Ana içeriğe atla

Sabancı Üniversitesi’nden Ayvalıklı Öğrencilere İngilizce Dersi

Sabancı Üniversitesi, Ayvalık İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yeni bir iş birliğine imza attı.

Ayvalık İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan “Eğitimde İş Birliği” protokolü kapsamında, Sabancı Üniversitesi Diller Okulu Öğretim Görevlileri, Ayvalık’ta 8. sınıfta okuyan 72 öğrenciye İngilizce dersi verecek.

Diller Okulu Öğretim Görevlilerinden Nesibe Atasay, Seyran Erdoğan, Mutlu Bosson ve Görkem Satak'ın gönüllü olarak yer aldığı proje kapsamında öğrenciler her hafta Salı günleri gerçekleşecek çevrimiçi (online) derslerle İngilizcelerini geliştirecekler.

12 Ocak 2021, Salı günü başlayan proje yarıyıl tatilinde devam edip bahar dönemi sonunda tamamlanacak.

Hakan Orbay Araştırma Ödülü 2020 Kazananı Açıklandı

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından, 2011 yılında aramızdan ayrılan öğretim üyemiz Hakan Orbay anısına düzenlenen “Hakan Orbay Araştırma Ödülü”nün 2020 kazananı açıklandı.

2014 yılında Sabancı Üniversitesi Ekonomi Yüksek Lisans Programı’ndan mezun olan Dr. Ümit Yılmaz “Why do firms borrow from Foreign Banks?” başlıklı çalışmasıyla bu yıl 7.’si  düzenlenen Hakan Orbay 2020 Araştırma Ödülü’nün kazananı oldu.

Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ümit Yılmaz ödülünü 15 Ocak 2021’de düzenlenen online ödül töreni ile aldı.

Ödül jüri komitesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Benan Zekin Orbay, Rollins College’den Koray Deniz Şimşek ve Sabancı Üniversitesi’nden İzak Atiyas, Eren İnci, Aziz Şimşir, Melsa Ararat ve Yiğit Atılgan yer aldı.

Prof. Dr. Cemal Kafadar anlatıyor: “Rıza, İmar, Fetih: II. Bayezid’in İmkânları ve Tercihleri”

Ölümünün 500. Yılında Şeyh Hamdullah sergisi kapsamında, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) ve Columbia University Sakıp Sabancı Center for Turkish Studies işbirliğiyle gerçekleştirilecek konuşma, hattatın yaşayıp çalıştığı II. Bayezid döneminin siyasi ve kültürel yapısını konu alıyor. 

Harvard Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Kafadar, konuşmasında  II. Bayezid’in hükümdarlık yıllarını (h. 1481-1512), babasının ve oğlunun gölgesinden sıyırarak yeniden değerlendirmeyi, Amasya'nın o çağdaki rolünü "Bursa-Edirne-Istanbul" üçerlemesinden bağımsız bir yaklaşımla irdelemeyi, ve Çaldıran Savaşı'na odaklanmayan bir bakış açısıyla 15. yüzyıl sonu ila 16. yüzyılın başları üzerine düşünmeyi amaçlıyor. Etkinlikte ayrıca hem II. Bayezid’i hem de onun geleceğe dair görüşünü daha iyi anlayabilmek için padişahın kültür hamiliği ve kurduğu saray kütüphanesi de incelenecek.   

Şeyh Hamdullah, hat sanatında  Osmanlı ekolünün  kurucusu olarak  büyük önem taşımaktadır. “Hattatların kutbu”, “hattatların kıblesi” unvanlarıyla bilinen Şeyh Hamdullah, 15. yüzyıl boyunca verimli bir kültür ortamının yaşandığı, şehzade sancağı Amasya’da yetişir. Şehzadeliğini uzun yıllar bu şehirde geçiren, âlimlerin ve sanatkârların hamisi Şehzade Bayezid’in çevresinde Şeyh Hamdullah da vardır. Daha Amasya’da iken tanınmaya başlayan Şeyh Hamdullah, bu yıllarda Fatih Sultan Mehmed’in (h. 1444-46, 1451-81) hususi kütüphanesi için bazı eserler istinsah etti. Kardeşi Cem Sultan ile yaşadığı taht mücadelesinin ardından 1481’de tahta çıkan II. Bayezid’in, hat ustasını saraya davet etmesi üzerine Şeyh Hamdullah ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti. En güzel eserlerini sarayda görevlendirildikten sonra vermeye başladı. Bundan sonra eserlerinin ketebesinde “kâtibü’s-sultân Bâyezîd Han” unvanını kullandı. Sultan ve oğlu Korkut (ö. 1513) Şeyh Hamdullah’ın talebeleridir. Önemli bir kitap sanatları ve hat koleksiyonuna sahip SSM’de, Şeyh Hamdullah ve yakın çevresine ait değerli eserler korunmaktadır.  

