Ana içeriğe atla

Sinan Tuncay'ın sergisi

Mezunumuz Sinan Tuncay'ın (Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı, Lisans, 2010) video enstalasyon projesi "Annem Evde Yok",  27 Ekim'e kadar İstanbul Modern'deki Yakın Menzil sergisi kapsamında sergileniyor.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.



Mezunumuzu tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.

Kendini Onarabilen Akıllı Malzeme

"Kendini Onarabilen Akıllı Malzeme Projesi" ödül getirdi

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde araştırmacı olarak çalışan Dr. Burcu Saner Okan 18-20 Haziran’da Dublin’de düzenlenen EuroNanoForum 2013 konferansında 330 projenin yer aldığı posterler arasında en iyi poster ödülünü aldı. 

Euronanoforum 2013 Avrupa Birliği Araşırma ve İnovasyon Direktörlüğü tarafından desteklenen Avrupa’nın en büyük nanoteknoloji konferansıdır. Bu yıl Enterprise Irlanda ve Spinverse Ltd tarafından düzenlenen konferansta nanoteknolojinin enerji, çevre ve sağlık gibi toplumsal sektörlerde çözüm getirici etkisi üzerinde durulmuştur.

Dr. Saner Okan, Tübitak 1001 programı kapsamında desteklenen ve COST aksiyonu MP 1202 (Hibrit organik-anorganik arayüzeylerin rasyonel tasarımı: bir sonraki adım gelişmiş fonksiyonel malzemelere doğru)’de yer alan “Üçeksenli elektrodokuma yöntemi ile çok duvarlı nanofiberle güçlendirilmiş kendini onarabilen akıllı kompozit malzeme üretimi” projesi ile başvuru yapmıştır. Ödüle layık görülen bu projede yürütücü olarak Dr. Burcu Saner Okan, danışman olarak Prof. Dr. Yusuf Ziya Menceloğlu ve Doç. Dr. Mehmet Yıldız yer almaktadır.

Bu projenin amacı elektrodokuma yöntemi ile kendi kendini onarabilen çok duvarlı fiber üretimi yapmak ve kompozit teknolojisine yenilik getirmektir. Kompozit malzemede herhangi bir hasar oluştuğu zaman o bölgedeki fiberin kırılması ile içindeki onarım ajanları hasarlı bölgeyi iyileştirmeye başlayacaktır. Böylelikle, üretilen çekirdek/kabuk yapılı nanofiberler kompozit yapının içinde mekaniksel bütünlük sağlayacaklardır. Proje kapsamında geliştirilecek olan kendini onarabilen akıllı kompozit malzemeler, devamlı yüke ve yorulmaya maruz kalan uygulamalarda (özellikle rüzgar türbinlerinin kanatları, uçak kanatlarının yüzeyleri) kullanılabilecektir.

8. Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri 8. kez sahiplerini buldu
Sakıp Sabancı Uluslarararası Araştırma Ödülleri “Demokraside Denge ve Denetleme: Karşılaştırmalı Bir Perspektiften Türkiye”



Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı:

2013 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri, Türkiye’deki dönüşüm sürecinin karşılaştırılmalı bir şekilde ele alınmasını hedeflemiştir.

Sabancı Üniversitesi tarafından ihdas edilen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü”, 26 Haziran 2013 Çarşamba akşamı Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi - the Seed’de, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Rektör Prof. Dr. Nihat Berker’in ev sahipliğinde gerçekleşen törenle 8. kez verildi. 

Ödül töreninin açış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı yaptı. Jüri başkanı, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu “Jüri Ödül”ünün gerekçeli kararını açıkladı. Jüri üyesi, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman da genç araştırmacılara verilen ödülün jüri gerekçeli kararın paylaştı.



Ödülün bu yılki konusu “Demokraside Denge ve Denetleme: Karşılaştırmalı Bir Perspektiften Türkiye” olarak belirlendi. Bu yıl ilk defa verilen Jüri Ödül’üne Prof. Dr. Ergun Özbudun layık görüldü. Ergun Özbudun, uluslararası saygınlığa sahip platformlarda yaptığı yayınlar ve bu alanda gerçekleştirdiği, Türkiye’nin durumunu karşılaştırmalı incelemeler nedeniyle layık görüldü.

“Dayanıklı Bir Demokrasi İnşası: Türkiye Deneyimine Karşılaştırmalı Bakış”  başlıklı makaleleriyle Meral Uğur Çınar ve Kürşat Çınar “Demokrasiye Geçiş ve Yükselen Çoğunlukçuluk Dalgası: Yunanistan ve Türkiye Örneklerinin Karşılaştırması” başlıklı makalesiyle Ioannis N. Grigoriadis, ve “Liberal Anayasal Demokrasi ve Popülist İtirazların Paradoksları” başlıklı makalesiyle de Yunus Sözen ödül aldılar.



