Ana içeriğe atla

Lise Yaz Okullarının İlk Dönemi Tamamlandı

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu kapsamında düzenlenen; Lise Yaz Okulu, İngilizce Yaz Okulu, Teknoloji ve Tasarım Kampı ile Uygulamalı Nanoteknoloji Kampı’nın ilk dönemi tamamlandı.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulları

Sabancı Üniversitesi tarafından düzenlenen yaz okullarına bu yıl; Adana, Aksaray, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Düzce, Edirne, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Manisa, Mersin, Muğla, Sakarya, Samsun, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Yalova, Zonguldak olmak üzere 34 ilden ve Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Arap Emirlikleri, İsveç, İtalya, Kanada,  Özbekistan, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan ve Tayland olmak üzere 10 ülkeden toplam 667 öğrenci katıldı.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, katılımcıların çok kültürlü bir ortamda üniversite hayatı deneyimi kazanmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. 2011 yılından beri sürdürülen programa altı binden fazla öğrenci katıldı. İki haftalık üç dönem halinde düzenlenen Lise Yaz Okulu’nda öğrenciler, doğa bilimleri ve mühendislik, sosyal bilimler, sanat, yönetim, başarı ve meslek dahil olmak üzere 70’den fazla üniversite dersi arasından seçim yapabiliyorlar.

Ders dışı spor, sanat, kültür ve eğlence etkinlikleriyle zenginleştirilen programda öğrenciler, ufuklarını genişletme şansı da yakalıyorlar.

Sabancı Üniversitesi İngilizce Yaz Okulu

Eğlenceli aktivitelerle zenginleştirilmiş dil okulu olan Sabancı Üniversitesi İngilizce Yaz Okulu, 13-16 yaş grubu öğrencilerin İngilizce becerilerini geliştirebileceği bir ortam sunuyor. Aktivitelerle birlikte ikişer haftalık üç dönem halinde düzenlenen yatılı programda öğrenciler, yoğun İngilizce eğitiminin yanı sıra anadili İngilizce olan seçkin mentör ekip ile tüm gün özel tasarlanmış etkinliklerde İngilizce pratiği yapma fırsatı yakalıyorlar.

Derslerin Sabancı Üniversitesi Diller Okulu Öğretim Görevlileri tarafından verildiği İngilizce Yaz Okulu’nda, IB programlarına uygun ileri seviyede (CEFR standardı C1-C2) sınıflar da bulunuyor.

Sabancı Üniversitesi Uygulamalı Nanoteknoloji Kampı

Bilime ve laboratuvar çalışmalarına meraklı lise öğrencilerine uygun iki haftalık bir yaz okulu olan Sabancı Üniversitesi Uygulamalı Nanoteknoloji Kampı; nanoteknolojiyle ilgili güncel gelişmeler ve uygulamalar hakkında bir farkındalık yaratmayı ve gelecekteki meslek seçimlerinde yönlendirici olmayı hedefliyor.

Program Sabancı Üniversitesi'nin diğer yaz okulu programlarından yoğun laboratuvar uygulamaları ile farklılaşıyor. Öğrencilere teorik bilgilendirmelerden sonra düzenli bir şekilde sunulacak olan laboratuvar uygulamaları ‘yaparak öğrenmek’ için harika bir fırsat sunuyor. Uygulamalı bilime meraklı öğrenciler, Sabancı Üniversitesi kampüsünde dolu dolu geçirecekleri iki hafta ile üniversite yaşamı hakkında deneyim sahibi oluyorlar.

Programdaki tüm dersler ve laboratuvar uygulamaları, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi SUNUM'da yapılacak. İkişer haftalık iki dönemden oluşan programda, derslerin dışında, hafta sonu şehir gezileri, spor, sanat ve kültürel etkinlikler yer alıyor.

Sabancı Üniversitesi Teknoloji ve Tasarım Kampı

Sabancı Üniversitesi Teknoloji ve Tasarım Kampı, lise öğrencilerine, günümüzün en üst seviye donanım ve yazılımları kullanacakları, açık kaynak kodlu sistemler ile tanışacakları, Collaboration Space (yaratım atölyesi) imkanlarıyla yaratıcılıklarını ve becerilerini geliştirecekleri, eğlenceli aktivitelerle zenginleştirilmiş bir teknoloji kampı deneyimi sunuyor.

Aktivitelerle birlikte ikişer haftalık iki dönem halinde düzenlenen yatılı programda öğrenciler kendi robotlarını ve kendi bilgisayarlarını yapacaklar. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyeleri tarafından hazırlanan program süresince her iki öğrenciye bir danışman yol gösteriyor.

Tüm öğrenciler program süresince üniversitenin Collaboration Space (yaratım atölyesi), bilgi merkezi, spor salonu gibi kampüs imkanlarından ücretsiz yararlanabiliyorlar.

Bilgi için liseyazokulu.sabanciuniv.edu adresini ziyaret edebilirsiniz.

“Sabancı Üniversitesi Tanıtım Günleri” devam ediyor

Sabancı Üniversitesi, akademik programları, eğitim olanakları, burs ve kontenjan bilgileri ile kampüs imkânları hakkında adayları ve aileleri bilgilendirmek amacıyla 18 - 29 Temmuz 2019 tarihleri arasında “Tanıtım Günleri” gerçekleştiriyor. Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde düzenlenecek “Tanıtım Günleri”ne, öğrenciler ve aileleri Cumartesi ve Pazar günleri de dahil olmak üzere her gün katılabilecek.

Tercih Dönemi 2019

Sabancı Üniversitesi Tanıtım Günleri boyunca, her gün 09:00 - 17:00 saatleri arasında, adaylar ve aileleri, tanıtım ekibi ve öğretim üyeleri ile birebir görüşmeler yaparak Sabancı Üniversitesi öğrenim sistemi, yenilenen burs imkanları ve kontenjanlar ile merak ettikleri tüm konular hakkında bilgi sahibi olabilecek.

Detaylı bilgi için lisans tanıtım sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

TANITIM GÜNLERİ PROGRAMI’NDA NELER OLACAK?

Tanıtım Programı, kampüs turunu da kapsayacak şekilde 10:30-14:30 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Adaylara akademik yaşamın anlatıldığı sabah bölümünde Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici, eğitim sistemi hakkında bilgi verecek. Mezunlarımızın izlenimlerini paylaşacağı bölümün ardından, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Canan Atılgan, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Kıbrıs ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Kasap fakülteler ve programları konusunda bilgi verecekler.

Programda, ayrıca kontenjanlar, burslar ve Sabancı Üniversitesi ile ilgili genel bilgilendirme sunumları yapılacak. Sunumların ardından kampüs turuna geçilerek akademik yaşam ve kampüs olanakları ile ilgili bilgi verilecek.

Adaylar ayrıca Bilgi Merkezi’nde yer alan Collaboration Space’i de ziyaret edebilecek. Ziyaretçiler Collaboration Space’te, 3 boyutlu yazıcılar, 3 boyutlu tarayıcılar, sanal gerçeklik, elektronik, el sanatları ve donanım malzemeleri gibi kaynakları tanıma fırsatı bulacaklar.

