Ana içeriğe atla

Melsa Ararat: “Kadınların her basamakta azaldığı kariyer boru hattını nasıl onaracağız?”

LEAD Network Türkiye CEO etkinliğinde konuşan Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, kadınların şirket yönetiminde yer almaları konusundaki sorunlara açıklık getirdi.

Güncel veriler paylaşan Ararat, şöyle konuştu: “Henüz tamamladığımız bir çalışmaya göre 2020 yılında Türkiye’de halka açık şirketlerde kadın CEO sayısı 16. Yani tüm halka açık şirketlerin %3’ünün CEO’su bir kadın.  Yönetim kurullarındaki kadın oranı %17 iken kadın CEO oranının bu kadar düşük olması Türkiye’ye özgü bir durum değil. Bu da bize şunu anlatıyor: yatırımcı ve paydaş baskısı sonucu yönetim kurulu pozisyonlarında kadınlara yer açılırken, icra makamlarında ilerleme  yok veya çok yavaş. Oysa ki, şirketlerin geleceğini, stratejik yönelimini ve faaliyetlerinin amacını belirleyenler, yani şirketin piyasalarla, toplumla ve paydaşlarla ilişkisinin özünü tanımlayanlar CEO’lar ve onların ekibi.”

Pandeminin kadınların çalışma hayatı ve özel yaşamları üzerindeki etkiye ilişkin yapılan araştırmalara da değinen Ararat; evden çalışma döneminde kadınların artan ev işlerini erkeklere kıyasla çok daha fazla üstlendiğini, dolayısıyla daha fazla fiziksel ve psikolojik stres belirtisi gösterdiklerini söyledi. Yaptıkları bir diğer araştırmaya göre de  pandemi süresinde kadınların yakın ilişkide bulundukları erkekler tarafından maruz kaldıkları her tür baskı ve şiddet oranında kayda değer bir artış görüldüğünü kaydetti. Ararat, “Her ne kadar uluslararası pek çok araştırma evden çalışmanın verimliliği ve bazı durumlarda innovasyonu artırdığını göstermekteyse de, kadınların, iş hayatına daha etkin katılımını sağlamak amacıyla, bazı durumlarda kadın için iş yerinin en güvenli, ona en fazla değer verilen ve destek bulduğu ortam olabileceğini unutmamak gerekiyor” açıklamasında bulundu.

LEAD Network CEO yuvarlak masa toplantısının esasını “Kadınların her basamakta azaldığı sızıntı yapan kariyer boru hattını nasıl onaracağız?” sorusu oluşturdu. Ararat, yanıt aranması gereken diğer soruları şöyle sıraladı: “İşlerin cinsiyetlere göre ayrışmasını nasıl önleyeceğiz, işe almada ve promosyonda bilinçli veya bilinçsiz önyargılarımızı nasıl yıkacağız? Çift yük altındaki çalışan kadınların kendilerine daha yüksek hedefler koymalarını nasıl teşvik edeceğiz? Hedef koymadan, uygun politika ve yöntemleri saptamadan bir değişim sağlamak mümkün değilse, bu hedeflerin cesur hedefler olmasını ve en tepede sahiplenilmesini nasıl başaracağız?”

22 Eylül 2020, Salı günü gerçekleşen etkinliğin açılış konuşmasını yapan LEAD Network Türkiye Başkanı Aysun Zaman ise “Birlikte bir şeyler yapmak zorundayız. Kadın işsizlik rakamı %32 seviyesine gelmiş durumda, aynı işi yapan kadın ve erkek arasındaki ücret farkı %16 seviyesinde, kadınlar aynı işi yapmalarına rağmen erkeklerin kazancının sadece %84 ünü kazanabiliyorlar ” açıklamasında bulundu. Etkinlikte 2028 yılına kadar kadınların hanedeki zaruri harcamalar dışındaki bütçenin %75’inin karar vericisi olacağı ve bu bütçeyi kadınların yöneteceğinin öngörüldüğü belirtildi.