29 Ocak Cuma 18:30 

İngilizce gerçekleştirilecek etkinlikte Türkçe eş zamanlı çeviri yapılacak. 

Kayıt için tıklayınız.

"Kutuplaşma ve Demokrasi: Veriler, Algılar ve Çözümler"

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, koronavirüs salgını sebebiyle bu süreçte karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için başlattığı “Salgın ve Toplum” webinar serisi devam ediyor. 

26 Ocak Salı saat 15.00'te yapılacak webinar toplantısının bu bölümünün başlığı "Kutuplaşma ve Demokrasi: Veriler, Algılar ve Çözümler". Moderatörlüğünü Mercator-İPM Araştırma Bursu Program Koordinatörü Pelin Oğuz’un yapacağı bu bölümün konuşmacıları, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Öğretim Üyesi Mert Moral, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden  Emre Erdoğan ve DDA Projesi Genel Koordinatörü Hayriye Ataş’tan oluşuyor. 

Salgın ve Toplum webinarına bekliyoruz. 

26 Ocak Salı 15:00 

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 2001 yılından bu yana küreselleşmenin çoklu krizlerinin tartışılması amacıyla iklim değişikliğinden kutuplaşmaya, göçten çatışma çözümüne, demokratikleşmeden transatlantik ilişkilere kadar birçok alandaki soru ve sorunları ele almak amacıyla nitelikli ve kanıta dayalı araştırmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar ışığında akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sağlamak, topluma ve karar alıcılara sağlam politika önerileri sunmak için bağımsız çalışmalar yürütüyor. 

Kayıt linki: https://event.webinarjam.com/register/141/1n0k5h68

 

 

 

 

 

Sabancı Üniversitesi, 2020-2021 Akademik Yılı Bahar Dönemi Lisansüstü Programların Kontenjanları

Sabancı Üniversitesi, 2020-2021 Akademik Yılı Bahar Dönemi Lisansüstü Programların Kontenjanları için tıklayınız.  

Mezunlarımız çalışmaları ile Türkiye’nin en iyileri arasında

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı mezunlarımız Ayşegül Yapar, Nagihan Aydınlık ve Nazif Can Akçalı çalışmaları ile ülke çapında 1194 başvuru arasından seçilerek BASE 2020’de yer almaya hak kazandı.


BASE, Türkiye genelinde tüm Güzel Sanatlar Fakülteleri’nin resim, heykel, fotoğraf ve video, grafik tasarım, görsel iletişim tasarımı, baskı sanatları, cam ve seramik bölümlerinden yeni mezun genç sanatçıların çalışmalarını aynı çatı altında bir araya getiren bir oluşum. Yeni mezun sanatçı adaylarını kamu, sanat sektörü, yaratıcı endüstriler ve medya ile buluşturmayı hedefleyen BASE, mezuniyetten profesyonel sanat hayatına geçişlerinde onlara destek olmayı, kariyerlerine bir ivme ve yön kazandırmayı amaçlıyor. 

Türkiye’deki ilk kolektif Güzel Sanatlar Fakülteleri yeni mezunlar sergisi olan BASE bu yıl Türkiye'nin 59 şehrindeki 76 üniversiteden 1194 başvuru aldı. Seçici kurulun değerlendirmesinin ardından oy çokluğuyla bu yıl 22 şehirde 33 üniversiteden 98 yeni mezun sanatçı adayına ait 120 yapıt sergilenmeye hak kazandı. 

BASE 2020’de çalışmaları sergilenecek SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı mezunlarından Ayşegül Yapar görüşlerini paylaştı: “Sabancı Üniversitesi’ne 2015 yılında girdim. 2020 yılında Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı anadal programı ile Sanat Kuramı ve Eleştirisi yandal programı ve Psikoloji yandal programından mezun oldum. 2020 Güz dönemi itibariyle Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans programında eğitimime devam etmekteyim.

