Ana içeriğe atla

Pazarlama Sohbetleri'ni kaçıranlar için...

Sabancı Üniversitesi MBA Kulübü, 10-11 Mart 2012 tarihlerinde sekizincisini düzenlediği “Pazarlama Sohbetleri”nde farklı sektörlerde pazarlama ve marka yönetimi konuları incelendi.



Ana sponsorluğunu Finansbank’ın ve yan sponsorluklarını Hasbro ve Vodafone’un üstlendiği etkinlikte, farklı sektörlerden markaların üst düzey yöneticileri, geleceğin marka yöneticileri ile bir araya geldi. Sohbet, Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin yanı sıra; sektörün profesyonellerine akademisyenleri, tüm üniversite öğrencilerine, MBA ve doktora öğrencilerine de açık olarak gerçekleşti. Pazarlama Sohbetleri etkinliğine yaklaşık 400’ün üzerinde katılım oldu.

Bankacılık sektöründe pazarlama
“Pazarlama Sohbetleri”, açılış konuşmasının ardından Finansbank Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Kunter Kutluay’ın konuşması ile başladı. Kutluay konuşmasında, bankacılık sektöründe pazarlama faaliyetlerini anlattı. Kunter Kutluay pazarlamada, müşterinin ihtiyaçlarını anlamanın, verileri doğru değerlendirmenin, altyapıyı hazırlamanın önemine vurgu yaptı. Kutluay, konuşmasında bankalar için geride kalmamanın ve akılda kalmanın öneminin altını çizdi. Segmentin ve ürünün özelliğine göre iletişim şeklini belirlediklerini söyleyen Kutluay konuşmasında, pazarlama faaliyetlerinde renklerin ve sembollerin önemlerine de değindi.

“Sadece bir marka yönetmiyoruz aynı zamanda bir portfolyo yönetiyoruz”
Sohbetlerin ikinci konuşmacısı Eczacıbaşı İpek Kağıt Pazarlama Direktörü İçim Er oldu. Er konuşmasında, Georgia Pasific ile biten ortaklıklarının ardından girdikleri, markalarda yeniden yapılanma sürecini anlattı. Her birimizin seçeneklerle yüklenmiş tüketiciler olduğumuzu söyleyen Er, markaların dengeleyici bir rolü olduğunu belirtti. Satın almanın duygusal bir eylem olduğunun altını çizen İçim Er, pazarlamada ana hedefin tüketiciler ile duygusal bağ kurmak, ana stratejinin ise tüketici odaklı yaklaşım olduğunu vurguladı. İçim Er konuşmasında, tüketicilerin içgörülerine ulaşmanın önemine de değindi. “Sadece bir marka yönetmiyoruz aynı zamanda bir portfolyo yönetiyoruz” diyen İçim Er, rasyonel ve duygusal markanın özünü oluşturduğunu söyledi. Pazarlamanın çok farklı disiplinleri birarada bulunduran bir alan olduğunu belirten İçim Er de renklerin öneminin altını çizdi.

Trendyol’un başarı hikayesi
Trendyol Kurucu Ortağı ve CEO’su, Fortune tarafından dünyanın en güçlü 10 girişimcisi arasında gösterilen ve Davos’a Dünya Lideri olarak davet edilen Demet Mutlu, Trendyol’un iki yıldan kısa bir sürede elde ettiği başarıyı anlattı. “Modayı herkes için ulaşılabilir kılmak” felsefesi ile Trendyol’u kurduğunu söyleyen Mutlu, sitenin Türk moda markalarının markalaşması için bir araç olduklarının altını çizdi. Demet Mutlu, “Türkiye’nin trend yolu” sloganıyla hazırladıkları reklam kampanyasını da detaylarıyla paylaştı. Demet Mutlu konuşmasında, facebook’ta ilk e-shop açan platform olduklarını söylerken, sektörünün önde gelen markaları ile yaptıkları işbirliklerine değindi.

“Doğru zamanda, doğru reklamı yapmak gerekiyor”
İlk günün son konuşmacısı Vodafone Genel Müşteri Segmenti Bölüm Başkanı Lütfullah Kitapçı, Mart 2009’da başlayan markayı yeniden yapılandırma çalışmalarını anlattı. Konuşmasında pazarlamada değişiklik gösterenin önemine vurgu yapan Lütfullah Kitapçı; tüketiciyi tanımanın, hataları bilmenin, tek bir platformdan konuşmamanın, her platformun markayla uyumlu konuşma tonunun olmasının ve marka vaadinin şirketin her birimi ve çalışanı tarafından sağlanmasının öneminden bahsetti. Doğru zamanda, doğru reklamı yapmak gerektiğini belirten Kitapçı, mobil pazarlamanın akıllı telefonlardaki aplikasyonlara doğru ilerlediğini söyledi.

