Gelişen pazar koşullarının beraberinde getirdiği yoğun rekabet, şirketler için yaratıcı hamleler yapmayı ve doğru zamanda doğru kararlar almayı her geçen gün daha kritik hale getiriyor. Şirketlerin gelecek planlarını hedefleri yönünde şekillendirebilmesinin yolu ise farklı kaynaklardan gelen verilerini doğru yorumlayabilmeleri ve büyük veriden anlamlı sonuçlar çıkarabilmelerinden geçiyor.
Veri Analitiği Tezsiz Yüksek Lisans Programı Akademik Direktörü H. Sait Ölmez “Firmalar; verimlilik, karlılık ve sürdürülebilir üretim süreçleri gibi kritik alanlarda rekabet avantajı yakalayabilmek için veri analitiği üzerine daha fazla yatırım yapmaya başladılar” diyor ve kurumların bu alandaki ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere, veriden katma değer yaratmaya olanak sağlayacak yaklaşımları ve sayısal yöntemleri sunan Veri Analitiği Tezsiz Yüksek Lisans Programı’nı buna göre tasarladıklarını söylüyor.
Geleceğin veri bilimcilerini yetiştirmeyi hedefleyen Veri Analitiği Tezsiz Yüksek Lisans Programı’nın detaylarını H. Sait Ölmez ile konuştuk.
Programla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz? Ne zaman açıldı? Özellikle kimlere hitap ediyor?
Özellikle hızlı değişen pazarlarda ve kar marjlarının küçüldüğü alanlarda veri, aynı hızda gelişen teknoloji ve analiz yöntemleri ile işletmelere daha isabetli kararları hızlı bir şekilde almalarına yardımcı olacak ve katma değer yaratacak yenilikleri mümkün kılacak potansiyeli sağlıyor. Biz de kurumların bu ihtiyacına cevap vermek üzere 2014 yılında Veri Analitiği Yüksek Lisans Programımızı açtık. Amacımız, veriden katma değer yaratmaya olanak sağlayacak olan yaklaşımları ve sayısal yöntemleri program katılımcılarına aktarmaktı.
İçeriği ve kapsamı itibariyle bu program, kariyer yaşantısını bir “Data Scientist”, yani “Veri Bilimci” olarak sürdürmeyi planlayan profesyoneller için tasarlandı.
Program içerikleri nasıl belirleniyor, her yıl değişiklik yapılıyor mu?
Program içerikleri bu alanda ortaya çıkan yeniliklerin ve algoritmik modellerin hızla müfredata uyarlanmasıyla belirleniyor. Her yıl derslerin içeriklerinde bu gelişmeleri yansıtacak türde revizyonlar düzenli olarak gerçekleştiriliyor.
Program sektörün özellikle hangi ihtiyacına yanıt veriyor? Bu kapsamda gelecekte en çok ihtiyaç duyulacak yetkinlikleri ve bunu karşılamak üzere neler yapılması gerektiğini anlatır mısınız?
Kurumlar, veriyi kullanarak iş problemlerini çözmek üzere analitik yetkinliğe sahip olmak zorunda. Veri Bilimi, bu yetkinliği profesyonellere kazandırmak üzere tasarlanmış içeriği geniş bir yelpazede içinde barındıran bir çalışma alanı. Eğitim programımız bu yetkinliği katılımcılarına sağlamak üzere optimizasyon, istatistik ve makine öğrenmesi alanlarında gereken birikimi teorik ve uygulamalı içeriğin dengeli bir karışımıyla katılımcılarına aktarıyor.
Mezunlarınızla ilgili bilgi verir misiniz? Programı bitiren öğrencilerinizin kariyerlerinde ne gibi farklılıklar oluyor?
Zannediyorum mezunlarımızın başarısı, program başarısını da ölçmenin en güvenilir ve adil metriklerinden birisi. Mezunlarımızın hemen tamamı ya çalıştıkları kurumlarda veri bilimi ile ilgili bir görev tanımıyla terfi alıyorlar, ya da bu görevi yerine getirebilecekleri başka bir endüstri veya organizasyonda hızla iş bulabiliyorlar.
2017 yılında Ekonomi programımızdan mezun olan Mina İlköz’ün kurucuları arasında yer aldığı UP School, teknolojide rol model kadınlar yetiştirmek için çalışıyor.
Pandemi döneminde hayata geçmiş olmasına rağmen şimdiden güzel başarılara imza atan UP School’un mezun ettiği genç kadınlar Ford Otosan, Coca Cola İçecek, Hepsiburada, İş Bankası gibi şirketlerde çalışmaya başlamışlar bile. Bir sosyal girişim olan UP School’un devam eden programları arasında Akbank ortaklığında sürdürülen Android Development Programı ve Ford Otosan ile yürüttükleri Data Analysis programı yer alıyor.
Mezunumuz Mina İlköz ile UP School’un kuruluş hikayesi ve hedeflerini konuştuk.
Öncelikle seni tanıyabilir miyiz? Kısaca kariyer çizginden ve seni UP School'u kurmaya götüren süreçten bahsedebilir misin?