Etkinliğe LEAD Network Türkiye’nin kurumsal üyeleri A101 CEO’su Erhan Bostan, Arzum CEO’su Mete Zadil, Atasun Optik Genel Müdürü Nihat Aydın, AVON Türkiye ve Kuzey Afrika & Ortadoğu Genel Müdürü Orkun Gül, Barilla Genel Müdürü Piero Mirra, Barry Callebaut Türkiye Genel Müdürü Neslihan Nigiz Ulak,  Coca-Cola İçecek CEO’su Burak Başarır, Dydo Drinco Türkiye & Rusya & UK CEO’su Tadashi Sakashita, GSK Türkiye Genel Müdürü Özlem Kaynak,  HARIBO Genel Müdürü Hakan Zor, Henkel Türkiye Genel Müdürü Güray Yıldız, Lila Group Genel Müdürü Alp Öğücü,  KOTON Kurucu Ortağı Gülden Yılmaz, Media Markt CEO’su Yenal Gökyıldırım, Migros CEO’su Özgür Tort, Nestle Türkiye CEO’su Ansgar Borneman, Nielsen Analitik Danışmanlık Kıdemli Başkan Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan, NIVEA Beiersdorf Türkiye Genel Müdürü Mustafa  Birhan Hazer, PepsiCo Genel Müdürü Ece Aksel, Pernod Ricard Genel Müdürü Selçuk Tümay, Procter & Gamble Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, Reckitt Benckiser Türkiye Genel Müdürü Abhishek Chuckarbutty , RB Iberia Genel Müdür Selim Akiş, Tchibo Türkiye Genel Müdürü Tuba Yapıncak, Teknosa Genel Müdürü Bülent Gürcan, UNO CEO’su Evin Pehlivanlı, Unilever Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin gibi sektörün önemli firmalarının CEO’ları katıldı.

 

Efsane İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a – Bir Başkentin 8000 Yılı

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin çevrimiçi sergileri imparatorluklar başkenti İstanbul’la devam ediyor. 

Efsane İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a – Bir Başkentin 8000 Yılı sergisi şimdi çevrimiçi seçkisiyle SSM’de

 

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), geçmiş sergilerinden zengin içerikleri kapsamlı seçkilerle dijital kanallarında paylaşıma açmaya devam ediyor. 5 Haziran – 26 Eylül 2010 arasında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen Efsane İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a – Bir Başkentin 8000 Yılı sergisi şimdi digitalSSM’in kaynaklarıyla çevrimiçinde. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın işbirliğiyle ve Sabancı Holding’in sponsorluğunda düzenlenen sergi, Bizantion’dan Nea Roma’ya, Konstantinopolis’ten İstanbul’a; Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik yapmış kentin 8000 yıllık görkemli tarihine ışık tutarken; ticaret, hediye ve 4. Haçlı Seferi’nde olduğu gibi yağma yoluyla çeşitli ülkelere dağılmış hazineleri yüzyıllar sonra ilk kez bir araya getirmişti. Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İtalya, Katar, Macaristan, Portekiz, Rusya ve Yunanistan’ın önde gelen 39 müzesi ile Türkiye’den 19 müzenin yanı sıra özel koleksiyonlardan seçilen bu objeler, gündelik hayattan savaşlara, ekonomiden kutsal mekânlara, İstanbul’un 8000 yıllık geçmişini her yönüyle yansıtmıştı. 

Fatih Sultan Mehmet Portresi
16. yüzyıl başı
Mukavva üzerine yağlıboya
21 x 16 cm
Museum of Islamic Art, Doha, Katar