“Tüketicisine direkt ulaşamayan bir pazarlama hikayesi”
“Pazarlama Sohbetleri”nin ikinci günü LÖSEV’in sunumu ile başladı. İkinci günün ilk konuşmacısı Novo Nordisk Ürün Müdürü Özge Ulusoy oldu. Ulusoy ilaç sektöründeki pazarlama faaliyetlerini tüketicisine direkt ulaşamayan bir pazarlama hikayesi olarak tanımladı. Özge Ulusoy konuşmasında, ilaç sektöründe belli bir alanda uzmanlaşmış bir marka olan Novo Nordisk’in pazarlama faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Gençlere kendi marka değerlerini oluşturmak için öneriler
Günün ikinci konuşmacısı Hasbro Türkiye Pazarlama Müdürü Arzu Çeltekoğlu oldu. Çeltekoğlu, “Başarıya giden yolda kendi marka değerinizi nasıl arttırırsınız?” başlıklı bir konuşma yaptı. Herkesin birer marka olduğunun altını çizen Çeltekoğlu; gençlerin kendi marka değerlerini yükseltmeleri için tavsiyelerde bulundu. Markanın algı, algının da gerçek olduğunun altını çizen Çeltekoğlu, “Marka yönetiminin çok önemli bir parçası hedef kitlenizin algısını yönetmek. Nasıl algılandığınızı değerlendirin, güçlü ve zayıf yönlerinizi önceden görün” tavsiyesinde bulundu.

Sony’den PS Vita örneği
Sony Business Group Pazarlama Yöneticisi Murat Gebeceli konuşmasında PS Vita için gerçekleştirdikleri pazarlama faaliyetlerini örnek gösterdi. Ürünlerin ayrıştırıcı özelliklerini belirlemenin öneminden bahseden Gebeceli, ürünün satış şekli, fiyatlandırması ve nerede satılacağının, ürün piyasaya çıkmadan belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Pazarlama ve reklamda global trendler
“Pazarlama Sohbetleri”nin son konuşmacısı Henkel Pazarlama Direktörü Mehmet Karamollaoğlu oldu. Karamollaoğlu konuşmasında pazarlama ve reklamda global trendler üzerinde durdu. Markaları ifade etmek için 12 ana hikayenin olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, pazarlamacıların ürünün hikayesinin, bu 12 hikayeden hangisine uyacağını analiz etmek olduğunu söyledi. Karamollaoğlu, analitik pazarlama trendinin Türkiye’de de yükseliş gösterdiğinin altını çizdi. Satışla ilgili şirketleri en çok zorlayan unsurlardan birinin de tedarikçilerin globalleşmesi olduğunun belirten Karamollaoğlu, “Şirketler de kendi aralarında evlenerek buna karşı durmaya çalışıyorlar” dedi. Pazar araştırmalarında, online pazar araştırmasına doğru yönelen bir trend başladığını söyleyen Karamollaoğlu, online pazar araştırmasının öneminin hızla artacağını ifade etti. Mehmet Karamollaoğlu, birebir pazarlamanın önemine de değindi.

Tayfun Serttaş sanatçı konuşması

Araştırmacı ve sanatçı Tayfun Serttaş, SALT Galata'da sergilenen Foto Galatasaray projesi ile ilgili 15 Mart 2012 Perşembe günü saat 16.30-17.30 arasında VA 442/542 Visiting Designer Studio (Pınar Yolaçan) kodlu ders kapsamında, katılıma açık, sanatçı konuşması yapacak.

Yer: SSBF 1014
Saat:
16.30-17.30



SUMED 10 yaşında

Sabancı Üniversitesi Mezunları Derneği SUMED, 10. yaşını mezunlarla beraber Cumartesi akşamı Taksim'de verdiği parti ile kutladı.

SUNUM'un hareketli günü

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Merkezi SUNUM’da Kamu, Sanayi ve Akademi Dünyası bir araya geldi

Bölgenin en gelişmiş Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi SUNUM’da sanayi ile işbirliği yapılıyor 

 

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi – SUNUM’da “İşletim Modeli, Sektörel Katılım, Erken Sonuçlar” başlıklı toplantı için kamu, sanayi ve akademi dünyasından çok sayıda davetli bir araya geldi. Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker’in evsahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve  Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da katıldı.  

 

 

Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker toplantıdaki konuşmasında Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi – SUNUM’da üniversitelerden beklenen değer üretme sürecinde sanayi rekabetinde gerekli olan inovatif  yaratma ve geliştirmenin hedeflendiğini belirtti. Nihat Berker ayrıca “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a ülkemizin ilerlemesinde çok stratejik bir rolü olduğuna inandığımız nanoteknoloji alanındaki çalışmalara ve bu alandaki çalışmalara verdikleri destek için teşekkür ediyorum” dedi

 

Rektör Nihat Berker konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun Aralık 2010 ve 2011 tarihli Toplantılarında alınan kararlara göre ülkemizdeki Araştırma Merkezlerinin 7 gün – 24 saat hizmet verebilmesi için   Kalkınma Bakanlığımız ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından gerekli girişimlerin gerçekleştiriliyor olduğunu memnuniyetle izliyoruz. Bu çalışmalar her alanda olduğu gibi, merkezlerin de daha verimli hizmet vermesi için oldukça önemli. 

 

Bunlar arasında yine çok önemli bir konuyu da bir kez daha dile getirmek isterim. Sürdürülebilirliğin devamında en önemli araç,  “insan kaynağıdır” Desteğiniz ile geldiğimiz noktada; insan kaynağına yatırım, alt yapı ve teknik kaynaklara yapılacak idame ve yenileme yatırımları kadar önemlidir. İnsan kaynaklarının da uzun vadede devamlılığı adına hükümetimizin yatırım desteklerinin ve teşviklerinin de artarak devam etmesini diliyoruz.” dedi.