“Tanıtım Günleri”nin öğleden sonraki bölümünde haftanın her günü dönüşümlü olarak BAGEM (Bireysel ve Akademik Gelişim Merkezi), Akademik Destek Merkezi, Staj ve Kariyer Ofisi, Uluslararası Değişim Fırsatları ve Girişimcilik & Yenilikçilik alanlarında bilgilendirme sunumları da gerçekleşecek.

Kampüs programı yanı sıra adaylar, veliler ve rehber öğretmenler kontenjan, ücret ve burslar, fakülteler ve programlar ile ilgili  her türlü detaylı bilgi için www.sabanciuniv.edu adresini ziyaret edebilirler.

Ayrıca tanıtım dönemi boyunca üniversitenin sosyal medya hesaplarından yapılacak program tanıtımlarına yönelik canlı yayınları izleyebilir ve Sabancı Üniversitesi’ni 0216 483 90 90’dan arayarak ve 0531 460 05 35 no’lu whatsapp numarasından gün boyu bilgi alabilirler.

SABANCI ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENİM SİSTEMİ

Sabancı Üniversitesi’nde Temel Geliştirme Programı üzerine yapılandırılan sistem sayesinde öğrenciler, Mühendislik ve Doğa Bilimleri, Sanat ve Sosyal Bilimler, Yönetim Bilimleri olmak üzere üç farklı fakülteden giriş yaparlar.

Sabancı Üniversitesi’ne yerleşen öğrenciler birinci yılın sonunda fazladan herhangi bir sınava tâbi tutulmaksızın aşağıdaki 13 program arasından kendi diploma alanını belirleyebilirler.

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi

  • Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği
  • Elektronik Mühendisliği
  • Endüstri Mühendisliği
  • Malzeme Bilimi ve Nanomühendislik
  • Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik
  • Mekatronik Mühendisliği

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi

  • Ekonomi
  • Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı
  • Kültürel Çalışmalar
  • Psikoloji
  • Siyaset Bilimi
  • Uluslararası Çalışmalar

 Yönetim Bilimleri Fakültesi

  • Yönetim Bilimleri

SABANCI ÜNİVERSİTESİ’NDE BURSLAR

Sabancı Üniversitesi’nde YKS ile girişte hak kazanılan bursların yanı sıra öğrenime devam ederken de burs kazanılabilir.

Sabancı Üniversitesi’nde verilen burslar karşılıksızdır, normal eğitim süresince (1 yıl hazırlık + 4 yıl lisans) kesintiye uğramadan devam eder.

Sabancı Üniversitesi'ne ilk girişte kazanılan burslar üç ana grupta toplanıyor:

  • Tam Burs
  •  %50 Muafiyet
  • %25 Muafiyet

İlk girişte kazanılan bursların yanı sıra, Sabancı Üniversitesi tarafından öğrencilere sağlanan ek burslar da bulunuyor.

Bu burslar;

- Tam burs kategorisinden ilk 1000’e girerek yerleşen adaylara Üstün Başarı Bursu kapsamında akademik yıl boyunca aylık 750 TL destek ve 2 kişilik yurt odası hakkı veriliyor.

- Yarım burs kategorisinden ilk 6.000’e girerek yerleşen adayların Yüksek Başarı Bursu kapsamında %50 olan ücret muafiyeti %75’e tamamlanıyor.

- Çeyrek burs kategorisinden yerleşen adaylar arasından;

  • Sayısal puanla ilk 20.000’e yerleşen adayların öğrenim ücretinden %50 muafiyet
  • Eşit Ağırlık puanıyla ilk 40.000’e yerleşen adayların öğrenim ücretinde  %50 muafiyet sağlanıyor.

Öğrenime devam ederken sağlanan burslar ise, her yıl kararlaştırılan akademik başarı ya da belirlenen diğer koşulları sağlayan öğrencilere çeşitli kapsamlarda sunuluyor.

ÜCRET BİLGİSİ

Sabancı Üniversitesi'nin 2019-2020 öğretim yılı, Mühendislik ve Doğa Bilimleri, Yönetim Bilimleri ile Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi'ndeki tüm programların yıllık ücreti

87.000 TL'dir.  (Hazırlık yılı ücreti de aynıdır) 

TANITIM GÜNLERİNE KATILABİLMEK İÇİN ULAŞIM İMKANLARI

Tanıtım Programı için kullanılabilecek ücretsiz servisler;

  • Avrupa Yakası’nda saat 08:30’da Sapphire AVM karşısındaki 4.Levent İETT otobüs durağından hareket edecek.
  • Anadolu Yakası’nda saat 09:00’da Kadıköy Rıhtım Caddesi Sahil Mevkii Rıhtım Otel yanındaki Simit Sarayı ve saat 09:30’da Kozyatağı Simit Sarayı’na uğrayacaktır.
  • Pendik Yüksek Hızlı Tren İETT Otobüs Durağı’ndan 09:15’te hareket edecektir.

NOT: Tüm servisler saat 14:45’te kampüsten ayrılmak üzere hareket edeceklerdir.

Üniveristeye özel araç ile gelmek isteyenler için ulaşım sayfasındaki krokilerden faydalanabilirler.

https://www.sabanciuniv.edu/tr/aracla-ulasim

SABANCI ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM BİLGİLERİ

Adres:  Orta Mahalle, Üniversite Caddesi No: 27 34956 Tuzla-İstanbul

Telefon: (0216) 483 9090

Faks    : (0216) 483 9073

 

www.sabanciuniv.edu

www.twitter.com/sabanciu

www.facebook.com/sabanciuniv.edu

https://www.youtube.com/sabanciuniversity  

www.instagram.com/SABANCI_UNIVERSITY

Whatsapp: 0531 460 05 35

 

 

Kompozit teknolojileri alanındaki sanayi ortağımız Axiom Materials'ı satın aldı

Dünyanın sayılı entegre üretim merkezleri arasında yer alan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’ndeki sanayi ortağımız Kordsa, uçak motorlarının yanı sıra farklı sektörlerdeki  yeni nesil birçok uygulamada kullanılan seramik kompozit malzemeler üreten Amerikalı Axiom Materials şirketini satın aldı.

Geleceğin malzemesi olarak görülen ileri kompozit teknolojilerine Sabancı Üniversitesi ile hayata geçirdiği Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi yatırımı ile adım atan Kordsa, 2018 yılında bünyesine kattığı uzay ve havacılık endüstrisine ileri kompozit malzemeler sağlayan Fabric Development, Textile Products ve Advanced Honeycomb Technologies şirketleri ile faaliyet alanını ve yetkinliklerini genişletmişti.

Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen konuyla ilgili olarak "Kordsa, son iki yılda yaptığımız yaklaşık 300 milyon dolarlık yatırım ile global ölçekte ileri malzeme teknolojileri üreten bir şirkete dönüşüyor. Son iki yılda ABD'de dört önemli şirketi bünyemize kattık ve yıllık 150 milyon ABD dolarını aşan bir iş kolu yarattık" dedi.

