Ana içeriğe atla

Çalışan Tiyatro'dan 'Gözü Kara Alaturka'

SU Çalışan Tiyatro 'Gözü Kara Alaturka' ile ikinci kez perde diyor. Çalışan Tiyatro'nun yeni oyunu 24 Ocak Perşembe günü saat 20:00'de SGM'de.

Sabancı Üniversitesi çalışanlarının bu keyifli oyunu katılmak isteyen herkese açık ve ÜCRETSİZ !


Yazar: Özen Yula
Yönetmen: Ferdi Ayaz
Sanat Yönetmeni: Pınar Eryazan K.
Oyuncular: Gamze Çoban, Göktuğ Günal, Mehmet Deveci, Oğuzhan Oğuz, Seren Naz Gündoğdu



Harbiye'nin arka sokaklarında bir binanın yüksek giriş dairesinde yaşayan genç bir bekarın yatak odası. Odanın içine tesadüflerle, birer birer sıkışan beş kayıp karakter; geçmişleri, hayalleri ve yaşanmışlıklarıyla birbirlerini sorgulayarak kaderlerini yeniden çizmeleri. Yanlış zamanda ve yanlış yerde buluşmak hiç bu kadar enteresan olmamıştı.



Dekor-Kostüm-Makyaj: Pınar Eryazan K.
Dekor Uygulama: Mehmet Yaşar
Ses: Mert Dümer
Işık: Cem Erdem
Sahne Teknisyeni: Selim Deveci
Saç Tasarım: Era Kuaför

Sabancı Üniversitesi’nden ‘En İnovatif Ar-Ge Projesi’

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Alpay Taralp ve ekibi yürüttükleri ‘Çapraz Bağlı Protein Nanoagregatlar’ projesi ile "En İnovatif Ar-Ge Projesi" inovasyon ödülü aldı.



"En İnovatif Ar-Ge Projesi" Ödülü Alpay Taralp’a, TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) tarafından 6-8 Aralık 2012 tarihlerinde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Kongresi'nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdim edildi.

‘Çapraz Bağlı Protein Nanoagregatlar’ projesini Alpay Taralp anlatıyor:

Alpay Taralp: Halen sürdürmekte olduğumuz ‘Çapraz Bağlı Protein Nanoagregatlar’ projesi bir TÜBİTAK projesidir. Bu proje kapsamında biyomedikal uygulamalara odaklı çalışmamız, Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektörü'nde 2. Ar-Ge Proje Pazarı etkinliğinde de, İlaç ve Eczacılık Ürünleri kategorisinde 3.lük ödülüne layık görülmüştür.

Çapraz bağlı protein nanoagregatlar, ebat, biyoverim, kararlılık ve performans açısından klasik protein nanokristaller ile kıyaslanabilmektedir. Ancak protein nanokristaller ve çapraz bağlı protein nanoagregatları ayırt eden önemli bir pratik farklılık vardır; çapraz bağlı protein nanoagregatlar daha kolay ve geniş çeşitlilikteki proteinler ile hazırlanabilmektedir.