 

Rektör Nihat Berker ayrıca, Haziran 2010’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte temelini attıkları, Temmuz 2011’de de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte açılışını yaptıkları Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi – SUNUM’un varolan diğer merkezlerden en önemli farklılığının, üniversitelerimizde üretilen bilginin toplumun sorunlarına çözüm önerileri geliştirmesi ve ulusal refah düzeyinin artırılmasına katkıda bulunması ilkesidir, dedi. 

 

Sabancı Üniversitesi’nin kuruluş felsefelerinden birinin, bir dünya üniversitesi olma yolunda birlikte yaratmak ve geliştirmek olduğunu vurgulayan Nihat Berker, bu ilke ile bugünkü toplantıda Sabancı Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin özellikle endüstriden gelen paydaşların katılımı ile en doğru hizmet modellerini oluşturacaklarını söyledi. 


 

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz toplantıda yaptığı konuşmada, 2023 vizyonu çerçevesinde ihracatın kompozisyonunu da yüksek teknoloji tabanlı ürünlerin payını artırmak hedefleri çerçevesinde ARGE'ye daha fazla önem verdiklerini ifade ederek, şunları anlattı: "Kamu ve özel, toplam ARGE harcamalarının milli gelire oranı, 2002'de 0,53-0,54 civarında iken, 2010 itibariyle 0,84'e geldi. Bu ciddi bir sıçrama. Aynı dönemde milli gelir, 230 milyar dolardan 736 milyar dolara çıktığını düşünürseniz, milli gelirde 3 katından fazla bir artış var, bir taraftan da ARGE harcamalarının milli gelire oranında 0,53'lerden, 0,84'lere bir artış söz konusu. Dolar bazında ifade edecek olursak, 1,2 milyar dolardan, 6,2 milyar dolara çıkmış toplam ARGE harcamalarımız. Bu, çok güzel bir artış. Avrupa ülkeleri, OECD ülkeleri ile mukayese ettiğimizde, 3-4 ülkeden daha fazla ARGE harcaması yaparken Türkiye geçmişte, bugün AB ülkesi 9-10 ülkeden daha fazla ARGE harcaması yapıyor, milli gelire oran olarak söylüyorum. En az bunun kadar önemli olan, özel sektörün ARGE'ye yaptığı harcamalar. Bizim 2023'te bir hedefimiz var, ARGE ile ilgili bir hedefimiz var. ARGE harcamalarının, milli gelire oranını yüzde 3'e çıkarmak istiyoruz. Bunun da üçte ikisini özel sektörün, üçte birini kamu sektörünün yapmasını istiyoruz."

 

ARGE harcamalarının, katma değere, yeniliğe dönüşümünde en kritik hususun, özel sektördeki ARGE harcamalarını artırmak olduğuna dikkati çeken Yılmaz, özel sektörün ARGE harcamalarının yüzde 40'ı aştığını, bunun yüzde 60'lara ulaşmasını ümit ettiklerini dile getirdi. Yılmaz, ARGE personeli sayısının 2010 yılı itibariyle 74 bini bulduğunu, 2023 hedefinin 300 bin olduğunu kaydetti.

Cevdet Yılmaz, üniversitelerin kalkınma sürecine daha fazla katkıda bulunması gerektiğini, Türkiye'nin bölgeler arası dengesizliklerini gidermede, daha dengeli bir kalkınma sürecinin gerçekleştirilmesinde üniversitelerin katkısına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de konuşmasında, Patent Kanunu'nda değişikliğe giderek üniversitelerin de kurumsal patent başvuru yapmasını sağlayacaklarını, üniversiteler bünyesinde kurulacak Teknoloji Transfer Ofisleri'ne patent lisanslama rolü de vereceklerini ve böylece üniversitelerin patent geliri elde etmelerini sağlayacaklarını bildirdi.

Ergün, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde (SUNUM) gerçekleştirilen "İşletim Modeli, Sektörel Katılım, Erken sonuçlar" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, merkezin üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek adına önemli bir rol model olduğunu ve tüm karar alıcılar için ilham kaynağı niteliği taşıdığını vurguladı.

Bilgi yoğun bu sektörle ilgili gelişmelerde en büyük sorumluluğun üniversitelere düştüğüne işaret eden Ergün, sanayicilerle uyum içinde çalışan, üretilen bilgiyi aynı zamanda nihai ürüne dönüştürmeyi hedefleyen Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Merkezi'ni bu açıdan çok önemsediklerini vurguladı. Hükümet olarak üniversitelerin, akademisyenlerin ve reel sektörün bu tür alanlarda yapacakları çalışmalara her zaman destek olacaklarının altını çizen Ergün, "Üretim, ihracat ve istihdam kapasitesini artıracak nitelikli her projenin, ülkemizin 2023 hedeflerine büyük katkı sağlayacağını çok iyi biliyoruz" dedi.

 

Açış konuşmalarından sonra SUNUM Direktörü Volkan Özgüz gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin bilgi verdi ve bundan sonra yapılacaklara ilişkin hedefleri de anlattı. 