Sanat okumaya erken çocukluk dönemimde karar verdim. Çocukluğum itibari ile resim mecrasında kendimi geliştirmeye başladım, üniversite yıllarımda ise diğer sanat mecralarını deneyimleme fırsatı buldum. Bir sanatçı adayı olarak en büyük hayalim günün birinde resimlerimi sergi alanında izleyiciye sunmaktı, bundan ötürü katılacağım ilk sergi olarak BASE benim için ayrı ve güzel bir tecrübe olmaya başladı bile diyebilirim. Geleceğe yönelik hedeflerim arasında öncelikli olarak sanat icra etmeye devam etmek yer alıyor. Güncel olarak da karantina döneminde skeçlere döktüğüm ve uzunca okuyup düşündüğüm bir konu üzerine yeni bir resim serisine başlamak üzereyim. Mezuniyet sergimin bir parçası olan BASE’de sergilenecek resimlerimin yapım sürecinde bana rehber olan ve her zaman destekleyen eğitmenim, Sabancı Üniversitesi SSBF Öğretim Üyesi Selim Birsel’e teşekkürlerimi sunuyorum.” 

BASE 2020’de çalışmaları sergilenecek SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı yüksek lisans öğrencilerinden Nagihan Aydınlık da kendisi ile ilgili bilgi vererek duygu ve düşüncelerini paylaştı: “Lisansımı Yıldız Teknik Üniversitesi İletişim Tasarımı Bölümünden aldım. 2017 yılında stajımı Berlin’de kullanıcı deneyimi üzerine yaptım. 

Stajın hemen ardından Commencis adında dijital deneyimler ve uygulamalar tasarlayan bir şirkette Görsel Tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Ulusal Arap Bankası, İş Bankası gibi büyük banka projelerinin deneyim ve görsel arayüz tasarımı ekiplerinde yer aldım. 2018 yılında Sabancı Üniversitesi’nde tam burslu yüksek lisans kazanmam nedeniyle işten ayrıldım. SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programında eğitimime devam ederken, aynı zamanda okulda asistanlık görevimi de sürdürüyorum.

İllüstrasyon ve animasyon ağırlıklı işler üretiyorum. Genelde kadın bedeni, toplumsal problemler ve tabular gibi konular üstüne çalışıyorum. 

Okuldan mezun olduktan sonra sanat ve tasarım kariyerime bireysel olarak devam edeceğim. Covid-19 krizini tamamen atlattığımızda yurt dışına doktora eğitimim için gitmek istiyorum.” 

BASE 2020’de çalışmaları sergilenecek SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı mezunlarından Nazif Can Akçalı da kendisi ile ilgili bilgi vererek geleceğe ilişkin beklentilerini anlattı: “Sabancı Üniversitesi SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programına 2016 yılında başladım. Resim, video, animasyon, grafik tasarım gibi birçok alanda çalışıyorum. 2019 yılında Bauhaus Üniversitesi’nde “Stretching Klee’s Line” ve “Design Delight” adlı atölyelere katıldım. 2020 yılında çektiğim kısa film Seul(e) ile Rofife Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda deneysel film kategorisinde üçüncülük ödülü aldım. İspanya’da düzenlenen ALC Videoart Festivali ve Marmaris Uluslararası Film Festivali’ne katılma hakkı kazandım. Las Cigarreras Kültür Merkezi Videoart Koleksiyonu’na dâhil edilen bu filmim, BASE 2020’de fotoğraf serisi olan çalışmam “Dönüşümü Bekleyenler” ile birlikte sergilenecek.

Aslında eğitim hayatım boyunca sanat okumaya dair bir planım olmadı. Sanat okumaya Sabancı Üniversitesi’ni kazandıktan sonra karar verdim. Bölümsüz olarak girdiğimiz üniversitemizde, program seçimini ilk yılın sonunda gerçekleştiriyoruz. Genetik programında okuyacağımı düşünerek girmiş olsam da kararım Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı oldu. Kararımda mezunların yapmış oldukları çalışmaları görmek etkili oldu. Belki çok klişe bir sanatçı adayı hayali olacak ama en büyük hayalim üzerinde uzun yıllar konuşulacak değerli ve kalıcı eserler bırakmak diyebilirim. 