Merhaba, ben Mina İlköz. Liseye dek Gönen’de okumamın ardından, 2012’de Sabancı Üniversitesi’ni kazandım ve 2017’de Ekonomi programından mezun oldum. Üniversitede ilk yılım olan hazırlık yılımda kampüste yer alan turuncu bir afiş dikkatimi çekti. O afişe biraz daha yaklaştığımda YGA‘nın (Young Guru Academy) afişi olduğunu gördüm. Her sene YGA Zirvesi düzenleniyor ve 50.000 başvuru içerisinden 100 gönüllü seçiliyordu. YGA, bir sivil toplum kuruluşu, hem vicdanlı hem donanımlı gençler yetiştiren bir ekosistem. Ben de afişi görmemin ardından YGA’ya başvurdum ve 4 aşamalı süreçten sonra YGA Gönüllüsü oldum. Üniversitede okuduğum süre boyunca 5000 saat YGA’nın sosyal inovasyon projelerine zaman ayırdım ve aktif sorumluluk aldım.
Üniversite 3. sınıfta ise Sabancı Üniversitesi’nin bize sunduğu imkanlarla Erasmus programına dahil oldum ve bir dönem Hollanda’da Tilburg Üniversitesi’nde okudum. Burada aldığım Labor Economics dersi beni çok etkiledi, hatta derslere hazırlanarak gider hale gelmiştim :) Kadın-erkek maaş eşitsizlikleri ve işe alımda erkeklere öncelik verilmesi gibi kritik konuları ele aldığımız bu ders beni kadınlar için bir proje yapmak ile ilgili çok heyecanlandırmıştı. Sabancı’dan oda arkadaşımla bu alanla ilgili Özgür Proje başvurusu dahi yapmıştık.
Üniversitenin son döneminde ve mezun olduktan sonra Turkcell’in Arıkovanı kitlesel fonlama platformunda çalışmaya başladım. Girişimcilerin pazara ilk çıkış anlarında projelerinin fonlanması için onlarla çalışmak benim için çok iyi bir deneyim oldu. Kurumsal bir çatının altında girişimcilerle birlikte çalışarak ekosisteme dair pek çok şey öğrendim.
1.5 yılın ardından hem anlamlı hem de dünya çapında işler yapmak üzere YGA’ya geri döndüm ve profesyonel olarak çalışmaya başladım. YGA’da 2 yılın ardındansa UP School girişimini hayata geçirdik.
UP School ne zaman, nasıl kuruldu? Girişimcilik hikayeni paylaşabilir misin?
UP School bir YGA girişimi. Benim gibi YGA Mezunlarının kurduğu pek çok girişim var. WeWALK ve Twin bunlara birer örnek. Mart 2020 yılında UP School’u kurduk. YGA’dan arkadaşlarımla, kadınları yükseltmek için neler yapılabilir, diye düşünmeye başladık. Günümüzde bunun için en güzel yollardan bir tanesi teknoloji kaldıracını kullanmak.
Bunu aklımızda bulundurarak, pek çok firmadan insan kaynakları, teknoloji ekipleriyle konuştuk ve onların yaşadıkları problemleri dinledik. Maalesef üniversitelerin verdiği yetkinlik şirketlerin istediği yetkinliklerle örtüşmeyebiliyor. Şirketler de doğru kişileri bulmakta çok zorlanıyorlar. Yazılım alanında beyin göçü arttığı için bu daha da kritik hale geldi. Bunun da ötesinde teknolojideki kadın istihdam oranı ülkemizde sadece %10, dünyada da %30’larda.
Durumun böyle olduğunu görünce, hızlıca çalışmaya başladık.
UP School’da teknolojide rol model kadınlar yetiştiriyoruz. Kadınlara yazılım alanında eğitim programları tasarlayıp şirketlerle buluşturuyoruz. Aslında hayal ettikleri kariyerlerine ulaşmalarını sağlıyoruz. Bugüne dek UP School’da; RPA ve Data Science eğitim programlarını hayata geçirdik. Buradan mezun genç kadınlar Ford Otosan, Coca Cola İçecek, Hepsiburada, İş Bankası gibi şirketlere çalışmaya başladılar.
Aktif devam eden programlarımız, Akbank ile Android Development Programı ve Ford Otosan ile birlikte hayata geçirdiğimiz Data Analysis programı.
Türkiye’de ilk programları hayata geçirirken hedefimiz global bir ed-tech girişimi olmak.
Bunun için de geçtiğimiz yaz Stanford Üniversitesi ile bir iş birliği yaptık ve Stanford MBA öğrencisi Rika Watanabe ile birlikte UP School’un global açılımına birlikte çalıştık.
Google UK iş birliğiyle de 3 Google mühendisini Data Science programımızda konuk eğitmen olarak ağırladık.
UP School, bir yaşını yeni doldurdu. Pandemide hayata geçen bir girişim, bu sebeple ilk günden beri uzaktan çalışıyoruz, fiziksel bir ofisimiz yok. Hatta programdan mezun ettiğimiz öğrencilerimizle hala fiziksel olarak bir araya gelmedik :)
Sabancı Üniversitesi, kurulduğundan bu yana zorunlu kıldığı Toplumsal Duyarlılık Projeleri dersi ile öğrencilerine sosyal sorumluluk kazandırma konusunda yükseköğretim kurumları arasında öncü bir rolü üstleniyor. UP School girişiminin de sosyal sorumluluk tarafı ağır basıyor. O açıdan Sabancı Üniversiteli olmayı nasıl yorumlarsın?
