Ana içeriğe atla

‘Stakeholder Yönetimi’ Yeni Kapitalizm Düzeni İçinde Nedir ve Ne Değildir?

‘Stakeholder Yönetimi’ Yeni Kapitalizm Düzeni İçinde Nedir ve Ne Değildir?

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU) Konferansı:

‘Stakeholder Yönetimi’ Yeni Kapitalizm Düzeni İçinde Nedir ve Ne Değildir?

Global dalgalanmalar ve ekonomik krizler içindeki dünyanın düzeni yeniden kuruluyor. Dünyada CEO’ların yakından izlediği, ‘Stakeholder Kuramı’nın fikir babası Virginia Üniversitesi Elis and Signe Olsson Yönetim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi ve Business Roundtable Enstitüsü Akademik Direktörü Prof. Freeman, mevcut düzenin kurallarını bozuyor ve yeni şifrelerini sunuyor.

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’nin (EDU) konuğu olarak ilk defa Türkiye’ye gelen Prof. R. Edward Freeman, 2 Kasım Çarşamba günü gerçekleşen konferansta yeni kapitalizm düzeni içinde “Stakeholder Yönetimi”ni anlattı.

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU), 2 Kasım 2011 Çarşamba günü Sabancı Center’da düzenlenen konferansta ‘Stakeholder Kuramı’nın fikir babası, Virginia Üniversitesi Elis and Signe Olsson Yönetim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi ve Business Roundtable Enstitüsü Akademik Direktörü Prof. R. Edward Freeman’ı konuk etti.

Konferansta “Stakeholder Yönetimi Yeni Kapitalizm Düzeni İçinde Nedir ve Ne Değildir?” konusu, 1984 yılında “Stakeholder” kuramını ilk kez ortaya atan Prof. R. Edward Freeman tarafından en güncel haliyle sunuldu. Ele alınan konular, vaka analizi ve uygulamalarla somutlaştırıldı.

İki bölümden oluşan konferansın açış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU) Eğitim Ortağı Oğuz Babüroğlu gerçekleştirdi. Açış konuşmasının ardından gerçekleşen ilk oturumda Prof. R. Edward Freeman ‘Stakeholder Kuramı’nın ne olduğu ve ne olmadığı konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Prof. Freeman ikinci ve üçüncü oturumlarda ise“Stakeholder’lar İçin Yönetim: Ortak Değerler ve Yetkinlikler” ve “Liderlik İlişkileri” başlıkları üzerine konuştu.

Oğuz Babüroğlu konuşmasına ‘stakeholder’ın 30 yıldır geliştirilen bir teori olduğunu belirterek başladı. Konferansın, kuramı uygulamayla örtüştürmek, anlamlı bir köprü kurmak, iş dünyasına faydalı olmak için yapıldığını vurguladı. Oğuz Babüroğlu konuşmasında EDU’nun bu tür toplantılarına devam edeceği mesajını da verdi.  Oğuz Babüroğlu konuşmasında, ‘stakeholder’ kelimesinin Türkçe’ye paydaş olarak girdiğini ancak bu tercümeye bakıldığında hissedar ile birlikte diğer etkileyenleri de karar sürecine sokmanın tam tersi bir anlam taşıdığını söyledi. Paylaşım nosyonunun bölüştürücü bir mantık olarak varsayıldığını halbuki Stakeholder yönetiminin üretkenlik ve fayda yaratma projesi olduğu için paydaş kavramının doğru olmadığını anlattı.



‘Stakeholder’ dünyanın her yerinde önem taşıyan bir konu
Edward Freeman ise konuşmasına ‘stakeholder’ kavramının dünyanın her yerinde önem taşıyan bir konu olduğunu belirterek başladı. Stakeholder teorisinin birçok yorumu olduğunun altını çizen Freeman, bunun sosyal sorumluluk veya sürdürülebilirlik olmadığını vurguladı. ‘Stakeholder kavramının iş modeli üretmek için  “birlikte değer yaratma” olduğunu belirtti ve Stakeholder’ların en az ikisinin varolan çıkarlarının birinin diğerine feda edilmesi yerine, birlikte kazan kazan arayışının önem arz ettiğini anlattı.  Stakeholder’ların birbirini eleştirmesi veya şirketi eleştirmesinden kaçınılmaması gerektiğini çünkü bu tür gerilimin faydalı olabileceğini anlattı.

Kapitalizm tarih boyunca yaratılmış en güzel toplumsal işbirliği
Kapitalizmin tarih boyunca yaratılmış en güzel toplumsal işbirliği olduğunu söyleyen Freeman, ticaretin bunun üzerinden yükseldiğini, yüzlerce yıldır insan tarihinin ilerlemesini yönlendirdiğini belirtti. Freeman, bu fikrin yitirilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu ifade ederken, “İş esas olarak para kazanmak ve kâr elde etmek için yapılır. Burada sadece hissedarlar göz önüne alınır. İş dünyası çalışır çünkü insanlar kendi çıkarlarının peşindedirler denmektedir. Wall Street bunun iyi bir örneği. İnsanlar iş adamlarına doktorlara veya avukatlara olduğundan daha az güveniyorlar. Bu da iyiye işaret değildir” dedi.

Girişimciler sadece para kazanmak için değil içlerinde yanan bir kıvılcımdan dolayı şirket kurar
Girişimcilik konusuna da değinen Freeman, neredeyse hiçbir girişimcinin şirketini kurarken amacının sadece para kazanmak olmadığını söyledi. Girişimcilerin içlerinde yanan bir kıvılcımdan dolayı şirket kurduklarını ifade etti. Freeman, firmaları başarılı olmuş girişimcilerin, işe tutkuyla başlayanlar olduğunu söylerken, ‘stakeholder’ları düşünmenin bu denkleme tutkuyu katmayı sağladığını vurguladı.

‘Stake option’ önerisi
Edward Freeman konuşmasına son verirken “Ben yönetim kurulu üyesi olsam stake option diye bir kavram icat ederdim. Müşteri memnuniyeti, çalışan memnuniyeti, yatırımcı ve toplum memnuniyetinden belli bir oranda aldığınızda o opsiyonlar artıyor. Bu ölçütler sadece kârı ölçmekten çok daha mantıklıdır” dedi.

Konferansın güncel vaka örneğinde ise Karsan-New York Taxi of Tomorrow finalisti projesi ele alındı. Oğuz Babüroğlu, Karsan’ın New York Taksisi’ni ‘stakeholder’ yönetimi açısından değerlendirirken, Prof. R. Edward Freeman da bu modeli geliştirdiği teoriye göre yorumladı. Aslında Karsan ürün tasarımında Stakeholder yönetiminin en güzel örneklerinden birisini sergilendiğini belirtti.

Konferans, moderatörlüğünü Oğuz Babüroğlu’nun üstlendiği interaktif oturum ve konferans özeti ile sona erdi.