Veri tabanlarında mevcut nano-boyutlu, çapraz bağlı protein agregatlar, belirli proteinlerden başlayarak ve özel tasarlanmış ve optimize edilmiş metotları uygulanarak hazırlanabilmektedirler. Var olan bu çapraz bağlı protein sentez metotlar, aşağıdan yukarı prensibe dayanarak tasarlanmaktadır. Ancak hedeflenen ürünün ebatı, biyoetkenliği ve diğer özelliklerini, bu yaklaşım ile yakalamak zorlayıcı olabilmektedir. Projede geliştirmiş olduğumuz yeni metot ise farklı açılardan tüm var olan metotlara göre daha genel ve elverişli olmaktadır. Prensip olarak her proteinin bu metot ile kullanılabilir, çapraz bağlı nanoagregatlara çevrilebileceği düşünülmektedir. Projede sunulan bu metot, tepeden aşağı yaklaşım prensibi üzerinde kurulmakta ve bu alanda tek bilinen örneği olarak söylenebilmektedir. Bu açıdan bu projenin getirdiği yenilik, “nanonizasyon” olarak açıklanabilir (Yani bu projedeki inovasyonun tanımı, makroskopik boyut çapraz bağlı protein hammaddeleri hazırlayarak, elde edilen bu ara ürünleri çeşitlik tekniklerle nano-boyut ebatlara kadar indirmektir). Elbette yumuşak biyomalzemeleri başarıyla öğütmek için bazı püf noktaları keşfetme durumunda kalmış olduk; yine de bir tepeden aşağı yaklaşımı uygulamak, tüm sentez süreci ve etken bir nihai ürünü elde etmek açısından önemli kolaylıklar sağladığını söyleyebiliriz. Çapraz bağlı protein nanoagregatlar birçok ticari protein ürünlerine alternatif sağlamakla beraber biyoteknoloji, biyoproses ve tıpta birçok potansiyel yeni uygulamaları bulunmaktadır. Örneğin çapraz bağlı protein nanoagregat-temelli (ve daha büyük ölçekli değişkenleri) sanayi enzimleri, moleküler olarak işaretlenmiş malzemeler, algılayıcı ve hastalık teşhis enzimleri, kromotografi ortamı, yapay antikorlar olarak uygulanması düşünülmekte ve bazı durumlarda uygulanmış olmaktadır. Benzer olarak yapay kan, anti-mikrobik toz ve saçılımlar, doku mühendisliği yapı iskeleler, sindirim yardımcıları ve lokal/sistemik çalışan ilaçlar olarak kullanılmaları da düşünülebilir.

Çalışma ekibimde doktora öğrenciler Anastasia Zakharyuta ve Tuğçe Akkaş yer almaktadır. Bu projede Anastasia ve Tuğçe kendi girişkenlik ve bilgi birikimleriyle projeye çok önemli katkılarda bulunmuşlardır.

“Haklı” şirketler aranıyor!

Şirketlere insan hakları eğitimi!

Mikado Sürdürülebilir Kalkınma Danışmanlığı, Sabancı Üniversitesi işbirliği, Hollanda Konsolosluğu İnsan Hakları Fonu desteğiyle “İş Dünyasında İnsan Hakları Kapasite Geliştirme Programı”nı başlatıyor. Proje, eğitim, uygulama rehberliği, iyi uygulama paylaşım konferansı ve raporu olmak üzere dört aşamadan oluşuyor.



Mikado Sürdürülebilir Kalkınma Danışmanlığı ve Sabancı Üniversitesi, “İş Dünyasında İnsan Hakları Kapasite Geliştirme Programı” isimli bir projeye başlıyor. Hollanda Konsolosluğu İnsan Hakları Fonu tarafından desteklenen projeye 25.000Euro fon sağlandı.

İş dünyasında insan hakları konusunda bilinç artırarak, iyi uygulama örneklerini çoğaltıp değişime yol açmayı amaçlayan projenin hedef kitlesini Türkiye’de faaliyet gösteren özel sektör kuruluşları oluşturuyor. Başvurular, www.haklimisiniz.org internet sitesi üzerinden 15 Ocak 2013 tarihine kadar kabul ediliyor.

Proje dört temel aşamadan oluşuyor. Projenin ilk aşaması çerçevesinde, “İş Dünyası ve İnsan Hakları Eğitimi”nin ikincisi 19-20 Ocak 2013’de İstanbul’da gerçekleştirilecek. 13-14 Ekim 2012 tarihlerinde düzenlenen eğitimlere Roche, Bilim İlaç, Anadolu Grup, Boyner, Morhipo gibi sektöründe lider kuruluşlar katıldılar. Katılımcılar, insan hakları konusunda duyarlı, kurum içinde bu konuda iyileştirmeler yapmayı hedefleyen şirketler arasından seçilecek. Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek eğitimlerde insan hakları tarihi, iş dünyasında insan hakları vaka çalışmaları ve iyi örnek paylaşımlarının yanı sıra katılımcıların şirket içinde insan hakları stratejisi geliştirmeleri için yol haritası paylaşılacak.