Sabancı Üniversitesi’nin bu inisiyatifini çok değerli buluyorum. Bizler artık sadece iyi bir şirkette kariyer sahibi olmak değil; anlamlı, katma değer sağlayabileceği bir hayatın da peşindeyiz. Üniversiteye gelişimizle birlikte bu amaca hizmet eden bir vizyonun içinde olmak hepimiz için çok kıymetli. Eminim ki pek çok öğrencinin de bakış açısını değiştirdi.
UP School için hedef ve planlarını alabilir miyiz?
UP School için hedefimiz Türkiye’de program sayımızı ve iş birliklerimizi artırmak. Bununla birlikte, global açılım bizi çok heyecanlandırıyor. İngiltere’ye açılma üzerinde yoğun şekilde çalışıyoruz.
Son olarak, Sabancı Üniversitesi öğrencilerine bir çağrım olacak. UP School’da staj yapmak isteyen Sabancı Üniversitesi öğrencilerine kapımız açık :) İlgilenenler mina@upschool.io adresine e-mail gönderebilirler.
Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi, EDU, haziran ayında başlayacak Liderliğe İlk Adımlar Sertifika Programı, Kurumsal İletişim Uzmanlığı Sertifika Programı, Eğiticinin Eğitimi Sertifika Programı, Uygulamalı Python Programlama Sertifika Programı ile Bütünsel İşletme Yönetimi ve Finansal Etkileri Eğitimi’ne özel %15 erken kayıt olanağı sunuyor.
Kurumsal İletişim Uzmanlığı Sertifika Programı
Kurumsal iletişim sektörüne yetkin ve donanımlı biçimde hazırlanmak, kariyerinde gerçek bir ilerleme kaydetmek isteyen herkes için sektörün duayenleri tarafından, iş dünyasından güncel örnekler ve uygulamalarla sürdürülecek program 19 Mart’ta başlayacak.
Toplam 9 tam eğitim gününden oluşan programda, geleneksel iletişim süreçlerinin yanı sıra lider iletişimi, kurumsal ilişkiler, itibar yönetimi gibi farklı başlıktaki konulara ışık tutulacak.
Liderliğe İlk Adımlar Sertifika Programı
9 tam günlük eğitimden oluşan Liderliğe İlk Adımlar Sertifika Programı’nda yöneticilerin liderlik becerilenin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesine odaklanılacak. İlk kademe yöneticilerin ve yönetici adaylarının katılabileceği programda ilişki, duygu ve çatışma yönetimi ve çözüm geliştirme gibi konularda eğitim modülleri yer alıyor. Program 18 Haziran’da başlayacak.
Uygulamalı Python Programlama Sertifika Programı
Program, veri bilimine bir hazırlık dersi olmanın yanında, katılımcılara bilişimsel düşünme (computational thinking) kavramlarını pratikte uygulayabilmeleri adına temel programlama yetenekleri de kazandırmayı hedefliyor. 8 eğitim gününden oluşan programda katılımcılar; dersler, ödevler ve uygulama çalışmaları ile algoritma tasarlamayı, bir problemi alt problemlere bölebilmeyi ve parçalardan bütüne gidecek şekilde problem çözmeyi öğrenecekler. Sabancı Üniversitesi Öğrenci Üyesi İnanç Arın tarafından verilecek program, 15 Haziran’da başlayacak.
Eğiticinin Eğitimi Sertifika Programı
Program, eğitmenlik kariyerinde ilerleyen kişilerin gelişim yolculuklarında, fark yaratan eğitmenler olabilmelerine; iyi bir eğitmen olmak için gereken tüm yetkinlik alanlarını geliştirebilmelerinde destek ve rehber olmayı amaçlıyor.
10 Haziran’da başlayacak programda, yetişkin öğrenme teorisi ve öğretim tasarımı modellerinin temelleri, ihtiyaç analizi, fasilitasyon, öğrenme hedefleri, teknik ve materyal kullanımı ile ölçme ve değerlendirme yöntemlerine ışık tutulacak. Modüler yapıdaki programda, sahnede ve sanal ortamda katılımcıları etkileme, eğitimi hikayeleştirme konuları ile bilgiler aktarılacak.
Bütünsel İşletme Yönetimi ve Finansal Etkileri
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Yusuf Soner'in eğitmenler arasında yer aldığı Bütünsel İşletme Yönetimi ve Finansal Etkileri eğitimi katılımcılara iş ve yönetimin tüm fonksiyonlarına bütünsel bir bakış açısı sunmayı amaçlıyor. En iyi öğrenme yöntemlerinden biri olarak kabul edilen ve yaparak-yaşayarak öğrenmeyi iş yönetimi simülasyonu ile katılımcılara aktarmayı hedefleyen eğitimde, katılımcılar; işletme ekonomisinin temelleri, bilanço ve gelir tabloları, rekabetçi stratejiler ile bu stratejilerin nasıl oluşturulduğu konularında beraber çalışıp birlikte kararlar alacaklar. Eğitim 12 Haziran’da başlayacak.
