonu alanlarında Ar-Ge uzmanlığını sürdürmek için TWI’nin diğer inovasyon merkezleri ile Atina’da bulunan TWI Hellas ile yakın bir şekilde çalışacaktır. 

TWI İnovasyon Ağı İş Geliştirme Yöneticisi Cem Selçuk: “DMIC, ortakları ve inovasyon ağları ile Avrupa’daki KOBİ’ler ve TWI’nin Sanayi Üyeleri arasında süregelen işbirliğini kolaylaştırmaya yönelik, rekabetçi bir şekilde kazanılarak finanse edilen projelerin ortaklaşa geliştirilebilmesi için bir platform sağlayacak”, dedi. 

Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yıldız ayrıca şunları ifade etti: “Uzmanlıklarını birleştiren bu iki kuruluşumuz, kompozit ve katkı maddesi imalâtında ileri ve dijital imalât teknolojilerini geliştirmek için yeteneklerini bir araya getirerek çok disiplinli işbirliği projeleri yoluyla lisansüstü öğrencilerinin ve yüksek nitelikli personelin gelecekteki eğitimlerine öncülük edecekler.” 

TWI İnovasyon ve Yetkinlikler Direktörü Tat-Hean Gan ise şu açıklamada bulundu: “Her iki taraf da teknoloji inovasyon yönetimi alanında yılların tecrübesini merkeze aktarıyor. Bu da dijital entegre imalâtta kullanılan üretim teknolojilerini geliştirebilecek yeni tekniklerin tanımlanmasına olanak tanıyarak başarılı ve sürdürülebilir bir uygulamaya götürecek olan endüstriyel büyümeyi sağlayacaktır.” 

SU-IMC Direktörü Prof. Dr. Bahattin Koç şunları söyledi: “Bu yeni İnovasyon Merkezi iki ortağın güçlü yönlerini biraraya getirerek tamamen işlevsel metal ve kompozit parçaların veri-kaynaklı dijital imalâtında yeni ufuklar açacak.”

Evrim Uysal'dan 20 Yılın Hikayesi

Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.

CampRetail Eğitimi Başlıyor!

Yönetici Geliştirme Birimi, EDU, değişen dünyada perakende dinamiklerine bütünsel bir bakış sunacak CampRetail: Perakende Kampanya Yönetiminde Güncel Teknikler Eğitimini duyurdu.

Kampanya yönetimi konusunda tüm kilit parametreleri, 360 derece yönetim anlayışı ile interaktif bir biçimde aktarmayı hedefleyen CampRetail; katılımcıların, profesyonel hayatlarında uygulamak üzere net iş planları ve çıktılar elde edebilmesi hedefiyle tasarlandı. 

Eğitimde ele alınacak konular arasında kampanya yönetiminin Müşteri ve Marka Boyutu, hedef kitle motivasyonunun üst seviyeye çıkarılması, ödül algısı, kampanyaların online ve offline ortamda etkin bir şekilde tasarlanması, finansal verimlilik araçları, marka itibarını koruma yaklaşımları, kampanya risk faktörleri ve performans ölçümlenmesi yer alıyor.

3 tam günden oluşan eğitimde katılımcılara ayrıca, akılcı ve yaratıcı bir anlayışla rekabet avantajı yaratacak, güncel, kurumsal ve kişiselleştirilmiş kampanya tasarlama yöntemleri aktarılacak.

28 Ağustos 2020’de başlayacak eğitime markaların, kampanya planlanma ve tasarlanma süreçlerinden sorumlu olan kişiler, satış yöneticileri, pazarlama yöneticileri, kurumsal iletişim yöneticileri, bölge müdürleri, alanında en az 4 yıl deneyime sahip perakende yöneticileri katılabilir.

Sanal sınıf deneyimi ile sürdürülecek eğitime katılım için son başvuru tarihi 20 Ağustos 2020.

CampRetail ile ilgili detaylı bilgiye https://edu.sabanciuniv.edu/tr/acik-egitimler/campretail adresinden ulaşabilirsiniz.