“2013 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri, Türkiye’deki dönüşüm sürecinin karşılaştırmalı bir şekilde ele alınmasını hedeflemiştir”

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü töreninde konuşma yapan Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı; geçtiğimiz yedi yılda Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü’nün konularının büyük bir çeşitlilik gösterdiğini belirterek sözlerine başladı. Güler Sabancı, Türkiye çalışmalarının irdelendiği ödülün konusunun bu sene Türkiye’nin geleceği için çok önem taşıyan bir alana, demokrasi alanına kaydırılarak “Demokraside Denge ve Denetleme: Karşılaştırmalı Bir Perspektiften Türkiye” olarak belirlendiğini söyledi.

Güler Sabancı, 2013 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri, Türkiye’deki dönüşüm sürecinin karşılaştırmalı bir şekilde ele alınmasını hedeflediğinin altını çizdi. Güler Sabancı konuşmasında tüm konuklara Rahmetli Sakıp Sabancı’nın çok arzu etmiş olduğu bu ödülleri için düzenlenen bu törene katıldıkları için teşekkür etti.

“Demokrasi denge ve denetim rejimidir”
“Jüri Özel Ödülü”ne layık görülen Prof. Dr. Ergun Özbudun, ödülü uzun meslek hayatının en onur verici eserlerinden biri olarak adleddiğini söylerek konuşmasına başladı. Ergun Özbudun, “Bu yılın ana teması olarak seçilen olan denge ve denetim konusu, özellikle Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu şartlar bakımından fevkalede isabetli bir seçimdir. Çünkü demokrasi denge ve denetim rejimidir. Anayasacılık akımının gerisinde yatan temel düşünce, devlet iktidarını sınırlandırarak birey hürriyetini güvence altına almaktır. Bunun için kuvvetler ayrılığı prensibi temel bir rol oynamıştır. Bunun için bütün demokratik sistemler bakımından hayati önem taşıyan frenler ve dengeler sistemi ortaya konmuş ve geliştirilmiştir. Bunlarsız bir demokrasi tasavvur etmek mümkün değildir” dedi.

“Bir ülkede demokrasi standartları ne kadar yükselirse, bu alanlardaki çalışmaların kalitesi ve uluslararası tanınırlığı da o kadar yüksek olacaktır”
Ergun Özbudun, “50 küsur sene geriye baktığımda, Türkiye’de bu alanda kaydedilen ilerlemenin, nicelik ve nitelik itibariyle son derece takdire değer olduğu sonucuna varıyorum. 1960’ların başında sosyal bilimin her iki dalında da ilgili öğretim üyeleri, ilgili araştırmacılar belki bir haneli rakamlarla ifade edilebilecek durumdaydı. Bugün her iki komşu branşta da belki üç haneli rakamlarla ifade ediliyor. Mesele sadece nicelik artışı değil nitelik artışı bakımından da Türk araştırmacılarının, siyaset bilimcilerinin, sosyal bilimcilerin uluslararası yayınları gene uluslararası düzeyde gitgide artan şekilde yer buluyor, takdir görüyor. Unutmamak gerekir ki genel olarak bilimler, daha özel olarak sosyal bilimler, daha da özel olarak mahiyeti icab olarak siyasetle içiçe olan, naçizane benim ilgilendiğim anayasa hukuku ve Türkiye politikası gibi alanlar, ülkedeki genel fikir özgürlüğü seviyesine ve demokrasi kalitesine fevkalede yakından bağlı konulardır. Bir ülkede demokrasi standartları ne kadar yükselirse, bu alanlardaki çalışmaların kalitesi ve uluslararası tanınırlığı da o kadar yüksek olacaktır” dedi.

Kazananlar ödüllerini, merhum Sakıp Sabancı’nın eşi Türkan Sabancı, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Sevil Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker’den aldılar.

Ödülün bu yılki jürisinde; Ayşe Kadıoğlu (Sabancı Üniversitesi), Fuat Keyman (Sabancı Üniversitesi), Elaine Papouilias (Harvard Üniversitesi), Jenny White (Boston Üniversitesi) Aslı Bali (UCLA), Çağlar Keyder (New York Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi), Deniz Kandiyoti (SOAS, London) yer alıyor.

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü 8. kez sahiplerini buluyor



Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine verilen ve bu yıl 8. kez düzenlenen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü”, Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Rektör A. Nihat Berker’in evsahipliğinde, 26 Haziran Çarşamba akşamı, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi the Seed’de gerçekleşecek törenle sahiplerini bulacak.

Sabancı Üniversitesi tarafından düzenlenen, Türk ve İslam Sanatı, Türkiye’nin tarihi, ekonomisi, sosyolojisi gibi alanlarda verilen ödülün bu seneki araştırma konusu “Demokraside Denge ve Denetleme: Karşılaştırmalı Bir Perspektiften Türkiye” olarak belirlendi.

Törende, uluslararası alanda tanınan yerli ve yabancı uzmanlardan oluşan jüri adına Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Ayşe Kadıoğlu söz alacak. Bu yıl ikinci defa “İslam Sanatı ve Kültürü Jüri Özel Ödülü” de sahibini bulacak. Gecenin sunuculuğunu ise ünlü oyuncu Ceyda Düvenci üstlenecek.