Programlarda erken kayıt indiriminden yararlanmak isteyenlerin 18 Mayıs’a kadar kayıt yaptırmaları gerekiyor.
Sabancı Üniversitesi’nin yürütücü, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin araştırmacı olduğu “COVID-19 Enfeksiyonunun Bilgisayarlı Tomografi ile Tespiti için Otomatik Görüntü Tanıma Sistemi” başlıklı projede, BT görüntülerinin otomatik incelenerek akciğer tutulumunun tespit edilmesi amaçlanmıştı.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim üyesi Prof. Dr. Berrin Yanıkoğlu’nun yürütücü, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Fatih Gülşen, Doç. Dr. Onur Tutar, Dr. Öğretim Üyesi Bora Korkmazer ve TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü’nden (UME) Dr. Hümbet Nasibli, Alper Aker, Oğuzhan Acar’ın araştırmacı olduğu “COVID-19 Enfeksiyonunun Bilgisayarlı Tomografi ile Tespiti için Otomatik Görüntü Tanıma Sistemi” projesi dahilinde geliştirilen sistem, COVID-19 enfeksiyonu bulgularını saniyeler içinde tespit edebiliyor.
Covid-19 ve Sağlıklı Görüntüler
PCR testinin uzun sürmesi ve hastalığın özellikle ilk evresinde yüksek oranda yanlış negatif sonuç vermesi, enfeksiyonların tespit edilebilmesinde toraks bilgisayarlı tomografi (BT) görüntülerinin değerlendirilmesini gündeme getirmişti. Geliştirilen ve İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne kurulumu gerçekleşen sistem ile, enfekte bir hastadan sonra BT cihazının etkin dezenfeksiyonu ve hastanın izolasyonu ile hastane içi bulaşın azaltılması hedefleniyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Kalkınma Ajansları tarafından "COVID-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Programı" başlığı ile açılan proje çağrısına üniversiteler ve özel sektörden sunulan ve Ar-Ge potansiyeli taşıyan projeler için TÜBİTAK tarafından ARDEB ve TEYDEB bünyesinde iki ayrı çağrı açılmıştı. Gelen başvuruların çevrimiçi ortamda değerlendirilmesinin ardından toplam 21 projenin yaklaşık 7 milyon TL bütçe ile desteklenmesine karar verildi.
Sabancı Üniversitesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi iş birliğinde geliştirilen “COVID-19 Enfeksiyonunun Bilgisayarlı Tomografi ile Tespiti için Otomatik Görüntü Tanıma Sistemi” başlıklı proje, ARDEB gruplarında desteklenen 8 proje arasında yer aldı.
Mehmet Can Yavuz, Berrin Yanıkoğlu
Projede ayrıca Sabancı Üniversitesi Doktora öğrencilerinden Sara Atito Ali Ahmed ve Mehmet Can Yavuz, Sabancı Üniversitesi Mezunlarından Dr. M. Umut Şen ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi uzmanlık öğrencilerinden Dr. Rauf Hamid, Dr. Sabri Şirolu, Dr. Ali Ergun Eryürekli, ve Dr. Toghrul Mammadov araştırmacı olarak görev aldı.
1999 yılında Executive MBA (Yöneticiler için Yönetim) programı ile başlayan Sabancı Üniversitesi profesyonellere yönelik tezsiz yüksek lisans programlarının sayısı yıllar içinde artarak 2020-2021 Akademik Yılı’nda 8’e ulaştı.
Bu programlardan şimdiye kadar 1844 kişinin mezun olduğunu açıklayan Yönetici Geliştirme Birimi, EDU Direktörü Cüneyt Evirgen, “Dünyada birçok başarıya imza atmış, Türkiye’nin en önde gelen vakıf üniversitelerinden olan Sabancı Üniversitesi’nin diploma değerinin en önemli göstergesi mezunlarımızın elde ettiği başarılar” diyor ve ekliyor: “Eğitimleri sırasında ve sonrasında, güçlenen donanımları ile şirketlerinde ilerleyerek kariyerini geliştiren, Türkiye’nin ve dünyanın önemli şirketlerinden iş teklifi alan, cesur kararlarla kariyerlerinde değişim yaparak bugün CEO, CTO seviyesinde olan mezunlarımız var. Bu başarıların ivmelenmesinde Sabancı Üniversitesi diplomasının değerli katkısı olduğu bir gerçek. Bu ifadeyi biz söylemiyoruz, ne mutlu ki mezunlarımız söylüyor.” diyor.
Cüneyt Evirgen ile profesyonellere yönelik Tezsiz Yüksek Lisans Programlarımızı konuştuk.
Sabancı Üniversitesi profesyonellere yönelik tezsiz yüksek lisans programları hakkında genel bilgi alabilir miyiz? Programlarınızdan bugüne kadar kaç mezun verdiniz?
Sabancı Üniversitesi tezsiz yüksek lisans programları, profesyonel olarak veya kendi işinde çalışan, yöneticilik kariyerinde ilerlemeyi veya belli bir alanda uzmanlık kazanmayı, kendini yenilemeyi veya kariyer değişikliği yapmayı hedefleyenlerin amaçlarına giden yolda güçlenmelerine, bilgi ve yetkinliklerini geliştirmelerine olanak sağlıyor.
