09/05/2014
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi fotoğraf sanatçısı Murat Germen’in monografik kitabı yayınlandı. Murat Germen’in kitabına Murathan Mungan bir değerlendirme yazısı ile katkıda bulundu.
Germen’in sanatçı olarak duruşu kitapta; artık “zararlı” hale gelen kentsel dönüşüm, ekonomik gelişmelerin yol açtığı endüstriyel büyüme, toplum mühendisliği, sanat ve sermaye arasındaki ilişkiler, toplu taşımaya faydası olmayan ve sıkışık trafiğe zemin sağlayan yol inşaatları, son olarak da Türkiye tarihinin en önemli toplumsal hareketi olan Gezi Direnişi gibi Türkiye’nin son on yıldaki gündeminin merkezine oturmuş konuları tartışmaya açıyor. Murat Germen’in kitabına Murathan Mungan bir değerlendirme yazısı ile katkıda bulundu.
Murathan Mungan: “Hangi alanda, hangi yaratıcı disiplinde uğraş veriyor olursa olsun benim ilgimi çeken, “meselesi olan” sanatçılar olmuştur hep. Ancak meselesi olanların macerası olur; ben buna inanırım. Murat Germen’in ustalık ve zanaatın bileşimi olan işlerine bakıldığında, onun öncelikle meselesi olan bir fotoğrafçı olduğu görülür.”
“…Murat Germen’in gözü bence “sinemaskop” bir duyarlılık taşıyor. Gördüğüm ve anladığım kadarıyla Germen, uluslararası fotoğrafçılığın yeryüzüne dağılmış ağını yakın takibe alan bir dikkatle fotoğraflıyor yöneldiği her nesneyi, her durumu, her görünümü... Ciddi bir ön hazırlık aşaması hissedilen işlerinde yoğunlaştırılmış bir emek ve özen görülüyor.
Murat Germen’in fotoğraflarına bakmak insana zevk veriyor. Bunu da söylemek isterim.”
Çağdaş fotoğraf sanatının Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden biri olarak değerlendirilen Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Murat Germen’in çalışmaları hakkında monografik bir kitap yayınlandı. Sanatçının 2000’li yıllardan günümüze dek sürdürdüğü dizilerini “Yeni Türkiye” başlığı altında toplam sekiz bölümde ele alan kitabın gövdesini, Germen’in farklı deneylere girerek ürettiği çalışmalarında yakalamış olduğu “özgün yorumlar” oluşturuyor.
Murathan Mungan, Necmi Sönmez’in ayrıntılı yazılarının yer aldığı yayında aynı zamanda Photographische Sammlung Köln’de küratör olarak çalışan Barbara Hoffmann Johnson’un sanatçıyla yaptığı konuşma ve Germen’in kaleme aldığı notlar yer alıyor.
Murat Germen’in objektifinin sürekli olarak Türkiye’nin “şimdiki zamanı” üzerinde dolaşması bir rastlantı değil. Çünkü sanatçı, konusu ne olursa olsun, bakış perspektifi ve tekniği ne kadar farklı olursa olsun, Yeni Türkiye’nin şekillendirdiği kültürel, ekonomik ve sosyal coğrafyayı hiç tahmin edilmeyen açılardan ele aldığı için, ilk bakışta anlaşılamayan bir belgesel yaklaşım geliştiriyor. Belgesel derken, kuru, Ortodoks, sınırları ve algısı belli olan bildik belgeleme eyleminden çok, olgulara neden-sonuç ilişkileri açısından bakmayı bilen bir açıdan bahsetmek gerekecek. Çünkü Germen’in ince eleyip sık dokuyarak seçtiği konuları “kişiselleştirilmiş” bir bakış açısının ürünü.
Murat Germen kitabının savunduğu tez, sanatçının toplumsal değişimlerdeki ivmelerini metaforlara dayalı olarak, edebiyata gerek duyulmayacak kadar „açık“ olarak ortaya çıkarırken yakalamış olduğu “özgün yorum”. Türkiye’nin farklı katmanlarını eleştirmeden, sorgulamadan, kıyaslamadan ortaya çıkaran bu yorum, her şeyden önce hümanist bir karaktere sahip olduğu için, insanın kendisini, portresini değil, insanın emeğini, özverili çabasını, yarattıklarını ön plana çıkarıyor. Kent, üretim alanları ve insan eli tarafından şekillendirilmiş doğanın bir tür “leitmotive“ olarak Murat Germen fotoğrafının omurgasına oturması, Yeni Türkiye’nin içselleştirilmesi olarak değerlendirilebilir. Bunu çoğu kez fotoğraf tekniğinin olanaklarının ötesine taşıyarak, çağdaş sanat üretimi düzeyinde yorumlayan Murat Germen, “kişisel bakış açısını“ zorlu ve disiplinlerarası bir süreçten sonra geliştirdiği için, çarpıcı bir sanatçı duruşu geliştirmiş. Bu duruş kitapta; artık “zararlı” hale gelen kentsel dönüşüm, ekonomik gelişmelerin yol açtığı endüstriyel büyüme, toplum mühendisliği, sanat ve sermaye arasındaki ilişkiler, toplu taşımaya faydası olmayan ve sıkışık trafiğe zemin sağlayan yol inşaatları, son olarak da Türkiye tarihinin en önemli toplumsal hareketi olan Gezi Direnişi gibi Türkiye’nin son on yıldaki gündeminin merkezine oturmuş konuları tartışmaya açıyor.