 

Akademik araştırmacılar, öğrenciler, sanayi araştırmacıları ve üreticilerin dar bir bölgede birbirlerine yakın çalışma fırsatı bulacağı bir “İnovasyon Ekosistemi” modeli oluşturma yolunda olduklarının altını çizen Volkan Özgüz, “SUNUM herşeyden önce Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesinin bilimsel ve  teknik açıdan yetkin öğretim üyesi kadrosunun oluşturduğu temel üzerinde  gelişti. Bu temele Kalkınma Bakanlığı ve Sabancı Vakfının katkıları ile bugün içinde bulunduğumuz mükemmel bir araştırma binası ve  teçhizat parkı eklendi.  Son derece gelişmiş laboratuarlar oluşturuldu.” dedi. 

 

SUNUM bu yetkin insan ve teçhizat altyapısını tüm akademik ve sanayi kullanıcılarına açarak ,  küresel rekabette yardımcı olmak , bilgi tabanlı katma değer yaratmayı amaçlıyor. Tüm kullanıcılar, belirli koşulları sağlayarak merkezimizden faydalanabilirler.” diyen Volkan Özgüz, yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da kendi konularında öncü, coğrafyalardan birçok merkez ile işbirlikleri olduğunu belirtti.

 

Volkan Özgüz konuşmasına; “SUNUM da, sanayii paydaşları ile ülkemizin önceliklerine göre katma değeri yüksek, insan odaklı alanları belirledik. Bu alanlar içinde Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemizde devam eden enerji, çevre – su , savunma uygulamaları, merkezimizin gelişmiş altyapısı ile yeni ivme kazanacak. Yakın vadede yapısal malzemeler uygulama alanında nanoteknolojileri kullanan yüksek özellikli kompozit paneller,  tıbbi malzemelere odaklanmayı planlıyoruz.  Orta vadede  uygulama alanı olarak gıda ve ziraat, uzun vade uygulama alanı olarak ise sağlık ve nano-biyo teknoloji alanlarını  belirledik. Bu alanlarda malzeme ve altyapı taşlarından başlayarak, sektörel uygulamalara kadar farklı aşamalarda Arge çalışmaları başlatıyoruz. Bu çalışmalarda stratejik işbirlikleri ve   rekabet öncesi konsorsiyumlar içinde çalışarak sanayiinin ihtiyaçlarına uygun uygulama takvimi içinde sonuçlar oluşturmayı hedefliyoruz. İlk sonuçlar oluşmaya başladı. Yayınlanan bir düzine makale yanında, özellikle 2 patent başvurusu yapıldı.” şeklinde sürdürdü.

 

Daha sonra Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Araştırma ve Lisansüstü Politikalar Direktörü Hasan Mandal yönetiminde “Paydaş Nanoteknoloji Ar-Ge Çalışmaları” başlıklı panel yapıldı. Panelde SUNUM’da ilk işbirliği yapan kurumlardan Gebze Yüksek Teknolojisi Enstitüsü, Akkök Şirketler Grubu ve Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu yöneticileri konuştu. 

 

Konuşmalardan sonra Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker, SUNUM Direktörü Volkan Özgüz, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve diğer konuklara laboratuvarları gezdirdi. 

Yönetim Kurullarında Kadın

Sabancı Üniversitesi ve Egon Zehnder International’dan Yönetim Kurullarında Kadın Üye Sayısının Artmasına Yönelik İşbirliği


Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ve Egon Zehnder International, SPK’nın  yeni düzenlemesiyle getirilen şirket yönetim kurullarında bağımsız üye kotası uygulamasında kadın üyelere öncelik verilmesi için bir proje başlatıyor.

Proje kapsamında, son 10 yıldır Türkiye’de kurumsal yönetim dinamiklerini metodolojik bir yaklaşımla gündeme getiren Sabancı Üniversitesi ve 20 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de stratejik yönetici atama projeleri konusunda deneyim sahibi olan Egon Zhender işbirliği yaparak uzman oldukları alanlardaki bilgi ve becerilerini biraraya getirecekler.

Sabancı Üniversitesi ile Egon Zehnder International’in ortak çalışması kapsamında, analitik verilerin, pratik pazar gerçekleri ve ihtiyaçları ile eşleştirilmesi sayesinde  kurumsal yönetim alanında önemli bir sinerji yaratılması hedefleniyor. Bu işbirliğinin, iş dünyası ve akademik kurumların pratik sonuçlar yaratmasına örnek olacak bir ortaklığı da kamuoyu gündemine taşıması planlanıyor.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Kadın üye arayan şirketler Türkiye'de yeterli sayıda yetkin ve uygun kadın olmadığından yakınmaktalar. Bu yakınmalar kota uygulayan ülkelerde de başlangıçta sıkça dile getirilmiş ama uygulamada bu engeller aşılmıştır. Projede kota uygulamasını gerçekleştirmiş ülkelerin deneyimlerinden yararlanacağız. Aday bulmakta kullanılan geleneksel ilişki bazlı yaklaşımlar yerine yetenek, bilgi, deneyim ve uzmanlığa dayanan  yöntemler kadın direktör adayları havuzunun  tahmin edilenden çok daha fazla olduğunu göstermektedir” dedi.