181 milyon dolar şirket değeri üzerinden gerçekleşen satın alma sayesinde Kordsa, havacılık endüstrisinde seramik matriks kompozitler alanında iddialı bir konumuna geliyor.  Axiom Materials’ın ürettiği ileri kompozit malzemeler, uçak motorlarının yanı sıra farklı sektörlerde yeni nesil birçok uygulamada kullanılıyor. Kordsa’nın stratejik ve yüksek büyüme potansiyeline sahip alanlarda yetkinliklerini geliştirmek adına kritik önem taşıyan olan bu satın alma ile yeni ürün geliştirme potansiyeli de güçlenmiş oluyor. 

"Kordsa, yeni yatırımlarımızla seramik matriks kompozitler alanında iddialı bir konumda"

Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen, Sabancı Topluluğu'nun dönüşümündeki odak konuların, dinamik portföy yönetimi ve yüksek teknoloji odaklı yatırımlar olduğunu belirterek, Kordsa'nın son iki yılda yaptığı yaklaşık 300 milyon dolarlık yatırım ile global ölçekte ileri malzeme teknolojileri üreten bir şirkete dönüştüğünü kaydetti.

Son iki yılda ABD’de dört önemli şirketi bünyelerine kattıklarını anımsatan Göçmen, "Yıllık 150 milyon doları aşan bir iş kolu yarattık. Dünya devlerinin tedarikçisi konumundaki Kordsa, yeni yatırımlarımızla, havacılık endüstrisinde dünyada seramik matriks kompozitler alanında iddialı bir konuma geliyor. Sabancı Topluluğu olarak işlerimizi evrensel standartlarda yönetme anlayışımızın bir göstergesi olan bu önemli satın alma, ülkemizin uluslararası piyasalardaki gelişimini de destekleyecektir." değerlendirmesinde bulundu.

"Kuzey Amerika'da bir büyüme platformu yaratacağız"

Sabancı Holding Sanayi Grubu Başkanı ve Kordsa Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Alper de kompozit teknolojileri pazarında organik büyümelerine, inorganik büyümeyle de desteklemeye devam ettiklerini belirtti.

Büyüme stratejilerinin ilk adımını, dünyanın sayılı entegre üretim merkezleri arasında yer alan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi ile attıklarını aktaran Alper, şunları kaydetti:

"Yüksek mühendislik isteyen yapısal malzemeler üreten Fabric Development ve Textile Products’la başlayan havacılık sektörü yolculuğumuzda, kabin içi parçalar üreten Advanced Honeycomb Technologies’i satın almamızla yetkinliklerimiz genişledi. Axiom Materials yatırımı ile uzay ve havacılık endüstrisinin üssü Kuzey Amerika’da bir büyüme platformu yaratacağız."

"İkinci Kordsa yaratma hedefimizin ilk aşamasını tamamladık"

Kordsa CEO’su Ali Çalışkan ise yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları ile kompozit pazarına yön veren Axiom Materials’ın Kordsa bünyesine kattıklarını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yaşamdan ilham alarak, yaşamı güçlendirme vizyonumuzu destekleyen çok önemli bir adım attık. Uzay ve havacılık endüstrisinin yanı sıra gelecek nesil ulaşım araçlarına da ileri teknoloji kompozit malzemeler sağlayan ve yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları ile kompozit pazarına yön veren Axiom Materials’ın Kordsa bünyesine katılmasıyla, ileri teknoloji kompozit ara mamul portfolyomuzu tamamladık ve kompozit ürünleri alanında yetkinliklerimizi genişlettik. Axiom Materials'ın satın alınması ile ikinci Kordsa yaratma hedefimizin de ilk aşamasını tamamlamış oluyoruz. Bugün artık, uçak motorlarında kullanılan yüksek ısıya dayanıklı oksit-oksit seramik kompozit malzemeleri pazarının lider oyuncusu olduk. Lastiklerini güçlendirdiğimiz uçakların kanatları, gövdeleri ve kabin içlerinden sonra artık motorları da Kordsa tarafından güçlendirilecek."

Sabancı Üniversitesi öğrencileri Erzurum Horasan’daydı

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri (TDP) tarafından düzenlenen Kendini Keşfet Projesi Erzurum’un Horasan ilçesinde yapıldı.

Kendini Keşfet Projesi Erzurum

Sabancı Üniversitesi öncülüğünde diğer üniversitelerden de öğrencilerin katılımıyla ilk ve ortaokul öğrencileri için Kendini Keşfet Projeleri 19 yıldır sömestr ve yaz dönemlerinde İstanbul dışındaki illerde düzenlenmeye devam ediyor. 

19 gönüllü üniversite öğrencisinin katıldığı Kendini Keşfet Projesi 24-30 Haziran tarihleri arasında Erzurum Horasan İnkılap İlkokulu’nda yapıldı.

Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin, yıl boyunca çeşitli alanlarda sürdürdüğü “Toplumsal Duyarlılık Projeleri’nden biri olarak yürüttükleri “Kendini Keşfet Projesi” kapsamında ilk ve ortaokul öğrencileri ile üniversiteli gençler hayatları boyunca unutamayacakları bir eğitim deneyimi kazanıyorlar.

2019 yılı yaz tatili döneminde Horasan İnkılap İlk ve Ortaokulu 3, 4, 5, 6 ve 7. sınıf öğrencileriyle buluşan gönüllü üniversite öğrencileri yaratıcı dramadan, sanatsal becerilere, bilişim etiğinden, kültürel etkileşime pek çok konuda, çocukların yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak aktiviteler ile onların hem eğlenmelerini hem de öğrenmelerini sağlamak için çalıştı. Son gün veda etkinliği olan Güneş Günü ile Kendini Keşfet projesi tamamlandı.

Kendini Keşfet Projesi Erzurum   

“Bağlanma Temelli Olumlu Ebeveynlik Müdahale Programları” Çalıştayı yapıldı

Sabancı Üniversitesi tarafından desteklenen (Nebi Sümer, Başlangıç Desteği Projesi B.A.CG-19-01965) psikologlara ve sağlık çalışanlarına yönelik “Bağlanma Temelli Olumlu Ebeveynlik Müdahale Programları” çalıştayı Minerva Han’da yapıldı.

 

Katılımın yoğun olduğu bir günlük çalıştaya katılan 90 psikolog ve psikiyatr uzmanı etkisi kanıta dayanarak gösterilmiş olan bağlanma temelli ebeveynlik destek ve müdahale programları hakkında sunumlar dinlediler. 

Cambridge ve Rotterdam Üniversitelerinin ortak öğretim üyesi ve ilgili alanın Dünya’daki önder bilim insanlarından olan Prof. Dr. Marinus van IJzendoorn “Families and Family Support: Crucial Even in a Genomic Era” başlıklı konuşması ile çocuğun gelişimde genetik ve çevre etkileşiminin rolü konusundaki en yeni bulguları sundu ve olumlu müdahalenin neden özellikle dezavantajlı ailelerde daha etkili olduğu anlattı. 

Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Dr. Robbie Duschinsky ise“Attachment-Based Family Interventions” başlıklı konuşmasında bağlanma temelli dört müdahale programını ve bu programların etkinlik düzeyini özetleyerek, önerilerini sundu. 

