17/05/2011
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Uluslararası Sosyal Saha Çalışmaları Programı (International Social Survey Program-ISSP) kapsamında, “Türkiye’de Çevre” başlıklı bir rapor hazırladılar.
ISSP üyesi olan ülkelerde siyasal gündemin maddelerinden birisi olan ve özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, Kuzey Amerika, Avustralya ve Çin’de giderek artan oranda ekonominin ve siyasetin en önemli gündem maddesi haline gelmeye başlayan çevre ve onunla ilgili iklim değişikliği, kirlenme, sera gazları v.b. konulardaki toplumsal algı ve duyarlılıkların bir fotoğrafını çekmek ve her ülke için çekilen bu fotoğrafı zaman zaman yenilemenin amaçlandığı Çevre raporunun Türkiye’ye ilişkin olan bulgularının sunumu ve araştırmanın değerlendirmesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu tarafından, 16 Mayıs Pazartesi günü gerçekleştirilen bir toplantıda yapıldı.
Türkiye’de Çevre Raporu’na ilişkin bilgi notu:
Çevrenin kirliliği, korunması ve nihayet iklim değişikliği konularındaki toplumsal algı, tutum, beklenti ve değerler 2010 yılında dünyada 45 ülkede ISSP tarafından yürütülen saha çalışmalarıyla araştırılmıştır. Burada verileri sergilenen saha araştırması da bu çerçevede Türkiye’de 18 yaş üzeri 1665 kişiden oluşan temsili örneklemi oluşturan deneklerle yüz yüze yapılan mülakatlarla oluşturulmuştur. Veriler Ekim – Aralık 2010 tarihleri arasında ülkemizin 64 ilinde yapılan saha çalışmasıyla toplanmıştır. Bu çalışma için mali destek TÜBİTAK - SOBAG tarafından verilmiş, NUTS bölgelerinde kent, belde ve köy örneklemini oluşturan hanelerin rastsal yöntemle çekilmesi işlemi ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bulgularımız Türkiye’de seçmen yaşındaki nüfusun çoğunluğunun çevre kirliliğinin verdiği zararlar hakkında bir fikri olduğunu, bilgisinin fazla derin olmasa da mevcut bulunduğunu göstermektedir. Buna rağmen çevre kirliliği, çevre koruma, iklim değişikliği gibi konular Türkiye’nin temel sorunları içinde halkın gündeminde ön sıralara yükselememektedir. Türkiye’deki seçmen yaşındakilerin algılamasına göre çevre bugünün temel sorunu olmaktan çok uzun dönemde sorun olacak bir hususmuş gibi düşünülmektedir.
Deneklerimizin temel beklentisi çevre sorunlarındaki iyileştirmenin kendi kişisel davranışları ile pek de düzelmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Deneklerimiz çevrenin düzeltilmesi için kendi hayat tarzlarını değiştirmekten yana da değillerdir. Çevre konusundaki iyileştirmelerin devletin girişimiyle olacağını düşünmekte, hatta beklemektedirler. Zaten verilen yanıtlardan anlaşıldığı gibi çevreyi korumak için bireylerin yapabilecekleri hiçbir davranış değişikliği deneklerimizin çoğunluğunun gözünde popüler de değildir.
Deneklerin büyük çoğunluğunun önerisi fosil yakıtlara ve nükleer enerjiye gelecekte ağrılık verilmemesi ve büyük ölçüde rüzgar, güneş, su gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemizdir. Bireysel olarak çevreyi korumak için oldukça düzensiz ve özensiz bir çabanın olduğu söylenebilir. Örneğin, otomobil kullanma gibi bazı alışkanların çevreyi kirlettiği kabul edilmekle birlikte bu alışkanlıkların azaltılması fikri pek de kabul görmemektedir. Bireysel özgürlük, girişim ve piyasaya dayalı, örneğin vergi azaltmak suretiyle teşvik gibi, önlemlerin de pek çalışmayacağını vurgulayan denekler, merkezi devletin çevre düzenleme gerek ceza vermek, gerek bilinçlendirmek ve eğitmek suretiyle etken olabilecek tek ajan olduğunu vurgulamaktadır. Çevre önemli bir sorun olarak algılanmakta, ama çevrenin bireyin yaşam tarzı ile olan ilişkisi ya algılanamamakta, ya da göz ardı edilmektedir.