Portföyümüzde öğrencilerimizin yönetim konularında yetkinliklerini artırmaya yönelik programların yanı sıra küresel dünyanın gelişen iş alanlarında uzmanlık kazandıran programlar da yer alıyor. 2021-2022 Akademik Yılı itibarıyla profesyonellere yönelik tezsiz yüksek programları portföyümüzde Executive MBA, Profesyoneller için MBA, Finans, Profesyoneller için İş Analitiği, Bilişim Teknolojileri, Veri Analitiği, Siber Güvenlik ve Enerji Teknolojileri ve Yönetimi programları yer alıyor. Programımıza gösterilen yoğun ilgi, portföyümüzün, pazar ve kişilerin kariyer gelişim ihtiyaçlarına uygun olduğunu gösteriyor bizlere. Bireysel olarak başvuran profesyonel çalışanların, yöneticilerin ve girişimcilerin yanı sıra; şirketler de çalışanlarını ve yöneticilerini, küresel iş dünyasında rekabetçi yönlerini güçlendirmelerini sağlayan ve mesleki donanım kazanmalarına olanak tanıyan bu programlara yolluyorlar veya yönlendiriyorlar.
1999 yılında Executive MBA (Yöneticiler için Yönetim) programı ile başlayan tezsiz yüksek lisans programlarımızın sayısı yıllar içinde artarak 2020-2021 Akademik Yılı itibarıyla 8’e ulaştı. Bugüne kadar profesyonel yüksek lisans programlarımızdan toplam 1,844 mezun verdik. Mezunlarımız kariyerlerinde ilerleyerek üst veya orta kademe yönetici, teknik uzman veya kendi işlerini kuran, girişimci yönetici oldular.
Sabancı Üniversitesi için profesyonellere yönelik tezsiz yüksek lisans programlarının önemi ve öğrencilerin hayatına kattığı değerlerden bahseder misiniz?
Tezsiz yüksek lisans programlarımızda öğrencilerimiz bir yıl gibi kısa sürede yoğunlaştırılmış, teorik ve akademik anlamda bilgilerini sınayan ve geliştiren bir eğitim sürecini tamamlıyorlar. Gelen öğrencilerimizin çoğu bu sürece hazırlıklı geliyor ve kariyerlerinde değişim ve dönüşüm yaşayacaklarına inanarak tutkuyla çalışıyorlar. Mezuniyetleri sonrasında da çalıştıkları işyerinde terfi ettikleri, yurtdışından iş teklifleri aldıkları, kariyer değişimi yaptıkları veya girişim başlattıkları gibi bir dizi yeni hikayelerine tanık oluyoruz ve duyduğumuz başarı hikayeleri bizi hem gururlandırıyor hem de çok mutlu ediyor.
Öğrencilerinizin hemen hemen tamamı Türkiye'nin önde gelen kurumlarında çalışıyor. Programlarınızda iş dünyası pratikleriyle entegrasyon var mı?
Sabancı Üniversitesi kurulduğundan bugüne iş dünyasıyla entegre ve katma değerli çalışmalar yapmaya çok önem vermiştir. Gerek iş dünyasındaki ihtiyaçları, gerekse de üniversitemizdeki ve dünyadaki çalışmaları yakından izliyor, sonuçlarını değerlendiriyoruz. Her yıl içeriğini yeniden elden geçirdiğimiz düzenlediğimiz programlarımızla ve çeşitlendirmeye devam ettiğimiz portföyümüzle, hem yeni dünya düzeninin teknolojisine uyum sağlayacak nitelikli iş gücünü yetiştirmeye hem de profesyonellerin ilgili mesleki alanlarda yetkinliklerini artırmaya katkı yapmayı amaçlıyoruz. Tüm programlarımızda öğrencilerimiz teorik eğitimin yanı sıra sektörel ve pratik uygulamalardaki eksikliklerini tamamlamaya yönelik eğitim alırken, kariyer dönüşümü ya da kariyerlerinde ilerleme şansı elde ediyorlar. Profesyonel yüksek lisans programlarımızda üniversitemizin akademik kadrosunun yanı sıra, programların ihtiyacına göre profesyonel hayattan değerli isimler de yarı zamanlı olarak ders vermekte veya deneyimlerini paylaşmaktadır.
Yönetim Bilimleri Enstitüsü programlarında, iş dünyasından önemli isimlerden ve mezunlarımızdan oluşan Danışma Kurulu üyeleri, her yıl toplanır ve yıl içinde uygulanacak program içeriklerinin, onların önerileriyle, iş dünyasının ve profesyonellerin ihtiyaçlarına göre sürekli güncel tutulması sağlanır. Uygulanan mentorluk sistemi sayesinde, öğrencilerimiz, önde gelen iş insanlarının bilgi ve deneyimlerinden birebir görüşmelerle yararlanma imkanı yakalar. Ayrıca programlarımız değerli bir networking imkanı sunması açısından da özeldir. Ayrıca, iş dünyasının önde gelen isimleriyle seminer, konferans gibi etkinlikler düzenleyerek de iş yaşamının gerçek gündemini öğrencilerimizle paylaşıyoruz.