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü töreni aşağıdaki linkten canlı olarak izlenebilecek.

http://award.sabanciuniv.edu/award-canli-yayin/sso2013-canli

Program
Tarih: 26 Haziran 2013, Çarşamba
Saat:  19:15 Karşılama
          19:30 Ödül Töreni
          20:30 İkram
Yer:    Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, the Seed Salonu

Geçtiğimiz yılların ödülleri

Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine verilen ve bu yıl 8. kez düzenlenen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü”, Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Rektör A. Nihat Berker’in evsahipliğinde, 26 Haziran Çarşamba akşamı, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi the Seed’de gerçekleşecek törenle sahiplerini buldu.


Geçtiğimiz yıllarda birinciliğe layık görülen çalışmalar

2006’daki ilk araştırma ödülünün konusu, “Türkiye’nin Yeni Jeopolitik Ortamı: Politikalarda Sorunlar ve Yeni Açılım Fırsatları” olarak belirlenmişti. Sunulan makaleler yedi kişilik bir bağımsız kurul tarafından değerlendirildi. Ödülü, Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyelerinden Lerna K. Yanık, “Köprü, Kavşak ve ‘Tampon Bölge’ Kavramlarından Öteye: Türkiye’nin Gelecekteki Uluslararası Rolünü Tanımlamak” başlıklı çalışmasıyla kazandı.

2007’deki araştırma ödülünün konusu ise “Balkanlar ve Ortadoğu’da Osmanlı Mirasına Dair Algılama” olarak belirlendi. Yarışmaya sunulan makalelerin dokuz kişilik uluslararası jüri tarafından değerlendirilmesinin ardından ödülü, Columbia Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Christine Philliou, “Algılama Paradoksu: Osmanlı Geçmişini, ‘Ulusal Bugün’ Gözüyle  Yorumlamak” adlı çalışmasıyla kazandı.

2008 yılı konusu “Bugünkü Türkiye'nin Kültürü, Kurumları ve Değerlerinde Osmanlı Mirası” olarak belirlenen yarışmada katılımcılar, günümüz Türkiye’sinin kültürü ve/veya kurumları ve/veya değerlerinde Osmanlı mirasının yansımalarını incelediler. Yarışmanın birincilik ödülünü Tel Aviv Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Tarihi Bölümü, Osmanlı Tarihi Öğretim Üyesi Amy Singer “Hayırseverliğin Devamlılığı” başlıklı makalesi ile kazandı.

2009 yılı konusu “Günümüzde Türk Toplumu ve Siyasetinde Çoğulculuk”  olarak belirlendi. Yarışmada birincilik ödülünü, Vermont Üniversitesi Öğretim Üyesi Kabir Tambar, “Çoğulculuk Çelişkileri: Tören Estetiği ve Türkiye'de Aleviliğin Uyanışı" başlıklı makalesi ile kazandı.

2010 yılında konusu “Avrupa Birliği’nin Yönetişimi ve Kültürel Çeşitlilik: Türkiye’nin Katılımının Etkileri” olarak belirlenen yarışmada birinciliğe  “Türkiye’nin Öteki Kültürel Çeşitlilik Tartışması: AB İçin Dersler” başlıklı makalesi ile Delaware Üniversitesi’nde (ABD) doktora öğrencisi olan Juliette Tolay layık görüldü.

2011 yılı konusu “Değişen Dünya Düzeninde Türk Dış Politikası İçin Yeni Yönelimler: Sorunlar ve Fırsatlar” olarak belirlenen ödülde birinciliğe “Türkiye’nin Yakın Çevresiyle İlişkisi: Türkiye’deki Dış Politika Dönüşümüne Sentezci ve Çok Boyutlu Bir Bakış”  başlıklı makalesiyle Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Kemal Kirişci layık görüldü.

2012 yılında konusu “Küresel Krizlerde Türkiye Ekonomisinin Performansı” olarak belirlenen ödülde birinciliğe “Son Kriz Döneminde Uygulanan Konjonktür Karşıtı Maliye Politikasının Etkisi –Doğal Bir Deneyin Bulguları” adlı çalışmalarıyla, Almanya'nın Mannheim kentinde bulunan Center for European Economic Research’te araştırmacı olarak görev yapan Florian Misch ve Atılım Seymen layık görüldü.


2012 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü Töreni'nden

2013 Mezuniyet Törenimiz

Sabancı Üniversitesi, 14. lisansüstü ve 11. lisans eğitimi mezunlarını törenle verdi.

23 Haziran Pazar günü, Sabancı Üniversitesi Kampüsü’nda düzenlenen Mezuniyet Töreni’nde, 11 doktora, 146 yüksek lisans ve 499 lisans olmak üzere toplam 656 öğrenci diplomasını aldı. Sabancı Üniversitesi bu yıl 22 ülkeden öğrenci mezun etti.