MEF Üniversitesinden Doç. Dr. Melis Yavuz “Duyarlı Ebeveynliğin Çocuk Gelişimi için Önemi” başlıklı konuşmasında müdahale programının neden ebeveyn duyarlığına vurgu yaptığını son araştırmalar ışığında anlattı. 

Son olarak Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nebi Sümer “Türkiye’de VIPP Deneyimi: Psikologlar, Sağlık Çalışanları ve Politik Karar Alıcılar için Kültürel Doğurguları” başlıklı konuşmasında TÜBİTAK desteği ile tamamlanan “VIPP-SD” (Video-feedback Intervention to promote Positive Parenting and Sensitive Discipline) projesinin sonuçlarını özetledi. Nebi Sümer bu konuşması ile Türkiye’de başta hemşireler ve psikologlar olmak üzere sağlık çalışanları aracılığı ile yürütülmesi planlanan yeni bir bağlanma temelli müdahale programı proje önerisini tartışmaya açtı. 

Katılımcıların soru ve yorumlarıyla yoğun ilgi gösterdiği çalıştay, aynı zamanda Türkiye’de Bağlanma Kuramı alanında çalışan akademisyenlerin ve araştırmacıların da bir araya geldiği ilk geniş toplantı olma niteliğini kazandı. 

Nano Tanı için Fonksiyonel Yüzeyleri ve Arayüzleri Çalıştayı

Sabancı Üniversitesi Nano Tanı İçin Fonksiyonel Yüzeyler ve Arayüzler Mükemmeliyet Merkezi'nin (EFSUN) düzenlediği Nano Tanı için Fonksiyonel Yüzeyleri ve Arayüzleri Çalıştayı 19 Haziran 2019 tarihinde Sabancı Üniversitesi Sinema Salonu'nda gerçekleşti.

EFSUN çalıştay
Fonksiyonel Yüzeyler ve Arayüzler ile uygulamalarına ilgi duyan çok çeşitli disiplinlerden araştırmacı, uzman, lisansüstü öğrenci ve doktora sonrası araştırmacının katılımı için tasarlanan çalıştayın açılış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Zehra Sayers ile Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji ve Uygulama Merkezi (SUNUM) Direktörü Fazilet Vardar yaptı.  

Zehra Sayers 

Zehra Sayers

Fazilet Vardar

Burç Mısırlıoğlu ve Ali Koşar

Burç Mısırlıoğlu, Ali Koşar

Hikmet Akkız ve Emre Erdem’ın davetli konuşmacı olarak yer aldığı çalıştayda, alanında yetkin birçok katılımcının sunumları oldu. 

Hikmet Akkız

Hikmet Akkız
Emre Erdem
Emre Erdem

En İyi Makale Yarışması

En İyi Makale Yarışması, Fonksiyonel Yüzeyler ve Arayüzler üzerinde çalışmalar yapan seçkin genç bilim insanlarını ödüllenmek üzere tasarlandı. Yarışma kapsamında farklı disiplinlerden sekiz finalist genç bilim insanı, yüksek kaliteli disiplinlerarası çalışmalarını çalıştayda sundu. Çalışmalar alanında tanınmış ve aktif bilim insanlarında oluşan olan jüri komitesi tarafından belirlendi. 

SUNUM’dan Meltem Sezen, Koç Üniversitesi’nden Funda Yağcı Acar, Hacettepe Üniversitesi’nden Filiz Kuralay ve TÜBİTAK MAM’dan Koray Balcıoğlu’nun jüri üyeliğini yaptığı En İyi Makale Yarışması’nda birincilik ödülü “Atomic Scale Interfacial Transport at an Extended Evaporating Meniscus” adlı çalışması ile Yiğit Akkuş’un, ikincilik ödülü “Pool Boiling Heat Transfer Characteristics of Inclined pHEMA-Coated Surfaces” adlı çalışması ile Abdolali Khalili Sadaghiani’nin,  üçüncülük ödülü “Hand-Held Volatilome Analyzer Based on Elastically Deformable Nanofibers” adlı çalışması ile Müge Yücel’in ve son olarak izleyici seçimi ödülü “Strong Composition Dependence of Resistive Switching in Ba1-xSrxTiO3 Thin Films on Semiconducting Substrates and its Thermodynamic Analysis” adlı çalışması ile Omid Mohammad Moradi’nin oldu.
 

İstanbul seçimleri sonrası seçmen davranışı değerlendirildi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) evsahipliğinde bir panel düzenlendi. 23 Haziran 2019 tarihinde tekrar yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin ardından siyaset bilimciler, uzmanlar seçmen davranışını değerlendirdi. Panelde 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri sonrasında İstanbul’da 1019 kişi ile yapılan saha araştırmasının sonuçları da paylaşıldı.

Seçmen Davranışı Paneli 

23 Haziran 2019 İstanbul Tekrar Seçimleri: Seçmen Davranışı Açısından Bir Değerlendirme” başlıklı panele İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Emre Erdoğan, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyeleri Ersin Kalaycıoğlu, Özge Kemahlıoğlu ve Mert Moral ile Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Emre Toros katıldı. 

Söz konusu panelde konuşmacılar 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tekrar seçiminin sonuçlarını değerlendirirken, seçimin bundan sonraki Türkiye siyasetine nasıl bir etki yapacağını tartıştılar.  

Panelde öne çıkan noktalar:

“Seçmen davranışının makro analizine göre Ekrem İmamoğlu CHP, Binali Yıldırım ise AKP'nin ağırlıklı oy aldığı bölgelerde yüksek oy aldı.” 

İmamoğlu sadece bir mahallede oy kaybetti

“İmamoğlu, yalnız Fatih’te bir mahallede %7 oy kaybetti, geri kalan 960 mahallede oy oranını arttırdı.”

“İstanbul seçmenine göre, trafik, göçmenler, Suriyeliler ve işsizlik kentin en önemli sorunları.”

“İstanbul’un sosyoekonomik olarak gelişmiş (örneğin kıyı) mahallelerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), daha az gelişmiş çevre mahallelerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) adayının daha çok oy alması, genel seçimlerde de var olan “coğrafi kutuplaşma”nın bir sonucu.” 

Seçime katılım analizinde, AKP’nin oy aldığı yerlerde katılım küçük oranda düşerken, Beşiktaş gibi CHP’nin kalesi olarak görülen ilçelerde seçime katılım arttı. İstanbul genelinde seçime katılım %0,6 oranında artarken, 31 Mart’ta sandığa gitmeyen CHP seçmeninin 23 Haziran’da gitmesi dikkat çekti.

31 Mart’ta seçmenin %83,86’sı sandığa giderken 23 Haziran’da seçmenin %84,44’i oy kullandı. 

AKP seçmeninin küçük bir bölümü oyunu İmamoğlu’na verdi

Seçmen geçişi analizinde Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) AKP’ye, İyi Parti ve HDP’den CHP’ye geçiş olduğu, AKP seçmeninin %5’inin ise CHP adayına oy verdiğini ve %6’sının oy vermediği sonucuna ulaşıldı.