Mezunumuz Giray Kömürcü'nün kitabı "Nasıl Bir Gelecek?" yayınlandı

Sabancı Üniversitesi Mikroelektronik Mühendisliği Programı 2005 Mezunumuz Giray Kömürcü'nün  "Nasıl Bir Gelecek? Küreselleşme, Kapitalizm, Çevre sorunları, İklim Krizi, Yoksulluk, İnsanlık... Ve Biz Ne Yapacağız" adlı kitabı yayınlandı.

Mahfi Eğilmez'in kapak yazısı ile Aganta Yayınevi tarafından basılıp satışa sunulan eser, dünyanın içinde bulunduğu iklim krizi, çevre kirliliği gibi çevresel sorunlarla; açlık, yoksulluk, işsizlik gibi insani sorunlara değiniyor. Bu sorunların sebeplerini derinlemesine sorgulamaya, bu sebepleri ortadan kaldırabilecek çözümlere odaklanmaya ve bireysel olarak yapabileceklerimizi detaylandırmaya çalışan “Nasıl Bir Gelecek?” kapitalizm ve tüketim kültünün kapsamlı bir eleştirisi ve alternatif bir ekonomik sistem kurgusu olarak da nitelendirilebilir. Dünyamızın içinde bulunduğu kaotik durumdan nasıl en az zararla çıkabileceğine dair bir bakış sunan kitaba Mahfi Eğilmez'in yazdığı kapak yazısı da şu şekilde:  

"Giray Kömürcü bu kitabında ekonomiyle birlikte birçok ilgili konuyu ele alıp tartışıyor. Ekonomi konuşulurken genellikle göz ardı edilen ama ekonomiden daha önemli olan çevre sorunlarıyla, açlık gibi ekonomik bir sorunun nasıl çelişkiler yarattığını anlatıyor. Ekonomik sorunların kaynaklarını ortaya koyduktan sonra çözümü tartışıyor. Çevreye duyarlı ekonomi mümkün müdür? Kapitalizmden başka bir sisteme geçilirse çevreye zarar vermeden ekonomik sorunlar çözülebilir mi? sorularına yanıt arıyor. Kitabı alıp incelediğinizde değişik ve çarpıcı bir çalışmayla karşı karşıya olduğunuzu göreceksiniz."

Rektörümüz Yusuf Leblebici’ye İllinois Üniversitesi’nden Ödül

Rektörümüz Yusuf Leblebici, doktora derecesini tamamladığı İllinois Üniversitesi’nden (University of Illinois at Urbana-Champaign - UIUC) Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği “Üstün Başarılı Mezun” Ödülü aldı.

Üniversitenin Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği programının en prestijli ödüllerinden olan ve bu alana profesyonel ve teknik anlamda önemli katkıda bulunan mezunlara verilen Üstün Başarılı Mezun Ödülü’nü daha önce alan isimler arasında LED ışık kaynaklarının mucidi olarak bilinen Nick Holonyak, Hewlett-Packard ve Schneider Electric gibi büyük teknoloji şirketlerinde Başkan Yardımcılığı yapmış Prith Banerjee ve 2000 yılında Fizik alanında Nobel ödülü alan, entegre devrelerin mucidi Jack Kilby yer alıyor.

Ödülle ilgili yaptığı değerlendirmede “Böylesine köklü ve manevi anlamı güçlü bir ödülü almaktan gurur duydum” diyen Yusuf Leblebici, 1990 yılında İllinois Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. 3 yıl öğretim üyesi olarak da görev yaptığı üniversite ile yakın bağlarını uzun yıllar boyunca devam ettirdi.

Ödül, 2 Ekim 2020 tarihinde İllinois Üniversitesi’nde yapılacak törenle Yusuf Leblebici'ye sunulacak.

Erol Düzgören'den 20 Yılın Hikayesi

Her hafta isme göre alfabetik sıra ile yer verdiğimiz röportaj serisi “20 Yılın Hikayesi”nin konuğu bu kez Erol Düzgören oldu.