Birçok üniversitede tezsiz yüksek lisans programları var. Sabancı Üniversitesi'ni tercih edecekler için Sabancı diplomasının değerini tanımlar mısınız?
Dünyada birçok başarıya imza atmış, Türkiye’nin en önde gelen vakıf üniversitelerinden olan Sabancı Üniversitesi’nin diploma değerinin en önemli göstergesi mezunlarımızın elde ettiği başarılar. Eğitimleri sırasında ve sonrasında, güçlenen donanımları ile şirketlerinde ilerleyerek kariyerini geliştiren, Türkiye’nin ve dünyanın önemli şirketlerinden iş teklifi alan, cesur kararlarla kariyerlerinde değişim yaparak bugün CEO, CTO seviyesinde olan mezunlarımız var. Bu başarıların ivmelenmesinde Sabancı Üniversitesi diplomasının değerli katkısı olduğu bir gerçek. Bunu biz söylemiyoruz, ne mutlu ki mezunlarımız söylüyor.
İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, koronavirüs salgını sebebiyle bu süreçte karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için başlattığı “Salgın ve Toplum” webinar serisi devam ediyor.
11 Mayıs Salı saat 15.00'te yapılacak webinar toplantısının bu bölümünün başlığı "Sosyal Psikoloji Perspektifinden COVID-19". Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Öğretim Üyesi ve İPM Toplumsal Psikoloji Çalışmaları Koordinatörü Nebi Sümer’in yapacağı bu bölümün konuşmacıları Bilkent Üniversitesi’nden Ayşenur Dal, Kadir Has Üniversitesi’nden Onurcan Yılmaz ile Yaşar Üniversitesi’nden Sinan Alper’den oluşuyor.
Salgın ve Toplum webinarına bekliyoruz.
11 Mayıs Salı 15:00
İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 2001 yılından bu yana küreselleşmenin çoklu krizlerinin tartışılması amacıyla iklim değişikliğinden kutuplaşmaya, göçten çatışma çözümüne, demokratikleşmeden transatlantik ilişkilere kadar birçok alandaki soru ve sorunları ele almak amacıyla nitelikli ve kanıta dayalı araştırmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar ışığında akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sağlamak, topluma ve karar alıcılara sağlam politika önerileri sunmak için bağımsız çalışmalar yürütüyor.
Yenilenebilir Enerji Sanayi Devriminden Bu Yana En Yüksek Payına 2021'de Ulaşacak
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen, “Dünyada ve Türkiye’de Yenilenebilir Enerjinin Bugünü ve Yarını” başlıklı webinar, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol’un katılımlarıyla gerçekleşti.
Çevrimiçi yapılan toplantıda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretiminde önemli bir büyüme kaydettiği, önümüzdeki 5 yılda dünyada yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların 2 kat artmasının beklendiği dile getirildi. Yenilenebilir enerjinin bu yıl sonunda yüzde 7’lik beklentinin çok üzerinde büyüyerek yüzde 18’e dayanacağı belirtildi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen, “Dünyada ve Türkiye’de Yenilenebilir Enerjinin Bugünü ve Yarını” başlıklı webinar çevrimiçi yapıldı. Webinar, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol’un katılımlarıyla gerçekleşti.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Dekan Yardımcısı Selmiye Alkan Gürsel moderatörlüğünde düzenlenen webinarın açış konuşmasını yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Pandemi sürecinden geçtiğimiz bu zorlu dönemde, yine online olarak biraraya geliyoruz. Bilimin ışığında, bu günleri de en kısa zamanda atlatacağımıza inanıyorum. Bilimsel yaklaşımlar ve teknoloji, enerji sektörünün hem bugününe hem de geleceğine hazırlanmak için elimizdeki en önemli araçlar. Belirsizliklerin olduğu bu dönemde, ekonomik, çevresel ve sosyal alanlarda sürdürülebilirliği güçlendirmeye yönelik stratejiler, planlamalar, yatırımlar, teknolojiler, işbirlikleri ve görüş alışverişleri büyük önem taşıyor.” dedi.
Türkiye’nin enerji sektöründe pek çok alanda büyük adımlar attığını söyleyen Güler Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enerji arz güvenliği ve çeşitlendirmesi, enerjide ithalat yoğunluğunun azaltılması, piyasaların daha rekabetçi konuma gelmesine yönelik çalışmalar, enerji arz-talep zincirinde verimliliğin artırılması, enerji teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygınlaşması gibi birbirlerini tamamlayan pek çok konuda, önemli gelişmelerin devam edeceğini görüyoruz. Türkiye yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminde önemli bir büyüme kaydetti. Yenilenebilir enerjiye dayalı kurulu güç bakımından Avrupa’da lider ülkeler arasındaki konumumuzun pekiştiğini görüyoruz. Teknolojiyi de odağına alan yenilenebilir enerjide büyüme perspektifinin, ülkemizin enerji arz güvenliği, çevresel performansı, katma-değeri yüksek sanayileşme fırsatları başta olmak üzere, pek çok alanda, çok boyutlu faydaları olacak.”