31 Mart seçimlerinde İmamoğlu’nu destekleyen HDP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nden 23 Haziran seçimlerinde Binali Yıldırım’a oy geçişi olmadığı belirtildi." 

“Muhalefetin bu seçimi kazanması bir mucize”

Ersin Kalaycıoğlu yapılan saha araştırmasından çıkan sonuçlara ilişkin genel bir değerlendirme yapmıştır. 1950 seçimlerinden 2015 Kasım seçimlerine kadar yapılan uygulamalardaki temel ilke olan “yürütmenin gölgesinin sandıklara düşememesi için vali ve kaymakamların seçim sürecinde rol oynamayıp, tüm sürecin bağımsız ve tarafsız yargı tarafından düzenlenip idaresi” ilkesinin 2017 referandumundan beri uygulanmadığına vurgu yapan Kalaycıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa hem 2018 genel, hem de 2019’daki yerel seçimlerde “mülki idari amirlerince” belirlenen “tarafsız kamu görevlileri” listeleri esas alınarak yedi sandık görevlisinden ikisi, başkan ve yardımcısı,  seçilmektedir. Bu durumda da sandık kurulu saptayan yürütmenin gölgesi sandıkların üzerindeymiş gibi durmaktadır. Ayrıca,  1961 seçim mevzuatı değişiklikleriyle kabul edilen Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlarının seçim öncesi istifa ederek yerlerine tarafsız görev yapacak bakanların atanması uygulamasından 2018 değişiklikleriyle vazgeçilmiştir. Böylece, 2018’den itibaren partili ve partizan bakanların denetiminde seçmen listeleri hazırlanmış; YSK, il ve ilçe seçim kurulları saptanmış, sandıklar bir yerden bir yere taşınmıştır.   31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinin bu koşullar altında yapıldığı düşünüldüğünde muhalefetin bu seçimlerin bazılarını kazanması bir mucizedir. Rejim tipi ile demokrasi yanlısı bir muhalefetin yer aldığı rekabetçi seçimler ve çok partili sistem arasındaki uyumsuzluk, 31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçimlerinde ayan beyan ortaya çıkmıştır. Bu durum iktidar açısından büyük bir riziko taşımaktadır. İktidarını siyaset sosyologları Max Weber ve Juan Linz tarafından tanımlanan “neo-patrimonyal sultanizm” olarak adlandırılabilecek bir siyasal rejime dayayan AKP-MHP koalisyonunun 2017 referandumuyla yaptığı değişikliklerin yetersiz kaldığı da ortaya çıkmıştır. Bu rejim tipinin Suriye’deki Baba Esad, Haiti’deki Duvalier, Dominik Cumhuriyeti’ndeki Trujillo, Nikaragua’daki Somoza veya Küba’daki Batista uygulamalarından farklı olarak tercih içeren seçimlere ve buna katılan denetimsiz muhalefete izin vermesinin bu uyumsuzluğun merkezinde yer almaktadır. Onun için ya demokrasiye geri dönülecek ya da neo-patrimonyal sultanizm’in gereği olan bağımsız muhalefet partilerinin katılmasının mümkün olmadığı plebisiter seçimlerle yola devam edilecektir. Neo-patrimonyal sultanizm'in demokrasiye uyumlu bir içerikte olmadığını Juan Linz çeşitli yayınlarında göstermiştir". Bu tip bir rejimden ne kadar istenirse istensin demokrasi çıkmayacağını belirten Kalaycıoğlu, ayrıca bu seçim sonucundan çok büyük sonuçlar çıkarmanın anlamsız olduğunu ve bugünlerde muhalefet tarafından gündeme getirilen anayasa tartışmalarını naif ve rejimi daha da otoriter hale getirecek bir anayasa değişikliğine kapı araladığı için de tehlikeli bulduğunu da vurguladı. 

“Muhalefetin tek aday altında birleşmesi başarıyı getirdi”

Panelde ilk olarak söz alan Mert Moral, seçim sonuçlarının mahalle bazında değerlendirilmesinden ziyade birey seviyesinde değerlendirilmesi sayesinde daha isabetli ve güvenilir sonuçlar elde ettiklerini söyledi. Mert Moral, yenilenen İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan 806 bin oy farkının Türkiye siyasetine etki edecek nitelikte olduğunu ve bundan sonraki seçimleri de etkileyebileceği anlamına geldiğini söyledi. Muhalefetin tek adayda birleşmeyi başarmasının altını çizen Moral, 23 Haziran seçiminde farkın artmasının sebebi olarak da AKP’nin kalesi olarak görülen mahallelerde seçime katılım oranının az da olsa düşmesi, buna karşılık Ekrem İmamoğlu’nun en yüksek oy aldığı mahallelerde seçime katılım oranının daha yüksek oranda artması olduğunu belirtti. Moral, 31 Mart’a kıyasla 23 Haziran’da 961 mahalleden sadece birinde (Fatih Sururi Mahallesi) Ekrem İmamoğlu’nun oy oranının düştüğüne, geri kalan tüm mahallelerde ise İmamoğlu’nun oy oranının arttığına dikkat çekti. Anket verilerini kullanarak oy geçişlerinin detaylı bir analizini sunan Moral, 31 Mart’tan 23 Haziran’a giden süreç sonucunda AKP adayı seçmeninin yüzde 5 oranında CHP adayına kaydığını ve yüzde 6 oranında sandığa gitmemeyi tercih ettiğini belirtti. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimi sonuçları ile 23 Haziran İstanbul seçim sonuçlarının da karşılaştırılması sonucunda elde ettiği verileri aktaran Moral, 24 Haziran 2018’de AK Parti'ye oy vermiş seçmenlerin 23 Haziran’da yüzde 10 oranında sandığa gitmediğini ve yüzde 11 oranında oyunu İmamoğlu yönünde kullandığını söyledi. 23 Haziran’da seçime katılmayan her üç kişiden birinin CHP seçmeni olduğunu ve bu kişilerin kutuplaşma algıları düşük, dindar, genç ve ekonomi konusunda iyimser kişiler olduğunu vurguladı. 23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu’na oy verenlerin Binali Yıldırım’a oy veren seçmenlere nazaran daha eğitimli, daha az dindar, daha genç, ve daha yüksek oranda Kürt seçmen olduğunu belirten Moral, ayrıca bu seçmenlerin kendilerini ideolojik olarak solda konumlandırdıklarını ifade etti.  

Mert Moral’ın ardından Özge Kemahlıoğlu elde ettiği verilerin sonuçlarını açıklamak üzere sözü aldı. İstanbul'da seçmenin "trafik", "göçmenler, Suriyeliler" ve "işsizliği" kentin en önemli sorunları olarak sıraladığını söyleyen Kemahlıoğlu, bu sorunları kimin çözebileceğine seçmenin cevabının büyük bir çoğunlukla kendi partileri olduğunu belirtti.