Sabancı Üniversitesi, 23 Haziran 2013 Pazar günü, lisansüstünde 14. dönem, lisans programlarında 11. dönem mezunlarını verdi. Mezunlar diplomalarını, üniversitenin Tuzla’daki kampüsünde gerçekleşen ve yaklaşık 5 bini aşkın kişinin katıldığı törenle aldılar.

Törende, fakülte birincilik ödülleri de sahiplerini buldu. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Birincileri Onur Albert Aslan ve Rebi Daldal, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Birincisi Mustafa Emre Tekin, Yönetim Bilimleri Fakültesi Birincisi ise Verda Simge Güzeliş oldu.
   
Törende, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Rektör Prof. Dr. Nihat Berker’in yanı sıra, lisansüstü mezunları adına Oleksandra PAZİUK ve lisans mezunları adına Dilara Naibi birer konuşma yaptılar.

Sabancı Üniversitesi Mezuniyet Töreni’nde konuşan Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da mezunlara birçok konuda tavsiyelerde bulundu: "Üniversitemizin felsefesi sizlere özgür düşünme, ön yargısız farklı düşünce ve görüşlere açık olma, farklılıkları zenginlik olarak kabul etme, bilginin gücüne önem verme gibi önemli özellikler kazandırmaktadır. Bugün mezun oldunuz. Eminim ki kazanımlarınızla gittiğiniz her yerde, bulunduğunuz her ortamda fark yaratacaksınız."

Rektör Nihat Berker, üniversitenin eğitim sistemini anlattı
Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker, “İkinci yıllarında öğrencilerin kendi özgür ve bilinçli diploma programı seçimleriyle ilerleyen; üniversite yılları boyunca özgün araştırma projelerinde çalışma fırsatı verilen ve bu fırsatı kullanan – üç fakültemizde de özgün araştırmaların önemli bir kısmına öğrenciler katılıyor; toplumsal sorumluluk projelerine fazlasıyla girişen – her öğrencimizin yapması gereken toplumsal sorumluluk proje sayısına katılım öğrenci sayısının iki misli; uluslararasılaşmış ortamımızdan – öğrenci başına hem Avrupa’ya giden, hem Avrupa’dan gelen Türkiye’de en yüksek sayı; bu ortamdan doğal olarak geleceğiyle barışık, güçlü ve yetenekli, mutlu ve mutluluk veren mezunlar çıkıyor” dedi.

Gürsel Sönmez Ödülleri 3 mezuna verildi
Mezuniyet töreninde, 2006 yılında vefat eden Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Gürsel Sönmez anısına düzenlenen ödüller de sahiplerine verildi. Bu yıl Dr. Gürsel Sönmez  Araştırma Ödülü’ne; Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Doktora Programı mezunu Ayşe Özlem (Sezerman) Aykut,  Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Doktora Programı mezunu Elif Özden Yenigün ve Fizik Doktora Programı mezunu Göktuğ Karpat layık görüldü.

Keplerin atılmasının ardından öğrenciler, Ayhan Sicimoğlu’nun canlı müziği ve dans gösterisiyle keyifli dakikalar yaşadılar. Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı danslara katılarak öğrencilerin mezuniyet sevincini paylaştı.

Güler Sabancı'dan mezunlara...

Sabancı Üniversitesi Mezuniyet Töreni’nde konuşan Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın konuşma metni



Sevgili Gençler, Sayın Öğretim Üyeleri, Değerli Veliler ve Misafirler,

Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti adına sizlere hoş geldiniz diyorum. Bu mutlu ve umutlu günde; on birinci lisans, on dördüncü lisansüstü mezunlarımızı veriyoruz.

Bugün kampüse geldiğimde 1997 yılında, üniversitemizin temellerinin atıldığı günü hatırladım. Bu arazi, orman niteliğini yitirmiş, gecekonduların arasında kalmış, içinde mıcır ocakları olan bir araziydi. Yer yer küçük fidanlar, çalılar ve bugünkü gölümüzün olduğu alanda verimsiz büyük bir çukur vardı. 150.000’e yakın ağaç ve çiçek diktik. Araziyi 500.000’i aşkın mevsimlikle döşedik. Bu arazi, çam, sedir, çınar, kiraz, erik ağaçlarının, çeşit çeşit çiçek ve bitkinin yetiştiği bir vahaya dönüştü. Bu araziyi, arıtma suyumuzu da biriktirdiğimiz gölümüzle suluyoruz.

Bu konuda pek çok kişinin emeği var. Başta tüm ağaç dikme törenlerimize şevkle katılan Rahmetli Sakıp Sabancı’yı şükranla anıyorum. Ayrıca kurucu rektörümüz Tosun Terzioğlu’na ve kuruluşumuzdan beri peyzaj işlerimizi başarıyla sürdüren Nermin Tirben ve Kartepe Peyzaj ekibine de özellikle teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli Misafirler,

Burada, gençlerimizin pozitif enerjisini hissedince ve yarının liderleri olacak yüksek donanımlı mezunlarımızı tanıyınca geleceğe dair umutlarımız çoğalıyor. Son günlerde ülkemizde yaşanan olaylar düşünüldüğünde hepimizin geleceğimize umut ile bakabilmek için siz gençlere ne kadar fazla ihtiyacımız olduğunu daha iyi anlıyoruz. Şiddetin, kutuplaşmanın, ayrışmanın çözüm olamayacağını biliyoruz. Ülkemizin geleceği için akla, sağduyuya, uzlaşıya ve elbette siz, pırıl pırıl gençlere güveniyoruz – güvenmeye devam edeceğiz.