Sabancı Üniversitesi olarak, enerji ve iklim konularına uzun süredir öncelik verdiklerini vurgulayan Güler Sabancı, “11 yıl önce, IICEC’i, daha güvenli ve temiz, dolayısıyla da ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve yeni nesil için daha iyi bir enerji geleceğine katkı sunmak üzere, kamu-endüstri-akademi ‘Başarı Üçgeni’ modeli içerisinde, ortak akıl üretmek üzere kurduk. IICEC’in bu hedeflere katkısını artırıyor olduğunu görmekten çok memnunum” dedi.
IICEC’in geçen yıl Kasım ayında Türkiye’de bir ilke imza atarak “Turkey Energy Outlook” çalışmasını yayımladığını hatırlatan Güler Sabancı, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu çalışma sektör paydaşları tarafından sahiplenildi ve çok olumlu geri dönüşler aldı. Türkiye enerji sektöründeki önemli bir ihtiyacı karşılayan “Turkey Energy Outlook” referans çalışma niteliğinde oldu. Bu yıl, IICEC'in bir diğer büyük projesi, “Turkey Electric Vehicles Outlook” (Türkiye’de Elektrikli Araçlar Görünümü) çalışması. Bu çalışmada Türkiye'de elektrikli araçlar, e-mobilite ekosistemi ve büyüme perspektifi kapsamlı bir şekilde sunulacak. IICEC, önümüzdeki dönemde de yine öncü ve örnek çalışmalar yoluyla, daha güvenli ve temiz enerji geleceğine katkı sunmaya devam edecek.”
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol konuşmasında2020 yılında salgının birçok olumsuz etkisi olduğunu hatırlatarak 2021 yılına ilişkin önemli değerlendirmeler paylaştı:
Pandeminin en büyük etkisi insan sağlığına olan olumsuz etkisi elbette. Ama aynı zamanda dünya ekonomisinde çok büyük düşüş gördük. Hemen her ülke bu ekonomik buhrandan payını aldı. 2021 yılında ise ekonomik beklentiler pozitife döndü. İnsanların salgına karşı, iklim değişikliğine, temiz ve sürdürülebilir enerjiye doğru yönelimin artacağı beklentisi oluştu. Biz bu beklentilere ihtiyatla yaklaştık. Çünkü insan davranışları kadar enerji politikaları, enerji teknolojileri, ekonomik maliyetleri gibi faktörlerin önemli olduğunu düşündük. 2021 yılında ilk 3 aydaki gerçekleşmeleri biliyoruz ve bu yıl dünyadaki emisyon artışlarının çok hızlanacağını, tarihteki en büyük ikinci emisyon artışı olacağını düşünüyoruz.“ Avrupa, Japonya, ABD, Çin, birçok ülke emisyonları 2050’de sıfıra getireceğini taahhüt ettiğini, beklenti emisyonlarda düşüş olması yönünde ama rakamlara bakınca taahhütlerle gerçekleşmeler arasında giderek büyüyen bir uçurum olduğunu görüyoruz. Emisyonların hızla artması iklim değişikliği açısından endişe verici.”
“Karamsar diyebileceğimiz bu tabloda güzel bir haber var, yenilenebilir enerji bütün dünyada hızla büyümeye devam ediyor.” diyen Dr. Fatih Birol, “2021’de yenilenebilir enerjinin payının dünyada yüzde 30’a çıkacağını düşünüyoruz. Bu, sanayi devriminden bu yana en büyük oran. Bunun iki nedeni var, biri hükümetlerin verdiği teşvikler. İkincisi maliyetlerin düşmesi. Yenilenebilir enerjideki büyümenin artarak hızlanmasını bekliyoruz.” dedi. Türkiye’nin enerji sektöründeki en büyük başarılarından birinin yenilenebilir enerjide dev adımlar atmış olması olduğunu belirten Dr. Birol, Tükiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelinin çok fazla olduğuna işaret etti.
YENİLENEBİLİR ENERJİ TÜRKİYE’DE GENÇLİK ÇAĞINDA
Webinar’ın Onur Konuğu olan T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, küresel ekonominin Covid-19 salgınının gölgesinde ciddi bir darboğazdan geçtiğini belirterek “Böylesine bir hercümercin içinde büyüyerek çıkan nadir sektörlerden biri yenilenebilir enerji oldu. Yenilenebilir enerji sektörü Covid-19 krizini alt etti desek çok da yanlış bir değerlendirme yapmış olmayız. Sektör, krizin yarattığı olumsuzluklara karşı bir nevi antikor geliştirdi.” dedi. “
Türkiye’nin toplam kurulu gücünün 97 bin MW seviyesini geçtiğini ve bu yıl 100 bin MW’ın aşılacağını öngördüğünü belirten Bakan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son 20 yılda kurulu güçte yaşanan 3 katlık artışta özel sektör yatırımlarının payı büyük. Bugün kamunun elektrik üretimindeki payı yıllık ortalama yüzde 15-20 civarında. Özellikle 2011 sonrası özel sektör tarafından yapılan yıllık kurulu güç yatırımları, kamunun yıllık kurulu güç yatırımlarını geride bıraktı. Bugün kurulu gücümüzün, yüzde 52,3’lük kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor. 2011 yılında yüzde 25,4 olan yenilenebilir kaynakların elektrik üretimimizdeki payı, 2019 yılında yüzde 43,9; 2020 yılında ise yüzde 42,4 oldu. 2021 yılının ilk 3 ayında devreye aldığımız kurulu gücün yüzde 98’ini yenilenebilir kaynaklar oluşturdu. 2020 yılında yenilenebilir kurulu gücünde dünyada 12’inci., Avrupa’da 5’inci sıraya yükseldik. 2002-2020 döneminde yenilenebilir enerji kurulu gücünü en çok artıran dünyada 9., Avrupa’da 4. ülke olduk.”