Projenin ikinci ayağını uygulama rehberliği oluşturuyor. “İş Dünyası ve İnsan Hakları” eğitimlerine katılan ve sunulan “İnsan Hakları Yol Haritası”nı bünyelerinde uygulamak isteyen şirketlere ücretsiz olarak uygulama rehberliği sağlanacak. Uygulama rehberliği; şirketlerde insan hakları stratejisi geliştirilmesi, iyileştirme planlarının uygulamaya konması ve iyi örnek uygulamaları geliştirilmesi konularını kapsıyor.

Projenin son aşamasında ise tüm katılımcıların, konuya ilgi duyan kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademik kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla bir nihai toplantı gerçekleştirilerek projenin çıktıları ve başarı hikayeleri paylaşılacak. Ayrıca, proje çıktılarını ve örnek vakaları içeren bir nihai rapor hazırlanarak kamuoyu ile paylaşılacak.

Ayrıntılı bilgi ve başvuru için: www.haklimisiniz.org

Bahar Dönemi Yurt Ücretleri ve Ödemeleri

By University Operations  |  10 January 2013

2012 – 2013 Bahar Dönemi Yurt Ücretleri ve Ödemeleri

2012 - 2013 Akademik Yılı Bahar Dönemi'nde yurtlarımızda kalacak olan lisans ve lisansüstü öğrencilerimizin, yurt ücretleri aşağıda listelenmiş olup, bu tutarların 21 Ocak 2013 - 28 Ocak 2013 tarihleri arasında '815 firma kodlu' ATS (Abone Tahsilat Sistemi) ile Akbank Şubelerine ödenmesi gerekmektedir. Bu sistemde Akbank Şubeleri'nde, önce öğrenci numaranızı (örn. 00012345), adınızı, soyadınızı bildirmeniz halinde, ödemekle yükümlü olduğunuz tutar, bilgisayarda görüntülenmekte ve nakit olarak talep edilmektedir. Öğrenim ücreti taksitlendirilmesi için açtırılmış bulunan Artı Para hesaplarının, yurt ödemeleri için kullanılması hiç bir şekilde mümkün değildir.

Yurtlar, ara dönem tatilinde açık olacaktır.

İyi tatiller.

Yurtlar Yönetimi

2012 - 2013 Akademik Yılı Bahar Dönemi Yurt Ücretleri / Kişi başı (KDV dahil)

Lisans Öğrencileri:

4 kişilik oda                1.950 TL

2 kişilik oda                3.000 TL

Lisansüstü Öğrencileri:

2 kişilik oda                3.000 TL

1 kişilik oda                4.850 TL

Studio oda (F-G Blok)    5.000 TL

İlk defa yurtta kalacak öğrenciler bir defaya mahsus olmak üzere, 750 TL depozito ücreti yatırılacaktır.

ELAE 22 Ocak 2013

ELAE 22 Ocak 2013

Ocak 2013 ELAE’ye girecek öğrenci grupları:


•  Temel Geliştirme Yılı yönetmeliği kapsamında sınav hakkı bulunan ve sınav hakkını kullanmak için başvuruda bulunan SÜ’ den akademik başarısızlık nedeni ile ilişiği kesilerek “beklemeli statü”ye geçmiş öğrenciler,


•  Fakülteler tarafından belirlenen lisansüstü adaylar. 

Sınav yeri saatleri aşağıdaki gibidir:
 
WRITING & LISTENING   10.00 – 12:10  
READING                          13:15-14:45
SINAV YERİ                       YBF 1099 
 
Sınava gelirken yanınızda SU kimliğinizi/kimliğinizi ve kalem, silgi vb. getirmeniz gerektiğini önemle hatırlatırız. 
 
Kimlik kontrollerinin yapılabilmesi ve sınava zamanında başlanması için, sınavdan 15-20 dakika önce, sınav salonu önünde hazır bulunmanız gerekmektedir. 
 
TGY öğrencileri için sınav sonuçları, 24 Ocak 2013, Perşembe günü saat 21:00’dan itibaren SU web sitesinde yayınlanacak sorgulama ekranından ve Diller Okulu binası kapılarına asılacak listeler ile duyurulacaktır. 
 