SSM Çocuk Oyunu

Tavşan Aranıyor

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Sabancı Vakfı’nın katkılarıyla başlattığı ve büyük bir ilgiyle takip edilen Müzede Sahne etkinliği bu yıl Atta Festivali’nin “Tavşan Aranıyor” isimli çocuk etkinliğine evsahipliği yapıyor. 

Bugüne kadar Londra ve Edinburgh dâhil olmak üzere Avrupa şehirlerinde 500 defadan fazla sahnelenen çocuk oyunu Tavşan Aranıyor, Atta Festival’in Hollandalı tiyatro topluluğu Bonte Hond ile işbirliğiyle Türkçe sahneleniyor. 3 yaş ve üzeri çocuklara yönelik oyunda, üç polis dedektifinin hapisten kaçan bir tavşanı araması konu ediliyor. 

8 Ağustos, Cumartesi, 17:30

Etkinlik ücretsizdir ve kapasite ile sınırlıdır.  Her çocuk ve beraberindeki refakatçi için kayıt yaptırılması gerekmektedir.
Ebeveyn refakati olmayan çocuklar etkinliğe alınmayacaktır.

Kayıt olmak için tıklayınız

 

Online Lise Yaz Okulu 18 farklı il ve 6 ülkeden öğrencileri ağırladı

Bu yıl ilk kez online olarak gerçekleşen Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu Türkiye’nin ve dünyanın farklı bölgelerinden öğrencileri ağırlamayı sürdürdü.

2011 yılından bu yana düzenlenerek 13-17 yaş arasındaki gençlerin farklı alanlarda kendilerini geliştirmelerini sağlayan ve çok kültürlü üniversite ortamına hazırlanmalarına imkan veren Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, bu yıl ilk kez online olarak gerçekleşti.  29 Haziran - 24 Temmuz 2020 tarihleri arasında iki ayrı dönem halinde düzenlenen lise yaz okullarına Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kocaeli, Mersin, Samsun ve Sinop olmak üzere 18 ilden ve Kanada, KKTC, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere 6 farklı ülkeden toplam 233 öğrenci katıldı.

Öğrencilerin doğa bilimleri, mühendislik, sosyal bilimler, sanat, yönetim gibi 40’tan fazla üniversite dersi arasından seçim yapmasını sağlayarak tatil dönemini eğlenceli bir öğrenme sürecine dönüştüren Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, proje çalışmaları ve aktiviteleriyle de farklı bir deneyim yaşattı.

Online etkileşimi güçlü bir öğrenme deneyimi

Öğrenciler, Cerrahi Robotlar ve Biyomedikal gibi dersler ile temel bilimler ve uygulamalarla ilgili bilgi alırken aynı zamanda sorgulama becerisi ve hayal kurma kapasitesinin gelişimi için de özel çalışmalarda bulundular. Özel grup çalışmaları ve sosyal sorumluluk proje geliştirme süreçlerine dahil olan öğrenciler, proje konularını sosyal medyada topluma yalın bir dille anlatarak online etkileşimi güçlü bir öğrenme deneyimi yaşadılar.

Sabancı Üniversitesi, bu yıl ilk kez online Nanoteknoloji Yaz Okulu da düzenledi. Bilime meraklı lise öğrencilerini nanoteknoloji konusunda bilgilendiren Nanoteknoloji Yaz Okulu, nanoteknolojiyle ilgili güncel gelişmeler ve uygulamalar hakkında bir farkındalık yaratarak, 2 hafta süresince hafta içi her gün verilen online eğitimlerle katılımcılarını ağırladı.

Yaz Okullarımızda, ayrıca, son dönemde gençlerin en çok ilgi duyduğu konu olan e-sports ile ilgili de “Geçmişten Günümüze e-sports: Tarihi ve Dönüm Noktaları” ve “Profesyonel Hayatta e-sports: İş Olanakları, Kazançlar ve Fırsatlar” başlıklı aktiviteler düzenlendi.  