Enerji teknolojilerinde Türkiye'yi önemli bir AR-GE ve inovasyon üssüne dönüştürmek ve bu alanı katma değeri yüksek bir ihracat kalemi haline getirmek hedeflerini de vurgulayan Bakan Dönmez, “Türkiye'nin yenilenebilir enerji hikâyesi, bugün gençlik dönemini yaşıyor diyebiliriz. Her geçen gün daha dinamik, daha hareketli, daha fazla paydaşın yer aldığı bir sektör haline geliyor. Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin ağırlıkta olduğu küresel bir düzende, bizler de pozisyonumuzu buna uygun şekilde almak durumundayız.” dedi.
“Dünyada ve Türkiye’de Yenilenebilir Enerjinin Bugünü ve Yarını”başlıklı webinarın kaydını aşağıdan izleyebilirsiniz.
Doktora programlarıyla 2002 yılından bu yana uluslararası saygınlığa sahip akademisyen ve araştırma odaklı yaklaşımla güncel sorunlara çözüm sunabilecek bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Enstitüsü 8 Mayıs 2021, Cumartesi günü online tanıtım toplantısı düzenleyecek.
Finans, Örgütsel Yönetim ve Organizasyon, İş Analitiği ve Operasyon Yönetimi alanlarında öğrencilerin kabul edildiği doktora programlarında; öğrenim ücretinden muafiyet, aylık burs, lojman, ulaşım desteği, araştırma fonu, sağlık sigortası ve gerekli veri tabanlarına erişim gibi imkanlar da sunuluyor.
Doktora programıyla ilgili detaylı bilgilere online tanıtım toplantısında ulaşılabilir.
Tarih: 8 Mayıs 2021, Cumartesi
Saat: 14.00
Yer: Kayıt için burayı tıklayınız. (Kayıt olunduktan sonra Zoom linki paylaşılacaktır.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Gündüz Ulusoy'un ortak yazarı olduğu "An Introduction to Project Modeling and Planning" başlıklı kitabı geçtiğimiz ay içinde Springer Verlag tarafından yayımlandı.
Kitap bir ders kitabı olup xix+482 sayfa, 15 Bölüm, Bölüm sonlarında 319 problem ve 5 vaka çalışmasından oluşmaktadır. Kitaba ek olarak problemlerin çözümleri ve ders sunumlarında ve kendi başına çalışmada destek olmak üzere PowerPoint yansıları hazırlanmıştır. Ek bilgiye https://lnkd.in/egUJfi7adresinden ulaşılabilir. Kitap mühendislik ve işletme dallarında lisans ve yüksek lisans öğrencilerine ve proje yönetimi bilgilerini tazelemek isteyen uygulamacılara yönelik olarak proje modelleme, planlama ve çizelgeleme konularında kuramsal ve uygulamalı bazda bilgi içermektedir. Kitap içeriğinin önemli bir bölümü lisans ve yüksek lisans derslerinde verilen ders notları ve seneler içerisinde öğrencilerin belirttikleri görüş ve önerilerden hareketle hazırlanmıştır. Kitabın amacı proje yönetiminin temel kavram ve yöntemlerinin, özellikle proje planlama ve çizelgelemede matematiksel modellere dayandırılarak sunulmasıdır.
Sabancı Üniversitesi Tanıtım Ekibi, tanıtım çalışmaları kapsamında, online platformlarda liselerle buluşmaya ve çalışmalar yapmaya devam ediyor. Nisan ayında düzenlenen 69 online tanıtım etkinliğiyle toplam 5559 kişiye ulaşıldı.
Nisan ayı boyunca, düzenli olarak gerçekleşen online sunumlar ile lise öğrencilerine Sabancı Üniversitesi’ndeki bölüm seçme özgürlüğü ve disiplinlerarası eğitim sistemi hakkında bilgiler verildi.
Sabancı Üniversitesi tanıtım ekibi, liselere özel etkinlikler kapsamında Saint Benoit Fransız Lisesi ile Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri ile biraraya geldi ve üniversitemizi anlatan sunumlar gerçekleştirdi.
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Ersin Göğüş ile Perseverance ile Kızıl Keşif isimli webinar programı tüm lise öğrenci, öğretmen ve velilere açık olarak gerçekleşti.
Ayrıca tanıtım ekibine gelen talepler doğrultusunda nisan ayı boyunca öğretim üyelerinin katılımıyla liselere yönelik meslek tanıtım buluşmaları düzenlendi ve online dersler işlendi.
Ayrıca birebir bilgi edinme talebinde bulunan aday öğrenciler ile görüşmeler yapıldı.
Online birebir veya online tanıtım sunumu için buradan randevu alabilir, tüm etkinliklerimize buradan ulaşabilirsiniz.