Sanatımda insanın vücudundan düşüncesine; yiyip içtiğinden inşa edip yıktığı her şeyden ilham alıyorum. İnsanın yaptıkları ve yapacakları akıl almaz genişlikte. Bunlara ayrı bir gözle bakmak, yorumlamak, belgelemek sınırsız bir sanat imkânı sunuyor. Bazen çok az insanın yaşadığı bir psikolojik durum, bazen tükettiğimiz bir yiyeceğin önemsiz çöpü, bazen de önce yüceltip sonra yok etmeye çalıştığımız değerlerimiz… Hepsi, üzerine yoğunlaşırsan birer ilham kaynağı.” 

Mezunlarımızı kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. 

İş Dünyasının Liderleri Sabancı Üniversitesi’nde Öğrencilerle Buluşuyor

İş dünyasının liderleri, bilgi ve deneyimlerini Sabancı Üniversitesi öğrencileri ve mezunlarıyla paylaşmayı sürdürüyor.  Mercedes-Benz Türk CEO’su Süer Sülün, Migros İcra Kurulu Üyesi Mustafa Bartın, sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş ve PepsiCo Türkiye Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Ece Aksel, “Lider Buluşmaları”na konuk oluyor.  

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından 10 yılı aşkın süredir düzenlenen Lider Buluşmaları etkinlikleri, iş dünyasının önde gelen isimlerinin katılımıyla devam ediyor. Şimdiye kadar 40’tan fazla üst düzey yönetici ve liderin, farklı alanlarda bilgi ve tecrübelerini paylaştığı Lider Buluşmaları’nın Ocak – Nisan ayları arasındaki yeni konuşmacıları; Mercedes-Benz Türk CEO’su Süer Sülün, Migros Perakende Operasyonlarından Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Mustafa Bartın, sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş ve PepsiCo Türkiye Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Ece Aksel olacak.

Ocak - Nisan  arasında her ay düzenli olarak gerçekleşecek buluşmalarda Mercedes-Benz Türk CEO’su Süer Sülün, Otomotiv Sektörü ve Ar-Ge; Migros İcra Kurulu Üyesi Mustafa Bartın, Perakende Sektöründe E-Ticaret Etkisi; sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş, Çevrimiçi Platform Dinamikleri; PepsiCo Türkiye Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Ece Aksel ise Perakende ve E-Ticaret Stratejisi konularında bilgi ve deneyimlerini öğrenciler ve mezunlarla paylaşacaklar. Online gerçekleşecek buluşmalarda öğrenciler ve mezunlar, iş dünyasının stratejilerini alanının önde gelen üst düzey yöneticilerinden dinleyecekler.

Öğretim programı ve etkinlikler aracılığıyla eğitimi desteklemenin yanı sıra bilgiyi geliştirmek ve toplumsal ilerlemeye katkıda bulunmak felsefesinden yola çıkan Sabancı Üniversitesi’nin, öğrenci ve mezunların isteklerine duyarlı olarak hayata geçirdiği etkinlikler her ay düzenleniyor. Lider Buluşmalarına katılan iş hayatının çok değerli liderlerinin bilgi ve deneyimleri ile bugüne geliş hikayeleri, stratejileri ve gelecek vizyonları öğrenciler ve mezunlarla paylaşılarak bilginin yayılmasının sağlanması hedefleniyor.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin özel serisi olan “Lider Buluşmaları”, yıl boyunca devam edecek. Gelişmeleri sbs.sabanciuniv.edu/tr/lider-bulusmalari adresinden takip edebilirsiniz.

Mehmet Kuru TÜBİTAK 3501 desteği almaya hak kazandı

Sabancı Üniversitesi Temel Geliştirme Direktörlüğü (TGD) Öğretim Görevlisi Mehmet Kuru TÜBİTAK 3501 – Kariyer Geliştirme Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. 

Mehmet Kuru’nun projesi “Ezop Alla Turca: Tanzimat Öncesi Döneme ait Ezop Tercümelerinin Kültürel Çeviri Bağlamında İncelenmesi” başlığını taşıyor.

Kültür tarihi, kültürel çeviri, edebiyat tarihi gibi çeşitli disiplinlere temas edecek olan bu proje kapsamında, Tanzimat öncesi döneme ait Ezop hikayelerinin Türkçe tercümeleri incelenecek.