Sevgili Gençler,

Sayıları sizlerle birlikte 6000’i geçen mezunlarımız, gerek akademik dünyada gerek iş hayatında artık söz sahibi ve lider konumundalar. Dünyanın dört bir tarafında çalışıyor, üretiyor ve katma değer yaratıyorlar. Üniversitemize baktığımızda ise mezunlarımızın akademik ve idari takımlarımıza katıldığını ve bu sayının her geçen gün arttığını görüyoruz.

Değerli Mezunlarımız,

Sabancı Üniversitesi olarak kuruluşumuzdan itibaren, siz öğrencilerimize, ailelerinize, çalışanlarımıza, yöneticilerimize ve tüm topluma duyarlı olmaya ve sorumluluğumuzun bilinciyle yaklaştık. Çağın gereklerine uygun olarak, sizler gibi çağın ötesine geçecek insanları yetiştirmek için uğraşmakta ve her geçen gün gelişerek büyümekteyiz.

Üniversitemizin felsefesi sizlere özgür düşünme, ön yargısız farklı düşünce ve görüşlere açık olma, farklılıkları zenginlik olarak kabul etme, bilginin gücüne önem verme gibi önemli özellikler kazandırmaktadır. Bugün mezun oldunuz. Eminim ki kazanımlarınızla gittiğiniz her yerde, bulunduğunuz her ortamda fark yaratacaksınız.

Sevgili Gençler,

Üniversitemiz kuruluşundan bugüne sevindirici bir gelişme kaydetti. Aynı süre içinde ülkemiz de büyük bir kalkınma hamlesi yaşadı. Avrupa Birliği sürecinde pek çok reform gerçekleştirdik. Ekonomimiz dünyanın sayılı ülkelerinin arasına girdi; kişi başı gelir 10.000 dolar’ı aştı. Elektrik, su, yol olmayan köyümüz kalmadı. Dünya standartlarına entegre üretim yapan sanayimiz, sağlıklı bir finans sektörümüz ve teknoloji ve gelişmeye açık girişimcilerimiz var. Fakat şu anki durum gösteriyor ki, dünya konjonktürü ve finansal piyasalar zor bir dönemden geçiyor. Geçtiğimiz kriz döneminde aşırı likiditeye alışan piyasalarda, ABD başta olmak üzere likidite çekilmeye başlayacak. Bunun da bizim gibi doğal kaynakları kısıtlı olan “emerging” yani gelişmekte olan ülkeleri etkileyeceği görülüyor. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde ve yıllarda, Türkiye’nin her zamankinden daha fazla istikrar ve güvene ihtiyacı olacak. Bu doğrultuda, barış ve kardeşlik sürecinin aksatılmadan gerçekleştirilmesinin önemi daha da artmıştır. Atatürk’ün muasır medeniyetler hedefine ulaşmamız için hızla demokratik, özgürlükçü, hukukun üstünlüğüne bağlı yeni bir anayasaya ihtiyacımız vardır.

Değerli Misafirler,

Zamanın önünde gitmek için tüm gücüyle çalışan Sabancı Üniversitesi, varolan üniversite modellerinin tekrarı olmak yerine,  yeni ve özgün bir model yaratmayı seçmiştir.

Bugün yaptığımız işlere, başardıklarımıza baktığınızda, attığımız adımların başlangıçta yapmış olduğumuz bu başarılı seçim doğrultusunda atılmış adımlar olduğunu göreceksiniz: Yani, özgün olmak, değişime açık olmak, yapılmamış olanı yapmak, birlikte yaratmak ve geliştirmek…

Bu doğrultuda üniversitemizin hedeflerini yinelemek istiyorum:

•    Nanoteknoloji araştırma ve uygulamalarında etkin ve başarılı bir mükemmellik merkezi olmak,

•    Global sorunlar üzerine yaptığımız araştırmaları geliştirmek ve derinleştirmek (örneğin İklim ve Enerji konularında olduğu gibi),

•    Uluslararası araştırma kurumlarıyla ve saygın üniversitelerle işbirlikleri yapmak,

•    Uluslararası öğretim üyesi ve öğrenci sayımızı her yıl artırmak.

Tüm bu hedefler, yola çıktığımız ilk günlerde ortaya koyduğumuz, uzun vadeli vizyonumuz “bir dünya üniversitesi” olmanın gerekleridir. Mütevelli Heyeti olarak bizler de Rektörümüz Nihat Berker’in liderliğinde hedeflerimizin destekçisi olmaya ve takip etmeye devam edeceğiz.