Egon Zehnder Türkiye Yönetici Ortağı Murat Yesildere ise; “Egon Zehnder International olarak üstlendiğimiz yönetim kurulu üyesi atama projelerimizde kadın üye havuzunun sığlığı önemli bir darboğaz yaratıyor. Az sayıda aday arasında yer alan üst düzey kadın yöneticilerin profesyonel yükümlülükleri ve üstlendikleri görevleri nedeni ile isverenleri bu tip ek sorumluluklar almaları konusunda maalesef istekli değiller. Yönetim kurullarına kadın yönetim kurulu üyesi atanması için getirilecek kota kadın yönetim kurulu üyesi aday havuzunun derinleştirilmesini de şart koşuyor. Sabancı Üniversitesi ile başlatacağınız işbirliğini sadece kadın yönetim kurulu üyesi talebini güçledireceği için değil, paralelinde kadın yönetim kurulu üyesi aday havuzunu da derinleştirecek olması sebebi ile heyecan verici buluyorum” dedi.

İMKB şirketlerinde kadın yönetim kurulu üyeleri oranının düşüklüğü aynı zamanda bir  insan hakları ve cinsler arası eşitlik ve adalet sorunu.
Proje çerçevesinde 2008 yılından itibaren şirket bazında hesaplanan Kadın Etki Endeksi'nin  2012 ve 2013 yıllarında  ciddi bir artış göstermesine destek olacak çalışmalar yapılması planlanıyor. Projenin ilk aşamasında kadın yönetim kurulu üye adayları veri tabanı oluşturulacak ve adaylar nitelik ve tecrübelerine göre sınıflandırılacak. Veri tabanının oluşturulmasında yer alacak kriterler projeyi destekleyen şirketlerden oluşan bir danışma kurulu aracılığı ile belirlenecek ve üniversitede geliştirilen metodoloji yardımı ile de şirketlerin yönetim kurullarının ihtiyaç duyduğu donanım ve tecrübeye sahip kadınlarla şirketler eşleştirilecek.

2002 yılında kuruluşundan bu yana yönetim kurullarının yapısı ve işleyişinin şirket performansı üzerindeki etkileri üzerinde araştırmalar yapan ve SPK'nın Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin hazırlanmasında yer alan Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, bir süredir kadınların yönetim kurullarındaki ağırlığının şirket davranışlarına ve performansına etkisi üzerinde de çalışmalarını sürdürüyor. Forum, İMKB şirketlerinde kadın yönetim kurulu üye oranının düşüklüğünü hem bir insan hakları ve cinsler arası eşitlik ve adalet sorunu olarak görmekte hem de tüketicileri ve diğer paydaşları etkileyen ekonomik kararların verilmesinde kadınların yer almamalarını bir toplumsal sorun olarak değerlendirmektedir.

Forum, SPK'nın yayınladığı yeni düzenlemelerle yönetim kurullarına getirilen bağımsız üye kotalarının doldurulmasında kadınlara öncelik verilmesini hem cinsler arası eşitlik açısından hem de ekonomik kararlarda farklı bakışların ve önceliklerin dikkate alınması açısından önemli buluyor ve SPK tebliğinin bu anlamda bir fırsat yarattığını savunuyor. 

Egon Zehnder International İstanbul Ofisi “Bağımsız Kadın Yönetim Kurulu Üyesi Aday Havuzu”nu yarattı

Egon Zehnder International EPWN ile birlikte kadınların yönetim kurulunda daha fazla yer almasına yönelik periyodik uluslararası arastırmalar yapıyor. Egon Zehnder International İstanbul ofisi de İMKB 100 endeksinde yer alan şirketlerdeki kadın yönetim kurulu üyelerinin analizine yönelik periyodik araştırmalar yapıyor. Egon Zehnder International İstanbul Ofisi “Bağımsız Kadın Yönetim Kurulu Üyesi Aday Havuzu”nu yarattı ve bu havuzu derinleştirmek için değişik kurumlarla işbirliği yapıyor. Egon Zehnder International kısa bir sure once ERT ile kadın yönetim kurulu üyelerinin sayısının artırılmasına yönelik Avrupa çapında bir insiyatife de ortak oldu.

Egon Zehnder International yaptığı değerlendirmede gönüllü insiyatiflerin kadınların iş dünyasındaki ağırlığını artırmaya yetmediğini savunuyor. Yönetim kurulu için kadın üye kotalarının ideal çözüm olmasa da birçok ülkede arzu edilen sonuçları verdiğinin altını çiziyor. İş dünyasının üst düzey kadın yönetici sayısını artırmasının yönetim kurullarında kadın üyelerin artması için zorurluluk olduğunu vurguluyor. Az sayıdaki kadın yönetim kurulu üyesinin bilgi şeffaflığı açısından erkek adaylardan daha fazla iletişime ve desteğe ihtiyaç duyduklarını belirtiyor.  Egon Zehnder International, özellikle kısa vadede, profesyonel kadın yöneticilerin, farklı, çıkar çatışması yaratmayan sektör ve şirketlerin yönetim kurullarında yer almasının kadın yönetim kurulu aday havuzunu derinleştireceğini ifade ediyor.

Sabancı'da 8 Mart nasıl kutlandı?

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu 8 Mart’ı etkinliklerle kutladı

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu 8 Mart’ta Hollanda'daki Utrecht Üniversitesi, Tarih ve Kültür Enstitüsü'nün kıdemli araştırmacısı ve European Journal of Women's Studies (Avrupa Kadın Çalışmaları Dergisi) baş editörü Kathy Davis’i konuk etti.


Kathy Davis, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu’nun Dünya Kadınlar Günü kutlamaları kapsamında, 8 Mart 2012 Perşembe günü, Karaköy’deki Minerva Han’da “Feminism as Traveling Theory: The Case of Our Bodies, Ourselves” başlıklı bir konuşma yaptı. Oturumu Filiz Ayla (Mavi Kalem Derneği) yönetti.