DigitalSSM arşiv kaynaklarıyla hazırlanan ve SSM web sitesi, sosyal medya hesapları ile YouTube kanalından erişilebilen çevrimiçi sergide ise tarih boyunca Bizantion, Nea Roma, Konstantinopolis, Konstantiniyye isimlerini alan İstanbul’un kozmopolit yapısını öne çıkaran bir şehir tarihi sunuluyor. Serginin “Tarihöncesi İstanbul”, “Klasik Yunan ve Roma Dönemleri”, “Bizans Başkenti: Konstantinopolis” ve “İstanbul: Osmanlı İmparatorluğu’nun Başkenti” başlıklı bölümleri, şehrin tarihi boyunca sahip olduğu renkli kalabalığına, bu devingen kitlenin getirdiği enerjiye, her türlü yeniliğe ayak uydurma becerisine, uzun geçmişine rağmen yansıttığı gençliğe ve yenilikleri bünyesine katma yeteneğine tanıklık ediyor. Ayrıntılı metinler eşliğinde sunulan bölümlerde İstanbul’un tarihöncesine ait buluntularından, Helen sanatının izlerini taşıyan Silahtarağa heykellerine, Roma ve Bizans imparatorlarının büstlerinden, Osmanlı hükümdarlarının portrelerine uzanan kapsamlı bir eser ve obje seçkisi yer alıyor. 

Sorguç
18. yüzyıl
Altın, zümrüt, elmas, yakut, inci, tüy
19,5 x 13,4 cm
Topkapı Sarayı Müzesi
İstanbul, Türkiye

SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, serginin Bizans bölümünü düzenleyen Yar. Doç. Dr. Koray Durak ve hazırlık sürecinden itibaren sergiye destek olan Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ile Prof. Dr. Brigitte Pitarakis’la yapılan video röportajlar da Efsane İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a – Bir Başkentin 8000 Yılı kapsamında erişime açıldı. 

Çevrimiçi sergide İstanbul’un zenginliğini çocuklara tanıtmaya yönelik çalışmalar da yer alıyor. Sergiyle bağlantılı olarak hazırlanan çevrimiçi atölyelerde çocuklar, şehrin çok katmanlı yapısını keşfedecekleri oyunlar oynuyorlar. “İstanbul’un Tılsımları” başlıklı atölye şehirde bulunan ve farklı medeniyetlere ait yapılar temelinde masalsı bir anlatı sunuyor. “İstanbul’un  Hazineleri” başlıklı atölye ise semboller üzerinden şehrin doğal ve kültürel özelliklerini keşfetme imkânı sağlıyor. 

Buhurdan
Kumluca (Antalya) buluntusu
6. yüzyıl
Gümüş
Yük. 43 cm, çap 18 cm.
Antalya Müzesi
Antalya, Türkiye

Efsane İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a – Bir Başkentin 8000 Yılı sergisinden ilhamla tasarlanan ürünler ise SSM’nin çevrimiçi mağazasında satışa sunuldu. 

SSM, hafızalara kazınan sergilerini günümüz bakış açısıyla tekrar çevrimiçine taşıdı; ilk olarak Picasso İstanbul’da sergisini ziyarete açtı, Salvador Dalí: İstanbul’da Bir Sürrealist ve Monet’nin Bahçesi. Musée Marmottan Monet’den Başyapıtlar ve Joan Miró. Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar ile çevrimiçi sergiler serisine devam etti. Sergilere SSM’nin web sitesinden ve YouTube kanalından erişilebilir.

Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanımız Güler Sabancı’dan Akademik Yıl Açılış Mesajı

Değerli Sabancı Üniversitesi Öğrencileri, Akademisyenleri ve İdari Çalışanları,

Eğitime başlamasında 20 yılı geride bırakan üniversitemiz, 2020-21 Akademik Yılı’nı büyük bir umut ve heyecanla karşılıyor. Uzaktan eğitimle her zamankinden farklı bir başlangıç yaptığımız bu dönem, bizim için, yeni öğrencilerimizi de yanımıza alarak birlikte yaratma ve geliştirme heyecanını ve en kısa zamanda kampüsümüzde öğrencilerimizi karşılama umudunu bir arada taşıyor.

