Ana içeriğe atla

MIT'den dönüş ve akılda kalanlar

MIT'den dönüş ve akılda kalanlar

Rektörümüz Nihat Berker ile birlikte MIT'ye giden öğrencilerimiz döndüler. Öğrencimiz Ege Gülcan MIT deneyiminden notları aktarıyor:


Salı günü Boston Museum of Science'ı gezdikten ve MIT rektörü Susan Hockfield ile görüştükten sonra Çarşamba günü derslere girmeye başladık. Pazartesi ve Salı günü Patriot's Day nedeniyle tatil olduğundan dersler de yoktu. Çarşamba sabahı 9'da girdiğimiz Physics I dersiyle güne başladık. Dersin konusu bizim ilk dönem işlediğimiz RLC devreleri olduğundan anlamakta güçlük çekmedik. Gözümüze çarpan en önemli nokta insanların ellerindeki kumandalardı. Hoca bir konuyu anlattıktan hemen sonra onun hakkında bir soru soruyor ve öğrenciler de ellerindeki kumandalardan şıkları işaretleyerek cevap veriyorlardı. 20 saniye sonra da cevapların yüzdesi projeksiyonda gözüküyordu. Eğer doğru cevap verme oranı %80'in altında olursa hoca herkese kendi grubu içinde tartışmasını söylüyor ve öğrenciler de oturdukları yuvarlak masalarda birbirleriyle sorunun doğru cevaplarını tartışıyorlar. Daha sonra da hoca kendisi doğru cevabın ne olduğunu bir kez daha anlatıyor. Eğer doğru yapma oranı %80'lerin üstünde ise, üstünde durmadan devam ediyor ve yanlış yapanlar arkadaşlarına sorsun diyor. Girdiğimiz diğer derslerde hocalar genellikle karatahtaya yazmayı tercih ediyorlar ve çoğu hoca da ellerindeki notlara bağlı kalmadan, içinden geldiğince dersi anlatıyor. Öğrenciler sürekli olarak sorular sorarak da dersin akışını bir anlamda belirliyorlar.



Gözümüze çarpan bir diğer enterasan nokta ise MIT'nin kampüs şeklinde değil, şehrin içine yayılmış bir yapısının olması. Ülkemizdeki kalın duvarlı üniversite kampüslerinin aksine, Cambridge şehrinin bir kısmını MIT oluşturuyor. Etrafta birine MIT neresi veya MIT'ye nasıl giderim diye sorular sorduğunuzda sizi garipseyip "Zaten MIT'desin, her taraf MIT" diye cevap veriyor. Gerçekten de yolda yürürken etrafınıza baktığınızda gördüğünüz binalar MIT'nin birer parçası ve şehirle iç içe. Yani bir caddede ilerlerken Moleküler Biyoloji binası, benzinci, otopark ve Kanser Araştırma Laboratuarı'nı yan yana görebiliyorsunuz. Böyle olunca da isteyen istediği binaya girebiliyor, yani güvenlik yok. Zaten bu konuyu Dean Hastings'e söylediğimizde de bize burada kimse kapısını kilitlemeden dışarı çıkmaz, yoksa yolda laptopla yürüyen birini gördüğünde aslında o senin laptopun olabilir diyerek esprili bir şekilde cevap vermişti.

1- MIT'deki öğrencilerimizden mektup var

 

2- Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin MIT günlüğü