Projesiyle ilgili Mehmet Kuru “Edebiyat tarihi ve çeviri tarihi alanında yapılan çalışmaların dayandığı hâkim paradigma, batı dillerinden Türkçeye tercüme edilen ilk edebi eserlerin, imparatorluğun 19. yüzyılda geçirdiği toplumsal, kültürel ve kurumsal dönüşümün bir yansıması olarak, Tanzimat döneminde kaleme alındığı şeklindedir. Projenin ön hazırlık aşamasında, Avrupa’daki farklı kütüphane koleksiyonlarında tespit edilen  ve bu çalışmanın konusunu oluşturan, Tanzimat öncesi döneme ait çok sayıda Ezop tercümesi, literatürdeki hâkim paradigmaya aykırı bir örnek oluşturuyor. Türkçeye çevrilen ilk edebi metinlerin tarihini de yaklaşık iki yüz yıl geriye çekiyor. Proje çerçevesinde incelenecek bu metinler, çeviri çalışmaları ile edebiyat ve kültür tarihimize alternatif bir bakış açısı kazandıracak ve yeni bir tartışma başlatacak önemdedir” açıklamasında bulundu.

Yerelin Dışında Müze

Dijital genişleme müzelerin geleceğini nasıl etkileyecek? 

“Bundan yüz yıl sonra insanlar soracaklar: 21. yüzyılda ne oldu? Cevap şu olacak: 21. yüzyıl, 2020'de küresel bir salgın olan Korona virüs kriziyle başladı.” (Peter Weibel, Aralık 2020)  

Sakıp Sabancı Müzesi Arşiv ve Araştırma Alanı yürütücülüğünde ve Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen “Teknolojik Sanat Eserlerinin Korunması” araştırma projesi 2021 programıyla devam ediyor.

Proje, kapsamını genişlettiği yeni programıyla; dijital sanat ve dijital kültürün geleceğe taşınmasına yönelik uluslararası çalışmalara katkı sağlamayı, medya teorisyenlerinin, küratörlerin, dijital sanat konservatörlerinin, bilgisayar bilimcilerinin, araştırmacıların, sanatçıların bakış açılarını birleştirmeyi ve ortak çalışma alanları yaratmayı hedefliyor. Program kapsamında, Müzelerin Geleceği, Sanal Gerçeklik Sanat Eserlerinin Korunması, Yapay Zekâ Sanat Eserlerinin Korunması, İnternet Sanatının Geleceği, İnternet Sanatının Korunmasında Yeni Ufuklar başlıklarıyla konferanslar ve atölyeler düzenlenecek.

“Teknolojik Sanat Eserlerinin Korunması” projesinin yeni programı, 22 Ocak Cuma günü saat 16.00’da “Yerelin Dışında Müze” başlıklı çevrimiçi konferansla başlayacak. Müzelerin geleceğinin tartışılacağı çevrimiçi etkinlikte konuşmacı olarak Sanat ve Medya Merkezi Karlsruhe (ZKM) Başkanı ve CEO'su Prof. Peter Weibel yer alıyor. 

2020’de küresel salgının yarattığı kriz ve bu krizin neden olduğu dijital genişleme müzeleri de derinden etkilemeye devam ediyor. 

  • Yeni normal olarak adlandırılan ve geleceği belirleyen bu dönemde, müzeler hayatta kalabilmek için ne tür stratejiler geliştirebilir?
  • Müze koleksiyonlarını yeniden nasıl tanımlayabiliriz?
  • Dijitalleşme ve teknolojik sanat eserlerindeki artış disiplinler arası araştırmayı ve işbirliğini nasıl etkileyecek?
  • Müzelerin bu bağlamda konumunu nasıl düşünmeliyiz? 

Weibel konuşmasında, müzelerin sadece yerel değil, aynı zamanda yerelin dışından ziyaretçiler için de bir platform işlevi görmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, bu soruları değerlendirecek. 

Konuşma dilinin İngilizce olacağı etkinlik, kayıt yaptıran herkese açık ve ücretsizdir.

Kayıt olmak için Sakıp Sabancı Müzesi’nin web adresi ziyaret edilebilir. 

Prof. Peter Wiebel Hakkında

1944 Odessa doğumlu Peter Weibel, Paris ve Viyana’da edebiyat, tıp, mantık, felsefe ve film üzerine eğitim gördü. Sanatçı, medya teorisyeni ve küratör olarak sanat ile bilim arasında gidip geldiği çalışmalarıyla Avrupa medya sanatının önemli isimleri arasında yer almaktadır. 