Öğrenciler, 3 Temmuz ve 17 Temmuz 2020 tarihlerinde Sabancı Üniversitesi Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri ile online olarak biraya gelerek, Sabancı Üniversitesi hakkında sormak istedikleri tüm sorularına yanıt bulmuşlardır. 

Lise Yaz Okulları ile ilgili detaylı bilgi için https://liseyazokulu.sabanciuniv.edu/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Melsa Ararat, Target Gender Equality Programı Türkiye Açılış Toplantısı'nda konuştu

Birleşmiş Milletler Global Compact (UNGC) tarafından yürütülen Target Gender Equality (Hedef Toplumsal Cinsiyet Eşitliği) Programı’nın Türkiye açılış toplantısı 24 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleşti.

Toplantının açılış konuşmasını yapan UNGC Türkiye Ağı Yönetim Kurulu Üyesi ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, son dönemde en çok tartışılan konulardan biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin önemine dikkat çekti. “Son günlerde ülkemizde İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması devletin eşitliği sağlama yükümlülüğünün kadınlar açısından kelimenin tam anlamıyla ne kadar yaşamsal olduğunu bir kez daha kanıtladı. Devletin cinsiyet temelli şiddete karşı vatandaşlarını koruma yükümlülüğünü tanımlayan, en temel insan hakları olan yaşama ve özgürlük haklarını devlet teminatı altına alan İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik tepkiler toplumların her zaman ileriye gitmediğini gösteriyor “ diyen Ararat sözleşmenin hayata geçirilmesine ilişkin detayları da paylaştı.

 

Buna göre ilk kez 2002 yılında Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu tavsiye kararı olarak vücut bulan anlaşmanın imzaya açılması neredeyse 10 seneyi buldu ve 2011 yılında İstanbul’da imzaya açıldı. Türkiye, Sözleşmeyi imzaya açıldığı ilk gün imzaladı. Sözleşme, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 24 Kasım 2011'de bir çekimser oya karşı oy birliği ile onaylanarak kanunlaştı. 8 Mart 2012'de resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6284 sayılı yasa ‘Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’  olarak bilinmekte.

 

Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından Türkiye’de Şiddeti Önleme Merkezleri’nin kurulduğunu, polis, savcılık ve hakim tarafından alınabilecek önleyici tedbirlerin tanımlandığını, şiddet gören kişinin evli olup olmadığına bakmaksızın devleti bu tedbirleri almakla yükümlü kıldığını aktaran Ararat açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kadını ve çocuklarını koruma altına alan, şiddet göreni şiddetin hedefi olan kadından uzaklaştıran, izleyen ve yaptırımlar uygulanması konusunda devleti yetkili kılan kanun kadınları korumakta yeterli olmadı, erkekler tarafında işlenen kadın cinayetleri artmaya devam etti. Devlet güvencesi baskı ve şiddete dayanan ilişkileri bitirme konusunda kadınları cesaretlendirdi ve devletten korunma talebinde bulunmalarına yol açtı. 6284 şiddete karşı mücadelede kadınlara önemli bir yasal zemin sağladı.”

 

Ararat konuşmasını şöyle sonlandırdı: “İlk imzacısı olması Türkiye için övünç kaynağı olan Sözleşme şimdi kadınları yasal olarak evli bir eş ve anne olma dışında yok sayan ortaçağ zihniyetinin erkek şiddeti ve baskısını ‘aile’yi koruma kisvesi altında meşrulaştırmak isteyenlerin hedefi.  Oysa hem toplumumuz hem iş dünyamız pandemiden hür düşünceli, kendine güvenen, özgür kadınların katkısıyla çıkacak ve daha da gelişecek. Global Compact iş dünyasının aydınlık yüzü ve ortak eylem platformu.  Tüm Global Compact üyelerini iş dünyasını ev içi şiddete karşı harekete geçiren projelere katılmaya ve iletişim faaliyetlerinde İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya davet ediyorum.”

Abone ol