Lisansüstü adayları, sınav sonuçlarını bağlı bulundukları fakültelerden öğrenebileceklerdir. 
 
ELAE sınavı ile ilgili detaylı bilgiye ve örnek sınavlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Sınava girecek tüm öğrencilerimizin bu linkte verilen bilgileri kontrol etmelerini öneririz: 
 
http://sl.sabanciuniv.edu/students/elae

http://sl.sabanciuniv.edu/students/elae/assessment-exam


 ** Beklemeli Statüde olan öğrencilerden TGY’ye devam etmek isteyenlerin 24 Ocak 2013 Perşembe günü saat 17:00’ye kadar Diller Okulu’na dilekçe ile başvurmaları gerekmektedir. Söz konusu öğrencilere 25 Ocak 2013 Cuma günü saat 09:00’da Seviye Belirleme Sınavı yapılacaktır. 

Başarılar dileriz,
Diller Okulu Direktörlüğü

EMBA Mezunumuz Evrim Hizaler’in Başarısı

Sabancı Üniversitesi 2004 EMBA mezunu Evrim Hizaler, Adel Kalemcilik Kırtasiye Grubu Genel Müdürlüğü'ne getirildi.


Evrim'in İş deneyimi:

Lisans eğitimini İTÜ İşletme Mühendisliği Bölümü'nden alan Evrim Hizaler, Efes Türkiye'de Pazarlama Uzmanı olarak işe başladı. Ardından Efes Bira Grubu'nda Pazarlama Direktörlüğü'ne getirildi.

Özgür Demirtaş’a Avrupa Birliği’nden iki büyük ödül

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı kapsamında, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’ne verilen en yüksek puanı alarak, 100.000 Avroluk Marie Curie Araştırma Fonu’na layık görüldü.

Prof. Dr. Demirtaş ayrıca Marie Curie Career Integration Grant Programı kapsamında, Avrupa Birliği’nin içinde bulunduğu finansal krize çözüm önerisi getiren projeyle Türkiye’den desteklenen tek akademisyen oldu.
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi ve Işık İnselbağ Finans Kürsüsü başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, 100.000 Avroluk Marie Curie Araştırma Fonu’nu almaya hak kazandı.

Prof. Özgür Demirtaş aynı zamanda, 2012 yılında Marie Curie Career Integration Grant Programı tarafından ekonomi alt panelinde desteklenen Türkiye’deki tek akademisyen olarak Türkiye birinciliği elde etti.  Program kapsamında, Avrupalı hakemler proje tekliflerini sekiz ayrı panelde değerlendirip, farklı ülkelerden yapılan çok sayıda başvuru içerisinde ekonomi panelinde sadece 7 projeyi desteklediler. Prof. Demirtaş, Avrupa Birliği’nin içinde bulunduğu finansal krize çözüm önerisi getiriyor.

Özgür Demirtaş konuyla ilgili Milliyet'te Songül Hatısaru'nun sorularını cevapladı.

Laboratuvarda 'cool' bilim

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyemiz İlker Birbil'in 5 Ocak 2013 tarihi Radikal Hayat'da yayımlanan yazısı.

Bir dizinin etkisiyle artık laboratuvara girmek ineklik değil, 'cool' olmak demek. Varsın özentilik olsun. Hem dünyayı değiştirmeyi hem de 'cool' olmayı kim istemez?

Ders verme dışında, üniversitede günümün önemli kısmı masa başında geçiyor. Bazen kâğıt üzerinde bir şeyler karalıyorum. Çoğu zaman da bilgisayar karşısında yazı yazıyorum. Zaten kalan zamanım da tavana bakıp düşünmekle geçiyor. Hal böyle olunca önlüklerini giyip laboratuvarlarına giren diğer arkadaşları kıskançlıkla izliyorum. Koridorlarda ellerinde tüplerle dolaşıp deneylerinden, hücre kültürleri gibi acayip şeylerden bahsediyorlar. Fiyakalı mikroskopları ve özel kostümlerle girilen temiz odaları var. Kendimi siyahbeyaz bir film çekmeye çalışır gibi hissediyorum. Onlarsa, son teknoloji bir bilimkurgu filminde başrol oynuyorlar.