1984 ile 2017 arasında Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 1984 ile 1989 arasında SUNY (New York Eyalet Üniversitesi, Buffalo) Medya Bölümü’nde dijital sanatlar laboratuvarının yöneticiliğini yaptı. 1989’da Frankfurt’taki Städelschule’de Yeni Medya Enstitüsü’nü kurdu ve 1995’e kadar yöneticiliğini yaptı. 1986 ile 1995 arasında, Linz’de bulunan Ars Electronica enstitüsünde sanat yöneticisi olarak çalıştı. 1993 ile 2011 arasında Neue Galerie Graz’ın baş küratörü olan Weibel, 1993 – 1999’da Venedik Bienali Avusturya pavyonunun komisyonunu üstlendi. 2008’de Sevil Bienali (BIACS3), 2011’de Moskova Çağdaş Sanat Bienali’nin sanat yöneticiliğini, 2015 ve 2017’de ise Bad Rothenfelde Projeksiyon Bienali’nin küratörlüğünü yaptı.

Weibel’e 2007’de Helsinki Sanat ve Tasarım Üniversitesi, 2013’te Macaristan Pécs Üniversitesi tarafından fahri doktora verildi. 2008’de Fransa’dan Sanat ve Edebiyat Nişanı (Officier dans l’Ordre des Artsa et des Lettres) aldı. Ertesi sene Münih’te Bavyera Güzel Sanatlar Akademisi’ne asil üye olarak atandı ve Avrupa Kültür Vakfı tarafından verilen Avrupa Kültürel Proje Ödülü’nü (Europäischer Kultur-Projektpreis) kazandı. 2010’da Avusturya Devlet Bilim ve Sanat Nişanı’na Birinci Sınıf kategorisinde layık görüldü. 2013’te Salzburg’da bulunan Avrupa Bilim ve Sanatlar Akademisi’ne faal aza olarak atandı. 2014’te Oskar Kokoschka adına verilen ödülün (Oskar-Kokoschka-Preis), 2017’de Medya Sanatı kategorisinde Avusturya Sanat Ödülü’nün (Österreichische Kunstpreis – Medienkunst), 2020’de ise Lovis Corinth adına verilen ödülün (Lovis-Corinth-Preis) sahibi oldu. 2015’te Moskova’da bulunan Rus Sanat Akademisi’ne onur üyesi olarak seçildi. Weibel, 1999’dan bu yana ZKM | Sanat ve Medya Merkezi Karlsruhe’nin Başkanı ve CEO’sudur. 2017’den bu yana ise Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi bünyesindeki Peter Weibel Dijital Kültürler Araştırma Enstitüsü’nün yöneticiliğini yapmaktadır.

Endüstri Mühendisliği Programı öğrencilerimiz vaka analizi yarışmasında dereceye girdi

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Programı öğrencileri Eda Türker ve Melissa Ünlü, Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite Verimlilik Kulübü'nün düzenlediği vaka analizi yarışmasında dereceye girdi.

 

Eda Türker, Melissa Ünlü

Vaka yarışmada üçüncü olan Eda Türker ve birinci olan Melissa Ünlü ile yaptığımız söyleşiyi aşağıdan okuyabilirsiniz. 

Merhaba, öncelikle tebrik ederiz. Kendinizden biraz bahseder misiniz? Sabancı Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği Programını tercih ediş sürecinizi anlatır mısınız?   

E.T: Merhaba, ben Eda Türker. 3. sınıf Endüstri Mühendisliği öğrencisiyim ve finans yan dal yapıyorum. Sabancı Üniversitesi lise boyunca benim gözde üniversitemdi ve hedefimdi. Aynı zamanda programı sonradan seçme imkânı bana hangi mühendisliğin daha uygun olduğunu, üniversiteye geçince anlama ve seçebilme imkânı verdi. Endüstri mühendisliği seçme nedenim ise her konuya dair ufak da olsa bir bilgimizin olması ayrıca seçtiğimiz alanda tamamen yetkinlik kazanma şansımızdı. Bu bölümü seçmemin bir başka sebebi ise mezun olduktan sonra çok geniş bir sektörde çalışabilme imkânını bana sunmasıdır. 

M.Ü: Merhaba, ben Melissa. Sabancı Üniversitesi'nde Endüstri Mühendisliği okuyorum. 3. sınıf öğrencisiyim. Sabancı Üniversitesi’ni seçmemdeki en önemli sebeplerden biri 1.sınıfta havuz program sayesinde hangi bölümü seçmem konusunda karar özgürlüğümün olması ve bilinçli bir şekilde kendimi hangi bölüme ait hissettiğimi bulma imkânı bulabilmemdi. Endüstri Mühendisliğin pek çok konuda yetkinliği olması beni çok etkiledi ve kendimi bu alanda geliştirmek istediğim için Endüstri Mühendisliğini seçtim.