Geçtiğimiz yıl büyük bir başarı yaşadık. Türkiye’nin teknoloji üssü olması için çalışan Sabancı Üniversitesi, Sanayi Bakanlığı’nın Türkiye’deki bütün üniversiteleri değerlendirerek oluşturduğu ve ilk defa gerçekleştirdiği “En Yenilikçi ve Girişimci Üniversite Endeksi” sıralamasında 2012 yılı birincisi oldu.

Her zamanki gibi ilk olmak, öncü olmak gururumuz! Üniversitemiz, öğretim kadrosuyla, eğitim anlayışıyla, akademik alt yapısı ve teknolojisiyle, Türkiye’deki yükseköğrenim standartlarını yukarı çekmektedir.

Önümüzdeki dönemde, ülkemizin yeni bir sıçrama yapabilmesi için teknoloji ve marka üretimine ihtiyacı vardır. İşte bu yönde, yenilikçiliğe önem vererek ve özen göstererek, araştırmaları ile sınırları zorlayarak Türkiye’nin geleceği için özveriyle çalışmaya devam eden değerli öğretim üyelerimizi hep beraber alkışlayalım.

Sevgili gençler,

Hayatta bazı şeyler bir kez yaşanır. Tıpkı bugün, üniversite mezuniyet gününüz gibi. Artık hayatınızda yeni bir dönem başlıyor, sizleri parlak bir gelecek bekliyor. Olaylara pozitif yapıcı yaklaşımınızı yitirmeyin. Kendinizi iyi tanımaya çalışın.Araştırma ve öğrenmeye, kendinizi sürekli geliştirmeye açık tutun. Örneğin; pırıl pırıl gençlersiniz, bu parıltınızı yitirmeyin. Farklı olun. İyi ve güzel insanlar olun. Örneğin; sanatın ve sporun en azından bir dalını hayatınızın vazgeçilmez ögeleri yapın. Hayatınızın içine alın! İkinci Dünya Savaşı en büyük şiddetiyle devam ederken bile Churchill’in günde bir saat resim yaptığını unutmayın!

Sevgili Gençler,

Değişime açık olmak özgüven işaretidir, kendine saygının göstergesidir. Varolanı sorgulamak, ‘eski köye yeni adet getirmek’ herkesin harcı olmayabilir.  Derin bir bilgi ister, hayal gücü ister, ikna kabiliyeti ister, dürüstlük ister... Doğru olduğuna inandığınız bu değişimi cesaretle savunmaya ve uygulamaya devam edin. Yeni ve farklı bir konuyu denemeye daima cesaretiniz olsun. İnsanı insan yapan değişmeye cesaret etmesidir der Oscar Wilde. Değişim ve ilerlemeyi edindiğiniz donanımdan alacağınız cesaretle elde edebilirsiniz.

Sevgili Gençler,

Bugün hayatınızda yeni bir dönem başlıyor. Bundan sonra, tıpkı burada olduğu gibi öğrenmeye, ilerlemeye, zaman zaman hayal kırıklığı yaşamaya, başarı ve başarısızlıkla karşılaşmaya devam edeceksiniz. Çelişkiler yaşayabilir, zaman zaman zor seçimlerle karşı karşıya kalabilirsiniz. İşte o zaman başvuracağınız tek doğru evrensel değerlerdir. Sizin kılavuzunuz insan hakları, kadın erkek eşitliği, özgür düşünce, hukuka ve adalete inanç ve bireye saygı olmalıdır. Çağdaş değerler bundan sonra yürüyeceğiniz yolda kutup yıldızınız olsun.

Bugün sizlerin coşkusuna ortak olurken anmak ve teşekkür etmek istediklerim var;

•    Bizlere her zaman kuruluşta ve üniversitenin bugünlere gelmesine destek veren Sabancı Ailesi ve Sabancı Vakfına teşekkür ediyorum.

•    Bıraktığı fonla pek çok öğrencimize burs sağlayan ve pozitif kişiliği, öncü girişimler ile üniversitemizin kurulmasını sağlayan Sakıp Sabancı’yı rahmet ve şükran ile anıyorum.

•    Her türlü fedakarlık ve destekleri için sizlerin değerli ailelerinize, Sayın Velilerimize sonsuz teşekkürlerim var.

•    Başta Rektörümüz Nihat Berker olmak üzere çevreye ve topluma duyarlı bireyler olarak yetişmeniz için tüm öğretim üyelerimiz çok çaba gösterdiler.

•    “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” gençler yetiştirdikleri için onlara sizin adınıza bir kez daha çok teşekkür ediyorum.

•    Başta Genel Sekreterimiz Haluk Bal olmak üzere tüm idari personelimize

•    Destekleri için Mütevelli Heyeti üyelerine ve

•    Yıllardır mezuniyet törenlerimizi unutulmaz yapan Sevgili Ayhan Sicimoğlu ve müthiş arkadaşlarına

•    Ve her yıl olduğu gibi törenimizi organize eden Sayın Yekta Kara'ya da sonsuz teşekkür ediyorum.