Seçmenin %25’i yardım alıyor

Seçmenin %25’inin belediyelerden hizmet adı altında sosyal yardım aldığını söyleyen Kemahlıoğlu, AKP seçmeninin seçim öncesi kendi adaylarının seçilmesi durumunda yardımlarda olumlu yönde değişiklik olacağını düşünürken, İmamoğlu seçilirse bu yardımlarda olumsuz bir değişiklik olacağını beklediğini belirtti.

CHP seçmeni için ise yardım konusundaki beklentilerin çok da farklılaşmadığını gösterdi. 

Halka en yakın lider İmamoğlu

Paneldeki konuşmacılardan Emre Erdoğan ise kutuplaşmanın yarattığı ortamın seçimlere olan etkisinden söz etti. Emre Erdoğan’ın seçmenin duygusal eğilimleri üzerine yaptığı analizlere göre, İstanbul seçmeninin kendine en yakın gördüğü siyasetçi %45,1 oranı ile Ekrem İmamoğlu. %43,9 ile İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan takip ediyor. Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım ise %11,3 ile 5.sırada yer alıyor.

YSK’nın iptal kararı nasıl karşılandı?

Araştırmaya göre, YSK’nın seçim yenilenmesi kararı sonrası AKP seçmeni bir sonraki seçim için gurur, heyecan ve umut duyguları beslerken; CHP seçmeni endişe, korku ve öfke hissetti. YSK’nın kararı AKP seçmeninin %3’lük diliminde ise onay görmedi.

Adayların diğer parti seçmenlerinde tam karşıt duygular uyandırması “duygusal kutuplaşma”nın İstanbul seçimlerinde dikkat çekici bir şekilde var olduğunu gösteriyor. 

“Seçmenin adil seçim algısı değişti”

Emre Toros ise yaptığı araştırmalarda en fazla göze çarpan sonucun seçmenlerin adil seçim algısındaki tam tersi değişim olduğunu ifade etti. 2018 yılında Türkiye genelinde yapılan bir başka çalışmada iktidar partisi seçmeni seçimlerin adil olduğunu, muhalefet seçmeni ise adil olmadığını düşünürken; 2019 yılına geldiğimizde iktidar partisine oy veren kişiler seçimlerin adil olmadığını düşünmeye başladı. Ayrıca, YSK’nın seçimi yenileme kararı sonrası her üç AKP’li seçmenden biri (yüzde 36) bu kararın YSK’nın güvenilirliğini zedelediğini dile getirdi. Seçimlerdeki aksaklıklar üzerine yaptığı araştırmalarda ise Toros, 2014 ve sonrasında yaşanan deneyimler ile hassasiyet oluştu ve 2018 ve 2019 seçimlerinde bu hassasiyet nedeniyle daha az aksaklık raporlandığını belirtti.

Sabancı Üniversitesi çalışanları ve mezunları “Kendini Keşfet Projesi” ile Bartın Amasra’daydı

Sabancı Üniversitesi’nin mezun ve çalışanlarından oluşan gönüllü ekibi 8-12 Temmuz tarihleri arasında Amasra Şehit Ahmet Telli İlk ve Ortaokulu öğrencileriyle ‘Kendini Keşfet’ dedi.

Kendini Keşfet Projesi Amasra

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri (TDP) tarafından düzenlenen Kendini Keşfet projeleri bu yıl Sabancı Üniversitesi çalışanları ve mezunlarıyla birlikte 8-12 Temmuz tarihlerinde Amasra’da büyük bir heyecan ve özveriyle gerçekleştirildi. Çalışan ve mezunlar için Kendini Keşfet Projesi adıyla düzenlenen projede yaklaşık 70 ilk ve ortaokul öğrencisiyle beş gün boyunca etkinlikler yapıldı.

Kendini Keşfet projesinde Sabancı Üniversitesi çalışanları ve mezunlar, çocuklarla; sözel-sayısal beceriler, insan hakları, toplumsal cinsiyet, kitle iletişim araçlarının önemi, eğitsel drama, ifade becerileri, çatışma-uzlaşma-barış, sanatsal beceriler başlıkları altında, eğlenerek öğrenmeye dönük aktiviteler gerçekleştirdiler.

Projenin son günü veda etkinliği olan Güneş Günü’yle sonlandırıldı ve Kendini Keşfet Projesi bir kez daha arkasında mutlu anlar, gülen yüzler bıraktı.

Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilmesi planlanan Çalışanlar ve Mezunlar için Kendini Keşfet Projesi gelecek yıl da çocuklarla buluşacak.

Detaylı bilgiye cipkurumsal hesap adıyla sosyal medyadan veya cip.sabanciuniv.edu adresinden ulaşılabilir.

Sabancı Üniversitesi ve NCTU arasında işbirliği protokolü imzalandı

Sabancı Üniversitesi, Tayvan’ın önde gelen üniversitelerinden National Chiao Tung University (NCTU) ile işbirliği protokolü imzaladı. İşbirliği kapsamında; öğrenci ve öğretim üyesi değişimi, çift diploma programları, ortak araştırma faaliyetleri, akademik materyal ve bilgi değişimi, kısa dönemli özel akademik programlar yer alıyor.

NCTU işbirliği imza töreni

Edward Y. Chang, Yusuf Leblebici 

Sabancı Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen imza töreninde konuşma yapan Rektörümüz Prof. Dr. Yusuf Leblebici, Tayvan’ın mikroelektronik ve yarı iletken teknolojisi alanında dünyada ilk üçte yer aldığının altını çizdi. NCTU’nun ise bu çalışma alanlarında Tayvan’nın bir numaralı üniversitesi olduğunu sözlerine ekledi. Yusuf Leblebici, Sabancı Üniversitesi ve NCTU’nun bu işbirliği ile güçlerini birleştirerek, her iki üniversitenin öğrencilerinin faydalanabileceği şekilde bu alandaki gelişmelere katkıda bulunmayı istediklerini ve yapılan işbirliğinin farklı alanları da kapsayacak şekilde genişletilmesini arzu ettiklerini belirtti.

NCTU işbirliği imza töreni

Sabancı Üniversitesi ve NCTU arasında Elektronik Mühendisliği alanında doktora düzeyinde çift diploma programı oluşturmak üzere çalışmalar başlatılmış bulunuyor. Söz konusu çalışma, ülkemizde önemi sürekli artan mikroelektronik, yarı iletken ve entegre devre tasarımı/üretimi konularında üniversitemizin Ar-Ge ve bilimsel çalışmaları ile öncü rolünü pekiştireceği gibi, ülkemiz içinde, ilgili alanlarda nitelikli insan kaynağı yetiştirme ve planlaması konusunda önemli bir rol oynayacaktır.

NCTU işbirliği imza töreni

"Hayatı farklı açılardan okuma kabiliyetimi üniversitemde kazandım"

Mezunumuz Hüseyin Taş (BİO'12) ile Sabancı Üniversitesi'ndeki öğrencilik yıllarından başlayarak, farklı kıtalarda devam eden akademik kariyeri ve lisans eğitimini temel alarak hayata geçirdiği DNAFect girişimini konuştuk. Hüseyin, hem başarılı bir bilim insanı hem de bir girişimci olarak bu ilham verici yolculuğunu, yeni başlangıçlar yapmak isteyen öğrenciler ve mezunlarımız için paylaştı.  