Yaşamın temel taşı

Laboratuvar ortamını görmeliyim diyerek Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Arzu Çelik'ten randevu aldım. Birlikte görme ve koku alma duyularının genetik şifreleri üzerine çalıştıkları laboratuvarlarını gezdik. Burası dünyanın önde gelen dergilerinde yayınlar yapılan bir laboratuvar. Hücre kültürü, tek bir hücrenin laboratuvar ortamında çoğaltılması ile elde edilen bir grup hücre demekmiş meğer. Bu kültürlere düzenli olarak gerekli besinler veriliyor ve ideal sıcaklıklarda bekletiliyorlar. Bana akvaryum bakımı gibi geldi açıkçası. Bu arada muradıma erdim ve iki ayrı mikroskoptan hücre kültürlerine baktım. Tüm yaşayan organizmaların temel taşına bakmak heyecan vericiydi. Ben bile iki dakikada havaya girdim. Bir de deney tasarlamak ve sonra da istenen sonuçları elde etmek var. İşte onun keyfi çok büyük olsa gerek. Tek bir hücrenin dünyası bizim gibi çok hücreli canlılardan farklı değil. Hücre dünyasında da besin depolanıyor, enerjiye dönüştürülüyor ve herkes işine koşuyor. Hepsinden önemlisi, gerekli görüldüğünde bir hücre bölünüp çoğalıyor. Bu çoğalma sırasında genetik bilgi, yani DNA, yeni hücrelere aktarılıyor. Hücreler de bir araya gelip dokuları, organlarımızı, kısacası bizi oluşturuyorlar. Her hücre zaman içinde uzmanlaşıyor. Hücrelerin bu görev tanımları genlerimize kodlanmış. Ancak hâlâ ayrıntıları gizemini koruyor. Bu uzmanlaşma ile ilgili çok ilginç deneyler var. Kalp hücreleri laboratuvar ortamında çoğaltıldıktan sonra hep birlikte tıpkı bir kalp gibi atmaya başlıyorlar. Benzer şekilde kas hücreleri yan yana gelince kasılma hareketi yapıyorlar. Bu deneylerin internet üzerindeki videolarını ağzım açık kalarak izlediğimi söylemeliyim.

2012 ve sonrası

Geçen yılın en önemli bilimsel gelişmelerinin büyük bir kısmı genetik ve hücreler ile ilgiliydi. Şimdiye kadar DNA'nın işe yaramaz diye dikkate alınmayan kısmının aslında genlerin çalışması açısından çok önemli bir rol oynadıkları keşfedildi. Yine geçen yıl, DNA şeridinin istenilen kısmını kesebilen bir protein bulundu. Tüm bu gelişmeler, ilerde hastalıkları daha iyi anlamamız ve etkin ilaçlar geliştirmemizin önünü açabilir. Türkiye'de maalesef sadece biyolojiye karşı değil, tüm temel bilimlere yönelik ilgide bir düşüş var. Mezuniyet sonrası iş bulma ile ilgili endişeleri anlıyorum. Ancak Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde azımsanmayacak sayıda laboratuvar var. Önümüzdeki yıllarda bu laboratuvarların olgunlaşacaklarını ve daha da önemlisi, beraberlerinde endüstriyi de geliştireceklerini söylemek mümkün. O zaman temel bilim alanlarından mezun olanlara ihtiyaç artacak. Bir de genç arkadaşlara ulaşmak gerek sanırım. Örneğin bir grup genç fizikçinin başına gelenlerin anlatıldığı komedi dizisi 'Big Bang Theory' sayesinde Amerika'da fizik derslerine olan ilgi çok artmış durumda. Yani bir dizinin etkisiyle artık laboratuvara girmek ineklik değil, havalı ya da 'cool' olmak demek. Varsın özentilik olsun. Hem dünyayı değiştirmeyi hem de 'cool' olmayı kim istemez?

sibirbil@sabanciuniv. edu

“Gelecek” Poster Yarışması

Akademik Destek Programı “GELECEK” başlıklı ödüllü bir poster yarışması düzenliyor. Siz de GELECEK’e dair bakış açınızı bir poster üzerine tasarlayarak yarışmaya katılın. Kazanana 400TL ödül verilecektir.