Kathy Davis konuşmasında, 1970’lerde ABD’de yayınlanan “Our Bodies, Ourselves” kitabının, macerasını ,çeviri hikayelerini,anlattı. Kitabın dünyanın farklı ülkelerinde, farklı dillere tercüme edilmesini ve adapte edilmesini, “Our Bodies, Ourselves”i oluşturanların bir başarısı olarak gören Kathy Davis, “Bu kitapla, feminizmin gezici bir teori olarak, uluslararaşırı siyasal bir hareket olarak nasıl hareket ettiğini gördüm” dedi. “Our Bodies, Ourselves”in başarısı üzerine bir vaka çalışması yapan Kathy Davis çalışmasında, kitabın ülkeler arası yolculuğu sırasında başına neler geldiğini, bu seyahatler sırasında kitaba eklenenleri ve geride bırakılanları incelediğini ifade etti. Kitabı ABD feminizminin en başarılı ihraç ürünü olarak niteleyen Davis, burada esas olanın, farklı ülkelerdeki kadınların ABD temelli feminist bilgiyi alıp, kendi kültürel bağlamlarındanasıl şekillendirdiği olduğunun altını çizdi.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu, 8 Mart’ta üniversitenin Tuzla’daki kampüsünde de etkinlikler gerçekleştirdi. Kampüsteki etkinlikler, Sabancı Üniversitesi Türk Sanat Müziği Çalışan Korosu’nun konseri ile başladı. İçlerinde bir erkek koristin bulunduğu koro kadın bestekarların eserlerini seslendirdi. Ardından, “Genç Akademisyenlerle Akademide Kadın Olmak” başlıklı panele geçildi. Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Işık Özel’in gerçekleştirdiği panelde, On Dokuz Mayıs Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Melda Yaman Öztürk, Mersin Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi, Sabancı Üniversitesi Diller Okulu’ndan Ruken Alp, Sabancı Üniversitesi Biyoloji Bilimleri ve Biyomühendislik Programı’ndan Tuğçe Ayça Tekiner ve İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nden Doç. Dr. Sevtap Yıldız Özbek konuşmacı oldular.

Farklı sektörlerde pazarlama ve marka yönetimi

Sabancı Üniversitesi MBA Kulübü farklı sektörlerde pazarlama faaliyetlerini ve marka yönetimini inceliyor

Sabancı Üniversitesi MBA Kulübü tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenecek “Pazarlama Sohbetleri”nde farklı sektörlerde pazarlama ve marka yönetimi konuları ele alınacak.



Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde, 10-11 Mart 2012 tarihlerinde düzenlenecek “Pazarlama Sohbetleri 8”de vaka çalışmaları ve çeşitli aktivitelere yer verilecek.

Sabancı Üniversitesi MBA Kulübü pazarlama ve marka yönetimine ilgi duyan, bu alanlarda kariyerlerini planlayan öğrencilerin, farklı sektörlerdeki pazarlama ve markalaşma uygulamaları hakkında fikir edinmelerine yardımcı olmak ve farklı bir vizyon kazandırmak amacıyla gerçekleştirdiği “Pazarlama Sohbetleri” sekizincisini düzenliyor.

Ana sponsorluğunu Finansbank’ın ve yan sponsorluklarını Hasbro ve Vodafone’un üstlendiği “Pazarlama Sohbetleri” 10-11 Mart 2012 tarihlerinde, Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampusunda gerçekleşecek. Etkinlikte, farklı sektörlerden markaların üst düzey yöneticileri, geleceğin marka yöneticileri ile bir araya gelecek. Sohbet, Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin yanı sıra; sektörün profesyonellerine akademisyenleri, tüm üniversite öğrencilerine, MBA ve doktora öğrencilerine de açık olacak.

‘Pazarlama Sohbetleri’nin ilk gününde; Finansbank Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Kunter Kutluay, Eczacıbaşı İpek Kağıt Pazarlama Direktörü İçim Er,  Trendyol Kurucu Ortağı ve CEO’su Demet Mutlu ve Vodafone Genel Müşteri Segmenti Bölüm Başkanı Lütfullah Kitapçı konuşmacı olacaklar.

Etkinliğin ikinci gününde LÖSEV Sunumu ile başlayacak. Ardından; Novo Nordisk Ürün Müdürü Özge Ulusoy, Hasbro Türkiye Pazarlama Müdürü Arzu Çeltekoğlu,  Sony Business Group Pazarlama Yöneticisi Murat Gebeceli ve Henkel Pazarlama Direktörü Mehmet Karamollaoğlu konuşmacı olacaklar. Ayrıca LÖSEV de etkinliğin ikinci gününde bir sunum yapacak.