Röportaj: Melek Sarı

"Sabancı Üniversitesi'ne başlamadan önce aklımda genetik mühendisliği okumak vardı, bu düşünce ile beni dünyadaki akademik çalışmalara yaklaştıracak dünya ile entegre öğretim kadrosunun hangi üniversitelerde olduğunu araştırmaya koyuldum ve Sabancı Üniversitesi listemin en başında gelenlerdendi."

 Hüseyin Tas - Sabanci Universitesi Mezunu

Hüseyin Taş - Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik 2012 Lisans Mezunu

Kısaca kendinden bahsedebilir misin, Sabancı Üniversitesi'nden mezuniyetinden sonra neler yaptın?

Lisans eğitimimi Sabancı Üniversitesi Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik alanında burslu olarak tamamladıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek University of Illinois Urbana-Champaign'de M.Sc. derecesini (Master of Science) yine burslu olarak Biyofizik ve Hesaplamalı Biyoloji üzerine yaptım. Master eğitimim esnasında daha sonra birlikte çalışmaya başlayacağım doktora hocam ile bir konferansta tanıştım ve şu anda onun yanında Avrupa'da doktoramı Universidad Autónoma de Madrid bünyesinde Centro Nacional de Biotecnología (İspanya Ulusal Biyoteknoloji Merkezi)'nde yapmaktayım. Şu ana kadar kendi alanımda dünyaca tanınmış bilimsel dergilerde (Lab on a Chip, PLoS One, Nature vb.) insan sağlığı uygulamaları ve biyoteknoloji alanlarında yapmış olduğum yayınlar ile çeşitli yazarlıklar elde ettim. Bununla birlikte katıldığım uluslararası konferanslarda yapmış olduğum sunumlar ile alanının tanınan isimlerinden birisi haline geldiğimi söyleyebiliriz. Bu durum daha sonra bana daha büyük sorumluluklar da yükledi, örneğin an itibari ile Avrupa Sentetik Biyoloji Topluluğu (EUSynBioS) ’nun kurucu başkanlığını yürütmekteyim. Doktora tezimde hesaplamalı biyoloji ve insan sağlığına uygulamalarında kullanılabilecek yeni teknolojileri geliştirmek üzere çalışmalarda bulunmaktayım. Eş zamanlı olarak, TÜBİTAK başvurusu sonucu almış olduğum 1512 kodlu fon ile dünya üzerinde çok yeni gelişmekte olan kişiselleştirilmiş DNA teknolojilerinin Türkiye’de başlatılmasına önemli bir katkı sağlıyoruz. Şöyle ki, DNA temelli kişiselleştirilmiş eğitim modeli sunan DNAFect Genetik Danışmanlık ArGe ve Biyoteknoloji A.Ş.’yi liseden beri birlikte olduğum arkadaşım ve ortağım Murat İşbilen ile birlikte kurduk.

Sabancı Üniversitesi’nde gördüğün eğitimin şimdiki kariyerine etkisini nasıl değerlendiriyorsun?

Sabancı Üniversitesine başlamadan önce aklımda genetik mühendisliği okumak vardı, bu düşünce ile beni dünyadaki akademik çalışmalara yaklaştıracak dünya ile entegre öğretim kadrosunun hangi üniversitelerde olduğunu araştırmaya koyuldum ve Sabancı Üniversitesi listemin en başında gelenlerdendi.

Üniversiteye başladıktan sonra da aynı özveri ile birinci sınıftan itibaren departmandaki öğretim üyeleri ile iletişime geçtim ve bana laboratuvarlarını açmaları sonucunda deneysel olarak belli çalışmaları yapmaya başladım. Bu noktada özellikle Batu Erman Hoca başta olmak üzere tüm hocalarımı bir kez daha anmak isterim, onların açık görüşlülükleri ve öğrencileri desteklemeleri sayesinde birçok alanda kendimizi geliştirme imkanı bulduk ve dünyaya bilimsel anlamda entegre olduk.

Örneğin, ikinci sınıfın yazını Almanya’da 'The Leibniz Institute of Plant Genetics and Crop Plant Research Center'da staj yaparak geçirdim, aynı şekilde üçüncü sınıfta ise Harvard-MIT Health Sciences and Technology'de ilk bilimsel yayınımı çıkarttığım çalışmalarımı gerçekleştirdim.

Girişimci olmanda aldığın lisans eğitiminin nasıl bir etkisi oldu sence?

Sabancı’da elde ettiğim dünyayla bütünleşmiş bilimsel etik ile ve sahip olduğum donanım ile gerek Amerika’da gerekse Avrupa’da hiç zorluk çekmeden çalışmalarımı devam ettirme şansı yakaladım. Bugün Sentetik Biyoloji olarak tarif ettiğimiz genetik mühendisliğinin yeni bir dalı olan alanda ülkemizi de temsilen EUSynBioS'un başkanlığını yürütmekteyim.

“Eğer belli noktalarda hayatı farklı açılardan okuma kabiliyetini ve özgüven altyapısını üniversitemde kazanmış olmasaydım şüphesiz bu açılımları hem de eş zamanlı olarak yapmam çok zor olurdu.”

Sabancı Üniversitesi yalnızca bilimsel anlamda değil disiplinlerarası yaklaşımı sayesinde bizlere birçok alanda farklı ufuklar açtı. Kendi çabam ile oluşturduğum ders programları sayesinde yazılımdan matematik derslerine, mühendislik derslerinden sanat ve dil derslerine kadar birçok alanda kendimi geliştirme imkanı buldum. Bu yaklaşım daha sonra dünyayı daha iyi anlamama da yardımcı oldu ve belli noktalarda yapmakta olduğum bilimsel çalışmalarımı toplumun faydasına da kullanılabileceğini gördüm. Bu noktada TÜBİTAK’ın teşvik programlarına başvurarak Türkiye'ye büyük bir teknoloji transferi sağlayacağını düşündüğüm ve aynı zamanda bu alanda milli bir marka olacağına inandığım DNAFect Genetik Danışmanlık ArGe ve Biyoteknoloji A.Ş.'yi kurdum. Eğer belli noktalarda hayatı farklı açılardan okuma kabiliyetini ve özgüven altyapısını üniversitemde kazanmış olmasaydım şüphesiz bu açılımları, hem de eş zamanlı olarak yapmam çok zor olurdu.

Hüseyin Taş ve ortağı Murat İşbilen

DNAFect Genetik Danışmanlık ArGe ve Biyoteknoloji şirketinden biraz bahseder misin? Neler yapıyorsunuz?