Akademik Destek Programı

http://adp.sabanciuniv.edu

 Yarışmayla İlgili İpuçları:

-İnsanlığın “geleceği”

-Teknolojinin “geleceği”

-Ölümsüzlüğün “geleceği”

-Zekanın “geleceği”

YARATICI - ÖZGÜN ve ORİJİNAL OLUN!

Yarışma Kuralları

Poster dili İngilizcedir

Dosya formatı:

Program: Photoshop (.psd)

Boyut: A3

Çöznünürlük: 300 dpi

Dosya katmanlı olmalıdır

Elektronik ve basılı birer kopya hafta içi 16.30’dan önce Üniversite Merkezi (UC) 1004 no’lu odaya bırakılmalıdır.

Son Katılma Tarihi: 31 Ocak 2013

Bireysel ya da grup olarak katılabilirsiniz

Yarışma Sabancı Üniversitesi dışından katılımcılara açıktır.

 

Yarışmaya gönderilen tüm posterler yarışmanın amaçlarına uygun biçimde eser sahibinin adı belirtilmek koşuluyla ADP tarafından kullanılabilecektir.

İnsan Beyni Projesi

Avrupa Komisyonu, AB 7.Çerçeve Programı ICT(Bilgi ve İletişim Teknolojileri) Alanı Kapsamında, İnsan Beyni Projesi’nin (Human Brain Project - HBP) iki FET Amiral Gemisi projesinden biri olarak seçildiğini resmen duyurdu. 


İnsan Beyni Projesi’nin Türkiye yürütücüsü Sabancı Üniversitesi olacak.

Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Volkan Özgüz ve Prof. Yaşar Gürbüz önderliğindeki teknik ekip, TÜBİTAK desteği ile nörobenzetimli bilgi işlem mimarileri, çok düşük enerjilerle çalışan yeni bilgi işlem tüm devreleri ve donanım platformları geliştirerek, araştırmacıların insan beyninin mimarisine ve devre yapısına dayalı yeni bilişim sistemleri tasarlamasına ön ayak olacak.
Bu proje ile Sabancı Üniversitesi Türkiye’de insan beyninin anlaşılması, sağlık ve bilişim araştırmalarına yön vermesi ile ilgili bir platform oluşturarak, yeni katılımcıların Avrupa’daki ortaklara işbirliklerinin kurulmasında arabuluculuk yapacak ve Türkiye’nin uluslararası platformda adının duyurulmasını sağlayacak. Projeye katılım ile ülkemiz araştırmacıları da yüzyılımıza damgasını vuracak bu ileri düzeydeki araştırma faaliyetlerinin içerisinde yer alacak ve proje ortakları arasında bulunan Nobel ödüllü araştırmacılar ile bir arada çalışma fırsatı bulacak. Proje, 2013'ün son aylarında başlayacak.

Yeni proje, modern bilimin en büyük hedeflerinden biri olan insan beynini anlama amacı doğrultusunda Avrupa genelinde yapılan çalışmaları bir araya getirecek.
İnsan Beyni Projesi’nin amacı, beyin hakkında bildiğimiz her şeyi bir araya getirerek süper bilgisayar tabanlı modeller ve simülasyonlarla parça parça beyni yeniden kurmak.  Modeller insan beynine ve beyin hastalıklarına dair yeni bir anlayış getirmenin yanında, yepyeni bilgisayar ve robotik teknolojilerini de kapsıyor.  Avrupa Komisyonu, 28 Ocak tarihinde bu vizyonu desteklediğini gösterdi ve FET Amiral Gemisi Programı kapsamında desteklenecek iki projeden biri olarak İnsan Beyni Projesi‘nin (HBP) seçildiğini duyurdu. Projede insan beyninin temel çalışma mekanizmalarının anlaşılması ve bilişim sistemleri kullanılarak edinilen bilgilerin geleceğin sağlık ve bilişim araştırmalarına yön vermesi beklenmektedir.