Sevgili Mezunlarımız,

Sizler her zaman üniversitenizin gururu olacaksınız. Sabancı Üniversitesi hep sizlerin yanında olacaktır. Ama siz de üniversitenizi unutmayın.

2013 Kampusun Bugünü

SABANCI ÜNİVERSİTESİ AĞAÇLANDIRMA VE ÇEVRE DÜZENLEMELERİ

Kampusun dünü ve bugünü fotoğraflarına ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayınız.

2013 Kampusun Bugünü

Son ders Daron Acemoğlu'ndan

Sabancı Üniversitesi mezunları son derslerini Daron Acemoğlu’ndan aldılar

Daron Acemoğlu: “Her toplum kendi layık olduğu kurumlara sahip olur. Bence Türkiye en iyi kurumları hak ediyor”


Sabancı Üniversitesi Akademik Yıl Kapanış Konferansı’nda konuşma yapan Daron Acemoğlu, Türkiye’nin ekonomik ve siyasal gelişimini ve iyi eğitimli genç neslin gelişim sürecinde oynayacağı rolü ele aldı. Daron Acemoğlu konuşmasında “Türkiye’nin siyasetini değiştirip daha kapsayıcı yapmak sizin elinizde” diyerek sözlerine son verdi.

Sabancı Üniversitesi’nin her mezuniyet törenlerinden bir gün önce mezuniyet sınıfına verilen “Akademik Yıl Kapanış Konferansı”nda bu yıl Türkiye’nin Nobel adayı iktisatçılarından, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) İktisat Profesörü, "40 yaş altı ekonomistlerin nobeli" olarak adlandırılan John Bates Clark madalyası sahibi, IDEAS/RePEc araştırma veri tabanına göre, "Dünya'daki En Çok Alıntı Yapılan ilk 10 Ekonomist" arasında yer alan Daron Acemoğlu konuşmacı oldu.

"Why Nations Fail/Uluslar Neden Başarısız Olur" kitabıyla ülkemizde de büyük ses getiren Daron Acemoğlu, Akademik Yıl Kapanış Konferansı’nda “Uluslar Neden Başarısız Olur?” başlıklı bir konuşma yaptı. Daron Acemoğlu konuşmasında dünyadaki gelir eşitsizliği üzerine durdu. Bu noktadan hareketle Türkiye’nin ekonomik ve siyasal gelişimini ve iyi eğitimli genç neslin gelişim sürecinde oynayacağı rolü ele aldı.

Kitabın çıkış hikayesini anlatarak sözlerine başlayan Daron Acemoğlu, ekonomi ve siyasetin daha önce de bağdaştırıldığını söyleyerek, modern ekonominin temellerini atan Adam Smith’in dönemi ve günümüzdeki uluslar arasındaki gelir farkının büyüklüğüne değindi. Daron Acemoğlu bu sorunun kurumsal bir sorun olduğunu söyledi.

Uluslar arasındaki gelir farklarını coğrafya ve kültür gibi nedenlere bağlayanlar olduğunu belirten Acemoğlu, bunlardan daha popüler bir görüşün de liderlik olduğunu söyledi. Bu nedenlerden hiçbirinin bizi derin gerçeklere götürmediğini vurgulayan Acemoğlu “Şunu öneriyoruz. Belli teşvikler ve fırsatlar her ulusta vardır. Doğru fırsatlar olduğunda toplumlar yeni iş sahaları açar, yeni teknolojiler oluşturur. Ekonomik kurumların içerleyici olması gerekir. Toplumun büyük bir kısmını içerir. Haklar güvence altına alınır. İnsanlar yatırımlarının çalışmalarının meyvelerini görür. Bunun için adil yargı, eşitlikçi iş ortamı ve insanların istedikleri iş ve mesleği yapması için fırsat sağlayan bir ortam gerekmektedir. Ekonomik kurumların içerleyici olması ve kapsayıcı ortamda devletin teşvik edici olması önemlidir. Eğitim sistemi nasıl olmalıdır? Eğer toplumun yüzde 10’u veya yüzde 20’si rekabetçi olacak eğitimi alabiliyorsa zaten zenginleşme olmayacaktır. Toplumda doğru kurumlar olursa, doğru ekonomik kurumlaşma olursa doğru ekonomik yapı oluşur. İnsanlar yenilikçi olur, yatırım yapar, yeteneklerini en iyi sürdürebilecekleri mesleklere yönelir ve sürdürülebilir ekonomik büyümeye gelinir. Bu aradaki 40 katlık fark da bundan kaynaklanıyor. Dünyanın Batı Avrupa ve Amerika gibi bölümleri 200 yıl boyunca yüzde 2-3 büyüyerek bu hale geldi. Diğer bölgeler böyle büyüyemedi. Ancak baktığımızda kapsayıcı değil çıkarsayıcı ekonomik kurumlar olduğu ortaya çıkmıştır. dedi.