Sabancı Üniversitesi olarak güçlü teknolojik altyapımız sayesinde pandemi döneminde uzaktan eğitim sistemine çok hızlı bir şekilde adapte olurken; uluslararası alanda başarılara imza atmış akademik kadromuz ve yükseköğretimde fark yaratan eğitim sistemimizle öğrencilerimize dünya standartlarında üniversite eğitimini kesintisiz bir şekilde vermeyi sürdürdük. Bu arada araştırmalarından güç alan dünyanın en iyi kampüs üniversitelerinden biri olma hedefimize yatırım yapmaya da devam ettik. Bunun önemli bir adımı olarak Altunizade Kampüsümüzün ilk öğrencilerini karşılamaya hazır olduğunu açıklamaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Yeni kampüsümüz, bir dijital eğitim merkezi görevi görerek üniversitemizin gelecek vizyonunu daha ileri taşıyacak. 

2020-21 Akademik Yılı, Tuzla kampüsümüze yaptığımız yatırımlar açısından da bizleri çok heyecanlandırıyor. Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültemizin yapımı tamamlanan yeni stüdyo binası görsel sanatlar alanında çalışmalarını sürdüren gençlerimize yepyeni ufuklar açarken, inşasına devam ettiğimiz yeni yurt binalarımız da öğrencilerimize kampüsümüzde sunduğumuz imkanları daha da ileri taşımamızı sağlayacak.   

Üniversitemizin her zaman en temel amacı evrensel değerlere sahip, toplumun ihtiyaçlarına duyarlı ve çözüm üretmeye odaklı, öğrenmeyi öğrenen, sürekli gelişime açık ve kendine güvenen bireyler yetiştirmek oldu. Sabancı Üniversitesi öğrencileri ve mezunları da bulundukları her ortamda bu özellikleri ile ayrışır. 

Öğrencilerimizi bir dünya vatandaşı olmaya hazırladığımız, uluslararası alanda ses getiren araştırmalara imza atmayı sürdürdüğümüz, sağlık ve başarı dolu bir akademik yıl olmasını dilerim. 

Güler Sabancı

Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı

Araştırma Üniversite Lab 2020: Sabancı Üniversitesi

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Selim Balcısoy yönetiminde Davranışsal Analitik ve Görselleştirme Laboratuvarı (BAVLAB) ekibi tarafından gerçekleştirilen araştırma projesinin çıktılarının paylaşılacağı “Üniversite Lab 2020” paneli 2 Ekim Cuma günü saat 14.00’da gerçekleşecek.

Kayıt için lütfen tıklayınız.

 

Digilogue ve SALT’ın beraber yürüttüğü yeni araştırma projesi “Araştırma Üniversite Lab 2020”nin ilk çevrimiçi paneli Sabancı Üniversitesi ile başlıyor.

Dijital belge ve kaynaklarından yola çıkarak yeni veri işleme, okuma ve değerlendirme konularını araştıran “Araştırma Üniversite Lab 2020”, 19.yüzyıl sonlarından günümüze dayanan sanat, tasarım, ekonomi, toplum konularına odaklanmış yazılı ve görsel belgelerini yüksek teknoloji ile birleştirerek yeni uygulamalara dönüştürmeyi amaçlıyor.

UNİ LAB’IN İLKİ: Sabancı Üniversitesi 

Makine öğrenimi, yapay zekâ, bilgi sistemleri tasarımı, artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) ve benzeri genişletilmiş gerçeklik çalışmaları, veri görselleştirmesi ve dijital arşiv altyapısı konularında çalışma yürüten üniversite laboratuvarlarını Salt Araştırma’nın kapsamlı fiziksel ve dijital yayın koleksiyonunu kullanarak araştırma yürütmeye çağıran “Araştırma Üniversite Lab 2020” projesinin çevrimiçi panellerinin ilki Sabancı Üniversitesi ile başlıyor. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Selim Balcısoy yönetiminde Davranışsal Analitik ve Görselleştirme Laboratuvarı (BAVLAB) ekibi tarafından gerçekleştirilen araştırma projesinin çıktılarının paylaşılacağı panel Zoom yayını ile 2 Ekim 2020 saat 14.00’da gerçekleşecek.

“Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisi başlıyor

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, 2020-2021 Güz döneminde Sabancı Üniversitesi Distinguished Research Fellow Profesör Mehmet Toner tarafından organize edilen Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” konulu bir seminer serisi başlatıyor. 

 

Araştırma alanlarında öncü bilim insanları tarafından sunulacak “Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisinde, temel bilimler ve mühendisliğin en yenilikçi ve etkili uygulamaları rejeratif tıp, implant geliştirme, kanser tanısı ve immunoloji konuları ele alınacak. 

Mühendisliğin Biyolojide ve Tıpta Uygulamaları” seminer serisi 2020-2021 güz dönemi programı aşağıdaki gibidir: 

7 Ekim 2020 – BAŞAK UYGUN – Engineering Organ Substitutes for Transplantation

21 Ekim 2020 – JOHN BISCHOF – Nanowarming for Regenerative Medicine

4 Kasım 2020 – GUILLERMO AGUILAR – From Laser Dermatology to the Development of a Transparent Cranial Implant

18 Kasım 2020 – EBRU ORAL – Engineering Joint Implants for in vivo Longevity and Antibacterial Treatment

2 Aralık 2020 – MEHMET TONER – “EXTREME MICROFLUIDICS” Label-Free Sorting of Extremely Rare Circulating Tumor Cells and Clusters

16 Aralık 2020 – DANIEL IRIMIA – Chain Reactions in Immunology

 

Seminerler herkesin katılımına açıktır.  Kayıt yaptırmak için lütfen tıklayınız.

 

Özlem Kalkan'dan 20 Yılın Hikayesi

Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.

Ömür Kula Çapan'dan 20 Yılın Hikayesi

Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.

Müzeden yetişkinler için Kağıt Çiçek Yapım Atölyesi

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin kağıt çiçek yapım atölyesi kitleri çevrimiçi SSM Mağazada satışa sunuldu.

 

A! Ne Hoş işbirliğiyle hazırlanan kitlerde çiçek yapımı için gerekli olan tüm malzemeler yer alıyor.  Kağıt Çiçek Yapım Atölyesi kitlerini satın alanlara eş zamanlı yapım aşamasının anlatıldığı bir video bağlantısı gönderiliyor. Böylece satın alanlar diledikleri zaman diledikleri yerde kendi çiçeklerini tasarlayabiliyor. 

Eylül ayında satışa çıkan ilk kitte ayçiçeği buketi yer alıyor. Her ay bir konsepte ait kağıt çiçek yapımının işleneceği uygulamalı paketlerde Ekim ayında Cadılar Bayramı buketi, Kasım’da kış çelengi, Aralık’ta ise kış buketi yer alacak. 

Kağıt Çiçek Atölyesi kitleri çevrimiçi SSM Mağaza’dan  satın alınabiliyor.

2020 Lisans Oryantasyon Günleri

2020 YKS girişli öğrencilerimiz için düzenlenen Lisans Oryantasyon Günlerimiz, online olarak 28-29 Eylül tarihlerinde gerçekleşecektir. 

Program detaylarına BURADAN ulaşabilirsiniz.

Enerjide kaynak ve teknoloji bağımsızlığına giden yolda Hidrojen

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) “Türkiye Hidrojen Ekonomisi” konulu webinarında uzmanları biraraya getirdi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen “Türkiye Hidrojen Ekonomisi” konulu webinar, MIT Energy Initiative Araştırmacısı Dr. Emre Gençer, ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. İskender Gökalp ve GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan’ın katılımıyla yapıldı. 


Bilkent Enerji Politikaları Araştırma Merkezi Araştırmacısı Barış Sanlının moderatörlüğündeki webinarda, Türkiye’nin hidrojen için bir hub olabileceği vurgulandı. 