Katılım ücretsiz olacaktır. Ulaşım için Taksim ve Kadıköy’den gidiş-dönüş servisler kaldırılacaktır.
Katılım için tıklayınız 

Program:

10 Mart 2012, Cumartesi

10.30 - 11.00 Açılış Konuşması
11.00 - 12.00 Finansbank, Kunter Kutluay (Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı)
12.00 - 12.15 Doğadan & Eti & Starbucks’la Mola
12.15 - 13.15 Eczacıbaşı, İçim Er (İpek Kağıt Pazarlama Direktörü)
13.15 - 14.15 Yemek Arası
14.15 - 15.15 Trendyol, Demet Mutlu (Trendyol Kurucu ortağı ve CEO’su)
15.15 - 15.30 Doğadan & Eti & Starbucks’la Mola
15.30 - 16.30 Vodafone, Lutfullah Kitapçı (Genel Müşteri Segmenti Bölüm Başkanı)

11 Mart 2012, Pazar


10:00 - 11:00 LÖSEV Sunum
11.00 - 12.00 Novo Nordisk, Özge Ulusoy (Ürün Müdürü)
12.00 - 12.15 Kahve Molası
12.15 - 13.15 Hasbro, Arzu Çeltekoğlu (Hasbro Türkiye Pazarlama Müdürü)
13.15 - 14.15 Yemek Arası
14.15 - 15.15 Sony, Murat Gebeceli (Business Group Pazarlama Yöneticisi)
15.15 - 15.30 Kahve Molası
15.30 - 16.30 Henkel, Mehmet Karamollaoğlu (Pazarlama Direktörü)

Model Birleşmiş Milletler Kulübü Antalya MUNTR Konferansı’nda

EUROMUN Konferansı’nda “En Sıra Dışı Delege Ödülü”ne, Kasım ayında YMUN Konferansları’nda “En İyi Delege” ve “Mansiyon” ödüllerine layık görülen Sabancı Üniversitesi Model Birleşmiş Milletler Kulübü (SUMUN), iki delegasyonla Antalya'da MUNTR Konferansı’nda…



Sabancı Üniversitesi Model Birleşmiş Milletler Kulübü (SUMUN), 5-9 Mart tarihleri arasında, Antalya’da gerçekleşen ve Model Birleşmiş Milletler Derneği tarafınca düzenlenen ve Türkiye’nin üniversite düzeyinde yapılan birkaç Model Birleşmiş Milletler organizasyonlarından olan MUNTR Konferansı’na iki delegasyon olarak katılıyor.

Model Birleşmiş Milletler konferanslarına, dünyanın birçok farklı ülkesinden gelen öğrenciler, güncel konular üzerine hararetli tartışmalar yaparak sorunlara farklı açılardan yaklaşmak ve çözüm önerileri oluşturmak için katılıyorlar. SUMUN ekibi, Birleşmiş Milletler bünyesindeki çeşitli komitelerde ve G-20 zirvesi, Futuristic NATO, African Union gibi Birleşmiş Milletler haricinde yapılan uluslararası politik platformlarda Almanya ve Kamerun ülkelerinin delegasyonlarını temsil ediyor.

Konferans kapsamında, konularında yetkin ve uzman kişilerin katılımıyla konular hakkında akademik ve güncel bilgileri birinci ağızdan dinleyerek edinen delegeler, önümüzdeki beş gün boyunca komitelerine atanmış sorunları tartışarak ve birlikte çalışarak sonuca varmayı hedefliyorlar.  Bu bağlamda SUMUN ekibi, küresel finans krizi, henüz gelişmekte olan ülkelerin sorunları, Arap Baharı’nın yerel ve küresel etkileri gibi tüm dünyayı siyasi ve ekonomik açıdan etkileyen ve ilgilendiren gündemdeki politik sorunları farklı bakış açısına ve çözüm yöntemlerine sahip ülkelerin temsilcileriyle bir araya gelip tartışarak sorunlara nihai çözümler arıyor.

Kulüp içi yaptığı çalışmalarla ve katıldığı çeşitli yurtiçi ve yurtdışı konferanslarla öğrencilerin akademik ve sosyal bilgi ve becerilerini geliştirmeyi hedefleyen SUMUN geçen sene Mayıs ayında EUROMUN Konferansı’nda (Maastricht) “En Sıra Dışı Delege Ödülü”ne Kasım ayında YMUN Konferansları’nda “En İyi Delege” ve “Mansiyon” ödüllerine layık görüldü.

CEO'larla Çay Sohbetleri Ekibi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile biraraya geliyor

Sabancı Üniversitesi CEO'larla Çay Sohbetleri Ekibi öğrencileri, çay sohbetleri rotasını Ankara'ya çevirdi. Yıllardır başarılı görüşmeler gerçekleştiren ekip bu kez Ankara'da bugün saat 14.00'te Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile 19 öğrencinin katılacağı bir çay sohbeti gerçekleştiriyor.

GİZ'12'nin ardından

Başarılı İsimler ‘Girişimcilik ve İnovasyon Zirvesi 2012’de Ağırlandı

Sabancı Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü (GGK) tarafından 3 -4 Mart 2012  tarihlerinde yapılan  "Girişimcilik ve İnovasyon Zirvesi 2012" bu yıl da başarıyla tamamlandı. Girişimcilik alanında önemli başarılara imza atmış 10 konuşmacı iki gün boyunca 600’ü aşkın genç girişimci adayı ile GİZ’12 de buluştu.

