Ana içeriğe atla

SUOyuncuları ve Düşler Bahçesi'nin öyküsü

SUOyuncuları ve Düşler Bahçesi'nin öyküsü

Sabancı Üniversitesi tiyatro topluluğu “SUoyuncuları” 23 Ocak ile 27 Şubat arasında, bir hafta gibi kısa bir zamanda, Kayseri, Adana ve Hatay olmak üzere tam üç farklı şehirde, her gün üçer seans olmak üzere belki yorucu ama unutulmaz anılarla dolu bir turneye imza attı. Son olarak aynı ekip 5 Mart Cumartesi günü yine çocuklar için SGM’deydi…


‘Düşler Bahçesi’ nasıl doğdu?
İlk olarak Sabancı Gösteri Merkezi’nde başka bir tiyatro topluluğu tarafından sergilenen bir çocuk oyununda görevli olan Hüseyin Güven’in aklına düşmüş bu güzel ve gelişime açık fikir. Bu fikrin heyecanına kapılıp telefonuna sarılan Hüseyin, ekibin bir diğer üyesi Emir Adıbelli’yi arayıp aklındakilerden bahsettikten sonra aldığı olumlu tepkinin de tesiriyle büyük bir heyecanla tüm ekiple kafasındaki projeyi paylaştıktan sonra, hep beraber okuldaki ilgili kurumlara planlarından bahsetmişler ve fikirleri doğrultusunda okul temsil bütçesinden de destek aldıklarında ortaya çıkan proje güzel olduğu kadar anlamlı da bir hal almış.
SUoyuncuları için “Düşler Bahçesi”…

SUoyuncuları için “Düşler Bahçesi”, yalnızca SGM’de sergilenmek üzere hazırlanan bir oyun değil. İstanbul dışında yaşayan kardeşlerinin de ufuklarını aydınlatacak ve onların hayal güçlerine birer tohum ekecek bir etkinlik. Bu fikri buldukları süreç tam da güz dönemi final haftalarına denk gelen ekibin prova süreçlerini, turneleri kadar kısa ve yorucu bir zaman dilimi olarak hatırladıkları kesin, ancak hazırlıklar aslında bir o kadar da eğlence dolu geçmiş. Özellikle rol dağılımını yaparken çok spontane ama belki de en doğru yolu izleyen ekip elemanları, birbirlerinde gördükleri belirgin özelliklerden yola çıkarak gerçekleştirmişler rol dağılımını: Havuç süslüdür, o zaman Tuğba havuç olsun, Salatalık uzun olur o zaman salatalığı Ozan oynamalı, Ece sivri dillidir o zaman ısırgan otu da o olsun gibi... Provalar esnasında, sahneden inen oyuncu, dizüstü bilgisayarını açıp ödevini yazıyor, çağrılınca sahneye çıkıp rolünü icra ediyor, o sırada gösteri merkezi koltuklarında başka bir oyuncu kendi ders sorumluluğunu yerine getirmeye çalışıyormuş. Dekorları da kendi elleriyle hazırlayan SUoyuncularının ortaya koyduğu bu çok emek içeren özel ve güzel oyunu adına uygun hale getiren de hazırlık süreci ve sonrasında aldığı geri dönüşler.

Belki de hayatlarında ilk defa bir tiyatro oyunu izleyecek yüzlerce çocuğun düşlerini süsleyecek, onlar için asla unutulamayacak bir deneyim halini alacak olan bu oyunun turne süreci hazırlık aşamalarından da etkileyici demek mümkün. Zor koşullarda ve yoğun bir tempoyla segilenen oyunun alkışı da seyircisi kadar bol olmuş. Kayseri’de beş dakikalık aralarla üç seansı ardarda oynayan SUoyuncuları, Adana’da son oyunlarında 390 kişilik salonda 790 kişiye oynamışlar ve turne kapsamındaki tüm şehirlerde oynadıkları oyunlar esnasında sık sık es vermiş ve ufak kardeşlerinin düşlerinden kopup gelen alkışları kabul etmişler.

Bunca coşkunun ve memnuniyet belirtisinin yorgunluklarından bir eser bırakmadığını söyleyen SUOyuncuları, yolculuklarını da oldukça sıradışı ve unutulması zor anılarla gerçekleştirmişler. Adana’ya giderken Toroslar’da yolda kalan ekip, Adana’da kuru temizlemeye kostümleri verdikten sonra kaybolmuş, Hatay’a giderken ilk molalarında restaurantta unuttukları kostümler için geriye yol yapmakla kalmamış, turne başlangıcında da Sabiha Gökçen’e ve haliyle de uçağa kendilerini zor atmışlar ve şimdi sıra hayranlık uyandıracak ölçüdeki enerjilerini Sabancı Gösteri Merkezi’nde paylaşmaya gelmiş. Provalarında ayrı, yolculuklarında ayrı ve sahnede apayrı eğlenen ve bu esnada büyük başarılara imza atan SUOyuncuları’nın “Düşler Bahçesi”nde 5 Mart’ta 750 çocuk gezmiş.

Pınar Bozkurt / Mühendislik Fakültesi birinci sınıf öğrencisi

Foto Galeri