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), bu yıl düzenlediği Webinar serisinin dördüncüsünü “Türkiye Hidrojen Ekonomisi” başlığı altında 24 Eylül Perşembe günü gerçekleştirdi. Türkiye’de ve dünyada hidrojen teknolojisinde fırsatların ve geliştirilebilecek bir yol haritasının önemli unsurlarının ele alındığı ve Bilkent Enerji Politikaları Araştırma Merkezi araştırmacısı Barış Sanlı moderasyonunda gerçekleştirilen panelde, GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan, ODTÜ ve Fransa ICARE-CNRS’den Prof. Dr. İskender Gökalp ve MIT Energy Initiative Araştırmacısı Dr. Emre Gençer, hidrojen enerjisinin önemli teknik ve stratejik boyutlarına ilişkin bilgi ve görüşlerini paylaştılar. 

 “Hidrojeni yüzde 10 oranında doğal gaz ile karıştırmayı başardık. 

GAZBİR olarak hidrojenin doğal gaz dağıtım şebekesine entegrasyonuna ilişkin yürüttükleri çalışmalar ve Konya’daki test merkezi hakkında bilgi veren Yaşar Arslan, hidrojen karışımlı doğal gaz ile ilgili olarak çeşitli basınç ve hacimlerde yakma testlerini de tamamladıklarını belirtti. Arslan, bu alanda yasal ve düzenleyici çerçevede atılması gereken adımlara ilişkin değerlendirmelerini de paylaşırken, yenilenebilir enerjide uygulanan YEKA benzeri bir teşvik modelinin hidrojen tedarik fırsatlarını artırabileceğini ifade etti. 

“Enerji kaynaklarında ve teknolojilerinde bağımsızlık” perspektifi 

Prof. İskender Gökalp, ODTÜ ve Fransa’da bu alanda yürüttükleri laboratuvar çalışmaları hakkında bilgi vererek, Türkiye’nin linyit kaynakları, rüzgar ve güneş potansiyeli çerçevesinde hidrojen üretimine ilişkin önemli değerlendirmelerini paylaştı. Enerji sistemi perspektifi ve sistem güvenliği konularının da titizlikle ele alınması gerektiğini belirten Gökalp, hidrojen teknolojilerinde üniversiteler arasında işbirliğinin artmasının ve sanayi işbirliklerinin önemine de dikkat çekti. 

Dr. Emre Gençer, ilk kez 1874 yılında Jules Verne’in “Esrarlı Ada” romanında geçen hidrojenin, bugün dünya genelinde en önde gelen enerji teknolojisi konularından biri durumuna geldiğini ve global iklim değişikliği ile mücadelede kritik bir rol oynamasının beklendiğini belirtti. 

“Türkiye hidrojende sadece bir üretici değil ihracatçı da olabilir” 

Hidrojenin global karbon ayak izinin azaltılması bakımından önemine dikkati çeken Dr. Gençer, düşük karbonlu elektrik üretiminin destekleyicisi olarak hidrojenin sanayiden ulaşıma pek çok alanda önemli kazanımlar sağlayabileceğine vurgu yaptı.  Gençer, son dönemde Avrupa’da bu alanda önemli projeler geliştirildiğini ifade ederek, Türkiye’nin hidrojen enerjisinde üretici olmanın ötesinde bölgesel bir ihracatçı konumuna gelebileceğini düşündüğünü belirtti.  

“Türkiye bir Hidrojen Hub’ı olabilir mi?” 

Barış Sanlı, hidrojenin üretiminden tüm sistem boyutlarına kadar bütünsel bir yaklaşımın, Türkiye hidrojen stratejisi ve yol haritasının ana unsurlarını oluşturmasını beklediğini ve Türkiye’nin bu alanda çalışmalarını artırarak bir Hidrojen Hub’ı olabilmeyi de tartışabileceğini ifade etti. 

“Hidrojen önümüzdeki dönemde daha fazla öne çıkacak” 

IICEC Araştırma Direktörü Bora Şekip Güray, hidrojen üretimi ve diğer ilgili teknolojilerde, kamu, özel sektör, sanayi, sektör dernekleri ve üniversiteler işbirliğinde ortak projeler geliştirilmesinin, enerji ithalatının azaltılması ve gelişen teknolojide yerlileşme bakımından önemli fırsatlar yaratabileceğini ifade etti.

Abone ol