Çıkarsayıcı yapıda fırsatlar ve teşviklerin çok ufak bir azınlık için olduğunu söyleyen Daron Acemoğlu, “Bunlar elitler için vardır. Bazen bundan büyüme de oluyor ancak bu tür toplumlar büyüse bile sürdürülebilir ekonomik büyüme ile sonuçlanmıyor. Siyasi olarak muktedir olanlar bu kurumları kurmak zorundalar” dedi.  Çıkarsayıcı siyasi kurumlar ve ekonomik kurumlar el ele gittiğine işaret eden Acemoğlu, “Siyasi kurumlar kapsayıcı bir ekonomik kurum için nasıl olmalıdır? Kapsayıcı olması gerekmekte ve denetlenmesi gerekmektedir. 4-5 yılda bir sandığa gitmek yeterli değildir. Siyasi gücün, her zaman seçilen ve seçilmeyen siyasetçilerin yapabileceklerini belli sınırlara koyacak ve denetleyecek bir toplum olması gerekir. Uzun vadede hem ekonomik ve siyasi olarak kapsayıcı veya çıkarsayıcı olmak bunu getirir” diyerek sözlerine devam etti.

Ekonomik ve siyasi kurumlar arasındaki tutarlılığın önemine değinen Acemoğlu, hakların güvenceye alınmasının gerçek bir siyasi güç tarafından desteklenmedikçe inandırıcı olmadığına vurgu yaptı. 

Dünyada Türkiye de dahil pek çok ülkede karma rejim uygulandığını söyleyen Daron Acemoğlu, “Bu tür rejimlerde esas zor olan sorunun kaynağını görmektir. Bazen çıkarsayıcı ekonomiler de büyür. Bu tür çıkarsayıcı büyümenin asıl sorunu sürdürülebilir olmamasıdır. Otoriter büyüme ve demokrasi arasında denge yaşanıyor. Bunu pek çok ülkede görüyoruz. Ulusların başarısızlığa uğramasının sebebi bu değildir. Böylesine bir taviz verilmesi gerekmez. Çıkarsayıcı ekonomik kurumlar ve siyasi kurumlar büyümenin önünde engeldir. Otoriter yoldan faydalananlar için faydalıdır. İleri gitmek demek toplumların zaman içinde daha kapsayıcı olması demektir” dedi.

Daron Acemoğlu sözlerine son verirken siyasi kurumlarda insanların katılımını sağlamanın önemli olduğunu vurguladı. Daron Acemoğlu “Sizin gibi insanların da siyasetin içinde olması lazım. Sizler gibi insanlara çok iş düşüyor. Türkiye’nin siyasetini değiştirip daha kapsayıcı yapmak sizin elinizde. Yeni bir siyaset tarzı yaratmak lazım. Gücü kullanarak diğer taraf tahakküm edilmemeli. Elitlerin sizler için doğru şeyleri yapmanızı bekleyemezsiniz. Kalkıp kendinizin yapması gerekmektedir. Güç sadece siyasetçilere, iktidara, bürokratlara, yüksek hakime ait olmamalıdır, halka ait olmalıdır. Bu hakkı siz kazanmalısınız. Geleceğin devleti bizim sahibimiz değil hizmetkârımız olmalı. Siyasetçileri bu şekilde görmeye başladığımız gün o zaman siyaset şekillenir. Burada sorumluluk sizlerdedir. Her toplum kendi layık olduğu yöneticilere sahip olur deniyor, bence her toplum kendi layık olduğu kurumlara sahip olur. Bence Türkiye en iyi kurumları hak ediyor” diyerek sözlerine son verdi.

DARON ACEMOĞLU KİMDİR?
1967 yılında İstanbul’da doğan Acemoğlu, 1986’da Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. İngiltere’deki York Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra London School of Economics’ten yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı. 1993’ten bu yana dünyanın en prestijli üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) akademisyen kadrosunda olan Acemoğlu, 2000 yılında profesörlüğe yükseldi. Halen üniversitenin Charles P. Kindleberger Uygulamalı Ekonomi Bölümü’nde görevli. Özellikle gelir ve ücret eşitsizliği çalışmalarıyla ABD’de adını duyuran Acemoğlu’nun ilgilendiği konular arasında siyasal ekonomi, ekonomik kalkınma, ekonomik büyüme de yer alıyor. Acemoğlu'nun James Robinson ile birlikte yazdığı "Diktatörlük ve Demokrasinin Ekonomik Kökenleri" kitabı akademi dünyasında büyük yankı bulmuştu. 57 ülkede yüzden fazla gönüllüsü bulunan IDEAS/RePec isimli ekonomik araştırma kurumuna göre Daron Acemoğlu, dünyada referans gösterilen ilk 10 ekonomist arasında yer alıyor. Acemoğlu, yedinci sırada yer aldığı listede FED Başkanı Ben Bernanke, Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Profesör Paul Krugman, Eski IMF direktörü Oliver Blanchard ve Nobel Ekonomi Ödüllü Edward Prescott gibi isimleri de geride bıraktı.

Abone ol