DNAFect Genetik Danışmanlık ArGe ve Biyoteknoloji şirketinde biz, insanların doğalarından gelen yatkınlıklarını anlamaya çalışıyoruz. Yalnızca tükürük örneklerinden DNA dizilemesi yaparak kişilerin yetenek, zeka türü, karakterleri, uyku ve çalışma düzenleri ile alakalı bilgiler verebiliyoruz, bunun yanında genetik olarak yatkın oldukları meslekleri de söyleyebiliyoruz. Bu sayede özellikle öğrencilerin gelecekleri için yeri doldurulamaz bir hizmet verdiğimizi düşünüyoruz. Bizlerin karakteri ve yetenekleri temel olarak iki noktaya bağlı. Birinci olarak doğamıza yani DNA'mıza ve ikinci olarak da çevresel faktörler olarak açıklayabileceğimiz aile ortamı, eğitim şekli, arkadaşlıklar ve hayat tecrübeleri diyebileceğimiz kısımlarla şekillenir. Biz DNAFect olarak bu noktada çevresel faktörlerimizi doğamıza göre nasıl düzenleyebileceğimiz konusunda danışmanlık veriyoruz.

Buradaki asıl amacımız kişilerin geliştirilebilir yönlerini onlara söyleyerek kendi hayatlarında atmak istedikleri adımlar noktasında onlara ışık tutmak ve özellikle eğitim hayatlarına yardımcı olmak. Bununla birlikte yalnızca eğitim değil bunun gibi hayatı yakından ilgilendiren birçok alanda testlerimizi yapabiliyoruz, spordan beslenmeye, vitamin ve mineral yatkınlıklarımızdan cildimizin ihtiyaç yatkınlıklarına ve hatta hastalık ve alerji yatkınlıklarına kadar hayatımızı kolaylaştıracak birçok noktada uzman danışmanlarımızla birlikte aksiyon planları alarak kişilerin geleceklerini planlamalarına yardımcı oluyoruz. Ek olarak, köken alanında da testler yaparak genetik materyalinizde dünyanın hangi bölgelerinden paylaşımda bulunduğunuzu, yani atalarınızın nerelerden geldiğini söyleyebiliyoruz.

Bu alanda dünya ile sektörel bir kıyaslama yaparsak, teknolojik donanım ve rekabette nasıl bir tablo var?

Öncelikle şunu söylemek isterim ki Türkiye’de start-up fikri çok hızlı gelişmekle birlikte hala atmamız gereken adımlar var. Özellikle yatırımcılar noktasında bu konuların biraz daha iyi anlaşılması gerekiyor. Ancak, bizim 'deep tech' denilen yani derin teknoloji olarak çevirebileceğimiz alanlarda rekabet bir bakıma daha adil ilerliyor. Çünkü bu alanlarda kurulan start-up’lar büyük bir arka plan çalışması ile ortaya çıkıyorlar, yani bu alanda yaptığınız doktora çalışmaları, tezler ve uzun yıllara dayanan deneyler sonucunda elde ettiğiniz tecrübe ve başarı sizi piyasaya çıktığınızda çok daha güçlü ve sağlam kılıyor. Bundan dolayı DNAFect olarak avantaj sahibiyiz çünkü interdisipliner bir altyapıya dayanan ekip çalışması mevcut, yani yapay zeka algoritmalarından genetik bilginin işlenmesine, DNA dizilenmesinden danışmanlık hizmetlerine kadar birçok alt dalda hizmet veriyoruz. Bizim alanımıza kişiselleştirilmiş DNA teknolojileri alanı diyebiliriz. Bu alandaki teknoloji tüm dünyada yeni gelişmekte. Biz de alanın içerisinde olan araştırmacılar olarak bunun bilincinde olduğumuz için bu alanda ülkemizin bu treni kaçırmaması adına uzun zamandır üzerine çalıştığımız fikirleri TÜBİTAK’tan da aldığımız destek ile hayata geçirdik. Kişiselleştirilmiş uygulamalar geleceğin teknolojisi ve biz bu teknolojiye sahip bir şirket olarak şu an Türkiye’de (ve kısa süre içerisinde Avrupa ve Amerika’da) geleceği insanların ayağına getiriyoruz.

Uzun vadede bu alanda ne tür gelişmeler bizi bekliyor? 

Uzun vadede bu alanda göreceğimiz en büyük değişikliklerden bir tanesi kişiselleştirilmiş uygulamaların devletler bünyesinde doğumdan itibaren yapılıyor olması olacak. Belki önümüzdeki 15-20 sene içerisinde artık yatkınlık testleri doğumdan itibaren yapılıp kişilerin yatkınlık haritalarına göre kişiselleştirilmiş eğitim uygulamaları, sağlık uygulamaları vb. hayatımızın bir parçası olarak görüyor olacağız. Bu teknoloji ile bugünden geleceği tahmin edebilme gücüne sahibiz. Örneğin, son oynan dünya kupasına Mısır milli takımı turnuvaya katılabilme başarılarını DNA testlerinin kullanmasının sonucu olarak gösterdiler. Bunun yanında birçok atlet şu an bu tarz testleri kendi verimlerini arttırmak için kullanıyorlar, bu tarz gelişmeleri ilerleyen dönemde özellikle okullar için göreceğiz. Okullar bu noktada öğrencilerin kişisel yeteneklerini ve yatkınlıklarını göz önünde bulundurarak sınıfların oluşturulması ve ders müfredatının her bir öğrenciye özel olarak uygulanması şeklinde adımlar atacaklar. Tam da bu noktada DNAFect olarak dünyada kişiselleştirilmiş eğitim modeline ilk giren şirketlerden bir tanesi olarak Türkiye’den başlayıp bu uygulamaları tüm dünyaya yaymak vizyonu ile hareket ediyoruz.

Son olarak seninki gibi niş bir sektörde girişim planlayan yeni mezunlarımıza ne önerirsin?

Eğer girişimci ruhunuz varsa hiç korkmadan aklınızdaki fikirleri uygulamaya geçirin. Hiçbir zaman şu an erken şeklinde düşünmeyin, özellikle eğer niş bir alanda bir fikriniz varsa hiç durmadan harekete geçin. Zaman girişimlerin hem en büyük dostu hem en büyük düşmanıdır. Eğer bir girişim vaktinde hayata geçirilmemişse o treni kaçırmıştır, ancak tam aksine doğru zamanda ortaya çıkan bir fikir hiç şüphesiz başarıya kavuşacaktır. Öğrenci veya yeni mezun olsun girişimci arkadaşlarıma naçizane tavsiyem bir fikriniz varsa bunu geç olmadan hayata geçirin ve sizi motive eden yolda arkanıza bakmadan ilerleyin. İhtiyaç duyduğunuz motivasyonu yine kendinizde bulacaksınız.

Özellikle belirtmek istediklerin...

Tüm bu söylediklerimin yanında özellikle belirtmek isterim ki fikirlerinizi hayata geçirdiğinizde ilk duyacağınız geri bildirimler o işin neden çalışmayacağı veya fikrinizin neden yetersiz olduğu ile alakalı olacak. Ancak, bu geri bildirimleri doğru değerlendirebilirseniz sizi ne kadar ötelere götürebileceğini zamanla görürsünüz. Hiçbir zaman kendinize olan inancınızı kaybetmeyin ve yeniliklerin peşinden koşmaya tereddüt etmeyin. Özellikle Sabancı Üniversitesi gibi bir eğitim kurumunda eğitim görme imkanına sahip olmak sizi hayata bir adım önde başlatıyor, bu durumu fırsata çevirmek yine sizlerin elinde.

Abone ol