Vaka yarışmasına katılımınızdan ve yarışmadan bahseder misiniz?

E.T: Yarışmayı Burak Hoca'nın attığı mail sayesinde öğrendim ve başvurdum. Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü'nün düzenlediği yarışmaya seçilebilmek için CV elemesinden sonra, mini bir vaka çözmemizi ve bir sayfalık rapor yüklememizi istediler. Yarışma 2 gün sürdü ve 4 vaka çözümü gerçekleştirdik. Her vaka grubumuz farklıydı ve vaka sunumlarından sonra şirket yetkilileri gruplara puan verdi. Bu dört vaka boyunca içinde bulunduğumuz tüm gruplarda aldığımız puanlar toplanıp kişisel puanımız oluştu. İkinci gün olan vaka çözümlerinin hepsinde, benim de içinde bulunduğum gruplar birinci oldu ve çeşitli ödüller verildi. Tüm puanların toplanmasıyla 331,3 puan alarak yarışmada üçüncü oldum ve Koç Üniversitesi’nden %50 yüksek lisans bursu kazandım.  

M.Ü: Vaka yarışmasından Burak Hoca’nın öğrencilere attığı bilgilendirme maili sayesinde haberim oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin düzenlediği ve ilk olarak mini vaka analizi çözdükten sonra ön elemeyi geçerek 24 kişinin katıldığı bir vaka çalışmasıydı. 2 gün sürdü ve toplam 4 şirketin (BSH- Otokoç- Yapı Kredi- Abdi İbrahim) vakalarını 4’er kişilik gruplarla çözdüğümüz bir yarışmaydı. Her bir vaka çalışmasında random gruplar belirleniyordu ve o vakada alınan puan o gruptaki herkesin bireysel hanesine yazılıyordu. Vaka sırasında toplam sunum için 5-10 dakikamız hazırlık aşaması içinse 40-50 dakikamız oluyordu, bu kısıtlı zamanlamadan dolayı vaka esnasında grup çalışması hayli önemliydi. Daha sonrasında her bir farklı grupla gerçekleştirdiğim bu 4 vaka analizinden sonra aldığım ayrı ayrı puanlar sayesinde 24 kişi arasından birinci oldum ve Koç Üniversitesi Yüksek Lisans Programı CEMS’ten tam burslu eğitim alma hakkı kazandım.

Sabancı Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği okumak isteyen öğrencilere neler tavsiye edersiniz?

E.T: Sabancı Üniversitesi'nde endüstri mühendisliği okumanın büyük bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Özellikle istediğimiz dersleri seçebilmemiz, hangi alana yönelmek istersek o alandaki dersleri alabilmenize olanak sağlıyor. Kısacası aynı dönem olduğum bir insanla zorunlu dersler dışında hiç bir dersi ortak almadan mezun olabiliriz. Bunun büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Endüstri mühendisliğini sosyal bir mühendislik olarak sınıflandırabiliriz, bu yüzden de kulüp aktivitelerinde, etkinliklerde aktif olmalısınız. Bu vaka yarışması gibi yarışmalara,  herkese açık tüm etkinliklere katılmaya çalışmanız da sizin için faydalı olacaktır. Ben bu yarışmaya herhangi bir kazanma veya derece beklentim olmadan girmiştim. Tek amacım daha fazla vaka görüp, vaka çözmeye alışmak ve ileride iş hayatında çözülmesi gereken vakalar için deneyim kazanmaktı. Sonuç olarak, olabildiğince çeşitli etkinliklere ve yarışmalara katılarak deneyim kazanmanızı öneririm. 

M.Ü: Sabancı Üniversitesi bizim sadece derslerde başarılı olmamızı amaçlamıyor, kendimizi farklı alanlarda da geliştirmemize yardımcı oluyor. Endüstri mühendisliğinde de kendimizi farklı alanlarda geliştirmek ve fark yaratabilmek çok önemli bir unsur. Sabancı Üniversitesi bize bu fırsatları sunuyor, önemli olan bizim-öğrencilerin bu fırsatları değerlendirebilmesi, bu tarz etkinliklere katılmaktan çekinmemesi gerekiyor. 

Başarılarınızın devamını dileriz. 

Abone ol