Sabancı Üniversitesi’nde 3- 4 Mart’ta gerçekleşen Girişimcilik ve İnovasyon Zirvesi 2012’de birbirinden başarılı isimler çeşitli üniversite ve liselerden gelerek zirveye katılan öğrencilere girişimcilik deneyimlerini aktardı. Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın- ayrıca kendisi merkezi İngiltere de bulunan Dünya İnovasyon Vakfına (WIF) danışmanlık yapmaktadır.- “Girişimcilik” kavramı üzerinde durduğu açış konuşmasının ardından başlayan zirvenin ilk günü, Pozitron Kurucu Ortağı,Endeavor Derneği Danışma Kurulu Üyesi Fırat İşbecer’in konuşması ile sona erdi. Fırat İşbecer zirvede üniversite ve lise öğrencileriyle kendi girişimcilik deneyimlerini paylaşmasının yanısıra, karşılaşılan hiçbir güçlük ya da engel ile istenilen hedeften vazgeçilmemesi üzerine dinleyiciler tarafından çok beğenilen bir konuşma yaptı.

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı, Arcelor Mittal Akdeniz - Ortadoğu Ve Türkiye'nin Gelişmesinden Sorumlu Başkanı Adnan Öztürk ise eğitim ile sağlanan fırsat eşitliğinin önemini vurgularken, dünyanın içinde bulunduğu tüketim kültürünün gelecek yıllardaki olası yansımaları ve bugünkü verilerine de değinerek sosyal girişimciliğin önemine de parmak basmış oldu. Markafoni Kurucu Ortağı Ve Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Tatari ise bir diğer ilgi çekici konuşmacıydı. Markafoni’nin bulunduğu noktaya gelene kadar yaşadığı süreçleri ve bugünkü bakış açılarını öğrencilerle paylaşan Tatari “Benim en sevdiğim müşteri tarzı iadeyi seven müşteridir çünkü iade eden müşteri aktif müşteridir.” diyerek hem müşreti memnuniyetine verdiği önemi hem de alışılagelmiş geleneksel bakış açısındansa, yenilikçi olmanın önerimi dile getirmiş oldu. GİZ’12 etkinliğinde dördüncü konuşmacı olan Pirelli Fabrika Direktörü Ali Karahöyüklü konuşmasında çevre ve enerji üzerinde durup, geleceğin inovasyon ve girişimcilik yapılabilecek konularıyla ilgili gençlerle önemli ipuçları vererek gençleri geleceğe dair heyecanlandırdı. Konuşmasının bir diğer ilgi çekici konusu ise Pirelli’nin en büyük girişimlerinden biri olan Formula1’di.



Etkinliğin 2. Günü ise Yönetim Ve İletişim Danışmanı Fatmanur Erdoğan ile bomba gibi başladı. Bulunduğu dezavantajı çalışarak ve doğru bakış açısıyla kendisine nasıl avantaj haline getirdiğiyle ilgili örneğiyle gençlere umut aşılayan Erdoğan, girişimciliğin bir işi en baştan yaratmakla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda kurumsal kimlikten kopmadan girişimci yönetici nasıl olunduğuna dikkat çekti ve biz gençlere entrepreneurship kavramının yanısıra intrapreneurship kavramını da tanıtmış oldu.

Deulcom International Kurucusu Baybars Altuntaş öğrencileri bol bol güldürerek girişimciliğin heyecanını ve dinamik yapısını gençlerle uygulamalı olarak konuşması sırasında paylaştı. 21.yy’ın girişim çağı olduğunu vurgulayan Altuntaş, okuduğu bir dergide dikkatini çeken bir kelimeyi araştırarak Türkiye'de Franshising eksikliğini farkedip,  nasıl Türkiye’ye getirdiğini dergiyi okuyan diğer insanlara atıfta bulunarak “ ben gördüm, onlar baktı. Onlar pas geçti, ben Fax geçtim” diyerek dinleyicilere espirili bir şekilde aktardı. Mynet Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli
Hata yapmanın girişimciliğin ve başarının en önemli öğelerinden biri olduğunu ve ancak hatalar sonucunda istenilene ulaşılabileceğini iletirken, katı bir şekilde planlanmış kariyer planlarının çok da etkili olmadığını, önemli olanın gidilecek hedefin ne olduğuna doğru karar verilmesi olduğunu “ Gittiğiniz yeri iyi seçin, yolunuz zaten sürekli değişecek” diyerek dile getirdi. Köfteci Ramiz Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Birtan Taşkınlar ise okuduğu bölümde (hukuk) bir mesleğe devam etmek yerine kardeşleriyle birlikte babasının ismini devam ettirmek için köftecilik sektöründe ilerlemelerini anlatırken; girişimciliğin sadece Batı ve Amerika gibi toplumlara ait olamadığını, Türk gelenek ve göreneklerinin bakış açısıyla da gerçekleşebileceğini bizlere sunmuş oldu.

GİZ’12 nin son konuşmacısı olan Küçükçalık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı  Yaşar Küçükçalık “"Hayatta bir işi çok iyi bilmeli, çok iyi yapabilmelisiniz." diyerek uzmanlaşmanın önemini vurguladığı konuşmasında GGK’nın ricasıyla düzenleyeceği fabrika gezisiyle öğrencilere işlerin nasıl yürüdüğünü uygulamalı olarak görme fırsatı verdi. "Hayatta 'bilmediğini' biliyorsan çok şey kazanırsın. Biliyorum demek herşeyi yok eder." diyen Küçükçalık girişimci insanların en önemli özelliği olan merak etme ve araştırma özelliklerini gözler önüne sererken, "Çıraklığını yapmadığın işin patronluğuna heveslenme." Diyerek bilgi ve deneyim sahibi olmanın önemini bir kez daha göstermiş oldu.

Abone ol