80’den fazla Avrupalı ve uluslararası araştırma kurumunu bir araya getiren İnsan Beyni Projesi’nin on yıl (2013-2023) sürmesi planlanıyor. Projenin Kuzey Amerika’dan da önemli destekçileri bulunmaktadır. Projenin tahmini maliyeti 1,19 milyar Avro olacaktır. Proje, İsviçre’nin Lausanne Federal Teknik Üniversitesi’nden (EPFL) nörobilimler uzmanı Prof.Henry Markram koordinatörlüğünde, Almanya Heidelberg Üniversitesi’nden Karlheinz Meier ile Lausanne Üniversitesi (UNIL) ve Vaudoise Üniversite Hastanesi’nden (CHUV) Richard Frackowiak’ın katkılarıyla yürütülecektir.

İnsan Beyni Projesi,aday olarak yarışan 6 proje arasından, Avrupa Komisyonu tarafından oluşturulan  geniş ve bağımsız bir jürinin titiz değerlendirmesinin sonucu FET Amiral Gemisi  projesi olarak seçildi.  Ortaklar önümüzdeki aylarda iki buçuk yıllık (2013-2016 ortası) operasyon süreci için Avrupa Komisyonu ile kapsamlı bir sözleşme için masaya oturacak.  Proje, 2013'ün son aylarında başlayacak.

İnsan Beyni Projesi’nin bilimsel portresi
İnsan Beyni Projesi, beyni ve beynin temel mekanizmalarını daha iyi anlayarak bu bilgiyi tıp ve bilişim alanlarına uygulamayı hedefliyor.

İnsan Beyni Projesi’nin merkezinde Bilişim ve Bilgi işlemeTeknolojileri (BİT) yatıyor.  Projeyle geliştirilecek nöro-bilişim, beyin simülasyonu ve süper bilgisayar uygulamaları için BİT platformları, dünyanın her yerinde üretilen nörobilim verilerinin toplanmasını, birleştirici modeller ve simülatörler üzerinde bütünleştirilmesini, biyolojiden elde edilen verilerle karşılaştırılarak kontrolünü ve bilim dünyasına açılmasını kapsıyor.  Projenin nihai hedefi, bilim insanlarının genler, moleküller ve hücrelerden yola çıkarak insanın bilişsel yeteneklerine ve davranış modellerine ulaşması.

Geliştirilecek özel tıbbi bilişim platformu ile dünyanın her yerinden klinik veriler bir araya getirilerek, tıp araştırmacılarının klinik açıdan değerli bilgileri elde etmesi ve hastalıkların bilgisayarda oluşturulan modellerine bu verilerin entegrasyonu sağlanacaktır.  Amaç, beyin hastalıklarının nesnel tanısı için yeni teknikler geliştirerek hastalıkların temelinde yatan mekanizmaların anlaşılması ve yeni tedavilere yönelik çalışmaların hızlandırılmasıdır.

Son olarak HBP, “nörobenzetim  bilişim” ve “nörorobotik” alanlarında yeni platformlar geliştirerek araştırmacıların insan beyninin mimarisine ve devre yapısına dayalı yeni bilişim sistemleri tasarlamasına önayak olacak.  Yeni sistemler beyne dair tüm bilinenleri kullanarak bilişim teknolojilerinin gelecekteki sorunları olan enerji verimliliği, güvenilirlik ve çok karmaşık sistemlerin programlanmasındaki muazzam zorluk gibi konuları ele alacak.

HBP, bağımsız bilim insanlarının proje ile oluşturulacak yeni platformları kendi araştırmaları doğrultusunda kullanmaları için maddi destek sağlayacak ve bütçesinin önemli bir bölümünü buna ayıracak.  Kısaca ifade etmek gerekirse HBP, beynin CERN'i olacak.

Abone ol